28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ttl (HMKURim dan başia tutuklamanın yasadaM kosullann gerçekleşmesı İle yenne getirüecek yasal bır buy ruk olmaktan otede, hâkimin takdır yetkısmı kullanması ıte geçerlık kazanacak blr önlem ol duğu unutuLmamalıdır Bunlara jargı kararlarına karşı yine yargısal denetlm yollan bulunduğunu eklemek gerekır Sayın Cumhurbaskamnın yargı organlarını Anayasal duzenın guvencesı saydığmı ve yargının sorunları ile ügüendığmi büdığım içm iktıdarı bır yerde haklı gormesıni yadırgadı ğırr.ı belırtmek zorunda kaldım Soz buraya gelmışken bır noktaya daha değınmek ıstenm. Pohsın bır kesımının yansızhğı konusunda behren kuşkuları Sayın Devlet Baş kam da pajlaşmaktadır Bu darumda >argı organlannın buyrugunda «adalet kolluğu» (adlı za bıta) kurulması artık bır zonınluktur Suç ve suçlulan araştırma ve soruşturmada uzmanlaşraış, jansızli!,' saglan.*uş oır gu\enJık gucanun kurulmasmda zarar yolctur Olsa bıle, sağlavaeagı yarar zarardan kuşkusuz çok ustun olacaktır. CKP, adalet kolluğu kurmayı programına almıştır Iktıdar çevrelen ile CHP arasında bu duşun ce dogrultusunda bır jaklaşım sağlanabılırse or gutun hemen kurulmasını gerçekleştırecek bır jasanjı çıkması kolaylaşıı Yargı organları kararlarını eleştırmek IKÜdar çevrelerınde bır alışkanlık halını almıştır. Yargı kararlan bılımsel eleştırı dışında kalsın denemez Ama yersız ve gereksız eleştınlerden vazşeçılmelıdır Devlet kurum ve kuruluşlan arasınaa uyum sağlanması sanırım tüm ıyınıyetlı jurttaşların dııeğidır Hemen belırtmek gerekır kı bu uyumun ıktıdann düşuncesı dogrultusunda karar çıkması joluvla kurulabileceğını hıç kımse aklından geçırmemel.dır. Şımdi ıçinde bulunduğumuz koşullara bakarak rejımın ayakta durabılmesmı jargı organlannın tutumuna borçİJ oldugumuzu sovlemek yanlış bır tanı sayüamaz. Iktıdar da bu duşunceîere katüırsa yargı kararlarını uygular gere.cs:z yere eleştırmekten vazgeçerse, h:ç olmazsa sorunlann bır bolumu kendılığınden çozulmuş olur. Ne yazık kı gozlemler bugünlenn daha çok uzağında oldugumuzu gostermektedır Yazıma Ataturkçu ve devrımcı hukuk bılginunız sayın Hılzı Veldet Velıdedeoğlu'nun bır sure önce «Cumhunyet» te çıkan «Bejimımiz ve Hâkimlenmız» baslıkh vazısından şu tümcelerı yıneleyerek son venyorum: «Ne zaman bu konu uzennde düşünsem, her defasmda daha guçlü ve kesın olarak saptamantayım kl TUrkiye'de özgürlükçü demokrasi yargıçlanmızın erdemlüiğıne ve yılreklıllğıne baglıdır Yargıç kavramına savcüarı da katıyorum. Cünku yalnız yargıçlar değü savcüar da adalet organıdır » 16 AKAUI 1974 ağımsız yargı kavranıı, haklann ve Bzgürluklerın, ozellıkle sıyasal ıktıdarlaja karşı korunması düşuncesıne dayanır. Olağan durumlarda, salaınlara karşı hak aramanın, ozgurluklen savunmanın, bağımsız mahkemelere başvurma dışında başka yolu ve yontemı joktur. Devlet ve demokrası auşuncesının egeınen olduğu ulkelerde ujgulanan ve uygulanmasından vazgeçıleme^en bır kuraldır bu. Hakım omlnde karşı karşıya gelenlerden bınnln kazan ması otekının kaybetmesı doğal bır sonuçtur. Kaybedenlerden kımılen haksızlığı nedense yuk lenmek ıstemezler. Hakımlerın >an tuttuğunu ya da uyuşmazlıklan çozmede yamlgıya düştuk lerını soylerler. Daha agır suçlamaJarda bulunan lar da olur. Demokrası kuraüannın tumuyle ge çerlı olmadığı ulkelerde, sıyasal ıküdarlar da yakınanlar arasında jer alırlar. B OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Yargı'dan Yakınanlar Muhittin TAYLAN 1965 genel seçlmlerinln sonuçlan ortaya konulunca devrımın alaşağı ettığı yonetımın bu devamını görduk ıkudarda. Bunlardan, ustelık Anayasa Mahkemesı ile ve bağımsızlık guvencesı ile donatılmış bır yargıyı sevmelerı, beğenmelen nasıl beklenebılırdı? Yasama Meclıslen uye lerinln aylık ve odeneklerımn yukseltümesi karan, anamal (sermaje) çe\relerıne Devlet hazınesinden bol para odenmesını sagiayan yet kı yasası, seçım yasasını değiştıren yasa ve ote kıler iptal edılmıştı Anayasa Mahkemesınce Ya salara ters düşen yonetımsel karar ve ıslemlerı de Danıştay gen çevmyordu. Iktıdar, bu yargı kararlanna uyacak ve Anayasaya saygılı olacak yerde yargı kararlarını eleştırıyordu Şımdıkı gıbı >jıe sağsol çatışması vardı. Anayasanm buyurduğu reformlar çoktan askıya alınmıştı 12 Mart muhtırası da bu kaşullar ıçinde gel di. Anayasa ile bır türlü bağdastıramadığımız 12 Mart sonrası yonetımmin toplum yararma ne hızmetı vardır' Tersıne, sağcı sıyasal par tüerle ışbırlığı kurarak temel haklardan \e ozgurlüklerden bır bolumünü kısıtlayan, Dev let Güvenlık Mahkemeleri kurulmasını bır Ana yasa kuralı yaparak bağımsız mahkeme ve doğal hâkım karramlannı zedeleyen, yargı yetkı sınl sınırlayan, hâkım ve savcı guvencesinı zedeleyen bu yonetimdır. önce Anayasayı uygula yacağmı sovleyip sonra lüks sayan ve ülkevi yıllarca Sıkıyönetlm rejımi ıçinde tutan bu 50netımdır. Tannya şükredelım kı o da 1973 geneı seçımlerl ile bırlıkte tarıhe maloldu. CHP'nın 7 aylık sınırlı iktıdarı, ortağının olumsuz davranışı ile geçtı. Daha sonra kurulan cephe ıktıdannın ulkeyı ne hale getırdıği gozler önünde. Türk haltanı cephelere bo'enlenn, işçüere, bğTencilere hatta halka saldıranlan koruyanlann, mezhep kavgalannı kışkırtanlann ıktidar ortaklan içınde olduğu açık seçık soyleniyor Mahkeme kararlarını uypulamayan, Türkiye Cumhuriyeti'nın «hukuk devletı» nıte liğlnl çiğneyen bu ıktldardır Yine başarısızlıklann sorumluluğu, Anayasa'ya, muhalefet partılerır.e ve yargı organlannın kararlanna yuklermek ıstenıyor. En taze omek Anajasa Mah kemesı kararlan içın AP genel kongresınde ya pnan konuşmadır. Sayın Başbaican, Anayasa Mahkemesı kararlan ile yetkısız bır duruma getmldıklennden yakınıyor. Kongre'de soyledıgı vasalar muhalefetın uyansına karşın, Anayasa ya aykın olarak çıkmıştır. Anayasa Mahkemesı nın Anayasava uygun olan yasalan, D^nıştay'ın Yasalara uyan karar \e ışlemlen, ıptal edeceğı rasıl duşur.ulebılır? Yargı organlan sankı ıktı dann başarısızlığı için çalışmaktadır. Yakmmalannaan bu anlam çıkmıyor m u ' Yargıdan yakınmalara değınınce Sayın Cum lurbaşkanının Cumhunyet Bayramı dolayısıjle vaymladığı mesajır. yargı ile ılgılı bolumu uzerın •le durmadan geçemedım Sayın Devlet Eaşkanımızm yargı organlannda da üzuntulere yol açtı Sını sandığım sozleri basına yansıyan bıçım! ile şoyledır « Buna mukabıl yurutme. yanı (ıcra) adalete tevdi ettıği (Düzen bozuculuk, devlet gu venlığıne kasdetme) veya başkalan gıbı ağır suç sanıklarının toplum Içıne kayıtsızca serbest bı rakılabıldığınden haklı olarak yakınmaktadır » Çağdaş Avııkat lzim okuduğumuz dönemde Hukuk Fakültesfnde Iki tur ojretim ujesi bulunurdu. Osnıanlı döneminden kalma bazı »hoca»lar vardı kı, jontenılen jururlükteki vasa maddelenni «şerhetmek» ustüne kuruluydu. Bir de çağdas hukuk biliminin kurallanm özümseyip uySulavanlar sozkonusuydu. Bu tur ogretim uyeleri arasında ^Imanva'dan kaçıp Turkhe've sifinanl<>r çogunluktavdı. Ikinei Dunva Savaşı öncesincie Hıtlcr'in zulmunden kurtıılmak ıçin ulkeınıze kapaçı atmı« alan bilim adamlarının suçları ncvdi? Komunist miydıler? Sosvalist mi? Solcu mu? Hıçbiri değil. Hemen hep«.i tutucu savılacak kimliktevdıler. Ama kimisi Nazizmin ırkçıhğı \uzunden duşman sa.vılmıştı; kimisi hukuka savgısı yuzunden dikta yonetiminde yaşavamanuştı. B Her mesiekte olduğu gıbi Hâkımler ve Savcılar arasında da yetkılerını kotuye kullanan bırkaç kışı bulunabüır. Hâkımler olafan üste varlıklar olmadıkJarı ıçın kararlannda yamlgıya duşebüırler. Görevlennı kotuye kullananlar ıçın jasal yaptınmlar vardır. Yanılgılı kararlarm hem sayısı azdır, hem de yasal duzeltme yolİ8rı konulmuştur. Bızde hızlı adaletın oır turlu gerçekleşmemesının ve mahkeme kararlarındaki yanılgıların, Batıdakın den daha çok gorulmesımn çeşıtlı nedenlerl vardır. Bunlar bılınmeyen sorunlar degıldır ve çozulmelen her kurura ve kuruluştan once siyasal iktıdarlann tutumuna bağlıdır. Oysa kımı ıktıdarlar bu odevlennı yenne getarmek şoy le dursun, basansızlıklannm sorumluluğunu ya Anayasaya ve muhalefet partüerine ya da yargı kararlanna yuklemışlerdır. Bızde bu sanıya ka püanlar yargının yetkılerinı kısıtlama, bağımsız mahkeme kavramını zedeleme yolu ile basa rıya ulaşacaklarını ummuşlardır. Sıyasal ıktıdann devletle butünleştığı donemı bır yana bırakırsak, 1950 1960 yülan ıçinde uygulanan yöntem budur. Hâkım güvencesinı ortadan kaldınp Yuksek Mahkeme hakımlermi bıle topluca emekhye ajıranlar, hoşa gıtmeyen hâkım ve savcılann yerlerııu değıştırenler, Yasama Mec hsinde «tahkıkat komıs>onu» kurup yargı yet kısıne el koyanlar, Anayasayı hep bu saru yüzün den çığnemıslerdır. Ama, ne bunlar yapüdıgı lçln «görülmemiş kalkınmaoya ulaşılablldl, ne toplum «nurlu ufuklara» yonelebüdı, ne de ulu sal bırlik sağlanabıldı Bu tutumun dogal bır sonucu ldı 1960 devriml. Öye sanılıyordu kl bu devrimln getırdığl 1961 Anayasası İle sorunlan mız çozülecektir. Şu gerçeği daha sonrakl olaylar gösterdl bize. Anayasanm yenilenmesinden önce beyinlerl, düşünceleri yenilemek gerçeğıni. Nedeni kendimizde Arayalım Bazan toplum vaşamında övle bır zaman gelir ki insanlarm hukuka bel bağlaınası suç savılır. Faşizm voğunlaşınca, çağdas hukukun ozünu olustııran insan haklannı çi£nemeve baslar. Bu ortamda hukukçular tehlıkelı kışıler» olaraU daniRaîanırlar. «Huktıkun üstünlüğu» ile dıkta arasındaki çetişki; çağdas hukııkla demokrasi arasındaki çelişkidcn başka birsey değıldir Bu jerçeçi, önuınüzdeki cumartesi gunü vapılacak Îstanbul Barosu scçımlerinden bncc bir kez daha anladım. Çağdas hukuku özümsemenin önemıni bu olay d a görcbiliriz. İstanbul Barosu seçimlerınde iki taraf var. Riıincisi Çağdas Avukatlar Grubudur. Geçen donemde vönetimi bunlar temsil edıyorlardı. tkincısi Mesleki Davanışma Grubudur. tkinciler, bırincileri «Baro vonctiminde politika ıapmak!a» suçlamaktadırlar. Çünku geçen Mİ Baro. DGMlere karsı çıkmıştır. Peki Çağria? avukatlar eerçekten politika mı yapmaktadırlar. Ne Istivorlar? Amaçlan nedir? Çağdas Avukatlar Grubunun Çalışma Progranıı, bu sorulara vanıt vermek için bir kavnaktır. Programm içerijçi, tstanbul Barosunun sınırlannı aşmakta. Edırne'den Hakkâri've değin Türkiye avukatlannı ve hukukçulannı ilçilendirocek bir değer taşımaktadır. Çağdas Hukukçular'ın Pr'içramına Rore: Baro bir lck orgutudur. Avukatlann hizmet eormeleri, davanışma ve gelişmeleri için örgııt gcreklidır. Baro 11"!6 sanlı yasada behrtüenlerm dışında herhangı bır ışle \eya siyasetle uğraşmaz > Peki, 1136 sayılı kanumın amaçladığı «sıyaset» kavrami npdlr? Bu soruya vanıt, vine avnı belgede bulunu;or. 1136 Sayılı Kanunun 110'uncu maddesine göre Baro • kanunlann memleket üıtıyaçlarına uygıın olarak gelışmssı ve yurütulmesi yolunda dıleklerde bulunmak, gerekırse ön tasarüar hazırlamakla gorevlıdır • Demek ki Barolar, ülkenın gereklerine çöre yasa ön tasanlan bile hazirlavabilır. Ama bu işi nasıl. hanRi fioğrultuda ve hangl dunva îoruşüne da\anarak vapacaktır? Cağdaş Avukatlar bu sorııju sovle janıtlıyorlar: Adalet, vargıç • savcı • avukat uçlüsünün ortak çabaBivla perçekleşebilir. Avukatın görevi, bağımsız varjrı organında oluşur. Savunma vargının «onsuz olmaz» blr unRiınıdur. Adalet ancak çağdas hukuk koşullan içinde varolabilir. Bu kosuUar da hukukun fistünlügOnfi Içerir: a) Kuvvetler aynlığı. b) Yargıçlann bağımsızlığı, c) Temel haklar, d) YUrütmenın j'asalara uygunluğu, e) Yasama ve yürutmenin bağımsız yargıçlarca denetlenmesi hukukun üstünlüğu ıçın gereklıdır. Bu ilke ve kurallann Barolarra benimsenip savunulması, polftika değildlr: Barolann gdrevidir. Baro'yu ve avukatlıKi. çağdas hukuk görüşünden ıızaklastırmak Isteyenler; çıkar çruplarına bağlı, antidemokratik ve gericf siyasal ör(nitlerin amaçlanna hizmet etmektedirler. Baro sivasal lktidar mücadelesine kansmaz ve katılmaz; ama hukukun ustunlüğü kuralını ve demokrasiyi savunur. Uluslararası Hukukçular Komisyonu 1955 Genel Kurulunda çu karar aluımıştır: « Bütün dünya avukatlan, ğını korumak zonındadırlar » mesleklerının bağımsızlı Isabetsiz Yakınış Yakınmanın yürutmeden, daha doğrusu sıyasal ıktıdardan geldiği belırtılmekle yetınümış ol »aydı üzerınde durmak gereksız olurdu Ne var kı, yaktıımanın haklıhğını Sayın Cumhurbaşkanı da benımsemiş görünüyor Cephe ıktıdannın Dlaylarda yan tuttuğu, başta CHP olmak uzere nuhalefettekı sıyasal partl genel başkanlan ve yonetıcılennce her gün soylenirse, basında bu tonuda her gun makale, fıkra ve lncelemeler ya nnlanırsa, güvenlık güçlennden sayısı az da ol îa bır kesımin yansızlığı konusundakl kaygılara Sayın Cumhurbaşkanı da katüırsa iktidann haklılığı nereden çıkar? Somut örnekler verllmış olsa bıle bunlar yine yargı organlannca incelenmeden gerçekler ortaja çıkmış sayılamaz. Bun Yeni Ufuklar Hep Olacak... OKTAY AKBAL •Sonnar hep hüzünlüdür. ölfimle eştir de ondan mı? Kiml raraan da .mutlu sonlar \ardır, jenı baslangıçların kapısuu açar Bır bıtış, bir yenıleşmenın ük adımı da olabılır. Ben umut tan yana.Mtn her zaman. En buvuk jenılçlden, en kaçınıbnaı çdku>ten sonra bıle «umudu yasatmalı» demek ısterim. Safhk nu, büe bile aldanmak mı, ne dersenız dejln. Ama cmlı blr varügın, çalışan, dusunen, yaraUn blr kalanın son» denen geTçc^i kabullenmesine karşı çıkanm her zaman.. • Yeni L'fuklar»ın «son» sayısını gorunce de bunları düşündum. Ni>e «son»? Tam 275 sayı çıkmış fnçlü blr dergiydl .Yeni Lfuklar». Kaç tane satardj bilmem. Masratuu çıkanr mıydı, orası da kuşkulu. Ben bir iki kez burda da yazdun. «Bu dergı blzi jeni ufuklara götürüjor. Yaşanuna ortak olalım, bizün de katkınuz bulunsun gerçek uygarlıktan, sanattan, kıiltürden yana» dedim. Ne oldu dedim de. Cumhurlyetin yuz binleri bulan okurlarından kaç bıni üç beş lira verip aydan aya, bn dergvi a4dı,,jokwitf. Bir avuç saaatse.«r, ajdm kisı, o kadarVedat Günyol yoruldu bu çabanın sonunda.» Çebimlen, ajlığından cjdeye ekle>« yülarca jaşatü. Tek basına... Yol» birlikte çıktığı Orhan Burian genç yasta ölmüştü. Ama adı «kurucu» olarak jaşatüdı dergınin başında. Kfiçücük blr odada, oğretmen, yazar kazancudan arttırdığı parayla çıkarmaya deıam ettı derglsinl Günyol... «Son» sayıda da yazdığı ifibl, «Yecl Lfuklar, sola, yani ilerlciliğe açık, sömüruye karjı, iosaa onnruna, düşünce özgurluğune olesiye bağlı, sağı sola ayırt etmeksiıin, her çeşlt bagnazlığa cephe alan, almaktan kaçınmajan, her ejlemde, her davranışta insan sıcaklığı arayan r.trden gellrse gelsln her çesit zorbabga kafa tutan ve tutmu« bir dergiydi.» Evet doğnıdor «Kafa tutmak» insanlığa gunül vermek, bu uğurda vanndan yoğundan olmayı goıe almak değil mi, her aydının başüca görevi». Oyledlr, ama hem yazar, hem ardın, derginin bas sorumlusu olmak... Bu, epey ağır bir yüktür, blr ki«i kaldıramaz yirmi beş yıl bu ağırhğı.. •Son» »ayı Snttme... Dergide sürekll yazmıs yazarlar, ozanlar kısa kısa izlenimlerinl anlatmışlar, «son» olarak >amuşlar bu dergiye. Aziz Nesın «Sen olmedio, senl blz öldurduk» dlyor. Bu Ugisizliktir sanattn, kultürun katüi... «Yeni Ufuklar»! her ay beş bln klşi alsaydı sonuç böyle ounayacaktı. tkişer buçuklar, beş liralar nerelere pitmez ki. Bir sinemaya bile giremlyorsunus artık. Bir meyvalı gazoz bile içilmıyor. Dolmuşlar bile en as bu kadar. Bir kultur dergislnden ni\e esirgenıyor bu para... Yuzblnlerce yüksek öfrenlm tençüği \ar, yüzbinlerce aydın var, ögretmen vaı, gorevb var, milyonlarca emekçi var günden gune bilinçlenen... Böyleyken «Yeni Ufuklar» gibl bir derfi jirml beş >aşmda «olmek» kararını veriyor kendl kendinc. Son Yeni Ufuklarda Bülent Ecevit'in de bir yansı var. Ferıt Celal Güven'den dinlediğl blr anıyı anlatmış. Isterseniz bu anıvı birlikte okuyalun Ecevit'ln kaleminden: «Kurtuluş Savaşı başlarken, henüz Adana içinde Müdafai Hukuk Cemiyeti'nın kurulmadıği ve orgutlu bir direnise geçilmedigi günlerde, işgal altuıdaki Adana'nın üzgün Turk aydınlan, her akşam bir açık hava kahvesine gider, masalarda uçer beşer toplanıp ezikllk duygusu içinde konuşur, dertleşirlennlş. Bir aksam, Kurtuluş Savaşıııa büyük katkısı olan postacılardan biri, blr telgraf dağıtıcısı, bu kahveve fitmiş. Elındeki bir telgrafı ilk masada oturanlara göstererek «Acaba bu telgraf sizlerden birine mi?» diye sormuş. MasadakUer telgrafı okumnşlar «Uayır, bize değil, öteki masalarda oturanlara da bir sor» ılemisler. Dağıtıcı tek tek butün masalaı dolaşıp telgrafı gostermı$. Iier masada oturanlar telgrafı okuduktan »onra «Hayır telgraf btze değü, >an masadakilere de bir sor» demisler. Dağıtıcı elinde sahıoini bulamadıgı telgrafla kahveden çıkıp gitmiş. Ertesi gun Adana'da Mudafaai Hukuk Cemiyeti knrulmuş ve Knrtnlu? Hareketinin kıvnlcımı yannuş. Bilindiği gibı, sonra Adana halkı kahramanca diremşiyle özgurlüğunu kazanmıştır. TelgTaf «Adana Mudafaai Hukuk Cemiveti Riyasetine» diye baalıvor ve henuz var olmayan •eemiyet»e belli görevler veriyormuş. Altmda da Mustafa Ketnal'in imzası.» Ecevit, vazısını şu sözlerle bitirmlş: «Bu oUyda Atatürk'fin gficüniın başansının, önderliğinin gizl saküdır. Halka giiven... Atatürk, var olmayan bir adrese eektiği o telgrafın kendl adrcsini yaratacağını bilivordu. Çünku halka gıiyeniyordu.» «\eni Lfuklar» halka güvenen bir dergiydl. Halka güvenen avdınlar bu denpde halkı bilinçlendirmej e çalışıyorlardı yıllardır .. \ma dcaecek kı beş bin okur çıkmadı bu halk arasından... Bugun ıçın bövle, ama yann ne olacak? Bu halk, daha dune dek kendine karşı. kendi yaranna karfi polltikacüara oy verırdi, *ımdi eskisı gibi mi? değil... «Yeni Ufuklar'a varümak üzeredir artık Bu yeni ufuklarda, yayın yaşamına atüacak yeni yeni «Yenı Ufuklar» olacaktır. Halka bütünleşecek, halkın bilincinden siıç alacak, güç verecek yenl dergiler, yeni yazarl?r, venı yaratıcılar... Günvol'un çeyrek yüıyülık çabası Atatiırk'un nlmavan bir adrese mektup yollayıp öyle bir adrest jaratması gibi yararlı bir çabadır, yaratıcı bir çabadır. Ben, «Yeni Uruklar»ı kapanmış bir dergi sarmıyorum. Heie «Son»u gelmış bitmış, tukenmi? bir boş savaşıra. hayır... «Yeni Uf n klar» vcnıden doğacaktır uflnın otesinde yeni bir ufuk vardır, ondan .. "İKİ HATIRAT, ÜÇ ŞAHSİYET,, Tenl bir kıtabı daha çüctı Çağdas Yayırüan'nın. O kltabın adım bu yazıya başlık yaptım. Yapıt, anılara dayanmaktadır. Osmanlı împaratorlugu'nun can çekısme doneıru olan XIX. yüzyıldakl İki sadrazamırun (Kâmıl ve Saıt Paşalar) çok ilgınç anüarını, gözlemlerim ünlü yazar Ahmet Rasim (18651932) ele almıs, onlardan kimi bolümlen aktararak açıklamalara gitmiştır Böylece iki sadrazamm «Hatıratıı yinelendigi, «klşilikleri» belirlendigi gıbi Ustelik Sultan II Abdülhamit'in kuruntularla, kuşkularla dolu kişlliğinin büinmesı gereken yanlan da bu arada dolayısıyle ortaya çücmıştır. Tarihir. 7apıcısı olmak guçtür. Daha doğrusu her insan ıçın olanaklı değıldir. Onu yazmaMa daha guçtür. Bunu A t a ( ^ . d e ( ı b e llrtmistir. Tarih yaznianın' çeşıt11 yollan vardır. Ybntembilim kitaplan bunlan «anlatımcı» (re"ferente), «öğretici» (pragmatique), «nodennasılcı» (g^netıque), ctoplumsal» 'sociale) olmak Uzere sıralamaktadırlar. «Anlatımcı» vontemle yazılmış tanh biraz masala benzer Dızgeleştirmeden (systematıser) yoksundur. Soylentllerden, bykulerden zengındir. Herodotos'un (I ö. 484 • 423) tanhı, Islamsal kronıklenn çoğu, Taberi'nm '838 • 923) «Tarıhul Ümem»! (uluslan n tarıhi) bu turdendir. Ayrıca llyada. Odyaaeus, Nıbelungen, Kalevala, Ofuz, Toktamış, Edige v.b. gibı destanlar da bu bolumlemeye girmektedırler. «öğreticinde ise durum değışıktır. Bunda dızgeleştlrme vardır. Sonuçta bır yargıya ulaşmak bek lenebillr Bu arada tarihsel kışılerin klmhkleri, etkınllkleri uzerınde fazlasıyle durulur. Thukjdıdes (t. ö." 471395), Polybıos (I. ö . 210127), P. C. Tacıtus (55120), Plutarque (45125), Prokupı u» (500565), N Machıavelh (14691527), T Carlyle (18951881), P Hammer'le (17741856) bırhkte Osmanlılann belli başlı tanhçüen bu türde yapıtlar vermıslerdir. «Nedennasücı» yontemdeyse ta Doç. Dr. Sırrı AKINCI rihsel olaylann çesitli etkenlerle oluşum mekanizmalan açıklanmaya çahşılır. Arastınnalar öncelikle «nedenolere, «nasıl»lara yöneliktir. Bu alanda özellikle Batüı pek çok yazar bllinmektedır. «Toplumsal» yolla eşdeyimle nitelemelenne tarihin özdeksel (mat^nalıste) yaklaşımını dayanak yapan tarih yazüıslanndaysa elden geldiğince yasalann çıkarıl masına çaba gösterüir. K Marxa (18181883) yandas tanhçeler bu takundadır. Toplumlann altla üstyapıları arasındaki iliskılen yorumlarına eksen yapmıslardır. Tarihsel olaylarla üretim güçlen, ılıskileri arasında bncelikle bağlantılar kurmaya çalışırlar. Bu kısaca söylenilenler dısında A. Toynbee (18891975) gibi kendine ozgtl bır yontemı uygulayan tarihçileri de bilmekteyız. O 1962'de îstanbul'a gelmış kasım'm 20'sıyle 21'ınde 1. U. Edebıyat Fakültesi salonunda iki konferans vermışti. UnlU yapıtı «Bır Tarih încelemesınmn (A Study of Hıstory) özetınin özetı olan bu konuşmalannda tarihte gelmış geçmış ya da yasayan «yırmıaltı» uygarlıgı sıralamış, î. ö 2025'ten î S. 2175'e dek olan süreyi «Ucytız» yıllık «dbnemslere (penod) ayırmıştır. Bu arada tarihtekı ünlü tosüer arasında bulunan ortaklaşa bzsllıklen sıralıyarak N. Machiavelll'yle Ibnı Haldun (13321406). Peygamber Muhammed'le (570632) Rus Çan Delı Petro (16271725), Pilozof I. Kentla (17241804) «Onblnlerin Donuşıi» (Anabasıs) yazan Xenephon (t ö 434355), Timurleng'le (13361405) Hannıbal (î. Ö. 247 183). Ataturkle (18811938) Eskl Mısırtn devrimcı Piravunlanndftn Ahntton (t. ö XIV. yuz yıl) arasmdakı benzerlıklen belırtmıstır. tşte bu yöntemlerin her bıriyle şımdıye değın tarıhle ilgıh çeçitli yapıtlar ortaja konulmuştur. Ama onemli olan yöntemlerden çok tarüıçınin tutumudur. Bu kişi nesnellıkten uzak eşdeyimle «objektıvıte'»den yoksunsa yazacağı yapıt sürgit bir yanlıdır. Bunu örnekle belirteyım Fransız BUyük Devrimi'yle çağdas denılebilecek iki Fransız (H. Taıne, Michelet) bu devnmi bın ötekıne taban tabana zıt yonımlara ujratmışlardır. öylesine ki yan tutmayan biri bu yazarların kıtaplannı ardarda okusa bu büyük devnmin gerçekten oldugundan sanınm kı kuskuya düşer Insanlık tarihinın bu «kan govdeyı götUrUr» olgusu Mıchelet'nin satırlannda övünülmeye değer bir olay, H. Tatoe'nin betimlemelerindeyse katil, hırsızlık, zorbalık, ahlâksızlıklarla dolu toplumsal bir anarşıdır. Çünkü Michelet cumhuriyetçi, H. Tain'se krallık yandaşı bir tarıhçıydı Bunun gıbı bizım 27 mayıs 1960 devrımı ıçın de durum tıpkısına boyledır. Gerçek Atatürkçülere çağdas bır anayasa getiren bu devnmin Demokrat Partı yandaşlannca kötulenmedık hıç bır yen kalmamıştır. Subay çızmelenni şapur şupur openler, Yassıada yargılanmalannda îstanbul Morgunun yonetmenı olan bır tıp doktoru bir yana korkudan tıtreyıp dıllerı tutulanlar sonradan bırer aslan kesılmiçlerdır. Yannın tanhçısi bunlann karakterinde, kafasındaysa kuşkusuz o da bir Türk H Taine'i olacaktır «tki Hatırat Üç Şahsıyet» yukarda değinilen vontemsel sıralamalardan daha çok «öCretlci. ye uymaktadır. Ne VBT kı Ahmet Rasım bu «anılar» üzenndc 'nedennasücı» yonteme benzer çabalar da gostermemıs defıldır. Bunu kıtaptan aktaracağun bır bolumle kanıtlayacağım* «Anlaşılıyor kı o sırada Doğu Rume11 sorununu yıiruten ne Babıâli, ne de Sultan II. Abdıilhamit'mış. Bunu doğrudan dofruya Çarhk Rusyası BUyükelçlsi V. Nelıdoı yonetmekteymış. Görülmektedır kı, padişah 1884'te büe kendi egemenlıgınl Busya elçısinin elıne vererek, paşanın (Kâmil) Eulganstan'da dbnen Rus entrıkalannı ve oradaki etkı ve soz geçirme güçlenni pekiştırme konusundaki planlanna karşı alacağı önlemleri böylelikle sonuçsuz bırakmıstır. Işte Sultan II. Abdülhamit politikasının bır sadrazam tarafından açıklanan ibret verici bir safhası.» Kâmil ve Sait pasalann anüarını çok yıl önce okumuştum. Bunlan bana Prof. MUkrimin Halil Yınanç bir kahvehanedekı «sohbet»inde salık vermlş, Istanbul'un sanaflar çarşısındaki «Elıf» kitapevlnin sahibl, yuksek ofrenim görmüş bır kitapçı olan sayın Arslan Kaynardağ da güçlukle sağlamıştı Pasalann bu yapıtlanndaki dıl ağdalı Osmanlıcaydı. Ahmet Rasim'se kitaplarınuı çoğunda yalın bir dil kullanmayı benimsemiş bir yazardır. Ama bu incelemesinde sankı bir ismiş gibi o da Osmanlıcanın koyusunu yeğlemış, daha doğrusu sadrazam pasalann etkısinde kalmıştır. Ama Ahmet Rasim'ın elınden çıkan kıtabı gUnümUz dlline çevirip buna pek çok tarihsel açıklamayı katan sayın î. Olgun sevınerek gormekteylz kı, güzel ve temiz bır Türkçeden aynlmamısür. (M. Eğitım Bakanlığı Yayınları arasında basümak üzere, hatta dızgısı tamamlanan bu yapıt, sonradan basüması durdurulmuş, yayımlanmamıştır. Abdülhamıt'in küçük dUsürülmesini içlerı kaldırmadı herbalde') •tki Hatırat Üç Şahsiyet»l okuduktan sonra gunümüzdekı «Ulu Hakan» yandaşlanna eşdeyimle •Sultanhamitsever>lere şaşmamak, gıderek acımamak, hele onun bılun ozgurlügu bakımından kopkoyu bır karanlık (obscurantisme) olan döneminin ozlemini çeken çıkarcı kışılere, onların diiıyle «Zehl tasavvurı bâtıl zehi hayâli muhâl» (ne gürel (!) sapık tasarun, olmayacak ama ne güzel (!) bir imgelem) dememek elde değıldir. Barolann durumu, çağdas avukatlara göre böylece belirleniyor; hukukun üstünlüğu ve demokrasi llkelerine dayanıvor. MC için tehlikell Wr eğUimdir bu... Bugun Türkl>e'de tnsan Haklarına ve hukuka saygüı her kişi faşizmle çatısma konumundadır. + Filistin Halkıyla Dayamşma Haftası BİR ÜLUSAL KURTULUŞ HAREKETİNİN TEMSÎLCÎLERİ İLK KEZ TÜRKİYEDE FÛJSTİN KURTULUŞ ÖRGÜTU KOROSU VE • . FOLKLOR EKtBt SPOR VE SERGİ SARAYI, 18 Arülk 1978 Cumartesi günü saat: 20.30 Davetiyeler: TMGT (Istiklâl Caddesi 471/2 Tünel I s t ) Tel: 43 00 08 43 00 09 ve 18.12.1976 cumartesi günü Spor ve Sergi Sarayı giselennden temın edılebilir. TÜRKİTE MtLLî GENÇLİK TEŞKflLATl Cumhunyet 13694 Memurlar Almacaktır Ortadoğu Teknik Onlversitesıne Bskerlik hlzmetini mıs 2535 yaş arasında, aşagıdakı nıtelıkleri haız ERKEK MEMURLAR alınacaktır. 1 TAHAKrTDK MEMURU: a Asgan Use mezunu, b Tahakuk Işlerinde en ax 3 vü tecrübell, c îngılızce bilmek tercıh sebebıdir. 2 StCİL MEMURU: a Asgari Use mezunu, b Sıcll ve personel işlerlnde tecrübell, c Ingilizce bilmek tercıh sebebidır. 3 ÎÇ HİZMET MEivnJRU: a Llse mezunu. b Daktilo yazabilen. Personel Müdürlüğünden alınacak müracaat formlannm doldurularak 22 aralık 1976 gilnune kadar ıade edllmesl, aşağıda gösterilen günde sınavda hazır bulunulması Kereklidir. 29 aralık 1976 saat 10 00 (Basm: 29753/13686) INŞAAT TEKNiKERi ALINACAKTIR îstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünden: Edırne bölgesınde devamlı kalmak üzere inşaat ken veya ınsaat yuksek tekrukeri almacaktır. telcniTalıplenn görilşmek uzere Abide ve Yapı îşleri MUdürlüğüne müracaatlan üân olunur. (Basın: 29846/13877) Sekreter Ve Daktilolar Almacaktır Orta Doğu Teknık Ünıversitesirün çeşitll bölUmlerlnde çalıştmlmak uzere aşafıdakı rutelıklere sahıp Deri Ceket İş Eldiveni ve Gemici Şapkası Yaptırılacaktır 1 825 adet deri ceket, 6«58 adet İş eldiveni, 770 adet şapka kapeü farfla teklif almak suretıyle yaptınlarak satın almacaktır. 2 Ihaleyle ügili şartnameler, Mecllsl Mebusan Caddesi No: 93, 95, 97'de Teşekkülümüz Malzeme Ikmal Mudürlüğünden temin edılebilır. 3 Fırmalar ınalenıo tumuna veya ladece latediklen ıhaleye girebilırler. 4 Teklifler en geç 29.12.1978 Çarsaroba günü saat 16.3U's kadar TesekkUlümüz Malzeme tkmal Müdürlügüne verilmlş olacaktır, postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 5 Tesekkülümüz 2480 sayılı kanuna Wbi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, diledığine dilediği miktarda yapmakta serbesttır. Bayan Sekreter ve Daktilolar almacaktır. Sekreterler: a Üniversıte, Yüksek Okul, Sekreterhk Okulu veya KoleJ mezunu, b On parmak veya çok sen daktilo yazan, c îyi derecede ıngılızce bılen, d Sekreterlık ışlerinde tecrube sahibl olan, e Steno bllmek tercıh sebebıdır. Daktilolar: a Sekreterlik Okulu veya Lıse mezunu, b On parmak veya çok seri daktilo yazan, c Iş tecrubesi tercih sebebidır. Personel Mudurluğunden almacak müracaat formlannın doldurularak 22 Aralık 1976 gunüne kadar iade edıUnesı, asağıda gostenlen sınav gunlerl Üniversitemizde bulunulroası gereklıdır. 27 Aralık 197b Saat 10 00 da Daktflo sın»n 18 Aralık 1976 Saat 10.00 da Mülâkat 29 Aralık 1976 îngüızce Dıl Smavı Teknik Elemanlar Almacaktır Ortadoğu Teknik Onıversltesl Isı Santralına asağıda Unvanları gostenlen askerlığını yapmış 30 yasını geçmemış Teknik Personel alınacaktır. 1 VARDÎYA ŞEF YARD1MC1S1: (1 adet) a Sanat Okulu veya Tekniker Okulu mezunu, b l«letme tecnlbesi olan. 2 LÂBORANT: (1 adet) a Kimya Sanat Okulu mezunu, b Su tasfiye konusunda tecrube sahibl olmak tercih sebebidır. 3 ELEKTRONtK VE ELEKTRtK TEKNtSYENİ: (3 adet) a Sanat Okulu Elektnk veya Elektronık Bölümü mezunu, D Işletme tecrübesi tercih sebebidır. Personel Mudürltiğunden aünacak müracaat formlanmn doldurularak 22 aralık 1976 gününe kadar iade edümesi ve adaylann aşagida eosterüen tarihte ISES MÜdurlUğünde fcazır bulonmalan gerekır. 27 arahk 1976 saat U9 30 Istanbul Beledi/e Başkanlığından Yerebatan Sarayının gıriş Ucretınin (toplu halde gelen yerlı ve yabarcı oğrencıler harıç) 100 kurustan 250 kuruşa cikanlması haKkmdak; Eeledıye Meclisince kabul edllen 24 2 197b gun ve 1976/T3 sayıh karar, Bakanlar Kurulunun 7/12505 sayılı kararı ile 10.9.1976 tanhinde on«nnuştır. Keyfıyet üân olunur. (Basın: 29839/13680) D.B. Deniz Nakliyatları T.A.Ş. Genel Müdürlüğü (Basm: 29635/13687) Hedef Dev Bir Deniz Gücü (Basın: 29752/13685) TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAĞINIZ YARDIMLARLA B ü HEDEFE ULAŞABİIİR1Z (Basın 29729/13681)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle