19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTJRÎYET 9 Eylül 1973 İlk Anılar B enim çocuklugumda Izmlr kentine «Gâvur İzmiri» derlerdi. lik kez Çorum'un «Hanedan Odalan» ndaki yatsı sonu sohbetlerinden tairinde duymuştum, • Gâvur Izmiri» deyimini. Bu sütunlarda evvelee birkaç kez söz açmıştım Hanecîan Odalarından. Babam, arasıra beni de birlikte götürürdü. Içine bir gaz lâmbası konulan cam feneri ben taşırdım, bozuk arnavut kaldırımlarında tökezlemeden yürüyebilmek için. O larihlerde, sehir aydır.latması diye bir şey yoktu. Olaylar ve görüşler GÂVUR ÎZMİRÎ,, Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU ve a?ıl üreticiye ürününün posa kınntıları kalıyor. • Emperyalist güçler salnuş hortumlanm bu ovalara, iki demiryolu hattı biçiminde: îzmir Aydın hattı Ingilizlerin, Izmir Kasaba hattı ise Fransızların. 0 Almanlar, Ruslar ve Amerikalılar biraz geç kalmışlar. Ruslarm gözü zaten buralarda değil. Karadeniz ve Boğazlarda. Almanlarm uzun vadeli siyasî ve iktisadî emelleri Haydarpaşa Bağdat demiryolu imtiyazı ile ilk açamaya girmiş. • Amerikalılar daha sinsice çalışıyorlar Anadolu'da: Kolejler, hastaneler ve misyoner faaliyetleri yoluyle. Istanbul, tzmir. Tarsus, Talas ve Merzifon'da ve şu ay.da hatınma gelmeyen daha başka yerlerde, Amerikan kolej ve hastaneler: yükselmiş birer birer. Hasta anamı, son umut olarak. bir yaylı arabası ile Çorum'a bir günlük yolda bulunan Merzifon'un Amerikan Hastanesine götürmüştü babam. Ben de beraberdim. Henüz on yaşında bile değildim o zaman. Annem hastanedeyken bir han odasmda kalıyortfuk. Hastanenin başhekimi Doktor Mardin admda, beyaz saçlı, Türkçe bi'en bir Amerikah hekimfii. Benimle de konuştu ve şimdi anımjamadığım bazı sorular sordu. Sor.ra babama dönerek: «Kolej müdürüno soyleyelim, bu çocuğu burada okutalım» dedi. Çok korktum. babam «Pekl» deviverlr diye. Neyse ki o, nazikçe reddetti ve «Çocuk daha küçük; aile yanındı büyümeli biraz daha» dedi. Nasıl sevindimdi o zaman içimden. 1914 yılının yaz aylanndaydı. O tarihten beri geçen 59 yıl lçinde, birbirini kovalayan savaşlar ve siyasi olaylar sonıında ve Atatürk'ün ölümü üzerine, Türkiye'deki iktisadi yarısı, anketçi ve haber toplayıcısı Barı? Gönüllüleri ve milli servet kaynaklarımızın sömürücüsü büyük şirketler aracıhgıyle Amerikalılar kazandılar. Gafil yerli politikacı ve işbirlikçilerin yardımlar.yle. Hastaneden sonra. babamla bana,, beyaz b?yaz kolej binalarım ve eklentilerini, bahçelerini gezdirdiler. Hatta küçük protestan kilisesindeki bir âyine bile götürdüler bizi. Yalnız kaldığımız zaman babamın bana: «Oğlum, düşman memlekete yalnız topla tüfekle değil, işte böyle müe«.seselerle de gelir. Biz böyle mektepler ve hastaneler kuramadıkça adam olamayız.» dediğini Milli Mücadele Anıları kıtabımda anlatmıştım. t«te Îzmir'in «Gâvur İzmiri» olduğu tarihlerde ülksmizin, ve örellikle Îzmir'in durumu, Vısa çizgilerivle, böyleydi. yattaytfı. O zamanki îzmir Baiosu Başkanı (sonraki yüların Milii Savunma Bakanı) sayın Avukat îlünir Birsel'in davetlisi olarak, bir konferans vermek üzere çağrılmıştım. Henüz genç bir doçenttim. îzmir kenti barbar bir düşmanm, kaçarken ateş ve dumanla açtığı yaraları genç ve dinamik bir Belediye Başkanı ( V lan Dr. Behçet Uz'un yorulmak bilmez. biiinçli r çahşmalariyle sarmağa başlamış, Kültürpark m temelleri atılmış ve planları geniş ölçüde gerçekleştirilmişti. Şimdi açık bulunan Uluslararası Îzmir Fuarı'mn ün kazanmasında bu parkın yeri çok önemlidir. Sevdim bu kenti ve o tarihten sonra belki on kez ziyaret ettim. Sa§ kaldıkça yine gideceğim. Çok değer verdiğim ve sevdiğim insanlar da yaşıyor çimdi orada. Işte bu «Oda» lardan birinde, Çorum eşrafından bir zat bir akşam uzun uzun «Gâvur İzmiri» nden söz etti. Oraya Samsun Istanbul üzerinden bir «Gâvur Kumpanyası» nın vapuru ile gitmiş. Izmir'tfe deniz kıyısındaki ve oraya yakın yerlerdeki en güzel evler, bütün dükkânlar. mağazalar «Gâvurların» raış. Onlar «Han» veya «Misafirhane» nin adına «OteU diyorlarmış. Ama bunlar «aîafranga» yerler olduğundan, kerıdisi şehrin gerilerindeki Müslüman mahaüesinde bir handa kalmış. Izmir'in zenginliğini, güzelliğini, limandak: vapurlara boyuna mal yükler.ip boşaltıldığını, deniz kıyısı boyunca uzsnan cadciede (Birinci Kordon'da demek istiyordu herhalde) çalgıh kahveler. meyhaneler bulunduğunu. buralarda «karılarla erkeklerin» bir arada gülüp eğlendiklerini. ballandtra ballandıra anlatıyor, herkcs onu büyük bir dikkatle dinliyordu. Ben de, bir halk deyimiyle, «kulak kesilmiştim». Onıın verdiği ayrıntılı bilgi üzerine. oranın gerçekten «Gâvur Izmiri» olduftunda herke's birleşti. Trenle Aydın'a kadar bile uzanmış. Neyse ki Aydın bir Müslüman şçhri imiş. Orada içi açılmış. Yalnız trende Türkçe bilen gâvurlar «biletçilik» ediyorlarmi'. «Aydın ve havaUsinin bütün mahsulâtı». kuru üzüm, incir ve pamuk, bu trenlerle Izmir'e tasınıyor ve oradan «papur» lara yükleniyormuş. Deve kervar.iarı da varmış. Ve bunlarla «nakliye» daha ucuza geliyormuş. Bütün bunları dinleyen ve oralara hiç citmiMniş olan babam: «Tüzlerce yıldan beri memIrketimizin ba parçasını Türkleştiremedik, yacıkl&r olsnn bfce» dedi. Mesele hep «Gâvurluk» ve «Muslümanlık» açısından konusulurken, babamın bunu «Türklük» açısından ele almasını henüz onbir yaşmda olmama rağmer. sanıyoTum ki, orada yalnız ben ar.ladım. Çünkü okulda Ittihatçıların «Türkçülük» ideolojisiyle besleniyor, «Müebbet ülke: Turan» hayalleri kuruyorduk. Oda mUafirleri babamın «Türkleştirrr.ek» sözünü «Müslümanlaştırmak» ile eşanlamda aldılar ve onun üzüntüsünü paylaştılardı. Levanten ve Rumlann iktisadî bakımdan bo< bıraktığı yerlerde, yine emperyalist sömürücü lerle is ortaklığı kuran büyük Türk kapitalist leri türedi çimdi de. Sömürü düzeni bir başks metodla sürüp gidiyor. Cretici halk yığınları, Atatürk devriminin ışığına ulaşmasın diye. başta din tavizcileri, milliyet duygusundan yoksun ve tlk Dünya Savaşında Türk'ü arkadan hançerleyen çöl Arabma hayran, ümmetçi hacı, hoca aracıhgiyle uyu^jluyor ve türlü ilkel tarikat örgütleri, bir örürrcek agı gibi sarıyor bu vatanı. «Gâvur tzmiri»ni çerçek anlamında «Türk» yapan büyük adamm bü?tlerine, heykellerir.e sa'dırılıyor; gencecik okul çocukları, onun, kitaplardaki resminin gözlerini oyu7,or, Mütareke cîevri hainlerinin gayrimeşru çocuk, torun ve kardeşlerinin işbirlikçi sernıaye emrinde ve onun desteğiyle kurduğu bir hıyanet şebekesi sardı ve sarıyor bütün Türkiyeyi. Bu, amansız bir kanserdir. Ne televizyonla nakledilen törenler. geçit resimleri, ce guya Atatiirk'ü canlandıran. eerçekte ise çok sevdiğinı bir arkadaşımm deyimiyle «küçültmek isteyen sefil bir film», r e Ismet Paşanın artık kirrseyi inandırmayan bayatlamış öğütleri kurtaramaz Türkive'yi bu âfetten. Ancak halkm uyarraanı, gerçek Atatürkçüleri ve gerçek hairleri iyice ve açık seçik teşhis etmesi, olusal bilince ulaşması. bilime, aydınlığa yönelmesiyle kurtulabilir Türkiyemiz. tzmir'in Türkleşmesi de ancak o zaman tamamlanır. Dunyct Bul. Halil Paşa, Birinci Dünya Savaşının ünlü ordu kumandanlarından biriydi. Irak Ordular Grup Kumandanı ve Genel Valisi de oldu. Enver Pasa'nm amcası ve îttihat Terakki ileri gelerüerindendi. Bunca sıfat ve yetkiyi bir araya toplarsanız, Paşa'nın ne denü nüluza salııp olduğu daha iyi anlaşılır. Hem siyasi iktidara yaslanmış, hem ordu kumandanı olunca; Halil Paşa'nın savaş içinue astığı astık. kestiği kestik. dedigi dedik, çevresinde bir sürü dalka^aüc. Savaş sona erip yenilginin yıkıntüan oaşladığında, zamanrn nice ileri geleni gibi Halil Paşa da ortalıKta kalmış. Kurulan yeni hükümet, harp sorumiusu oıarak kendisini aradığı için Erenkö>ünde bir arkadaşımn evinde sakiarurmış. Bir gün oturma odasında arkadaşıvle vav^a oynarlarken kapı açıhveımiş. Önde bir Türk Komıser. ardmda yedi sekiz yabancı asker. Komiser Halil Paşa'yı sırtmda emari, elinde zarla görünce: Paçam, mars oldunuz.. demiş. Öte^inı berisini yoklayıp tabancasımn yanmda olmadığını gören Paşa: Evet, hepyekle mars olduk. Ve giyinmiş. Bekir Aga Bölüşü'no kapatmışlar Paşa'yı. Hayat böyledir. Nice guçlüler bakarsmız güçsüz kalır. Nice güçsüzler güç'.enir. Bazan en güçlü kişi bile öyle br köşeye sıkışır ki, elden bır şey gelmez. Yaşamın yasaları insaisızdır. İnsanın elinde sürekli olarak yetki ve makam bulunmaz; ya sandalyesini çekerler altmdan, ya koltugunu kaydırırlar; boşlukta kalıverir ademoğlu. Bazı kişi için makam koltugu da birdir, köşe minderi de... Adam adam olduğu zaman makarn koltuğ\ında nasıl oturuyorsa, mütevazi e\inın tahta sandalyesinde öyle oturur. Ama kişi, gösterişe, paraya muhtaç olacak kadar ruh fakiri ve karakter yoksuluysa; makam koltuğunda bile alçahr. geleceğin çıkar nesapian içinde öteye henye haber salar : Eeyefendi tazim ve hürmet'.crimi kabul buyursun: benim kendilerine ne kadar bağlı olduğum zaten malumu âlileridir. Vaziyeümi kendilerine arzedin, Buradaki vazlfem bir yıl sonra bitiyor. Yani hizmete hazır olauğumu arz«tmek isterim. Lutufl&nnı benden esirgemesinler. Her makamda bulunabilir bövle kişiler. Bir karakol komiseri tanımıştım. Açıkgöz ve paragöz bir adamdı. Sevimliydi. Kendine göre bir hayat felsefesi vardı. Arada sırada lâflardık: Her makam sandalyesi, bir başka sandalyeye atlama tahtası olmalıdır... derdi. Nasıl? Bizim gibi memurlar için iki öllim vardır. Birincîsl emeklilik. ikincisi kalb durması. Ecele çare yok! Ikincisine yok: birincisine var. Nasıl? Daha makam sandalyesindeyken etrafı kollayaeaksın. Sana kim istikbal vadediyorsa onu tutacaksın. Esnaf. aydın, küçük memur, işçi takımmdan hayır voktur sana. Ama fabrikatör, banker. siyast parti başkanı oldu mu hemen vanaş. Al gülümver gülüm politikasını iyi ayarladın mı. eeleceğin sandalvesine mabadinin yarısıyla bugünden oturdun demektfr Peki, ne yaparsın? Ne yaparım da söz mü? el altından emirlerini alır yapan m. Açıkgöa T* paragöz komiser dediSini vaptı. Emekliye »ynldıktan sonra bir siyasî partiye kapagı attı: İyice bir is de buldular kendisine... Çıkın komiserden yukarlara... Toplumda nlceslnl bulacaksınız bu tipin. Adam daha devlet makamındayken iktidara en yakın siyasî partiye vanaşıyor; Sonra da balıklama ya parlamentoya. ya da bir yönetim kurulu arpalıgına... Bu tipler rtogunlukla Soltuk tçin herşeyi vapacak tıynettedirler. Altından makam koltugu veya iktidar sandalyesi çekildi mi, sudan çıkmış balıga dönerier. Çimkü klşilikleri yoktur. Yok olan kişiliklenni ds benliklerini satarak varetmeye çabalarlar. DUnyadır bu... » Kimist daragacı sandalyesine bile tekme vurmasmı b}lir. kimisi bir parlamento sandalyesine tekme vurmasmı Türkleşen «Gâvur İzmiri» Izmir'in 1913'te kurulmuş bir «Millî Kütüphanes:» var. Kuruculan arasmda eski Ittihatçı Celâl Bayar'ın da bulunduğu bu kitaplık. resmî bir knrum olmayıp bir vakıf olmakla birlikte, düşünsel bakırr.dan sağlam temellere oturtulmus olduğu için, içinde bulunduğumuz 1973 yılında da, Izmir'deki Türk aydınlarımn yeti?mesinde büyük hizmetler görüvor. Îzmir'in Türk egemenliğine girmesi üzerinden, yaklaşık olarak 6 yüzyıl geçtiği ve o zamandan beri bir çok Türk Beyleri. Türk Sultanları ve Osmanlı Padîşahlan bu bölgede egemenliklerlni süriürdükleri halde, vaktiyle babamın dedili giM. bunlar, «Gâvur lzmiri»nt bir türlü «Türk İzmiri» yapamamışlardı. Bu ihmalin en büyük acısını. Türk milleti 15 Mayıs 1919'dan 9 Eylül 1922 ye değin çekti. Sonunda bir tek adam çıktı, Türk halkının önüne düştü. 1900 yıllık «Gâvur lzmiri»ni, tam 51 yıl önce bugün, 9 Eylul 1922'de «Türk Izmiri» yaptı. Hem de, 1914'te bize karşı birleşen emperyalist Batı dünyası karşısında kaybetfilmiş büyük bir harpten sonra ve Türk'ün en bitkin ve yere serilmiş sanıldığı bir zamanda. Şimdi bütün Kordonlarda Türkler oturuyor. Bütün ticaret Türklerin elinde. Îzmir Aydın ve tzmir Kasaba hatları Atatürk devrinde millileştirildi. Palikarya şımanklığır.a raslanmaz artık Izmir'de. 6 yüzyıldır Türk v > =tanı sınırları içinde bulunan Îzmir, gerçek anlamda ancak yarım yüzyıl önce Türkleştiriltv bildi, kahraman Atatürk'ün sayesincfe. Îzmir büyüdü, serpildi, güzellejti. Yalnız ticaret merkezi olmakla kalmadı, Üniversite ve Akademileriyle, bilimsel kitaplıklan ve ara^tırma enstitüleriyle, aynı zamanda bir Türk kCltür merkezi oldu şimdi. Ke yazık ki Osmanlı devrindeki sömürücü 9 Eylul Müzesi Tanrıdan ne dilerdim, saym okurlarım, bilir misiniz? lzmir'e ilk giren sayın komutanlardan biri olaydım; Îzmir şehri bana Kordon Boyu'nda veva Alsancak'ta EÜ7el bir köşk armağan edeydi ve ben bu güzel hâtırayı satacak yerde, bir S Eylul yıldönümünde, Îzmir Belediyesine «Emperyalist güçlerin Efe Denisine dököldüzü ;ünün fikir anıtı olarak, 9 Evlul Müzesi yapılmak şartiyle» armağan edeydim. O müzede o güçlerin cüzel vatanımızı son yüzyıllarda nasıl sömürdüğünün ve sonra 15 May.s 1919'da Îzmir'in Yunanlılarca nasıl işgal edildijŞInin, Izmir'deki Yunan zulüm ve barbarlığının ve bu kentin 9 Eylul 1922'de «Gâvur İzmiri» olmaktan nasıl kurtarıhp artık sonsuza değin «Türk Izmiri» durumuna getirildiğinin bütün tarihsel eşya va belgeleri. resimleri sergilenseydi! Eger sonradan politikaya girmiş isem, çoktan çekilerek köşemde ve bütün Türk halkınm gönlünde, günüm gelinceye dek rahat ve mutlu bir ömür sürseydim ve Atatürk'ün eserini son r.efesime kadar savunsaydım! Her şeyimi borçlu olduğum Türk halkına Büyük Zaferden sonra ulusal bilinct aşılama yolunda, şu kadarcık olsun bir hizmet yapmış olmanın derin mutluluk ve huzuru içinde tüketseydim ömrümü! (1) Eski Durumdan Kısa Çizgiler Izmir'in «Gâvur Izmir» liği zamanını görme«fim, bilmiyorum. Fakat yukarıda anlattığım anıdan sonra, bu kentin eski sosyal ve etr.ık durumunu bilenlerden bunu çok dinledim ve ikti«adl durumunu da okuyarak öğrendim. Eu durum çok kısa çizgilerivle şöyle: • Birinci, lkinci ve Üçüncü Kordon'lardaki güzel binalar hep Rumların, Levantenlerin ve Izmir'e yerleşmis yabancılann. Yabancı kulüplerine. lüks gazinolara Tanzimat Avrupacifi tek tük zengin Türk aileleri müstesna olmak üzere hep Rumlar ve Levantenler gidiyor. 0 Batı ile ticaret ve bütün ithalât ve ihTacat işleri bunlann elinde. Bereketli Ege ova'.arıntfa, güneş ve yağmur altında harcanan el. kol ve kafa emeğinin kaymağım hep bunîar alıyor İlk Gidiş Izmir'e ilk kez 193T'de, yar.i «Türk Izmir» liği zamanında gittim ben. Atatürk henCz ha (1) Börle tarihsel bir fırsat, ne Tank ki. her kala narip olmaz. Bana da olmadı. Bir 9 Eylul Müzesi binasına gücüm yetmez be nim. Ama, mal olarak. ' n ariz varlıfım oUn kitaplanmı armağan edeceğim, Atatürk'ün 51 yıl önce «Gâvunlak sılatından knrtardıfı bn güzel kente; hemen hemen yanm yüzyıldan beri Türkive'de ve başka ulkelerde damla damla biriktirdifim ve her biri henlitimden birer parça olan kitaplanmı. E | e r lütftn kabnl ederlerse, tabiî. ÖNSEÇİM 0YÜNLAR1! OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından BLOKSUZLAR1N SAYISIARTIYOR Bloksuzlar m i slında yoksullar olan bloksuzlar Cezair'de 4'üncü zırve toplantılarını yapmışlar ve söylenen uzun nutuklardan sonra, ev sahibi sılaüyle, Cezayir Başkanı Bumedyen'in açılış söylevinde belirttifi gibi, gelişmiş ülkelerin sömürülerine karşı doğal kaynaklarını korumak için gelişmemiş ülkeleri örgütlenmeye çağiran bir deklarasyonu kabul etmişlerdir. 1961'de sadece 25 ülkenin katıldıgı Belgrad zirvesinde bloksuzlar, iki bloku banş içinde bir arada yaçamaya çağırmışlardı. Bu yaşam gerçekleşmiş, Batı Doğu ilişkileri yumuşarnıştir. Fakat bu yumusama yoksullarm problemlerini çözümlememiş, sömiirü sürüp gîttiginden, zenginler ve fakirler arasındaki uçurum daha da derinleşmiştir. Singapur Başkanı Li Kuan Yu, çimen için fillerin sevişmesi, çatışmalarından daha zararlıdır dedigi gibi, yumusama emperyalistlere daha geniş sömürü fırsatı vermiştir. îşte yoksullar bu A dam yakınıyor: Meclis'e en çok ben gelip gittinı. gazetemde partiyl en çok ben övdüm, beni Hstenin sondan birincisi yaptılar. olur iş mi bu? Öteki partilere en çok saldıran bu. Süle>man beyi göklere çıkaran bu. Böyleyken. evet böyleyken ön seçimde kimse oy vermemis bu baya, listenin sonuna düçüvermiş. Başka biri. hem bu bir bakan, o da kıyameti koparıyor: Efendim ön seçimde para döndü, böyle iş olmaz. Koskoca bakan listeye giremiyor, görülmüş şey değil! Hem bakan olacak. hem de partisinin listesinde yer alamayacak. Aklı şimdi mi başına gelmiş. ön seçimde parayla oy tatıldığını yeni mi duymus? KendJeri kazanıp liste başına kuruldular mı yakmmazlar, ne zaman liste sor.un?, ya da liste dışına düşerler, o zaman «Bu iş böyle yüriimez» diye başlarlar bağîrmaya.. A HIZLANAN BİR POLEMİK KREMLİN'İN MUHALEFETLE BAŞI DERTTE ARAPLAR'IN ELİNDEKİ SİLÂH PETROL VE KONGRE TOPLANIYOR Prof. Dr. Ahmet Şükrü Esmer Bakanı, BaSraKörfezindeki Arap •öUwl*Pin:n ol« haklarıru aynı şekilde en kısa zamanda elde edeceklerini umduğunu söylemiştir. Bu konuda önemli olan en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan'm ne yolda davranacagıdır. Kişisel düşüncelerle Kıral Faysal petrolü silâh olarak kullanmaktan yana degilse de, mi o litan Arapların baskısı altında ö dır. AP'nin Istanbul'daki baş organı hiç hosnut değil sonuçlardan. Istedikleri adaylar ön yerlere gelemedi. Hem demokrasi diyecekler, hem de ön seçmenlerin verdikleri oylardan yakınacaklar. Kendileri, ya da tuttukları kisiler seçilirse sesleri çıkmaz. tersi oldu mu, bu yol bozuk derler. Aylardır yazıldı soylendi bu seçim yöntemi yanlıştır, düzeltmek gerekir, diye. Kim*e üzerinde durmadı. AP kodamanlarının işine geliyor da ondan! tstedikleri liste başına geürilir, istemedikleri liste dışına atılır. İşte AP'nin ön seçim sonuçlan: Demirel'e kim karşı çıkmışsa hepsi milletvekillİRİne Allahaısmarladık demiştir! Demirel. kimlerden bıkmışsa. kimleri yararsız saymışsa, kimlerin bir daha seçilmemelerini istemişse. hepsini kapının önünde bırakıvermiştir. İstedikleri kadar «Biz şunu yaptık. biz şöyle çalıştık. deyip dövünsünler, alan aldı. kaçan kaçtı!. En hosu, o gazeteci bay, kendini yazar sayan, bir süre de kendi partisine «güçlü» bir kişi oltfuğunu kabul ettiren bay... Böyle olmasa yülarca Istanbul Milletvekilliğini elinde tutabîlir miydi? îstediği kadar partinin baş propagandacısı rlsun, Demirel'in baş alkışcısı kesilsin, harcanır gider böyleleri! Bunra tuttuğu lider bile bırakıverir bir an gelir onu boşluğa. lbret verici bir olaydır bu! Gerçekten de AP1İ baîinın her gün Demirel'i öven bir gazetecisi. hem de Demirel re yapsa begenen. alkıslayan. ne yapmasa kötü gören bir kişi, geldigî bosluğa itiliveriyor bir anda!.. Demek övgüler yaparak bir yere varıha da, orada uzun süre tutunmak güç. O övdüğün kişi senden yeterince yararlandıktan sonra geçiyor otelere... Doğrusu AP'li önseçmenler ilginç sonuçlar yarattıiar. Kerdeyse AP'lilerde bir çeşit bilirçlenme var, va da başlıyor diyeceğim! ÇHP'den Bakanlık koltuğuna, oradan AP'ye geçmeyi başaran bir baskssını da önseçmenler, o il listesinin ?onuncu yerine çakıverdiler. Oysa ne umutlarla girmişti AP" ye! Bir kez Bakanlık yaptı ya, gene Bakan olur sandı, ÇHP bir kez onu milletvekili çıkarttı ya, bu kez da AP aynı işi yapar umdu. Bir zamanlar yararİ! bir eğitimci sayılırdı, bir öe baktık tanınmaz haie gelmiş! tşte doğup büyüdüğü ilin önseçmeninden alıyor karşılıgım. Partiden partiye atlamanın, onu milletvekili yaptıran partisine karşı çıkmanın. bir geçici Bakan kohuğur.u her jeyin üstünde tutmanın armağanıdır bu... Dikkatle incelerseniz AP'nin önseçim sonuçlannı, daha r'ce )lginç durumlarla karşılaşırsınız. Önce şu meydana çıkmıştır. AP'li olsun, CHPIi olsun önseçmenler, bir kişinin üç dört dbnem milletveküliği yapmasım doğru görmernektedirler. Hele hiç üstün bir niteliği. ayrıcalığı olmayan kişiler nasılsa bir kez listeye girip milletvekili seçildiler diye iki üç dönem üstüste seçim kazanmalan hoş görülmüyor artık. Yetıi adamlar var sırada, onlar da bir kez denesinler bu görevi' Milletvekilligi niye bir avuç kişinin tekBİinde kalsm? Partililer de uyandı arhk, başkalanna hizmet etmektense kendileri için çalışmayı yeğ tutuyorlar!.. Meclis'e en çok sen devam etmişsen, partinin en (rUrültülü alkışcısı sen olmuşsan, ne yapsın partili seçrnenler, ne yapsm genel baskan?.. İşte sekiz yıl oturduğun koltuk!.. Yetmez rni? Gitti gider eski günler. eski umutlar. Sündi sıra baskalannda. Yansan da, yakmsan da yararı yok... na çare anyorlar. Sayıları Yükseliyor: Bu kez toplantıya tAtin Amerika'dan Küba'dan başka, Meksika, Şili, Arjantin vePeruda katılmışlar ve Asyalı, Afrikalı ve Lâtin Amerikalı üyelerin sayısı 76' ya viik'elrme., Titn. Gandi. Sed^ıt, Kaddafi. Idi Amin, Kaunda, Haile Selâsiye ve Sıhanuk gibi tinlü kişiler de gelmişlerdir. Saygon'un protestosuna rağmen Vietnam Geçici Devrim Hükümeti (Vietkong) ile Bangladeş'e de yer verilmiştir. Ulusal sınırlar içinde yoksulların zenginler düzenine karşı hareketîeri gibi, bloksuzlann davranışı da zenginlerin yararlandığı uluslararası düzene karsı bir hareket niteliğini almaktadır, Uluslararası iliş kilerde bunun siyasî güç oldugunu takdir eden Sovyetler, kongreye yolladıklan mesajla ülkü beraberliğini belirtmışler ve sem pati kazanmaya çalışmışlardir. Geri kalmamak için Çin de başarı mesajı yollamıştır. Gerek renkleri, gerek geçirdikleri tarihsel deneyler kendilerine benzediğinden, Çin'in mesajı daha çok serapati yaratmıştır. Çın. Sovyet Çatışması: lananların başında da fizik bilgini ve dışanda ün kazanmış Sakharof gelmektedır. Sovyetlerin Batı ile ilişkilerinin yumuşamış olmasmdan cesaret alan aydınlar, özgürlük mücadelesine yeni hız vermişler, telâşlanan yöneticileri harekete geçirmişlerdir. Yakir ve Kressinin yargılanmalarının, Sakharov ve Solzenitsin'i suçlaiçin bir tertip olduğu anlaşılıAvrupa'da Tartışma: mak Yargıları sırasında Sakharov yor. Çin ile Sovyetler Birliği Asya' ve diğerlerini suçlayan bu iki kida çatışırken Avrupalılar da ken şi, hafif cezalara çarptınldıktan di aralannda birçok konularda sonra da ağir suçlamalanna detartışmaktadırlar. Ortakpazarm vam edıyorlar. Şimdi Sakharov tanm politikası yüzünden Pran kendi meşlektaşlan taralından sa, Fed. Almanya ve Ingiltere ile da kınanıyor ve yargılanacağı satartışıyor. Öfkelenen Fransızlar, nılıyor. Bu davranış, Arnerika Almanya'nm batıdan ayrılarak, ve Batı Avrupa'da tepki yaratdoguya kajmakta olduklarını bi mıştır. Gazeteler eleştiriyorlarsa le iddia etmişler, bu yüzden açı da ticareti genişletmek için Nixlan polemik devam ediyor. Rast on. Maliye Bakanı Shultz'u Moslantı olarak, Fransız • Alman Ho kova'ya yollamak kararını vermiş lemiği, de Gaulle ve Adenauer'in tir. Batı Dofu yurnuşaması. Nixkurdukları Fransız Alman dost on Brejnev dostlugu nitelığine luk ve isbirliğinin onuncu yıldö ginniştir. nümüne düşüyor. O sırada zayıf olan Almanya'yı de Gaulle kanatlarınm altına almayı diişünüyor Arapların Silâhı: du. Palazlanan ve güçlenen AlGelişmekte olan ülkelerin kenmanya şimdi Fransa'yı kanatları altına alacak durumdadır. Nix di doğal kaynaklanna sahip olon'ın Avrupa'yı ziyareti gynleri maları ilkesini, bloksuzlar konyaklaştığı halde, henüz Amerika feransı beyannamesi uyannca ilk ya karşı tutum ve davranişm ne uygulayacak olanlar, görünürde, olacağı üzerinde de görüş bir Arap ülkeleridir. Orada da kalmayarak, Araplar petrollenni İsliğîne varılamamıştır. Yannki Pazartesi günü Ortakpazarm dış rail'e karşı savaşlannda silâh olaişleri bakanlan Brüksel'de yine rak kullanmak hevesindedirler. toplanacaklar, fakat bu hava için Buna doğru adım olarak, Libya de görüşbirliği elde edilecegi şüp petrol kaynaklarını devletleştirmektedir. E>aha önce birkaç he'.idir. Amerikan şirketini devletleştirmişti. Devrimin 4'üncü yıldönüRusya'da Muhalefet: mü olan 1 Eylül gününden itibaren tum petrol şirketlerinin 0,o5l Çin ile çatışması arasında Rus hissesini devletleştirmiştir. Kuya'run muhalefetle de başı dert veyt'te toplanan petrol Uretici tedir. Rusya'da muhalefet iha ülkeler Libya"nın bu hareketini desteklemişlerdir. Libya Petrol nettir, fakat bazı aydınlar için bu konuda sınirlı özgürlük hakkı dâ tanmmıştır. Bundan yarar ve Avrupa ile normal ilişkiler kurmasına ve nükleer denemeler yapmasına smirlenıyor. Çin, Sovyetlerin nüfuz bölgesi olan Doğu Avrupa'ya da girmek çabasındadır. Asya'da kolîektif barış kurma bahanesiyle Sovyetler, Çin'i sarmayı tasarlamışla rsa da, Asyalılar bu oyuna gelmemişlerdir. Amerika Ne Yapacak? Arapların bu davranışına karşı Amerika'nın ne yapacağı henüz belli değildir. Silâhla engel olm.ktan söz ediliyor ki, böyle 'ıir davranış çılgınlık olur. Nixon'ın Libya petrollerine boykot için Avrupalılar ve Japonya'ya öneride bulundugu da söylenmiştir. Buna Avrupalılar ve Japonya pek yanaşmazlar. Öte yandan Nixon, son basın toplantısmda Araplan petrol ile bu yolda oynamaktan vazgeçmiye çağırmış ve Musaddık'ın akıbetinj hatırlatmıştır.. Bilindiği gibi, Iran petrollerini devletleştirmesi yüzünden Musaddık düşürülmüştü. Fakat Musaddık'm yerine Şah gelmişti. Kadda'i'nin yerine eğer düşürülebilirse • kim gelecek? Nixon Arap • İsrail savaşında Amerika'nın tarafsız oldueunu da iddia etmiştir ki, şimdi değilse de belki baskı altında o yola girer. Aslında, Israü'e dogru kayarken ölçüyü kaçırmıştar ve yeni bir ayarlamaya gidebilir.. Şımaran îsrail ise, Araplara karşı tutumunu daha da katılaştırmıştır. Işçi Partisi, işgal altındaki Arap topraklannda Yahudi tesisleri kurmayı 29 Ekimde yapılacak seçim platformu içine almışür. HAYATA DÖNÜŞ G. Karaslavofun bu ünlü eserini gecikmsden HEMEN ALINIZ. (15 Ura) HABORA FİTABEVİ P.K. 6 Beyazrt • îstanbul KKKüocaac (Cumhuriyet 7114) o Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına Ekonomik Araştırmacı Alınacaktır 1 Bankamıa Ekonomik Araştırmalar BaşmüşavirliJinde ekonomik ve mali konularda araştırma lşlennde çalıştınlmak üzere Iktisat, Hukuk. lşletme, üiyasal BUgiler, ürta Doğu Teknik Üniversitesi İdarl llimleı Fakülteleri ile İktisadî ve Ticarl llımler Akademileri veya bunlara denkliei Millt Eğitim Bakanlığınca kabul olunaa Türk veya yabancı ünıver«ite veya yüksek okullar mezunlan arasmdan sınavla, yeteri kadar ARAŞT1RMACI alınacaktır. 2 Müracaat sahiplerinln; a) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Memurlan Yönetmeüğı'nin 2. maddesinde yazılı şartlan haiz olması lâzımdır. b) Ingilizce, Fransızca, Almanca, Italyacca, lspanyolca veya Rusça dillerinden en a* birlnl, çok iyi bilmesi gereklidir. Yabaneı dil sınavında başan gosteremeyenler meslekl sınava kabul edilmeyeceklerdir. 3 Adaylann yabancı dil sınavlan 2 Kasım 1973 tarihinde Ankara'cTa vapılacaktır. 4 Yabancı dü sınavında başan gSsterenier 19 • 7Ü Kasım 1973 tarihlerinde KKONOMİ, MALİYE. PARA • BANKA ve İSTATİSTİK fconularından yazılı meslek! Mnava tabi tutulacaklardır. 5 Yazıh meslekl sınavlarda başan gBsterenler aynca mülâkata tabi tutulacaklardır. 6 Araştırmacıhga tayine hak kazananlara İlk tayiıv lerinde 7. derece »ylıSı geçmemek ve Banka içinde başka bir göreve nakilleıinde müktesep hak sayılmamak üzeıe aynı tahsil derecesindeki Banka memuruna ilk tayininde verilen derecenin bir öst derecesi ayhk ve araştırmacı ödenegi ile Banka memurlarına ödenen vabancı dil 5deneSi verileCektlr. Araştırmacı olarak Banhava almacaklardan başan gostererek Ekonomist Yardımn«ı olanlar en az bir yıj süre ile yabancı memleketlere inceleme vapmak üzere g5nderileceklerdir. 7 Bilgi almak ve sınavlara eirmek isteyenlerin Aı>kara'da Idare Merkezi (Personel Müdürlü5ü>'ne vey» Ankara'dan başka yerlerdeki şubelerlmlze müracastla alacakları t? talepnamesini. bütün sorulan «çık olarak ve el yazıları ile bizzat doldurup 4.5«6 eb'arfında tkl fotoSrafltn İle birlikte sınava eireceklerl vabancı dil veya dflleri belirten bir düekçeve ekll olarsk en geç 20 Ekim 1973 tarihinde Idare Merkezlmize (P«r«onel Mı"idrır!CffO'ne) tevdi evlemeleri veva en geç 2fl Ekim 1973 tarihlndp îdare Merkeztmirde bulıınacak «ekilde postaiamalan larımdır. Postadaki gecikmeler nazsra slınmaz. T f RRİVE MKKKK/ RANKAS1 İDARE MERKJCZİ (Baın: 21212) 7119 Kongre Toplanıyor: Amerika'da kongrenin Ağustosta yaz tatiline girmesi Nison'ı rahatlandırmıştı. Bundan yararlanarak. televizyonda konuştu, basın konferansı düzenledi. Sindi kongre toplanıyor ve Watergate araştırmalannı yapan 'ÎOmisyon tekrar faaliyete geçecektir. Kongre toplanırken Nixon bir basın konferansı daha düzenlerniş ve kongTe ile işbirllğinden söz etmiştir. Pakat olayı adale'e bıraktığım söylemesine ra§men, ses bantlarının kendisine teslimi için yargıç Sirica tarafından verilen karara ujTnaması, aleyhinde yeni tepki uyandırmıştır. yardımcı Sniro Asnew'nün durumu ise daha agırdır. Federal Soruşttırmada Agnevc, eörevini kötüye kullanmak, rüşvet almak, vergi kaçakç:lığı yapmak ve para karşılıgında menfaat sağlamakla suclanmaktadır. Pederal Büyük Jüri taaliyete geçmek iizeredir. Savcı ile isbirliŞine karşılık dokunulmazlık saglayan eski dostlan da Agnew'yu snclamaktadirlar. Spiro Agnew'nün yardımeılıktan istifasından söz ediliyor ve halef olarak da eski Maliye Bakanı John Connallv eösterilmektedir. Agnew tatilîni keserek San Clemente'den Washins;ton>a eeien Nixcn fle uzun bir konusma yapmış, fakat iki dertli kişinin konuşmalan gizli tutulmuştur. t L AN SARIYER SULH H U KUK HÂKİMLİĞİNDEN Büjiikdere Cayırbası. Testicileı »nkak hane S/9 cilt 22 sahife 12i de nüfusa kayıtlı Halll oğ'u Ay1 je'den doğma Metln Oguz » amcası Hüseyin O4ul itlrazı kabil olmak üzere vitl tayin edlldlil liân clunur. Basın: 60781128 İki komünist dev sadece Cezair'de degil, bu sıralarda her alanda çatışmaktadirlar. Çin Komünist Partisinin 10'uneu kongresinde okunan rapor ve Çu En Lai'in Sovj^et ilişkileri konusundaki beyanatmdan sonra polemik daha da hızlanmıştır. Çu En • Lai. gereinliği azaltmak isterse, Sovyetler Birliğinin ÇekosSATILIK lorakya'dan ve Mofolistan'dan çekilmesi ve savasta işgal etti#i BOŞ TESLİM 4 adayı Japonlara geri vermesi eerektigini sövlemiştir Çin SovAksaray, Gureba Hüseyinyet ilişkileri bloklasmanm en kaa %•» Mah. Ömer Lütfi Sok. tı olduğu zamanian andınyor. No: İS Akay apartmanı kat 2. Cin, Sovyetlerin Avrupalılarla anElektrik, Su. Havagazı mevlastıktan sonra. doguya daha çok cut. 3'üneü katta Bay Abdul"Uer yıgacaSından korkmaktalah'a müracaat. dır. Sovvetler ise. Çin'in. son «amanlarda giriştigi dirjlomatik taarruz sonucu, Amerika, Japonya (Cumhuriyet: 7129) TEŞEKKÜR TEŞEKKÜR Çok değerli. çok sevgili varlığımız, örnek büyüğümüz Sevjiğim, nım babam saydığım ca LÛTFULLAH HAMZAOĞLU'nun 6 Eylül 1973 günü anî vefatında, cenaze töreninde bana ve aileme mânen büyük destek olan kıymetü dostlanma, yakınlarıma ve AJANSTEK REKLÂMÇILIK A.Ş.'den müdürlerim ile çalışma arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi, her yerde ve herkese duyurmak isterim. DEMET HAMZAOGLU Cumhuriyet: 7134 Gazi LÛTFULLAH HAMZAOĞLU'nun 6 Eylül 1973 günü aramızdan ayrıhşında bizleri yalnız bırakmayan bütün yakınlarımız ve dostlarımızdan teşek kürlerimizin kabulünii rica ederiz. AtLESt Cumhuriyet: 7133
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle