25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^ADYO VE TV YAYINLARININ ILKfcLJtiKl ürkülerimizin yozlaştırılmış ekillerini köylümüze unmakta bir anlam yoktur,, önetim Kurulu, TV ve Radyo yayınlannda Atatürk ilkeleri programlar ve müzik konulannda uyulması gereken esaslar ve alınacak tedbirlerl, kararlaştırdı ve ılgılı unıtelere ıvedılıkle gonderdı. Yonetım Kurulunun 18. daktılo sayfası tutan bu kararının, belirlı konulardaki ozetmi sunuyonız. Pop müzik repertuarına müstehçen güfteli parçalar alınmamalı,, • «KAOIN ÇALIJMAll M l , ÇALISMAMAU Ml KONUIU BıR FORUM DUZENLEMEK YASALARIM ÖZÜNE VE SÖZÜNE AYKIRIOIR. GERÇEKTE. TÜRK KADINININ ÇALIŞIP. ÇALIJMAMASI VE ÇALI5AN KADINA KÖTÜ GOZLE BAKILDIĞI iDOiALARI GiBi SÜBJEKTıF GORÜŞIER ARTIK TARTIJIUCAK BıR KONU OLMAMAUDIR. BELLi BiR KOHUDA: DAHA ZiYADE TÜRK KADINININ ÇALIŞMASI KOJULLARI ELE AllNABiLiR. ONUN ISLAHI ÜZERiNDE DURULABiUR VE VARSA; KADININ ÇALIŞMASINA KARJI OLAN TEPKİLER ELEJTiRiLEBiLıR. TOPLUMSAl SORUNLARI KAPSAYAN FORUMLARDA DEVRiMLERLE ilGiLi OLARAK YANILGILARDAH DitCKATLE KAÇ1NILMASI GEREKİR. "Yunus Emre,, filmi gerçek dışı sahneierle tarih tahrif edilmiştir,, Smıf kavgasını körükleyecek görüntü ve mesajlardan kaçınmak gerekir, tr yebüeceğimiz Pop müziği, gençlerimizi de etkilemektedır. TRT'nm ölçülü bır şekılde bu müzıgı programlarmda yer vermesı dogaldır. Ancak, bu müzıkten parçalar seçılırken, anayasanın temel hak ve hurnyetlennin bzu, smırlanması ve kotüye kullanılmaması ile ügül 11. maddesinde beUrüıen genel ahlâk anlamına aykjrı bareket edılmemelıdır. Daha dogrusu Pop müzik repertuarına mustehcen güfteU parçalar alınmamalıdır.» UZERİHE.. LERİ beşikten başlayarak ruhlara slnmesl ve bu yüzden hatıralarda en fazla ız bırakması dolayısı ile müzik, aynı koşullar ile mutalaasına imkan bulunmayan plastık sanatlar ve genel olarak edebiyata göre, bilınç altının dennliklenne en fazla nüfuz eden bir sanat dalıdır...» .EKLI oluşum, gelişım ve evrimlerın meydana gelışi sırasında, özellıkle sanat alanındaki bazı atılımlar çoğu zaman toplumun hızını aşan bir canlılık ve hareketlilik gosterir. Bu yuzden sanat eserlerinın çoğu ileriye, toplumun gelecektekl ereğıne yönelık, fakat toplumun o an içınde bulunduğu koşullara göre, sanki aykın bir görünümde bulunurlar. Bunun sonucunda özellikle hatıralarda en derm izler bırakma gücünde olan müzik alanında tepkiler gorünür. SPCR YAYMLARI UZERİHE.. Radyo TV cBEDEN Terbiyesinin anlamına genç dimaglara iylce yerleştirebilecek hele gençlenn Beden Terbiyesînı, tamamen ıhmal ederek, sporun belkı de kendl vücud gellşmelenne de pek uygun düşmeye, futbol gibi dallarına sarılmalannın önüne geçebilmek için Beden Terbıyesı yanında, sporun daha uygun nevilenni sevdırme yollannı aramak gerekir.» BElGESfl VE KÜLTÜREL PROGRAMLAR UZERİHE... A) TELEVÎZYONDA bir süre devam etmiş «seslz Dünya» üe l«onarda da Vınci'nin hayat oyküsü, kültürel fümlere en güzel örnekler olarak gosterilebıUr. Buna karşıük Yunus Emre'nin hayat öykusünü anlatan film, bu büyük Türk düsünürünü ve şairini tanıtmadıgı gıbı, bir çok gerçek dışı sahneierle de tarıh tahrif edilmıştir. Malkoçoğlu adlı fılmde ne sultan Süleyman'a ne de tarıhlı olaylara haiz olduklan kımlık verilmiş, dogru yansıltümıştır. Bunlar vapılmaması gereken büyuk hatalardır. Bu suretle kulture hızmet etmekten Uiaklaşmış oldugu da bılinmelıdir. YAYINLARI ÜIERİHE.. t'ASANIN 121. maddesl göre TRT'nin görevi haber konusu dışında, kültür ve eğıtime yardımcılıktır. Buna gbre eğlence unsuru gaye değil, olsa olsa, bir vasıtadır. Ancalc TRT'nln bir okul olmadığı ve esasen bir konunun işlenmesinde ügının uyanık tutulması hususunun, bir eğitım ılkesi olarak kabul edilmesı gerçeğirun gözden hiçbir süretle uzak tutulmaması gereklidır. • L beraber. bazı gazete yayınlanna veya mektuplara bakaNA rak, «halk böyle istıyor» düşuncesi ile eğıtimı eğlenceye kurban etmek büyük bır hata olur. Bütıin mesele eğıtimi çekici yoldan yapmaktır. Bu yol ise muhakak eğlenceden geçmediği gıbl, çoğu zaman vasıtayı gaye halıne getırme gibl bır tehlıkeyi doğurur. HALK MÜZİ6İ OZERiNE.. DÜMUZDA kökü urallara ve orta asyaya dayanan bir halk mUzıği vardır. Değışık bölgelere göre, ozel nıtelıkleri bulunan Halk Müzıği Anadolu koylüsünün öz malı ve onun ruhundaki elem neşe, kahramanlık, aşk, doğa ve günlük yasam ilişkılen gibi zengın ve karmaşık duygulan dile getiren bır bıitün, bır kollektif külttır hazinesi, bir kamusudur. Köylümüzün öz mah olan Türkülerimizin yozlaştırılmıs selallerini onlara sunmakta bir anlam yoktur. Bir çoklan içın bır ticaret metaı haline gelmış olan bu malzemenın yozlaştınlmasına yardırncı olmak TRT'yi kültür ve eğitima yardımcı olmak görevınden uzaklaştırmıştır. Programların görevsel niteliğıne de aykın düşer. SANAT MUZKH ÜZERİME.. DUMTJZDA, daha ziyade Akdeniz havzası, orta ve yakın doğu kültürünün, Türk ruhunun ozellıklerını en guzel orneklenyle yansıtan bir sanat müziği de mevcuttur. Bu muzık, büyuk şehırlerde ozellikle Istanbul'da ve sarayın hımayesınde gelış FTADAN cB) GENEL olarak eğıtim, kültür ve sanat konulan lşlenirken ve özellıkle sosyal konular ele alındı*ında, Turkiye'mn eski ve yenı en güzel ve övtlnüleck taraflarının yanında, çözümlenmeyl bekleyen gerçeklennde de eğılmekten çekinmemeli, lakat bu konulann uyana bır anlamda işlenmesmde özellıt le dikkat edilmelidir.» C) BÎR KADIN saatmde ele alınan çay konusu takdim bakımmdan oldukça ilginç görülmüçtür. Bu programda başka ülkelerir çay nevilen ve ülke özellikleri, içecek suyunu daha bınbıı Hrncal ULUÇ güçlükle elde eden yöreler halkına herhangi bir egıtim ge tirmekten uzaktır. D) TELEVtZYOKDA bir çocuk saatlnde, »Güneşe Dogru» adiylı sembolik olarak faşizml yeren bır program yapılmıştır. îde «TÜRK KADINI ÇAIJŞMALI Ml, ÇAUŞMAMAU Ml?» olojlk bir temele dayalı olarak yapılan ve küçükler İçin ha zırlanan bu porgrarnda daha henüz faşizmi, nasyonal sos labubali kıyafet ve hareketli kimselerce heder etmesine TRT miş bir sanat türlldür. Bu müziğin edebiyattaki karşıhğı diyalizml ve komünizml bilmeyen çocuğa öğretllmek ısteneı yayınlannda ımkan saglanmaz, kultür ve eğıtime tamamıyls van edebiyatıdır. Dıvan edebiyatım Osmanh Tüık çağınıa şeylerde herhangi bir yarar görülmemıştlr. Aksıne bu gıb aykm olduktan başka, Anadolu koylüsünün ruhunu da ınbır Urünu sayanüc, sanat müzlğıni de Osmanlı Türk çaprogramlara bütün «izm»lere karşı henüz hiçbir bilince ss cütıci bır mahiyet taşır. Halk ozanı merhum aşık Veysel'in ğının bir ürünü saymakta hata yoktur.» hıp olmayan çocukta yaratüan asker imajı, kendl ordusuns <Karatoprak>ı buna ornektir.» askerine karşı bir soğukluk meydana getirebilir. «...Btzt osmalıhktan ve onun tam bır çöküş halinl niteleyen soysuz«E) SANATÇIYÎ tanıtmak TRT'nin de görevlendirilenlerden trfridİT laşmıs tabulanndan kurtararak, ümmetcılikten tamamen KIASIK BATI MÜZift ÜZERiNE.. Ancak bu yapılırken programcılann dikkaUi olmalan, yayı uzak bir anlayış içinde Türklüğe dofru yolumuzu acmış ve ilkelerine ve yasalara aykın hareket etmemeleri gerekmel gitmemız gereken yolu göstermiş olan Atatürk, müzıkteki HERHANGt bir sağlam temele dayanmaksızın çok sesli ciddî mütedir. Bu programlar banda slındığtna göre, yayından önc yolumuzu bütun açıklığı ile belli etmıştır. Bu yol, çağdaş zık turlerinı programlara rastgele doldurmak da hıtap ediyasalara aykın olan hususlann çıkanlması, sansür degi anlayışla toplumdaki evrime uygun, yozlaşmış Osmanlı rulen dinleyici kıtlesınm seviyesi ile uygun düşmiyeoeğine gohundan sıyrılarak, Türk, ruhuna yonelmiş sanat koludur.» yasal mecbunyettlr. Hal böyle iken, bir yazar şair ile yap re, kültür ve egitıme yönelik bir yayın olma niteligi taşımaz. lan porgramda şalrtn (Atilla Ühan), velev bir şiirindekl b «BATIDA, özellıkle îkınci Dünya Savası sonrasında meydana çıkmıs «YEKİ Türk Hafif Müziği adı altında Anadolu halkının, Anadolu mısradan söz ederek «ben Türklyeli şair» demesl yanlıs aı olan türlu toplumsal bunalımlann bir ürünü olarak nitelesaz şairlennin kendilennce adeta kutsal sayılan deyişlerıni. lamlara gelebilecefci gibi ilkelere aylonlıgı da tartıştoa konı sudur.» atı nası! jybedildi ? Tikan uygarhğı, vahfi Batıva ken efsanevi bır kovboy edeyarattı. Ama insamn kafı Battvi, doğa arlıfc kat,betSalı gecesi Yaşam Kavgann1 ilffinç savaşı •aüememzı tar>'âerız. ANM YÜCELMESl: duinin adı ashnda «TVntn e ihaneti> olmalıydı. TRT üne ve yayıncuik prensiplenı kadar uygun dü$en bu dıseytrcıden saklamak, ugıyi nak tçtn kasten tedbırler ahnncak bu derece başarth olurdı. Turkiye'deki her TV seıne çok şeyler verebüecek, tn Yucelmesi, TV'nin program ıymlama uzmanlan taraftndaıma biçimsız saatiere ko\. Uer program deöiîiJdiflinde. dan uk çıkarüan şey oldu. \ra insanmdan, bugüne, insaie uugarUğın yüceliştm. ger•n çok iljnnç şefcıide anlatan n bu hcftalci bötumünde bajBilgı ve Yanügı.. Konu 20. a /uıfc . Yam nukleer fızik.. elektronık.. 1975 YILI VE TRT kırk akıllınîn çıkaramîyacajı» bir durumla glrdi. Üttelik bu durum cumitsiz, ama artık hlç de ciddi değil.» \%\ VE iŞVEftEKLERU il&iLi YAYIHUR ÜZERiME..^ Mahmut T. ÖNGÖREN «İŞÇÎ sorunlanru yansıtan programlann, Türk toplumunun bütün k simlerinin sosyal ve ekonomlk dertleri Ue orantüı şekil( olması lazımdır. Türk işçisl kısmen de olsa oldukça iyl U küatlanmıs ve hayat seviyesi bir dereceye kadar düzelmı tir. Başka bir deyimle çahşanlann geniş bir keslml sosy güvenlik kapsamına almmıştır. Bununla beraber. genel ol rak işçüenn ve özellıkle ztraatle meşgul olanlann sorunls tteerine eğilmek, elbettekl gereklidir. Ancak genel olan lşçilerle ilgili konulan bir sosyal sorun düzeyinde ele a; rak işlemek bunun İçin de işçinin devamlı olarak ezüen t smıf oldugunu imajma yaratmamak, sınıf kavgasını köril lecek görüntü ve mesajlardan kaçınmak. Kamu düzenin «aglanmssı bBtamından zorunludur. Diger tarafdan l$veı nin de bu toplumun kalkınmasında payı ve rolü oldugu g onünde tutulmalı va konuların işlenmesiad* bu k««imiw görüşlerlne yer venlmelidir. Geçen 1475 yılı TRT Içln büyük zorluklara naden oldu. mS'in bajlarında millivcHİ c*phc adıyla ortaya çıkan muhalefet, TRT'ye 1974 yılına kıyasla çok daha ağır hucumlara geçtl. Bu hücumların karjnmd» TRT kararsız, çekingen ve oyatayıcı bir lutumdan kandinl kurtaramadı. Bu tur tutumun «tkilerini, önümüzdekl haftalarda burada incelenecek olan radyo vc TV yayımlarındaki aksaklıklarla sık tık göztedik. Mllliyetçi Ceı>henin işbaşına geleceği anlaşılınca, bazı T V programlarının Içerlği bile hafifleüldi. 0m«4ln güncel siyasal konuların Işlendifli «(ık oturumlarda kanser haftajı dolayısıyla kaçamak tariıvnalarin yapılmaıına dıi!n gidildi. En sonunda da, milliyetçi cephc iklidara geçtlğl zaman, ilk i{ olarak yasa dıjı işlemler ve inunlık onuruna yakışmayan kararlarla TRT'de yönetim değivkliğine başvurdu. Danıştay'ın bu Ijleme her bakımdan karşı çıkışı MC üıerinde herhangi bir etki yaratamadı. Böylece TRT, yasa drçı bir yürütmenin etklji altına girdi. Yata dı;ı atamalar yapıldı ve bu atamalarla daha pek çok yasa dışı atamalar yapıldı ve bu atamalarla daha pek çok yasa dışı Islemlere yol açıldı. Artık bugün TRT ba$lan aşağı yasa di}i bir hrtumun içine girmi} bulunuyor. TRFDE SAYGILI OLMALI MC iktidarı T R T İle ilgill lutıımunda yasalara hlç saygı gostermedi. Yasa dışı islemle TRT'nln baıına 9elen yönetici bir süre sonra durumun ciddiyetinden uzak yönünii görünce, görevden ayrıldı. Ikinc! kez basvurulan yasa dısı atama işleml ise Çankaya'dan geri dondü. Böylece TRT 1976 yılına bir de b*s yonetlcisinden yoksun olarak glrdi. Fakat böyle bir durum blle T R T nin kendi içinde yasalara karşı gelmesini gerektlrmez. Ortada Mehmet Koç olayı var. Mehmet Koç da Danışfay kararı ile TRT'deki işine dönmesl gereken bir görevli. Fakat TRT yönetimi yasalara karşın onu bir türlu görevine döndürmüyor. Yasaların uygulanmasının gerektiği ve Danıştay kararlarına karşı çıkanların cezalandırılacağı, hep MC iktidarı ile ilglli olarak ileriye sürulüyor. Bu gibi savlarla ortaya çıkanların, 1976 yılında, Mehmet Koç gibi TRT Genel Müdurlugü koltuğunun altındaki kademelerde gorev alanların da hakları üzerinda durmaları ve TRT içinde bu gibl yuksek mahkeme kararlarını uygulamayan T R T görevlilerinin de cezalandırılmasını istemeleri gerekmez mi? 1975 yılının ortaya çıkardığı bir başka soru da budur. TRT'tl bir Sncekl TRT yönetiminin salt bir uygulam*sına katılmadı 1975 yılının ilk yarısında Eurovision Şarkı Yarışmasına giren TRT, şarkıcımızın sonuncu olmasiyle büyuk bir şaşkınlık geçirdi. Dünyaya siyasal ve kültürel tüm kapılarını kapayan MC dönemlnd* ise TRT bu yarışmaya katılmamaya karar verdi. UNUTUIMAYAN PROGRAMLAR TRT'deki yöneilm degiştkliklerin* kar?m Türkly» Radyolan'nda ve TRT televlzyonunda U75'in btrirtei va İkinci yarısında unutuimaması gereken bazı programlar yayımlandı. Daha önceki yıllarda olduğu gibl, 1975'de de TRT dıştndaki bizler ve TRT içindeki yöneVıctler radyoyu ihmal ettiğimlz için burads ne yazık kl, yalnız TRT Televizyonu'nda yayımlanan başarılı programları sıralamaktan öteye geçemiyeceğiz. Gülıeven Güven'in hazırladığı cAlmanya'dan Mektup Var» adlı TV programt yurt dışındaki işçilerlmizin sorunlarını öz ve biçim olarak başarıyla dile getlrdigi Içln büyük tepkilere yol açtı. Bu tepkiler o denli büyük1ü ki, programı ikinci kez yayımlamaya karar vtrmiş olan TRT yönetimi çeşitli baskılardan ötürü olsa gerek, daha sonra bu kararını değiştirdi. «Sanatçının Dunyası» adlı dizinin ünlu fotoğraf uzmanı Arn Güler'e ayrılan bölümünde Nilay Erol film dilini ustalık ve incelikle kullanarak unutuimaması gereken bir TV. yapımı daha ortava çıkarmıştı. Aynı ustalığı Atilla l l van'ın hazırladığı «Anıiarın Muziğiınde de görduk. Gurol Sözen'in ve Engin Ayca'nın hazırladığı «Toprak va Insan» dizisi ise TRT Televizyonunun uzun yıllar akıllarda kalacak belgesellerinden biri oldu. Türkiye'nin işçi sorunlarını inceleyen bir başka program da SBF Basın ve Yayın Okulu Film TV Oğretim Görevlisi Süha Arın tarafından TRT Televizyonunun tOlay» adlı dizisi için haıırlanmıştı. Zonguldak maden tşçilerinin sorunlarını dile getiren bu belgeselde gerçekçilikle konuşan bazı maden görevlilerinin TV yayımından sonra, görevden alındığı bildiriliyor. 1975 yılında TRT Televizyonunun yayımladığı başarılı programların ve aynı yıl TRT'nin basına gelen olayların sayısı bu denli az değil. Haftaya devam edeceğim. DEVRIMIER ÜZERİNE... cTÜRK tarihinin özelligl itiban fle, Atatürk devrlmlermln kendl özgü bır anlamı anayasa ile teminat altına almmış yönl vardır. Bazı devrimlenn tartışılması da bu anlam içine rer. Bu bakımdan Türk toplumunda kadının çalışmasını kal edildikten ve bu alanda yıllar boyu mesale ahndıktan son •kadın çalısmalı mı, çalışmamalı mı» konulu bir forum 1 zenlemek yasalann özüne ve sözüne yakındır. GERÇEKTE Türk kadının çalışıp çalışmaması ve çalısan kadına tu gözle bakıldığı iddıalan gibi sübjektif görüşler artık t (Devsmı 9. Sayt» TASALARA SAYGI DUYULACAK Ml! TRT'deki bu durumdan öiürü 1*75 yılmda büyük bir kamuoyu yaratılmıs bulunuyor. Şimdi bu kamuoyunu dü?ündüren pek çok nokta arajında bir de şöyle sorular var: Yeni girdiğimiz 1976 içinde TRT ile iIgiIi davranıslarda yasalara karsı gelenlerden hesap sorulacak mı?, bu hesabın yalnız yasaları hlçe sayanlardan mı sorulması gerekiyor? Bir de TRT'nin alt kademelerlnde yapılan atamalar, sözlesmelerle varılan anlasmalar, Kurumun günlük ve ileriye doniik işleri için basvurulan i?lemler var. Bunların tümii yasa dısı kararlarla isbasına getirilmis yasa dısı görevliler tarafından yasa dısı yetkilerin kullanılması sonucunda oluştu. Hukukun üstünlüğünün savunulduğuna ve yasalara saygı duyulması istendiğine göre, bu gibl ijlemlerin Içinden nasıl çıkılacak? Y a da çıkılabilecek mi? Kıtacası, TRT 1974 yılına «bir delinin kuyuya attığı tajı MC; TRT ilE ANIAJAMAZ MIYDI! Milliyetçi Cephe 197S yılında Iktidara gelmeden h c men önce ya da sonra TRT yonetimiyle anlaşamaz mıydı? O zaman TRT'nin yönetim değişikliğine gidilmesine gerek kaimaz ve 1975 İçine de TRT bu denli karışmazdı. Gerçl boyle bır anlaşmanın TRT ile llgili her hangi bir konuya çözum getireceği düşunülemez. Fakat MC'den önceki ve sonraki TRT yayım ve program politikasında büyük bir ayrılık olmadığı 1975 yılında adamakıllı ortaya çıktı. Istatistiklere gbre Türkiye Nüfusunun ancak yüzde 40'ı elektrik enerjisinden yararlanırken ve yuzde 60'1 da ancak mum ve gaz lâmbası ile aydınlanmaya çalışırken, ulkemize renkll T V kurma çabaları 1975'de MC'den önceki TRT yönetimi tarafından başlatıldı. MC iktidarının da bu görüşü 1975in ikinci yarısında desteklediğini gördük. Ote yandan MC orum T Yönefim Kurulu, «Kadtn malı mı?» kontüu forumanu, irk ılkelerine aykın buldu, bugun sayjamızda ow"î 5e~ bulacağımz kararları ile açık tan sonro. bır Yönetım Kuruyesi. gene aynı gerekçe ue laftaki Forum'u engellemeğe tyor. <Kadm erkek eşMıği urk devrımlerı ve Anayasa geiır. Buniart tarhşmak, devsrı tartışmak olur* dıyor. Bu eüer sonuç vermezse, bu haflene ugırtç ve guncel bır Foizleyeceğız. Bır Forum ılffiYonetim Kurulu kararları andakı gorüşunu şöyle açıkla«Kadının çahşmasma deg'l çabılmesıne ızm veren Türk huı, gene de erkeğın üstunluğünü •msemışhr. YENİ YILDA ARMAĞANU YARIŞMA YER ALMIYOR TRT, Yönetim Kurulu, TV Daire Başkanhgımn 1976 yılı bütçe ' lifınden «çeşıtlı yanşrualar için armaganlar» ıçın istedığj bın lirayı «tasarrul» gerekçesı ile çıkardı. Yenı yılda TV, nşmalannda kazananlara, maddl degen olmayan semb armağanlar ya da «aferin» verılecek. KARADAN ılk etkılenen porgramlar, Tele Spor'dakl Tele • K ve hafta sonundakl büyük ilgi toplayan müzik yanşması cak. Güneş Tecelli ve Ünlem Demiralp «elımizdeki arma' lar yettiği sürece devam ederiz. Bitince de kaldırırız» ded BIR "DINSEL FİLM,, VE BIR TARIHSEL SERUVEN Sokağı»ndan almmadır. Amavutkoy'de geçer Eski ahşap evler bırer ıkışer yıkümakta, yerlenne modem apartımanlar yapılmaktadır. Şoray, o evlere gelen zengm bir aılenın kızıdır. İzzet Günay, eski evlerden birinde oturur. Ikisı de ünıversıte talebesidir. İzzet, muhafazakâr bır göruşe sahip olduğu için fakültede alay konusu olur. Türkân da bir oyun olsun diye onu elde etmeğe gırışir. Ama aslında, o da kendmı arayan bır Insandır. Anadolu'da çok tuttu film. Sınemaya aşağı yukan bu fılmı yapmak için girmiştım denebılır. Turk toplumunun, Türk insanmm kendi kokunden kopması, yabancılaşması olayını o günlerde hıssettığım gıbı sınemaya getırdım. Kendını arayan bir toplumda ortada kalmış bir sınıf.. Yaygın bir zumredir bu.. Film Ankara'da buyük bır galayla sunuldu. Parti temsilcıleri, mıllıyetçı yayın organlan temsilcıleri vardı. Salonda ise, o zamanın tabırıyle «devnmcı ve anarşist» sayılan gençlık vardı. Hadıseler çıtocağı endışesmde ıdık. Hıç bır şey olmadığı gıbı, yer yer tezahürat da yapıldı. Bılhassa Bılâl tıpımn Feyza'ya karşı mıllî değeTİenmui savunurken yaptığı konuşmalar, o çevremn de hıslerıne teıcüman oldu sanırım.» (4 Yönetmenle Konuşmalar). • Cumartesının yabancı filmi, Türkıye'de yıllar önce oynamış olan bır ustun yapım: «Vıkıngler».. lc>58 yapımı fılmde Vıkmgler çağmda 2 duşman kardeşm oykusu anlatılıyor. Rıchard Flesıcher'm yönettiği film, bır tur tarıhsel stılizasyona ulaşan anlatımı ve şıddet sahnelerı ile ılgı çekıyor. Özellıkle bır Vikmg'm (Ernest Borgnine) ıntihan bolumü etkıleyıci.. Ayrıca Tony Curtıs. ovnuvorlar. 6C MODERN FOLK ÜÇLÜSÜ GENEL OLAY OLDU ÖNCEKÎ hafta Tele Spor programında denetlm kurulunca «6 tım dışı» bırakılan Klasık Turk Muzığj çok seslendırme nemelenyle yer alan Modem Flok Uçlüsü gene olay yaı Muzık Daıresı «denetımce yasaklanan parçaların TV'de ymlandığı gerekçesı ile, soruşturma ısteme karan aldı. 1 Spor sorumlusu Güneş Tecelü «denetım dışı» gerekçt bız «bu konuda sorumluluğun, programcıya bırakıldığı» lınde yorumladık ve Modern Flok Uçlüsünü programa a. dedi. MODERN Folk Üçlüsü, Tele Spor'da olay olan programınm t mı Sovyetler Bırliğı Başbakanı Kosigm onurunu. Dısl Bakanlığınca düzenlenen bır konser verdi. Konser, Başb Demırel ve yarduncılan, Necmettm Erbakan ve Turhan zioğlu'da katıldılar. DIŞIŞLERİ Bakanı İhsan Sabrl Çağlayangil, geçen ay Brüksel Turk haftası dolayısı ile Modern Flok Üçlusünü ılk kez mış «ben sizi daha önce nasıl olmuş da dınlememişım. dan boyle, Ankara'dakı devlet konuklannın ağırlanmai sızleri arayacağım» demışti. Konserden sonra, Kosıgın «bu kadar güzel müzik yapar lerı, Sovyetler Bırlığı halkının da zevkle ızlivecefıni san: derken. Demırel. Feyzioğlu ve Çağlayangil Üçlü'yü har£ kutladılar. Yalnız Necmettın Erbakan'ın yerınden kıpırd dıgı dikkati çekti. 0 Sinema piyasasında sürüp glden ve sınema salonlanrun aylardır, her tÜTİü sıcema kaygısından uzak bayagılıklarla dolup taşması durumunu yaratan ıtekım, kadrnın çahşması ve bunalım, sınemasevenn gözunde gi ışte çahşma*ı, hep koeanm «TV'de Sınema» programınm oneminl ne bağhdır. Merfeni Kantmun arttırmış bulunuyor. Sınemamn açık hukmu dururken.. «Kadın neredeyse unutmaya başlayacağımız 'şmalı mı. Çalışmamait n»?> tadını, artık yalnızca TV'de sınemada ışması. nasü devnmlere aykısınema dılınin ne demek oldugunu, nlur. Kaidı fcı, bugun bazı devyer alan bır filmle bazen yeniden daıreleruıde, kadvı memurlara bulmak mumkun oluyor.. Orson şı takınılan durumu ve o'üarı Welles'ın «Şangaylı Kadın»ı bu açıdan n uzaklaşhrmak ıçın yapüanla sanırım çok luşının özlemmı y'umeyen fca!ma?mştır. Oyle kal gıdermıştır.. Bu küçük başeser, mıştır fcı. bunlan yapanlar. ka'an nası! evlerme yo'ladıklanbır öykünun (en basıt bır polısıye seçım öncesı. propaganda oloyku bıle olsa) en 1yı bıçımde (Devamı 9. Sayfada) anlatılmasına nasıl katkıda bulunabıleceğım kusursuz biçımde gosterıyordu. Welles, her sahne ıçın gereklı olan en uygun atmosfen yaratmada, yetkın bır kurgu orneğı 'RT Yönetim Kurulunun savfavermede, ınsan yüzunden doğal '.da bulacağımz kararlarında çevreye, studyo dekorlanndan optık rk Sanat Muzığı ve Osmanlı Muelemanlara (aynalara) dek bırçok i konusundakı goru%lennı okuclan sonra. bu haftamn TV prog ogeyı yerlı yerınde kullanmada ustalıgını bır kez daha ortaya •nlanna bakın Uç lane bu tur ygram ardarda konmıış. Bekır koyuyordu. Senaryonun içerdıgi insan !cı Sezom hu gece. Nevzat Atkarakterı eleştırisı, Amenkan toplumu 'ın korotu yann aece. Aytul Kaeleştırısi ve bu tur bır öyku içm r da çarşambaya hep bu tur soygereklı sürpriz unsurları, Welles'ın lecek. anlatımıjle bırleşınce, ortaya sınemanın tum büyusünü taşıyan bir Hafif müzık adma. çarşamba gügosterı çikıyordu. . dış ı/apım Dısfcoteğiînucien. Cu1 gunu de Amların Muîiçfı (Tan9 TV'de sınema saatleri, ne yazık ki Okan) var Turk Halk Muz'ğmçok az . Gonul bu programın perşembe gunu seyırcı ısteklenbaşlangıçtr olduğu gıbı hıç olmazsa ızleyeeeğız haftada 3'e çıkarılmasını diliyor. Bu cumartesi oecest, btr tek Ustelık seçılen fılmlerde her zaman u;tfc ve eğlence programı yok. aynı düzey tutturulamıyor.. Bu izar gecesi. Sıına kan (Kemancı) haftamn yerli fılmı, Yücel eethoven'ın Fa Ma;or Romansı Çakmaklı'nm, TV'de gösterileceği uzun seslendırırken. Gurer Aykal yözamandır soylenen «Bırlcşen ıhmındekı orkeilra da Strauss un Yollar»ı.. 197U yapımı film, arasa Ucerturu'iu çalacak. KliÇakmaklı"nın ılk sınema deneyiydl. k muzığı *evıvor. ya da en azınAlı Ugur'un görüntüledigl fılmde in eormolf ı%t}uor'amz 15le ''îe TV'de Sinema viüzik MÂÇLAR BANDDAN VERİLECEK ANKARAGÜCÜ Fenerbahçe maçının, bitiminden sonra, T Spor tarafından banddan verümesıne. Kulupler ıuraz t ve TV'nin maçlan hiçbir suretle yayınlamamasj ıçın 1 büse geçtıler. Ancak TRT, yetkılılerı, bu gınşırnlen dı almayacaklarmı belırttıler. Bır yetkılı «maçlann bıtim sonra yaptığımız yayınlar da kulüpler bıziro muhata olamaz. Bu konuda genel Müdürlukle aniaştık. Elımızde lı ızin belgesı var. Yayınlar devam edecek. Bu hafta dı N şıktaş • Trabzon maçını vereceğlz» dedi. TRT'NİN naklen yayın arabasınm, 19 Mayıs Stadı onünde bazı ler tarafından taşlanması da üzüntü yarattı. Aynı yetküı «halk, TV naklen yayın arabasını taşlama: sıne pek çok olayı ayağına getiren naklen yayını sever. göre, taşlama fieğil, taşlatma var. dedi. ANKARAGÜCÜ Kulübü Yönetim Kurulu, Fenerbahçe maçı seyircinin azlığına sebep olarak TV'yi göstermış ve « vavın arabasını eorenler. een donduler» Atillâ DORSAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle