24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 12 Mayıs 1975 YEDİ Sorunlara Bakış Sosyolojisiz Iktisat Dr. Tamer IŞGÜDEN Ist. ÎTÎA îktisat KursUsU «Piyasa fliskflerf lktisadl düsüncertfn temel konusu gerçekte sosyal üişkilerin, karşılıklı etkilerin özel bir türünden başka bir şey degildir. Bu nedenle iktisat, sosyolojinin bir kısmı olaTak ynmTnlgnTnalıriır (1)» Eğitmen Yaşgüç, köy çocuklarını 30 yıl boyunca tek başına yetiştirdi Çoban YURTÇU MUlt egitim davamızm isimsiz kahramanlan olan eğit roenler, seferberlik yetimleri fe dakar kimselerdir, diyordu «Ka rahan» köyünün 30 yüını doldurmus eğitmeni Hüseyin Yaş güç... Dertleşirken, geçrnisin anıla n ve o zamanm sorunlan ile o günlere göre bugünün çozüm lenmeye yüz tutmuş gibi görii nen egitim ve öğretim problem lerini dile getirdi. Evet; İkinci Cihan Savaşının barut kokulan, yavaş yavaş havada dagümaya başladıfı 1945 yıllannda, Türkiye henüz egitim ve öğretim sorunlannı çözümleyebilmiş durumda değildi. Köylerimizin ytizde 80'inde okul yoktu. ögretmen yoktu. Halkın okuma yazma oranı çok düsüktü. Ne var ki, o zamanm Devlet Başkanı Inönü, «İlköğretim seferberliğinne inandınlmıştı. Devlet Başkanı başta olmak üzere devleti yönetenleri bu inanca iten bir «Tonguç baba» vardı. Tonguç baba'ya gönülden inanmıs ve güvenmiş bir Hasan Ali Yücel vardı. Ve ikisi de ellerinde malalan tabana. temele iniyorlardı. önce köylülerin salt okuma yazma seferberliği için on ıki bin egitmene ihtiyaç olduğu saptandı. Bu eğitmenler, kurs larda basan göstererek çavuş j rütbesiyle askerligini bitirmiş olanlar arasuıdan seçiliyor ve eğitmen kurslarında geliştiriliyorlardı. • «Çalıştığım sürece hep ahır biçiminde evlerde oturdum. Ama, köy çocuklarını okutmaktan bir gün bile bezginlik duymadım..» «Bii, seferberlik yetimleri fedakâr Kimselerlz* diyen Karahan köyü eğitmeni Hüseyin köye giden 12 bin eğitmenden biri olarak bir devrim anısım arkadasnnn Çoban Yurtçu'ya anlatırkfn. (Foto: CumhorlyeiAdana) de bir tstiklâl madalyam vok pma, özgür Türkiye aşkı var.. diyor. Çevresmde çok sevildiği, V'.onuşmalarımızı dinleyen köjlüierin sözlerinden ve yüz mirmkieriyle zaman zaman onay vermelerinden açıkça belli olan E£ıtmen, dün üe bugtln arasında bir kıyaslama yaparak söyle divor: Bizim göreve başladığırraa sıralarda ve daha sonraki yıllarda köy çocukları için özel eğit menler için de klavtra kitaDlan çıkarılırdı. Bız, bu kitaplardan çok yararlanır ve başanlı öğrenciler yetiştirirdik. Kimi mühendis, kimi doktor, kimi yüksek öğrenimden yetişmiş gençler olarak hayata atılırlardı. Şimdi artık köylerden böyleleri yeüsmiyor. Yetişiyorsa da sayılan pek az. Nedenini herhalde yetkililer daha iyi bilseler gerek. Karahan köyüne çatlayan evleri gönneye gitmiştüt, bizim Mercanla. Bir fedakâr ve bir devrim anısı olarak kalan Eğitmen Yaşgüçie karşılaşmak olanağım bularak ve görev aşkıyle üolu bir kiçiyi selâmlayarak döndük. İktisat bir toplum bilimidir. Toplumsal iliskilerin belirli ve belki de en önemli olanım kendisine konu edinir. Sanayileşme sürecinin hız kaz&nmaya başladığı ve piyasa üiskilerinin giderek yoğunlaştığı 18. yüzyıl Avrupasında iktisat bilimi, defişea bu yeni toplumsal yapı çerçevesinde özellikle öyat, değer ve gelir artışı gibi sorunlar üzerinde yogunlaşmıştı. Bu çalışmalar sonuçta, kişiler ve gruplar arasındaki ticarî ilişkilerin ve karşılıklı etkilerin Braşünlmasına dönüştü. Böylece, iktisat bilimi insanların piyasadaki karşılıkb davranışlannı ve bu davranışlann sonuçlannı içeren teoriter geliştirmeye başladı. Bu piyasa ilişkiieri ise, bilindiği gibi toplumsal iuşküerin özel bir türünden başka bir şey değüdi. O halöe, iktlsadm «Piyasa ilişkiieri sosyolojisi» olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Gerçekten, ilk klâsik iktisatçılar, iktisadın sos yolojik temelini gözden uzak tutmamışlajTur. Bu iktisatçılar piyasayı toplumsal çerçeveden soyutlannuş bir kavram olarak anlamamıslar. tersine, piyasanın öbür kesimlerle olan karşılıklı iliskilerini. ya da piyasadışı davramslarm P'.yasa koşullannı değiştirebUeceğini sezmislerdir. Pakat, sonralan iktisadın sosyolojik temel1 olduğu giderek unutulmaya başlanmıstır. Pi1 yasadısı müdahaleler, grup davranışlan, siyasal ve mali güç, parasal olmayan güdüler hep iktisadi olmayan, iktisatdışı faktörler olarak benimsenmiş ve iktisat teorüeri de bu faktörlerden arınmış olarak sorunlara yaklaşjmştır. Bu yaklaşım soaucu. iktisat bilimi insanlann ancak piyasa aracılığıyla gerçekleştirebilecekleri amaçlara ulaşmada ne gibi davranışlar içinde bulunduklannı kendisine konu edinmiştir. Bu amaçlara yönelîk olmayatt davraroslan ise konudışı saymış ve bunlann araştırılmasinı başka bilim daJlanna bırakmıştır. Örneğin, fakir çocuklara yardım için bir dernek turulması ya da oy verme yaşımn 18'e indirümesi için siyasal amaçh propaganda yapılma&ı iktisatdışı davranışlar olarak nitelenmiştir. Çünkü, sözü geçen amaçlara piyasa yolundan ulaşmak olanak dışKiır. Oysa, piyasa araeıhgıyla ulasılabüeoek olan bazı amaçlara piyasa dtşı sayılan davramşUrta da ulaşmak olanağı vardır. Bu anlamdaki ptya sadışı davranısîan dısanda bırakan bir iktisat teorisi gerçeğe yakın olmayacaktır. Çünkü, iktisatdışı diye dışanda bıraktıgı faktörler, teo rınin ele aldı£ı sorun üzerinde doğrudan etkili olabümektedir. Örnefin, Ulkemizde siyafi&l gücün bazı tanmsal üriinleria fiyatlannı saptadt ğı, belirli yatınm konulannda ve ihracat malla rmda teşvik uygulamalarma gfttiği ötedenberi bilinmektedir. Güncel tartışmalardan biri olan ve küçük üreticiden çok büyük üreticiye yarar sağlayacagı söylenen Demirel hükümetinin ucuz gübre politikası da piyasadışı müdehalele rin belirgin ömeklerinden birisidir. Bu tür piyasadışı müdahalelerin fiyatlar ve buradan ge lir dağılımı üzerinde etkili olacagı da açıktır. Aynca, siyasal gücün bu kararlan üzerinde etkili olabilen gruplan düşünürsek büyük üreti ciler, ithalatçılar, ihraçatçılar, kamu iktisadi ku ruluşlan piyasa dışında olagelen ve standart teoriye göre iktisatdışı faktörier olarak nttele nen bu davranışlann ne denli geniş boyutlu so nuçlara ulaşabileceği kolayca anlaçılır. Görülüyor ki, çesitli sosyal gruplann piy» •adısı davramslan, piyasm koçullannın kendi leri yönünde degismesini amaçlamakt&dır. Bu davranışlar sonucu söz konusu gruplara daha fazla parasal yararlar da sağlanabilmektedir. Ne var ki, piyasanın içsel dinamiğini çözümleyen standart iktisat teorisi, piyasadışı davranıslan teorinin dışında eksojen bir faktör olarak be TiimsBdigi ve bu davramşlann üretim, fiyat, geHr dagüımı gibi faktörler üzerindeki etkilerini çözümlemesine sistemli bir biçimde sokmadığı sürece, sosyolojik içeriğınden yoksun kalacak ve gerçekten uzaklaşacaktır. Sosyolojik temelinden uzaklasan ve sadece piyasa ıçi üisfcüeri konu edinen iktisat anlayışı özellikle az gelişmiş ülkelerin sorunlarına yakla şüdıgında yetersizliğini iyice belli etmektedir. Bu konuda Unlü iktisatçı Myrdal, az gelişmiş ülkelerin sorunl&nnın doğru bir yaklaşımla ele almmadığını belirttikt«n sonra <güç iliskilerinin, sosyal ve iktisari tabakalaşmanm ve genel olarak kurumlann ve destekleyici davranış ların rollerini önemsemedik» demekte ve sözü geçen iktisatdışı faktörleri gelismeyi önleyen çok önemü etkenler olarak vurgulamaktadır. < > 2 Bazı iktisatçılar çağımıza «enflasyon çagı» demektedir. Gerçekten, üUcelerin amaçlan artık genel fiyat düzeyinin devamlı yükselişi biçiminde kendini gosteren enflasyonist sürecin geriye dondürülmesi degildir. Enflasyonla savaşta basan, sürecin nızlı işleyisinl yavaslatmak, yani fiyat lann artıs hızını azaltabilmekte aranmaktadır. Aynca, bu çagın ikirtci yansmın enflasyonu daha öncekilere de benzememektedir. 1970' lerde göılemlenen enflasyon yaygın bir işsizlikle el ele gıtmektedir. Oysa, standart teori enflasyonist baskı altmda olan bir ekonomide işsizligin olamıyacatını söyler. Çağımıza özgtt bu enflasyonun nedenlerini aramaya başlayan kimi iktisatçılar, iktisat teorisinin sosyolojik temeline yeniden başvurmak gereksinmesinı duymaktadır. Gerçekten, yükselen fiyatlar nedeniyle gelir dagılımından aldıkları payı düşürmek istemeyen gruplar arasırıdaki çatışma, inhisarcı eğUiroler, çok uluslu şirketlerin malî güçleri, hükümetlerin baska gruplarının eğilimleri sonucu piyasa olan müdanaleteri gibi standart teorinin iktisatdışı saydığı faktörleri çözümlemesine katmayan bir teori enflasyonun nedenlerini açıklamakta yetersiz kalmaktadır. örnegin, ücretlerin belirlenmesi artık geniş ölçüde ücret piyasasının kendiliğinden işleyişine bırakılmamaktadır. Devlet, bir «asgari» ücret saptamaya zorunlu kalmaktadır. Aynca, giderek güçlenen işçi sendikalan da enflasyonun ulusal gelirden kendllerine düşen payı düşürmesine irin vermek niyetinde görünmüyor. Yükselen fiyatlara daha fazla Ucret telebiyle cevap veriyortar. Ve sadece bu olgu, gelir dağılımı sorununu ön plana çıkarmaya yetiyor. Sonucta, sadece piyasanın içsel dinamigini çözümleyen bir iktisat teorisi enflasyonun nedenlerini ortaya koymakta yetersiz kalmaktadır. Enflasyon, salt para miktarı ile üretüen nıal ve hizmetler miktarı arasındaki bir ilişki sonucu belirmes. Enflasyonun nedenleri arastınlırken grup davranıslan, siyasal ve iktisadi güç, inhisarcı egilimler gibi şimdiye dek iktisatdışı sayılan faktörlerin çözümlemeya katılması zorunlu görUnmektedtr. (1) H. Albert, «The Neglect of SOCIOIORT In Economtc Science», Power in Econoraic», 197L (2) G. Mynlal. «Response to Introduction», The Amerlcan EconoraJc Revlew> 1972. İlköğretim seferberliği 30 yılda 44 ev değistirdim. Hepsi d« ahır biçimindeydi. Fakat söy çocuklannı ve köylüleri okutmaktan bir gün dahi betsginlik rluymadım. Zira ben, Kuvayı Mülive yıllannda babası \'eşiloba cephesinde şehit olmuş, buna rağmen küçük yaşında netelerimize viyecek ve cephana taşımıs bir kimseyim. Göğsüm Bir örnek tşte Karaısalı ilçesinin Karahan köyü eğitmeni Hüseyin Yaşgüç de bunlardan biri idi. O günlerden kalma bir teberik. bir anı gibi geldi bana.. Bir bunalım devrinden am olarak kalan milli egitimimizin bu vefakâr ve hem de cefakâr eri Hüseyin Yaşgüç 'e sordum: Kaç lira ile başladınız, bu görovinize? Alçak gönüllü. olgun davranışlı, davasma inanmış bir kişüiği vardı Yaşgüç'ün: Onyedi buçuk lira ile! diye karşılık verdi ve ücretindeki artışlan şöyle sıraladı: 32, 41. 50. 60, 70, 110. 220... j Dikkat ediniz; bu saydığım ' rakamlar ücrettir. Gelecek için bir teminatı yoktur. Ancak 1963 yılında çıkarılan bir kanunla borçlanmak suretiyle ve ayda yiiz Hra ödeyerek Emekli San dığına gecebilmek olanağı bulmuştur, eğitmenler. POLÎS KAYDINA "FAİLİ MEÇHUL» DÎYE GEÇEN TRAFİK KAZASINI SAVCI AYDINLATTI Doğan KATIRCIOGLÜ Poüs kayıtlanna «FaiU meçhul» olarak geçen, Sağmalcılar Lisesi Önünde meydana gelen ve bir iş çinin ölümüyle sonuçlanan traiik kazasım yapan otomobü sürü cüsti, Cumhuriyet Savcısı Sadun Tolun"un uzun araştırmalanndan sonra saptanabilmiştir. Hayrl Yavuz adındakl plastik lşçisinin ölümüyle sonuçlanan kaza, 3 mayıs 1975 gününün ilk saatlerinde; 02.15'de, Sağmalcılar Lisesl önünde olmuştur. Yedi arkadaşı ile birlikte çauştığı plastik fabrikasmdan evine dönmekte olan işçi Hayri Yavuz, arkalanndan gelen ve tratuvara çı kan Mercedes marka özel otomo bilin altında kalarak ölmüştür. İsçiler biraz ilerde duran özel otomobilin önünü çevirmişler, «Dogru yolunda giden Hayri'den ne istedin» demişlerdir. Bildirfldiğine göre direksiyondaki adam belinden tabancasını çekip ateşlemiş daha sonra da olay yerinden uzaklasmışttr. Yavuz*un arkadaşlan, karanlıkta kayboton Mercedes'in ancak (34. PV. 672) sayüı plakasuu alabilmislerdir. 30 yıflık yalnlzhk Bu, isin parasal tarafı... Hal buki şimdi üniversiteyi veya yüksek ögrenimi bitirmiş ve hat ta raecburl hizmeü olan kimi aydın kişiye «Kuranız doğunun bilmem hangi il raerkezine çıktı, buyunm görevinize» denüse önce bir burukluk seziliyor yilz *ıatlarmda ve sonra da bir rafor olanaklan, o da olmazsa torpü araştırmalan jrapılıyor. îjte bunlardan hiç birini araştırmak veya böyle bir olanaktan yararlanmak düşüncesini bile aKlmdan geçirmiyerek köylerinüzde fedakârca görev yapan 12 bin eğitmenden biri olan ve 60'ma merdiven dayamış bulunan YPŞgüç: înanır mısmız, diyor. 30 yıldır Uk kez bu yıl bir ögretmenle çalıştım meslek yaşantımda. Yarıi bu 30 yıl boyunca hep yalmz kalmış... Bu yalmzlığa kaç kişi katlanabilir sızlanmadan, yatanmadan? Doğuya gidenler Orta Anadoluda görev yapanlar bazan tezek kokulu köylerden, bitli yataklardan, kel başlardan yakınır. nasırlı ellerden vedıkleri aşlan, ekmekleri beğenmemezlikten gelirler: Ama, siz onlara hangi olumlu yolu gösterdiniz de o yoldan gitmediler? diye sorsanız, a!acağınız karsılık klişeleşmış ha;de: Aman, sen de... Dünyar.m düzeninı ben mi kuracağım? olur. Suçlu iküeşti Kocasinan'da aşı kampanyası Kocasinan Belediyesl sınırlan fçinde 2 ay kadar önce tifo şüphesi ile bir hastanın bastaneye kaldınlması ve bazı su tahllllerinln mikroplu çıkması üzerine geniş bir aşı kampanyası açdmıstır. llgililer Belediye'nin aldığı su örneklerinin temls, ancak şahıslann getlrdiği bir kısım su örneklerinin mikroplu çıktığını, bu nedenle de geniş bir aşı taramasına gidildiğini açıklamışlardır. Kocasinan'da tüm okullarda ve resmi dairelerde yapılan ası kampanyası yanında, halk da aşılanmaya çağırılmıstır. Fotofrafta aşı kampanyasma katılan bir aile görülmektedir. (Fotoğraf: ALt ALAKUŞ) OKUYÜCU MEKTUPLARI YİNE BELEDIYE ÜZERÎNE Sayın Belediye Başkanımız Ahmet Isvan Boğaz ve çevresinin korunması için yapılan çaüşmalara yürUrlükte olan yasalar gereği karşı koymuş. Acaba yurürlukte olan yasalara ne kadar uyulmaktadır? Kendilerinin basit bir vatandaş gibi iki üç gün Ust Uste sehrin turistik ve göze batacak yerlerini gezmeleri ni dilerim. Kendllerine îstanbulun en güzel ve doğal güzellik bakımından belki de dünyarun sayüı yer lerinden biri olan Kalamış ve çevresinden örnekler vermek !sterim. Tannnın bize bir hediyesi olan bu güzelim Kalamış koyu göge doğru yükselen zevksiz ve soğuk beton yığınlan ile dolmuş ve dol maktadır. Deniz kıyısında 4 kattan fazlasına izin verümezken yeni yapılan bir inşaat 7'inci katı çıkmaktadır. Üstelik derinliğe göre verüen keyfî yükseklık ise müteahhitlerin istismar vası tası olmaktadır. Fenerbahçe Cad desi korkunç bir duruma gelmektedir. Bir tarafta tck katlı yazlık evler yanmda dört Katiı bir apartman ve onun yanında 1012 katlı bir beton yığını. Dünyanm hiç bir yerinde böyle key fî bir yükseklik kavramı yoktur. Kalamış ve Fenerbahçede ara sokaklar eskiden tek katlı vülalar bulundugu için dar yapılmıstır. Sokağın genişlemesi için ycni yapılan inşaatlann geri çekilmesi gerekmektedir. Kuvvetii olan istediğini yaprnaktadır. Egcmen sokağuı girişinde on kaılı bir apartman yapümıştır ve sokağı daha çok darlaşurmışur. Tek bir araba zor geçrnekteuır ınsanlar vasıtalann geçebümesı için du%rarlara yapışmaktadırlar. Kalamısta bulunan «Vıüa Serer.au isımli vülanın yanında içinde tarihi agaçlar bulunan nefis bir köşk vardır bu köşk ve içındeki yüz bilmem kaç yülık ağaçiar on bilmem kaç Katlı beton yığınlan için göz kırpma dan kesilecektir. Tabü ilgililer tarafından bu müthiş doga ve tarih katliamına seyirci kalınacaktır. Bağdat Caddesinde ve Fe nerbahçe Caddesinde yapılan nşaatlann kumları ve çakıllan kal dırımlara ve hatta asfalta kadar yayılmaktadır. Dünjranın bütün medeni ülkelerinde inşaatların etrafı tahta perde ile çevrilir ve halkın geçeceği yollar kaparımaz. Yine Kalamısta arkasında inşaat olan bir ahşap ev vardır (Hane no. su 33) arkasında bulunan insaatda çalısan isçiler burada kalmaktadır ve bu evm önünden kokudan geçürneı, çünkü burası umumî helâ haline ge tirilmiştir. Ostelik kaldınmda koca bir agaç kütüğü aylardır durmaktadır. Bu sehrin bir belediyesi •• UgiUleri olması lâzun fakat nerededir ve ne yapmaktadır? Bilinmiyor. Müteanhitlerin ve kuvvetlilerin yanında oalk da normâl haklanndan ıstifade edip insanca yaşamak istemektedir. Behiul ACUNER İSTANBUL rSamsun'da ekili arazide mezarlık kurma girişimi tepki yarattı SAMSVN (ANKA) Merkeze bağlı Kiran köyü halkı, 300 dönümlük köy ekili arazisini mezarlık yaptırmak için Encümen karan çıkartan Samsun Beledi ye Başkanı Kemal Vehbi Gül'ü, Vilâyet önünde toplanarak pro testo etmişlerdir. Belediye Başkanı Gül, bir süre önce, Belediye Encümeninden, Kiran köyünün 300 dönüm ekili arazisinin mezarlık yapılması yo lunda karar çıkartmış, Belediye ekipleri, jandarma koruyuculuğuyla, mezarlık çevre duvan ca lışmalanna başlamışlardır. Bu nun üzerine, kadınlı erkekli köy sakinleri, Samsun Valiligi önün de ellerinde dövizlerle toplanarak, Belediye Başkanım protesto etmişlerdir. Köylüler, Belediye Başkanının böyle davra narak yasalan çignediğini, 300 dönümlük ekili arazinin mezarlık yapılması halinde, köy halkının göç etmek zorunda kalacağını bildirmişlerdir. Kiran köyü sakinlerinin Sam sun Valiligi önünde düzenledikleri gösteri, Valinin «Beledije Başkanıyla temas edeceği» sözünü vermesl üzerine olaysıa sonuçlanmıştır. Olay pollse duyurulmuş, gön ağardıktan sonra Trafik Şubesin den gelen bir bilirkişt, raporunu vermiş ve kaldınmda ölen Hay ri"yi yüzde elli hatah bulmuştur. Aradan bir gün geçtikten sonra polis Hayri 'nin arkadaşlanmn verdikleri plaka numarasjna göre 34. PV. 672 nolu Mercedes'in sürücüsü olarak Ahmet Çetin Ulusoy"u Eyüp Adliyesi"ne teslim etmiştir. Olaya elkoyan Cumhuriyet Savcısı Sadun Tolun, tanık lann «Kayri'yt öldüren otomobili bu adam sürmüyordu. tlk kea bu adamı görüyoruzt demesi Uzerine polise 34. PV. 672 sayılı Mercedes'in gerçek sahibinm ken disine getirilmesinl bildirmistir. Bunun Üzerine Mercedes'in sahi bi olan Enver Kaba yakalanmıstır. cBen Adapazan'ndaydım» di yen sanık Enver Kaba, Hayri'mn arkadaşlarına gösterilmiştir. Olay tamklan «Hayri"yt ezen ve bize tabanca çeken bu adamdı» demiş lerdir. Rapor değişiyor Kulüp sahibl olan Enver Kaba, bunun üzerine Savcı Sadun Tolun tarafmdan cTedbirslzlikle adam öldürmek, ehliyetsia araba kullanmak, ruhsatsız tabanca ta sımak, tneskün yerde silâh atmak, silâhla tehdit. suçlanndan, şoför Ahmet Çetin Ulusoy da «Resmi mercüeri yanıltmaktan» sanık olarak nöbetçi mahkemeye sevkedilmişlerdir. Yargıç llhan Anksoy her Od eaıa^ı da Sa\xı Sadun Tolun*un istemine uyarak tutuklamıştır. Savcı Sadun Tolun olay yerin de keşif yapmıştır. Bu keşifte kaldınmda arkadaşlannm arasında evine giderken ölen işçi Hayri Yavuz'u yüzde elli hatalı bulan bilirkişi trafik poüsi «Hata yaptım» diyerek bilirkişi rapo runu, hatanın yüzde yüz sürücü de olduğu şeklinde değiştirmiştir. TCDD memurları haklı bulundu Gazetenlzin 9.4.1975 tarih ve 18207 sayılı nushasının 7. sahite, 1. sütununda yayımlanan «TCDD Memurlan Karşılıksız Fazla Çahştanlıyor» başlıklı yazı incelendL yazınızda 657 sayılı Devlet Memurlan Kanununun 36. maddesindeki derece ve kademelerin karşüıgım maaş olarak alan otuz bine yakın TCDD memurunun aynı kanunun 99. maddesindeki «Ancak özel kanunlarla, yahut bu kanuna veya özel kanunlara dayamlarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle, kurumlann ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tes0 Necmettin Erbakan'a açık mektup Dofu illeri geziniz sırasmda topluluklar karşısında ögretmen ve öğrencilere yönelik sözleriniz incitici, bölücü ve çirkindir. Ögretmenler, sizin tehdit edici deyimlerinizle sindirilemez ve suçlandınlamaz. Ulkemizde Cumhuriyet Savcüan ve bağımsız yargı organları vardır. Türk öğretmeni, Başöğretmen Atatürk'ün değerlendirici deyişlerine uygun doğnıltuda ulusal göre\dni yapmıştır, yapacaktır. Meslek yıllannın yansından çogunu ogretmen yetistirme hiz metine adamış bir egitimci olarak, sizi, o çok kullandığımz ahlâki ve manevi değerler adına Cumhuriyet ögretmenleririe karşı ölçülü ve saygüı olmaya çağınyorum. Kemal ÜSTTÜN Istanbul bit olunabüir» hükmüne dajanılarak haftada 48 saat çalışanldıklanndan ve eumartesı g.inleri tam tatıl yapamadikların dan bahisle bu uygulamanın Anayasaya aykın olduguna değinilmektedir. Yönetim Kunılumuzun 10.4. 1975 tarih ve 17/181 sayüı karan ile 1.5.1975 tarihinden ıtibaren teşekkülümüz tüm isyerlerinde çalısan memurların naftalık normal çalışma süresinin 40 saat olarak uygulanması Kararlaştırılmış ve bu husus 11.4. 1975 tarih ve 4213510/4257 sayılı tamimle teskilâta duyurulmuş olup 1.5.1975 tarihinden itibaren teşekkülümüz personeli de haftada 40 saat esası üzerinden çabşacaktır. TCDD tsletmeleri Genel Müd&rlüğfi Bezmeden Gel gelelim, emekliliğine bir kaç yıl kalmış olan ve kanıtn gücündeki karamamenin getirecekleriri bekleyen eğitmen HJseyin 'Saşgüç: Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına ögretmen yetiştirilmek üzere; Ankara ve istanbul'daki Üniversitlere bağlı Fakültelerin son sınıflarından Millî Eğitim Bakanına Orta dereceli okuilann j'önetmeliğinde yapılan değişiklikle son sınıf ve beklemeli öğrencilerin bitirme ve tek ders sınavlarının kaldınldığını siz de biliyorsunuz. Eski yönetmelikle okuyan, geçen yıl sınava girerek tek dersten ve beklemeli duruma düşen bizlerin, yeni yönetmelikte durumumuz saptanmamıştır. Yeni yönetmeliğe göre bizlerin sadece temmuzda, belki kursa bile katılamadan bir deta sınava girmemız büyük haksızlık olacaktır. Durumun dikkate alınarak biz beklemeli ögrencilerin uğradıgı ve uğrayacağı tıak sızlığm giderilmesini istiyoruz. Döndar BAGCI Galatasaray Lisesl Dört çocuk babası bakkal 9 yaşında bir kıza tecavüze kalkıştı ANTAKYA Samandağ'ın Sutaşı köyünde 9 yaşında bir kız çocuğuna teeavröe kalkışan 4 çocuk babası Akil Abacı admda bir baikal. tutuklanmıstı;. İrldia/a göre. 40 yaşmdaki bakkal Akil Abacı, şeker almak üzere dükkâna geler 9 yaşında T.T. adında bir kız cocu»unu dükkânın arka tarafına çekmiş ve tecavüze kalkışmıştır. ÇocuŞun feryadı üzerine dükkâna gelenler, bakkalı çocuğa teca\Tüze veltenırlcen görmüşler ve T.T.'yi elınden almak istemişlerdir. Ancak, bakkal tabanca üe ateş etmeye başlaymca halk gerilemiş ve dururn landarmaya oildtrilmiştir. Olay yerine gelen 10 jandarma. dükkânı çevırmiş ve T.T.'vi Kurtararak bakkalı yakalamıştır. Halkın İmç etmek istediği bakkal, sıkı güvenlik tedbirleri altında Adliyeye sevkedilmış ve ilk sorgusunda tutuklanmıştır. (a a) ÖGRENCİ AL1NACAKTIR 1. Kara Kuvvetleri Komutanlığına bagü asltîrî Mselerde modern ten ve matematlk dersleri. nJ yabancı dıiae okutacak ögretmenlerle, vabaocı dil ogretmen tutlyacını Karsuamak Uzere; nalen takültelerin son sıruflannda kendi nam ve oesaplanna okumakta olup sımflannı sene feaydı olmadan basan üe geçmıs ve 19741975 öğrenlm nb sonunda mezun olacaklardan seçilerefc askeri öğrencl alınacaktır. 2. Alınacak ögTencllere alt brans ve lakülteıer «şagıda göstertlmlstlr: Branşı îabancı dil Bileceği dil InçUizce » Fransızca » Almanca Rusca tngılizce Fransızca Alınaeak mlktar P ı k l l 3 1 1 l 1 1 1 1 2 1 1 1 t l l l Oniversttelere Bafb Fakültelerden üniversitelere Bağn Fakülteierdeo Üniversitelere Bagü FaKüıteieröen Oniversltelere BaSU FaSUlteleraen Üniversitelere Baglı raktiltelerden Universltelere Bağlı Fakültelerden Ankara'daö İstanbul'daki Ankara'dakl İstanbul'daki Ankara'dala Ankara'dakl Matematik Ankara'dakl Oolversttelere Bağlı raktiltelerden Ankara'dala Oniversttelere Bagtı Kaküiteierden İstanbul'daki Ankara'daia Ankars'dakJ Ankara'dakJ Onlversitelere Bağü Fakülteterfleo Cniverstteiere Bağiı KakültelerOen Orüversitelpre Ba»lı Fatcilltelerden Universltelere BaŞli Fakültelerden t'en Bıiımlen tnKilizce (Fızık • Kımya) • Fransızca Almanca : 3. Giriş koşullan tle Istenen bflg! ve tıelgelet tçta mflraeaatlsr; en eec 15 mayıs 197S akşamma kadar Ankara (Cebeci) ve tstanbul (KumkapDdafcl Fakfllte ve Yüksek Okullar Askeri öğrend Komutanlıklanna yapılacaktır. 4. Kontenianı belirtılen takiiltelerden tstekB eıkmadıSı takdirde. Komenian aşUmamas Uzere dığer takültelerden ısteklı olanlar alınacaktir. 5. îstektilenn asKeri ögrenci olarak tşlem gOrebilmelerl İçin, mezunıyetlertn) oeKlemeden mOracaatlan gereklidir. e. Askert öğrenci olarak kavıt • kflbul Islemierl tamamlananlar faktllt^slnden mezunlyetin} mö^eakip, Tuzla Fiyade Ukulunda ik) aylık özel askerlik eğltlmıne sevk edılerek. Daşanlı olanlaı tegmen olarak subaylıga nasbedilirler 1. Matematlk ve fen bilimlennl vabancı dille verebilecek o»retmen vetlşftrilmek uzere ögrencı alımında: vabancı dille ö*retim vapan Unıv jrsiteier'de Cğrenim görenler tercin edllır. B. ögretmen subaylar, Silâhlı Kuvvetler Dil Otnıllarında bU yıluk kurstan sonra, bir program çerçevesinde vurtdısı stajlanna gonderilecekUr. (Basm; 15095) 2973 ADANA. (Cumhuriyet Güney İlleri Biirosu) Yapı Sanat Enstitüsü öğrencisi Mehmet Akıf Akln, Adana Belediyesi Şehir Tiyatrosu Puayesinde yasak olmayan yayınlardan bazılanm satarken 1. Şube men suplan tarafmdan Emniyet Mü dürlüğüne götürülerek gözaltma ahnmıştır. Sattığı yayınlar hakkında res ml bir yasak karan olduğunu bilmediğini söyleyen Mehmet Akif Akm'ın, araya nafta tatilınin de girmesiyle Uç gündür bir karakolda alıkonulmakta ol duğu, bugün Savcıuğa sevkedi leceği bildirilmektedir. Kitap ve dergi satarken gözaltına alındı 12 MAYIS IS75 P1ZARTES1 Güneş Ofle Ikindl 5.45 1310 17.05 Akşam Yatsı Imsak 20.16 22.05 3.4S T A KV iM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle