17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
"Yeter artık paşam: ıvırK yıı ravuK gıoı başımız eğik paşam! Kırk yıl tavuk gibi oaşımız cgı* Yeter artiK yaşamaktansa, 20 gün horoz gibi başımız dik yaşayıp ölelim! Amîıbik harekât için son Amfıbik son derece uygun Magosa ve Larnaka plajiarı harekât üssümüz Güney Anadolu kıyıiarından uzaktı Arada deniz bulundugu için denizden çıkarma, havadan indırme kaçınılmaz gerekler oluyordu If jH «De Omni re scibili, et quibusdan Her şeyi bilseniz de gene bilmedikleriniz vardır.» Türk ve dünya kamuoyunu uzun yıllar yaktnrlan ilgilendiren ve rreliikle gerginliğin arttığı bunalım dönemlerinde bölge banşı açısından büyük kaygı yaratan Kıbrıs sorununda Türkiye, bir gerçegi anla'ma mücadelesi vermektedir. Bu mücadele, neyin. ne zaman, kimlerden, nasıl alınabilecegini veya neyin alınamıyacagını. kime. ne zaman, neyin, ne ölçüde verilecefmi. ulusu boş bir düş kırıklığır.a uğratıp vormadan, fakat ulusa! çıkarlardan da fedakSriıkta bulunmadan, nerelere kadar gidilip nerede durulaeagmı iyi bilen bir liderin. 20 temmuz 1974 günü aldı*ı inançh ve enerjik karar sonucu yepyeni bir evreye girmiş olan bir mücadeledir. kiye yönünden hatalı bir politik yaklaşıma yol açan çelişid şudur Ortada bir tarafın salt «KUVVET». öteki taraîın da salt «HAK» bazından hareket ederek kendi iehine çözmeye. hiç degilse dengelemeye çaüştığı bir uzlaşmazlık konusu var. Bu uzlaşmazlığın bir vönündeki Yunanistan. tarihin hiç bir döneminde sahibi ve mâliki olmadiğı. (isîelik kendi anavaranından 800 km. uzaktaki bir adayı «Aktii ve Pozitif» bir «ENOSÎS» politikası altında kendisine ÎLHAK etme çabası sürdürür. Kıbrıs barış harekâtı ve yersız kaygılar Kıbrıs ve Türkiye Öte yandan ise bir TUrkiye vardır ki. ayni aday^ 300 yılı aşkır bir süre hukuken ve fiilen egemenliği altında bulundunnuştur. Cosrrafyanın sadpce 70 km lik bir mesafe ile kendisinden ayırdı ğı adaya. ieopolitigin ve feostratejinin değişmez ve vazgeçilmez zo runlu bağlan ile bağlı: ama ayni ada için bir ÎSTEK'te bulunmaz da sadece ENOSİS'i önleme gibi «Pasif ve Negatif» bir tezle Cburada kullandığımız pozitif ve negatif deyimîeri, güdülen oolitikanın niteHk itibarile olumlu ve olumsuz olduğu anlamına değil, amaca ulastırma bakımından yararlı olma veya olmama anlamınadnO uluslararası forumlarda mücadelesini sürdürmek zorunda hisseder kendi sinl. Em. Tümgeneral CELİL GÜRKAN Kime karşı mücadele Bu müeadele. Atlılar köyii dramı gibi daha nice vahşet örnekJerinm hem sahneye koyulduğu, hem de aktörlügünü pervasızca yaptıl:lan halde. Batı uyRarüğınm rainnet borcu faturalannı illâ Elen soyundan geldikleri için Gizikis Karamanlis Klerides üçlüsüne ödeme zorunluğunda olduklanna inanan bazı Batılı cevrelerin gözünde haiâ «Uygarhgın beşigi olan ülkenin evlâdlan» sayılmak ayncalığına sahip bir topluma karşı verilen bir mücadeledir Binaenaleyh. ancak bu noktanın iyi anlaşılması takdirinde, Kıbn s sorununun bundan önceki. şirr.diki ve gelecekteki gelişmelerinde tanık oldugumuz ve olacağımız tutum ve davranışlara en doğru bir perspektiften bakma olanagı bulabiliriz. Burada. Kıbns sorunu ile ilgili bir çelişkiye dokunmak tsteriz. Kanımi7ca. özeilıkle 19fiO sonrası her bunalım döneminde Tür Ve bir tesb't Hâl böyle olunca, politik ve diplomatik arenada «Aktif ve Pozltif» niteliğe sahip siyasal çaba. elbette «Pasif ve Negatif» tutum karşısında her geçen gün biraz daha mesafe kazanacak ve elbette bir Andreas Papandreu cıkıp babasının Basbakanlısı döneminde Yunanistan'ın Kıbns'a dönük politik hedeflerini sayıp dökerken şöyle diyebilecekti: «... Görünurde Kıbns'ın statüsünde bir defeisiklik olmamıştı. Onun icin de Türkiye'nin, hukuk alanında bir itirazı söz konusu değildi; çünkü hukuksal alanda görünüm değişmemişti ama, Kıbns tamamen Rum yönetiminr geçmişti.» t$te. her girisiminde. vasal eeleneksel ve aMâksal kurallara ve ÇIKARMA: «Bir de Ada'da askeri planlavıcılann. «örmezlikten çelemeyecekleri bazı çıplak gerçekler vardı: AmHbik operasvonlar için son derece elverişli Magosa kovu kumsallan ve larnaka plâjları harekât üssümüz Günev Anadolu kıvılanndan uzaktı ve bıımın sonucu olarak Bindirme/Yükleme liman ye iskelelerinden söz konusu kumsallara kadar olan mesafe ile, naklive ve vıkarma cemilıriniıı seyir hızlan ve jece karanliRinın deramı süresi araaındaki ters orantılı sıkı bağlantıyı ortaya çıkarıyordu.» Sanıyoruz ki. müteakip başarıların vp busünkü güçlü durumumuzun temelınde. söz konusu tehlikeli çelişkin durumun. daha fazla gecıkmeden dogru teshısı ve müdahale Kararının zamanında vo cesaretle alınması yatmaktadır. Ne yazık ki, gün görmüş. hatta iktldar dönemleri yaşamış bazı politika erbabı. Kıbns sorununun 1960'tan bu yana sürüo giden bu temel çelişkisinı dogru teşhis edebilmektekl örnek sorumluluk vüklenme veteneğini. «yürütmesnin tüm sorumluluğunu taşıyan EcGvit Hükümetine ve özellikle o hükümptin başma bir türHi vakıştırmak istemiyen bir görünüm ve eğillm ıçmde olabilmişlerdir. gereklere titizlikle saygı gosteren bir Başbakan olarak sayın Ecevit'in, 1950 Kore Savaşına katılma kararının alınmasma ılişkin prosedür tartısmalan ve suçlamaları ortada iken, Büyük Millet Meclislnin 1964'te İnönü ve 1967'de de Demirel Hükümetlerine verdiği Kıbns'a müdahale yetkisinı yenilemiye çalışır bir caba içinde görünürken, «ZAMAN» faktöriinü müstesna bir isabetle degerlendirip, bir cu martesi sabahı Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Kıbns Banş Harefcâtma başlaması için lügmeye cesaretle basmasıdır kı. vukanda sözünü ettigimiz çelişkiye ve çeliskili döneme son vermış ve Kıbns sorununu, Türkiye bakımmdan oldugu kadar özelllkle Yunanistan ve dünya bakımından da aerçek boyutlarma ircâ etmistir. Bir tarihsel olay însanın aklına ister istemez su tarihl olay geliyor: Birinci Dünya Savasında Do»u Prusya cephesinde. basarüı bir iç hat manevrası ile Rus Samsanof Ordusunu imha ederelc parlak bir meydan muharebesi kazanan General Hindenburg'a, bu zaferin kazanılmasma âmil olan taarruz planınm, Hindenburg'un değil de, onun Kurmay Baskanı General Lüdendorf'un eseri olduğu hatırlatılmak istenince. ihtiyar General su yanıtı verir: «Taarruz planınm kimın taratından hazırlandığı üzerinde durmak istemem: ama, şayet bu taarruz başansızlığa ugrasaydı Komutan olarak beni kursuna dizeceklerıni kesinlikle söyliyebilırim!..» Bilindıp gibi. Demokrasilerde Hükümetler. Ulke sorunlan konusunda kanvıoyunun her yönü ile bellı ettigi eğilimıere saygıh olmak. şaj'et Hükümet programi ile bu eğilimler arasında farklılık varsa, çeşitli yasal yollardan kamuoyu oluşturmak, aksı takdirde iktıdan bırakmak durumundadırlar. Kimse yadsıyamaz ki, Kıbns konusunda da, ulusça benimsenen, fakat çeşitli şekillerde dile getirilen «kristalize» olmuş bır tomuoyu mevcuttu ve bunun bir tür ifadesini de. gene Kıbns'la ilgili bunalım dönemlerinden birinde. 1964'te. eski bir Balkan Harbi mücahidinin, devrin Genel Kurmay Baskanına gönderdiği şu telgrafta açıkça görmek kabildir «Yeter artık Paşam!. Kırk yıl tavuk gibi başımız eğik yaşayacağımıza, yirmi gün, fakat horoz gibi başımız dik yaşayıp ölelim!.» tste 20 temmua nrUdahfcle kârannda. topkımun dile getirdigl bu heyecanın da önemli katkısı olmamış değildir; ancak boyle bir karan, uhısumuz tümü ile paylast.fi bir duyfuyu tatmin etmek münhasır maksadile verilmiş sübjektif, duygusal bir karar olarak görmek büyük yanılgıdır. 20 temmuz kararı, geçmişin, yerli, yersiz, haklı veya haksız tereddütleri bir kenara, Türkiye ölçüründe özel ve ulusal, dünya düzeyinde de genel konjonkoirün isabetli değerlendirilmesıle, zamanınd» alınmış bir karardır. Bu itibarla da: «Böyle bir karar verilmese daha iyi olmaz mıydı?», «Başka yollan deneyemez miydik?», «ya işin sonu iyi gelmezse?.», «Pilân devlet ile ters düşmüş olmıyacak mıyız?» gibi spekülâtil düşünceler. hele 15 temmuz Kıbns Hükümet darbesin den sonra ortaya çıkan durum muvacehesinde hiç bir değer tasımaz, olsa, olsa. bu tür düşüncc sahiplerinin, her ne pahasuıa olursa olsun, mutlaka kırk yıi yaşama tutkusunda bulunduklannı ispatlar. Klerides: EOKA'nın Türklere saldırısını önleyemem! ber The Financial Times» ga zctcsinin muhabiri Kıbrıs'tan yolladığı yansında Türkiye ile Yunanistan araaındaki Ege'de petrol sorununun Kıbrıs'ta ba rışçı bir rozümü tehlikeye düşürebileceğini belirtnıekte. aynca. Adzda Klerides hükiimerinin durumunn d e almaktadır. Okurlanrnııa yazının nrun bir öıetini sunuyoruz: «Kıbns sorununa bir çözüm bulunmasıru engelleyebilecek en büyük tehlike Ege konusunda'Ki Türk Yunan arüaşmazlığıdır. Eger Türkiye ile Yunanistan tek. rar ve bu kez daha ciddi biçımde Ege'de karşılasırlarsa, Kıbns buhranına banşçı bir çözüm bul. mak umutlan da suya düser. Kıbns'takj başarısı ile kendine İ5 cevreierinin mate güveni artan Türk ordusu, Ege'de petrol anlaşmazlığı konusunda da Yunanistan'a karşı sert tutum takmılmasını ıstemektedir. Politikacılar Egede petrol arama hakkı ıstemektedirler. Ordu ıse «Ege'nin Kendi lerıne ait olan yansı üzerinde tam bir hareket serbestisi ıstemektedir.» Bu durumda iki ülke arasındaki ılışkıler bu kez Ege Denizi konusunda yeni bır sertlığe dönüşürse, Kıbns sorununa biı çözüm konusunda Atina ile Ankara'nın anlaşma olasılığı ortadan kalkar Öte yandan, Kıbns konusunda taraflar arasmdakı görüş ayrılıkları da devam etmektedir. Kıbrıs Cumhurbaskanı Vekili Glafkos Klerides, gerek Kıbrıs Türk toplumu lıderı Rauf Denktaş'la yaptıgı özel konuşmalarda, Financial Times'e göre; Ankara ile Atina arasındaki Ege anlaşmazlığı, Kıbns buhranına ba. rışçı çözümii tehdit eden en büyük tehlike gerekse Birleşmiş Milletler aracılıfı ile. Kıbrıs'ta federal bır çözümü kabule hazır olduğunu büdinniştir. Fakat Klerides'in öngördüğü federasyon biçimi, Kıbns Türklerinin meydana getirecekleri kantonlar biçimindedir. Klerides, coğ rafi ayırıma dayanan iki otonom bölge tezini kabul etmemektedir Ona göre bu tez. kabul edilirse, büyük halk kitlelerinin yer değiştirmesi gerekecektir. Klerides bazı yakın dostlarıns şöyle demiştir: • Kıbrıs'm taksimine yol açacak bir anlaşnıaya imza koyacağıma, kendim de mülteci olmayı tercih ederim.Klerides bu arada, EOKAB ge rillalaruıın Türklere saldırmalarını hiç bir Rum hükümetinin ön leyemiyeceğini de belirtmiştir. Fakat Klerides'in gerilla eyleralerini onayladığı söylenemez. Nitekim Kıbrıs Cumhurbaşkanı Vekili, Karamanlis'ten, Makarios'a karjı darbe düzenleyen Yu nanlı subayları Adadan çekmesini istemiştir. Aslında şimdilik Klerides hü EOKA faktörü kümetine asıl tehlike Türkierden değil. EOKAB'den gelmektedir ve Klerides bu gerçeği gayet iyi bilmektedir. Sağcı EOKA örgütü faaliyette bulundugu süre. Dr. Vassos Lyssa ridesin solcu EDEK Partisi, Klerides'i desteklemeyecek ve Makarios'un adaya dönmesi için kam panyayı yoğunlaştıracaktır. Bununla birlıkte Ulusal Muhsfızlann veni iTunanlı komuta nı General Eftaphıos Karaviarınis, adadaki ENOSİS'çı subayların Atina'ya geri (»önderileceğini Kleridese vaat etmistir. Anlaşmak istiyor Klerides. EOKA örgütüne kar şı olmasına rağmen bu örgüte açıkça saldırmaktan çekJnmekte dir. Zira kendisi güçsüı dururnciadır. Ayrıca EOKA'dan nefret eden Makarıoscular da bu teşkilât Türklere karşı mücadele ettiginden istemeye ıstern3\e onlan ö estek lemektertirleı Fakat şurası gerçektır kl Klerides bir an önce bir anlaşma zemini bulmak ıstemektedir ve ona göre görüîmeler kendisi ile Rauf Denktaş arasında geçse, Kıbrıs buhranma cözüm buluna bilir. tki lider nâlâ dostturlaT ve yedi yıldır toplumlararası görüs n,eleri vönettiklermden birbir lerini iyi tanırlar. Ne var ki Kıbns sorunu halen Türk Yunan üişkilerinde en önemli etken niteliğine bürtinmüstür ve iki ülke anlasmma can soruna bir çözüm bulunma sı beklenemez.» Yeter artık paşam! Portekiz'de tam altı tane siyasal güç merkezi var Kırksekiz yıllık faşist rejime son veren demokratik devrim ekonomik güçlüklerle karşı karşıya Yeni Başbakan Gonçalves; işçilere uyarıda bulunarak, ücret taleplerinde aşırılıktan kaçınmalarmı istedi Ve 20 Temmuz kararı Harekât ve genel değerlendirme Kıbns'a karşı girişilen ve bazılannca paradoksal görünse de, Barıs Harekâtı diye anılan müdahale operasyonu, yaşadığımız politik. askeri, ekonomik ve sosyal kosullar içinde. tasarlanması, planlanması, koordine edilmesi ve uygulanması batamından cidden hassas, önemli ve, başansızlık halinde de rizlkosu çok büyük, buna karsınk tek alternatifli bir girişım idi. Çünkü, bir yönden çok geniş olan kara, deniz ve hava sınırlanrnızın güvenlik gereklenı^ saklı bulundurmak, diğer yönden de, özellikie iki süperdevletin, hem «detente» havasını idâme, hem de Ortadoğu'da ve Akdeniz'dt askeri açıdan egemen ve rakipsiz güç olarak kalma amacile aksiyon/reaksiyon, ödün/karşı ödün kombmezonlannı açıktan, ya da örtülü biçimde ustaliKia uygulamaian sonucu her zaman her türlü politik daigalanma ihunıallermı taşıyan genel konjonktür mm'acehesüıde, netıce itibarile imkân ve kabıliyetlerl sınırlı Kara, Deniz ve Hava gücümüzle, üç boyut üzerinde, denizaşın bir ortak üçlü harekâta girişmek söz konusu ıdı. Genç subayların Spinola'ya baskısı her geçen gün artıyor GENEL KCRMA1 BAŞKAM COSTA GOMES: «Ordu içinde hnkümetin yeni politikasma karşı olanlar bulunsa bile, bunlan önemseıuseyecek kadar azınlıktadır Bir sağ darbe raümkün değüdir.» Portekiz Ordusu, Hükümetin kanun tasarılarmı veto etme yetkisine sahip Portelriz ordusunnn eski komutanr Cattano döneminin Genelkurmay Başkanı Francisco da Costa Uomes, devrimci subayların. gerçekleştirdikieri darbeden sortra General Spinola'nın yanı sıra giivendiklerı tek generaldi. Almanya'da >rayımlanan haftalık «Der Spiegel» dergisinin Genelkurmay Başkanlığı görerini darbeden sonra da sürdüren General Costa Gomesie, Portekiz'de önceiikie çözüm bekleyen sorunlar konnsunda vaptığı bir mülikatın özetini sunuyoruz. StlRU: Sayın General, Portekiz'de demokratikjeşrne süreci, ordunun diktatörlüğü devirirken planladıgı biçimde gerçekieşiyor mu? CFVAP: Ülkemızdeki demokratikleşme sürecinın bazı engellemelerr rağmen, planlanan şekilde jürüdügü kanısmdayız Geride bırakhğımız dört ay içinde, zaman zaman bazı somut olaylarla karşılaşrri!& olmamıza rağmen, üzülmek için herhangi Dir neden oldugu kanısında değilim. SORL: Şu anda Portekiz'de iktidar. politıkacılarm mı, yoksa eskerıerin mi elinde bulunuyor? CEVAP: Bilüıdigi gibi, bugünkü geçici hüKiüTıet'mizde yükset rütbel* subay olan bakanlar bulunmaktadır. Ancak onlann görevleri de, sivi! bakanların görevlerinden farklı değildir. Ayrıca, yalnızca askerlerden olusan Ulusal Kurtuluş Cuntası, hüKümetm yasalara bağlıhğını denetlemektedir Ulusal Kurtuluş Cuntası, aynı zamancia hükümetin önemli kanun tasarılannı veto etmek haıtkms sarıiotir. SORU: Yeni hükümete, devrik dıktatörlükten miras kalan en önemli sorun, kuşkusuz Afrika'daki sömürgelerdir Silâhlı Kuvvetler, sömürgelerde yaşayan beya7 halka rağmen. kolonileri tasiiye edebilecek mıdir? CEVAP: Sömürgeleri tasfiye konusunda, en büyük zorlukla karşılaştığımız ülke. kuşkusuz Angola'dır. Orada. beyazlar en büyük topluluğu oluşturduklarından, beyazların onayı olmadan. Angola'nın bağımsızlığına kavuşması olanak^ızdır SORU: Ordu içinde. hükümetin yeni politikasına karşı olanlar var mıdır? Eğer varsa, onlann bir sag darbe deneyine girişmeleri söz konusu muıiur? CEVAP: Ordu ıcinde hükümetin veni polıtikasının karşısmi» olanlar bulunça bile. bunlar önem=enmeyecek kadar azınhktariırlar. Bir «ağ rtarbe, bugün icin her türlii olasılıgın dışındadır. SORU: Diktatörlüğü destekıeyen subaylar hakkında dava açılacak mıdır? CEVAP: Evet, ancak bu subayların sayısı, parmakla sayılae»k kadar azdır. Intcrnational Herald Tribune pazetesi Portekiz'deki soa gelişmelerle ilgili olarak yaptığı vorum habfrınde. ülkede gerginliğın her ecçen gün arttığına değinmektedir Mevcut gerginliğin özellikie. muhafazakârlann lideri olarah nitelediği geçici Devlet Başkanı Spinola ile geçen Nisan aymda 48 vıllık faşist re.iimj deviren genç subavlar arasındaki sürtüşmeden doğduğuno belirtmektedir. RadikaJ tedbir ler alınmasından vana olduklan belirtilen genç subayların, ülkenin içinde bulundugu ekonomik, toplumsal ve siyasal güçlüklere bir cözüm setirebilmesi için General Spinola'va çün eeçtikçe daha çok baskı vaotıkları eazetenin yorumunda yer almaktadır. Internationaı Herald Tribune' nin haber vorumunun eenis bir özetini sunuyoruz. «Lubon'un önde geien dergılerınden Expresso. seçen haita Fortekiz'de siyasal iktidar kimin elinde. diye soruyordu. Siyasal kararların kimm tarafından ele alındığı konusu, ülkenin son zamanlarda en âcil meseles: halıne gelmıştir. Nitekim bu sorun, ordu içinde silâhlı bir çatışma tehlikesim ve dolayısıyle geçtiğimiz Nisan ayında ülkedeki 48 vıllık taşist reiimı sona erdiren demokratik devrımm sonunun noktalanması olasılığı nı cioğurmaktadır. rupa ulkeleri arasında en yüksek fiyat artışlarını yaşarnaktadir. Ayrıca ülkenin dış ödemeler dengesi büyük açık göstermektedır ve işsızlik sorunu da fıer geçen ?rün ülkede kendısini daha çok hissettirmektedır Nisan 'dan bu yana birbirini iz leyen son iki hükümet, ekonomik bunalımla başa cıkabilmekte hay li yaya kaldı. Haftalarca süren tartışmalardan sonra ilk hükümet. düşmesinden kısa bir süre önce. Temmur ayında bir ekono mik program ilân edebilmişti. Halen iktidarda bulunan hükümetin ise somut tedbirleri açık leması hâlâ beklenmektedir. kan, enflasyonu önlemeyi vaatet tiyse de bunun nasıl gerçekleşti rilebileceğine ilişkin herhangi bir şey söylemedi. Harekâtın kaçınılmaz gerekleri Arada deniz bulundugu cihetle, denizden çıkarma, havadan Jndlrme, gırişilecek rıarekâtın kaçınılmaz gereklen oluyordu. Oysa ki, askerlik fennı, bütün teknolojik gelismelere rağmen, amlibik çıkarmalar için elverişll kumsallara, kısa zamanda yararlamr nale geürilecek limanlara, kısa ulaşım hatlarına, hava indırmelen için de düşman etkisinden uzak ve havabaşı olarak tutulmaya müsaıt Atma/ îndirme sahalanna ıhtiyaç göstenyordu. Özellikie denizden çıkacak ve navactan indirilecek kuvvetlerin en optimal zanıan/yer koşulları altaıda birleşmelen sanınılamıyacak bır zorunluktu. Kainımızca, ana çızgileri ile ışin askeri yönü Du Kü. «Fedakârhk» ve zamlar On gün Kadar önce Başbakan Santos Gonçalves, fedakârlık ıstemekten başka bir çare göreme di. Yakıt, şeker. pirinç, balık ve suni gübre fiyatlanna zam yap mak zorunda kaldı Yeni Basha Işçiler ve ücret Nisan aymdaki demokratik devrimin gerçekleştirilmesinde çok önemli rol oynıyan yeni Başbakan ve eski binbaşı Gonçal ves, bu arada işçileri de uyarmak tan geri kalmadı. Yeni Başbaka na göre, Portekiz ekonomisi, İtalya ve Fransa'daki ulaşılmış olan ücret düzeylerini kaldıramazdı. Bazı çıplak gerçekler Bir de Ada'da, askeri planlayıcıların, görmezlikten gelemiyecekleri oazı çıplak gerçekler vardı: Amtibık operasyoniar ıçın son derece elverişli Magosa koyu kumsalları ve Larnaka plâjian, harekât ussümuz Güney Anadolu kıyılarınUan uzaütı ve bunun borıucu olarafc Bınöırme/Yülileme lıman ve iskeleleriııden söz konusu kumsallara kadar olan mesale ile, nakllye ve çıkarma gemılerınır> seyır üızlan ve gece KaranUgmın devam süresı arasmdakı ters orantm sıkı Daglantıyı ortaya çıkanyordu. Kıbrıs liirk Ktvvetlerı Alayı Ue Kıorıs rürk toplumunun en büyük grubu Lelkoşe Dölgesınae oulunmaKta ıcu. Buna Karşılıt, Magosa, Larnaka, Lımasoi, Bal ve Le.ı.e yerleşme merüezıerınüe üe, Dirbırlerinaen ızoıe fcdılm:ş üurumda önemli TürK topluluklan urıl.ii£ kosullar aitında yaşıyorttu. Paramiliter nıtelıkte ae oısaiar, KıDns TürK Mücanıd örgüriinün ımkân ve saöilıyetierı nesaoa Katılmamaziık eauemezaı. Güç merkezleri Halen ülkede altı adet siyasal güç merkezinin bulundugu belirtilmektedir. Bunlardan birincisi general Spinola'r.ın bagmda bulundugu Cumhurbaşkanljğı kurumudur. Diğerleri ise şöyle sıralanmak»adır: • Komünistler, Sosyalistler re Merkezci Halkçı Demokratlardan oluşan hükümet. • Yüksek mahkeme ile yasama organı karışımı olan Devlet Konseyı • Onikı üyeden meydana gelen ve demokratik devrimi başlatan «Silâhlı Kuvvetler Hareketi»nin Koordinasyon Komitesi. Bu komite, daha çok genç subaylarm sözcülüğünü yapmaktadir. • Silâhlı Kuvvetler Hareketi tarafından seçilen altı yüksek riitbeli subayın yeraldığı cunta ki, bu cunta ikinci hükümet olarak görev vapmaktadır. • Hükümetten tamamen baçnmsız bir varlığa sahip savunma baskanlığı. Altı adet olarak sıralanan bu güç merkezleri arasında sürekli olarak sürtusmeler oldugu ve bu sürtuşmelerin özellikie genç subaylarla tutucular arasında tneydana seidigı bu durumun da ülkede siyasal lstikrarsızlığı korfiklediğj belirtümektedlr. Hattâ vüksek rütbell subaylann, (tenç subaylan «kripto komünistler» olarak suçladıklan da öne sürulmektedirjı İngiliz egemen üsleri Uluslararası antlaşmalara saygıiı bir ülke olarak, girişeceğimlz müdahale operasyunrncia, Kıbrıs Cumhunyetı ile Ingiltere Krauığı arasmda imzalanmış bır Kuruiuş Antlaşraası (Treaty ol Estabüsnment) hükümlerı gereğınce Ingıltere'nın mutlaK egemenligıne cerKeriıimış ıkj genış nüliımran (.egemen) Us Bölgesı (AKrutm ve UiKelya) yanında, örneğın Din Oızzat Lefkoşe Havaaiarn Ditışıgınüe olmak üzere, ınh ul^klı oıı mısıaı Askeri Marıaı (Muııury sıtesllerın mevcudıyetını dikicate aimazıiK edemezdıK. Nihayet, uluslararası antlasma, sozıeşme ve yüKümıuiuKierle Kendisiru nıç bır zaman oağlı sayrr.amış leü yöniü oıı yönetım aıtınaa, zorba, fanatik, sınsı ve terüpçı bır coplumun, Vunanıstan'ın açiKtan ve diğer bazı çevreıerm de örtülü uesteğı ile 14 yıldır her türlü çareye başvurarak ve 1963, I K 4 1U67 olayıanndan cür et alaıak geüjS >, tirdiğı bır askeri varük oulunuyordu karşunızda. Bir nazik ateşkes ülkedeki tutucu guçlerin liderlığini üstlenen General Spinola ile daha genç ve dahb radikal subavlar arasında çok nazik bü steşkes tesis edilmis durumdadır. Daha geçen ay içinde aı daha iki taraf silâhlı olarak birbirlerine sjıreceklerdı. Ger çekleştirilebilen bu nazik ateşkes ile. Portekız'tn önf'müzdeki yı1 için vaadedilen genel seçimler» ulaşabilecegi böylece de bu is•krarsız dönemin sona ereceğı :£ade edilmektedir Ülkede siyasal bunalım, ekonc mik güçlüklerle daha da yoğun lasmaİEtadır. Port6kiz Direkt diplomasi yolu tşte böyle bir dekor çerçevesinde ve 15 temmuz darbesi Ue askeri narekâtın başladığı 20 temrnuz arası Kısa dönemde Sayın Ecevit'in, aüşılageîenin dışında direkt diplomasi volundan gıuerek. az zamanda hazırladığı ve savaş görevı almış sılâhlı Kuvvetlerin ner zaman çok özledigı ıtraha. ve, ösıtlayıcı unsurlardan mümkün mertebe annımf bır ortam» içinde. 2ü temmuz sabah; Kıbns BiTiş Harekâtı başlamış ve Güvenlik Konseyinin çagnsına ayarak 22 ternrauz saat 17.00'de «Ateş kes!» ilânı ile sona ermiştir. UE.NEKAL Sl'lNOIA Portekiz'in geçici devlet başkanı. halen ül kedeki tutucn (röçlerin liderliğini üstlenmls durumda. Cumhurbaş kam olarak, ülkedckl altı tane siyasal güç merkezimlen birini olns turduğu belirtilmektedir. Ancak en büyük sürtüşmesinin. dpmok ratik devrimi gerçekieştiren genç subaylarla oldufu öne sürülüyor. (>nc subaylardan gelen radikal istekleri frenlemekte Spinola'nın çiiçlük çektigl lsaret edilen hususlar araamda. YARIN: Harekât'ta çeşitli evreler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle