23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ABD Kongresinin olumsuz tutumu azalacak yerde artmaktadır SORC: Karamanlis Hükilmetinirı kendi karr.uoyunda, TUrkiye' ye karşı daha sert bir politika izlemeğe doğru itildiği biliniyor. Öte yandan sağeı cephe hükümetinin gerek Türk kamuoyunda. g»rek Parlamento düzeyinde karşı karşıya kaldığı destek yetersizligi ve ekonomik güçlükler de ortadadır. Böyle giiç bir durumda kalan hükümerin. dikkatleri kendi üzerinden başka yana çekmek ve de bir dış tehlike sonucu ulusun zorunlu desteğmi sağlamak için Yunanistan'la bir silâhlı çatışmaya girişmesi olasıhğı akla geliyor. Bu konuda r.e dersiniz? Henliz böyle bir olasılıkla ve böyle bir niyetle ilgili teşhis koyabilecek, hatta tahminde bulunabiiecek dururnda değüim. Dikkat ederseniz yeni hükümetin güvenoyu alışından beri çok az ve çok dikkatli konuşuyorum ve önyargılı davranmamağa büyük özen gösteriyorum. Onun için bu konuda da şimdiden bir şey söylemeyi erken buiuyorunı. Şimdilik sadece birinci sorunuza verdiğim cevabm sonlarında izah ettigim gıbi, bazı konularda dikkatli davramlması gerektiği yolunda iyi myetlı uyarılarda bulurımakla yetinmek istiyorum. SORU: Ancak Demirel'in göreve gelir gelmez, daha hüktimet başkaru olarak sorunları eline almadan yaptığı iik şey, Karamanlis'in t.Le Monde) gazetesinde çıkan demecine çolc sert bir cevap vermek oldu. Kendisini kutlamaga gittiğiniz gün, gerek Demirel lie, gerek Dışişleri Bakanı ile yapt:gınız uzunca sayılabilecek görüşmelerde bazı uyarılarınız oldu mu? Bu söz düellosu benl kaygılandırıyor. Fakat bu söz düellosurııın ardında belli niyetler mi yatıyor, yoksa sadece bir dikkatsizlik mi, bir çeşit. olayiarın heyecanma kapıhp o heyecanla karşılıklı vaziyet alış mı yatıyor, buna teşhis koyüıak için zaman ber.üz çok" erken, ve bu konuda da önyargıyla herhsngi b:r şey soylemek istemiyorum. Öyle anlaşılıyor ki, bu konuları yeni hükümet henüz gereken ayrıntıları ve gereken derinliğiyle ele almış değildir,, Olumsuz davranış SORU: ABD Türkiye ilişkilerinde hangi noktadayız? ABD ile ilişkilerimîz yönünde, üzüierek belırtmek sorundayım ki, iyiye dogru bir gelişme yok. Her ne kadar ABD Hukümeti, "ABD ile ilişkilerde iyiye doğru bir gelişme yok,, Biil«nt Ec*vit, birmci Kıbrıs harekâtmdan önce gitmiş r e orada ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ile Sisco birlikte görülüyorlar. İngiliz Hukümeti ile danışmsk üzere Londra'ya Joseph Sisco ile de görüşrnüştü. Resımde Ecevit Tiirkiye ile ilişkileri düzeltmek ve silah ambargosunu kaldınnak üzere bazı girişimlerde bulunuyorsa da, bir sonuç alınabilecegi yolunda kesin bir ınnut belirtişl henüz ortada yoktur. Ve ABD Kongre»i'nin Türkiye'ye karşı olumsuz davranışı, azalacak yerde, bir bakıma da artmaktadır. Ornegin, çoktan tarih olmuş bir dönemle :lgıli olarak ban Ermenı çevrelerinin baskısı altında, etkisi altında ABD Senatosunun almış oldugu karar, iki dost ve müttefik Ulke ara«ındaki ilişkileri daha da sarsıcı nitehkte bir karardır. Bu konularda Türkiye'ye karşı dikkatli davranma gereğini bile duymaması. ABD Kongresinin niyetleri konusunda bizi ciddi kaygılara. kuşkulara düşürüyor. ABD'de. Kongre ile yönetim arasınaaki çelişki, bu ülkeyle ilişkileri sürdürme bakımından bir ÇOK ülkeyi, o arada özeüikle Türkiye'vi çok güç duruma düşürmüş buliüiuyor. Herhalde Türkiye'nin savunma ıhtiyacı bakımından yeni hi:kümetın süratle bir değerlendîrme yapıp bazı adımlar atması. bazı karaılar alması gerekir. Bu konuda uzun süre bir bekleyiş içinde kalma olanagı yoktur. ABD Kongresinin. çok belirsiz bazı umutlar vererek kararını yeniden gözden geçırmeyı sürekli erteleyebileceğinden ve rürkiye'nin bazı hayati sorunlannın askıda kalmasına yol açabileceğinden kaygı duyvyorum. Türkiye'yi bövi° kuşkuyla tıınut arasmda kararsız bir bekleyiş içinde uzun ısüre tutmak, Türkıye ile ilgili olumsuz bir davranışı kesin olarak alnıaktan daha tehlikelidir. daha sakıncalıdır. Bu kasıth bir davrînış olabilir. kasıtsız bir davranış olabilir. Kasıtlı veya kasıtsız clması Türkiye bakımından kaygı vericı ve sakmcalı niteliğini azaltmaz, değiştirmez. Bürokrasinin önlenmedıği îtalya'da hükümete bağlı olarak çalışan 60 bin daire var (Dış Haberler Serrisi) Milano'lu iş adamı, bir devlet dairesindeki işini görmek üzere uçakla Roma'ya gelmişti. Havas!anından doğnıca kente indi ve öğleden sonra ilgili hükümet dairesine gitti. Kapıda yaşh bir kapıcıdan başkasını bulamayınca şaşırdı Milano'lu iş adamı. «İçeride kimse yok. Burada hiç kimse çalışmaz mı? Geçen ge'.işimde de böyleydi burası.» «Yanlış söylüyorsunuz bayım» dye cevap verdi kapıcı? «Bu da: redekiler sabahları çalışmazlar. Öğieden şonraları ise hiç gelmezler.» Italyan bürokrasisinin durumurıu hiç bir şey bu fıkra kadar giizel özetliyemez. Batılı sanayı ülkeleri arasmda, İıalya'dakine benzer bir bürokrasiye samp o!an tek bir ülke yoktur. Yıllardır bu konuda çok şey yazılmış ve söylenmiş, ancak gene de bv sorunun bir çaresi bulunamamış tır. îtalya'da hükümete bağh olaT3k çalısan 60 bin daire vardır. Bu dairelerde çalışaniann sayısı ise 2 milyomı geçmektedir. Her dairenin başında, dairenin bağımsızlığıru simgeliyen bir başkan bulunur. Bundan da anlaşılabilecefi gibi İtalyada her 900 İtalyana bir başkan düşer. Italyan Hukümeti tarafından hazırlatılan raporlar, bu 60 bin dalreden en az 2 bininin hiç bir işa yaramadığını, buna rağmen varliklannı korumakta olduklannı kesin olarak oıtaya çıkarmıs tır. Gene aynı resmi raporlara göre, bu dairelerden bir Insmı da. sadece bu dairelerde çalışan lar işsiz kalmasın diye kapatılmamaktadır. Italyan memurlarının zihniyeti öe ilginçtir. Bunlar devleti bir çeşit hayır kurumu gibi görürüler. Çalışsalar da çalışmasalar da devleti kendilerine bakmakla yükümlü sayarlar. Aslında devİet İtalya'da gerçekten bir hayır kurumu haline gelmiştir. Memurlar yaşamlan boyunca işlerinden atılamazlar. Çalışıp çalışmamalan. bir iş üretip üretmemeleri önemli değildir. Devlet dairelerinde işi olanlar, kendi kaderleri üz«rinde söz sahibi olan kişiyi bir türlü bulamaz lar. En ufak bir işin tamamlanabilmesi için devlet dairelerinde bazen haftaların geçmesi gerekir. Cenovalı bir iş adamı devlet dairelerinde en çok duyulan sözlerin şunlar olduğtmu söylüyor: «Benim yetkim içinde değil... Şe fimiz olmadığı için imzalıyamam. Çalışma saati sona ermek üzere. yarm gelin lütfen..» Bazı daireİerde de aynı yetkilere sahip bir kaç yetkili birden bulunur. Bu durumda iş çıkarmak büsbütün imkânsızdır. Bu yetkilüer işleri karışürmak için bütün hünerlerıni gösterir ve her şeyi aksatırlar. Tabii bu arada olanlar iş sahiplerine olur. Buna da kimsenin aldırdıgı yoktur. maktadır. Gene parlamento çev relerinden sızan haberlere göre, yakın gelecekte memurlar arasır. da geniş bir temizlik hareketi başhyacaktır. Bu haberler yıllardır rahata alışmış bürokratlar arasmda hunırsuzluk yaratmıştır. Buna karşılık b a « karamsarlar hiç bir şeyin değişmiyeceğini, kısa bir süre sonra her şeyin unutulacagını söylemektedirler. Karamsarların tahminleri gerçekleşmez de, parlamento gerekli tasfiye kanunlarını çıkaracak olursa, sadece dar kapsamlı bir tasfiye hareketinin bile İtalyan maliyesine yüda 1.55 milyar dolarhk bir gelir sağlıyacağı biîinmektedir. Bu rakam, sözü geçen tasfiye hareketinin İtalya için ne kadar önem taşıdığını göstermeğe yeterlidir. Kamboçya'nın güçlü adamı Paris'te eğitim yaptı Dış güvenlik sorunu Yine bu konuda da insafh konuşmak istiyorum. Hükümet üyalerinin birbiriyle çelişen demeç.lerine şimdilik bir eleştıri de yöneltmek istemiyorum. Öyle anlaşılıyor ki. bu konuları yeni hük'îmet henüz gereken aynntılarıyla ve gereken dsvinliğıyle ele a!mış degildir. Türkiye'nin dış güvenlik sorununun bir an önce önemle ele ahnması gerekir. Bu arada son zamanlarda hakîı olarak üzerinde durulan ulusal savoınma sar.ayii ile ilgili kararlarm da bir an önce sağhklı bir şekilde alınması gerekir. Bu konularda karar alınırken elbette hükümetler bazı siyasal tercihler yapmak zorunda olacaklardır ve bu siyasal tercihlerinde de kendi ekonomik görüşlerinm etkısı altında kalabilirler. Fakat bu arada özel teşebbüse çokça agırltk veren bir hükümet savunme sanayiinin öncülüğür.ü de özel sek töre vermeye kalkışabilir. Oysa bu gibi ulusal soıunlarda 'jenıie ideolojik eğilimlerin etkisinden kurtulmak gerekir. Bir hükünıcn çok ileri ölçüde özel sektorcü olabilir. Bunu biz veya başka oir parti eleştiri ile karşılasak bile, aynı zamanda saygı ile de karşılamak zorundayızdır. çünkü demokraside partiler arasında bu gibi aynlıklar olması doğaldır. Fakat bence, savunma sanayii konusuna eğılirken bu gibi ideolojik yaklaşımların dışır.a çıkmak ve ülkenin yarannı, bir başka planda gözönunde tutmak. gerekir. Savunma sanayiinde, mutlaka devletin öncülüğü olmalıdır. Devletin bu alanda daha çoic, geniş halk topluluklanyla işbirliği yapması kabul edilebilir. Bu konuda da halkımızda büyük bir istek vardır. Örnegin yurt dışındakl işçilerimiz, eğer bu konuda kendilerine cesaret verilir ve yol açılırsa varlannı yoklarmı Türk: ye'nin savunma sanayiina yatırma eğilımindedirler. Bunu neyecsnİa istemektedirler. Halktan gelen bu heyecam ?ereV:en ölçüde ve yönde değerlendirmek varken savunma sanayıimızi özel sektöre teslim etmek bence çok yanlış olur. Özel sektörü meydana getiren ışadamları ne kadar ıyi niyetli olurlarsa olsunlar, çağımız dünyasında, tanı anlamıyla mılli bir özel teşebDüs oluşturmak çok" zordur... Çünkü kapitalizm gitgide beynelmilelleşmpktedir. . Cağımızda kapitalizm, sosyalizme oranla çok dah?. ileri ölçüde beynelmilelcidir. Bır özel teşebbüsün başında bulunan kimseler. kişisel efüimleri bakımından ne kadaı milliystçi olurlarsa olsunlar kapitalizımdeki evrenselleşme, beynelmilelleşme akımının s;reci dışına kolay kolay çıkamazlar. Hele savunma sanayiine el ata cak kadar büyük boyutlara ulaşmış bir özel girişımin dünyadaki bu akımdan kendini sıyırmasına olanak yoktur. Resmin solund» bir foîoğrafı inceieren Kiyö Sampan, »ğd» ise Prens Sihanuk görülüyor.. Kiyö Sampan askerliğin yanısıra iktisatta da uzman (Dıs Haberler Senisi) Preni Norodom Sihanuk 1970 yılında. kendisini iküdardan uzaklaştıran Mareşal Lon Nol'un yönetimine karşı harekete geçtiği zaman, başlattığı hareketiıı liderlerinden biri hakkında çeşitli söylentiler dolaşıyordu. Lon Nol yönetimine karşı ayaklanan guçlerin bir numarah îideri olarak gösterilen, Kiyö Sampan'ın hayarta o'.madığını iddia eden ler vardı. CKsa Pekm'de üsle nen Sihanuk, Kızıl Kmer kuvvetlerinin Kiyö Sampan'ın liderliginde bulunduklarını iddia ed:yor ve Kamboçya halkından Sampan'a yardımcı olmalanm ve Kızıl Kmerlere katılmalarını istiyordu. Kiyö Sampan'ın hayatta olmadıgır.a dai r söylentiler boşuna çıkmış değildi. 1970'ten önceki yıllarda Pekin Radyosu Prens Sihanuk'u defalarca suçlamış ve kendisinin verdıği bir emirle Kiyö Sampan'ın öldürüldügiınü iddia etmişti. Kamboçya'da meydana gelen son gelişmeler. Kiyö Sampan'ın etrafını saran esrarlı havayı da gıttı. Şimdilik kendisinin Kızıl Kmer kuvve'lerini yöneten küçük b:r grubun en güçlü ki^ısi oldugu bilinmektedır. Resm: sıfatı. «Kamboçya Halkı Ulusal Kurtuluş Kuvvetleri Başkomuta nıdır». Kiyö Sampan bundan başka sürşründeki Kamboçya Hü kümetinin başbakan yardımcısı ve savunma bakanıdır. İçine kapanık Kiyö Sampan. 27 temmuz 1931 de Kamooçya'nın Güney Vıet nam sınırı yakmlarındaki Svay Rier.g kasabasında doğmuştu. Babası Fransızların sömürge yö netiminde memurdu. Babasuıın böyle bir görevde bulunması kend:sinin Fransızlar tarafından egitilmesir.e olanak sağlıyordu. Kiyö Sampan, bu olanaklardan sonuna kada r yararlandı. Yakın arkadaşları kendisinin öğrencilik yıllarmda çok çalışkan ve ıçine kapanık bir kişi olduğunu söylemekıedirler. İ!k ve orta eğitimini Kamboçya'daki okul larda tamamlıyan Sampan, 1954 yılında Paris'e gıtti. Orada üniversiteye devam etti ve hukuk ile ekonomı eğitimi gördük. Daha sonra iktisat doktorasını tamamlıyan Kiyö Sampan, 1959 yılında Pnom Pen'e döndü. Pnom Pen'de bir süre işsiz gezen K:yö Sampan, daha sonra fransızca olarak «I'Observateur» adlı bir dergi yayınlamağa başladı. Bu dergıde yazdıgı j'azılar, kendisinin komünizmi benimsediğini göstenyordu. Prens Norodom Sihanuk ile çatışma ları da bu dergideki yazıları üzerine başladı. S:hanuk, genç adamın ülkenin çıkarlarına zararlı olabileceğim düşünüyor ve kendisini süreklı şekilde kontrol altında buiunduruyordu. Kiyö Sampan, zaman zaman saldrılara da uğruyordu. örneğin 1960 yılında bilmediği kişiler sokak ortasmda kendisıne saldırm:şlar ve elbiselerini parçahya rak çırılçıplak bırakmışlardı. •Fikır suçundan klmığe yatırılan bir Sovyetmatematıkçısmm kurtarıJmasma çalışılıyor (Dış Haberler Servisl) Genç So\yet matematik bilgini Leonid Pliuç, «fik:r suçu» gerekçesiyle yargılanmadan bir yıl önce tutuklanmış, yargıiandıktan sonra «şizofren» etiketiyle Dniepr petrovsk kenîindeki özel bir kliniğe yatınlmıştır. Pliuç'un durumu yalruz Saharov ve diğer Sovyet aydınlarmı degil, İnsan Haklan Cemiyeti ve Amnesty International gibi kuruluşlann da tepkısine yol açmıştır. 1974 Ağustos'unda, Vancouver kentinde. Cluslararası Matematik Bılginleri Kongresi Pliuç'un özgürlüğüne kavuşabilmesi için Baş kan Kosigin'e bir telgraf çekmişlerdir. Ancak, Sovyet yetkilileri, tüm çağrılara cevap vermemişler, bu nedenle bilim dünyasında Batılı bilginlerle Sovyet araştırıcılan arasmda bilimsel işbirliğini tehlikeye sokan, bir «Pliuç olayı» doğmuştur. Piiuç, iki meslekdaşını suçlayan «Komsomolskevio Pravda» gazetesine bir mektup yazaraV: meslekdaşları hakkındaki ithamların aslı olmadığım belirtmiş ve ithamları yapan gazetenin yazarlarım «yalancı tamklıkla» suçlamıştı. Pîiuç bunun üzerine işinden alınmij ve kendine bir süre bir yay:nevinde görev verılmış.i. An cak General Grigorenko'nun tutuklanmasına karşı çıkması ve bu konuda kimi Rus aydınları taralmdan kaleme alınan «Birleşmiş Milletler'e Çağrı»yı imzalaması üzerine tutuklanarak klınığe yatırılmıştır. Dünya'dakı çeşitii bilım kuruluşları Pliuç'un klinikten çıkanlmasını sağlamak cin girişımlerLie bulunma'.tadırlar. Ulusal Savunma Sanayii O nedenle. ulusal savunma sanayiimizi özel sektöre teslim etmek, özel sektöre bu konuda öncülük ve ağırlık vermek, birtakım dış unsurların. bizim savunma polıtikamızı, dolajisıyla dış poiitıkamızı çok daha üen ölçüde etkileme olanağını elde etmesi ^ lamına geiir. Böyle bir olasılığa yol açmayı ise iyi niyetli iş adamlarınm dahi istemeyeceklerinden emınim. Onun için, onlar bu meseleyi, kendi nıeşru çıkarlarının dışında bir millî sorun olarak görmelidirler, hükümet de, ne kadar özel girişimci olursa olsun, bunu bir ideolojik mesele olarak değil, bir milli güvenlik sorunu olarak görmelidir. ABD'nin tutumu Ülkede ekonomik çöküntünün önü almamıyor ŞİLİ'DE ENFLASYON ORANI YÜZDE 900'e FIRLADI Cuntanm 1973'te Allende'yi öldürmesinden bu yana pirincin fiyatı yüzde 21 bin, şekerinki \se yüzde 17 bin oramnda yükseldi. çok yüksek olan işsiz sayısının daha da artmasına yol açacak tır. R«smi ıstatîstiklere göre. hayat pahalılıgı sadece geçen ay "• 21 oranında artmışur. Bu artış kimi aylar çok daha yüksek düzeyi ulaşmaktadır. General Pinochet cuntasıntn, serbest piyasaya dönmesi ve eski marksist başkan Salvacîor Allende'nin uyguîadığı destekleme (sübvansiyon) sistemi kaldırması yüzünden bazı maddelerde korkunç fiyat artışlan olmuştur. Salvador Allende. bu sistemi, yoksul haikı korumak için kurmuştu. örneSin. Pinnehet'in 1973 evGeneral Pinochet : 1! 73 yılında Marksist Baskan Ulende'vi i.anlı bir darbe ile clevirip uldürdüklen voııra tlleııde'nin ilkeyi ıktisadi lelâkete MİrüklediJini ridia ' tmisti. .hsa Mlende 'amanında , 3!Xt luUvlaruıda ulan cııflasvon uranı simdi •, İHtO. de'jT öldürmesinden sonra pirin cin fiyatı yüzde 21,000 oranında, süt ve şekerin fiyatları ise yüzde 17,000 oramnda görülmemiş bir şekilde yükselmişâr. Öte yandan Şilınin döviz durumu ise tek kelime ile acıklıdır. Geçen ay, Uluslararası Paıa Fonunun IIMF) bu konuda hazırladığı rapora göre, bu yıl başında Şili'nin dövi» reıenri eksi 613 milyon dolardı. Oene bu \il ülkenin fldemeler milyar dolar (1.250 milyoni olacağı tahmin edilmekted:r. Ekononıinin bozukluğuna ek olarak, cuntanın uyguîadığı baskı ve tedhiş rejiminin Şili halkında büyük bir karamsarlığa yol açtığı bildirılmektedir. Cunta rejiminden kaçanların sayısının kabankhğı yüzünden ülkede erkek kıtlığı baş göstermiştir. Hükümet tarafından yayımlanan bir istatistiğe göre halen Şili'de her 1 O kadına 95 erkek dÜ50 SORU: ABD'nin Türk Yunan ilişkileri karşısındaki tutumu nedir. ABD, bu üiîkileri hangi yönde etkilemek istiyor? Politikası ne yönde? ABD'nin poliükası diye bir şeyden sözetme olanagı artık kslmamıştır içinde bulunduğumuz ortamda... Çünkü ABD Kongi'esiyle Ameıîkan yönetimi birçok noktalarda, ciış politikanın baza önemli noktalannda birbiriyle çelişki halindedir. Bu çelişkin durum, Amerikanın Kıbrıs sorununa katkıda bulunabilme olanağını da azaltmaktadır. ÖzeUikle Yunarüılar ve Kıbrıs Rumları. Türkiye ile Uişkilerinde ve Kıbrıs sorununun çözümünde, dış baskıdan. yaraılanma eğilimindedirler. Bu baskıdan yararlanabilecekleri umudunu içlerinde taşıdıkça, gerçekçi olmalanna ve uzlaşıcı olmalarına olanak yoktur. Nitekim. bu yıl ocak sonlarında. sayın Rauf Denktaş. uzlaşıcüık yolunda çok ileri bazı adımlar atmaya hazır olduğunu P»umlara bildirdiği, bunun sornut örnekierini verdiği halde, Rumlar, bunların hepsmi reddetmişlerdir. Çünkü bunları kabul etselerdi, biliyorlardı ki ABD Kongresinden, Türkiye'ye karşı silâh ambargosu ile ilgili kararın çıkması olanagı ortadan kalkacaktır ve dolayısiyle Türkiye üzcrinden bir baskı kalkmış olacaktır. Sırf o baskıyı devam ettirebilmek için en iyi niyetli, Yakınları, Kıyö Sampan'ın bu küçüitücü hareketi hiç bir za haltâ en ileri ölçüde uzlaşıcı önerileri bile reddetmışlerdir. Dolayısıyla man unutmadığım ve her ha Amerikan Kongıesinin tutumu, Türkiye'ye karşı sürdürdüğü tutum. Türkiye ile Yunanistan arasmda herhangi bir konuda ve özellikle Kıbtılayışta öfrieden yüzünün kızarrıs sorununda bir uzlaşma olanağını çok zorlaştırmaktadır. dıgmı söylemektedirler. Ticaret Bakanı Aralarmdaki bu sürtüşmelere ragmen, Prens Norodom Sihanuk. bir süre sonra Kiyö Sampan m. kendi liderligindekı Vltisal Partiden adaylığını koymasına müsaade etti. Genç iktisat ç:. bir süre sonra seçimlerı ka/anarak Kamboçya Ulusal Meclisine girdi. B:r süre sonra da Sihanuk un hükümetine Ticaıet Bakanı olarak atandı. Ne var ki bakanhk görevinde fazla kalamıyacak ve artan fiyatlar kar.şısmdaki tepkisini gizliyeme diği için hükümetten uzaklaştırılacaktı. 24 nisan 1967de, Prens Süıanuk iie K:yö Sampan arasmdaki iüşkiler bir kez daha koptu. Buna, Prens SihanuKun Sam pan'ı bir süre önce patlak veren bir köylü ayaklanmasını yönetmekle suçlaması yolaçmıştı. Sampan, artık ortalarda dolaşmasının kendısi için tehlikeli olabileceğinı anhyordu. Bu yuzden yeraltı çalışmalarında lalunan K'.zı! Kmer örpütüna ffirdi ı SORU: ABD Kongresi ile yönetimi arasındaki çelişki gerçekten o denli büyük mü? ABD'nin dünya ölçüsünde izlediği politika, son olarak Çin Hindinden çekilmesi. buna karşıhk Orta Doğuda çok yaşamsal çıkarları bultınması, Türk Yunan ilişkilerinde de balli bir doğrultuyu ısrarla izlediğini düşündürtüyor. Önce Kissinger'in ardından Hartraann'm ziyaretleri bu düşünceyi güçlendirir gıbi. Bu ziyaretler sırasındaki temaslaıınızda nasıl bir izlsnim edindiniz? Bu çelişki belki de bir görüntü olabilir demek istiyorsunuz sanırım. Ben bu kenıda değilim. Gerçi bu bir ihtimal olarak akla gelebiliyor. Ancak Amerikan dış politikasını ve genel olarak Amerikamn tutuınunu bazı bakımiardan ne kadar beğenmezsek beğenrneyelim, inkâr edilemeyecek bir gerçek vardır. O da. Amerika'da pek çok şey. başka birçok ülkedf olduğundan daha açıkta cereyan eder. Ajnı şekilde ABD'nin dış politikasıyla ügili olarak da bu açıklık, başka birçok ülkelerde olduğundan daha büyük ölçüde vardır. Onun için ben yönetimle Kongre arasındaki çelişkinin, gerçek bir çelişki olduğuna, bu konuda açıkta söylenenlerin doğru olduğuna inanıyorum. Ancak Amerikan yönetimi, Kongredeki havayı. Türkiye aleyhinde varolan havayı, her halde Amerikan Hükümetinin niyetlerine ragmen varolan havayı Türkiye üzerinde bir etki unsuru olarak ne ölçüde kullanıyor? Bu konuda bir tahminde bulunmak çok zor.... FORU: Böyle bir tahmini kolay!a?tıracak bazı izlenimler edinmediniz mi, Kissinger ile ve özellikle Hartmann iie yaptığınız görüşmelerde? Bu görüşmelerimle ilgili bir şey süyleme hakkını kendimde görmüyorum. Kaldı ki Hartınann'la görüşmemizde Kıbns sorununun ayrıntılanna inmiş değilız^ Fakat Amerikan Kükümet yetkililerinin Kongredeki havayı ısrarla bize yansıtması bile. tabiatıyla üzüntü, tedirgin edici bir durum ortaya çıkarıyor. (Dış Haberler Servisl) SANTİAGO Şili'de y:llık en flâsyon oranmın dünyada rekor düzeye ulaşarak °,o 900'e fırladığı açıklanmıştır. Ekonomik dunımun bir türlü düzeltilememe si, gözlemcilere göre Devlet Baş Bazı işaretler kanı General Pinochet nin geleNe var ki İtalya'da bu dönemin ceğini de tehlikeye düşürmektesona ereceğini gösteren bazı işa dir. retier ortaya çıkmağa başlamış«The Observer» gazetesinin tır. İtalyan parlamentosu 7 yıl Santiago muhabirinin bildirdiğısüren çalışmalardan sonra, var ne göre Maliye Bakanı .Torge lıkları gereksiz bazı devlet dai Cansas, geçen hafta enflasyonu relerini kapatmak üzere hareke durdurmayı amaçlayan yeni bir te geçmiştir. Bu konuyla ilgili dizi tedbirleri açıklamıştır. Bu clarak bazı devlet daireleri hak tedbirler kamu harcamalarında kında raporlar hazırlanmak'a buyük kısmtıları öngörmektedir. Ovça lrimi İVtisnf. ıi7manlannft
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle