23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ u «17 Nisan» Köy Enstitüleri'nin otuz beşîncl kuruluş yüdönümüdür. Köy Enstitülerinın kuruluşu 1936 yılından, Eğitmen Kursları ve «Köy Öğretmen Okulu» adiyle açılan dort kurumla başlar. 17 nisan 1940, buralarda alınan olumlu sonuçlar üzerine, onlar için yasa çıkarılıp sayılannın çoğaltıldığı tarıhtir. Atatürkçü devrim ilkelerinden yüz çevirmeye başlandığı 1946 çok partili dönemde ıse kapaülırlar. CUMHUHÎYET blllnçlenmeyl saglar. Kısacası, Köf Enstitülerinde on yıl genel düzenle, bu düzenin Ustyapılan ve uygulamalariyle aynntılanna kadar çelişen bir düzen yürütülmüştür. Köy Enstitülerinm kapaülmalanmn oldugu kadar, bu kadar yıl geçtiğı halde güncelliklerini surdürmelerinın de nedenl, ülkemizde örneti, bugün de özlerm çekılen gerçek, insanca bir düzenin kurulmuş ve on yıl yaşatılmış olmasıdır. 17 Nisan 1975 B OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Sınanmışları Sınamak... ünlük yaşayışımızda dilimizden düşürmediğima bea sözler vardır; ucuzluk, va da pahalüık gibi... Bu sözlerin toplum yaşamında ne anlama geldığinı çoğu kez bılmeyiz, tistünde uzun boylu düşünmek zahaıetine de katlaumayız. Söz gelişi gazeteler yazıyor: Cephe Hükümeti gübre fiyatlannı ucuzlatü. Haberi okuj'an bırisı, ucuzluk sözcüğünün günlük yv şantımızdakı çagnşımlanna dayanarak, belki ucu kendisine dokunan bir ucuzluk olayının varlıgtnı dUşüoebilir, v* diyebilır fcı: Maşallah, Cephe Hükümeti ayagımn tozuvla h«lk y»v rarma kararlar alıyor. Ovsa ışın ıçme bıraz girdiğunizde ve olayı kurcaladıgımızda öövie birseyın söz konusu olmadığı ortaya çokacaktır. Nıtekim geçen haftaki «Cumhuriyet • Ekonomiı saytasmda gübre sorunumuzun içyüzü bütün boyutlanyla anlatılmıştı. Dıkkatli okurlanmız, kuşkusuz Yalçın KUçük'un çarpıcı incelemesinı de okumuşlar, Anadolu'nun ancak üçte bırınin kimyasal gübre kullandığını öğrenmişlerdir. Buniar «tuzu kuru» varlıklı çütcilerdır. Geriye kalarüar. babadan kalma yöntemleri sürdürmektedirler. Bu eşıtsizlığın yanısıra, kimyasal gübrenın hammaddesı dışardan gelmektedır. Demirel'in iktidar döneminde kimyasal gübre hammaddesinı ülkemizde oluşturacak fabrıka girisimlerl savsaklanmıştır. Bugünkü durumda çiftçi köylü çogunluğunun kullanmadığı kimyasal gubre hammaddesmi bır yandan pahaiıya ithal edecefiz, bir yandan içerde ımal edilen gübreyi ucuza satacağız; ve Hazine 3 milyar lira destek yapmaJc zorunda kalacak... Daha açıkçası, halkın cebinden 3 milyar lira ödenecek... Peki, bu karar ucuzluk mu getirecel: halk yığınianna? Yüzünü mü güldürecek ırgatın, rençbenn, yoksul köylunün? Kuşkusuz hayır. Durum yalmz gübrede böyle değildir. Söz gelişi bugday fıyatlarına sam yapıldıgı zaman. Türkiye, öir degıl, bırkaç ikılem karsısında bulunuyor. Bir kez yoksul köylu buğday satıcısı degil, buğday alıcısı... Çünkü ülkemizde aılesıne yetecek bufdayı üreten köylü sayısı az... Hükiimetler buğday fiyatlanna zam yaptığı zaman, büyük köylü yığınlannı değil, buğday satıcısı buyük toprak sahıplerının yüzünU güldürüyor. Buna karşılık kentlerde ve kentleri saran gecekondu bölgelerinde yaşayan voksullar, temel besinlen cian etareği daha pahalı yemetc durumuyla karsılaçıyorlar. Bu hükümet ne yapar bu durumda? Ya bugday fiyatına zam yapıp, «tuzu kuru» çiltçilerin yüzünü güldürdükten sonra ekmek fiyatlanna sam yapmayıp aradaM tarkı Hazineden, yani yıne halkın kesesındsa öder .. Ya da ekmek fiyatlanna da zam yspıp, yoksullana ajeyhine bir çarkı çevırmeye ha babam devam eder... Kbşemizin boyu elverse, bu konuda sayısız ömeklerl çoğaltmak kolaydır. Bugün Türkiye'de bir gerçek artık elle tutulur biçimde ortaya çıkıyor. Bozuk, düzen böyle süregeldıkçe, ucuzluk ve pahalıhk kavramlannın anlamlan değisiyor. Bu Ulkede ucuzluk da, pahalüık da: aracanın, tefecıntn, sermayecınin, ağanm işme yaramaktadır. Demır fiyatlannı ucuzlat, sermayeci ucuza alıp isüf etsın; demır fiyatlannı yükselt; istifçi stoklarını jüksek fiyatlardan satıp kânna kâr katsın... Aynı mekanızma, tüm ekonomilc kesımlerde çalışıyor. Gelmıs ve geçmiş iktidarlar bu mekanızmanın çarklannı çevirmekten gayri bir iş yapmamışıardır; bozuk duzen böyle suregeldikçe de bir başka ışlev yapamıyacaklardır. Cephe Hükümeti, ülkemizin geleceği ve halkımızın mutlulugu adma gerçek bır talıhsizliktır. Muhtarlara maaş ve giıbre fıyatlarında indlrım gıbi oyalamaiarla ülkenln bır vere gidemiyecegi, çağınuza yakışır bır toplum olamıyacajı çoktan anlaşıldı. Bir yıl değll, beş yıl degil, on yıl defıl. on beş yıl değil. yırmi beş yıldan beri bu serüvenın içmdeyu; smanmışlan sınamak, toplumun aklını kınamaktan başka 14e yaramaz. Bunun içlndır ki, «hükümet gübre fiyatlannı ucuzlattı» gıbi lâflar, günümüzde ancak peynir gemısme yelken açmas: tuzu kunı olanlann ekmeğıne tereyağ sürmekten başka ıse yaramıyor. Bu düzen degışmeden halk ıQâh olamıyacaktır. Köy Enstitülerinin kapatılmasından 35 yıla yakm bir süre geçtıği halde unutulmamalarınm, ıçta ve dışta incelenmelerınin, doktora tezi olarak alınmalannın, yüdönilmlerinin kutlanmasmın nedenleri, bu komıda pek yaym bulunmasına rağmen, henüz ayrıntılariyle ve derinliğine incelenip ortaya konmuş değıldır. Bu konudaki yapıtların, incele melerin hemen tümü, onlan yeni bdimsel ve toplumumuzun yapısına ve gereksinmelerine uygua bir eğitım sistemi olarak ele almakta, değerlendır raektedir. Oysa, eğer Köy Enstitülerinde kuruluştan başlayarak," genel düzenle her yönü ile çehşen ve ayn bir üstyapıya dayanan, toplumların ve top lumumuzun özlemini duyduğu yeni bir duzen, bır örgütlenme kurulamasaydı bır eğitim sistemi o'arak onlar, genel düzenin bütün alanlarmda yürurlükte oîaa Ukelere (üstyapıyai kolayca uydurulur, kapatılmazlardı, etkinliklerini bugünlere kadar sur duremez, yurt sınırlannı aşan bir öneme ula5amazlardu Köy Enstitüleri Gerçeği Hürrem ARMAN sek de o'v.r. Ama: îyi tıiyetle <ie olsa, inceleme zahrnetine kdtlanmadan, soyut reçetelere dayanarak yapıinr. >anhşları ciddiye almak ve bu gibıleri uyarıp arastırmalara yöneltmenin zorunluğuna da ınanmakta;. ız. Bunlardan en yakra bır örneği alaıak konuyu Eydınlatmaya ve araştırmacılara ipuçları vermeye çtüışacağız. Emakçı dergisı'mn mart 1975'teki 5. sayısında •Emek~ı« ırnzasıyle çıkan yazıda: «Köy Enstitüleri, uretim ıle sıkı bağları olmakla birlikte; kurumlar olarak. lîilıi Eğitim Bakaniığına bağlı okullardır. Yani buniar üstyapı kurumlandır. İzlediği politika ile empsryaiizme açılışı. antı kemalist karşı devrimın adım adım tezgâhlanmasını sağlamış olan 1940'lar CHP iktidarının tüm alanlarda gerıci, aıra b:r tek eipim alanmda ilerici bir yol izlediği düiunülemez.» denümektedir. On yıl kendi içlerinde çelişkısız, genel aynntılanna kadar çelişkili olarak 1946'ya kadar surdürulen Koy Enstitulen düzenin ve ancak bu düzen ıçinde oluşan eğitim sısteminin bu soyut reçetecı savla hıç bır ilışkısı yoktur. Çünkü Koy Enstitüleri genel duzenin yalnız eğitim değıl, öbür üstyapılanna da bağlı olmayan kurumlardır. Bu o gtinkü koşullar lçlnde, iktiaann ve özellikle iktıdar başmın anlayış ıçine alınması başanlarak çıkanlan ve ıçtenükle uygıüanan ozel yasalarla saglanmıştır. Bu kurumlarda genel düzende yürürlükte olan parasal hükümler, alımsatım işleri özel yasa maddeleriyle kaldınlmıştır, bürokrasi ve hıyerarşı yok edünustır. Bakanlığa bağlı öbür eğitım kurumlannda hiç görülmeyen *uretimin bulunmadığı yerde eğitim yoktur» göriişü yürürlüktedir. Bu kurumlarda herkes, kendi görevine ve yeteneğıne göre, planlanmış her tür üretime katılır, ürettiklennden eşit koşullar ıçinde ve gereksinmelenne göre yararlanır. Enstitülerde yaşayanlar yaptıkları bir.alardan, ürettıklen tanm, ziraat ve sanat ürünlerinden kendileri jararlanır, köylüleri de yararlandırırlar. Herkes tam bır özgürlük ıçinde yönetımın, planlamalarm her türüne, eleştirilere katılır. Tüm yaşamda, yiyirnde, gıyımde, eğlencede ınsanca tam bir eşitlik vardır. Tabamn imece, folklör degerlen car.landırılır. uvgulanır ve yaygmlaştırıhr. Bütün buniar, okunan kıtaplar, eleştırüer, gezilerle ıncelemelerle gbrulen zıtlaşmaların incelenmesi, gerekü bılgıleri ve halkça Ne Olacağı Kestiriliyordu Bazı reçeted »ydınlarımızın, bir inceleme îahmetine katlanmadıklan için, bir türlü anlayamadıklan va da anlamak istemedikleri Köy Enstitüleri gerçeği, ayn bir üstyapıya dayanan bu düzende yatmaktadır. Genel düzenle her yönu ile çelişen bu düzenin nereye kadar sürdürtilebileceği o günlerde de aramızda bir tartışma konusu idi. Ve Tonguç, bunun zamanını daha 1943'de «tkır.cı Dünya Sava$ı'nın bitimine kadar ne yaparsak yapabilecefiz. Ondan sonrası karanlık» sözleriyle belirlemişti. Onun ıçın bırbiri ard'.na Enstitüler açıüyor, çok sayıda öğrenci almaya zorlanıyor, alabildiğine üretime yöneltilıyorduk. Bütün köyleri kapsayan bir taban örgütü olarak Enstıtülerde uygulanan ilkeleri, yaratılan tasan gücü ve değerleri köylere aktarmaya çalısıyorduk. Ele geçen bır fırsatla yapıiabilecek herşey hızla ve bilinerek yapılıyordu. Ülkemizde özlemi çekılen gerçekten halkçı insanca bir düzen uygulamaya başlanınca Köy Enstitülen her yönü ile ıncelenecek, ilke ve uygulamalarından yararlanılacaktır. Olaylar bu gün lerın uzakta olmadığmı göstermektedır. Dileğimiz bu volda çalışan aydınlann, örgütlertn yurdumuzda on vıl ıçtenhk ve bilinçle uygulanmı? bir gerçek düzeni. artık, sojoıt reçetelere itibar etmeyerek, gecıktirmeden incelemeye gırışmeleridır. G Köy Enstitüleri Düzeni Genel düzene rağmen kurulup yürütulen bir «düzen olma» niteliklenyle inceleme yetemzl'ği nedeniyledir ki, Köy Enstitülerini salt bir eğitım sistemi olarak ele alıp değerlendirmeye çalışan fakat onlan, soyut toplumsaJ reçetelerden kurtulamayarak, tek parti düzeninin üstyapısına bağlı ol mak zorunluğunda gorüp eleştiren toplumeu aydınlara rastlanmaktadır. Bunlarm tum bügisız, artniyetU ve ekzantrik olanları, Köy Enstitülerini faşist kunıluşlar olarak yorumlamaya kadar gıtmişlerdir. Bunlan hasta kişiler sayıp önemseme TITRE VE KENDİNİ BİL! OKTAY AKBAL Evet Hayır GUNUN KITAPLARI GEflCEK • > YHINEVİ ® p.k.655 istanbul ı • • • «Hükümetin kurulmasını istemeyen bır avuç CHP yöneticili, devlet düşmanlan ve komünıstlerdır.» Dort oy çoklukla güvenoyu alan AP MSP CGP MHP Bügıç ekıbi, hukumetinin önemli kişılerinden biri Bay Türkeş işte boyle söylüyor. Demirel Feyzioğlu Erbakan Türkeş ortak iktidarının güvenoyu almaması için çaba gosteren, oylarıyle karşı çıkan, yazılarıyle, konuşmalariyle, içten kanısıyle boyle bır iktıdarın ış ba?ına gelmemesini ısteyen herkes bu suçlamadan payını almahdır. Bır avuç CHP'li, devlet duşmanı ya da komunıstlermış Demiıel hükümetinin kurulmasını onlemek istiyenler .. Bir avuç CHP'li öyle mi? Mecliste 189 kişı' Son seçimlerde seç merun yüzde 34 oyunu alan bir parti, Ataturk'ün partısı, Kemalist De\Tİm ilkelerıni her zaman savunmus bir parti! .. Seçmenin yüzde oruzdördü «bir avuç» mudur? Üstelik seçmenden yuzde 11 oy almı^ Demokratik Parti de boyle bır hükümetin karsısmda .. Ne etti, yüzde kırk beş! Birlik Partisi de .. 14 ekım 1973 te seçmenin yarısmm oylarıyle Meclis'e gelmiş partiler Demırel'in ortakhk kabinesinin kurulmasını istemediler. Bir avuç mudur Türk seçmeninin yansı? Kimdir o, «devlet düşmanlan?» Herhalde Meclis dışmdaki aydmlar, yazarlar, gazetecüer, işçiler, halk!... Nıye devlet duşmanı olsunlar? Bay Türkes'in kafasındaki «devlet» hangi devlet acaba? Atatürk Cumhuriyeti mi, yoksa bambaşka bir «devlet» mi? Bugune dek Atatürk devrimini açık seçik biçimde övdüğünü ne duyduk, ne de gördük. Ama ii; k:ç:lık gıupçuğuyla Bakanlar Kurulunda iki koltuk elde etmek becerısini gosteren ırkçı, turancı polıtikacınm daha gençliğinde, Atatürk Cumhuriyetinın temel ılkelerine karşı eyleme kalkıştığı için adalet önune çıkanldığını, bu yüzden aylarca tutuklu kaldığıru hatırlıyoruz hemen. 27 Mayıs devriminin temel göriişlerine karşı çıktığı için Gürsel tarafından yurt dışı edildiğini de... Bugün Başbakan Yardımcısı olan Bay Türkeş iki kez «devlet»e karşı eyleme geçmiştir. Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nın temellerini değıştirmek, ülküsünü bozmak, bambaşka ilkeler üzerinde yeni bir «devlet» kurmak heveslerine düşmüştür... Devlet duşmanı sayılabilecek kimse, geçmişteki bu olaylara bakılırsa kendisinden başkası değildır. Kendi kafasındaki bir «devlet»i kurabilmek için, Atatürk'ün kurduğu bir Cumhuriyet yönetimini temelinden Bir de komünistler varmış Demirel ErDakan Feyzioğlu Türkeş iktidannı istemeyen!... Doğrusu bu savı tümüyle yanhjj bulurum. Komünistler için bulunmaz bir durumdur bu ıktidar!.. Tam tersine iç ve dış komünist güçler, kişiler, Demirel'in bu karmakanşık, bu güçsüz iktidarını, Ecevit'in tıalka dayanan, sosyal demokrasi ilkelennden, Kemalist Devrim'den giicünü alan iktidanna yeğleyeceklerdır. Kendi açılanndan, kendi hesaplanndan hakhdırlar da... Çünkü toplumdaki sürtüşmeler, karşıthklar büsbutün hızlanacak, ulusu cephelere bölmek polıtıkaisı halkı, işçıyi. aydını ılım'.ı soldan aşın sola doğru itebılecektır. Aşınlıklar karşı aşınlıklan güçlendırır, bu kural her zaman geçerlidır... Bay Türkes'in kafasma göre kün kendisine karşıysa komünisttir!.. Bu bakımdan, partisine oy veren üç yüz bin kişinın dısındaki herkesi ya devlet duşmanı, ya komünist, ya da yolunu şaşırmış kımstîler olarak gonır. Bakmayın AP'yle, MSP'yle, CGP'yle şimdıki işbırlıgme, bır gün onların da karşısına geçecektir, Iırsat balursa, gücü yeterse . Kendısınin bır avuç kişiye dayandıgım hıç hesaplamadan ulus çoğunluğuna davananlara meydan okuyor açık açık. Hem bu çoğunluk, 1973 ekiminüeki çoğunluk... Bır de bugüne bakalım, APMSPCGPMHP ıktidanm oluşturan partiler gitsinler halkın önüne oy istesinler de görelim bakalım sonucu! .. Kım bır avuç, kim değil, meydana çıkacak o zaman .. Kendüerirıı «Mılliyetçı» dıye anan partiler, lıdeıler, Türk ulusunun çoğunlugunca bır vana itürmşlerdir, bunu kendilen de bildıklerınden seçimden kaçıyorlar. Bır avuçiuk azınlık olduklarına herkesten önce kendileri inanıyorlar da ondan... Ecevit'in resinıleri CHP'hler tarafından oraya buraja asılıyormuş!.. Nıye Bay Turkes'ın adamlan aynı ışi yapmıyorlar? Hadi assmlar bakalım mırubuslere, sokaklara, dıreklere, duvarlara Turkes'ın resımlerını. Kaç saat kalır oralarda, kalırsa da üstünde ne gibı yazılarla kalır? Uç buçuk milyon oy alan bir partinin hderıyle, üç yuz bın oy alan bir partinin lıdercıği yarışa kalkıyor!... Bu yarışa nasıl bir ad verilır, hepiniz bilirsıniz, yinelemek istemem... I 1972 «TTNTS NAX>1» yansmasınd» Btrincüik ödülunü kazanan FATMA GÜREL'in ilk öykü kitabı; jkcmuk yaymları 45 inci kitap : dizisind« suna[ prof. dr. cavitorhan tütengil KtRSAl TtİRKİYEHİH YAPISI VE SORUHURI 20 liro ZURNANIN SON DELİĞİ 5 reokU, lüks kuse kapak 10. TL. YAKIN ÇAGLARTARİHİ N.V.Yeliseycva • o 1648İNGİÜZBURJUVA DEVRIMINDEN 1918 SOVYET DEVRİMINE KADAR GEÇEN 270 . YILLIK SINIF MUCADELESİ VE BİLİMSELSOSYALİZMİN DOĞU§U L " P K.749 İSTANBUL 1 Turkiye ihtnatcî | İşçi Köylü Partisi | Davası DoğuPerincek İKVII MCft Revizyonizm ve Maceracıhk MaricstzmLeninizm Zafere Götürurl Doğu Ferinçek '• SAVUNMA Genel Dagıtım Faşizm Halkm MOcadelesinl Durduramazl Endonezya Hala Orduve Devlet Faşîrmt; Karşı Mucadele Teorisinin Tecrübesi Eteştkisi Kıvılcımlı'nın Burjuva Yazısma ve îsteme Adresi : PJC 243 Aksaray • İstanbul : TÜEDA Cağaloğlu Yokuşu • Saadet Işhanı No: 405 Cağaloglu tstanbul ÜLÜSAL DAĞITIM : Ataç Sok. No: 48/1 Yenişehir Ankara EDZLEIVI YAYIMLARI CBetteteim, TDosSantos. A. Emmanuef, PFkman AGFrank. ELadau RLuxemburg. HMagdoff, GPıtng, TSzentes DERLEYEN Bugünün toplumsal, ekonomik ve politik sorunlanna ışık tutan yapıt: Hacı Süleyman Efendi Yazan: Sadi Borak Türk toplumuna kurtuluş yollannı gosteren aydın bir din adamı. Milliyet Dağıtım, Cağaloğlu İstanbul. ISMAIL CEM OLAYI 10 TL. Son günlerde adından en çok bahsedilen TRT ve Ismail Cem olayının içyüzü. İSTEME ADRESİ: P. K. 47 Beyazıt İstanbul Genel dağıtım: GE DA atillaaksoy AZGELİŞMİŞLİK ^EMPERYALİZM . P X 963 Karak8y,'!S7 YARINA BAŞLAMAK afşar timuçin Kendi yayınlarının ikinci kıtabı / Roman, 12,5 lira Afşar Timuçin, PJC.: 1381, Sırkeci, îst. / Dağıtım: GEDA Birinci kitap: BÖYLE SÖYLEN5IELİ BİZİM TÜRKtMÜZ / ŞIİBLER, 10 LİRA (Tek isteklerde pul gönderiniz) ATATÜEK KİTAPLARI REDHOUSE YAYINEVi sözlükler İNGILİZCE TÜRKÇE TÜRKÇE ÎNGILIZCE KUÇCK TURKÇE ÎNGILÎZCE 140.2U0.75. doğa bilimleri dizisi GOÇMEN KÜŞLAR KUŞLARIMIZ MEMELI HAYVANLAR ORMANLARIMIZ DAGLARIMIZ SEMENDER re KURBAGALARmiZ BALIKLARIMIZ 10.15.15.lâ.15.20.2ü. 191418 TUrkErmeni Dramının romanı ŞIRZII 1 neffct kat 1 ".* Y. Nabl: ATATÜRK YOLU Y. Nabı: ATATÜRKÇÜLUK NEDİR Kansu: ATATL'RKÇÜ OLMAK Kansu: ATATÜRK VE KURTULUŞ SAVAŞI ... î. Akay: ATATÜRKÇÜLÜGÜN İLKELERİ Kansu: ATATÜRK VE KCRTüLUŞ SAVAŞI ... ATATÜRK DÎYOR Ki ATATÜRK'ÜN ÖZEL MEKTUPLARI ATATÜRK SÜRLERÎ ANTOLÜJİSİ ATATÜRK VE EDEBİYAT ATATÜRK YOLCNDA 40 YIL S. N. Ö/erdım: BAYRAKLAŞAN ATATÜRK ... TARtHÇt GÖZÜYLE ATATÜRK M. Baydar: ATATÜRK'LE KONL'SMALAR MUSTAFA KEMAL VE ÇETEC11.IK VARLIK i'AYINEVt. Ankara Caddesi BÜYÜK FİKIR KİTAPLARI : 22 8 TL. 10 TL. İU TI* 8 TL. 10 TL. 10 TL. 8 TL. 5 TL. 5 TL. 10 TU 10 TL. 10 TL. 5 TL. S TL. S TL. f.scott fitzgerald FİLMİ İKİ büyük gatsby aiie serisi AILE SOFRAS1 (Yemek Kıtabı> 30.(Bütün dünya milletlenrun vemek lıstelen) AtLE ÇEVTIESI 10.KADIN ERKEK ÎLtŞKÎLERÎ, NIŞANULIK EVLILtK YAZAN OSCAR KAZANAN ROMAN: çocuk kitapları dizisi ALFABE K Î T A B I M 17 iU (OKUL Ö N C E S I ÇOCUKLAR I Ç Î N ) HAZIRLAYAN: CAN G O K M L K Î R P İ MASAL1 BJ[, BÜYUK N E D I R 7.50 fCEREM BALIKÇI SUO Bu çocutt eserleri o k u l öncesi ve veni okula oıboro/ br.ykcra POLiTiKA • Steret» BAN r doldurnluı Aristoteles NİSAN 1974 te BU KITAP PİYASAYA ÇIKTIĞINDA GİZLİ ELLER TARAFINDAN TOPLATILDI FAKAT DÖRT AYDA 3. BASKI VE KATÜAMLARA TANIK OLAN BİR KOPRUNUN ÖYKÜSÜ Dört renk ofset kapak 312 sahife 20 TL. Genel dağıtıtn: AKyar Yayınlan Akyar Yayınları.Cağaloğlu vilâyet karşısı Günctr Han PR.7B5 Sifkeci İstanbul Büyük Gatsby F. ScoU Fitzgerald 15 Lira k\J|â faiB ' ^JP^ fîSsanderyayınlart 2300 yıldır eskimemij bir başyapıt Mete Tuncay'ın yepyeni bir çevirisi 25 TL. REMZİ KİTABEVİ başlayanlar Içın titiz bir şeülde nazırlanmış. renklı ofset baskıdır Bu kıtapçılarda arasnruz: Kitaplar, her zaman elde taşınacak fenerlerdir. En güzel hayır, kitap bağışıdır. SAN D E R Y A Y I N L A R I REDHOUSE YAYINEVİ Rızapasa Yokuşu No: 50 Eminönü • İstanbul NİŞANTASSl : Akademl Denıa OSM4NBEY : Sander Haset Kitabevı'nde GALATA^ARAÎ : Sander KADlKöY : üençlık Kadıköv BEBEK : Yalter Kltabevı rurkü ANKARA : Tarhan Kültür Merkez tZMİR : Yavuz Ülkü Gündü? Kıtabevl'Bde 60'lık. 8 lira • KllAKt» % Z5 ındınm Butun »svınlaı mevcut ÜIUU aorjunjtnu/u le'evtı \ı Posts masrafsu örfemel) tndlnmb cltiipllk Ocrelsl? MıLLi EĞİTİM MEVZUATI VE REHBFRi Sadrettin Surbahan 4U0 P.K sayta 4ü TL. 221 Bakanlıkiar rlür. IS1ANBIL KİIAP Gül Slıiffinası Yani kıt^p gotıde ŞEHZAUEBAŞI Ankara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle