13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKÎ CUMHURÎYET 5 Mayıs 1975 hndı ba..!ıoa kent'.erimıade olduğu gtbi. Ankara'da da aparünanlar ve bu apartmanlarda da kapıcılar vardır. Bu kapıcılar kendilerinden söz arasmda, «kapıcı milleti» diye konuşurlar ama. bu şimdı burada, Milliyetçi Cephenin ulus kavramındaki bağnazlıgını daha da kuşkulandırmamak için onlardan, sadece «kapıcılar» diye söz edelim. Daha doğrusu, bizim bu sözünü edeeeklerimiz kapıcılar da değil. Bunlardan sadece bir tanesıdir. Bu jazımızın başlığmda, şıı «bızım kapıc:», diye ald:ğımız bas't bir vatandaşırnızdır. Ama ne varki, bu b'.zım saf gonınüslü vatandasımız. meğer «gomonist. mış! Evet, komünistmis! Apartman halkı ise bur.u bılmiyorlarmış. Denn bir gaflet içindeymişler. Ve yarın, kalorifercilik görevinde, kimbilir daha neler yapabıleceğim de akıllarma getirmeden, bu «komünist» vat?ndaşımızla, aynı çatı altında, nasıl da yaşayıp durmuşlar. Ama bir gün hakikat, hem de genç, görgüsüz, tecrübesiz ve çevresinde hiç de önem verilmeyen bir vatandaşımız tarafından, en susturucu bir delil ile, birden ortaya serilince. ve o zaman anlaşılmış ki, meğer «bizim kapıcıa komonist'miş!... S OLAYLAR VE GÖRÜŞLER "Bizim Kapıcı Komonist Şevket Süreyya AYDEMiR hoeası oîarak ben ögrencilere. şehırcilik kooperatıflermden de bahspdernın. Ama ne var kı, bı zım kooperatif yolu ile mahalle kurabileceğimize çevremizde, evvelâ en yakın arkadaşlanmız bile inanmadılar. Hele resmî makamlar? örneğin, şehir planı dışındaki inşaat müsaadesi için ıptmetli Vali Tandoğan'la temas, daha doğrusu becelleşme işini arkadaşiar bar.a vermişlerdi. MeThumun, o görünüşte sert, ama dostlanna karçı sempatik hali ile benımle, nasıl günlerce alay ettiÇini hatırlanm. Ama neyse. Olanlar oldu. Yardımımıza srene, rahmef'i tnönii kostu. VeV.ller heyptinden müsaade işini de. yakın tarihimizde ilgi çeken bir şahsiyet olar. Ali Çetinka ya'ya bıraktı V? bizim mar>alle pl**> önce Validen geçirilmeden Vekiller Heyetir.den çıkt:. Kooperatife girmek icin her birimizin ancak yüz lira ödememiz lâzımdı. Bu yüzer lirayı veren ancak 110 arkadaş bulabildik. Ama nihayet bıth tarla. bir bahçelievler oldu. GUIler, çiçekler, binalan saran mor salkımlar, Batı anlarnında kulübü, spor alanı. hatta kanalizasyonu ile bir modern site. O zaman tabii, ne apartmanlar, ne de kapıcılar vardı. Ama simdi bunlann hepsi, bir masal oldu silindi. Bugün Bahçelievler'de. o zümrüt bahçelerin. havuzlann amlarım hatırlayan ne kadar az insan )<qldı bilmiyorum. Ama hamiyetli bir genç vatandaşınıız, bizim rnahallede komünist bir kapıcınm yaşadığını bir gün meydana çıkanverdi. Bakınız nasıl?... ,, okuttugu için komünist diye suçlandı ~ıı' 200.0CKI öğretmenın çogu. oğretmen oldukiarı "in komünıst ve dovülmelen vacıo değil m i ' Ecevi* ve Hall: Partısı «Milliyetçi Ceplıe»ve göre ko münıst sayılmıyor mu? TRT de, millî yaşamın çeşitii sahneleri arasmda, voksul bölgelerin. sıı suz. topraksız. ısıksız ve pislikler içinde yasava» halkm havatını da gerçekçi gözlere seren in=;an lar da, TRT'de zırvelesrr.is komünistler sav:!'' vorlar m ı ' Sendika komünizTi. grev komür.is' lik ve Vietr.am'da katıl bir devleti ve katil b:* ordu\u yıllardır kınayan avdm kalemler de ko mürist •îav.lmadılar m;? Baskına uŞranlan okullarda. basılan vurtlarda. döğüîenîpre, yaralananlarp. hat f a o'enle1" 0 knmünist deıi'lmiyor rru Kavserı kongresınrie TÖS öğretmer.ler te^kılâtının kongres:m sanp. î 1 \" iz erne öğ'etmenı. eŞpr birkaç gerç subav ç»kio kurtamasalardı. bunlar komiıni';' dıve t:r.ç edilmeyecekler mivdh' Biinin b'.mlar bana. biraz da, son Buhara Eınirlığindeki «Cedit^üŞe saldırı hsreke^İPr^ı hatırlatıyor. Ced:t demek, yeni. ya da yeni'.ıkçi denıektır. Yeniciler kımlerdi' Son Buhara Emır'ne ve onun etrafını ahn yerilere ölüm fetv3".3rı bıçen. sarıkları kafalarından daha ın bir takm mollalara göre: pantalon gıyer.ler Cedıtlprri:. Sakallannı kısa kesenler. vahut saka; bıra'îmav.nlar Ceditlerdi. Gazep okuvinlar Cedi'lerdı. Cedıtlsrle do";t olanlar da. aene Odıtlprch Bu hıkâyeleri, eskı Euhara Cumhr.r've'inin Cımh"r baskanı rahmeth Hocaoğlu'ndan da dınıemisimdir. Ama zamamnın aydınlarmdan ve simdi Tacikistan'm merkezinde güzel bir heykeli bulunan Ayni'nin «Buhara Cellâtlan» isımU eseri, d.lımize de çevrilmiştır. B t. îskenderof'un. henüz diümize çevrilmeyen «Buhara19181920» isimlı eseri de çok sevler söyler Ülkenin soya! vapısı hakkında .. Hulâsa bu alanda. son vıllardan ve hele memleketimizin son evredeki hazin olusıımlarmdan binbir ömekler verebilıriz. Buhara'da Ceditlığın sonuçlannı ıse yazmayaeaâız Eve! »eroi nrada cehalete çok kurban verildı. Arm ^!T sıire sonra gerçek mıll'.yetçüer de. Emınn «ara'.'im yerîe bir edip küllerini havaya savurdular. Ama bence, ksnlı Emırle cahil moîlalar bu gerçek millıyetçıleri cellâda vermese'erdi, Buhara'nm icaderi. baska bir reform rolunda bile geliseb'ürdı AU1MLAK SADUN TANJU :r savas bitM. Ofuz yılclır b:r ülkede dogaıUn '.e vaşıvanları acılar ıc:nde bırakan. dünvamn v:cdanını sızlatan naHsız bır savas bitti. Aslınrid «avas. havata karsı gmsılen e:ı büvıik hak=:i'ık'ır. aı a Vietnam'• da sirdıırülen stıvmı. rtaks:7İıkfan da haşka bîr seydı. Dunva sevinıvor şımd:. caic'.aş uvga:lık iır vtançtarı kurtuldu diye. Oysa. Turhan Selçuk'ıın kankaturJndp. Piırrini'nin müzigindekı lirik ve dramatik etkıyı VıUırk»n düsünüyorsımuz. «kolav turtulur mn insanlık bu utançtan?» Bir Masal Gibi Bu büyiik ve itiraz götürmez gerçek. bakın nasıl meydana çıkmış: Ankara'da bizim Bahçelievler mahallesi, çağdaş tanımlamalara göre, ne geri kalmış, ne az gelişmiş, ne de gelişmekte olan bir mahalledir. O da, simdi bütün kentlerimizde olduğu gıbi, savaşma alanlannı andıran sokak giınilrüleri, göklere yukselen beton kovuklan re bu kovukların içinde üstüste istiflenmiş, modern mağara aileleri ve nihayet zehirü gaz ve dumanlan ile, bütün benzer mahallelerden biridir. Gerçi, bu mahalle boyle değildi. Bir zaman, bir avuç arkadaş, 1930larda bir araya gelmiş ve o zaman şehir planınm bile dışında olan SJ «bıtii tarla» da (evet. oraların adı o zaman bövleydi) bir ev kooperatifi yolu ile, bir mahalie kuralım demistik. Bu kooperatlf mahallesi o zaman Türkiye'de. kendi cinsinden ilk ve örnek mahalle olacaktı. îşin kolay yanını tamamladık. Bu kolay yan, kooperatifin bir statüsünü meydana getirmekti. Hepimiz, caha doğrusu bir avuç ilk kurucular. hep okur yazar insanlardık. örneğin bir ekonomi ce, tabiı hepsine bfr de kapıcı a!ınmı«. Bu apartmanlardan biri ile, oranu kapıcısı da komsumuz. Olay bu komsuda geçıvor. Ama ben bile duymaya vakit bulabildiğune göre, demek çevreye iyice yayılmış. Şimdi apartmanlar âlemmde tabiî, her apartmamn bır de yönetici kurulu var. Bu kurul bir gün yıne apartman halkının temsilcilerini bır araya topluyor. Kornr Yakıt fı yatları. Anlaşılıyor ki yakıt fiyatları yır.e fırlamıştır. Kömür ve kapıcı hizmetlerı ka^.'r<Vird;ı yine bir zam yapmak lâzım. Apartman halkı. orta halli sayılabılecek memurlar veya baska tne? lek sahipleri. Masraflar zaten gemi azıya almıs Her kafadan bir ses çıkıyor. Kapıcı • kalorcferci de çağnlmıs. ADartmanın bndrum dprilen harr.<= hanesınde. çoluk, çocukları ile güya yasayan bir basit Vöylü. Orad3 hava değil. kömür gazı ve kömür dumanı teneffüs edıyorlar. Ama tem sılcilerden toy bır genç. onu psrmağma dola mıs. Bağınyor, saldınyor. Kapıcı çok kömur yakıyormuş. Ve nihavet buvUk kesfini ortaya atı yor: « Bizim kapıcı kommıst!» Bütün sırlar ortaya dökülmüştur Mademk: kapıcı çok kömür yakıyor. O halde komünısttir! Gerçi çok kömürle. az kömür yakmanın sınırını bilen yok. Ama genç vatandaş için bunu arastırmaya lüzum vok. Gerçek rr.f»vdandadır. Ve bu gerçek kesındir: « Bizim kapıcı komonıst'n .. Evet, niçin olmasın? Komünistm şartı. şurtiı ve kavramı bu denlü karıçık olduktan sonra' Nurs'lu Sat fSaıdi Njrs=V A'atürk'ü. kızları BİR GiDiŞiN HÜZNÜ Turhan. uzaklasan Anıerikan ?emilernin arkasr.dai. r.îiMmda. mınıc.k be;>eklenm goğiıslerıne ba?tırarak hüz'in!» bakan Vıetnamlı kadıilan çızrmş VP m'.prın valnızlıklarım. tıokı Matlame Rııttprriy opera^ııda C'^oC>nSrın adlı senç Janon kpc'ın'nır. Anenkah demz subavı Pnkerton un arkasındar oakı«mdakı acı'ıkla eşdegerp u'a^tırmıs Bütün hatta Madame Bı:tterflv operasınri^ıkı unlu arya kulaklanmda vankılandı durdu. Televizjonda. kaçmak isteyen ıibırlıkçı Vıp^ramlılann ».merıkan tasıma uçaklanna ve gemilenne b'nebr.nıpk ıçın valvanp vakarmalarını. bırbirlennı ezıslenr.ı gördükçe vakarkırgınlık, umutsuzluk ezgileriyle doluyordu içim. SÜREN ACI Hele Güney Vıetr.arfılı Savcror. Poli^ Müdürü r.er.eral Nuvrn Lon'ıın bır Kuzev Vıe'namlı suba^T sokak ortasmda $akagına tabanca ile ate; ederek öldUrmesı sahnesı yinelemnce telsvızvonda. bu'iin kemanlar bir hıçk.nk tv.b' ç:nladı kulaklanmda Kvrt. bitmisti savas. ama terirtp. bovle bir tra.fedi Taşanrnosavdı * > < 7 knnn"!»ı olmavacak ha'nlikler. korlnılar. onur»nzlnklar. nefıetler. ic dii'msnlıklar kalmıstı. Kaçmak Isteyenlerin Ucte ikısinı aölırememıştı Amerıkahlar. KOcücük çaresız kadmlar kucaklarında Amerikalı askerlerden pevdahla'iıklan çocuklp'ivla yeni roplumun içinde kend:lerinı ııtanc Ipkeleri eifıi %r> receklerdı. Yabancılann büvük pücunun venılmezliğıne inandınlmış va da inanmış olanlar. ıılusa! kjrtuluşun bıir j iik onuru içinde kendilerını daha da aşaçılanmış ve fcüçülmüş bulacaklardı. Sa\aş bıtmişti evet. vabancılar eıtmisti ve kendi içlerinde vabancılaşmışlardı Vietnamlılar, kolay değildi yeruden bütünleşirken acılan hafületmek. Butterfly bıçağı sokup kamuıa son bir acıyla bütün dertlerinden kurtulmayı denejebilirdı: ama uluslar ıntihar etmezler, onlar yaşayacaklardır ve halklara karşı girişilen ihanet eylemlerinin asıl dramı, ihanet sona erdıkten sonra da acının sürmesidir. Kavram Karışıklığı Bahçelievler, apartman kovuklanna dönün Mektuplanyle Tanpınar... OKTAY AKBAL Evet Hayır • MarfcsıstLenımst toort ile «ıttrstin meUMİumı lcnllanan ve halk kıtletoriyf* kayna«ait« dHiphnli bır Parti; GUNUN KITAPLAH1 ^KONUK YAYINLARI J ( ••.zarlann, sanatçıların mektuplan ilgi çeklcı olur. YaşamJf ı^rırun gizli kesitlerini açar okurlara. Şiirlerinm, oykülerırun, romanlannın daha iji anlaşılmasmda yararlı'olur. Bu yuzden büyuk yazarlann mektuplan, özellikle birbirlerine irazdıklan mektuplar kitap halinde yayınlanır. Yaşadıklan günlsrde degil, ölümlerinden sonra olur bu . Bır ınceieyici ırar bulur bu mektuplan, topluma açıklanabilecek, daha doğrusu okur için yararlı, gerekli yanlannı seçer, bırtakım yerleri ıtar. Okurun anlayabilmesi için notlar ekler. açıklamalar yapar, bu özel mektuplan öyle çıkanr ortaya . Mallarme'nin .Şiir Üzerıne. adlı bir katabı vardır. Dostlanna yazdıgı mektuplardan seçümiş parçalar yer alır bunda. Şiirle, şiir sanatıyle, kendi şiir yaratmalan, çalışmalanyle iljüi bölümler... Tek bir satınnı atlayamazsınız, bütün bu yazılar şiir üzerine bir denemedir. Mallarme sevdigi birine şiirden söz eder, düşüncelerini, özlemlerini anlatır. Kendi kendiyle konuşur, hesaplaşır gibidir. Bu bakımdan her zaman okuna»k, yararlanacak bir kitaptır. Ama bu mektuplar olduğu gıbi sunulmanustır, gereksiz bölümler çıkanlmış, Mallarme'nin şaır yanıyle ilgili olanlan ilgilendirecek yerler bırakılmıştır. Ahmet Hamdi Tanpmar'ın Mektuplan'ndan bir seçmeler fcitabı Kültür Bakanlığı Yajinlannda çıktı. Tanpınar şaırdır, romancıdır, düşünürdür, belırli bir beğeniye, bır sanat anlayı?ına ulaşmış bir kişidır. Daha önce bazı dergilerde mektuplanndan bölümler yayınlanrmşü, beğenmistim onlan, ilginç bulmuştum. Ama bu kez, koskoca kitabı okuduktan sonra içimie bir boşluk duygusu kaldı. Şair, yazar, profesör, düşünur ranpmar'ın bu mektuplan yaünkat düşüncelerle, gözlemlerle, izlenimlerle dolu... Okura hemen hemen hiç bir sey katmıyor bunlar. Üstelik Tanpuıar'ın şiirleriyle, romanlanyle okura katandırdıgı güzel duygulan da nerdeyse karartıyor. Bir yazar, gtlndelik ya$am içinde herhangi bir lnsandan »yn değildir. Tanpınar da oğretmen, ınületvekili, profesör, furttaş olarak gündelik süantüanm yazıyor dostlanna. Istekler, özlemler, para dertleri, yasamın a»ırlıklarından kaçıp kurtulma düşleri, yalnızlık, aşk ve kadın susuzlugu.. Kısacası, •herkes gibi bir insan.m duygulan, duygulacmalan. Ama o kendini cbaşka» bir insan, çevresinden «üstün» bulan bır sanatçıdır. Ne var ki bu mektuplarda bir Mailarme'nin, bır Gıde'in, bir Valery'nin, btr Claudel'in mektuplanndaki agırlık, değer, «başka»lık yok. Sıradan bir aydjnın sıradan düşünceleri, görüsleri, duyuşlan... Bir de o mektuplan yazdığı gtinlerde ona buna kızgmlıklan var. Tecer'e yazdıgı mektuplarda ki o günlerde yaşı otuz, otuz beş arasıdır görülüyor bu. «Bir P. S. Peyami Saf a. bir N. F. Necip Fazü olabilmenın ahmakça saadetine ne kadar muhtacım. diyor bir jerde. Şöyle sürdürüyor: .Fikrin bendeki kıtlıgı, bu kadar düşüncenin az ziyaret ettiği bır kafa neye yarayabılir? Fransa'da sade benim gibi en aşağı 20 müyon okuyucu oldugunu kabul et, meseleyi kendiliğinden çdzsrsm.» Mektuplarm böyle özeleştiriye dayanan yanlan ilginçUr. Bir şair, bir düsünür kendi kendisiyle hesaplaşacaktır yaşamı süresince. Kuşkulara düşecek, yaratarak ondan kendini kurtaracak, yeniden düsecektir. Bilmem Tanpınar ister miydi ölümünden on beş yıl sonra özel mektuplannın kamuoyuna sunulmasım? Sanmam... insan özel yasamında zaman zaman ona buna kızar, mektuplarmda da bunu belirtir, sonra geçer öfkesi, bu kez över o kişüeri. Ya da bir takım güçlü kişUerden iş ister, yardım ister. Ona buna dilek mektuplan yazar. Bunlar insan olarak onun küçuk yönleridir. Herkeste bulunan özellikler... Ama niye açıklamalı bütün bunlan herkese? Geregi nedir? O sairin yapıtlanna ne katar? Hiç. «îster misin ben mesut olayım? Beni bır sene için Avrupa'ya maaşımla ve bir parça da yani bir kaç yüz liıalık bir tetkik seyahati masrafıyle gönderin. Bu seneler benim için mühimdir. Bir daha Cevafı, seni Yüksek Tedrisatta kolay kolay nerden bulacağım. Cevad'ı kandır.» Ama olmuyor bu dileği. îlk kez Paris'e 1953te gitmiş Tanpınar, öyle anlaşılıyor mektuplanndan.. Başka bir dileği ise olmuş. 1943'te Cevat Dursunoğlu'na «mebus» olmak istefini bildiriyor; «Tabii anladınız mebus olmak istiyorum. Ve benim tarzomda olmak istiyorum. Yani sizin delâletinizle. Tabii bunun en iyi şekli bavulu hazırlayıp .oldum» diye Ankara'ya gelmekti... Zannetmeyin ki hocalıktan şikâyet ediyorum. Fakat rutin ve teknik tarafı beni sıkıyor. Mebus olursam daha geniş vakit bulacağım. Daha rahat olacağım.. Nitekim de dört yü milletvekilligi yapacaktır Tanpınar. Bilmiyorum, bu yülar onun için verimli oldu mu? Yoksa büsbütün yararsız mı geçti? «Tanpınar'ın Mektuplan» ilgiyle okunuyor, ama bir şairin, bir yazann mektuplan olarak büyiik bir özellik taşımıyor. Yer yer güzel parçalar var. Yalnız o parçalar alınmalıydı, geriye kalan yerler çakartılmalıydı bence... Tanpınar'ın yapitına bir şey eklemiyor, hatta bırazcık da «eksiltiyor»... DiLiM DiLiM BÖLMEK . PH MSJSMNSUT . ' bbyl. bir Pamnin bnderliğim)* bfr an** boyle bir fınlnln öodtHlğmde butfin dnrlmcl •mtflsrm «e guruplartn blrl.jik ccphnl. («e bo öç m UAOZEDONC Çağımızda ULUSAL KURTULÜŞ SAVAŞLARIVE ÜÇÜNCÜDÜNYA E Jukov A.İskenderov Butun polıtık ve askerj liderlerın basucu kitabı Vietnam simdi otuz yılın kırli mirasından annmak İçin acılar çekecektir. Bütün saf, güzel ve güven venci duygıılar bozulmuştur. Bugün Almanya"yı bütünleştirmeğe kalksanız, Batıda ve Doguda yaçayanlan ayrılıktan önceki ınsanlar haline getirmenın nasıl bir sabır ve emek ışl olduğunu görürdünüz. trlanda'yn. Kore'yı, Çin'i, Vietnam'ı dilimlere ayıran politıkalar. aslında çağdaş uygarlığı yüreğinden vuran insanlık suçunu işlemişlerdir. Yabanc» giderken yabancıhğını bırakmadan etmez. SAVAŞ VE POLiTiKA Birincl Dünya Savaşı öncesinde yeryüzünde yaşayanlann yüzde 70'i sömürge ya da bağımlı Ulkelerin halkı idi. Yani yüzde "01 Ue yabancı boyundurnğu altında acılar çeken bir dünyaya dogmus ve ortak bir macerayı yaşamağa baslamıştır bugünkü kusaklar. Son altmış yılm Ük kurtuluş savaşlanndan birini biz verdik ve sürüp gidiyor uluslann kendi ülkelericde kendi egemenliklerini kurup yürütme savaşlan. Tek haklı ve gerekli savas budıiı, uluslann uyanışı ve kurtuluşudur; ama altmış yıl içinde alınan yol, insanlığın, rrurtulmus ve çağdaş uygarlık değerlerine erişmiş bir yaşam düzeyine varmakta hâlâ nasıl engellerle uğraştığmm karatlanıa vermektaıUr. Jfi'ıoö yüz yılın ünlü savaş kuramcısı Prnsyalı General Carl Von CIaasewitz, «savaş, politikanın bir aracıdır, kalemin yerinl Inlıca bırakmasıdır» derdi. Bu yüzyılın başında, tarihsel sdmürüler ve esitsizliklerle dünya egemenleri olarak sahneye çıkanlar, birbirinin uzantısı olan savaş ve politikalarla hep o amacı korumağa çalışmışlardır. Günümüze kadar sürdürülen eylem, Prusyalı kuramcmın, sava$ ve politlk» bütünlücti Uzerindekl görüslerinin geçerliliğinl hatırlatmaktadır. Politikanın bittipi yerde savaş, savaşın bittiği yerde politika baslar diye düşünmek aldatıcıdır. Endonezya Halkının Faşizme Karşı Mücadele Tecrübesi •AYDttHJK GÜN IŞIÛINA Ç1KTIKÇA ; 'Dort sanat ve edeoıyat odülü kazanan Mehmet SALtHOĞLU'nun Yeni ÇIKTI. Düsün. sanat, toplum ve birey konularmda 45 ayn yazısı (deneme eleştirme) bir arada. Kitapçılarda satıhyor 250 S. 15 TL. Genel Dagıtım: BATEŞ BAYİLİK tmzab isteme Adr: BUlur Sok. 21/8 Kavaklıderc ANKARA uzcmnc carl von dausevvitz Savaşm. poH'ıka^ın DaşKa araçlana devamı oidugu'iu poi'tiH ıiışKiieraen Dagımsi2 duşunuiemıyecegmı tar'hte ıik deta somui oia'3k onöya koyd'i askerlık ve savaş sanatınm oıme2 kiasıgı GÖRÜNMEZ SALDIRI ORDULARI Savasta ve banşta yasalar değişmiyor. Yasa, amaca ulaşmaktır. Amaç, tüm lnsanlann kurtuluşu, mutluluğu, özgürlüğü degildir. Çok büyük kesımiyle kurtuluş ve özgürlüfc özlemleri içinde yaşayan 4 milyar insan, askerî boyunduruktan kurtulunca politik baskılar altuıa düşmekten ibaret kaderi yaşamağa zorlanmaktadır hâlâ. Savaşla elde edilemiyen politika ile, politika ile elde edilemeyen savaşla kazanılacaktır ve bız kurtuluş savaşı yapanlara düşen, çekilen ordularm arkasmdan nelerin gelecegini bilmektir. Liusal savaşlannı kazanan halklar, banşın göriinmez saldın ordulannı da bekleyecekler ve savasın hiç bitmedlğini öğreneceklerdir. V.İ.LENİNİ CIKTI 500 KIŞI İÇİN • KOZ YAYIIVLAPI GREV AVD1NLIK VAY1NLARI P.K 242 BEDEL Savaş romanlannın klâsiği sayılan Henri Barbusse'ün Ates romanında, Birinci Dünya Savaşının trajedısmi cephelerde yaşamış bir yazann kalemınden, savaş bir çılgınlıkmış ve insanlan vahşı bır yaşama ıtip bütün küçük mutluluklan bile vok eden bir mikropmuş gibi anlatılan sahneleri okudugunuz zaman, bu devrimci yazann bundan altmış yıl önce en büyük gerçegi çok iyi yakaladığını anlıyorsunuz. Kazanılmış hiç bir savaş sonuç değildir. Sadece bir adımdır. îleriye doğru atılmışsa o adım, dökülen kanlann ve çekilen 8«ların bedelidir. boş yere boğuşulmamıştır. ;. Mandel A. Kadir A. Timuçin # Vietnam Şiiri # Filistin Şiiri # Fortekiz Sömürgeleri Şıırı Her kitap 10 lira PJC. 58 Beyazıt, tstanbul Britannica ENCYCLOBEDİA Türk aydınlan için özel bir fırsat yaratarak "dOnyanm en büytlk kültür hazinesi 24 ciltlik ENCYCLOPAEDIA BRITANNICA'yı % 50 den fazla indirimle sunduk. Elimizdeki seriler bitti fakat istekler bitmedi Şimdi yeni bir kontenjan sunuyoruz. Siz de ENCYCLOPAEDIA BRITANNICA'yı % 50 den fazla indirimle 6000 TLL yerine 2950 TL. ye almak istiyorsanız, aşağıdaki kuponu hemen bugün doldurup gönderin. MARXİŞT EKONOMİYE GİRfe"' PK.40 BeyazıtJstanbul KERTENKELE YAZARININ YENİ ROMANI MORRSVVEST Selkan Yayın Dağıtım : YENİ ÇIKTI LVSAALAR vc İ •WERNER KEUIR» "Der Spiegel'de 6 haite Best Selfar! Paraps&QİqîL Rulı ç a g ı n ^ p ^ , aLamnia EN SdJ ARASHBMATAR! OUV >ARfi»CAK YEM BİR KİTAP! >Kitap saMan her yerde'. »Bateş dağrtıyor)fîk.836 RartizanNadejda romaingar>' ankara cad.13 pk.12 istanbul E YAYIN17\RI DOLUDIZGIN DİZİSİ /BİRİNCİ HAMUR KAGiDA LÜKS BASKl/CİLTÜ/381 SAYFA/40 LİRA/ AMERİKAN NEŞRİYATI BÛROSU: İSTANBUL İSTANBUL ANKARA İZMİR : : : : îstiklâl Cad. 348 Kat 3 T e l : 44 26 36 44 07 72 Îstiklâl Cad. 387 T e l : 49 35 58 Mithatpaşa Cad. 31 T e l : 25 53 54 55 Şehit Nevres Cad. 7 T e l : 26 942 Az Gelişmişlik ve Türkiye Derleyen: ATİLL AKSOî r»onel dağıUm: Solkan Yayın Dağıtım İzmir: Datic Ankara: Ankara Dağıtım GÖZLEM YAYINLARI İO 2 55:7L. Pem İO JJSC TL. Piîır.v.ayda KO " daa i avvjd», « | O »X T^. ?«;.. va.yo» 4;o TL. d«n 5 ay yad»> » | O 6S3TL. P«|:nveayda İTO. ÎL dan.Oa/ vaasj.e I Taîcaiîli :st»iti«rde la ve neslelt „„..„«. „ ,. j l*im VB Soyıdı :„ «.....«..Adru: O B:li,r j m : ( : r , ı T»;.».. ^«. I | I I | KERTENKELE iie okuyucunun böyük ilgisini uyandıran Morris VVest'in son romanı. Para dünyasının korkunç bataklığı içinde iş adamîarı arasmda bir boğuşma; Japon teröristlerin Israil ajanlarının, Filistin gerillalarının karıştığı korkunç bir boğuşma. Canlı, taptaze ve çarpıcı bir roman. î«hır.. | İMrttledıJim bedo;.veya pnımılaıY. KtediianlunTJr.il şt aı 405 N=. ',
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle