05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 Julul 197i mertkan Lockheed fırmasının bir çok 01keye ve bu arada Turkıye'ye uçak satabilmek ıçın ılgıh ulkelerın jüksek yetkılılenne, oralardakı temsücılen aracılıgıyla, büyük çapta ruşvet dağıttığının meydana çıkması, bu Ulkelerın sıyasal ortamım karıştırdı ve kafnuoyunu harekete geçırdı Zaten sıyasal ortamların karışması, kamuoyunun çalkalanması ıle olur. îtalyada. Japonya'da, Hollanda'da, hatta îsveç'te ve Kanada'da ıkı haftadan ben bu ruşvet konusu guncellığını korujor Gazetelerın yazdığına gore bızde de Ankara Cumhurıj et Savcılığı, • Amerıka Bırleşık Devletlerı Senatosunun ruşvet açıklamalannı ıçeren Alt Komısyon tutanaklannm bırer orneğının oradan getırtılmesl ıçm Adalet Bakanlığına yazı yazmış. • Çeşıth gazetelerde çıkan Lockheed fırmasına aıt yazışma fotokopılerını bu gazetelerden ıstemış • Ankara Savcılığınca bılırkişi olarak gorevlendınlen uç müfettış bu fırmanın kâğıtlan uzerınde ırceden ınceye araştırma yapıyormuş • Fnnanın Ankara'da bulunan temsilcıle» nnden Davıd Cater Ae, Sılâhlı Kuvvetler'e tank ve çesıtlı sı'ahlar satmış olan John Benda da Ankara Savcılığına çağnlmışlar. Demek, bızde bu rüşvet jolsuzluğu konusunda Adalet orgutu harekete geçmış Öbur ulkelerde daha da koklu kararlara varılmış Ornegın, Japonja bır mııyar doları aşan uçak alımı anlaşmasını ıptal ettiğinı Lockheed fırmasına bıldırmış Italjada bu ışe bır Bakanın adı kanştığı ıçın, konu bır hükümet meselesı olmuş. Amenka Bırleşık Devletlerınde Başkan FOrd, satış ıçın ruşvet verme yolunun onlenmesmı sağlavacak yasal onlemler konulmasmı ıstemış. Lockheed şırketı yonetım kurulunun ıkınci başkanı ve bır uvesi gorevden çekılmlş Butun bunlardan başka, ruşvet dağıtan Lockheed fırması, Senato Alt Komısyonunda yapılan açıklamalar dolayısıyla ıflâsın eşıgıne geldığını, bu kor.udakı açıklamaların durdurulmasını gazetelere duyurmuş Goruyorsunuz ya, Amenka'dan başlayarak Ksnada, Avrupa'da Italya, Hollanda, îs\eç ve Turkıyeji yalayıp taa Japonya'ya kadar uzanan bır ruşvet daigası, bu ulkelerın toplumsal atmosferını sarsmakta devam edıyor. A OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Rüşveti Önleme Çabaları(!) Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU» nnm «devlet» olçusttnden, 111er, hatta ılçeler 61çusune yayılabıleceğını ve ulkede •maazallah> bır de «ıç ruşvet» olaylarmın doğabıleceğmi düşunmüş Ankara'da yuksek burokrası ortamında soylentılere yol açan buyuk ruşvet ve yolsuzluk olaylarmın dogruluk derecesını araştırma konusu hıç aklına geldı mı, bılmıyorum Büındıği glbı Zıya Paşa, aşağı yukan yüzyıl ünce şu dızelerı yazmış Milyonla çalan mesnedI inttte serefraz Birkaç kuruşu mıirtekibin câvı kürektir. Bu beytın ıkınci dızesı genel olarak .Birkaç kuruşun murtekibl câvı kürektir» bıçlmınde okunur Yaygınlaşmış ve yerleşmış olanı budur, ama aslı ve dogrusu yukanki beyıtte olduğu gıbıdır. Ve «Milyonla çalan kişi, devletin en yuksek mcıkilerinde tafra ile basını vuU«ıeltırken, birkaç kuruş rflfvet mlan ki«tinin yeri hapisanedir.» anlamına gelır Ne kadar sevınsek yerıdır, Ankara Savcılığı, bir yandan onüne gelen kuçuk ruşvet olaylanvla zaten uğraşırken, şımdı «milyonla çalan» Jnşılerle uğraşmaya başlamış Sayın Içişleri Bakanımız da, rüşvet konularının ıllenmıze ve üçelenmıze sıçramaması (' 1 ıçın yonetsel onlem nıtelığınde vmliliklere bir genelge yayınlamış Şoyle dıvor • Mülki Idare amirierinin sozü edilen törenleri (Bunlar sunnct düğunleridir) duzenlemelert halinde mahalli örf ve âdetlere uvgun olarak memur ve halktan bazılarını davet etmeleri, banlannı da davet etmemeleri mumkundur... Davet edilenlerle maddi değeri bü\uk hedive verenler, ban kimselerin hedive vermevi gösteri vesilesi veja \afan ilışki kurma aracı haline getirmesi. mahalliiMİe finlenmesi mümkün olmavan sovlentilerin çıkmanna sebep olmakia ve hatta menfaat sağlanmast gayesiyle vapıldığı yolunda iddiaiar ortara atılabilmektedir > Çocuklannı sünnet ettiren vey» evlendiren kaymakam ve valılenn duzenledıklen duğunlerde, davetlı olarak çağrılacak kışilerin kımlıkleri uzerınde mı durulmak ıstenıyor, değerlı hedıyeler getırebılecek zengın kışılerı çagırmayınız mı denılmek ıstenıjor dogrusu pek anlavamadım Iyı nıyeth bır genelge oldugunda hıç kuşku yok Ama hedıye yoluvla ıç ruşvetı engelleyıp engelleyemeveceğı konusu, dogrusu çok kuşkuln. «Inşallah» engeller de bu savede «râhı sel4met»e kav uşuruz Tarihten Örnekler Ikınci Mahmut don°mınde, 1838 tanhınde, bırı Kazaskerlere, Kadılara \e Kadı vekıllerıne, oburu memurlara ozgu ıkı ceza yasası kabul olunmuştu Bu yasalar 1254 (1838)'de Matbaai Âmıre de ayrı ıkı nusha halınde basılmıştır Bırer nushası Istanbul Unıversıtesı kıtaphğındadır Yasalarda dıkkatı çeken nokta, bunlann özellıkle rüşvetle savasmak ıçin konulmuş olduğudur. Memurlara ozgu olan yasanın sonundakı ekte, hangi hedıyelennf rüşvet sayılıp hangilermın savılmaj acağını gos eren bır olçu konulmuştur 140 yıl oncenın ağdalı ve başmdan sonuna değın bır tek tumce durumunda buluntn bu ekı, gereklı yerlerde tumceler» ayırarak ve olanak ölçusünde bugunkü dıle çevırerek aşagıy* aktarıvorum: «Bırınci ve <kınci bolumlerde yanlıp belirtildığı gıbı ruşvet denılen şey kesın kurallarla yasaklanmış ve Tanrı esırgesm, ruşvet alanlann ağır cezalara çarptırılacağı t a b 11 bulunmuştur Bu nedenle ruşvet alma gıbı çırkın bır işten kaçınmak gerekır Bununla bırlıkte sadece dostluk ve sevgi dolayısıyla herhangl bır maksada baflı olmayarak alınıp verllen geleneksel hedıyelenn kabulü gereklıdır. Ne Dış Rüşvet, Iç Rüşvet Butun bu «dış rüşvet», daha dofrusu «kdkü dışanda bulunan rüşvet» furyası karşısında, Allah selâmet versın, bızım Içışlerı Bakam Sayın Oğuzhan Asılturk telâşlanmış ve ruşvet olayla vtı M, o gîbl hedlyeden, değerlerl bakımından para, mücevherler ve değerlı eşyanm venlmesirun rüşvet olup olmadıgını a\art etmek guç oldugu bu para ve mufevherlerın kotu bır sanı uyandırmasından kurtarılamayacağı nedenıvle, gore\de veva gorevden alınrmş tum vezırler ve vekıller, devlet adamlan ve memurlar nıçbır taraftan bu gıbı şevler alıp kabul edemezler. Ama eger kendı hısım dost ve akrabası dostluğu guçlendırıcı hedive olarak onlnra bırsev sunar ve onlar da otekılenne venrlerse, Peygambenn ünlu hadısıne ujTilarak, taraflann bunu kabulü caızdır Bır de yıyeceklerden yağ bal ve yemış gıbı şevler ovle pek de çok ve değerlı olmamak şartıyle bunların ve kole ve canve dışmda at, kısrak, kovun ve kuzu gıbı seyler de az değerde olduğundan, bunların kabulü caızdır. Ajrıca sunnet, dugun, nıkâh çocuğun okula başîaması dolavısıvla duzenlenen torenlerde pek aşırı ve yuksek olmamaK şartıvla mucevher ve değerlı madenler ve lahur şalı dısında elvenşli ve uygun hedıye \erılmesınde sakınca yoktur.. » Çok daha sonralan vayınlanmış olan «Evlenme \e nikâh isleri hakkında kuralları içereo bildirge»nın ıkincı maddesi dugun hedıyesıni büs. bıitun yasak etmıştır. Bu maddede şoyle denılmektedır: «Evlenme ve sünnet düğunlerinde ve baska torenlerde gerek davetli olan konuklar tarafından, %ertk duğün sahiplerl, hımm ve akraba tarafından az veva çok hedive verilmek ve alınmak kesfn olarak ve siddetle vasak)anmış olduğu Irin Hem alanlar hem de verenler vasal ceıalara çarptııılacaklardır. Bu nedenle hfç kımseve çevre, kumas, gıvsı ve bunlara benzer sev \erilmrvrcektır Baklava, helva ve bunlara benzer yenılecek şeyler de jfonderilmevecektir.» (1) Sayın Içişlerı Bakanımızın bu eskl yasa ve genelgelerı okumuş olup olmadıklannı bılmıvoruz Ama gortılüyor kı, kendılennden 140 yıl once de bir takım vetklhler rüşvetle, aynı yoldan savasmak çarelerını duşunmusler. Tarıhteki ve gunumuzdekı olaylar ıse gostenyor kı. başa çıkamamışlar Bu duzen boyle sürup gıttıkçe hıç bır zaman başa çıkamayacaklardır Hnkâmetin sorumluluğuna katüan ve «Asilturk» adını tasıyan Savın tçişleıi Bakanımıza, bir vatandaş olarak, şunu hatırlatmak isterim: Günümuzde butun sorun birkaç kışi uğruna butun hnkumeti ve parlamentovu leke altında bıraktnamak, suçlulan korumamak sorunudur. Şimdılik bunu gerçekleştirebilirlere, bu bile bir basan aayüabilir, sulstimalleri önleme yolunda . (1) Blrincl Tertip Düstur, Cilt I, »h., 737. Abdest Sorunu ütce konuşmalan azbuçuk gazetelere ymnnyor. Birier de okuvup bilgi cdinmeve çalısıvoruz: ama çogu zaman tartışmaları anlamakta vetersiz kalıyoruz. Sözrelisi 6nceki gun CHP Grup BaşkanveldU Ali Nejat ölçen Erbakan'a demiş ki: « Başbakanlık örgütunde tatunya gıyemezsınız » Pek alınmış, çok hevecanlanmış Neemeddin Hoca; »5ı alıp karsı hücuma geçmiş: « Takunya abdest alınırken kolaylık vasıtasıdır. Takunya konusuiıda soylenen sbzler, abdest almayı küçültücü sozlerse, onun karşısında vıldırım oluruz atA« oluruzj Hoca bununla da kalmamış, Yumruğunu indirmiş kürsüye... Su bardağı şangır • şungur. • Neemeddin Beyın Sülevman Bevden lyl vanı btjdnr. Demirel bardağı taşınr; Erbakan devirir; bardak devirtnekJe df vetinmez, arasıra çam devirir. Ama bu kez «.Başbakanlık örçutunde takunva piyilmez» sozunden bu denll alınmasma. kendinden geçecek ölçude öfkelenmesine biı anlam veremedık. önce takunva ile ne alışverişi var Hocamn? Havdi nalm desenız anlanm. Nalm Arapçadır. Hamam ve abdesthane gibi verlerde çıvmek içın kullanılan ustu deri tasmall ayafc lıktır. Takunva ise Yunanca kokenlidır. Muslümanlan Ufilendirmez. Çotrunlukla takunya, abdest almak için degil, plâılarda hanımların bacaklannı daha çuzel c5«îtermek için kullanıhvor. Necmeddın Bev, mutaassıp gorunür ama, bu gerçeğı bilır. Guneşte vanmış bıkinıll hanımlar takunya flyerler turlnçeşith, abde«it almak ısteven Necmeddln Hoca nalm . Bu konuda once bir kavram kargaşasını engellemek gereklıdır; ve Sajın Erhakan'ın takunva sozunden heTecanlanması, kendinden geçmesi yersızdır. Yıldınm olurmus, ateş olurmuş Hoca: Takunya konusunda sdylenen sözler abdest almayı küçultucü sozlerse, onun karşısında yıldınra oluruz, ateş Oluruz Vallahi Neemeddin Bev yıldınm mı olur, ate» mi olnr bilmeyiz; şimdılik bildiğımız, Hoca'nm Sülevman Beve koltuk defneğl olduğudur. Neemeddin Bevin dortte binne oturduğu iktidar koltuğunun niteliğini de bilse bilse Demirel bilir O koltuk çerçek mobilva mıdır, yoksa hayali midır? Bır ayn sorundur. Biz yine temel konumuza yonelırMk, CHP'li Nejat ölçen'e hak vermek sorunda kabnı. ölçen tena mı demiş: Başbakanlık örgutünde takunya gıyemezsmlz! Giyilmez elbet Abdest almak için de olsa çiyllmez. Her Işin bir yeri vardır. Necmeddın Bev sabah evden çıkarken abdestini mi bozacak. abdestini mi alacak, ne vapacaksa yapıp Başbakanhğa öyle gelmeU Yalnız o değil, butun MSPTJ Bakanlar avnı blçimde davranmalı. Hem hepii de namaz abdesti değU, RUSVÜ abdesti de alabilirler özel konutlarında; nalınlarını peştemallannı da rahatça gıvebilirler: ttlam dininin gereğini yerine getirebilirler. Başbakanlığa geldikten sonra da dişlerini sıkarlar; abdest boıacak davTsmsUrttan kaçınırlar. Nedir abdest bozacak davranışlar? Yellenmek Sarhoş olmak... L'vumak Ve benzerleri Eh. bu tur davraniflar Başbakanlık çatimna vmkişmadığına göre, Musluman kışi nefsine hâkım olup akşamı eder. O nrada devlet umuru ile daha ivi meşgul olur; vaton oUllet hiametinl temiz yurekle yürutur. * l*lâm, jfösterişle cafcafla ilişkiii olnuyan bir dindir. Ayakta naluı, elde tesblh. kafada takke; her yerde fösteri vurüvüşüne çıkar gibl Müslümanlık olur mu? Ama drrraıı defişti. Bir vanda yoliuzluk, hır«tızlık, ruşvet söylentUeri; dte yanda din, iman, abdest, namaz gö<>terOer) aldı yürüdü. Içtenlikll Müslümanlann bundan rahatsız olmalan ır«Tekmez ml? Havali mobilva ticaretinln belgeleri ortada dururken, soruşturma komlsvonlan engellenlrken, biraderltr »altanatı gelişlrken Hazinenın haklan ve hatkm çıkarlannm İTMtıı nnırtMMrtmr taşurnt» takke. •yam«ıza nalm İTMtıı nnırtMM ş ' b yip elimizde ibriklerle gosteri yünıvuşOne 'çtMTrsak gücüne^gttmez mi? B Bağışıklık Eşit OJmalı OKTAY AKBAt Evct Hayır YANILG1LARIN KÖKENl D aha öncekl Iki yazımuda YABANCI DıL ÖĞRETıMıNDE «KESE YONTEM» DEDiĞiMiZ «ANADiL, OKullarımızdaki yabann dıl, özellikle Fransızca, oğretıBıR YABANCI DiL OGRETiliRKEN HıÇ BıR JEKUDE ı$E mındekı türlu olumsuzlukların nedenı olarak oğretımın kese KARI5TIRILMAYACAKTIR. BıÇrMıNOEKı GORU$ YANUJTIR. YAyontemle yapılmasını göstermışNILGfNIN KÖKENıDtR. OYSA KiŞıNıN ÇIKİJ NOKTASf ANADıLDiR. tık Ama, kese yontemcılerı bu yanılgılara duşuren neden uzerınde durma olanağını bulamamıştık (1;. Bu yazımızda ışte once bu yanılgıların dayandıfı temel duşünceyı ortaya koymak, sonra da yıne onun etkısı sonuçlanndan olarak yanlıs saptanan «yaGALATASARAY LtSESİ ÖĞRETMENt bancı dılde okumayazma (alfabe) oğretımı zamanı» gıbı onemlı bır konu uzerınde durmak ıstıyoruz. te ol»n bir bebe'ye benzer. Bun nelım Yukarda açıkJadıgimız dUBılmdıği gıbı her türlü davra lar da tıpkı bebe gibı, konusan sunceye dayanan kese yontemcınış bır duşunceye dayanılarak ları oykunerek, başka dU konuş ler alfabe öğretımjru dıl ogretıyurütulür Kese yontemcılerın mıyarak oğrenirler o dilı» deyin mıyle bırlıkte, ona koşut olarak davranışlaruıa yon veren ana du ce şaşıp kaldık. Benzetme ger başlatmazlar Bu ış içın pgrgnr ıT11 şünce, temel ilke ise şudur «Be eektan guzsl arna ne yank ki saç nin dSWe bellı bır«5iz«fe yükselbe, ana iılıni nasıl pgrpnıyorsa , maüğı da apaçık. Önce. Bebenın mesıru beklerler. Bızde de okulyabancı dıl de o yontemle oğre fdersı» süreklı, aralıksız, toptan' lanmızda uygulanan bıçun bunılir». Bu tümceyı bıraz genışle dır. O, oğrenmekte olduğu dıl dur. Bu yonteme gore başlangıçtehm «Bebe ana dilinı ögrenır den baskasını ışıtmez, konuşmaz. ta oğrencı, oğretmenın karşısmken nasıl kı okumayazma, dılbıl Oysakı kendı ulkesınde Fransız dayken onun, ya da ulkemizde gısı, başka bir dılın destegı gıbı. ca ogrenmekte olan bır kımse bu sayıları pek az olan bır kaç mut nu hıç olmazsa ıkincı bır dıl ola lu azınlık okullannda olduğu gıyardımcı ogelerden yararlanmı yorsa yabancı dıl oğrenmeve baş rak ele almaktadır. Sonra. Be bı bır aygıtın, çıkardığı tumcelıyan bir kımsenın de bunlar benm dılsel bılmcı eldegmemış, len çıkarmaya, onları anlamadan dan yararlanması duşUnulemez». narcanmamış bır guçtur. Benzetı bır papağan gıbı öykünmeye çaBu ıkı tumcenın kapsamuıı dv şı kesmlıkle saçmalaştıran da za ba harcar. Ama, bfretmenin kar ha açık bır deyışle şoyle ozetlı ten budur. Yabancı dü oğrenme şısından aynlınca edılgen bir duyebılinz «Ana dıl. bır yabancı ye çalışan kımsenın ıse bilıncı rum ıçıne duştügunden bu ogredıl öğretılırken hıç bır şekılde ana dılının sılınmez ızlerlnı çok nilenlenn C) ozümsenmesı \e tan taşımaktadır» Jeruzalem U ilerleme oğrencı için çok geç ve ışe karıştırılmayacaktır » Bütün dünyada 4050 yıl kadar nıversıtesı oğretım uyesı onemli çok da guç gerçeklesecek bır dudıl egemen olan, yurdumuzdakı ege olarak şunları da eklemektedır: rum ıçıne düşer. Yabancı menlığını ıse somut bır şekılde «öğretmen okulu sıralarında ya yargısı ve bellegı henuz gelişmesurduren kes* ybntemın janılgı da laboratuvar kabınlennden ive miş olan yavrular bu guçluğü gelar kökü, kokenı bu düşuncedır dılıkle çıkmış kimı ıyı nıyetll ha nellıkle yenemezler Boylece, daışte lşte, bu düşunce ılke sayı van ve egıtıcıler bılmehdırler va ha başlangıçta, yabancı dıl oğrelarak yavrularımız her türlü akıl da unutmamalıdırlar kı kışının tımıne karşı onlarda güçlü bir cı ve eğıtımsel (pedagojık) des dılsel çıkış noktası ana dıldir ve tepıncuı (allerjı) doğmasma yol tekten yoksun bırakılmışlar, hâlâ bu daıma da boyle kalacaktır». açılır Bu tepıncın etkisınden (2) da bırakılmaktadırlar kurtulmak ıse onlar ıçın çoğunBu sozlerın Mıllî Eğıtım Ba lukla olanak dışı kalır. Bu duZaman oluyor kı elde olmıyarak kımı düşünceler de moda gı kanlığı Yabancı Dıller Geüştır rum karşısında yapılacak ış açık bi usa vurulmadan nedensız, ya me Merkezı'ndeki uzmanlann ka tır Yabancı dil oğretımıne o dırarsız, hattâ zararlı blr biçımrie laklarını çmlatmasını dıledıkten lın alfabesıyle bırlıkte başlamak. yaygınlaşıyor, egemen oluyor çag sonra ufak bır nokta daha ekle Çocugun oğreneceğı yazı ogretlar, yıllar boyu Duşunce tanhın yelım Kaldı kı kimi filozoflar, menden uzakta ıken de ondan oğ de bunun örnekleri çoktur dene ruhbılımcüer ve dılbılgıcüer be rendığı seyler uzerınde somut obılır. Kese yontemın egemenlıgı bekte doğuştan altdılsel (sublm larak durup duşünmesını; onlarkuşkusuz bu takımın sayısını bır guıstıque) ya da ondılsel (pre la değışık, kafa çatıştıran alıştane daha arttırmıştır. Yabancı lınguıstıque) bır bılıncin, yani tırmalar yapmasını, janeleme dıl oğretımîndekı bu yanılgı hak anadıle karşı kalıtımsal blr yat sağlıyacaktır. Bu durumda oğkında Alexandre LonRn bakınu kınlığın, varlığını bile kabul et rencı ogretbılımın çok gereklı ve en venmlı ılkelennden bırısı mektedırler ne dıyor ilk konumuz hakkmdakı açık olan etken'liğe de kavuşmuş ola«Geçenlerde bırısı yanımızda, cağından yuku yeğnıleşecek hat«yabancı dıl ogrenmeye çalışan lamayı yeterli gorup bıraz da ıkın tâ belkı de zevklı bır durum ıçıcısıne, yabancı dılde alfsbe oğre ne bile gırmış olacaktır. bır kımse, çocuk olsun buyuk olsun, ana dılını henuz oğrenmek timımn zamam konusuna değıBoylec* yabancı dıl oğretimind« al/abe ogretımlne başlama zamanmın önemi gözler önüne senlmış olur sanırım Ancak ışte burada da yenı bir çozumce (problem) ıle karşüaşmış bulunuyoruz kı o da şu: Yabancı dılde alfabe ogretımının bıçımı. Bızde, Galatasaray Lısesınm hazırlık sınıflan da ıçınde olrnak uzere, yabancı dll oğretımınde çok olumsuz etkisi olan ıtençlerden (faktor, âmıl) binsı de kuskusuz alfabe ogretımının bu biçımi, daha dogrusu bıçımsızlıgidır Benım kanım odur ki aslında yabancı dıl sıruflannda alfabe ögreüml dıye bır kavram ve bir tasa yoktur. Bu çok nazık konuva başka bır yazıda deginme umuduyla, sozlenmıze son veryıne ıik konumuz*<k îim, okurlarırmzuı akfini gelebilecek olan bır soruyu blz soralım ve biz de yamtlıyahm onu: Pekı ama bu kadar yıl bütün dunyada egemen olan kese yontemın yararlı bır yonü hıç yok mudur, ya da hıç olmamış mldır? Evet, ınsafla soylemek gerekırse olmuştur. Dolaylı yontem: 1) öfcrenılen yabancı dılın konuşulur, canlı olabılmesı ıçın, bellı bır zaman sının ıçınde, ken dısmın ongormedığı ve tasarlamadıgı olçude bır yıneleme'mn gerektıguıı; 2) Gelışmış teknık, gorselışıtsel araçlar vb'nuı kullanılmasını; kese jontemden oğrenmıştır. Dıl ogretımını temelme oturtan bu ıkı oğeden yararlanmavı duşunen, bulan kese yontemdır. Bunlar elbette unutulacak degıldır. Ancak bu ıkı sılâhı elınden kaptırdıktan sonra kese yontemın ta rıhsel gorevi de bırden bıre bıtr mış oluverdı Bızde de ona «gule gule» deme zamanı artık gelmış ve geçmıştır bile. Ögretımuı sağlığı açısından gereklı olan bu gorevi yapmakta daha çok gecıktığimiz oranda ogrencılerımıze de daha çok zararlı olacağımızı aklımızdan çıkarmayalım. 1) Cumhurivet: 28 5.1975 çiinlii «Fransızcauaki Keşmekeş» ve 2811.1975 çunlu «Yabancı Dil Öğretiminde Yenilikler» adlı vazılar. 2) Le Français dans le Monde, 1966. No: 44, sayfa: 13. ütahyaü btr maden igçlsl aralık avuıa ait aylık zarfını gondermiş. Yetmlş bes lira gundelik alan bir emekçi. Ayda brut 1873 lira edivor tumiı. Şımdi kesintileri (torelim: Sigortaya 211 lira, vergllere 319 Ura, pula 7,5 lira, MDV'ne 28 lira, sendikava 10 lira, bir de SUahlı Kuvvetlere 19 lira keiilmlş Nedir bu Silihü Kuvvetler anlayamadım!. ir?3 liranın 579 Ilrastnı çıkartın, ele (feçen ayda, 1314 liradır, yarl emekçinln kasandıği paranın fiçte ikisi Geçenlerde burada «Bu Nasıl Demokratik S«1T» başhklı Wr yanm çıkmıitı Çlftçilerin ve balıkçıların 90 va da 150 bta lirava kadar kazançlanna vergi bacisıklığı tanınmasına defiıi' miştim. Belki gerekiiydi böyle bir bağışıklık. ama işçiler, memurlar, tfitn gorevliler, yani belirli bir ficretle çauşanlar, o » Iar ne olacaktı, onlan Hm düştınecekti* Bnnu «ormu?tum. Mademki yılda doksan bin, yüz elll bln lira karanan kimseler* vergi bağışıklı^ı tanmıyor, bu hak tum vurttaşlara nlçin uygnlanmasın? Bağışıklık hakkının tanınmasında hüvuk çaba harcayan CHP Grubunun başkan vekillerı bir açıklama yaptılar, gerçekte bn sayınm 90 va da 150 bın olmadıgını Mldirdller, ama hlç de inandıncı olmadı. ne beni, ne de kamuovunu!^ Yılda yirmi beş otuz bin lira kazanan Mşı en az on bm llravı, yani kazandığmın fiçte birini vergi olarak devlete geri veriyor, nlve daha çok kazanan \*rgl bağışıklıfından yararlanıyor? CHP Grup Baskanvekilleri s«?çmenlerine 8nce bunn açıklasalar Yok, doksan bin, va da yuz elll bin değilmiş, otuı binmiş, elll binmiş, bir takım hesaplar, >orumlar, peki kabul, o kadar kazanan emekçiler, görevliler, tüm çalışanlar da böyle bir bağışıklıktan yararlansmlar. Sınır koyalun, yılda elll bin lira kazanan bir vurttaş vergiden bağışıktır, denilsin. Bu konuda daha once de yazmıştım, ses »eda çıkmamıştı. O sırada CHP • MSP ortaklığı iş başındavdı. Iktidarda hanri parti olursa olsun vergi konusunda tutum değismez! Malıve Bakanlan en kolav, en çabuk, en sağlam verjti alunını ücretlilerden, avlıklılardan elde ederler. Toprak sahipleri, tüccarlar, sanaviciler, iş adamlan, bilmem klmler canlan istediği kadar vergi verirler. ama her av belirli blr iş verinden belirli bir para alan emekçUer devlete en yuksek oranda vergi öderler. Bunda bir haksızhk yok mudur? Bu haksızlıgı ilk corüp anlavacak politikacılar da <halkcı»lar. «demokratik sol»cular olmamalı mıdır? Bakın bir kuçuk memur ne duşünuvnr «Demokratik sol» CHP içın: «Ben ortaokul mezunu bir devlet memuru olmama rağmen CHP'nin bu tutumuna biç şaşmadım Çunkü iktidarları zamanında memur maaş kat savısını 8den 9a çıkarmamak için binbir dereden su getirdikleri halde buğdav fivatlarını aşırı derecede arttırarak büyuk toprak sahiplerine 1* milvar llrayı adeta bağışladıklannı unurmadık. CHP'nin bugunkü bünyesiyie demokratik sol bir parti olamayacafımn da bilincindeyiz. Içlnde toprak ağalannı, tefecileri ve kapitalistleri banndıran ve bunlan Parlamentoya sokabilmek için her türlü ayak ovunlanna sahne olan bır parti örgütfinden başka şey beldenemezdi. Biz bunlan bile bile CHP'ye oy veriyoruz. Çünku CHP* nın solundakl partilerin tutarlı bir durumları yok. Sayın Bülent Ecent'in kışllıfinde vıllarca dzlemini çektiğimiz dürüst ve duşunce ozgürluğune savgılı bir devlet adamını bulmuş olmanın etkisi de vardır bunda. Ama CHP yoneticileri soldaki dağmıklıktan omur boyu vararlanacaklannı sanıyorlarsa aldanacaklardır ve bunu ilk seçimlerde goreceklerdir.» lşte vurttaş. bilinçli yurttaş, duyan. dttşunen, yaşamm çllelerini çeken ve her yıl devlete zenginlerden, kat kat daha çok vergi ddeyen, hiç bir bağışıklıktan jararlanmayan yurttaş böyle duşünuyor «Biz niye vılda vuz bin lira kazanandan daha çok vergi verelim? Niye bize de bir bağışıklık tamnmaım?» dire mektnplar geliyor yurdun dort bir yamndan CHP Grup Başkan Vekilleri biraz da bu konulan duşünsunler ve inandıncı bır yanıt vermeye çalışsınlar. Bana gelen mektuplarm herhalde birkaçı katı onlara da ı^liyordur. Seçmenlerinin bu gerçekçi seslenlşleri karşısında hiç etkilenmiyorlar mı? Tekel Genel Müdfirfi memurlanndan C.S. bu konuda jazdığı mektubu şu sözlerle bitiriyor: «Gazetenızde «Yasalar kaç milletvekili ile geçiyor?» başlıMı yazıyı okuvunca yuıe de şaştım. Önemli savılan tasarı ve öneriler goruşulurken Mulet Meclisinde 14 CHPTi milletvekili bulunuyormuş: Halkın umudunu bağladığı 190 milletvekUinden yauıız 14'u! Şimdi gel de bu partivi halkın parti«i olarak kabul et ve umut bağla! Biz ancak kendi MecUsimize kendlmız girebUdığimiz zaman haklanmıza sahıp çıkabıleceglz, bunun ötesınde sojlenen hersey boş » K Şükrü TAHiRGiL MEVLIT KIYMETLÎ AİLE REİSİMİZ A. Muzaffer Oktar'm vefatının bırüıci yıl dönumu dolayısıyle 23.21976 pazartesi gunu saat 14 00'de Kadıköy, KUçuk Moda Ruşenaga sokak Emre Apt. No. 2, D. 2'de azız ruhuna okunacak Mevlıd'l Şerıfe dost ve arkadaşlannın teşnfleri rıca olunur. AtLESt III III lllll İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI SUNAR: 25 şubat 1976 çarşamba, saat 21!den itibaren: FATiHTiYATROSUNDA: TEŞEKKÜR Ckferle Ikinci Basfcısı R A Î F K A R A D E N İ Z ' i n ÇIKTI ILHJN SELCUK geçırdığı kalp rahatsızhğı sırasında ıçten ılgı gosteren ve onu kısa zamanda sağlıgına kavuşturan, Ankara Unıversıtesı Tıp Fakultesı oğretım uyeleıınden değerlı kardıyoloğ SAYIN PROF DR derın mınnet duygularımızı ve Ankara Tıp Fakültesi Kardıyolojı Bolumu'nde Sajuı Doç. Dr Tulay KURAL'a. Uzman Dr Sayın Cemal LULECI'ye, Asist. Dr. Sayın Celal KERVANCIOĞLU'na \e bolumun dığer tüm <=avm doktor, hemsıre ve saglık personelme. vakın ügıleri ve ozenli bakımlarmdan oturu yürekten teşekkurlerımızı sunanz. K\R\DENİZ MLESt Cumhuriyet 1414 BU ÖLÜ KALKACAK,, Yazan: Vedat Turkali Yoneterr Hamıt Akınlı Salı geceleri saat 21 de, çarşamba ve perşembe saat 18 ve 21 de. i; AKiF BERKi'ye DUYURU ÎSTANBUL T1P FAKÜLTESi DEKANLIĞINDAN Fakultemızın aşağıda isimleri yazılı KursUlerine belirtılen sayıda Asıstan ve 1750 savılı Unlversiteler Kanunu'nun 32'nci maddesi uyannca Tıpta Uzmaniık Öğrencisi Alınacaktır Yabarcı Dıl sınavı 8 Mart 1976 Pazartesl gıinü saat 10.00'da, Bılım Dalı sınavı da 15 Mart 1976 Paaartesi gunü aynı saatte Dekanlıkta yapılacaktır. Isteklilenn, 5 Mart 1976 Cuma günü saat 17 00'ye kadar bır dılekçe, 4 lotoğraf, ve mezun Olduklan Fakulteden alacaklan ders notlarını gostenr (5 nüsha) mezuniyet belgesi ıle bırlıkte Fakülte Personel Burosuna başvurmalan, duyurulur. Kadro Kadro Kursö Adı: Ünvanı: Sayın: 1 Fızyolojı Asıstan Anestezıyolojı ve 1 Reanımasyon Asıstan Adll Tro • c (Burs karsılıftı Tıott Krallar Yeni Soylarılar Fıyatı 20 Lira BESLEME Yazan: Ülker A. Koksal Yoneten: Engın Uludağ Cuma geceleri saat 21 de, Cumartesi ve pazar saat 15.30 ve 21'de. îskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları Müessese Müdürlüğünden: ÇAGDAŞ YAYINLAR! fstcme adresl; ÇAĞOAŞ YAYINLARI Cağaloğlu Halkevı Sok no 3941 ISTANBUL Elektrik Mühendisi ve Yuksek Mühendisleri Alınacaktır. hgüllerln Müessese Personel MUdürlügü'ne şahsen veya yaa İle muracaatlan rica olunur Nof Durumu uygun olardara Jorba itadro ve loiman verllcektır. (Basın 11789) 1408 ÎSTANBUL DiŞHEKiMLiOi YUKSEK OKULU MÜDÜRLÜĞÜNDEN Okulumuzda ceşıtli dersler ıçin 27 Şuoat Cuma gunü saat lu'oa «jmavla KARA VE DENiZi ANCAK cn T*IIA«II An Asistan Alınacaktır tstehlilenn dılpkçf1 ne okulumuza O a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle