23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 23 Ocak 1974 eni hükümetin başı olacağı kesinlejen Bülent Ecevit, hükümet kuruluşunda geç kaimanın ekonomik sorunlan ağırlaştırdığını bilmekle ve bunu basına, kamuoyuna açıklamaktadır. Gerçekten Sayın Ecevit'in hükümeti, işbaşına gelir gelmez, çeşitli zam teklifleri ile karşı karşıya kalacak, çoğu zorunlu olan bu zamları yapacaktır. Sırada, önce petrol ürünleri zammı bekliyor. ondan da ivedi olan Karabük ürünleri zammı ele alınmalı. Çünkü hetn ihtiyaç sahibi demiri pahalıya almakta ve hem cte fiyat artışı asıl üretici olan Karabük fabrikası kasalarına girmemektetfir. Asıl üreticiler yamnda, aracıyı bu kadar koruyan bir fiyat diizeni ayakta bırakılmamalıdır. Kâğıtta da durum aynıdır. Kâğıt fabrikasından resmi rayiçle alman kâğıtlar. aracıya zenşinlik sağlayaral: ihtiyaç sahiplerine yüksek fiyatla devrediliyor. PetKim zamları yetersizdir. Burada da zam yapılmahdır. Yoksa îinal kuruluşlar zararına yine aracılar daha da palazlanacaktır. Bu temel üretim maddeleri yanında Sümerbank dokumalan. şeker sibi köylünün yaşantısında önemli rolü olan tüketirn ürünleri de zam bekliyor. Y Olaylar ve görüşler Zam Yükünü Daihtı Arslan Baser KAFAOĞLU dir. Toptumun sızianan halk yığmları yanında, bir kısım fırsatçıntn zenginleşmesi demektir her zam. Rahmetli annem, Seferberlikten (Birincı Dünya Savaşından) anılar anlatırken «kimine seferberlik, kimine şekerberlik oldu» derdî. Zamlar da öyledir. Bütün dünyada da böyledir. Ünlü Fran«ız gazetesi Le Monde, 14 Ocak günlü sayısında bu konuyu ele almıştır. Gazeteye göre, Fransa'da zam yoluyla stokların pahalılanmasını gözönünde bulundurarak bazı protestoların yükse'digj anlatılmaktadır. Bütün dünyada bu gibi tepkiler gelecektir. ÎS'için, sadp yurttaşın geçimi zorlaşırken, bazı fırsatçıla rın kârları artmış olsun? Bu şekildeki «emeksi:' kazançlara» ne kadar bir siire daha prim ver; lecek? Bütün rfünya bu soruiarın karşılığını arayacak, kamuoylan yürütme ve yasama or ganlarından bunun hesabını soracaktır. Gerçekten, de «Seferberlik ile şekerberlik» şeklinde bir kutuplaşma olmamalıdır. Toplumun bir kısmının felâketi, başka bir kısmının sefahati bahas.na olmamalıdır. Bunun aranırsa bir ortalama yolu. yani hayat pahalılaşmasının bazı paylaştırılma yolları bulunabilir. Yeter ki aranmaya başlansın. ünlü Fransız gazetesinde bazı yollar salık veriliyor. Örneğin büyük dağıtıcılar bu kazançları dolayısıyle ek vergilere tabi tutulmah, ya da bazı ucuzlatmalar yoluyla farklı kazançlann bir kısmı tüketiciye gitmeli denmektedir. Bizim aklımıza da çeşitli yollar gelmektedir. Bu yolların birçok şekli de Ecevit ve Erbakan'ın danışmanları tarafmdan bulunabilir Yetcr ki. iki lider ilke olarak bunu kabul etsinler. Böyle yan tedbirlerı alınmamı? bir zam furyası, kimini öyle ağlatır ve kimini öyle sevindirir kı, Ecevit'le Erbakan belki seçime kariar rve yapsalar, ağızlarıyle kuş tutsalar bu vebâlin aîtından kalkamazlar. Çünkü, kullanılacak yerleri gözönünde bulundurulursa, zam yapılacak maddelerin yaygınlık alanı toplumdaki alışverişlerin yüzde 50'sinden fazlasını etkileyecektir. Bizim he?aplarımıza göre yapılacak zam oranı yüzde 2ü (ortalama) oranmda bile kalsa bir yılda onbeş milyarlık geltr transferine kaynak olabiHr. Zamları, stokçular sçısından düşünmeyelim. örneğin demir zammında ya da çimento zammında bütün blna alım • satımlar:, kiralar, bütün demirden yapılan araç, gereç ve tüketim mallarının fiyatlarım etkileyeceğini düşünmek gerekmektedir. kileyecektir. Reçel, helva, hatta komposto stokları olanlara gün cfoğacaktır. Fakir fukaranın. orta hallinin, memur, işçi, emekli, subay ve köylünün Cebinden, aracıların cebine gidecek gelir o kadar yüksek olacaktır ki, bu olumsu/ etkiye eşit bir olumlu hükümet icraatı belki iki seçim dönemine sığmayacaktır. Ecevit'in hükümeti i!k sınavını burada verecektir. Bu oyuna halkı getirecek midir (eskiden hep oldugu gibi), yoksa halk bu zam dalgasını en hafif şekilde atlatabilecek midir? Zamların oranından bile önemli olan sorun budur. Rahmetli annemin çocukluk yıllarından beri farkma varılan bir cferde çare bulamazken, bu ulus bizi kolay kolay affetmez. Ne kadar iyi niyetli ols»k, ağzı kalabahk bir demagog halkı sevenlerı iktidar koltuğurvdan kolayca atar. Tekrar edelim önemli olan zam oranı değil, bu zammın paylaşılma tarzıdır. Şimdi bir başka konuya parmak basalım Zamlar ve bununla ilqi!i tedbirler fazla da gecikmemelidir. Sayın Talu hükümeti gidiyor Ama anlaşılmaz ekor.omik politikasıyle ortaliR' karmakarışık etmiştir. Bu nedenle. yani ekonomik kargaşaya son verebilnıek, bir an önce son verebilmek için bu zamlar erken yapılmalıdır. Çok rfüşünüp, ert iyisi bulunaeak diye, büyük gecikmelere uğranılırsa, devlet kuruluşlarının aracılara kaptırdığı fonlar, piya?adaki kargasalık artacak; ortaya baska kanşıklıklar da çıkacaktır. Çabuk ve halkı riüşiinen şekillerde znmlar yaptlmalıdır. Ölçü neciir, ne olacaktır? Öiçü için bazı tutunacak noktalar bulunabilir. örneğin dünya piyasası fiyatları bir ölçü olabilir. Bazen dünya fiyatları ü«tüne mak'il bir çümrük maliyeti konarak. zamlarla ulaşılacak fiyata vanlabilir. Sanayi politlkaşı. cTevlet işletme politikaşı gerektiriyorsa maliyete iyi bir kâr konularak bir fivat bulunabilir. Mal cinsine ve kullanılış yerlerine göre bu yollardan birl tutulabilir. Şüphesiı hükümeti bekleyen torunlar lçinde en zoru, bu zamlar konusudur. Ama bunda varılacak, uygun ve halkçı bir tutum yeni hükümete sınırsız kredi, halk güveni sağlayabilir. Hekim "nsan Hakları Sözleşmesi'nin altında imzamız var. Ama İnsan Hakları Sözleşmesi'nin altında imzamız ol| masa da insanhk >.iiye birşey var. Ne demek insanlık? Komşu evde yangın mı çıktı? Komşuyla kavgalı olsan bile elint; kovayı alıp koşarsın. Yolda tanımadığın bir adam yere mi düştü, kaldırmak için uzatırsm elini. Bir titrek ihtiyar karşı kaldırıma geçmek istiyorsa. girersin koluna. Trafik kazasında ko?srsuı bilmediğin yaralının imdadına. Bitişik dairedeki hastayı. kimsesi yoksa. hastaneye taşırsın karsılıksız. İster tanıdık olsun, ister tanımadık; yardıma muhtaç. şefkate muhtaç kişiye el uzatmak değil mi insanlık? Yedi cihanın ve tüm peygamberlerin yasasında. insanlık esas değil mi? Tevrat'ta ve Incil'de; Matta, Luka, Yuhanna'da ne yazıyor? Kur'anı Kerim'dP ne yazıyor? tnsanlığın şartı nedir? însanın insan olmasıdir. Peki, hekimliğin şartı nedir? Hekimlik insanlıktan da >üce ve öte degil mi? Doktor demek. kendini yeminle bir Ulküye bağlamış adam demek; uysarlığm hastahkla savaşma yolundaki tüm bilimsel mira^ına sahip çıkmak demek. İnsanların iyileşmesine benliğini adamak demek. İlk çağlardan beri. yer aitıncian kökleri bulup çıkaran, nice kazanlarda kaynatan, nice havanlarda ciöven, nice denemelerde smayan. uykustız duraksız bir çabayla hastalıklara karşı ilâç düşünen ülkücüler sıradan İnsanı katkat asan bir insanlıkla doluydular. Çağlar dizisinde bu amaç yolunda kendini harcayan nice hekim görüldü. Kimi zehirlendi. kimi onulmaz hastalıklara yakalandı, kimi bilinmeyen ışınların öldürücü oklarıyla can verdi. Savaş, zelzele, salgın, ve daha ne kadar felftket varsa, hekim seferber olup canını tehlikeye atarak çalıştı, çabaladı. Yaşatmak için ölümü göze aldı. Hayatın kutsalhğına bir din adamı inancıyla baglı ama bilime dayalı bir kişiliğin potasmda. çağlar boyunca hekimlik diye bir mesleğin koşulları ypvai. vavaş belirginlesti. Şimdı tıp fakültelerinden çıkan her genç, bu mesleğin Ulkü^U üstüne yeminle toplum hayatına atıhr. Öylesine yerninriir ki *ru. doktor için rıer nasıa Kiısaldır; ister zengin olsun ister yoksul; ister Hıristiyan olsun, •stfr Miislüman, ister kapitalist olsun. ısttr Kornün.st: ister Türk olsun, ister Bulgar Mevlâna'nm dedigi gibi: Ne ohırsan ol. İster kâfir ol, ister ateşe tap. ister putm. İster yüz kere tövbe etmiş ol, İster yüz kerr boımus ol tövbeni. Irautsuzluk kapısı defil bu kapı; N'Milsan öyle gel. Ve hekim «nasılsa öyle gelen» hastasınm var&sını sarmak. derdine deva bulmak; bedenini. degil yalnız, ruhunu da iyileştirnıek için elinden geleni yapmayacak mıdır'' Bırakm barış zamanını, savaş sırasında da düsman arkeri bir doktorun karşısıncla sadece insan AP.İI mtdir? Çanakkale'de Tilrk doktoru esir düşnn varaı: Anzak'a İn?iliz'e bakmiyor muydu? Büyük savaşrs bacagı kınlan Aıman'a Fransız doktoru yardım elinl uzatacait yerde: Geber: diye mi batırıyordu? Kapitalist doktor yalnız kapitalistlere, sosyalist doktor yUnız sosyalistlere mi sifa dağıtacak.' Kıvrını tovrım kıvrınan tutuklu gence ilâç verecek yerde, doktor. iki elı cebinde alayla mı bakacak? Ülseri kabarmış sanılta cezaevi ıevirinde: Al iç! diye ters bir ilâç mı verecek hekim? Başı ağnyan. ıciam mahkümuna Nasıl olsa öleceksin.. mi diyecek? Barsaklarından hasta »enç kızm ölüme sürtikler.mesini umursamazlıkla mı izleyecek? Bedenini kanser saran gencin tedavi olanaklarını mı yoK edecek? Hayır, hiç kuşkusuz bir hekim böyle vapamaz. Böyle davrananların cebinde Tıp Fakültesinden bir dıploma varsa da oruar doıttor değildir; çurtkü insan degildır; doktor olmak için önce insan olmak şerpk. İnsanlık sıfatmdan nasipsizlerin hekJmligi sözkonusu olabilir Ecevit hükümeti, bu zamları elbette yapacaktır. Ama bu zamları yaparken bazı şeylere dikkat etmesi gerekmez mi? Zam oranı, zammın yapılış tarzı, zamla ilgili yan fiyat artıçlarını kontrol ve bu yazıda önemini işaretleyeceşimiz stokların durumu Ecevit hükümetinin halka yakınlık derecesini sösterecektir. Yazımızda bu forunlann en onemlisi olarak gördüğümüz, Ftoklar sorunundan başlayacağız sorunlan işlemeye. Fırsatçılara Dikkat Her zam. stok sahıplerinin bayram gününü işaretler. Örneğin siz PetKim ürünlerine zam yaptınız mı, bu üriinleri ellerinde buluncfuranlara gün doğar. Ya da şekere zam yaptınız mıydı, elinde seker bulunduran bu zamma göre zenginlik kazanır. Demir. kâğıt, iplik stoku olanlar da öbür zamlardan yararlanan kişiler Yükün Paylaştırılması Bunun gibi örneğin bir şeker zammı, üzümden bala kadar bervzer mallann, buna ek olarak da şekerden yapılan ürünlerin hepsini et "EV KESİKBÂŞ,, OKTAY AKBAL Evet Hayır ARACILAR VE KARTVlZlTÇlLER racı» deyiminin genellikle üreticiden tüketiciye uzanan yol üzerinde yorul madan, terlemeden tatlı kârlar sağlayan sömürücüler için kullanılageldiğini hepimiz biliriz. Örneğin, ağustosun sıcağında, şubatın ayazında tarlada, bahçede ömür tüketen kişinin; örönünü, toprakta, çiçekli ağacı üstünde yok bahasına sattığı fiyatın 7810 katı üzerinden büyük kent pazarlarında, mağazalarında tüketiciye sunulduğunu göıünce üzüntü duymaması, kemiklcrinin sızlamaması mümkün müdür?.. Gelmiş geçmiş çeşitli siyasnl iktidarlar, tarafsız iktidarlar, askert iktidarlar bu konuda az mı sonu gelmeyen düzenlemelere gi rişmişler, bildiriler yayınlamışlar, emirler vermişlerdir. Yöneıici . kabzımal hikâyelerinin, Bele diye . Hal kovalamacalarmın du manı hâlâ üstündedir. Ne çare ki. ufacık filesini şişman faluralarla doldurmaya çırpınan 5 çocuklu, 8 nüfuslu vatandaşın derdine derman bulunamamıştır. Eve «etirilen bir pazar files i n ^ daha masaja liMblma.?Un4 haİMflarla eriyip j o k johnası^cı . sın» iliklerine değin dlWn anneler . babalar, salgı bezleri sulan mış bir balina azgmlığındaki bu sömürCcüye ne denli beddua etseler azdır. îşte a racı dediğimiz, zam'a zam yapan kisi, kolay kazanan kişi, sadece tüketim malları gereksinmelerinde ortaya çıkmaz, aynı ölçüde hizmet gereksinmelerinde de kendini göstermektedir. Gümrükten eşyanızı mı çekeceksiniz, tapuda bir işiniz mi var, emekli aylığı bağlatma çağınız mı geldi veya bir hizmet borçlanması işleminiz mi var, vergi bildirgelerinizi mi düzenleyeceksiniz, Trafiğe aracınızı mı kaydettireceksiniz, köyden gelen has tanızı hastaneye mi yatıracaksınız, hatta falanca sinema veya tiyatrodan kuyruğa girmeden bi let mi almak istiyorsunuz, yurt içinde veya dışında iş mi arıyor sunuz. falanca sınavda başarı kazanmanız mı gerekli vs. vs.. karşnnıza çeşitli etiketlerde hemen bir hizmet aracısı ortaya çıkaeak. yasalara ve belirlenmiş kurallara göre olması (fereken bir hizmet için, genellikle yolu dolaştırıp. yokusa sürerek fyani merkebi kaybettirip tekrar buldurarak) ve ya «olmaz>ı olur yaptırarak sizden yüzdesini ve üstüne teşekkür ile hayır dualannızı da ekleterek, makbuzsuz «tavassut ücretini» alacaktıt. kaygısı ve hızlı bir dünya yasamı içinde günlük kosmacalanmız vardır, her şeyi ince ince ögrenecek vaktimiz kalmamıştır. Bu karışık bildirge ve formülleri yan lış doldurarak. iyi niyetle bile olsa sonradan sorumlu, cezalı du ruma düşmeyi pek tabii ki hiç kimse ittemez veya beıginlikten, «neıde ince ise orada kopsun» der hale gelinmiştir. Selâhattin TURLA 5 Kibirli, çalımlı görevliler vardır, ser verir cır vermezler. S.S.K. Gn. Md. Müsaviri Konu meslek sırrı haline gelmiş tir. Oysa ki, bunlar. sııadan vatandaşın uymtya, bilmeye zo2 Ol» ki. mevruat lcolay t n runlu olduğu günlük işlemlerdir. nasıl ortaya çıkmıs, ntfil olusturulmuştur, nedenleri üzerindB laşilır durumda ise, bu kez de uy Çekinerek, ezllerek sokulup d«düşünmek her yurttaşın en doğal gulamayı çapraza sokmak mari nıştığımz görevli size öyle bir hakkıdır. fet haline gelmiştir. yukardan bakar veya yüzünüze Çeşit çeşit formüller, belgsler, bile bakmadan öyle ters bir ceSade bir vatandaşın hemen ha listlkll sorular, onaylar, imzalar vap verir ki, sizi bu sıkıntldan tınna gelebilecek olanları şöyleilgilinin ister Istemec güven duy kurtaracak aracıya düşünemeden ce sıra'.ayabiliriz: 1 Mevzuat; Yasalar, Tüzük gusunu azaltmak, »cıklı bir süp gider teslim oluverirsiniz. becilik içinde tutunacak dal arat ler, Yönetmelikler o denli kan6 lşlemin sonucu sabrımızı maktadır. şık, o denli ağdalı, o denli biri taşıracak kadar uzar, günler, ay öbürünü değiştirmiştir ki, bıra3 Günümüzde, kendisi «çık lar, yıllar geçer. tsimizin yürükmız sokaktaki vatandası, özenli göz olmayıp, »çıkgözlerden de ya meai ile, geleceğimizle, ekmeğibir yüksek öğrenim görmüş kişi rarlanmaya tenezzül etmeyen ki mizle, sağlığımızla, yaşamımızla, ler bile içinden çıkamayacak haden çıkamayacak h U.' bakılmaya bas mutlulugumuzla ilgilidir. Mecd«ri*e Çbluk ço bur olur, bu işi daha kıs« yoldan halletmiş klmselerin tav^ ^ TUrkçe yazürm? ğHğu0tRU «cııuiacak durubir mevzuatı. Türkçeden türk ma düımemek endişesi îçînde siyelerine uyuveririz. çeye çevirerek anlaşılır hale ge olumsuzu bile olur hale getiren 7 Tiyatrolara, müzikhollere tirmek bazı kimselerin meslegi aracılara itilinmektedir. gideriz, sahnedeki, radyodaki Mhaline gelmiştir. 4 Hepimizin ekmek parası natçı, tütursuzca «adamını bul, adamını bul...» diye müzikli jovlar yapar, seyirci katıla katıla güler, düşünürüz, belki tamanla düşünme yeteneğimizi de yitirir, biz de ertesi gün o işin adamını aramaya çıkarız. Kemaliye'li şehit Süleym«n Kâzım ve merhume Raziye hanımın oğulları. Emine hanımın ^evgili cşi, İş Bankası 8 Vurkır, hırsız, ufursuz MUdürlerinden Orhan Arulad'ın, Doktor llhan Arulad'ın maceralan ile dolu çocuk kitap babaları, merhume Şeflka Eksioglu, Muzaffer Arulad'ın larına kızan, çatık kaşla elestiren, bağırıp çığıran bir toplum agabeyleri, Turhan, Kâzım Ekşioglu'nun dayıları, Meral da yaşarız, yüksek yöneticilerin Uskarcı, Murat Arulad'ın amcaları, Yurdanur ve Gülten'in bu konuda bizi uyaran söylevlekayınpederleri, Nurettin. Şacfi, Hakkı Ekşioglu'nun enişrini dinlerlz de; ayrıntısız bütün teleri, Tamer, Zafer, Edip ve Hülyâ'nın sevgili dedeleri, güldürü dergilerinin konusu olan Bülent Uçak'ın amcası, Istlklâl Harbi Gazilerlnden emekbu açıkgöz aracıların öykülerini li Topçu Albay (Harput) her gün zevkle okuyup, okutmak veya nakletmekten de kendimizi alamayız. «Bir anarşistin bir yerde bir hâdise çıkardığı veya görüldüğü zabıtaca haber ahnmıştır. Telefonlar çalar. Bu. bir korktunu dagıtılmasıdır. Anarşist Ağır adlı bir lunaparkta belki Kızılay'da görülmüştür. Polis onu ele geçirmeye çalışır. Şair bu anı Uaycı «Ey Kesikbaş çıkar hançerini» mısraı ile anlatır. Anarşist vurulmuştur. Şaire göre bu «Bir kuzunun damıtılmasıdır» İkinci parçada şehri saran dehşet havası «Telefonlar çalacak Sokak başlannda ölüme koşut» mısraı ils anlatılmıştır. «I Love you ey Nagant» mısraında alaylı bir tonla polisin arkasmda Amerika'nın bulundugu fikri telkin edilmeye çalışılmıştır. Şaire göre bu «bir sevinin durdurulmasıdır». Zira vurulan anarşist masum bir kuzudur.» Bu. bir ?iir tahlilidir! Hem de bir profesörün kaleminden çıkmıştır. Nerdeyse bir gangster filminin övkülenmesi sanacaktmız! Tabancalar pathyor, anarşist yakalanıyor, vuruluyor, lunaparîc bilmem ne, derken polisin arkasında bulunan Amerika. CİA!... Heyecan verici bir şiir tahlili Çok merak ettlyseniz Milll E^itinı Bakanhğının 50. yıl dolayısıyle yayımladığı «Cumhuriyet Devri Türk Şüri»ni alır okursunuz, uykunuz kaçar... Prof. Mehmet Kaplan'm «Şiir Tahlilleri» adlı kitabı bu kez de 50. yılı anma kitapları dizisinde yer almış! Genç şairler de eklenerek... Bu eklenenler arasında şair olmayanlar da var, adım ilk kez duyacağınız kimseler de!... Bay Kaplan Edebiyat Fakilltesinde Yeni Türk Edebiyatmı öğretir yıllardır. Bu kitapta ^ F gibiyse verdiği ftersler öğBtncileiL^bildiklerini ş r i + a da biisbirtün yanlış şeyleri dogru sa^nnak çıkacaklar fakülteden! Ama öncekl yıllarda bu çeşit Şür tfthlültri yâptığını sanmam. Bir öğrencisi kalkıp da bir şiirin anlammı bu çeşit gangster uydurmalan, yalaştırmalariyle açıklamaya glrişseydi atacağı not sıfır, olurdu. Yıllar insanlan degiştirir, hocalan da!... Salâh Birsel'in «Kuzuname» şiirini almış, bir anarjistin vurulmasmı anlatıyor diye sunmu? okurlara. Ne ilgisi var? Bu tür açıklamalara bir giriştiniz mi işin sonu nerde biter kimse bilemez. Kardinal de Richelieu bir insanı suçlamak, mahkum etmek istedi mi «Bana, yazdığı bir mektubu ya da bir yazıyı getirin» dermiş. Bir yazı, bir şiir her türlü yoruma uygundur. Gerçekle ilgisiz olduktan sonra, uydur babam uydur Birsel <I love you ey Nagant» derken polisin arkasmda Amerikanın varlıgını belirtmek istemişmiş! Hani adam yağmur yağdı» demiş, yoldan geçen biri «sen bana ördek dedin» diye yakasına yapışmış, ona benziyor. Nerden nereye! Nagant herkes bilir ki Amerikan malı bir tabanca değildir, galiba Belçika'da yapılan bir silâhtır. Sonra şiirde bu denli kesinlik, bu denli tek anlam aramak en basit bir şiir okurunun bile aklından geçemez. Nerde kaldı Yeni Türk Edebiyatı dersleri veren bir profesörün... îşte, Birsel'in <Kuzuname»sinden bir dörtlük. Bskalım siz nasıl yorumlayacaksınız? «Telefonlar çalacak Sokak başlarmda ölüme koşut I love you ey Nagant Bu bir sevinin durdurulmasıdır Az biraz ve karanlıkta.> Haydi, söyleyin ne anladınız: nerde anarşist, nerde Amerika, nerde polis, nerde bütün bunlar Başka biri çıkar da bu aşk yüzünden i;lenmiş bir cinayeti anlatıyor, ihsnet etmiş sevgilisini yerlere ser miş bir genç adam labancasma duyduğu sevgiyi bildiriyor derse! Buna benzer başka öyküler de yakıştıranlar çıkabilir. Bu gazete haberi değil ki tek çizgili olsun. Adı üstünde şiir, eski bir söz vardır, daha çok sairlere karşı kullanılır, anlam şairin karnında, diye. Prof. Kaplan girmiş şairin karnınm içine, öyle bir anlam çıkarmış ki, nerdeyse onu Güvenlik Mahkemesine <ihbar> edecek «Alın bir anarşist tesvikçisi daha» diye! Şiir tahlilinden sayın muhbirliğe giden yol da varmış demek Külebi de bir siirinde «Nagant bir tabancam olsa benim» demişti. Bay Kaplan alacak kalemi eline «Burda anarşist bir tabanca arıyor, cinayet işlemeye hazırlanıyor. diyecek hemen! •Sir Tahlilleri» kitabını, yeni adıyle «Cumhuriyet Devri Türk Şiiri» kitabını okurken dikkatimi çekti, sayın profesör çağdaş şairlerimizin şiirlerinde hep Marx'çı bir anlam buluyor. Birsel'den Anday'a, Necatigile, Tamer'e dek çoğunda... Neye baksa kızıl görüyor, ne okusa hep anarşistlerden söz edıldiği kanısmda. Bu garip bir hastalık olmalı! Öyleyse neye edebiyat dersî ver mek fakültede, şiir tahlilleri yapmak? Daha başka yolları var tutkulanm doyurmanın Onları bulmalı. aramalı bulmah, şiiri de, şairleri de rahat bırakmah! En iyisi, hem kendisi, hem bizler için en doğrusu bu değil mi? «Ey kesikbaş çıkar hançerini». Şair bu dizeyi, bu çeşit şiir tahlılcüerı için söylemiş olmalı. Şiiri de, jairi de kuşkular, korkular, suçlamalar, önyargılar. bilgisizce, kötü niyetlice yorumlamalardır bir «seviyi durdurmak» hançerini çekmek «ey kesikbaş» olarak 1... «ARACI» DEDİĞİMİZ KOLAY KAZANAN «ZAMCI» KİŞÎ, SADECE TÜKETİM MALLARI İHTİYACINDA DEĞİL, HİZMET İHTİYACI SIRAS1NDA KENDİNİ GÖSTERMEKTE Edebiyat Âlemimizin Bekledigi Eser Çıktı: HİLMİ YÜCEBAŞ VEFAT Bütün Cepheleriyle MAZHAR ARULAD (KILIÇOGLU) 21/1/1974'de Hakkın rahmetine kavusmuştur. Cenazesl 23 1/1974 Çarşamba günü (bugün) Şİşll Camilnden Öğle namazını müteakip Feriköy aile mezarhgında topraga verilecektlr. AlLESt Faruk Kartvizitçilik Yönetim görevlilerinin çekmeceleri tomar tomar kartvizitlerle doludur. Glrdiğiniz bir özel kalem. lekreterlik veya müdür odasında, kapısınd», siz saatlerce beklerken, bazı kijilerin sihirll kartlarla süratle Islerinl yoluna koyduklarını görür, duyar, küser, huzursuzlanırsınız. Kendisine yıllarca kartvizitler göndermiş büyük makam sahiple rinin, bu kartları ile övünen, bö bürlenen yöneticiler etrafıaızda »z mıdır? Bir kartvizitteki Unvana göre ayrıcalı işleme tabi uygulamanın kurbanı kişi, güvenliğini Ucretli aracıda arıyor ise, bu durumun ve buna neden olanlann üzerinde derin derin düşünmek, kartı isteyeni de, vereni de kınamak, ancak nedenlerini kesinlikle gidermek gerckir. Bu yüzden, baskentlere yönelen uçaklar, trenler, otobüsler iş takibi için gelen becerikli üoretli ancılarla doludur. Bir kartvizit almak İçin kilometrelerce yol kateden is taktp> çileri yok mudur? Nâfiız (HAYATI, HÂTIRALARI, ŞIIRLERİ) HÎLMt YÜCEBAŞ'ın bu eserinde: Edebiyat bilginlerlmizin, şâir ve ediplerimizin büyük şâir Fâruk Nâfiz'l anlatan görüşlerini ve anılannı. eserlerinin mcelenmesini, Fftruk Nafiz'in şâir arkadaşlarıyle olan iliskilerinı, ldtaplarında bulunmayan ask şiirleriyle bestelenmiş şiirleri, şâirle yapılan 13 konuşmayı, ona yazılan şiirlerle nazlreleri. şâlrln seçme »1irlerini, fıkralarmı, nUktelerlni ve sohbetlerinı Ugiyle okuyacaksımz. Bütün kitapçılarda 384 sayfa, 20 Ura. Oenel Dağıtım: MlLLtYET DAĞITIM Ltd. ŞtL (Cumhuriyet 603) ^\\ııııııııııııııııııııııııııııııı/% | TİCARET BAKANLIĞI (Istanbul Reklftm: 4768) 617 Hizmet Aracısı z= Deniz Kuvvetleri Kotnutanlığı Seyir Hidrografi ve Oşinografi Daıresı Baş2an.ığırıdan bildirümiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 175 SAYILI BİLDİRİ 29 ile 30 Ocak 1974 tarihlerinde saat Oe.üü ile 17 00 arwsında aşağıdaki noktalarm birleştiğı saha >çi£da sevmm«. demırleme. avlanma ve bu sahanın 12.5'fe nıet'oye Kaaat olan vüksekliğı can ve mal emniyeti Dakımı.ıddo ı«h.ıkelidir. EOfc DtNİZl SAKOS 1 inci nokta : tnlemı 40 derece :i3 daRiK.1 r\ızey Boyiamı ?*< derece 68 daKik» a^&o 2 nci nokta : Knlemı 40 derece ss dakıra Kj^ev Koylamı 2B derece 11 daKitra aogv 3 üncü nokta: Knlemı 40 derece ls dakika Kı.ze« Bovlamı 21 aerece 11 dasıte argu 4 üncü nokta: hJnıemı 4(1 derece 1» dakttc» Kuzev . * Koylamı »5 derece 58 daKiks drgu DENtZCtt.ERE VE HAVACILARA ÖNKMLE UÜVURULtJR (Basın 28325) 598 Buradaki aracı lftstik gibidir. her kalıba dökülür. her boyaya girer. Arsız ve yüssüzdür, kapıdan kovulsa bacadan girer. İşi gücü adam kandırmak. her fırsattan yararlanmak, gayesi için ayrıntısız her şeyi kullanmakhr. Muhatabtnı nasıl etkileyeceğini, en küçük görevllye kadar nasıl baştan çıkanlacağını gayet iyi bilir. Genellikle gözlerini saklayan bir gözlüğü ve süslil çantalan vardır. Henüz uçaktan indiğini, akşama filân bakan, müsteşar veya genel rnüdürle buluşacağını ilâve etmeyi ihmal etmez. İşi daha da azıtmış ise, satafath bir büro kurmuş, tantanalı ünvanlarla tabelâlar asmış, îspan yol asılzade'.eri gibi kartlar bastırmış. her türlü iğfâl gerecini titizlikle tamamlamıştır. Pek çok köşe başlarında hakikaten masum, her şeyden habersiz dostlan veya şeytanl ilişküe rini yüriittüğU profesyonel çakal kancalan vardır. Namuslu bir iş terbiyesini, ah> laka dayalı davranışlan, yasalara bağhlık :neziyetlerinl hafife almak ve MsUeri sulu dereye götürüp susuz getirmek için, ya o denli mantık oyunlan, fıkralar ve örneklemeler çizerek. kedinin fareye yaklaşması gibi sinsice ve sürünerek avlanna soSulurlar. ve ya şirret, nilfuzlu, edepsiz bir ta vır takmarak tecavüz ederler ki, şaskınlıktan ağzınız açik kalır. Bu derece ince zekâlı, becerikli tuttugunu koparan bir kişinin, hakçasına, namuslu yollardan yurda neler kazandırabileceğim düsündükçe yüreğinizin başı derin derin sızlar. Bu son yılların başan kahramanı «ücretli aracı» hazretleri | Müfettiş | | Yardımcılığı j i Giriş Smavları 1 Yazılı sınavlar 272.1974 tarUunde basiayacaktır. Sınavın yazıh kısmı AnKar«t. Istnnbul ve Izmir'de sözlü kJsrru Ankara'da yspıtaeakur Sınava girebilmek İçin, Huıcuk S>yasaJ Bilgiler. İküsat Fakülteleri. tktisadi ve Ticarl îlim ler Akademısı. ürta Doğu Teioıik Üniversitesl îdari İlimler Pakültesı gibi meslekle alakalı Fakülte veya Yüksek Okullardan ve bunlara eşitüği Milll Eğitim Bakanlığuıca kabul edilen yabancı Pakülte. Akademl ve Okullardan birinl bitirmış olmak gerektir. Isteklilerın, sınavlara giriş sartlannı ve sınav konuiannı gösterir broşürti Ankara'da BaKanlık Teftış Kurulu Başkanlığınoan îstanbu: (4"üncü Vakıf Han, Sirkeci) ve îanir'deta (Fevzipaşa Bulvarı No: 47ö) Teîtış Kunııu BUro;anndan ve Bursa, Adana. Mersin, .Samsun, Trahzon, Diyarbakır, Erzurum ve Gasiantep Bölg» Ticaret Müdürlüklerinden bizzat veja meKtupU tenıin etmeıeri mümkündür. Sınavlara girmeK ısteyenier cn jjeç 5.2.1974 tarihine Kadar dilekçelerini (istenılen oelgeierle birlıkte) Bakanhk Teftiş Kurulu Ba5<anjıgını göndermeiidir. Belgelert noksan oıanlarm ırürscaatlan dikkate alınmayacaktır. (Basın 27666) 599 İ | Parça ve Top Kumas Satılacaktır Müessesemizde mevcut, 1 70 10O CmJik 3641,00 Metre muhtelif Parça Kumas, 2 Standart dışı 2783.00 Metre muhtelif tlplerde top kumaş, 7 Şubat 1974 Persembe günü taat 16,'ya kadar kapah teklif alınmak turetiyle satılacaktır. 3 Şartnamesi, Müessesemiz Tiearet Müdflrlüğünden, Istanbul'da Alım ve Satım Müessesesi Tedarik Dağıtım Müdürlüğünden temin edllebilir. SÜMERBANK Merinos SOnia Sanayii Müessesesi BURSA (Basın: B 4 10551) • 613 K ~ Sonuç Şu kadar yılda büyük işler başardık diye bayramlar yapmak güzel şeydir. Ancak, ara sıra yapamadıklanmızm da çizelgesin: önUmüze serip, kendimizl vicdan sağışına tâbl tutmaUyız, Her açıkgOzlüfün, bir başka vatandaşımıza zarar verdiği veya verecegi görüşü üzerinde içtenlikJe düşünüp konuşup, yazıp, seyleyeceğimiz günleri daha ötelere itersek. biribirimize olan saygı, sevgi ve güvenimizi de yitirmiş bulunacağız. Aracılık mUessesesl. sevginin, içtenligin ve güvenin bittiği yerde başlar. Bir lcez kanserleşince de sömürüden yılgın bir toplumda kötü niyetli urlan söküp, temizlemek daha da güçleşir. Yüce Türk Ulusu her şeyin en iyisine. en hakçasına, en doğrusuna lâyıktır. Yoneticisinden, politikacısından, sanatçısından. ö£retmeninden ve aydınından gelen iyilikleri; kendisine hizmet edenleri, bu ulus asla hiç bir zaman unutmamıştır. İLÂN Çanakkale Asliye Hukuk Hâkimliğinden: 9TO/513 IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIK Davacı Çanakkale Merkez Kirazlı nahiyeıi ürtac» Köyü 4 hanede nüfusa kayıtlı ismail Şahin tarafından aynı hanede nüfusa kayıtlı davalı eşı Ayşe Şahin aleyhine ikame ettiği haysiyet kırıcı hareketler «ebebiyle bnşanma cTavasında: Oavalının Çanakkale Karacaören Köyü adresine çıkanlan tebligat bila tebliğ iade olunmuş ve davalının Emniyetçe de adresı tesbit edilemedîğinden ilâr.en tebligine karar verilmiştir. Verilen karer geregince yargılamanın yapılacağı 11/3/ 1974 günü saat 9.00'da mshkememizde hazır bulunması dava arzuhali yerine kaim olmak üzere ilânen teblig olunur. t (Basın 10555) 612
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle