25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKt önetmek glbl, yürtltmek sözu de, polltik hayatımıza yeni girdi sayüır. Şunun şurasında, yirml otuz yıllık bir geçmişlerl var bu sözcüklerin. Yönetmek, yönetim'den türetUmiştir, çekip çevirmek anlamına gelen yönetmekten. Bu Eözcük, kendini kabul ettircii ettireli, süa sıfatından aynlmaz olmuştur, birbirlne yapısık ikiz kar. deş gibi. Hele, tek parti döneminin, o sıkıştıkça basvurduğu, aman vermez, göz açtırmaz, soluk aldrrmaz, söz dinlemez, hak taxumaz örfi idâre'U (eski deyimiyle idârei örfiye) yönetimlerinden, çok partili demokrasi yönetimlerine daha bir rahatlık, daha bir kolaylıkla geçmiş, jönetim sanatmın adetâ kaçırulmaz, vazgeçilmez bir koşulu olmuştur. Öyle ki, yirml yıllık demokrasl denememizde, yönetim sıkı olmaktan kurtulamamış, kurtulmaya da yanasmamıstır. Türkiyenıiz, düşünce özgürlüğü, söz özgürlügü ugrunda, 19601ardan önce ve sonra; nice genç yaşlı aydının, Isçisl köylüsüyle birlikte, kanlan canlan pahasına verdiği, vermekte olduğu, ilericüik ve demokrasi savaşına ragmen henüz, silâhlı operasyonlar, balyozlu şallı tertipler, komandolu saldırılar, takkeli takunyalı sinsiliklerden uzak, baskısız yüdınsız, özgür bir demokrasi ortamına kavuşamamıştır. Neden? ÇünkU, yönetmek, yani demokratea yönetmek sanatı, çarpık bir yorumla yürütme 5anatuıa dönüşmüştür. Yürütmek, sözlük anlamında uygulamak demektir. Yürütme giicü, esId deyimiyle icra kuvveti, güncel anlamını aima3an önce, sözlüklerde, örneğin fikir yürütme ileri sürme anlamı yanında. bir insanı işinden çıkar•na anlamını da içeriyordu. Aynca, normal dil iışmda, normal üstü bir düzeyde gelişip boy ve•en, istesek de istemesek de, normallik ve gün:ellik kazanan ARGO dilinde, yürütmek, Türkçeıin lastik gibi uzayıp kısaimaya elverişli yapısınla, çalıp çırpmak, sızdırmak anlamını kazanmışir. CUMHURÎYET 16 Hazlran 1976 Y OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Yönetmek ve Yürütmek Vedat GÜNYOL masını nasıl saglıyabillriz? Büttln sonın burda iste. Bu sorjn, bundan 186 yıl önceslnde, rrmnsıs Devrimi'nln önderlerinden Robesplerre'ln fu sözünde dile gelmisti: «Toplumdaki kötülükler, hiçblr zaman halktan gelmez, hükümetten gelir.» Demek toplumdaki kötülüklerin bas »onımlusu hükümettir, yani yürütme gücünü ellertnde tutanlanndır. Bir memlekette, bürük çogunluk yoksulluk içindeyse, hiç kuşkunus olmasın, bunun sorumlusu hükümet, yani yürütme gücüdür. Yürütme gücünü ellerinde tutanlar, sengin bir azınlığın yararına çalıştılar mı, halkın iflâhı kesilmiş demektir. Robespierre, Devrim içinde yoğrulmus, Yasama Meclislerinden yürütme gücüne kadar bütün kurullann girdisini çıktısını yakından görmüş olan Robespierre, yasa koyucusu'nun çozmeye çahşması gereken baslıca ild sorununu şöyle dile getiriyor: «Yurttasların, her zaman yurttaşuk haklanna saygı göstermesini saglamak için hüktlmete yetki vermek ve hükümetin de. bu haklan hiçbir zaman çiğnememesine çahşmak.» dır ve bu lstem egemen olmaya çahşır. KUkümet eden kimseler, ellertndekl kamu gücünü bu yolda kullanırlarsa, hükümet, özgürlügün baş belâsı olur. Bundan şu sonucu çıkarm: Her Anay&sfimn amacı, kuramsal ve bireysel özgtirlüğU hükümeta karşı korumak olmahdır. Yasa koyucuinnnın unuttuklan şey budur lste: Hepsi hükürserfn gücUnu korumaya çalışmı?, hiçblrl onu, kuroJuşundakl amacma getirmeyl düşünmemiştır.» Sorun bUtun açıklıgıyla çıkıyor ortaya: Yasalar, yurttaşlık haklannı konıma yolunda lıükümetlere sonsuz yetkl vermekte, ama, hükümetin bu konudakl eylemlne sınır çlzmemektedir tjte, Fransıa Devrimlnden bu yana. g»jfniş geçmiş demokrasilerde, hükümetlere bıreyseı özgürlUgU koruma yolunda tanınan yetki yantnda, bu yetldvl kötüye kullanma bakımından sınır Konmaıtıı?, konamamıştır. Oysa, bizim Anayasamıs, bütün bu sakıncalan gbzönünde tutarak, hukümetlerin yasa dışi davramşlanna smırl&r koymuşrur. Anayasa Mshkemelerl yasama gUcUntin, Danıştay da yürütme guettnUn yasa dısı eylemlerinl durdurma yerlrisine sahiptir. Ama, bu yetkl ne dereceye kadar etkllidir? Ne dereceye kadar etkili olabilir, olmalıdır, olması gerekir, bilen varsa söylesin. Çürıkü, son gunlerde, olup bitenler, Anayasa Mahkeınesl' nin de, Danıştay'ın da hiçe sayüdıgını hiç« u yılmakta olduğunu göstermlstlr. Bu durumda demokrasiden sö« etmek fOçtür. Hakka hukuka dayar.ması gereken. adırm demokrasi dedigimiz bir rejimde, lşbaşında bulunan hükümet, yasalara önem vermez. Anaya«ayı hiçe sayarsa, bu dUzenin, ya da dUzenslzligin *dına «orbahk denmez de ne denlr? İM yıl önceslnden Robesplerre şöyle sesienl yor blzlere: «YUksek devlet görevlislnln sa\*gmlığı, yasalara duydugu saygıdan çok, zorla ele geçirdiği güce bağlıdır. Yasalann gücü ise, onlan saran asker! güçten çok, onların adalet ve genel istem ilkeleriyle olan uzlaşmasındadır^ Yine şöyle devam ediyor Robespierre: <Kamu gücü, iki durumda genel istemle çelişld hallndedir: Yasa genel istemi temsil etmezse, ya da ytlksek devlet görevlisi yasayı çignemek içln «;enel istemi alet ederse. zorbalann huzur, kamu düzeni, 5sşama ve yönetim adlan altında hazırladıkları korkunç anarşi budur işte.» Hayalet Taşlamak SADUN TANJU nlayışsızlığın sert bir kabuk gibi etrafımızı sardıgı yı?ınla olayı yasarken, Neruda'nın hayatını anlattıgı KItapta bir anı benl çok etklledi. Bir İspanyol şairine aitti Neruda'nın anısı. İÇ savaş"ın sonunda dünyanın dört köşesine fırlatümış mutsuzlardan biriymiş Andaluzyalı şair Fedro Garfias ve Iskoçya'mn küçük bır kasabasında. tek naşına. yaşamıru bundan sonra nasıl sürdüreceğim düşünüyormuş. Demokrasilerin alın yazısı Evet anarşi denen budur işte: Yasalan hiçe »aymak, E>aruştay kararlannı küçümsemek yaptıgım yaptJk, ettiğim ettlk, dediğim dedik diye, elindekl güce dayanıp, karşısında hlçbir direnlş görmeden, sorumsuzca, vurdumduymazca devleti yürütmeye, joirütüp rönetmeye çalışmak. Demokrasilerin, demokrasi yönetimlcı ıntn Oıiç degilse bizde^ alınyazısıdır bu: Ov çogunlugu (ama ne oy çogunlugu!) ile işbasına gelenlerin. halktan koparak, kendi özel çıkarlan dogrultusunda, astıgı astık, kestigi kestik, BOlUkbasının deyimiyle «Rabbenâ, hep bana» kaygısmda birleşerek. adetâ bir cephe (halka karçı bir rephe) bütünlügü içinde, seçim ve geçim süresLide, alazlamp palazlanarak. kamunun nesi var, nesi yok vüriitmeleri, degişmez bir kural olmakta. 5u çeyrek yüzyıllık demokrasi hayatımızda, yönetimin, her türlü anlamıyla yürütümden a?Tilmadığına. ona sıkı sıkıya ve sıkıyla bagu olduguna. yöneticilerin bası sıkıştıkça Od hep sık'şmaktadır^ sıkıya basvurduguna tanıklık cfik. ediyonız da. Yönetunin sıkısı (kl. Robeşpierre buna y;!dın diyor> ne zaman haklı olur? Özgürlük dü$manlanna karsı, özgürlügü korumada. Bugüne kadar, hangi sıkı yönetim, Türlt halkının dUsünce sös ve Inanç özpUrlUfUnu konımaya çalısmıştır, soranm size. Yönetimin yürütüme dönüstügü her donemde, sıkıhk (yani vıldııı). Türk halkının esenligine çahşanlann karşısına çıkmıştır hep, yerli yabancı sermaye çevrelerinin güçlendirdigi balyozlarla. Bu günün demokratik rönetiml her eanıanld gibi, sıkı blr yönetim niteliğine bürünmUştur, varlıgını, yetkisinl yetisml ytlrütme'de arayan Yalnız arayan değil, bulmaya çalısan. Ama. vilrürenlerin yürütülecegi an yaklaşmaktadır. Özgürlük dogrultusunda sıkı bir yönetimdir Türk haDonın özleml. Bunu da ancak. genel bir »eçim karara baglayabllfr A ŞAİR VE MEYHANEC1 Şöyle anlatır Neruda hlkâyeyl: «Andaluzyau şair biitiin gününii kalmakta nlrfuîu küçük şehrln esH »atosıı vanındakj meyhanede pcrirmeec haşlar Tek bir keüme bile tnpilizce bilmediği için me»hanec1e VJInız başuıa oturur ve dertli dertli hirasını yudumlar. Bıı kendi halinde ve sesslz müşteri meyhanecinin ilsisini çeker. Bir aksam bütün müşteriler meyhaneyl terkettipinde ona hlraz daha kalmasını rica eder. tki adam karşılıklı şönıinenin önüne otumrlar, hiç konuşmadan lçmeje devanı ederler. Ysnan odunlann çıkardıği ses onların yerine konu^ur. Meyhaneci Pedro'yu her aksam lçkiye davet etmeee başlar. Hiç konuşmadan, kendisl glbl kansı ve çncukları olmavan bu adamla karşılıklı Içerler. Aradan çünler çeçer. Dillerl çözülür. C.arfias ona Iç savas sırasında başından geçenlerl »nlatır. Anlattıklanndan tek blr kelime anlamasa da. meyhanecJ dikkalle hiç sesinl çıkarmadan onu dinler, bütün heyecanı ve küfürleri i!e.. Daha sonrald günlerde tskocyalı ona başından (reçenleri anlatır. Her halde çekip eitmis olan kansuıı ve şöminenin üzerinde üniformalı resimlerl duran oeullannın kahramanlıklaruu anlatıyor dive düşünür Garfîas. Meyhanecinin sövlediklerinden o da tek bir keHme anlamamaktadır. Buna raçmen ikJ yalnız adam arasındaki dostluh baği saclamlaşır. Her aksam otnrup, çecenin çeç saatlerlne kadar birbirinin anlamadııh dilde snhhet etmeçl blr ee\enrk haline Itetfrirler.Garfia» Meksikav» dofru vola çıkmak zorunda ttalınca. karşılıklı son bir kez daha içerler ve açlıvarah blrblrlerinl kucaklarlar rzüntülerl sonsuzdur. .Pedro. dive sı>rdum şaire, «sana neler anlatırdı o adam acaba?. «Hlç hir zaman blr kelimesln! blle anlamamıstım Pablo! Fakat ona dinledipim zaman sankJ her çevi anlıyormuş eiM hlr duyga vardı Içlmde. Ben konaştnpum zaman da onun benl »oladıjhna emlndlm.. Bu bir yaşam parçasıdır ve anlayışsızlığın fcalın duvarlannın örüldüğü günümUzde, bir ısık gibi insanı rahatlatmaktadır. Bu kadar çok sey söyleyip de bırbirlerini anlamıyan politikacılann ve diplomatlann yarattıklan ortam, çok zaman, Keruda'nın anılanndakl gibi bir olayın «İnsanca» duygulanna blr özlem yaratıyor blzde. Toplumdaki kötülükler YUrtltme'nin bu aon ikl anlamının ışıgında, edl aylık bir iyi niyet dönemi dışındaki yürütne serüvenimlze bakarsak, nice lnsanlann işleinden haksız olarak çıkarıldığını, nice yerüstü eraltı servetlerimizin bazı çıkarlar karsılığında abancılara aktarılıp, ulusun zaranna yurütiildülinü görürüz. Yönetmenin, argo anlamında yürUtmeye dönüş aemesinl nasıl önliyebiliriz? Daha açık anlamıyi, hükümetin; yani, yaşama gücünün denetioiine, yasalan dogru dürüst, uslu akıllı, eş dost kaırmadan, tarafsızca, insanca insanlıkça uygula Hükümetin görevi Buna göre, hükümetin birind görevi, yurttasların yurttaşlık haklar*a saygı göstermesim «aglamaktır. Ama hükümet bu görevi yerlne gettrirken, bu haklan çignememelidir. Oysa, derrokrasinln bugüne kadarki deneylertnde, hükümet, hemen her zaman bu haklan çignemistlr. Çignemektedir de. Robesplerre şöyle deram ediyor: «Hükümet, genel Isteml saydırmak amacıyla kuralmuftur. Ama, yöneten insanlann blreysel istemlerl v*r Bu Cephe, Ulusa Karşıdır Dktay AKBAL Evet Hayır GÜNÜN KlTAPLARI SOSYALIST YOL Aybk Sosyalist Derfl Yurt ve DUnya Sonınlanna Sosyalist Bakıs TAZARLAR: Mehmet Ali AYBAR Burhan ARPAT Galip ATAÇ Ayata BEĞENSEL Cenan BIÇAKCI ügur CANKOÇAK Yaşar KEMAL Samlm KCCAGÖZ Kemal NEBtOĞLU Zekerlya SEBTEL Yüdıa SE31TEL O. Fuat TOPRAKOĞL0 ve digerlerl SosymliJt DUsUncede Son GelişmelerİB îlglll Çevirüer YAKINDA ÇIKIYOR! KiTAPLAR TOPLANIYOR Ylne kltaplar toplatıhyor biliyor musunuz? Cağdaş sonınlar üzerlne egilmiş, cöîUm arayan aydınlann eserlertnne «tehlike» bulan anlayışsız kafalar acı vermeğe başlıvor Son Ögrendiklertmden biri. Fransa'da 1974 Mayıs seçimlerinde oylann •> 49^3"ünil toplayan so! partilerin Ortak Hükümet < ', ProgTamı'nın toplatılması oldu. Program. çağdaş sol'ıtn Fransa gibi bir toplumda halka neler vaat edebilecegınl gösteren bir belge olarak dünyanm her yerlndeld lns«nlan Ugilendiriyordu ve Türkçeye de çevrllmiş olması kültür yönünden bir hizmetti. Oysa, önsözünü ^Tizan Pransız Komünist Partisl Genel Sekreter Yardımcısi Georçes Marchal» diye, demokratik bir program! •komfinizm propaeandası. niteliginde görmüşler ve Türk aydmlan böyle bir belgeyl okurlarsa, «raemleket İçinde ktrruln ikrlsadt ve sosval trmel nlzamlardan berhangl blrtni devirmek» suçunu Işleyebillrler diye düşünmüşler. îşte böyle bir düşünce, tek başına mutsuzluktur. «Millî» sözcüğünü «Cepheci» İle değiştirmeU. Her taman ;in değü, şu Cephe İktidan süresince... Bu baylar «cepheci»ligl Jlusailıksla iyiden iyiya karıştırmaya başladılar. Evet, Tiirkiî'de hiç bir zaman böylesıne bır partizan yoiietim kurulmauştı. Guçsüzlük belirtisi deyin, fırsatçüık deyin, ne istersenız au deyin, gerçek şu, dört sağoı partinln ol'işturdugu Cephe :tidan her yeri, her köşeyl kendine yüzde yüz bağlı kisılerle oldurmak isteğindedir.. Milli Eğitim Bakanlıguıı da Cephe Egitim Bakanlıgına döiştürüyorlar. Başta AP'll bir bakan var, komandocu egüimıni elirtmekten çekinmeyen bir kişi. Bakmayın bir zamanlar şiir eveslisı, ılımlı bir kişi gibi göründügüne, esen rüzgârlara kaprmış gidiyor kendini. Bakan oimak, bakan kalmak Içm KOlando, bozkurt, mücahit kim varsa hepsini Bakanlığın ön îrlsrine yerleştirmek, devrimcl, Atatürkçü kim varsa hepsini îgiştirmek, uzaklaştırmak, atmak... Son haber, Bakanlık mütettişlerlnden on Uçünün bir anda Jrevlerinden ahndığı... Teftis Kurulu Başkanlığına getirilmis şl kendisinden beklenenleri yapmaya başladı. E>urup durur?n niye degiştirildi eski başkan? Üç beş ay Önce atanmıştı aşkanlık görevine Buzcugil.. öncekl yıllarda baskan vekiydi, daha önce de müfettiş... Her bakımdan kusursuz bir efim adaını, yan rutmayan bir aydın kişi, görevinin gereklerine ığlı, Atatürk devrimi çlzgislnde bir ögretmen... îstenmeyen lyler burüarl îstenen, Cephe lktidanna yüzde yüz Daglı olaJc! Bır takım girişimlerin başlangıcıydı müsteşanndan genel üdürüne, Teftiş Kurulu Baskanına, bir takım önemll görevrdekl kişilere dek değiştinnek, yerlertna Cephed eğillmdekl $ileri getirmek... önümüzdeki yıl çok çetin geçecek. özellikle öğretmenler In... Adım başında «ÜlkücU» kuruluslar yerden bitereesine kıyor. Kag kişiliktir bunlar, flyelerl klmdir, neye, kime dayarlar? ÜlkücU edebiyatçüar, gazeteciler, öğretmenler, memurr, işçıler, sendikalar.n Daha üç ay var eldme... Ekimde senanun Uçte bir yenileme seçimleri ve millet\ekllleri bölgesel çimleri yapüacak. Partiler güçlerlnl blr kez daha «josterekler. Cephe iktidan her çareye başvurup seçimlerde Ustün kmaya çahşacaktır. Devleti bir «cepne» iktidannın devleti ıline getirmek çabasmın ne denli başarüı oldugu bu seçimrde az çok belll olacaktır. TJlusu türlü yollarla sindirmek, ndırmak, aldatmak olanagı var mı? Bunu efctm seçimlerlnde irecegiz. Ulus, Cepheci kafaya hak ettigi deısi verirse bu kımlar, bu devleti ele geçirme hırslan lıızım yitirtr. Genel seme hiç bir zaman yanaşmamak egiliminl de arttırabllir Cep«ilerde! Yasal yollardan yürümemek, Anayasa dısına çıkak lsteklerl artar kiml politikacılarda. Ama ulus da tutmagı, destekletnedigi, beğenmediğl bir cephe politikacılıgını rih önünde mahkum etmiş olur oylariyle... Meydan o kadar boş değıl... Atatürkçü kuşaklar, yenflmlş ıgil daha. En umulmadılc anda kendini gösterir bu güçler. em cephecilerin en sağlam sandıltlan yerde, en güçlü olduknr.a inandıklan anda. Türki^ Cumhuriyetiniı: dayandığı teelleri yıtanak, degiştirmek, çağdısı bir tutumla bir anlayışla eru temeller» kurmak isteyenler, Anayasa çizgisindeki büUc, ezici çogunluk karşısında j'enik düşeceklerini anlayacakrdır. Ne çok zaman yitirdık? Her «amandan çok bütünleşmek rekiyor bugün. Cephe'yi dış duşmanlara karşı kurmait gekirdi. Ama, düşmanlarımız bizi içte cephelere ayrnnayı bardılar. Bilerek, bilmeyerelî araç oldular, bir takım acınacak şiler auna... Bir «cephe» Irurulursa, o cepheye karşı olanr da çaresiz başka bir cephede buluşacaklar, blrlesecekler, içlerini bir araya getireceklerdir. Mllllvetçi Cephe adıyla ulus ığunluğuna karşı birleşenler, Türk ulusunu karşüannda bucaklardır. Atatürkçüler bir cephe degildir, ulusun tümüdür, ımhuriyetin kendisidir, elli yıllık tarih varlığımızın anlamı, ai, Türk ulusunun geleceğidir. Evet, Milliyetçi CepheTiın karsında Atetürkçü halk yığınlan gündsn güne bilinçlenerek itünleşiyor. Ulus, bölücülere dersini verdi mi tam verir. hoşjrüsüz, acımasız bir ders olur bu... 1975 ORHAN KEMAL ROMAN ARMAĞANI erdal YARALISIN ROMAN Üçüncü Basım 15 Lira SUÇLAMA KORKUTMA SANATI Kapitalist slstemln oldugu gibi sosyalist sıstemln de bütün kuramcılan, politikacüan, diplomatlan, yazarıan, sanatçılan dünyanm her jarafında seslerini yükseıtiyorlar. Birleşmis Milletlerden tttun, siyasal, ekonomik r* kültürel toplanblara varmcaya kadar her yerde dUşüncelerinl sövlüyorlar. Ajanslar, televizyonlar, radyolar, gazeteler bu düsüncelert ve sözlerl her tarafa yayıyorlar. Yayüdıgı ölçüde de •bir tosyal fnnıfm dlger sosval sınıf flzerinde egemenilk Inırmak> hevesleti yumusuyor. Georees Marchal» pibl komünist bir polltikacı bile, lktidara gelirlerse. Fransada mevcut 700.000 sanayl lşletmeslnden çok küçük bir bölümünü mllUlesüreceklerlnl, çok renls blr fae! sektorün varlıfmm devam edecefcini. söylüyor. Yani arük gistemlerarası WT uzlasma gerçegine vanlmıstır, acı yaratacak zorlamalardan kaçınümaktadır, ötlelert silâh zoruyla sörflklemek yertne, sözle bilgiyle taandırmalt aydınlatmalt yollan seçilmektedir Sosyalizmin blr «öcu> degü, «özçür, bsnşsever ve tnntlo blr demokratik yaşam voln. oldugu ortaya konulmaktaaır Bunu ögrenenler arttıkça. seçim yoluyla gelecek SOSVBHST ttrtidarlann açık programlan ögrenildikçe, sınıfsal kavea sınıflararası uzlasma ve anlayışa dönüşecek ve polltika suçlamakorkutma sanatı olmaktan çıkacaktır. KANAYAN ..HİKÂYELER Üçüncü Basım 10 Lira KARANLIKLAR BİTERKEN GÖLGE ETME.. cem yayınevı 8ESA f AYINIAU GEDA DAĞimf MUHASEBE öyleyse, aydın olarak, sorumlu tdşiler olarak gflıevimt», Bgrenmenin ve anlayısın yollannı tıkamamaktır. Cağdaş dünya'da ve bugünkü gelişim hızı içinde buna zaten ınmsenırj gücü yetraea de kitap toplatma gibi «hayalet taslama» ilkelliğinden kurtulamamak, ele güne karsı çok ayıp olmaktadır. îiııiHiıııııııınıuıııııııııımıııııııııııı:ıııııııııııınımıııııi!iıi!iıııırn' [ = TEŞEKKUR E. Arniral I = 23.5.1975 günü cbedlyete lntllîal eden aile büyügümüs ORHAN KEMAL'İN İKİ BUYUK ROMANI = DECERLEME MALİ TABLOLAJİ | | Ş 5 Burhanettin Erilkun'un rahatsızlıgı ve vefatında Ugilenni esirgemeyen sayın Cun> hurbaskanımıa | E E | Yazan: Mallye Baicanlıgı Bas Hesap Uzmanı RüŞTÜ ERtMEZ Piyaü 80 TL. ödemeU lsteoebülr Dafrtnn: Hesap Cnruuılan Knntlo latanbal Grobo YTCtTt ONÎVERSfTB KÜTÜPHANE8İ v« AKGÜN KTABIVÎ S E S = S S Ş Z E E = S 5 2 Ş Fahri Korutürk'e İ Deniz Kuvvetlerl Komutanı Oramıral Hilmi Fırat'a, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyın Uofan Özgoçmen'e, Kuzey Deniz Saha Komutanı TümamıraJ [•'ahrettın Içmez'e, Cumhurbaşkanı özel Doktoru Hv. UT. Albay tinan ügur taş'a, tedavisi için büyiik çaba gösteren l>oktorumu? Lro. Dr. Mukadder DağadaVa. Dr. Ünal Sarunanirva. Hacertepe ve Deniz Hastanelen doktor ve personeline, Savın Ctmcoz ailesine. sayın Ayhan Yetkinere B Gıda tş Sendikası Baskam sayın Ahmet Muşlu ve sendika mensuplanna. Hürriyet ve MUsavat Kardeşlerine. Paşabançe Cam Sanayii A.Ş.'ne, Dz. Naiîliyatı A.Ş."ne, Deniz Harp ükulu Mezunlan Cemiyetine, cenazestne katılan, celenk gönderen. telefon, telgraf ve mektupla acımızı paylaşan silâh arkadaşlan ve dostlanmıza ve son şörevlerinı vapan şanlı ordumuzun subay, assubay ve erlerine tesekkürlerimızi arz ederız E Ş = E E = ş ^ r = ş Kadmıa DuaycusmcL ı$ık Sıra Havva'nm Kızında NURETTİN ÜNEN orhan kemal MURTAZA ROMAN Üçüncü Basım 25 Lira ESKİCİ DÜKKÂNI ROMAN Üçüncü Basım 25 Lira nıııııııiMiıııımıııııımmııııııııımmmıııııııııııııiııııııiMiıııııımıİT | A iLESi f VEFAT ve TEŞEKKUR 10.8.1975 günü Hakkın rahmetine ka'uşan eçim, Dabam, MUSTAFA BİLGİNEK vefatı dolayısiyle 47 20 06'ya yapmış olduğum bir telefonla en acılı günümde yardımcı olup, bütün muamelelert deruhte edip, gazete tlânlanmı ve çelenklerim) hazırlatan ISLAM C'ENAZt İŞLKRÎNE, noca, nafız, duahaniannın camide. mezarda vapmıs oldugu dualanna, personelin nassasiyet ve MtizliKten E"stermiş oldufu alâka ve ilgiye aleni teşekkürlerimj tnsanj bir vazıle bılinm. AtLESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle