03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
VATAN CEPHESİ TRT'Sİ OLUŞUYOR • .HÜKÜMET HABERİ SiYASİ HABER DEGİLDİR. MANTIG! İLE BÜLÎENLERE DOLDURULAN MC PROPAGANDALARI, TV HABER MERKEZiNDE DE ÎEPKiLER UYANDIRIYOR... • ADLARININ AÇIKLANMASINI İSTEMEYEN TV'DEKi BAZI GOREVLiLER: «BiZ DE KARJIYIZ AMA, YAPACAK BİR $EY YOK. EMiRLER, YÜKSEK YERDEN GELiYOR DEDİLER. EROL PEKCAN, CUMHURİYETİN SORULARINI YANITLADI «1960 YILINDA TÜRKÇE SÖZLÜ BATI MÜZiGi YARIŞMASI AÇILINCA. CAZ'IN DÖNÜ5Ü BA5LADI. ASLINDA BU 01UMLU ATILIM ÇOK YETENEKLi TÜRK MÜZiSYENlERiNi TEMBELLiGE iTTi. DÜNYA ÇAPINDA iCRACIUK VE BESTECiliGE YÖNELMESi BEKLENiLEN SANATCILARIMIZ, DAHA KOLAY SADECE YURT iÇiNE DÖNÜK MÜZiKLE UGRAJMAYA BA$LADILAR. •AVRUPA ÛLKELERiNiN MÜZiGi ÇOK SESli OLDUGU iÇiN ALMAN CAZI, ÇEK CAZI, İTAIYAN CAZI DEYiMiNi KULIANMAK ZOR. OYSA BiZiM ÖZ MÜZiGiMiZ TEK SESLi, TÜRK MOTiFLERİ VE RiTMLERiNi. SON UYGUIAMADA YAPTIGIMIZ GiBi TÜRK SAZIARINI, ÇOK SESLi iMPROViSE BiR MÜZİK OLAN CAZDA KULLANIRSAK BUNU TÜRK CAZI DiYE ADLANDIRMAK NORMAL OLUR. •Başbakan Süleyman Demirel, Marksist oğilimli Bulgar Başbakanı Todor Jivkov'la görüştü» ya da «Çağlayangil, kapitalist egillmli Kissinger ile anlaştı» diye bir cümleyi bugüne dek radyo ya da TV'de duydunuz mu?. Gülmeyin. Çünkü jjnçen hafla ealı geoesi Zi haber bültenini izleyenler aynen şu cümleyi duydular. «Libyayı ziyaret etmekte olan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Btilent Ecevit, Bingazi'de Angola Başbakanı MARKSİST EGİLtMLİ Lopo Do Naseimento ile görüştü.» Haberi yazan ile denetleyenler, talihsiz Yahya Demirel haberinirı kişileri! Hecep Güveli vn Kemal Deni/. Utc. CII1' liderl Biilent Kcevll'in, Naselmenlo ile jfiirüşnıesi lıııhori TV'de aynen şöyle verildi: Libya'yı ziyaret ctmckte olan Cumhuriyet Halk I'artisi C.eml Kaşknnı Biilent Ecevit, BlıiKazi'de AıiROİa Raşbakanı Marksist eğlllmll Lopo Do Nasclmento ile göriiştü. Türk Hııberler A.jansınm hildlrdiğinp göre. Anjola Başbakanı ile jrüriiştükten sonra Tiirk RazettTİlrre bir demeç veren Ecevit, TUrklyr'nin Angola'yı taıımıusı gertktiğini söyledi. Ecevit şöyle dedi: « llzıın iç mücadelelerden sonra bağımsızlığına kavtışan Ançnla'daki yeni yönetiml, müttefiklerimizin çoğunluçu riahll, pek çnk iilkc, hatta kendİNİne karşı bağiınstzlık savaşı vrrilrn Portekiz bile tanıdığı halde, Türkiye'nin bugiinc HAFTADAN SEÇMELER kadar luı yonotiml tanımamış olması ncncK çok üzücüdiir.» Ecevit, TürUiye'nin bu yüzyilın başlarında dünyadaki kıırtıılıış hareketlerlne önciiliik ettlginl, ancalı, sıııı ?.:, yıldır bağınısızlığa kavıışan ülkelere gereken ilgi ve yakınlığı (tösteremedlftlnt de söyletli. Biilent Ecevit, « llmarını ki lıükünıet daha fazla Rccikmeden bu rejinıi tanu, Türklye böyle bir konııdu bir kez daha en soııa gelnıekten kıırlulıır» dedi. Aynı gece radyo ve TV Haber bültenleıinde, Ankara'daki ögrt'nci olaylarını «Karşıt iki öğrencl grubu ara.«ında» diye veren TRT Haber Merkezi Trabzon olaylarını, büyük bir duysırlıkla «Solcu iki karşıt grııp arasında» diye iki kez tekrar edecek kadar özen güstermişti. Gerçeği ertesi gün gazotn okuyanlar anladılar. Ankarıı ulavlanna neden olanlar, sagcılardı. Onun icin adları anılmamıştı. Trabzon'da ise, TRT'nin cinayet sanıgı diye ilan ettigi solcu gençlcr serbest bırakılmı.şlardı. ... Ve hâla, Türkıyc'de «TRT tarafsızdır» diyenler vardı. Başbakan ve bakanlann tetkik gezileri, açış törenleri, gezileri adı altındu ve «Hükümel. haberi siyasi haber degildir» mantıgı ile bültenlere doldurulan MC propagandaları, TV Haber Merkezinde de Inpkilrsr uynndırıyor. Adlarının açıklanmasını inemeyen (Ki açıklarsak derhal siiiKÜne giclecekleri için haklılar) bazı görevliler «Biz de kar.<>ıyi7, ama, yapacak birşey yok. Emirlcr yüksok yerden geliyor.» dediler. EROL PEKCAN YAYU TAMBUR VE KANUNLA TÜRK CAZI NİCiK OLMASIN1 TV'nin tartışmaya yol açan programı: Türk cazı Uzun btr aüreden berl Haft» S«nu ramları Içinde yer alan Caz Saatl. her defa sında daha da artan bir llglyle Izlenlyor. özelllkle Türk Cazı denemeleri dlkkati çekl vor. Yaylı Tambur ve Kanıınla caz denemeleri müzik dünyasında bir tartışma baslattı blle. Kaynıık Oültekin'in yaptığı proırranıın hazırlayıcısı Erol Pekcan, Davulcu PeUcan Türkiye'nin üıılii raznlarından. Hem nıcraklısı, hem de uygıılayıcısı olarak. Caz Tiirkivc'de pek tanınan hir ınüzik türü rleğll. Ancak Türk Cazı denemeleri başarıya ula$ırsa, sevenlerln sayısı artabillr. Hafla Sonu'ndakl progratnda çalan Pek can ve Arkadaşlarının hazirladıkları Türk Cazı bandları, dUnyanın dört bir yanında da çalınıyor. Avnıpa Yayın Blrliğl tar.afından dünya radyolarına dağıtılan Türk (iın parçalarını buıciinc kadar vııyınlavan dünya radyolaruıdan blrkaçını sıralayalım: Yıni (ilno, Taylancl, Hindlstan. Arjantln. Brezllya, lsvicre, İspanya, Almanya. Hollanda. İsveç, Japonya. Çekoslovakya. BıılKarlstan, Maearlstan, Rnmanya, Franüa. 1talya, Portekiz, Danlmarka. Faşizm Komünizm Metin Toker'iıı daha ilk haftadan ilgi çeken ve tartışmalara konu olan programı hakkıncla eleştirileri bir yana bırakıp, Cumhurlyot'te çıkan habfir için, KUrriyet'te kocaman bir sütunu açıklama ve yalanlamaya ayıran Sayın Toker'e Ikî SHtır yanır. verelim. Programmııı adının onun iddia ettiği gibi Faşizm Ne, KoraUnizm Ne» değil, bizim yazdığımız gibi «FaşizmKomüniztn» olduğunu geçen hafta TV'yi izleyen herkes gördü. Sayın Toker, Tolgay Badakul'u TV'nın en iyi yapımcılanndan olarak kaydetti. Programda adını aradık, bulamadık. Çünkü bu ad başka yerdeydi. örneğin bu akşamkt Spor Stüdyosu'nu izleyenler, herhalde «Kurgu: Tolgay Badakul» yazısını göreceklerdir. Tabii biz yazdıtc diye kaldırmazlarsa. Sayın Toker, spor servisinin herhangi bir elemanından öğrenebilir gerçeği. Programın TV'de olay olduğuna karşı çıkan görüşlerins gelinoe. Bu programı yapmamak için TV Yönetmeliklerinde madde arayanların adını biz eaymaynlım. Sayın Toker, kendisi ile Saftda Solda Vuruşanlar programını yapan, aneak bu ikincisinde ortak çalışmayı reddeden Selim Esen'in niçin Dlyarbakır'a sürüldüftünU bir merak edip sorar öğrenir mi araba? Toker'i perşembe gecesi ikinci kez izleyeceğiz. RADYOTV Hıncal ULUÇ TV'nin nisan atağı: Yeni atamalar Tcfcfiifc re personrl imkansızhklart yüzünden TV'nin nisan atağmı ekrnnda sadece dı.? kaynaklı yaymlarla fjprçekleştirebihvı Falırcttin lşıhçt, ası/ değ'nfiklikleri kodroda yapd. TV'nin iiat kademesinde tıapılan ııcni atamalarla, Karatcaj'vı pörrre atanmasıtıdan bu yana yerini koru.uabilen tek müdiir olarak, Çncıık Şubcsimle Zülal Aytiire kaldı. îstanbul TV Müdürü Alpaslan öner'den sonra, program müdiiru Meral Savct da, $aban Karatag'ın talimah ile yerinden ahnclı. Ağırhfiını Müzik ve Eğlence'yc vermek üzere planlanan Istanbııl TV'stnin ybneümina gcçiri olarak Biilent. Varol aiandı TV'nin ilk Müzik vc Eğlence Miidürü Varol snn olarak TeleSpor sorumlusu idi. TeleSpor Sorumluluğu Spor Servisindrn Günpör Saj/arı'ya teklij edildi. Atama işlemı bu hajta tamamlanacak. Profiram Miidür Vckili Göker Müftüofltu vc Kiiltür $ubesi Müdürii Serlat Orscl görevlerimlrn limdilik kızapa ahıuiüar. Her iki Miidür Ahnan h.birüfii ile acrçekleşecek devamh TV Klemam Yeiiştirme Merkezinde öğretmen ve ııönetmen olarak gbrev yapacaklar. Program Müdürlüğüne gene vekâleien Hajta Sonu Sorumlusu. İ'nlen Demiralp getirildi. Demiralp Hajta Sonu'nu da yönetmeğe devam edecek. Haita Somı'nun başma bir nüre sonra petirilccek Esen Ünür de, Haber Uairesmden TV Dairesine aianıynr. Kültür Stıhesi Müdürluğiine, Izmir Radyosıı prngramcılanndan lşık Saygun getiriliyor. Saygun Tekin Onay Izmir TV'si MMiirü iken çeşitli TV yapımlarına imza atmtştı. Denelim Şubesi MÜdürlüğiine. Basın Yayın Genel Müdürlüüü elemanlanndan Avtek Aydemir gene vekalcten getirildi ve göreue başladı. Hafta Sonu'ndav Necla Erol, ara spikerliği yapmak uzere Yaı/ın Yünelim Şubesinc geçti. Kadrotıı oldukça zayıflayan Hajia Sonu'na yaptıkları çok başartlı Tekno Şov ile dikkati çeken iki teknik eleman. Deniz Olcayto ve Biilent Osma peçici göretie atanacaklar. Son hafta içinde TRT'ye bu 50» programmın yeniden aösterilmesi ya da devamt için bine yaktn mekhıp ve telefon aeldi. Almanya için program haznlayasak D\ş Yaymlar Subesl yeniden organize rdilçrek. Bu sube elemanlanndan Çctin Yb'riik, Atila tlvan ve Tnncay öztiirk d> Hafta Sonu'na verilecekler. Karataş TV'si, önemli günlert anmada büyük bir duyarlık gösteriyor. Bugüne kadar bu tür anma programları hep TV'nin en güzel saatlerinde yayınlandı. Oysa, Türk Tarihinde önemli bir devrim olan Şeriat'ın bırakılıp, Medenî Kanunun kabul edildiği günü, hem de 5ü'nci yılında anma. 15 dakikalık şişlrme bir programa bırakıldı ve bu program bu gece 18.45'e kondu. Kimse izlemesin diye olacak. Yapımcısı da, TV'nin ünlü Ramazan programları yapımcısı Asaf Demirbaş. Bu programı izleyin ve Atntürk'ün en büyük devrimine TRT'nin bakış açısmı görün lütfen. Tabii 18.45'de, dolmuşta, ya da vapurda, trende değilseniz. Türk Medenî Kanununu 18.45'dc, 15 dakika ile anan TV, size 20.30'da, 45 dakika sürerak bir yabancı gözyaşı hlkâyesi sunacak ve ardından «Ben milli TV'yim» diyecek. Medeni Kanunun Kabulü DİNSEL YAYIMLAR Son aylarda TRT'dcn yapılan dinıel yayımların yırallığı tepkileri gözönünde bulundurarak, radyolarımızdaki ve televlzyonumuzdaki bü tür programları kııaca incelemekte yarar var. 11 Mart 1976 akjaniı TRT Televlzyonu'nda yer alan dinul sohbtti v* bir sonraki akfam Bursa'dan naklen radyodan ve televizyondan verllen Mevlid yayımını ele alıp, hemen «MC Hükümetl jlmdi de bu konuda kitle lletişim araçlannı ıömürüyor.» diye bir yargıya var mamak gereklyor. MC elbctte bu yolu lömürecek. Bu sömürii yoItı onun yapısına ve varnıak istediğl amaçlara son derece uygun. Fakat bu yolun radyoda ve televizyonda Yalçmta; dönemlnden de önce başlaciığınr ve bugünkii uygulamanın temellerinin dahd önceki dönemlerde atıldığını gözden kaçirmamak ?arl. Mahmut T. ÖNGÖREN TRT'DEN ÖNCE Radyolarımızda dinsel programlara ve yayımlara yıllarca önce ünem verilmeye baflanmıştı. 27 Mayıs 1960'a dek radyolarda haftada iki kez «Oin ve Ahlâk Sohbeti» yapılırdı. Aklımda yanlif kalmadıysa, bu sohbetlerın her blrine on dakika ayrılmıştı. Zaman zaman bu sürenin dışına çıkılır ve dinsel konuşmalar onbeş dakikayı bulurdu. Mevslm değl^lkliklerl dolayüıylo radyo yayımInrı yeniden duzcnlcnlrken bu konuşmaların sürelerine, yayım sa atlerine ve gunlerlne dokunulmazdı, dokunulamazdı. O günlerdeki dinsel radyo konusmalarının keriğl de I» basındaki Demokrat Parti hilkümetinin aynı konudaki tutumundan ayrı değlldi. Politi kasının başlıca ereklerl arasında din sömürüsu dc bulunan bu hükümetler etkl altında luttukları radyonun dinsel konusmalarda başka bir amaca yönclmesine elbette izin vercmezlerdi. 27 Mayıs 1960'a dek Türkiye Rariyoları'nın din sömüriisünde oynadığı önemli roliin bir başka kanıtı da her cuma sabahı yayım \anan Kuranı Kerim'di. Büyük bir ısrar sonucu bu yayımda ve Ezan yayımında Arapça kullanılırriı. Arapça'nın radyo dısındakl tum dinsel torcnlerdo ve faaliyetlsrde de Demokrat Parti zamanında kullanılmaya yeniden baslandığı unutulmamalıdır. Milli TV'miüde 3 yeni dizi daha başlıyor. Üçü de yabancı. Kirisı geçen yılın en sevilen TV programı seçilen Petroçelli'nln yeni serüvenleri. Çarşamba 2U.3U'da. Nisan ve mayısm hemen her çarsambasındu naklen maç yayını dn var. İkisini ayni geceye koymanın sebebi. sevilen dizi ilo maçlar çatışsın da, sporseverlerle, Petroçelll severler birbirlerlne girsin diye olmalı. Öteki dizilerden biri salı gecesi ba^lnyacak Genç Doktorlar. Bu dizi, eslrt doktorlar türünde. Ancak daha hafif konultı ve daha hareketli. Baş rollerden birinde, Unlü oyuncu Brodrick Crawford var. Üçünctt dizimiz, çocuklar için. Bu gece 17.55'te başlayacak. TV programlarını hazırlayanlar, saatlerin bir Baat öne almdığının farkmda değiller hprhalde. Bütün çocuklar sokakta iken, çocıık programı yapmak ince bir düşünce. Çelik Bilek bir serüven dizisi. Üç Yeni Dizi yosu yönetiml Içinde (eşltli tartışmalara yol açardı. 1950 yılında başkent radyosunda program müdürü olarak göreve basladığım zaman, radyo içindekl bu tarlışmalar» önceleri çok şaşmı»tım. Ankara Radyosu nun ««ki binatının z»mtn katındakl uıun koridorun ucunda küçük bir oda vardı. Bu oda ses bantları İle dolııydu. Bantlarda çeşitli hocaların sesleri bulunuyordu. Her cuma sabahı için bu bantlardan biri seçilir ve yayımlanmak üzere radyonun ilglll bölümüne gönderilirdi. Bu banllar nasıl seçllirdl? Sıra nasıl saptanırdı? Bunu bugün bile soylemek bir hayli güçtür. ÇUnkü bu seçlmi radyo yönetiml yapmazdı. Sanki dısardan bir güç bu l}i kendi ölçülerinc göre ayarlamaktaydı. Ama söz konusu ayarlamanın yapılmasına içcrden de yardımcı olanlar vardı el bette. Nitekim bugünkü TRT içlnde de, özelllkle dinsel yayımlar böyle düzcnlenlyor. Bugün de bu yayımların hazırlanması radyo vn TV yönetimlerinin dıjındakl güçler tarafından sağlanıyor, ama TRT içlnde de bu güç yardımcılar bulmakta geçikmiyor. Nasıl bir güç bu? Dinsel mi? Elbette değll. Iktidara dayanan polltlk, ama ekononıik çıkarlara da sahlp bir güç. Önümüzdek! haftalarda gücün politik yanından daha önemli olan ekonomik yüzünü de belirtmeye çalışacağım. TARTIJMAIAR 27 Mayıs 1960 öncesl radyoda dinsel yayımları yaptıran ve dinlcylciyl sömüren bu politik ve ekonomik gücün en açık belirtllerinden blrl, cuma sabahları Kuran okumak için kimin banttakl sesinin kullanılacağı üzerine koparılan tarlışınalardı. Adaylar arasında sert çekişmeler olurdu. Hattâ fırsatını bulan bir adayın, di ğerlerinln seslerinin bulunduğu tüm bantları sildiğlnl ve böylece salt kendl sesinin radyodan her cuma duyulmasını sağladığını çok iyi ansıyorum. Tartışmalardan bir başkası da Mevlid yayımları İle llglllydl. Naklen yayımın hangi camiden yapılacağı, hangl hocaların bu Mevlld'l okuyacağı ve dua bölümünde nelere yer verllecegl gibi konularda ilgililer salt sözliî tartışmalarla yetinmezler, aralarında kavga bile ederlerdl. Ben göreve basladıktan sonraki İlk Mevlid naklen yayımında camide çıkan böyle bir kavgada yayımın açılıs konuşmasını yapacak olan Ankara Rdyosu'nun spikerlerlnden Yılmaz Tok bir hayli hırpalanmış ve naklen yayın tehllkeye dıışmüştü. 27 Mayıs 1960 larlhinden önceki dönemde yer alan tüm bu olaylara ve örncklere şaşmamak gerekiyor. O günlerde din sömürüsü her alanda giderek yoğunlaşmıştı. Üstellk aynı günlerde Türkiye Radyoları Iktidarların borazanından başka bir şey değlldl. Bazı çevreler de radyolardakl bu dinsel yayımlarda seslerini duyurabilmek için blrblrlerlyle yarışırken, hem Demokrat Partl'nin ekmeğlnc, hem de kendi politik ve ekonomik çıkarlarına yağ sürmek için bundan daha yeterli bir fırsatı bulamazlardı. Somunkıran ve Atamer Danıştay'dan karar aldılar ama ... fici görevlerle Gaziantep re Kars Teleoizuonlarma «Bılgi ve görgiilcrini arltırmak* üzere ataııan eski Müzifc ve üğlençe Şubesi Müdürii Yueri Atamer ca Eğitiın Sııbesi Müdürii Ertan Somunkıran, geçen lıajla başında Damştay Beşinci Dairesinden yürütmeyi durdurma kararı ahp ab'revlcrine basladılar. Ancak bu kez de Trabzon ve Erzurum Telerizynnları tslelme Müdürlüklerinp kesin atamalan yapildı. Her iki müdürlük de teknik seviyede olduğu için atamalar garip karşılandı. Atamer ve Somunktran bu karar ali'ylime de Vamştay'da daua açacaklarım bildirdiler. Danıştay, Şaban Karataş ve onun atadığı ekibi lıukuken (Yo'<> kabul ettıği için, onlann iınzaları ile çıkan atamalan durduruyor. Bu sebebte kesin atamalarm da durdurulması bekleniyor. Fakat yeni ynnetimin iki müdürü eski yerlerine iade eimeye kesinlikle niyeti yok. «Biî lıukuka naypıhyz. Damşlıy prçici görev atamasım durdurdu. Biı bu karara uyduk. Ancak kendilerini kesinlikle yeni göreve ofodı/c.» diyen yeikililerin, bundan annraki Damştau karan hakhndaki tutumları ilainç olarak. MEVLİD YAYIMLARI 27 Mayıs 1960a dek Turkiye Radyolan'nın din sönuirüsiindn nasıl başanyla kullanıldığını kanıtlayan iiçüncü örnek tle Mevlid yayımları ile llgllidir. Demokrat Parti döneminde radyolarımı;daki Mevlid yayımları doğrudan doğruya camilerden naklen yapılırdı. Bunun çesitll nedenlerl vardı. Camilerden naklen yapıla.ı Mevlid ynyımlarını önceden denetlemek olanaksızdır. Bıı nedunle isteyen her hoca radyo rnikrofonundan sesini duyurabllir, Mevlici'In özelllkle dua bölümiinde hiçbir yayım ilkesl gözclilmez ve naklen yayım sürcsi istonlldiğl değln uzatılabillrdi. Böylece bir Mv lid'in Türklye Radyoları'ndan üç, üç buçuk saat verildlğl cok gurülmüştü. Demokrat Parti döneminde radyolardakl Mevlid yayımlarının başka özelliklerl de vardı. Bir kez, bu yayımlar her fırsatta yapılırdı. Salt Kandil günleri İçin değll, kisller için okutulnn Mfy lid'lerin blle Türklye Radyoları'ndan yayımlandığı çok görülmü^ tü. Tüm bu gibi yayınılarda istenmeyen sözler, sözde kııtsal açıklamalar ve Iktidarların propagdndaları radyo mikrofonları ile rahatça çevrcye yayılırdı. Özelllkle dua bolumu iktidardaki kişilerin adları ile doldurulurdu. Hamıyet Yüoeses'in hayranları bugün artık ernekli olmuş, evinde oturaıı klşilerdir, diyo düşünmüş olacaklar ki, programı, çarşamba günü 17.35'e koymuşlar. Perşembe 17.35'de Ceylan Eee'yi izleyenler de çok olacaktır sanırız. Hele salı günü 17.35'te, tarladan dönen köylü vatandaşlar kahvelerini höpürdetirken, tenor Seyyit Alımet Yıldız'm söylediği aryalan dinleyerek, çok sesli müziği sevmeğe başlayacaklardır mutlak. Öyleyse merak etmesinler. Cuma günü gene 17.3o'de soprano MUfide Özgüç'ün aryalan onları bekliyor. Alnin Delorme ve Patricia Carli hayranları. salı ve cumartesi geceleri ekran başında olsunlar. Müzik.. Müzik.. DİNSEL YAYIMLAR BiR DÜZENE GiRDi Mi! Daha sonraki dönemlerde radyolarımızdaki ve telovizyonjmuzdaki dinsel yayımların olumlu ve belli bir düzene glrdlğini soylemek bir hayli güçtür. Pek çok kimse özellikle radyolarımızdaki dinsel yayımlarla ilgiII tutumun TRT döneminde kesin bir açıklığa kavuştugunu tanır. Oysa, haftnya göreceğimlz gibi, TRT' nin en olumlu dönemlerlnde blle bu alanda zaman zaman geriye dönuşler kaydedllmiştlr. O halde dinsel yayımlara, yeterli olmamasına karjın, en belirli açıklık ne zaman verildi? Haftaya göreceğlz. TRT'nin basınla ilişkisi kopuyor Turan Erdemgil'in görevden ayrılmasından hu yana bir türlü düzene giremeyen TRT Basm ilişkileri, jîecen hafta garip bir kararla Basın Bürosu ikiye böltinüp, girişteki odanın iki masası savunma memurlanna ayrılınca iyic* koptu. Büro şefi, aşağıda müracaat memuru gibi kalırken, TRT İle işleri olan gazetecilere yardım eden Gürkan ölçen gazetecilere kapalı Uçüncü kata alındı. Geçen hafta programların hazırlanması büyük çapta aksadı ve gazetecilerle yetkililer arasuıda tatsız olaylar geçtı. DİNSEL YAYIMLARI KiMLER YAPTIRIYOR! Demokrat Parti döneminde cuma sabahları yapılan Kuran yayımları ile, her fırsatta yapılan Mevlid yayımları Ankara Rad KUSURSUZ BİR ZOLA UYARLAMASI: SEN BİR MELEKTiN Bu haftanın 2 filminden biri, TV'nin Türk sinemasına, gcncl olarak da sinemaya bakış agısını bir kez daha gözler öntine seriyor, pırçinliyor... Bu bakışi açısı, Yeşilçam pntronlarının yıllar yılı süregclmış bakış açısından hiç de farklı deftil: Seyirciyi uyutmaya, oyalamaya yönelik, sıyasal olma bir yana, cn ınasutn toplumcu bir içeriğe bile duyiinıımyan bir zihniyet bu.. Yoksa nrnegin bir •I'embe Kadın» kırpılırken, komple bir Nejat Saydam serisinin ekranlara ardanla geterilmesi nasıl ogıklanabilir? Gerçekçilik, toplumıın gerçek dertlerine, sorunlarına eğilnıe artık TV ekranlarına veda etmişlır... Hu tür sonınlan işleyen özgür programlara lırsat. verilmedigi gibi, en ufak bir gerçekçilik gölgesi taşıyan gevmiş yıllarm filmleri de bagışlanmamaktadır.. Bu SHII, • Küçük Hanımel'endı»nin yeni bir serüvenlyle avunabilirsiniz yine: «Küçük Hanımefendi Avru pa'da».. özdemir Birsel'in senaryosu üstüne Nfi jat Saydam'ın yönettığı, Tuıgut Üren'in görüntu lodigi lilnı, BeİRin Dorıık / Sadrl Alışık / Ayhan Işık üçlüsünün yeni serüvenlerini gctiriyor.. • Hatta sonunda uzun süredir ilk kez biı Pransız sinuma klusigine yer veriyor TV: «Son fli: Melektin Gervaise» Yönetmeni, 19Kİ dogımılu Renö CleiTit'iıt.. Clement, helgefilmcilikte 1171ın suro çalıstık.tan sonra, savaş »onrasında (lM4fi). (Devanu 8. lavfada) "Malta Şahini,, neden oynamadı TV'nin ınerukla beklenen flltııi «Malta Şahini» programda uçıklundıgı halde geçen cumar tesi yayıııa girmedi. Yerini Cary Cranı ve Irenno Dunne'un oynudıkları sürpriz bir komedi Tat'.ı Gerçek aldı. Çevrildiği yıl elnştirmcnierco «Geimiş geçmiş en iyi dedektif filmi» diye övülen Malta Şahini'nin yayından alınmasına sebeb, filmin kopyasının gösterilemeyecıek kadar eski ışık lı ve çizikli olmasıydı. TV yetkilileri Bu çizgiler eskiden de vardı, ya da türkçe dubla.j sını.sınria ol du. Her halde, seslendirme firması bizi zamanında ikaz etseydi, bu duruma düşmezdik» dedilfr. • Malta Şahınunin yeni kopyası sipariş edildi. Ge lince yayma girecek. İkinci kez programa konan Penıbe Kadm ise, son ana kadar süren tartışmalardan sonra yayına konabildi. Karataş'ın danışmanları filmın yayınını engellemek istediler. Pembe Kadın s>>lı öğleden sonra ikinci kez komisyona sokuldu. Yayınlanmazsa doğacak tepkiler dikkate alınıp, bdzı bölünıleri çıkarıldıktan sonra «Yayınlanır» ka rarı verüdi£inde eösterive bir kac aaat kalmıstı. TV'de Sinema Erol Pekcan, Cumhuriyet'in sorularını söyle yanıtladı: SORl) Türkiye'de Caz'ın kısa bir tarihçesini yapar mjsınız? YANIT Blzde Caz ilk 1920'lerde Leon Avlg dor adlı klaaik müzlk egitimı görmüş bir vatandaşımızın özel merakı sonucu üç arkadaşı ıla kurduğu Ronalds adlı toplulukla başladı. Daha sonra İstanbul'da yaşayan İngilizler, Avlgdor'u da aralarına alıp daha geniş bir topluluk kurdular. 1937'de Almanya'da Orkestra Şefligi lahsil et miş Glldo Gornfih İstanbul'da gcnelikle azınlıklardan 10 kişilik bir Orkestra kurdu. Davulda daha sonra zengin diskotegl ile İstanbul'da cazın sa vilmeslnde önemli rol oynayan Şadan Çaylıgll var dı. Ardından Arto Haçaduryan topluluğu caza glr dl. 1946'Iara kadar. Ayni sıralarda Kadıköy Haıkevinde bir klarnetçl, Hulki Saner (BugiinkU fllmci) büyUk Orkestra kurmagı başardt. Konserlerin de Artio Shaw'dan kopya edilmiş düzenlemeler çalardl. Mehmet Akter (Klarnet), Nejat Alpün (Ağız Armonikası) ve hâlâ Türkiye'nln en lyl tritarcısı (Halen Amerika'da) FRZII Abrek devrin Unlü cazcıları idiler. Caz, 1950'lerden sonra hızlandı TUrkiye'de. Erdem Burl radyo prograrnları ile cazı sevdirmegs başladı. OlaganUsttl bir kabiliyet CUneyt Sermet Işe girdl. Sermet, lsmet Sıral'a UnlU caz toplulugunu kurdurdu. Arif MardlnM caza teşvllc ettl. Mardin bugün dUnyanın en UnlU caz aranJörlerlnden. Sıral orkestrasından Nejat Candell Tiirklye'nin nadir caz ptyanistlerlnden blrl oldu. Yine bu arada TUrklyenin gelmlş geçmiş en iyi caz şarkıcısı Sevinç Tevs büyük ilgi çekti. 20 yıldan berl Avrupa'nm en lyl 10 trompetçisl arasmda bulunan Muvaffak Falay bu dönemdo çıktı. Daha sonraki dönemde DUnyanın belkl de en lyl caz kornocularındsn Mellh GUrel. bascı Selçuk Sıın. ajaniör ve mlllt.l enstrUmantalist Tuna ötenel, aranjör ve bas gitarcı Onno Tunç, Barkley Caz Okulu mezvınu Emin Fındıkoğlıı, Saksafontst Hrant Lüsikyan, lsmef, Sıral, SUheyl Dentzcl. Faruk Akel, İTompetist Niyazi Erdem, Erdogan Er(run, Trombonist Fatlh Erkoç, Metln Çotal, piyanlst Ayhan Yünkuş adlarını duyurdular. SORU Bunlar genellikle eskt tsimler. Caa daha önce, daha fazla dinleniyordu demek? IANIT TUrklye'de cazın altm devri 195080 arasıdır. Bu devirde bizim deyimimizle Jan Session (Caz Toplantıları) İçin Ankara'dan ben, Melih. Selçuk bir günlügüne Istanbul'a giderdilt. Bizi çok kalabalık bir dinleylcl izlerdi. SORU İlgi ne zaman azalmaga başladı? TANIT 1960 yılında bir büyük gazete, Türkçe Sözlü Batı Müziği yarışması açınca, Caz1 ın dönllşü başladı. Aslında olumlu bu atılım, çok yetenekll Türk müzisyenlerlni tembelliğe itti. DUnya çapında tcracılık ve besteciliğe yönelmesl beklenen sanatçılarımız, daha kolay sadecs yurt içine dönllk mUzikle tığraşmağa başladüar. Bu yöneliş dogal, ama Türk müziginin dışanda etkili olmasıru önledi. îşte örnek, geçen yılki Eurovision Yarışmas*, Pek çok kabiliyete rağmen sonunou olduk. Yanşmanın ilk Uç melodisi hep gruplann %f)y lediğı vokal parçalardı. TecrübesiirHğimiz blzim melodlnin zayıf kalmasına sebep oldu. Bugün çok sesli müzlkle ugraşanlar ustaları dinlemeli, ama taklit etmemell. Butrün Ttjrktve'de bırakm amatörleri, profesyoneller bile, ünlU sanatçılan taklit edlyor. Taklit ve kopva edene birşey saglumaz, sadecft edilenin ününü biraz daha arttınr. SORU Gene konumuza dönelim. Son Haftslarda TV'de TUrk Cazı denemelertnizl izliyoruz. «TUrk Cazı Olur mu» diye soranlar var. YANIT Bu soruyu soranlar haklı. Caz, Atrika yerlilerinin beraberlerinde Amerika'ya götıir dükleri, daha sonra Avrupa Müziginin etkisi de gellstirip büttin dünyaya snnat dalı olarak kabul etttrdiklerl bir müzik tlirü. Bugün Avrupa. Amerika'dan fazla cazla ilgill. Fakat, Avrupa Ülkelerlnin müziği zaten çok seslı oldupu için Alman Cazı, Çek Cazı, Italyan Cazı deylmini kullanmak zor. Oysa bizim öz müziğimlz tek sesli. Türk motiflert ve ritmlerlnl, son uygulamada yaptığımız gibi Türk sazlarım çok sesli improvise btr müzik olan caz da kullanırsak, bunu herhalde Türk Cazı diye ud landırmak normal olur. Dünya cazı Orta Doğu müziğine eğilmişken, biz niye kendi müzigimızl çalmayalım? Ravi Şankar adlı bir gitarcı, nem kendisini, hem Hindistan'ı, hem de sazını Amerl ka'ya tanıtmadı mı? Biz de ayni çabayı neden harcamayalım. Her yenilik eleçtlrilir. Bu da eie$ tfrilecek tabii. Daha önce Muvaffak Falay ve Okay Temiz, lsveç'te degişik bir tarzda Sevda isimli bir albüm yaotılar. lsmet Sıral da TV'de btr deneme vaptı Onun da tarzı deSisikt). Gerelc Falay ve gerekse Sıral, melodiyl TUrk tarzmda çalıyor, sonra alısılmıs cazı uyguluyorlar. Blzlm çabamız İse. TUrk MUziginin otantlklİRİnl korııyarak, cazın en önemli unsuru improvlseyi yapmak. îlk denememizde bizimle çalan Çinuçen Tanrıkorur vc Erol Sayan, TUrk Müziginin özel liğt koma seslerden kurtulmadan çaldıkları için eleştirildiler. Btz hu müzige alışkm olduftumus için böyle eleştiriler olur. Ama bir yabancı müzisyeni bu uygnlama öylesine etkileyecektir ki, devamını isteyecektlr. SORU Slzden başka bu tarzla uğrasan yok mu? YANIT Olmaz olur mu? Ama tembelHlc ve Uşengeçlik bir arava gelince. birşey çıkmıyor. Şu anda Istanbul TV stüdyosunda kaliteli se« alma olanağı yok. Oysa cazı, playback çalamazsınız. İmprovise müzik, lnsanın o anda duydugu, hissettigi gibi çaldı*ı müziktir. Bu yüzden yayım mutlak canlı yapmak gorek. Bu tarz miİ7ik yaparaklar, mutlak Ankara'ya gelmeliler. Gelmlyor!ar... O zaman da bazılan çıkıp «Erol Pekcan' dan başka orkestra yok mu» diyor. Keşke gelseler. Böyle bir programa çıkmak için aranjörümüa Tuna Ötenel geoeslni gündüzüne katıyor. Hem Türk müziğini boymamak, hem de cazdan sapmamak kolay iş değil. Sonra provalar başlıyor, ölesiye... Kolay degil programı yapmak. Yükü üzerımizden alacaklar çıksa memnun olacağız. SORU Pop müzikçilerinin bir eleştirlsl daha var. Yabancı sazlarla birllkte Türk sazları birlikte kullanılmca, parçaları sizln de üyesl bulundugunuz Denetim Kurulundan geçmiyor. Oysa slz, bu işi kendi programınızda yapıyorsunuz, diyorlar. YANIT Bu da beni çok üzüyor. Destek belclerken karşı çıkmalar. Hem de müzisyen Rrkadaşlarımdan. Ben ve arkadaşlarım Türkiye'de para kazanmalc amacı ile bu işle uğraşmıyoruz. tlginç birşey yapanz da dış dUnyanın ilglsini çekip, ulkemlzin tamtılmasına yardımcı olur muyua diye düşlinUyoruz. SORU Pekl, Pop mUzikçiIerlmizin de özellikle TRT'den destek ve teşvik görmesi gerekmtyor mu? Onlar da başarıya ulaşırsa, ülkemizin sesini dış dünyaya götürmezler mi? YANIT Bu başka ve iki cüınle ile geçlştirilemeyeoek bir konu. İzin verin, cazcı degil, TRT Denetim Kurulu Uyesl Erol Pekcan olarak, bir başka konuşmamızda, bu konuyu iyice deşelim. Hümeyra boykot, Yasemin sansürde Yapjmci Narml Kal'a «Plak şirketime sormadan size repertuvar bildıremem» deylp «TV programını şirketler değil biz yapanz» yanıtını alınca da telefonu yüzüne kapayan HUmeyra'ya bir yıl boykot verildi. Hümeyra'nın yerine programa ahnan Yasemin Kumral'ın şovu da sansüre ugradı. Kumral anonsta «Seklz» dendiğl halde, yedi melodi okudu. Cemberimde GU1 Oya adlı rierlemesi «Mezür at.Iadı. Yanlış okudu» gerekçesl ile yayından Atillâ DORSAY BCLGİN DORLK «KUcUk Hanııncteııdl AvruDada.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle