18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
"DEMOKRATİK SOL5,UN TANIMI DA ANLAŞMAZLIK KONUSU OLUYOR II Başkanı Aytekin Kotil: «Üretim araçlarının devletleştirilmesine karşıyız. Bunların topluma maledilmesini istiyoruz» CHP'DE NELER OLUYOR Talçm DOĞAN Aytekin Kotil CHP Genel Başkanı Bülent Ecevitle... kımin kazandığını merak etraiş, aldığı yanıt «Biz kazandık» olmuştu. «Orta Sol» ve «Demokratik Sol», taraflar yaratmıştır CHP içinde. Bu iki kavram aynı anlama mı gelmektedir, yoksa bir kavram kargaşası mı vardır partide?.. Bize göre kavramlar arasında bir ayrım yoktur. Aslında Saym Genel Başkanımızın da belirttiği gibi. demokratik sol, orta sol ve sosyal demokrasi eş anlamda kul lamlmaktadır. Demokratik sol bir yıldır örgüt içinde duyurulmaktadır. Son tüzük kurultayında da ilke olarak oybirliği ile kabul edilmiştir. Artık CHP'de demokratik solu benimsemiyen bir üyenin olmaması gereldr.» Aynı konuda İstanbul ll Yönetim Kurulu üyesi Faruk Erginsoy şunlan söylemektedir: «Solun ilkeleri sağlıklı biçimde ancak demokratik ortamda gerçekleşir. Bunlar en ileri sloganları söylerler, aldatıcılık vasıflan buradan ileri gelir. Demokratik sol diye bir öğreti yoktur. Demokratik sol konusunda bizim temel inancımız gerek sol, gerekse demokratik ilkelerden ödün vermeksizin bir siyasal kompozisyon yaratmaktır. örneğin, üretim araçları halka mâl edilmeden, halkçı bir devrim sözkonusu olamaz. Bu devrim. demokratik usuller içinde olacağına göre, özel bir çalışma gerekir. Parti örgütünün işte bu çalışmayı yapabilecek kadrolardan oluşması özlemi bizi, muhalefeti yani, besleyen kaynaklardan biridir. Ve üretim araçları mülkiyetinin demokratik yöntemlerle halka aktanlması konusunda bir araç o!arak ortaya atılan halk sektörü düşüncesinin ne öîçüde saptınldığı gözönüne almırsa, bu sapmaya karşı tek güvence olan örgüt tabanının egitilmesi konusunun önemi ortaya çıkar.» Faruk Erginsoy: «Üretim araçları halka mal edilmeden halkçı bir 27 ekim 1974... tstanbul'da bir sinemanın kulisi... Saat 19.00'u biraz geçiyor... Sinemanın telefonu çaldı... Şehirlerarası... Bir genç atıldı, diğerleri etrafına toplandı. Sessizlik sardı kulisi bir anda: Evet efendim, evet... Sayım bltmek üzere efendim. Yetmiş fark attık onlara, tam yetmiş fark. Biz kazandık. Bu iş de burda biter... Saygılar efendim... Genç adam telefonu kapattı ve yanındakilere döndü: Genel Sekreter Eyüboglu idi. kongre sonucunu sordu... 27 ekim 1974 günü CHP ll Genç lik Kolu Kongresi bir sinema salonunda yapılmış ve seçimi «Orta Sol» gnıp kazanmıştı. Daha sayım tam bitmemiş, ancak sonuç belli olmuştu. Genel Sekreter Orhan Eyüboğlu kongreyi Kotil ne diyor? devrim söz konusu olamaz» CHP İstanbul îl Başkanı Aytekin Kotil şu yaklaşımda bulunmaktadır: «Demokratik Sol ya da Orta Sol derken, ilke olarak demokrasiyi benimsiyoruz. Amaç her türlü sömürüyü önleyen, insanların hakça, özgürce yaşamasını sağlayan bir düzenin kurulmasmı istiyoruz. Üretim araçlarının dev»etleşürilmesine karşıyız. Üretim araçlarının topluma mâl edilmesini istiyoruz. Eunun için de halk sektörünü öneriyoruz. Bununla birlikte ekonomide halk sektörü, devlet sektörii ve özel sektöriin varlığını kabul ediyoruz. re Eyüboğlu grubu, İstanbul'da Ali Topuz ve Aytekin Kotil aracılığı ile temsil edilmektedir. îstanbul ıktidarını bu uçlü oluşturmaktadır. Fakat demokratik solculara göre «CHP'nin İstanbul îl Örgütünde partinin ideolojik karakterini iktidar degil, muhalefet temsil etmektedir.» Yönetimden doğan anlaşmazlık 1973 mayısına kadar inmektedir. Siegel'in förevden ahnmasına karşı personelin tepkisi iizerine şirKongre ertelemeleri, üye olma1 het sahiplerinin temsilcisi Lagardere ile yayın personeli arasında yanların delege seçilmeleri, kimse vapılan toplanrüarm birinden bir göruntü. nin haberi olmadan kongre düzen lemeler. tüzük ve yönetmelik hü kümlerine uymama. poliste sabıka sı olanlara kongrelerde görev ver me hep yönetimden doğan anlaşmazhkların su üstüne çıkmasıdır 1973 mayısında seçim yasasına göre. seçimler için Istanbul'da beş ! Yönetim Kurulu üyesinin isiifası gerekmekteydi. Bu istifalardan bir hafta önce, Yönetim Kurulu'nun kendi içinden bir Bsşkan se çeceği söylendi. Başkanlık Faruk Erginsoy'a önerildi ve Erginsoy bunu kabul etti. Ancak. bu başkanlıkla birlikte ' Yönetim Kurulundan üç üye da \ ha istifa edince Yönetim Kunılu düştü. Ve böylece inisiyatif Genel Merkezin eline geçti. Genel M»rkez. geçici bir Yönetim Kurulu atadı. Burada i'ginç olan, Erginsoy'un başkarh.^ı üzerine istifa eden üç üyer Genel MerVez ta ' rafmdan yen't'n Yönetim Kuru ; luna atanmasıdır. Aytekin Kotil'in ] tl Başkanlığı işte bu tarihten J sonra başlamıştır. (DIŞ HABERLER SERVİSİ) Parti tüzüğüne göre, Yönetim Kurulları iki yılda bir seçilmekFransa'da devletin radyo teletedir. Geçici Yönetim Kurulu'nun vızyon kurumlarının malı yapıgörev süresi ise 45 gündür. larına katılması SOFİRAD adlı Fakat Genel Merkez tarahndan kamu iktisadî kuruluşu aracılıatanan istanbul İl Yönetim Kuru ğı ile olmaktadır. Sofirad'ın Mülu'nun görevi her 45 gür.de bir dürü Bakanlar Kurulu tarafmuzatılmaktadır. Aradan birbuçuk dan 6 yıl süreyle seçilmektedir. yılı aşkın zaman gecmiştir ve Îs | Sofirad halen Fransa'da yayın tanbul İl Yönetim Kurulu bu 45 • yapan radyotelevizyon kuruluşgünlük uzatmalarla i;ba;ında kal ; larının hisselerınin önemli bir mıştır. kısmına sahiptir ve bu kuruGenç bir partili |U soruyu sor luşların yönetim kurullarında maktadır: önemli ölçüde söz sahibıdir. Bir • Seçimler zaten iki yılda bir ya özerk kamu teşekkülü olan pılmaktadır. Bu Yönetim Kurulu j ORTF cUşında Fransa'nın en neredeyse seçilenler kadar isba önemli yayın kurumu olan şında kalmsştır. Bu mudur de EuropeI'in müdürünün geçen mokratik yönetim. Ama biz bunu ay içinde Sofirad genel müdürü söyleyince adımız «küçük burju tarafmdan görevden ayrılmaya va anarşistine. çıkanlmıştır. Par çağnlması ise Fransız basmyati içinde demokrasi olmadıkça. ül yın dünyasında ve kamuoyunkede de demokrasinin işlemesi ] da büyük yankılara yol açmıştır. çok güçtür.« Fransa'da 1950'lerin başından Faruk Erginsoy bu konuda jun beri basanlı bir yaym hayatı ları söylemektedir: sürdüren EuropeI radyo teıe• istanbul İl Yönetim Kurulu ge vizyon kurumu ilk kez hisseleçici, seçimle gelmeyen bir kurul rinin üçte birinden fazlasına sadur. Ancak bu noktada ortaya hip bulunan devletin bir basbir çelişki çıkmaktadır. Çünkü ata kısı ile karşılaşmiştır. Kuruluma ile işbaşma gelen bir kurul, şundan bu yana EuropeI'in yöilçelerde seçimle işbaşına gelen neticiliğıni yapmakta olan Maukurulları görevden uzaklaştırabil rice Siegel görevinden uzaklaşmektedir. Şu ya da bu nedenle gö tınlmak istenmıştir. Yakın bir revden uzaklaştırma onemli değil zamana kadar yayın hayatını özdir. önemli olan. olayın kendisi, gür bir şekilde' sUrdüren ve obgörevden uzaklaştırmadır. Bu jektif yapısını koruyan EuropeI gerek ilçelerde, gerekse gençlik gerek Cezayir savaşı sırasinda, kollannda göriihnüştür. Atanan ge gerekse de mayıs 1968 olayları çici kurullar İstanbul Yönetim sırasmda karşılaşılan bazı baskıKurulu'nun hiç bir zaman karşı lara ragmen EuropeI'in bu çızsında değillerdir. Yayınlanan basın bildirileri altında bulunan im zalar bunun açık örneğidir. Bize göre, kurulların «geçiciye almmaları» ana kademeye bir taban ya ratmaktadır. Ama bu sunl bir ta bandır.» Herhangi bir CHP'li ü>e ile konuştuğunuzda size şunlan söyle yecektir: •Partide demokratik olmayan bir şey var. Ama bu nedir? Bunu tam olarak açıklamak güç. Demok ratik sol ile ortanın solu mücade lesi deniyor. oj*sa Yönetim Kurulunda bir de demokratik solcu 1971 yüındakl Eurogang olayında tutuklananlar, Alman Mafia'sının esrar perdesini kaldırdılar. (DIŞ HABERLER SERVİSİ) Amerika Birleşik Devletlerinde Al Kapon devrinden ba yana polisin giinlük yaşantısının bir parçası sayılan olaylar, bngün Almanva'da da görülmeye başlamıştır. Alman Mafia'sı diye adlandırabileceğimiz bir örgüt, küçük gruplar halinde eylemlerini sürdürmektedirler. Almanya'da yayıralanan haftalık «Der Spiegel» dergisinde, bu konuyla ilgili olarak yer alan bir yaada, polislerin, savcı ve politikacıların bu örgütle basa çıkılabilmesi için ilginç önerilerine de yer venniştir. Yazıda özetle şöyle denmektedir: «örgüt hakkındaki ilk belirtiler Federal Almanya Cinayet Masasının bir sinyaliyle başladt. Hambuıg, Frankfurt, Stutgart, Wiesbaden ve Offenbach'taki cinayet masası görevlileri, merkezden aldıkları emir üzerine 27 erkek ve üç kadını tutukladılar. Bu 30 kişi, bir hırsızlık ve yardakçılık örgütünün üyelerinin tümüydü. Soruşturmalar derinleştikçe, örgütün birçok kola ayrılmış bir sanayi kuruluşu gibi çalıştığı görüldü. Bu çetenin eylem alanlan arasında, villalara ve dükkânlara düzenlenen baskınlar, silâh ve esrar kaçakçılığı sayılabilir. Karargâhlarına yapılan baskında ise, mücevher, hah, eski eserler, Beretta tabancalar ve eron ele geçirilmiştir. Bu olay bir istisna değildir. Örgüt hesabına çahşan birçok çete grubuna ait deliller ele geçirilmiştir. Alman Cinayet Masası yetkilileri, geçtiğimiz hafta beş gün süreyle Wiesbaden' de toplanarak, karşı karşıya bulundukları sorunları tartışmışlard'.r. Toplantıya 300'den fazla yerli ve yabancı polis, hakim, avukat ve parlamenter katılmıştır. Alman Mafia'sı etkinliğini artırıyor ALMANLAR ŞİMDİYE DEĞİN, POLİTİKA, TtCARET, HIRSIZLIK, KAÇAKÇILIK VE CİNAYETLERİN BİRBİRÎ İÇİNE GÎRDİĞİ BU ÖRGÜTLERİ, AMERÎKAN TOPLUMUNUN YAPISINA ÖZGÜ BİR OLGU OLARAK NİTELENDİRİRLERDÎ. OYSA ŞİMDÎ, AYNI KORKU ALMAN TOPLUMUNA DA BULAŞTI. fesyonel gangsterler arasında moda olmuştur. Çalınmış binlerce nakil aracı gizli yollarla veya plakalan ve ruhsatlan değiştirilmek suretiyle, yasal transit yollarından Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Güneydoğu Avrupa'ya ihraç edileceklerdir. • Halı, mücevher ve değerli deri eşyalann çalınması ise, bilinen ticaret prensibi, arz ve talebe göre yürütülmektedir. Örneğin Almanya'da çalınan kürkler, gizli yollarla Güneydoğu Avrupa'ya sevkedilmekte, orada yeniden küçük parçalara aynlarak başka şekillerde birleştiren mallar, yasal Alman ticaret piyasasına tekrar sürülmektedir. • Keyif verici maddelerin tlcareti ise, her geçen gün daha az sayıda tüccann elinde toplanmaktadır. Bu örgütlenmiş suçlann nerede başlayıp nerede bittiği, Wiesbaden de toplanan komisyonun çözümlenmesi gereken ana sorun olmuştur. Örnegin esrar kaçakçılığında, örgütteki her hangi bir üye ilişkisi bulunan iki kişiden başkasını tanımamaktadır. Çok kademeli hiyerarşi sistemi, bu bö lümde mükemmelleşmiştir. Asya'da eroin, haşhaş veya afyon bulabilen her hangi bir örgüt üyesı, bir turist veya mısafir iş çi gibi trene biner. Trende aynı işletmeden bir çok kurye seyahat etmektedir. Ancak bunların birbirlerinden haberleri yok tur. Bunları tanıyan yüksek kademedeki bir diğeri ise tümünü gözler. Onu, alt kademelerdeki lerden hiç birisi tanımamakta dır. Alman Mafia'sının yapısı Son zamanlarda gelişen olay Iann aydmlığa kavuşamaması nedeniyle, Alman Mafia'sının strüktür ve işleyişini çizebilmek kılmesini söylemış, takat Siegler, EuropeI'in halk arasında gıderek daha sevilmeye ve tutulmaya başladığı. reklâinların arttığı. ve yaymların başarılı bir biçimde sürdürüldüğü kanısının vaygınlaştığı bir dönemde yürütme kurulunun bu kararını garip karşıladığını belirtmişti. Ancak ,orekçe «Siegler'ın görevinde yirmi yılı aşkm bir süredir bulunması» ve yayın Uslubunun «alaycı olması» şeklindeydi. Bu görüşmenin ardmdan sorun Siegler'in EuropeI camiasmın sorunu şekline dönüşmüş ve yayın kadrosu Başbakan ile yaptıklan bir görüşmenın ıçeriğini kamuoyuna açıklamışlardır. Ancak Siegler'in görevden ahnmasına karar verenlerin «ayda 11 milyon kazanan insanların ma?dur gösterilmesi sağlanamaz> şeklindeki düşünceleri yanlış çıktı. Siegler'in görevden alınma kararı açıklanınca beklenmedik tepkiler doğdu. tlk olarak Siegler kendisine teklif edilen parlak emekliliği reddetti onun ardmdan yerine ya yın müdürü tayin edilmesi istenen Gorini bunu kabul etmeyeceğini bildirdi: EuropeI'in diğer ya yın yöneticileri ve gazetecileri de «Siegler'siz Europe1'i düsünemeyiz» ilkesinde birleştiler. Bunların yanı sıra Komünist Parüslnin ya yın organı «I^.'Hun)anittS>den, tutucu «Le rigaroya kadar bütün gazeteler olayı protesto ettiler. St. Paull: Çalınan arabaların renklerlnln ve plakalarının değiştirildiğt yer. Bunların yankısı olarak hükümet çevrelerinde de Baudouin'in • hatalı» davnrandıftı söylenmeye, •bunun onulmaz bir hata» oldugu görüşünde birleşilmeye baslandı. Başbakan Chirac. Baudouin'i «beceriksizlik«le suçladı. Ve Baudouin •Her şeye rağmen birinin gitmesi gerekli; ne yapalım; bu ben olacağım> demek zorunda kaldı. Bu arada Europe1'de personel toplantıları birbirini izliyordu, Europe1'de çalışanlar kararlıydılar: şirket sahiplerinin karsrlannı kabul etmeyeceklerdi. Personelin kararlüığı ve dayanısmasi övle bir düzeye gelmişti ki bir süre TRCFFPUMKT EuropeI'in yönetimi çaltsanların eline geçti. Europe1 personeli radyo ve televizyonda sürekli ola Kuralların geçiciye alınması ürak şirket sahiplerini ktnayan bil zerine Aytekin Kotil, tl Başkanı diriler yaymlıyordu. Bu durumda olarak şu açıklamayı yapmaktayürütme kurulunun yapabileceği dır: tek şey yayını kesmekti ki bu da «İl Başkanı olduğum zaman 89 «kendi bindikleri dalı kesme» oilçenin Yönetim Kurulları beni tas lurdu. Bu olmadı. Fakat teknisyen vip etmediler. Bugün ise tamamı lerin ve gazetecilerin temsileileri tasvip etmektedirler. Yauıız bir il ile şirket sermayesin'm sahipleri çede geçiciye aldık ki, bu Fatih'Hfikfimeti elestlren y»yınnin temsilcisi Lagardere arasında dir. Kongreyle gelenleri yeniden Eurogang olarmı gerçeklestiren çetenin karargâhı: BABALU BARI lar yapılması vüzünden devgörüsmeler sürdürülmesi sağlangöreve getirdik. Kongreler ise tületin baskısı ile karsılaşan dı. Bu görüsmelerin sonucunda zük ve yönetmeliğe tamamen uy ve görevinden alınan EuroLagardere belli bir başanya ulas gun bir biçimde yapılnv.ştır. Bu pel'in yayın mfldürü «tatı: Siegler ve arkadaşlannın göiçin, «Eurogang» diye anılan ve arasında bir çok profesyonel konudaki kararları İl Kongresinrihsel şef» Siegel. revden uzaklaştınlmalan bir oldu üç yıl önce meydana gelen olay, İtalyan gangster de bulunuyordu. de savunacağım gibi, her merciin bitti olarak kabul edildi: ve bu model olarak gösterilebilir. İlk Baskını düzenlemekJe görevli önünde rahatlıkla savunabilirim. soruna bir daha deSinilmemesi ve kez o olayda ondan sonra da olar.lar, bir gece önce olay yeri Kararlanmız bazan bizim guru gide kalması sağlanmıştı. Anpersonelin taleolerinin tartısılmabir daha çeteler ve çalışma şe bun, bazan diğer gurubun aley cak Giscard D'Estaıng yönetimi ne geliyorlar, işlerini bitirdik sı onaylandı. Böylece Lagardere killeri konusunda kesin bilgiler alabilmek mümkün olmamıştır ten sonra ele geçirdiklerini, çe hine olrauştur. Ama objektif hare tarafından tüm basm yayın or fiili olarak yayın müdürü olmuşket edilmiştir. Ahnan kararlara ganlarına uygulamak tenin diğer üyelerine teslim eistenen tu. Sonuç olarak Siegler ve arkaneredeyse ticaret prensiplerinin tümüne uyan bir sendika görü derek, tekrar yasal işlerinin baş bizim taraf da itiraz etmektedir. baskı sonunda Europe1'e yansı daşlan yönetimden uzaklaştınldı mıştır, devletin yayın kurumlarma dönüyorlardı. Malları tes j öbür taraf da.» lar ama perîsonelin bütün irtekleri nümünde olan örgütün çalışma lim alanlar ise, onları tekrar işFaruk Erginsoy, tl tarafından ge larının mali yapısına katılma a garantiye almdı. yöntemleri üzerinde bilgi edin Sofirad leyerek tanınmaz hale getirecek | çiciye alman ilçelerin Fatih'ten racı olarak kullandıgı mek mümkün olmuştuı. ustalara teslim ediyorlardı. On başka Sişli ve Sarıyer olduğunu adlı kamu ıktisadj teşekkülünün Europe1 üzerinde devletin uyFrankfurt'lu bar sahibi Felix ların işleri de orada sona eri söylemektedir. Istanbul'un 19 üçe i müdürü ve EuropeI yürütme guladığı baskt ve bunun ardınLesca. Marsilya. Parıs, Gine, Ne kurulu üyesi Baudouin EuropeI' dan Europe1 gazetecilerini •özyordu. Mallar işlendikten son! si. uzun süre geçici kurullarla yö pal, Amsterdam ve Brüksel'dekı in yaym müdtiründen görevden gür basın» için sürdürdükleri mü ra, yine baskaları, onları satış' netilmiştir. arkadaşlarıyla bir örgüt kurmuşcadele bir siyasinin çok değil biryerlerine bırakıyorîardı. Daha Peki neden hep FatiK, Sişli, Sa cekilmesinı istemiştir. lardı. Bu örgütün çevirdiği doOlayların gelişimı bu Konuya kaç ay önce söylediği şu sözleri sonraki işlemler ise. dünyanın i rıyer?.. Çünkü bu ilk 2 ilçe lstan laplann çok vönlülügu ve sert bul'da en çok delegenin bulundu daha aydınlık bir çehre vermek hatırlatmaktadır; «Amacım, basın çeşitli kentlerindeki örgüt yöne liği nedeniyle daha önceleri bir ve yayın kuruluşlannın, bir libe ticileri arasındakı direkt tele çu ve il seçimlerinde sonucu sayı tedir. Olay yürütme kurulu başbenzerine rastlanmadığı söylenfr sal olarak etkileyecek en büyük il fcan yardımcısımn Siegel'i ara ralizm modeli olacak şekilde ör fonlar aracılıfıyla vürütülüyor bilir. Baskınlar, hırsızlık. silâh gütlenmesine ulaşmak olacaktır.» çelerdir. Bu ilçelerde seçimi kaza varak Denis Baudouin'in kendisi du. ve esrar kaçakçılığının yanı si nan gurup. lstanbul il seçiminde ile görüşmek ıstedigini bildır Bu sdyaset adamı Başkan D'Esra, sahte para. pasaport. nüfus VViesbaden'de topianan komis [ mesi ile başlamıştır. Bunun arkâğıdı basma ve kadm ticaret ı yon, yeni yöntemler saptayarak. de önemli ölçüde iddia sahibi ol dmdan Baudouin yürütme kn taing'di fakat bu sözler Başkanlık seçimleri öncesinde. seçim maktadır. bu örgutün repertuannda yer uluslararası çetelerle başa çıkarulunun üç üyesinin aldığı karar kampanyalan sırasinda söylenmi| almaktaydı. Çetenin vöneticileri TARIN: üvelik sonınu bilmeyi amaçlamaktadır.» uyarınca Siegler'e görevden çe ti...» Anlasmazlıgm önce, İstanbul' da ortaya çıkışı bir rastlantı değildir. Bunun başlıca iki nedeni vardır. îlki partinin tabanı îstanbul'da çok güçlüdür ve tabanda yeni bir gelişim vardır. Tabanm güçlü oluşu ise, Türkiye'de sanayiin en yoğıın oldugu bölgenin İstanbul ve çevresinde toplan mış olmasında yatmaktadır. Partilerden edinilen bilgiye gö Niçin İstanbul'da? Tüzüğe göre Gıscard yönetimi Fransa'mn en çok dinlenen Radyosuna baskı yapıyor BA* Al Kapon filmleri gibi ' Bu son olaylar, Alman vatandaşlarına sinernalara seyrettikleri Al Kapon ve Italyan Mafia'sı ile ilgili filmleri ammsatmaktadır. Almanlar, poliü ' ka, ticaret, hırsızhk, kaçakçılık ve cinayetlerin birbiri içine girdiği bu örgütleri, şimdiye ka ; dar Amerikan toplumunun yapısına özgü bir olgu olarak nitelendirirler, Orta Avrupa'da bu türden suçluların bulunmadığına ve toplum koşullannın gelecekte de aynı çizgide bir örgütü Orta Avrupa'da oluşturmayacağına inamrlar. Ne var ki, nasıl Amerika'nın koşulları «örgütlenmiş cinayet ler»in özel bir türünü ortaya çıkartmışsa, bugün de değişik bir türcte, daha az vahşi, Orta Avrupa'nın koşullanna uygun bir Mafia ortaya çıkmıştır. Kriminologlar. bu çetelerln hangi koşullar altmda oluştuklarını şöyle açıklamaktadırlar: • örgütlenmiş ağır nakil araçları hırsızhğı, özellikle pro ALKOLtZM AFRİKA ÜLKELERİNDE BÜYÜK BİR HIZLA YAYILIYOR Afrika'nın bir çok ülkelerinde içkinin etkisiyle meyhanelerde sıznıış sençlere artık sık sık rastlamak mümkün. Gerek sağ, gerekse sol rejimlerin egemen oldugu birçok genç Afrika devletinde, alkolizm büyük bir hızla yayılmaktadır. Sefalet mahallelerinden. büyük kent lerin en lüks kesimlerine kadar ya yılan bu kötü alışkanlığa karşı. Afrika'lı devlet başkanları savaş açmışlardır. Afrika'da barlar v e meyhanelerde oldugu kadar, cadde ve ara sokaklarda. lokantalarda. sinema ve diğer eğlence yerlerinde içtiklori içkinin etkisiyle sızıp kalmış insanların sayısı her geçen eün artmaktadır. Evlerc'e alko! koms sını eirenler ir». daha geç farkedilmekte, onların ayılabilmeleri için çoğu kez doktorların müdaha lesi gerekmektedir. Zambia Devlet Başkam Kenneth Kaunda, kı$a bir süre önce yaptığı bir açıklamada. alkolizme karşı açtığı savaşta gelecek beş yıl içinde bir Uerleme sağlayama dığı taktirde. görevinden çekileceğini ifade etı.ıiştir. Kaunda'mn komşusu olan ülkelerdeki meslek daşları da, aynı sorunla başedebil mek için çaba horcamaktadırlar. Sosyalist bir yönetimin egemen oldugu Tarzanya'da Devlet Başkanı Julius Nverere. devletin bütün güçleriyle alkolizme karsı sa\i • açtığını açıklarken, kapitalist Alkolizme karşı savaş Kenya'da Devlet Başkanı Kanyatta, ülkesindeki parlamenterlerin meclis binasında bile içki iç melerine çok şaştığını belirtmiştir. Müslüman Mali'de ise askerî diktatör Musa Trore, radyoda ya yınlattığı bildirilerle, halkı uiusal çıkarlara ters düşen bu türden davranışlardan vazgeçmeğe çağır mıştır. dosyalannın dörtte biri de, yine alkol sonucu meydana gelen olaylara aittir. Öte yandan yöneticiler, kamuoyu yoklamalanyla. bu «alkole hü cum»un nedenlerini ortaya çıkart mayı amaclamaktadıriar. Bu ka muoyu voklamaları «nrastnda, Zambia'da ilginç bir sonuç ortaya çıkmıştır. Zambia'lılar. Zaire'nin futbolde kendilerinden üstün olduğunu. Kenva'nm ise atletizmde her zaman Zambiaiı atletleri yenebileceklerini. Zambia'nm da bir reknra ıılasması gerekri&ini ve ülkedeki çençlerin bu nedenle sürekli içki içtiklerini iddia etmektedirler. Trafik ve iş kazalan Bu Afrika ülkelerinde. trafik ve iş kazalanntn grafiğinde, alkolizmin yaygmlaşmasıyla orantılı ola rak hızlı bir artış görülmektedir. Cinayet ve öliim olaylannın "/» SO'ınHn a'kolün etkisi görülmüştür. Mahkemelerdeki tüm davs
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle