23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 4 Eylül 1978 azıma blr anımla baslamak totryornrrl. Türkiye'nin NATO'ya ginnek için, çabalannı yoğunlaştırdıgı dönemde, Harp Akademi•1 birinci sınıfrnda öğrenciydiın. Askerl Coğrafya Hocamız Suat Ener (Pamuk Hoca) TUrk Ordusu, NATO ve dıs yardımlarla llgill bir gece görevi vermişti. Rahmetli hocamı» demişti ki: «Ordumuz dıs yardunlarla donatılmaya bastanmıstır. NATO'ya girdigimüB takdirde bu olanaklar daha da artacaktır. Ordumuzu sürekll olarak güçlü tutabllmek İçin, bu olanaklar yeterli midir, değilae D* gibl önlemeler (t«dbirler) »iınmalıdırT» öğrencilerin hemen bemen yana bir »onr*ki derste hazırlıklannı okumuslardı. Hepsi de «Türk Ordusunu «ürekli olarak güçlU tutabilmek için, bir yandan dıa yardımlarla donatılırken, öte yandan da lyi düzeye ulastınlmıa, ulugal savas sanayi kuruluşlannı genişletmeye ve geliştirmeye devam edümelidir» görüsü çevreBinde birleşmişlerdl. Hocamız okumayı durdurttu ve sınıfa »ordu: Başka görüşte olan var mı? Sınıftan ses çıkmayınca: Hepinlzo teşekkür ederün. En etklll önlem çevresinde birlesmişsiniz. Gösterdiğiniz gerekçeler de yerinde. Ancak, en iyl anlatımı «Yüzbaşı Hayrettin Dural» yapmıs, kendlaine aynca teşekkür ederlm. Ögrencüerin gerekçelerde kullandıklan çarpıcı tümceler şunlardı: 1 önce kendimize güvenmeliylz ve kendl kendimize yeterli hale gelmeliyiz. 2 Ulusal savaş sanayii orduyu sürekll olarak güçlü tutacak tek kaynaktır. Dış yardmv lar «Taşıma su ile değirmen döndürmeye ben«er.» Kesilince ordu gücünü zamanla yıtirir. 3 Ulusal savaş sanayii kalkınmaya olumsuz yttnde etki yapar. Ancak, cograii durumumuz, ulusal güvenliğimiz gibi nedenler buna katlanmayı zorunlu küraaktadır. 4 Anlaşmalar, dostluklar bozulabilir. Dış politika varsayımlan degişebilir. Bu gibi hallerde zor durumlara düşülebilir. 5 Dış yardunlar yardımı yapan devletl gitgide ordumuzun dolayısıyle devletimizin üzerinde söz Eahibi yapabilir. 6 Banş dönemi uzun süreceğe benzemektedir. Bu dönem ulusal savas sanayi kuruluşlannı geliştirme ve genişletme bakımından iyl değerlendirilmelidir. 7 ögrenciler gerekçelerinde Atatürk'ün görus ve direktiflerine do geniş yer vermişlerdi. Y OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ulusal Savaş Sanayii Osman KÖKSAL EsM MÜH Blrtfk Komite Üyeai, Zftkl Konteojaa Seoâtörfl rilmesl gerekir. Hava kuvretlerinln aldığı »bemmiyeti gözönünde tutarak, mesaiyi planlastırmak ve konuyu lâyık oldugu ehemmiyeüe milietin nazannda canlı tutmak lâzımdır.» (1 k&sım 1937, SD, 1. sa. 403). ATATÜRKTEN SO>fRA: Ulusal savas sanayiinin geliştirilmesi Atatürb'ten sonra da sürdürülmüştür. 1950'lerde ulaştığı düzeyi saptamak için, zamamnda sorumluluk yüklenmiş, teknık kişilerle konuştum. Hepsi de Yüksek Mübendis Şinası Güçeri'nin şu görüşünde birlestiler. (1) «Kınkkale savaş sanayii tesıslerinde klasik silâhların hemen hepsini üretmek mümkündü. Örnegin top, tüfek, barut fabnkalannın yanmda, bu araçların yapımı için gerekli metal alaşımlannı üreten çeük ve pirinç fabrikalan ve tesisleri işletmek için özel bir de elektrik «antralı bulunuyordu. Bütün bu tesisler, ulusal agır makine sanajiimizin güçlü bir bölümü haline de dönüsebilirdi. Kayseri uçak fabrikası da iyi bir düzeye ulastırılmıştı. Nihayet bu kadar entegre bir sanayi kompleksinin seçkin insan gücü gereksinimini karşılamak için sanat lisesi, sanat okulu gibi egitim merkezleri de açılmıştı.» eulan mrmnndaydım. latanbul Kasımpasa'da tftren yapıhyordu. Bir mralık Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral rahmetli Necdet Uran, yanıma gelmisti. Kendisine sordum: Oramiralim, Vakıftan ne bekliyorsunuz? Osmancıgun, biliyorsun silâh, gereç ve araç kaynaklarımız dışanda, milletimizin yardımı ile bu kaynakları içeri almak. Aynca bu fikri de canlandırmak, geliştirmek ve pekleştirmek istiyoruz, dediler. Tüm ordumuzun bu yöndeki girişimlerini )çtenlikle izlıyor ve başanlar diliyoruz. Sayın Cemal Madanoğlu bütçe konuşmalannda, bu durumlara ilişkin görüşlerini, Kontenjan Grubu adına açıklarken, «Ordu. Ulusal ordu özlemi içindedir» demişti de; Adalet Partisi siyasal iktidar yöneticilerinin ve onlan tutan basının süreklı saldınlanna uframıştık. Bilmiyorum, orduyu güçlendirme vakıflan ve ambargo akıllannı başlarına getirdi mi? GELtŞTtRlLSEYDt: «Demokrat Parti siyassl iktidan ulusal savas sanayi kuruluşlanm kapatmajip genişleme ve geliştirilmelerini sürdürmüş olsaydı; Türkiye bugün yalnız Ortadoğu'nun değil, dunyanın güçlü silâh sanayline sahip ülkeler arasında bulunabilirdi. Bu görüş Kınkkale savaş sanayiinde sorumluluk yüklenmiş teknik klşilerin göriişüdür. Hatta bunlardan birisi «Kırıkkale»yi «Çelikkale» yapabilirdik, demiştir. Demokrat Parti iktidan tarafından kösteklenmeyip bu duruma erişebilseydik; Ne ulusal savaş sanayii konusunu yeni baştan ele almak zorunlugu ile karşı karşıya gelmiş bulunurduk, ne Anıerika Birleşik Devletlerinin örfelemelerine (tehdıtlerine), ambargosuna erek fhedef) olurduk ve ne da Türk ordusu dolayısıyle Türk milleti olarak «or duruma düşerdik. Ve... Kapatılıyor! Atatürk'ün Görüşleri ve Sonrası Atatürk Ulusal Savas Sanayiinln 1937'lerde ulaştıgı düzeyi va direktiflennl Mecliste şoyle dile getiriyordu: «Teslihat ve teçhizat programımızın tatbiki, muvaffakiyetle ilerliyor. Bunları memleketimizde yapmak emelimiz. Tahakkuk yolundadır. Harp sanayii tesisatımızı daha ziyade geliştirmek ve genişletmek için alınan tedbirlere devam edilmesi ve endüstrileşme çabamızda da ordu ihtiyacı gözönünde rutulmalıdır. Bu yıl içinde denizaltı gemilerimizi memleketimizde yapmaya başladık. Hava kuvvetlerimiz için yapılmış olan Ü Ç yıllık program büyük milletimizin yakın ve şuurlu alâkasıyle, şimdiden başanlmış sayılabilir. Bundan sonrası için, bütün uçaklanmızın ve motörlerimizin memleketimizde yapılması ve harp sanayimizin de bu esasa göre inkişal etti İnsan ve silâh, gereç, araç ordulan oluşturan iki asıl ögedir. Ordulan ayakta ve güçlü tutabilmek için. h«r iki ögenin de sürekli ıkmali zorunludur. Sürekli ikroal ancak, memleket lçi kaynaklarla sağlanabilir. Bu nedenledir ki, her devlet silah, gereç ve araç üreten ulusal tavas sanayiini kurmuş veya kurma çabası içindedir. Türkiye bu girişimlere 19321erda baslamı?, lP50'lerde iyi bir düzeye ulaştırmıstır. Ancak, Demokrat Parti siyasal iktidan tarafından «Orciuyu nasıl olsa dış kaynaklardan donatıyoruz» kısır ve çağdaşı görüşü veya Amerikan oyunu sonucu tesisler kapatılmıştır. örnegin, 1954lerde top ve tüfek fabrikalarının kapılanna kilit vurulmuş ve buralarda çahsan ve hayli emek, zaman ve gıderle yetişmiş muhendis, teknisyen ve seçkin işçi kadrolan da dafıtılmıştır. Fu suretle Türk Ordusu tam anlamı ile silâh, gereç ve araç bakımından Amerika Birleşik Devletlerine baglanmıştır. Kuşku yok ki, bu durum bagımsızlık ve ulusal ordu kavramlarıyle bağdaşmaz. Ulusal ordu kavramı; devletin kesinkes ordusuna eğemen olmayı kapsar. Silâh, araç ve gereçleri veren devlet yaranna, bunlann knllanılm&sı üzerine kon\üan sınırlsmainr ve yasaklar ulusal ordu kavramına ters düser. Deniz Kuvvetleri GUçlendırme Vaktının kuru Demokrat Parti iktidan, azellOde NATO'ya girildikton sonra, ABD'nin Türkiye'de istedikleri biçimde serpilmelerine va yayılmalanna izin vermiştir. Hiç bir çıkann pahası olmayacak kadar, yetkiler re ayncalıklar tanımıştır. Tanınan yetki ve ajTicalıklan bir klasörde toplamak, Ozlerinl Bğrenmelt, sayılannı saptamak, yakm aamana kadar devleti ugraştırmıştır. Ordunun silSh, araç ve gereç gereksinmelerinin ülke içi kaynaklanr.dan sağlanması girişimleri; Saym Nihat Erim Hükürneti tarafından ABD nin isteği ile haşhaş ekimine konulan ambargoyu. Sayın Ecevit Hükümetinin kaldırması, arkasından Kıbns Banş Harekâtına girişmesi, Ame rika Birleşik Devletlerinde. Türkiye'de kurduklan düzenin bozulacagı ve ulusal çıkar ve bağımsızlığa yönelen bu tür hareketlerin öteki devletlere de örnek olabilecegi kuşkusunu yaratmıştır. Bu gerçek nedenlerle Türkiye'yi uysalhta, Itaata zorlamak ve Türkiye'deki düzenlerini stirdürebilmek amacıyle, en duyarlı yammıza en keskuı sil&hı ile yüklenmiştir. Aslında bu hareket ttpiyle, cınsiyle, niteliğiyle, çapıyle, kokusuyle ve rengiyle biçimlenmiş emperyalist bir harekettir. Bizim kanımıza gbre; karmaşık siyasal iktidan ambargoya dejgın karar ve uygulamalan arnbargonun karşılığı değildir. BaŞımsızlık, ulusal çıkarlar, ulusal güvenlik ve ulusal ordu kavramlan karşısmda; cılız. yarım yamalak. kuşkulu ve lleride çekinceler yaratacak, karar ve uygulamalardır. Bu karar ve uygulamalara bakılınca ambargonun karmaşık siyasal iktidar tarafından tam olarak değerlendirilemediâi anlaşılmaktadır. Bu yüzden de Ambargo ile önlemler denk düşürülennemiştir. Ambargo kalksm veya kalkmasm, Amerika Birleşik Devletleriyle ilişkilerimizin bilyesi oynamıştır. Bundan sonra bu tür bir politikadan yalnızca çekinceler beklenebilir. Sözü buraya getinnişken bir noktaya daha dokunmak isterim. Milleti dış politika üzerinde birleştirmek. bütünleştirmek, öncelikle siyasal iktidarlann ulusal çıkarlanmıza uygun alacagı ve uygulayacagı karar ve önlemlerle olur. Ömefin sayın Ece^it'in oluşturdugu dış politika yalnız Türk milletini birleştirme, bütünleştirmekle kalmamış, dünya kamuoyunu da peşinden sürüklemiştir. Çünkü Sayın Ecevit'in Kıbns Banş Herekâtrnda oluşturdugu politika; ulusal çıkarlanmıza uygun. açık, kişılikli, akılcı, bansçı. özgürlükçü, halkçı karar ve önlemlerin kompozisyonu idi. Karmaşık siyasal iktidar henüz daha kendl içinde bile bütünleşmeyi saglayamamıştır. Kaldı ki... Üç Dünya Karşısında sldden Mşillğe şahsiyet derdik; birisine kızdığımız zaman teh sözcükle diie getirirdik öfkemizi: Şahsivetsiz herif! Kişiliği oimayan. onun bunun etkisinde kalan nydo tablatlı insanlara şahsiyetsiz dameasının vurulması doğaldır. Ama bir de tdşiligi olumsuz yönde biçimlenenler vardır. Çoğu zamiD çevremizde yaşavanlara değgin vargılar, konuştmlarda ortaya atılır. Dost ve tanıdıklar. ya da ünlö Idşiler, poüttkscılar İçin herkes fikrini söyler. Bu arada bazan Ül•alsn Bonuçlara da vanlın Pısınk adam.. Korkak kerata.. Namussuı herlfOlumsuz yönde nitelemelerdlr bunlar. Blr de alumlm yönde değerlendirmelere raslanz. Ban tdmselerin ktşillklerl övirliir; adlarının yani Rira, cesur, iradell, namuslo, dürfist, çalışkan eibl sıfatlar eklenir. Ama tster olnmla yönde olsun, ister olumsuz yönde, Insanın kişiliğlne defgin varKiyı çerresi verir. Toplumsal yaşayışta doğal blr kuraldır bu^ Çünk3 hiç blr kişi, kendisine, korkaklık. pısınkbk, namnssnzluk Ribi nitelikleri yakıstıramaz. Sağınıza solunnza şöyle blr bakm! Öı kişiliği konusunda insafsız bir suçlamaya gfrlfenl görcmiyeceksiniz. Hiç bir döviz kaçakçısı. niifuz tficcan, hazine sovrnnrusn, kendisini eleştirmez; sonuna dek MslHglnl »avunmada direnir, tnsanlarda olduğnnra, blr alusta, devlette, şlrkett«, partidr eeçerli kuraldır bu... Kisilik yalnız insan a 5zgü değildir Blr de tüzel kişilikler vardır. Devlet, sirket, parti, vb. kurııluylann manevi kişlllkleri nasıl vurgulanır? SSmflrficü sermaye sınıflannın çıkarlannı korumak İçln Irurulup Işliyen bir partinin sözcfileıi de haktan. hukuktan, demokrasiden, öztiiriüktpn söz açarlar. Ve kuşkusuz blUnçlenmemlş h»lk yıfmlannı uznn bîr sfire kandırabfllrler. Ama İster İnsan olsım. İster kuruluş, kişilik konusunda çevrenln yarçılan önemlidir. Blr devletin yönetlml bakımından aym kural geçertldlr. Burün TOrldye'yl yöneten polltikacilar, koskusoz durmadan övüneceklerdir. Dünyada ne büyük savgınlık kazaıv dıklannı, dış politikada başan fistâne başan kazandıklannı •Byleyeceklerdir. Belki dofal aaymak gereklr bn tutumn... Ama bu konuda asıl yarjn, nluslararası fonımd» verillr. Bu forumlann. Helsinki'de ve Llma'da blzimkilere nasıl baktıği ortaya çıktı. Dünya kamuovunn oluşturan fiç keslm, boırünkâ Türkiye yönptimi konusunda eok lnsafsn yargılar İçindedir. Biz ne dersek divelim, kendlkendimltl ne denli överetk fivellnı, icerde blrbirimirl göklere eıkaralım, boşunadır. Yirmind Yüzyıhn »on çeyreginde dünya flç kesimde olosuyor 1) KanltaUst dflnya... 2) Sosyallst dfinya... 3) Üçüncii DSnya... Kapitalist dunyanın Bzflnfl Batı toptamlan meydana reHriyorlar. Bunlann Türkiye'ye bakısı nedlrT Avrupalı bize diyor ki: Sizde rildr özgürlügü yok: Batı demokrasiüi yok; siz bizden deçilsiniz. t'stelik başka tooraklan lşgal poUtikası peşindesiniz: tnsan haklannı çiğnlyorsunuz. Sosyalist dunyanın bizim İçin yargılan tatlı değildir; olumsuzdur: Siz. dısa baStmlı sermaye snuflannın tahakkümü altındasınız: kapitalist dünyanın sömürdüsü bir ülkesiniz. lşçl ve köylünüzu cziyorsunuz. Gerçek demnkrasl. tsctnin ve köylünün egemenlijh demoktlr. Ovsa slzde aanlık egemendir. t'çüncü Dünya'nm mazlum üikeleri de halimlzl begeomlyorlar: İlk nlnsal knrtnluş «avsşını verdlnl»; Mze yol fflsterdlnlz: sonra fidlp Amerikan uydusu oldunuz. Amerika'nın yedeğinde. v » mazlum ülkelerin aleyhinde blr tutnoıunuz var; emperyalizmln rampası glbislniz. özetle, üç dünyavı birleştirmişiz karsımızda... Acaba onlann blzlm hakkımızdakl değer yargılan mı dogru? Yoksa blzlm içerde kendimizden rnenkul kertmetüniz mi do^rtr? Ne dersiniz? E Ne Yapılmalıdır? 1. Ulusal «avas sanayli kurulmasına ve gelistlrilmesme devlet el atmalıdır. Ambargo kalksın veya kalkmasın bu sanayilnin gelistırilmesine hızla ve aksatılmadan devam edilmelidir. 2. Iç kaynaklar üretıme başlayıncaya kadar, ordunun silâh. araç va gereç ikmali İçin önlemler alınmahdır. 3. Ambargonun nedenlert, cinsi, ç&pı, hedefi, kalksın veya kalkmasın yarattıgı ve yaratacağı sakıncaları akılcı ve ulusal çıkarlanmıza yatkın bir pörüşle degerlendirilmeli ve buna göre alınacak karar ve uvgulamalara vakit geçirilmeden geçilmelidir. 4. Karmaşık siyasal iktidar, ambargonun karşılığı etkin karar ve önlemler alamıyorsa (şu veya bu nedenlerle"» iktidan bırakmakta veya kısa sürede seçime gitmekte tereddüt etmemelidir. (1) Cumhurlyet, 14 nisan 1975. Ambargo Amerika Birleşik Devletlert TUrklerin Kıbnsta ödün vermelenni sağlamak, Türkiye Yunanistan Kıbns üçgeni üzerinde varlığını sürdüren erinçsizligin <huzursuzluğun) yayılmasım, azışmasını (şiddetlenmesini) ve sürdürülmesini önlemek gibi başuca nedenlerle almakta oldugumuz silâh, gereç ve araçlara ambargo koymuştur. Ambargo'yu o kadar Ueri götürmüştür ki, parası ödenen silâh, gereç ve araçlara da yaymıştır. Oysa, Türkiye Yunanistan Kıbns üçşeni üzerinde varüfıru duyuran erinçsizliğin yayılması, azışr.ıası ve sürdürülmesi, üçgendeki bir cievletin gücünti zayıflatmayı, digerlerinin gücünü artırmayı hedef alan kışkırtıcı bir uygulama ile önlenemeyeeegi açıktır. Yalnız bu neden bile, ambargo npdenlerinin ilerl sürülen nedenler olmadıjhm ortaya koymaktadır. İsveç'lerde Çalışmak OKTAY AKBAL Evet Hayır Enerji Finansman Politikası lde edilen en son 1973 yıh i«> Melih KOKNEL tatistiklerine bakıldıgında, Do gu ülkelert ve Çin Halk Cunıhurlyetl dışında, dunyadaki topYÜKSEK MUHENDİS lam enerji tüketiminın, petrole dönüstürülmüş şekli İle 5000 mU yon tona yükseldiği görülür. Böy lece petrolün, sayıra biriml ol« elektrik ekonomisine yılda yak nak sağlamayı amaçlamaktadır. rak alınması, çeşitli enerji kay lasık olarak 2300 milyon TL.nık Bu durum daha çok devlet gırinaklarmı ortak bir ölçüde topla ek blr yük olarak hesaplanmakta şimleri dışında, liberal ekonorr.l dır. Buna ragmen reel değer] ere lerdeki serbest sektör içir söz mak olanağmı saglamıştır. göre elektriğin satıs Hyau 1950 konusudur. Buna göre, toplam Uretlmin, yılı dUzeyinin altındadır. Pahalılı Benzer görüşler dogaı gaz ya yuvarlatılmış rakamlarla, 3300 ğm bir nedenl de, çevresel somilyon tonu petrole (yuzda 46), runlardan ilerl gelmektedir. Yeni tınmlan için de geçerlidir. Dünvadaki dogal gaz Uretiminin ra 1100 milyon tonu katı yakıta (yüz inşa edilmekte olan nükleer sant de 22), yine 1100 milyon tonu do rallerde, ekolojik nedenlerle. so nsmdan fazlasmı tüke'en ABD, ğal gaza (yüzde 22) ve 490 mil gutmanın dogrudan doğruya ne bu enerji alanında 1950 Uâ 19.3 yon tonu da (yüzde }0) elektrige hir sulan ile yapılması yerine so yıllan arasında yaklaşık olarak 800 milyon TL. yatırmıştır. Aynı ait bulunmaktadır. ğutma kulelerine gidilmesi, üre süre içinde Batı Avrupa üikeleri Geçmişe dönüldüğünde her 15 tim fiyatlannı % 8 artırmaktadır. nin toplam yatınmlan 300 milyılda bir dunyadaki enerji tüke Öte yandan kentlerin güvenliği yar TL. civanndadır. tinıinin iki katına çıktığı görü söz konusu olduğunda, genellikle Bugüne dek 100 yıîlık b:r «ülür. havai hat yerine 12 114 15 de.'a Madenl yaglar aektörUndeki daha pahalı olan yeralü kabtosu rede dünyada kömür enerjisi .çin 0 kaynaklann sınırlı karakteri, git zorunluluğu da fiyatlan yüksel yapılan yatınmlann toptamı 2 Ö tikçe artan çevre kirlenmesinde ten etkenler arasında yer almak milyar TL. tutanndadır ki bilinçlenme ve özellikle finans tadır. Halen dünyada çaüsmaUta olan man sorunlan, gelecekte dünya tüm elektrik sanıraileri 1.2 nal1972 yılında ttim dünyada pet yar kilowatt ( = 1,2 milyon meenerji tüketimi için, bugüne derol ekonomisi için 450 mılyar gawatt) enerji verrnektedirlcr. gin klasik bir kabul haline ge TL. yatınlmıs ve bunun % 44"ünü Bu sektör için yapılan yatjnmlen yüzde 5 yülık artışm artık geçersiz hale geleceği güvensizli araştırma ve Uretime yönelmiş lar, tesısat, nakil ve dafıtım datir. 1973 111 1985 arasmda yılds hil, 8450 milyar TL olarak değer ğinl aşılamaktadır. ortalama 900 milyar TL.1ık bir lendirilmektedir. Yeni kosullar altında, yıllık tü yatırım öngörülmektedlr. Kuşkusuz 1lerde enerjt sağlanketım artışının 1958'e kadar vusSorun sadece mall gelirlerin masında nukleer sanTrallenn kar de 3 olması akla uygun gelmekte ise de, gelecek yıllardaki büviik geniş ölçüde, araştırmalar ile bır kısı daha da çok artsa bile, en finansman ihtlyaçlan sürekli bir likte taşıma, değişim ve dagıtım azından petrokinıya scnEyiinin tehlike olarak ortaya çıkacaktır. kapasitelerinin geliştirilmesine yö bir gereği olarak potrol, öneımni 1973 yılı başlannda bu alanda nelik olmakla kalmamakta. bu korumaya devam edecekttr. Anyapılan dunyadaki toplam yatı arada pay sahiplerine belirll o cak yeni yataklann Uletilmesi, nmlar T.C. Merkes Bankası mev randa kâr dağıtmak ve böyleoe bu güne dek yapılan yatınmlacut kambiyo kurlanna göre, 18000 cazip bir ortam yaratarak, <iziko nn çok Ustünde olac«kt.u. Gerek petrol alanır.da, gerelaa müyar TL. civannda idi. Bonun lu sermayelerin katılmasma olayüzde 40.6'sı olan 7300 milyan petrol ve doğal gaza, yüzde 46,9'u İMIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIMIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIMIIIUIIIINII^ olan 8450 milyan da elektrik ener jisine aittir. Oysa elektrik, tüm enerji tüketiminin yüzde 10"unu kapsamaktacor. Kömür ve öteki enerji kaynaklarma yapılan yatı = Oğlumu» Sadun'un rahatsızlığım çok kısa zaman IçerlE nmlar, tüm yatınmlarm yüzde E ginde teshis ve tedavi eden Zeynep . Ktmil Hastanesi Ço = 12^"u olan 2250 müyar TL. dolay E cuk Hastalıklan Şef Muavini sayın Dr. = lanndadır. E lr toplum bunalımı lçlndeyiz. Kims» yasamından hoşnut değil. Herkes kaçmak, kurtulmsk, altta kalmamak istiyor. Kırk milyonu aştık. Kentler dar gelecek, köyler boşalacak, blr ekmek, bir is, bir yuva, birazcık mutluluk diye insanlanmıa başlannı duvarlara çarpacak... Kurtulus nerde? Bu topraklarda, bu cennet ülkede. Ama olmuyor, geçinmek güç. Ekmeğini kazanmak günden güne çetinleşiyor. öyleyse kurtulus yurt dışına gitmektedir, çalışmak, kazanmak için... îşte yüzbinlerce lşçimiz Almanyalarda, Belçikaiarda, Hollandaiarda, î«viçre,lerde, Pransalarda, Avustralya'larda, İsveç'lerde... İsveç'te çalışan işçilerimizle görüştügümü, onlann öteki fllkelerdekine oranla daha lyi bir durumda olduklannı yazmıştım. Bu yüzeysel bir görüştü, bir ilk izlenim... Her konu böyledir, dertnligine inmek, sorunlann altını kanştırmak gerekir. îsveç'te iki bin kazanmak, gece gündüz çalışarak, o tek odalı apartımanlarda yaşamak, bir çeşit tutukluk... Ama çaresiz kalan insan böyle konlorlu bir tutukluğu kabullenecektir. Almanya'ya, öteki Olkelere, oranla îsveç'te çalışmafc hem iyl, hem de kötü. Bir TUrk isçlsinin anlattıklanru dlnleyin: ttsveç'te çalışan TUrk işçilerinin Türkiye'den emekli olmak haklan yoktur. Başka bir deylşle îsveç'teki bir Türk 67 yaşına kadar burda kahrsa emekli olabilir, ama daha önce Türkiye'ye dönerse Türkiye böyle birine emeklilik konusunda hiç bir hak tanımaz. Yurduna dönen bir lşçinln Îsveç'te birikmls emeklilik kesintilerl Türkiye'deki ilgili kurumlara »denmlyor veya işçiye verilmiyor. Bu durumda olanlar yalniB tsveç'teki TUrkler degil, sosyal güvenlik anlasması yapUmayan öteki ülkelerin işçilerl de bu durumda. Blı bu Bonınu yurt dışındaki işçilerin dertlerinl öğrenmeye gelen heyetlere, bakanlaxa, «Içilere anlataaaadık. Türkts Genel Başkanı Tunç'a mektuplar yazdık, bir sonuç elda edemedik. Son olarak mayıs ayında îsveç'e gelen Sırn Atelayia arkadaşlanna anlattak. BUtün bunlara ragmen 1 temmuzd» yürürlüğe girmek üzere çıkan işçl emeklllikleri İle ilgili yenl yasada bizimle ilgili tek blr madde yok.» tşta lsveç'te, «Kuzeyin bu cenneti»nde çalışan Türklert bekleyen sonuç. Çalışacaksın, emeklililc ödentlsl Tereceksin, yurduna döndün mü, hiç bir hak iddia edemeyeceksin, sılırdan başlayacaksın. Bunca yılm, bunca çaban, bunca paran havaya uçmuş olacak. îsveç'in Solna kentinden O.N. Yıldırım, yetkül kişilerden umudunu kesmis, bir de bana sesleniyor, hani son umut olarak... «Bos yere milletvekillerinin ve senatörlerin kapısını çalmışız. Bu kisilerin bireysel olarak bir varlıklan yoktur, söz finans kapitalindir» diyor. însan lnanamıyor Türk hükümetlerinin bu denli ilgislz kalışma. Almanya, Hollanda vb. ülkelerde çalışan işçilere tanınan haklar niye lsveçtekilere tanınmaz? Türk Hükümeti niye îsveçle bir sosyal güvenlik anlasması yapmaz? Îşte gerçek ortada, İsveç'e her gün daha çok Türk gidecek, bu kapıyı kapatmak kolay olmayacak. Yalnız oraya mı? Libya'sından, Avustralya'sına dek her yere koşmak, kaçmak istiyor çalışan halkımız. Bu topraklardan nedense kesmiş umudunu. Yanlış bir inanış bu. Ama nasıl ortadan kaldınlacak bu yanlış inanç? Belki gerçekten halkçı, halktan güç alan, halkm çıkannı herşeyin Ustünde tutan bir iktidarın iş başına gelmesiyle... Bu da, yine halkın oylariyle, halkın çabasiyle olacak. Görülüyor ki bütün bunlar birbirlertne baglı. Kaçıp gitmek, paçayı kurtarmak gibi bireysel çözümler gerçek bir çözüm, kurtulus değil, tam tersi... tsveç'le ilgili yazılanmdan yanlış kanılara varanlar oldu. Mektuplardan, hatta gazeteye kadar gelip «Ben lsveç'te çalışmak istiyorum» diye kendilerine yardım etmemi isteyenlerden anladım bunu... Oysa ben Türk emekçisinin kendi yurdunda kalıp çalışmasından yanayım. Bunu sağlamanın yolu neyse, onu başarmak gereklidir. Halkın oylariyle işbaşına. gelecefc gerçekten halkçı bir iktidar dünyaya dağümış mtlyonu aşkın insanımızı anayurtta toplayıp bu ülkenin kalfcındınlması yolunda kullanacaktır... Hem kuşbakışı görüntüler, gelip geçicl lzlenlmler aldatıcı oluyor. İki bin kron İsveç için önemli bir para gayılmıyor. Yabancı ülkelerde yıllar yılı kalıp çoluk çocugunu yetistirmek zorundaki Türk ailelerini bekleyen daha daha nice sorunlar, dertler, üzüntüler, çıkmazlar da unutulmamalı. Bu, yalnız İsveç için değil, bütün dış ülkelerde çalışan işçilerimiz için de söz konusudur... Yıllardır Stockholm'de yaşayan Türk hukukçusu Durusoy Yazan'ın dediği gibi, «îsveç toplumu içinde yaşamak aslında bir nimet. ama bu nimetten en az nasibini alanlar Türk işçileridir.» Bu gerçekler unutulmamalı... Şimdi diyeceksiniz ki emekçi iıalkımız kenr"! yurdunda hangi «nimet»leri elde edebiliyor ki. aynı şeyı Almanya'dan ya da İsveç'ten beklesin? tnsanlanmıza gerejU gibi sahip çıkamadığımız sürece böyle olacak. Bir ekmek parası için yabancı ülkelere koşuşacağız. Libya çöllerinden Avustralya'lara, Isveç'lere dek... Bu, bir yaşam savaşı. Mutlu olmak, zengin olmak, üste çıkmak özlemi değil, karnmı dovurmak, bir yerlere tutunmak, dişleriyle, tırnaklariyle, olanca gücüyle bu dünyanm nimetlerindsn azıcık tatmak... B ABD nukleer endUstrlsind* payı olan va N.S.S. pluUTuum sirkitinin 'ı 100'üne sahip bulunan PAUL GETTY geoen yülarda yap tığı bir açıklamada aynı gOıUsil paylasmadıgını göstenniştir. Ger çekte Kuzey denızindakı yatakla» rı işletmek içüı Ortadoguda&ilere kıyasla 10 Uâ 12 katı daba çok bir para fonuna ıiıtiyaç vardır. Sentetik maddelerin Uretimi için ise bu oran 35 ü& 35 arasuda değişmektedir. GETTY'ye göre Antartika'daki petrol çok »engindir; ancak bu yataklann lşlatilmesi Inanılmayacak kadar güçtür. 1971 lli 1985 yıllan aıamnda petrol endüstrisi ıçın ön görulen toplam finansman 24000 milyar TL. ve yeni yatırımîar için gerek 11 fonun ise 14000 mılyar TL. civannda olacağı aasaplanraıçtır. Bu nedenle petrol fiyatlarında sürekli artı* beklermteüdir. Paul GETTY'e göre ancak eo f"^'" 10 yıl »onra blr tiyat Etabilizaayonuna vanlabilecektir. Yıık&rdaki rakamiara dogal gaz yatak larının arastınlması va isieUlma sı dahildır. Bugüne öeğin petrol alanında birçok Dunalıuılar clmuf; örnegin, Birinci Cihan Sftvasından sonra 1 * 0 b'jnaiınu gl 8^ bı. Ancak »manınuzdakl petrol bunaiunı, bepslnden daba çok önem Kuskuauz bu durum nuklear enerji, hidroelektrik enerji va kömür gibi öbür enerji kaynakla rına rekabet olanagı aaghyacaktır. Federal Almanya, düııyamuda beklenmesl gereken bu tür yatınmlara ömek alınmalıdır. Kendl Ulkeılııda enerji şiaTimıt» duzenleml» oldugu yeru blr ara^tırma progranu uyarınoa 1977 y> lına kadar kömürden gas elda edilmesi İçln 4000 müyon TL. va madencillk tekniginın gBİİsttrilmesı için de 2300 mıiyoo TL. kar Eilıjnn^fr yatinmlan hrgHrmnkt» dir. GETTY'ye göre bu durumda petrol üreten ülkeler ile tüketen ülkeler arasmdala lliskller geçmişte oldugu gıol sttrUp gide cek ve tüketici ülkeler OJ»£.C. (Oil Produoıng £xporting Countriea) Ue ısDirügi yapacaklardır. Bu gerçekler önünde, büyUk •ennayelera ihtiyaç ouııasına kar şın günden güna eleküik, nükleer güce dayanacaktır. Halen bu enerji dünyada üretüan elektriğin ^'o 5'ini ve süreınlzin tüm enerjisinın % O^ini aagiamaktadır. 1971 üâ 1985 yıllan arasmda nükleer aantrallere jupüacak ya tıruulann 4300 müyar TL. v« ABD paymın J6U0 TL. civannda olacagı nesaplanmışüı. Bugünkü rayıçıere &m «Leıbatadt» sınıfınaan DU* nukleer sant ralm yıllık ışletme gıderıeri 1700 mıiyon TU'dır. Bunun V» lTai nükleer yakıta aitıır. Oysa buna eşdeger agır yakıtlı bir termik santralm yakıt gıderi nukleer santralınkine kıyasla dört katıdır. Ozet olarak vermeğe çalıştıf'mız dünyamız enerji ıtn&nsman sorunu ve beraberinde t;etırdıkle n gozönünde tutulur5a ülkemizin, tüm nükümetlerın uymak zorunda ıcaîacaklan, paniler üstü uzun vaUeli oır DEVLET ENERJİ EKONOMİ POL1T1KASININ hiç zaman Kaybetmeden derhâl saptanmasına ihliyaç vardır. Saym Cumhurbaşıianunızın v« parlamenterlerimizm konuya ivedilikle egıleceklennl umut •derla. 5. MIPAN EKMEK ve PASTA İMALATINA MAHSUS MAKİNA TESİS ve MALZEME MİLLETLERARASI SERGİSt B A RI Levant Fuarı sahasında 1119 Ekim1975 MÜRACAAT: MIPAN • 1, Via Boschetti . 20121 IVHLANO (ItaUe) TeL 77.50 (Basm: B80D MS4 | TEŞEKKÜR j Buradan da görülüyor H, gerek petrol gereksa doğal gaz ekonomisi birçok rizikonun karşısında büyük sermayeye ihtivaç göstermektedir. Bu rizikolar nedeniyle yatınmlann büyük bir kısmının öz kaynaklardan karçüanmaaı gereklr; yeniden bunun t,e« anlarm da, ancak sağlam mall kaynaklardan yararlanan devletin veya büyUk kumpanyalann petrol İşletme3fne ve urettmine yönelebüeceklerdlr. Geçmişte petrol endüstrlsinin bir niteligi de güçlü oranda «otofinansman>a sahip olması idi. Bundan on yıl önceslne kadar petrol endüstrisi bilançolartnda To 90 civannda bir artı değer söz konusu idi. Yakın geçmişte ise artık kârlar sermaye Ihtivaçlan oranmda bir gelisme gösterememişlerdir. Ömeğin, BP'de ös ser mayeye kıyasla bu otofinansman oram 1968 yılında % 71 lken 1972'de *'o 5 7 ^ duşnıüîtür. Petrol üretim gelirlertne paralel olarak yatırımlar da gözönünde tutulur ve aynı zamanda yük sek kârlardan büyük fedak&rlıklar yapümıyacagı düşünülürse, hiç kuşkusuz önümüzdeki yıllarda. tuketimde tasarruf sağlanmadıkça, petrol fiyatlannd.» bir artış olacaktır. Elektrik ekonomisine kredi {aiz leri de büyük ölçüde etken olmak tadır. 1950 yıllannda ortalama kre di faid «/o3 civannda iken, bugüı % î'in uzarlna okmıatır. Bu da | Refika Dayıcıoğlu | = z: E = Cumhuriyet 6922 = = E = ile Çocuk Klîniği Başasistanı saym Dr. NURETTtN ERKAN'a ve hastanenin diğer doktor, hemsire ve yardımcı personeline sonsuz teşekkUrlerimizi sunarız. HATİCE ERGÜL ÖZKLRT ÜIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIMIIHIIIff ÎLAN TÜRKİYE DEMiR VE ÇELiK İŞLETMELERİ İSKENDERUN DEMiR VE ÇELiK FABRiKALARI MÜESSESESi MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Müessesemiz tarafından rnuhtelü* ebatlarda 32'şer adet TRAKTÖR TİPt îç ve Dış Lâstik va 30'ar adet 1300x30 ebatlı 16 kat Dış, 1200x20 ebatlı lç lâstik alınacakör. Bu işle ilgili olarak hazırlanan ihale dosyası; 1a) Iskenderun'da Demir ve Celik Fabrikalan affleasese Mudürlügü Ticaret Müdürlüğü'nden, b) Ankara'da Tunus Cad. No. 63 KAVAKLrDERE rndresindeki Tevsiat ve Koordinasyon Müessese Müdür Muavinliği Ticaret Şefliginden bedeisiz olarak temin edilebilir. 2 İhale 16.9.1975 sah günü saat 15.30'da Iskenderua*da Müessese Mlidürlüğümüz Satmalma Komisyonunda yaptlacagmdan B1109 No.iu dosya ile ilgilidir, Meşruhatlı kapalı teküf mektuplanmn muvakkat teminatlan ile blrlikte aynı gün saat 14.30'a kadar Muhaberat Servisuıe tevdl edilmiş olacaktır. 3 Belirtilen pün ve saatten sonra verilen tekllfler t» postada vaki gecikmeıer ksbul edilmiyecektir. 4 MüessesemU 2490 sayılı Kanuna tabi değüdir. (Baıtın 3S3S9/«)1'7) MEVLİD KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI Ş E H 1 D1 Tank Kd. Üstefmen (1965 581 ALPAY BAŞARAN'ın aziz ruhu için şehadetinin birinci yıldönümü olan 5 eylül 1975 günü fyann) cuma namazuıı müteakip, Şehremini Odabaşı BEHRUZ AĞA C^miınde. Saym Yahya Eskişehirîi ve Mevlidhan ark'iaşlan tarafuıdan okunacak mevlide. silâh arkadaşlan, akraba ve din kardeşlerinin t^çriflerini dilerler. BABASI : Eyüp BAŞARAN AN'NESİ : Mükerrem BAŞARAN KARDEŞLERt : Kurmay Yarbay Atilla BAŞARAN Figen BAŞARAN Ümmühan BAŞARAN Yasemın BAŞARAN /890«)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle