23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMF'JRİYET 16 Ekim 1?T3 Oı/lcYÎNJH/Nf fAM ffip. (?ANA / YOI^ NUŞÛM ABOULCANBAZ Büyük Usturalar Şakir BALKI 21 Dernek binMinda adım atacak yer kalmnmıştı. Hacı Kerim en sgzım yumdu gözünü. Tersı Bozuk İsmet cle demedigini konadı saatlerce. Cemil Çavus asajı yukan ar.a avrat diımdüz gittı. Var m: yok mu bızim basSan Zeynel... Ber: içimden «Eh dedım. eğer burada büyük bir maıaza ıle kavga çıkmazsa çok iyi » Lyelenn yüzleri asıldı. Biz de bakalım ne olacak diye bcklerken, üyelerip çoğuniuğu sankı hep b.r agızdan: Eız yardan geçeriz sma. Zampık Zeynel beyden geçmeyiz!.. dıye bir terapo tuttular kı, ağizlanmız hppten açık kaidı. Işler karışıktı ya, bu topîantı bizim işleri arap saçına dönoürdü bır ıki dakika içinde. N» yapaca*ımızı biiemez olduk Cemil Çavuş hsfif yollu kırdı. Ters; Bozuk bozuldu. Moila ne yapacağını şaşırdı. Üveler hâlî tinleyip duruyorlardı Biz bu toplantıdan çok şeyler bekliyorduk. olmadı bir türlü. Hanı ne umduk. ne bulduk? Ne var KI. biz yine el alnndan cadı kazanı kaynatmaya başladık. İyice azıtmıştık. Demediğimizi komacık. Neıer söyiemedik, Eh. dedik, bu sözlerden, bu dedikodularoan sonra Zeynel Bey hemen dernek başkanl;*ım bırakır Ha isUla ctti, htı cdecekti. Biz te'ikte duruvorrt:;k. E*er başkanlığı bırakırsa Zeynel Bey, onun yerine bu Tersi Bozuk İs:nefi baskan yapacaktık. Biz Zej.nel beyin afczmı aramak amacıyla yarana gittlk. Olan bitenlrrder. haberi olmuş ki bize: Ben dernek baskaniıgına seçimls geldım, seçimle giderim! dedi. Çok kötü yaksladı bızi. Hacı Kenm orah olmadı, Molla da yüîsüz adam caram, paîdır küldür söze girdi: Sen olan bitenlere hiç kulak verrne Zeynel Bey, dedi. bizirn ciernekte a* mı it var? Ülçn bunlarm kökiinü bir'türlü kazıyamadık .. Ne demek. ne demek bun!ar? Elbctre seçimlen geldir.'.. Biz imkAnı yok seni bırakmsyız. Bıyık altınden güldü: işleri ylne karıştırdık. lşier çorbaya dSndü. Dedikodulnn yine ayyuka ç:kard;k. Sadıkzade Şükrü Bey açıkça ıleri geri komışuyordu artık. Va ben, ya o!.. diyordu. Vok caram. tüm kabahît Molla'da. Harı Kerim'de.. Ben bir odacı olarak aralarında bulıınuyorsam, işler: daha lazla çomaklamasır.İE diye bulunuyordum. Az da usturjplu söz ettigimden ötiirü.. Eöyle Cami Yaptırma Dernegi mi olurmuş, üyelere ayn sazdan vurur, yönetirn Kurulu da ayn türküler okur. Bu işten haj'ir gelır miydi hiç? Moila Mustafa hâla «Ben bu adamın ardını bırakmavacagım!» derken, Tersi Bozuk İsmet Bey de «Olmek var araa bu yoldan dönmek yok» diye bağırıyordu. tlçeye el altından haber salmdı «Bu Zampik Zeynel hangt partiyi tu'uyor?. diye. Bu el aitmdan giden haber yajnlmış olacak ki. bir otobüs adam geldi ilçeden. Ne oluyordu böyle. ne vardı? Ysmacımıza yanaşan Sıyasetçi Ali Osman bızi gıdikladı: «Canım, dedi, hangi partiyi tutacak bizim Zeynel beyimiz, elbette ki partimiri tutuyor!» Tarihç: Hikmet: Pelvan Niyazi hangi partiyi futuyorsa, o da aynı partiyi tutuyor arkadaşlar. A^agı yukan hepimiz ayni mayadanız!. der riemsz, Morisoncu Nâzam keyfinden bıyıklarını burmaja ba+ladı: Afch evvel adam ol da varıp başka bir partiyi tut, olur mu böyle şey? Zeynel beyimıze söz yok, o da Dizden canım!.. Eh, biz bunları öğrendikten sonra az da olsa sevindik. Başımıza ne geldiyse pck anlatmadık onlara. Biz işi küllemeye çalıştık. onlar da Zeynel beyi göklere çıkardılar. Konuşuldu, sonra ilçeden gelenîeri uğurladık. Biz bu olan biten ısin altından nasıl kalkacağız diye kafa patlatırken, yarnmızda Tersi Bozuk İsmet Bey bitti, tersliji üzerinde yoktu. Güler bir yüzle: Tamam arkadaşlar, dedi, bu işi oldu bilin gayrı! Hangi işi, dedik. Ismet Bey?. Yahu hanpi iş oi.acak, Zeynel'in işini.. Bu sözleri söyledi ya, hepimizi bir sevinç kapladı. Besbelli ki, bu Tersi Bozıık beyın bir bildigi vardı. Hele hele İsmet Bey, anlat bakahm... dedik. Ne helesi arkadaşlar, dedi. dinleyin dinleyin, dün geee yatağa girdim, uyumak na gezer. Aklıma Zeynel Bey girdi, çıkmaz bre.. Aldım o dürzüyü elime. doya doya yumrukladım. Benden bir araba dayak yedikten sonra. imana geldi: «Dedigin olsun Ismet Bev, dedigin olsun, söz senin... Bojnum kıldan ince ..» ITykum bir kez kaçtı değil mi. iyi oidu da kaçtı uykum benim. Eız bu adamı dernekten atarız ama, güç mü giiç. Söktüm ben bu gUçlüğü. belli ki biz bu adamı Cami Yaptırma Dernefinden stam?yacajız. Haa, bakın hele ben bu işin yolunu buldum. Bu Zeynel'e bizim psrtide bir iş verelim. Burnunu bir kere bizim partinın içine soktu mu, onun demekle uğrasacak hali kalmaz. Bu Zeynel bizim partide çalışmaya başladı mı, kedilere maskara olup çıkar. Uzun lâfın kısası. hiç tezi yok hemen ona partide esaslı bir iş verelim. Yoksa biz ondan imkânı yok kurtulamayacağız.» Bu iî olup bitti dedim ya size, o iş bu işti. Ne yapıp yapıp onu bizim partiye topuklayahm. Yoksa bizim dernelc dernek olmaktan çıkacak, arkadaşlar. Hapı yuttu bizim başkan. Bak onu bizim partide ne hale sokacaklar.. Uyumadım ama, i»i de kbkunden halletmiş oldum .. Tersi BozuK İsmet'in dedigi yabana atılacak clnsten değildi. Aıadan bir iki gün geçtikten sonra, dernekteki çalışma odasında bulduk Zeynel beyi. Merhaba Zeynel Beyeîendi: diye seslendik. Beyefendi sözü hoşuna mı gitti, hemen ayağa kalktı, bir bir ellerimizi sıktı: Gelişinire çok sevindim dedi, buyrun oturun.. İ i e ! ÇOCUKLAR İNSANDIK YŞR E A AA KML Çizgiler: Turhan SELÇUK Fotoğraflar: Ara GÜLER Küçücük bir şey. Olacak gibi değil. Avuç içi kadar birşey. Bu mu Selim • Metin Selim'i geti.di. Küçücük bir şey. Oiaeak gibi dpjiıl Avuç içi kadar bir şey. Bu mu Selım. Ocagın yans:n senın Selim gibi. hay Selim. Bacakian çop «ri'oi. Pantaionu dizlerine kadar çemrenmiş. Selim beni göriince ne korktu, ne de ürktü. Öylece, yiğitçe gözümün icine baktı. Elini dimdik, azıcık da kasılarak uza!t;. Sonra asker gibi yüruyerek. dimdik. gıtti surun dibindeki '.ınyanın üstüne oturdu. gözlerin: batan güne dikti. .Mat>dan. Londra Asfaltından biribirlerinfc sırmiş otomobiller, otobü«îer. kamj'onlar, tankerler, arada bir de yük arr.baları geçiyordu. Merinle ben de varıp yaruna o.ırduk Sehm'in. Selim hiç hiç korkmuyordıı. Kiç hiç korkmadîğmı her hahyle anlatıyordu. Öylesine ki aı bir *üreds kan ter içinde kaldı. Bir kasılıyor, bir kasüıyor... tlk sözü: «şimdi artık ben hiç korkmuyorum.» oldu. «Korkacak, ne var bu dünyada değil mi. korkacak?» «Hiç bir sey yok.n dedim. «İnsan ir.sandan korkar mı, insan insanı yer mi hiç?» «Yer mi?» dedim. Metin köpegi bıyık altından »ftllüyordu. Ben arada. işi boza,, *cak diye ona sertçe bir göz atı SELiMiN KORKUNCA YAPMIYACAĞI ŞEY YOKMUŞ. BİR KERESiNDE ÇANGAL BIYIKLI BİR ADAMI BIÇAKLAMIŞ TOPKAPI'DA. BEREKET Ki BOYU YBTiŞMEMiŞ DE, BIÇAĞI ANCAK ADAMIN BACAĞINA SAPLIYABİLMİŞ.. Selim. küçük bir şey . Bamkları çrip çibi pantaionu dizlerin»" kadar çrmrpnmij Jyordum. «İnsan lnsan'.n kurdu derler ya. sen lculagasma.» Bana da kas »ltından. bütun îriicünü gözlerine toplamış bakıyordu. «İnsan insanın dostudur, arkadaş.» «Diinyada her insan her insar.ı öldürseydi. şimdiye kadar bu dün yada hiç insan kalır mıydı?» «Kalmazdı.» «Bak şu Istanbul'a... Bak, ne kadar. ne kadar da. ne kadar da çok insan var. Yer gök, vapurlar, trenler, evler ağzma kadar, zıic gibi insanla dolu.» «Çok insan var. çoooook .» «İnsanlar biribirlerini durmadan öldiirseler yeselerdi bu kadar çok insan olur muydu?» cOlmazdı.» «Bir de insanlar savas yaparlarmıj. rüıekleri kocamanmış. uçaklara da tüfek doldururlarraıs, durmadan biribirlerini, sabahtah aksamlara kadar öldürürlermı?, bir yıl, on yıl durmadan, gece gündüz, ama o başka.» • baska Selim.» O Bir lcedi gibi yalandı, korkusu ella tutulurcasma siliniyordu usul usul. Arada sırada, kaçamak. bir anda uçup giden. korku dolu bir göz atıyordu bana, Metin'e. Bunun dışında Lorkusunu içine gömiiyordu ve bundan dolayı da gerılmiş. zorluk çekiyordu. «Durup dururken insanlar niy« öldürsünler öyle birbirlerini...» «Dogru, ahmak degiller ya, nlye öîdürsünler?» Durdu, VÜBÜ sarardı bana baktı, elleri ayaklsrı uçarcana titredi, yutkundu, gözlerini yere dikti, sonra kaldırdı bana baktı. sonra surların üstüne. sonra asfaltt*ki otomobülere, gözleri fır fır, fu lır. gitti geldi. gitti geldi. şaşılacak bir hızda. Diliyle dudaklannı yaladı, geldi gözleri benim Ustümde durdu. Birden: «S#n hiç adam Bldürmedin dejil mi,» diye dehşetle sordu. Ben, dingin: «Yooook, hiç adam öldürmedim, neden adam öldürecek mi|im ki?» dedim. Şasırdı, utandı, sene gözleri fır fır, oraya buraya hızla gitM geldi. Metin'den bir yardım ıstedı. Metin kiîgın gibiydi. ona da bana da bakmıyordu .. Çaresizlik içindeydi Seiim. İnsanlar birbir.ni öldürseler yeselerdi bu kadar çok insan olur muydu,, Seltm hem korlmynrdu, hem de korkmuyordu ve de bir boyu jetişseydi o adama .. «Hiiiiiiiiç, burada herkes adam öldürmüş d e . » «Ben öldürmedim, hiç adam öldürmüs birisine benziyor muyum?» Selim'in yüzü ağlamsı bir hal aldı: «Hiç kimsenin yüzü,» dedi... «Hiç kimsenin yüzü... adam öldürmüşe benzemiyor ki... Hem de en iyi... En iyi rdam... Yani abi en çok adamlan, en iyi adamlar öldürüyorlar. Kahveci var ya. Süleyman kahveci, bir bilsen, bir bilsen, bir görsen ne iyi adam. Biliyor musvn, dört tane adam öldürmüş. Ben onun kahvesine eiriyorum ama, bizi açlıktan ölmekten kurtanyor ama, bir de iyi insan Kiiii, ama benim... Her girişimde, çıkıncaya kadar benim ölüm çıkıyor oradan...» Agzını doldurarak, korkudan gözleri fır fır dö'.erek: «Döööört.» dedi, «dööööört, tane öldürmüş. Hepsini de kesmiş. Değil mi Metin. . Ben şimdi artık onun dükkânına bile giriyorum. korvrmadan... Sen korkmadan onun kahvesine girebilir misin?... «Girerim.» «Benim pibi çocuk olsan?» «Belki giremem.» «Beeeen, girerim.» Metin de anlattı. Ali de, Sabo da anlattı, bunu burada, Sirkeci'de, Beyoğlu'nda, Kumkapı'da bilmeyen çocuk yok. Sabah kahve yeni arılm:?. Kirr.in kahvesi ou, adam öldürmüş bir sdamın kahvesi .. Terini saptajamadım, gene ya Kocamustapaşa'da, ya da Samatya'da bir yerierde. Bu yörelerde ama, kimse neresi olduğunu söyleyemedi. Süleyman gibi o kahveeinin de birkaç cinayeti varmış. Ballandıra ballsndıra anlattılar, ben ne bileyim, vebali günahı onlarm boynuna. Onlara öteki kahvecinin cinayet işlediğini gene Selim söylemiş. Süleyman'm da dört Üdam öldürdüğünü. hem de hepsinin karnını deşerek öldurdügünü gene Selim söylemiş. Vebali günahı Selim'in boynuna. İşte bir sabah Selim o kahvenin önünde durmuş durmuş, sonra da titremiş, bir korkmus ki, yüzü ktil kesilmiş. yüzü kül kesiiince azıcık soluk a'.mış. soîuk almca kahveye yüriimüş. Kahveci ona bakıyormuş, hiç bir şey söylemeden, «ustanın selamı var, televizyonu istiyor.» demiş. Sonrâ varmış kocaman televizyonu yerinden sökmüş, katil kahvecinin gözleri önünde almış götürmüş. Bunlar, çocuklar bu televizyonu satmak için bir ay calışmışlar çabalamışlar. becerememişler. sonunda televizyonu, yepyeni, gıcır gıcır televizyonu parca parça eyleyip, parçalarını bölüşmüşler, herkes parçasmı kendisi satmış. Osmanbey'de bir aparîımanda iki metre boyunda kocaman çangal bıyıklı bir kapscı varmış. Genel Selim "e göre bu çan»al bıyıklı adam üç tane kad:nı ırzma peçtikten sonra öldürmüş. Amanın nasıl öldürmüş. Yürekler dayanmaz öldürüşüne ve hem de burada anlatılamaz. îşte bu kapıcıya çok takmış Selim. Selim var ya, kapıcıyı görünce eli ayagı çözüİLİyormuş. Selim dir bu. yalam günahı Metin'in, Ali'nin, Turgut'un boynuna, onların hepsi de bu olaya tanıkhk etmişler, gerisinı. ben ne bileyim ben. Büyülenmi? sçibi, belki on gün, yirmi gün. bıkmcaya kadar oradan ayrılamıyormuş. Kırılmaz iple bağlamışlar gibi. Adamı görünce de deli divane oluyorrnuş korsusundan... Sonra o kadar korkmuş ki Selim. korkusundan ne yapacağını bilememiş, bir insan korkudan ne yapacağını biiemezse ne yapar, Selim ne yapmış? Dört dönmüş Osmanbey'de korkudan, dört dönmüş, dört dönmüş, bu da yetmemiş. Selim sonra ne yapmış? Selim sonra ne yapsın, en korktuğunda korkudan da delirdiğınde, Selim o zaman hiç bir şeyi bilmiyor, kendinden geçiyormuş, öteki çocuklar görmüşler Selim'i bu haldeyken, hiç tanıyamamışlar, bir hoşmuş Selim. kendıni bilmeyince saldırıyormuş Selim . Öyle delicesine bir saldırma değil. Hesap'.ı kitaplı bir saldırma... Selim tekmil bedeniyle korkuya <esince, yüriimüş apartımanın üstüne . Dal gündüz. hem de o kocaman. ıuııuf, ne kadar çok adam öldürmüş kapıcınm gözünün öniinds. Girm'> üç nnmaralı daireye pahada ağır, yiikte yeni ne kadar şey varsa evde almış. dolrturrmış bir torbaya, kap:cının gözünün içine baka baka çıkmış itmiş. Altı ayda böyle böyle apartımanda kaç daire varsa hepsini soymuş Selim. İşte bu sıralar dügün dernek, bir cümbüşrr.üş ciünva. Oluk gibi para akıyormuş Sirkeci'ye. Surlara, Kumkapı'ya. Selim evlerden U>pladıklarım bir anda çocuklara dagıfıveriyormuş. Çocuklarsa bu değerli öteberileri el değer ete<î degmez okutuTeriyorlarmış, men oracıkta... heMetin'e ^öre Selim varsa korkusuyla varmış. Metuı'e göre Selim'in tüm anlattıklan havaymış. Her şeyi .îafasından uyduruyormıış. Daha önce çok çok şeyler anlatmış, hep uyduruk çıkmış anlattık':an. Metin'e göre, Selirn yalancı değilmiş. O dü» görüyormuş, çok eskiden. ya da yeni düşler. düşlerini gerçek sanıyormuş. O gece ne düş görürse onun et> kisinde... Hep korkulu düş görüyormtış Metin'e göre, korkulu düşlerden kurtulmak için her gece bir elektrik direği altı buluyormuş. Gündüz de en karanlık, ıssız kuytuya s'.ğmıyormus. Metin diyor ki, kafadan kontak riesek. diyor, hiç de kafadan kontak değilmış, cin gibiymiş kl sorma. her şeye, herkesten daha çok aklı eriyormuş. Korkunca. ama çok çok korkunca onun yapmayacsğı yokmuş. Bir fceresınde çangal bıvıklı bir adamı bıçaklamış Topkapı'daki Otobüs Terminalinin önünde. BereKet kı ooyu "etişmemiş de bıçağı ancaic adamın bacağına sapiayabilmiş. Oradan la "ıır kaçmış ki kimsa ardından ulaşamamış. Bundan sonra da Soüm en yüreklı insan olmuş, bir 4afta. on giin. belki de on beş hiç bir ssyden, hiç kimsoden korkmamış. Y A R I N: Bir çocuk efsanesi ' (OEVAMI VAR) Selim'in korkusn! .. GARTH TiFFANY JONES
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle