23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OJMHURİYET 4 ftralık 197S ubicoti (Pübikon). îtalya'nm fcuzeyindeki bır akarsuyun eski çağlardaki sdıdır. Galya Vaüsi Caesar, Pompei'ye başkaldırdığı zaman bu akarsuyu aşarak Roma'ya girmiş ve karşısma çıkan orduları yenerek ülkeye egemerr' olmuş, Rubicon'u geçenleri karşı yakada ba?;ırüar, zaferler, şanlar, serefler befcler... Öbür yakadakiler içinse yenilgiler, yitirilip giden olanaklar, umutlar... Bir daha geri dönmemecesine!.. R OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Bütün Osmanlı tarihl boyunca Batı, gaflet ve çaresizlik içindeki devlet adamiarının gözleri önünde kapitülasyon Rubicon'lannı geçip, ülkeyi, bataklıkiara gömüp gitmiştir. BuruKnn acıklı anıları her gün boğazımıza düğüm dliğüm dizilse de yararı yok... Neyse bunlar eskı öyküler... Sonra Cumhuriyet dönemi gelir... Batı, yeni Rubicon'ları aşmasını da biür bu dönemde. Hep, sınai mülkiyet hakları anlaşmssına. 1930 öncesı Türkiye'sini o zamanm koşullan ve ortamı içinde, neden ve klmin haKkım korumak için girdiğimizi düşünürüm. Biz daha yakın zamanlara gelelim. İkinci Dünya Savaşı bittikten sonra Banlıiar dış ticaret darboğazını asmak içta karşıîıklı olarak aralarındaki gümrük tarifelerini indirdiler. Bunun için bir örgüt kuruldu. GATT... Ve Satı GATT Rubicon'unu da aşarak Türkiye'ye ?iriverdi. Mamul mal üretmeyen Türkiye, Batınm mamullerine. indirilmiş gümrüklerle, kapıHnm açtı. Bu tarihlerde, şimdi biri bir büyük pohtikacı. ötekisi bir büyük idareci iki genç memurun duruma koyduklan gerçek teşhisi zamanın devlet adamlarına anlatmak için nasıl çırpır.1\klarını, hüzünle, biraz da namuslu, kişüikh. memurlardan duyduğum bvünçle anımsanm. Araa olan oldu. Türkıye 1950'de GATT'a girdi. Daha doğrusu Batı, GATT yolundan Türkiye'"e girdi ve on degerli yılı birden yitiriverdik. Batı, Türkiye'ye OCDE Rubicon'unu da açarak girdi. Ülke içinde kapitalist ve burjuvi yaratmak için yaptığımız israflan ödeyen Batıll sanayıleşmiş ülkeler kulübünün Türk ekonomi RUBİCON'U GEÇMEK Cahit KAYRA sini denetlerneslne boyun eğdik. Paha baska Rubicon'ları da aştı Batılılar... Bunlardan fririsi de Ortakpazar oldu. Ortakpazar da önünneki Rubicon'u çok kolaylıkla aşarak Türk ekonoınisıce dalıverd;. Türkiye bu birhğe mamul maüar üzerinden büyük tavizler verdi ve tavızler aldı. Oysa ki satacak mamul malı yoktu. Buna karşın Urtakpazar mallan Türkiye'yi istila cdıverdl açılan kapılardan. Türkiye gıda madde leri, meyveler, domates salçası ve konservt ihraç edebilirdi Ortakpazar'a... Bunlar için de tavizler aldı. Oysa ki, Ortakpazar kendisiyle organik bağ kurmayan, gümrük kapılannı Türtiye gibi ardına kadar açmayan bir çok ülkeye. bize verilenden çok daha yüksek tavizler kaoul etti. Onların mallan Ortakpazar'da kolayl'.kla alıa buldular. Doğrudur, Tüıkiye'ye de biraz V)rg para verildi... Kim olsa batılı gibi yapard) . Sonımlu hükümet adamiarının ve görevii memurların bir kısmı işlerin böylesine oluşmssında kar$ı tarafın temsilcilerinden daha nızlı, kraldan daha çok kral yanlısı hareket ettiler. Yırminci yüzyılın sonuna yaklaşırken. Türktye bir anakronik döngü içinde Ortakpazar'ın serbest pazarı haline geldi. Bu uzunca prolog, benim asıl anlarmalr. istediğim baska bir olayın alt yapısıru nazıria mak ıçındir Geçen yılın sonuna doğru «Türkiye Ortakpazar Karma Parlamanterler Komisyo nu» îstanbul'da 18. toplantısını yaptı, ve bu toplantımn sonuçları hakkjnda Avrupa Paılamentosu'na bir rapor sunuldu. Bu raporun bir 21. paragrafı var Bu paragrafta Türkiye'nin dış ticaret ve ödeme açıği Karşısında en etkin çare yabancı sermaye ithalinin arttınlması olarjk tanımlamyor. Ancak Türkıye'de bunun ıçuolükleri saptanıyor ve bu güçlüklerin Kideril.nesi öneriliyor. Rapora göre bu füçlükler; vabar.pı sermayenin kuruluşlardaki payının °«50'rlen daha aşağı tutuluşu, vabancı sermayeden ileri teknik getirmesinin istenmesi, yabancı serrrayenin büyük proieler eetirmesi koşulu... Bir de yabancı sermayenin üretecefl mallann Ortakpazar'da rekabet gücü olmamasının saî'.an ması da isteniyor.. Raporda önemli olan tr.ışka bir şey şu... Anlaşılıyor ki. bu güçlükler çiierılirse. yabancı sermaye. Türkiye'nin yeteri kadar degerlendirilmeyen (?) yer altı kaynaklarının hızla degerlendirilmesini sağlayacak. Bu. Batı'nın aşmayı önerdifci bir Rubicon... Batı'nm doymak rjllmeyen sanayilerine ucus ve bol hammadde sağlamak için gizliliği bile ol mayan bir öneri... Rapor demek Istiyor B; Batılı iş adamı Türkiye'ye küçük bir sermaye getirsin, gerisini Türkiye'den kredl ile sağlayabilir. Ama bu küçük sermaye lcurulacak lsta kontrolünü elinde tutsun. tleri teknoloji Jllan getirmesin. Yani bolca el emeği tullansın. öyle bir iş alanı olsun ki üretilecek mallan TUrkive Ortakpazar'a gönderip orada satamasın. Bu iş alanı hazır... Türkiye'nin yer altı kaynaklan... Küçük bir sermaye... Devren satın alınacak bir manyezit ya da antimuan ruhsatı... Biraı ijçi... Ve onlann günlük vasamlarını sürdüreceS kadar ücret... Kazma, kürek... Bir kaç vagon ve ray... Yer altmda galeriler... Hemen bütünü Ihracatımızın bedelini ödeyerek, ya da borçla aldıfımız petrolü, bugünkü hükümet UCUZUM verecek kendilerine... Yine bedellerl Batı'ya transfer edilecek kamyonlar. toprak kaana r r » kinalan. vedek parçalan... Karşılığında bir gün, kurabilirsek, milyonlarla issizimizin umudu. gerçek sanayimizin ham maddelerıni toprağın içinden sfiküp. çıkanp vabancıya vermek .. Geriye yer altında boş galeriler ve yeni kuşaklara umutsuzluklar bırakarak.. Bundan sonra yeni raporlar da var... Birisinde söz, hazır Demırel Hükümeti iş başında iken bu önerilerin Türkiye'ye kabul ettirilebüecegine getiriliyor.. Buna karşı Cumhuriyet Halk Partili parlamenterler. bu önenlerin, bizim açımızdan degeri olmayacağını »çıkça belirtiyor.ar .. Hükümette yer alan devlet adarr.lannın. öteki DOlitikacılann ve onlann yardınıcıları memurlann, eski Osmanlı ricali fcibi sustuklan verde . Degerli okuyuculanm benl vanlış anlamasmlar. Çağdaş uluslararası düzende bır Uikenin öteki ülkelerle olabıldigi kadar çok ılişki loırması hem dogal hem de gereklidır. Kimse buna Karşı degildir. Ama bu ilişküertn Türklye'ya çıkar saglaması zorunludur. Böyle olmazss. boyle ilişkiler kuramazsak, Batı, Bubicon'lan asar... asar gider... 'Beynelmilel Komünizm,, Türkiye'de ne yapıyor? C ephe Iktidarının ağzında bir sakıt var; bıkmadan, usanmadan çiğniyor; aradasırada balon yapıp patlatmayı da pek seviyor. Bu sakızın adı cbeynelmilel komünizmıdir. Cephenin sözcülerl birbirleriyle yarışırcasına diyorlar ki: Beynelmilel komünizm mihrakları, devletimizl yıkmak İçin anarşi yaratıyorlar; sokaklarda kan döküyorlar; gençleri öldürüyorlar. Anarşi ve cinayel, beynelmilel komünizmin Türklye'deki marifefleridir. Dünya olaylarmı biraz izliyenler, bugün yeryüzünde cbeynelmilel komünizm» diye birşey kalmadığını bilirler. 1970'lerde olsa olsa culusal komünizmler»den sözaçılabilir. Gazete okuyan herkes görüyor ki, avuç içl karlar Arnavutluk bile başına buyruk bir tutum almış, kafasmın dikine gidiyor. Eskiden Moskova, geçerli bir «merkezndi. Şimdi Sovyetler, geleneksel Fransız ve Italyan partllerine bile söz geçiremiyor. Cin. Sovyetlerle köprülerl atmış; Romanya bir baska telden çalıyor. Artık «beynelmilel komünizm>l ancak az gelişmıs ülkelerin gerici politikacıları, halkı korkutmak için kullanıyor. Buna karşılık «beynelmilel kapitatizmı örgüileri aldı yürüdü. Çokuluslu kumpanyatar, tekelci sermaye, sınır vs ülke tanımadan ahtapot gîbl yayıldı dünyaya... Hele Türkiye'de bunları elle tutulurcasına görmek çok kolay... Yurttaş, sokakta, ya da kasaba meydanında yürürken başını kaldırsa beynelmilel kapitalizmin tekellerinden birinin afisinl, tabelasını görebilir; gazetesini açtığında reklamıyla karşılasabilir. Beynelmilel kapitalizm, Türkiye'de neredeyse yatak odalarına girdi; beynelmilel komünizm ise 12 Mart'ın Sıkıyönetim Mahkemelerinde bile kanıtlanamadı. DAHA KAÇ Evet CİNAYET VAR? Hayır OKTAY AKBAL (Makineli tabancayı çekmlş, taramış ortalığıı diyor şoförün yanındaki delikanlı. cGözümle gördüm, sonra afladılar bir Anadol'a, kaçtılar.» Şoför yamtladı: ıTam milliyttçı imlşler..» İki delikanlı pazartesi sabahı Şişli meydanında yurüyordu. T I P üyesi, devrimci, ilerici iki yüksek öğrenim öğrsncisi. Yasamlarını çalısarak kazanıyoriardl. Yoksul ailelerin çocuklarıydılar. Olüm onlardan çok uzaktaydı. Öliimü düşünmeyecek bir yastaydılar. Oysa çok yakındı kaliller, köfc basını tutmuslardı. Şi^li'de kıyamct koptu bir anda. Halil ve Ceımi kursun yağmuru altında yerc serildiler. Biri o anda, öbürü hastanede can verdi. Kati'ler kaçmışlardı her zamanki gibi! Yok olmuşlardı! Bir arabaya binmişlerdi, sonra bir yerde bırakıp, başka bir arabayla ortadan kaybolmuşlardı. Her zamanki hikaye!... Kabak tadı veren olaylardan bir yenisi daha. Ertesi gün Islanbul Valisi şöyle diyordu: «iki grubun silâhlı bir ştkilde çatıjmaları...» Hep aynı sozler, iki karsıt grup, silâhlı çatışma, oysa pazartesi günü Şisli'de bir cinayet işlendi. Karşıhklı çatısma olmadı, karsıt grup falan hikâyesi değildi, apaçık bir cinayetti. Hem de 1920lerin Şikago'sunda görülen sokak ortası cinayellerine benzer bir korkunç olay... Birtakım örgiitler, çeteler sokak ortasında, yüzlerce insanın gözü önünde adam öldürüyorlar, sonra da kaçıp kurtuluyorlardı. tnanılmaz bir seydl bu. işin içinde «bambaska işler» bulunan bir durumdu... Salı günü bir dolmusta duydum yazımın başına aldığım konutmayı. ıTam mitliyetçi imisler* diyen genç <iyi oldu da solcuları bldürdüler» demek istiyordu. Şisli'de binlerce gençle karfilastım daha sonra, Teknik Ünlversiteli gencler Halille Cezmi'nin öldürülmesini protpsto ediyorlardı. Dağıttıkları bildiride cinayeti »oyle yorıımluyordu Teknik Üniversitell devrimci gençler: «Onlar lüm dunyada ülkelerin bağımsızlık, ulusların kurtuluş, halkların devrim istediği günümüzde bu siarı ülkemizde gerçekleştirmeye çalı^tıkları İçin öldürüldüler.» Yalnız Halil ve Cezml, yalnız onlar gibi düsünen binlerce ögrenci, aydın, emekçi degil bağımsızlık isteği duyanlar, Bağımsızlık Savasından bu yana gerçek ulusçu, gerçek yurlsever bütün Türk ulusu da aynı inançtadır. Böyla clnayetler bir ulusun ileri yürüyüjünü engelleyemez, tersine daha da hıılandırır. MC Iktidarı na diyecek, ne yapacak diye bekledim. Bu kez kaçamak noktası bulamayacaklardı, sokak ortasında yürüyen gençlere ates ederek öldürenler birer katildiler, ne karşıhklı çatışma, ne bir kavga, dövüs vardı ortada, apaçık bir cinayetti. Bağımsız Türkiye'ye düşman. Kemalist devrim çizgisinin daha ileri bir aşamava götürülmesine karşı, Türkiye devletinin güçlenmesine, demokrasi, insanlık, halkçılık yolunda ilerlemesini engellemek isteyen kimselerin, örgüllerin işiydi bu. Ama ne gördük, tam tersini! AP'den MHP'ye dek MC'nin ortakları yine «komünizm» nakaratını tutturdular, üç beş genc kendini tutamayıp AP binasına taş atarak bir iki cam kırmış. AP bildiri yayınlıyor, bu olayı yani cam kırılmasını demokrasi düşmanlığı sayıyor, ama Şişli meydanında zorbaların iki genç öğrenclyl öldüfüp kaçması konusunda bir şey demiyor. Bu kadarı bile yeterince anlamlıdır. MC iktidarından olumlu; yararlı bir iş beklenmeyeceğinin kanıtıdır. Yeni bir «12 Mart» öncesinde miyiz? Demirel'ln sözleri, Ecevit'in Milli Guvenlik Kurulu bildirisi konusunda söyledikleri, her gün artan kanlı olaylar katilleri bulunmayan cinayetler, Meclis'te çoğunluğu yiiirmiş bir MC, bütün bunlar bir şeyler anlatıyor bize. Son seçimde ulusun yüzde kırk dördünün oyunu kazanmış, CHP iktidar yolundadır, hele bir seçim yapılsın bu yüzde kırk dört, yüzde elliyi geçecektir, demokratik sol bir iktidar halkın oylarıyle işbaşına gelecektir. AP'nin, CGP'nin, MSP'nin, MHP'nin, onlara umutlarını bağlamış sermaye çevrelerinin, birtakım dış güçlerin işine gelmiyor bu. Gerçek ulussever, yurtsever, halksever bir iktidar işbaşına gelmemeli ki, bu anarşi havası, bu kanlı olaylar diıisi, bu çıkmaz, bu batak yol sürüp gitsin! Türkiye kendine gelemesin, gücünü toparlayamasm, dışta içte bir anlam, bir ağırlık taşıyamasın. Halâ anlayamadık mı sanıyorlar, «beynelmilel» hangi mihraklar çeviriyor bu dolapları? Her gün açık açık yazılıyor, belgeler açıklanıyor, en büyük sorumlu kişiler anlatıyorlar CIA'nın dünyanın geri kalmış ülkelerlnde çevirdiğt oyunları... Allende'nin devrllmesinden Lumumba'nın öldürülmesine, bilmem hangi başkaldırmadan bilmcm hangi darbeye dek herşeyin içinde dışında ortasında bu cbeynelmileU örgüt var. Türkiye'de son aylarda çoğalan kanlı olaylara da biraz bu yönden bakmamalı mı? CHP tek umut, tek ağırlık, tek güvendir halkımııa... Bir an önce iktidarı almak zorundadır. Meclis'teki gerçek yurtsever milletvekilleri hangi partiden olurlarsa olsunlar CHP'nin gerçek ulusçu iktidarından yana çıkmalıdırlar. Bütün bu kanlı oyunlar Türk halkını bir uçuruma doğru götiirüyor. Bunu durduracak, bu oyunu bozacak tek güç tarihsel kişiliği ile CHP'dir, CHP'ye oy veren milyonlarca seçmendir. «Eski bir film yeniden oynatılmak isteniyor» diyor Ecevit. Bunu hepimiz görüyoruz, biliyoruz, s8ylövoruz. Öyleyse niye seyirci kalmalı? Demokratik sol, gerçek milliyetçiliğin temsilcisidir. Kemalist Cumhuriyet'in bekçisi, koruyucusudur, ulusun çoğunluğu, bilinçli çoğunluğu demokratik solun tek temsilcisi CHP'nin yanındadır. İlk kez ilerici görüşler »eçim sandıgından çıkmak gücüne ulaşmıştır. Bunu önlemek, engellemek isteyenlere karşı direnmek hepimizin görevidir. Kanlı oyunlar karşısında soğukkanlılığımızı yitirmemeliyiz, sağduyu ile, gerçek yurl»everlilikle iç ve dış düşmanların hesaplarını bozmalıyız... Işçi Işveren İlişkilerinde Temel Sorun sanayileşme ve buna bagsendikalaşmanın hız kazandıgı yıllardır. îşçiler o güne degin alışümamıs bir biçimde sendikaların çatısı altında toplanmakta ve sendikalar yoluyla ekonomik ve sosyal gelişmelerinin güvence altuıa alınmasını isteruektedirler. Tekstil işkolunda vapılan toplu 15 sözleşmesi görüşmelerinin anlasmazlık'.a sonuçlanması ülke çapında bir huzursuzlugun ortaya çıkmasına yol açmış ve eiderek konu siyasal boyutîar kazanmava başlamıştır. Zamanm siyasal püç leri yaptıldan uzun tartışmalardan sonra anlaşmazlıgın dış etkenlerden uzak tarafları kendi aralannda çözümlenmesinin en iyi yol olacagı kanısına varmıs ve iki yanın temsilcilerini aralannda bir anlaşmava vanncayi kadar Saltiöbaden kasabasında kalmaya zorlamıştır. Saltiöbaden bir tatil kasabasıdır. Burada kendilerine aynlan bir büyükçe evde birlikte kal mak zorunda bırakılan işçi ve işveren temsilcileri ilk günler kesınlikle birbirlerıyle selâmlaşmayı bile reddetmışler. Fakat aradan geçen günler uzadıkça önceîeri birlikte kahvaltı etmeye. sonra, sorunlannı karşıhklı olay11n ' • Ama diyelim kl yeryüzünde bugün bir merkezden yönetllen tbeynclmilal komünizm» cephecllerin dedlğl gibi vardır. Yeryüzünde en güçlü merkez de Moıkova'dır. Türkiye'de bu merkezle yakımian ilişkl içinde bulunanlar kimlerdir ve beynelmilel komünizm ülkemizde neler yapıyor? Anarşi ml üretiyor? Sokakta öğrencl ml Sldürüyor? Devleti yıkmaya mı çalışıyor? ~ SabotaJ mı yapıyor? Bakın *iz» «beynelmilel komunlzmln» Türkiye'de yaptlklarını bir bir sıralayayım: İŞVERENIER. KENDilERiNE BÜYÜK OUNAK SAĞLAYAN SUÇLAMALI \%\ ilE. ONLARIN ORGÜTÜ SENDiKAURI OfĞiL, ÖNCE KENOiLERıNi, ANDAVRANIŞLARINI Engin ÜNSAL Istanbul Milletvekili rak konuşmaya baslamıalardır. Geçen günler gösternuştır Kl 15vererüer çahştırdıklan ısçilenn sorunlarını bilmemekte ve isçilerini gerektiei biçimde tanımamak tadır. Saltiöbaden'de eeçen uzun günlerin sonunda isverenler işçilenn ekonomik ve sosyal uüvencelerini korumada haklı olduklarını. bugüne degın degişik boyutîar içinde işçileriru tanımadıklarını kabullenmişler ve işçilerin isteklerini kabul ederek. onlann da insanca vasamaya ve güvenlik içinde olmaya hakları bulundugunu tesüm etmişler. an laşmazlıgı kotarmışlardır. O gün den sonra İsveç'te isçl ijveren ilişkilerinde «Saltiöbaden ruhıı» olarak verleşmis ve kabul edilmi? olan bu işçiyi tanıma ve anlama ilkesi İsveç'te calısm» barışmın kurulmasında başlıca neden olrriuştur. Bu olayı ijcl • Işveren lliskilerîrtı konu edinen bır televızyon proeramını ızlerken anımsadık. O programda ülkemizdeki endüstriye) huzursuzlujun temel nedenlert incelenmek tserekirken işverenlerdeki Saltiöbaden ruhunun voklugu üzerinde eerektifci gibi durulmadı. Bugün ülkemizdeki ışçı işveren ilişkilerinde en önemli sorun bizce işçilerin insanca vaşama ve bunu cercekleştirmek için öıyütlenme gereginin isverenler tarafından evrens«l bir kural olarak kabul edilmemesidır. Ülkemizde ısverenlerin karakteristik bir işletmecilik anlayısı vardır. Bunu özetlemek gerekirse; işverenlertmiz vatırımlannı en kısa zamanda amortize etmek. büyük kâr saSlamak ve bunu da işçinin. tüketicınin ve devletin sırtından saSlamak pesindedirler. Cagda« isletmeciligin jrerefcini yerine jretırmek isteven isverenimiı cok azdır. Isçiye düşük ücret ödeverek, kalite kontrolü yapmayıp buna raSfmen malının siirumunU arttırarak ve devletten venri kaçirarak iş adam lıftı vapmak ülkemizdeki işverenlerin büytik bir kısmı için f iseçerli yol olmus ur. Bu vollardan eiderek büvük kâr mariı içinde çahşmak ve büyük kâr mariım azaltacak her türlü eirlsime karşı direnrnek. isverenler için belirjrin bir niteliktir. îsverenlerimizi kendilerine büvük kâr kapılannı acık bırakan bueünkü ekonomik sistemin verilerinden sanırız zivadesiyle memnundurlar. övle ise. kendi yararlanna işleyen böyle bir sistemin isçiyi patlama noktasına retirmeden yürütebilmesi için en azmdan Batılı kaüitalistlerin vaptıklan eibi davranmak zorun darlırlar. Batıda cagdas isletmecilik uzmanlaşmavı kadrolaşmavı ve eerektiSinde az kârla yetinmevi vasavabilmek için kabullenmistir. Sermayenin emekle olan celiskisini Isverinde en aza faseariye> indirebilmek için üretimden elde edilen kân isçilerle olabildiiince Davlasman ögrenmişlerdir. Batılı işverenler kanlı deneylerden sonra bu noktaya eelebilmişler ve işçilere kar sı direnmenin kendi vararlanna olmadıgına karar vermislerdir. Batıda işletme bilançolannda isCi Ucret ve sosval vardımlannın bizdekilerle kıyaslanamayacak ka dar büyük bir yer tuttugu açık tır. Batılı ışveren ışçı Ue bölüserek işyerinde çalısma barışını koruyabilet:eginı anlamıstır. Bunun için işyerlerinde kârdan pav alma ve vönetime katılarak işyeri yönetimini demokratiklestirme modellerini Reliştirmıstir. Direnmenin, lşçıyi hor BÖrmenin kendisine bir varan olmadiSım anlamıstır. Jack London"un ünlü romanı Demir ökçe'deki eirişimlerini terketmiştir ve isçiyi özlemlerl ile sendikası ile ve kaveası ile bir bütün olarak kabul etmistir. Bunun en püze) ömeâini Japonya'daki işleyimsel (endüstrivell ilişkiler dizeesi (sistemiı ic.nde görebillriz. Türk işadamlan nasıl kolay kazanacaklannm vollarını arastıracaklarına. biraz da baska ülkelerin. ozellıkle Japonva'nm. tşçi • işveren ilişkilerinin ne getirdiSini ınceleseler çok d&ha vararlı b;r iş vapmış olurlar Japonya'da ısveren, işe aldıgı bir işçisi ile omür bovu sürecek bir akdi iliski içine srtrer. Japonva'da tşverenlerin işten atma dive bir sorunu yoktur. îşçi de elrdifti 1sini ancak ölümle terkedecejlni bilir. Janon isvercnl c kadar ileri Eitmistir ki. isbajında bunalan bir işcinin tıstabaştna. fabrika miidürüne va da hüyült. patrona dıry<îu(ru kızeınfıSv el^ere' bilmesi i(j& özel odalar 'yaornıs. bu odalara kızabilece&i adamların büvük bov mankenlerini kovmuş ve hıncını alabilsln. boşalsm fdeşari olsunl dive manicenlerin vamna 07e! nlarnk vapılmıs sopalar bırakmıstır. t?=çi kızdı§1 ustabasınm. mtldürün ve t>atronun maketint lvice drtverek rahatlasın ve Isinin basmda verimli olsun denmistir Jarjonva'da bütün bnnlarrlan dolavi < n >düstrivel rahafsızlık!ar ve erevler vok denprelc kadar azdır. îşçi • İşveren ilişkilermin temel sorunu Isverenlerin isçileri türlü sorunlan ve bazı vazeecilmez temel haklan olan kim seler olarak eörememeleridir. Bunu anlamavan işverenlerin komınun daha basmda vanıldıklannı sfivlpmek trerekir Bu tem?l konııda i>:\erenler belirli bir anlavışın icine eirmedikten nonn\ işçi • işveren ilişkilerinin sert ve bsnstan uzak eecmes! doSnldır. Bu temel snnmun vanında ise iscivi temsil ederp't «endikanm tesbiti. uvuşmazhklann coziim vollan. sendika vrinetiminin demokratiklestirilmeKİ c<v rülmpsl kolay ve ttnemi daha az konniarrlır. tşverenler kendilerine bu kadar özeürlük ve çıtrar saglayan buna karşıhk toplumun büvük bir kesimine hiçbir sey vermeven bu ekonomik sistem içinrle endüstriyel ilişkilerdeki huzursuzluktan iscileri ve sendikacılan defeil, önce kendilerin! suçlamalı ve bu açmazdan kurtulmsk için de isçiyi insan olarak kabul etmenin yollanm aramahdır. Seydişehirde aliminyum fabrikası.. Bandırma'da Sülfirik Asit Fabrikasu, Artvin'de Lif Levha Fabrikası.. Çanakkale'de Linyit santralı.. Izrair'de Aliağa Rafinerisi.. Seyit Ömer'de Transmisyon Hattı.j Iskenderun'da Demir Çelik Tesisi.. Bursa'da Orhaneli'de Linyit Santralı.j İşte bunları yapıyor v« yapacak Türklye'di ıb'eynelmllal k«münizm...» H«tn blılm sermaye Iktldarlarryla çatır çatır mllyarlık kredi anlaşmaları Imzalıyarak... Ama bizlm sermaye ceph»si bir yandan bu anlaşmaları imzalar, öte yandan bildlrl üstüne bildiri yayınlar: Komünlstler Istanbul Boğaz Köprösüne sabota! yaptılar; bunlar beynelmllel komünizmin mllllanlarıdır; nerede bir aser tıirürlers» yıkmak, devlttl çökertmek Isterler. Yabancı gazetclarln ton yayınlarma göre Demlrel Iklldari kal* kınmasını Sovyetlere dayandırmak istiyor. Avrupa'dan düşük faizli Eurodolar'ları Sovyel Bankaları aracılığıyla kullanma politlkasını da keşfetmiştlr Türktye'de sermaye cephesl... Ruslarla artlaşan; Moskova'yı Türkiye'ye buyur eden; Anadolu'nun kasaba ve kentlerine fabrika kurmak İçin Sovyet uzman ve teknlsyenlerini dolduranlar da yine Ankara'dakl sermaye iktidarlarıdır. Moskova, Türkiye'nin her yanında fabrika, sanlral, blna, yel, tesis yapıyor. Bu ne blçim cbaynelmllel komünlzmjdlr kl, fabrika, santral, yol, rafineri yapmaya geldiği ülkede sabota) yapıp yaptıklarını yıkacak?.. Cephe iklidarı, Türk halkını budala sanıyor, köylüyfl ve I»Çİyt aptal yerine koyuyor; «Yıkıcı, sabotajcı, anarşist beynelmilel komünizm» umacısıyla kandırmaya çabalıyor. Sokakta genç ögranciler* kıyarak «zgürlüklerln üstüna şal örtmenln gerekçesinl yaratmaya califanlar, daha tutarlı va inandırıcı ıbrler bulmaya cabaUmalı... Sayın Doktorlara Türk Tıbbına yeni hizmetimiz en hafif, en kolay taşınır, en derli toplu, en ufak, on saniyede elektro alabilen, Bataryalı ve cereyanlı Elektrokardiografi cihazınız: Uvtfre maiı Kulakhklı ve gdhjntüiü İKİ AYRIDİL LABORATUARfNOA uvöulauangercck AUOIOVISUAL sisteıni iift • Zaman«nınn en üstün teknik cıhazlarryia • Kufumumuzun KENOİ ÖZEL KITAPLARIYİM • Kendı bfanslarında ihtısasÜ5mı§ seçkin öğretim kadrosuyîa halkımızKi hızmetindeyı;. •İngiluce öğrefimek isleyen herkean seviye w ihtiyacma uygun farkiı kufslarımız vardır. »Günün hersaatinde değisik kurslarımır vardır. Cardiomini'yi Frrmamızdan temin edebilirsiniz. METSAN satı; sonrası servis teşkilalma sahip birinc! firmadır. GOKDIL ıtt Kora Şthitlcri Sokak 5/3 Ul»? Ap 65 46 47 Zincirlikuyu • Iftsnsu meiBan Sakızağacı cad. Nç, 7 Sinem Han ^ K o t 2 BEYOĞLÜİSTANBUL Tejefon ; 44 44 39 (Cumhuriyet: 9690) (Sonuc 1411) 9702 Türkiye Demir ve Çelik işletmeleri Genel Müdürlüğünden KARABÜK Toprak Mahsüllerı Otisi Genel Müdürlüğünden îhraç edilmek üzeıe ılânen satışa arzedilen 'ta\XA: ton arpanın Lhalesı İU araıık 1975 çarşamba eünü saat I4.ı»)'de yenıden vapılacaktır. Bu satışa ait ılân ve satıs ou*us! şartlarımız Genel Müdürlüfcümüz (Satış MüdürıufitınOen) ile tstanbul tzmir. tskenderun. Samsun Konvs. Afvon, DıyarbaKir, Erzurum Bölge ve Mersın Şube MÜd'ırıüklerımizden bedelsız olarak alınabilir. tleililere dJuyuniiur (Basın: 27383/9681) Nazilli Beledîye Başkanlığından Beledıyemız Su tşietmesıne 1 adet 2ö.t>uo. rL. Muhammen bedelli Dt/4l)U8/5 tıpi 2 parmak ö tcademelı; l adet 1U2UUO. TL. Muhammen öedelli FL/Ş115/1 tıpı 3 parmak vencl agızlı 7 kademeli ki cem'an ıkı adet Dalsıç tulumba 2490 sayılı Kanunun kapalı zart eksiltme usulü satın alınacaktır. thalesı 2912.1S75 ?ünü 1. tulumbanın saat 15.1K). de. tkinci tulumbanın saat lft.uo'da Encümen huzurunaa olup, şartnamelen îşletme MUdürlüğünden temın edilebılır. (Basın: 27427/96S4) Curuf Hafriyat ve Nakliye Işi Yaptınlacaktır Genel Müdürlüğıimüzün Karabük'te ışçı sarayı adı tle anılan bınanın guney ve güney batı yönlerindekı yerlerde mevcut Çelikhane ve Yüksek Fırın curufundan ( ± % 2ü toleransla) l.auu.UOO tonunun kazılarak tesbit edilen yerier» taşınması işi, mevcut eksıltme sartnamesl esaslan darulinde kapalı teklif alma usulü İle eksiltmeye çıkanlmışür. tşin geçicı teminatı TL. 750.ÜUÜ, dır. tstekliler ou lşe ait eksiltme sartnamesi ve ekindekl belgelen havi ihale dosyasını; a) KARABÜK'te. Işletmelerimiz Malzeme Ikmll Müdürlügünden, b) ÎSTANBDL'da; Takslm, Lamartln Caddesl DoSupalas. kat 4'dekı !stanbul Mümessilligimizden, c) ANKARA'da; Yenişehır, Karanlil Sokak No: 3U/7' deki Ankara Irtibat Büromuz Seflığinden, bedelsiz olarak alabilir. Eksiltmeye katılmak için ısteklilerin (B) grubundan en az 24.658.IKKJ, TLJık müteahiıitlik karnesıne satup olmalan şarttır Veterlik belgesi almak için lçietmelerimize müracaat müddeti iy AKAL1K 1975 CUMA günü saat 15.W)'e kadardır. TekliHer en geç 13 UCAK 1 7 SALI günü saat M.ltü'e ka9H dar Karabük'te Cenel Müdür!ü*ümUz Haberleşme ve Arşıv MüdUrlUgüne tevdı edilmiş olnnacaktır Her ne sebeple olursa olsun mUdctetınden sonra eelen tekliner va yeterlik belgesl taleplen nazarı ıtıbare alınmavacaktır. Genel MiidtirlUfümdz 24W sa\nlı arttırma eksiltme ve thale kanununa tabl olmayıp ihalpy! yapm vapmamakta veya dilediğme yapmakta tamamen serbe<ştrtr (Basin Istanbul Iktisadi ve Ticari llimler Akademisi Başkanlığından Akademimiz Işletme Iktisadi Kürsüsü için tıususl bilgi ve ihtısas isteyen «SERMAYE PİYASAS1» konusunun ögretiminde vazifelendirilmek üzere bir öğretım görevlısi alına»caktır tlgili kanun ve tüzükler gereğince gerekli şartlan hatz olarüarın 10 aralık 1975 tarihine kadar başvurmaları duyuruluı. Istanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü Çav Kurumu Genel Müdürlüİ»;ünclen Kurumumuza baflı Çay Fabrikalannda Merkezi Tsıtma sistem) yapımında gerekll 101 kaıem teknik malzeme 18 takım buhar kazanı ve telerrüatı) kapaü zart usulü Ue satuı alınacakf.r. 1 Ihaleye iştirak etmek Isteyenlerin, sartnamesl esaslan dahılinde hazırlayacaklan tekht mektuplannı en geç 23.12.1975 günü saat U.Utl'e kadar Knnımumu* Pazarlama ve SatınalmB üaire BaşkanlıŞın» maKbıı? fcarsılıgında teslim etmelen veva avni eiin ve saatte bulundurulmaK üzere posta ile gönciermelen aerekir. 2 Posfada vakl aerikmeler dikkate nlınmaz. 3 Zarflar aynı ırün saat l5.iK)'de avnl verde acılacaktır. 4 Bu tş» ait Idan ve teknik şartnamerten. Çav Kunımu Genel MüclfirlüŞil Pazarlama ve Sannnlma Ualre Başkanlıjfı Hlze adrpsınrlpn Urrptşt? temın =riı]eWllr 5 Kımırrmmıi7 24Wi çainlı Kanuna rahı olmavıp Ihaleyi vapıp vapmamakta. Kalem Kalem vanmakta ve diledl>1 fıne vapmakta s«>rh««:triT (Ba^n 27r '7 ".v Satınalrna Komisyonu Başkanhğından Başkimyagerlik Ihtlyacı tçin bir adet Atomik Apsorpsiyon Spektrototometre cihazı Kapalı zart sureü Ue satın alınacaktır. Muhammen oedel) iuu.ıım) lıra olup şeçıcı temınatı 15.751) lıradır lhaje?ı '^12.197!) pazartesı çünü »aat 15'de Karaköy Çınıü Rıntım nan. ıkıncı Kattakı Komısvonda yupılacaktır. ^artnamesı mesaı saatlen içinde Komısyonda görülebilir îsteKlılenn • 4u sayılı Kanun nukümlerl2» ne uygun nazırliyaraklan tekl;t mektııplarını Ihale saatınden bır saat evveiıne Kariar makbuz karsılıji Knmısvon başkanlığına vermelerı şarttır. Postada olacak gecıkmeıer kabul edilmez. (Basın: 2731fi/W>«8)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle