23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
D6(T CUMHURİYE1 28 Aralık 1775 DÛN 'ALTIMA ABDULCANBAZ VATAN DEDİLER Talip 22 geliyorlar. Oralar simd) düyman lşgali »ltında. Onun için bu arkadaslanmız yaralı. Acılan bizden büyük. Onlan h«p birlikte hoş tutahm. Onların memleketi bizim de memleketimiz. Ayagımuut dıken batsa. yalnız ayagımız defil, her yeHmiz acır. O dikeni çikarıp atmadan rahat edemeyiz. Düşman yurdumus» neden geldi? Amacı ne' Bizden ne istiyor? Biz bu milletin gençleri olarak ne yapmalıyız? Gorevimiz nedir? Bu dersımızde bunlan konusacagız. Arkadaşlar, bu dünyada her eanlının düsmanı vardır. Şunu öldürüp yeyım, yok edeyim diye saldınr. Eğer güçlü degilsen, kendirıi savunamıyorsan, düşmamn senı haklar. Biz Türkler eskıden dünyanın en güçlü mületiydik. Bize Mldınnak ne demek. herkes önümüzde baseğerdi. Sonradan oaşımıadakilerin kötü yönetimi yüzünden zayıfladık. lyl çalışmadık. Dtişmanlarımız gittikçe geiişirken biz geriledik. Bir bafı budaroazsan bellemezsen sulamazsan ne olur? Snranr, kurur. . Öyle olduk. Düşmanlanmız onun için saldırdı. Bizi emirleri altına alıp, ezmek istiyorlar. Yurdumuza onun içtn gtrdiler. Eger silkinip kovamazsak, bizi esir edecekler. Köle gibi çalıştıracaklar. Vtnmızı yogumıızu elimizden ahp yiyecekler. Evlerimize oturacaklar. tarlalanmıza sahıplenecekler. Dinimizi. namusumuıu iki paralık edecekler. Oysa biz buna lâyık degiliz. Yaralı bir arslan düsünün. Yere uzanmış... Sırtlanlar, tilkiler başına çökmüs. kimisi kulagını ısınyor, kimisi bacagım çekiyor. Biz şimdi bu dunımdayız. Ayaga kalksak da bir pençe sallasak, herbiri toz olacak. Kaçıp solugu ininde alacak. Yaralı arslan derin derin soluyor. ayaga kalkmağa çalışıyor. Az kaldı, kalkacak... Yunan nedir ki, bir sırtlan. Gelmiş toprağımıza girmiş. îngiliz. Fransız sırtını sıvazlamış, «arkanda biz varız, git başına çök» demış. Onlar da gelmişler. önce îzmir'e çıkmışlar. Bakmiîlar ki. bizde ses yok. İyice şımarmışlar. İçerilere doğru yürüyorlar. Yürüstinler bak&lım, az daha yürüsünler. Gelsinler bu taraft dofnı. B*k onlara ne göstereceğiz? ArKldaflar, kâvgada cesur olmak gerek. Korkan kaybeder. Biz dünyanın en cesur milletıyiz. Cesaretimize diyecek yok. Aynı ramanda bilgili olmalıyız. Elimızdeki silâhı iyi kullanmalıyız. Attıgını vuramıyan bir asker savaşı kazanabilir mi? Çabuk hareket etmeyen. pıre gıbi sıçramıyan asker düşmanını haklayabüir mi? Çok çevik olacağız. süâhımızı iyi kullanacağız. Verilen emrt iyi anlıyaeagız ve şırpbadak yerine getireceğiz. Şunu iyi bilin ki, düşmanlarırnız ıcorkaktır. Bizim karşımıza asla dayanamazlar. Hele bizim topragımızda hiç dayanamazlar. Göreceksinız, ilk karsılaştıgımız yerde tokadı yeyip bozguna uğrayacaklar. Siz yüreğınizi pek tutun. CiddJ olarak hazırlanıyoruz. Her yerde yeni birlıkler kuruluyor. Silihımız cepanemiz çogalıyor. Ankara'dan iyi haberler ahyoruz. Yakında taarruza geçecegiz ve yurdumuzu düşman çızmesinden temizliyeceğiz. Sonra ne olacak?.. Arkadajlar, ben sözü asıl buraya getirmek istiyorum. Biüyorsunuz. Ankara'da yeni hükümet kuruldu. Bu hükümet bizim İcendi hükümetimiz Halk hükümeti! Ne demek halk hükümeti? Şimdiye kadar basımızdakiler hep kendıleri için çalışmıslaı Kendi keyifleıini düşünmüşler. Halkı unutmuşlar. Hani bizim okulumuz, yolurmız. hastanemiz? Hani fabrikamız? Neden biz bu kadar fakını? Çünkü devlet bizim devletımiz olmamış. Devlet bizden sadece asker almıç, rergi almış, Ama hiç birşey vermemıs. Onun için geri kalmışız. Halk fakır düşmüş. Halk fakır olunc* devlet de fakır olur. Basımızdakiler ellerine geçen parayı kendi keyiflerine harcamışlar. Biz burada bulgur çorbası bulamıyoruı, onlar Istanbul'da yagla balla besleniyorlar. Saraylarda oturuyorlar. Gümü? t«psilerde. altın tabaklarda yemek yiyorlar. Yeni devlet böyle Olmıyacak. Yeni devlet halkm devleti olacak. Meolisimizi kendimiz seçecegiz. iyi çahsanlan, bizi düşünenleri basa getireceğiz. Mustala Kemal Paşanın öncülügünde göreceksinız çarçabuk yükseleceğiz. Bütun dünya parmak ısıracak. Hele şu düşrnaoianmızı bir kogaiım. Yurdumuzu kurtaralım. Btmdan sonra kendimize çalışacagız artık. Hiç kimse sırtımızda tepinemiyecek. Kendikendimizin efendisı olacağız. Çalışacagız, vükseleceğiz. Vataıumızı imar edeceğiz. Yollar, hastaneler, okullar yapacağız. Fâbrikalar kuracagız. Çocuklarımızı okutacağız. kendimiz okuvacagıı. Cahillıkren kurtulup. dünyanın en medenl milletlerinden birisi olacağız. Biz yetenekli bir milletiz. Kötü idareler yüzünden geri kalmışız. Göreceksiniz, bundan sonra nasıl yükselece|İ2. TARİHTE, KÖYDE, KENTTE TÜRK KADIM M. Rauf ÎNAN Atatürk'ün öylesine övdügü bu kadına. boylesıne haksızlıga uğrayan koy kadınına bir goz atalım. Çesitli etkilerle ve çağcıllaşms pğıhmleri ıle ulıısal yasamımız bakınrundan kımı olumsuz degismeler kendilerini en çok kent lerimizde gösterirken, bunlar köye ve Koy kadınına pek gtıç sokulabılmektedirler. (Yazık ki. olumlular da öyle). Osmanlı ça. ğındaki harem, peçe, süs dü«künlüğu, savurganlık, öıgecüik, v.b. yüzyül&r boyu, kendisinl köy kadınına benimsetememistir. Köy kadını, tüm olumlu gelenek ve göreneklerimizin, değerlerimizin, dilimizin, ulusal kadın sanatlanmı«n konıyucusu VB bekçisi olmuştur: Son 10 yılİ3rda kentlerimizde deger kazanan ve aranan türkülerimüs, ezgilerimiz, oyunlanmız gibi, örgülerimiz, nakışlanmız, sözlerlmiı, sözcüklerimiz, masallanmız, fiykülenmiz... V.b. onun honıyuculuğu tle yitmekten, yok olmaktan kurtulmus, artık kentlerimizde de giin ışıgına kavuşmuîtur. Yüzyıllar boyu savaşlar, yenilgiler, göçler pbi tarih yıkımları, kuraklıklar, »eller, deprernler, kıtlıklar, salgınlar gibi dofa kıranlan (afetleri) ile karşılaşan ulusumuz dagılmadan, yok olmadan tutunabilmesini T« yaşamasını, bü>ük payı ile, köy kadınına borçludur. 1300'de, Osmanlı DevIeU kıımlurken. Orta Anadolu'da öyle bır kurakhk ve kıtlık oimuş ki, tüm kuyular kurumuş, »çlıktan ölenlenn kemikleriyle dolmus. Tam 100 yıl önce, 1875'te Keskin ve çevresi, geçirdigi bir kuraklık ve kıtlık yüzünden 52000 olan nufusunun t«ın yansını yitirmişti. Köy kadını bu yıkımlar karşısında dayanmak. ulusu yaşatmak için durmadan yeni durumlar almıçtır. Yıkıcı her olay karşısında dayanmak, ulusu yaşatmak için durmadan yeni durumlar ahnıştır. Yıkıcı her olay karsısında en uygun durumu almak için kendi özveriligiyle karşı koyarak dayanmıştır. Bugün köyTinde eskiler. gelisi güzel giysiler içinde görünen köy kadmının ninesinden kalma sandıklarınm içlerinde ne görkemli sanat yapıtı elişleri. giysiler, geçmiş yuzyıllann görgülprine, bolluklarına tanıklık ederler. Ejini yükı»lt»n kadın: Savaşlar olmadığı zamaalarda da köy erkeği çogunlukla bir yad el (gAirbet) yolcusu ve evınin yabancısıdır. Köy, savaşlarda ordunun er, bartşta kentlenn işçi kaynağıdır. Erkek askerde değilse, kazanç için. ırgatlık için büyiik kentlere, Egelere, Çukurovalar» gider, ömrünün çogu seferidir (yolcudur) o. Bunun içindir ki, köy kadını evinin, ailesinin bütün yasam yükünü kendi omuzlannda taşır ve erkeğe olaganüstü haklar tanır. Birkıç ınt: Yıllar önce, Mantsa'da köy okullannı gezerken, bir gezici başöğretmen arkadaşımla Gordes köylerine gidiyorduk. Uzakta atlı bir erkekle arkasmda koşarcasma yürüyen bir kadın gördük. Atlanmızı sürerek yanlarına var dık. Genç kadın, ayakkaplan koltuklannda, yalın ayaktı. Biz. atüya kadının hakkında açıklamaya girişirken, o da inmeye davranırken. başı önünde yürüyen sessiz kadın birden defişti, bizi sertçe azarladı: 5 Deee! dedi, haydi, vann gidin siz işinize, onu o ata ben bindirdim.» II. Dünya Savaşının başladıgı aylardı. Manisa dağ köylerinden gelen haberler, o sıkı iş günlerinde erkeklerin her şeyi bırakıp APAYDIN Köy kadını gelenek, görenek ve değerierimizin, dilimizin, tüm ulusal kadın sanatlarımızın koruyucusu olmuştur Alçakgönüllülüğü, çekingenliği, konuşmazlığı ile varlığı yokluğu belli olmaz. Yedirir yemez, içirir içmez, giydirir giymez, sever sevgi görmez, dinlendirir dinlenmez, böyle insanlaşmış bir ortamdır o.. •dlannı, hangi nakısl»nn v§ hangilerinın, hanp renklerle bir ara» da, yanyarm gelmesı RereKtlSinl bilir ve anletır. Güzel Sanatlar Akademısınre vaoılacak bir arastırma için başvunılacak en defter1 uHnanriır. 11 ssat Uîaktakl 1 Kayı k«>ünde haberini aldıgı bir halıyı oraya dek tfderek tncel«w miş. evme setirmis. btr ömeginl kend) sanat kisiliginl de kataralî yapmJsn fYine o *5vne eenç muhtann tenç esı Sultan okuyup • ?azması yoktur ne var ki, gerçek bir halk ozsnıdir Kosuklan herkesi bthiilpr alkıslatır>. Yıl 195<nerriir. Aksaray tlçesinin Yanrak . Hisar köyünde muh tann eenc eşi de onlar gibi degerll bir sanatçıdır, doknduklannın essiz r»nkleri ve eUzellikleri onun sanatçı kisiligini yansıtır. Bo>alan da kendislnindir, bitkilerden çıkanr. Ne var kl, o cevreden Mahmut Makal'ın o yıllarda vayımlanan «Bizim Köy» yapıtında anlattı»! gibi yüzyıllar, belki bin yıilar boyu içerde yanan ocaktan çıkan dumanların kubbemsi, k»merimsi tavanlarda. duvarlarda olusturdugu çlni mlirekkepli bir magarada. Kapadokyalılardan kalma, bir maŞarada bu eenç sanatçı kadın o değerli yapıtlarını yaratmaktadır, ve bu 777 nüfuslu köv de, o mağaralar kttTOnde. Bu köylenn her ikisi de Ankara'dan, en çok, biri 200, ötekisi 260 km. uzaktadır. Gerçektir ki, dilimlzl, mUzigimizi. degerlj gelenek ve göreneklenmizl, eiitim yöntemlerimızi bir gömü (definel gibi saklayıp koruyan. tarlhımizi sağlayan büyük kişiliktir o çek'ngen, zavallı ve bilgisü! görünüşiü kadın. Yaıgısı: Evin, ailenin tüm yaşam yuku koyun çileli kadınının omuzlarındadır köy odasında telefon başında ssvaş haberlerini ve kendilerinin askere çagrılma emirlerini bekledıklerini, hemen gitmeye hazır olduklarını bildiriyordu. Erkek yad elde oldugu zaman ailenin başkanı anadır, bütün aıle onun çevresinde toplanır. Köy kadınının yaşam koşullan şöyle özetlenebilir: 1 Yalnızca evinin içlenyle, çocuklanrıın bakımiyle uğrasan köy kadınları; kentlerimizdeki ev kadınlannda oldugu gibi, yalraz evleri, çocuklan ve kocalan için çalışır, ev işleri görürler. Sagım, süt isleri, kümes isleri de onlanndır. Dışarda çalışmazlar. En çok Kafltas, Kırım, Rotnanya, Bulgaristan göçmenleriyle, zengin çiftçi ailelerinde böyledir. At, mak:ne, traktör kııllanan aiSelerin özelligidir bu. Kadınla erkek arasmda iş bölümü vardır. Kadın, erkegin dışardaki işlenne katılmaz, kendi günlük işleriyle birlikte ekmek pişirme, örgü. çamaşır, nakış, dikis, kış hazırlıklan gibi işleriyle evinin anasıdır. Bu tür aileler köylerimizde pek çok degildir. 2 Evin, ailenin tüm yaşem yükünü yalnız başına omuzlannda taşıyan köy kadınları. Çok olmamakla birlikte kimi yerlerde erkek kendi köyünde hemen hiç çahşmaz, calışmayı kadın ışi sayar, zatı çok kez de yad ellerdedir, çalışmamasınm nedeni de budur. Evin tüm ışlerinde oldugu gibi, tarlada, bağda, bahçede, alış verişte, dahası ev yapısının bakımmda bütünüyle işler kadının üzerindedir. Bugün bile kimi köylerimizde erkek kendisini yal nız sınır bekçisi olarak dUşünür, ondan beşka, kendısine yakışır iş. ödey tanımaz, buna bir çeşıt koşullanmıstır. Bu yaşam biçiminde olan köylerimizin, köyliilerimizin de sayılan azdır. Bu duruma bakarak kimi çok bilmis kentlilerimiz köylüyü tenbel olaraJî görtir. Gecekondu akımı, örnegın Altındağ'da tepelerin doruklarında yapılan evler, onlarm bile agaçlandırüması, kentlilerin bu üstünköni görüşlennin nasıl yanlış oldugunu, soz götilrmez bir somutlukla ortaya çıkardı. 3 Kocalariyle iş birliğinde çalısan kadınlar. Yurdumuzda en büyük çoğunluk bunlardadır. Bu köylerde kadm türn tarla ve tanm işlerinde, ev yapnıa, duvar örme, sıvamaya varıncaya dek her iste kocasiyle birliktedır, bir erkek gibi çalısır. Ondan artık olarak ta. daha bir çok isleri başarar, bir kahramandır, gerçek ten özverıli bir kaîıraman. Evinin, geçiminin tüm işleriru >üklenen kadınla, kocasiyle birlikte çalısan kadının gördüfü islenn kaba Uslak bir dökümünü yapalım: Çift sürmek. ekin ekmek, biomek. harman yapmak, bajj, bahçe bellemek. çapalamak (sırtında küçük VB^TUSU baglı bu işleri yapan köy kadınlan az değildır, çok yoksul ailelerde tek öküzün yam sıra, kocasıyla nöbetleşe sabana koşulanlar da olur). ürünü kaldırmak. tarlaya. bahçeye gübre tasımak. Aksam evin yemek işlert, gece dikiş, vama. çama$ır, temutlik. saoah erkenden günlük ekmegi pişirme, yıyeceği hazırlama. hayvanlara bakma. hayvanla veya kendi sırtında evin günlük teze2ını. kışlık yakacagını hazırlama, giysi. çamaşır dikrae, çorap örme, halı. kılim, çuv«l, yastık. neybe dokuma, nakış işleme, süt sagma. yağ. yoğurt, peynir yapma. kışhk aslıgı (rahireyı), giyecegi hazırlama, yetiştirdiklenn den. vaptıklanndan kendilerine çok gelenleri. artanlan satarak ya da değiştirerek gaz. tuz, sabun, kil, iplik. kibrit, şeker... vb. Ribi evin gereksinmelerini saglama, kızının sandıgı (çeyizi). oğlunun evi gibi evlenme hazırlıklarını. evinin srva vt badanasını vapma. hastava bakma. konuk agırlama. gerefrnde komşunun yardimına kojnaa, onun da L'lıısumuz köy kadınına çok aey borçludur (Fotogral: Ara GÜLER) hastasına bakma. evin tutumlu mez, tükenmez bir güçtür. Tegeçımını saglama. baba ve çocuk levizyondaki ilk «Forum»da vasların. aıle üvelennın. hısımuı. ta lı köy kadını bunu kişilığinin nıdıklann, komşuların birbirle sağlam inancıyla belirtmişti. rıyle ıvı ılişkilerinı düzenleme, Bu, sayüara ve uslara sığmaz evde dirlik. düzenlik. sevgi. say işler, çalışmalar, ba;arüar karRI, büyüklere. küçüklere karşı şısında en az düşündüğü ve en davranış... vtı. daha bunîar gibi, az yararlı oldugu kendi varlığıyasamın gerektirdiSi pek çok ve dır. Evini. çocuklarını, komşusu. çesitli işler. nu, hısım ve akrabasını, «aşını Köy çocuklarında göjülen olaeşini, işini», her şeyi o düşüftanüstü çalıskanlık. dayanıklılık, nür; düşünmedigi tek şey ken. uysalhk. yersız savsızlık (iddia disidir. Bunlar uğruna adamışsızlık), yigitiik. yardımcılık gibi tır kendisini. Gereksinmelerini nitelikler <öy analarının başan azalta azalta en dar sınınna inlandır. Köy kadını yüksek nıte dirmıçtir. tüm \Tirlı*ı evi ve ccliklerini ve artamlarını (rneziyet cukları içindir. ıerini) yüzyıllar Doyunca kuşakKöy kadını. çocuklanmn eğitan kuşaga aktarıp durmuştur. Çocuklarına abdest, namaz. oruç timcısi, komşulannın, hısımlarıjribı din bilgilerini, namazda o nın v'ardımcısı. eşinin tüm jrüeü kunacak surelerı. duaları öjre ve dayanağı, ulusun güç ve vaten, dir eSitirnini veren de an» şam ka>Tiagıdır. Kumaş dokur, çejit çeşit güzel şeyler örer, üır. O kendisini bundan sorumama kendısi çok kez eskiler jnlu tutar. yer. Karanlık magara evlerde, ısDujünülemez bir olay: belerde bile, sanatçılan hayran bırakan hah!ar. kilimler, heybeBir köy enstitüsünün buîunduğu yerde, İki çocugu ile Do ler, yastıklar. çuvallar do'miT, gulu göçmen bir Köylü kadını, nakışlar yapar: pek çogu gerçekonlara verilen bir evde kalmakta ten sanatçıdır. dır; kocası askerriedır. 8 • 9 yaSanatçılığı. şında:<: büyük oglu kimi aerekSaym Vedat Nedim Tör, Türk sinmelerı için enstitüye başvurdugundan. ensıitü DU aile ile il kaduıının sanatçılığmı çok iyi gö ren, izleyen ve anlayabilenlere gılenmektedir. Kafluı tıastadır; anlatmaya çalıçan bir sanatçı düenstitü onu hastaneye yatırmak şünürümüzdür. Onun gırişimle ist«r. Kadın. çoeuklarmdan ayrılmak ıstemedığinden. bu yapı riyle bir bankaınız köylerden toplamaz. Bu ana bir a'tişam oğlulattığı, köylü kadının sanat yana. ona önceden ögretmiş oldu pıtlanyla 19?2'de İzmir Uluslargu dualan (süreleri) yatagının arası Panavırda çok ilginç ve yanında kendisıne okumasını, uy değerîi bir sergi açmıştı. bir ban kusu gelince yatmasını. sabahle ka da Istanbul'da, Ankara'da yin kendisi uyanamazsa korkma çesitli sergiler düzenlemisti. Bu dan muhtara ve enstitil müdübankaların ve onun, bu yapıtlarrüne gidıp haber vermesini söydan zengın dermelen (koleksıler. (Bu çocuga enstitüce Ba yonlan) vardır. kanhj^ın onayıyla sahip çıkılmış. o da bırkaç yıl ıçmde hemen İki sanaf^ı örntği: ılkokulu sonra da enstitüyü bitiYıl 194Onardır. Eskişehir"in Y«rerek ögretmen olmus.) şilyurt köyünde Abidin Kılıç'm eşJ kendi çıgınnda tam bir sa. Köy çocugu. anasından aldıgı natçıdır, dokuma ve örme ısegitimle. hastalıga sıgınma. mal«:rinin hepsini büyük bir uzman. hanacıhk. huysuzluk, nazlılık, şımarıklık, yılısıklik nedir bil lıkla yapar. Yüzlerce nakışlanr Mahmut göılerinl dört açmıs dinliyordu. Heyecanlanmıştı. Tegmen yeniyetme bir gençti ama ne güzel konuşuyordu? «Vay canına, dedi içinden. Yaman adammış be...» Pakat arkadaîlar. ilk işimiz düşmanı koğmak. Yurdıımuzu kurtarmak. Bu olm&tian hiç birşey olmaz. Öbür işlere sonra sıra gelecek. Hepımız iyi asker olmalıyız, iyi yetişmeliyiz. İyi asker ne demek? Disipüıili, bilgili. çevik... Aldıgı emri eksiksiz yerina getiren. Cessur olan. Hiç bır zorluktan \nlmayan, hiç bir tehlikeden korknıaysn. Düîmanın üstüne pire gibi sıçrayan. Onu şaşır. tan, alaşagı eden... İki kişi düşünün, dö'.üşüyorlar. Bınsl a|ır, hantal. kımtldamıyor. Öbürü ise cıva gibi hareketli. En olmaz yerde yumrugu yapıştınyor. Hangisi döver? Elbet hareketli olan döver. Biz de öyle olacağız. Canlı, diri .. Atmaca gibi uyamk. îyi yetişmiş askerin sırtı yere gelmez. Durum ne olursa olsun. hasmırı yere serer. Onun için canlı olacagız, uyamk olacağız ve düşmanın hakkından geleceğiz. Bu savaşta biz yerden göge kadar haklıyız. Onun için Ailah bizden. Mutlaka yenecegiz. Hem kendinize, heın b&şmızdakilere giıvenin. Ona göre hazır olun. Bütün erler nefesi kesmiş dirJiyorlardı. Genç tegmen inançlı, etkilı konuşuyöröu. Şımdi turkümijzü söyliyelim. Bana yavaş sesle katılın. Bilmeyenler ötrensin. Hadi bakinı: (DEVAMJ VAR) Alçak gönüllülügü. çekingenligi, konuşmazlıgı ile bulundugu yerde varlığı, yoklugu bellı olmaz. Yedınr jemez, ıçinr ıçmez, gıydinr giymez, sever sevgi görmez, dirılendirır dinlenmez; böyle insanlaşmış bir artamdır O. Yurdun, ulusun karşılaştıgı zorluklann türn dalgaları ona çarpar. O da o dalgalan kıracak sertlikte bir kaya sağlamlığı almıştır. Yaşam onun için içerde ev. dışarda kır ışıdir. Buncaagır. bunca çeşıtlı ve çok ışlerde bır de en ılkel araçlarla çalışmanın zorluğu vardır üzennde. Ocagi bile yerdedır, gunün bır çok TAmanını alan ocağı yakmak. ekmek, as pışırmeli, çamaşır yıkamak ve daha oır çok ışlerı fiet çömelmış olarak yapmak zorun dadır Dogurması, hastalıgı bile ona dinlenme ulanagı vermez kırda, yolda dogurduğu çok olur «Hep tanıdığımız Aşık Veyse! d« böyle kırda doğmuş müyonlardar bin ıdı.) Bütün öu ağır Işleri yetıştire memenın, Daşaramamanm üzıırt tüsü, ezincı ıçınde seçer ömrü Uzüntiilen, acılan, rasaiarı, ka; gılan kımse ıie paylaşamaz, ker dı ıçıne gomer; nıç oır şeyder yakınmaz. Bu çok çol% ağır yiik ler altınüa Gas anamayanlan di çok olur. Genç yaşında viizü kı rışır, hızlı vaşamıştır. yaşlı gö rünür. Olümünde «kurtuidu • > denır Zatı daha küçük yaşındar yasamın yukü altına gırmış, so rumluluk almıstır, çocııkluk ne dir; tatmamış, yasdmamıştır. Ker dım bildıgı günden nerı öiiyükU nn yardımcısı olmuştur. (Örnek lerinı Televızyonda sık sık gort yoruz ) Küçük seylerden de koiay se vinç, kıvanç duyar. Bir lyiiigi (Devsmı St. Sayfadai GARTH DiŞi BOND ÇOt APTALCA BlP 9EY BU DB5İL.KO8OUAC
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle