16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 18 Şubat 1974 SuNltA FiTl KAulÜic ( * ) . < J E FîTZ ONuhl Î YARALISIN ERDAL ÖZ3 ö ZE T : TUTUKLU, BAŞKA TÜTUKLULARIN BULUNDUĞÜ BÎB KOĞÜŞA BIRAKIILIR. YENI GETİRİLEN NURİ ADLI BIR KOĞUŞ KIDEMLİSİNE TESLIM EDÎLİR. KIDEMLI SUÇUNU SORAR ONA, NE DİYECEĞİNt BİLEMEZ TUTUKLU. «SİYASIYMÎŞSİN» DER KIDEMLI. BÖYLECE ADI «SİYASİ» OLUR KOĞUŞTA AYAKTADIR VE TABANLARINDA BİR SIZI VARDIR. ÇÜNKÜ YARALIDIR. .'ŞKENCEDEN KALKALI ÇOK OLMAMIŞTIR. BURAYA GETtRÎLtŞt BEKLEDİĞt GIBÎ OLUR. BİR GUN EVİNl BASARLAR, KİTAPLARINT, EŞYALARINI DtDIK DİDİK EDİP ARARLAR, RESIMLERİNt DUVARDAN ÎNDİRÎP, ÇERÇEVESİNİ KIRARLAR SONRA DA ALIP BURAYA GETÎRIRLER, KOĞUŞUN İÇİNDE AYAKTADIR ŞİMDÎ. AZ ÖNCE BÎR KAVGA OLMUŞ KOĞUŞ KIDEMLtSÎ NURI'YLE İRİ YARI BİRt BİRBÎRİNE GİRMİŞTÎR. SONUNDA AYmiRLAR KAVGACILARI. AMA O HALA AYAKTADIR. KAVGA EDENLERt AYIRIP ORTALlGl YATIŞTIRAN SARIŞIN BİRİ ONUNLA İLGİLENİR, YATAGlNIN GELİP GELMEDİĞÎNÎ SORAR. ÎLGİLENİLMEK MUTLU ETMİŞTİR TUTUKLUYU. GELEN YATAKLA YASTIK t ç i KITIK DOLU BİRER TORBADAN BAŞKA BIR ŞEY DEĞÎLDtR. TUTUKLU, AYAKKABILARINI YERE BIRAKARAK, KOĞUŞUN DIBİNDE, ÜST RANZALARDAN BİRÎNDEKÎ ÇARŞAFSIZ, PİS YATAĞINA SES SİZCE GİRER. İSPANYA IÇ SAVAŞI Milliyetçiler General Franco'yu Devlet Başkanlığına getiriyor eneral Franco, General Mo la ve diğer ileri gelen subayların lıderlığinde başlayan isj'an hareketinin ülkenin bır bölümünü, kontrol altına alması, Martinez Barrıo Hükümetinin çekılmesi yonündeki baskılan arttırmıştı. Barrıo'nun yerıni alan kimya profesörü Jose Giral'ın ilk işi Fransadan askerî ve mâli yardım istemek oldu. Derleyen: Şevki Adalı olarak kabul edilen Toledo"nun düşüşü izledi. Milliyetçiler 1 Ekim'de General Franco'yu cumhurbaşkanlıgına getirdiler. Artık Madrit üzerlne saldırı başlıyordu. Franco aynı zamanda hükümetin de başı olacaktı. Milliyetçi İspanya' nın devlet başkanlığına getirilen Franco, Burgos'ta yaptığı konuşmada, ülkenin tümü kurtarıldı' zaman seçimlerin kaldınlacağını, halk iradesinin başka ş e kılde ifadesine yanyacak bir sistemin yaratılacağını, ışçi haklarının sermaye egemenliğıne karşı korunacağını, buna karşılılc sermayenin de yaşama hakkmın tanınacağını açıkladı. Bu sırada Cumhuriyetçi Ispanya'da önemli bir gelisme dah» oldu ve 7 Ekim'de Bask Cumhuriyeti kuruldu. Yeni Cumhuriyet iç savaşın sonuna kadar Madrit hükümetini destekleyecea, savaştan sonra da İspanya'dan avnlarak varlığını ayrı sürdürecekti. Üç Bask eyaletinin temsilciieri o tarihte Guernica'da toplanarak bu kararı almışlar ve durumdan Madritli yoneticileri haberdar et mişlerdi. Kurulan bu yeni devletin adı Euzkadi Cumhunyetl olarak saptanmıştı. Cumhurbaşkanlığına da Jose Antonio Aguir re getirildi. Baskların bağımsızlığa kavuştuklan gün milliyetçi ordunun Madrit saldınsı basladı. Milliyet çilerin uçaklan ise Madrit üzerine binlerce propaganda bildirisi attılar ve halktan kenti terket mesini istediler. Milliyetçilerin en Unlü komutanlan Madrit harekâtında görev almışlardı General Mola ise 12 Ekim'de kente girecegini ve Gran Vio'aakl kah velerden birinde kahvesinl yudumlayacağım ilân etti. Ordu Tagus Vadisi üzerinden ilerlemeye başladığında, milisler savunmakta olduklan siperlen terkederek Madrit vönünde kaçmaya başladılar. Bunu yaparken ds milüyetçilere ait bombardıman uçaklannın hedefleri haline peldiler ve ağır kayıplara uğradılar. Başbakan Largo Cabaılero ise, elinde yeteri kadar malzeme bulunmadığını ileri sürerek Madrit çevresinde sıper kazılmasını ihmal etti. Sosyalist Başbakan. bu na lüzum olmadıgını da ilâve ediyor ve îspanyolların dız çökerek savaşacak bir ulus olmadıgını, düşmana karşı ayakta çarpışmayı tercih edecekleıini ilân ediyordu. Sovunman gerekli mi bllemlyorsun. Herkes soyunuk olduğuna göre... Pantolonunu dürüp yastığının altına sokabilirsta. Gömleğini koyacak yeruc yok. Yastığının altma koysan? En iyisi ayakucuna, nevresimin üstüne bırakmak. Gece yere düşerse? Düşsün. Kımse bakmıyor soyunurken, buna seviniyorsun. Koltuk altlarını öteden beri yaban gözlerden kaçınrsın. Kaçınyorsun. Oysa işkencede hiç bir yerini gizleyemedin, onca insanın içinde nprelerine neler yapmadılar. DUşünmek bile yüzünü kızartıyor. Unutmaya çalışıyorsun. Çoraplannı da çıkannıyorsun. Nevresımmi kaldırıp giriyorsun altına: Es kimış, ağır, yabancı bir koku. «Nasıl rahat mısınız?» Kalkmaya davranıyorsun. «Siz» diye konuşan, yatagınm getirilmesiyle ilgılenen sarışın. «Yatak aceleye geldi. Yarın öbür gün iyi bir yatak ayarlarız,» diyor. • Sağol, eksık olma.» Rieri söyleyemiyor yine. «Ögrenci misiniz?» «Degilim, öğrenci değilim.» «Suçunuz ne?» «Sıyasiyım.» «Söylemişlerdi,» diyor. Kim söylemişse. «Yatağınıza oturabüir miyim biraz?» «Tabü.» Nevresımin altında dizlerini karnma çekip yatağın başucunda toplanıyorsun lerliklerıni asağıda bırakıp sıçrıyor, alışkın bir davranısla kendini yukan çekiveriyor, ayakucuna oturuyor. • Ben de siy2siyim,» diyor yavaşça. Sesindeki gizleme çabası hiç hoşuna gltmiyor. Yaşı otuzun üzerinde. Kemikli, upuzun bir yüzü var. îlk anda çiçek bozuğu sandığm yüzü, çiçek bozuğu degil, pütür pütür kabarcıklarla dolu. Elle yapılmış bir yüz duygusu veriyor. Küçücük, çipil, az kirpikli iki göz, birbirine çok yakın; yüzünü uzunlaştıranın bu olduğunu anlıyorsun. Kıdemlinin yardımcısı oldugunu söylüyor. Asıl işi kamyon şoförlüğuymüş. Bir kamyonları varmış, kardeşiyle birlikte uzun yollarda çalışırlarmış. Bir gün kardeşi kamyonu devirip parçalamış, beş parasız kalmışlar, terziliğe başlamış. Burada, cezaevinde de terzilik yapıyormuş, hemen şu yanıruzdakl çay ocag;nın bitişiğinde, terzi odasında; akşuna kadar her gün orada olurmuş Adının Nuri oldugunu söylüyor Bir Nur. daha. Sanşm Nuri, terzi Nuri, eskiden karayon şoförlüğü yapan Nuri, koğuş kıdemhsının yardımcısı Nuri. Davranıyon «Gece, nobete kalkacak arkadaşların adlarını okuyayım. Görüşürüz.» Kayıyor aşağıya, terhklerini sürüyerek ortaya, masalardan boşalan yere gidıyor, cebinden çıkardığı küçük kâğıda Dakıyor. yine r'leri eritıp yok ederek, yuksek sesle: «Arkadaslar, dınleyin,» diyor. Konuşurken kızardığıru görüyorsun. «Gece nöbetine kalkacak arkadaşların adlannı okuyorunı.» Koğuştaki uğultu azalıyor. Sarışın Nuri, bir sürü Nuri'nin adını okuyor eliadeki kâğıttan. «lyı geceler arkadaşlar » Bütün koğuş, bir ağızdan: cSagol,» çekiyor. Aykırü& yalnız sende, senin cılız sesinde. Tek başına kalan, çekingen, biraz da feecikmış bir sesle: «îyi geceler,» diyorsun. Başlar sana dönüyor. Yüzlerden bir gülüşme gelip geçiyor. Kızardıgını bıliyorsun. Altlarda, yakın bir yerlerde yatan biri kalkıyor, başucuna geliyor. Az önce kıdemliyle kapışan. «Aldırma arkadaşım,» diyor. «Bize bakma sen. Yenisın daha. Aldırma, büdiğln gıbl soyle.» Kısa kollu fanilâsmdan taşan pazuları kaskatı. «Siyasiymişsin?» «Öyle.. «Konutum olmaz mısm?» «Nerede?» «Gel benim yatağa, oturur konu?unız.» «Bır şey demezler mi? Bu saatten sonra?» «Kim ne diyebihr? Kımse bir şey demez. Gel bır sigaramızı iç.> Uzaklaşıyor. Giyiniyorsun. Tabanlannı sakınarak iniyorsun yataktan. Alttaki yatakıa feimse yok. Ayakltabılannı bulup geçirivorsun ayağına sessizce iki yatak öteye geçiyorsun «Hoş geldin.» Bır konuk karşılar gibi üarşıluor sem Baş yastığmı, dayanman ıçin duvara yanastınp yer gösteriyor. Avakkabılarnn yere bırakıp gösterilen yere oturuyorsun Onun yatagı düzgün, >umuşak. «Rahat otur, dayan arkana.» Kendi de yatagın ayakucuna oturuyor, bacaklaruu kalınca bağdaşlıyor. Bir yerlerden bir sigara paketi çıkanyor, açıyor, uzatıyor Hiç çekinmeden uzanıp alıyorsun, yakıyor. «Sen?» «Ben içmem,» diyor. Yatağın altmdan aldıgı bos bir sardaly* kutusunu küUük olarak yamna koyuyor. • Nerelisin?» Söylüyorsun. «Hemşeri sayılınz. Ben de Yozgatlıyım, Şefaatlı'den» Uzun uzun «Kanak» suyunu anlatıynr, yüzmeyi orada öğrenmiş. Açık sözlü, görünüşU glbl yalın kat blrl. Yirmi yedi yaşında. Yedl yıldır yatıyor. İçinde beklemnedik b:r bczgun. Yıllarca Yıllarca güreşmış. Kaysen Şekerspor Kulübünde güreşirmlş. önceıeri karakucak güreşirken, kulübe girince serbest güıeşe baslanuş. «Aya yedl yıldır...» Gureş müreş kalmamiî. Söz akşamki kavgadan açJıyor «O heriflere pek yanaşmasan iyi olur.» «O herifler» dediği... • Arkanı bile dönmeye gelmez. her türltl kalleşliği yaparlar. Aksam gördün iste.» Neyi gördün? Nedenini bilmediğın bir kapışmadan başka ne göıdün? «Bak ben koğuşta bile arkaını duvara verir öyle yatanm. Adamın yüzüne karşı bir şey yapmazlar ama arkanı döudün ınü her şeyi bekle onlardan, her şeyi >v.parlaı, dürvanın dolabını çevirirler. Hem sen sıyasisin arkadaşım. Sen başkasın. Bizler gib. değilsın. Senın daha dikkatli olman gerekır. Runlar var ya, ikisi de idarenın aaamıdır. Geu>ler, yüzüne gülerler, ağzından söz alır gÎLÜ:ürler. hem de bire bin katarak. Hanı sız!er> ihbar eden o «sayın muhbir vatandaşlar» var ya, işte bunlar da aynı bokun so'aındandır. O koğuş kıdemlısi olacak Nuri, aklınca buranın ağasıdî»1, ağalık tasiar herkese, am. beoeremez, elins yüzüne bul?ştırır. Öbür terzi bozuntusu san çıyan da adamıdır onun, köpeğidır, onun bacaklarının arasından hiç çıkmaz, bacaklarına sürünür durur. Yüreksızm tekidır. Asıl yüreksiz takımından korkacaksın. Bak, akşamkı kavgada, ağası olacak kıdemli dayak yerken o sarışın solucan göründü mü ortalarda? Yok. Ne zaman kavga bitti, o zaman çıktı ortaya Yardım etti ağasına, süründü durdu bacaklarına. Alçaktır bunlar. Bak arkadaşça, kardeşçe anlatıyorum sana, daha yenisin . » «Anlıyorum. Sağol.» Kıdemli, helâlann yanındaki sıraya oturmuş ayran içiyor, belki de süttür. Bır seyler tıkınıyor. Oturduğun yeraen yataklann arasmdan görebiliyorsun. koğuş nöteti tutan biri, ortalarda sinek gibi arnaçsız dolamyor. Herkes yataklarda. Yanınıza bıri yaklaşıyor. Ufak tefek. sıska biri. «Gel bakalım ufaklık, buyur gel,» diyor Yozgatlı. Gelen, kendini yatağın o r tasına doğru çeken pehlivanın yanına ilişiyor. Daracık omuzların üzerinde dal gibi ince uzun bir boyun. «Hoş gelmışsin kardeş.» «Hoş bulduk,» diyorsun. «Komşu geldin bana diyor. Pehhvana dönüyor, «Komşu gelclı. Üstümde yatıyor.» «öyle ya.» «Yatağın çok kıyak » diyor. «.Cennet somyası» «Olsun. Onu da güç bulduk. öncmli değil, otele gelmedık nasıl olsa.» «Kalender bir arkadaş > cLyoı pehıivana. Nereli olduğunu, neresınden oldugunu, suçunu, ilk mı düştüğünü soruyor «Sen nerelisin?» «Istanbulluyum.» Bunu derken övündüğünü gizlemiyor Kadıköylü. Boyu kısacık. «Ama ıyl benzettın doğrusu,)) diyor pchlivana, «Helâl olsun.» Anlamıyor pehlivan. «Kıdemli olacak o kıroyj ivi madara ettin.» Yanında duran paketten bir sigara çekip yakıyor. «Kıro doludur burası,» diyor. Birçok şey anlatıyor. Anlattığı şe\lerin arasında sık sık, «Avıptır söy!erresi.» diyor, «Allahımı mkâr edeyim ki,» diyor. Soımnda hikâyesini anlatmaya kalkışıyor, penlivan dayanamıyor, kesiyor sözünü. «Yeter ulan ufaklık, oırak şu cazgırlığı. \rkadaşla iki çıft soz edelım dsaık » Bozuluyor ufaklık, ama 'çır.dek' bozsrunu yaliaklanmaya dönüştürmesını ıyı beceriyor: • Tamam p'bivcim. haklısm. Kıdenıliyı ma dara eden ağbiycımızi üzer miyız biz hiç.» Pehlivan gülmüyor Ufaklık, kalkıyor, gıderken: (DEVAJI1 VAR) S 3»«»M « d P İ L » . ayakta 'clÇdBı/ bulundular. Fransa'da Başbakan Leon Blum İspanyol Cumhuriyetçilerinin isteklerini kolay kolay yerine getiremiyecekti ama, Almanya ile İtalya için durum farkhydı. Bu iki ülkenin yöneticilerı İspanya'daki gelışmeleri yakından izlemekteydıler zaten. Yardım isteğıni memnunlukla karşıladılar. Cumhuriyetçilerin Pransa'ya yaptığı teklıf ise en çok Sovyetler Bırliğinj uyandırmıştı. Sovyet yöneticilerı vakit geçırılmeden İspanyol Cumhuriyetçilerine yardım yapılması konusunda görüş bırlığine vardılar. Ancak bunlar ihtiyatı da elden bırakmıyor ve Sovyetler Birliğini tehlikeye atabilecek girişimlerden kaçınılması gerektiğine inanıyorlardı. İlk günlerin heyecanı geçince, Stalın'in öıtiyatlılığı da arttı. Neticede İspanya Cumhuriyeti Sovyetlerden askert hiç bır yardım alamadı. İlk günler söylenen sözler de unutulmuştu. So\jet askeri yardımı çok sonraları başladı. Üstelik Sovyet yetkihleri, İspanyol komünistlerini frenliyor ve Cumhuriyetçi lspanya'>ı kontrol altına almalarım da engelliyorlardı. Stalin buna ragmen bazı uzmanlanm İspanya'ya gönderdi. Cumhuriyetçilere muhtaç olduklan bazı ham maddeler de gönderilecek, aynca Sovyet işçileri maaş ve ücretlerinin bir kısmını îspanyol Cumhuriyetçileri hesabına banka lara yatıracaklardı. Dığer ülkelerdekı komünistlere ise, İspanyol Cumhuriyetçileri hesabına propaganda yapma emri verilmiştı. Daha sonraki olaylar, Stalin'm bütün hedefinin, îspanyol komünistlerini sıkı şekilde kont rol altına almak ve anarşıstlerle Troçkıstlerm gücünü kırmak olduğunu gösterecekti. Savaşın Cumhuriyetçıler aleyhıne döndüğü yıllarda, örneğin Barselona'da, Sovyetler Birliginden gönderilen komıserler savunma sistemi kuracakları yerde, halk mahkemelerı kurarak anarşistleri yargılatmışlar ve bunlan grup lar halınde idam mangalarinm karşısma göndermişlerdi. 1936 yılı yaz ayları ortalannda, Nazi Almanyası ile Faşist İtalya'dan sağlanan askeri yardımla durumlarını güçlendıren milliyetçiler, iki koldan hareketle saldınya geçtiler. Kuzey Orduları, General Mola'nın komutasında Bask eyaleti Guipuzioa' ya karşı yürüyordu. Güçlü Afnka Ordısunun basmda bulunan General Franco ise Seville'in kuzeyindeki bölgede harekete geçmişti. Afrika ile ispanya arasında ikmâl yapan İspanya ticaret gemilerini koruma görevini de İtalyan uçaklan yapıyordu. Cumhuriyetçilerin elindeki savaş gemileri ise iş göremez durum daydı. Subaylarını başlanndan atan tecrübesiz gemiciler savasamıyacaklarnı anlayınca, Barselona ve Cartagena limanlarına çekilmişlerdi. Savasın sonu na kadar da orada kalacaklardı rit Uzerina yurüyüse geçeceklerdi. Yabancılkr Lejyonu da Afrika Ordusunu destekliyor ve bölgedekl Cumhuriyetçi direniş yuvalanm teker teker imha edıyordu. Yabancüar Lejyonunun başmds bulunan Falanjist Albay Yagüe, hızlı bir ilerleyişle Merida örüerine gelerek burada önemli bir zafer kazandı. Yegüe, sınır kenti olan Badajos'u da tecrit etmiş oluyordu böylece.^fe«id«KCk«avtİnm«k}a. görevli BCÎlislerAlbay TagUs'nia kuvvetlerine karşı kanlı bir saldınya geçtilerse de, durum degişmedi. Yagüo bunun üzerine Badajos üzerine yüklendi. Yabancılar Lejyonuna bağU birlikler hırsla kentin giriş kapılanndan içeri saldırdılar. Boğaz boğaza yapılan kanlı çarpışmalardan sonra Badajos milliyetçilerin eline geçti. Kentin düşmesiyle birlikte, Cumhuriyetçilerin İspanya'mn Batı bölgesi ile ilişkileri de kopmuş oldu. Artık bütün Portekiz smır bölgesi milliyetçilerin elindeydi. General Franco bundan sonra emrindeki kuvvetlerle hızla kuzeye doğru ilerliyerek General Mola'nın kuv vetleriyle birleşti. Artık Madrit üzerine yürümenin zamam gelmişti. Tam bu sırada da Bask eyaleti Guipuzcoya'ya karşı yürütülen askerî kampanya, gene milliyetçilerin kanlı bir zaferiyle sonuçlandı ve canlannı kurtarabilen Basklar Fransa'ya sığındılar. Yabancılar Lejyonu'nun ünlü komutanı Albay Yagüe, Barselona'da ilk konuşmasım yapıyor. Yagüe, milliyetçilerin en yetenekli »ubaylarındandı. Eylül ayı içinde cumhuriyetçıler arka arkaya çok ağır ye ttilgılere «ığıadılar. Inisyatif tamamen m&iyetçılere geçmişti. San Sebastıan düşmek üzereydi. Güney'de Andalusia'nın buyuk bir bölümü ile Estremadura tamamen milliyetçilerin kontrolüne geçmişti. Çok iyı eğıtim görmüş olan Afnka Ordusunun bütün bu başarılarda oynadığı rol büyüktü. Giral Hükümetinin Batılı Hükümetlerden askerî yardım sağlıyamaması, Madrıt'te havayı değıştırmekteydi. İspanyol Sosyalıst Partisinın gerçek hâkimi olan Largo Caballero, komünistlerle sosyalistlerm agır basacaklan bir hükumetin kurulmasmı istıyordu. Partinin dığer güçlü bır lideri olan Prieto ise buna karji çıkıyor, bütün sinıfları temsil eden bir hükümetin işbaşında kalmasmda ısrar ediyordu. Buna rağmen Giral Hükümetinin istıfası önlenemedi. Largo Caballero, komünistler hükümete katümadıkça başbakanlık görevini kabul etmiyeceğini açıkladı. Caballero daha son ra anarşistleri hükümete davet etti, fakat onlardan red cevabı aldı. Komünistler başlangıçta yeni kurulacak hükümete katılmakta tereddüt ettıler, fakat sonra Moskova'nın tavsiyesi ve isteği Üzerine hükümete katıldılar. Largo Caballero bunun üzerine başbakan] ık görevini kabul etti, ayrıca Savas Bakanlığı görevini de üzerine aldı. Kurulan yeni hükümete «Zafer Hükümeti» adı verilmiştı. Franco Devlet Başkanı Mılliyetçiler buna, General Franco'yu başkumandanlığa seçmekle cevap verdiler. Milliyetçi ordu artık bir tek komuta heyetıne bağlanacak ve bu heyet de General Franco'dan emir alacaktı. Franco böylece mutlak iktidara dogru bir adım daha atmış oluyor ve mılliyetçilenn sembolü haline gelıyordu. Franco'nun başkomutanlığa getirilihşinden kısa bir süre sonra da San Sebastian, Ispanya'nm ikinci başkenti, milliyetçi kuvvetlerin eline geçti. Bunu silâh sanayiinin merkezlerinden biri YARIN: Madrit'te kanlı çarpışmalar oluyor DİSİ BOND SlMDf S l Z BOvJU BIRA.C1M 6 TİFFANY JONES GOCDE AV İŞİ. <$' Û Ö C U L . GARTH TtAHUAOÛ SCZ ET. yOÇE ©4: Franco'nun hedefi Franco'nun amacı Seville önlerınde Portekiz sınırmı Cumhuriyetçilere kapamak, sonra da General Mola'nın komutasındaki Kuzey Ordusu ile birleşmektı. Bundan sonra da iki ordu Mad
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle