27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ftl merikalı eend boksör Muhammed AH'yl «Müs]üman»dır sanarak ülkemtee çağıran, bağırlanna basarak konuk yapan, sarma» dolaş resimler çıkartan ve onun ağzından dökülen: «Ben artık boksu bıraktım, şimdi müslümanhğı yayacağım» şeklindeki sözleri hayranlıkla dinleyen Diyanet îşleri Baskammızın ve Devlet Bakanlanmızın, boylesine itibar ettikleri kişinin müslüman olmadıgım öğrendikleri ve Amerika'daki «Zenci Müslümanlar»uı, «MÜSLÜMAN» deyiminden gayri, müslümanlarla müşterek bir yönlerl bulunmadığını keşfettiklerl an ne yapacaklarını görmek ilginç olurdu. Haydi diyelim ki devlet bakanlanmız ve hele bunlar şeriatcı partilerden iseler, her alanda oldugu gibi bu konuda da fazla bilgi ile yüklü değillerdir ve onlar için önemli olan şey esasen bilgi değil cahil seçmen kitlelerini sürüklemektir. Kültürce defil, fakat bedence güçlü bir şampiyonu, müslümanlığın ba$an temsilcisi gibi gösterip gazetecilere poa vermekten, kendi çıkarlan adına, geri kalmamalanna ve «Müslüman zenci» ile «Müslüman» arasındaki farkı bilmemelerine belki şaşılmayabilir. Ama dinden anlar saydığımız ve llâhiyat Fakültesinden diplomalı ve hem de üniversite ünvanına sahip bir kişi'nin (ve benzerlerinin) Amerika'da yaşayan müslüman zencileri kendileri gibi müslüman sanmalan inanılacak bir şey değildir. 2 K45IM 1973 A OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ü Ü MUSLUMAN NIYETINE Prof. îlhan ARSEL onun araeılığıyle Arapçs Kur'anı gönderen ve yaşam kuralları yerleştiren bir Tann'dır. Müslümanlar için bu Tanrı'dan başka bir Tann, ve Muhammed'den üstün başka bir peygamber yoktur. îslâm dini en son dindir ve Muhammed de en son peygamberdir. Oj'sa Amerikalı zenci müslümanlar (müslüman zenciler deyiniz isterseniz) için geçerli lnanış ve inanç bu degildir. Onlann Tannsı Wallace Dr. Fard admdaki bir Amerikalı zencinin kişilığinde yeryüzüne inmış olan bir Tann'dır. Bundan 45 yıl kadar önce gökten «Üstad Fard Muhammed» adiyle inen Tanrı zenciler için İslâm dinini getirmiştir. Fard Muhammed'in gerçekten ne şekilde yaşadığı ve r.e zaman ortadan kayboldugu pek bilinmez. Bilinen şey şudur ki Amerika'da ekonomik bunalımlann olustugu 1930' larda Wallace D. Fard adında bir zenci, Detroit'te kapı kapı dolaşıp ipek kumaş satmakla meşgul iken, kendi kendisini zencilerin kurtarıcısı olarak tanıtmıstır. Savunduğu fikirler arasmda, «Beyaz ırk»m şeytan sojundan geldiği hususu ile ilgili olaru vardır. Ona göre 6 bin yıl vardır ki beyaz ırk yeryüzünün egemeni olmuştur ve başka ırklan, özellikle zencileri köle diye kullanmış ve sömürmüştür. Pakat artık beyaz ırkın fhele Amerikalı beyazlann) bu somUrüsü sona erecelt ve Tann zencilerin intikamını yakında beyazlardan çıkaracaktır. Hıristiyanlık köleliği getiren ve köle somürüsünU sürdüren ve ölmekte olan bir dindir. Zenciler artık uyanmalı ve beyaz ırka karşı savas açmahdır. Onları uyandırmak üzere Tann «Fard Muhammed» adiyle yeryüzüne inmiştir. îndikten sonra Elijah Pool adındaki bir zenci ile dostluk kurmuş ve zencilere özgü îslâmı yaymak üzere onu kendisine peygamber yapmıştır. 1835 yıîlannda Fard Muhammed'm ortadan kaybolmasiyle, Elijah Pool, adını «Elijah Muhammed» olarak değiştirmiş ve zencilerin peygamberi olarak iş görmefe başlamıştır Bu görevi, ölümü tarihi olan 1975'e (25 şubat) kadar sürdürmüştür. öldügü gün yerini. ogullanndan 41 yaşında.ki Wallace almıştır. Zenci müslümanlann inanışma göre Wallace'ın Tann elçiliği görevi Tann iradesiyle oluşmuştur. Zenci müslümanlann dinsel kurallannı Elijah Muhammed ortaya koymuştur. Bu esaslar ve genellikle zenci müslümanlann bağlı olduğu îslâmın temel kuralları Messape to the Blacknınn in America (1) ve How to Eat to Live adlı kitaplarda belirtilnıiştir. Bu kitaplar zenci müslü Biz şimdilik kendiienne kısaca «Zenci Müslümanlar / Black Moslems» konusunda bir iki hususu hatırlatalım. Hemen belirtelim ki îslâm Peygnmberi'nin 1400 yıl önce Arabistan'da yerleştirdiği îslâm dini ile, Amerika'dakl bir kısım zencilerin bundan 45 yıl kadar önceleri benimser oldukları ve «İslâm» adını verdikleri din arasında özdeşlik diye bir şey yoktur. Bu iki din birbirinin ayni değil zıddıdır. Bu zıdlığı yapan temel aynlık şudur ki, bu iki din'in «salikleri» fmensuplan) için ne ayni TANRI, ne ayni PEYGAMBER. ne ayni KÎTAP ve ne de ayni İNANIŞLAR söz konusudur. Bunların hepsi birbirlerinden farklı şeylerdir. Bizim halkımızın din bakımından dahil bulundugu îslâm dünyasının TANBI'sı, Kureyş'lilerden Muhammed'i Peygamber olarak seçen. manlar !çln «Kutsal» Mtap nit«!lgind«dir. Dahs baska bir deylmle zenci müslüman Kur'ân'ı kendi kitabı olarak kabul etmiş degildir. Onun kendi kitabında Kur'ân'dan ve încil'den alrnma hükümler varsa da ne Kur'ân ve ne de Incil onu bağlar. Kur'ân'da îslânun «şarcı* olarak belirtilmis esaslar zenci müslümanları ilgilendirmez. îslâm Peygamberi Muhammed'i, onlar, kendi peygamberlerl olarak görmezler. Muhammed onlar İçin «son peygamber» değildir. Onlann kendi peygamberi Elijah Muhammed'dir ve en son peygamber de işta o'dur. Zenci müslümanlar için en büyük dinsel görev Tannnın «Üstad Fard Muhammed» seklinde yerytoüne lndiğini kabul etmek, ona şükretmek, onun emirlerini benimsemek ve Elijah Muhammed'i de onun peygamberi bilmektîr. Elijah Muhammed'e göre Tann, yani Fard Muhammed, zencilere en büyük nimetlerl verecektir ve bu karannı încil'de bildirmiştir. Buna karşılık kendisinin en son peygamber olduğunu ve zenciler için kendisinden baska peygamber bulunmadıSmı söylerken Kur'ân'uı Nisâ Suresinin 64. âyetindeki hükme dayanır. Bilindiği gibi orada: «Biz her peygamberi ancak Allah'ın izniyle, itaat olunması içm gönderdik...» diye yazıhdır. Bu hükmü öne sürerken kendisini. Tanrının inayetiyle ve en son peygamber olmak üzere zenci ırkma gönderilmiş sribi ^österir. Zenciler de ona inanmışlardır. Kur'ân'daki din emirleri, örnegin oruç, haç, evlenme, boşsnma, kadın prkek ilişkileri vs. zenci müslümanlann uyguladıklan ve ksbul ettikleri şeyler degildir. Onlarm kendi kurallan ve inanısları vardır ve bütün bunlar Elijah Muhammed'in yazdığı kitaplarda yer almıştır. Eâer bizim din adamlanmız ve bizim müslüman kisilerimiz îslâm Peygamberi Muhammed'i kendilpri icin t)eysramber kabul etmeyenleri, Kur'ân'ı kendileri için uygıılanmalc gereken kitan olarak görmeyenleri müslüman olarak tanımlayacaklarsa bu takdirde kendileri için müslümarı de^minden farklı bir deyim kullanmaları irerekecekrfr. (1) Zcnd miiilömanlann temel Htabı üanlan hn kitahın 1965 ve 1967 tsrihll Oılcaıto baskısına bakııuz. Edirne Nasıl Knrtuldu? on günlerde yoğunlaşan okul kitaplan konusundakl eieştirüere aşağıdaki bir yenisini eklemeyi borç bildim; diyen E. Dz. Albayı Saim Besbelli'den bir mektup aldım. Sayın okurum, lise birinci sınıf Ahlâk Dersleri» kitabuıdan bir örnek sunuyor : • 1976 1977 ders yılı Lise l'inci sırul «Ahlâk Dersleri» kitabmın sayfa 125 sonlarında «Ezana ve Camiye Saygı» başlığıyla başlıyan ve 126'ncı sajfada devam eden fıkrada şunlar yazümıştır: •Balkan Savaşından sonra Edirne'nln Yunan veya Bulgar'lara verîlmeslnl isteyen yabancılar, sırf oradaki ve öteki Türk camileri yüziuıden bu isteklerinde inat edememişlerdir. Gözlerinl ne kadar kin bürümüş olursa olsun, düşmanlanmıza oranın bizim olduğunu kabul rttiren inıvrft, yalnızca eserlerimizdir.» Böylece tarihsel gerçeğe bambaşka bir şekil ve yavrularımıza yanlış bilgi verilmiştir. Sizce de bilinen gerçek şudur : 1912 1İJİ3 Balkan Savaşında düşmammız devletler arasmda çıkan anlaşmazlıklar sonucu başlayan îkınci Balkan Harbi esnasında, Midye Enez hattının sınır olarak kabul edilemiyeceği yolunda Osmanlı Hükümetinin yaptığı siyasal girişimler bir sonuç vermeyince, kuvvete başvurulmasına, Edirne ve Kırklareli'nin zorla geri alınmasına karar verilmiştir. 13 temmuz 1913'de Çatalca'dan ileri harekete geçen kuvvetlerimizin yolda yaptıklan küçük ölçüde muharebeler, Edirne ve Kırklareli bölgesinde yapılanlarla tamamlanmış ve buraları 22 temmuz 1913'te geri almmıştır. Büyük devletlerin bu durumu benimsememeleriyle başlayan baskılan agustos ayına kadar sürmüş, fakat karşı koymamız sonucu bu tutumlanndan vazgeçmek zorunda kalmıslardır Durum böyleyken, başarıyı «yalnız» dini müesseselerin varlıgma maletmek, yalnız büyük bir hata degil, aynı zamanda çok garip ve gülünçtür. Bu çeşit müesseselerin bulundufu nice yerlerin elimizden çıkmış olduğunu bilmedikleri anlaşıiıyor Söylenecek tek söz şudur: Tarlh okusunlar gerçekleri ögrenmiş olurlar^ S baıaumlu Eğitim Ibrahim OLGUN OrtümJü eğitlm. retlşjnekt* olan Joiîaklara belll bHgi ve görüşlerl vermeğl amaçlar. Dünyayı, yönetenlerln gözüyle göstermek, olaylan onlann anlayıslan ve çıkarlan doğrultusunda yorumlamak, değerlendirmek gibi Wr sonuca yöneHktfr. Bu amaçlann dısına taşan her çcşit förfiş ve dttfünce yasaktır, Ubudnr. Oysa insanlık bugün bağımsız düşünme ve korkusuz yaşama çağına ulaşmıştır. Hem de büyük çabalar, öneriler ve bu uğurda nice savaşlar sonucunda. Artık, «Sizln gibi düşünmem, ama düsüncelerinizi özgiirce savunmanız için başmu veririm» diyen Volter'ln çağuıdan İM yüzyıl ilerde bulnnuyoruz. Artık bugün okullar, akademller, üniverslteler, her çeşit düsiinceye açık ö'zgür birer külttir pazan olmak durumundadır. Her aşaınada öğretici durumunda olanlar, geçerlikleri tartışılabilir birtakım bilgi kırınhlannı öğrencilerlne aktarmakla görevlerini tamamiamış sayılatnayacaklardır. Onlann gerçek görevleri ve işlevleri kültür pazanns özgür ve rahat bir ortam hazırlamak ve orada bilgi ve düşünce alısverişini sağlamaktır. Öğrencileriyle açıkça ve eşit koşullar içinde tartışmayı göze alamayan, eğitim için özgür ve demokratik bir ortam kuramayan bir öğretmenin kutsal hizmetinde gerçek anlamda bir baçan sağladığına inanmak giiçtür. Yarımn sorunlannı gençlikle omuz omuza kafa kafaya vererek çözümiemek zorundayız. Yetişkinlerln uzun süreç içinde kazandıklan görgfi ve bilgileri vardır. Bunlar hfç kuşkusuz kültür pazannda yakışan değerini bulacaktır. Bunlan pazara sürerken günümüzün kuşaklannın da görüp yaşadıklarından. okuyup öğrendiklerinden habersiz oünamak gerekir. Onlar da sonınlarını, bildlklerlni, diişündüklerini bu pazara setirtp koymak gereksimneslni duyacaklardır. Bunn yapamayacak, blldiklerini ve düsündüklerinl fikir borsasında tamtamayacak ya da deierlendiremeyecek duruma HiUrlerse, başka bir deyişle onlann da onurlanna beklenen saygı gösterilmezse, doğal olarak hırçınlaşırlar, başkaldınriar. Gelin görün ki, kültür pazarlanndan, düşünce alısverişinden ürkenler, bıı yıldan ba^layarak yeni bir güdümlü efitim yöntemi uygulamaya girişmişlerdir. Artık bundan böyle dil, edebiyat, ahlâk, felsefe, estetik. sosyalbilün, ruhbilim pibi kültür dersleri, sözde kiml otoritelere slparis edilen tek tip ve tek reıık kitaplar aracüıgıyle ögretilecektir. Bu kitaplarda gelisen özleşen billurlaşan Türkçemiz kullanılmayacak, çağdas yazarlara, çağdaş düşünceye yer verilmeyecektir. Gökçebillmde (estetikte) tstanbul'un ortasına dildien bir heykeU açımasızca ağır inşaat makinelerine sürükleten befeni (zevk) egemen olacaktır. Toplumbilim derslerinde hlçbir toplumsal kurumdan söz edilemeyecek, ancak bu bilimin yöntemlerinden ve tarihçesinden demvurulacaktır. Görülüyor H, bu açık tartıştnadan, en iyisini seçmekten kaç mak. belli görüş ve düşünceleri «orla benlmsemek yöntemldir. Vicdanlara baskı, düsüncelere tahakkümdflr. Daha açık ve sade bir deyişle insan onuruna, düşünce ve vicdan özgürlüğüne karşı işlencn bir anayasa suçudur. Sanıyoruz, büyük ozan Fikretin yaşadığı koşullar İçinde yaşıyoruz. Zorlanıyoruz onun gibi haytannaya: «Fikre artık yet«r tahakkümünüz!» (juvenlık Lruçlerını oomurui •h evletln, devletl ayakta tutan I I güçlerin, hizmetinde >lduju halkından koparılması sömürü düzeninin uyguladığı bilinen bir yöntemdir. Feodal "oir düzeni ezilen miljonlarca insanın s'rtından geçerek yıkan ve yenne kapitalist (liberal) bir düzen getiren sömürücüler, kendi düzenlerini devamlı kılmak ve güçlerini arttırmak için çaba harcamaKtadırlar. Sözde eşitlik ilkesi, halkıiı tem silcileri aracılığı ile devletin idaresi, sosyal adalet, kazanç ssrbestliği v.b. sloganlarla araaçlanna ulaşanlar, bugün de bu güzel sözler ve deyünlerin gölgesinde kendi yasamlarını sürdürmektedirler. Ezilen, sömürülen insanlann, emekçilerin yaşamlan değil, kendi çıkarlannın devamı onlan ilgUendirmektedir. Sorarsanız, herkes istedigi öfrenimi yapmak hakkına ve özgtlrlüğüne sahiptir. Ama, îğitim düzeni o hale getirilmiştir ki, ezilenler Uretken değil, kendilerine hizmet eden bir ögrenim yapabilir. Bırakın istediğini, ögrenjme devam olanagı bile yoktur. Kerkes diledigl lşi vapmakta, dilediği yerde çalısmakta serbesttir. Ama bu hak ve özgürlük, sadece mutlu bir azınlık içindir. Yoksa ezilen ve sırtuıdan seçinilen kimseler için degil. Bunlar için halen ülkemizin biçbir yöresinde, değil istedigi işte ça'.ı?ma özgürlüğü, kann doyurmak için bile bir iş bulma olanagı yoktur. Bu vüzden de, işste, gtiçsüz ve aç kişilerin ahlâk ve yasa dışı yollara basvurduklan, günümüzün artan bir egilim gösteren gerçeğidir. HAIIRLILÜR VE SÖKÜREKIER Sağlığı bozaılan her vatandas, devletin sağlık kurumlanndan aj m ölçüde ve eşit bir şekilde yararianacaktır, diye yazmasma karşın, yasalar burada da hatırlılar ve sömürenler için işlemektedir. Bırakın hastanelerde yatma ve bakım olanağını. çünlük bakım haklannı bile mıllanamaz durumda olan halkın, sağlık hizmetlerüıden eşit bir şeküde yararlanacağı nasıl söylenebilir. Anayasa'nın 52. maddesinin, «Devlet, halkın gereği gibi beslenmesrni sağlamak için <erekli tedbirleri alır.» demesine ıcarşın, Ulkemizde beslenme hakkından nasü yararlanıldığını veya açık dengesizliği anlamak için, yatılı okullann, bazı birliklerin ;ivannda, yemek sonrası saatlerde, atılan yemek artıklannın başına üşüsenleri gönnek yeter. Gençlilc spor yapacaktır, vücudunu geliştirecektir. Bu fcakkı Gürbüz ATABEK (ESKÎ EMNÎYET MÜDÜRÜ, AVUKAT) kullanmada devletten ve rızmetlerden eşit bir şekilde vararlanacaktır. Oysa, uygulama parayı spora da sokmuş ve gelişmiş bölgelerin cepleri dolu Kişileri bu haktan yararlanırken, Kismetsiz gecekondu gençliği ve parasal olanaklan zayıf olanlar, cmekçl çocuklan sporu sadece seyretmekle yetinmişlerdir. Bu vüzden dir ki, kapitalizmi bile saptırarak uygulayan Ulkemiz. uluslararası yarışmalarda nal toplamaktan öteye geçememiş ve ulusca sevinme ve övünme duygularmı unutturmuştur. •Devlet yoksul veya dar gelirli ailelerin sağlık şartlanna uygun konut ihtiyaçlannı Karşı lajicı tedbirler alır.» der, AnayasaMın 49. maddesi. Ama gerçekte, özellikle büyük şehirler ve nrsal alanlarda, halkın "/ı>5560 çogun'.ufu gecekondularda ve çağdışı koşullar altında yasar. Uygarlığın nimetlerinden İnsanlann eşit bir şekilde yararlanmalan doğal bir hak iken, uygulamada bunu söylemek olanagı yoktur. ömeğin; elettrik, su, ulaşım olanaklan, bayındırUk v.b. Buna karşı, Ulkemizde vergi verme ve vatan hizmeti yükümlülüğü de tam tersine ışlemekte, asgart ücretten vergi alınırken, müyarlar vergi iadesi yoluyla mutlu azınlığa ikrâm edilmektedir. Kâğjt üzerindeki haklar, özgür lükler, fırsat eşitliği ve yükümlülüklerin, uygulamada ne hale getirilebüeceğinin en güzel örneklerinden biride ulkemizde ve G rümektedir. îlgisizUk, kötü 6rnek, nemegerekçilik, geçiştirmecilik herkesin içine Işlemiş. HaUun beklediti, güvendigi ve özlem duydugu refonn ve devrimleri istemiyenlere, çıkarlannın bozulacagüıdan kuşku duyan kjmselere yapılacak tek sey kalıyor: Devrimi benimsemiş ve inanmış görünerek, gerçekleşmesinde görev üstlenmek. Böylece devrime içtenlikle ve umutla inanıp bağlanmış kimselere, uygulama sonucu inançsızlık ve devrimlere karşı düşünceler oluştur mak, aşılamak. Basanya ulaşıldığı ve bu yolla devrimlerin, reformlann yozlastınldığı günümüzde çok sık görülmektedir. Örneğin, toprak reformu, sağlık hizmetlerindeki sosyalizasyon, sosyal konutlar gibi. örnekleri alabildiğine çogaltabiliriz. Toplumsal bozukluklann apaçık sergilendiği günümüz Tür Bir ölçüde amaçta blrleşen kiyesinde, sırufsal ayınmlann gi veya birleştiklerini sanan sömüderek arttığını ve kesin boyutla rücüler, gtlvenlik kuvvet ve örra ulaştıgmı gösterecektir t>u gütlerini, çıkar ve ayncahklann oluşturduğu düzende kendileriörnekler bize. SömUrünün ve bu nedenle çökUntünün, sınıf kav nin en büyük destegi ve yardımgalannın çoğalacağınin birer slm cısı yapmak egilim ve ayncalıklara karşın, hiç bir zaman halgesidir bu ayncalık örnekleri. kından kopmayacak ve daima Kapilalizmin ve sermayenin onunla birlikte olmanın kıvanç egemen olduğu toplumlarda, dave bilincinde olacaktır. Yine ha belirgin hale gelen ayrıcalıkgüvenlik örgütü, halkından ve lar, giderek bu düzenin devammda yaran olanlann huzurunu onun dertlerinden uzaklaşmanın kaçırabilecekler için bol bol kul ülke ve kendilerine yarar getirlanılır olmustur. örnegin, tüm miyeceğine ve büyük kitlelerin gereksinimlerini lçe dönük bir hoşnutsuzluğu temeli Uzerine bişekilde karşılayan, her gün yeni na edilen azınhk mutluluğunun olanaklarla çekici hale getirilen bir gün yıkılmaya mahkum olgüvenlik örgütleri, halkla yaban duğuna lnancım yitlrmlyecektir. cılasmay», birbirlerinden fcopmaya başlamışlardır. Mutlu azınlığın ayncalıklanm içeren bir düzenin koruyucusu yapılmak istenen güvenlik örgütleri, her dönemde büyük sıkıntılar, güçlükler ve yokluklar içerisinde görev yapnuştır. Buna karşın görevin yerine getiriliş biçimi, ne çıkar peşinde koşanların hoşuna gitmiş, ne de halka yararlanmayı sağlamısür. Yine de, ayncalıklardan sadece kendilerinin yararlandıklan bir düzende, mutluluklanna gölge dilşeceginden kuşkulananlar, bu durumun bir gün yıkılmalanna neden olabileceğini farketmislerdir. Her gün artan hoşnutsuzluklara bir çare bulmsk zorunluğunu duyanlar. çıkar ve ayncalıklarını engelleyecek kimlerse, onlann da, kendileri kadar olmasa bile bir ölçüde yararlanmalan gerektiğini duşunmüslerdir. Böylece, çıkar kavgasında, başta güvenlik örgütlerinı» ayncalıklar tanıyarak, hizmetinde olduğu halkla aralannda kopukluk sağlanmıştır. Savın Salm Besbelli'nln parmak hntıjh konu çck Ülkenüı yurtseverleri, Türk öfrencilerine asuanmak l>tenen çağdışı öğretimin Srneklerini tekerteker kamuoyunun gözleri önüne sermelidirler. Çünkü Millî Eğitünde, Relecefimizi karanlığa gömecek büyük bir cinayetin teıgâhı kurulmuştur. Yarımn kusaklannı Yirmincl Vür>ıl uygarlıfının dısına düşürmek için hazırlanan tuzaklar, devlet eliyle lise ve ortaokuJUara kurultnuş bulunuyor. Biz yapıian işlerin billisizlikten doğduğuna Inanamıyoruz. Tersine, bUinçli bir plânlama sözkonusudur. Lise birinci sınıf kitaplannı yannlar, deaetliyenler, tek kltap siffteminl uyfulayanlann «Balkan Harbi'nde Edirne'nin Istirdadı» gibi ünlü bir olayı bllnıediklerinl sannuyoruz. Yurt topraklannın kurtulıısunu Türk ordusunun »avaşınıma değü, salt camilerin vsrbfına bağlayan «zihniyet»in kökenine inmeliyiz. Çünkü bu lihniyet «emperyalists ve «sömürgeci» yabancı çevrelerin tslâm ülkelerinde gecerll kılmaya çahştıklan bir yöntemln örttnüdnr Balkan Harbi yenilçisi tizerine başüyan lç tartısma ve eleştiriler, ülkede «eskiyeni» veya «ilericlgerlci» çaiısmasına ddnüsmüştü. Yobaz takınu, yenilgiye «mektepü zabitlcr»ln ve Batı'dan aktanlan yeni jöntem ve ktırumlann yol açtığını ileri sürüyorlardı. Softalara bakılırsa S^riat yolundan aynldığmuz İçin Edirne'yi ve çevresini jitirmiştik. Balkan Savası artı^ı yobaz mantığı, 1976 Türkiye'sinde M 1 UI Efitim Bakanlığını ele çeçirmiştir; ve Türk çoeuklannın beynini çağdışı inançlarla hiçimlendlrmeye çabaiamaktadır. Ne diyor lise l'inci snuftakJ Türk çocuklanna M11U Eği«min Ahlâk KJtabr. Balkan Harbinden nonra Edirne'nln Yunanhlara veriünesini isteyen yabancılar «SIRF» oradaki camller yflzttnden bu işi yapamamışlar. Dfismanlara Edlrne'nin blzlm otduihınu kabul ettiren «YALNIZCA» camiierimlz imis .. Ahlâk Kitabında ahtâksırlık ve yalancılıfı benimsiverrk hurafeyi baştacı yapmak politikasını güden bir siyasj iktldar var basunızda... Bu siyasal iktidardan Tann Tflrkfl korusun! fnerdez dersanesi İSTANBül'DAİZMİT'n MAUTfA'OA ,. f " ^ V' ÜNİVEftSİTEYE HAZIRUMADA ÖLÜM Trabzon eşrafından merhum Emin Suiçmez re Sinine Suiçmez'ln kul&n, Em. TUmgeneral (Merkez Valisi) Nihat Aslantürk"ün çok sevgill eşi DUek Yassan ve Aslan Aslantürk'ün biricik anneleri, Korkut ile Ashnan'ın anneanneleri, Didem'in babaannesi, Hasan Suiçmez'in kızkardeşi, Talat Suiçmez Ue Mugime Karaali'nin ablalan, bulunmaz ve mUşfik insan, Yönetici ve dersonemize yeni kafıfan kadromuz D ü M ONAl.Cail ALPAK.HAlîl ZOR. ERKAN KARtl LILKER DEMIR.ÇETIN ATİIİA. ALİ 0ĞU2ÎÜRK S^ÜKARAOÖLU ISTANBuL:Mnhatpasa Cıd No 17 Beyırıı TeU2?40 92 tZMlT : Emnlyct ArKücı Tel:3244 MALATVA; P T T Karsı». TeL1715 Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir Hidrografi ve OşinograO Dairesi Başkanlığından dinlmiştir. bll Hamiye ASLANTÜRK 1 kasım 1976 günü HakTtın rahmettne kavusmustur. Cenazesi 3 kasım 1976 çarsamba günü Ankara'da Hacıbayram Camliode fcümacak öfle namazını müteakip Asri Mezarlıkta topraga verilecektir. Tann rahmet eylesin. A t L E S1 DEVRELER I4UIM IKttM Cumhuriyet 13351 3 Ue 5 Kasım 1976 tarinlert arasmda 08.00'den n.OO'ye todar aşağıdakı noktalan birleşüren sana içinde seyretme, demirleme, avlanma ve Du aahanuı 300 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyetl bftlnmınıiftn tehllkelidir. »İARMABA OENlZt EBDEK KÖRFEZİ M 33 SAHA51 (1) 40 derece 2S daJüka 24 saniye fcuzey 27 derece 27 dafeilca 30 saniye doğu (2) 40 derece 29 dattlka 24 saniye kuzey 27 derece 29 daldka 00 saniye doğu (3) 40 derece 29 daklka 24 saniye kuzey 27 derece 32 dafclka 12 saniye dogu 14) 4 derece 29 dakika 24 saniye Ituzey U 27 derece 36 daklka 24 saniye dogu (5) 4iı derece 27 dakika 3 saniye kuzey U 27 derece 36 daldka 48 saniye dofu (6 i 40 derece 22 daklka 30 saniye Kuzey 27 derece 36 daKika 48 saniye dogu : (7) 40 derece 22 dakika 30 saniye fcuzey 27 derece 27 dakika 30 saniye dogu Denlzcilere ve havacUara duyurulur. (Baaın 26327) 13236 DENiZCiLERE VE HAVACILARA 138 SAYILI BiLDiRi TERZISINIZ dergısnle (Sor Reklim: 333) 11341 İstanbul Hayvan Sevenler Derneği Yıllık Yemeği 5 KASIM CUMA GECESI TAKSİM BELEDİYE GAZİNOSUNDA VERİLECEKTİR. BlLETLEB: • DERNKK MERKEZÎ (TEL: 37 5S 83) MODA AÛABEY SOKAK 38 CUMARTESÎ • PAZAB HARİÇ HER GÜN (16 19) • TAKSÎM BELEDtYE GAZİNOSUNDAl TEMÎN EDÎLEBÎIİR, (Cumhurlyet 11253) OZGÜRINSÂN KASIM SAYISI ÇIKTI. BU SAYIDA: İSTANBUL DEFTERDARLIGINA S1NAVLA MEMUR AL1NACAKT1R Teşkilâtımnda mUnfaal bulunan kadrolara atanmak Uzere 19 yasına girmi» 35 yaşını geçmemis Yüksek Okul ve üniversite mezunu, Askerliğlni yapmıs ve yapmamıs bay ile Iise ve Ortaokul mezunu Askerliğtni yapmı? baylsr arasında yapılacak sınavla memur alınacaktır. YÜKSEK OKUL MEZl VLARI İÇİN MÜNHAL KADRO DERECELERİ 9. Dereceden olmak üzere Büriit maas tutan 2 W . Iirsdır. 7 > Yüksek Okul mezunlan İçin sınav 16/11/1976 Salı günü saat 13.30'dadır. Müracaat süresi 15/11/1976 Pazartesi günU Saat 17.30'a kadardır. LÎSE MEZUNLAR1 IÇt.N MÜNHAL KADRO DERECELERİ 11,12,13'ncU dereceden olmak üzer» Bürüt maa? tutan 1980. Liradır. Lise mezunları için sınav 9/11/1976 Salı günü saat 13.30'dadır. MUracaat süresi 8/11/1976 Pazartesi gtati saat 1750'a kadardır. OBTAOKÜL MEZUNLARI İÇİN MÜNHAL KADRO DERECELERİ 14. Dereceden olmak Uzere Burüt maas tutan 1710. Liradır. Ortaokul mezunl&n için sınav 2/11/1976 Salı günU saat 13.30'dadır. MUracaat «üresi 1/11/1976 Pazartesi günü saat 17.30'a kadardır. DefterdarUk Sicil Bürosu Sefliğine (Cağaloglu) sahsen müracaat edilmesl rica olunur. NOT: Sınavı kazananlar mülâkata t3bi tutulacaklardır. Diplomalannın asıllannı ibraz edemiyenler ve her bangl bir okula devam edenler imtihana alınmayacaklardır. (Basın: 26909 12241) BÜLENT ECEViT : GELiŞME SÜRECiNDE TÜRKiYE'NiN SORUNLARI VE DIŞ İLİŞKİLERİ MuhltÖn TAYLAN : HUKUK DIŞI DAVRANİŞLAR Salçulf SOLEY : ÜNÎVERSİTELER AÇILIRKEN Neodet TUNA : TOPRAK REFORMUNUN ELEŞTÎRÎSÎ Attila tLHAN : tLK KELEPÇE (şiir) NısU ERAY : ALİ BEY KİMT (öykü) O. Nurl Koçtürk, Erhan Bener, Orhan Koloğlu, Cemil Sena, Sami N. özerdim, Dr. Seyfi Kocabaş. M. Hadi tlbaş, Ayşegül Yüksel, M. Tali öngören, Aygen Beler, Mahmut Turgut, Turan Erol, Cemil Eren, Ercan Akyol, Salib M > e mecan, Kitaplar, Okuyucu Mektuplan. Bize gelen kitap» lar 84 «f. 10 TL. Cumhuriyet 13349 DUYURU T. C. Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genet Müdürlüğü 17. Bölge Md. iüğü Ortaköy istanbul Çevreyollan Slsll ilçesi Kaptanpasa manallesi sınırlan içinde (Piyalepaşa Bulvan) içerlsinde kalarak 6830 ssyılı kanun hülcümlerl geregjnce kamulaştınlan gerekondu)ardan 25.000, TL'dan daha az bedel alanlar arasında dar sellrli olup başka Bayrtoıenkulünün olmadıgı tesbit edllenler« 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve rîînetmeliklerine göre bir arsa tahsisl planlanmısür. Yukandakl sartlara uyan gecekondu saoiplerinden arsaya telip olanlann Karayollan 17. Bölge Müd.lügü Altunizade Kısıklı caddesl No. 105 BUrosuna en geç 15.11.1978 tariiıine kadar müracaatlan rica olunur. : Evvelce yapıian mtiracaatlar muteberdlr. (Basın: 2T074 13247) Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Başkanlığından : Akademimize bağlı üygulamalı Endüstr! SanaUan YUJssek Okulu ve Mlmarlık Yüksek Okulucda yapıian Yabancı Uyruklu Adayların ginş sınavları görülen lttoım Uzerine Akademi Senatosunca iptal edilmiş olup, daha önce aday kaydı yaptıranlar yeniden giriş imtihamna tabi tutulacaktır. Gıriş imühan tarlhleri aşagıya çıkanlmıştır. Cygulamalı Endüstri SanatUn Yüksek Okulu Yetenek Sınavı : 12/11/1976 Cuma Saat 10.00 Türkçe Sınavı : 12/11/1976 Cuma Saat 15.00 Mlmarlık Yüksek Okulu 15/11/1976 Pazartesi Saat 10.00 Matematik Sınavı 15/11/1976 Pazartesi Saat 15.00 Türkçe Sınavı 16/11/1976 Salı Saat 10.00 Yetenek Sınavı îleililere Duyurulur. (Basın: Î7046 12246) Karadeniz Ereğli Özel Türk Eğiiim Derneği Lisesi Müdürlüğünden Matematik Öğretmenleri Âranıyor MÜRACAAT: Karadeniz Eregll, Telefon: 32 20'den, 26 7* 26 T3 (Cumhuriyet: İ2254:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle