Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AVRUPA KONSEYİNİN KIBRIS'A ILİŞKİN MUHTEMEL KARARININ BATI KAMUOYUNDA ETKİSİ BÜYÜK OLUR I Sorunım hâlen görüşüldüğü Siyasî Komisyonda Yunan temsilcisi yoktur. Bunun nedenl, Yunanistan'ın 1969 yılında Avrupa Konseyinden ayrılmak zorunda bırakılmasıdır. ANKARA Kıbns sonjnu ATrupa Konseyind* göriisüluyor. Konsey tarihinde 1 1 kez, Kıbra 1c Türk Toplumu adına Rauf Denktaş, Siyasî Komisyon toplantısına katılıyor. Rum toplumunu terosilen de komisyon toplantısında, Rum Temsilciler Meclisi Başkanı Tasos Papadopulos yer alıyor. Kısaca Avrupa konseyinln organlarının ne olduğunu blrlüte hatırlayttlım: T« Kıbnstan nttfua oranı göı önünde bulundurularak ikl Rum TB bir TUrk Kıbrısiı parlamenterin Danışma Meclısine katılması uygun gdrülmüştü. Ve bu karar ahnırken, Türk parlamentertn katılmaması dunımunda Kıbns delegasyonunun hukuken o'uşmayacagı da açıkça belırt'.lmıştı. Rumlar buna ıtiraz etmişler, Kon sey diretince de Türk parlamenter Danışma Meclisinde Ada TUrklerini temsil etmesin dıye toplantılara katılmamışlardır. Kıbns heyetinin iki toplum temsilcilerinden oluşması kosulu bulunduğundan Rumlar katılmayınca, Türk parlamenterler de Damşma Meclisinin çalışmalanna iştırak edememlştir. Tunanistan'ın da faşist yönetim sırasında uluslararası mahkeme tarafından insan haklan açısından suçlu bulunması üzenne Bakanlar Konseyinde, Konseyden çıkarılması için oylama yapılacağı sırada Konseyden ayrilması dolayısıyla Danışma Mec lisindo temsilcisi bulunmamaktadır. Bunun diğer bır anlamı ise, komisyonlarda ne Yunan, ne de Rum'un bulunmayışıdır bu an.. ÜMtT GÜRTCNA dag Milletvekili Yılmaz Alpaslan Türkıye'yi temsılen uye olarak buıunmaktadırlar. Bu komisyonda konseye üye olmadığı için Yunan, Danışma Meclısine katUmadığı için de Rum temsılcileri yoktur. Zaten Kıbns Rumlan, hukümet düzeyınde temsil olunmaktadırlar, Avrupa Konseyinde, Kıbns hükümeti adına ancak yalnız Rumlardan oluşan bır daimî delegelik bulunmaktadır, Strazburg da.. Türkiye, Rum delegenin, Kıbrısı temsil etmediğinı daıml delegeler düzeyindeki bir topiantıda dtle getırmiş, fakat dığer uyeler daımi delegenin görevıne devam etmesine, buşrunkiı kritik koşullar içinde sakmcalı bulmadıklarını bildirmişlerdir. Ama. bu toplantı sırasında Turk delegesi üc saat 20 dakıka suren bir konuşma yaparak Kıbns üzerindeki Rura ve Yunan emellerini belgelerle dile getırmiş ve kimse de buna cevap vermemişti. ruluşta sempati kazanan Türklye, Kıbns bırincı banş harekârından sonra 29 temmuz'da toplanan Konseyın daimi komıtesin. de başanh bır de sonuç almıştır. Avrupa Konseyinde Kıbrıs sorununun ıkı organdh ele almn,ası ıstenmiştir. Bunlardan bırı Dışışlen Bakanlarınm katıldıkları Bakanlar Konsevı. dıgen ise. bazı parlamenterlerle bazı Bakanların katılmasıvla ınevdana selen karma xomıs\ondur Bugüne kadar tıer iki toplantı da vapılamamıştır Üye ulkelenn bakanlarınm çoğu. Birlesmış Mılletler Genel Kurulunu öne sureıek toplantı>a katılamayacaklarmı bildirmışlerdır. Bakanlann gelememeleri dolayısıyle karma toplantı da gerçekleşememiştir. Sıyasal gozlemcıler Bakanlar Konseyinin özellikle Kıbns sorunu için toplanmamasını daha doğru bır deyışlc toplanamamasının amacının sıyasal olduğtınu oelirtmektecirler Avrupa ülkelerı. Bakanlar Konseyi düzeyinde Kıbrısla ıl gıli bir karar almanm güçlügünden çekinmişlerdir. gözlemcilere göre... Bbylece konunun siyasi komisyon ve daha sonra tüm parlamenterlerîn katılacaklan Damşma Meclısıne getırılmesi uygun »örülmüştür Burada durum açıktır: Bakanlar Konseyi tüzüğünde alınacak Karar, Konsey üyesi hükıimetleri bağlamak tadır Oysa. Danışma Meclisinde al:nacak karar adır.dan belli olduğu aibı özellikle Uve hükümetler için ıstışari bır niiel:k taşımaktadır. Burada önemli olan husus, Avnıpa ülkelerinin Kıbns'taki askeri mudahalesi vüzıinden Türki ye aleyhlne Baktınlar Konseyinde bir karar alma eğıhmınde olmadıklar.nın belırlenmesıdır. Eğer Avrupa ülkelerı askeri müdahale nedenıvle Türkiye aleyhıne bır karar alrnak isteselerdı konuyu derhal soruşüp bunu Bakanlar Konseyinde karara bağlayabilirlerdı. Daimî Komite Daimi Komıtenin üzerınde kısaca duralım: Daımi Komite Danışma Meclisinın toplantı halmde olmadığı «lonemlerde onu «Niabeten» çalısan vetkıli bir organdır. Türkıve daimi komıtede Turhan Feyzioğlu aracılığıyla temsil olunniaktadır. Feyzıoğlu bu komıtede Danışma Mec lısi Başkanvekılı sıfatıyla bulunmaktadır. Başka bır deyişle Dai1 mî Komite baz kornısyon temsilcileriyle Başkanlık Dıvanı üve lerinin oluşturduğu bir kuruldur. Kıbns'taki son gelişmeler üzerine bu komite 2« Temmuzda Paris'te toplanmış ve 573 sayılı kararını almıştır. Bu karar Fey zıoglu'nun da dönüste açıkladığı gibı, tamamen Türkıvenın lehınde ıfadeler tasımaktadır. Kararda Yunan cuntası şıddetle yerilmekte ve TürKiye'nın garanti anlaşmasma dayanarak Yunan cuntasının tutumu vüzünden adaya asker çıkarmak zorunda kaldığı behml.ı.ektedır Daimi komite avrıca Bakanlar Konseyıne de bır tavsıve karan göndererek sorunun bir an önce ilgili taraflaıca çozümlenmesi gerektigıni oıldırmiştir. Yıınanistan'ın üyeliği Bugünlerde Yunanıstan Dışisleri Bakanı Mavros muhtemelen Damşma Meclisinın genel kurulunda bır konuşma vapacak. Avrupa Konseyıne üve olmamakla birlikte Mavros konuk fconuşmacı olarak çağnlmış. Dana önce ArapIsrail sorunu sırasında Tunus'lu Masmudi ile tsrail Başbakanı Golde Meır Danışma Meclisinde ülkelerinin tutumlannı anlatmışlardı. Mavros'un konıısması ıçm Konseyde en yoğun çabayı gosteren ülke tabii Fransa... Sonunda başan da kazandı, Fransa'nın kulis çalışmalan. Ama, Türkıye'nin Mavros'un konuşmasmdan pek endişe duydugu yok. Zaten Türkiye, Yunanistan' ın yeniden Avrupa Konseyine alınması konu^unria nlumsuz bir çaba İçinde degıl Yunanlıların acayip davranıslanna ragmen Türkiye sakin bir tutum sürdürüyor. Acayip bir davranış, diyoruz, çünkü Yunanistan daha henüz Konseye yeniden üye olmadan Nikolas Kambodulis dıve bır dıplomatı Kon"sev nezdinde delege olarak atad'gma iliskin bir vazıvı Konseve gönderdı. Tabiı bu ıstek Konsey tarafmdan benimsenmedı. Ancpk Kon^ev'de Yur.a Danışma Meclisi Avrupa Konseyinin en yetkill kuruluşu 16 ülkenin parlamenterlerinin katıldıklan Danışma Meolisi'dir. Danışma Meclisindekl parlamenterler ülkelerinin nUfus oranlanna göre Danışma Meclisinde temsil olunurlar. Ençok üyeye Konsey'de «Dört büyükler» denilen Fransa. lngiltere, Batı Almanya ve îtalya sahiptir. Bu ülkeler 18'er üye ile Meclisin çalışmalanna katılırlar. Beşinci sırada ise, 10 parlamenter ile Türkiye bulunmaktadır. Bugün Danışma Meclisinin üye sayısı 147* dir. nistan'ın üveiigi için büyük bir ıstek olduğu bellı 573 No lu kararda bir yandan Yunan cuntası verılırken, bır vandan da sıvıl renmdekı bir Yunani"=fan'ın bir an once Konsey üvesı olması 18tenıvordu. Türkıve ise, Yunanısfan'ın üve olmasına kar=ı degıl fıatta alevhınd? kulıs de vapmıvor Anrak Türk tezı gavet açık Yunar.ıstan seçımlerını vapsın parİPtnentoya davalı hükumetını kursun ondan snnra üve olsun dıvor Ankara. Yunan hayranlan uvelık ıslemının çabuklaşmasın'ian vana ama. sonuç tskand'nav ulkelennın de ıhtiyatiı tutumuvia normal prosedür içinde alınacağa benzer. Strazbnrg'da şu an.. Strazburg'da şu an, Siyasi Komısvon çalı^malannı sürdüruvor. Avustnvfilı bır oarla:nentenn hazırladığı bır rapor üzerınde görüşmeler vapılıyor. Komisyonun çalışmalan gızh olduğu içın bu hafta sonu toplanacak Danısma Meclisi toplantısına kadar fazla bır açıklık kazanamavarağa benzivor çalı<;malar. Ancak Siva^î Knmi'vomın 29 temmuz tarıhli Dami Komite toplantısının 573 sayılı VP Tiırkue'nin lehındeki karan pek degiştırmesi düşünülemez. Siyasî Knmısvonun raporu daha sonra Damşma Mpclisinın GPnel Kurulunda elp alınacak. Bıırada bir karar alınıo alırmavafaca hpnüz belli dfŞil taa. belirtelim ki. Avrıon Kopsovınde Ti:r kıvp'nin aievhıne bir karar pek Siyasî Komisyonun Kıbrıs'a ilişkin hazırlayacağı rapor, daha sonra Konseyin en üst ve yetkili organı olan Danışma Meclisi Genel Kurulunda ele alınacak Kıbns yok Kıbns, Avrupa Konseyinin Uyeii olmasına rağmen, Danışma Meclisinde temsil olunmamaktadır. Hakkı olmasma rağmen katılmamaktadır. Kıbnsın çalışmalara katılmama nedeni Rumlann tek taraflı bir davranı?ı yüzündendir. 1967 buhranı sırasında Türkiye Avrupa Konseyine başvurarak Kıbns'm iki toplumdan oluştuğunu ve Kıbnsiı Tiırk parlamenterlenn de Danışma Meclısine kau'malan gerektiğini bildirmiştl. Gorüşmeîer sonunda Türkiyenin teklıfi kabul edılmiş Olumlu hava Hatırlanacağı gıbi, 12 Mart'tan sonra Türkiye'de Avrupa Konseyi'nin adı sık sık geçer olmuştu. S'yasî Komisyon üyesi Hollandalı Dankert'in adı da çoğumuzun belleğindedır hâ!â. Ancak, köprülerin altından çok sular geçmiştir ve Türk:ye 14 Ekim 1973'te gerçekleştirdiğ; ger,e! seçımier arkasından meclise dayalı hükümetivle Avruua Konseyinin konusu olmaktan çıknr=Mr Hf.t»â bu ulu«1arara>:ı ku Siyasî Komisyon Konseyin siyasî, hukukî, ekonomik çevre sorurüarı gibi b;r çok komisyonlan vardır. Bu komisyonlar Danışma Meclisi üyesi parlamenterlerce oluşturulur. En önemlisi kuşkuMj7 bugünîerde Kıbns sorununun gorüşüldüğu Sivasî Komısyondur. Siyasi Komisyonda CGP Genel Baskanı ve Kayserı Mılîetvekili Turhan Fevzıoğlu ıle CHP Tekir(DIŞ HABERLER SERVİSİ) Alman gazetecileri, Türkiye ve Kıbrıs'ta karşılaştıkları güçlüklerden yakındılar Tağmur ATSIZ Bo'nn'dan bildiriyor Bu Avrupalüann hepsl Ttirk düşmanı, beyefendi . Agzımızla kuş tutsalt yaranamayız onlara .. Yunan h&yranlığı iliklerme işlemiş.. «Türk barbardır», diye bellemişler bir kez... Bin yerde hakh olsak biri yıne haksız çıkanrlar. . Çu Avrup» garetelerinde, radyolannda, televizyonlannda verilen haberlere, yapılan yorumlara bakınız.. En belirjrin gerçekleri bile ters yüz edip bize karşı kullanıyorlar... Bu ve buna benzer yakmmalar, son haftalarda çok duyulur oldu. Dogru mu değil mi, doğruysa ne dereceye kadar doğru konusunu bir yana bırakarak, daha önemli oiduğuna inandığım bir başka noktaya değinmek istiyorum. Geçen haftadan beri Kıbns'ta yabancı gazetecilerin sayısı azaldı. Hemen hepsî geri döndüler ve bunlardan bir kaçıyla konuşmak fırsatını buldum. Adamlann anlattıklan özetle şu: « Efendim, diyorlar, biz olaylar patlak verinc» Ankara'ya Eİttik. Amacımız. Türk başkentinden ilgınç haberler toplamak, bunlan gazetelerimize, radyolarımi7.a veya televizyonlanmıza yollamak, sonra oradan Kıbrıs'a geçerek aynı işi oradan da yapmaktı. Avrupa'lılar buna «asnn silâh ııparişi» diyorlar. Haklan da var. Belçika, Hollanda, Danimarka ve Norveç bilindıği gibi hava kuv vetlerini yenilemek için 350 tane yeni jet uçagı alacaklar. Bu ülkelerin ellerinde bulunan «F104 (Lockheed) uçakları ile «F5» fNorthrop) jetlerı artık yaş lanmışlardır. 20 milyar dolarlık asnn uçak siparişi için rekabet kızışıyor F1 Uçaklar Dassault (Mirage) BOY endüstrısınin öleceğınl de ileri surüvorlar. Paris, sıpanşi kavbederse, 107 bm işçi çalıştıran Fransız uçak sanayımin büyük darbe yiyeceği kuşkusuzdur. Öte yandan. Washington İse, kendi uçaklan alınmazsa, Avrupa'daki ABD bırl:kierının azaltılabıleceğinı ıma etmıştır. Pentagon, ABD uçaklarına olan güvenim göstermet: üzere, *YF16» ya da «YF17» len Amer.kan hava kuvvetlerine dahll edeceğını açıklamıştır. 20 milyar dolar Dört ülkenin yapacaklan alım gelecek 10 yıl içinde 20 milyar dolarhk C R milyar TL.) uçak 10 alımının bır bölümünü teşkil ediyor. Bu bakımdan bu siparışe verilen önemin sebebi kolayca »nlaşılabilır. YF16 YFf? Daha avantajlı Tanesi 12 milyon dolar Avrupa ülkeleri alacakları uçak larda mükemmeliyetin yanı sıra, ueuzluk da aramaktadırlar. Bundan ötürü ABD'nin son olarak yaptıgı «F15» uçaklanna llgi göstermemişlerdir. Çünkü «F15» uçagı halen dünyamn en geliştirilmiş savaş uçagı olmasma ragmen, bir tanesinin fiyatı 12 milyon dolar (170 milyon TL.) dolaylanndadır. General Dynamics 15,5 m. 10 m. 10,000 Kg. 2500 Km. Macn 2 Northrop (Cobra) 17 m. 12 m. 12,000 Kg. 2500 Km. Mach 2 16 m. 9 m. 12,500 Kg. 3000 Km. Mach 2.5 KANAî UZUNLUCU AĞIRLIK AZAMÎ SÜRAT (Saatte) FİYAT SAVAŞ MENZİLİ SİLÂHLAR Halen ikl uçak arasında hangisınin üstün oldugunu anlamak icin yarışmalar düzenlenmektpdır. Fakat askeri uzmanlar «YF17Kobra» uçaklarmı imal eden «Northrop» firmasının «YF16» uçaklannı yapan «General D.vnamlc*» sırketfnd«n da)>R B"f»nt»jlı durumda olduğunu tfade etmektedirler. Çünkü «Northrop» şirketi «Cobra» uçaklannı Imal ederken, müşterileri ile yakın 1lişki sürdürmüş, uçaklan onlann Meklerine uygun olarak yapmaya dıkkat etmiştir. 5,5 milyon dolar 500 milin üzerinde 2 tane havadan havaya MATRA 550 füzesi, 2 tane 30 mm. top 4,5 milyon dolar 500 mil 2 tane Enfraruj Sidewinder füzesi, 1 tane Gatling 20 mm. top 4,5 milyon dolar 500 mil. 2 tane Enfraruj Sidewinder füzesi 1 tane M16 makinalı Çetin rekabet Başlangıçta «asnn slpaıişf» 1çin beş uçak çetin bir rekabete girmiştir. tngiliz «Jaquar», İsveçlilerin «Vlreen», Fransız Mirage F1/M53, ve iki de ABD uçagı: tek motorlu YF16 (General Dyna mics) ile çift motorlu YF17 Kobra (Northrop). «Jaquar» uçağı hemen saf dıdışı kalmıstır. Çünkü bu uçaklann hızı düşüktür. (1,5 Mach) îsveçlilerin «Viggen> uçağı da saf dışı edilince, geriye Fransız ve ABD uçakJarı kalmıstır. Aslında üç uçak da Sovyetlerın «Mif23» ve hatta «Mig25» uçaklan ile 17,000 m. yüksekliğe kadar rekabet edebilecek güçtedır. Özel gösteri Geçen hafta 4 NATO fflkesl Savunma Bakanları «YT16» ile «YF17Kobra» uçakları arasında düzenlenen bir gösteriyı izlemişlerdir. NATO ülkelerinin sonunda Amerıkan uçaklannı tercih edecek len tahmin edilmpktedir. Fakat aralarında Ifflünme de olabilir. Bu takdirde Belçika «Mirage», Holanda. Norveç ve Danimarka da «YF16» ya da «YF17» uçaklan alabilirler. Bu konuda ver»cekleri karar, Amerikan Hava Kuvvetlerinin hangi ucajh satın alacaîma baglıdır. Her durumda herhangi bir ucaktan büvük «ayıda alınması, bu uçağın fıyatını düşürecektir. Bu ise Ortadoğu daha çok naklannı ABD'nin Batı Avrupa, ve Lâtın Amerika'ya uçak satabılmesi oladoguracaktır Haber borsası Nitekim başka meslekdaşlanmız da ilk önce Atina'ya gittiler. Onlann da niyeti sonra Kıbns'a geçmekti ve geçtiler. Ankara'da hepimiz Büyük Ankara Oteli'ne doluştuk. Daha önceden Turkiye'yi bilen arkadaşlar, ıHaber borsası burasıdır», demişlerdi. Doluştuk ama, kısa zamanda da bu borsamn pek ahım şahım bir borsa olmadığını farkettik. Bir kere bizimle uğTaşan, kuracağımız iüşkileri sağlayan, yahut da dişe dokunur haberler alabilecefimiz kimseyi bulamadık. Gerçi zaman zaman bir ild kişi çevremizde olmuyor değildi ama, bunlann da asıl niyeti. galiba bize yardım etmekten çok, şöyle bedava tarafından bir iki viski içmekti. Belkl yanılıyoruz ama. bize öyle geldi Sonuç olarak üç dört gün böyle geçti. Nihayet bizi kabul ederek bilgi vereceklerıni söyleyen «yetkiii» kışiler de, yeni birşeyler anlatacakları yerde. çeşitli uluslararası ajansların Lefkoşe'den geçtikleri haberleri bizlere okuyup, «Bunlar yalandır. yanlıştır, tahrif edilmiştir» demekten başka birşey yapmadılar.j Politik sorunlar Ama ne var ki, bu siparişte tek nık sorunların yanı sıra pohtık sorunlaı< da ağır basmaktadır. Washington ile Paris kendi mallarını satabilmek için birbirin ASRIN UÇAK SİPARİŞİNDE AÜCILAR, BELÇİKA, HOLLANDA, NORVEÇ VE DANİMARKA. SATICILAR İSE FRANSA İLE ABD. SİPARİŞTE TEKNİK SORUNLARIN YANISIRA SİYASAL SORUNLAR DA AĞIR BASIYOR. VVASHİNGTON İLE PARİS, KENDİ UÇAKLARINI SATABİLMEK İÇİN SİYASAL BASKI ARAÇLARIN1 KULLANMAKTAN GERİ KALMIYORLAR. ÖTE YANDAN PARİS, MİRAGE UÇAKLARININ ALINMAMASI HALİNDE AVRUPA'DA HAVACIÜK ENDÜSTRİSİNİN ÖLECEĞİNİ ÖNE SÜRÜYOR. İKİ KITANIN SİLÂH TÜCCARLARININ KAVGASI GERÇEKTEN İLGİNÇ BİR SAFHADA. den cazıp bnerıler yaparlarken, siyasal baskı yapmaktan da geri kalmamaktadırlar. Orneğin, iki ülke de, uçaklann montajının alıcı memleketlerde yapılabileceğini bildirmişlerdir. Paris. Hollanda «Mirage» uçagı alırsa, Ren nehrinin temizlenmesine yardım edeceğini belirtmiş, ayrıca Hollanda'dan daha çok tanm üriinü ithal etmeye söz ver miştir. Bir iddia Fransızlar ABD uçaklan seçildiği takdirde, Avrupa havacılık Zorluklar artıyor Ben o günlerde Ankara'da değildlm. Fakat birbırinl hiç tanımayan kimselerin aşağı yukan aynı sözleri söylemeleri tabii ilgınç. Örneğln. Frankfurt televizyonundan Carl Maria Frbhder, durumu şöyle görüyor: Ben iki gün önce filânca ajansm bütün dünyaya yaydığı bir haberi ne yapayım? Benim görevim, yenı haberler elde etmek ve yeni filmler çekerek Frankfurfa iletmektir. Güç belft helıkopterlerle Kıbns'a geçtikten sonra da zorluklar azalmadı, tam tersine arttı. Sonra Allahtan Rum kesimine kapağı attık da rahatça çahşma olanağı elde ettik. Bunun üzerıne ben şöyle sordum: Peki, neden Rum ke'iminde rahat ettiniz? Orada iş'.er çok daha karışık değıl miydi? Ne münasebet? Lefkose'nın Rum kesimine geçince bır kere haberleşme olanakları değışti. vanı duzeldi. Bakın, Türk taraiındarı yazdığınız haberi önce bir görevlıye göstenyordunuz. Sonra o görevli başka bir görevliye, yazdığınız haberin bır sakıncası olmadığın? bildiriyordu. Bunun üzerine baska bır görevli, haberinizi alarak. en kısa zamanda «Adana'ya ulaştıracagmı söylüyordu. Baskalarmdan öğrendiğimize göre sonra bu haber, eğer ertesi gün veya iki gün sonra Adana'ya varınca, bir başka görevli de bunu alıp gerekli yerlere imzalattıktan sonra Ankara'j'a iletiyormuş. Ankara'dan haberlerin nasıl geçildiğini de ben zaten biliyordum. Bir telefon hattı elde edinceye kadar adamın anasından emdiği burnundan gelıyordu. Yunan işkencecileri nasıl yetiştirildiklerini anlattılar!.. Yunanistan'da faşist cunta döneminde yapılan ışkenceler, ağızdan ağıza dolasıyordu. Bugun ise. işkence ujgulayıcıları Yunan askeri polisi ESA üyelerı bu ış için nasıl yetiştirildiklermi ve kendi yurttaslarına ezıyet ederken neler hıssettıklerini anlatmaKto b:r sakınca görmüvorlar. Nitekim bunlardan bin İngıltere'de yavımlanan haftalık «SIT^DAY TIMES»a şunları anlattı: «Bugun Yunan.stan'ın güne\ bolaesındeki Klitorıa köyünde postacı olarak »orev vapan eskı bir askeri polis olan Vlasıs Andrıkopulos, geçen hafta kendisinın ve diğer arkadaslarınm ESA'daki kıdemlı askeri polisler taratındar, nasıl yetıştirildıklerinı anlatırken, günde iki üç saat kadar amirlcri tarafmdan dövülerek, acı çekmeye karşı dayanıklı durtıma getirildıklerını ve kendîlerine nasıl dayak atılacağının ögretildigini açıklamıştır. sıl döveceğimızi öğretmediler. Ancak kurs gördüğumüz dönemde yedığımız dayakiar, nereye vurulduğunda ne kadar acı çekıleceğıni en lyı şekilde kavramamıza vardımcı oldu. ömegın mı deye ellı tekme yediniz mi. ismız tamam demektır.» Vahşî içgüdüler ESA örgütünün vahşı ıçgüdülere sahıp insan ların DII boşaln.a yen olduğunu ıfade eden üçüncu tSA aıaru soyie devam etmıştır: «JJenız Kuvvetlerınde sörevlı bulundugum sralarda da vırtıcı ıçgüduıere sahiDtım. Çevremdekılerı dövmeden tatmın .jlanıadığun ıçın. bır Keresmde 50 gün sürevle sorevımden uzatt laştırılmıstım. Ama ESA da 2öre\lıyken boi bol dayak atma şansını elde ettım.» ESA işkencecileri. bugün kendilerine misilleme yapılacaâı koıkusuyla vaşıyorlar. Önceden yaptıklarını açıklanıakla, suçlarını hafıfleterek. kendilerine kar=ı gırısilecek eylemleri azaltmak amacındalsr. E«ki bır ESA ışbirlikçisi, kendısinı ve aılesini tehrin ettlklerini ve bu nedenle üst kademedeki görevli lenn her dediklerine «evet» dıverek, karşısındakilere işkence yaptığını iddia etmiştir. FAŞÎST YUNAN CUNTASI İŞKENCENIN BAŞ SORUMLUSU... ra, onu askerî polisin özel sorgu merkezi EAT ESA'daki hücresınde 111 gün ayakta beklettiler. Minis. hücresinin içine çizümış yeşıl bir dcire içinde. duvardan bir metre mesafede, gece günduz ayakta duımak zorundaydı. Eğer yere oturacak veya duvara dayanacak olursa, bayılıncaya kadar dovülüyordu. Yere yıkıldığında ise tekrar ayütılıyor ve yeşil dairenin ortabinda ayakta durmaya zorlanıyordu. nanistan'ı yöneten beyin olduğu kanıtlanmaya ça lışılırdı. •r r<>n hdfta Atına'da yayiralanan . günlük XEA gHZ'ttsinden bır muhabir. üç EAS gorevIısivie biı müijkat yaptı: «Sız gazetecılerin yazdıklannm hepsı de saçma ve yalan. ESA kimseye ışKence yapma rnıştır. Onlar tutukluydular ve biıdiklen gızlı seyler vardı. Bizım görevımiı: ısj bu sırlan oğrenmektı. Bır kaç tokat atmışsak ne olmus yanı? Eğer biz onlann elme düşmüş olsavdık. onlar bızı kazık üzerine oturturlardı... Eğer attıgımız tokatlardan bazıları oıgerlerirıe oranla bıraz daha şıddetli olmuşsa dünvanın sonu gelmedi va...« İkinci ESA görevlisi ise, kendisıne vöneltilen soru üzerine, Tutuklulann dayaktan açılmış yara lan ü/erine nasıl ruz serotiğiru anlattı: «Yaralarma tuz koydumsa. öımediıer ya! Bakın bugnn hepsi vaşıyorlar ve sağlıkları yermde. Çıgltklara nasıl dayandığıma gebnce... Ba zılan zaten daha tuzu görünce çıglık atmava baş lıyorlardı. Bır kaç tokat ındirdini7 mı. air, bır sey hissetmez oluyorlardı. Ondan sonra ıstediği • nız kadar tuz serpin veya dayak atın ses seda çıkmıyordu.» ESA ajanlarından UçüncüsU ise bir başka konuya değindı: «Gerçekte biz©. tutuKluları na Şuursuzca dayak.. «Bi^i şuursuzca dövüyorlar ve aşağılayıcı davranışlarda bulunuyorlardı. Sonunda nerede olduğumuzu ve ne yapmamız gerektığmi bilemez hale gelivorduk. Onlann amaçlan bızı kızgmlıktan çıİRin hale getirarek, şuursuz davranışlarda bulunmamızı sağlamaktı. Kıdemli meslektaşlanmızın yanından bu halde aynlan bızler ise, kinimizi tutuklulann üzerine kusuvor ve öcümüzü onlardan alıyorduk. Bizi seçerken. geçmişimizde sağcı eylemlere katılmış olmamıza ve fizik üstünlüğümüze balnlıvord'i. Daha sonra ise. bütün vaşantımızı, gördüğümüz özel eğitim kapsıyordu.» Bu arada, askerî rejimin propagar.dası surekli olarak yapılıyor ve Yunanistan'ın selâmetınin tamamen onlara bağlı olduğu fikri, genç işkence uygulayıcılanna aşılamyordu. Rum kcsiminde durum Lefkoşe'nin Rum kesimir.de işler nasıldı? Haberinizi hatırlayıp postaneye götürunce. sizi karşılajnp hemen yazmızı alıyorlardı. Sonra da birkaç dakika içinde dünyamn neresiyle isterseniz orayla bağlantıyı kurup teleks haberinizi geçiveriyorlardı. Ondan sonra da, bütün dunyamn kendinize karşı olduğu inancı içinde öfkelenip duruyorsunuz. Sujun akmasını engelleyen siz, susuzluktan yakman yıne sız.. AnVtara üzerınden ki Kıbns'a ulaşan yabancı gazetecilerden çogu, bır ıkı gun sonra temelli Rum kesimine geçtı. Birkaç tokat atılraışsa.. Üstün başarıya prim ESA'nın işkence uygulayıcılarınm aylık kazanç lan 67 drahmi civarındaydı. Ancak görevleıinde gösterdiklerı üstün başarı sonucu ayrıca prim almaları da söz konusuydu. Cunta rejımı, yedı yıl sürejle gorevde kalan bu güvenük mekanizması görevlilerine karşı oldukça comert davranmıştı. Ne var ki iyice şırnaran bu kuruluş, ülke yönetiminde tek söz sahibı olmak isteyınce, rejim* kendi üstlerine devriliverdi. 25 kasım 1973 günü Papadopulos'a karşı gerçekîeştirılen darbenin elebaşlarından olan îoannidis, Yunanistan Devlet Başkanhğı veya Başbakanhğına oynadığı sıralarda bile, ESA Komutanlığı gorevinı bırakmamıştı İoannidis, ESA yetiştirme kurslarını basarıyla bitirerek, goıeve başlayacak gençlerin kep Bivme töreninde her zaman hazır buluııurdu. Bu törende. genç ijkencecilere, euntaya sadık ka lacsklarına dair yemin ettirilir ve ESA'nın Yu ESA'nın gizli yönleri ESA işVencecileri. bu servisten ayrüdLklarında, General İoannidis ve ETA'nin son başkanı Binbası Spa nos tarafından başka görevlere atanıyorlardı. Onlardan ikıyüz kadarı, bankalar ve dığer kamu hizmetlerındeki gızii servı^lerde görevlendirilmışlerdir. Bugunkü hükümet. onlann kımliklerinı saptayabilmek ıçın yoğun çaba harcamaktadır. Yunanistan'da dıktatörlü»ıın devnldıei günü izle yen ük hafta içinde, yeni yoneticiler ESA'nın gizh yönlerinin desifre olması çin çahşmalara başlamıslardır. ESA örgütünün yüksek duzeydeki yöneticıleri ve onların yakın çalışma arkadaşlsn. Yunan • Bulear sınmna sürulmüşler, General Ioannid.s ise, emekliye sevkedilmiştir. Atins'nın en büyük caddesinde, Amerikan Büyukelçiliği'nin hemen yanıbaşında yer alan, san renkli uğursuz görünüşlü ESA merkez binasınm ise, Yunanistan'daki korkunç geçmisi anımsatan bir mü 7.p haline döniîsrürıilmesi önaomluyor.» Devekuşuluğu Onun İçin, «Batı bizi anlamıj'or». mazereti ardma sıgınırken bu noktaları d£ gözden uzak tutmamızı yermde olur sanıyorum. Batı, bizi hiç kuşkusuz, Yunanlıları anladıgından biraz olsun daha zor anlar. Bu. tarıhsel kosulların bızı getirdigi bır noktadır. Ama bütün Batıhlann Türk düşmanı olduklarını sanmak da devekuşuluğu ermekrır. Eğer, bır takım Turk basm organlarının yazdıkları gıbı «Efendim, Batı bizi Ister anlasm ister anlamasın, ne çıkar...:ı, dıyorsak o başka... Fakat kendimizi anlatmak nıyetındeysek unutmayalım ki, bu ış ıçın en az iki taraf gereklidir. Taraflardan b:n hiç ortada goninmez ve sadece ara sıra, «Benı kımsp anlamıyor ..» dıve göğüs geçirirse o zaman, anlaşılmak hakkını da onemlı oranda yitirmi" olur. Ününü işkenceyle kazandı Andrıkopulos. İkinci Dün\a Savaîi kahramanlarından Kumanctan Minıs'e uyguladığı l^kencelerle ünlenmişti. Minis. Washington'un cunta yanlısı politikasını protesto etmek amacıyla, Amerıkalılara ait bir arab«ya bomba knyduğu içın tutuklanmıstı. Mini^, tam 111 jriin sure>le surekli işkence gördu. ESA yetkilileri. Mınis'i itıraf ettirebilmek için, yapükları diğer işkencelerin ranı «ı