25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 22 Temmuz 1974 Sahipsizlikler Bahsi on zamanlarda Trakya'da, ekonomifc bir yapı değişikliğinin ilk adımları atılmaya başlanmış tır. Bu değişikük; yalnız Trakya için önemli değildir. Daha ziyade, bugün, büyüklü küçüklü 6000 sanayi tesisini de kucakiayan İstanbul'un, gittikçe yoğunlaşan ve şehrin yarınını sosyal bir afet olarak tehdıt eden sanayi kanşerleşmesine, yeni nefes ve ferahlama yollan açmak bakımmdan da ayrıca önemlidir. Ama ne var ki; memleketimizin, gerek şehir çevrelerinde, gerek kıyılannda. gerek yerleşmeden önce planlanması gereken bütün Imarİskân alan larında görülen sahipsizlik, daha şimdiden, Trak yada da kenfiini göstermeye başlamıştır. Öyle ki, insan, baktıkça düşünüyor: Burası bu toprak lar hakikaien sahipsiz bir ülke midir? Bu toprak lar, amk Afrika orialarında türeyen şehirlerde bile ilk adımda aranan, çağdaj yerleşme şartlarına neden bu kadar sırt çevirmişlerdir? Asırlık çarpışmalardan sonra elimizde kalan son Avrupa topraklarımıza niçin bu kadar yabancıyız? Gerçi bizim şehirciliğimiz, millî idaremizin, en zayıf, en verimsiz, en basarısız tarafıdır. Birim şehirlerimizde planlı şehir kısmı, gecekondu deryalarının içinde, bir çekirdek halinde kaybol muş gibidir. Hem de bu çekirdek içinde bile plan denilen disiplin, yani bir şehre zamanımızda, şe hir olmak hakkını ve \asfını veren sistem bile aslında. bir yağma ve plansızlık oyunudur diyebi liriz. Devletin Başkenti oln Ankara'da plansız, ruhsatsız, kontrolsüz, ama be? katlı, on kath yapılar, r.eredeyse, esas şehre rekabet edecek kadar genişlemiştir. İstanbul, Edirne gibi şehirlerimizde. atalanmızm yaptıklan ve şimdi artık anıüar değil bakımsız harabeler şeklinde ihmal ettiğimiz anıtsal yapılar, külliyeler. tarihten ve sanattan bi raz nasibi olanlara, ancak hüzün vermektedir. Acaba vaktiyle Paris'te, Parisin planını ve bulvar lannı yaratan ve şimdi adı. Paris'in en büyük bul varına verilen bir milli usta gibi, şu 50 yü boyun ca, bizde de enerjik bir şehir ve inşa diktatörü çıkamaz mıydı. Meselâ Adnan Menderesin, îsmet Paşa fobisi, Halk Partisi manisl dışına çık» bildi"i zaman, o zamanki İstanbul ve Ankara'da el attığı imar işlerini daima ve hüzünle düşünürüm. Vaktiyle sahiplerinin rüyalarında bile hayal edemedikleri astronomik bedeller ödeyerek yap tığı içiemler Yüce Divanda şekil noksanı sayılıp mahkum olunca. Ankara'da yayınlanan «Ankara Telgraf.gazetesindeki başyazımda, bu hüzün ve te S Olaylar m goröşler TRAKYATA AÇILIŞ Şevket Süreyya AYDEMİR essür, açıkça lf»de edilmişti. Fatih devrinden beri el atılmayan köhne İstanbul'da, bu Vatan, Millet Caddeieri ile suriar boyunca kıyı kordonlarınm, o kadar kısa zamanda nasıl başarlldığma hâlâ şaşarırn. Ele ahnan iş daha da genişti. Düşündükle rini. dar bir sofra toplantısmda kendisinden dinlemişizdir. Ortada bir takım şekil noksanları ola bilir. Ama ne var ki. düşündüklerinin çoğu bıra kılan noktada kaldı. Hatta o kadar bile değil. Sü leymaniyede, o hücreleri. ocakiarı, müderrisler kısmı ile temizlenip, onarıhp, büyük törene hazırlanan ve Halice bakan galiba Suhan Medresesi, daha o hayata gözlerini yummadan. çingene vatandaşlarımız tarafından, gecekondular biçiminde işgal edildi. Kimse ses çıkarmadı (1). Ama biz gene, Trakya'ya dönelim... anıtsal eserler bırakraamış'ardır. KHenoton «An* basıs» isimli eserınrie, Tnklardan bahseder. Bugün Trakyada Traklardan. ancak bazı höyükler kalmıştır. Ve bu kavim, özellikle Makedonyanm güçlenişi ve Iskender istilâiarı arasında, belirli varhğmı yitirmiş, diğer kavimlere karışmıştır. Trakya, hafif dalgalı bir ova görünüşü arzeder. Ve Imparatorluğun çöküı yıllarında, mahalli sanayiini de kaybederek, tam bir tarımhayvancılıkorman alanı haline gelmiştir. Şimdi bu tarımcıhk vasfı, hububat (d3negüler), ayçiçeği <GÜ nebakan) ve pancar ekimi halinde üç gtiçlü temele dayanır. Hemen bütün saha ekiiir. 7080 yıl önceye kadar önemli yer işgal eden ormanlarla köy koruları, Karadeniz b51gesinde"harap bir alan dışında denebilir ki tamamen silinmiştir. Trakyanın 3040 yıl önceye kadar vasıflı ve rakipsiz üretimi olan mand'.racılık, sütpeynircilik isleri de. artık meralar kalmadığı için, öneminl kaybetmiştir denilebilir. Modern teknik ve teknoloji alanında Trakyanın tek ve önemli tesisi, yalnız Alpullu Şeker Fabrikası idi <1927). Hem jeker, hem büyükbaş hayvancılık için yemküspe ürefimi ve sıralama ziraatın <münavebe> düzenlenmesi bakınundan bu kuruluı, çok önemli bir tesis oldu. 1 Mill» egitim alanl. Üniversiteler, Fakölte ler. meslek okulları, yurtlar, bugünkü gahip•izlik ve plansızlık, derhal önlenmelidir. 2 Endüstri tesisleri, yani sanayi... Ama bunların yerlerini seçmek işi çok büyük prnblemdir. Bu konuda tabii, Edirne ilk olarak akla gelir. Ama Edirne. hâlâ nüfusunu dahi bulamamıytır. Son sayımda 55.000 kadar nüfus, bu îehir için hazindir. Onıın için de Edirne, dar bir saha dışında bugün, adeta boştur, terkedilmis gibidir. Gelecek için en önemli iş, gerek eğitim, gerek endüstri tesislerine, bütün cepheleri ile el at maktır. Bunlara, uygun ve yeterli yer seçmek işi dir. Milli eğitim tesisleri. neredeyse Edirne şehri kadar yer isteyecektir. Ve bu yerler, Edirnenin Batısında; Meriçle, eski bağlar, tabyalar sırtları arasında olaeakör. Sanayi tesisleri için yer seç mek, ysni .Ştandord. ise, bir ilimdir. Hem sosyal ve bu arada. hem ekonomik. hem politik bir llim? Bu ılim ise bizde, asla bilinmemiştir. Yahut ta yalnız, devlet tesislerince islenmiştir. Bir Trakya Problemi var? Trakya, sanayi kuruluşu için, enerji ve «u sağlanmak kaydı ile, bastanbaşa müsaittir. Zajna nımızda ise enen'i, en uzak bölgelerden, meselâ Keban'dan bile, bir kayıp kabul edilerek sağlanabillr. Ama meselâ Edirne'de sanayi sahası şeh rin. enaz 2530 kilometre Batısından başlayarak seçilmelidir. Lüİeburgaz. Çorlu, Babaeski, Kırklareli çevreleri, gene enaz 1520 kilometre açıklıkta, bu işler için ayrılabilir. Çerkesköy, sanıyo rum ki. sanayi için. biraz kaptıkaçtı olarak düşü nülmüştür. Edirne ile Bulgar sının arası sanayi için, pek bir yığmlaşma sahası olmasa daha isabet li olur samyorum. Hülâsa karsımızda, artık bir Trakya problemi var. Istanbulla beraber sjmdiki 3.000.000 kadar nüfus yerine en azdan 6.000.000 nüfuslu Trakya devletimiz, hem sosyal, hem bu çerçeve içinde ekonomik, politik ve bütün cepheleri ile milH, büyük bir yerlesme meselesi! Evet Trakya'ya açj lalım. Ve dileyelim, ümid edelim ki, hem bugünün, hem yarının kufakları, bu davanm önemini kavrayabüsinler. | j s >,j j. / S .ll'J ^ 1) Rahmelll yazar Vâlâ Nurcddln (VâNÛ) bu hali gazetesinde •Süleymaniyenin sahibi kim?» başlıklı bir >?<zısında dile ge tirmiştir. Şu Bizim Trakya Trakya. bir zaman üç kıtaya yayılan ve genişligi 4.000.000. kilometre kareye varan împaratoıiuğumuzdan. Avrupa karasında kalan son top raklarımızdır. 780.576 kilometre kare olarak hesaplanan bugünkü Türkiye'nin, 23.623 kilometr» karesi, Avrupa'daki Trakya topraklarımızı oluşturur. Trakya adı, Birinci Dünya Harbinden sonra ve Edime'de kurulan «TrakyaPasaeli» ce miyeti ile beraber (1919 ı dilimizde yeralmıştır. Ondan önce Trakya, tarihi bir bölgenin ismi ola rak, ancak tarihi araştırmalarda geçerdi. Trakyanm bu adı, aslında Trak'lardan gelir. Traklar, Et nikEtnolojik ve Antropolojik yönleri pek bilin meyen bir kavimdir. Zamanımızdan 24002800 ve belki de 3000 yıl kadar önce bu bölgede yaşayan çobanavcı ve savaşçı bir kavimdi. Bir «ralık Tuna'ya kadar yayıldıklan bilinir. Ama yan ve Geleceğin İki Ana Konusu Şimdi îstanbul sanayii Trakya'ya yayılma h« reketi içindedir. İlk hamle Çerkesköye oldu. Son ra hareket genişledi. Şimdi Edirne etrafında v« tabii plansız kuruluşlara girişümiştir. Trakya ya rın aslında, fki alanda, büyük bir geleceğe gebedir: başlangıçtan bugüne DÜNYA TARİHİ Türk yazariarının kaîemîyle ilk dunya tarihi: Nezihe Araz, Prof. Şahabettin Tekindağ, Dr. Veli Sevin, Keyise ldalı. lsa öztürk, Torık Dursun K.. Gütseren Devrim, Kâmil Güven, Yusuf Çotuksöken. Bir yılda 24 fasikül. Özel ofset kâğıdı, 32'si dört renkli 1 200 sayfa. 400'er soyfalık 3 cilt. Abonman: 1. cilt 140. üc cilt birdert 375 lira (postayla 150 ve 400 liro). Abon« kaydı: DEVRİM KİTABEVİ (Cağaloğlu, Babıâü C. 2224 lstonbul. Tlf.: 26 89 49). Dağıtım: HÜRDAGITIM DÜŞMANIMIZ FAŞİZMDlR OKTAY AKBAL Evet , Havır YUNANİSTAN SORUNU iz Türklerin bilmemiz gereken nokta şuradadır: Karsımızda, boyutları dar bir cKıbns Olayı» değil, boyut ları geniş ve karmaşık bir «Yu nanistan Sorunu» vardır. Türki ye üzerinden, bir «Büyük Bızans» yaratma düşü güden bir Yunanistan... Ve onun, saldır. gan kuvvet politıkası.. Bunun karşısmda da, Turklere, her zaman bir korunma stratejislnin duşmesi.. Ve Yunanistan'uı kuvvet politikasına, kuvvet tl« kuvvet dengesi ile karşı koyabildiği zaman başan kazanması.. B ürkiye Başbakanı Londra'ya geliyor. Bay Wilson, Downing Street'tekı 10 numarah evın kapısında karşılıyor ouu. •!» yemeği. yeniyor gece vakti. Şonuç sıfır! Duyduğumuza göre garip şeyleı' sormuş îngiliz Basbakanı, «Adaya çıkmak için savaş gemüerinız var mı?» çeşidinden! Bir de, bu gibi kişilerin yonetugi ülkelerden dostluk, anlayış, yakınlık bekler dururuzl Aynı kişi ertesi gün havaalanına kadar gidip Kıbrıs'ln eski Cumhurbaşkanı Papaz Makarios'u büyük törenle karşılıyor. Düşünün bir, kırk milyonluk bir devletin Başbakanına gösterilmeyen caygı, beş yüz binlik bir adanın düjük Başkanından esirgenmiyorl... İngilizlerle Amerikalılarm yüzlerindeki dostluk maskeri düşmüştür artık. Kim kımdir iyice anlaşılmaktadtr. Bunca yıl dost dost diye benimsedığimiz devletlerin yöneticileri yüzde yü* hakh olduğumuz bir davada bile yanımızda yer almamaktadırlar. Yunan cuntası insanlık. demokrasi ilkelerini istediği kadar çıgnesın, Türkiye ise demokrasinin en ileri örneklerini versin, urr.urlarında değildir. Çıkardır önemli olaa. Madem ki faşist cunta kendi buyruklarındadır, mademki ülkesini büyük bir üs halinde sunmustur onlara. N» olursa olsun, cunta yönetimini t BALKAN VE I. DÜNYA SAVAŞLARI, YUNANİSTAN'I DOYURMASI GEREKÎRDt. FAKAT O, TÜRKLER ÜZERİNDEN BİR ÇEŞİT <BÜYÜK BİZANS > CANLANDIRMAK DÜŞÜNÜ GÜDER... Prof. Bahri SAVCI yüzyıl önceki «Pontus Kralhjı» nın da kalıtç.sı sayar. Batum'dan İnebolu'ya kadar uzanan bir kıyı seridinin iç yanında kalan Kastamonu Çankırı Yozgat Sıvas Tokat Amasya Çorum • Gümüşhane • Erzincan illerini bile Rum sayar. .Bur4hNBWV Turklerden ?«Jcopara..rak, önce.ayrı bir devlet biçi' rtinde^fgüfiemek iste? (Kıbrıs'ta bir EHen Cumhuriyeti ilân edişi gibi.) Sonra, bu devletl, Ayasofya'va bayrağını asacağı, çanını takacağı «Büyük Yunanistan» ile birleştirmeyi kurar (Kıbrıs'ta sözde Makarios'u öl dürdükten sonra Türklerin ds işini görüp ENOStS ilânınl kur duklan gibi.) içindeki yeni boyutları fle kar sı karşıya getirilmiştir. Dinamik Osmanlı ile başlayıp, hasta Osmanlınm ölümü ile sona eren «Doğu Sorunu»nu, Kral Konstantin, Küçük Asya'yı, Karadeniz kıyılannı da Bizansa katacak bir Büyük Yunanistan sorttnunâ doöuştürmBtf* i. Şimdi, Atina Cuntası, bunu, Ege'de kıta sahanhğı, Kıbrıs'ta da Makarios'u ve Türkleri kanla bertaraf ederek varacaŞmı umduğu bir ENOSÎS aşaması ile geliştirmeğe uğrasıyor. Sorun; cuntanın, iç politikada bakışlan heyecanlı konulara çevirtmesi üibi basit yorumların üstünde bir sorundur: Ağır ve clddi.. Kökü derinde ve yaygın.. 1814 Etniki Eterya'sından kaynağını alan, 1908'lerden geçerek Mond^os günlerine gelerek Mavro Mira ve Pontus'tan geçen ve böylece, İstanbul, Ayasofya, Sinop Tokat üzerinde düğümlenen tüm Trakyayı • Bogazları • Küçük Asyayı kapsayan bir «Büyük Düş»ün peşinde knsma »nrunudur sonuna. dek tutacaklardır. * *B| ^%>"B* tS'ife î"'**. ğğ *5 Türk Yunan ilişkilerinln belirtgen öğeleri bunlartfır. Bura. ya tarihin «Doğu Sorunu» (Şark Meselesi) denen olayırv dan gelmmiştir. Şöyle: Osmanhlar, 1357'de Balkanlara »y*jş,jbasmışlardır. Jşle bu, o. ilkesi üzerinde Sayın Ecevit Meclıste. .Bu ya'IhhrTaridüf»»ı îsferî dşffldi»," bu aynı zamanda demokrasinin zaferidir. dedi. Evet, bugunlerde Kıbns'la olup bıten olaylar, çarpışmalar iki anlayışı, iki görüşü, uygarlıkla vahşeti karşı karşlya getirmiştir. Bir yanda demokra.si denıek olar. halkın kendi kendini yönetimi, bir yanda bir avuç gözü dönmüş askerın kurduğu faşist zorbalık, Atina'da beş on ahmak subay oturmuş Yunan ulusunu en karanlık uçurumlara doğıu ittyorlar! Acımadan!... Kendi ulusuna acımayan, başkasına acır mı, kendi ulusunu düşünmeyen başkasını düşürür mü? Bütün istedikleri kendi paçalarını kurtarmak. Gizikis ve çetesi şunu iyi biliyorlar: Bu işin içinden çıkamayacaklar, ya keilelcri gidecek, ya da canlarını yurt dışına kaçraakla kurtarabilecekler. Başka bir sonuç yok onlar için. öyleyse sonuna dek direniriz, sonuna dek savaşınz, kendimizi de, ulusumuzu da, dünyayı da yakıp yıkarız elimizden geldiğince, diyorlar. cDemokrasinin zaferi». Hepiniz gördünüz TVde, radyolardan duydunuz. Baştaakanımız Meclis'te tüm milletvekillerinin coskun alkışlarıyla karşılandı. Ecevit'in her sözü ulusca benimsendi. Düne kadar bir takım görüş ayrılıkları yüzünden başka başka çizgilerde yürüyen partiler, liderler, politikacılar, örgütler, dernekler, yazarlar, gazeteler kısaca ulusumuzun bütün carüı güçleri Ecevit'in sözlerini aynı coşkuyla alkışladı. Demokrasinin zaferi dediği budur Ecevit'in. Açık açık konuşulur, tartışılvr, ulusun çıkarı nerdeyse orada birleşilir, baıışsa barış, savaşsa savaş, ama hakh bir dava için, ulusca benimsenen ülküleri amaçları uygularr.ak için, gerçek bir barışı kurmak için... Charles Peguy «Haklı bir savaşta ölenlere ne mutlu» der bir eiirinde. Bugün Kıbrıs'ta çarpışan, gazi olan, §ehit düşen Mehmetçikler, hakh bir savaşın erleridirler. Dünyada pek az savaj bu denli haklı olabilmistır. Karsımızda faşizmin en azılısı, en kanlısı vardır. Faşist cuntacılar yalnız demokrasinin karşısında değillerdir, yalnız Kıbrısk demokrat soydaşlarının, Türklerin, Türkiye'nin karşısında değillerdir. Kendi halklarının yani Yunan ulusunun da karşısındadııiar. Çılgına dönmüs Gizikis çetecileri igrenç işlerini sonuna dek yapacaklardır. Ta ki Yunan halkı sükinıp kendini bu faşist cuntadan kurtarabilsin, bu yolur. bir batağa, bir uçurumlu batağa gittiğini görsün... Yunan ulusu bunu yapamazsa demokrasi ilkclerinin, halkların özgürlüğünün savunucusu, Türkiye Cumhuıiyetinin Silâhlı Kuvvetleri bu işi yapacaktır. Yunanistan'a yapısmış bu faşist çeteyi yok edecektir en kısa zamanda... Evet, biz Yunan ulusuyla değil, faşist zorbalarla savaşıyoruz. Şimdilik Kıbrıs sınırları içinde geçiyor bu savaş. Yarın daha da genişleyebilir, bütün Ege, Akdeniz, Batı Trakya, daha daha ötelerini de içine alabilir. Ama fajizm ergeç yenilecektir. Faşizmin üstün çıktığı hiç bir zaman görülmemiştir. Türk askerinin Kıbns'ta sıktığı her kurşun, Türk havacısının attığı her bomba, Mehmetçiğin indirdiği her sille faşizmedir, faşizmi yok etmek, yeryüzünden silmek içindir. En «Hakh savaş», faşizme karşı yapılandır. Amerika'daki, îngiltere'deki faşist yardakçılarma rağmen yıkılacaktır cunta faşizmi. Fasizme özenenler, faşizmi koruyanJar demokrat Türkıye'den hak ettikleri dersi alacklardır.» lstemlerinl • gereksinmelerlni masal duşlerine kadar uzatan bir büyük idea'nın varlığıdır: Türkleri, Ege'den Trakya'dan • Boğazlardan, Küçük Asya'dan, ta Ankara'nın rfoğusuna kadar sürmeyi öngören bir ülkü Bu ülkü, bu idea, dış destek görünce Anadolu sefsrine gırişir. Mondros günlerinde, Bey oğlu'nun göbeğinde, silâhlandırdığı «Hırisantos Çetesi» ile ci r.ayetler işlemekten kaçmmas. Kıbrıs'ta Türk katliamlarına kalkışır. Yunanistan sorununun bu İlk belirtgen ögesinin bu niteligini unutmamalıyız: Bu idea. hatta edilgen (pasif) bir destek görünce. ortalıjı kana boyar. Olup • bittiler yaratır. Sorunun ikinci belirtgen öge si; Tıi'erin, bir dinamik biçern (uslup) İle direnmeleri, bir dinamik kuvvet dengesi öe karşı koyabilmeleridir. '„ , kaynak kitaplar ayniı oTiınlıııron Cumhurıyet 5Ü Pay yanşı Tarihsel mutsuzluk öyle ise. «Büyük Bizans» düşünde düğümlenen «iunanıstan sorunu» nun dınamıği anlaşılmış oluyor: Bugünkü Yunanistan, bir Elenizm tarln saptırma sı ile doğmuş, çeli^mıştir. Fakat bu, ayni zamanria Kendısinin ta rihsel mutsuzluğudur da.. çün kü tarih. TraKya'va. tsıanbul'a, Boğazlara. Anado.u'va başka 8t kenler getirmiştir B6ylece buraların tarihiiıde Eleiıierden hı ristiyanlıktan öncekı uvgarlıklar ile. huistiyan ve sonra ıslâıu ırk Jar uygarlıklarım birbirıyle bütünleştıren oir sentez mevaana gelmiştir. Bu «entez Anadolu run, TraKva'nın Bogazların, tüm kıyılann bu dsıârr Türk yerle.şmesi» ekseni üzerinde oluş muştur. Buralardakı lürklesmenın sağlamlığı ve gercekliSidir kı, «hasta adam» Osmanlının arıtlanmasından sonra bölstedeki türlü uluslann lürk ögesi ile uyumlu bir Baıkannlar ve Orta Doğulular bütünlüsil kurmssına yaramıştır. Yusanda adı aeçen çekirdek bölge üzerinde bir gerçek Türkleşme olayı gerçekleş memiş olsa idı. böleenin gerek Balkanlı nıristivan aerek Orta Dogulu islâm uluslan bugün, Batılı büvükler arasında bir alışveriş metaı olmakta sürer gidercu. Osmanıı arıtlanması. bölgedc türlü ulusaı devletlerin Kuruımasına vol açmıstı. Bunlann nıerkezsel verin de kuvvetli bir Türk verleşmesi olmamış olsa iai oölge yeni ve eski büyüklenn arasında bir si yasal pay alanı olmakta sürerdl. Buralardakı Türk verleşmesınin gücüdür ki, bölgeden eski ve ye ni büyüklenn sav'lannı ve bu sav'lar doğrultusunüa varısma lannı, savaşmala. ını antrrustır. Bölge, bölgelilere Kalmıştır Bunu, öölgenın tüm uluslan anlıyor. Yalnız, «uogu Sorunu» nda oldugu gibi bir Itunanıstan. «Türkler üzerinden eenisl»me» politikasıru sürdürüvor. Osmanhlar, önce geliştiler. Sonra gerilemeğe başladılar. Bu arada, 1789 Fransız thtilâli oldu. Ihtilâl, Balkanlardakl Hıristiyan ulusların bağımsızlıkları savını formüle etme çığırım açtı. Ve Doğu sorunu yeni, açık bir anlam kazandı. Osman lıyı, Balkanlarda, Afrika'da ve tüm Doğu'da arıtlayarak, Balkanlardakl Hırlstiyan ulusları bağımsızhğa kavuşturma; öte yerlerde, arıtlanmış olan Osmanlıdan en büyük payı ko parma yanşı... Artık, Rusya'nın, Avusturya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın daha sonraları Almanya'mn, Italya'nın «Doğu politikaları» bu olmuştur. Balkanlılar x x . yüzyıl başlarında, ülke bütünlüklerim, ulusluluk kacfrolaşmalarını, kesine yakın boyutları içinde çöz düler. Aitı Büyükler de paylarını aldılar: Mandacıhk. Cemiyeti Akvam, Versay, Mondros gibi kurum ve ilkelere dayanarak... Bir başka deyimle, Trablusgarp savaşı, Balkan Sava«ı, Birinci Dünya Savaşı, Doğu So rununu, Osmanllyı arıtlayarak, sona erdirmiştir. Şimdi artık, Osmanlı üzerinden büyüme sag lama demek olan «Dogu Sorunu» yoktur. Belki yeni bir sorun vardır: Ortadoğu sorunu.. Bu sorun, Wilson prensipierinden, mandacıhk siyasalarından kalkarak gelişecektir. tkinci Dünya Savaşından sonra, ortaya Birleşik Amerikanın da çık ması ile, yeni kuvvet dengeleri, stratejik üsler, blokiarın birbirlerini çemberlemelerî politikasını kapsayan bir genişliğe kavuşacaktır. Ama, her hal ve kârda Türkler üzerinden büyüme noktasında odaklaşma yacaktır. 30 TEMMUZ 30 TEMMUZ 30 TEMMUZ Bu t a r i h i n ifk akla büyük yaz tgetirdiği piyangosudur. Tüm dünya için Onur» için diyebiliriz ki; bugün, uluslararası siyasal iliskiler alanında bir hasit konu değildir. Yunan cuntası ve Yunaniftan.. Tarihin çözüp bitircfiŞi bir bunalımlar konusunun (Doğu Sorununun), Cunta ve Yunanistan tarafından, tek yanlı olarak işletilmesi ile karşı karşıvadır dünya... Böylece dünya; Etniki Eterya • Mavro Mira Pontus Derneklerinde veşertilen bir «Ei«nizm düşü»nün. yeni koşullar İki belirtgen öge Bu sorunda iki belirtgen öge vardır: Bunlardan ilki. anlattıgımız gibi, Yunan kafasını ve ulusal Evet, yaz ortasınm en büyük olayı büyük yaz piyangosudur. BEBEKTE ŞAHANE YALI SAHİBİ OLMAK İSTERMİSİNİZ Çok ciddi. zevk sahibi. zenjrin müşterilerin bizzat mUessesemize gelerek ADtL ARASLI ile konuşmalan şarttır. Telefonla aranmaması rica olunur. Mühim Not: İş bu satısda alıcılardan net •/• 5 (yüzde beş) komisyon ahnacaktır. Müracaatçılann bu peşin şartı kabul etmeleri esastır. ADİL ARASLI: Galatasaray Tokatlıyan işnanı kat 2 No. 2 (Reklâmcılık: 1385) 5887 EN KÜÇÜK IKRAMİYE YÜZ LİRA. 7OPLAM İKRAMİYE: HMJlyon644binlir ILAN İSTANBUL SULAR İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜCÜNDEN BILETIYLE BU BÜYÜK ÇEKÎLÎŞE KATILINIZ. (Basın: 18672) 5894 B Millî Piyango Bizans düşleri Dış Ülkelere Burslu Oğrenci Gönderilecektir 1 1974 yılında, sınavla dış ülkelere «Doktora veya lhtisas» öğrenimı için ümversite, Akademi veya Yüksek Okul mezunları gönderilecektir. 2 Adayların; mezunıyet derecelerinin pekiyi veya İyi olması, bayanların ve askerlikle ilişığı olmayan erkeklerin 1944, askerlikle İlişiğı bulunan erkeklerin 1950 doğumlu veya daha küçük yaşta bulunmalan gereklidir. 3 İsteklilerin; Milli Egitım Bakanlığından, İlgill ögretim kurumiarı veya Millî Eğitim Müdürlüklerinden «ağ!ıyacakları dilekçe formunu, forma ekli genlş açıklamaya (el ilânına) uygun biçimde doldurarak, mezun oldukları öğretim kurumuna onaylattıktan «onra, İstenilen diğer belgelerle birlikte en geç 10 Ağustos 1974'e kadar, smava girmek İstedikleri üniversite, Akademi veya Yüksek Okullara Intika) edecek şekilde göndermeleri zorunludur. 4 Smav gün ve yerı ilgill öğretim kurumiarı tarafmd^n saptanacaktır. 3 Sınavlar, ilgililerin mezun oldukları bilim rfallın ile yabancı dilden yapılacaktır. (Bajsın: 18T79) 6880 Fakat, gel gör kl; ortada bir de Mejjalo îdea'cı Yunanistan vardır. Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, bu ülkeyj ve ulusu doyurmak gerekirdi. Fakat o, Türkler üzerinden bir çeşit «Büyük Bizans» canlandırması düşünü giider. 1814'de kur dukları «Etniki Eterya Derneği»nin. ideasını izler Anadolu, Trakya. Boğazlar çekirdeğin de bir «Türk özü» kalmıştır ya, işte, şimdi de. bu «öz» üzerincfen, «Büyük Bizans»ı kurma düsünü gerçekleştirme isine gi risir. İşte bu amaçla, iki doğrultuda çalışmaya başlar. «Mavro Mira Derneği» yolu ile. Mondros silâh bırakısımının varattıjı karmaşıklık içinde kışkırtmalara başlar. Istanbul'a girmiş bulunan Itilâf Devletlerinden, istanbui'un kendisine teslimini bekler. Ortasında çifte başlı kartal bulunan Bizans tmparatorluğu bayrağını, Ayasofya'da çalınacak kutsal çanı hazırlar, Kendisine bu yolu açmak Czere, «Asyayı Sugra» (Küçük Asya) denen Anadolu seferine girişir. Bu kadarla da kslmaz Yunan düşü... Karadeniz kıyılarına da göz tfıker. Kendisinl İsa'dan III. Erkek Sanat Enstitüsü Mezunu Bize düşen O zaman da, bize düşenl iyi enlamalıyız. Bu. sudur: Türkler. Bizans kurma 'dea'sına ne zarr.an bir dinamik oeııge ile direnmişse. Yunan düşünün masal balonu sönmüştü. Topal Osman Ega ile Yarbay Musfafa Beyin (Mustafa Muglalı) bir avuç mi lisi, Pontus balonunu söndürrrüştür. tsmet Fasa'nın bir kaç leti, Kıbrıs katliâmırn duraur muştur. Mustafa Kemal'ın. Kü çük Asya seferını ne vaptığıni I : söylemeğe gereıt vok. Bu kez. avrıca oızden yana bir uluslararası ortam da var: Sim diye kadar Batıyı büvüıeyen biı Klenizm romanrizmı. nıristiyan dünya^. Yunanın vJima çekiyor du. İşte şımdi. Yunanıılar, bun dan yoksundur Ctinkü Yunanlılar. barışa susamıs dünya kamu ovunun sevecenıigını uvguladıkları kan ve ates oolitikasi ile <n tirmişlerdir Barış aravan ötgur dünya toplumlan. bu bransı dlnamitleyecek ou taşizmden va na degil artıu. Yeter ki Blrle şik Amerıka. nasnas ıdi Amerlkan finansfcapıtalmin çıkan i di, gibi özbenlikçı düşünlene. ba n s dinamitçilerine noseörü ile bakmasın. Uluslararası ortam ıle Türk direnci, bu sorunu çözebilir. Eleman Alınacaktır Idaremız Fabrikalar Müdürlüğünün ömerlı Barajı Terli tstasyonlannda münhal bulunan; 1 1. sınıf vardiya elektrikçisi kadrosunda, İs Kanununa tabi olarak çalışmak üzere 450/730 kuruş barem ücreti ile Erkek Sanat Enstitüsü Elektrik bölümü mezunu; 2 Aynı işyerinde 1. smıf Makinist Kadrosunda. îş Kanununa tabi olarak çalışmak üzere 410/636 kuruş barem ücreti ile Erkek Sanat Enstitüsü motor veya tesviye bölümu mezunu; Elemanlar alınacaktır. Asagıda belirtilen şartlara haiz İsteklilerin en geç 23.8. 1974 cuma gtinü mesal saati sonuna kadar Nütus HUviyet Cüzdanı ve Tahsil Belgeleri ile birlikte tdaremiz Personel Müdürlüğüne bizzat müracaatlan rica olunur. ARANAN ŞARTLAR : 1 1. Sınıt vardiya elektrikçilerl için, a) Erkek Sanat Enstitüsü Elektrik Bölümü mezunu olmak. b) 1845 yaşlan arasında olmak, c) Askerligini yapmıs olmak tercih sebebldir. 2 1. sınıt makınistler için, a) Erkek Sanat Enstitüsü Motor veya Tesviye Böliimü mezunu olmak, b) 2245 v»5lan arasında olmak, c) Askerligini yapmış olmak. ( B U I B : 18854) 5903 istanbul Üniversitesi Rektörlü^ünden 1 Enez Hıdrohelyoterapı AraşUrma Merkezmin 2.970.000. lira keşif bedelli 6'ncı kısım insaatı tsinin 10.7.1974 . günU, saat 15.10'da yapılan kapalı zaıi usulü eksiltmesind» • olunan tenzilât hadde lâyik görülmediğinden mezfcur is aym sartlarla ve pazarlık usulü ile ihaleye çıkanlmıştır. 2 Ihale 1.8.1974 günü, saat 15'de Bektörlük Alım ve S«vtım Komisyonunda yapılacaktır. 3 tştirak belgesi almak isteyenler 30.7.1974 günü, saat 16'ya kadar istenilen belgelerle birlikte ekleyecekleri dilekçelerini Rektörlüfümüz însaat ve Muamelât Müdürlüğüne ver* meleri gereklidir. 4 Sartnamesi yukanda adı geçen Müdürlükte görülebllir. 5 Kafi teminatı 205.700. liradır. 6 îştirak etmefc isteyenlerin alacaklan yeterlik belgesl, kafi teminatlannı O. Saymanlık Müdürlüğüne vatırdıkla. nna dair makbuz vs istenilen vesair evrakla birlikte 249U sayılı kanun gersgince büdirilen gün ve saatte adı geçen Komisyonda harır bulunmalan ilân olunur. (Basın: 19801) 5893 Kızılay'a kan bağışlamak insanlık vazifesidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle