19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHÜRİYET 5 Haziran 1975 ABDUUMAZ jJuUtfrUMH RAZİYE 26 Bakkal. dükkânın önünden. yandaki çardağın altına dogru şınltılarla akan bir dereciğin başında, alçak iskemlesinde ayak ayak üstüne atmış, çorapsız parmaklannı sıvazlayarak, düşünmeden durabilme talimi yapıyormuş ya da neyi düşünecefini seçemiyormuş, bundan ötürü de canı sıkkm gibi oturuyordu. Ne düşündüğünü anlıyabilseydim! Yanından akan su da olmasa geçen hiç bir şey yoktu. Köye ilk gidişimdi bu. Gerçekte bir köye ilk gidişımdı. Okuduklanma, dinlediklerirr.e benzemeyer. bir görünüm ile karşılaşmıştım. Kısa boylu portakal, limon, nar ağaçlarının koyu gölgesi altında. balkonlu, iki katlı, ahşap evier, çeşitli bitkiler ve saksılarla dolu bahçeler. burada her şeye egemen olan sessizligin ve sıcagın altında, kimsesizrnişçesine. oırakılmışçasma, tenha düşlere dalmışlardı. insaniarın sorunlarını örtmek ister gibi. Deniz de öyledir, geceler de öyledir ya. düz ve sakin bir denizin altında sürekli bir ölüm kalım savaşı vardır; bızi büyüleyer. ayışıklı bir gece içinde, topraktakj çeşitli hayvanlann yaşam savaşı süriip gider. Su ve karanlık örter ou kanlı oyunu. Bu köyiin de, işte öyle, içindekinı saklamak ister gibi. kendini sessiziık ve ısı ıle sardığını düşiinüyordum. tki yanında küçük dereler akan yoldan köyiın alanına girdim: burada bir iki kahve, bir zerzevatçı. iki bakkal, postahane, üzerinde bir ucu havada, bir ucu yerde uzun bir ağaç kaldıracın bulunduğu bir kuytı ve iki büyük çınar vardı. Kahvelerden birinin önünü gölgeleyen çınarm altmdaki tahta sıralarda köylüler ohjrmuşlar. konuşmadan duruyorlardı. Beninı yanlanna yaklaştığımı görünee selâm verdiler. yer gösterdüer. İçlerinden bırr. Geçmiş olsun, dedi. Teşekkür edip oturdum. Yabancı değiidim kimseye; bunu onlann gösterdiği yakmlıktan çok, kendi kendime, içimden duyuyordum. Burada tümUmüz doğadandık. Rızkı ve ömrii topraktan verilmiş yaratıklanydık dünyanın. Buydu bizi yabancı kalmaktan kurtaran. Sıcak, dedim yüzlerine ayn ayrı baka : rak. Başlannı salladtfar. Birl. çıplak sağ ayagı bezle sanlı, yaşlıca bir adam: Yayia serindir, dedi. Yann kalabalık olur yayla. Ta uzaklardan gelirler sürülerini otlatmaya, çadır kurarlar. Bir başkası, pehlivan izlenimini uyandıran bir adam: Yalnız onîar değil, diye söze karıştı. Çinppneler de gelır. Bu soz üzerine köylülerin rümUnde bir kıpırdama oldu. önce birbirlerine, sonra bana bak'ılar. Yazan: Melih Cevdet ANDAY Bu bakışlarm anlamını kavrayamamıştım. Konuyu deşmek için: Çingeneleri sevmez misinlz? diye sordum. Yooo dedi bıri. bize göre hava hos. Ama onlar yayîada kalmazlar kt Daha aşagılara da inerler, bizim onnanlara kadar gelirler. O zman dayırrıın bana sorduğu bir sonı geldi aklıma. Dayım. gdzlerini açarak. «Ormanda çıngeneler mi vardı?» diye sormuştu. arkasmdan da göçebeliği yermişti. Dayımm bu konu üzerinde bunca duvarhk göstermesi tuhafırna gitmışti. Yine ondan duyduğumu anımsayarak. Hayvanları mı kaçınyorlarmış? diye sordum. Köylülerden biri' Yok canını. ded: Övle bir şpv olduŞu ynk. Ama işte daym kızar çingenelere. Komaj'in burada onlan der bize. sürün gitstnler. İ.vi. ama bizim elimizde bir şey yok ki . Diyeceğim. nasıl süreri/ çingeneler:. Onlar da Tanrımn kulu değil mi? Baçka bir köylj. bıyık altından giilümseyerek: Dün yıne çatışmıs dayıngıl. dedi. Çingenelerie. Onlar da korkup daha yukarüara taşınmışlar. Tüfek bile attı dayın arkalarmdan. Sonra geldi köye. aman ne köoürmüştü... Siz adam degilsiniz dedi bize, bütün mallannızı çalıp götüreoekler. işte o şırada. kahvenin arkasındaki 50kaktan, çoğu çoluk çocuk. bir kalabalık sökiin etti Ortalannda. önde. soluk vtizlii bir genc vardı. a>ağında çok bol bir pantalon. Ustünde ceketle pardesü arası, yine çok bol bir giysi. Kahvedeki kövliiler yerlerir.den V.ıpırdadılar. Arkasındaki cocuklann alaylı. fska? büytlklerin ciddi. nerdeyse saygılı diyebrieeeSim bakışlan ortasında. o bol giysili. soluk ^iizlü genç. fersiz RÖzlerinı önüne indirmiş. elleri nrkasında. önümüzden geçip "itti. YUriirken yere basmaktan korkuvorrmıs sibi. vi^cudvcmı her adımda jrukan yukan aldığı gözüme çarpmışu ' • Merakta.; • • Kim bu? diye sordum. Biri: Ermiş Yuşuf. dedi. Bir başkası da. belli belirsiz bir ile: Külden başKa hir şpy yemez. dive ekledl. Cok zayıf. dedim. SaSlığı bozuk olmalı. Öyle deme beyim. yakmda uçacak. Eliyle denizden yana bir yeri gbsterdi. Nah şuradan, şuradaki kayadan uçacagmı söylüyor. (DKVAMI VAR) Ekonomik Düsünce Ozoürliiğü «Türkiye:de felseft düşüncemn eksikliginden doğan problemler ve felsefi bir bakışın bunlara tutabilecefi ışık» sorunu. hukukçuya her şeyden evvel bir özgürlük konıısu olarak gözükur. Yalnız tek kişinin çabası ile kumlmuş bir felsefe sistemi mev rut değüdir, böyle gbrunmesins rağmen. Ne Aristo. ne Sokrat, ne Eflâtun. ne de dığer pek çokları. fikirleri açısından «Tek kişinin zalerinni yansıtmazlar. Bır çevrenin. bir sitenin. bel>:i de bir ulusun düşüncelerinin teshisi o toplumun sisteminın somutlaşması görevini bir düşünürde göriinür hale getirmiştir. Düşünce alanında "yasak bölge,, kurmak doğru bir yol değüdir bitmezier. kendi çağlarınm kendi halklannm me^eleridir ve bu meyvelerin en süzme. en degerli ve en az görünen özsulan filozofik düşüncelerde belirir. Füozoflaruı beyninde felsefe sıs temlenni kuran duşünce, işçilerin eüeriyle de demiryollannı döşer. Beyin. her ne kadar midenin içinde değilse de, nasıl insanın dışında da değilse. felsefe de dünvanın dışında rieğıldir» (Lucien Seve). O halde Türk toplumuna felsefe yansıtılmahdır. «En eski ve en istikrarlı demok.rasiler olan Ban devîetleri Ingiltere ve Amerika Birleşik Devîetleri demokrasınirr. ihtüâlden zıyade tekâmül vetiresi nencesinde meydana gelmış mües sese ve tatbikatlarla. birdenbtre degil. fakat yavaş yavaş doğduğunu görmüşlerdir. Çünkü bu devletlerde ihtilâller bile. vukua seldikieri zaman, çabucak yatışmışlar ve daha genîş tekamiil vetiresi tarafmdan massediimışlerdir. Demokrasi bu devletlerde ıleri derecede sanayileşmiş ve teknoloji bakımından inkişâf e:miş ekonomik sistemler vücuda getiren bir milletin içinde olgun lasmıştır. Halklan birbirine zıt fikirlerin serbestçe ifade edilmesine tahammül etmeği ve hatta bundan zevk almayı, şikâyetlerin âlenen açıklanmasını hoş gormeği ftğrenmiştir ve böylece yavaş ve sebat ede ede kendini :dare etmeğe alışmıştır» (David Spitz>. Onlar bu düzeye çatışarak değil, düşünerek gelebilmişlerdir. Demokrasi en üstün ve en güç rejimdir. Başarıll olması büylik düşünsel çaba ister. içtenlik de. Eğer bir ülkenin balkı toplumsal sorunlarda aydınlatılmışsa. onlar o ülkenin «vatandaş»ı, aydmlatılmamışlarsa sadece «tabaı> sıdırlar. Pikirce «yasak bölge» kurmak la yetinileceği yerde. her fikir akımı, objektif olarak. karşıtı akımlarla birlikte arüatılsa, *>n büyük güvence sağlanmış olur. Aydınlatmak yerine kandırmak usulünün yoğunlaştığı toplumlar da demokrasinin sadece biçimsellikte devam ettiği, gerçekte yitirildiği görülür. Niçin «Düşünce büimi»nin halka öğretilmesinden çekiniyoruz? «Demokrasi»nin benimsenmesi «yönetici»lere bu alanda da görevler yüktemiş değil mıdir? • Beyin gücii Yainız «Akademık felsefe" i'.e yetınmek yeterli değüdir. İnşanm «Beyin gücü»nün ürünü olduğuna göre «Düşüncennin iistün bır deger sayılması ola°a:ıdır. «Düsür.cenin maddi fizyolo.iik mekanizınasi" ıPavlov bılinrr.eliciir. Fakat bu yeterli olmayacaktır Bu Urünün elde edı! mesi. kullaniiması. gelısnrılmesı bir çeşit «teknik»P iht'.vac go=terir. Sosval açıdan alırsak bn f eknige «Demokrasi» riivebilınz. fahat btından bir sonuç çıkar: Bıçlmsellikten öteye gidemeyen demokrasıler halkın düşünme oranım arttırıcı t^knikten çok uraktırlar Biçimselllge bir de • az, emek» işteftine dayalı «düsöhce ekonorhisi». aksiyomcuuk, kanjtsız .düşünceye inanmak nın politik araç olarak ktıllanıiması, eklenirse artık «Demokrasilerde halkı en geniş boyutlu. aynntılı düşünceye yöneltm?k tekniği»nden soz edilemez. Bundan sonra demokrasi yozlaşir. Hegel «gerçek olan her şey aklidir ve akli olan her şey £erçsktir» demişti. Tlirk topluınıında kişilere «akılcı metodnun b° nimsetilebılmesi. «hursfelerden antma çabES'.»nı yansıtan res:ni redbirlerin başarısızlığı yerıne komılacak en etkili çaredir «Filozoflar mantar gibi yerden Ekonomik düşünce özgürlüğünün gerçekleşmesi, ekonomik sisüem hakkında toplumun bilgi sahibi olması ile mümkündür; idare eden idare edilen arasında diyalektik kesilirse demokrasinin de kaybolduğuna tanık olunur. nİTlffinâ Wtân ahştırilmasi sonuçta Türk toplurr.urmn. özellikle demokrasinin gerçekleşmesıne büyük katkıda bulunmuş olacaktır. Felsefenin toplum içinde kuüanılmasını sağlamanın en geçerli ve etkili çaresı o topluma uekononıik düşünce özgürlüğu» ortamını saflamaktadır. însanlar «ça bnsız düşünce»deki sübjeKtiflıfe bağlı kaldıkça «tutucu», tlk düşüncedeld objeküfliği bıldikçe «iiericindirler. Ekonomik düşünce özgürlügunüıı gerçekieşnıesı ekonomik :>ıs tr/ı h<ıkkında toplumun bügı satı:oi olmssi ıie mümkündür. laare eden idare edilen arasında diyalektik kesilirse Demokrasi Kaybolur. KUŞKUSUZ dıyebüırız la, «egcr DiSi BOND SANl SAUTT? Bir ülkenin halkı toplumsal sorunlarda aydınlatılmışsa onlar o ülkenin «vatandaş» ı; eğer aksi ise yalnızca «taba» sıdırlar ar her şeyi bilmek na sahlpte her şeyi söylemek nak t;'.na da saiup olacaktır». Çünku büdıkteıı sonra • doğru veya yanİU cı^ünmemek kabü değildır. O naJat nem bilmek tıem soyıestnck hîvkkımn kullanılabilmesi koşuilanniD sağlanması, böyle oır ortamın yaratılması gereklıdir. Ekorjomilt düşünce özgürlüğüniin »ezdırmeden kısıtlanması me PiıN POM */u oy. BİOA2ÖK todlannoar. biri de toplumlann se"senııeştırümesıdir. Bu nedenle naıkın duşünce düzeyinı alçaltan, yuJsseteıesırıj engelleyen tertipler re^lu eaıimeli, önlenmelidır. «Kıtle ta.> bır farkla yıgın) psınoıo.)is.»ndeD yararlanmak çaşdas hauericşme araçlannm tekr.olojiK gellşmesi bir merkeze bağlanuse ve serbestçe dUşünce eşıuıgınden uz&klaşılırsa, ozeıliKle ei'orıotnık duşünce özgürlugtl fiilen K&iaırıimış demektır. «Topiurr. kusurları»mn, demok ratiK usuiler'c düzeltilmesi olanağı varrlıı Buna «ekonomik duşUn cc ozgJridğuune elvenşll ortanıı yararrnakla başlanmalıdır. Ekono mik duşuiıcenın genelleşmesıyle •«eii uygun toplumsal mutiuîu»))ü araşurmak dönemine uîaşılacaktır. ünuımatnak lâzımdır ki: «Însanlar, Hegel'in otorite teşkil eden likrıne rağmen, devletın içırde oiduğu kadar devietin dışında tia yaşaılar» (David Spitzı. .<iiiç bir iktisatçı kurdugu teoriniıı taşmda, siyasi inançlannı açılîiamadıgı halde, bunun dayan dıjı ırarsayımlara bakarak, çogu zaman, felsefi duşUncesinin ne oldugu aniaşüabilir» (Gülten Kaz ganı. Duyuıuiat yolu ile elde edilen bılgi ıle ı'.hia yoluyla elde edilen bilgi arasınoa derece fariu gözet mek di'gru oimaz, fakat hiç düşünnu'den kabul ettirilene «bilgi» denilenıtî. O halde toplumu, düşün&el eğıümınde «batıl ınançlar» dan arıtrnak önemli bir çaba olacaktır. Btınıar arasında sökülüp aUlmasi güv olanlar özelukle «eko nomik batıi inançlar»dır. Bir tek «dügnıa» dıjaiekUkle bağâaşaoilir: «İnsanlık determinlzmine inanmak». Çimkü diyalektik düşünce bu detetminizmi daıma ianıtlamıştır. yalektik'ı «topluma bakışjıa özgti saymak yanlıştır. Diyalektik bir Kdoktrin» de degildir. Diyalektik «marilıkudır. Toplumumuz, karşıtına yer ver meden fikirleri kabul rahatlıgjIIH alıştınlmıştır. Bunu gidermek kolay olmuyor. Batı gerçeğı bizden çok evvel kavradı. Hereklenos «her şey karşıtlann kaygısın dan doğar» derken «Diyalektik düşünce» yolunu seçmişti. Aradaki aüşünürleri atlayalım. Hegel diyalektıği en iyi kullanan ustadır. Bununla beraber gecenin gündüzün karşıtı, karanın akın karşıtı olduğunu söylemekle, kötUlügün ıvıliğin karşıtı olduğunu soylenıek acaba aynı mıdır? Adaletın, adaletsizliğin karşısı olduğunu söylerken konu değişik degıl ınidir? Sosyal Adaletsizliğin. sosyal Aüaleün karşıtı olduğunu fcoyleüigımız zaman konuyu btitün ayruıtılan ile sunmamız, ta ratsız. GUşünce koşullanna uyma nıız şerekmea mi? Insana loplamda ancak bir «sınıfna bağlı oimak t&yoı ile yer veren düşün celer diyalektik olanağını da kaldırır. Zıhın dışında diyalektik yoktur. Toplum konulannı diya İektık dUşünce ile incelemek fark lı bır şey .değüdir. «Tabıatıp diyalektiği» (Engels) ise sadece gözlemcilıktir, Eger diyalektik düşün suz gellşmeyi engellemiyendir. Dl Demokrasi en üstün ve en güç rejimdir; başarılı olması düşünsel çaba ve içtenlik ister ce topiumca benimsenirse «metatızık inançlar» etkilerini yitirirıpr. Toplumsal «üst yapı»nın «halk» tarafmdan denetimi (=demokratik denetim) daha gerçeklik kazanır. Diyalektik «Mistik felsete» anlayışı top lumdan «düşünsel ürün» alainıyacaktır. «Akli feisefe verileri»"üzerinde düşünenlerı giderek artan toplumlar demokrasiyi yaşatabılirler. Maddecüigl inkâr etmek de yanlıştır, abartmak da. Fakat insanlığın zaman içinde değişken Uğini ınkâr etmek de, küçümsemek de hatadır. Bu değişiklik «ge lişmeadir. Asü demokrasi bu son Tutucu . İlerici Felsefenin siyasal amacı top1 ımdaki ferde «Insan olarak varlığı bilinci)»ni sağlamaktır. r \ ar olduğunu anlayan insan düşünecektir. «Felsefenin soşyal görevi»nı araştırmak eğilimleri OLCXJW O.» OAKAUM < E GARTH YARIN: ÖZGÜRLÜĞÜN TANIMI DUYURU 1 Kurumumuzca (2) adet Dizei elektroJeD grubu satınalmacaktır. 2 Satın almanın ithalâtı gerektirmesi nallnde 2 adet Dizel Klektrojen grubunun; ithalât işlemlerl Kuruınumu» taratından j'apılacaktır. A idari ve teknik şartnameler Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünden ve Beşiktaş Balıkçüık Müessesesi Müdürlü£ünden bedelslz olara» temin edtleblllr. 4 Ozerıne Dızel elektroien. grubu vaaılı teklö mektuplannın en gec 16 6.1975 güntl saat I5.00"e Kadar Anfcara'da Genel Müdürlük Yazı Işlen Sefllöine »ertlmest veya avnı tarihte ele geçecek şekilde oostalanması çartöT. Postada vakı eecikmeler nazan dikkate alınma». i Kurumumuz <i4«0 sayılı fcanuna tabl olmadığından ihale^T vapın vapmamakta kısmen veva tamamen dilediglne japmakta serbesttir. El ve BAUK KURUMÜ GEVEL MÜDÜRLÜĞİ1 (Basın: 15508) 4450 Türkiye Demir ve Çelik isletmeleri Genel Müdürlüğünden • KARABÜK 49 Kalem Muhtelif Sıhhi Tesisat Malzemesi Satınalınacaktır Genel MüdUrlliğümüz taralmdan kapalı zarl usulu tle 49 kalem sıhnl tesisat malzemesı satınalınacaktır. Bu ışe ait şartname: 1) KARABÜK'te; Geneı Müdürlüpmüz Malzeme tkma) M0dürlüğü İç Alımlar Servisınden, 2) ISTANBÜL'da; Taksim, Lamartın Caddesı. Dogupalas No: 3/5 Kat: 4'dekı îstanbul Mümessiüigımızden 3) ANKARA'da; yenışehir. Karanfi! Sokak No: 30/7'deki Ankara trtibat Blirosu Çeflig'.mızden bedelslz olarak alınabllır. tsteklilertn şartnameye uygun olarai tıaarlayacakları kapalı teklif mektuplarını geçici temınatlan ıle birlikte en geç 17 naziran 1975 salı günü saat 14.0()'e kadar KaraDÜK'te Genel Müdürlüğümüz Haberleşme ve Arşıv Müdürlügüne tevdi etmeleri ilân olunur. (Basın: 16275' 4448 I 1952 Model VAUXHALL I f I SEYAHAT DOLAYISİYLE SAHİBİNDEN DÖRT KAPILI OTOMOBİL SATILIKTIR. Müıacaat: Cumhuriyet Gazetesi 22 42 90 Iş gtmierı saat 9 ile 17 arasında Orjıan üçansu Cumhunyet Uf,l w İLAN TiCARET BAKANÜĞINDAN 1 Bakankğımızca resmen ıştıraKine Karar venlen 1975 yılı Milletleraraşı Sonbahar Puarlannda teshir edilecek sanayi mamu!leriyle gıda maddelerinı toplama. depolama ve ambalâi ve naklıye işi kapalı zarl asuliyle eksiltmeye konulmustur. 2 îşin muhammen bedelî 790.000 (yediyuzdoksanbirO lira oîup, geçici teminatı 35.350 <Otuzbeşbinüçyüzelli) liradır. 3 Eksiltme 6.6.1975 tarihine raslayan cııma günü saat lO.Oü'da Bakanlık Levazun Miidürlüeünde kurulu Eksiltme Komisyonu tarafmdan yapüacaktır. 4 Şartname her gün mesai saatiert İçinde Levazun Miidürlüğiinde görülebilir. 5 Isteklilenn eksiltmeye flrebılmelert için milletlerarası nakliye yapııklanna dair Ttcaret Odasından alacaklan bır belgeyi tbraz etmeleri şarttır. 6 İstekliler 2490 sayılı kanun nükümlertne göre hazırlayaeaklan tPklıf mektuplannı ıhale saatinden 1 sant evveline kadar Komisyon Başkanlıgına cnakbuz mukabılınde vermelert şarttır. 7 Postada vflkl geciltmeler kabul edllmez. Ticaret Bakanlıgı Levazmı Müdürlügtl. (Basın: 15953) 4449 İLAN 1 Diyaroakn setın sur tçı mıntikasında bulunan Camı kebn ve Husrevıye Kolu oim«i Uıera ita mıntıKanın çop ve süpninrulerımn nakil ısJen 2490 savüı canun eereâınc» ınaleye konulmustur 2 Camıı Kebıı Mahallesinln aylıjtı 851X1. liradan vtilıgı 1U2.UU0. lı ra i Husrevıye Kolunun aylıgi 850ü. lıradan lU2.nıxı. lıra. 4 thale 1? naziran 1975 çünü sa«t U.UU'ae Beleaıyemız Encümenmde vapılacaktır. 5 Muvakkat temınauann thale saatlnden bir saat evvelıne kadar Başkanlıga vermelerl lâzımdır. (Basın: 16403) 4451 İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden Başmüdürlüğümüzün Erenköy tstasyon Cad. tonal şebekesine ait kazı işi kapalı teklif mektubu »lma suretiyle yaptırılacaktır. 1 Bu işe ait şartname bedeli mukabillnde Gayrettepe Yıldız Posta Caddesinde başmüdürlüğümuz malzeme servisinden temın edilebilir. 2 îstekli olanlann engeç 19.6.1975 perşembe günU saat 14.üO'e kadar kapalı teklif mekrupıanru malzeme servisimize tevdi edeceklerdlr. 3 BaşmüdürlUğümüz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbestir. (Btsın: 16331) 4457 Tahminen 3.090.850 Ton Pancar Naklettirilecektir Fabrikalarımua taşıttırılacak pancarlann nakliye nızmetleri thaleleri 16.6.1975 16.8.1975 tarihleri arasında fabnkalarımızda yapılacaktır. llgilUerin Mitnatpaşa Caddesl No. 14'deki Genel Müdürlüğümüz ve îstanbul'da Aşirefendi Caddes) Şeker Han'dakı Büromua ile fabrikalarunız veznelerinden TL. 30, oedei mukabilinde alacaklan şartnamemiz esaslan darıflinde nazırlayacakları teklif mektuplannı şartnamede belirtnen ıhate gün ve saatlerinden önce üıalenin yapılacagı teşkilâtımız muhaberat servislerinde bulundurmalan duyurulur. 2490 sayılı kanuna tabl olmayan şirkeömlz lhaleleri feısmen veya tamnmen yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbestir. TÜSKİYE ŞEKER FABRİKALAK1 A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle