05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 3 Nlıln 1976 "Sabahattin Ali kaçta gelecek?..,, Rıfat ILGAZ tlf> uzattı, okur okiımaz «1| yok dedi. Adımlanmız tamam». tanımâm Adam dıçarı çıkarken, bir an önc» için: HEPSI 0 KADAR ve kilıç kesmetr .venlllnen hir Usüıtıe |eçtl Içlmizden ı m ı hepel n yrnldpn grtrev aldı b»»pHrına(tımu uyicar parmaKimız ucumuzumudıımuz dnğruldıı dillminln altından bu drf» acımasu ve. kılıç kpımeğe vMilltncp düstU bo«lu|a vitzriokBan «.Ift E"i rlimlr krttiilüjr riavandı birrifn nrasıhuraaından RPİdJ «rdemln çok aliftıgımız nlrtıi hsn mezarlnr mezarlar sırt «ırta çlçeklerlmiz »nlriu oldu bunların hppM nlriu ama ntıırup ajilayamazsın M duvağımızdır alıp götürmek İRtedlklert ak duvajhmıt arımiznamuıumuc buıri'nümtitvaTinımız alın pilrrln kftrnnnıia fiımıp hpkliyemezsln kl vp kılıç kcsmeftp vanına dii«ıtU yürdflk*an paıniak dhııilp «nraınıx5in Id çttken ülkemiruhısumıii(1ıır jlden oglnmnr kızımu «iivrnimlüJriivpnrf'mizdlr hPİr rtur haknlim dh«mezMn ki ve kılıç kc.mr«e yenillınp bir üşüme ceçtl lclmlzdpn ama hepsi o kadar ytnlden görev aldı hafparmajtımıı DarınaSrinıır, uvgar parmagımiT o Bir darbe, bir darbe sonra bir darbe daha.. Kemal SÜLKER «îütikbalin edebivitı, muhakkak ki. bi?d<> bu kadar gorünenler« benzemeyen bir çphır aKedecektır. Gelecek buyük sanatkarın ıçtımaı taratları çok kuvvetlı olacaktır. Biîlm ıstikbaldekı pdebiyatınıız mı cavırtere kitlpde daha ınsani olmak, dahıı 1yı bir hayara varnıak ıçln vollnr ROSterecek kadar vükselmış veni veni bırer rlpvır aça rak olan büvuk deCerler vetistirmıs olursB o za man biz de dılnvanırı ede^bl orkestrası lçinde mevkiıınirı nlmıç bulumıruz.» Sabahatlın A 19S8'de Behçet Yazar'a göndrrU dıgı anket karşılıgında böyle diyordu. OeleceRin edebiyatı toplumru olacaktı. Sabahattin Ali bu dogrultudakl yapıtlarıyla ırerçektpn ditnyanın llrnci ftdebi orkestrasında verinı Hİ«r«kn. Ama, «tcımizdekı Şeytan» ıırantılarından gelen ptkjlerle RcçmlSin edebıyatında. g^lprpgin çızgilorini bplırterek kaklı «Kitle l!e anlaşmuK VP tıirlosmck için vapılan lıer hareket glizel ve do<»nıdur» ctlven Sabahattin Ali, kıtlenin nabzı damarlarında atarken ve Markn Pasa'lar büylik bir bılınç vprırken kıtlodpn uzak lasnıa yolundnkı baskılann ıtelemesıvie Hilıınlıııı nı vanlış attı. Emekçı halk kıtlrlerinın hakları için kalem savası veıırken mahKemeden mKhkeınevf haplshaneden hapıshaıifvp >iuniklenmeM 1938 VP 193f)'ların Tiirkiyp'sınde ptraiındH netos alınmaz bir basınç varatmıştı. Polif ı^lpmesındpn. ışsı? bı rnkılmasından. çalıstıCı gazetclerin birbirı üsttine kapatılmasından övlesinp bunalmıs'ı ki. bnzı «ve ni dostııların Turkiye'den kaçması biçimındpkı kendilerince çpkırı nlan telkınlerinp kolayca kı.pıl di. «tnsanlan riaha tvtvp. rlnh» rlnÇruva. dah;ı !»ü zele yükseltmcl;, insanlarda bu yükselmp arzusınıu uyandırniMk» amacını siutüuvl ıçın. huniiliıcı iıaskı retiniinden kurtulmak ve amaçlndıgı v«r.de vapn lar vermck istegi. kaçıs eğilıminı srUçİPndirdı. Çf.v restnde ktlmelenen obaylı bayanlı, »osyete sosva hRt kalabalıkııtan gelen «kaç. Rİt» önerilprını kurtancı ve uyjfulanmBsı knlay bir iş saymava baslı yordu. Marko Paşa'da toplumsal yergıler. somut elestiriler, çekiri gtlldürmeneler giderek daha çok okuvucu buldukça Sabahattin Ali daha da yalnızlık çekiyordu. tzlenme korkusu. vakalanıp tntııkUnma sanlnntısı eu>lf>nirken SıkıvonP'im Içnranv la gazetelerın kapatılması, o sosyete «osyalistlerin flen vapılan «kardflgAne uyarıları»n hnklılıgını kanıtlıyordu ssnki M8İum Pasa. derken Mirhum Pa SSH, «onra yine kapanış... Sabahattın Ali, masaüaıını Sırça Kosk'te toplavıp yayınlnyınen arttıgınl hıssettıgı «ge'co gundilz t.akıp»ten bıkmışken BaKarılar Kurulu'nun kitabı toplatma kararı, karamsarliRinı rierınlfştırdı. Bu ortamda Zincirll HUrrivet'tekl bir vazı.M koftusturmHya ugradı. bunun şn"?kînlıj}ı >;eçmpmıskp.n daha önce hüklım gıvdıgl vazısı ıçın verılen ce^aıun kosınloşiıpi hahpn eeldt vp ıııtııklanıp Ülklidar'dakı Pajakapısı Cezaevina sbnrlprildi. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Hnpısrüinerlf! bprber Hasan Tural adında bir göçnıonlp tanıstırıldı. Berb«»r Hasan, sabahattin AH'yp Bulgaristan'ft kaçmavı önerdı Hapısten çıkınfa hıınu saBlavacauını vaadPttl. sabalınttın Alı'nın üç aylm mahkumtveti bitlnce, ri.ıha itnre t.ıhlıyp erlılen Hasan Tural'ı bulup vaaciın ııyBUİanma.sını ıstedl. Bu ısl, Ali Çavuş üstlcnpcp.ktı Ali Çavıış. Yugoslav goçnıpnıydt. l«2.Vtc Türkıye'ye Eelınış. ıık^n edıldigl Kars'tan Istanbul'a yeıieşme ıznin'. almıstı. Godıklı Erbas Okulundan ıne/.un olup çavuş riltbesıyIP Rdrevdcvkcn bir sııvari tılınrasını çalmıs. satr mıştı. 2(1 gün hapıs vatmıs ve askeılikle ilişiKİ kesilnııstı. ArkadnşİHrı hala Ali Cavuş dıyorlardı; bu Ali RrtPkın'di.. Bir varlıKlı hanımın yardımıyla Kamvon alıp n.ıklıyeıulık vapraııya ba&layan Sabubalttn Ali ıl» Ali Ertekın. bcıber HHSHII Tııral'ın yardımıvla Bnla^mıştı. Para karsıliEincla Bulgarlstan'a kaçırılacaktı. Kaçınlnıa ışinde kamyon bir yere kadar araç olarak kullanılaraktı. ai mart 194!» ırtind SahahBttın Ali, Edirnekapı asfaltındH Ali Erlckın'ı kamyona almı* Kırklareli'ne yonelmı^lerdı. Saat i:< sırnlarında Kırklareli'na eelmıslerdı Tütiın aeposu vanında Ali Ertekın, Rüva, pevnir alımı için kamvondan ınıınş, kaınvon da Park duraKinda bıraftıliTiıs. S. Ali vo soiörü bir kahvede tavla ovnatnaya koyulmuşlardı. Saat İB hiralarındıı, Ali Krrekln'le bulusulacBRi İçin. «Povnırnvl çetıreıııcdi her halde» cleyıp. Kahveden çıkılnu.ş. kaınyona bınılmi'j, Vİ7e've doftrıı harrket edilmijtı. Yolda tırlll veıde Ali Ertekin beklivordıı. Kamyona almışlavdı. Kızılcıkdeıo» koyunti «ecfiktcn sonra KırkİHiclı'nın 10 • 12 kilometre ilpriMnde btr yerde durmuslardı. Güv« buradan oeynir paraıii(Jı vaPHi'tıkları hir çtftlıge gıdereklerdl. Sabnhattin Ali, kamvon sofnrü Kalim'i Kırklarell'ne Köndermls. Ali Ertekin'le vava yürUmcye baslarnıjlardı. Gün alaca karanlıktan fcoyu kaıanlıga dönllşılrken Üskdp ile Yündolan köylcıı arasından Sazara'va dogru vol aldılar. ÜskUp nahtyesı üzerlndeki tepeden Sazara yoluna çıktılar. Ali Ertekin. Sabahattin Ali'vt öldürmpyi kafasına knymustu. Sazara'ya Rtdecek yerde vanlıj bir voldan rieıcye lnrlıler. Kar$ıda Hedve koytl ile Sazara KorUlUyordu. A Ertekin. gecevl H burada geçirmevl önerdı. Ates vakıp övle yattılar. Ertesl sabnh tisküp merası ile Sazara nıpra.sını ayıran derenın Üsküp merası mevkıindeki vamaçta guıeıın tundalıkları arasında hir ypre oturdular. Öabahııttıtı Ali çantasını açtı Almanpa bir kltap çıkardı. Ceketini yere serdl Kol saatlni çıkarıp vanına koydu. Sırt.UstU uzandı. Gereyı bekliyorlardı Gecp selınce. avlardır sılıen buıiîilıınd'an kurtulacak ve kBrşıya geçerektt Ama Ali Ertekin, gü.vB Sabahattin Alı'yl. «Türk mılletıne fenaljk için harice kaçmnk ıstpven hir canavarm (') kaçıramnzrlı. Onıı öldiirmellvdı. Ali Ertekın, bundan sonrasını söyle aıılattı yaıuıca: «Hevecanım teessüre lnkılâp etti. Titremeve haşladım. Elımde sopa vardı, avaga kalktım. gezınmeye bnslfidım Her gecen sanıye asabımı bir kat daha sarsıyordu. Gnzlerim kararır Klb) oldu. tşte bu mılli dUşünce ile bırdenbıre ırademı kaybederek elimdeki SOPB ile. kitap okumakta iken kafasının sol tarafından yüzUne doftru çıddetlP. vurdum. Suratı. «özHiklcri, kulagı kan içtndr. kalrtı'5tı. Arkasından avnı vcrc şiddetle bir dah» vurdum. Bu iki darbeden sonra Sabahattin Ali saft taralına dogru yere yıkıldı. Agzından burnundan kanlar boşandı. Dikkat ettlm. hafif halıf nefos alıyordu. Bu defa Uçüncu bir darbeyi ensesine vurunca nefest tamamen kesildi. OlmusiU » Ali Ertekin, bu suçtan dolayı dort yıl hapse mahkum edıldi. Aynı vıl çıkarılan AI Yasasından vararlanarak sprbest bırakıldı. Asmahrnesflt'te, Çinilt s.partm»ndak) Işyerirnlzde bana sorulan en znr sorulardan biri de buydiı; «Sabahattin Ali kaçta golecek?...» Surulann gerisi, gelir de gelırdl: Kaç bin basıyorsunuz Marko Faça'yı Sabahattin Ali Ankara'dan geldi mi? Aziz Nosin yazılarını haplsaneden ntsıl gönderiyor? Marko Paşa kapanırsa yeniden hangi adla çıkaracaksınız? Neden yava» gıdiyorsunuz bu günlerde? Korkuyor musunuz? Ardı arknsı kesilmezdi soruların. Yalnız Uykusuz'un karikatürlerindp. imza olduftu içln, yazıları kimin yazdığını da çok nierak ederlerdi. Ya«ılan pek doâaldı ki, sorutnlıı müdllr yazardı. Hele suçlanan yanlar muilaka sorumlu mildür tavafmdan yazılmış olurdu. Gün sektirmeden, sabahın seklzinden akşamın •eklzine kndar takkpyi beklemek, benım pörevlerlm arasınriaydı. Bu yüzden sorulann karşılığını buimsk da bnnn düştlyordu. Uykusuz'la başlaynn cezaevi nfibet.t, Aziz Nesin'e at.lamış. sonradan Sabahattin Ali de aranmaya başlamıstı. Sonılar karrjisında ııyanık olmam gerekirdi dalıa çok., Daha «onra resmilesen sorulann yanıtları tııtanaklara geçmiç. ben de beş scne. beş ay, yirmıbeş günlük fnturayla styaset pazarında yeriraı almıstım. Aziz Nesin'ın sorüvenı de benimkinde.n ayrı rteğildi. Ne var ki, Paşakapısı'nda llç aylık cezamnı doldurnp hesapjarını temizlr > Saba hattin Ali, özel olarak cezaların en büj ,.nie çarptırılmış, aramızdan dönmemek üzere uzafclaştırılmıştı.. Sanatoryumdan daha yeni çıktıfcımdan olaesk, benı ağır yükün altına sürmezlerdi ilk aylarda. Yazı nvimizde oturup, geleni gideni agırlama ı*ı de benim üzerimdeydi. îş yerlmize sık bin dadaıv mı?tı o günlerde. Esmer. uzun boylu, birvantinli, kapkara saçlı, iyl giylnen, paralı griruııen. taşrn kcnt. soylusuna benzeyen bir güneyli . Adı mı? Remzi... diyeceftim. ama, olmaynbilır. Bu Kentsoylunun Sabahattin Ali'yle daha çok geceleri arkadaşlık ettıtîini billrdim. Bilirdim de, bu arkadaşlıJl her ikisine de yakıştıramaz, bu yakış.ıksız yakışıklıya soğuk davranırdım bu yuzden. Klâsik sorulardan ancnk birini sorar, sorularun bendcn alacağı karşıhğa göro dcgiştlrirdi. Hızla gırerdi iceriyc. uradığı klsiyi göremeyince. «Sabahattin A H kaçta KCİecck?» rfer, ancak sorusundan sunra bakarcıı ytiziime Kaçta gelereglni bilsem do, öfkemı bastırmaga yaltşır. «Bir şey söylemedi çıkarken» doıdlm... Yanl Ankara'ya gitmedi, öyle m ı ' Bö.yle birjey demedı. Bana da birşey domedl de... Öyleyse buradadır, aksama dognı çıkar nrtaya . •Şimdl git de, akşam gellrsin, deınek ıstedigim haldo. dikilirdi bir süre; masaların üzerine aynntıh bir göz atar; pger Mlm Uykusuz yerlndeyse, tepesinde durup, çlzdigl karikature bakar. Şerıf. Hulusi'nin yenı aldıgı Fransızca kitaplan ellc.r. benim nn yaptıgımı gördügü halde, «Sen ne yapıyorsun?» diye sorar, «Yazı yazıyorum» desenı. «Ne yazıyorsun» dtye soracağını çok iyi bildlgıın için, .Hiliç > derdim, gülmeğe çalışarak. » Altına bir sandalye çeker, oturur, bir de sı gara tuttUrUr karçımda, bana tabakasını uzatraa dan. Bir giin lifiin felsefp asıstam, hem yazar arkadaşiiiiiü Hasan Tanrıkut gelmlş, şuradan bura dan konuşuyorduk. Bizim bu kentsoylu da lftfa kaıustı hemen. Hasan, o günlerdo işlettiği yuritan fitüru adı çok geçen bir arkadaşı görüp görmediglmi »orunca, kısa kesmek için «tanıymayız» denıek zorunda kalmışt.ım. Hasan da anlamış, konuyu uzatmamıştı. Ama bizlm meraklı evirıp çevınp lafı, adı geçen kişiye getiriyor, bilgı t.oplamuk için snruyor da soruyordu . Bu sohbetten pek hoşlanmayan Hasan kalkıp gitmişti, ama ben aynı konuyla ilgili sorulann dolambnçlı yollardan da olaa, sorulmasından adaın akıllı bunaımıştım. Sabahattin Ali gelir gelmex, onun daha «Ne var ne yok?» demesıne vakit bırakmadan, kuşkumu belırttım. «Evet» dedi, «Tam dUîündUğün gibi».. Nasıl olur, bildigln halde... «Bosıına telaşlnnma, dedi, beni ondan akılsız mı sanıyorsun sen?» Öyle aına, bu adam tek başma dejil kı... Umursamazlıkla Rülüyordu. Uzun zamandır kızdıgım halde yanında ağzımdan neler kaçırdığımı düşUnüyordum. «Keşkı önceden ne biçim adam oldugunu söylcseydin bana,» dedım. O benı yumuçatnıak için gülüyor, şakalar yapıyordu: «C;«nım, diyordu. sen de benden aşagı k?,lmazsın akılcla. Kaçın kuraüisın sennn!... Er geç anlardın ıiByın nesi oldugunu» Diyelım kı PaşaRapısı'ndan tanıdığı Edirncka pılı bir bcrber Hasan var.. Hadi bir Mehmet Ali Ertekın de var.. Koskoca Sabahattin Ali bunlardan mı çokınecekv Bunlar mı kaçırmak için ona klavuzluk edecek? Kargaların klavuzluğıına ınanacak hir adamın Sabahattin Ali olacagına herkps inanabilir ama, kııkikı yaşındaki bir Sabahattin Ali'yi yakmdan tanımış onunla bir masada yazı yazmış, bir sofrada yemiş ıçraiş kişilerin ınanması zor.. üüçlü kışiler, gticünün sınırlarmı da bilen kişilerdir. Hele Sabahattin AU ayarındaki romancılar insanları, çevresini tanıyan luşılerdır. Nasıl olur bu? «Tanıdın mı, dedi. Mehm«t Ali Erttkin». ;py. dedtm. Adtm hâlA çıkıp senden ıs isteyebillyor.it karfimız» Papeyi'nin yazdığı mektup tslme yaramamıstı. Bu mektupla dispanserden geçip hastanelerde «ıraya girecek, yedi sekiz ay bekleyecek durumda rleğildim. Ne yapıp yapıp Marko Pa$a'nın para> sıyla Heybeli'ye yatmıstım. Basın Savcısı Hicabi Bey, peşimi bıraknıa mış, bir biçimine getirıp dava açmış, yarjcılama lar tutuklu olarak bajladığından Cezaevine aktar mıstı. Marko Pasa kapandıftından, nasıl olsa taksitleri veremeyeoek, HpybPlt'den kapıdışarı edilecektim. ^ Sabahattin Ali, •Sen kaçın kurasısın?» dedifti zamarı. ben oturyedı vnsuidaydım, o da kırklki .. Yaşının benim bugünktı ysşıma gelmesi için yirmiüç yıl daha yasaması gerekirdi. Ben bu çUruk ciiğerle yaşadıgıma gmp, çplık gibt adam haydi haydl yasardı. O çahşknnhkla en azmdan on kıtap yazardı bu süre içinde. Kn olıtun çagmria yazılacak on kitap . Bu varsayımı, eceliyle ölmtls biri Uzertne değil. güçHt. dayanıklı bir varatıcı üzerine kuruyoıum. K*>vbimızm btiyüklüjfUnO belirtmek için yapıyorum bu hPsabı. Kayıp, Türk edebiyatı kadar dlinva Pdeblyatı için de önetnlı yerinin doldunılup doldurulamaması da ayrı bir sorıın. Yerini dolduranlar, onun yasadığı çagda başardığı görevl nasıl başaracak? Kaç kisı vardır çagının sanatçısı olabilme UstUnlügune erışmıs, vUrekli sanatçı olarak ar»mızda. Çağındh çag dı$ı olmuşlan. gördükçe Nazımlar gibi. Sabahatttn Alı'lerı de bir başka rürlu doftorlendiriyor, büyük lüklerı karşısmda saygıyla susuyoruz. Cok yasayanlann eriştlgi mutluluklann en başında. gplto seçpn değerli aanatçılan tanıma olanagı da bıılu nııyor. Onların anılmn aünlerınde, doğum, ölüm yıldOntlmlerinde ammsanma rrmtlulugu Gene bana: «Sabahattin A kaçta gelecek0» di H ye sorulsa, »öyleyereSim hiç değışmez: «Sabahattin Ali'ler zor gelir bir daha.» Hazım ZEYREK SANATEDEBIYAT Devrimci müzik üstünc Engjn KARADEMZ Btr o*et t$afak* krutazbrü, Pclfrabury ya::'h saraymı lopo lutarken. ^iaıj/optn. Piarodni Dom'da, Verdi'nin *Don C'orlos» operasımla «/fciıın l'h:liı>»ı seslendıriyordu. Bu olaudan on uü tonra (1927), Savyetier Bir/rpi'nr/*1 opera repertuar dagarağı temai tAlavtna duniüürkcn. klasik <Tosca*ya bıle i/e>iı kan afitanıyordu. Yülanmt} «Tosca*. t'fovlum Içın Saraf* adı altında uenilenip politife bir bıcım nUrken, «Don Giovannhue ueni llbretto (metin) buluyor. Dpnçfnko Memtrovtç ıkili.si, Bhet'nin tCarmen*inin. ••Karmencık re Asker> ba$ltğx tltında yeni se.tlendirifijini acrçeklesliriyarclu Oy.ia, bu çabalar yalnnca Mayakovıtkı'nm icirnekse! b<çimlen vr Mki. hayat. fcoleujmu.j içerıkleri yıkma Cjîtftmint (ajryordıı.' Jadin'in tFeodal Duzfmn Cınayetterı ya da Alisbelle* lıaşlıkh verimı. devrlmcı müzik urünlerme liijfci», ıloinç bir ba,*ka çalışmaudı. Müzığin bıçimsel, snyM nitelıklerırte karşın. toplumsal fcojullort btlirleuen somut bgeleri de d\\e oetirme islevi yadsınamazdt llalka ddnük müzik, brnek hıcimini iDılencüer Optrasıtnda huldu. Jolın (lay'ın «Dilcncüer Operasn denli örneklen HreclU WeiU 'Mlhmın verimleri ir/pı/i. Kurt n'cıll'ın çağdas nıce devrimci verimlen. ^aygınhğını oünümütde de yitirmedi. Shler ıst bir başka devrimci müzik nota dokuyucunuydıı. döneminin.. • •• * Halk muzıgı, halk katına müıtk ıle soylulann müziğı arasrndaki ba^kacahk, yalmzca özdeydi. bıçimde değıl! Müzığin de toplumsal sunmlart dıle gelirme 1.5leri vardı. Bu yolda. sanatm bu en soyut dahnda da *mce* yollardan yararlanıldıâı bir gtrçeklt örtıpğın, Pcraolesı'nin •.llannn Olan Hizmetçıtsmde yanıldığı gibı.. Ne yapılmıştı bu verimde? Toplumsal stntflar arasmdaki ilifjkiler sorunv ırdeletınvşti.. \asıl irddcnm^U? Kesin, bıiimsel uçlara varmada» . Ama ırıiPİenmı^li! Her yorumcumın elmde kesın. büimsel uçlara varuamasa da. birtaktm doğrulara uaklajabüirdi. aünümuzde ğ tkinci bb'lümu daha bir Uahıçli, a'îaiın ba$Uğı «La Strra Padrona* nlan bu operanm.. Ru böliımdt aoylu Ifiçlıım. hitmctçtsi ı/c tvlenmt olavhât u:erwde durultnuşttu. Fransa'cla ilk kcz setlendirilişinde <föt??mi fçin rt.çırt beğtnt fcaratiması becmrisinin övülmeti, i /itçmlı açmından nimtumdan Htürünrtu.. Vrrfen? Çiinkti. «riamm O\nn Hizmettiidâ. ttki yönetki smıtlârıtı kültiir biçtmlerınr. brntklHYİn» karsı tınnt olamn rfırmtn bHAİriiy. derfifrı ınrrli! rtomeau, bo«ı/nn mı diyordu: «Melıvlik bPöeni»'" rnıilefiii'iıu ketrsı. nrmnninin ikla *rtoğal btr â(0U> savdıkları melodıyı. armoniye veğliyfir. tHamnı Olan Ht;nıe1ci»nm beğen\sim. bu açidatı. «monavjimn ıstibdadtna korji myasal bir tepkı» (iıye ntteliyorlard\!. Çağımızda. sol göruş ıcıudı» C«du»ı(u fabo oösteren besteciler, yittyüa özou tonalite üstiınlüğünu, bu tonahteyi hlç tanımamts ulkelere doğru avıhşa bağhuorlar. •Ürıtcöm Küba müziği Özgün bir mıizık* diyurlar,. ltalyan Komunist Parlisi'nin hızmetindtkı beatcrı Ltııgi Nnnn. Kuba'da çalıştı. *Öncü* mıiziâm ıtıcı gücü oldu Noııo . tspanyol ve Ajro • Küba mayast ıle beslenen Küba müııği subynhst devrimi tamamlamıa bu iilkede halkı ulusal bir müzik dth aramag'a itti.. .Asiıııda, lum bsgttrlükçü devnmlerin ozellıği değil miycli bu'' Dernmin halk kökenuıe bağlı kaldığı ve ıdeolojik • kültürel doku :ertle?mesinden safamldıği Kiiba'da müzik halka dhnıiii.. Vo Çln'.' Ycnı düzenin knrııdiığt ghrkemli ve anfc ılsluplu ımparatorluk sanattm Bntıda pozler önüna seren Pekm Operası'nm Avrıtpa gezilerı? ••• Şostakoviç. 79.Î.Vte Sovyel sentonüeri üstüne yoğun tartişmalarm sürdiiğü bir dftnemde önce $öyle diyorriu: 'llygun bir fîtri. bajfco liirlıı kullantlsa btçımcilikle •nıçlanarnk bir besteye uunulayarak ncrçekçilik yarıan var!' Arım $oxlaknviç. fl/riijı kuleıirn Cik'P. düşüncevini veniden dil* artiriyordu' 'tdeolojisiz mıiîifc ohnaz!* /M2 ythnda Proleıer Müzikçiler Bırlıği (RAMP) yenne Sovfıh Besteciler Birliği kuruluyor, 'Sovpel Müziğit (Sovyet<kaya Mıızika) dergisinin ilk sanmmda (1933), cSotyahsf nerçekçihğin müzikle ilgiti sorunlan* hashklı bir yazı yaymlamyordu.. Bu olaydan ik\ yıl ftnrp, 1'130'lar, «Bıırun* nprrv/n. Mayakovtki'nin *TahtAkurutttj» haşhkh sahne VHMMIIII milzik olurken, a\Linsal izlerıni de. Intsıynr. vnta yazvsınm çnğdaşUğı, biirokrnîtue Varşı yerginin scrtlıgıni mraiılııvnrdtı . • * • Cay'in «Dı/cnrl/cr Operatr* mhi lienry Fıtldinç'in 'Yazarvı f'nrsı» (The Aııthcırs Tarce) da hallnn, orta Itıbtıkanm nolttik oülmecesini Ru nedente ratiımnrla. Pıınrini'nin sf,n Bohemevrıılr «mıf çahfmtıtmm tozu. ntt.tr. küfıi almıyordu.. Onun ifiıı. hir So*l geceai Monmartre'da C,ai<* Momus'un hnilndt bvnalmadan, iç çekin noğü.t aerinnerlen, Çuartıer Latm'deki meyhaneııe rialmadan. aerçek if^ı Boheir.e* unnımlamyordu.. Bu vatıl nluyordui Ktfci bir evin yoksul coft krıtna Pfınt'in emekrît'mi, ı'jHstm r c'ılfrneden. tık> ıp .ttlrtfto knlntadnn, tt^t Bohrmeıi itlpmrk n'rrk'ijnrrlu çaöımızdn da . D'k'şçi leır •M'mt» vrAen nlıırdii O dfirtfmr ttıikusunrian, KİTAP.. KİTAP.. Atillâ ÖZKIRIMLI Makedonya tnon, Necatı Cumalı. Altın Kitaplar vu;vıncvl, 24H s.. 20 lira. Son yapılında Cumalı, bab»$ının çocukluk vı> gençllk yıllirıyia ilgili cinılarını öykulojtirlyor. 19001920 yıllan aratında Balkanlardakl kaynatmayı, ulusçuluâun y«rattığı riü^manlıklnrı, acımatızlıkları, aynı ynıç.ıyı payla^an Injanların r Cati|malarını ve bu çatı$malann bellrlertlöl * «jlk durumları iPrgillyor flerçcğl zorlamadan. Oykiiler bahanın «ğıınrian, genellikle blrincl >«hı*l« anlstılmı?. Kimi oykıılerdt Ita (Dlln Hanım, Zole Kaptanın Olunıü, Kurt Kanı gibi) üçüncu' 5«hn kullanılmıj. Her ikl anlatımda da yararın araya glrdlgl söylenemez. Abarlmıyor, yorumft gllmıyor Cumalı. İlk bakı>ta kiml olayları aktarıyor, ayrıntılara glrmlyor. Ama basarısının nod»nl de burada yatıyor. Olaylar değil, intanlar kalıyor bykulcrl okuduktan sonra. Olayın kendisl avrınlrlıifiycr b«lll bir dönemde, yerde va ko»ulria vaıamı» intanı, bu Intnnın oer^ekllğlnl tıallrhyor. ıMakedonya 1°0D»n üç kMan olarak tatarlamı> Cumalı. Amacı yüıyılın bajındflkl kavgaları ve bu kavgayı yaıamıs derjl^lk uluılardun Intanları çagda* bir yatar olarak anlatmak, bu yolla okuyucuda aevgl uyandırıp barı» duyguıunu aiiçl«nrllrmek. Bunu ba$anyor da. 'Jvı Bovu Hapatjaltır, Tomria Uyar. Okar Vjyınıprı. H4 s.. 15 lira. Tomrıt Uyar'ın »eklı öykuiü yer alıyor kltapta. Oykülerin ortak yanı, lifîçmck zorunda btrakıldıklnrı bir yasamı turdüren, düzene, düıenln koşulların» yenik duşmiıj Intanların anlalılıyor olması. Tnplumun her keslıııindon, bir etıkll4l, bir çoiulmoyl yasayan insanlar bunlar. Kimisi yokluk lclnde, kımUı levglsizllk... Kiml türrkll aldatılnnt, kiml düzenlillğin cemberindr hoğulmu|... Ama hcpıl de umutlu. Hem boyun eânıl}ler, hem de kurtulmanın yolunu arıyorlar yazgılarından. Tomrit Uyar bykıilempyl, ele aldığı inıanın dünyafinı yansılırken toplumsal olanın altını çlzmeyi blliyor. Her gün yüzlerce^lne rastladığımız Intanların olngan goruntlmlerinln altındakl dramı uttaca yantıtıyor. Ujtellk TUrkcenln hakkını ver«rfk. Cluın ve Oıîlum, Can YÜCPI Cem Yayınevi, İ20 s . 1Î.5 lira «Zekaııın iyımyeti» diye o;çllıvordu Can Vücel'ın (ilripi Cemal Sürcya. oÖlüm ve Oğlum»dakl jilrlcrı İçin «bilinrln duyarlını» joıcüklerinl eklfyeceflim bu nitelrmeye. Ya da dü>ünceyle duygunun büttjnlesip teıe dönujmeıl, glderek yajamın jllrlrjmo»!, irnnlnln loplıımsal olanı vurgulamatı ve soyuila somutun dengelenerek $lir»elln yaltalanması... «Bir Siya*lnln Sllrlerlınde maputanenln günlügünü lulııyordu Can Vücel. Anlatımcı bir »IIrl gellttlrlyordu. Bir döneml, ya^anan bir taman dlliminl bUlün boyuHarıyla yansıtmaktı nmarı. $llr yr'luyla somııtl<ımaktı. Son sllrlerinde iıo, «tlyas!» IIJI ya>amn eskl Can Yücel'l buluyoruz. Rskl »ÖjciiOünli. onun İlk sllrlerlnl cağrutırmak amacıyla kullanıyorum. CUnku kendl tHrlerlnl ketlntl«lı ve kendlnden Iropmadnn nclKtiron hir ust» karsımızrinkl Kendlne ft'zrjulıı^iı toplumtu Öıü Silrln pntaıınria » SAMİ CANER 197(i SANATEDEBIYAT ÇEVRESİNPE ... Şair ve yazar Nevzat ÜstUn yenı çuhşmalarının yanısıra, oldukça yoğun geçecek bir bahara hazırlanıyor. Sanatçı, 8 nlsan per^çmbe günü Akademi, 17 nisan cumartesi günü de Gençllk Kitabevinde yapHİBrıjjı imzalay»rak. 5 mayısta ise Ertem Sanat. Galerisi'nde «Şiir Ve Soiyalizrnu koıusunda bir komısma yapacak. *** Geçtiğimız haita ^ukran Kurdaktıl. Istanbul Lisesi Mezunları Lokali'nde «Tanzimat'tan Giınümüze TUrk Şiiri» konulu bir konuşma yaptı. Bir edebiyat tarihi hazırladığı bilinen sanatçının, Türk şurinin gelisiminı tarihsel gelisime koşut olarak açık laması VR toplumcu çiirın Tilrk edebiyatındaki yerini belirlemesi ilpiyle ızlendi. fadeye »unmak, okumayı, ögren meyı, araştırmayı tesvik etmek. çevreyi etkilemek, vatandaşls. milesseselerle elele çalışmanın yollannı aramak mukellefiyetındedirler.» • •• Ferruh Dogan'ın yirmi yıl önce yayımlanan ve «Millı meıifaat lcre zarar verici, milli hısleri renrıde p.dırı, makshtlı, suıniyctle neşriyatta bulunmak» gerekçesıylp toplatılan «Asrileşen Köy» adlı karikatür kıtabı ıkinci kez basılıyor. Ki'ap toplatıldıktan sonra mah keme kararı ıle aklanmıştı. AJ;IZ Nesm'le Maıko Paşa'yı yeniden çıkardıfımız yıldı. Sahlbı ve sorumlu müdürtl olduğum için Cerrahpaşa Hastanesinin Başhekimi taburcu etmişti benı. Parayla yatmaına bile izın vermemişti. Adı Esat. Duru olan bu Başhekim, Halk Partisinin ıl başkanıydı. Haklıydı bir bakıma. hastane için yazdıgım Çürük Yunıurta yazılan bıle atılmam ıçın sağlam belgelerdl. Marko Paşa'dan kazandığımız paraya gtivener«k yatacak yer arıyor, bulamıyordum. Ateşimın otuzdokuzlarda gezindiğı btr gürı kalktım, Valijıge gittim. Sıra bekleyenlerden geçılmiyordu. Ama ne de olsn, «Teşrifatçı» adımızı yazmak zorundaydı. Ögle zlh çalıp da herkes dağılırkeıı oırmzurna dokundu Teşrifatçı bey. «Vall bey sizi görmok ıstiyor» dedi. Ben ıçerde Llitfı Kırdar'ı ararken, masanın arkasında kısacık blrlnl gördtlm, Resimlerlnden taruiTU^üın henıen. Eınıııyet MUdilrlüfcü, Emnıyet Genfil MUdürlıigü yapmış olan Haluk Nihat Pepoyi idi. Megor Vallye veklllik ediyormuş o günlerde. Yer sö.sınrdı oturdum. Zaten ayaktu duracak hallm de yoktu. H&l lıatır sormadan. «Nedir bu Marko Paşa, böyle... dedi. Nedtr sizin zorunu^V» «Ortada.. dedlm. Zorıımuz neyse •yazıyoruz. Beni sorarsamz paramla bile almıyorlar hastaneye. Şu «ııda en uz otuzsekiz ateşim var.» Ba^lıklı mektup blokuna sanldı. Saftlık Müdürüne birşeylcr yazarken başmı birden kaldırdı, «Sabuhaltin Ali"nin ölUmilne ne dersinV» diye sordvı Böyle bir soru beklemediğim için şaş,ırmıştım. «Benı kanlı elblselerini göstermek ıçın bıle çağırnıadılar. Ne diyeyirn» dedlm. Ne demek ıstedigim bugün bile »nlayamadı gım şu sözler çıktı ağzından: «Şunu bıl kı... bizirn parmağınnz yok bu işirı lçinde». BEKLENEN Kt> (ecenin hpşiftindf »all,ı(lıtımi7 ronık Ak umudutmızla kundakladik ÜCIII Veşerrn hir fldunMiı $ıı kaıatnprakta Öı kanımı/la suladık srni Bab hasurıında annrn zaınan Payaını; ccrgtn götMİnii agzınn Vudunıladığın gtinlrrle büyıı vavrıım büyü de cl Kısı hahar etle Baa şu bövnubiikük baslarımm o tımııcak Saatln akrehl fcceyJ ımrıyor Sızıvor kirpiklrrindfn safağın aydınlıgi eurda ne kaldı kl yarına .. • •• Ünıit Kaftancıoğlıı, ypıii roman hazırlıkları içinde. Sanatçının ikı ronıanı üstündekı çalıçmalarımn bittiği söyleniyor. Biıınde yalnız bir kadının yaşamını, ötekisinde İae tstanbul'da askerliginl yapan bir köy insanının kfiyüyle yeni t.ınıdığı kent arasmdaki bocalarnasım lsliyormuş. •••*• MC'nin Ktlltür Bakanı Rıfkı Danışman, 12. KütUphanerilik Haftasını, Toprak Mahsullerı O(isı Konferans salonunda düzenlenen törende açarken bir konuşma yaptı ve dedi ki: « Kı'ıtüphaneler birer araştırma ve ög retlnı mtlessesesı halinde düçünülmolidır. KUtUphaneler. her çeç.it bılgı vp belgpyı ilnıı esa». lara söre muhafaza etmeli, ısti Kâtıli nlarak göstprılen MPhmPt Ali Ertpkin aftan yararlanıp verılon dtirt yılı bıle doldurma dan çıkmıstı. Tan matbaası henüz ınfılâk etınemi$tı, Murko Paşa'da. bızıın de ıdare ışlcriniizp bakan Halnk Yrti^'ın odasınriayrhk Ru sırfıda içpriye ınçivlp. ıtmmuı arnsı Rönınunılıntli! bin gırdı. Elindeltinı ıdare müdürü olan Haluk YB Ayhan KIRDAR tnkınrinn! Yn vmrhUırie? «AJımo vokiulriu ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle