28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ifl ngütere'de her ağzıru açışında blr pot Jnran bır politikacı var. Adı Enoch Powell. Türkiye'dekl MSPTıleri hatırlatır bana. Ama o, diııcı değıl, ırkçı. Son zamanlarda verdiği va gümltuler yaratan blr demecınde ulkesının ekonomlk güçlüklerlni gidermenın yeni bir ilâcmı buldu: Ülkede ne kadar renkli ırktan olan varsa (Asyalı, Afrikah, Karaıplı) kapıdışarı edelım; nzasıyla gıdenlere bıner sterlm bahşiş do verolim; dırenenlerl sınırdışı edelim, dayor. Benlm bu yazıda tartışacağım, bu zatın ır'îçılığı ya da üikesinın kolonyalızm geçmışinde:ı kalma mirasını nasıl tenuzleyeceği sorunu değıl. Mr. Powell için «dlnci değil, ırkçıdır» dedm de aklıma ırkçı ıle dınci arasır.da sandığımız gı. t>i blr ayrılık, bır zıtlık var mı, sorusu geıa!. Konuyu bıraz kurcalayınca bilmediğım ıki şe\i daha oğrenmış oldum. Insan çok kez üzerinds çok söz e&üen seylerin aslını faslım aramaz, onlan sbylenegeldıği glbi benimser. Bilinmeyen şeylen bılirmiş gıbı geçlnebllir. d Bgrendlgim jey tra oiaa: Bu anlamin kendlglnln din geleneğinden gelme bır anlam olduğul Açıklayalım: Eski îbranl sdylencelerinden (efsanelerinden) etkUenme açısından aralannda kiml benzerlikler bulunan Yahudl, Hıristlyan, Islâm dinlerinde blr dın birlml olarak bir kavmın Ustunlüğü görüşü doğal olarak var. Bir lnanç birimı olarak Yahudılik, Hınstiyanlık, Müslümanlık Tann'nın seçkiru, inancın doğrusunu bılen kışilerın bütünü olmak anlarranda kendıni ötekılerın üstunde gbrur. Tann'nın üstun, seçkin kavmi oima ınancı Yahudıleri yüzyıllar boyu yaşatabilen bir ırkçıhk olmuştur. Hınstiyanlık ıse bır kavim canı olmak yerıne bır kılıse dmi olmuş, butun ınsanhğın Hazretı Isa'da bır olduğunu llerı surmuş; ama anladığı insanlık ancak Hırıstıyan kihsesı üyesi olanlara kısılı kalmıştır. Orta çağlarda Hıristıyan olmayanlar insandan sayılmamıştır. Müslumanlığın kılıse dini değıl, devlete bağlı hukuk ya da tasavvuf dıni olduğu yerlerde ise kavim, mıllıyet, ırk bilınci hiç yerleşmemıştir. Islâm dunjasmda devletın despotık devlet türü olduğu yerlerde soyluluk (arıstokrasi) ve feodalıte de gelışmemiştır. Avrupa Ortaça» Hırıstiyanlığında kılıse teokrasisinden başka bir de feodalizmln smıf soyluluğu bilincı vardı. Aristokratlann ksnının rengi bile aynydı. Gorüluyor ki ırkçılık ıle dıncılık arasında blr fark, hatta karşıtlık olduğu sanılırsa da gerçekte 19. yüzyılda «Race» turü sozcuklerin içıne sokulan yeni anlamın kendısı, dınlerın kendılennı baska dınlenn ustünde saymasından sürup gelmedır. Bunu en iyi Avrupa'dakı genel «beyaz adam» ırkçılığında, Anglosakson ya da Cermen ırkçıhğında, Fransız Comte de Gobıneau ırkçılığında görürüz. Çünkü Avrupa ırkçılıgı Hıristiyanlık, aristokrasi, feodalızm ve nıhayet emperyalizm ögelerinin, bilerek bılmeyerek, kafalarda bileşmesının bır ürünudur. Mr. Powell, katıksız bir Hıristiyan, bir somürge ımparatorluğunun Tory'lerinden daha Bşın bır Tory olarak bunun ideal bir simgesini veriyor bugün. Ama, ulusal geleneğinde bu ögelerin hiçbiri bulunmayan Türkıye ırkçılarına ne oluyor? 19. yiızyıl Avrupa'sının ürünü olan bır kavTamın taklltçillği lle mi klşilerin özgürlügüne dayalı bır eşitlık biriml olarak bır uluslaşma olacak? 16 KASJM \m Î OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Yaşadığımız Yüzyıl eryüzünde 1817 vüına değin u l t kspitalizmln egemenliği sözkonusuydu. Batının sanayl toplumlaruırta sijasal lktidarlan eUnde tutan burjuıa sınıfı, tüm dünyayı kapsayan bir düzen kurmuştu. Bu düzenln ilerl Avrupa ülkelerinde ve Amerika'daki görünümü, parlamentarizmdl. Ama düzenin az gelişmislere dönük yüzünü emperyalizm ve sömürgecilik oluşturuyordu. 1917'de bu düzen çatladı. Rusya'da patlayan devrim, yeryüzünde yeni blr güç odağı yarattı. Sermaye sınıfının iktldarlanna karşı, tarllı, İlk keı bir emekçi iktidannm denemcslnl yazacaktı. Sosyalist devrim atüıou, yan sömürge ve yarı Asyalı blr toplumda izleniyordu. Sonuç ne olabilirdi? Rusya devrim çalkantısında bir iç savaşa sürüklcndi, ardından yeni düzenin kurulmasına başlandı. Yeni düzen, Avrupa'dan Asya'nın uzak ucuna dek yayılmış çeşitll dillerde, çeşitli inançlarda, çeşitll aşamalarda yüzü aşkın ulus ve halkı kapsayacaktı. Sovyetler 19i0'a ulaşmadan İlk traktörlerini yapabildiler. Ama tam bellerlnl doğrultacaklan zaman ikinci dünya savaşının ateşi ortabğı sardı. Hitler fasizminüı saldınsı, Sovyetlerln kalkınmış bölgelerlnl yerle bir etti, 20 milyon kişi yltirildi, Çarhk dönemlnden beri sürekII acı ve yıkun içinde yasıyordu insanlar... İkinci dünya »avaşından sonra yıkmtilar ustünde bir kalkınma uğraşına feçildi. Sovyet liderleri planlama amaçlannı bellrtirken diyorlardı kl: Amerlka'yı geçeceğiz. Acaba geçeblldller mi? Ya da geçebllecekler midlr? Irkcılık ile Dincilik Niyazi BERKES ditöen geçtiğlnl bilen yok Üstelıfc. bu 14. yüzyıldan 19. yuzyıla dek bu sozcuk ırkçılann anludığı anlamda da kullanılmıyor. Avrjpa dıilennrte bu tur sdzcukler enınde sonımda Sanskrıt, Grek, Latm, Cermen, Kelt kokenlerden rurer. Nasıl oluyor da «Race» gıbı nerdeyse evrensel kapsamlı. nerdeyse kutsal bir sozcuk Avnıpı dıllenndekı anası babası bilinmeyen bır pıç soacük oluyor? Bır yaşıma daha glrdım doğrusu. Araştırmamı sürdurdum. Birkaç sozlük çeklne çekine bir Iki olasılık kestınyor. Pır tanesı bu sözcük belki Latınce «Radice» ya da «Radıx»den gelmıştır diyor. Ama bu, «turp» demek. Bugunkü Fransızcada «Radıs», îngılızcede < Sadish» olmuş. Belki «kök» anlamına da gelıyor ldiyse de Latıncede «ırk» anlarmna gelmıyormuş hıç. Demek kl bu dili kullananlarda ır1: bılinci yok. Başka bir sözcük, ortaçağ skolastu felsefesınde «tür» ya da «nltelik» karşılığı kullanılan «ratio» sozcuğunden gelmiş olabilir dıyor. Bir başka sözluk bambaşka bır olasılık llerl sürdü: Arapçadan gelmiş olabilır diye yazdığını görünce şöyle bir doğruldum yerimde. Anu, nafüe. Verdiği sözcük «ırk» değıl. «Re'es>> diyor. «Baş» demek, ırk demek değil, dıyor. Başka bır sözluk Latincedekl eRadice<> sozcuğüne Sez?ıle Çıçeron'un yazılannda rastlanırsa da ırk anlamında kullanmıyorlar, dlyor. Kesinlıkle bilinen şu: 14. yüzyıla değin hlçbir dilde bulunmayan îtalyanca kökenli sözcüic bu yuzyıldan 19. yuzyıla değın kullanıiıyor, ama insan turlerını (cınsleriru) kullanmak lçm degıl; atlar ve kopekler ıçm. Koşu atlan ve koşu kopeklerı ıçm. Bugünka îngılızcede «Race» sozcüğü «koşu» demektir. «Yarış» anlamına da gelır. Iskandınav dılleri ıle Izlanda dillnde bugun de \alnız bu anlamda kullanüırmış. Bu beş yusjıl süresmde ikinci kullanıldığı alan o zamarüarm hayvanlar bılimı (zooloji) alanı. Demek ki koşucu at ve kopek kavrammdan daha bteye gıdılerek hayvan cınslerl için de kullanıiıyor sozcuk Bu?un de Avrupalılar arasmda blzds olmayan bır at ve kopek tutkusu var. At ve koprklerın ıyılerinın şeceresi bıle sertifıka ile saptanır. Y îrk Üstüne.. Birkaç yazınıda Türkçede kullanılan Arapça kökenli «ırk» sözcüğür.ün uydurma anlamlı bir sozcuk olduğunu ve bunun gıbı Türkçeye girmış daha nlce uyduruk sözcük bulundugunu cle almıştım. «Irk» sözcüğünün Arapçada anlamı «ırk» değıl (o, damar demektlr), «cinsntlr. Hanl çaır Mehmet Emın: «Ben bir Turkum, dınim cınslm uludur» demişti. Işte o söz. Bızlm Tılrkçü şair bugünün Turkeş'i ıle Erbakan'mı tek bır dizede yanyana oturtabiimış. Bu «ırk» sozcugünün Avrupa dıllerlndekl karşılığı olan sozcüğün kökenını, anlarrunı araştırmak hıç aklıma gelmemışti. Fransızca Ile Ingılızcede «Race» deniyor buna. Almancada «dıe Rasse», Rusçada «Rasa», Hollanda dılınde «Ras>, îspanyolcada «Raza», Portekizcede «Raça». Bunca yaygm bu namlı sozcüğün kokeninl etımoloji sozcukleri îtalyanca «Razza» sözcüğüne dek getınp duruyorlar zınk diye. Ondan öncesi ıçin «kokeni meçhul» diyorlar. Bunca önemli bir sözcüğün kökenini bılen yok. Şaşılacak şey değil mi? «Razza» sözcüğü de îtalyancada ancak 14. ylizyılda gozükmuş. Ondan önce hiçbır dılde yok boyle bır sözcük. îtalyancaya bu yüzyılda hangi Yeni Anlamın Tarihi însaniarın da böyle at ve kopekler gıbl soyluluğa gore bolunmesl Avrupa emperyallzmlerlnın kolonyahzmi dönenunde başlar! Demek kl «turp» ve «kok» kavrarmndan baişlayarak «soylu hayvan» kavramına getınlmiş hazır bir sözc"lgun içine yeni bır anlam daha katılmış o donemde. Üstun soyluluk savmda olan kışılerın kendılerini bu denli soysuz bır sözcükle tanımlamaları da bır âlem. Bu hazır sozcüğün lçine konan yeni anlamın da ayn bir tarihi var. îşte bu konuda ikin Geriye Gitmek Çağa Aykırı! Enver KARTEKiN Barış ve Özgürlüktür Atatürk tattirkçtilük, blr kültür top luluğundan başka bir kultür topluluguna geçış demektir. Eskimiş bır uygarlıgı bırakıp, yeni bir uygarlığa yone liş demektir. A M.îskender ÖZTURANLI Türk ulusunun tutsak olduğunu» soylüyorlar, «Açlıktan ve yoksulluktan inledığîni» belirtiyorlar dı. önemli olan yalnız yasalar değildi. Asıl önem taşıyan, ulusun demokratik bilince sahip ol masıydı. îşte bu bilinci yaratma ya çahşan bü>ük bır devlet ada mıydı Atatürk. Ne aradığını ve ne yaptığını bıldıgi içindır kl nereye gıdecoğ:ru bılıyordu Yalnız büyük bır asker degü, aym zamanda buyuk bır pohtıka ustasıydı. Turk ulusunun mutluluğa kavuşması İçin gıdılecek yolu çok ıyı saptamışU. Tek amacı ulusunu çağdaş uy garlık duzeyine ve mutlulufa ulaştırmaktı. Tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız ulusal egemenlık yolundan gidılecektı mutluluğa. Bu amacın araçlan ise, layıklık, devrimcıiik, milliyetçılık, halkçılık ve devletçiukti. Bır ilerı bır gerı yöntemıyle zikzaklar çızerek değıl, hep ıleri doğru yunı yerek ulaşılacaktı bu amaca, Akılcı ve bılımci bir yöntem uygulanacaktı. Onun içındlr ki, «Masallara inanmayınız. Her şeyin kaynağı insan zekasıdır» dijordu. Onun içindir kı, ınsan denen varlığa önem verıyor, Türk koylüsünü efendi yapmaya çalışıyordu. Türk gençliğıni de el ustünde tutmaktaydı. cUlusun bağnndan tertemız bır nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak» diyordu Cumuriyetı kurduğu gunlerde. Bır devlet kurucusunun tarıht« ilk kez. eserinın korunmasını gençliğs bıraktığını gOrUyoruz daha sonrakl yıllarda. Ama ne yazık kl AtatUrkten •onraki devlet adamlannm çoğu, bu doğnıltuda içtenlıkle yürumedıler. GUn geldi geri alınmak lstendi bu gorev Türk gençliğınden. Sımdiki yöneticiler ise, bırakınız Cumhuriyet bekçiliğı gorevini, dernek kurma hakkım bıle aldılar ellerinden. Pınl pırıl devrımci gençlere sevgi ile jraklaşacaklarına, korku içinde uzaklaşıyorlar onlardan. Ve kendi kafalanna göre gençler yetiştirmek ıstı yorlar. Devrim sözcüğünün «Devirmekten geldiğini söyleyerek, devrimcıleri hor görüyorlar. Dev rimin devirmek değil, yapmak olduğunu bilmezlikten geliyorlar. Devrimciliğin yıkmak ve bozmak değil, yaratmak olduğunu düşünemiyorlar. Atatürk'ün sesine kulak verip akla ve düşünceye lnanacakianna, masallara inanıyorlar. Bu. ma sallara ınanmak ıstemeyen pençleri suçluyorlar, lnnyorlar, itekHyorlar. Tekkelerde yasaymn dervışler gibi medrese kafasiyle düşunmesini istivorlar genç insanlann. Ve masallara inananlan, masallara inanmavRn *'*1!'kçülerin üstüne saldırtıyorlar. «Bizim duşmanımız yoktur. Var sa o bızim değıl, insanlığın düşmanıdır» diyen Atatürk'ün tüm içtenliğine karşın, ne yazık kl Ulkemizde, devrimciliğin ve Atatürk devrimcılerinin düşmanları yaşamaktadır. Her gün bir devrimci öldürülüyor sokaklarda. Ve devlet kuvvetleri göz yurauyor M biri. Efendim! Müsaade buyurursanız Zeynelabldln Haıretler! Türhedân blr dna okusunlar .. deml?ti. Büyük Knrtancı'nm hemen kaşlan çatılmıs, göılerinde şitnşeklcr çakmıştı.. Hoca Efendi'nln dua vapmasına harpt joktur. Tann b«>nim lisanunı da bilir. DnavT icap ettifci glbl ben yapanm, dfve karşüık vermiştl. «Bu kuruluşun haikımız için tam blr sifa yeri olması...» dileğinde bulunarak konusmasına başlamıştı.. Aziz ATATÜRKtiıı 6lumüııden 38. Kayserl Memleket Haslanesi'nin açılısından 53 yıl Rpçtikten sonra. lçinde bulundıığumuz (ÖTcIlikle son avlarda karşüaştıeımız) duruma blr Böz atarsak: ne kadar gerlye gittiğimlz açıkça görülmektedlr... tayik Cumhurlyet'in sonımlu yerlerinde oturanlann; eerçekleşeceğine kendllerinln bile lnananuyacaklan lemel atma törenlerindeki Konuşmalannı, bu törenlerde yantıklan duaları dinledikçe nereye doğru götürülmek Istendiğimlz anlasılmaktadT. f m . . ,j ^ .„ özellikie; ban .alrasal kurnlnştann Genel Knrnnan'nda, Onlar'ın bu giınkü öz^ür vurdumuzda yaşamalarını sağlayan KtRTARICI \e KURUCU'muz Azlz ATATÜRK'ün blr resminl bile bulundurmamalan, mlllî geleneklerimiz arasında yer alan «ATATÜRK ve ŞEHİTT.ERimiz» için saygı duruşunda bulunmamalan elbetteki «TÜRKÜM» diyen hiç blr kimsçnln eözünden kaçraamıştır. MTSTAFA KEMAL; blrt nereden aünıs, nereye kadar setlrmiştlr. Bunu riünya tarihinln ve kendi tarihlmlzin sayfalan arasında görmckteyiz... Osmanlı Devleti dlnsel temeller üzerine kurulmuş, bu yüzden karanlıktan bir türlü kurtulamamıştı. Herşeyl Tanndan beldeyen ^e olümden sonrası için bazırlayan bir eğitim sistemiyle jetişen Osmanlı Toplumu; bu durumdan kıırtulmak için zaman zaman silkinme hamlelerine girişmlşti. Fakat; çeşltli denemelerde Batıya açümak istcnen pencereler gericllerln kanlı olaylanyla yine sımsıkı kapatılmı?, Orta Çağ Yaşamı bu ntilletin değişmez yazgısı olarak ATATÜRK ye'ışlnceye kadar süriip gitmişti. Şevh ül tslâm'ın fetva vemıemest îüzünden memleketimizde matbaa, Avrupa'dan 300 yıl kadar sonra kuUanılmıştı. Askerin «Çetik Papuç» yerine Postal kullanınasını öngören Sultan III. Sellm'in Kurduğu «Nızamı Cedit, yobazların etkisiyle bir gün postallarını Selimiye Kışlası'nın penceresindcn fırlatarak: «Bunlar domuz derisinden yapılmış, gâvur papuçlandır» diye bagırnuşlardı... Bu millet, Orta Çağ düşünceslnden ancak ATATÜRK'ün eliyle ve O'nun demlr irâdesiyle kurtuimuş; dini, devlet Işlerinden ayıran LAYIKLİK'in kabulü ile Çağdaş bir toplum olma yoluna ginniştir. Osmanh Devleti zaman zaman giriştiği yenileşme çabalaruıda; çıkarlan boıulanların, yobazların, kara kuvvetin başlangıçta önemsiz gibl görülen küçük çaptaki davranışlanıut göz vumduğu için başan kazanamamıştL ATATÜRK, devrimleri'niu hiç birindeıi en küçük bir ödün vermemiştir. Yüanın başmı, daha kımıldanırken ezmiştir. Şeyb Salt, Menemen ülayları; Iskilip \e Bursada Türkçe okunan Ezan'a karşı söylenenlere güstcrdiği çok sert tepki meydandadır.. 1950'den başlanarak, ATATÜRK DEVRİMLERÎ'ne karşı gösterilen davranışlara göz yumula yumula bu gtine gclintniştir. Bugünkü görünüş karşısında her Cumhuriyet gencinin, her gerçek ATATTRKÇL'nün içi sızlamaktadır.. ATATÜRK; °'o 8Tsi okur • yazar olmayan bir toplum içinde, hiç bir memlekette görülmeyen yüce devrimlere çirişmiş ve başanlı olmuştur. Ylne o dönemde haikımız; her türlü ckono mik olanabsızlık içinde yoksul denecek bir yaşam sürüyordu... Fakat. işte bu ağır ko^ullar içinde bile onurlu bir devlet kurarak yabancılara el açmadan kalkınmajı başarmıştı. O zaman; KEMALtZM'e inanmış tarih ie kültür birliğimizle, ileri anlayışımızla kaynaşmıs bir halk olarak batıiı anlamda bir MİLLET olmuştuk. Ziya Gökalp'ın GERÇEK MtLLIYETÇtLtK olarak deyimledig'ı; işte, bo ATATÜRK MILLİYETÇtLİGl idl. Bugün çeşHU düşünceler düşmanlık haline dönüşturüldü. Birbirine güvenmeden yaşıyan toplum durumuna getirüdlk. Demokraside elbette çöriiş ayrılıkları olacaktır ve hoş görülecektir. Fakat, düşünccje karşı olmak düşmanlığa dönüsmemelidir. Aslında üıançlarda, düşüncelerde ayrüık, bir düşıin ve kafa işidir. Ojsa ki; ınanç sahibine düşmanlık, ayrüığa ve bölünmeğe doğru vol alır \e alnıaktadır. Avnı amaca ulaşmak ictn ayn vollardan da gidebiliriz. Fakat birbirimizl incitmeden, birbirimizi öldürmeden, blrbirimizi severek.. Bu anıar. hize AT\mRK'ün '(i^fcrriiji lajik Türkiye Cunıhuriyetini daha Ueri götürmek, Çağdaş Düzeye nlaşmak olmaUdır. Dervis Vahdeti kalemiyle Said 1 Nursî'yi övenler. haftanui bazı günlerini Ankara'dan gelerek tstanbul Dergâhlannds ayin* lerle geçirenier, kürsülerde Udde bir Tann adını söyleyerek seçmenlerini aldatmak ısteyenlcr, Mussolini'vi taklit ederek boyun kıra kıra nutuk atanlar, çeçmiş yüzjılların eskimiş ırkçılık gösterisi ile Türk MiUcti'ni bölme\e çalışanJar, özellikie ATATÜRK'ün adını açızlarından düşurmedikleri halde ATA» TURK DÜŞ^UNLARI ile kader birlici >apanlar. Türk gençlerini katnplara ayıraraU öldüriılmelerine sejırci kalanlar hiç bir zaman Cumt*uri>etçi olamazlar. îşte bu düşüncede olanlara seslenivorum: Türk Milletinl Çağdaş Uyearlık düzeyinden uzaklaştırmaya uğraşmayınız. Büyük Türk Milleti, ATATÜRK'den ve O'nun yarattığı DEVRİMLER'den asla vazgeçmeyecektir... USTAFA KESUL blr yurt Reris» mrasında 14 eklm 1924' te, Kayseriye uğranııştı. Orada Memleket Hastanesinl açmak üıere kordeleyi keseceği sırada yanmdakilerden Türk ulusunun yön değiştlrmesi, yeni bir yol ve yöntem araması ve bulmasıdır Atatürkçülük. Banşçı ve ınsancıl bır yaşam felsefesi, çağdaş uygarhk doğrultusunda bir duşünce biçimidir. îleriye dönuk bir eylem cılıktır. «Osmanlı»yı Turk yapmak için «Ümmet» kavramından «Ulus» kavramına peçmek demektir Ata turkçuluk. Eski duşunce sıstemı nı atmak, yeni bir düşünce sıstemine yönelmek ve «Uygarlık ala mni)) değıştırmektır. Bu nedenledır ki devnmcılık demektır Atatürkçülük. İnsanlık ve uygarlık demektir. Atatürkçülük adını verdiğimız bu ulusal, kültürel ve evrensel duşünce biçimı, 52 yıl once Cum huriyet yönetaminı getırmişti yurdumuza. Cumhuriyet bır «Rejım bıçımi» değıldı kuşkusuz. Eır devıet biçimiydi. Devlet bıçımi olan Cumhuriyetten rejım biçimi olan demokrasiye geçırmek istiyordu TUrk toplumunu Atatürk. Tüm çabası bu dogrultu daycU. Toplumun törel yapısını değiştirmeye çaîışıyordu bu nedenle. Çunkü demokrasi yalnız yasalarla elde edilemezdi. Demokrasinin yaşaması ve gelişme sı için, ulusun demokratilt kurum ve kuruluşlan yaşatma bilincine de sahip olması gerekliydi. Daiıa Cumhuriyet kurulmadan önce bu sorun uzerinde önemle duruyorlard: Türk devrimcıleri. «Anayasalann varlıgına karşın bu olaylara. Acunasız biçimda hırpalanıyor devnmciler ve Atatürkçüler. Hoşgörü kuralı bir yana atılarak düşmanlık tohumlan ekilıyor vatanın dört bucagına. Atatürk'ün adını ve Atatürk sözcüğünü ağızlanna almaktan korkan bir avuç politikacı yaratmaktadır bu düşmanliğı. Mıllıyetçilıği de tekeUeri altına almak isteyen bu politikacılar, siifthlı, sopalı ve zıncirll kıyıcılardan yardım beklemektedirler. Banşçı ve insancıl olan Atatürk mıllivetçiliginin, süahsız ve sopasız bir mılhyetçılık olduğunu unutmaktadırlar aynca. Ve bılmemektedırler ki AtatürkçüluJt demek düşuncelerini silâhlarla, süngülerle, sopalarla değıl, sevgl ve hoşgörü ıle tartışa tartışa ger çekleştirmek demektir. Düşmanlık cepheleri değil, sevgl birliklerl kurmaktır. Hiç kuşkusuı Türk ulusuna yakışmayan bu sUahlı ve sopalı miUiyetçüigl, düşünceden korkan bu bağnaz ulusçuluğu, bır gun gelecek Atatürk'ün çocuklan sınır dısı edeceklerdır. Çok yakın bir gelecekte bu «Mollalar saltanatına» son verilecek ve bu ters gidış mutlaka durdurulacaktır. Bu ortamı yaratan bozuk diizenin her yanı devrimd bir atılımla değiştirilecek. düzeltilecek ve Atatürk'ün yolu açılacakUr. Atatürkçü cumhuriyet, onun düsmanlanndan kurtanlacaktır. Yurdumuzun her yanında Atatürk'ün insancü mimyetçiliğinin getireceği banş ve özgürlük egemen olacak, özlemini duyduğumuz Türk demokrasisi yaratılacak ve yaşatılacaktır. Düşünce alamnda ve düşünce yolunda sürdürülecek olan bu savaşı devrimcller, Atatürkçüler kazanacaktır. Bir ülkenin gellsmlşllii, kuşkusuz salt rakamla, ya o» lstatistikle ölçülemeı. Ne var kl sayıların da kendine göre bir dill vardır. SSCB ne düzeydedir? ABD*ye yetlşebUml» mldlr? Ulusal gellr »çısmdan So\yetlerin Amerika'dan eeride olduğu biünlyor. Bu konuda kuzey komşumuz zengin Avrupa ülkelerinden de aşağıda bir yerdedlr. Ama ulusal gelir rakamı herşevl anlatamıyor. Ya üretim ne durumdadır? Sovyetlerfn çelik üretiml 155, petrol üretiml 540, kömür üretimi 771 milyon ton... Aynı rakamlar ABD'de sırayla 117, 457, 643... Demek H endüstrinln tenıel üretünlerlnde Sovyetler Amerika'yı geçebilmis. Elektrik üretiml ABD'de 1,903 milyar kilovat, Sovyetler'de 1,038 mllyar kilovat . Yüzbln kişiye düşen doktor sayısı Sovyetler'de 385, Amerlka'da 178... Buzdolabı üretiml Amerika'd* yılda 6 milyon adet, Sovyetler'de 5,6 mflyon adet... Ne var ki ikl fllke arasında krraslıuns yaparken ABD' nin ürettmlerinl ralnız ulusal sınırlar içinde dfisünmemek gereklr. Bugün Amerlka dünysyı kapsayan blr ekonomlk ağ kunnuştur. Az gellsmiş ülkelerln ham madde kaynaklan da Amerikan yasam blçnnlnde tüketilmek üzere sömürülmektedlr. Şill'nin bakınndan Kuveyt'ln petrolüne degin her yanda Amerikan ekonomik eıcemenliğl geçerlidir. Aynca süper endüstrl, ya da teknoloji kesbninde Blrleşik Devletlerin üstun pücünü unntmamak gerekiyor. Elektronik beyin sayısı ABD'de 170.000 adet. SSCB'da 15.000 adet. . Telefon, telerlzyon, otomobll glbl araçlarda Amerika çok ilerde... ABD'de nüTusun tanmda çahfan bölümü yüzde 3.4 oranuıda, tahıl üretiml 224 milyon ton .. Sovyetİerde nüfosun yüzde 26'sı tsnm keslmlnde çalısıyor, tahıl üretiml 154 milyon ton . Askeri gfiç kfslminde ABD'nin 10.M0 Unkı. 1H0 strmteJik füzesl, 4«3 stratejik uçafı, 8JM taktlk uçagı, 182 SSTM rerrdsi. 41 ffize atan denizaltısı, 73 hflcmn dcnizaltısı, 2 milyon askeri var. Buna karşüık aynl rakamlar SSCB'nde sırayla şöyle: 42 bln, 2^78, 135, 6.100, 226, 73, 253 .. Sovyetlerin silâhü kuvvetleri 4 milyon 400 bln tdşiden oluşuyor. 1917 devrlmlnde ilk kez kapitallst dfiny» çatladı. O gflnden beri sosralist kesim glttikçe büyüdü, koskoca Çln devrlmlnl gerçekleştirdl. 1978 yüında bir milyan aşton Insan kapitallzmin karşısına geçmlştir. Kapitallzmln egemen olduğu çoğu ülke ise içindekl sosyalist muhalrfetin gelecektdd iktldaruıa gebedlr. Bu gellsmeyi bir genel savaşla durdurmak da olası değlldir. Çünkü yukanda rakamlarla görüldüğü glbl salt So\Tetlerin gucü bUe artık gerlye dönühnez bir tarihsel olguyu \urguluyor. Artık bir genel savası kapitallzmln süper güçlerl göze alamazlar. Dünyanın kaçınümaz değişlmlne boynn egmekten başka çare yoktur. 20. yüzyılda her lnsanın bellemesl gereken gerçek budur. ••• • • raarat dersanesi ÖZEL UNIVERSITEYE HAZIRLAMA y e n i d e v r e 18 K A S I M ÜNİVERStTE YAY1NLARI İCİN BROŞÜR İSTEYİIMİZ (Motif: 496) 1275S 28484328 48492799 27 C«ınb«riıtasI*tanbul uNıVERSıTEYE Hazırlamada YENİ DEVRE 1724 KASIM'dd AZOT SANAYii T. A. Ş, MÜFETTiŞ MUAViNLiĞi 8825 OROUrad 288/3 AKSARAYJST (Arabul: 920/12737) GÎRİŞ SINAVI Azot Sanayil Teltis Dairesl Baskanlığırıca MUIetU? Mu»vtoliğl glriş sınavı yapılacaktır. A) Smava katılabilmek için: 1 Hukuk. Iktlsat, Sıyasal Bilgtler Pakültegl Ue Ortadogu Teknik Oniversitesi ve Boğaziçl Üniversitesi îdarl îlimler, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler (Ekonoml Bölümü); Ege Üniversitesi îktlsadi ve Ticarî Bilimler Pakültelerinden; İktisadl ve Ticarî Îlimler Akademilerinden (veya bu vasıflan halz olduğu Milli Eğitim Bakanlığınca tasdlk edllecek yurt lçl ve yurt dısı fakülte veya yüksek okullardan) birini bitirmis olmak, 2 Sınavm açıldığı tarihte (30) yaşını doldurmamış bulunmak, 3 Askerlik görevlni yapmış olmak; 4 Sağlık durumu Türklye'nln her yerind» vaslfe görmeğe ve seyanat yapmağa müsait olmak gerekmektedir. B Sınavlar yanlı ve sözlü olmak üzere ikl bölümdUr. Yazılı sınavlar 12, 13 ve 14 ocak 1977 tarlhlerinde Ankara'da Genel Müdürlükte saat 9.00'dan itlbaren yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlar aynca sözlü sınav için Ankara' ya çağnlacaklardır. C) Müracaat evraia, sınav konulan gıbi hususlarla diğer şartlan kapsayan broşür; Ankara'da Azot Sanayli Teltis Dairesl Servıslnden temin edilebilır. D) Sınava katümak lsteyenlerin en geç 27 aralık 1978 tanhine kadar lüzumlu belgelerle blrlıkte «Azot Sanayil T.A.Ş. Genei MüdürlüğU (Teftiş Dairesi Başkanlığı) Ankara» adresine şahsen veya mektupla müracaat etmelerı gerelur. (Basın: 27901/12740) TEKNİK ELEMAN ARANIYOR Istanbul'ds bir fabrika için vardiya usulü çalışacak, askerliginl yapmış, 23 yıl tecrübeli Motor, Elektrık Teknıke:Ieri veya YUksek Teknikerlen arannıaktadır. Ücret ve is şartlan çok cazıptir. Müracaat Tel • 45 ft 01 (Cumhuriyet: 1274K) HESAP UZMAN MUAViNLiGi GİRİŞ SINAVI Malıye BaJıanlğı Hesap Dzmanlan Kurulucca 20.12.1978 Pazartesl gunü saat 9.30'da Ankara ve tstanbul'da Hesap Uzman Muavtnllğı Gırış Sınavn açılacaktır. Sınava lcatılabllnıeK lçuı: a) Devlet Memurlan Kanununun 48. maddeslnde razıü nıtelıklere sahip olmak, b) l.i 1976 tanaınde 35 yaşını doldurmamış öulunmak, c) Slyasai Bılgiler, tktisat, Hukuk, îşletme ve tdart tlimler Fakültelerl ile îktisadl ve Ticarî tlimler Fafcülte, Akademi ve YUksek Okullan veya Meslek ıçin gerekll tültürtl veren ve yukarda belirtllen öğrenım kurumlanna eşlUiğl Milli Eğitim Bakanlığınca Sabul olunan yerll ve yabancı Fakülte, Akademi ve Yüksek Okullardan bırmi bitirmis olmak gerekır. Sınavlara gırlş şartlannı ve sınav Konulannı göst«ren broşür yukanda ısimleri geçen Oğretim Kurumlarından ve Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanlığı ile Ankara, Istanbul ve tzmir Grup Başkanlıklarından sağlanabılir. Isteyerüenn adreslerine gönderilır. îsteklllerin en geç 30 Kasun 1976 günU akşamına feadar Maliye Bakanhğı Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanlığı, Ankara adresine belgelen Ue bırlikte yazılı olarak başvurmalan gerekir. (Basm: 26:^39/12743) Deniz Kuvvetleri Komutanlığı SETtB, HÎDROGRAFI Te OŞtN()GR\FÎ DAÎRESt BAŞKA.NLIĞINDAN BtLDİRÎLMtSriU : DENiZCiLERE VE HAVACILARA 147 SAYILI BiLDiRi 22 119 28 lasım 1976 tarihlerl arasında 08.00'den 18 CX3'ye kadar aş8ğıdaki noktalan birleştiren sahslar içinde seyretrae, demirleme, avlanma ve bu sahaların 13.000 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımından tehllkelldir. ntRtNÖ SAH4: EGE DENİZt SAROS KÖRFEZt 0«l SAHAS1 40 derece 37 dakika kuzey, 26 derece 04 dakifea doğu mevü ile 40 derece 19 dakika kuzey, 26 derece 13 dakika doğu mevklsinl birleştiren hattın doğusunda kalan deniz sanası. tKÎNCÎ SAHA: EGE DENİZI SAROS KÖRFEZt 062 SAHASI (1) 40 derece 37 dakika kuzey, 26 dereca 04 dakika doğu, (2) 40 derece 37 dakika kuzey, 25 derece 58 dakika doğu, (3) 40 derece 19 dakika kuzey, 25 deıece 58 dakika doŞu, (4) 40 derece 19 dakika kuzey, 26 derece 13 dakika doğu, DENİZCİLERE ve HAVACILARA DUYURLLUR. (Basın: 27404/12742) Topoğrat Aranıyor înşaat ve arazi işlerlnde görevlendlrilmek üzere ACELE bir topoğrafa ihtiyaç vardır. Isteklilerin; a Tapu ve Kadastro veya benzerl okul mezunu olmas, b Askerliginl yapmış olması, c En az Uç yıl tatbik! tecrübesl bulunması, gereklidır. Ayrıca arazi istimlâk konusunda çalışmıs olmak tercıh sebebidir. îsteklilenn asağıdaki adrese bizzat ve 2 adet vesikalık totoğraflanyla bırlıkte acele başvurmalan nca olunur. T3.T.A.K. Marmara Bilünsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü Personel Müdürlüğü GtBZE (Basuı: 27754/12741) Toprak Mahsnlleri Ofisi Genel Müdürlüğünden ör. thraç edılmek üzere 20.000 ton çavdar satışa çıkanlmışIhalesi 14 Arahk 1976 salı günü saat 14.00'de Toprak Mahsullen Ofısı Genel Müdürlüğünde yapılacaktır. Bu satışa aıt ılân ve hususi şartlarımız Genel MudürlUğıimüz (Satış MudurluSu'nden) îstanbul, îzmir, İskenderun, Samsun, Konya, Afyon. Dıyarbakır, Erzurum Bölge, Haydarpaşa Hububat ve Mersın Şube Müdurlüklerimizden b^dehız olarak alınabilır. İlgılılere duyurulur. (Basın. 27847) 1274 CUMHURIYET'in SANTRAl TELEFON NUM&RALARININ BıR SlREDEN BERi DARUiACEZE BU VA DA KUR3ANLARINIZI BEKlıYOR. TEl : 46 20 02 I 28 97 03 OLARAK DEGiŞîiGıNİ ( 5 hat ) OKURLARIMIZA HATIRLATIRIZ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle