17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ECEVİT: "Bugün biter ya da BITER,, Bir Koalisyonun 235 günlük öyküsü TÜRHAN ILGAZ 25 Ocak 1974 günü bir «Hayırlı» Cuma günü Türkiye Cumhuriyetinin ondokuzuncu Başbakanı Bülent Ecevit tarafından kurulan kırk birinci hükümeti, Cumhurbaşkanınca onanıyordu. •Sağ Koalisyon.un olanaksızlığı kesinlikle belli olduktan sonra, artık gözler CHP ve MSP arasındaki trafiğe çevrilmişti. Ecevit ve Erbakan'ın temaslan Cumhurbaşkanı Korutürk tarafmdan da «yakından» izleniyordu. Ancak CHP Genel Başkanı, daha önce resmen Hükümeti kurmakla görevlendirildiği ve çabaları bir sonuç vermediği için olacak, Cumhurbaşkanı. iki partinin gayrı resml görüşmeleri olumlu bir karara bağlanmadan, Ecevit'e ikinci kez Hükümet kunna görevini vermekte yarar görmüyordu. 12 Ocak günü CHP ve MSP Gcnel Başkanları 1 saat 45 dakika süren yeni bir görüşme yaptılar. Ecevit görüşmeden sonra gazetecilere, En kısa zamanda hayırlı bir sonuca varabüeceğimiz umudu bende knvvetlenmiş olarak bu görüşmeden •ynlıyonım» diyordu. CHP Genel Başkanına göre, bazı teknik çalışmalara gerek vardı. Erbakan ise «bir prensip anlaşmasma gelindiğini» söylüyordu. Bu prensip arJaşmasımn Çankaya'ya karşı, «Biz Hükümet karmaya hazınz demek anlamma mı geldiğini soran gazetecilere Hoca, «İki partmin böyle bir prensip noktasma gelişi suphesiz çok jey ifade eder» karşılığını veriyordu... • İLK GÜÇLÜKLER Ama dedik ya, kedi ile bir çuvala girilmişti artık. Bundan böyle. Başbakan Bülent Ecevit'in, Koalisyonun sonunda bittiğini açıkladığı 16 eylül 1974 tarihine dek tırmık yiyecekti CHP. . Sabn tükenene dek... Koalisyonun kotarılma çalışmalarıyla birlikte ilk güçlükler de başladı. Ortak adayları arasında bir takım pürüzler vardı. İlk görüşmelerde Bakanhkların paylaşılmasında belli kıstaslar saptanmıs, Bakanhklar «siyasai», «ekonomik. ve .«osyal. nitelikte oluşlarına göre üç bölüme aynlmıştı. MSP sosyal Bakanhklardan vazgeçiyorsa d» ötekiler iizerinde israrhydı. Özellikle Maliye Bakanlığmın kendisine verilmesini ıstiyordu Erbakan Hoca. . Ama daha işin başında bulunuluyordu. İki taraf da bu pürüzlerin ortadan kaldınlacağı görüsündeydi... Parlamento içinde iki parti arasındaki ilisküeri kurcalayanlar da vardı, bu ilişkilere yardımcı olmağa çabalayanlar da.. Örneğin 12 ocak günkü liderler görüşmesinden önce, odasında Ecevit'i bekleyen Erbakan'ı APIi Senato Başkanı Anburun ziyaret ediyordu. Kıvrak yürüyüşü ile MSP grubuna gelen Arıbunm, burada gazetecilerle burun buruna gelince şasırıp bocahyor, Senato için bir boş oda aradığını öne sürüyor, böylece ziyareti üzerine daha çok kuşku çekiyordu. Alpaslan Türkeş de, Koalisyon kurma çabaları sırasında MSP ile birkaç kez temas etme olanağı buldu.. Beri yanda. Milli BirLk Grubu, iki partinin uzlasması, daha dofrusu Ecevit Başkanlığında bir Hükumetin kurulabılmesi ıçın çaba harcı.vordu. 13 Ocakta bütün gün ve gece süren temaslardan sonra, saat 01.10'da görüşmeler tamamlandığmda, Ecevit, iki parti arasında bir Hükümet kurma o'asılığı bulunduğunun anlaşıldığını, Erbakan da, yine iki parti arasında «nıarko plânda bir Hükümet kurma ihtimalinin ortaya çıktığını» söylüjorlardı. Görüşmeler sonunda tçişleri de içinde oimak üzere yedı Bakanhğın MSP'ye verilmesi de kararlaştırılmıstl. • GÜÇLÜKLER DEVAM EDİYOR Varslan sonuç. Millet Meclisi Başkanı tarsfmdan ertesi gün Cumhurbaşkamna bıldirildi. Korutürk aynı gün öğleden sonra CHP Genel Başkanı Ecevit ile MSP Genel Başkanı Erbakan'ı ayrı ayrı kabul etti. Ecevit, Çankaya Köşkünden ayrılırken, Cumhurbaşkanının CHPMSP Koalisyonunu «iyi karşıladığını» açıklıyordu. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit 15 ocak 1974 günü, 16 30'da yeniden Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildi ve ikinci kez resmen Hükümeti kurmakla görevlendirildi. Daha sonra Erbakan'la kısa bir görüşme yaptı. 19.40'da toplanan CHP Parti Meclisinden de Hükümet kurma çalışmaları için «tam yetkU aldı. Bütün bu olumlu gelişmeler içinde yine de tedirginlık verici noktala vardı. İçişleri Bakanhğını da alan MSP'nin bu Bakanlık için 12 Mart döneminin Istanbul Sıkıyönetim Komutanı, emekli General Faik Türün ü düsünduğu. bu konudaki israrının az daha ipleri koparayazdığı öğrenılmişti. CHP ile ortaklığa gönüllerini yaüramayan on iki MSP'liden de sözediliyordu. Bu oniki MSP'linin varlığı Cumhurbaşkanmm da kulağma gitmiş ve Korutürk. Hükümeti Parlamento karşısında bir anda azınlık Hükümeti durumuna düşürecek böyle bir olasılıktan duyduşu endişeyi Ecevit ve Erbakan'a iletmişti. Ama »orulara karsı MSP yetki] ilerinin cevabı .Biz öteki partilere benzem*yi», bizde kopma. aynlma olmaz» şeklindeydi hep. Ortaklar arasında Genel Af sorunu ile Devlet Plâfllama Tefldlâünm yetkıîeri de tartışmalı konulardandı. Zordu Ecevit'in ve CHP'nin işi açıkçası... Sovyetler Birliği ile Yugoslavya arasında soğuk hava esmeye başladığı bildiriliyor 21 5ÖLYON NÜFUSLU YUGOSLAVYA, 7 ÖZERK CUMHÜRtYET (SIRBİSTAN, MAKEDONYA. HIRVATİSTAN, SLOVENYA, KABADAĞ. BOSNA HERSEK VE KOSOVA) ÎLE BtR EYALETTEN (VOYVODÎNA) KURULU FEDERATİF BtR CUMHURtYETTİR. tÇ ÎŞLERtNDE BÜYÜK ORANDA ÖZERK OLAN CUMHURİYETLER, DIŞ POLÎTİKA VE SAVUNMA GİBt KONULABDA BELGRADTJAKİ MERKEZÎ HÜKÜMETE BAĞLIDIR. İKİNCt DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA NAZİ ORDULARI TARAFINDAN İŞGAL EDİLEN YUGOSLAVYA KANU SAVAŞLARA SAHNE OLMUŞTUR. NAZt ORDULARINA KARŞI DAGLARDA BAĞIMSIZLIK SAVAŞI VEREN YUGOSLAVLAR UZUN MÜCADELELERDEN SONRA tŞGAL ORDULARINI ÜLKEDEN KOVMUŞLARDIR. ALMANLARA KARŞI SAVAŞAN GERÎLLALAR KENDÎ ARALARINDA BÖLÜNMÜŞLER, DRAJA MTHAÎLOVİÇİN ÖNDERLİGÎNDEKÎ ÇETNİKLERLE JOSİP TtTO ÖNDERLİĞİNDEKİ PARTİZANLAR. NAZİLERE EK OLARAK BİRBÎRLERtYLE DE KANLI ÇATIŞMALARA GİRÎŞMÎŞLERDtR. SONUNDA MtHAİLOVİÇ YENÎK DÜŞMÜŞ VE MAREŞAL TtTO 1946TM, BtR YIL ÖNCE KURULAN YUGOSLAV CUMHURİYETİNİN BASKANI SEÇtLMtŞTtR. TÎTO'NUN BUNDAN SONRA STALtN tLE ARASI BOZULMUŞ VE YUGOSLAVYA 1948 YILINDA DOGü BLOKUNDAN ÇIKMIŞTIR. MAREŞAL TtTO, O TARİHTEN BU YANA HÎÇBtR BLOKA DAHİL OLMAMA SÎYASETİNI BAŞARI tLE YÜRÜTMÜŞ VE D1Ç POLÎTfKADA BAĞIMSIZLIK ÎLKEStNtN ÜZERÎNDE TtTİZLlKLF DÜHMUŞTUR. (DIŞ HABERLER SERVİSİ) BELGRAD Başkan Tito'nun 27 kişiden olusan Moskova çlzgisinde gizli bir komünist partisınin ortaya çıkarüışını açıklamasından sonra Sovyet Yugoslav ilişkilerinde belirli bir soğukluk hissediüniştir. «İnternational Herald Tribune» gazetesinin bildirdiğine göre, Sovyetler Birliği'nin gizli komünist partisi ile ilişkisi bulunmadığını açıklamasına ragmen, iki ülke arasında soğuk bir havanın estıgi dikkati çekmiştir. Güvenilir kaynaklardan sızan haberlere göre, Yugoslav Hükümeti bu konuda kesin bir tutum takınmak için, halen gizli bir biçimde sürdürülen mahkemenin sonucunu beklemektedlr. Başkan Tito, gizli komünist partisinin bir hükümet darbesi yapıp, dışardan yeni bir lider getirmeyi amaçladığını öne sürmüştür. • KAPRİS ÜSTÜNE KAPRİS 18 Ocak günü iki partiden beşer yetkılinin katıldıgı protokol çalışmalarına başladı. Toplantılara CHP'den Grup Başkanvekill Necdet Uğur. Genel Sekreter Yardımcısı Profesör ruran Güneş, Ansara Milletvekili Cahit Kayra, Antalya MilletvekiL Deniz Baykal ve Adana Milletvekili Erol Çevıkçe; MSP'den de Gene) Başkan Yaıdımcısı Süleyman Arıf Emre. Grup Başkanvekıh Hasan Aksay, Genel Sekreter Oguzhan Asıltürk, Erzurum Milletvekili Korkut Oza! \e Sakarva Milletvekili tsrr.aıl Müftüoglu gırmelttevdiJer. O gün, MSP Genel Idare Kumlunda konuşan ıSrbakan Hoca. «Kırk rrrilvon insan Hükümet b<>klerken. başka bırtakim hesaplan ön plana alarak zorlama metodlarla buhranı uzatmak MSP*nin iltıîat edecpçi bir hıısus defcildir» diyor. Hükümetın dört vıl ıçın kurulacap.nı ve artık erken seçım sozünün «tarihe kanstıjhnı» söylüyordu. Ptctokol çalışmaları 19 Ocakta ıkJ ayn toplantı ile sürdurüldü. AI8P heyetinden Oguzhan Asiitürk «Prensiplerde büvük ölçüde »nlaşnıaya varıldığinı, detavlar uzerinde çalışıldığını» açıkladı Ayrıntılı bılg: verılmiyordu ama, MSP'nin Milli tstihbara' örgürünü Başbakarı Yardımcısı Erbakan'a baglatmak istedigı duvuldu. Ulus için ıctenlıkle banş ve ÖTSÜT diişünce Isteven b'cevıt daha sonra ortaklannm bu konuda duyarlıhğını da gözönüne almış olacak ld enırindekı MIT Müsteşarlıgına siyasai parti yönetıcileri ve parlamenteıier hakkında dosya tu'ulmamasını etnredecektı. Gnıbun lideri Tito, bu konuda yaptıgı açıklamada Sovyetler Birlıgini doğrudan doğruya suçlamamıştır. Pakat sızan haberlere göre, grubun lideri Vlado Davçevic adlı eski bir partizandır. Davçeviç, Yugoslavya'da 10 yü cezaevinde yattıktan sonra Sovyet Rusya'ya kaçmıştır ve halen Belçika'da yaşamaktadır. Gizh Komünist Partisinin liderlerinden biri de Mileta Peroviç adında gözden düşmüş bir Yugoslavdır. Peroviç de, Davçevic üe birlikte Yugoslavya'dan kaçmıştır ve halen Kiev'de yaşamaktadır. Gizli partinin üyelerinin çoğu. 1948'de Tito'nun KrenJin'le kavga edip, kominfornı'dan ayrılmasından sonra. tasfiye olmuşlardı. Böylece, 1948'den bu yana Başkan Tito'ya karsı ilk kez böylesine örgutlenmiş bir başkaldırma hareketinin ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Güvenilir kaynaklara göre, çoğunlugu Güneydeki Karadağ Cumhuriyetinden gelen gizli partinir. üyeleri, sık sık Sovyetler Birliğine gezilere gitmişler ve Belgrat'taki Dogu Avrupa ülkeleri clçilikleri ile yakın Uişkiler kurmuşlardır. Gizli partinin üyeleri rejimi devirmeye teşebbüs suçu ile yargılanmaktadırlar. Suçları sagörülürse ölüm cezasına çarptınlabileceklerr bit dir. Baa söylentilere göre, Yugoslav polisi, gizli partinin varlığından bir Sovyet diplomatının geçirdiği trafik kazasından sonra haberdar olmuştur. BREJNEV VE TİTO İKİ ÜLKENİN LlDERLERt ARASINDA SOGUK BİR HAVANIN ESMESİNE YOL AÇAN OLAYIN, BİR SOVYET DtPLOMATININ YUGOSLAVYATJA GEÇtRDÎGİ TRAFİK KAZASIYLA ORTAYA ÇIKTlGl ÖNE SÜRÜLDÜ. SOVYET DtPLOMATININ OTOMOBİLİ KAZADA PARÇALANINCA OLAY YERİNE GELEN POLİS, ARABADA PARTİ HAKKINDA GİZLİ EVRAKLAR BULDU. Sovyet diplomatının otomobili kazada parçalanınca. olay yerine gelen polıs, arabada parti hakkında gizli evraklar bulmuştur. Temmuz ayında Yugoslavya komünist partisi Moskova'ya bir nota göndererek, Sovyetlerin Batı Avrupa'da yaşayan Yugoslav'lar arasında Tito aleyhtan gruplar kurmak için harcadıgı çabaları kınamıştı. Ağustos ayında ise Sovyetler Birliği'nin Belgrad büyükelçisi, Yugoslavya Cumhurbaşkanı Petar Stambolic'i ziyaret ederek, Yugoslavya'nın suçlamasını reddetmistir. Eylül ayının başında bu kez Başkan Tito'nun en yakın dostlanndan Edvard Kardelj, bu mesele hakkında tekrar Kremlin'in dikkatini çekmişse de, Moskova tüm ithamlan reddetmekte devam etmiştır. Halen yargılanmakta olanlar arasında en önemli sanık ise Branko Boskevic adlı, Sırbistan'lı bir taril, profesörudür. Yugoslav yetkilileri Branko"nun gizli partinin Yugoslavya'dakj mahalli lideri olduğunu iddia etmektedirler. Yetkililerin ifadelerine göre, bu olaydan sonra, Yugoslavya, Kremlin'in Avrupa komünist parti!e:inin toplanması için ortaya attıfı önerisinl muhtemelen desteklemeyecektar. ' Sovyttler "Blrligi' BaHa Bnce de Çintn komünist aiiedsn kovulo&H amacı üe bir dünya komünistleri konferansının toplanması İçin çaba harcamıs, ancak Yugoslavya ile Romanya bu teklifin karşısına çıkmışlardı. • «BİTER YA DA BİTER» 2i Ocak günü toplantıiarla ilgili açıklamsda, Drotokolde yer alacak konuların tümünde uzlaşmaya varıldıgı, ancak bazı ufak pürüzlenn buiundugu bildırilıyordu. Sıyaset sözlügümüze ttaulan bir deyimle bu pürüzler «paketlenmis» halde Gene) Başnanlara havale eâilıyorcu. Pürüz paketınde, din egıtımı. nüfus rjldnlaması hızlı ve ucuz verpı sıstenn, toprak rpformu uygulaınası eıbı Konuıann yer aldığı cğrpnildi. Protokol güriişmelerine oldukça dgır bir eölge düşüren Genel Affm kapssmında da taraflar anlasmayo varmışlardı. Gpnej Başkanlann görüşmesinden önce CHP ve MSP uevetleri 21 Ocak günü de bir toplantı yaptılar. Oguzhan Asiltürk, Genel Paşkunlara oîabildiğince az pürüz bırakmak istediklerini sövlüyordu. 22 30'da tamamlanan görtlşmeler sonucu vüzde 90 uzlasma saglandığı bildiriliyordu. Ertesi gün, 22 Ocak'ta İki Genel Başkan Ecevit'in TBMM'deki odasmda bulustular ve iki buçuk saat konuştular Pışarda uekleyefi fcazetecilerle sohbet eden Turan Güneş, Erbakan için zofluğun Eceviti tanımamak olduğunu anlatıyordu. Diyordu ki, Güna»: S m d i içerde bıVimkini sakin, nazik çörünce daha çok «ey koparabileceğıni sanıyor. Oysa Bülent bejin dilinde (ıtrar etmeyiniz sajan Erbakan, mümkün değildir) demek. en ağır kelimelerle nnıbatabını terslemek anlamına gclir..» Pürüz paketi ortadan kaldırılamamıştı. Gerçi Ecevit görüşmeden sonra umudunu bir kez daha dile getirdı, uma. Parti Meclısi toplantısmı da eneleyip, protokol calısmalarına katılan CHP heyeti ile görüşmeğe koyuldu. Başlıca anlaşmazlığın Erbakan'ın başbakan Yardimcısı olarak istediği yetkilerde toplandığı anlaşılıyordu. Nitekim MSP Genel Başkanı Ecevifle Röriişmesinden sonra kendisine bu soru yöneltildığinde, cevap %'ermeksızın ortagı ile vedalaşıp azaklâşmayı seçmişti. 23 Ocak «En uzun pün» olriu. Ecevit, TBMM kıtaplıSında çalışıyordu. Gazeteciler Erbakan'a CHP Genel Başkarının kıtaplıkta şiir okudugunu, böyle anların onun kesın kararlılık .çinde olduğunu gosterdiğini anlatıyorlardı. Sabahlejın toplanan hevetler. Genel Başkanlann geri gönderdiğı paket püriizünü ele alacafcken, MSP yeni bir cilve yapmış, T.C Kanununun 141. nadoesının fikır suçu sayılmaması gerektigıni öne sürmüştü. Işin Kerısmdp Krbakan'ın Başbakan Yardımcısı olarak 'stedigı vetkiler ^ardı elbette. B1r önceki Ecevit'i ikna edemeyen Hoca alanırka taktiShni ınne uveulamaya heveslenmişti. Heyetler bir buçuk saat becelleşip dağıldüar. Upuzur. bir bekleyış başladı. Bir ara Ecevit'i vakalayan gazeteciler CHP Genel Başkanına «Ne olacak?» dıye sorduklannda «Bugün biter ya da BtTER» c e vabını aldılar. Bu söz Erbakan Hoca için alârm zilı oldu 17.30 da MSP Genel Sekreten Asıltürk. CHP Gruburıa aeırtı. Grup Baskanvekılı odasında Denız Baykal'la kapandılar. tatr. üc saat 45 dakika konuştular. Bavkal bu süre içinde iki kez \!Sf Grubuna telefon edip Erbakan ile görüştü. Ecevit de «Koalisvonun mımarlanna» çay >aptı odasındakı özel aygıtlarıyla 21.15'de Asil'ürk Bavkal görüşmesi bıtti, taraflar ayn ayrı toplandılar Genel Başkanlarıyle. Bir saat 40 dakika da bu toplantılar beklendı. Yaşam, Yunanistan'daki Amerikalılar için güçleşti Yımanistan'm geçirdiği yedibu çuk yülık faşist dönem ve son Kıbrıs bunalımı ülkede yoğun bir Amerikan aleyhtarlığına yol açtı «international Herald Tribune» gazetesi, «Yunanıstan'da yaşam, Amerikalılar için güçleşti» başlıklı yazısında bu aleyhtarhğın günlük yaşama nasü yan sıdığını şöyle anlatıyor: «Yunanistan'da görevlı bir Amerikan subayırun hanımı, bir taksi çağırmıştı. ancak taksi şoforü Amerikan aksanını duyunca, hanımı istediği yere gdtürmeyi reddetti. Amerikan Bankasinın Yunanıs tan'daki şubesı, işçilerinin güvenliğinj korumak amacıyla, her gun astığı Amerikan bayrağını ındirdi. Bu bankada görevlı bu!unanlar, herhangi bir iş için ye rel bankalan aradıklarında, Yunan bankalan kendilerine yardımcı olamayacaklarını bildiriyorlar. Yunanistandaki bir Amerikan kolejı. kayıt tarihlenni birkaç ke? ertelediğı halde. smülar hâlâ boş olarak ögrenci bekliyor. Amerikan Yunan ortak girişimıyle kurulmuş olan diğer bir kolej ise. bir sçıklama yaparak S0 Kıbnslı gence burs verecegini bildirdı. Amerikan askerî personelıne, hıç bir politik tartışmaya katılmamaları ve bir an önce ülkelerine dönmelerı konusunda talimat verılmiş durumda. Yunanh matbaacılar ise, ABD Hava Kuvvetleri'nin gazetesini basnavı kesinlikle reddettiler ve böy'.ece gazete yayımlanamaz oldu! «Yunanlılar artık politika konuşmuyorlar. Bozguna uğradıklarının farkındalar ve bu durumda yüz yüze gelince de, on ların bugünkü davranışlannı an lamak zor ounuyor. Ne var ki, artık burada onlarla birlikte ya şamak oldukça güç.» BM Genel Kurulu ve Kıbrıs 2 Orhan APAVDIN Genel Kurul kararlarının siyasai etkinliği büyüktür Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, çalışmaları ile ilgili İçtüzuk hukümlerine göre, her yıl eylül ayınm üçüncü sah günü olağan toplantısına başlamaktadır. Geçen sah günü çalışmalarına başlayan Genel Kurul 29. olağan toplantıyı oluşturuyor. Bu yılki Genel Kurul, Yunanistan'ın ve Kıbrıs Rum Yönetiminin, Klbrıs sorununu gündeme aldırtmak ve Türkiye aleyhine karar çıkartmak için yoğun girisimlerde bulunmaları bakımından bizim için ayrı bir önem taşımaktadır. Bu nedenle. Genel Kurulun çalışma yöntemleri, kararlarının hukuksal nitelik ve etkinliği, yetki alanı konulannda durmak yararlı olacaktır. mazlık veya herhangi bir durum karşısında, bu Andlasmanın kendisine yüklediği görevleri yaptıgı sürece, Genel Kurul bu anlaşmazllk veya durum hakkında hiçbir tavsiyede bulunmamalıdır.» Türkiye'nin müdahale hakkını kullanması üzerine toplanan Güvenlik Konseyi, Kıbrıs sorununu ele almış ve 353 sayılı kararla çözüme bağlamıştır. Bu ve bunu izleyen 14 ağustos harekâtmdan sonraki kararlarla yapllan ateşkes çağrısma taraflar uymuş ve tavsiye edilen ilgilıler arasında Kıbrıs' ta Anayasal düzenin yeniden kurulmasını sağlayacak göruşmelere Türkiye hazır olduğunu bildirmiştir. Böylece, Güvenlik Konseyi Andlasmanın kendisine yüklediği görevleri yapmakta olduğundan Kıbrıs sorununun gündeme alınmaması gerekmektedir. Başka bir deyimle Kıbrıs sorunu Andlaşmarnn 12. maddesi karşısında, Genel Kurulun yetki alanı dışında kalmaktadır. «Meğer ki Güvenlik Konseyi sorunun görüsülmesini Genel Kuruldan istemiş olsun». Örneğin, Franco hükümeti sorunu, Güvenlik Konseyinde konuşulup çözülemevince Konsey, 4/10/1946 tarihli karan ile, bu sorunu gündemcTen çıkarmış, tspanyol hükümeti sorunu bundan sonra Genel Kurul gündemine almmıstır üçte lkisinin karanna aykırı bir davranışta direnmek, özellikle ulusal güçleri sınırlı devletler için kolay sayılamaz. «Banş için birlik» karan Genel Kurul V. toplantısında, 3 Kasım 195O'de kabul ettigi «Banş İçin Birlik» (Uniting for peace) adıyla anılan kararıyla, andlaşmada öngörülmeyen yetkileri üzerine almış ve böylece yetki alanını genişletmiştir. Güvenlik Konseyinin süreli üyelerinin veto hakkını kullanroalanndan doğacak olumsuz durumlan önlemeyi amaçlayan bu karar, üç ayrı fcararı içermektedır. Önemli olan karann (A) bölümüdür. (A) kararında şöyle denilmektedir: «Barışa karşı bir tehdit varolabilecek her durumda, barışın bozulmasmda veya bir saldırı eyleminde, süreli üyeleri arasında oybirhgi saglanmamış olması nedeniyle, Güvenlik Konseyinin Uluslararası banş güvenligi saglamak konusundakı temel ödevlerini yerine getirememesi durumunda, banşuı bozulması veya bir saldırı eylemı bahis konusu ise, gereginde silâhh kuvvet kullanılmasını da içermek üzere uluslararası banş ve püvenlıği korumak veya veniden kurmak iç:n almacak ortak ve uvgun tedbirleri üyelere tavsive etmektizereGenel Kurul derhal soranu inceliyecektir. O anda Genel Kurul toplantı halinde degilse. bu volda sunulacak istegi izleven 24 saat içinde, ivedilikle tonlanır. Böyle bir toplantı, Güvenlik Konsevinin her hangi bir üvesinin veva Birlesmis Milletler üvelerinin coŞımlııSıınun istegi üzerine de vamlır.» (A) karannda, Genel Kurulun ondört üyeli bir (Bançı Gözleme Komisyonut kurması da öngörülmektedir. Bu komisvonun görevi, uzaması uluslararası barış ve eüvenliği tehlikeve düsürebilecek uluslararası bir gerginlik hangi bölgede varsa, orada durumu eözlemek ve rapor vermektir. Avni kararla bir fOrtak Tedbirler Komitesii de kurulmuştur. Bu komitenin calısmalarına somut bir örr°k Kore savası sırasmda. Cin Haik Cumhuriveti ve Kuzev Kore've eönderilecek savaş araçlan ve stratejik maddelere ambarpr> konulması olayıdır. lar çofunlukla alınır. Ancak andlasmanm 18. madde 2. fıkrasında belirtileD konularda karar alabilmek için üçte iki çogunluk aranmaktadır. Önemli kararlar arasında, uluslararası banş ve güvenligin korunması ile ilgili tavsiyeler de yer almaktadır. Örneğin Kıbns sorunu önceki görüşmelerde önemli sorun sayılmış ve bu sorunla ilgili karar tasanlarmın kabulü için daima üçte iki çoğunluk aranmıştır. Ekonomik durum Bu gergınlığın yan etkileri, Yunanistan'da yaşayan Amerika lılar uzerinde olduğu kadar, Amenkan turistlen ve Yunanlılar uzerinde de görülmektedir. Ekonomıde büyük bir durgunluk dönemine girilmiştir. Bu mevsimden ümidini kesen turist acentaları, planlannl gelecek yıl için hazırlamaya başlamışlartfır. Atina'da yaşayan 32 bin Amerıkalının tümünün büyük güçlüklerle karşı karşıya bulunduğu da söylenemez. Birçok mahallelerde Yunanh aileler, onlara karşı hiçbir kinlerinin bulunmadığı, kendi sorunlannın kişilerle değil de, Amerikan Hü kümetiyle olduğu konusunda, komşuları Amerikalı aileleri ikna etmeye çahşmaktadırlar. Bu düsmanlık, birkaç hafta önce doruk noktasına ulaşmış. Aradan geçen zaman içinde o» layların belli bir oranda durulmasına rağmen, hâlâ Amerikahlara karşı çeşitll protesto eylemleri devam etmekte, Amerikalılann arabaları ateşe verilmektedir. tki Amerikalı genç kız, sinemadan dönerlerken, Yunanlı gençler tarafından saçlanndan tutularak yerlerde sürüklenmış lerdir. Bu konuyla ilgili açıklama, Atina'daki Amerikan Büyükelçıliği tarafından yapılmış tır. Üçüncü dünya devletlerinin etkinliği «Üçüncü Dünya» diye adlandınlan bir kanadı Avrupa'da Yugosla\ya ve tsveç'e, diğer bir kanadı Amerika kıtasında Meksika'va ıızanan, çoğunluğunu genç Asya ve Afrika Devletlerinin olusturduğu uluslar topluluKunun Genel Kurulda yapılan oylama)arda büyük agulıklan vardır. Üçüncü Dünya devletleri, iç rejimleri ne olursa olsun, anti emperyalist bir çizgide birleşmişlerdir. Kıbns'm faşist darbe ile düşurülen Kıbns Rum toplumu lideri Makarios. üçüncü dünya devletlerinin oylan ile 1965 Genel Kurul kararmı sağlamıştır. Genel Kurulda Kıbns'ı temsil edecegi söylenen Makarios'un tarafsız fbloklar dısı> Üçüncü dünya devletlen uzerinde prestijini koruduguiu söylemek bir gerçeği açıklamak olur. Kıbns sorunu bu kez Genel Kurul srfindemine alındığı takdirde, üçüncü dünya devletleri oylannm Türkiye lehinde kullanılmasının saglanması kesinlikle zorunhıdur. Bunun ıçm, Ttlrkive'nın müdahalesıne vol acan 15 Temmuz darbesinın faşist ve emperyalizme Kıbns'ı reslim etme amaeını taşıyan nitelikleri. Kıbns'a egemen olan faşist Rum çetelerinin jenosit eylemlert üçüncü dünya'ya anlatılmalı ve Türk tezinin Kıbns'm na6ımsızlıgı, tarafsızlığı ve acıkca empervalist devletlerin üslerinden anndırılması biCimJ:ıdek! ükelert özellikle belirtilmelidir. Kıbns'm bölünerek NATO üyesi iki devletle birleştirilecegi fcuskusu tarafSIÎ devletlere hâlâ egemendir. Bu kııskunun silinmemesi. Birleşmis Milletle' Genel Kurulunda Türkive loin büyük bir tehlilce olabilecektir. • «PAKET» HALtNDE PÜRÜZLER 23 Ocak gecesı. 22 55 de Bülent Kcevıt, beraberinde Gene! Sekreter Orhan Evüboğlu. Genel Sekreter Yardımcısı Tura:. Guneş, Meclis ve Senato Grup Başkanvekilleri Necdet Uğur. Selçuk Enrerdi ve Fıkret Gündoğan, Ankara Milletvelali Orhan Bırgit Antalya MiVetvekili Denız Baykal, Adana Milletvekili Erol Çevikçe ve tzmir MiıJfetvekili Alev Coşkun olduğu nalde Erbakan'ın odasına geliyor. iki Genei Başkan sevinçli bir ıfadeyle Koalisyonun eercekleştiğini Eçıkhycrlardı. Taraflar birbirlerini kutlarken B&vKal ve Asiltürk'ün kucaklaştıkları Rörülüvordu. Vanlan sonuç ve sonucun acıklandığı o an. her şeyi MSP'nin seçimlerden berı tPkındıgı kavpak turuiiU kapnslenni unutturacak niteliktevdi Kuşkular, kavpılar btr arda sılinmiş. yerini umut ve eüven almıştı. ?4 Ocak'ta Ecevit ulaşılan sonucu Cumhurbas'anı Korutürk'e Bakanlar Kurulu lıstesivle birlikte sundu 25 Ocak 1974 eünü. (bir «nayırlı» cuma günü) Türkive Cumhurivetinin jndokuzuncu Basbakanı Bülent Ecevit tarafından kurulan feırk birinci hükümeti Cumhurbaşkanı tarafından onaruvordu Sabahlevın TBMM Bütçe Karma Komisyonu salonunda düzenlenen bir törenıe Ecevit ve Erbaksr 109 maddeden olusan Koalisyon Protokolüijü lmzalamışıatQ:. Çalışma yöntemleri örgütün ötekı organlannı oluşturan Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Vesayet Konseyi ve Uluslararası Adalet Divanından farklı olarak Genel Kurul, bütün üyelerin temsil edılmesi bakımından evrensel nitelikte bir parlamento görünümündedir. Her üye devletin Genel Kuruldaki delegasyonu en çok beş kisiden oluşabilir. Ancak 6*elegasvora bes yedek temsilci ve ihtivaca göre danışman ve uzman eklenebüir (Irtüzük, m. 21, 22). Genel Kurul, her yılki toplantı için başkanıru ve yedi tine başkan yardımcısını seçer. Içtüzükte saptanan altı ana komisyonıı da oluşturur. Bu komisyonlardan birindsi Siyasai Isler ve Güvenlik K^misyonudur Kıbrıs sorunu Genel Kurula getirildiği takdirde önce bu komisvorvda göriişuiecektj.. • HER GÜN"E BİR OY CHP MSP Ortak Hükümeti 7 Şubat 1974 Perşembe günti, Mlllet Meclisinden 235 oyla güven aldı. Kadenn bir garin cilvesi, bu oylar Koalisvonun ömrünü de belirliyordu Her güne bir oy... Baslançıçta. hiç degılse Mıllet Meclisi Genel Kurultmda, Koalisyon ortaklannın muhalefpttpn eelen kışkırtmalara lıarşı birbirlerine daha çok kenetlendıkleri izlenimı edinıliyordu. Ama muhalefetin kışkırtmaları can alacak noktalara vönelikti. Mill! Selftmet Partisi admdakı garip örgütün gerçek niteliğım yavaş yavas ortaya çıkartıyordu... ö m e ğ i n DP tarafmdan petirilen iki vasa önerisi değerll mihente taşlan oldu bu konuda. Atatürkcü CHP'de. başta Bcxvlt olmak üzere tüm üyelerin kuskusuz tüvlerinı dıken dlken edecek yasa önerileriydi bunlar. Birincisinde hafta tatilinin. seriat dönemindeki "nbi Cuma'va alınması Istenıvor gerekc? olarak mUslüman halkın rahatca ibadet edebilmesi ertstenlıvordu Genel af çalışmalan devarn pderken Meolis Baskanlıffına verilen fkinci vasa önerisinde ise Türkiye Cumhurıvp'ınrlpn fcovulmus Osmanlı hanedanından arta kalan erkeklertn vurda een çağınlması söz konusuvdu. MSP her iki teklifi de vürekten benimsedl. Birinci öneri, muhalefetin. daha dogrusu AP ve CGP'nin vardımivla önlenebildi. tkincisi ise Genel Af Yasasma 8 madde olarak girdi... Kararların hukuksal niteliği Genel Kurul organik bakımrian evrensel bir parlamento görünümünde olmakla birlikte örgüt üyelerinin egemen eşdtliği ilkesine dayandığından vereceği kararlar «tavsive» niteliğindedir. «Tavsive», uyma zorunluğunu reddeden bir kavramdır. Yani uye devletlerin Genel Kurul kararlanna uyma zorunluğu yoktur. Bu özelliği ile Genel Kurul, parlamento niteliginden aynlmakta, culuslararası bir forum» niteligini taşımaktadır. Ancak. tavsiye niteliğinde de olsa Genel Kurulun Uluslarar». sı sorunlar hakkında verdiği kararlann manevî değerlerl ve politik etkinlikleri çok büyüktür. Bugünkü uluslararası llişkilerin eenişliği vo derinligi bakımlanndan herhangi bir konuda, dünya devletlerinln en az Tümüyle değişti Yunanıstan'da yaşayan Amerı kalılar için, yaşamm bir anda değiştiğini söylemek, ber halde abartma olmaz. Kıbris'ta 15 temmuzda başlayan olaylann so nucu olarak, Atina'da görev ba sına gelen yeni hükümet, kendilermi yalruz bıraktıklan gerekcesiyle Amerika'yı suçlamıştı. Yunan halkı da bu kampanyaya katılarak, Türk'lerin Ada'j'a yaptıkları çıkartmayı durdurma dıkları gerekçesıyle, Washingtcaı'a karşı duydukları kini açığa vurmaya başladı. Amerika'lı bir işadamı, ülke<eki gergınlığın her an hissedil şöyle ifade ediyordu: Yetki alanı Birleşmiş Milletler Andlaşm^smın 10. maddesine göre, Gscel Kurul «Andlasmanın çerçevesine giren» veya «Andlaşmada öngörülen organlardan herhangi birinin yetki ve görevlerini ilgilendiren her türlü sorun ve işleri görüşebilir ve bu konularda hem örgüt üyelerire ve hem ö e Güvenlik Konseyine * tavsiyelerde bulunabilir». Bu bakımdan Genel Kurul, yetki alanı en geniş bir organdır. Ancak, Andlasmanın 12. maddesi, bu eeniç vetki alanına bir sınır getirmekterilr: «Güvenlik Konseyi, anlaş Yunanlılar haklı öte yandan bazı Amerikahlar da, Yunanlılann son davranışlannı tamamen haklı bulmaktadırlar: «Gelişen olaylar sonucunda eğer başımız belâya girmeseydi, doğrusu çok şaşardım. Kanımca, olaylann daha haşınday ken, farklı ve olumlu davranabilirdik. Yunanlılara daha fazla yardımcı olmamu gerekirdi.» Oylama Genel Kurulda her delegasyona bir oy hakkı tanınmıstır. Karar YARIN: BM Güvenlik Konseyi ve Kıbns YARIN: KARAMAN'IN KOYUNU...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle