28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 10 Eylül 1S73 Genel Bir Bakısi ok partüi parlamer.to re}1mlerino*e, ınlHt iradenin seçimlerde en doğru nasıl temîil edileceği konusu, bugün de çözümlenmis do o ;idir. Bu mekanizmanın uygulanmasında, en eski ve en tecrübeli parlamentolu demokrasilerde bile, henüz ve herkesin kabul edeceğl usul ve sistemlere gidilememiş olması, bu durumun, en dikkati çeken delıllerind"en biridir. Bu ülkeler arasındaki sekil aynlıklan derin v» çesitlidir. örneğin, Avrupa'nın en. demokratiic ülkesi sayılan Isviçre'de kadınlar, hâlâ oy sa. hibi dahi değildirler. Bu böyle olunca da, demek ki, tsviçre Parlamentosunda milli irade, henüz oy sahibi erkeklerin iradeleri ile temsil ediîiyor demektir. C Olaylar ve görüşler Ce, ker.di seslerinl elbetteki duyuracaktır. Bu •rtan ağırlığı kıyaslamak için, şu rakamları verelim: Seçim devresl Seçmen sayısı Seçime iştirak 1950 8.908.324 7.934.449 1954 10.250.338 9.097.451 1957 12.111 183 9.244.246 Şimd"i bir de son seçimi görelim : 1969 14.788.522 9.516.035 'i 80.06 88.75 77.15 84.03 Haf tanm raporu MİLLÎ ÎRADE! Şevket Süreyya AYDEMİR dir ve intihabı ile bellrecektir. Yani, parlamentoda milli iradenin temsili, oy hakkına sahip, kadın erkek halk kitlesinden her ferdin, bu kendi irade, takdir ve intihabını, serbestçe ve kayıtsız sartsız kullanması ile tahakkuk edecekör. Aksi takdirde, yani bütün seçmenler, elbetteki bir tak;m pratik uygulamalar dahilinde, bu hak ve hurriyetlerini kullanamazsa, yahut da milli irade, ya bir dikta, ya makul olmayan bir kısıntı ile milletin değil de, şu veya bu partl veya azınlıgın iradesi şeklini alırsa, milli iradenin belirişi zedelenecek tfemektir. O zaman halkt» ve parlamentoda millî iradeden bahsedillrken, bazı tereddütlerin hüküm «urmesi kaçınılmaz olaeaktır. *** ler v » partl delegeleri sistemlnin kaldınlmssında, bütün partiler, hararetle taraftar göründuler. Hatta buna, bütün reform olmayan reformlar gibi «Seçım Kanununda Reform» adı da verildi. Ve seçim kanunu hakikaten meclislere getirildi. Ama netice c e olduî Hiç! Çünkü önseçim de, cfelege usulü de, seçmenlerin yalnız parti listelenne oy vermek şekli ve zorunluğ". gene uygularr.ada kaldı. Tabiî bütün eski lakmcaları ile beraber! O halde milli irade, gene, büyük seçmen kitlesinin karar, takdir ve intihabı dışında işleyecek, ama, buna rağmen ve ancak bir kaç yüz bin insanın uygun bulduğu listelere, 16.000.000 kadar seçmen, müdahalesiz oy verecek demektir. Halbukl nüfusumuz çoğalıyor. Seçmen sayımız artıyor. Halkın bilinci ve gidisat hakkmdaki görüs, kavrayıs ve değerlendirmeleri, saştlacak derecede gelisiyor. Açık, doğru ölçüler kazanıyor. Ve görülüyor ki, ilgililerden baska hiç kımse, bu gelişmelerden memnun değildir. Hele gerçek aydınlar, genç ve yetişkin ihtisas adamları, devlet adamı vasfında genç kudretler, tamamen siyasetin tfışına itilmektedir. Siyaset sahnesi, profesyonel politikacıların sorumsuzluklarına kalmıştır. Profesyonel politikacı ise, çokluk, çığırtkan seviyesine dCşmüştür. Değişen ve ferahlık veren yalnız Sudur ki: Köylüsü ile, kentlisi ile, bütün tarafsız Türk halkının görüş, kavrayıs ve değerlendirişlerindeki büyük anlayıs ve uyanıklık, hızla gelişmektedir. Hemen hepsi de partiler dışı olan bu sağduyulu insanlar, sayıca ve gittikçe artmaktadırlar. Hiç şüphe yok ki, ergeç sağduyu ve uyanıklık, seçimlerdekl oylannın ağırlıgı Bir Tek Masum için.. BtR TEK DEĞİL, BİNLERCE, SAYILAMIYACAK KADAR MASUM CEZALAOT3IRILARAK GELİNMİSTÎR BDGÜNE VE HÂLA SÜRÜP GİTTİĞİNE GÖRE Bü HAKSIZLIK. KİMSENİN PEK ÖYLE CİDDİ BİR SUÇLULUK HÎSSİNE KAPILDIĞI DA GÖRÜLMEMEKTEDİR. Bazı eski demokrasiierde ise. seçim sisteminde milli iradenin belirişi, zaînan ile daha ileriye ve mükemmele doğru götürülecek yerde, hatta k:sıtlanmaktadır. Me«elâ Fransa'da ve De Gaulle'ün baskısı ile, bu tür kısıntı ve daraltılmalara gidilmiştir. Ülkeler arasındaki bu aynlıklan, istenütfiği kadar laymak mümkündür. Halk demokrasilerine, yahut Doju tnlamında sosyalist devletlere gelince? Oralardaki geçimlerde, milli iradeden değil, bu rejimlerin tek parü iradesinden bahsetmek daha doğru olur. Yani millt irade vey» halk iradesi, tek partinin karar, taktik ve stratejlsinde temsil olunmuj sayıhr. Çür.kü seçimler, ancak bu tek partilerin, önceden belirtilen adaylan üstünde toplanır. Ve bunun mantığı, bu rejimlerde. artık sınıflar tasfiye edilmis olmakla beraber. rejimlerin henüz blr intikal, yahut bir rejimden diğer rejime geçiş safhaıında olduğu ile lzah edilir. Bu safhanın icap ve ölçüleri üstünde ise. halkm değil, hakim partinin karar. ve stratejiiinin kabul edilmeıi gereği, ön pland'a gelir. Reform Olmayan Refornr Bizim seçim sistemimizde bu sakınca, maalesef vardı. Son devrelerde seçimler böyle isledi. Aşağırfa vereceğimiz rakamlarda görünen büyük bir seçmen kitlesi, bir avuç azınlık adına partiler tarafından düzenlenen aday listelerine, kayıtsız şartsız oy vermek zoruneTa bulunuyordu. ö n seçim ve yoklamalar, hikâyelere makalelere, kitaplara giren gülünç sahneler seklinde tasvir olunuyordu. Meselâ 15.000.000'a yaklaşan seçmenlerin, nihayet 200.000 ile 300.000 arasında parti adamları tarafından onaylanan listelere, ister istemez oy vermek usulü seçimlere hakimdi. Bu sistem Czerinde, o kadar fena seyler söylendi, o kadar bayağı haberler, hikâyeler yayımlandı ki, nihayet son aylarda ön seçim Ülkemizde. Bize gelince? Biz, Anayasa ve onun getir» diği sistemimizle, Batı anlammda bir parlamentarizrain, yani, çok partili blr parlamento sisteminin şekil ve sınırları içinde bulunuyorur. O halde ve nazari olarak mi'ılî irade, ser> best ve fakat seçme hakkına sahip olan millet lertlerinin, en geniı kısmımn, kendi irade, tak Önümüzdeki seçimlerde, seçmen' sayısınm 16.000.000'a yaklaşacağı tahmin edilir. Bu 16 milyon seçmen, Ekim ayında, sandık başlanna davet edilecekt'.r. Ama önlerine verilecek aday listelenni, ancak 500.000 kadar partililer onay lamışlardu. Bugün yürürlükte olan ve hem <t« reform olarak abul edilen kanuna göre ancak, bu liderlere oy verilecektir. Bu kanunun ilerirfe, milli iradeyi daha doğru temsil edecek sekle konulması, elbette memleketin ve parlamentonun lehine olacaktır. Çünkü ancak böyie bir düzeltmenin ve uyandırılacak üginin neticesîndedir ki, memlekette siyaset, gerçek ve aydın gençlerin, uzmanların, devlet ve yurt adamlarmın da kendilerini verebilecekleri ciddi bir mıiii hizmet sahası haline gelecektir. Yani, bugün maalesef çığırtkanlaşan profesyonel politikacının yerini, aydın Türk gençleri ve bilginleri alacaktır. Para, dalavere ve köylerde, kasabalarcfa, kentlerde dün ve. bugün cereyan eden hünerler, arka plana itilecektir. Böyle olunca, MeCİisSerde demagok. artık destek ve dinleylci bulamayacak ve milletin uyanan anlayı? gücü, olup bitenleri büyük bir açıkhkla kavrayısı, yeni bir seçim sistemi içinde meclislere, yeni değerler yollayabilecektir. Bütün bunlar, ancak bir özlem, bir ümit rüzgârı olarak görünebüir. Ama ne var ki, memleketin bu özlem ve ümitle dile getirilenlere, gerçekten ihtiyacı vardır. Yoksa, güçlü veya az güçlü olsa da, eğer memleketimizde Parlamento da sarsılır, yıpranıp, itibarını kaybederse, memleketimizin karşılaşabiieceği ihtimalleri ve sürüklenebilecegi otorite buhranını tasavvur etmek, hakikaten başdöndürücü görünmektedir. Gerçi biz Türkler, önceden ortaya atılan dddi ve ard düşünce eseri olmayan uyanlara, pek değer vermemışi7dir. Yahut da bu gerçek, hiç değilse, bunlara değer vermeleri gerekenler için böyledir. Ama bu yetersizliğimizin neticelerinden tfe, daima ıztırap çekmişizdir. SADUN TANJU ülkede herkes suçludur. Bir ülkede iki masum kişi cezalandmlmış İse, o Ulkede herkes iki defa suçludur. Ooo... Üret üretebildigin kadar! Oç keı, yüz kez, bln kez. Yani, alışmışızdır suçluluğa. Ohoo.. sayın Barolar Birliği Başkanının, adalette ortak forumluluğu belirtmek için söylediği sözler, sonunda yaşayan degil, hayâî eden tarafımızın özlem ürünleri olarak bir "anlam taşır. o kadar. Yoksa nerede bir tek masum insanın bile haksızlığa ugramaması ifiin insanlığa sevgi, saygı? Avuturuz kendimizi. Ülkenin adalet işlerini yürütecek kişilere adaletin melekleri olmalannı salık veririz. Öyle bir cennet yaratacaksınız ki, orada haksızlığın «ha» sı olmayacak. Sağlık işlerini yürütecek olanlara, okullarmı bitirdikleri gün, kutsal hekimlik yeminini ettirirsiniz. Bir insanın saglıkh yaşama hakkını korumak, sürdürmek için katlanmıyacaklan fedakirlık düşünülemez!. Askere alırsınız, ilçeye kaymakam atarsınız, okula başlatırsınız, parlamentoya gider. en üst hizmet katlarına yükselir ve hep o yeminler... O özlemler yani... Üzgün soframıza konulan gü«el sözler... B ir üîkede bir tek rnasum cesalandınlmıs ise, e Üzgün Soframız Yufka Yürekler Günlük ga7etelerimizden birinih hafta içinde yayınladıgı «Aydınlara indirilen darbe> yazısında, Rusya'da rejimın aydınlar üzerindeki ağır baskısmdan söz ediliyordu. Tarihçi Piotr Yakir, iktisatçı Viktor Krasir, fizikçi Andrei Sakarov rejimle çatıştıklan için ruçlanan masum kişiler olarak gazet» tarafından savunuluyordu. Bizim yüreğimiz yufkadır. Smırlarımızm dısmda da olsa, bir tek masum kişinin cezalandırumasmın ortak evrensel suçluluğunu omuzlarımızda duyanz. Olajm Rusya'da Çin'de, Suudl Arabistan'da, İspanya'da ya da Amerika'da olması, prensip Czerindeki hassashğımızj değişürmez. Bir tek masum insanın bile kurban edilmesine razı edemez bizi kimse. Arthur Miller, Cadı Kazanı isimli oyunu ile bize Mac Carlhy Amerikasmdaki aydın kıyımını seyrettirdiği zaman, dost ülkedir, rejim benzerliğimiz vardır dememişizdir, kişi özgürlüğü ve cesaret üzerine n ı kadar özlemimiz varsa, en güzel deyişlerle sergüemişizdir. ÇÜRÜK BAĞLAR ERGEÇ KOPAR... OKTAY AKBAL Evet Havır ANAYASADA DOĞAN ÇELİŞKÎ ••• kuk Devleti'nin fiayanak ve kurumlarmı da beraberinde getirmişti. «Yüksek Hâkimler Hurulu» buniardau birıydi. Kitelik yönünden çağdaş anayasalar düzeyinde sayılan bu temel yasa, hâkim ve mahkemelerin bağımsızlıgını gilvenlik altma almak için. hâkimlerin atanma, yer değiştirme ve özlük işlerinin. görülmesini, yürütme orgarundaı almış ve >argı organı içinds oluşturulan bir kurula yani Yüksek Hâkimler Kuruluna vermişti. Anayasayı yapan Kunıcu Meclis, geçmişin deneyleri ve hukuk biliminin verileri ile, hâkimin bağımsız olabilmesi için «hâkimlik teminatı»na sahip olması, bunun için de yürütme orBanınin, siyasal iktidarın her türlü müdahalesinden uzak tutulması gerektiğini biliyordu. Gercekten adalettn gerçeklesmesi için bu bagımsızlık ve temlnat zorunlu idi. îşte Yüksek Hâkimler Kurulu bu amaçla kuruldu. Bu kuruluşun Temsilciler Meo lisince hazırlanan gerekçesi şöyledir: «Yargı görevinin bağımsızlıfını sağlayacak unsurlann başında hâkimlik teminatı gelmektedir îyi bir adalet, bağımsız hâkimlere ihtiyaç gösterir. Hâkimlerin bağımsız olmaları ise teminata kavuşmaları ile mümkündür. «134. maddede işaret edilen ve hâkimlik mesleğinin ve hâkimlerin özlük işlerini düzenleyecek olan kanundaki bütün konularda karar vermek yetkisi yalnız ve yalnız Yüksek Hâkimler Kuruluna verilmiştir. (Mad. 146). Bu suretle yürütme organının, hâkimlerin atanması, meslekte yük seltilmeleri, görev yerlerinin deSiştirilmesi veya görevlerine kanunda belli edilen ha 1lerde son verilmesi konulannda veya hâkimin rrieslek hayatı ile ilgili sair krjnularda herhangi bir tasarrufta bulunabüme yolu kapatılmıştır.» (Anayas» 133. Madde gerekçesi). Demekki adalet için hâkim ve mahkemelerin bağımsızlığı, bu bağımsızlık için de hâkimlik teminatı zorunludur. Bu amaca varabilmek için yürütme organının yani hükümetin uzaktan yakmdan, dolaylı ya da dolaysız, yargı organına hiçbir müdahalede bulunmaması, hâkimlerin atanmalarına, jer değiştirmelerine, özlük işlerine kanşmamasi gerekir. 27 Mayıa Anayasasınm ft^Mayıs Anayasası, gerçekI M leşmesini amaçladığı Hu f f ^ ürdürülmesi olanaksu bir hale gelmiş evlıliğl kadın iste1 1 \ miyor diye uzatmak, erkeğe o kadından ancak ölüm yo1 * lu ile kurtulma yoluau açık bırakmaktadır. Bundan birkaç yıl önce Mastroianni'nin çizdiği portreyi, gecelerini karısını öldürme projeleri kurmakla geçiren bir kocayı hicveden ve toplumu eleştiren bir Italyan filmini galiba sadece güzel bir komedi gibi izlemişiz. Kadın tarafçıhğı, feminizm gibi görünen bu tutum aslmda geri kalmışhk ömeklerimizden biridir. Kadının tot»aklığının devamuıı isteyen ve bunun devammdan çıkar uman kişiler dışında herkesi isyan ettirert boşanma konusundaki katı yasalar, bu yasalarm koyucuları tarafından bile yeniden gözden geçirilmekte ve yer yer değiştirUmektedir.» Yukarıdaki «atırlar î. F. adlı bir hanım doktorumuzun kaletninden çıkmıştır. Arkadaşun Sadun Tanju'nun geçenlerde gaze* temizde yayımlanan «Kurban» başlıklı yazısına yanıt olarak yanlmış bir mektup bu. Haürlayacaksınız, Tanju, Dışişlerinin yüksek bir görevlisinin durumundan söz açmış, önemli görevlerle yükümlü bir kijınin kendi mutluluğunu gerçeklestirmek hakkına sahip bulunmadığını, yıllardır ayrı yaşayan eşlerin yasal»rın kaülığı, hosgörüsüzlüğü, daha doğrusu yanlışlığı yüzünden bir türlü •yrılamadığıru belirüyordu. Adını vermek utemediğim bu hanım doktor, mektubunda üginç görüjler ileri sürüyor: «Günürr.üzden yarım yüzyıl önce ihsan dağıtılır gibi bizlere verilen kadın haklan, henüz kadının kendisince anlaşılıp benimsenmemiîtir. Daha da uzun yıllar benimsenmeyecektir, çünkü bu yol çetin, yalnız ve güçlülük gerektiren ve çaba isteyen bir yoldur, erkeğe tâbi olmaya benzemez!... Kaduım hayat garantisini evliliğe bağlayan ve yüzde yetmis yedisini eğitimsiz bırakan toplumumuz bu kusurunu kapatmak için evliliği var gücü ile savunacak ve katı boşanma kurallarıyle kadının kocasma yapısmasına yardım ederek kadının tarafrnda imis gibi görünecektir. Yaptığı yanlıs bir evliliği vaktinde bozarak, kocasına sürekli bir evlilik yapabilme olanağmı vermij ve bundan her zaman mutluluk duymuj bir kadın bu s«tırlarm yazarıdır.» Geri kalmıs toplumlarda evlilik kadın için en sağlam güvenlik yoludur. Bir koca ne demektir? Çalışan, para kazanan, gezdıren, eğlendiren, koruyan, bir yaşam boyu kadmı sırtmda tarıyan bir araç. Arada sevgi varsa şefkat, dostluk, anlayıs, arkadaşlık varsa en güzel seydir bu. Erkek de bunu arar. bunu ister. Ama ne kadın. ne erkek mutlu değilse, ortak yaşam ikisi için de çekiîmez bir dertse, evde kimsenin huzuru yoksa. ikide bir büyuk patlamalar ikisini de nerdeyse canına kıymanın eşiğine getirıyorsa o evlilik bağını yasalara dayanarak sürdürmeye, ayakta tutmaya çalışmak neden? Hep duyuyonız, görüyoruz, çevremizde, nice erkek, yıllardır evinden, karısından ayrı yaşamaktadır, aylarca, yıllarca mahkemeden mahkemeye koşuyor. Bir yaşam geçiyor evlüiği boıabilmek uğruna girişilen çabalarla... Hem hangi evliliği? tek bir tası bile ayakta kalmamıs, yerle bir olmus bir yapı bu! Yasaların desteğiyle, inaüa, kurnazlıkla, hırsla sürdürmeye çahsmak boşuna değil midir bunu? Niye? Kadın istemiyormuş, ya da aynlacakken bizden vazgeçmiş, erkeğe biraz daha ıskence etmek hevesindeymiş! «Ben ayrılmayacağım» dedigi îürece yargıç zor durumda kalıyor, evden çıkıp gitmiş erkek ikind bir yaşam kuramıyor, ikUi bir üzüntü, yıllar yılı süren bir ç«kisme... Bu dunundaki insanlar ne kadar çok, bilir misiniz? Mahkemelerin dosyaları bu tür yıkılmıs evlilikleri kâğıt üzerinde ayakta duruyor gibi gösterme davalarıyle dolup taşıyor. Kadınla erkek arasında düşmanca duygulardan başka bir şey kalmamıs, erkek ayrılacağı kadının bütün maddl isteklerini yerine geürmis, üstelik kadın iktisadi açıdan da iîzgür, huzurlü, belirli düzeyin üstünde. Dahası da var, kadın okumuş yazmış, hayatını kazanan bir kişi. Ama madem ki kocam benden ayrılmaya kalktı, ben ayrıîmayayım da görsün? dedi mi bir kez ne yasa, ne yargıç, ne avukat başa çLkamıyor onunla! Eşitlik varmış; uygarlığı yalnız admda kalmış Medeni Kanun'da yok öyle bir eşitlik!.. Bu konuda bir sürü yakınrna mektubu aldım. Demek acı yaygın. yasa ise yetersiz... Sayın doktor hanımın yazdığı gibi erkeğe bağlı olmayı. sırtını yaşam boyu bir erkeğe dayarnayı en kolay, en sağlam geçim yolu sayan kadınlarımız ne yazık ki daha çoğunlukta. Hem yalnız eğitimsiz. iktisadî durumu bozuk olanları değil, en rahat koşullara, en üstün eğitim düzeyine sahip olanları bile böyle! Kadmlarımızın çoğu, kadın özgürlüğü nedir, eşitlik nedir, kadın tutsaklıktan nasıl kurtulur, kisiliğini nasü bulur, anlayamamış, öğrenememiş durumda.... Yasalar Tanrı yapısı değildir, bir ülkenin, sosyal koşullarma uyuyor mu uymuyor mu, bugüne dek ne denli başarılı oldu, yararlı oldu, durup düşünmek incelemek gerekir arada Şu Medeni Kanun bu yasaların başında geliyor, hazırlanan bazı değişiklik önerileri de yıliardır Meclis komisyonlarında uyuyor. Sayın doktor hanımın sözleri pek çok hırslı kadına, ya da aynı inat yolunu tutaıuş erkeğe ders olmalıdır. Gerçek kadın, aydın kadın, insan kadın şu sözü söyleyebilendir: «Yaptığı yanlıa bir evliliği vakünde bozarak, kocasına sürekli bir evlilik yapabilme olanağını verrniş ve bundan her zaman mutluluk duymuş bir kadın bu satırlarm yazarıdır.» Çurümüş evlilik bağları er geç kopacaktır. Bunu kimse önleyemez. 1699 SAYILI ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ANAYASA'NIN TEMEL İLKELERİNE TERS DÜŞMÜŞ, ÇELİŞKİ YARATMIŞ, YARGI BİRLİĞİNİ ZEDELEMİŞTİR. Halit ÇELENK Avukat Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan dogruya Devlet (füvenliğini ilgilendiren suçlara bakmakla görevli Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulur... «Devlet Güvenlik Mahkenıesi Baskanlığı, üyeliği. yedek üyeliği, savcılığı ve savcı yardımcılıg! atamalarında Bakanlar Kuruiunca her boş yer için bir misll aday gösterilir. Bu adaylar arasindan Devlet Güvenlik Mahkemesi hakimlerinin atanması Yüksek Hâkimler Kuruiunca, savcı ve yardımcıiarımn atanmaları Yüksek Savcılar Kuruiunca: asker! hâkimlerden üye, yedek üye ve sav« cı yardımcılannın atanmaları is» özel kanunlarında göstenlen usule göre yapılır.» Demek ki Devlet Güvenlik Mahkemelerine atanacak hakimler, Bakanlar Kurulu yani hükümet tarafından bir misli aday gösterilmek suretiyle bu adaylar arasından Yüksek Hakimler Kuru> lunca seçilecektir. YüksekHakimler Kurulu bu adaylar dışında hakim atayamayacaktır. Askeri hakimler de özel yasalarında yani 357 sayılı Askerî Hakimler ve Askeri Sa' cılar Yasasında gösterilen usule göre a t v nacaklardır. Bu yasanın 16. maddesine göre Askerî Hakimlcrl» Askerî Savcıların atanmaları, Milli Savunma Bakanı ve Başbakanın ortaklaşa hazırlayacaklan kararnamenin Cumhurbaşkanı taıafından onanması ile gerçekleşmektedir. Yani atama ve görevlendirme yürütme organı tarafından yapılmaktadır. Uyusun da Büyüsün.. Bunlan niçin yaparız? Hayatla düş'ün, kişiyle rejîmin, aydınla iktidarın catısmalarında neden kutsal bir görevimiz olduğunu hatırlarız? Çünkü, biliriz ki, insan yasamın sertliğine dayanabilmek için, dü? yumuşaklığında pışpışlanmalıdır. Rusya'ya kızacaksm, Mao'yu adam yerine koymayacaksın, Amerika ile alay edeceksin, taa bir Güney Amerika ülkesinde olanları üiklerinde duyacaksm ki, burada, kendi yas«mını unutasın. Varsın senin mapuslarda inleyen, mahkemelerde adalet dileyen, işkence dilekçeleri veren ayduılarıru başkalan gösterip. insanlık ideali uğruna savaşmanın gunı. runu duysunlar. Örnekler de ortaktır, özlemlerimiz gibi. Sıkıyönetimin sürdürülüp sürdüriilmemesi konusu tartışılırken Devlet Güvenlik Mahkemeleri adı altında yeni mahkemelerin kurujacağına ilfşkin haberler gazetelerde yer aldı. B a sında yer yer yapılan yayımlar ve tartışmalarda bu mahkemelerin sivil bir Sikıyönetim Mahkemesi niteliği kazanacagı, boylece Sikıyönetim koşullannın sürdürüleceği, bu yargı organlarının penel mahkemelere bir güvensizhk ifadesi olarak yorumlanacağı ve Anayasamızda saptanan bagtmsızlık ve tabii hâkim ilkelerine de aykın düşecegi yazıldı ve söylendi. Yasada değişiklik yapilmak ya Devlet Güvenlik Mahkemeleri koydugu ilke ve hukuk biliminia gösterdiği yol budur. ACI BİR KAYIP Uzun zamandan beri müptel' oldugu amansiz hastaiıktan kurtulamayan Em. Prs. Kd. Albay, KıdvanKESLER (1941 • P 154) 8/9/1973 gecesı Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 10/9/1973 Pazartesi gunü (Bugün) ikindi namazından sonra Beşiktaş Sinanpasa Camiinden kaldınlarak Zincirlikuyu aile kabristanına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eylesin. KESLER AtLESt (Cumhuriyet: 7161) da yeni bir yasa kabul edilmek yolu ile kurulacak bu tür bir mahkemenin Anayasaya aykın düsecegi ve yargı denetimine tabi bu yasanın Anayas a Mahkeme» since iptal edilebilecegi düşünülmüs olacak ki, böyle olaganüstü ve özel bir mahkeme kurabilmek amacıyle Anayasada değişiklik yapmak yolu düşünüldil ve bu yola gidıldi. Boylece" yasa, degiştirilen Anayasa hükümlerıne dayanılarak kabul edilmiş olacak ve yargısal denetimin ola•ı sonuçlan önlenmiş olacaktı. Artık söz konusu olan yasanın değil, o dönemin başbakanına grore Ulkemiz için lüks olan Ana> yasanın değiştirilraest idi. Anayasa değişikliklerinin olv ğanüstü toplumsal koşullarda yapılmasının satancalarını dile ge> tiren yayırüar ve konusmalar etkısiz kaldı. Düşünce ve basın özgürlüğünün kısıtlandığı, çoğu Anayasa ve hukuk uzmanlarının tartışma olanağı bulamadığı bir ortamda, yeterli sayilamayacak bazı yayımlardan sonra Anayasa mn 136. maddesi, 1699 sayılı yasa ile değiştirildi ve anılan maddeye 6 fıkra eklenerek Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kruruluşuna ilişkin hükümler Anayasada yer aldı. Bir Özgürlük Armağanı Birden okumak istedim yeniden Soljenitzin'l. Stalln döneminin aydın kıyımmda • çektiği çileleri "sOOTBrİHn bÎ7« bir özgürlük armağanı gibi sunmuş olan yazarı. İçeri atılmıştır en yeteneklilerin ..fejr,..bölümü ve bunu ÇOK ıyi bıür rejimi yürütenler. Diktatör için hazırlanan çok geliştirilmiş bir özel haberleşme aygıtının yapımı «içerdeki» uzmanlara verilmiştir. llgill Bakan Abakumof ne kadar sabırsız olursa olsun, Bobinin'in kılı kıpırdamaz. «Sizüı bana ihtiyacınız var, benim size ihtiyacım yok» der. «Bana daha fazla hiçbir baskı yapamazsıruz, dısarda bana ait hiçbir sey kalmadı çünkü» der. «Siz bilimi ne sanıyorsunuz, bilim emirle yürümez» der. «İnsanlan havasulıktan bofmakla işlerl daha hızlı yürütemezsıniz» der. Koskoca Abakumof'u öyle azarlar, öyle yerin dibine sokar ve ona öyle meydan okur ki, sadece o kısmı okuduğunuz zaman, masum insanlar ve aydınlan cezalandırmaya kalkışmanın topluma ve insanlığa neye mal olduğunu tâ içinizde duyarsınız. Adalet Nedir? Ama işte hiçbir güç Soljenitzîni kendi toplumundan ve çağdaş insanlıktan koparamamıştır. «Bir tek masum cezalandırümış tee.^ diye insanlan ümitsizliğe itmemelıdir bence. Bir tek değil, binlerce, sayılamıyacak kadar masum cezalandınlarak gelinmiştir bugüne ve hâlâ sürüp gittiğine göre bu haksızlık, kimsenin pek öyle cıddi bir suçluluk hissine kapıldığı da görülmemektedir. Öyleyse Adalet, neyin temelidir? Durnm Açıktır Anayasa koyucunun yukanda açıklanan amacı ve Yüksek Hakimler Kurulunun kabul gerekçesi ile Anayasada yapılan son değişiklik şunu göstermekt: J .ir. Devlet Güvenlilc Mahkemelert ne atanacak hakimleri görünüşte Yüksek Hakimler Kurulu atamaktadır, ama gerçekte bu atamalar Bakanlar Kurulu yani Hükümet tarafından yapümaKtadır. Görev için bir misli adayı Bakanlar Kurulu gösterdiğine, seçimin bu adaylar arasindan yapılması zorunlu olduğuna, Yüksek Hakimler Kurulu bu adaylar dışında seçme yapma yetkisine sahip bulunmadığina göre görevlendirmenin Bakanlar Kurulu yani yürütme organı tarafından yapıldığı açıktır. Askerî Hâkimlerin ata malan ise doğrudan doğruya YUriitme organı tarafından yapılmaktadır. Boylece genel mahksmelerle Devlet Güvenlik Mahkemeleri hakimleri arasında bir ayırım yapürmştır. Bu mahkemelerin kuruluş ve atama yöntemi, genel mahkemelere ve Yüksek Hakimler Kuruluna güvensi2liğin bir ifadesi olmustur. Anayasaya Karşı Anayasa Değişiİdiği Anavasanın 136. maddesinde yapılan' değişiklik, 27 Mayıs Anayasası içinde açık bir çelişki ve uyumsuzluk doğurdu. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kurulu ;unu düzenleyen bu maddeye ekienen önemli fıkralar şunlardır: «Devletin ülkesi ve milliyet'.yle bütünlüğü, hür demokratJc düzen ve Anayasada belirtilen İLÂN TESEKKÜR Eşim Süheylâ Uluoluk'un ameüyahnı yaparak kısa H manda sıhhate kavusturan kı>Tnetli insan, Tekel Ambalaj Fabrikası MUdUrlüğUnden 1 Müdürlüğümüı lşletmesinde kullanılmak üzere bir adet "SATIH TAŞLAMA TEZGÂHI*. 2490 sayılı Arttırma Eksiltme ve Ihale Kanununun 31'inci Maddesine göre kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulrouştur. 2 Muhammen bedeli (146.500,) Ura olup, geçlel teminatı (8.575) liradır. S Eksiltme 20/9/1973 Perşembe günü saat 15.00'te Maltepe Cevizli'dekı Tekel Ambalâj Kabrikası Satmalma Komi^yonunda yapılacaktır. 4 Şartnamesi her gün (mesal saatlerı dahilinde) Fabrikamız Levazım Amirliğınde görülebüir. 5 Istekliler kapalı teklif mektuplarını. belirtıien eksiltme günü faatınden bir saat evvel Komısyon Başkanlığına vereceklerdır. (Basın: 22428) 7144 * ••••••••••••••••••••• • İstanbul Devlet • Senfoni S Orkestrasfna S smavla • Keman • Viyola 5 Viyolonsel • Kontrabas S Klârnet • Fagot • Korno • Trompet • Trombon STimpani • Bateri sanatçıları almacaktır. Adaylann dilekçe ile müracaat etmeleri ve 24 Eylül 1973 günü saat 14.00'de sınav için Atatürk Ktiltür Merkezi'nde hazır bulunmalan rica olunur. [ Op. Dr. Cemil Aksoy ( S o n u ç H ş I basta olmak üzere, tüm ömür Kliniği personelina tesekkürfl ş borç bilirim. Fnat CLUOLUK Cumhuriyet 7159 ğ I iiııııııııııınıınıınıınıiffliniifinıınnınîinınınııııınıııiıinnııiînımm TÜRK HAVA YOLLARI A.O.'dan • Ortaklığımıı yulık ihtiyaeı olarak 20.000 Kg. teatetik sıvı deterjan alınacaktu. ' Muhammen bedeli 120.000. TL. dir. • Muvakkat teminat S.600. TL. dir. ' Kapalı zarfla teklif mektuplan 20.9J9T3 Perşetnb* günü saat 15.00'e kadar Ortaklıgunız Gümüşsuyu, Caddesi, Dersan Ran No: 90'daki Malzeme Müdürlüğü'ne verilecektir. • Şartnameler aynı adresten temin olunur. • Ortaklıgunız 2490 sayüı kanun'a tibl dejüdlr. (Bann: 22023) U4» GUçler aynldığı esasına daya1 ll 27 Mayıs Anayasası, yargı organlarını yürütme organırun GO , laylı ya da dolaysız her türlü müdahalesinden uzak tutmuş, bu [ amaçla hakimlerin atanma, yoı değiştirme ve özlük işlerini yargı I organı içinde oluşan Yüksek Hâkimler Kuruluna vermiştir. Hakimlerle askerî hakimlerin atanmalannda yürütme organına yetki veren 1699 sayılı Anayasa değişikliği, Anayasanın bu temel ilkesin» ters düşmüştür. Bu değişiklik, Anayasanın kendi içinde bir çelişki doğurmuş, yargı birliğiru zedelemiş ve b'j Anayasanın bütunlUğünU yaralamıştır. İSTANBUL. EYÜP ALİBEYKÖY BELEDİYE BASKANLlGlNDAN İLÂNDIR 1 AlibeyköyO Içme Suyu Şebekesi 11. kısım inşaatı 2490 sayüı kanuna göre kapalı zarf usulü üe 25.9.1973 Rünü saat 15.00'de Belediye bir.asında Belediye Encümenince ihale edilecektir 2 1.120.960.33 TL. sı kerıf bedelli ise aii muvakkat temlnat miktarı 47.378.81 TL. sı olup, insaat tutan 1974 yılı tahsisatmdan ödenecektir. 3 thaleye ait keşif. metrai. proje sartname ve mukavele tasarısı mesai saatleri dahilinde Belediye Fen tşlerı Müdürlütiince görülebüir. 4 thaleye istirak edereklerin »t 1973 senesi tasdikli Ticaret Odası be!g*si. b) B mtıbu en aı keşif bedeli tutarındo müteahhltllk karnesi. c) Makine. teçhizat. personel ve mali durum belgesi İle birlikte 21.9.1973 eiinü akssmına kadaı mesai saatleri dahilinde müracaatla ihaleye ıjtirak belgesı almalan duyurulur. (Basm: 22499) 7148 Saray Malmüdürlüğünden 1 Saray Hükümet Konagı elektrik tesisatı onanmının 19.737.00 TL. sı keşil bedelli ve 1.480.28 TL geçici t«minath onar.m işı açık eksiltme usuliyle 11 Eörn 1973 Perşembe EünU saat 15.00"de MalmüdürlüeUnde rapılacaktır. 2 îşle ilgiii şartname her gün mesai lçerlslnde M&lmüdürlügünde görülebilir. 3 thaleye srlrebilmeis için en az bu t$ Kadar elektrik tesisatı onanmı is1 vapmiş olması. 4 Tıcaret Odası vesikası T« yeterlik belgesl lbraı etmeleri UAn olunur. (Basın: 21762) 7149 ZEHRA AK ile ERKAN TÜRKMEN Nikahlandıiar 10 Eylül 1973 t i * ••••••!••••••••••••• (Basın: 22677) 7157
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle