17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ran Başbakanı: "d Estaing'in tam bir adamı gibi dtişündüğünü gördüm,, (Dış Haberler Servisi) Fransada çıkan haftalık L' spress dergisinin son sayında Iran Başbakanı Abbas uveyda ile yapılan bir koııuş a yayınlandı, Konuşmanııı rinç bir yanı, fran Başbakanın kullandığı üsluptu. Hayüst perdeden konuşmasıy'a kkati çeken Huveyda. örnen «kanınıca Fransa İran'ııı i\ük bir jtiiç olacağını andı» diyebilmekteydi. Koııuy ayı okurlarımıza sunuyoruz. 9 Abbas Huveyda, Fransa'nın uluslararası alanda iran gibi dostlar edinmesinin kendi açısından gerekli olduğunu öne sürdü. «Yabanci ülkelerde yaşayan Kıbrıslı Türklerden yatırım talepleri geliyor» «Sınaî tesislerini ele alacak olursak girdi açısından dışa bağlılık şart olur...» «Vergi gelirleri açısından dışa bağlılık gerekmez» Kıbrıs'ta ekonomik sorunlar izzet Rıza YALIN >vyetkr'in careti, içtiğrmiz «Kanımca Fransa, iran'ın büyük RV Tahran'a gelen Fıanadamları, Iranlı meslekt<ışönceden göriiş birliğine \abir güç olmaya doğru yol aldı> bir sorunu yeniden ele ala suçlamaktatlırlar. Ayrn a, ğını anladı ve iran'la dostluğuk umutlardan ekonomik ger re geçmenin kolay olmadıgınun da önemini kavradı.» e sürüyarlar. Bu konudaki iceniz nedir? :EVAP Hükümeî düzeyınzinle çözemediğimiz bir sonuz yok. Ancak, herşeyi ;eken önemli ortağımız olabilir. Yal ze verildiği düşünijlürse. yakınma ;özden geçirmek istemeuıiz nız, bunun için Fransa kurulu^ ni7a yer olmadığı anlaşılır. dır. Örneğin, bize Bordo salannın Tahran'a lurnsyı gözünden SORU Valery Giscard d'F.slasattığmızda. birçok kez ş.vurma düşüncesiyle değil, iş yapin? Fransa Cumhurbaşkanı olduın ıçinde «yalnız» şarap o» ma amacıyla gelmeleri gerekir. Az ğundaıı bu yana. Fransa'mn ttığmı bildiğimiz için bu konukâr gözetmelerini de bekleriz. Şu tunıunda bir deRİ'iklik oldu niu? izliğimizi anlamanız gerekır. ya da bu pıojeyi Fransa kaçırmış Bu değişikliklrri nasıl nilrliyorakamnız Chirac'ın Tahıarı'ı olabılir, ama metro yapımı, Tahsunuz?. jiyaretinden sonra, Fransa, ran Bandar Şapur demiryolu. ve • CEVAP Kanımca Fransa. ;ılan, bizi Arap şeyhierniî lelevizyon işlerinin tümünün si îran'ın büyük bir güç olmaya »tti. Oysa her önerıyi incek zorundayız. Daha ucuza lilen bir mah üstün tutnr.adoğaldır. Örneğin, bir sanayı . pleksı yapımı için Fransa' önerisi bir rakibine oran'.a e 17 daha pahalıydl. O işi •dınız. ıRV Fransa, İran'a mal sa lilkeler arasında birinci du(Dıs Haberler Servisi) yapılınaıctadır. ı gelebilir mi? Gelirse, haııoşullarla bu gerçekleşebilir? DARCSSELAM Afrika BirliOAU'ya üye 42 ülkenin DışişleCEVAP Fransa, Avrupa'da ği Orşütü OAU yetkiiileri. Gü ri Bakanları bu toplantıda. Güney ney Afrika'ya karşı Siyah Afrika Afrika Cumhunyeti'ne karşı j halklarmın çoğunluğu taraıından lenecek ortak ynmuşama politika kabul edilebiİPcek orrak bir aoi smda eörüs birliğine varmak lizetikanın saptanması yolunda çalış re çalışmalannı sürdkrmektedırîrr nıaîarını sürdürmekıedıiıer. Afrika Birliği Orgütü Bakaîi'sr Ş AOU toplannsında karara ba2 Kurulu'nun olağanüstü toplaı.'ı la.ı:nası anıaçlanan sorunlar şcysı, Tanzanyanın başkentı Darus le snalanabilir: selâm'da ve Tanzanya Devlet Baş• Kıtanın çeşitli bölümlenrıde kanı Nyererenin başkanlığmda be\azlarla siyahlar arasında sür AHBAS HVVEYDA Petrolün gücü üzerine.. doğru yolaldığını anlamıştır. Ve lıan büyük güç olacağı gün. li'an İa dostluğun yararlı olacağı dü^üncesindedir. Ayrıca, Cıunhurbaşkan'.nızla Sehinşahımız arasinda bir sempati bağı olduğunu sanıyorum. Bay d'Estaingi tanımı yordum, ancak bir is adamı gibi düsündüğüne tanık oldum. Bu ko şuliar altında, iyimser olmamak îçin bir neden yok. Gıscavd d'Estaing Fransa'nın bir ekonomik güç olmasını istemektedir. Avrupa, böyle bir amaca dar gelmek tedir. Demek ki, uluslararası alsnda İran gibi dostlar edirunek gerekir. Cumhurbaşkanınızın ve hükümetinizin anlamış oldukları bu gerçeği. ergeç iş adamlarınızm da kavrayacağına inanıyorum. Yabancı sermaye akımma kapıyı açmamız gerekir,, Kıbns Federe Tiirk Devletl Koordinasyon ve Planlama Bakanı Alper Örhon'la Lpfkoşe mufıabırimiz İzzet Ri/a Yalın'ın yaptığı konuşmamn üçüncü ve son büiümünü yayınlıyoruz. SORU: « Kıbns Tiirk Böl8esj'ndeki yabancı sermaye payları sorununda, sözünü ettiğiniz şekilde bir çözüra bulundu dıyelinı. Paysız veya yeni işletmelerin ^alıştırılması. yahut yeni işletmelerin k'irıılmasında yabancı sermayenin yeri ne olacaktır, sayın Orhon? • CEVAP: «Genellikle ekonomiye yaklaşımımaz, yabancı sermayeye açık bir şekildedir. Bu yabancı sermaye, istenen yeraen gelebilir. Bugüne kadar gördüğüm talepler, yabancı sermaye açısından, dışanda, oturan KJOns'lı Türklerden gelmektedir. Ingiltere'den çeşitli t«maslar var. Amerika'daki bazı Türklerden talepler var. Avustralya'ya kadar bu konu gidiyor. Bir grup da Türkiye deid turuluşlann talepı» n var. Pek tabbdit ki, tüm tesisleri levreye sokicaksak, bütün ou Jı? seıinaye akımına kapıyı açmamız gereKerektir. Çünkü öngörülen ekoicmj, jnüıut da ekonominın ge>ıınitsıri! istedigimiz yön, dış tica/eie tamamen açık bir yo'jdü*. Dı? ncarete açıkiık, belki e C > ı j e m ejsonommin Kulıana< Kk m.yacağı m&Uan üreten faoriK<v lan da d m e j e sokma şeklinde oı&cnKtır tiunlan da yapaoılmeS iç n eerek işgücü ithalı, gerek sem.sye ithali şart gibi göninmektedir, bugün...» SORC: « Bu arada Türkiye, 1963 yüından bugüne dek Kibrıs Tiirk Toplumun» önem ve tutarı küçümsenemiyecek, üstelik karsibksız maddî yardımlarda buluntnuştur. Bugünkü ortatna gclındikten ve belirli bir süre şreçtikten sonra bu yardunUruı avnı ?ekilde sürmesi, kanjmrrca beklenemez. Beklenmemelidir de> Ancak söz konusu belirli sürenin bir plânla t«kliT edilmesi de baş k o şul oluyor. Nasıl bir seçenek tasarlaruyor bu alanda... Örneğin bu ne gibi bir çerçeve içinde düşüniılmektedir» • CEVAP: « Efendim, herhalde özerk olmanın bazı kotü taraflan da vardır. Bu da bütçesini, kendi yapma zorunlulu^u... Türlaye'den önümüzdeki yü İçin fazla bir yardım beklememek gerekir. Önümüzdeki yuda, 1975 malî yıhnda carî harcamalanmızı, toplum olarak, carî giüer. lerimizi Kıbns dahilinde karşılamamız mümkün... Bunu şu şekilde yapmak öng'V rolüyor: Bugüne kadar ödeu.gimi2 vergiler, gümrük resımıeri, Mâkarios Hükümetlnin veyanut da Kjbrıs Rurn HükTimet^Uiı kas^sına gittneırt^ydl. çandi yeni bir vergi kanunu hazırlannuş vaziyette.. O vergi kanunu çerçevesmde öngörülen gelirler, carî na < camalanmızı karşüamarmzı mürnkün kılıyor. Geriye kalıyor yatDim harcamaları... Bir yıl içerisinde toplumun tamamen örgütlenip hem cari, bern yatırım harcamalanru karşüaması, pek tabiidiT ki beklenen;ez. Bu uzun vadede mümkün olîn birşey... Yatırım harramaları ıc.ıı tasarladığımız, önümüzdeki yılki tüm harcama bedelini Türkiye den dış yardım olarak istemek ve bir kredi halinde bunu düşünmektir.» SORt : «özerkliğin bir başka sorunu d3. ürefici olahilmek... Kıbns Türkii, içinde bulunduçu koşullar r.edennlf şimriıve kadar tüketici durumdaydı. t'retici yöıiü yoktu toplumumuzıın. Kendi kfndiııe yeteıiı olması, kulkınabilmesi ıçin, riabs nelor cliîşünülüyor. Bir kalkmma hızı yüzdesi söz konusu mu bu çabalarda?» • CEVAP: «Efendim. büyük devletlerde kendi kendine yeterli olmak, ben bır iktısatçı olarak ahyonım bu cümleyı, kendi kendine yeterli olmak söz ko nusu olabilir. Küçücük bır adada herşeyin üretılmesl ise söz konusu olmayabılir. Bu demektir kı öyle tedbirler düsünülmesı lâzım ki. bu tedbirlerin dış tıcarete tamamen açik olması gerek. Dış ticarete açıkiık. pek tabıdir ki. bazı şeylen kendimz üretir. satarsmız; bazı sevleri başkalan üretir alırsınız. şeklin dedir. Yeterlilik açısmı, bütçe açısın dan degerlendirmek de mümkün. İtk etapta, bütçe açısından yeterlı olabüecegımizı. bu yıl için sanmıyorum. Ondan ötürü yatırım projelerimizın dıştan finanse edilmesi düşünülüyor. Fakat cari bütçe açısından ilk eiapta yeterîilik, söz konusudur. Yatırım bütçesı açısınaan yet«r lilik söz konusu değıldir Kalkınma hız vüzdeUgıne selince... Eldekı bölgenm tam envanteri vapıldıktan sonra m:Ul gelirin büyüme hızı. fert bpş'na düşen gelırın yüzde kaç büyüyeceği sorunlanna el atılacaktır. Bu da 19761980 Res V'.ııiıt Kaikonma Planmda bı r yer alacaktır. 1975 yılı ıçin sadece ana ilkeler ve strateiiler sçısmdan konuya bakmayı ben bu ara tercih etmekteylm. Ama kabatas )ak söylemeS gerekirse, 1975 yılı, 1973 yılinda bu bö!?enm geliri ne ise. en azmdan ^ndan \"üzde on civannda dali'» fazla bır gelire sahip olması düşünülerek planlanmıştır. SORU : «Bu arad» Kıbns Türk Toplumunun kendi kendine veterli olması, ekonomısinin dış baçımlıiıktan kurtanlması gerektiği noktasında herkesin birleştiğini sanıyorum. Bilmem siz de aynı görüşte misiniı? • CEVAP: «Evet! HemıiklTim. Eldeki olanaklarla gerek ta rımsal, gerek turizm, gerek sınai, elde edeceğüniz vergi geürler; bütçe açısından dışa bagım lılığımızı gerektirmet. Bu bakım dan bağımlılıktan kurtulmuş OIB bıliriz. Bunun şartı, vergi kanununun 1975te de uygulanabilecek durumda olması Ancak ekonominin tüm olarak dışa bağımlılığindan söz eaacei olursak. bu kaçınılmaz bir baglılık. Nedeni ise. örneğin sınai tesislerini ele alacak olurssîc «girdi» açısından, dışa bağlılık şart... Üretimi pazarlama açısından dışa bağlılık yine şart.. Turizm endüstrisini tam olsrai geliştirmeyi düşünürsek, turistik eşyalar ithalmi serbest bırakma gereği ortada... Öyîeys9 ekonominin tüm olarak kapnlı bır ekonomi olarak düşünü'mek tense, açık bir ekonomi olarac düşünülmesi ve kendi kendıns yeterli kelimelerının sadece büt çe açısından değerlendırilmesi gereği ortada...» B İ T T t Afrika Birliği Örgütü, Güney Afrika'ya karşı gerilla savaşında ortak bir politika tespitine çalışıyor mekte olan çatışmalara karşı bir ortak tavır saptanması. % Güney Afrika Cumhunyetı nde iklidardaki beyaz azmlık rejimine karşı sürdürüien gerilla savaşına ili^km ortak bir tutumun saptanması. Bu savaş. Rodezya'daki sıvfıh çoğurluk taralından da destekler.mektedir. OAU'nun karşı karşıya DuJunduğu alternatifler ise, ya serıllalan destekleyerek siyahlann ulusal bağımsızlık savaşını nızlandır mak, ya da Güney Afrika Cumhuriyeti Başbakanı John Vorster ile uzlasma yolunu seçmektir. John Vorster'le OAU arasında, bu konuyla ilgili dialog bir süreöen beri sürmekîedir. Afrika'nm güneyinde Güney Afrika Cumhuriyeti ile birlikte beyaz azınlıb rejimlerınin ikincı ve sonuncu kalesi durumundaki Rodezya, bağımsızlık savaşı veren siyah çoğunlugıın desteklen mesine kesinlikle karşıdır. Toplantıda1 bir konuşma yapan Rodezya Başbakanı lan Smith, Cape Town ile dialoğun sürdürül mesinin taraflar için çok yararlı olacağını iddia etmiştir. 12 yıl önce kurulan Afrika Birliği örgüttl. ilk yıllarda kuıuluş amaçlarına uygun bir poHtikanın izlenmesinde başarılı olamamış, ancak 1971 yılmdan beri bu yolda olumlu adımlar atmaya baçlamıştır. I% t.ş anır.da " SLUDt ARABİSTAN KRALLIĞlıNDA TAM 3000 PRENS VAR (Dış Haberlfr Servisi) Suudi Arabistan bir ülkeden çok bir aile ortaklığma benzer. Bu nedenle, öldürülen Kral Faysal'ın yerine geçen Halid Ibn Abdülaziz için, kral yenne «ortakhgın yeni başkanı» deyimini kullanmak daha yerinrfe olur. Suudi Arabistan Krallıgı. birbirleriyle yakın akrabahk bağları bulunan 3000 prens tarafından yönetilir. Ülkenin ekonomisi, petrol zenginükleri, ordusu ve sivil yönetim kadrosu bu prenslerin denetimi altındaciır. Suudi Arabi.Manlı prensler aras\nda yaşları üerlemiş olan bir grup. kraliyet aile>ınin büyüi;leri kabul edildiklerı için daha büyük saygı görürler. Buna karşılık «Sudeyri 7'leri» diye isimlendirilen grup, birbirlerine baslılıklan ve sas'.adıkiarı destekle kra'.iyet ailesinin en giiçlü grubunu o":iışturur lar. istererek )0 miiyar raya laştı (Dış Haberler Servisi) [OSKOVA Neue Zurcher tung'da yer alan bir haberSovyetler Bırlıği'nin dış ıretinde geçtiğimiz yü büc artış gbrulduğü bildirilmek ir. iazetenin Sovyet Tass Ajana dayanarak verdiğı haber j Sovyetler Birlığinin dış ' îretinin 1974 yuında bir ön ı ;i yıla oranla 9 milyar rub J k (180 milyar lira) artış gos diği ıfade etfilmektedir. ; rass Aıansından açıklanan ; ;mi rakamiara göre, Sovyet I Birliğinin 1974 yılındaki dış aretı 40 milyar rubledir. (8(XJ lyar lira). Bu ülkenin geçti | n'u yıl diğer COMECON üllerıyle yaptığl ticaret ise bir ceki yıia oranla 2.4 milyar ölelik artış gö^termiş ve 19,4 lyar rubleye ulaşmiştır. Batılı ülkelerle yapılan tica ' t hacmi ise, 1974 yılmda 12,4 ilyar rubieye ulaşmiştır. Sov tler Birliğinin Batılı ülkerle yaptığı ticaret, bir önceki ia oranla T 50lik bir artış o Batıîı ülkelerle yapılan tiretteki bu artış, rermi çevlerce Batı ile Doğunun tekk ve ekonomik işbirliğinde ye bir donem olarak yorurolanaktadır. PRENSLER ARASINDA SUDEYRİ 7'LERÎ,, DİYE NİTELENEN GRUP, ÜLKEDE ÇOK NÜFUZLU • «Sudeyri7'leri» diye adlandırılan grup, Suudî Arabistan'ın kurucusu Kral İbni Suud'un 300 eşi arasında en sevdiği kadından olan oğullanndan oluşuyor. dü.ikün olduklarım ve öldüğii gline kadar daima annelerinin evinde toplanarak yemek yediklerini söylemektedirler. Bugün bu kardeşler görevleri dolavnsıyla birbirlerinden ayrılmışlardır. Ama gene de sık sık buluşarak çeşitli soranlan kendi aralarıncia tartışırlar. Kardeşlerden Prens Sultan, Suudi Arabistan Silâhlı Kuvvetlerinin başındadır. Daha genç olan Prens Turki üe Prens Naif, Savunma ve Içişleri Bakan Yardımcıhğı görevini taşımaktadırlar. Prens Salman, başkent Riyad'ın valisidir. Diğer bir kardeş Prens Ahmed, Mekke vali yardımcıl.ğı görevindedir. Bu birbirine çok bağh kardeşler grubunun en esrarlı üyesi ise Prens Abdülrahman'dır. Kendis:nin vesmi bir görevi yoktur. Hayatını serbest ticaretle kazanmaktadır. Kardeşleri yakmdan tanıyan bazı yabancılar ise, Prens Abdülraiıman'ın Sudeyri ailesi içindeki birliği korıımakla görev Iı olduğımu ve kendisinin süreKli sevahat ederek a;Ie fertleri ara En sevdiği kadm Bunlar. Suudi Arabıstan'ın ku 1 rucusu Kral İbni Suud ile 3"0 esi ara?ında en sevdiği kadmdan olan oâullandır. İbni Suud'un bu eşi Sudeyri ailesindrn olduğu igin. bu eşten olan kardeşlere «Sudeyri 7'leri» adı verilmiştir. Bir yabancı gözlemci bu konuda şunları söylüyor: «Sudeyri 7'leri Suudi Arabistan'm en güç/ıü kişileri değil dir hiç kuşkusuz. Buna karşılık kendilerinin onayı alınmadan Suucfi Arabistan'da hiçbır şev yapılamaz.» Ülkenln yeni Kralı Halid tbn Abdülaziz'in. tahta oturur oturmaz aldıâı bir karar da, yukar:da sözleri nakledilen gözlemciyi doğrular niîeliktedir. Kral Haiid. kendisi Sudeyri ailesinden olmadığı halde, bu aileden olan Prens Fa'nd'ı veliaht prens ilân etmiştir. «Sudeyri 7rlerinden« olan Prens Faho", saray entrikalanndan ve politikadan hoşlanmayan üvey kardesi Kral Halid'in tersine. po litikamn içinrie yaşıyan ihtiraslı bir liderdir. Veliaht Prens Fahd Yaşamarı seven bir prens. Kumara ve SÜzel kadınlara ıiüşkünlügTİylr de Unınıyor. Monte Carlo'da birkaç milvon dnlan nılet masasınd» kaybedivermif.» ispanya'da sosyalist liderler Federal Almanya Dısisleri Bakanı Genscher'i kendileriyle görüşmediği için eleştirdiier (Dıs Haberler Servisi) MADRİT tspanya da sos•alist liderler, Federal Almana Dışişleri Bakanı Genscher'i !eçt;Himiz hafta tspanya'yı yap ığı ziyaret sıra?ınd'a kendüeiyle görüşmediği için eieştirnişleîdir. Sosyalist Ispanyol liderlerinien Tierno Galvan ve Morodo, F'edeıal Almanya'daki «Sosyal Demokrat meslektaşlarını> lsDanya'daki demokratik muhaler ete karşı çekimser davranmak .a suçlamışlardır. Federal Almanya Dışişleri Ba karîi ve Başbakân Yardımcısı Hans Dietrich Genscher, İspanya'ya yaptığı re^mi ziyaret sırasmda İspanya'da muhalefettekı partilerin liuerleriyle görü<mek istemiç, ar.cak Genscher'in isteği İspanya Hükünıetinden yetkililer tarafından redJtdilmişti. (İspanya'da lek partı sistemi eşemendir, muha leferteki partiler varlıklannı yasa riışı olarak sürdürürler.) Gerscher, İspanya'da buluıv duj'j sürece iktidardaki paniye bağh politikacılann 'anı;ı Prens Abdullah Aralamda yakın Aralarıııd.ı olan 300<) Suudi Arabistan'lı prenslerden Yaşamayı seven bir kişi Son yıilarda içişleri bakanilğı, kraliyet danışmanlığı ve pet rol konseyi üyeliği görevlerini birlikte yürütmüştür. Bu sorumluluklarîna rağmen Prens Fahd yaşamayı da seven bir irk sandır. Kumara ve güzel kadmlara düşkünlüğü i!e tanmmıştır. Bu nedenledır ki, öldürülen Kral Faysal kısa bir süre önce kardeşi Fahd'l yanına çağırtmış ve Monte Carlo Gazinosunda birkaç milyon 001311 rulet a a salarında kaybettiği îçin azarlamıştı. Aralarında Prens Fahd'ın da bulunduğu «Sudeyri 7'leri» birbirlerine son derece bağlıdırlar. Yakınlan. kardeşlerin hepsinin. 1969 yüında ölen annelerine çok bir diğeri sında kurye gibi görev gördüğünü iddıa etmektedirler. Gene bu yabancı kaynaklara göre, Prens Abdülrahman bu konuda çok başarılı olmuş ve Sudeyri lerin giicünü bütün ülkeye yay mayı başarmıştır. Bu iddianın doğruluk derecesi bilinmemekle birlikte, akla yakın olduğunu bolırtmek yerinde olur. Ister SudeyrHerden ister diğer ailelerden olsun, Suudî Arabistan kraliyet ailesinin fertlerinin ortak denebilecek özellikleri, büyük bir kısmının dünyanın en iyi okullannda eğitim görmüş olmalarıdır. Ailelerin erkeKleri Batı üikelerinin en iyi okullannda okumuşlardır. Son yıllarda prenslerin de eğitimine özen gusteril meğe başlanmış. bunlar da yabancı okullara gönderilmlşlerdir. Yılda sadece petrolden 27 milyar dolarlık gelire sahip olan Suudi Arabistan yöneticilerl, geieceğe kuşkusuz güvenle batanakradırlar. Ülkeye bir sel şeklinde akan servet kendilerini korkutma maktadır. Bu servetin bazı sorurj ları da beraberinde getirebileceği ni düşünmek istememektedirler. Bunda belki de kendilerini haklı sörmek gerekecektir. Zira şimdive kadar ani zengirüikten zarar gönnemiş bir kaç ülkeden biri olma durumunu korurauştur Suudi Arabistan. Diplomaside Kuüs AET, DEMİREL VE ÇAĞLAYANGİL... ANKARA Demirel Hükümetinin programı Incelendiğl raman yeni bazı boyutlar getirdiği görülmüyor. Aslında programlara yazılı cümleler olarak yansıyan dış politika görüşleri Türk; siyasî partil»rinâe çok açık ayrıcahklar taşımazlar. Son zamanlarda CHP, hashaş ekimi sorununu hükümet programına almış, MSP İse Avrupa Ekonomik Topluluğuna tümden karşı olduğunu seçim bildirgesin» koymuş olmasına rağmen girdiği her Ikl hükümette de bu konuda ödün vermelc rorunda kalmıştır. Hem Ecevit, hem Demirel Hükümetinin progTamlannda AET İle llişkiler böIümO yer »Imıştır. Ayrıca Ecevit Hükümetlnin koalisyon çalısrralan sırasında Erbskan, AET'ye karş» o'uşunu yaîgeçilmez "oir görüşmüşcesine »ızun uzun savjnmıı<, sonunda fazla içten sözlerle süslenmemis bir şekilde AET ile ilişkilerin programda yer almasım kabullenmiştl. Şimdi anlaşılıyor kl bu konuda Demlrel'i fazla sorlamadı. Unutm.mak gerekir ki, Erbakan hiçbir zaman sol'un baktığı gibi AET ilişkılerine karşı değildir. Büyük kent burjuvazisinin Ortakpazar'la daha sıkı işbirliği yaparak taşra burjuvalarmı zor durumda bıraktığı için MSP karşıdır Ortakpazar'a. Ecevit Başbakanlığı dönemindt, daha çok siyasal açıdan destek sağlamak amacıyla AET üikelerinin siyasi Uderleriyla ilişkl kurmak eğiümindeydl. CHPMSP arasmdaki Ortakpazar konusundaki anlaşmazlık bir bakıma buz dolabma kaldınlmıştı. Zamanın Dışişleri Bakanı Turan Güneş or Ümit GÜRTUNA Ankara'dan yaaıyor tamamlayıcı protokol bile onaylanmak üzere Meclîslere gönderilmetniştl. Her Iki ortak, değişik açılardan Ortakpazar'a karşı olduklarından ikisinin de Işine geliyordu AET ile fazla ilgilenmeme. Aa önce de belirttiğimiz gibi, Bülent Ecevit daha çok siyasal sonuçlannı düşünerek Ortakpazar ile ilişkilerin hükümet programında yer almasını istemiş olabilir gibi gel;\or bize. Bu arada Amerika'ya karşı Avrupa desteğini sağlarra.vı d;i«ündüfünü de söyleyebiliriz. Hatta, o tarihlerde Meclis aritmengi olarak çüçlü olmalarına rağmen AET Türkiye Karma Parl; rr.ento Komisyonu başkanlığma AP Bitlis SenatörU Kânıran İnan'm geurürr.esi de bir raslantı olmamak gerektr. Meclislerde hiç bir zaman ve'enpklerinden ve b1!gilerinden dolayı, parlamenterlerin. saı?ı paıtilere, dış gezilerın bol olduğu çekici bir komisyonun başkanlığırıı kaphrmalan pek clağan değildir. Büyük bir olasüıkla Erevıt'ir Kâmran İnan'm Komisyon Baskanlığına get:"ilmesme goz ^oımusu hem İnan'm diplomatik bilgisinden yararlanma, hem de 'iır CHP'liyl topluluk karşısında doğrudan sorumlu bir göreve getırm?mesı aırsrını gütmüştür. CHP'nm, MSP ile nükümetı kurduktan sonra. OrtaKpazar Jli?ki Güney Kore'de komplo sanıkları idam edildi SEl'L Geçen yıl nisan aym da Güney Kore Hükümetine karşı bir komplo düzer.lemekten iıüküm giyen yedi kişi dün sabaha karşı idanj edilmişlerdir. Savunma Bakanlığunn açıklamasına göre mahkümlardan birisi idam edilirken, ülkesinin Kuzey Kore Komünist yönetimı altınria birlesmes:r.i diledi£ini tek çılanmıştı. CHP'nin ortağı MSP İle bu konudaki anlaşmazlığı Avrupalüarca biüniyordu. Pek üzerine gıtmediler Ecevit'in. Aynca CHP Genel Başkanının topluluk dısındaki İsKandinav ülkelerince de desteklenmesi topluluğun TürkiyeYe yapabileceği baskıyı erteiedi. Ancak güvenoyu alsa da almasa da Demirel Hükümetinl AET ile ilişkilerde karanlık günler beklemektedir. Demirel MSP"den bir ödün olarak, progTamma AET ile ilişkileıi geçirmiştir. Geçlrmek zorundadır, zira AET ile katma protokol, Süleyman Demirel ile îhsan Sabrl Çağlayangil'în zamanında yapılmıştır. Halen de yürfirlüktedir. Demir«A koydurmasa bile Çağlayangil mecburdur koyd'.ırtmağa, Demirel kardeşlere sağlanan kredüer onun zamanında Brüksel'den çıkanlmıştır. Şimdi yeni ortaklığın iklnci büyük kanadı MSP, taşra esnaf ve burjuvalan için hak lsteyeceklerdir. Ve bu paylaşma kavjası güvenoyu alsa dahl Demirel hükümetinin soounu getiıebilir. Demirsl, bu hükümette en büyük yanlışlığı bütün dünya tara(ından çok yakından tamnan ve Osmanlı Imparatorlugundan kalma havasıyla başkentte «Reisül Küttab» diye anılan Çaflayangü'i yeniden Dışişleri Bakanllgına getirtnekle yapmıştır. Demirel. böylece; hem Kıbns'ta cOniter Cevlet>l savunan, hem Bakanlığı döneminde Avrupa Yatınm Bankasından Demirel karcîeşlere büyük krediler verilen, en Uırclı zamanında dshl Isrtıet înönü'den çok sert tepkj gönnü» olan Çağlayangın DU dönemde Dışişleri Bakanı vac&rak. D«k ck alanda ı r ^ a k e r e yeteneâini Yiürmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle