21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 11 Eylul 1974 ABDULCANBAZ TURHAIU SELÇUK 47'LİLER FÜRUZAN 79 Emine, dlyor ZÜJkadir, verdin cevabımı bsba. Dünya ahret bacımsın sen. Seni her şey beladan korusun. Kız ölme emı sen hiç. Ali Stımmani oglu, Zeynepten dogrna, 47 doğumlu Şırvan Zülkadir Türk. Siirt Pervari. îst. Üni. Ik. Fak. ögrencisi. Eylemcı. ögrenei birliği hderlerınden. Çatışmalardan birinde, üstünde silâh bulunmuştur. Der.ıedım mi baba ben? Onların degil blzım ustümüzu arar bunlar, diye. Ertesı yıldı, bu tartışma ve çekişme geçtiğinde Haydaria aralarında. Şerifenin yüzünde o yıl gölgeler yer etmeye başhyor. Gülüşü yine eski kolaylığirıda ya, disleri pek göriinmüyor. Her toplu vüriiyüste Zülkadir baştaki en sürükleytci kişilerden biri. ÖgTenci yurtlannm az uyunmuş gecelerinin sinirliliğıni, atakhğıru taşıyanlardan bırı. 5u bes yüz bin biletnedin bir milyon uytızdan mı korkuyorsunuz? Bizım halkımız yoz bır halk değıldir. Bunların savunduğunun ardında halkımız yoktur. diye bağıran biri. «Ölümü hiçüyor. Ölümü hîçleyenden korkulmaz mı» diye düsünüyor sık sık Şerıfe. Ertesi <nin gazeteler «Üniversite kanla açıldııt diye yazacaklardı o günü. «Solcu grubun elır.de sopalar vardı.» îlk atılan molotof kokteyii karşı topluluğu dağıtıyor. Ön yapının dıs camlan iniyor. Sırçaların loslukta serin çınlamalarla çakisı, dağılışj. Emine geriliyor, sırtında ötekı arkadaşlannın kalabalığı dışarda bır dönuş ve kargaşahk. Yan tutmayan öğrencilerin 111e de açılışta bulunraa gereksinmeleri bakışlarında donakalmış. Korkunun çipilliği sanyor yuzlerini. Yan tutmajanlar bahçenın ötelermden gelen. anlam veremedikleri gürültuleri tanır tanımaz hızla koşuşuyorlar. Hemen de görünmez oluyorîar. Ellerinde sopalar. Emine Haydarm ardında. Bu b:r sığınma mı? Vok vok verı değıl kuşkunun. Daha daha başkaları. Zülkadir ortalarda yok. Bır ara Cemşifle MeleV.'i görür gıbi oluyor. Melek'm başak sanşınlıgı kursun rengiyle sıvalı çevrede ısıltıyla kayıyor. «Cemsıt ne zaman gelmış Gümüşsuyundan» dive düşünüyor Emine. «Bunlar Melek'le birbirlerini adamakıllı sevıyorlar.» O sert başlayan sabahta nasıl böyle yumuşacık şeyler düşünebildiğıne şaîiyor. «İnsanm durum saptamalan da ne garip yerlerde gelişiyor» diye düşünüyor. «Yerl ml şimdi bir sevdayı anlamamn.» Dısan çıktıklannda, heykelin ardmda onlan bekleyenler hızla üstlerine koşmaya başlıyorlar. Yanda kümelenen. gbrmedikleri ayn bır kalabalık binadan içeri girmek ıçin saldınyorlar. îçerdekıler kapıyı kapıyorlar. Buna zorunlular. Ana binaya sokmamalan gerek bu niyetleri yüzde yüz karanlık olan kalabalığı. Tam ortadalar. Ellerinde sopalarla bakınıyorlar. Eminr savunmaya geçerlerken sayılarının az olduğunu anlıyor. Fena kıstınldılar. Haydann yüzü hıç bir şey açıklamıyor. Karşı grup çok sevinçli. Dört yandan sıkıştırmalan kolay elbet. Emine. arkadaşlan üstlenne gelen taşlardan sakmmaya çalışırlarken ellerinden geldiğmce de karşıdakileri püskürtmeye ugraşıyorlar. Yangın kulesinin dibine dogru koşarak giderlerken, ana binanm damının üstünden: Vuruşun dövüşün. diye bir arkadaşlan avaz avaz bağırıyor. Kızlar etekleriyls dövüşüyorlar. toplanıp sinemezsmiz. Emine'r.ın içi birden dolup tajıyor. Çimdl açıktalar. Zülkadırın arkadaşlarından Derviş'in alnı patlamış. Mendilini basıvor yaraya. Yara buyiik. Tıkaç yeterli değil. Kan pompalanıyorca hk lık ediyor akarken. Mendilin aklıgı koyu k'zılda seçilmez oluyor. Derviş, yaran çok fena. Emine bacı ortadayız. Içerdekiier de çıkamaz. Dur hele bır şev bulup basalım şuraya yeniden. Zülksdir'i gördün mü? Yok, diyor Emine. va sen? Sorar mıydını kiirdeş? Damdaki arkadaşlan hâlâ bağırıyor. Sesinin püruzlenmesinden or;m öfkesinden ağladığını anhyorlar. Bırasn karş;aak;!er tas fırlatmava basbvorlar. Ta$lardan biri bu kez Cems:d':n sakağına \oıruyoT Cemşid de yara alıyor. Binanın yan.ndan doğru çman bir grup onlar» katılıyorlar. Kala^ılıklaçmalan taş atanları sındınyor. Çekilm»*» bajlıyorlar. Bır saat süren bu ıtişme ve dövü.«nıenin etkısı Emine'de dipdirı; eğdırilmez btr öfke olup kalıyor. Zülkadır'i bulduilarında ZüİKadır birinın yakasına yapışmıştı. Bakışı korfeunçtu. Delıkanlı sararmış jiızünde gülmeyle konusma arası bir çizgıde kalmış ağzıyle Zü.lıadırın eilerinden nasıl kurtulabilecegini kestıremeden duruyordu. Bu da Siirtliymış. baba. Görün. duyun, İSitin. Bıze taş atıp yaralayanlardan Deli çıkacagım baba. Nasıl kaia o%.larmkl Herıf ne anlatsam bön bön dinli>or. Kaçıyor da ha! Güç yakaladım. Dınme kitabına. Demin «Kızıllar Moskova'ya, kızıüar Moskovaya» diye ötup duruyordu. •Kızıüann köpakıen Moskovaya.» Puhu kuşu kılıklı ırkçı. Komadım kaç. sın. Elime kaldı. Yoksul da kerata î.a Ne sorsam cevabım da veriyor. Korktu bıztien. Burs lu öfrenci bızcileyin. Bak baba su haddim bilmeze. Bizim kokümüzü bize öjre'ecek cahil; e kökumüz Anadolu'dur bı.mez rrjsın ha.. Nerden çıkanr bu deyyusu ekner kurttur köpektır diye tutturmayı. Söyle hadi ulan, kimmış kökü dışarda satılmış uşak. Tutup sarstığı genç, kendinl ıvice koyuvermis, elıne düştügü devin öfkesinin yatışnıas:nı gulunç bır boyun eğıjle beklnordu. Bırak onun yakasını Zülicadır yiğıdim, demişti Haydar. Komandolann ca çojuniuğunun biz gibi Anadoiu çocuklan uldujurıu bılmezmiş gibi davranma. Zülkadir. tnrak dedim kardaş. Kanıma dokunuyor baba. Sıırtü bu. Bızım gibılerin kefenı yırtmaya denktir okumaya varması. Üniversıtelere gelebılmı^uğ'.nıizın, yediğımizın. donduğumuztm, zorluklannı duşundükçe ferı kaçıyor ınsanın. Okumaıirımız;n bedeli nasıl ödenır bızlerce Unutmayalm. Buna bak ağam buna. Sıırt başka yermıs. bu da insanın başkasıymış gibi bel bel dunıyor karşımda. Üstelik bana «essahtan S'irth rrısın sen kardeş» diye soru açıyor. «He dîfî'.m» de başını ikı yana sallayıp yazjklandı Utanmıyor da yezit. tVay ki vay» deiı. «Baban anan, bacın, nısımın halinı bılip duysa arından ölür.» Attım bir yunıruk ben de. Kendinden kuşkusuzluğur.a dayanamadım. Bırak onu, demişti Haydar. Uzattın na. Yakası yırtılacak. Haydar'ın sesi düşüyor, rengi kaçıyordu. ZUlkadir öğrencıyi bıraktığında cocuk Jiten hepsini ayrı ayn gözden geçırmıs Kizlann etek boylanna epeyce bakmıj, sonra mz^ü ylirt!yüp uzaklaşmıştı. Zülkadir bu olayın etkisin: Dirkic cim üzerinden atamamıstı. Öfkesinı küfreaerex dışiaştırmaya çalışıyordu. Haydar. vatıştırmaıc için, ona hemşenrisının tutumunun tarıhi ınaadecilik yönünden açıklamalarına girı;>mış. Zülkadir'in bunlan bilmişligine Karşın böylesı «lınmasımn temelindekı bırevcilığe dıkkatir.i çekmişti. Bu konuyu yeniden en önemli şevmışçe açmaması içın çocugun Siirtli olmasına degil, onu besleyen kaynaklara bakmalarınm onemine basıp, Asıl sorun o defil ml aslan arkEdisım, diye üstelemışti Zülkadir'i. Evet, haklısın. Bu yıl başlamış bunlar ümversiteye. Birileri buluyor bunlar. Onlaria düşüp kalkıyorlar. Başta p»>islümanlık toresıne siğmaz bunların özendigi i^. Bız:m cralann ınsanına kurttu, çakaldı da'.ip kutsamağa kalksan, \iizune şöyle bakıp lahavle çeker. Bilırsıniz anlatmıştım, benim babanı dındarın ko^'usudur, ocaktandır. Hadı onlar bir yana. bunların kafa lanna kım soktu bu hayvanın en yarayıssızım. özerulesı ululanmış gbsterenler kimlerdif. Sılrtli olamazlar onlar. Anadoluluvsa tjiç! Yok baba boyle yakıştırmalar oralarda kök sa'^maz. Hayır. Zij'a Gökalp bıle sonralan demıyor mu «Ben o kadarını demek ıstememişthn» diye. Ha degil mi baba? Türkçülügun bınncive gelenı ve teorisyeni o değ:l mi? Cun.hurıyetın ilk yıllarında. Şimdi yeniden çıçeklenmak neyin hesabınadır. Tüh küfür edesim gelıyor. Bana çok ayıp. Sustum peki Haydar. »en sövle. VAB) Yüzbaşı Romanı CEMAL PAŞA AFGAN ORDUSUNU DÜZENLEMEYE ÇALIŞIYORDU Sevgill Nünetçiğün, Hayatunda hiç bir ş«y bana sea den ayrı kalmak kadar ağır gelmemistir. Ben, ölüme, ihtilalt, mu harebevc \e muharebenin en kor kunç dakikalarıııda en korkulu jerlere atılmakta zerre kadar tereddüt etmemiş ve her şe>i pervasız kabul ctmiştim. Ge^mişimi biraz bildiğin için bu hususta taf silat vermiyorunı. Ilalbuki bueını başım ağrısa. bunun bir tehlike ile neticeleneceğini düşünerek bir daha sana kavuşamamak korkusuvla titriyorum. Seııden biraz ha ber almasam. ruhum. fikıim, his sim muazzcp oluyor. Adeta «sensiz cihan bana ne lâzım» sozüııü benim için soylemişlcr sanıyorum. Oyle giirüyor ve tecrıibeyle anlı ~ yorum kî. Tıiç bir şey senin tebes sümün vc senin arkadaflığm . ka dar bana sevinç veremez. Bu his lerini sana meçhul değildir dcğil mi? Gözyaşlarıııla ıslanarak si linen ciimleleri, yıız defa öptüm knkladını. ve hu gece onu. seni temsil edcr ümidiyle kalbimin üf tüne koyarak uyuyacağım. Hasretini duyduğum gbzlerint öperim. Zevcin Selahattin lelerinde derin bir kıpırdama baj lamışu. Hahl ve Enver Pajalarla, Ibrahim Tali ve Seyfi (1) Beyler gibi tanıdığımız ki;ilerin önderliği alunda birçok kişi etkinlik göster mek.eydi. Cemal Paşa da Afgan ordusunu düzenlemeye çalifiyordu. Bızim görevimiz de elimizden geldığmce siyasi ıli;kileri lağlam laştırmak. ülkernize yararlı ve za. rarlı olacak kuralları iyice inceli yerek, bu inkılâptan ülkemize yarar getirip zarar getirmemek, ve Rusya'nm Türk ve Müslümanla rına yararlı olmaktı. Trabzon'a gcldiğimizde, Kuman dan. Kâzım Karabekir Paşa'ya «Batum Baku yolu mu, yoksa Tu hapsa Armavil Rostof Moskova yolu mu seçilmelidir?» diye sortnuştu. Beş gün sonra Kâzım Karabekır Batum yolunun kapalı olduğunu haber verdi. Azerbaycan, Ermeni ve Rus Bolşeviklerıyle Gürcıstan arasında muhare be sürüyordu. İKİNCİ BÖLÜM Mektuplar Derleyen: llhan SELÇUK 4 temmuz 923te Zonguldak ve Karadenız Ereğlisi'ne vapurla git tıler. 5 ekim 923te beni Ankara'dan Istanbul'a taşınmış bulunan Har bıye Mektebi Ikinci Bölüm Kumandanlıgına tayin etiler. (1) SeyB Düzgoren Bekir Sami Bey de Daday'da ldı. Ankara Hükümetinin o taman kı politıkası Bekır Sami Beyın etkin bır göreve atanmasını uygun gormuyordu. Ben de Kumandan'dan ayrılmadım. Yeni evliydim. 7 ocak 1921'de bir oğlum, Ifi ocak 1922de bır kızım oldu. Oğ lumun adını Cengız, tazımmkıru Tomrıs koyduk. 1 Ocak 1923te ilk kez Daday' dan ayrılarak Istanbula gittim. Zaferden sonra Istanbul'a ilk gidışimdi bu.. Mart 1823 başında tekrar Dadaya döndüm. Hazıran 923 ortalar.na doğru kayınpeder Alı Rıza Beyin Karadenız Ereğlisi Şube Reislığine tayini çıktı. Benim nereye atanacağım, belli değıldi. Üç yaylı araba ile aileji Daday'dan înebolu'ya göıurdük. Bu ı.afta Inebolu'da kaldıktan sonra Y A R I N. ASKERLİKTEN AYRILIŞ MALKOÇOĞLU ^ya2anveçi2en:Ayhan BAŞOĞLU BANYA LUKA'NIN TOPLARI Karar Bekir Sami Bey yapüğı incelemelerde bugunkıi Rusya'nın anar şi içınde yüzdüğünü ve orada ça lışma olanağı bulunmadığı kara rına vardı. Ve Ankaradaki Milll Müdafaa Bakanlığına görevinin yurütulmesine olanak bulunmadı ğı için istifasmı sundu. Bu aıada Kâzım Karabekir Pa ça'nın fıkrini sordu. Kâzım Karabekir cevabında 6~ zetle dedi ki: Anadolu'ya yardımın ancak içinden olabileceği denemeyle an laşılmıştır. Dışardaki arkadaşlan mız birşey yapamaz durumdadır. Ve iş yap:yorum diye îslam âlemine hayır değil, şer götürmüjler dir. Size saygı ve içtenliğlm çoktur. Emredersenız sizi Kars Müs tahkem Mevki Kumandanlığına in ha edeyim, gene beraber çalışınz, Kumandan bu öneriyi: Peki, diye karşıladı. Bekleme>e başladık. Mart sonlarına doğru Kâzım Ka rabekır'den yazı gcldi. Bekir Sa mi Beyın Kars Mustahkem Mev kıi Kumandanlığına tayınini Ankara'da Milli Müdafaa'nın kabuJ etmedığini büdiriyordu. Bunun üzerine Kumandan tedavi için izin istcdi. Beni de Daday'a yolladı. 4 Nisan 1921'de Daday'a geldim. Ve yirmi ay Daday'da kaldım. Yeni oluşumlar Rusya'daki açlık konusunda öy le şeyler duyuyorduk ki insan bunların ne kadarını çıkarsa ge riye kalan bilgıler tüyleri ürpertecek derecedeydi. Rusya tam anlamındn anarji ve yağma iilkesi olmujtu. Trabzon'da duyup göıdüklerimıze, konujtuklanmıza göre, ulkü bakımından insanlıgın refahını dı leyen bu inkılsp, uygulama b;çi m:nde zararlı bir nıtcliğe bürünmüş, gittikçe zalimleşmışti. Bunun içindir ki inkılâbın bütününden Türkiye için yararlı olanlarla ye tınilmesi ve sosyal düzen açısından değil. politik emellerden do ğan bir anlaşmayla Rusya'ya yak laşılması şarttı. Kuşkusuz bunlar Trabzon'da görüp duyduklarımız dan sonra vardığımız sonuçlardı. Yerinde görmekle bu düşüncelerin doğrulanması, değişmesi. veya yalanlanması olanağı doğacaktı. Tr?bzon'da anlatüdığına göre Rusya'da Proleterya egemenliğı, can, mal. namus bırakmamış; halk bir sürü halıni almıştı. Ama Bırınçi Dünya Savaşmdan sonra esir subaylar tarafmdan uyandırıl maya başlanan Turk ve îslam kit Fırtına diniyor 4 nisan 1921de Daday'a geldım, ve 3 ocak 1923'e kadar, yani 20 ay Daday da kaldım. TİFFANY JONES MÜŞTERİ TEMSİLCİSÎ Ülkemizin büyük ıeklâm ajansıyız ve zamanla müşteri terasılciliği görevını yüklenebılecek 2 kışı arıyoruz. Dilımize «müşterı temsilcısi» olarak geçen bu terım, aslmda, görevın niteligıni ıyi açıklavamamaktadır. Müjteri temsilcisi, ajans içinde müşterinin ışlerıni yürüten, müşteri önünde ajansı temsil eden klşidır. Bulrnayı umduğumuz kisı, 30 yaşlarındadır. E\li olsun isterız. Ana dili Türtçenin yanısıra. İngilızceyi de çok iyi biiir. Hukuk, iktisat, felsefe. psikoloji, sıyasal bılimler va da gazetecilik dallanndan birinde jüksek ögrenim görmü»tür. DUsüncelerini bir mantık silsilesi içi.nde sıralamakta ustadır. Her kelimeyi verli yerinde kullanır. Düşünceyi yazıya dökmekte güçlük çekmez: «Hızlı» düşünmeyi bilir. Kendine, giyimıne özen gösterir. Insanlarla ıyi ılişkiler kurar. Dünya ve yurt olaylannı yakından izler. Sorunlan bihr. Huzurlu ve uyumlu bir toplumsal hayatı vardır. tnsanlar tarafmdan kolayca benimsenir. savılır. Saglam bir dost ve arkadaş çevresi, ilginç ugraşıları vardır. Dengeli bir kişidir. Calışkandır. Akşamlan ardında dagimk bir masa, birikmis işler bırakmayı sevmez. «Ertelemek» fıiii, sevdiğı bir fiil değıldir. Bilgi noksanlıklannı gidermeye çalışır. Çok okur, okuduklanndan yararlanmayı, kendini sürekli olarak venilemeyi bilir. Alçak gönUllülUfeü, kendine duyduğ': gtivnden dogar. Türn bu nıteliklcre sahip kişileri bulmanm ne denll güç olduğunu bılivoruz. Aradığımız ki?ı siz lsenlz, slzinle tanışmak, konusmak. bizi mutlu kılacaktır. Özgeçmişınızı bütün aynntılanyla belirteceftiniz bir mektubu «Müjterı Temsilcisi, P.K. 123 Istapoul» adresın» yojlayın. Mektubunuz mutlaka cevaplanacaktır. Cumlıurlyet 7200 'nMiniilllin!l!lll!lll!l'!!!!!l!l!llll|imiHllllllinilllllll!!!!:n DUYURU Diyarbakır Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından 1 19741975 öfrer.im yılmda Fakültemiz 1. smtfma 95 T.C. uyruklu ve 5 Kıbrıs uyruklu Türk öğrenci olmak üzere toplam 100 • • GARTH 2 1974 yılı Üniversıtelerarası Seçme Smavında 400 ve daha yukarı Fen puanı alan lise mezunlarınm önkayıtlan 10 eylül 1974 tarihınde başlayıp 20 eylül 1974 gtlnü sona erecektır. 3 Kontenjanlar dolana kadar Uân edilecek kesin Ittyıt listeleri 23 eylül 1974 tarihınden itibaren pazartesi, salı ve perşembe, cuma günlen asılacaktır. Kesin kayıt listelertnde adı bulunup da glinünde kavdını yaptırmayanlar haklannı kaybedeceklerdir. ön kayıtlar bizzat yapılablleceği gibi posta İle de yapılabilecektir. Kesin kayıtta öğrencinin lüzumlu evraklariyle b!Z2at bulunması gerekmektedir. (Basın: 2223ft7188) Oğrenci Alınacaktır Ayağımız Yerde BAŞIMIZ GÖKLERDE OLMAÛÖIR'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle