Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 1 Nisan 1974 armara kıyısı olan başlıca şehlr veya 111erin Beledıye Başkanlarının Yarımcad'a toplarvarak, Marmara'nın kirlenmesi problemini ele almalarını, ne kadar geç kalmış olsa da, yine de bir kıınıldanış olarak karsılamak en doğrusudur. Bu teşebbüse bir kımıldamş derken, baslanan hareketi küsümsemiyoruz. Ama ne var ki dava, Yarımca'da toplanan Belediye Başkanlarının, olumlu sonuçlar verebilecek karar ve yetki füçlerini çok aşmaktadır. Şöyle ki: M Olaylar Marmara'nın Bütünü Şevket Süreyya AYDEMİR lan hayranlık ifadelerini blliyorum. Oysa şimdi bu alan da, dünyanın en çirkin ve plansız sanayl bölgesı haline gelmiştir. Hem de esas plan burayı, sanayi sahası diMnca bırakmışken.. Bu fabrikalar Anadolunun içenlerinde yapılabilirdi. Meselâ o guzel Hereke'nin üstüne bir çimento fabrikası oturtmak kimin aklına gelebilirdi? Böyle bir karar almak ve bu bölgeyi kömür dumanlarına boğmak için bir insanın, bir heyetin veya bir Belediyenin gerçekten çok şeylerden yoksun olması gerekir. 5 Sonra Marmara doğusunun, özelîikle Izmit ve devamı olan çatlama hEttının, buralarda inşaat ve yerlesmeye girihrken, mutlaka ustünde durulması gereken, haya:i önemd'e bir probleml daha vardır: Yer sarsıntısı meselesı? Biz bu çok önemli konuyu, çok zaman önce bu sütunlarda «Salomon Kalvi ne diyor?» başlığı altında açıkladık. Gerekli tavsiyeleri de özetledik. Salamon Kalvi, Hıtlerın şerrinden Türkiye'ye kaçan, dunyaca ünlü bir Jeolog profe^ördü. Altı çamur ve gevşek topraktan oluşan Izmit düzlüğüne, ev ve yerleşme binaları yapılmasını, çok önemli raporu İle. kesin olarak tehlikeli buluyordu. Izmit'in bu bakımdan tarihte geçirdiği çok büyük felâketlerl sayıyordu. Ve hatta bir defasınd'a, Izmıt kıyılarmda bulunan Bizans donanmasının, Izmit'in kayalık tepelerine çarparak parçalandıklarını yazıyordu. Halbuki şimdi îzmit Belediyesl buraları, çok kath apartmanlarla doldurmustur. Hulasa bu tür problem ve sakıncaları burada, daha da sıralayabiliriz. Hem de Marmara'ya kıyısı olan başlıca 1 ve Belediyelerin, bav 1 langıç da olsa. bu ilk toplantılarınm verimli olmasını dilerken... ları, yapılmalannd'an daha pahalıya çıkacak çirkin iskân alanları ile dolmasına engel olunabilir mi?» Bugunkü politıka ticareti havasında sonuç vermeyeceğıni bile bile, bağımsız bir gazetenin, bağımsız bir yazarı olarak, yine de bazı görüş ve önerilerimizi özetliyelim. Şöyle ki: 1 Önce, Marmara denizi ve çevresl denilen alanı tarif edip, açıklığa ka\uşmalıyız. Sanıyorum ki bu alan şö>le tammıambilir. Karadeniz ve Çanakkale Boğazları ile, rialiç. tzmit ve Gemhk Körfezi, Saparça ve tznık Gölleri bölgesi, ve Marmara'da bütün adalar, Marmara'nm bırinci bölgesini teşkil edprier Bunlardan başka, Marmara Denizinin, kuzey ve guney kıyılan da, daha yukarıda sayılan sahalarla beraber, Marmara Denizi kıyı ve alanlarını kapsarlar. Yukarıdakl bölüntüye göre, Boğazlarla Marmara adalan ve Halıç, İzmit, Gemlik Körfezlerı, Tersane ve benzeri kamusal mahıyetli tesisler dışında, her turlü sınaî tesisler yapılmasına yasak sahalardır. Buralarda şehırkasaba beledıvelerinın dışında, Bölçe Belediyeleri kuruJur. Ve bu belediyeler, Bakanlar Kurulu kararı dışında, hiç bir sınai kuruluşa müsaade Teremezler. 2 Karadeniz Boğaza ile Çanakkale Boğazı ve bütün Marmara adalaıı ile göller havzası, özel bir kanunla. sosyal ve sınıılı yerleşme, sahaları sayüır. Buralarda iskân devletçe planlanır. Bu planlı sahalar dışında tnsaat yasaklanır. Bu inşaat alanları da, kıyılardan en az 25 metre ve yerıne göre daha fazla ıçende yapılır. 3 Haliç, Îzmit ve Gemlik Körfezleri kıyılan. keza Bakanlar Kurulu'nun kamusal nitelikte göreceği kuruluşlar dışında, her türlü fabrika ve bu nitelikte kuruluşlar3 kapatılır. Bu alanlara, Sapanca ve Iznik Göller bölgesi de katıhr. 4 Satın alınmış ve projelennıış, hatta başlanmıs olsa daht. bu maddelerdfki alanlarda sınai tesis kurulamaz. Mevcut ve tamamlanmıs tesisler, Hükümetçe, bılimsel ve ciddi bir tetkikten geçirilir. Bunlardan nakli kabü olanlar, Anadolu içerilerine naklolunur. Olma 1 Ortadaki dava, yalnız Marmaraya, kıvısı olar» Belediyeler için değil, artık ipin ucu kaçmış olan Marmara'nın bütünü, yanl bütun Marmara üzerindedir. Nitekim geçen aylarda Avrupa'tfa toplanmış olan «Akdenizi kirlenmek ten kurtarmak» komisyonunun raporurıa göre Marmara, Akdeniz manzumesinin, en çok kirlenmekte olan alanlarmdan biridir. Ve bu alan, yalnız Belediye Başkanlarının, sözgelişi de ol«a müdahale yetkileri olan Belediye kıyılarından ibaret değildir. 2 Sonra mesele, yalnız Belediyeler kıyılarında denizin kirlenmesi değıldir. Marmara'nın bütün kıvılarmda yer alan ve bu kıyılarda bulunmaması veya kurulmamaM gereken fab rika ve tesislerle, tamamen plansız bir şekilde genisleyen yerleşme yığınlarımn, denizi kirletmesidir. Bu Belediye dışı kıyılar ve tesisler hak kındâ ise Belediye Başkanlarının, kararları değil, ancak temennileri olabilir. Çünkü zaten Belediye sınırlan içinde de yürütemedikleri Belediye kanunlan ile, Belediye sınırîan dışmda, yani sehir ve kajabaların dıçında kalan yerler hakkında karar almak, onların kanun yetkileri dışındadır. 3 Bir de bövle b!r topiantı, yalnız Belediyeler kıyılarının kirlenmemesi lçin değil, hem Belediye sınırlan içinde. hem dışında kalan kıyıların yağması davasını da ele alaeak şekilde düzenlenmeliydi. Mesela Istanbul'un Çekmeceler ve Kumburgaz kıyılanndan, Silivri'y» doğru yığınlışan ve dünya kıyılannın en çirkin yığınlasmasmı veren yerleşme alanları ile, îzmit ve şimdi de Gemlik körfezinin ölümlert üzerinde durarak, konuyu ortaya koymalı idi. Şu halde, bir denizin kirlenmesi, bir de kıyılann yağması ve utanılacak şekilde yığınla?ma«ı Işi vardır. Madem ki neticeler, nasıl olsa temenni alanında kalacaktı. O halde bu ilk Belediye Başkanları toplantısında, bu ikl meselenin de birlikte ele ahnması iyi ve ilk adım olurdu 4 Kaldı kl Marmara kıvıları, aslında fabrlka gahalan değildir. Meselâ Pendık • Izmit araaı, bu bölgelerl inceleyen İlk yabancı heyet raporunda €Türk Riviyerası» olarak adlandınl«nıştı. Bu büyük çalışma eserini, hükümet hetabına tfilimize çevirdlgim için, orada kullanı yanlara, Anadolu'da yeni kurıılus yerlerl seçmek ve tesis kurmak için uzjnca vade verılir ve teşvik imkânlan sağlanır. Çimento fabrıkalan, kıremithane, çimentodan mamul maddeleı fabrıkaları ve benzerlerinin, arsaları sahiplerine bırakılmak ve yeni plana göre kullamlmak kaydı ile, tesislerınin ilk adımda ıcerılere nakillerı ve mali problemler kanuna bağlanır. 5 Öbür kıyılara ve oralarda iskân sahaları tesisi i?lerine gelince? Evvelâ deniz ve gö. kıjıları Türkiye'de tamamen kamulaştırılır. Kıvıların benimsenmesi veya yağması »uretiyle kapatılan yerlenn haritalan yapılır ve buraların, bir devlet planı ve gerekli ödemeleri üc temizlenmesi işi, belirli kademelere bağlanır. 6 Sehir. kasaba belediyelerinin kıyı bölgeleri de, aynı işleme tabi tutulur. Buralarda inşaat ve tamirat vasaklanır. 7 Şehir kasaba belediyeleri dışında kalan klyılar devletçe bölgelere ayrılır ve buralar için Bölge Belediyeleri Kan mu çıkarılır. Bu kanun, ana esaslarla, uygulama nizamnamelerinı getirir. 8 Fakat her hal ve kârda derhal işe girişebilmek için en emmyetli Lednir. Br.lge Belediyeleri Kanunudur. Bu kanun, toprak ve kıyılan muhafaza ile, planlama, kıymetlendirme vs kalkınma için hükümetın elinde, en önemli, hatta gelirh bır makanizma olacaktır. Bölge Belediye Başkanlıklanna, mahalli seçımlerle baş kan seçılebıleceğı gıbi, tecrübeli ve emekli asker ve sivıl idarecıler de, Hükümetçe atanabilmelıdır. Bu öneriler, daha da sıralanabüır. Haftanıiı raporu Habeş Güneşi SADUN TANJU M Bugünkü Başıboşluk Bugun, defil belediyeler dışi alan ve kıyılarda, hatta belediye smırlan içinde bile Deledıye kanunlan yürumedığıne ve butün polıtıkacılar, meselâ gecekondular için, tapudan, ruhsattan dahi muaiiyet nutuklan çektıkJerine göre, yarın, hem şehir ve kasaba, hem de Bölge Belediyeleri dahilinde bu sövienenlerin nasıl yürütülecegine daır soru ve şüpheler elbette yerindedir. Ama bızim, ne kadar özel olsa da bu görüş ve tekliflerimiz, kanunlann yürüdüğü, devletin kanuniar üzerinde tam yetkili bulunduğu ve vatan toprağı ile vatandaşların kanunlara uyduğu, politikanın bir ticaret metaı ve politikacmın, ülkenin abadanlıgı Üzerinde, kaygusuz bır siyaset taciri olmadığı gerçek bir nızam havasına göre sıralanmıştır. Yoksa sorumsuz bir başıboşlukta, ülkede bir toprak, kıyı, göl, deniz ve hava muhafazası işi, elbette havada kalır. Yarımca'daki Belediye Başkanlsrı toplantısı vesilesi ile, bazı noktalanna değindiğimiz konular, elbette kl Hükümet ve belediyelerin mfişterek işi olacaktır. Hatta ele ahnmaları ne kadar gecikmiş olsa da... Ama biz yine ümidimizi kesmeyelim ve ilgililere, karar gücü ve sağduyu dileyelim. Hatta bir kaç yıl sonrasını da değil de, hiç olmazsa bugunkü durumu ve problemleri değerlendirmeleri için... nssoHni'nln faşist ordusu 1936da Habeşistan'a saldır dığında, lmparator Haile Selfciye tahta çıkalı 6 yıl olmuştu ve yeryüzünün en eSki uygarlıklarından biri yeni uygarhğın pençeleriyle kanıyor diye, dünyanın vicdanı sızlıyor ıdi. 1930'ların ortasında, bugün lfahve köşeleriode konuşulan ve gazetelerde okunan çok gerçek bilınmez idi. Muısolmi saldırgan olduğu için yerflir, Haile Selâsiye haksızlığa uğradı diye sevilirrfi. Hele bizim gibi kurtuluş savaşının anıları henüz taptaze olan Clkelerde duygusal ölçüler daha da geçerli idi. Bizim halk, kendi derdi yokmuş gibi, Haile Selâsi>e ile Italyan harbi sırasında dost olmuş, İkinci Dunya Savaşı sırasında Londra'daki sürgünlüğü ile llgilenmiş, savaş sonrası ülkesine donusüne ve tahtına kavusmasına sevlnmis, onu benimsemiştir. Bunda biraz da Haile Selâsiye'nin Saba Melikesi Belkıs ve Hazreti Süley. man'a kadar uzanan soy sop bağının etkisini aramak gerekir. «Seyr'etti heva üzre denir tahtı Süleyman / Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde!» demistir de şair, onun soyundan bir kuru adamın 44 yıldır saltanat sürmesi üzerinde pek durulmamıştır. Şunea asır önce Süleyman'ın tahtının yerinde yeller esiyor da, zamanımızda ilkelliğin bekçisi gibi yasayan bir kral 41 yıl halkının başında nasıl kalabUivor? ŞAHANE KONTRAS.. Bizim Televizyonda geçen gün., açlıktan ölen sürünen bitkin Habeşlerın içler acısı yaşantısı gösterüiyor idi. Ve bir Habeş limamndan komşü Afrika ülkelerine canlı hayvan gönderildiği haberini vüıçle kaldınlıp vapura konan bir deve süslemekte idi. tmparatorun kuru gbvdesine klm bilir hangi Ingıliz terzisi tarafmdan ustaca oturtulmuş şık giysilerle gümuş bir tabaktaa kocaman et parçalarını alıp saray bahçesindeki azman köpeklere fırlatışını gösteren fotoğraflar, toprağa serilmiş ve kadidi çıkmış çocuklar, kadmlar, gençler ve ihtiyar'.arla «sahâne» kontraslar yaratıyor idi. 1930'ların mazlumu gdrülmemiş bir zalim İdi. Peki değişen ne idi? İnsan mı? Bölge Belediyeleri O halde, acaba bu konularda neler yapılabilir? Daha doğrusu bir şeyler yapılabileceğine, yani denizlerin kirlenmesi ile, kıyılann yağmasına vs bunların, plansız, çirkin ve yıkılma YALAN ÜZERİNE YALAN Değişen düşüncedir. İnsanı insan yapan da düşüncedlr. Biz bilmez ve anlamaz idık, bir insan vatan icin canını versin de halkının canını verisine niçin seylrci kalsınî Yeni uygarlığm gücünü gorjün o*e. ülkesini niçin eski çağların yaşam düzeyinde tutsun? Yiizbinler ö!ür ve milyonlar ekmek, su diye şehir kapılannda inlerken, saray bahçelerinde besili köpeklere gümuş tabaklardan taze et parçaları niçin sunulsun? Ve ailadık ki, halkla sivasal iktidarın bütünleşmesi konusunda bize yalan üzerın» yalan ıbylenmiştir. BİR BİR SİMİT GAZOZ! OKTAY AKBAL Evet Hayır İNSAN İLİŞKİLERİ DÜZELEBİLİR n s a n ilişkileri yönünden bugün dünyamızın içinde bulunduğu durum hiç de iyi, içaçıcı değil. Bunu; uygarlaşmanın, endüstrileşmenin doğal bir sonucu olarak kabul edenler var. Acaba gerçek bu mudur? Ruh sağlıklan bozuk, toplum hayatma uymakta güçltik çeken insanlann sayısınm, dünyanm hemen hemen her ülkesinde, her geçen gün hızla artışı, kaçmılmaz bir sonuç mudur? Uzmanlar, bugün yeryüzünde yaşayan her on kişiden birinin ruh safclıgının ' " " j ciddi tedbirler alınmadığı dirde, bu sayının daha da çoğalacağını söylüyorlar. özellikle, gelişmiş diye adlandınlan ülkelerde insanlann neden bu duruma geldikleri bilinmektedir. Ancak şu anda öyle bir düzeye gelmişlerdir ki, nedenlerin bilinmesine rağmen. bu durumu düzeltebitaıenin, değiştirebilmenin hemen hemen olanaksız olduğunu kendileri de anlamışlardır. Gelişmekte olan bir iilke olarak biz bu konuda, bir bakıma, avantajlı durumdayız. Bir kıyaslama yaptığımızda, daha henüz bizde ateş bacayı sarmamıştır. Nedenler de bilindiğine göre, önleyici tedbirler alarak insan ilişkilerini sağlıklı biçimde koruyup, yürütebilmek mümkündür. Zaman henüz geçmemiştir. Yeter ki bildiklerimM uygulayabilelim. HABEŞ TRAJEDYASI Aylardır »çu diye bağ.ran halkımn sesini duymayan, yan çıplak mecalsiz şehır kapılarına yığılanlan gormeyen bir «arslanlar aslanı» imparator, 44 yıldır duruma hakimdir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kürsüye çıkıp, firgütün insanlık idealini yücelestirebilır. Feodal bir yapının çağdışı yaşama mahkum ettiği kendi insanlarma zindancıbaşılık yaparken, insan hakları ve mutluluğu üzerine gevezelikleri alkışlanabilir. tîlkenin Asmara bölgeıindeki Amerikan üssündet Hkbeş trajedyasını seyreden çağda? nygarlık, çaidısı vlnetimi arkalamakla neden bir in•anlık suçun» iştirak e4iyor? I ört klşllik bir allenin gündelik yemek masrvtı '50 kuruşmuş: En azından... îki çocuk, ana, baba nepsı Sıbah kahvaltısı, öğle, akşam yemeğini bu 750 kuruş'a halledecekmiş! Adam başma 180 kuruş!... Biliyorsunuz, s'mit bile bazı yerlerde yüz kuruş, haydi bir de gazoz, tamam. Demek birer timitle birer gazoza gıdecek bu yedi buçuk ura... Istanbul milletvekıllerinden Mankut bır vasa önerısi hatırlamış, Gelir Vergisi yasasındaki 31. maddemn aşağıdaki biçimde aeğiştirilmesini öneriyor: «Mukelieflerin ?ünde 50, ayda 1500, yılda 18000 lirayı aşmaj'an gelirleri vergiye tabi tutulamaz.» Mükellef evli ve çocuüu ise bu tavan çızgisı driıa da yukan çıkıyor. Vergiye tabi gelirler yukaniaki sının aşUğı zaman bu kadar gelır vergiden indiriliyor. Ben fle bu tav3n çizgisinin en az 2000 lira olmasını önermlştim. Sayın Mankut'un önerisi de eş, çocuk ekledyle aşağı yukarı iki bine ulaşıyor. Istanbul milletvekilinin önerisi ilginçtir. MecMs nasıl karşüar, Maliye Bakanı, ortakıık hükümeti ne der, ne düşünür, bilmem. Bu kadar yerinde bir ısteği benimsememek, bütün partilerin ortak önerisi haline getirmemek, msnrık dışı olacaktır. Bir ç.zelge var önümde. Buna göre en azından 1750 lira gerek dön kişilik bir aileye. Hani günde bir simıt bir gazozla »ncak kamını doyurabilecek aile var ya, ona! Kııa, yol parası, giyim kuşama aynlacak para vb. Bunlardan bir iki örnek vereyim. Allenin aylık sağlık giderıne 30 lira, ısınma, aydınlanma ve su fcidfrierine 120 lira aynlmış. Sorarım ayda oruz lirayla bir ailenin sağlık giderini karşılamak olacak şey midır? Eve bir doktor çağırtmak zorunda kalsanız, en azmdaiı elli Ura yüz lira vermek gerekir, etkili bir ilâça yirmı otuz lira!... Bu çizelgeden çıkanlacak sonuç dört kişilik bir ailenin ellne net 1750 lira geçmesinin o aileyi yoksulluğun sınırında yaşatmaktan kurtaramıyacağıdır. Oysa bugün By6*a bin yedi yüz elli lira alabilmek için brüt aylığın iki bin beş yüzden yukarda olması gereklidir. Yüksek öğrenimli, on yıllık kıdemi olan bir memur, bir öğretmen bu kadar para alabiliyor bugün. Butün bu gerçekler ortadayken, yaşam günden güne yükselirken vergi indirimi yapmak kaçınılmaz bir zorunluluk olmaktadır. Maliye, kolaycacık vergi almak alışkanlığlnı bırakmalıdır. Bugüne dek hiç vergi vermeyenleri, şu ya da bu yoldan vergi kaçıranları ortava çıkarmak gerekir. Bir kez tanık oldum. yıllık gelir bildirgemi vermek için gittiğim Şişli Vergi Dairesinde önümde duran bir kişinin elindeki vergi biltfirgesinde gördum, kentin luks bir semtmde serbest hekimlik eden bir kimse o yıl czarar» ettiğini açıklıyordu, tabiî bir tek kuruş vergi ödemiyordu! Nasıl seydir bilemem, uzmanları duşürsünler üzerinde .. Bir devlet dairesinden, bir ortaklıktan, bir kurumdan aylık mı alıyorsun, Maliye her av kesiyor vergisini.. Kiraya verdiğin bır yerin mi var, alıyor devlete düşen payı... En sağlam kaynak bunlar! Ne vergi kaçırabilirler, ne de eksik gösterebilirler. Maliyscilerimiz bu sağlam kaynağm yakasını kolay kolav bırakırlar mı? Bin bes yüz ya da iki bin liraya kadar olan avlıkları, maaşları. ücretleri vergiden cmuaf» tutabilirler mı? Bunun yanıtını genç Maliye Bakanımız Baykal verecek günü gelince... Dileğimiz bu «gün»ün çok uzaklarda olmaması!.. D Aşağıda vereceğimiz birkaç örnekle, önce İnsan ilişkileri yönünden dünyamızın bugün ne durumda olduğunu kısaca açıklayalım: Örnekler 1. Evde, okulda, iş yerlerinde, sokakta, kısacası her yerde, ruh sağlıklan bozuk, bırbirlerini sevmeyen, birbirlerinden nefret eden, yüze gülüp arkadan birbirlerinin kuyusunu kazan, iki yüzlü, birbirlerine kötülük yapmağa çalışanların sayısı gün geçtikçe çoğalmaktadır. 2. İnsan ilişkileri hepimizi düşündürecek ÇEIİŞKÎLER içindedir. Şöyle ki: a Örneğin bir zamanlar insanlar ÎSA'yı önce taşlamışlar, çarmıha germişler, daha sonralan da yine insanlar ÎSA'ya tapmaya başlamışlardır. Günümüzde de benzer çelişkili ilişkiler o kadar çok ki. b Bir yanda bir DR. BARNARD ve onun gibi düşünenler var. Bir insanı takma bir kalple bir süre daha yaşatabilmek için binlerce lira para harcayan, emek veren, kalpleri bu denli yüce insan sevgısıyle dolu insanlar var. Öte yanda «Acaba bu kez nasıl bir silâh yapalım ki, bir 3. baskı pıyasaya verıldı anda daha çck sayıda insan can versin» gibi düşuncelerle lâboraGenel Dağıtırrr: M. Yayınları tuvarlarda sabahlayan sözüm ona bilim adamlan da var. Her iki Ticarethane Çıkmazı Bozkurt Han 25/1 düşüncenin insanlan bugün yanyana ve birarada yaşıyorlar çaSultanahmet/lst. ğımız dünyasoda... (Reklaâmcüık: 534/2567) c Bir grup insan ıçkinin. sigaranm, uyuşıurucu maddelerin insan sağlığı üzerndeki kötü ve tehlikeli etkilerinaen söz ederken; aynı anda bir Daçka grup ESKİ AMERtKAN DERSANESt insan da bu maddelerin sürümü nü arttırmak için reklâm yapBinasmda, aynı idareci ve öğretmen kadrosuyla, Yücel Külmakta, satışın çofalması için her yola başvurmaktadırlar. Ve tür Vakfı"na bağlı olarak çahşan işin kötüsü bütün buniarın öncülüğünü yapanlar, ne acıdır ki ço ÖZEL gunlukla okumuş. eğitim görmüş kimselerdir. 3. öte yandan eğitim öğretim görmüş kişilerle. okui yüzü görmemiş insanlar arasmda insanca davranışlar vönünden göze batar ücüncil dönem ÎNüİLİZCE FRANSIZCA ALMANCA . tarklılıklar görülnıüyor. Ovsa. MUHASEBE ve SPOB derslerine 4 Nısanda başiamak üzesöz gelimi; jolda yanyana ytırüre kayıtlar yapılmaktadır. mekte olan ücı insanın yalnızca Sultanahmet Alemdar Cad. No: 23 5ürüyüşlerine bakaıak. birinin TEL: 22 17 37 öbüriine kıvasla daha çok ö*renim görmüş oldugunu sovlevebıl. meliyiz. Tabii eğer egıtim etkılı olabilmis, kişının tüm davranışCumhuriyet • 2569 larını etkilejebilecek bir biçim botlaçmakta, makinelesmektedir. Böyle bir insanın çevresindekilerle sağlıklı ilişkiler kurup, yürütebilmesi de çok güçtür. Kendilerini tanıyanlann, kendilerine saygı duyan, değer verenlerin çevrelerindekilerle sağlıklı ve ahenkli ilişkiler kurduklan görülüyor. Alçak gönüllüler, güçlü olanlar kendilerinin ne olouğunu bılen, tanıyan kimselerOrhan ÇAPLI d:r. Bir arada, huzur içinde y«GAZt EĞT. ENSTÎTÜSÜ ÖGR. ÜYESt samak, iyi insan ilişkileri kura| bils»ek içiıı ç^ıremizdegleri tanımatc, onıarı oldukları çibi kad«terîîel>tlmişse,'böyı« birlarkı guze yollanndan birl: KonuşUzel Körmek mümkün olabilir. mak, boşalmak, dertleşmektir. bul etmek, sevmek, sayinak, on4. Uygarlaşma, endüstrileşme Üzuntüleri, kaygıları, sıkıntüan, lara önem ve değer vermek, insanlann hep iyi yanlannı görgiderek insanlan korkunç bir yai • korkulan içimize atmak, kimsemeye çalışmak gerek. Geçimsiz, nızhğa doğru itmektedir. İnsan ye söylememek ruh sağlığımızı lar, özellikle büyük kentlerde, bozan en kötü davranışlardır. başkalanyle iyi ilişkiler kurmagün geçtikçe birbirlerinden uzakİnsan olarak hepimizin, bizi can da güçluk çeken insanlann aslında kendilerini sevmeyen, saymalaşmakta, kendi kabuklanna çedan dinleyebilecek, yakın dostla yan, kendileriyle barışık olmayan kilmiş bir duruma gelmektedirra, ihtiyacımız vardır. ler. Toplumlar, hızla yalnız inkimseler olduğunu görmekteyiz. Olaylan değiştirebilmek çoğu sanlann, birbirlerinden kopmuş, tnsan ilikilerinin sağlıklı v» yorgun, hırçın, kendi dertlerine kez elimizde değildir ama olay düzenli bir biçimde yürütül»* lara bakış biçimimizi değiştiredüşmüş insanlann birarada yabümesi için; ılişkilerin samimibilmek elimizdedir. Kötü, acı ve şadıkları bir yalnız kalabalık dulik sınınnı aşmaması, içli dışhoş olmayan olaylar karşısında, lılığa dönüşmemesi gerektiği uıumuna girmektedirler. bu olaylarm iyi yanlannı görme nutulmamalıdır. İçlldışlı olmak 5. Biraz daha rahat etmek ğe, bulmaya çalışan kişi ruh sağilişkileri çabucak yozlastırır, boiçm daha çok çalışıp, daha çok lığını koruyor demektir. zar. para kazanmak; günümüz insanRuhj sağlığımızı koruyabü. İkinci planda kalmasıru bllannı sinirli, yorgun, sabırsız ve menın bir başka koşulu da olaylen, daha çok elcil, daha çok baş hoşgörüden yoksun duruma gelan her zaman ciddiye almamak, tirmektedir. Oysa, bir insanın kalannı düşünenler; sevilen, saarasıra boşverebilmektir. Bazı çalışma hayatmın tutsağı duruyılan, aranan kimselerdir. Aslınclayları görmezlikten. bazılarını muna gelmesi; hem beden, hem da yalnızca kendisini, kendi scduymazhktan eelebilmek kişinin de ruh sağlığı için son derece runlannı, kendi çıkarlarım düşühuzurunu korur Bu biraz da zararlı ve tehlikeii olmaktadır. nenleri gerçek insan olarak kabul insanlarla geçinebilmenin, sağedebilmek de biraz güçtür. Buraya kadar sıraladığımız örlıklı ilişkiler kurabilmenin temel Buraya kadar ancak bir kısmıneklerde de görüleceği gibi, inilkelerinden biridir. nı sıraladığımız bü ve benzeri san ılişkilerinin bu duruma gelÇalışma hayatına aşm düş tedbirler ahnabildiği zaman, inmesinde elbette ki birçok nedenkünlük, para kazanma tutkusu san ılişkilerinin düzenli ahenkli ler rol oynamıstır. Ancak, bize insanın ruh sağlığını çok ciddi kalırsa, bu nedenlerin başında ve sağlıklı bir Diçirrjde yürüyebiolarak etkilemektedir. Çalışmak eğitimin başansızlığı gelmekteleceğine ınanıyorunı. Bunları ger dir. Eğitim öğretim çahşrnaları; için yaşayan bir insan durumuna çekleştirebilmek ise Dek de güç gelinmemelidir. Kişi bövlece roinsanı, gerçekten insan durumuolmasa gerek... na getirebilme yolunda ne yazık ki başanh olamamıştır, yetersiz kalmıştır. ÎNSAN İLÎŞKÎLERÎNÎN DÜZENLÎ, UYUMLU VE SAĞLIKLI BİÇİMDE YÜRÜYEBÎLECEĞİNE İNANMAK GEREK. YETER Kİ, İYÎ EĞİTİM VE İYÎ ÖRNEKLER SAĞLANABİLSİN. BÜTÜN OLSA.. Biz bunlan eskiden bilmez ve anlamaz ldik. 225'inci imparatorunun yönetiminde zaSn zağrı ağlar iken «u»kunluğunu zavallıhğın» katık eden bir halkın serencamını gazetelerde kİtaplaHİa okur, televizyonlarda seyred.er iken, yönetici gücün oftışmasındaki tarihsel hikâyeyi pek az kimsenin bildiğini bilmez idik. Şimdi bilen çok ise de, bilmeyenlerin sayısı da o kadar artmıştır. Yani, aradaki oran bozulmamıştır. Çjğımızda da, her zaman olduğu gibi, halkın tarafında olanjarla yönetimin tarafında olanlar vardır. Biz bunu bir bütün sanır idik. Bütün olsa, halk açlıktan ölürken, develer, mandalar yüklenir ml bir limanda? Sırt çevrilir mi halkın yilzde 90 cahilliğine, ulaşılmaı köylerde yaşamasına, susuzluktan kırılmasınaî SANAT KİMİN İÇİN? Biz bilmez idik yalın gerçekleri de, derdik ki, bir hikâye bir romanda «iılatılırsa bu açlık, bu yoksulluk; bir resimde Blümsüzleştirilirse, Picasso'nun Gnernicm'sındaki gibi zulüm ve haksızlık öbür kuşaklara bir lanat mir»n olarak blrakılırsa halk kendi yönetimini bulur ve ayrılık biter. Inanırdık ki, ne kadar çok kişi uyanır, egitilirse kavuşraa günü o kadar kısalır. Oysa her ?ey açıktır cimdi, bütün politik oyonlar, iç ve dıs pazarlıklar, çıkarlar, de| i s • toknslar, kamnoyn yapmalar, olay yaratmalar, »artlandırmalar, yönetimin ulnsal ve nluslararası bütün cambazlıkları bilinmektedir, bütün bnnlann nzmanlan yetismektedir de, vnslat neden bep bir başka bahara kalmaktadır? TEK GÖZLÜ TERAZİ Tarihi eşitsizlik diye bir olay vardır inganlığın kaderlnde. Genişleyen dünyada daha açık s'eçik meydana çıkan bu olay, hızla büyüyen nüfusun yarattığı meselelerle çözümsüzlüğe sürCklenmektedir. Boşuna öcü yaratmaya kalkmayın kefenin ağır basan tarafındakiler, yönetimleri kalabalıklara karsı kışkırtmayın, halk tarafı ağır bassa da siz yine eşitsizligm en olsun meyvalannı yiyeceksiniz. Ama her halde, Haile SelâMve gibi, kefenin öbür tarafını bomboş bırakıp t^k gözlü bir terazide egemenliğinizi tartmaya kalkmıyacaksınız. Neler yapılmalıdır Hiç kuşkusuz en başta AİLE'yi güçlendirmek gerekiyor. Çünkü, düzeni iyice bozuhnuş ülkelerin bu duruma gelmelerini hazırlayan nedenlerin kökü aileye dajanıyor. Aileyi meydana getiren bireyler arasındaki üişkilerde görülen bozukluk, aile ilişkilerindeld zayıflama, sarsıntı giderek toplumu olumsuz olarak etkilemektedir. İnsanı hayvanlardan ayıran, onu böylece gerçek insan durumuna getiren bazı özellikler vardır. Örneğin: Sevgi, acıma, hoşgörü, dayanışma, bağışlama, yardımlaşma, çevreyiçevredekileri düşünme, duygu ve heyecanlan kontrol edebilme v.b. insanoğlu bunları bilerek gelmiyor dünyaya. Her insanın bu konuda iyi örnek lere, iyi eğitilmeye ihtiyacı var. Bu konuda ne verilebilmişse ileride onlann ürününü almaya başlıyorsunuz. Bir insanın ruh sağlığı nasıl bozulur? Ruh sağlığının korunabilmesi lçin ne gibi tedbirler almak gerek? Çevremizdekilerle nasıl daha iyi ilişkiler kurabiliriz? Artık bugün her insanın, bu sorulann cevaplannm neler olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu konuda akla gelen belli başlı ted birler şunlardır: Olgun ve ruh sağlıklan yerinde olanlar, duygu ve heyecanlannı kontrol edebilme gücü olan insanlardır. Böyle bir güçten yok sun olanlann, insan ilişkilerinde kusurlu davranmalan ihtimah çoktur. Ruh sağlığı yerinde olanlar: gerçekleri kabul edebilme, ger ceklere olduklan gibi bakabilme gücü olan insanlardır. Acı veren hoş olmayan, üzücü, can sıkıcı olaylar olduklan gibi kabul edil dikçe nıh sağlığı korunmuş olur Bu gücü ve dayanıklıhğı göstere meyenler bu tür olaylar karşısında yenik düşerler, çabuk yıkılırlar. Ruh sağlığımızı korumanın en » • •» • •• » • • • • • • • • • • • • 4 • • »• • » •• • • • • • • • • • • • • OLAY # Ajan ve polıs kışkırtmacıhğının tarihî belgesini açıklıyor. % TV'de Otyarn Dalokay konuşmasmın iç jiizü?. # Sosyalist Parti tarüşmalarında, Nihat Erim ve Ordu'nun Sanyakup Köyünden Yakup Orhon'un görüşleri. # Yargıtay ve Ceza Daireleri Genel Kürulu, gençlere ceza verilır.esinın yasalara aykırı olduğu kararına vardu "tannhnn arababn yeryuzune döndu» lit deail3cevap »•••••••» »•••••• ••••••••••••••••••••••••• Cumhuriyet 2580 yııııiHHitnıiiiıııııııııııılıııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııuııııııııııııiiiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııj | | a ş g ISTANBUL TABİP ODASI BAŞKANLIĞINDAN Duyuru: 19T4 yılı Asgari Ücret Tarifesi Kitsp halinde bastırılmıçtır Muayenehanesi olan Meslektaşiarımızın tarifeleri Odaraız Merkezinden temin etmeleri önemle rica olunur. SÖNETİM KURULU | | ş = g YÜCEL DERSANESİ FASİKUL CIKTI Hiırriuet kaynak k'rtaplar işbirliğl (Yeni AJans: 899/2547) 1 i TİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHimilllinillllllllllllllHllllllinillllllllllllllllllllllllllllMMIlııılımillllımılıım^ıııiMlüS Cumhuriyet 2575 i | Türkiye Zirai Donatım Kurumu Samsun Bölge Müdürlüğünden Samsun'da Depo te^ifleri sahasında 2.610.378.74 TL. Kejif bedelli Bnro ve Satış tesisleri yaptırılacaktır. Ihaleye iîtiraV için Ticaret Odası Kaydı, (B'> gurubu karnesi ve bu i? tutarı kadar i$ yaptıfına dair belgesi olana yeterlik beleesi verilir. thale 17 4.1974 carsamba günu saat 14.00'de yapılacaktır. Tekliflerin synı eön ve saate kadar verilmis olması garttır. Kunımumuz 2490 sayılı kanuna tâbi değildir. (Basın: 13092) 2579