14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURÎYET 6 Mayıs 1975 YEDİ 1975 YILINDA SANAYİ ÜRÜNLERÎ ÎHRACINDA GERÎLEME BEKLENİYOR ANKAKA (ANKA) Ticaret ;akanlığmca bazırlanan «1975 üı lhracat projeksıyonlan»na öre, tanm, hayvancılık, madenilik ocakçılık ve sanayi mamülîrinin lhracatı 1975 yüıuda .696.575,406 dolara ulaşacaktır. tam ve hayvancılık grubuna iren fhraç maddeleri 961599.133 olarîa 1975 yıh genel ihracat ıhminl değerinin yüzde 56.8'ini, aadencilik ocakçıhk grubu 114. 63.696 dolarla yüade 6,7'sini ve {Ittikçe artış gösteren sanayi ma mülleri grubu da, 620512.304 dolarla yüzde 36,5'inl kapsamına almaktadır. Ticaret Bakanlıgı tahminlerine göre, 5 yıldır siirekli »rtan. fakat 1974 yılmda 16,3'lük btr değer azalışı gösteren genel ihracatımız, 1975 yılında yüzde 10.7 oranmda artarak 1.696.575 bin dolara ulaşacaktır. 1974 yılında ihracatta görülen düşüşün, fiyat artıçlannın etkisiyle meydana geldiği, fiyat artışlannın 1975 yılında da devam etmesi halinde, reel ihracat degerlerinin, 1974 yılı için hesaplanan projeksiyon değerieTinin altında oluşacağı belirtilen Ticaret Bakanhğı raponında, tanm ve hayvan üriinleri ihracatmın 1975 yılında yüzde 1,2lik bir artışla yüzde 56.8'e ulaşacagı ifade edilmektedir. Toplam İhracatımız lçlnde tan m ve hayvancılık grubımun payı 1974 yılında yüzde 55.8 !di. Genel 1974 yılında genel ihracat içindeki payı yüzde 52 olan madencüik ocakçılık grubu ihracatının 1975'de yüzde 6,7'e ulaşacagı hesaplanmıştır. 1974 yılır.da yüzde 5,5lik bir artışla 39,1 oranına yükselen sanayi nıamüllerl ihracatmın ise 1975 yılı tahminlerine göre yüzde 36,5 oranmda gerilemesi beklenmektedir. TARTIŞMA Eğitim devrimine gerek var Çağda? uygarlıî! düzeyine çık mak! Ama nasıl? Bunu bir soru ile yanıtlamak istiyorum! Üzerinden hemen hemen 50 yıla yakın bir süre geçmiş olmasma rağmen gerçekleştirilememiş Atatürk devrimleri ile mi? Buna rağmen kanımca 50 yıl gecikmeyle de olsa yapüacak şey köklü ve geniş bir görüşle devrimlerimize sahip çıkmak, vakit geçirmeden dinamik bir anlayışla uygulamaya geçmektir. Degişen, gelisen, üretken ileri düsüncenin özgürlüğüne açık, çağımız gerçekleriyle paralel olarak gelişen kafa yapısına sahip olmadıkça, bu olanak dışıdır. Gerçekten çag daş uygarlık düzeyine erişmek ıstiyorsak hiç vakit kaybetme den (ki kaybedecek vakit yok> ülkemiz gereksmmelerine göre bir eğitim devrimini gerçekleştirmemiz gerekır. Bunun için de bir çok tedbirler ahnmah, çagımız gereksinmelerine yanıt veren biT eğitim yöntemi uygulanmaya başlanmalıdır. Bu yöntem içinde ilk 3rapüacak şey toplumda fırsat ve imkân eşitliği saglamaktır. Bunun yamnda yurt sorunlarına daha çok ağırhfc verilmeli. ders kitjplan ve okullanmızda uygulanan program antılmalı, öfrencilere yeter.eklerine göre seçme ve yönelme sağlanmalı. eğitim sorunlanmıza yükseklerde çözüm aramamalı. eğpr çozüm aranacaksa tabandan tavana doğru çözüm aranmaîıdır. Bu cia ilkokuldan başla^p. tiniversiteye kadar uzanmalıdır. Saydıklantı'. sorunlanmızdan kanımca en âcil çözüm bek'.eyenierı. Bunları pek çok çoğaKrnak mümkün. İSte tüm bu gereksinn.elerimizin gerçeklesmesinde eSitirr.cilere büyük sorumluluk düşmektedir «Atatürk, Türkiye Cumhur:yetini Türk gençliğine. Tür* gpnçliğini de öğretmenlere emanet etmiştir.»' «»öfretmenler öğrencisinin veltsinin. halkmın öğreticisi. eğiticisi, savaşçısıdırlar. Atatürkçü öğretmen yurdunun sorunlarını, toplumunu kadfirleri ile bas basa bırakacak kala vapısma sahio değildir. Atatürk devrimleri doğrultusunda, halkma önder oimayanı öğretmen olarak »a nımlamak olanaksırdır O olmalıdır ha'.fcr.m ıstıraplarına. öğrenciİPrinin sorur.lan n^ en yakın! Öğretmen yalnız kara tahta başında okuma • yazma öğretmekten kurtarmalıdır kendinl. Toplumumm, ha! :<ır.'n öğrermeni olmahdır. Bunlan gerçekleştirebi'.ır.esi için de mesleki özgürlüğü olmalıdır. Bu da demokrasimız sorunlanndan, en önemlilerin den biridir. Günumüzde başvurulan susturucu • bastıncı • kısıtlayıcı tedbirlerle, çağ dışı «hniyetle bu sorun çözümlenemez. Bu çözüm yollannda ısrar edilirse yakın tarihimizdeki olaylardan ders almmarr.ış olduğunu öğrenciler, veliler ve toplumumuz kav reyacak Ö, bundan eminim. bir de vönetimin üst kademe sindek'ler kavrasa da gençleri mız kendilerine yeni bir inan ca aramasalar artık. Giiler GÖKMEN ZONGULDAK HÜKÜMET PROGRAMI «Enflasyonla, pahalüıkla: yoklukla. kıt lıkla, işsizlikle raücadele edecegiz.» «Düşük gelınilerin vergi yükü azaltılacak ve asgan geç:m mdirimi yükseltilecektir.» «Dar Helirli aile çocuklarının okuma ve yetişme imkânlarını arttıracağız.» «ÇOCU'K zamlan arttınlacak ve tahsilde çocuğu bulunanlara aynca ödeme yapılması ımkânı araştınlacaktır.» «Zamanla artan hayat pahahhğma göre ayarlanacak bir ücret sıstemı ve asgan ücret baremı uygulanacak ve işçilerimizin pahahlığın asır vükii altmda eziimemesi için gereklı tedbirler alınacaktır.» «Emekli işçilerin durumunu düze! tecegiz.» «Muafiyet ve istisnalar şözden geçirilecek, küçük çiftçi muafiyet ve istisnalan vükseltilecektir.» «Onemli tanm girdüerinin yerli turuluş ve sanayı eli ile bol. vasıflı ve makul fiyatlarla üretilip köylümüze ulastır.lması için müessir teşvik ve destpk sîstemlerl uygulanacaktır.» «Gübre fiyatlannds indirim imkânlan önemle ele alınacaktır.» Yukarıdaki cümleler Başbakan Süleyman Demire! tarafmdan Meclislerde okunan hükümet programmdan aynen ahnmıştır. Çok esnek olan bu cümleler ilk bakışta yeni hükümetin bir taraftan dar gelirlilerin lehine ve memleketimizde çok bozuk olan sosyal adaleti i^ilestirmeve vönelik bir ekonomi oolitikası izleyeceği, öbür taraftan ağır sanayiin îıuruîmasını nızlandıracağı ızleniminl uyandırmaktadır. Ancak hükümet programmda serçekleştirileceği ileri sürülen husııslar açıkca belirtilirken, devletin eelirlerini azalracak ve piderlerini önemli miktarda arttıracak yapıda olan bu hususlann hanşri finansman kaynaklanndan karşılanacaği hakkında aynı açıklık gösterilmemis ve \nllardir tartışıldığı halde bir sonııc aîmamavan ve dolayısıvla pratik bir önemi olmayan sermaye piyasasmın gelistirilmesınden bahsedılnıekle vetinilmiştir. Hükümet nroîrramında beürsiz olan bıı ko nuvu açıkhğa kavuşturmak tçin. venı hükümetin vaad ettiği hususlan gerçekleştirmek üzere başvurabileceği finansman kaynaklanm mcelememiz gerekli ve yeterlldir. Enflasyor.la etkın bir şekilde mücadele edeceğini be Itrten hiikümetin başvurabileceği iki finansman (taynaftı vardır. Bunlardan birincisi çeşitli ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan sağlanaoak vardim ve borclardan oluşan dış fınansmandır. Ancak bir taraftan u!ı:slararası basl.ı gruplarmın varlığım ve etkinliğinı, di*er taraftan Türkıye'nin içinde bulunduğu rtıs politika ortamını düşünecek olursak. venı hükümetin dıs finansman kaynağınrîan fazla bir şey sağlıyamıyacağını söy leyebiliriz. İkincı finansman kaynağı ise, mil li gelirin önemli bir kısmmı alan rrutlu azmlığı oluşturan sanayi ve ticaret kesimlerinda faalivet sösteren hiir özel teşebbüse hükümetin veni vergiler koyması ve\a mevcut ver îîilerin oranlannı vükseltmesidir. Fakat htikümetin programında sanayileşmenin özel sekör elivle gerceklestirilmesi gerektiğini açık ça savunduğunu ve hükümeri oluşturan en büvük partinin 19R51P71 yıllan arasında uySuladıŞi ekonomi politikasını hesaba Katarsak, veni bükümeün bu finansman kaynağina başvurmasınî beklemenin safdillik olacağı kendüiğinden ortaya çıkar. Bu açıklamalanmızın ışığı altında. yeni hükümetin ve rjrogramının tatile gitmek için cebinde 100 lirası olduğu halde Avrupa'da tatil yapmayı düşünen hayalperest bir insana benzediğı yargısma varabiliriz. Programı gerçeklerden bu kadar uzak fakat bilinçll olan Demirel hükümetinden. aynı vaadleri 1975 vılı sonlarmda veya 1976 yılı ortalannda bizzat kendi teş\ik VP desteği ile vapılacak geip! seçimlerde du\mak fcaçmılmaz olacaktır. HU kümetin arosrammda önem ve öncelik ver diği konuların basında. siyasi partilerin secim ıttifakı vapabilmelenni sağlamak amacıvla hükümett oluşturan partilerre hazırlanan ve TBMM Başkanlı£ına sunulan kanun fpkiifinin en kısa zamanda kanunlaştırılmasının gelmesi de bu sörüsümüzu zucİPnriîr mektedir, Erdal Muzaffer INSAL BALIKÇILAR, DÜKKÂNDAKİ AKVARYUMDAN ÇIKARDIKLARI BALIKLARI SATMAYA BAŞLADILAR • Halkın «Tazelik» konusundaki endişesini gidermek amacıyla yeni bir uygulama başladı • Canlı. canlı». «Kuzu gibt maşallah», <Yeme de yamnda jatsözleri ile Kumkapı kıyılan her ffün çınlar... Bu yüzden de burası günün ber saatinde doludur. Âde ta balıklar karaya vurmuştur'... Betonun üzerinde zıplar. naylon torbanın içinde hayatlarını verir ler... Balıkların yanı sıra, salatalar da kıyıya vurmuştur!.. Arabalann içi, salata, soğanla doludur. Göbeklisinden göbeksizine kadar.. Daha ziyade göbeklisi seçildiğinden, göbeksizleri geri kalır. Bunlara atılır gözü ile bakılmaz. İkisi, üçü bir araya getirilir. alıcısı mutlaka bulunur!.. Çogu kez balığın bolluguna salata ayak uyduramaz. Onun için balık yalnız girer mutfaklara.. Istanbullular bıkmıştır aldatılmaktan. Her şeyin tazesini almak isterler. Bazan, taze diye alınan şeyin bayat olduğu sonra anlaşılır. Artık iş işten geçmiştir. Sag lık bozulmuş, ilâçlara sannılmıştır... Balıgın faydası üzerinde tartı? malar bitmiştir. Yenileri eklenir, eskiden söylenenler silinmez. Ancak bozulması nedeni ile faydası nın yanı sıra tehlikeli de olmaktadır. Bunun için alınırken çok dikkat edilir. Gözünden, solungaç larına kadar bakılır. Solungaçlan nın «kırmızılığına» da güvenilmez. Parraak ile yoklamr. Onlarm da kırmızı boya ile boyandığı, dilden dile. kulaklara gelmiştir. Bunun için Istanbullular, tazeli ğin tek beürtisi olarak «Canlı» oluşu kabul etmektedirler. Balık zıpladı mı güvençle almaktadırlar. Onun içindir ki, Kumkapı kıyılan her g>in dolup taşmaktadır. Görerek, büerek balık satın alın maktadır. Yine bunun içindir ki, buradaki dükkân sahipleri, hava landırmah balık havuzlan yapmışlardır. Motorlar ve sandallarda da bu yol yaygmlaşmıştır. Bu yürden de alıcı çoktur. Ba lık kapışılır. Pazarlığa fırsat bıra kılmaz. Bir kap balık için bir fiyat belirlenir. Ne onun üzerine çıkılır. neflefaltıha öıilir. Belirle nen fivatlao gün kapanır. BÜYÜKLÜK tİSTÜNE Tanh bü>ük kişilerin öyküleri ile doludur, hatta bir bamma tarih. büyük kişilerin öyküleri demektir. Fakat büvüklük nedir? Örneğin dört bm yü önce icat edilen rekerlekten yarar'p.mlarak yapılan savaş arabalan veva içinde bulunduğumuz >Tiz5Tüın icadı olan atom bombası ile bofusan taraflardan birinin. ötekini cize eetirme^i midir? Yoksa güzel bir mımarhk eseri veya bir müzik parcası ile başka insanlara mutluluk vermek midir? Acaba atom bombasını yapan bilim adamlan mı. yoksa onu ilk defa Hirosımaya atan pilot mu. ya da o pilota görev veren kişi mi daha bürüktür? Ünlü bir ressamm yine Unlü bir tablosu vardır. Bu tabloya üç kuru kafa çizilmiş ve altına da şöyle yazılmıştır: «Bınılardan biri kral. biri şair, öteki de dilenci idi. Ayırt edehilir misiniz?» Büyüklükleri tarihe geçmis birçok kişide, onlann yakınları, karılan ve çocuklan, övle önemsenecek özellikler görmemişlerdir. Makedonya krallanndan Antigonus Gonatas'a. şair geçinen Hermodotus adında birinin bir şiirinde, kendisinl «günesin oğlu» ve «Allah» diye övdügü söylenince, fcralın buna karşılığı şöyle olmuştur: «Oda hizmetçimin, benim «güneşin oğlu» ve «AUah» olduğumdan habert bile yok.» Almanlann bir atasözü vardır. «Bir »ışak indinda efendi yoktur.» Bu atasözünü hem Goethe, hem de Kant yorumlamışlar ve her Oüsi de deyimin doğru olduğunu onaylamışlardır. Fakat gerekçeleri birbirinden çok farklıdır. Şair ve aristokrat Dlan Goethe'nin yorumu söyledir: «Bir uşak indinde efendi olamaz; çünkü uşak, efendinin yeteneklerinı takdir edecek yetenekten voksundur.» Bir filozof olan Kant'ın yorumu ise şöyledin «Hiç şüphesiz uşak indinde efendi olamaz. Çtokü efendiuk diy« bir şey yoktur..» Acaba Goethe'nin gerekçesi tnl, yoksa Kant'ınki mi daha geçerlidir? 1830 ihtilâllerinde Pransa'da ıhtilâle teşehbüs ecfen bir general başan gaSlayamaz ve hâkim önüne çıkanhr. Hâkim sanığa sorar «General. cürüm ortaklannız kimlerdiî» General cevap verir: «Eğer başan kazansa idim, ba» ta siz olmak üzere bütün Fransa» Gerçekten de eğer bu geoeral başan kazansa idi, muhakkak ki herkes onu «büyük adam» diye alkışlayacaktı Aîman hiclvcisl Wllhelm Busch'un büyüklük üstüne ilginç bir şliri vardır: «Eskiden / bugünkünden daha toy / ve mütevazi iken. / Başkalanna bakar da / adam sanırdım. / Daha sonralan, / Dün ya denilen bu geniş otlakta, / Kendimden başka / sıgırlan da görünce / kendimi de / yavaş yavas / acîamdan saymaya başladım.» Bu düşüncelerle büyüklüğü küçümsedığira samlmasın, amacım. küçüklerl büyültmektir Maamafih şunu da itiraf etmeliyim: Gerçekten büyük olanla küçük olduklan halde büyütülenlerl birbirinden ayırt etmek de kolay olmuyor Mehmct ERDEMİR Saîcılık Solculuk Kavramı Sağcıların ara vermeden okul basmaları, adam öldürmelert belki bir bunalım yaratmıştır. Ama halkımıza da bazı gerçekleri göstermiştir. Bugün ülkemi?d* saÇcı ve solcu sSzcüklerini kuüanmakta hiçbir ülkede görülmeyen bir anlayışsızlığa düşüyoruz. Açık konuşalını. Milyonlarca Türk yurttaşl dinlerine baŞlıdır. Tannlanna inanmakta, Peygamberlerinl tanımaktadırlar. Bunlar sağcı tnıdırlar? Asla. Böyle bir miiı lüman, iktisat anlayışında hiç bir zaman h'beral olmayabılir. öyleyse bu kişi solcfadır. Zaten sağcı denildifl taman da, şeriatçı, tarikatçı, batıl itikatçı deylmleri anlaşılmalıdır. Dine bağlı o!an kişlden devrime zarar gelmez. Öyleyse dindarllkla şeriatçilık sınınnı çizmek hiç de güç değildir. Milliyetçilik sa»cılık mıdırT Hayır.. Hattâ halkçılık ve dev rimcilikten aynlmayan Kemalizm mllliyetçiliği soldadır. Biz sağcı dediğimlzde ırk çılığı, bu eşsiz ve büvük yalanı. batıl fikirleri kasted'eriı. Irkçılık Türk bütünlüğünü, birligi ve memleketimiı hal kınm kültür birligini tehdit eder. Böylece sagcılık lster lstemez rejimi koyu blr kaba kuvvet istibdadına veya Hitler NaziHgine götürur. Peki »olcu kimdlrî Bu sözcüğü de Bolşevik ve Uoı kovaCT sözlerlyle kanştınyoruz. Bir yurttaş: «Devlet her Tiirke ev, ekmek, ve yeterin ce refah ve güvenli§l vermelidir» dedigi «aman soldadır; solcudur. Liberal ve kapitalist sistetn. sol akımlar tarafmdan zorlanmadıkça, kişiyl kendj kadertne bırakır ve devletin kişi ile kendisi arasına girmesini cinayet sayar Süha BÖLÜKBAŞ1 Canlı dediklerine fazla güvenmeyin. Çoğu kez, taze diye buzhaneden çıkmış balıkları götürebilirsiniz. Işte canlı balık sattıklarmı ileri süren iki sandalcı. Acaba taze mi? (Fotograf: Erdogan Köseoglu) Bursa'daki tarihi Türkİslâm Eserleri , Müzesi Vakıt Öğrenci Yurduna talısis edildi BCRSA. (Feridun Evrenosoğla bildlriyor) Turic İslâm Eserleri Müzesi olarak yeniden düzenlenen Yeşil'deki eski Arkeoloii Muzesı'rün. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce, Vakıf ögrenci Yurdu olarak tabsis ediJmesi kararlaşönlnıışr tarifcî "Bîhamn onbeş gün içinde boşaltüması istenmiştir. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü yetkilileri, önümüaleki temmuz ayında Türk İslâm Eserleri MUzesi olarak yeniden açüacak tarihî medresede 26 bin parça değerli eser bulunduğunu. bu nedenle çaresizlik lçind« kal Ote yandan, Vakıf öğrenci vurdıklannı belirtmişlerdir. Her biri du olarak tahsis edilen tariht paha biçilmea nitelikteki eserler Yeşil Medresesinin sağlık koşularasında, 14*üncü yüzyılda Mı ları açısından sakracalı olduğu, sır hükümdarlanndan Berkük' hükümet tabibi Atalay Onat başIin, Yüdınm BeyazK'a armağan kanlığındaki bir kurul tarafmdan ettiğl «Emsâlsiı» Kur'anı Kerim. ..»aptanmıştır. Bu konudaki rapor da, ilk/JDsmanlı medreselertnden tle trulunmaktadır. ~ ^ Yetldliier, Vakıflar Genel Mu olan taş yapıda, kalorifer ve badürlüğüne başvurarak, karann ca bulunmadıgı, banyo ve lâvabo tekrar gözden geçirilmesini iste gibi sıhhî gereçîerden yoksun omişler, müzenin boşaltılması ha lunduğu ve binanın rütubet için linde Türk ve İslâm sanatanın de yüzdüğü belirtilmiş, medreseen üstün ömeklerinden oluşan eserlerin çürilmeye terkedilecegi nin öğrenci yurdu olarak kullanılamayacagı kaydedilmiştir. ni ifade etmişlerdir. Taze mi acaba? Evet, her ne kadar Istanbullular oynar balık alıyorlarsa da, ba n açıkgöz balık satıcılan. içi su dolu naylon kaplara «Buzhane» balığını doldurduktan sonra. üzerlerine henüz canlılıklannı koruyan balıklardan birkaç tanesini atarak. hepsinin taze olduğunu öne sürmektedirler!.. Bundan nasıl korunulur? Aldannıanın ve aldatmanın sının yoktur. Aldanmamak için dikkati elden bırakmayın. Çünkü aldatmanın adı. «Açıkgözlük> olarak gittikçe yaygınlasmaktadır... Yargıtay üyeliğine atanan 36 hakim göreve basladı ANKARA, (ANKA) Hakim ve savcılar arasmda YUksek Hakimler Kurulunca Yargıtay Uyeliğine seçilen 16 yeni Uye dün görevlerine başlamıslardır. Yargıtay Birinci Başkanı Cevdet Menteş, dün bu konuda yaptıgı açıklamada göreve başlayan yeni Yargıtay üyelerini açıklamiştir. Yeni Yargıtay Uyelerl şunlar. dır: Cumhuriyet Başsavca Yardımcısı Cahit Belibağlı, Yargıtay Başsavcı YardımcısJ Vedat Ar. tuç, Yargıtay Başsavcı Yardımcısı N'ecmi Esen, Istanbul Dev. let Güvenlik Mahkemesi Savcısı Cemil Sonbay, Adana Devlet Gü venhk Mahkemesi Savcısı Hüsrev Dülger, KocaeU Cumhuriyet Savcısı Servet Dolakoğlu, Izmir Savcısı Mikdat Kılıç, Ankara Birinci Agır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Ayanoğlu, Ankara Hakimi Kemal Başdogan, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı AbdülmUmin Kavalalı, îzmir Devlet GUvenlik Mahkemesi Başkanı Saim Gökçedağ, Istanbul Hakimi Semih Korkmaz, Yargıtay Tetkik Hakimi Nusret Alimoğlu, Ankara Hakimi Celâl Erdoğan. Ankara Ticaret Mahkemesi Başkanı Semib Üktemer, Ankara Hakimi Mehmet İlr?an Tü?üner. îstanbul Ha kimi Cemal Dirik. Pakırköy Hu kuk Hakimi Turgut Kuran, Izmir Karşıyaka Hukuk Hakimi A\TI1 Bükey. lzmir Hakimi Cevdet Ünsal. Eskişehir Hakimi Ab dullah Berksun, Konya Aslive Hukuk Hakimi Hüsampttin Özbila:in. Ankara Hakimi Edin Erpinöz, Yargıtay Tetkik Hakimi Kemal Erkan, Yüksek Hakimler Kunılu Tetkik Hakimi Faik Erbııla ve Vüksek Hskimler Kuru lu Tetkik Hakimi Kemal Gür. KAY1P İTÜ Elektnis Pakültesi 1. sınrf 47427 No lu öğrenoisiyıın. Kaybolmuş olan şebekerr.in hükümsi'.ı olduğunu bildirirım. önter Camcıoğlu (Cumhuriyet: 2827) Çapkıa hırsız bu kez de 145 suçtan sanık Ona, «U8 yıl hapis cexası ne demektir bilir misin? Belki sen hapishanede kalma rekorunu kıracaksm, dünya yüzünde ismin «Çapkın Kırsız»dan çok, mahkum rekortmen olarak kalacak gazete sütunlarındaa diyordu arkadaşları. Oysa, bir zaır.anların çapkın hırsızı, Salih Düztaş son af kanunundan faydalanarak 148 yVUık cezadan kurtulmuş ve çıkamazsın dediklerı cezaevının rütubet kokan duvarları ardma ç .ımıştı. Bir ata sözü vardır, «Mapushenslerde ınsanlar değil, duvarlar kalır» diye. Çapkın hırsız Salih Düztaş yeniden 45 yenn hırsızı olarak yakalanmış ve gözaltına alınmıştı. «Bu kez kurtulamam. Cesedim çıkar cezaevınden. Ama Allah'tan fcimse ümidmi kesmesm. Gün doğmadan neler doğar» dıyor ve ata sözünün gızli anlamına sığınıyordu çapkın hırsız. Selâhattin GÜLER mişti Istanbul'da. Hem çalıyor, her girdiği evde uyuyan kadm ve kızlarla ilişkl kurmak istiyordu. Polis o tarihlerde kıvranıyordu bu esrarengiz hırsızı yakalamak için. Aylarca ugraştı o tarihlerde Hırsızhk Masast Şefi ve simdiki Asayi$ Subesi Mür>iirü Cemil Gülmenie arkadaşlan. Çaplon hırsre bir gece yine Bakırköy çevresinde hırsızlık için girdigi evde genç bir kadınla karşılaşmıştı. Evde başka kimseler yoktu. Mevsim yaz, pencere açık, kadın karyolada yan çıplak yatıyordu. Soyundu ve yanına girdi kadırnn. tşte bu sırada kadm uyanmış, kıyametler kopmuş, so kağa fırlayan çapkm hırsız ise fazla uzaga gidemeden yakalan"tı. Polisin o tarihte yaptigı araştınnada, hırsızın 145 hırsızlığı sırasmda çok kadm ve kız ile ilişki kurduğu saptanraıştı. işte bu nedenîe Salih Düztas'ın adı çapkm hırsıı olarak polis kayıtlanna geçmişti. Sıraselviler Caddesl'nde oturan sanşın bir dilbere âşık olan ve bir ay içinde 30 bin lira para barcayan Salih Düztaş, «tna nın bu kadına elimı süremedim. Çünkü heyecanlanmıyordum. Ama aşık olmustum. Beraber geziyor eğleniyorduis. Esasen arkadaşlığumz çok kısa sürdü» demiştir. Çaplan üırsız, tşte bu şıpsevdiliginden yeniden ele geç tiğinl de sözlerine eklerken, «Yme Nisantaşı'nda bir eve girdim. Bir kızla tanıştım. Hemen âşık olmustum. Kızla anlaştık. Yakalandığım gün Maçka Parkında buluşacaktık. Ve de buluştuk Ama bu kez polislerle yeniden karşı karşıya gelmistık, Beni tzliyorlarmış. Tuzağa düşüverdik» dedi. OKUYUCU MEKTUPLARI Emekli işçilerin durumu Bizler işçi emeklileri, bundan iki ay evvel maaşlarınıza zam var dediler, sevindik Hayat pahalüığının çekılmez bir duruma geldiği bugünlerde, bu haber bizi çok sevindirmişti. Yetküiler demtsç üstüne demeç vertiiler. Yüzde 25 dendi, rıayır yüzde 25 yetmez yüzde 40 olsun dencii ve nisan aylığınızı zamlı alacaksmız dendi. Geri kalanının da üçer aylara bölünerek verüeceği söylendi. Ve dendi de dendi. Buna göre çok emekiiler, bırtakını ihtiyaçlannı gidermek için açüdılar da açıldılar. Sonuç zamlı maaş alacağız diye, sabahın karanlığında Banka kapısmda nöbet tutan bizler nayal kırıklığına uğradık. Bunun nedenini sorduk, yok efendim komisyonda geri kalmış, komisyondan geçmemiş filân falân. Tok açın halinden anlamaz diye kim söylemişse tam yerinde lâf etmiş. Simdi bu beylere soruyoruz: E*e.r bu zamlar ışçi emeklilenne olmayıp da vasa yapan beylere olsayc'ı gene komisyon boyle vavaş mı çalışırdı?. Muhakkak ki hayır. tvedilikle çıkar, iki günde kanunlasıröı bile. Bu bir tahmin deuil, hakika»tir. Çünkü, bunun Mecliste ör.ıekleri çoktur. Nebil SEZER Sehremini İSTANBUL Ilkokııl mezunu erkek memurların giriş ve yükselme dereceleri düzeltilmeli Bütçe Plan Komisyonu 12 sayılı kanun hükmünde karamame üzerinde en önemli ve çok açık bir tıaksızlığı giderememiştir. Haksızlık; ayni tarihte, ilkokul mezunu olarak 14. dereceden işe baslamış birisi er kek, diğeri kadm iki memu nw aşağıda açıklanan durumlan ile ortaya çıkmaktadır. Ör neğin; Erkek memurun durumu: 1.3.194 l'de işe başlamıştır. 1.3.1943rte askere gitmiştir. 1.10. l<>46'da terhis olmuştur. 1.10. 195()'ye kadar tş bulamamıştır. Ancak bu tarihte yeniden memuriyete girebilmiştir. 1.3.1975 tarihine kadar çalışarak 30 fiili hizmet yılını tamamlanuşür. (Asberlik süresi dahil). Şimdi bu erkek memur, 12 sayüı kararnamenin komisyonda kabul edilfin şeküne göre, intibakta 15 dereceden işe baş latılacak ve her üç vılı bir derece sayılmak üzere 5. derecenin 1. kademesire kadar çelecek. Pakat 7. derecenin son kademesinden ileri geçempdiSi için bu derecenin 9. kademesinden emekli olaraktîr. Kadın memıının durumu: 1.3.1941'de işe başlamıştır. U . 197l'de 30 fiili hizmet yüım tamaıtuayarak 8. derecenin 3. kademesinden emekU oUnustur. 0u tablo göstertyor B; kadın memur erkek raemurdan iki derece vukardan emekli olmuş. erkek memur ise askerlik vaptığı ve askerlik dönüşü uzun süre iş bulamadıgı tçin magdu riyete uğramıştırtşte bu açık ve secik haksızlıgın; Anayasanın 12. maddesi ni ve İnsan Haklan Evrensel Beyannamesinin ruh ve amacını ihlâ) ettiği ve fcamu vicdanım sızlattıgı düsünülerek. (Karamamenin Merlislerde eöriişülmesi sırasmda tlkokul mezunu memurlann işe baslama derecesinin 14, vükselme derecesinin de 4) olarak dil7elt.llmek suretıvie ei<1erileceğinl bekliyoruz. Saysılanmla. Adı saklı îyi insan olmak istedim «Ben zenginlenn evıne girerim. Soyduğum evler arasında bir fakirin evini gösterin üste ben para vereceğim. Bir kez bilmeyerek bir polisin evine gırmişim 35 lira para buldum. Sonra masada oolisin resmi varüı. Ağladım. Eğer cebimde param olsaydı o 35 liraya ekler oradan öyle aynhrdım. Aftan fay dalandıktan sonra iyı bir insan olmak istedim. Olmadı. Kimse bana ts vermedi. Başka ne \^apa bılırdım. Ama bundan sonra kurtulursam, dileneceğim ve bu işı vapmayacağım» dedi çapkm hırsız. Evet Salih Düztaş yaka landığı zaman üzerinflen iki de tsbanca çıkmıştı. Silâhlan neden taşıdığını soranlara ise, ''Girdiğim evlerden almıştım. Een silâh kuJlanmam. Benım lşim para ve kadındır» diye cevap verdi.. Niçin çapkın hırsız 1960 yıllannda bir hırsız türe MEYAK KURULUŞ YASASI NE ZAMAN CIKACAK Türkiye'de 40ü oin memur vardır. Bunlarm maaşlanndan her ay vüzde 8 oranında bir kesinti vapüır. Persnnel fcanununıın bir maddesi demiştir Ki; «Memurun her ay maaşından yüzde 5 kesinti vapılır. Bir vıl içinde eıkanlacak kanunla Memur Yardımlasma Kurumu (MEYAK) Rurulur» Yasa süresi ıçmde çıkanlmamıştır Hattâ bir nlllk sürenin uzaülması için baska bir vasa da çikarümamıştır. Ancak memur maaşlanndan vapılan Resıntı sürnıeKtedır Yani fcesinti bir anlamda vasa dışı oUrak vapılmr.ktadır ve 34 milyar brava ulasmıstır Acabs MEYAK'ın kumlmasına tlişkin vasa ne zaman çıkanlacaktır? Taplanan bu paralar nerefledir? Ne amaçla kullanılmıçtır? Yetkililertn bu konuda açıklama vapmasını lstiyoruz. Avnca memur dernekiert. tederasyon Sonlederasyonlannm TRT'nin de oiı konuya eğilmelerinı beklivoruz. Adı saklı btr memar Eayıp aranıyor Kızım Gül Çelik. kalmakta olduğu eniştesi İsmaıl Bahar'ın yanından on gün evvel ajTüarak o tarihden beri kendisinden hiç bir haber ahnamamıştır. Gören ve tanıyanların en yakın polis merkezine bildirmeleri insaniyet namına rica olıınur. Eniştesi: tsmall Bahar Kıvılcım sokak No 78 Kuştepe Şişli Jilet ve keskin makas Çapkın hırsızın çeketinin mendil cebinde sürekU bir jiletle keskin bir makas taşıdığını söy lıyen hırsızlık masası detektiflerinin bu açıklaması uzerine kendisine soru sordugumuz Salih Düztaş, «Bunları uyuyan kız ve kadmlann iç çamaşırlannı kolaylıkla kesmek ve onlan uyandırmamak için kullanınm Zaman, zaman da bunlara ir.tiyaç balınaza diye cevap vermiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle