28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• SahibL Cumhuriyet Matbaacüık ve Gazetecilik T. A. Ş. a ü m a NADtR NADİ • Genel Yayın Müdiirü OKTAY KURTBÖKE • SorumJu Yazı îslert MUdürtl ÇETÎN ÖZBAYRAÜ • Basan ve Yayan: CUMHURtYET Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.S. Cagaioğlu, Halkevl Sok. No: 39 41 CUMHURtYET İSTANBUL TELGRAF ve MEKTUP adresi: I Posta Kutusu Istanbul No: 246 TELEFON : 28 97 03 ( Beş Hat ) P I I M U M D ı V C T BASIN AHLSK TASASINA i r U M I I U n l T t l UYMAYl TAAHHÜT EDER • BÜROLAR : Anltara Atatürk Bulvan Yener Apt. Yenişehir Tel.: 17 58 6fi 25 57 01 • İZMİR Halit Ziya Bulvan No. 65, Kat 3 Tel.: 13 12 30 12 47 09 • ADANA Atatürk Caddesl Uğurlu Pasaj TeU 14550 19731 4BOVE ve İLAN Arlar : 12 b ! I Yurtıçi : 540 270 135 45 Yurtdişi: 990 495 247.50 d2.5O thke Rrupiarına ve agırlıg^na göre uçak fark) okuyucu tarafından ayrıca fldm. Kaşlık (Maktu> „ 2 3 ve 7 sayfa (santimi) 4, 5, 8 sayfa (sr.ntımi) Ölüm. Mevlıd. TeşeSküt (5 santimi) Nişan. Nıkâh Evlenme Uoğıım Yaym Hayatı ılîslimesi) K<yıp (kelımesi) , î.î'i l.ıra 17C 141' :i!)0 •2M 4. 13 \KAMK Giimş 7.15 Aks^în 16.41 T A K VIM O*le 12.08 13.19 .P7B Ikirvii .4.2'i 5.31 YP:W 3. (Baştarafl 1. sajfada) Genel Sekreter Ejüpoğlu olmak üzere tüm CHP'lüari taş yağmunma tutmuşlar, ve hepsini tj.slarla çeşitli yerlerinden yaralamış lardır. CHP GENEL Bu bana yapılmıs bir saldın değildir. Ülkücü geçinen saldırganların gerçek yüzlerini ortaya koyan bir olaydır. Bu gösterir ki, sade bir vatandaş bile eğer Ülkücü degilse. Doğuda yaşama hakkı yoktur.» CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüboğlu, bugün sabah Erzurum'dan aynlarak gezisine devam edeceğini büdirmiştir. CflP Van (Baştarafı 1. sayfada) lan çok ama çok büyük yardımların, astronomik rakamlara ulaşan yardımların yerlerine ulaşmadığı ve dağıtımda büyük lıaksızlıklar, adam kayırmalar olduğu, nüfuzlu olan kişilerin yardımdan faydalandınldığı saptanmıştır. Bu bilinen bir ger çek. Bu sorunlan yerinde görüp de incelemek amacıyla 4 glinden beri köylerde adım adım dolaşmaktayız. Biz kırsal alanlarda araştırmalanmızı sürdürürken, diğer çalışma arkadaşlarımızdan oluşturduğumuz 13 kişilik bir deprem komitesi de Van'a taşınan âfetzedelerin, Van'dakl sorunlannı çözümlemeye çalışmakladırlar. Sorunlan ilgililere iletmek görevini üstlenmişlerdir. Köylerdeki görüntüler, tüyler ür pertici, içler acısıdır. Yöredeki Özalp ilçesinin Aşağıbalçıklı ve Yukanbalçıklı köyleri depremden en çok zarar gören daha doğ rusu tamamen yokolan köylerdir. Burada sag kurtulan halkın, genel istemleri kutup tipi çadırlann Özalp'ın ilçe merkezine değil de, köyün çevresine kurulmasıdır. Özalp'm Yumruklu köyünde basar tesbiti yapılmadığını gördük. Yine Özalp'ın Saray bucağmda, devletin âfet evlerini gördük. İyi güzel ama, gereği gibi değerlendirilmemiş bunlar. Afet evlerine 14 aile yerlestirilmiş durumda. Geriye 8 ev âfetzedelere tahsis edilecegine. ot ve samanlarla doldurulmuştur. Aynı yerde bir okulun üç lojmanı da boştur. Bu yerlere de âfetzedeler yerleştirilebilir. Bu sorunlan iletmek için görüşmek isteğimiz Saray kaymakamı da yerinde değildi. Timar Kulsatan köyünde okul tamamen boş durumda. Buraya da yerleştirme olanağı da var. Satibey köyünde 10 aile ve 400 koyunun bannacağı yer var. Kalecik köyünde 4 ailenin yerleşebileceği kadar yer ve üç adet de büyük ağıl var. Hıdır köyünde 5 ailenin yerleşebilecegi yer var. Atmaca köyünde 600 koyun ve 7 ailenin bannabileceği yer var. Sonuç olarak Van ve çevresinde boş bırakılmış daha birçok yerler var. Ama bunu değerlendirebilecek ve verimli bir şekle sokabilecek ne bir organizasyon ve ne de bir eleman var.» CHP İl Başkanınlığına bağlı Deprem Komitesi, Van İl Merkezindeki mahallelerde, kiralık ev arama konusunda, bir ekiple tarama işlemine girişmiştir. 65 yaşını doldurmuş olup da yasaya göre devletten maaş alması gereken fertlerin de saptanması gö revini üstlendiklerini belüten komite yetkilileri, «Van'daki her yerlesme merkezinde, güncel aksaklıklan yetkili makamlara iletecek, sorunlara âcil önlemlerin getirilmesini, yetkili makamlardan isteyecek, birer temsilci ve gözlemci saptanmıştır» demişler dir. GÖZLEM (Baştarafı 1. savfada) Hemen her gün sokalt ortalannda takır takır adam vuralmaktadır. Bay Demirel, bütün bunlan sankt hlç bilmlyor. Sanki bu ülkeııjn başbakanı değit. Balnnız ne diror: Bunlar cinayettir... Bunlar cinayettir de, ya laytan Ozgür'den bu yana, n sağcısı ve solcusuyla öldürülen bunca genc «ıkılan kurşunlar cinayet değii midir'.' Bunca gencin katillerinden kaçta kaçı mahkeme önüne çıkanlmıstır? KJm korumustur bu katilleri? Nedeu bunlar, kulaklarından tutulup birer birer mahkeme önüne getirilmemiştir? Ültrii Ocakl»n Genel Baskanma silâlı dağıtan yüzbasüara elini bile siirememiş devlet, hanjçf tarafsızlığm, hangi adaletin »örcüsüdür acaba'.'. Birblri ardından öldürülen gençleTİn kanlı mezar Ufları pözlerimizin önündeyken, Demirel'e inanmak mümkün mfidür?. istenen bellidir... Oikkat edin, ne zamaıı, hflkümet içinde bir çatlak ortaya çıkarsa, Demirel hemen böyle siyasal gerginliklerden yararlanıp, bu çatlakları onarmaktadır. Gecen aylarda, hükümetin MSP, AP ve CGP luuıatlan arasında büyük bir sürtüşme ortaya çıktı. Hükümet düftü, düsüyordu. Bu arada DGM konusu, bu kanatlan birbirine yaklaştırdı. DGM bir siyasal gerginlik yarattı. Demirel de, bu gerginlfği kullanarak Iç varalannı sardı. Bütçe konusunda da, hükümet kanatlan 3t kasım gününe kadar amansız bir savaşa girdiler. Sonunda Demirel, F.rbakan ne derse. onu yaptı. Daha doğrusu yapmak zonında kaldı. Bu istekler yenilir, yutulur cinsten değildi. Örneğin Maliye Bakanının Bütçe Yasası üzerinde yetkileri «tfır» indiriliyor, MSP'li Sanavi ve Teknoloji Bakanının yetkileri. görülmemis ölçüde artıyordu. Bütçede yer alan rakamiar, hayali mobilyaUr» jlbl, gerçek dısıdır. Bn paraların sağlanması olanaksızdtr. Bir çırpıda, onbes • yirmi milyır arttınlan Uütçeye kaynak bulmak büsbütün olanaksızdır. Bütçe yasasından sonra reniden MSP AP arasında çeklşme başlayacaktır. tşte Demirel, şimdlden bugünlere hanrlanıyor. Y»r«tılan yapay gerginlik, bir süre hükümet tçindeki ç»h«malan unutturacak. Demirel yenlden •Cumhuriyeti koruyan adam» rolüne çıkacaktır. Çünkü (erginlik Demlrel'ln gıdasıdır. SON ÇARE (Baştarafı 1. uyfada) Iık günü yürürlükten kalkmıştır. Demirel, hükümete ünirersitelere el koyma yetklsini tanıyan hükmün bugün yürürlükte olmadığını bilmez gözükmektedir Ancak bu bilraez gözükmeniıı altında. uygulanacak bir sıkıyönetim yoluvia amaca ulaşma isteği dc bulunabilir. Böylece. zorbalıkla çalıştınlmayaıı üniversiteler ve diğer öğretim kurumlannda. sıkıyönetim uygulamalanyla istenmeyen öğretim görevlileri ve öğrencileri kapsavan tasfiyeler yapılabilecektir. MC'nin iktidara geldiğinden bu yana, Türkiye'nin, devlet yönetimi açısından, tarihinin en karanlık dönemlerinden birisini yasadığı açık bir gerçektir. Küçük bir azınlığın çıkarlanna yönclik ekonomi politikası. yığınlan hızla sefalete sürüklemekte, enflisyonist bir bütçe önümüzdeki aylarda çok açır bunalımlann etkenlerini içinde taşımaktadir. tşslzllk ve pahaiıIık son sınırlarına ulaşmış. emek şelirleri sörünüşteki artışlara rağmen, asgarî geçim mnırlarmın çok (çerilerine düsmüstür. Yüzeydeki olaylann (terçek nedenlerini olusturan pkonomik dıırum. eeemen sınıflann faşist rnnetim isteklerinl gündeme getirmektedir. Gerçekten emekçilerin ekonomik mücadeleleıinl durdurmanın baska bir yolu da yoktur. Demirel. ortaya attıfcı «Son çare»lerle bu iateklerin snrculüğünii vapmaktadır. KÖTÜ yönetimlerin alternatifi olarak son çare, insan hak ve özjrürlüklerini ortadan kaîdıran dcspotik bir rejim kurulmasında mıdır? Bugünkü demokratik rejimlerin tarihsel kökeninl olusturan. çafdaş evrensel hukukun uluslararası İnsan haklan sözlesmelerinde vazılı Ukelerl, son çarelerl, Demirel'e zıt bir blcimde beltrtmektedir. U. YüZYILIN burjuva devrimlerinin iki önemli belgesi, 1776 Amerikan devrimlnln Vlnrinia insan Haklan Bildirisiyle 1789 Fransır devriminin İnsan ve ratandaş haklan bildirisi son C*re!eri »öyle saptamaktadırlar: cBÜKÜMET. halkın. ulıısun ya da toplumon ortak ymran, korunmam ve (rüvenlifl İçin knrulmastar. bu amaçla kunılmalıdır. Bütün hükümet »ekilleri Içlnde en lyisl, en yüksek mutluInk ve güvenliği saglavabllen ve kötii yönetim tehllkesine karsı en etldll yollm rövetı altına alınabilen hükümettir. Herhançl blr hükümet yetersîz. ya da hu amaçların herhangi birine karsı olursa. toplumun çoğunluğu, kamu yararına en uyçun bulunacak bir yolda, bu hükümette reform vapmak ya da hükümeti değiştirmek için. kesin vazgeçilme* ve iptal edilemez bir hakka sahiptir. Virginia biidirisi madde ?>.• «İNSAN haklarının bilinmemesi, unutulması reya hor görülmesi kamunun bedbahtlıklannın ve hukümetlerin bozulmasının yegâne sebepleridir. 1789 fnsan ve Vatandaş Haklan Bildirisinin önsözü.» ÇAGlMIZIN evrensel hukuk anlayı?ında ise, son çare geçen cunta jrünü kabul edilişinin 28. yüdönümünün bütün dünvada kutlandığı BM tnsan Hakiarı EvTensel Bildirisinin önsözünde hellrtilmiştir: «İnsan haklannın hir hnkuk rejimiyle korunması.» ANATÂSALARDA siyasal Iktidarların asla çiğneyemeyecckleri temel hak ve özsürlüklerln açıkİık ve kesinlikle eösterilmesi. yasama organı lşlemlerinln yargısal denetime bağlanması ve hukümetlerin eörevlerinl vasal sınırlar içînde verine getirmeleri bu rejimin llkelerinl oluşturur. İnsan Haklan Evrensel bîldirlsinde sap tanan hak ve özfüriüklere aykın davranan iktidarlann AnayaaaUrm uptedıği yoUarla degistlritanesi l«e tek yol veya çare olarak kabul edllmektedir. BL'GCN ülkenin İçinde bulundugu insan haklarına saygısız. can eiivenliğini ortadan kaîdıran ortamın tek sorumlusu MC iktidandır. Kendi içindeki uzlasmaz çelişkilerle hükümet etme olanaklannı da giderek ;1tiren bu hükümetin çeldlmesi ve 1977 seçimlerinde halkın iktidar sonınunu öcgür iradesiyle çözebilmesini sağlayacak tarafsız bir seçim hükümetinin kurulması «Son carodir. Toplumda oluşan güçler dengesiyle birlikte Türkiye'nin uzaklaşamayacağı lçe dönük sornnlarda demokratik çözümlerl gerektlren ulusUrarası ilişkllerin etkinUfei baska bir alternatifin aygulanmasına olanak vermcmektedlr. P.ARLAMENTO çofunlu|Tinun MC Iktidanm deflstirmekten baska, çare kalmadıfı gerçefinl (törmesl ve bu Urihsel görevini Mr an önce yerine getinnesl sağ dnyu sahibl herkedn bağlandıjı tek umnttur. ErOPOGLU ANIATIYOR CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüboğlu. saldın olayı ile ilgili olarak Erzurum'da ANKA nunabirinin sorularını yanıtlarnen, Pasinler Kaymakamının gerekli güvenlik tedbirini almadığım söy lemiştir. Eyüboğlu CHP Pasinler ilçe binasında konuşma paparken binanın sanldığını, bunun üzerine polis istediklerini, an cak olay yerine sayıları 101 a'i bulunan jandarma gönderildiğini söylemiş, «Polis istedilc, 1015 tane jandarma gönderdiler, oniar dağıtmayınca. 2,5 saat içerde m ıiı sur kaldık» demiştir. Eyübognı. da sayılan 400'ü bulan kalabalığı Ulkücü olduklannı tahmin ettiği ni söylediği kalabalığın, 200 metrelik bir yol boyunca kendiler*ni taşladıklannı «Komünistler Moskova'ya» şeklinde bağırarak saldırdıklannı belirtimştir. CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüboğlu olayı şu şekilde anlattnıştır: 'Ben rahmetli arkıdaşunız Davut Aksu'nun cenazesi ıçin Kar;: a gitmiştinı. Dönüşümüzde, Erzumm'un ilçelerini d? bir görelim dedik. Sarıkamış'a uğradık. Orada ilçe binasmda partıli arkad»şlanmia sohbet ettik. Sarıkamıştan sonra da Pasinier'e feldık. Pasinler'de CHP ilçe binasına giıdik. îçerde İl Baş'wnı arkadaşım ve benimle Ankara'dan gelen parlamenter arkad^larım da vardı. Bu sırada, dışardaıı yuWamalar ve «komünistler dışan çıkın>, «komünistler Moskcva'ya» diye bağırmalar duyduk. Ne olayor dedik, dışarı baktığımızda, sayüan 200 civannda olan bir kalabauğın parti binasını sardığun gördük. Derhal poUs istedik, guvenlik sağlansın dcdiK. Ancak, kaymakam, sayılan 10 ya da 15 olan jandarma birliği gönderdı. Bu jandarmalar kalabalığa karşı hiçbir dağıtıcı güce sahip değildi. Biz, güvenlik tedbirlerlni yetersiz bulduk, polis gelmesini istedik. Burada toplum rabıtası yok mu dedik. Kimse bize cevap bile vermedi. Daha sonra kalabalık giderek arttı, biz de içerden çıkarak yakınlarda bir yere gitmeye karar verdik Blnada mahsur kaldığımız sırada bir komser geldl; bir «üre çıkmamamızı rlca etti. Korkumuzdan değil, bu isteğe uyduğumuz için çıkmadık. Bu sürede yani 2.5 saat zariında toplum polisi falan gelmedi. Bunun Uzerine dışan çıkmaya karar verdik. Şunu önemle belirtmek lsterim; tamamen bir tertibe uğradık. Dışarı çıktıgunızda bu saldırganların sayılan 400'ü bulmustu. Birden taş yağmuru basladı. Ben, • paltomun yakasmı sırtıma geçirerek kafamı korumak istedim. Fakat bir tas başıma geldi. Bu sırada diiştüm. Benim yaralarım o kadar önemli degil, ancak CHP îl Başkanı arkadasım Çetin Özkurt ve Genel Yönetim Kurulu üyesi arkadaşım Nadir Yavuzkan başından tas yarası aldı. Durumlan pek iyi değil. Bu taşlama 200 metrelik bir yol boyunca sürdü. Biz koşarak 200 metrelik yolu geçtik. Onlar da peşimizden ve yammızdan taş attılar. Daha son ra kaymakamla görüştriik, niçin yardım pöndermedigini. gerekli güvenlik tedbirîerini niçin almadığını sordum. Elinde gucil olmadıgını söyledi ve bizim Pasinler'e hangi amaçla geldigimlri sordu. Ben kendimi tanıttım. CHP Genel Sekreteriyim dedim. Pasinier'e gelmeseydiniz dedi. JÇIŞLERİ BAKANI BUIUNAMADI CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüboğlu'nun saldırıya uğradığını duyan Genel Başkan Bülent Ecevit, telefonla İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk'ü arıyarak olay hakkında bilgi almak istemiş, ancak bütün uğraşlara rağmen Bakanı bulamamıştır. Bunun üzerine Ecevit, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Korkut özal'ı arayarak aracı olmasını istemiştir. Ecevit ve Özal'ın uzun süre çabalanna rağmen İçişleri Bakaru bulunamamıştır. ECEVİT'İN SOZLERI CHP Genel Başkanı Bülent Ece vit, Genel Sekreter Orhan Eyüboğlu'nun Erzurum'un Pasinler ilçesinde saldınya uğramasmdan sonra Genel Yönetim Kurulunu olaganüstü toplantıya çağırmış ve konuyla ilgili bilgi vermiştir. Daha sonra bir basın toplantısı düzenleyen Ecevit, olaylar sırasında Kaymakamın ortada görünmediğini bildirmiş, Emniyet Genel Müdürü ile Erzurum Valisi arasında yapılan bir telefon konuşmasını gazetecilere aktarmıs ve şöyle konuşmuştur: «Biraz önce arkadaşlanmız Em niyet Genel Müdürü ile görüştüler. Erzurum Valisi, Emniyet Genel Müdürü'ne verdiği bilgide, Genel Sekretere ve arkadaşlanna kartopu atıldığını söylemiş. Olayın ne kadar ciddiyetten uzak bir sekilde ele alındığını ve Vali'nin meseleyı ne kadar hafife aldığını bu sözler de gösteriyor. Fakat aslında insan, Valiyi ve Emniyet mensuplannı da bir ölçünün ötesinde kınama hakkını kendinde göremiyor. Çünkü böyle bir hükümetin işbaşında bulundugu bir dönemde, ancak büyük devlet sorumluluğu taşıyan kamu görevlileri, daha başka türlü ve daha sorumluca ve daha ağırbaşh hareket etme cesaretini gösterebilirlerdi. Olayı haber aldığımızdan itibaren, sayın içişleri Bakanı'nı sayın Adalet Bakanı'nı anyorum. Aradan bir kaç saat geçti, hiçbirisini şu ana kadar bulabilmiş değilim. Ülkemizde en kötU anlamıyla anarşi hüküm sürmektedir. Pasinler'deki saldırganlann kullandığı sloganlardan bazılan, Başbakan Demirerin uzun bir süreden beri halkı CHP*ye karşı kışkırtmak üzere kullandığı sloganlardır. Belliki yaratmaya çalıştığı düşmanlık cephesi içinde, bu sloganlan da tutundurmayı basarnuş.tır. Milleti duşman cephelerlne bölmek için elinden geleni yapan bir siyaset adammın, Bas bakan oldugu bir dönemde, bu gibl olaylara maalesef şaşmamak gerekir.» AYNUR (Baştarafı 1. sayfada) kanı ve Zıraa; Fakültesi öğretim üyelerinin de sorumiu olduklannı öne sürmüşler, «Bizler Ziraat Fakültesi devrimci öğrencileri olarak şunu süylüyoruz: Okul açıldığında alınacak tedbirler değiştirilmezse Ziraat Fakültesinde yine şehitler veriVsceğini şimdiden görüyoruz ve Aynur Sertbudak kardeşimizin olduğu gibi yeni verilecek şehitlerin sorumlusu Ziraat Fakültesi Dekanı ve öğretim üyeleridir.» demişlerdir. öğrenciler yaptıklan açıklamada komandolann, onunla işbirliği halınde bulunan bazı polislerin engellemelerini çeşitli defalar Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne, Ziraat Fakültesi Dekanlığına ve Ziraat Fakültesi öğretim üyelerine sözlü ve yazılı dilekçelerle bUdirildiğini, bu bildinmlerin sonuncusunun 9 aralık 1976 günü rr.akina anfisinin koîîiando polis işbirliği sonucu işgal edilmesiyle devrimci öğren cilerin okula girememesi sonucunda verildiğini açıklamışlardır. ögrencilerin ifedelerine göre, Ziraat Fakültesi Dekanı Turarı Güneş, okulda eğitim özgUrlUftinün ve cın güvenliğinin devamh sağlandığını, bundan sonra da Eağlanacağını belirtmiştir. öğrenciler açıklamalarına şöyle devam etrnişlerdir: «Bunun Uzerine 10.12.1976 günü sabahleyin okula gittiğimizde faşistlerin okulda re okula yakın yerlerde mevzilendikleri görülmüş ve buradan açtıklan ates sonucu devrimci kardeşimiz Aynur Sertbudak'ı şehit etmislerciir.» sun il örgürü kongresinde konuşan DP Genel Başkanı Bozbeyli, U niversıtelerin kapatılmasını eleş tirmiş, «Üniversitelere Demirel'den önce anarsl el koymuştur» demiştir. DlZELTME öte yandan dunkü gazetemlzde yer alan haberle ilgili olarak Ziraat Fakültesi öğrencileri bir açıklama yapmışlar, tülkü Ocakları üyesi iki kişi tutuklandı» haberinin arfcasında geçen Orhan Necmi özer, Irfan Alkas, Mehmet Kapsutu ve Oguz Dalin devrimci öğrenciler olduklannı, olay günü Emniyette bulunmalannm nedeninin de olaym görgü tanıkları olmalanndan geldiğini belirtmişlerdir. Ayvaz Gökdemir (Baştarafı 1. sarfada) Bakanlıkta önceki gün yapılan yüksek düzeydeki toplantıya Müstesar, Müstesar Yardımcıları, Bakanlığm çeşitli örgütlerinden 50'ye yakın Genel Müdür ve üst kademe yetkilisi katılmıstır. Toplantıda konusanlsrdan bazı yetküiler, okullarda çıkan «Anarşik olaylar» ve işlenen «cinayetler» Üzerinde durmuşlar, Bakanlığın ise bu olaylar karşısında hiçbir sey yapmadığını, seyirci kaldığinı söyletnişlerdlr. Eleştirilen konular arasında Eğitim EnstitUlerine öğrenci alımındaki usulsüzlükler de vardır. KUTUP (ADIRI Van bölgesinde incelemelerde bulunduktan sonra Cenevre'ye dönen üluslararası Kızılhaç Ör gütü temsilcisi Rene Burki, örgüte. depremden kısa bir süre sonra Türkiye'ye gönderüen çadırlann yerine acele kutup tipi 5000 çadır gerektiğini bildirmiştir. Burki, Türk Kızılay örgütünün, ordunun ve yerel makamların deprem bölgesinde halkın temel ihtiyaçlannı karşılamış durumda olduğunu da sözlerine eklemiştir. Uluslararası Kızılhaç örgütüne üye ülkelerin 30'undan deprem bölgesi halkına gönderilen yardım, sekiz milyon tsviçre Frangını (64 milyon TL'nın üzerinde) bulmustur. RAİUNTI DEĞİL Bugün Türkiye'de üniversitelerin öğretimini sürduremez duruma geldiğini hatırlatan Ecevit, konuşmasını şöyle surdürmüştür: «Başbakan'ın sıkıyönet:m geıck slnmesinden ve ünıversıtelere el koymaktan gene sözetmeye basladığı bu günlerde, bu acı olaylann ust üste gelmesi, hiç kuşkusur bir raslantı değildir. BeUı ki Başbakan, ülkeyi dsmokratı"ıî hukuk kurallarına göre yönetemiyecek durumdadır. Kendi neden olduğu olaylann üstesinden gelememektedir. Ve sıkıyönetim ilanı için baska olağar.üscu tedblrler almak; üniversitelere el koymak için, bahaneler, perclcçeler yaratmak çabasındadır. Bu arada, kışkırtıcılığı:ıı da, oütün çabasıyla sürdürmektedir. Ve böy lece istediği ortamı yaratma uğraşı içlndedir. USUISÜUÜKIER Bazı Konusmacüar d» Bakanlıktaki usulsüz işlemler üzerinde durmuşlardır. 1leri sürüldüğüne göre bazı konuşmacılar Bakanlıkta tayin ve nakülerin bile kayırma ile hatta para ile yürütüldüğünü iddia etmişler, bu konuda etkin önlemler alınması gerektiğini belirtmişlerdir. Eieştıriler Uzerine şikâyet konulannı incelemek üzere bir komisyon kurulması kararlaşUnlmış ve komısyon toplantıda olusturulmuştur. Komisyon önümürdeki günlerde incelemelerini tamamlayacak ve önümüzdeki hafta bakanlıkta bu konuda üst duzeyde ikinci toplantı yapılacaktır. Toplantıya Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem katümamışür. DEVRİMCİ 6EHÇLİK DERNEKlERi öte yandan Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyor.u Genel Başkanı Yılmaz, dün verdiği yazılı demeçte Ankara Universitelennin kapatılma kararına karşı çıkmış, «Üniversitelerin kapatılması faşistlere teslim olmak demektir» demiştir. Devrimcı Gençlik Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı, dev rimci gançlik olarak faşistlerin cinayetleri karşısında Oniversitelerin kapatılmasının Mr çözüm olduğuna inanmadıklanm, faşist işgallerinin kınldıgı bir sırada Üniversitelerin kapatılmasının dikkat çekici bulundugunu belirtmiş ve görUşlerini özetle söyle sürdürmtlştür: «Çünkü, secim önceslnde MC toplumsal h'.ızursuzluftun kaynağını üniversitedeki iki karsıt grup arasmdakl çatışms olarak gfestermfk istemektedir. Böylece hem kendinl temize çıkarırken, hem de faşist komandolann tek yanlı saldırılannı ve cinayetlerini gizlemeye çalışmaktadır. Bu bakımdan Anksra Üniversitesi Yönetim Kurulunun üniversiteyi kapatırken, «İki silâhlı siyasi grup arasındaki çatışmayı» göstermesım, sonuç itıbariyle MCnin faşist siyasetine hizmet eden ve kendi açısından şanssız bir deterlendirme olarak niteliyo (Baatarafı 1. sayfada) ce duygularla olaylann içine itmektedirler. Polisin devlet yönetimindeki göreri temel yasalar la belirtiuniştir. Polis yasal çizgiler içinde tarafsız hareket etmek zorundadır. Bu zorunluk olduğu sürece de polis, halkın, can, mal ve ırzını konımada, top lumsal olaylarda tarafsız hareket etme zorunluğu vardır. Yönetimde taraf tutanlar, yönettmde bir küskünler grubunu oluşturmak isteyenlerdir. Böylelikle, polisl bölmek, zayıf düsür. mek, toplumun gözünden güvenlik: kuvvetlerini silmeU isteyenler bir zümreye hizmet edenlerdir. Polisi bir tarafa hizmet etmeğe zorlayanlar gün gelecek hüsrana uğrayacaklardır. Bu davranış içinde olanlar, bölünmeyi yaratmakla kime hizmet ettiklerini açıkça ortaya koymaktadırlar. Biz şu veya bu partiyi, şu veya bu iktidann polisi değiliz. Biz devletin gUcüyüz, devletin po lislyiz. Bunu anlayamayan bazj yöneticiler, kendi çıkarlan uğruna devletin güçlerini bölmeğe çalışmaktadırlar. Büyük Atatürk, polis bir asker kadar dlsipünll, bir anne kadar şefkatli, bir hukukçu kadar hukukçu olmalıdır emrlnl vermiştir. Biz Atatürk'ün izindeyiz, ama biz onun verdiği dlrektifi yerine getirebildik ml? Bu soruya evet diyebilmek için, kisilik sahibi bir teskilât olmamız gerekmektedir. Kişlllğlmizi kazanmamız, politikanın dışında kalmamızla sağlanacaktır. Biz iktidann değil devletin politikasını yürütmeliyiz. Bunda birleşmeliyiz. Bizleri bölmek isteyenlere karşı çıkmalıyız. Bizleri kukla haline getirmek isteyenlerin ellerindeki ipleri koparmalıyız.» Daha sonra yapılan seçimierde Erol Bilir yeniden baskanlığa, Zekeriya Sangül de sekreterliğe getirilmiştır. Yönetim Kurulu ise şu şekilde oluşmuştur: Süleyman Ulus, M. Ali Reyhanlı, Süleyman Arslan, Hüseyin Bilgün, Osman Çekiç, Vahdettin Topçu, Orhan Kandemir. PoisDeroegi A P ' d e gençlerden (Baştarafı 1. aayfada) mesinde huzursuzluğa yolaçüğı beUrtilmektedir. 1leri sUrüldüğUne göre, Demirel, Genel Başkan Yardımcılan arasında görev bölümünü geciktirerek AP'ye giren Sadettin Bilgiç'i bir ölçüde «Yıpratma> amacı gütmektedir. Bunu anladığı bildirilen Sadettin Bilgiç, «Teşkilat Başkanlığı verilmediği takdirde istifa edeceğini» yakın arkadaşlanna söylemiştir. Sabit Osman Avcı direnirken, Genel Başkan Demirel'in kendisini destekleyeceğini umduğu sanılmaktadır. Sabit Osman Avcı yakın arakadaşlanna, «Ben yerımden aynlacak olursam, benim iyi çahşmadığım anlamı çıkar. Bu da beni güç durumda bırakır. Değişecekse bütün arkadaşlar değişsin. O zaman razıyım» demektedir. ğu AP'li parlamenterlerin gençlerinden oluşmaktadır. Bunlar, özellikle parti içi yöneüme karşı çıkmakta, AP11 bazı bakanlann değiştiritaıesini istemektedirler. Değiştirilmesi istenen AP'li Bakanlarm başında Turizm ve Tanıtma Bakanı LUtfi Tokoğlu, Kültür Bakanı Rıfkı Danışman da vardır. Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon da «Gençler» kanadınca sevilmemektedir. «Gençler» kanadının Genel Başkan Demirel'e karsı olmadıklan, zaman zaman Demirel tarafından da desteklendikleri söylenmektedir. Eski DPIilerden Ibrahim Kirazoğlu «Gençler» kanadını destek leyenlerdendir. Partl'de Genel Idare Kurulunca «Genel Muhasip» diye getirllen önal Şakar «Gençler» kanadının adayıydı. Yeminliler grubu genel muhasipliğe Ihsan Birindoğlu'nu aday göstermek istemiş, ancak aday göstermeye de cesaret edemeyerek önal Şakar'ı desteklemistir. AP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in Genel Başkan Yardımcılan arasında görev bölümü yapamayısının parti içindeki bu «Muhalefet hareketi»yle d« ügiU olduğu kulislerde dolasan söylentiler arasındadır. Demirel'in aslında kabinede degişiklik yapmayı tasarladıği ancak MSP yütünden buna girişemediği söylenmektedir. KMEK. NEREYE BAKIYOfiDU! AP büyük tcongresinden önce altı genel başkan yardımcısı şu görevlere bakmaktaydılar: Necmettin Cevheri (Seçim isleri), Sabit Osman Avcı (Teşkilât), Kasım önadım (Esnaf kuruluslan), Ismail Hakla Tekinel (İşçi kurulusları, sendikalar), Hüseyin özalp (Kadın ve gençlik kollan). Büyük kongrede bu başkan yardımcılarından Ismail Hakkı Teklnel kazanamamış, buna karşılık JSuri Bayar ile Sadettin Bilgiç Genel Başkan YardımcıUğına seçilmişler, Genel Başkan Yardımcılarının sayısı da 6'dan 7'ye çıkanlmıştır. Seçimler sırasmda AP Genel Başkanı Demirel, il başkanlanndan şu isteklerde bulunmuştur: «Sadettin Bilgiç'e söz verdim. Onu seçmenizi rica ediyorum. Bir de Sabit Osman Avcı'yı seçmenizi istiyorum. Onun dışında istediğinizi yapabilirsiniz.» Sabit Osman Avcı'nın uzun zamandan beri parti yönetiminde bulunması nedeniyle bazı sırları bildlği Demirel'in bu nedenle Ava'nın seçilmesini istediği ileri sürülmektedir. RASIl (ÖZOlfCEK! AP'de Genel Başkan Yardımcüıklan arasuıda görev bölümü gerçekleştirilememesi nedeniyle Genel Idare Kurulu toplantısı yapılamamaktadır. Başkanlık Divanı bir plan hazırlayarak Genel İdare Kurulu'na götUrememektedir. Bununla birlikte Genel Başkan Demirerin Başkan Yardımcıhklan için blr formül bulacağı, Teskilât Başkanlığım Sadettin Bilgiç'e verirken öbür başkan yardımcıları arasında bazı görev değişiklikleri de yaparak Sabit Osman Avcı'nın da gönlünü alacağı AP kulislerinde dolasan söylentiler arasındadır. (Baştarafı 1. s»rt«da) cılığa bağlı olan bölge koylüleri, hayvanlannın ellerinde ve yörelerinde kalması ve oakınu için Son günlerde gazetelerde çıkan gerekli önlemlerin alınmasını ve bazı haberler ilgingtir. Başlarında devlet yardımının sağlanmasını hüküm giymiş ve aranan katilie istemektedirler. rüı bulundugu bir dernek, gereBölge köylüsür.ün tek güvencekirse ülkenin her yerinds 900 şu si olan hayvanlannı, hele damızbesiyle birlikte katliama geçebUe lık hayvanlannı elden çıkannacek güçte olduğunu ima etmekle ğa zorlanması son derecede sadir. Devletin, hükümetin, buna kıncaiıdır. Bu yürden ileride çok karşı sesi çıkmamaktadır. Aynı daha agır sorunlar ortaya çıkadernek yöneticileri, ellerinde ge bilir. rekirse öldurülecek kimselerin iis Yine bölge köylüsü baska bölteleri bulundugunu açıkça ifade gelere gönderilmek yerine kendi etmektedir. Buna karşı, yetkih bölgelerinde banndırümak istemakamların, Türkiye'de can gü mektedir. Bu nedenle, geçici bavenliğinden ve hukuk devîetini nndırma merkezleri, bölgede, öteyandan Tüm • Person • Kon sürdürmekten sorumiu olanların, Geîıel Sekreteri Vecihi Birler de hiçbir tepkisi görülmemiştir. Bu köylülerin sürülerine ve otlakladün düzenlediği basın toplantı dernek, ba« karşıt örgütlere, kar rına yakın yörelerde kurulmalıdır. Bölgelerinden geçici olarak sında kat sayısının 10'a çıkanlşılıklı silâhsızlanma çağnsında ayrümayı taıbul eden köylülere masının 1970'e göre jnizde 43 bir bulunmuştur. Yani, kendisinin a sağlanacak devlet yardımlannartış anlamına geldiğlne dlkkati lâhlı olduğunu itiraf etmiştir. Bu çekerek, «Oysa 1970'e göre yalnız na rağmen bir t«dbir alınmaflTiiş dan, yerinde kalacak köylüler de kiralar Ankarada yüzde 311, Is tır. Ve bu dernek, silâhlı topluluk yararlandınlmalıdır. Bölge köylülertnin ivedUik tatanbul'da yüzde 157 artmıştır. lardan çok, silâhlanmavı ıeddeKat sayıyı 10 olarak öneren Yıl den, her türlü çatışmayı reddeden sıyan bir başka isteği de kıs bomaz Ergenekon daha 1974 şuba CHP'ye karsı şimdi .«aîdırılannı yunca köy yollannın açık tutulmasıdır. Bu, sürülerin köylerde tmda 11 olarak öneren aynı Yıl hızlandırmış bulunmaktadır. barındınlması ve bakımıyla bağmaz Ergenekon değil midir?» daHavran'dan sonra Pasinler'de lantıh bir lstektir ve çok yerinmiştir. de bunun son ömeğini görmüs d»dlr. Karayollannm ve YSE'nin bulunuyoruz. Bu durumda uınubütun olanaklan seferber edileEMEKlilERLE il6ili TASARI VE dumuz, en başta adalettedir. Hu rek deprem bölgesindeki ve dcTEKLiFlER kuk devlet ine, hükuka inanan ğudaki köy yollan açık tutulmaöte yandan Tiirk Emeklileri bir parti olarak adalete, bagımlıdır.» Milli Federasyonu Genel Başka sız adalete, güveniyoruz. Ve «danı Faruk Aldemir, dün duzenle letin Paıinler olayıyl» ilgUİ oladiği basın toplantısında; emekli rak görerini yapacağını umuyolerin sorunlarını büyük ölçüde ruz. Hukuka saygılı olan yurttas çözümleyecek 50 kanun teklifi larımızın ve kuruluşlann, artık ile üç kanun tasansının Bütçe ülkemizde adaletten başka yasal Kıymetli hocalar ve dua Plan Komisyonunda beklediğiıü bir güvencesi kalmamıştır. Tiirhanlardan müteselckll cenabelirtmiş, bu teklit ve tasanla kiye'de bu durumda, bir nüküse meraslm eklbimiB btr terın bütçe kanunundan önce çıka metin varlığından sör edilemez. lefonla emrinizdedir. Gazerılmasını istemiştir. Devleti, ancak yargı organlan, te ilâm ve umum muameGenel Başkan Aldemir, a.a.'nın sorumluluk bilincini koruyabilen lât için ayrı bir ücret almhaberine göre, Federasyona bağlı bazı kamu görevlileri ve deınckmaz. Cenaze is'erim ışletmeDernek ve Cemiyet Başkanlarınm rasiye; demokratik hukuk devlemiz deruhte eJer aa frilnleda hazır bulundugu basın toplan tine bağlı halkımız koruyabilecek lerinizi paylasınz. tısında, Başbakan Süleyman De durumdadır. ISLAM CENAH mirel'in 10 aralık günü gazete Bugün Türkiye'mizde sağ kalerde yer alan emekülerle ilgil! lanlar bu hükümete rağmen sağ 40 68 86 sözJerine de değinerek, «Bize sa kalabilmektedirler. Son olaylar, I U • hip olunmasmı istiyoruz» dem:$ CHP'nin kışkırtılmak istendıgini 47 20 06 " tir. açıkça ortaya koymaktadır. FaNOT: Bütün muameieler kat biz bu kışkırtmalara gelm'.ye 1 mart 1970'den önce ve son işletmeye ait olmak üzere cegiz; bu tuzağa düşmeyeceğiz, ra fimekli olanların intibalîları yurt içi ve yurt dıvından yurnın, farklı yapüdığına da dikkEt. demokratik hukuk devleti 'suralda cenaze nakli yapılır. Gülanndarı aynlmayacagız. saldırıçeken Aldemir, Anayasa Mahke nün her saatinde emrinizdemesi'nin 1970 önceki emekîiler, 'ardan yılmayacağız. Gereğincle dir. hepimiz. öîürnü göze alarak deiçin açılan davayı biran önca so nuçlandırmasını bekledikleıini mokrasiyi ve devleti sonuna kadar savunmaya dev&m edeceğiz.» (Cumhurijet: 13596) söylemiştir. x (Baştarafı I. sayfada) miş 15 yıllık bir işçi, memur statüsüne geçirilirse yası da 55 ise emekli olma hakkını yitirecek midir? Bir başka deyişle 25 yılını tamamlamak zorunda bırakılacak mıdır? Son günlerde hükümetin kamu görevlüerine kars» takındığı ayncalıklarla dolu tutumu Konfederasyonumıru asın ölçüde üzmektedir. Bu konuda Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon'un tutum ve davranışını anlamak çok zordur. Kamu görevlileri kendilerine bu darbeyi vuran ve vurduranları ımutmayacaktır. Cephenia Deptem &ENEL BA^AN öte yandan Polis Derneği (POL DER) Genel Başkanı Kâzım Ulusoy, Istanbul'da ölduriilen polis memuru Aydın Güler'in bu yolda sehit edilen ilk polis olmadığıru söylemiş, «Polislerin görev yapamaz duruma sokulması için düzenlenen her türlü oyunu, bu oyudan himaye eden vc bugUnkü ortamı hazırlayan zihniyetin karşısında olduklan» açıklanmış tir. Pol Der Genel Başkanuun bu konuda Ankara'da dün verdiği yazılı demeçte özetle şöyle denilmektedir: «7 aralık 1976 günU Istanbul Okmeydanında afiş yapıştıran ki şilerin kullandığı tabancalardan çıkan kurşunlarla öldürülen mes lekdaşımız Aydın Güler bu tür olaylarda şehit edilen ilk meslekdaşımız olmadığı gibi, mevcut ve gelecek siyasi güçler polisin üzerinden ellerini çekmediği, po lisi polis yönetmediği, polise j'önetün ve hizmet özerkliği verilerek tarafsızca devletimizin iç güvenliğini sağlamasma yardımcı olunmadığı sürece sonuncusu da olmayacağından büyük endiş« duymakteyız.» AP'DE PARTİ \(,i HUUALERT AP'de sayılan 6O'ı bulan «Partl içi muhalefet» grubu gelişmeye başlamıştır. Bunlar, «Yeminliler» diye nitelendlrilen ve uzun zamandanberi parti yönetiminde bulunanlara karşı çıkmaktadırlar. Parti içinde bunlara «Gençler» de denilmektedir. Çoğunlu SP lideri (Bastarafı 1. aayfsdı) Aybar daha sonra şöyle konuşmuştur: «Faşist komandolan İktidar emellen İçin devrimci gençler üserine saldırtmaktan ve Alpaslan Türkes'i korumaktan, Demirel vazgeçtiğl gün, anarsinln de cinayetlerin de önü alınmış olur. Bu Demirel'in asli görevidlr. Bu görevini yerine getirmeyen Başbakanın Sıkıyönetimden başka çare kalmadı demesine kinıse inanmaz». Öldürüleo (Baştarafı 1. sayfada) bunlardan ikisinin tutuklandığmı, diğerlerinin ise serbest bırakıldlk lannı söyliyen bir polis yetkilisi, halen sekiz kişinin gözaltmda olduğunu belirtmiştir. Olayla ilgili olduklan iddiasl ile aranan ve kimlikleri daha önce basında açıklanan kişilsrden sadece ikisinin yakalandığmı söyliyen detektifler, «Biz, olayın kesin faillerini saptamağa çalışıyoruz. İlri derneğe bağlı kişiHrin ifadeleri alınmış ve serbest bırakılmışlardır. Bu iki dernek ruşın da baska hiç btr dernek oasılmamış veya aranmamıştır. Aranan dokuz kişiden başka önceki gün ve dün 6 kişi daha gözaliMa alınmıştır. Bu altı kişi ile birlikte halen sekiz kişi gözaltında bu hınmaktadır. Savcılıktan keain delillerin sağlanması ve 8 kişinin ifadelerinin alınması yolun da bir haftalık izin istenmiş, bu izin de savcılık tarafından verilmiştir. Bu gün için açıklanmayı gerektiren bir operasyon yoktur» demişlerdir. Sogok hava (Baştarafı 1. sayfada) baslajan ve dün bütün gün devam eden yağmur çuıtur semtlerde su baskınlanna yol «çmıştır. Bu nedenle özellikle soğuk havanın uzunca bir sürnJir ilk kez başgöstermesi uzerine Marmara ve Trakya bölgesinde oturanlar hafta sonlannı evlenn de geçirmek zorunda kalnuşlardır. Meteoroloji uzmanları Tra<ya bölgesinden Türkiye'ye giren soğuk hava dalgasınm bu bölgelerdeki etkisini koruyarak doğu b31 gelerine kadar ulaş&c&gıcı ve ısınuı giderek düşeceğini beürtlrier ken yağmur yağışlarının yenni kara bırakacağıru söylemışierdir. ruz.» CHP'YE ElEJTttl CHP'yl de genis bir biçlmde değerlendirip eleştiren Aybar, bu partiyi seçimierde karşüıksız olarak desteklemenin yanlış bir tutum olacağını savlamıstır. Aybar, CHP'nin 7 aylık iktidar döneminde 141142 maddeler ile ben zeri anüdemokratik madde'.eıin yürürlükten kaldınlması için tek bir öneride bulunmadığını hatırlatmıstır. Aybar, bu arada CHP' nin son kurultaydan sonra parti içindeki demokrasinin büyük ölçüde kısıtlanarak tüzüğün bir başkanlık sistemi haline getirildlğinl beUrtmlştir. BOZBEYL! VE ANARJi öte yandan DP Genel Merkezinden açıklandığına göre, Sam 25 kişilik (Baştarafı 1. sarfada) bulundugu, bu arada plan ve hq rekat şubesinden de bir Hanım emniyet amirinin görev aldıftı .;J renilmiştir. Eski Istanbul stynsi polis şefinin yönettiği Tim'in RÖ rev süresinin ne zaman bitecegi belirtilmemiştir. VEFATLAR İÇİN EOEDE YA6I} ÎLAN 1 Şartnamesi esaslan dahillnde 1 adet Lifter satuı aluıacaktır. 2 Bu işle ilgili şartname Müessesermz Ticaret Müdürlüğünden temin edilebilir. 3 En son teklif verme tarihi 20.12.1976 günü meı&i saati sonuna kadardır Postada vaki gecikmeler dikkate alınmaz. 4 Teklif mektuplanmn uzerine Lifterle llgüldir tbaresi mutlaka yazılmalıdır. 5 Teklif '••»ndisinde kalan firma Lifteri 30.12.197» gününe kadar müessesemize teslim etmis olacaktır. 6 Müessesemiz 2490 sayıh kanuna tâbi değildir. SÜHERBMKK POIU SUNi) [AHTA SANAYİİ MÜESSESESİ (Basın: 29638 13575) (Baştarafı 1. sayfada) ti. İki ülkeyi dofrudan doğruya ilgllendlren konuların yanısıra ele aldığımus konular şunlardı: NATO'nun geleceği, Türkiye • AET iUşkileri. Bu arada sayın Çaglayangil bana, Federal Almanya'nm Türkiye'ye her bakımdan gösterdiği büyük anlayış ve aynca Van depremi üzerine yapılan yardunlar için de teşekkür etti.» Genscher'in bu kısa açıklamasından sonra Bakan'ın basın sözcüsü Terfloth da şu bilgileri vermistir: «İki Bakan Türkiye • AET ortaklık konseyinin en kısa zamanda toplanması gerektiği konusunda görüş birliği içindeler. Ama geride sekiz Dışişleri Eakanı daha var. Onlarm ne diyeekleri ancak yann {bugün) be!li olacak.» Çaglayangil a.â.'nın haberine göre Ege bölgesinin dünden itibaren vagısıı CHP VE TtP bir hava akımımn etkisi »Itına Son «amanlarda CHP ile TÎP girdiği açık.inmıştır. arasında yenl blr işbirliği etiiimi Balkanlar üzerinden sarkan aı sezildiğini iddia eden Aybar, çak basmcın etkisi ile başlayan TlP'in 77 seçimlerinde CHP'yi yağmurlann, tüm hafta boyunca desteklemeye hazırlandığını söyledevam edeceği ve yer yer ESÜ'.T miştir. Aybar konuşmasını şöyle olduğu gibi bütün yurdj da ».*XA sürdünnüştür: si altına alacağı belirtilmiştir. «Ne var ki SP'nin örgütlenme Meteoroloji Bölge Müdürlîl'Ja çabalannda CHP'lileri ve CHP" yetkililen, önceki gece yansvıa den yana olanlan hep biai endoğru başlayan ve sabaha tadaı geUemeye çahşuken görüyoruz. aralıksız. gök gürültülü <e«i(îe TİP de, CHP de SP'nin onümüz devam eden yağmur sırasınaa dekl seçimlere katılmasını istesadece Çiğli bölgesine metr? •• miyor. TİP gerçekten de CHP'nin « re'ye 13 kilogram yağmur dtl'tıî sadık bir müttefiği olduğunu kanıtlamış durumdadır. Bu tutuğü tesbit ettiklerini ifade etınL* munun mükâfatım görmesi ise lerdir. Meteoroloji yetkllilerı, '>ir ntı doğaldır.» ta boyunca devam edeceği tanmıi Aybar konuşmasuıın sonunda edilsn yağmurlar sırasında nava CHP'nin gerçek kisiliğinı her yer j t de sergilemek zorunda olduklan sıcaklıklarında önemli derec d nı ve SP'nin seçimlere ginrıîk düşmeler olıcağını da açıklairj» lar, rüzgârlann yer yer kuvvet için gerekli çabalan göstereceği ni bildirmiştir. Uce eseceğıni belirtmişlerdir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle