17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUHAUAtlffl 10 Nîaan 1971 ephe Hukümeö kurulah beri, kimi polltfka. cılar bu Cepheye muhalif olanlann tümünU bir tek kstegori içlnde toplayıp onlara «üçüncü sınıf vatandaş» gözüyle bakmaya başladı. îster sağ ister sol düşlincede olsun muhaliflerın hepsini birden «vatandaş» değil, cvatansız», «ratan haini», «komünist», ilân etmek eğiliminde olanlar, hatta bunu açık açık söyleyenler bile var. Onlara göre, madem ki Cephe Hükümeti kendisine «milli» nitelemesinl takmıştır; onun karşısında olan herkes «gayrl milllsdir, komünisttir. Böyle bir düşünc*, korkunç bir bölücülügtt simgeleyen zihniyetin belirtisidir. Çünkü «vatandaşhk» kavramını kendl tekellerlne alıp geri kalan Türkleri vatandaş saymamak demektir bu. C OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Vatandaşlık ve Muhalefet Hıfzı Veldet VELİDEDEOGLU »• jüney Amerika devletlerinde büyük toprak sahipleri yaranna yüzyıllar boyunca acımasıı bır düzenle sürdürülen zend ticaretinl buracıkta anımsatmak gereldr. Kısacası, însanlık t&rlm, bir yönüyle bısanın insana uyguladığı «sulümlerin tarihldir, denilebilir. llğe benzer uygulamalann kökeninde fttisadl ilıskiler, dana doğrusu iktlsadî çıkarlar yat«r. Dünya tArihinin Uretüntüketün llişküerl ye buna dayalı politik» uygulamalan dikkatle lnc«lendiği eaman, aynksiB bütün tilkelerde politika yasamına, ekonomlnln | u j s da bu yolda yar.sıdıgı görülür. Bu gerçegl artık herke» açıkça görtiyor T» söylüyor. Süper kapıtalistler büe. 15 nlsan tarihU salı günkü Cumhunyet'de okudum: ABD'nin Başkan Yardımcısı Nelson Rockefeller'in kardeşi ve Amerika'nın üçüncü büyük bankası olan Chase Manhattan Bank'ın sahibi David Rockefeller Almanya'da ya^mlanmakta olan Capital fyani sermayei dergisinin muhabirine harfi harfine şöyle demış: « Gfinfimfizde politikayı ekononüden »vn dâfünmrk olanaksızdır. Bankacı olarak her girişimimizin ya da yapmadığımız eirişimlerin politik »çıdan desfrlendirildifinl hpsaba katmak tonındayız.» Bunu okuyunca «Zavallı David Bey» dedim kendi kendime; «Demek bu polis gerçeğme o daiıa yeni ulaşmış bızdeki büyük kapıtalistler bu gerçegi çok iyi bildikleri ıçin, güven ovlarnası gibi politika alanmdaki kritik olaylardan hemen bir gün önce meydana çıkıp gazetelere demeçler verirler, konuşmalar yaparlar ve ekonomik ağırlıklannı kendl vönlerindeki polit.kanm kefesine aktanrlar.» Biraz Tarih însanlık tarihine baktığımızds, her ülked» kişiler arasında ozgür, ya da köle oluşlarına göre büyük ayncalıklann bulunduğunu görürüz. Eski Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarında köleler yalr.ız vatandas değil, lnsan sayılmaz, tıpkı nesneler gibi alınıp satılırlardı. Sahiplerinin orüan öldürme yetklsl bile vardı. Oysa kölelerin o çağlardakl bayındırlık ve tartm işlerinde harcadiklan «emek gücü» bu uygarlıkların oturdugu sosyal ve ekommik yapmın temel tasını oluşturuyordu. Ama bu gücü kullanan kırbaç, «vatandaş» sayılan egemen zümrenin elindeydi. Bu yüzden eski tarih, özellikle Roma tarihi yalnız büyuk zafer ve fetıhlerin değil bir çok kanh başkaldırır.a olaylannm yanl ezenler ve ezüenler arasmdaki savaşımlann tarıhidir ve bu savaşırnın kö'keninde duygular ve politika değil, ekonomık ilışkıler yatmaktadır. Bunları yazıp söyleyenlere Ulkemizde uzun «rtlre «komünist» denildi ve bunlar ezildi. Çünkü halkm ekonomik sorunlarla ugraşması ve böylece kendi öz sorunlannın bV.ıncine ulaşması ıstenmiyordu. Tınkı eskl Roma'da oldugu gibi. Gerçi o eski çağlarda sıyasal ve ekonomik zıncirlerini kırarafc özgürlük savaşımına glrişenlere henüz o kavram bulunmadıgı içm komünist denılmıyordu ama bunlar «asis, «haydut», «kışkırtıcı» İlân edıliyor ve vatanda? sayılmıyordu, in•an bîle sayılmıyordu. Hindistan'da yasa ile kaldınlcuğı halde toprumun sosyal yapısında hâla egemenligini sürdüren ayıncı, bölücü «Kast» sisteminde de, en aşagılık Binıf sayılan «Parya»lar her türlü vatandaşhk hak ve güvencesinden yoksundu. Osmanlı Imparatorluğunda geçen yüzyılın ortalarma dek süren «esir pazar!arı»nı; kuzey Çağımızda Kölelik, özeLıkle zencl tlcareti, gerek ulusal yasalar, gerek uluslararası anlaşmalarla geçen yüzyılda güya kaldırıldı. «Güya» dıyorurn. çünku 1838, 1839 ve 1865 tarihlerinde sırasıyla Ingıltere, Pransa ve Bırlesik Amenka'da yasal olarak kaldırıldıgı halde, kölelik uygulaması yeryüzünden kalkmadı ve bu konu 1890, 1919 ve 1 > 6 <2 tarihll ulııslararası anlasma ve antlaşmalara konu oldu. tkinci dünya savasından sonra kuruîan Bırleşmiş Milletler orgiıtünün bır komısyonu bir çok ülkede köleügin, türlü görünümler ve ni'elemeler altında sürüp gittiğinı saptadıgı ıçin. 1956'da uluslararası yeni bır antlaşma yapılarak köleliğın kendiIiŞinden kalkmış sayılacağı karara bağlandı. Tıirkiye'nin 1964'de katıldıgı bu antlaşmaya rağmen, ülkemizdekl «ahretlik» uygulamasınm, esKisıne oranla küçük olçıide de olsa, sürdi;*ıi yadsınamaz. Gorülüyor kı, ınsanı insanın boyundurjğıından kurtarmak günümüzde bile tam olarak gerçekleşmiş değildır. Hele Suudi Arabistan devleti, Basra Körfezindeki petrol seyhlikleri, ırkçı Giiney Afrika toplumu gibi ülkeler düşünülürse, ulkücü ınsanların bu konuda daha pek çok çaba harcaması ve savaşması gerektiği açıkça görülür. Yukanda belirttigim gibi, kö:e:igin ve köle Muhalefet Ekonomiye Dayanır Bu kısa açıklamalar gösterdi ki siyasal iktidarlar ekonomik ilişkılere dayanmakta ve ülkeyi bu ilişkilerdeki çıkarları doğrultusunda yönetmektedirler. Kirnileyln bıınj «manevi değerler». funlar, btmlar gîbl ywrartak Itflart» tamntle meye çalıçırlar. îktldarda böyl» oldugu gfM, alyaja] muhal»Cetta d» durum böyledlr. «B«n falan kişiyl lktidarda görmek lstemlyorum, çünkü onu eevnüyorum; mason veya yobaı ya da antipatik buluj»nım» dlyerek o kişiye oy Termemek, gerçek anlamında «iyasal muhalefet depdir. «O kişinln re temsil ettigi zümrenin, ya da zütnrelerin uypıladıgı ekonomik yöntem, Ulkenin V8 benim smıfunın çıkanna aylnn düştüğü Için, lktidardakl hükümeü tutmuyorum» diye düşUnmek gerçek »İyasal muhalefettlr. Demek kl muhallf, ürtidardaki partinln veya partilenn ekonomik, siyasal re sosyal uygulama yöntemini benlmsemeyen re beğenmeyen ve gerektiğinde bunu eleştiren partl reya kişilerdir. Durum böyta olunca «müllyetçl» denllen menfaatler c^phesinln kurulmasıru istemeyenlerin yanl muhaliflerin topunu birden «vatan hainlîgi» ve «komünistlik» ile suçlamak, onlan her türlü muameleye, zulme laylk klşiler olarak ilân etmekten farksızdır. Böylece kişisel çıkarlar, demokrasl kurallannın ve Însanlık erdemlerinin üstüne çıkanlmış olmaktadır. Hitler bu yüzden Strasser, general V. Schleicher, Mareşal Rommel gibi gerçek Tatanseverlerin re daha bir çoklarının canına kıydı. Mussolini, kendisıyle birlikte Roma yürüyüşüne katılmıs olanlan özellikle sDörtlen» denilenlerden yaşlı hava Mareşalı Balbo'yu. hatta kendi damadı Kont Ciano'yu, sırf k:mi konularda kendisine muhalif olduklan içm kurşuna dizdirdi. Stalin'tn kendisine muhalefet eden eski ülküdaşlannı birer bahane ile yokettifi az çok kitap ve gaztte okuyan herkesçe bilinmektedir. Bu örnek'.erden şu sonuç çıkıyor: dikta r»limlennde mııhaüf kisiye, bırakınız «vatandaş», yaşama hakkı bıle olmayan bir yaratık göztiyl» bakılır. Ülkenin birçok yerinde, bir çofu gazet» «ütunlarına yansımayan saldın olaylarını düşündükçe Cephe Hükümetinin savm başkanına sorasımız geliyor: Bizim demokrasimizde gerçek ekonomik muhalefet yapanlar her türlii saldırıya açık hedef olan üçür.cü veya beşincı sınıf yatandaştan mı sayılacaktır? Eğer öyle olacaksa, baska ülkelerden örnek verdigim zulüm günlerl yakın demektir. Yalnız şunu da hatırlatmak isterim: Dörtlü ekibm yoldaşlan olarak Roma üzerine yürüyiip ıktıdara el koymak basarısı bunlardan tiçiinü Mussolini'nin elinden, Mussolini'yi de kendi halk;nm elinden kurtaramadı. Zalim Beni Söyletme... ABD KongresL 3i n)san"ı dnsanıa lnsana lulttm g olarak benimseml?. îleti •Urüldügüne göre 1915 yılı M nl•an'ında Türkler 600 bin Ermeni'yi mdürmUsler. Altmıa yıl oncesinl, nisan 1975'U anunsayan ve gündeme getlren Am»rikan Kongresi üyelerinin tutkulu beUeklerl karşısında in•an şasınyor; Te alaturk» blr »arkımn İlk •öriertal mınldanıyor: Zaltm benl •öyletm» dtnmumd* nel«r V»T7 Nltekün bu kural» uyan Ortadogu Teknlk Onlv»rılt«»•inln 34 öğretim tiyesl, Vletnam'dakl My Lal katllanunı ılmgeleyen 16 mart gününün «ln««nın İnsana rulüm gunü» dly« nltelenmeslnl istemişler bizim parîamentodan... Yürekten desteklerl»: bu yerinde «mukabele1 bümlsünl... Ama açık söyleyelim Amerikandan fazla Amerikancı «İyasal partilerimizden pek umudumua yoktur. Birin» umudumu» halkımızdadır. O haltamız kl, Mustafa Kemann dillnd» «mazlum» diye adlandınlır. Atattirk'e göre bir gün rünes dotacak ve mazlum uluslar aalimleri dlze getlreceklerdlr. Demek kl Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlügünde biı mazlum, Amerika'nın düind» biı uallnî... Hangisi dogru bunun? Bır samanlar yeryüzündekl lulümler, egemenlerin Msl•el tabiatlanna bağlamrdı. Egemen ralirn olursa, zuliırn yogunlaşır; egemen iyi olurs» zulüm yok olur. Kuyucu Murat Paşa'dan Kazıklı Voyvoda"ya, Korkunç tvandan «ayagırun bastıgı yerde ot bitmez» dedıkleri AtUlft'ya dek tarihin galerisine zalımlerin heykellerini dizen bu arüayıs geCerli midir? Bu tur düşünüş, toplumsal olaylan kişüerın kişiliğine bağlar kı, kuşfcusuz bilimsellıkten uzaktu. Zaman geçmiş, toplumlar değişmiş, feodal düzenler yıkılmış, ulusçuluk sarmıştır yeryüzünü... Ama gerici tarih anlayışı bu kez, tarıhsel olaylan uluslann tıiteliklerine ba§lamaya yönelmiştir. Ileri «ürüldüğüne göre yeryüzünde aygar uluslar Tardır, barbar uluslar vardır. Batı'run genci tarihçileri, Türkleri «barbar» diye anmışlardır yüzyıllar boAma hangl ulus uygar, hangl ulus barbar; hangi ulu» •aOim, hangi ulus mazlumdur? Acaba Kızılderüileri av hayvanlan gibi ölduren Amerıkalılan mı zalim ilân edelim? însanlık. yeryüzünde az bulunan hayvan türlerinin korunması için çaba harcarken, savunmaiiı bir ırkm kökünü kanmayı amaçlayanlar» ne ad takmalı. iahudüerden sabun tozu yapan Cermenlere mi zalim sıfatını yakıştırsak yoksa yoksul Arapların başına ateş yasdırıp F:lıstin halkm» Cehennem hayatı yaşatan Yahudilere mi zalıır desek? Cezayir'de fellaha akıl almaz ışkenceler uygu.ayar Fransızı mı barb.r rayalım? Balkanlardaki ınsafsız komitacıhklan nedeniyle Bulgarlara ne diyelim? Birıncı Buyuk ba•»aşta Türk köylerini, çoluk çocuk toprağa gomen Ermenılere; ya da 1922'de Anadolu'vu yakıp yıkan Yunana ısımlerden hangi ismi yakıştıralım? Dünya sömürüsünde her ırktan T« her renkten insanı fözünü kırpmadan oldüren Anglo Saksonlar» ne ııfat arayalım?. Hayır, barbarlık ve rulmün kökeninde, ne kişilerm, ne d« uluslann tabiatı yatmaktadır? Çünkü çağımızda bir ulustan İnsanın, kendi ulusundan in•ana neler ettiğini de gördük, yaşadık. Endonezya'da bır mılyon Müslüman köylüyü «komünisttır» diye katledenler yıne &ıdonezjah idiler. Yunanistan iç savaşında Yunan'ı öldurcn Yunan'du Ispanyol tspanyolu, Koreli Koreliyı, Vietnamlı Vı«tnamlıyı, Kamboçyalı Kamboçyalıyı boğarladı canavarca . Zülmü. kişiler gibi uluslann kimliğine bağlamak da y a nlış bir «jörüştür. BUmeliyiz ki her zulmün. her işkencenin her cinayetin kökeninde, bir ekonomik gerekçe, bir sınıfsa! neden yatmaktadır. Ulusları iuçlamak. emperyalizmin gerlci tarih anlayışının bir uzantısıdır. Emperyalizmdir zalim olan... Hem kendi zulmünü yürütiir, hem raazlum uluslan birbirine düsürup kırdırır. Türklerin zalim ve barbar olduğu savını tüm Batı'da dal«plandıran görüş, emperyalizmin ürünüdur. Amerıkan Kongre«ı'nin bu görüşü onaylaması doğaldır. Bakalım gerici Kongrenm bu kararı, ülkemizdeki kör gözleri açabilccek midir?. SABIK ŞAÎRLER OKTAY AKBAL Evet Hayır GÜNÜN KİTAPLAHI ZafereÜeHeyen Kamboçya halkınm müçadelesini anlatan kitap NORODOM SIHANUK ı... Kadının Bagımsızlıgı, Sosyalist öjrett Içınde yer alan bir TOPLUMSAL DEGİŞİM istcşı olmasına karsın, tutucu çevreler yaranna öztinds bü>ilk ölçüde tahnfler vapılmış ve Batının Kapltahst düzen anlayışı larafmdan kullanılır olnıuştur.. » Saptırmacalara, özünden tahrif ve aldatmacalara bır çagırıAYTLNÇ ALTIND'VL karşı lç kötü jeyler düşünmek istemlyorum. A\rupa'ya kar y=ıg.yormuî, yollar kesilmiş, soğuk sıfınn altına inmış. Oysa Istanbul ilkyazm en guzel pinlerini ya^ıyor. Bır süre balkonda oturdurn, güneş içirni ısıttı. Doğa uyanmış. yeni bir yaşamın eşığinde. Kuş sesleri geliyor arkadaki konıdan. Derken bir serç» kondu parmaklığa. Baktı baktı baktı, »onra uçtu gitti karşı dama. Elimdo gazeteler... Nedense gazeteler getirir bize iyi haberi de, kötüsunü de... Bu »abah sağcı basını göremedim. Gazeteye geldiğim günler bir iki saatimi alıyor bu gazeteleri okumak, incelemek. «Sabık 5air»in anılarını okuyordum, bır ara benım ds •dım geçti o yazılarda. 19401an anlatıyor, lıse yıllarım, ünivers.tenin ilk sınıfı... O ramanlar «sabık» olmamıştı daha. Sevdığımız bir »airdi, dizeleri ezberimizdeydi. Bir dergi çıkarıyordu. İlk oykülerimi o dergide yajımladım. En önemli yen bana verirdi, durmadan överdi, yıireklendirirdi. En tanuımıj yazarlar şairler, Saıt Faik'ten Bedri Rahmi'ye, Fethi Giray'dan Özdernir Asafa, Fahri Erdinç'ten Fikret Adil'e dek en »eçkin kisiler yer alıyordu bu derginin yapraklarında. Birkaç yıl sürdü bu dergıyle ijbirliğı... Sonra bir gün bu «sabık. şair bir öykümün son bölümünü değ;stirmey» kalktı. Istemedim, bu yüzden de bu dergiyle her türlü Uiskiml kestira. Şinıdi amlarmda bu olayları anlatmıj. Baştanbaşa yeniden yazarmıj öykülerimi, Atatürk Cumhuriyeünin kuaağı tumüyle değersizmig falan fılan!. H • Pratikt* Periferik Vena Hastalıklan • VARlSLİNtN KÎTABI. Fıyatı: 60 TL. TÜRKİYE'DE KADIN (Marksıst bir yailasım) • Pratikte Periferik Arter Hastalıklan Fıyatı: 40 TL. Dr. Hüsnü U^IAN Ortaklar Cad. 3 Mecidiyeköy Tei: «6 16 30 C.İ.A.İLE SAVAŞIM BtRLtK TAYtVLARl P.K. 13«3, Sirkec! Istaııbul, 30 TU Bir lnsan kendin» «sabık şair» der mi? Bu ünlü kiji, dernrkten çekiıunemi». Hem bir jair, «sabık» olmaz kı! Kim, bir zamardar be} on güzel, unutulmaz şiir yazmıgsa edebıyata «jair» diy« girer, kolay kolay da çıkmaz. Bu kisi «şair.hği küçümsediği için boyl» yazıyor, eskiden sairdim, lonra baska «jey» oldum detneye getiriyor! Bir kez bana da sSylemijti: «Siz benl en değerns yanunla tanırauuz, beğenirsinir» diye. «Şimdi görüm büyük «anatkârlıkta> diye yarmıştı o günlerde. Büyük unatkarlık derken jairliği d» elinden gitti!.. Kendinl 1940 kuşağını durmıksızm savunmakla yüküralfl «ayın bir yazar «rkadaş da almış bu anıları ters'ine çevlrmi?... Bu «sabık» şair 1945'lerden sonra aşırı sağcı bir kişillğe büründu djye onun dergisınde oyküler, sürler yaymlamıs klmseleri suçlamaya kalkışıyor! Bakm eskicien onlar kimlerle beraberdiler, sonra değiştiler; bızlerse hep aynı yerdeyiz, demelere getiriyor. Faşizme karşı bir kuşaktır 1940 kuşağı... Dcğru, ama bir bölümüyle değil, tümüyle. Kendllerini «gerçekçl şair ve yazar» sayıp da başkalarını «faşizme yakın. kimseler olarak göstermek en azından «gerçeklere ve gerçekçiliğe» aykırıdır. Edebiyatta herkese yer vardır. Gerçekçilere de, gerçek flstücülere de, hatta hiç bir gerçekle ilgisi olmayan açırı duşçulere de... Niye bu kadar korkuyorlar 1940 kuşağının bir takım kişileri? Klmsenin hakkı yenmez. Varsa elbet!. Gençliğind» üçbes şiir yazdın diye yaşamın süresince el üstünd» tutalamazsın. tster gerçekçi ol, lster düşçü!.. Hem yalnızca «fa?izme düşman olmak» da bir kisiyi değerli bır şair, bir yazar yapamaz. 1940'Iarda gerçekten de sosyalist eğilimde yazarlar, saırler vardı. Bunlar kendl dergtlerin.de uçbeş yüz kışılik okurlarma seslenırlerdi. Değerlileri bugüne de kaldı, siyasal propagandacılar ise süindi gittı. Bir eJebiyatçının geleceğa kalmasım sağlayan yalnızca ele aldığı konular, politik davranışları değildir; o konulan, o davranışlan edebiyata ka«andırma yeteneğıdlr. Kısacası, kahcı değerde yapıt ortaya koyabllmesidır. Bir «jabık» sair 19401ardaki genç yazarlan, sairleri kendl açısından lekelemek lstemiş, başka bir «sabık» sair de o aynı çabaya katılmıs... Biri aş:n sağcı, obürü solcu... Ama gerçek edebiyatçıları gölgeye Ittnekte işbirliği hahndeler... Galiba çalrlikte bu iki kişiyi «sabıklar» arasına iten bu yönlerl, sanata, sanatçıya karşı saygısızca davranışlan... Kambocvann olunvkalım mucadelesı Islctne M m i : OLUŞ TATDMEV1 Babuli cad. No: M Cı^ıloğlu htanbul 420>arfa.2Slin ISMAIL CEM OLAYI Bir haftada 2. baskısı yapılıyor. Neler dediler, tepkiler. Dernekler, Sendikalar oİByı nasıl yorumladılar Türkiye'de günün olayı, günün kitabı. TRT üzerine ilk kitap. 10 TL. Bütün kltapçılarda arayıııız. İSTEME ADRESİ: P. K. 47 Beyazjt Istanbul Genel dağıtım: GE DA Prof. Dr. Kenan TUNÇOMAG 4 t 4 * 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 Gemri dağıtım ULUSAL DAĞITIM Alaç Sok. 48/1 Tenişchir ANKARA Sosyal Güvenlik Kavraını ve Sosyal Sigortalar Bu kitapta dünyadaki ve TUrkiyedekl sosyal güvenliıc sistemleri anlatıldıktan sonra, sosyal sigortalar mevzuatına ve yargıtay kararlanna dayanılarak, sosyal sigortalar DÜtün aynntılan ile açıklamıstır. XXXIV + 504 «ahirt 80 TL. tsteme adresi: Sermet Matbaası, Cağaloğlu Şerefefendi sok. 28 istanbul Tel: 28 35 78 istanbul T» Ankara kitapçüannda da bulunur. I^KONUKYAYINLARI SEÇİMU M.Duverger Çağımızda Cumhuriyetler nasıl MonarşrVe dönüsur PK749İSTANBUL 5 i askda sezer YAZDI Gebeliğin ilk günlerinden 12 yaja kadar \Afechselberg/Puyn REMZt ŞAHÎN DEMOKR ATiK ve SOL yılın şiir kitabı HİUV1İ YAVUZ ÇAĞDAŞ SAGCI ECEViT Fiyatı: 15. Iira Genel Dafiıüm: Ulusal Dajıtun Ataç Sokak « A ANKARA Tek siparialerde pul gönderUmesl rica olunur BEDREDDİN ÜZERİNE ŞİİRLER t koral yayınlan ibnulezrak MERVANÎ KÜRTLERİ Ls! TARİHİ türkçesu m.e.bozarslan Isteme Ad>esı.PK 907 istanbul GERÇEK • » YAYtNEVi § p.k. 655 istanbul necati cumalı dui&inde sunar ask da gezer ae ı ı ı r t « DofliBB Hncesi Doğum • Doğum Sonrası Aile Planlaması, Doğum Kontrolu, Gebe Kadının Hasfalık ve ^ikâyetleri, Doğum Hazırlıkları, Doğum. Bebeğin Bakımı ve Beslenmesi, Çocuğun Gelişmesi. Cinsel Eğitim, Sosyal Uyum ve Okul Eğitimi, Çocuk Hastalıklan Ciltli, 60 TL Anne ve Çocuk D D D D D D D D D D C C D D D D D D D D D D D D c 45 inci kitap: D C D D ILAN Sağlık Merkezi kadrosunda çalıştırılrr.ak üzere, üroloji, Rontgen, Goz, Bakterioloji, Biyokimya, Asabiye, Cerrahi hastalıklan prof. dr. cavitorhan tütengil RIRSAl TÜRKİYEHtH YAPISI VE SOfiüHlARI 20 Iira D D D C n ü REMZİ KİTABEVİ Türkiye Büyük Millet Meclisi Albümü Hazırlayan: KÂZLM ÖZTÜRK MÜTEHASS1SLARI ARANMAKTADIR îsteklilerin adı geçen Sağlık Merkezi B^tabıplıgır.e muraeaatlan Ist. Milli Eğitim MüdürluâJ llkokul Öğrencileri ve Öğretner.ler Sağlık Merkezi Tel: 26 47 07 (Basm 14226) 2370 | Türkiye İhtilatci j DoğuPerinçek I iççi Köylü Partisi ı f Faşizm i Davası ara ROCI DoğuFerinçek { Halkın I Müçadelesini SAVU1MA/IA 1 Durduramazl Revizyonizm ve Maceracd.k Yenögive. MarksizmLeoJnlzm Zafere Götürürl Endonezya Halkının OrduveDevlet I Faşizme Karşı T" • • • î mM • • Teorisinin Mücadele Eleştirisl Tecrübesi Kıvılcırnlı'nın Burjuva 19Î0 1973 50 yılı nedenl İle Cumhun>etımuin vapımcılan bir ara> a getlrildt Cumhurbaşkanlan, Senato ve T.B M M Bd^anları Mületvekillen, Kurucu Meclis Cyelerl ve Ssenilorier Bl>ografilen ile verılmekte. Soyadlanna gore fıhrisllı ve 4000 klçiyl kipavan Albumün fiyatı 175 TL.dır. P.K. 49, Bakanlıklar • Ankara tdrestnden ocfemelı lstenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle