Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET 11 Ağustos 1973 akıyorum da, yalnır bîzde değıl, bütün dunyada karakol IOZU buyüğunden kuçuğune, okumuşundan okumamısma kadar herkeste bir urkuntu, belli belirsiz bir tedlrginhk yaratıvor. Oy=a, karakol, yani polis karakolu, bir guvenlik kaynağı oltnalı. Paramzı pulunuzu, caıjınızı, onurunuzu koruyan, koruması gereken bir guvenlik kaynağı. Gerçekte öyle mi? Sorun lsterseniz, yolda şurda burda rastlayacağınız herhangı bir kimseye, yerlisinden yabancısına, turi'tıne kadar herkese, «tnsanın çoğu zaman tuçsuz gırip suçlu çıktığı yer neresi?» cfıye. Karakol dıyeceğinden kuşkunuz olmasın. Nasıl oi«un ki, bu inanış, bu urkuntu dünya edebiyatlarmda. romanlara, filmlere bile konu olmuş. Maklı haksız, suçla suçsuz karakola duşmeyegorün, derdinizi zor anlatırsınız. Hele suçsuzsamz. bir tfhraya uğrayıp (aslında hiç de kotu bir insan olmadığınız halde) polisin önune getlnlmışsenı;, deha da çıkmaza girebilirMnlz bazen. SuçsuzhıiŞun verdiği guvenle, hele biraz da %esmizl yukjeltmeve kalktımz mı, bütun bir devlet otorıtesi. şanında serefinde dokunulmazlığında redelenrr.iş, zedelendığı ıçin de daha bır ezicı, daha bır acımasız olarak karşınıza çıkıverlr. Iki • uç imzalı bir tutanağın size hazırladığı akıbetl, en ivi niyetli yargıç bile değistiremez. Karakol, bütıin dunyada bır guven yuvası olacağına, bir güvensizlik kaynağı olmuş, ozellıkle durust insanlara, dürustluklenni pohsın onunde yalnız dılleriyl» anlatmak durumunda kalan insanlara'.. Namusruzlar korkmaz mı karakoldan? Korkar elbet Polis. devletm duzenini, ilk ve en enemli basamakta kollamakla gorevli polis, elbette yasa savgısı ıle davranıp (yasa anlayışı demıvorum. çunku yasanın ruhunu anlamak ve onu yorumlamak o kadar kolay değıldir), onları adaletın karsısına çıkanr. Ama, her zaman cyle mi oluvor? Nlce hırsızlıkların karakol v a . kınlannda, hatta bitisiğindeki evlerde işlendığıni unutmayalun. Namussuzlar, çoğu zaman p o lisi aldatmanın. onun gücüne olan o aşırı guvenınl kollayıp vakavı sıyırmanın yolunu bulmaktadır. Ovsa, namuslu insanm acemice, ya da ivi »ııyetle davramşı, kendi zaranna dönebilır çoğu kez Yoksa, romanlara. filmlere kadar yansıyan bunca korku, bunca ürküntu boşuna mı' Bilmera, geçen yıl sinemalarda gosterilen Geee Yansı Kovboytı adlı fılmı gordunuz mu? Bu Amerikan fılmi, hayat cilvelennin, ser<erice yasantı koşullannm bır araya getırdiği ayrı yapı ve karakterö> ikl l n « n arasında, zamanla olaylar, serüvenler, eziklikler. voksulluklar içinde kurulup gelişen boynu bükuk bir dostluğu dile getirivor. Kahramanlardan birl, köyden büyük kente kadm avlamaya, sağlam yapısının ve seks veti•inin gueuyle, kısa v t kolay yoldan mutluluğa B Olaylar ve görüşler Bütün Dünyada Aynı Korku Vedat GÜNVOL kavutmayı kuran yakışıklı bir köy dehkanlısı; öburü, felegin çeraberinden geçmış, turlu çırkeflere batıp çıkmış ama, yıne de içinin dennlıklerınde insan sıcakhğını, dostluk ozlemını taptaze tutabılmis, ayağından sakat bir sersendır. Turlu seruvenler, talıhsızlikler, yoksunluklar» tfan geçe geçe, kaderlerı aynı noktada birleşıyor. Sonunda, sakat delikanlı takat ayağım daha bır zedeliyerek hastalanıyor. Ancak, Amerıka'nm Calıfornıa glbı mcak bır ik'.ımınde yeniden hayata kavuşabılecektir. guçluluğunun acısıni Ozde; bir « » hftlmde içimıze sala sala Karakol, savcı, mahkeme korkusunu basıt tnsanların (çocuklann) ağzandan dıle getıren Panaıt tstraf.'nın Baraganın Dıkenleri adlı romanını büirsuuz elbet. 19461947 yıUannm Hasanoglan Kby Enstıtüsıtnde elden ele dolaşan, MılU Eğıtıra Bakanlıgımn yuksek kademel*. rınce kara lısteye alınan bir romandı bu. Agalık, derebeylik duzenırun savunuculannı rahatsız eden neydi bu rornanda? Ezılen, horlanan koylulerm, günun birinde bıltnçlenlp agaya (Boyar'a) «Yeter artık bunca reziluk, bunca rulum'» dıyerek koşkunu ateşe vermelen Bu romanı okuyan, okutan, dolabında, yastığının altında gbzu gıbı saklayan oğrencılerin gammazların marıfeti ıle^ başına gclenleri ne s u sorun. ne ben soyliyeyun. tşte, bu guzelım roman, blıe karakol, jandarma, savcı korkusunun guzel bır orneğınl verıyor. Matake adında bir deUk&nlı, babas yle b:rlıkte, o yoksulun yoksulu kovlennı bırakıp, yollara duşcrler. Mafake, bır çıftlıkte tanıdığı Dişlek dıye amlan bır delıkanlıyla, Baragan çolunü aşarak buyuk kentlere kaçmaya karar verır. Knvats denen o zalıra rüzgârm dikenleri savura savunt estığı bir akşam, çölun esrarlı karanlıklanna dalarlar. Bütun bir geceyi, bir beldekı hendekte, ateş yakarak geçırırler. Karanlıklar ıçinde, acayıp nal seslerı uykulannı kaçırır. Korkular ıçinde belden aynlmaya karar vermışken, ıki el silâh onları olduklan yere mıhlar Adamoğlunun zalımlığinl hatırlatan bu silâh sesınin nerden geldığıni bğrenmek İçin sırta urmanırlar: Ne gorurler? tkı jandarma. oldurdukleri bir adamın ölusü üstüne eğılrnışler. Jandarmalar kayboldukları zaman, delikanlılar öldurülen adama bakmaya gıderler. Bu, Ustü paramparça, genç bir koylüdür. Dişlek çömelir, adamın goz kapaklannı aralar: «Gozleri yesilmiş» der. Sonra kalkarak ekler : «Savcı gelmeden kaçalım » Matake şöyle bıtınr: «Arkadaşım bütün kSyltUer gfbl savadan korkuyordu.» O yeşil gozler, belki de sıcaklığını yitırmemıs, yardım bekleyea o gozler bile durdurmamış, alt edememış, Dişlek gıbl milyonlarca insanın ta küçucük yaştan beri içine sınmis olan savcı, landarma, mahkeme korkusunu. Evet, Matake'run dedığı gibı, bütün köylüler korkuyor savcıdan. Polisı, savcısı, yargıcı, insanları mutluluğa goturen bügelığe ulaştnadıkça korkacak da. Dunyanın en haklı, en guzel yasalannı Koymak, bır olçude. hıçbır şeje yaramıyabıhyor. Dunyanın neresınde olursa olsun, bütun sorun. o yasalan uygulayan kımselerin hak severlığıne, olgunjuğuna, bılgelıgıne ve msan saygısına dayanıp kalıyor. Turk koylusü, o bağn yanık Turk köylüsü, kendl ıçınden fnkan, kendisi gıbı ezık ınsanlann, günün bınnde devlet gucüyle bezenince, ne denli başkalaştığını nirkülerle dıle getırmiş. hâlâ da getırıyor îşte sıze, Karadenız dolaylarından, bır Jandarmanın delıce tutuldugu bır genç kızın (Nesıme) sevgıüsını h:ç yoktan karakola çekıp zulüm ettığıni dıle getıren acıklı bır türku: Aldilar garakola Tarimu döğe döğe Ne eylediler oğa Sesi çıkayi göğe. ~Okuyucu Mektupları Emektar memıırların mağduriyetlerini intibak kararnameleri devam ettirntektedir 657 ve 1327 sayılı devlet memurları kanununun tatbiksh e lumsuzluğunun gıderilmesi maksadı ile çıkanlan kanun kuvvetindeki karamameler yine hak sahiplerine haklannı veremtrnektedir Hianetleri 35 senevi bulan ve kadrosuzluk nedeni ile değerlendinlemiyen yıllan yme de değerlendirilmemeğe devam edılmektedır. Söyle ki(A) ve (B) adlannda 2 memur yıllarca bundan mahnım mur aynı tahsille malık olarak edılmış ve 1 111970 tntıbakında aynı yıida devlet hiımetınde da arkadası (A) dan 2 dereca memur olarak 934 baremitıe ?oaşağı inttbak etmek sureöyl» re 20. TL. asli maaşla ise magdunyet üstüne mağdunyebaşlamışlardır. (A) adtndakı te uğramıştır. memur kadro alma imkâmm Bu defa intibaklarda değerbulduğundan 1.11.1970 tarihmde lendırılmeyen hizmet yıllannm 31 senelık memur ıken her 3 değerlendirilmesi maksadı ile yılında bir terfı edıp emekli çıkanlan kanun kuvvetındeki keseneğıne esas 100 TL. asli kararnamelere göre halen yapıl maaş alarak 657/1327*7* gore makta olan intibak i'leminin yapılan 1.11.1970 ıntıbakıoda 3' (B) adındaki memurun ve 111. üncü derece 2'incı kademeye 1970'deki hukuk! durumuna gögelmiştır. Tahsil durumu lıse re ve bu tarihteld hizmetın olduğundan artık derece alamı(31 yıl) her 3 vılda bır terfll yacak, bu derecenın tavanına hak ederek veniden duzeltme<;i kadar, kademe ılerlemesi vapa eerekirdi. Ve de diğer (A) acaktır. Ve böylece 1973'de 3'undındaki memur pibi 3'üncü dev cü derece 5'ıncı kademeyi almış recenin 2"nci kademesine getırt bulunmaktadiT. mek suretiyle Uk intibakın tashinden sonra 1.11 1970'den (B) adındaki nnemur ise iyi bu yana eeçen 3 yılmı da kasicil ve takdimemeler almasına deme ilerlemesine eklemek surağmen her 3 yılda bır terfi retivle 3'üncü dereee 5'ind kaiçin kadro bulunamadığından terfıleri kadro bulundukça ya deme olması icap ederdi, esıtlık hakkı bunun böyle olmasını pılmış ve boylece 1.11.1970 tariemrediyordu. hinde 31 senelik memur Iken emekli keseneğıne esas 80. TL. Halbuki tatbikat bövle olmaaslî maaşa ulaşabilmiştir ve 6 makta ve fB) adındaki memuhizmet yılı değerlendirilmeden run kadrosuzluktan deffrlendi80. TL.'nin karşıhğı 5'ind derilmeyen 6 hizmet yıh ilk v«pırece 2"inci kademeye intibak ya lan 5'ind derecede 3Mncü kad» pılmışür. Böyiece fA) adındaki medeki intibakına kademe olamemur hizmet yıllan karsılığım rak eklenmekte ve 9 kademebaşlangıçtan beri almak mutlu de son bulan bu dereceye çöyluğunda iken CB1 adındaki me le intibak ettirilmektedır. 111.1970 5 / 3 intibakı 15.7.1973 itibariyl» +/3 ek 5/6 Kadrosuzluktan değerlendınlmeyen 6 yılm 3 jrıh +/3 kademe ek Diğer 3 vıh lse degerlendirilmekte ve atılmakta. Korkunun Söylediği Ikl arkadaş otobuse binıp mucıze ülkesine yollanıyorlar. Yolda, o »ıcağın sıcağı, insanın insanı serseri. oturduğu koltukta, sessiz «edasız verıveriyor son nefeslnil Durumu öğrenen şofor, arabayı durduruyor ve kovboya soruvor «Ölen arkadaşınız mı*» ehye. Kısa bır duraksamadan sonra «Havır» dıyor delikanlı. Bu «Hayır» ın ardında saklı gerçek bırden, deneylerimızin, gorüp işittiklerimızm, okuvup dmledıklerimizin ışığı altında bırden gune kavuşuyor: Delikanlı, «Hayır, tanımıyorum» demekle, karakollarda uzayıp giöTecek, nice uykusuz saatlere malolacak soruşturmalardan, polis baskısından, hatta tekme tokatlanndan, sonu gelmez kovuşturmalardan, mahkeme kapılannda surunmelerden kurtarmak istemıştır kendinl Bır an hak veriyoruz ona. Ama, kovboy kendini bağışlavamıyor bir turlu. Otobus, hiç bir şey olmamış gibi yeniden yola kovulunca, yanıbaşında dıri gıbi duran, o canı gibi sevdiğl arkadaşmın, «Hayır tanımıyorum» dlyerek kendinden uzaklaştırdığı arkadaçının ölüsüne »arüıyor kendini bağıjlatmak istercesine. Karakol, savcı, mahkeme korkusunun bır süre için hiçe indirdıği insanlılc onurunu yeniden bulms çabaa içında fılm sona eriyor, Tek Şey... cKorkacağımız tek şey. korkunun kendıs' olmalı» dıyor. F.D. Roosevelt Korkulacak olan o korku kı, msarun duşunme yetısını bır çırpıda sılıp supurur, ınsanlık onuruııu sıfıra ındınr, elınJ ayağım baglavıp ış goremez haJe getıriı. öliim korkusu başta olnıak uzere, yann ne olacağmı bilememek, aç kalmak, mal can guvencesını yıtırmek, hepsınden beterı, ıftır^lara ufrayıp karakollara duşmek, mahkeme kapılannda surunmek, haksız cezalara çarptırılmak korkusu degil mı, dunya kuruldu kurulalı, kurt kuzu oyunu tezgâhlctndı tezgâhlanah insanlığı onanlmaz tedırginlıklere. mutsuzluklara salan? Ölum korkusu bır yana (onu insanlık yenemıyecek hıçbır zaman), açlık korkusundan, hele hele haksızlığa uğramak korkusundan olsun temızlenmış, annmış; yalnız emeğin baş tacı «dılecegi, sömurulıneyecegı, somurtUlmeyeceği bır dunyada (kı, gelecek böyıe bır dünya ergeç) korkacağımız korku kalmayacak, karakollar, rrıahkemeler birer dağ olmaktan çıkacak, artık korku dağları değıl. dağlar korkuyu bekleyecck. Boyle bır dunyada ve bu dünya içınde onurlu yenni alacak Türkıye'de, her türlüsunden korku, barbarlık donemlerının acı ve utanç verıci bir anısı olarak sozluklerde olU bır kelıme sılıkUğiyle köşecığıne oturacak SUÇ KlMDE? BİZLERDE OKTAY AKBAL Evet Hayır «SU, SU» DENİLEN GÜNLERDE sonuçta akarsuları besler. Yağışla yuzeye gelen sujoın bü yu'K kısmının toprakca emılmesı vs fazlasmın sızarak yeraltı suyunu beslemesı balınde 1. Taskınlar onlenır; 2. Kurak dönemde ıçme, sulama ve enerjı suyu sıkıntısı çekılmez; 3. bitki örtusu daha iyı gelişır ve ürün (ot, orman, kültür bıtkileri) yük sek olur. Suyun toprakca tutulmayıp yüzel akışa geçmesi halin d« taşkınlar, barajlann mille dol ması onlenemez. B ir daha uçağa binmiyeyim diyorum, olmuyor. Madem ki havayolan var, madem kı sekiz iaatte gidılen yere yarım saatte gıdılebuııur, nıy« uçağa binmemeye karar vermek? Her defasrnda unutuyorum bir onceki yolculukta çeküklenmı, yine uçak yolculuklanna çıkıyorum. Oysa otobusle gitsenız, daha çabuk olmasa bile daha huzurla, daha rahat vanrsınız »• deceğinız yere. Sınirleriniz bozulmadanYeşılkoy Havaalanındayım. Uçağunı bekliyorum. Buet» ya»lmı« otobüs kaçta, uçak kaçt». Bır erken otobusle de selmişım. Diyorlar kı. tanfe değişti, sizin uçak bıletınizde yazıh saatten bir saat sonra. Nedeni. niçini yok. böyle. Kesin. Pekı ben bu bıleü alırken, yani uç gün önce tarife değişmemiş mıydi, oıje boy le yazdılar "peki? diye »oramazsınız, kıme soracaksınız, kımı sorumlu tutacaksmız. Bir ana baba «unü. gidenler gelenler, h«1» bekleyenler bekleyenler' Madensel bir ses: «Geciltm» badirîyoruz, Ank»ra »ç«tı y«rım saat tehirle kalkacaktır», derken «Gecikme bıldiriyoruz, Izmır uçağt yarım saat tehirle kalkacaktır». Yarım saat »nra baluyorsunuz bir saate çıkmıs bu uzatılma. Kalabalık birikükç» birikiyor, arttıkça «rtıyor. Ufak bır salon. çantalar, bavuUar, çocuklar. Oturacak yer yok, vakıt geçirecek yer ıse hiç yok. Bekle babam bekle! tşin yoksa bekle... Oysa uçağa bilet almıssın trenden, otobusten dah» çok para vererek bir an önce gideyim diye, nerde! , 4 ağusto» eumartesiydi o fün. Bir arkadaş gelmış Ankaradan. «Be» saat gecıkmeyle kalktık. dedi. Beş saat! Ağabeysi Ankara'dan otomobiliyle yola çıkmış, belki de varrmştır Usküdar a bu süre içinde. îki giın once ben de Ankara'dan gelmistim. Saat 20'da kalkacak uçak 21.30'da kalkh. Bızım şansımız varmışl Bir arkadaşa rastladım daha sonra Bandırma'ya beş saat gecikrneyle gelmişler. Gecenin karanlığmda! Çoluk çocuk »okakta kalmışlar. O+elde bır yer bulana kadar yağmur altında canları çıkmıı. Bunlar benım tanığı olduklarım. duyduklarım. Daha neler neler vardır! Uçaklarımızın gecıkmeden kalkrnamalarına hepimiz alıştık Zamanuıda kalkarsa şaşıyorvız artık' Niye böyle oluyor? diye, sormaym. Bakın çevrenize, bakın toplum ijlerine, yoneücılerin sözlerme. davranıçlarına Tam bir karmnsıkhk, tam bir çıkmaz... Her yerde gorulen bu Toplumun her alanı bir dar boğazdadır. Dört yandan sıkıştırılmaktayız durmadan™ Her yer kalabalık kalabalık. «Halk kalabahğından ne denize gıriliyor, ne uçağa biniliyor. ne trene, ne otobüse'» Hatt» ne de sokakta rahatça geziliyor' Toplumca bir uyanmanın belırtisi belki de. Bir kere nüfus arttı, korkunç oranda «üriip gıdiyor bu artma . On yıl önce uçağa binenier şimdikl gibi miydi? Belirii br azmlık uçakla yokuluk ederdi rahat rahat Şimdi uçaklar dolrruş arabalanna dondü. Kentler kalabalıkla»tı. Sıknma toplumun her alanında kendini duyuruyor. Günden güne daha çok, daha ezici... Çare? Kırk milyonluk bır ülke oldugumuzu. on yıl «onra ellıye, albnıja varacağımızı hesaplamak. İşlerımizi genış tutmak, yannları düşünerek .. Hiç bir konu savsaklanamaz artık. îş yapar görünerek zaman öldürmek geçmişte kalmıstır. Ulus uyandı, bakın bir milyon kisi, hem de iş gücünü temsıl eden bir milyon insan! mız yabancı ülkelerde. bir milyonu da en azmdan nrada. Bunlann eşleri. çocuklan. eder mi sana dort milyon . Bir de bunlar geri dününce ne olacak? Az çok uyanmış, bılinçlenmiş. yaşam nedır gormus anlamış ögrenmış muazzam bir yığın. Bunca zamandır gıriştiğimız işlerdeki ihma'ler, beceriksızlikler. aldınssızlıklar süriip gidemez daha .. Sımdilik ses çıkmıyor, karsı koyma konusmaları uç beş kişi arasında kalıyor, ama bir gun «ne bu'» dı>e bağıranîar çıkacak. baska olaylarla karşılasacağız. Kimseye ne kızalım. ne de niye boyle şeyler olu•VOT dıye uzülelim. ne de ters an'amlarla yorumlavalım. Sonımlular, toplumdaki bu ilerlemevi. bu (telisrneyi görmeyenler, snlamayanlar. Dar vöntemler. kısır hesaplar geçmişte kalrrah. Toplum işlerini artık ulus çosunluğıı açısından ele almak, hızmetieri «herkes için» düşünmek gerek . O gün benim uçağım dedıklen zsmanda kalVı nasılsa Yolda bunlan duşundum hep Kim=enın suçu vok belki T^k bir suçlu bulup çıkaramazsınız. Hepimizde suç Boyun e&mek, ses çikarmamak, herşeye katlanmak... Niye «nedir bu saçmahk?». «böyle yönetim olmaz» «beceremiyorsanız çekilin işin basmdan» demesın yurttaş? Nive het> çeksin çılesini, yutsun sorularmı. kabullensin yazgısını* Geldi. geliyor, gelecek o gün halk kendi yazgısına, yonetımine sahip çıkacak. Çok kalmadı... •• Ikemizde ve bütün dünyada ÜLKEMİZDE «SU KORUNUMU» PEK I I bitki yetişmesiyle ilglli mesV leklerin vakından Ugılendıği BİLİNMEYEN BİR KONUDUR. OYSA bir konu vardır: Toprak Korunumu: (Eski deyimiyle toprak TOPRAK KORUNUMU KADAR ÖNEMmuhafazası). Tanmcılar, ormanLİ. ASLINDA İKİSİ BİRBİRÎNDEN cılar için pek önemlidır bu. Çunku, bitki yetişmesi için, yahut AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ. ekonomik deyimiyle tanmsa] Uretim için gerekli tek unsur topraktır. En yiiksek ürünü vermesi ve Uretkenliğini sürdürebilmesi için, toprağın titizlıkle korunması gerekir. Koruma, topBraai Müh. Toprakra Toprak Etfld KorelatSrfi) rağu, yerınde tutulması ya da bilinen, yaygın anlamıyle, aşınımın (erozyon) bnlenmesi dıye Korumayla toprak gıttıkçe katanımlanabilir. Batı ülkelerinde maktan kurtarılamaz. Fızıksel toprak korumanın önemt iyi an tedbirler arasında eğıme aykı lınlaşır. Humus yüzdesi artar. laşüdığı için twım, ormancılık . rı »Urüın, sekıieme, şeritleme, Yapı, geçırgenlık gıbı fıziksel bğretımi yapan kurumlarda bu eğıme aykın arıklar açılması gi özellikler uygunlasır. Su tutma adla dersler, bölümler kurulmuş bi tedbırler sayılabıhr. Örneğın, kapasitesi yükselir. Bdylece bitki tur. Aynca, korumayla uğraşan •• 10 eğımli bır arazi tarıma alı ortüsu gurleşır. Gürleşen bitki uygulayıcı örgütler oluşturulmuş nabılmekle birlikte, burada aşı ortusuyle toprağı daha ıyi konır. tur. Bunlardan örnek almarak nımm önlenmesı için toprağın Aynca ürün fazlalaşır. Bıtkı örrüsü yağmur damîalablzde de benzer dersler, bölüm eğıme aykın yonde sürülmesı, ler, örgütler meydana getirilmek sekılemeyle yuzel akişm düzen nnın hızını keser. Yavaşça tople birlikte toprak korumanın ö altına alınması ve benzeri ted rak yüzüne inen su iyı fıziksel birler gereklıdır. ozellıkJere sahıp toprakca emılıp neml anlasılmış değildır. Yukardakı üç paragraîı 1. Top tutulur. Boylece, yüzel akışla, Toprak korumayla paralel yü rağın mteligine uygun kullanıl kayıp önlenır. Toprak ne kadar rtiven, ya da anlam olarak bır ması, 2 Bıtkısel tedbırler, 3, Fı derın ve humusça ne kadar zenbiri Jçine girisen baska bır konu ziksel tedbrler diye özetleyebi ginse o derece fazla suyun önuda «Su Korunumu» dur. Su ko lırız. Bu üç ılkenm uygulanışın ne set çeker. Duran su toprakca runumu da. ilkme benzer şekıl da, yukarda verılen sıraya gore tutulur. Toprak bır dereceden de, suyun yerinde tutulması di hareket etmek zorunludur. Yani, sonra doyar, daha fazla su alaye tanımlanabılır. Daha aynntılı nıtelığme uygun kullanılmajan raa?. Artan su derınlere sızarak açıklarsak. yağışla toprak yüzeyı bır arazıde alınacak fızıksel ted yeraltı suyunu besler. Yeraltı su ne gelen suyun yüzeyden, bir kı bırler yararlı olmaz. yuysa kaynakları, kuyuları ve sım toprağı da birlikte sürukleyerek, hızla akıp pıtmesmi onlemek: toprakca emilip tutulmasını sağlamak su korunumu kapsamına gırer. Bu saglamrsa toprak da korunmuş olur. ya da tersr. Topr&k korunumu saglamrsa su korunumu da çozüme gırmış demektir. Zaten bu ilişkı gözönüne alınarak, konudan toprak ve su korunumu diye söz edilır. Daha ince düsünerek aynma gitmek gereksızdır. Ibrahim AKYÜREK Böyleee 5/9 Tavana ulaşıldığuıdan artan 3 vılda nazara aalmmaktadır. Şu açıklamaya çalıştığımız daima saflam olarak var olmuşahhas durumun eşitlık ve maktadırlar. hak ilkelenne uygun ybnü olBu itibsrla Ust alâkalılardan madığını teslim etmivecek bir ıslâh ve ilei beklenilmektedır. aklıselim sahibi bulunamaz. Bu kadar esitsiz ve anlamsız Behcet ŞEN bir uygulamanm Jslahı ancak ÎE.T.T. tşletmeleri huzursuzluğu giderebilecektır. Sosyal îşler'da Hakkı tanıyan kişi serimlidır. Hakkı tanıyan toplumlar ise Kısım sefl Göllendirme Suyun toprakca emilip tutulcrıasujın toprak korumayla sağİandığuıı yukarda açıklamaya ça lıştık. Ancak, su korunumunun tam sağlanması ıçm bundan da ılen tedbırler vardır. Bunlann başmda akarsuyun önüne set çekerek suyun gollendırilmesi ge lır Boylece taşkın kontrolu sağlanır; yağışh mevsımde biriken su kurak mevsımdekı açığı kapatır Enerjı ve su sıkıntısı çekılmez. Aynca. oluşan gölde balıkçı!ık gıbı ekonomik faaliyetler surdurulebılır. Ama, barajlarm venmh olması, ekonomik bır sure dolmadan görev yapabilme sı ıç.n akarsu ha\T2alarında toprak ve su koruma tedbırlerı alın ınıs olmalıdır Setleme ışınden, hemen, büyük govdelı, gostenşlı barajlar anlaşılmamalıdır. Onlar, sırada en son gelen tedbırlerdir. Su korunumunda asıl etkılı olan, ırmağın yukan havzasinda yapılacak çok sayıdaki kuçuk kapasıteli goletlerdır. Bunlar ucuza mâl olur. Bir baraj gövdesıne giden parayla havzada vüzlerce golet yapılabilır. Barajlar da şüphesiz yapılacaktır; çunku bunlar, enerjı uretımı bakımından göletlerin goremediği bır ışi görür. Fakat, su korunumuna havzanın yukansından başlamak basan için şarttır. Bır akarsu havzasinda su korunumunu sağlamak için ilk planda toprak korunumu başanlır. Ikinci olarak çok sayıda göletlerle akarsu kollan dizgin altına alınır. Bundan sonra enerji üretecek ve büyük sulama şebekelerinin kurulmasını kolaylaştıracak büyuk barajlara sıra gelir. Butün bunlar yapıhp toprağımıza düşen her damla su değerlendirildıkten sonra yine de su sıkıntısını önleyemezsek, geçen yılın sonlarında ve bu yılm Şubat Mart aylannda bir çare dıye düşünülen yağmur bombasmı parayla alıp, riski de Rdze alarak, suni yağmur yagdırmaya çalışabıliriz. TESEKKÜR Kırımız ve esim Tarlan Tozun'un çok önemll bastalığının teşhisinde büyük bır hazakat gdsteren ve yakından Ugilenen Dr. Prct. Sayra Hakkı Ogan'a, Prof. Dr. Orhan Ersanirya, Dr. Prof. Muzaffer Gurakar'a. Dr. Yavuz Eryılmaz'a, acıl ameliyatını büyük bir başarıyla yapan ve mutlak bir tehlikeden kurtaran sayın Dr. Prof. Muzaffer AKKILIÇa eşi hanımefendiye, değerli asistanlanna, vakından ügüeriyle bızi rnnrettar bırakan Şişli Sıhhat Yurdu Sahibi sayın Santurlara, Paşhekim Neşet Boydas, Dr. Mehlika Engln, hemşire Vas'.'ye Ayhan. Süheylâ Sbzer, Bn. Ayşe ve Nalan ile diğer görevhlere tesekkür ve saygılarımızı bır kere daha belırtmeyi borç sayarız. Babası Sıtta Dost Eşi Annesi Dürdane Dost Sflleyman Tozun (Cumhuriyet: 6380) 30 adet disjonktör satın alınacaktır Ankara Elektrik Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesinden î. E. T T. Işletmeleri Genel Müdürlüğünden Elektrik Yüksek Mühendisi ve Elektrik Mühendisi Alınacaktır. 1 Personel Kanunu gereğınce hizmet süresıne gore aylık ve yan ödeme vazıfenın icabına göre lojman ve cuzi bır para mukabıli öğle vemeğı ve ıdare araçlannda parasız sevahat kartı venlmek uzere trık Yuksek Mühendisi ve Elektrik Mühendisi alına caktır. 2 tsteklılerin 23.8.197a günü saa: 16J0'a kadar Işletmelerırmz Ozluk îşlen ve Sıcıl Mudürlüğune muracaatlan. Ü V U MÜDÜRLÜK 1T M (Basın: 20822 6390) Şımdıye kadar toprak korurumundan. bzellıkle aşmımdan soz edılmıştır basınımızda. Sorundan, kamunun haberi vardır azçok. Su korunumu ise pek duyulmamıştır. Ama. bu yılkl şiddetli ku raklık ve bu arada çok sözü edilen barailann su vükseklıği, ıçme • kullanma suyu sıkmtısı, tahıl Urüntlnün yağısa bağlı oluşu ve elektrik darlığı gibi konular su korunumuna da ılgi duymamız gerektiğini hatırlatıyor toplumumuza. (EGO) 1 Müessesemizin lhtiyacı îçın 30 adet 3X1250 A 34,5 kv. 1000 MVA primer roleli az yağlı otamatık takat açağı (Disjonktör) teklıf alma usulu ile satın alınacaktır. 2 Bu işe aıt teknik ve ıdari şartname Müessesemız Dış Ticaret Işleri Müdürlüğu Burosundan ücretsla olarak alınabıhr. 3 Ilgılilenn şartnameye göre hazırlayacakları teklıflermi en geç 10.9.1973 gunü saat 17.3O"a kadar Müessesemizde olacak sekilde göndermelen veya Muessesemiz Yazı tşlert Müdürlüğüne teslım etmeleri şarttır. 4 Bu iş için gerekli dövız Müessesemizce sağlanacaktır. 5 Postada meydana gelecek gecikmeler kabul edilmıyecektır. 6 Müessesemız 2490 sayılı kanuna tabl değüdir. (Basın: 20061 6383) Tedbirler Suyun korunması toprak örtüsunun korunmasıyle olanaklıdır. Toprağın korunması, aşınımın önlenmesl asağıdaki üç tür tedbırin almmasiyle olur: 1 tlk planda, bütun topraklar doğal niteliklerine uygun bir kullanma sekline avnlır. ömeğin. aluvyal tabanlar. etekler. • 1216'ya kadar olan eğimler iş» lemeli tanma alınır. Daha dik eğimler ki, Türkiye'nin 8»6070'mı teşkil eder, bulunduğu iklim kuşağına göre orman ya da otlağa bırakılır. tslahı ekonomik olmayan vaş ve çorak arazi çavıra aynlır. Böylece, vanlış kullanmayla ortaya çıkacak asınım gibi tehlikeler önlenir. 2 Toprak yiizevi olabildiği kadar bitki örtüsüyle kaplı tu tulur. Örneğın ormana aynlmış yamaçlarda uygun kesımle örtünün zayıflatılmasmdan kaçınılır. Otlaklarda nobetli, ramanlı ot latmavla ot ÖrtüsU korunur. Otlar yarı vukseklığinden fazla ye dirilmez. îşlemeli tarım altındakı hafıf ve orta eğimlerde, sık ve sevrek buyüyen türler bir ara da ekılerek asınım yavaslatılma ya calısılır îslenen vamaç ara ıl içinde süreklı örtü seritlerı kurulur. 3 Yukardaki iki ılke çeree vesi içinde kullanılan bir arazi de, Bulunduğu kulîanma şeklinm ve arazinin doğal bzelliklerinin gerektırdıği birtakım fiziksel ted birler de vardır ki bunlar almmazsa top/ak asmımla yok ol Bombadan Önce Her^eyde olduğu gibi bu işte de beklediğuniz bır mucızedir. Üçbeş bomba atahm kurakhk sorunu çözülüversin! Bu yolda, Almanyada ısçilik ederek kazandığımız ddvizleri, başansı saptanmamış yöntemlerle sunt yağ mur yağdıran firmalara kaptırmaya gönülden razıyıa. Yank. Bu tutumumuz atalanmınnkinden pek farklı değıldir. Onlar da oJatmayı, tanmı, ağaç kesimini düzen altına alarak uzun sürede doğa ile insan arasındaki densreyı yeniden sağlamava çalışmaktansa baska kolay yollan ter cih etmişlerdir. Bu nedenle sunT yağmur gibi fantazilere sapmayıp gerçekçi olmamız, bu yönde gayretlerimizi yoğunlaştırmamız perekır Böviere. başan ile ilk adımı atmı? oluruz. Doğal kavnaklanmızın basında (telen toprsk ve suvu birlıkte koruyarak ülkemizde sonsuza dek oturmak istediŞımiTİ ispatlamahvız. Bueün burada. vann orada seklindekJ jtfkjebe anlavıjını bırakmalıvjz. Yararlanma ve koruma arasında b1r denee kuramazsak «Doğa» böyle bir dengeyi kendisi kurmaya muktedirdir: hem de Uzerinde yaîayanlan yok ederek. İLÂN ERZURUM YAVUZ SEÜM tLKÖĞRETMEN OKVLV MÜDÜRLÜĞtJlSDElS 1 Okulumuzun Ihtîyacı için 160.000.000 küo ekmek kapalı rarf uıulü U» ihaleye çıkanlmıştır. Tahmini bedeli 344.000 00 tira olup. geçiei temtnati 22.510.00 liradır. 2 thalesi 21/8/1973 Salı günü saat lîJO'de Errurura MiUI Gğitim Müdürlüfeunde yapılacsktır. 3 tsteklüerin. 2490 sanlı kanunun 32. maddesine g8re hazırlavaraklan tekHf mekruplartnıı. geçici teminat makburu veya B»nka teminat mekrubu ile 1973 yilı tastikli Ticaret Bel«elerinl de koyarak (hale saatinden bir saat evreline kadar Komisyon Bskanlıfrin» vermelari »arrhr. 4 Sartnameler hergön me«ai saatlerinde Okul Müdttrlüğunde v* Ernjnım Millî EKitim Mödürlügund* görülebilir. Pottada aki gecikmeler kabul edilmez (Basın 19714) 6375 > »• • • • • • • • • • • • • • • • • • • •» • • • • • • • • • • • • • • • • • • + f ,. 2 Ist. Dz. Tek: Sat. Al: Kom: Başkanlığından Kapalı sarf usulü Ile Istanbul Dz tkmal Grup K.hğı tsıtma slsterni onanmı yaptınlacalrtır. Keşif bedeli 79 977^0 tira olup geçlcı temınaa 5249 liradır. Keştt ve şartnamesi Komlsyonumuzoa, Ankara ve tzmlr Levazun Amırliklerinde görüleblllr. Eksiltmesl 27/8/1973 güntl saat U^O'da Kasımpasadakl Komısyonumuzda yapılacatından. tsteklilerln 3490 sayv lı kanuna göre hastrlavacatuan tekUt mektupiaruu, etcsütme gtlnünden en aı Uç gün evvel, Ist. Da. în». Eml. ve ts. K.lığma müracaatla alacaklan yeterlik belgest İle birlikte, en geç eksiltme güntl saat 10^0'a kadar Komisyonumuza vermelertnl. Konya Ereğli Malmüdürlüğünden 58.059.00 lira keşif bedelli Hükümet Konağı onanmı 2490 sayılı kanunun 31'ınci maddesı gereğınce kapalı zart usulüyle ihaleye konulmuştur. Muvakkat temınatı 4 340.00 hradır. Ihale 27 Ağustos 1973 Pazartesı eunü saat ı l 00'de Malmudürlüğunde vapılacaktır Eksütme şartnamesi mesaı saatleri ıçinat MH1I Emlâk servismde bedelsiz olarak görulebilır tsteklilerin 1973 yılı Ticaret Odası vızesıni vaptırmış olmalan ve ihale gününden 5 gün evvelıne kadar Bayındırlık MUdürlüğunden Lştirak belgesı almalan şarttır. Talıplenn teklıf mektuplarını ıhaleden bır saat önce vermeleri posı&daki valri gecıkmelenn dıkkate alınmavacağı ılân oluaur. ( B a s ı n : 2O9U6) 6392 i (Basm: 20040) 6379 • • >•••••••••••