19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DerSpiegel,, dergisine göre, Makarios adada barışçı çözüm olasılığını azalttı Kıbrıs ekonomisinin çöküntü içinde bulunduğunu yazan Batı Alman dergisi, Türkiye'nin hesabına göre savaş zararını 7,5 milyar lira olarak veriyor. Der Spiegel'e göre, Kıbrıs Türkleri arasındaki muhalif . grup, Denktaş yönetimini fazla otoriter olmakla suçluyor; yolsuzluk söylentileri de gittikçe yaygınlaşıyor Yağmur ATSIZ BONNDAN BÎLDÎRİYOR Federal Almanya'nın bir milyomı aşkın tirajlı «Der Spiegel» dergisinde, Kıbns'la ügili olarak çok uzun bir inceleme yazısı yayımlanmıştır. Kıbrıs banş harekâtından altı ay sonra ve tam CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in Ada'yı ziyareti sırasında yayımlanan bu yazı, son günlerde zaten çoğalan diğer Kıbrıs haber ve yorumlan gibi biiyük ilgiyle karşılaramştır. «Makarios, sana kanunızı armağan ediyoruz» başlığını taşıyan ve Makarios'un Ada'ya dönüşünün Kıbns'ta banşçı çöztim you bulunması olasıiığını zayıflattığına değinen inceleme özetle şöyle: Türk askerlerinin henttz ayak. basmadığı her yerden Makarios'u karşılamağa ikiyüzbini aşkın Rum gelmişti. Ellerinde güller ve zeytin dalları, dudaklannda Theodorakis'in ezgileriyle, Uçüncü kez olarak katillerinin elinden yakayı kurtaran adamı bekliyorlardı. rlyle çalışmaktan geri kalma» maktadırlar Tarım, endüstri ve turizm alanlannda önemli yatınmlar planlanmaktacfır. BAŞPtSKOPOS MAKABtOS Der Spiegri'in .Ada ceği heniiz pek kesürilemij or. cek bir amaç. Üstelik. iki ulusal topluluğun birbirleriyle geçinmeleri sorunundan başka her topluluğun kendi içindeki catısmalar da barısı tehdit edici bir ögedir. Örneğin Denktaş'a kar?) bir Kıbrıslı Türk muhalifleri grubu. bu politikacının çok otoriter bir Prcnsi» olarak nilclediği Makarios'un ne yapabilesilâhli gruplardır. Baf'taki bir liman meyhanesirtde eski bir EOKA'cı şöyle demiştir: •EOKA Örgütü için şimdi sorun, Makarios tarafmdan Türklere hangi ölçülerde ödün verilecegidir. Bunu öğreninceye kadar ses siz duracaklar.» tngiliz Hükümeti üslerdeki Türkler konusunda yanıkıcı bilgiler veriyor ingiltere Devlet Bakanlığı Müsteşarı Türklerin üsten ayrılmalarına izin vermediklerini bildirirken, Devlet Bakanı Avam Kamarasında yaptığı konuşmada Türklerin serbest olduğunu açıkladı ANKARA İngiltere Hüküme nuşmalarda, gerekse bu yönde so tinin, Kıbrıs'taki İngiliz üssünde ru yönelten milletvekillerine verbulunan mülteci Türklerin duru diği yazılı cevaplarda yanıltıcı bil mu ile ilgili olarak «Türklerin üs giler vermekte ve Türklerin üsten ten ayrılmakta serbest oldukları ayrılmakta serbest oldukları ha nı» söylemekle yanıltıcı bilgiler vasını yaratmaktadır. Thomas Brimelow. bu konuda \erdiği saptanmıştır. îngiltere Devlet Bakanlığı Dip Mithat Perin'e verdiği mülâkatta lomatik Hizmeüer Müsteşan Ho şunları söylemiştir: • İngiliz Hükümeti. Kıbns'm mas Brimelow, Anadolu Ajansı Batı egemen üs bolgesindeki Kıb Yönetim Kurulu üyesi Mithat Perin'e Londra'da verdiği mülâ rıslı Türk mültecilerm mümkün katta. tngiliz Hüküraetinin Türk olan en iyi biçimde iskân ve ibalerin üsten aynlmalarına izin ver tesi için elinden gelen her şeyi mediğini açıkça belirtirken, Dev yaprmş ve haftada 20 bın sterlet Bakanı Roy Hattersley. gerek lin olmak üzere bugüne dek 600 Avam Karaarasında yaptığı ko bin sterlin sarfetmiştir. ıgünde or talama olarak insan başına 7 Türk lirası düşmektedir). Kıbrıs'taki do ğu egemen İngiliz üssünde 10 bin Rum müiteci bulunmaktadır. Tür kiye Hükümetinin, batı üssündeki Türkleri, Türkiye yolu ile Ada nin kuzey kesimine geçirme önerisi İngiltere için bazı güçlükler yaratmaktadır. Kanımızca böyle bir şeyi yapmak, Kıbrıs anlaşmaz lığında siyasi çözümle ilgili bir önyargı olur.« yönetbn kurduğnnu ve ayrıca çeşitli yolsuzluklara sdmın kanjtığını ileri sürmektedir. Denktaş yönetimi Fakat bu, aslmda ancak kuşaklar, sonra belki gerçekleşebile EOKA Rumlar arasındaki birbirin? dü{ man grupların sayısıysa çok fazladır ve bunlar tepeden tırnağa Mucize plan yok Makarios, Atina'daki görüşmelerinden sonra iyice ürkmüştü kl, öyle halkın beklediği bir mucize plan ortaya koymadı. Böylece, CİA ve Atina cuntasının hazırladığı suikasttan bir mucize eseri olarak kurtulabilen bu adamın her zaman mucize yaratırağa kadlr olmadıgı anlaşılmış tı. Tabii, bir darbe sonucu palaspandıras ülkesini terketmek zorunda kalan bir devlet başkanının, j'eniden geri dönmesi çok görülen bir olay değüdir. Bu bakımdan Rumların ümitleri yeniden canlanmıştı. Banşçı çözüm Fakat Ada prensinin geri dönmesi, Kıbrıs sorununun barışçı yollardan çözümlenmesi olasılığını hayli zayıflatmıştır. Nitekim Denktaş ve Klerides arasındaki görüşmeler, Noel yortusunda kısa bir süre önce kesilmiştir ve bu kesilme, Türkler Kıbns'm «» 40 kadar bir bölü. münü ellerirde tuttuklan bir sırada olmuştur. Bir zamanlar saglam temellere dayalı bulunan Kıbns ekonomisi bugün artık hir çösüntü ıçindedir. İyimser Rumlar, eğer pohtik bir çözüm yolu kendi lehlerine gerçekleşırse kalkınmanın eski düzeye ula^ma süresini iki üç yıl olarak nesapiıyorlar Eğer Türkler ele geçirdiklerini geri vermiyecek olurlaxsa bu iş 4* yıl sürecektir. Bu da Kıbrıs Plânlama Dairesinin tahmini... ABD, petrol fiyatlarını zorla ındirtme çabasın.da OPEC Batı Avrupa, nedir? petrolcü ülkelere meydan okunmasını istemiyor AMERÎKA'NIN PETROL FİYATLARINI ZORLA İNDİRTMSK VE OPECİN BİRLİÛİN* PARÇALAMA YOLUNDAKÎ ÇABALARINA KARÇIUK BATI AVRUPA İŞBİRLİĞİNE ÖNEM VERİLMESİNE TARAFTAR GÖRÜNÜYOR(DIŞ HABERLER SERVtSt) Petrol bunalımının başlangıcından bu yana onbeş ay geçmiş olmasına karşı, bu bunalımın mali sonuçlan konusunda, Battlı devletler arasındaki göriiş aynhkları hâlâ sür mektedir. tngiltere'de yayunlanan haftalık THE OBSERVER gazetesmde yeralan bir yazıda, prtrol ihraç eden ülkelere karşı nasıl bir tavır takınılacağı konusunda Batıb iilkelerin görüş avTilıklan, aynntüarıyla anlatılmaktadır. Yanda özetle söyle denmektedir: «Petrol bunabmının başlangıcından bu yana onbeş ay geçmiş oldugu halde, petrol tüketen ülkelerin izleyecekleri ortak strateji konusunda, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalı müttefikleri arasında büyük görüş aynlıklan bulunmaktadır. Ancak bu arada hiç bir olumlu adımın atılmadığını söyîemek de yanlif olur. Ömeğln, Fransa ve Noneç"in katümamış olmasma ragmen. ortak bir enerji programınj içeren Uluslararası Enerji Ajansî"nın kurulması konusunda arüjşmaya varılabilmiştir. Bu anlaşma uyarınca, Araplann yeni bir petrol ambargosu uygulamalan halinde, Batılı ülkeler ellerinde bulunan petrolü paylaşarak ve yeni enerji kaynak lannı geliştirerek, petrol ihraç eden ülkelere olan bagımhlıklarını azaltmayı amaçlamaktadırlar. Batı Almanya gibi ülkelere değil, ekonomik darboğazlar içinde bulunan İtalya gibi ülkelerin ekonomilerine nasü tekrar aktanlabileceğidir. Amerika Birleşik Devletleri'nin bu konudaki önerisi. sanayileşmiş ülkelerin güçlendirilmesi için 25 milyon dolarlık (350 milyon lira) bir fonun kurulmasıdır. uluslararası Para Fonu ise, kalkınmaları için gelişmekte olan Ülkelere bırakılmalıdır. OPEC KONTERANSI Her toplantnı Batı'da bir ol»y oluyor.. Fonu» kurulmasını. ancak bu fon için gerekli paranın büyük bölümUnün, petrol üreten ülkeler tarafmdan saglanmasını öcermek tedirler. Uluslararası Para Fonu'nun başkanı da İngilizlerinkine benzer bir çözüm yolu önermektedir: Batı Almanya, kendi katkılarının (azla olacağı gerekçesiyle, AmerikaHılann önerisine k&rşıdır. Almanlar ve Avrupa Komisyonu, Avrupa Ekonomik Toplulugu ve Avrupa Yatınm Bankası tarafından garanti edilmek sureüyle, ikili ve çok yönlü borç verilmesinden yanadırlar. Bu fon örneği, Amerikalılar ile Avrupalılar arasındaki petrol soranuna bakış açısmdaki farklılığı ilginç bir şekilde gözler önüne sermektedir. Amerika Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ve Hazine Bakanı William Simon, Amerika'mn önerdigi biçimdeki fonun ana amacırun, OPEC'i fiyatlan indirmeye zorlamak oldugıınu ve hatta mümkün olursa. OPEC ülkeleri arasındaki birliği j'oketmeyi amaçladığım açıkça beürtmişlerdir. Görüldüğü gibi, Amerika'nın hedefl, ekonomik olmaktan çok, polıtiktir ve bu Ulke Batı düny&sını gerek ekonomik, gerekse politik bakımdan etkisi altına almak istemektedir. Öte yandan, petrol fiyatlarında zor yoluyla indirim yapılabileceğine, Avrupalılar hiç bir zaman inanmamışlardır. Avrupa ülkeîeri petrol ihraç eden ülkelerle işbirliğinden yanadırlar ve ABD' nin izlediği «meydan okuma politikasının» sorunları çözümlemekte yetersiz kalacagıru savunmaktadırlar.» Türkler rehin Parlamento üyelerinden Frederin Bennett. İngiliz Hükümetinin bu konudaki yanıltıcı beyanlarına karşı Devlet Bakanı Roy Hattersley'e gönderdiği 17 aralık 1974 ta rihli mektubunda durumu bütün açıklığı ile belirtmiş ve özetle şöy le demiştir: « 8 ekim tarihli mektubunuza şundiye kadar cevap vermememin sebebi, Majestelerinin Hükümetinin, Kıbrıs'taki İngiliz üssünde bulunup da başka yere giunek isteyen Türkleri alıkoyma yolundaki hiç bir şekilde mazur görüle miyecek siyasetini değiştireceğini ümit etmemdir. Türklerin. istedik leri yere gitmelerine mani olmadığınızı söylerken, Rum yönetimindeki bölgeye geçerek hayatlarmı tehlikeye atmak istemedik leri gerçeğini unutur görünüyorsunuz.. Devlet Bakanı Hattersley. 8 ekim tarihınde aynı parlamento üyesıne yazdığı mektupta, «Türklenn üsten aynlmalarına engel olunmadı|ını> llerl sürmüs ve tSadece Türk gemilerinin egemen üs sularlna girmelerine müsaade etmeme hakkımızı kuUanıyoruz* demiştir. U.a.) Devir fonu İngiltere ise, Uluslararası Para Fonu'nun içinde bir cDevir AtUla hattı Türkler şimdıki mevzilerinden Attila hattırun kuzeyine çekilseler, Türk kesiminde olsun, Hum kesiminde oisun durum kö künden değişecektir Örneğin vaktiyle, simdi Türklerin elinde bulunan bölgede kilometre kareye 71 kişi düşerkerı o zaman 30 kişi düşecek. Ruın bölgesinde de vaktiyle kilometre kareye 7ü kişi düşerken, bu yenı durumda 78 kişi düşecek. Ama öte yan dan Türk kesimi, bütün Kıbrısraki ekonomik potansiyelin ortalama yüzde vetmiş'ne sahip olacak. Petroı Ihraç Eden Ülkeler örgütü OPEC, hangi devletlenlen oluşmaktadır, bu devletlerin zenginlik dereceleri nedir ve petrolden elde ettikleri paralarla ne yapmaktadırlar? Petrol ihraç eden yedi Arap ülkesi üe Iran. Endonezya, Ekvator, Venezüela v e Nijerya, 1960 yılında Irak'm başkenti Bağdat'ta biraraya gelerek OPEC'i kurmuşlardır. Örgüte üye yedi Arap ülkesi ise şöyle sıralanabilir: Suudî Arabistan, Kuveyt, Irak, Libya. Cezayir, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri. 1973 ekım savaşmdan sonra başlayan petrol bunalımıyla birlikte, OPEC ülkeleri büyük kazançlar sağlamışlarsa da, Batılı sanayi ülkelerindekj yaşam düzeylerini, bugün için onlarınkıyle karşılastırmak rnürakün degildir. Örneğin OPEC Ulkelerinden altisı; Nijerya, Endonezya, Iran, Venezüela, Cezayir ve Irak'ta, 240 milyona ulasan halk kitlesi, çok düşük bir standartta yasamakta olduklanndan, bu ülkelerin elde ettikleri petrolün büyük bir kısmmı, kendi kalkınmalan için kullanmalan gerekmektedir. Suudî Arabistan, Libya, Küveyt, Katar ve Abu Dabi'nin toplam nüfusu ise ancak 11 milyon dolaylarındadır. Bir kısmı çok büyük arazi üzerine yayılmış olan bu ülkelerin ise, kalkınmak için ancak sınırlı proframları bulunmaktadır. Ne var ki, tüm OPEC ülkelerinin fikir birliği sağladıkları bir konu. petrol rezervleri tükeninceye dek, kendi geleceklerini garantiye almaktır. ECEViT KIBRIS GEZiSiNiN PARTiCiLiKLE İLGİSİ BULUNMADIĞINI SÖYLEDi ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit. dün partısinm Ortak Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kıbrıs gezisi ve Libya Başbakanı Abdüsselâm Cailud ile yaptığı görüşmeier hakkında bilgi vermiştir. Ecevit, uzun konuşmasmda, Kıbrıs gezısınin par ticiiikle ve Türkiye'run iç politikasıyla bir ilgisı bulunmadıgını söylemiş ve «Her şeyi dar parti çıkarları açısuıdan değerlendiren lerin takındıkları veya bundan böyle takınacakları tavırlar, benı, ulusal görev saydığım görevleri yerine getirmekten alıkoyayamayacaktır» demiştir. CHP Geneı Başkanı, Kıbns'a 14 Ekim seçimlerinden önce gitmek istedığinı, ar.cak buna olanak bulamadığını söylemiş, «Kıbns'ın ve Kıbrıs Türk toplumunun sorunlarını yerinde görmek ihtiyacı, bende Kıbrıs Banş Harekâtından çok önce uyanmış bir ihtiyaçtı» diyerek. özetle şöyle devam etmiştir: «Kıbrıs gezımin particilikle ve iç politika ile hiçbir ılişiği olmaması da doğaldır. Çünkü, Kıbrıs particiliğin yerı degildir. Bu düşunce iie de Kıbrıs gezime bir partici görüntüsünün verilmememesi için. benim amacım dışında Kıbns gezısinden bir parti gezisi ızleniminin doğmaması için. arkadaşlarımın da gösterdiklen büyük anlayıştan yararlanarak her çabayı gösterdım. Buna rağmen, bazı siyasal çevrelerin Kıbns gezim karşısında takınmış oldukları tavır. son derece üzücüdür. ÎRAN'DA HALEN 500'ÜN ÜZERÎNDE AMERİKALI ASKERİ UZMANIN BULUNDUĞU AÇIKLANDI WASHINGTON ABD'nin son iki yıl içinde İran'a, toplâm olarak 6 milyar dolarhk (yaklaşık 85 milyar TL.) silâh stttığı açıklanmıştır. Yetkililerden sızan haberlere göre, Iran'ın Amerika'dan satın aldıgı silâhların başmda «F14» avcı uçaklan, «Ton« tanksavar füzeleri ve «M47» tankları gel mektedir. Aynı kaynaklar, halen 500' den fazla Amerikalı askeri teknisyenjn Iran'da bulunduğunu ve bu uzmanlann, Amerikan ordusu içın çok gerekli olduğunu ifade etmişlerdir. öte yandan. Maryland Demok rat temsilcisi Calrence Long, Iran'da bulunan Amerikalı askeri teknisyenlerle ügili olarak Bagkan Pord'a bir mektup yollamıj ve Amerikan ordusunun bu uzmanlara siddetle ihtiyaç duyduğu bir sırada bunların Iran'da görevlendirilmelerinin yanlı$ bir uygulama olduğuna dikkaü çekmiştir. Başkan Pord ve danışmanlan tarafmdan incelenmeye başlanan mektubunda Long, bu du rumun Amerika'nın savunmasını etkileyebilecek bir nitelik tasıdığma da parmak basmaktadır. Long, İran'a yapılan askeri yarrfımlar hakkında Kongreye geniş bilgj verilmesinl de Başkandan i.«temıstir. dün'ü, kalkınmıs bir ülke halıne gelmesine dek destekleyecek lerini açıklamıstır. lran Şahı bu açıklamayı, Amman'daki Basmane Sarayında Crdün Kralı Hüseyin tarafından onuruna verilen yemekte yapmıştır. lran Şahı ve İmparatoriçe Farah Pehlevi, Ürdün'e üç günlük resmi bir ziyaret yapmaktadırlar. Kral Hüseyin ise, yaptığı cevabi konuşmada, lran Şahının pek çok ülke tarafmdan Izlenen bir örnek olduğunu ifade etmistir. öt(> yandan iflâsın eşiğine gelen Pan Amerikan Havayollan şirketi îran'dan büyük ölçüde para yardımı alacaktır. Havacılık kaynaklarınm bil ' rfirdiklerine göre, Amerikan hü I kümetinden ödenek alamayan Pan Amerikan. tran hükümeti yetküileriyle para yardımı konusundaki görügmelen sürdürmektedir. (aa) Kıbrıs gezisi Savaşın doğurduğu zarar Türklerin tahminlertne jçore, savaşın doğurduğu zarar 7,5 miljar lira tutarındadır. Simdi ugranan günlük üretim zararıysa 100 milyon lira kadar tahmin ediliyor. Bu durumda. mülteci kampla nnda kin ve nefretin artmasma kım şaşar? Makarios istediğı kadar oanş vaazları versın 8 aralık'ta bir Kum mülteci kampını ziyareı ettiği zaman binlerce insan ken. dısine söyle seslendi: «Makarios, savas yap, sana kanımızı artna gan edelim...» Bir kaç gün sonra bir Türk mülteci kampına geldiği zaman da Başpiskopos taşlarla karsılan dı. Gerçi uluslararası yardım örgütleri adadaki mültecilere yar dım ediyorlar ama, uzun bir savaş döneminden geçroemiş olan halk yine de bir anda dü%tüğü sefaletı kolayca sineye çekemiyor. Zaten yapUan yardımlar da pek yerinde değil. tran • Ürdün öte yandan lran Şahı, Or Parasal konular Ancak Amerika Birleşıls Devletleri, Japonya ve Batı Avrupadaki büyük endüstriyel güçler, petrol fiyatlarının dört fcat artmasının uluslaraıası mali etkilerini haîifletmek konusunda şimdiye dek her hangi bir görüş birliğine varamamışlardır. Örneğin ekonomik bakımdan j daha güç koşuilar altında bulu j nan Batü) tüketici ülkelere gide' rek artan petrol ödeme pusulalan konusunda nasıl yardımcı olunabilecegi konusu, ya da petrol ihraç eden ülkelerin Batılı firmalara yaptıkları yatırımların, uluslararası para sistemini na?ıl etkileyeceği sorununda, hâlâ bir uzlaşma sağlanaraamıştır. Yeni bir göç mü? Petrol tüketen ülkeler arasındaki bu sorun ile öteki çözüm Bu arada Türkterın, vaktiyle bekleyen sorunlar, önümüzdeki Anadolu ya göç etmis 250 bin haftalardan itibaren bakanlar kadar Kıbnslıyı da yeniden fcu düzeyindeki toplanülarda görüşüzey kesimine yerlestirmek niye lecektir. Bu uluslararası seri ve tsnde olduklan söylentisi tedir kritik görüşmelerin ilki. Avrupa ginliği arttırmaktadır. Ekonomik Topluluğu'na üye ülkeTürk özerk yönetim makam lerin Maliye Bakanlan düzeyinde lan, bütün güçleriyle, kuzeyde ' Londra'da geçen hafta toplanki boş yerlere Türklerı yerleç | rmştır. tirmeğe uğraşıyorlar. Denktas'Nasıl bir yol? ın yerleştirme politikası pek başarılı olmamafctadır Çünkü ' Batı dünyası ekonomisinin tekTürklerden çoğu, ne olacağını | rar canlılığını kazanması için, bilmediğirkden Rumlardan kalma evlere yerleşmeğe çekini Arapların petrolden elde ettikleyor. i ri paraların tekrar dünya pi>"asaEkonomik canlüık . sma aktanlması gerekmektedir. Bu «devir işlemi»nde birincil soAncak Türkler, adanın kendi run, petrolden elde edi'en parakesimlerlnde bir ekonomik can | lılık sağlamak üzere var jüçle 1 lann yalrozca ABD, İngiltere ve Allende'ye karşı bir kamuoyu oluşturulmasına ilişkin propagan da faaliyetleri, artık gerek Amerika'nın gerekse de Şili burjuvazisinin hiç bir şeyi raslantıya bırakmama niyetinde olduklanm behrtijordu. Nitekim sagın kontrolündeki gazete. magazin ve gençlik dergilerinin arkasında artık tam disiplinli uzman psikolog ve sosyo logiann bulunduğu dikkati çekmekteydi. Bu uzmanlar dergilerin içeriğini belli bir programa göre hazırlayıp. önceteri sıradan gazetecUerin yürüttükleri yayın faaliyetini planlı bir şekle sokmuşlardı. Öte yandan, Birleşik Amerika Haber Ajansı (USlA)nın da üç yıllık Halk Birliği yöneümi sırasında klâsik propaganda faaliyetini durdurarak mali karntklarını ve adamlannı tutucu güçle rin radyotelevijyon istasyonlanna ve çeşitli yayın alanlanna transfer etmesi de dikkati cekmekteydi. Bir diğer ilginç husus da <tLâtin Amerika'da basın özgilrlUgUnü ve meslekî özgürlügü savunmak» amacıyla kurulmuş olan SİP örgütünUn, üç yıllık Halk Birliği hükümeti sırasındaki ve askeri darbenin nemen akabindski tavrıdır. YIPRATMA KAMPANYASINDA UZMAN PSİKOLOG VE SOSYOLOGLAR GÖREV ALDI 1974 naziranında Peru Hükümetinin ülkedeki gazeteleri milli leştirme karannı siddetle protesto eden SÎP. Allende yönetimi boyunca da Şili'de basın özgürlügü olmadıği yolunda bir propaganda vaymıştı. Oysa bu dönem boyunca muhalefetin *üm yayın olanaklanna sahip oldugu herkes tarafmdan billnmektedir. Ayrıca AUende'yi deviren askeri darbenin hemen akabtnde bütün solcu ve ilerici yayın organlarinm birkaç saat içinde top latılarak bu çevrelerin y»ytn olanaklannın kaldınlması katsısmda «Basın Ozgürlüğünü» bu den11 MTunan SlP'ten bir sea gelm» diği de herkesçe bilinmektedir. (SİP Küba'da Batista öiktatörlügü sürdüğü sıralarda da hiç bir tepki göstermemişti). Allende'ye karşı yürütülen basın kampanyası Arman MATELARD örgütün başkanlığını yapmışlardır. Halen SİP'in başkanı «El Mercurio» gazetesinin yöneticisi Silva Espeio'dur. Bugün SÎP, 800 tane gazete ve dergi sahibini bir araya getirmektedir ki, bu gazete ve dergilerin yüzde 60*ı Kuzey Amerika'da yayımlanmaktadır. Aynca SİP'in altı fcişilik yönetim kurulunda dört tarr Kuzey Amerikaü üye bulunmaktadır. zete ve sekiz derginin, bir "saç televizyon ve radyo istasyonu nun sahibi bulunan, iki bini Araerika dısında olmak üzere altı binbeşyüz gazeteji besleyen. Hilton otellerinde ve TWA uçak şirketinde hisseleri bulunan UPÎ'nin, SİP içinde bir yerine dört temsilcisi bulunmaktadır. Bunun yanısıra Hearst tröstflnün ve (Lâtin Amerika ile Birleşik Amerika arasındaki bagı sağ layan en önemli kuruluşlardan biri olan ve onbir gazete. beş der gi, bir ulflştırma, bir basın aksesuarlan şirkeönin, bir reklftm ajansının ve birkaç televizyon ve radyo istasyonunun sahibi bulunan) Knight sirketinin de SİP ıçinde ikişer temsilcisi bulunmak tadır. Boyun eğmedik Kıbrıs'a başka ülkelerin Dışişleri Bakanlari. Dışişlen Bakan Yardımcıları gitmektedir, parlamenterlerj gitmektedir. Her isteyen gidebilmektedir. Yalnız Türkiye'nin en büyük partisinin genel başkanı gidemez. yalnız Türkiye'nin bir eski başbskanı Kıbns'a gidemez dye bir kurah ben kabuı edemem. Bu yönde bir baskı. bizim Kıbns'a gidişimizi önlemek için bir baskı, Yunanlılardan gelse, boyun eğmeyiz ve eğmedik. Başka devletlerden de gelse idi. boyun egmezdik. Türkiye'deki bazı muhalefet partilerinden de gelse boyun egmeyiz, eğmedik ve eğmeyeceğiz.» Amerikan tröstleri Lâtin Amerika'daki yertl basın şirketleri ise büyük ölçüde Amerikan trftatierine bağımlıdırlar. ÇünkU bunlann kagıt ihtiyaçlannı sağlamak için Amerikan fcâğıt tröstlerinin förnegin Sili de Crown Zellerbach ve Mek sika'da Kimbenley Clark> eline baktıklan ve uzmanlasmalan • • çin Ford Valcfı"n?n burslan sayesinde Mtami'de bulunan SİF merkezine gazetecilerini gönder dikleri bilinmektedir Yöneticiler kim? SİP hakkında biraz daha aydın latıcı bilgi vermek için bu örgiitün başkanlığını yapanlar arasın da kim ler bulunduğuna bir göz atmakta yarar vardır. Örnefin UPt (Amerikan köken li bir uluslararası basın tröstU) Bunun gibi yürUtme kurulunda sirketinin sahiplerinden biri olan ki 17 üyenin 10'u ve danışman Jacfc Howard. Şili'deki «El Mer kurulunun 20 üyesinin 13'ü Kucurio» adh sağcı gazetenin sahi zey Amerikahdır. bi Augustin Edwards, Brezilya'UPt'nin yeri da. y»ymlanan «O Estado» gazete sinin sahibi Mesqulto Neto bu öte yandan, Amerika'da 33 ga Callud'la görüşme Ecevit, Libya Başbakanı Cailud ile Istanbul'da yaptığı görüşme konurunda bilgi verirken, bu ülkenin Kıbns olaylan sırasında gösterdiği dostlnğttn unutulamayacağını söylemiştir. Bİ T Tİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle