27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
sahleyta uyanıyorsunuz, bakıyorı.unuz W, üslnüzde bir kınklık, içinizde bir neşeeizlik iX; eşinize ya da evfeıizdeM basks bir yakıı, «Ben bugün yataktan çjkmiyayım» diyor;, «dinleneyim». Hangimizin başına geîmer, ama acaba hangimiz bunun bir mutluluk unu düşünebilmişizdir? Evet bu gibi lrüçülc in mutluluk doğurdugunu, giderek asıl bunmutluluk olduğunu ldsi özgürken anlayaözgürliiğün, hiç dikkati çekmeyen olağan hlarıdır bunlar. Ama özgürlüğünden yoksun nış, yatması, kalkması, çalışması zorunlu lara bağlaıunış, naz edecek kimsesi olmabir mahpusa sorarsanız, bizlere olağan, öiz görünen bu aynntılarm değerini anlarsıîen de, şimdi hapiste olan bir dostumun anIarını duyunca algıladım bunu ve ancak atelcseldiği zaman doktoTların izni ile yatmasma ade edilen, gece uyumadan önce ışığını kanay&n, günün hiç bir »aatinde yalnız kalmaDir insarun durumunu düşünürken, daha oiışan ile llintilerinin. çeşitli sorunlaruun yaılmaz kayguianna değin gitmeden, ürperdiğiıladım. lelki on beş yıl oluyor, Köprii'nün üstünden köy'e doğru yürüyordum: sular kararmıstı, na saatinin sona erdiği, insanlarm nerdeyse • k evlerine, ya da ahs verise, eğlence yera s yöneldiği bir güz akşamı idi. tnsana bir te• bir sabırsızlıktır veren bu saatleri Ahmet , p Dranas ne güzel söylemiştir bir şiirinde: •rattır bu akşam Ustîeri.j» Derken karşıdan, andarma arasında gelen yoksul bir tutuklu ndü. Şimdi öliimünün onuncu yıh dolayısiyle ıler düzenlenen (bizde degil, Pens'te) Nazım, aet'in, Kargıdaa fayton gelir tçinde Bayramollu Candarma «aği, candarma «oln Bayramoğlu'nnn. erini ansımıştım o sıra. Ben, özgürlüğümden ii bir az da sıkjlarak ona bakarken, birden şa Olaylar ve görüşler DIŞARDAKÎLER ÎÇİN AF Melih Cevdet ANDAY güç sahibi yurttajlarımjzı, bu yurttaşlar arasında suç işleme oranııun az olmasından ötürü iyi kişi, ötekileri kötü kişi saymağa kalkan düşünüşün ya da inanışın lpe sapa gelir î'anı yoktur. Hele, «Ne yapalım eîendirn, oVcuma yazma ögrenseydi, bir baltaya sap olsaydı.» diye düşünenleri ciddiye almak olanaksızdır. Köy Enstitüieri'nin kurucusu îsmail Hakkı Tonguç, bir kitabında şu soruyu soruyordu: «Kentlerde oturan ailelerin, çocuklar.nı yollayacak okul bulamadıklarında koparacaklan feryadı düşünebiliyor musunuz? îşte Anadolu yüzyıllardır o durumdadır.» Erglnlerin durumunu bir yana koysak da, bugün okuma çagındaki çocuklanmızuj ancak yansmdan bir a» çoğunu okutabiliyoruz. Işsizlerimizin milyonlarla sayıldığını söylüyor istatistikler, çalışma alanlannm darlığı herkesln bildigi bir gerçek. Bu durumda, okuma yazma öğrenmek fırsatma kavuşamamış, bir iş edinmek olanarım bulamamış yurttaşlanmızı suça yatkınlıkla dogmuş saymak (bırakın bflimsel verüere aykırüığını) düpedüz ulusumuzun, halkımızın yerilmesi anlamaı» gelir. Türklerin büyUk çotunlııSu suça yatlan mı geliyor dünyaya? Yüzyillarca süren bırakılmışlıklan yüzünden biz onlardan af dilemeliyiz. Biz onlar için af çıkarmayı düşünüyoruz, bakalırn onlar bisi al cdecekler mi? şırtıcı bir şey oldu, topuManna bastığı ayakkabıîarmdan birini, tutuklu, fırlattığı gibi tramvay yolunun üstüne attı. Evlerine köylerine gidenlerle, bir özgür insan kalabalığı ile karşılaşmanın doğurduğu bir yîkılmayı, bir her şeyden vaz geçişi simgeliyordu bu davranıs. Almyazısına, bahtsızlığına fırlatıp atauştı avakkabısını tutuklu. Neden İyi? Neden Kötü? Geçenlerde gazetede, Oktay Akbal'ın odasmda otururken, onu ziyarete gelen emekli bir savcı ile tanîştım; son görevi Sinop Savcıhğı imiş, bu görevi sırasmda Slnop hapishanesindeki mahpuslar arasında bir inceleme yapmış, diyordu ki: «Mahpuslann yüzda doksanı, okuma yazma bilmiyen ve bir meslek edinememiş yurttaşlanmızdı. Bu türlü bir araştırmayı. yurt çapında, bütün »uçlular diizeyinde genişletsek, aîacağıınız s o nuç, üç asağı beş yukarı, aynı oranı verecektir bize. Suç işleme OTanının okuma yazma bilmiyenler ve iş güç sahibi olmayanlar arasında yüksek bulunması ise bir rastlantı ile açıklanamaz. Okuldan geçseler ve bir is etiinebilme olanagma kavuşsalardı, bu zavallılar şimdi hapjshanede olmayacaklardı.» Elbette haklı idi sayın savcı: okur yazar, i» Ya alkol? Fransız yazan Albert Camus, bir incelemesinde ?öyle yanyor: «Suçun oluşumur.da alkolün sorumluluk payı baş döndürücüdür.» Ba yan Guillon'a göre bunun oranı yüzde altmıştır. Bu durumda devletin, alkol ektiğine göre suç biçmesine şaşmaması gerekir. Albert Camus, bu konuyu incelerken, suçun sadece alkolde olduğunu söylemek istemiyor. içkinin yerini şerbet alsaydı suç ortadan kalkmayacaktı elbet. Ona göre, «Bir «uçlunun gerçek sorumluluğu kesinlikle saptanamaz». cAtalannuzdan bize geçen kötü ve hastalıklı eğilimlerin miktan hesaplanamaz», «Bu durumda genel bir sorumsuzlugâ hükmetmek gerekir», «Manük. ceza da, ödül de verilmemesini gerektirir.» (Camus. Nobei "rltilünü de katıyor bunun içine) Yazar, bütün •»"nları, daha çok. ölütn cezasımn saçmalı'inı tanıtlamak için sayrp dökmektedir. Suçun kesin nedenlerini bilememenin sonucu degil midir ölüm cezasırun artık nerdeyse bütiln dUnyaâan kalkmış olması? Hele siyasal sııçlar için uygulanan ölüm cezalarmm, hep pişmanlıklar doğurduğunu gösteriyor tarih. Yirmi yedi mayısçılardan Orhan Erkanlı, son kitabında, bu olaydan sonraki idam uygulamalarının yanlış olduğunu açıkhyor. Zaman nice inanışlan boşa çıkarmıştır, nice heyecanlan yatıştırmıştır! Montaigne, «Doğa'nın yasalan. bizim yaptıklanmızdan her zaman daha akıllıcadır» diyor. Bağlı olduğumuzu dirençle savundugumuz uygarhk dünyasında yeri olmayan dü?ün suçlan bakımından ise, çıkanlacak af kanunu, istenir ki, başarıh bir sınav, bir ilerilik niteliği taçısın. Dışandaki razarlar. duşünürler eziklikteD kurtanlsuı. «BüyüK Gözaltm roBMiunuı eşsiz yazan. değerli düşünür Çetin Altanin, romanj ve sineması ile en haklı övgüleri ve ödölleri kazanmıs olan Yılmaz Güney'in, nice güael ve doyulmaz şiirin ozanı, benzersiz güzellikteM şiir çevirilerinin çevirmeni Can Yücel'in. sonra İ5maü Besikçi'nin, Muzaffer Erdost'un, daha nice düşünür ve yazann özgürlüklerine kavuştnalan büyük ferahlık ve bü\Uk yarar sağlayacaktır. Ya Alkol? PENCERE Ulkemizden Manzaralar S ÎNÇLERİ SLAMAK... ;TAY AKBAL Evet Hayır Tartışma 50. Yıla Böyle mi Girmeliydik.. Bu Duruma mı izl dlnlemenizl istedik • Reddettiniı " Adalet istedik • Buna anarji dedinlz özgürlük istedik Buna bsşıbozukluk deıflniz» Aydın dünya gençligi böyle söylüyor yeryüzü alanlannda aklannda... Avrupa'dan. Asya'ya, Amerika'dan Afrika'ya... Yüzyıl başmda dünyada çoğunluğu gençler alacaklarmış. 24 yaşlar arasındaki nüfus yarım müyardan bjr milyar 128 fona çıkacakmış. Demek, her ülkede agır basan bir güç • k gençlik. Busün de öyle. ama yarın karşı konulmaz oiaa lar. Çok yakır.Ja, yirmiyedi yıl sonra... Şimdinin gençleri ırlansınlar yaşlılığın başlar.gıcında 21. Yüzyılın gençüğinin ıcakları sorulan yanıtlamaya! Belki yanıt da istemeyecek ıllarm geTiçligi, kendl verecek yanıtı, kendi uygulayacak. Iı kusaklar ne der, ne yapBr düşüntneyecek bile!.. B Düşecektik? CUMHURJYETÎMİZtN 50. YILINDA COŞKULARIMIZ: YlTİRMİŞ GtBİYtZ. KEMALİZM, DEVRİM GİBİ SÖZLER NEREDEYSE SÖZLÜKLERDEEN SİLİNECEK SAYIM CETVELLERİNDEKİ PARMAK İZLERİ GENÇLİĞİN İSTEĞİ topiumsal eğitimln gağlanması gerekirdi. Harl devrimi okuma yazma öğreniminı kolaylaştırmıştı. Halk okullan yetiskinlerin öğrenimini sağladı. Asıl »orun Türk kültür ve uygarlığınm ortaya konması, belli ilkeler çevresinde geliştirilmesiydi. Bu nedenlerle kurulmuştu halkevleri; «Her elde var kalem, bir pergel, balyoı sapı: / On dört milyon emekle yapılıyor bu yapı» diyordu Behçet Kemal Çağlar. HAUCEVİ yıllarca KEMALtZ'ln ateşini söndürmedi ocağında. Folklorcular, tiyatro sanatçüan, tiyatro yazarlan, besteciler, halk müziği ve batı müziği uygulayıcılan, konferansçılar yetiçtirdi. Bakmıı çevrenize gSreceksiniı onlan. Bugün Atatürk'ün en yakm devrim arkadaşmm damadı, Halkevleri için iîlevini yitirmiştir diyor. Paşa babasa ise, zamanmda koruyamadığı için yakınıyor dur madan. Kime inanacağımızı bilmedieimiz bir çağda yaşıyoruz. Halkevlerinden yararlanmı» Başbakanlar, Halkevlerine yardım etmekten çekiniyorlar. Neden ki, Halkevleri politikada yükselm» ocakları değildir bugün. tllerde Cumhuriyetin 50. yılınl kutlama komiteleri var. Hiç birisi HALKEVt konusunda çalısmaya yanasmıynT. Oysa ATATÜRK, CUMHURİYET. HALK. HALKEVt sözcükîer' birbirinden ayrılamaz. Kemalistler, Is basa düşmüştÜT! Halk içinde. halkla birlikte. halk için. ATATÜRKCÜ DÜSÜNCFyi Halkevlerinde bütün gücümüzla sürdüreceğiz. xeyde bir devlet olarak Varsımıza çıkarmıstır. Dünün yıtak Ulkesi, bugünün teknik, büim ve kültürünü, kavak ağacının dibtnde altın küpü bularak degil, fertlerinin kol ve kafa potansivelini kalkınma hamlesınde kullandığı için patrondur bugün. Dünün komşusuna dilenci ülkesi din okullan, üfüriik eczaneleri, göbek muskalan ielsefesiyle değil; bilimsel bir eğitim süreci içinde, temel egitim prog ramlarını çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarına, daha ileri okullardaki gençlerin yetenek ve yaratıcı güçlerini erek alan bir eğitim politikası izledikleri için bugünün çağdaş toplumlarıdırlar. Dünün köle toplumunu bugünün efendisi yapan giz, Atatürk ten bu yana hiçbir hükümetin, hiçbir hükümet başkanının içtenlikle ele almadığı okuma yazma ve eğitimdir. Zaman, özel ve sınıfsal çıkarlarını, Türk toplumunu bağnazlaştırmada sürdüren iktidarların eyyamcılığını tarih ve Türk toplumu önünde, bir kez daha gözlerimizin önüne sermiştir: Demokrası askına evlerimizden 12 saat çıkamadığımız seçmen sayımı gunü imzalatılmak üzere önümüze sürülen «sayım cetveli» ilkokul öğrencilerinin soğan • patates baskısı yaptıkları resim defteri sayfasından farksızdı. Elli yıllık Cumhuriyet evlâtlannm, Cumhuriyet kazanmış savas gazilerinin, »ırtmda gülle taşımıs, kazan kurup »sker doyurmuş Türk analarının bas parmak izleri vardı sayım cetvellerinin İmza <ütun> lannda... Muzaffer Elli yıllık Cumhuriyetin aga. HACIHASANOGLU babalan, elli yıllık, Cumhuriyetin rfemokrasi kahramanlan, elll yıllık Cumhuriyetin tek «avunuculan, elli yıllık Cumhuriye50. yılda tin Anıyasa ustalan, elli yıllık Cumhuriyetin halk adamları, bu Eğitim ayıbı hangi özürle gizlemey» kalkar, ne kulp takarlar acep!.. GERl KALMIŞLIK. ONMAZ 1970 nüfus «ayimı »onuçlanBtR HASTALIK DEGÎLDİR. na göre Türkiye'de 4.620.496 erYETER Kî tMZA YERİNE kek, 8.725^21 kadm olmak Czere toplam 13.346.317 vatandaş PARMAK BASMAKTAN KURokuma yazma bilmemektedir. TULALIM. Zamanm sayım memuru olmam Geri kalmışlık onmaz bir has nedeni ile «okuma • yazma biMr» hanesine geçen okur. yatalık, bitmez bir çile değildir. Zaman; ekmege, teknige ve öz zarların okuma yazma durumlannı yakından bilirim. Adını gürlüge aç nice ülkeyi bugün, soyadını 3 dakikada yazanla bir Afrika kıtasîm beslevebillr dü C TJNESCO'nun «Courrier» dergisinin, türkçe adıyla «Görü?» ikinci sayısı «Gençlik» konusuna aynlmı?. Bu sayınm özel amı daha kapaktan başhyor: Kara tahtaya «hayır» dıye an yirmisinde bir genç. Hayır, hayır, hayır! Yerleşmiş heıllere, yargılara, alışkanl.klara, iyi. gilzel, doğru kavramlaı hay.r. Çağdaş genç, dunyayı yeniden kurmak isteyen bir atfıhşa sahiptir. îçinde yaşadığı toplumun yerleşmiş gele: ve göreneklerine başkaldırmak bir görevdir onun için, gpnçlik görevi. Mademki eski kıışaklann kurduğu bu dünyığın yıgın pislikle, kötühikle dolu, bu uyearlık bir sürü ıiışlıklan da birlikte tasıyor; bundan da hiç bir iizüntü .muyor... Genç adam bu duruma ahşmadığı için, ikl yüzÜRÜ benimsemedigi lcin, göıvnün önündeki gerçeklerl görzlikten gelemediği için «hayır» der, diyecektir, demesi de eklidir. UNESCO Genel Bajkanı Ren^ Maheu'nün deaiklerine nolcı noktasına nasıl katılmazsınız? «Gençlik yetişkinlerden her n biraz daha aynlmakta, hatta kopmaktadır. Bu başkaldırı hemen bütiln dünyaya yayılmış, birçok ülkede yalnız ünirsitenin değil, toplumun da gençler tarafından sorguya çemesi «onucunu doğurmuştur. GençliîŞin kesin gerçeklere ge«sinme duyması, dünyanın haksızlıkları ve cTüzensitliklele gittikçe daha büyük bir uyuşmazlığa düşmektedir.» Hiç aydm bir gençle karşı karşıya kaldımz mı? Onun aran, araşhran, derinleri keşfetmek isteyen, gizli yanlan yüzeçıkarmaya çalışan sorulanna yamt bulmaya çalıştınız mıî ışı otuzu, kırkı geçenler, elliye varanlar bir düzen kurrousrdır, birtakım fikirlerin dü? olmaktan ileri gidemediğinl da. uzun süre de gid'emeyeceğirıi kabullenmişlerdir. Bir iş, bir • bir dar mutluluk, bir uğra?. bir yazgı çekip almıştırcnlan , ındi baskısına. Toplum sorunlanm riaha başka gözle görmekdirler şimdi. Adalet mi? Her zaman bulunmayan bir seydir ı! özgürlük mü? Masaldır! Günler geçer gider, ahşılır az lalete, az özgürlüğe, buna rağraen durmaksızm adalet, özgürk sözii edilir, onlarm azlığından yakınılmaz hale gelirıir bir in... Yorgunluktur, bıkkmlıktır, yenilmişliktir yaşlının, orta ışlının kendî tutumuna, kendi davranısma, kendi görüşleri; «olgunluk, tecrübelilik» demesi; başka şey değildir. Oysa nç adam anlamaz bunu, İyi ki anlamazl Bu dünya yaslıların dünyasıdır gerçeltte. HCT şeyl enlM izene koymuşlar. Onlar seçilir Meclislere, en üst yönetim ırlerine onlar geçer, hatta yirmi birin altındakilere «eçmen abilmek olanagı bile tanınmaz çoğu kez... Yaslılara gbredir ı yeryüzünün düzeni, akışı, herşeyi. Yalnız biz vanz sanki? ençler bize uyacai, bizi dinleyecek. bizden ders alacak, bizl rnek bilecek. Niye niye? Hangi erdemimizi, hangi başarmıi* , hangi ölümsüz yapıtlanmızı, hangi sürekli mutluluk kurlak çabamızı hangi toplum eşitliğini gerçekleştirme özlemilizl sevsin, benimsesin? Hiç biri yok. basarılmamış, hersey Mim, yalruı sözde, yalnı* yazıda, yalnız söylevlerde!... Yaşlan kırkaltmış arası kuçaklar bu dünyanın sahipleridir. Jünyanın her ülkesinde .. Ysni bi^im kuşak. benim de bireyi lduğum taışak... Gençligini tkinci Dünya Savaşında yaşamış uşak. Savaştan sonra dünvanın dilzenint yenirien kuran... Heralde iyi kuramamışız. basanlı bir yapı yücelteınemişiz, bura, orda, heryerde. Hep toplumun gençleri karşımıza dikilior':ar zor yanıtl£.nır. hatta yanıtlanamaz sorulariyle... Gerçek dalet, gerçek özgürlük. gerçek eşitlik bu degil, diyorlar... Yanlıp yanlıs yollara sapanlan da var. aşm atamlara kaptıranar kendilerini, en geri sa&ci egtlimlere uyup yol kesenleri, :afa kuanlan, en ileri büdikleri inançlara sarıUp kendilerini ateşe atanlan... Dikkat edin hep yasları yirmi • otuz arasındaki erdir bunlar. O gençlik çizgisi geride kalrnca ne soru sormak, ıe de yanjt arama» sreHr akla.. Bir i$. bir ev. bir vasam dü•eni, su geçici insanoğluntm gününü gün etmek hırsı, özlemi.» Onlan dinlemenyiz. Adalet, 6zEÜrlük lstemelerini anlayışla carşılamalıyız. Reddetmemellyiz bütün haklı özlemleri. Hemen ınarşi diye damgalamamalıyız, bemen başıbozukluk dememeiyiz. En küçük başkaldınşta en agır cezayı vermemelivi2. En bağışlanmaz işleri yapsalar da hosgörulU olmaya çaiiümalıyız. Hepimizin oglu. kızı onlar. dünyanın yeni açan çiçekleri onlar... Kıymamalıyız bir tekine. Onlann bu dünya, bu veryüzü Gençlerin de payı olmalı yeryüzünün vfinetiminde, sözü. ağı^ lığı, oyu... Mademki bu uygarlık bir sürü yanhşlıklan da taşıyor. bunu görüp atılamak Istemeyen, doğru görmeyen gençlere kızmak neden. niye? Okuyun UNESCO'dan «Göniş» dereisinin ikinci sayısmı. Gençlerin «hayır» demeleri ksrşısında «evet» «liyeceksiniz Ister lstemez. Bir şeyler anlayarak, sezerek, duyarak... umhuriyetimiztn 50. yüdonümünü kutlayacağımu gün yaklaşıyor. Ölü toprağı mı »erpildi üstümüze?.. Coşkulanmızı mı yitirdik?. Bu gidişle •hştığımır törenlerin ötesinde bir •tılımın yapılabileceğine inaramyoruz. lllerde kurulan kutlama Vomlteleri önce. Atatürk'ün, Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için ortaya koyduğu ilkeleri, kurumlan göı önüne almalılardı. Oysa yanlış bir tutum içindeyiz. KEMALÎZM sozcüğü. DE\TIİM sözcüğü. EYLEM sözcüğü neredeyse sözlüklerden silinecek duruma gelmiştir, Baü ulusları da, özgürlüklerine yenl ka\Tişan Asya, Afrika uluslan da Kemalizmi bir öğreti olarak kabullendikieri halde biı yadsımak için elimizden geleni yapıyorduk. KEMALÎZM bir öğretiydi; geriy» kapalı, ileriye açık bir öğreti. Atatürk'ün yakm savas ve devrim arkadaşlan onun ulu yapıtına yeterince sahip çıkmamalannm hesabını uîus önünde ver. melidirler. Yaşlanma, demokrasi, politika gibi bir yığın neden onlan kurtaramaz. Ne diyordu MUSTAFA KEMAL: «Ulusumuzu çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkaracağız> Ümmet kavTamım kaldtrıp ulus kavrammı yerlestirmiş, Türk sözcüfünü Osmanii «özcüSüne üstün kılmıştı. Koca bir imparatorluğun bürun yükünü çekenlerin horlanmasma karşı çıkmıştı.. Ulusun gerçek sahiIbi ve efendisivle birliktevdî. Uluinımuzun çağdaş tryearîık düleyinin üzerine çıkabilmesi için keümeyi 7 dakikada heceliyebilen kisilerin okur • yazar haneline geçtiğine tanığım. Bilinen eercek şu ki: 50 yıllık Cumhuriyet Türkiyesinde nüfulun yarıdan çogu okuma yazma bilmemektedir. Inanmayanlar 67 ilden toplanıp Yüksek Seçim Kurulu'na yollanan sayım cetvellerindeki parmak izlerine bakabilirler. önce bu gerçek kabul edilmelidir. Sonra da soruna yarar getirici. tüm ulusca benimsenen bir çözüm yolu getirilmelidir. Geri kalmıçlıktan kurtulmanın yolu (yukanda da söylediğimiz gibi) yok değildir. Bu yol eğitim yoludur. Alaattin SÖNMEZ AKYAZI Demokrasi ve Gerçek LİSEYÎ BİTÎREN DE «GENÇ» SAYILMAZSA KİM. SAYILIR1 Onsekiz yaşma gelniş bir gen» ce oy hakkının verftmeyişi şap: şılacak bir olaydır. Böylece devlet işlerinde, gençlik fonksiyonsuz hale getirilmiştir. Demokrasilerde gençliğe yer yok mu ki? Niçin toplumsal konulardan onsekiz yaşındaki gençler uzak tutuluyor. Nedeni on sekiz yaşındakilerin sorumluluk taşımadıklan, yurduna, ulusuna yararlı olmayı bilmemeleri ml? İyi ile kötüyü ayırt etmekte, güçlük çekmeleri mi? İleri uygar toplumlar, seviyesine ulaşmak istemeyip geriye dönük bir zih niyete mi sahipler acaba? Onsekiz yaşında bir Türk genci olarak şudur Cevabım böy le Hüşünenlere: On bir yıllık Bğrenlm döneminde. bunlar bana ögretilmiyor mu? Yurt ve ulus çıkannın, herşeyin üstünde olduğu, bunca eğitim yıllanncfa, bize verilmiyorsa, yazık bu eğitime de, sistemine del Atatürk, Cumhuriyen, Türk Gençligine emanet ediyOrum demedi mi? Var mı inklr edecek? Simdi bu gençlik kim? Bizlerden baskası olamaz. Llse dör.eminl tamamlamış bir insam, genç olarak kabul etmeyip de, kiml edeceğiz başka? Biz ögCnmeyelim mi, Türk genclyiı diye, ne kadar daha bekliyeceğiz, Türk gend olmak içinT Demokratik Törk toplumunda, 6*evrimlerini yürüteceğimiz, Atatürk'ün işsret ettigi gençlik kaç yaşmdakiler? Lise öğretira dönemini, bltirraek üzere olan, bir kiçinin (Acaba hen bfitün dünyaya örnek olan Atatürk'ün, işaret ettiği genç degil mlyim) diye, kararsız kalması, her halde ağlanacak bir olaydır. Demokrasimiz, özgflrlOk lçln> de, yaşamft mtıtlnluğimu devam ettirmek istiyorsa, gençliğe her zaroan, yönetimde yer vermelldir. ait Aydoğmuş, Diyarbakırh bir genç. Diyarbakır Tekel İçki Fabrikasına alınacak bir yazıcı için açüan sınava katılmış. Lise mezunu ve askerliğini yapmış her vatandai bu sınava katı'ma hakkına sahip. Sait Aydoğmuş sınava giriyor. Yüz puvan üzerinden 100 alarak ka7.amyor. Eh, bir devlet kurumunun sınavında bunca basan gösteren gencin alkışlanarak göreve başlatllması gerekmez mi? öteden beri bürokrasinin ağırlığın'dan, memurların yetersizliğinden. iş sahiplerinin savsaklandığmdan, devlet makinesinin ağır döndüğünden yakınır dururuz. Yetenekli gençlere sahip çıkacak bir devlet lcurumu. bozukluklan gidermek için gerekli adımlan atmaya başlamıs. demektir. Hele devlet fabrikalarından sabah aksam şikâyet edenleri düşünürsek, Sait Aydoğmuş'un Tekel îçki Fabrikasına alınması olumlu karşılanmaz mı? Sağduyu sahiDİeri böyle düşünür. Ne var ki böyle düşünmeyenler de var. Sait Aydogmtif fabrikaya girmeyi bekleyedursun, günlerden bir gün 5U mektubu alır: •Fabrikadaki münhal kadrolara atanacak işçi fanHhanmı kazanmıs olmaniza rağmen is yerimlrde çahsmanıı mahrurlu gb'rüldii^ünden işe alınmıyacagmızı bilgilerinize rica edennı^ Bu kısa yazının altmdaki imzalar: Fabrika Müdürü Mustafa Mısırlıoğlu Sicil Memuru İsmafl Aykaç Su dunıroda mantık sahibi insanın eklına bazt (eyler gelebilir Ola ki Sait Aydoğmu? admdski vatandajın devlet kurtımunda çahşmasına engel bîr sabıkası ortaya çıkmıştır, ya da Cumhuriyet Devleiinin yasalannda yazılı sakmcalardan birisini tasımaktadır Bir hukuk devletinde. devlet makamlarmda yppilsn her işin. her davranısm ve her tutumun, keyfî değil. yasal olması gerektiğine gore nnıhakkak böyle bir şey olmahdır. Acep nesi varmı» bu Sait Aydoğmuş'un? Nesi cldu&ıır.u kendi kaieminden izleyelim: «Fabıikn vöneticileri isbaşı yapahflmem İçin fptirdipjm bcleelerden Savnlık kâtıdını yetcrli balmadılar. Beni 01yarbakır 1. 2. 3'ünrii Şubelerine yolladılar. Yazdıklan dilekçede su satırlan okudum: «Sait Aydofmuş'un fabrikanuzda işe alınacağmdan idari siyasî. adlî hir ilişiğinin olup olmadıfının bildirilmesi...» Birinci Şubedr bu evrak benden alındı. Daha sonra ad rtsrme fabrika miidürü imıasıyle işe alınamı^acağimı bil dîren yan «reldi. Bu yazıdaki «malmırln» luğnn dayanaeı Sıkıyönetimde bir ay g5x altın da rutulmamdır. Gerçi hı bîr ay sonunda mahkeme önüne çıkanlmaya çerek görnl meden salıverildim. Ama hn bir aylık çözalti bana paha hy» maloldo. Cünku ba olay 1971 yılmda reçti. O sırad: Dicle'ye Tıbbî Sekreterlik smanna giıio kazanmıstim. Dic le'ye pidip gerekli evrakı hazırlanp dönmüştüm kl eözal tma aldılar. Tabiî nöylece i«s yattı. şimdi aradan ikl yı geçtikten sonra gene bu rözden is vativor. 12 Mart sonrası dönemde binlerce insan yakalanıp fö: altında tutuldu, binlercesi takipsizlik kaTan aldı. Ama b insanlara pratikte kamu baklanndan mahrmniyet cezası vı rilmektedirj Aydoğmuş'un mektubuna katılacak birşey var mı bl miyorum. İşin ilginç yanı Devletin fabrikasımn Devleti Adaletini temsil eden Savcılık belgesiyle yetinmeyip siya polise başvurmasıdır. Bu da hukuk devletinin değil, pol devletinin özlemirıi dile setirir. Biz Aydoğmuş'u tanırr yoruz ve bu konuda fazla birşey söylemiyeceğiz. Vatand şın ekmeğiyle oynayanların bir açıklama yapmalannı be leyeceğiz. Savcılann verdiği takipsizlik kararlan, mahk melerin veröigi beraat kararlan da devletin kurur lannda yetersiz sayılır, siyasî şubenin kararlanna lltif edilirse bu işin sonu ne olur? Yukanda anlatılan olay tekil değildir. Çogu vatand sın başmda aynı dert. Hukuk devleti adına şu işin esası açıklayacak bir yetkili yok mudur? Varsa sesini duyursun. Okuyucu Mektupl; tSTANBUL FESTtVALt vc DEVLET TİYATROSU Istanbul Festivalifleilgili programlar bütün yurda ve d lngilizce ve Türkçe olarak dağıUlmışUr. Bu programda prömiyeri yapılacağı kaydedilen Fatih oyununun temsil e fhalkın «Deli Ibrahim» ve «Dördüncü Murat'tan» tanıdığı Oflazoğlu'nun yazdığı> rejisörü ve oyunculanyla ilân edilm oyunun biletleri satıldıktan sonra karar degiştirilmiş ve ba bir oyun (20 yıl önce Türk oyun yazarhğınm henüz en çağmda olduğu bir sırada yazılmıs başka bir Fatih oyununı nanacağı son dakikada ilân edilmiştir. Halkın bu sekilde : masınm sebebi nedir?. Dünyanın çeşitli yerlerinden davet edilen ünlü sanat adamlarınm önünde Türk tiyatrosunu gülünç duruma düşürmek değil midir bu? Oynanacağı söy lenen eser, kitap halînde basılmıştır. Oytmda S8 kişi vardır. Oyunun baş kişisi olması gereken Fatih, oyunun yansmdan sonra çıkar sahneye. Ojranda bir imparatoriçe vardır. Oysa tarih bilgisi lîse seviyesinde olanlar bile bilirler ki. Imparator Konstantin, o sırada tatn 10 vıldır duldur. Devlet tiyatromuzun niyeti, Bizans'ın son impars torunu başgöz etmek mi yoksa? Gelelim. Devlet Tiyatrosimıın AvnıyacaŞı öbür e«prlpre Mv Fair Lady. müzikali 34 yıl oynamiftır ülkf^'Tde. Meraklıların hepsi frSrmu» olsa gen dan gelme bir oyunu, gelecek ünlü sanat »c sunacağız. Devlet Ti tereciye tere satmaktaı man vazgeçecek acaba? Hele öbür oyun, yani «Hastalık Hastası». Bv bir uygulaması «Evhan tında Devlet Tiyatrosı naudı. Aynı oyunu adı altında bütün me\ hir Tiyatrostınun sah Istanbullular se\Tettile oyun Hastalık Hasta?! tında kim için ve ne iı landı devlet tiyatrom Oyvncuların aHlannı sek: Cüneyt Gökçer, A çer. Paris'teld Molie line daha doğrusu Gol nin Paris gezisine ha; gerek bu. Ahmet El EN MÜSAİT FİATLA BAKIR TEL Hurdası aluur. BERKMAM SANAYt Tel: 40 51 07 27 29 11 ««•••••••••••• îlâncılık: .../4360 DtŞ TABtBt Saat 13.30 19.30 Samatya Cad. No: 400 T L n 2 E: ««•••••• •• • • • • • C Orhan TÜZÜN : : ; : (Cumhuriyet: 4357 > EYÜP SULH mJRCK MAHKEMEStNDEN: DAVALIYA ÎLÂM ÖZETt TEBUĞt: Dosya No: 1972/295 Zekâi Altıer üe Hasan b BÜYÜK KAYBIMIZ Oglumua Akşehirlilerin PTT'den dileği V EDA T'I kaybetmi? olmanın derin üzüntOsfl lçindeyi». Genç yasmda küsüp gittigi dUnya hepiralze sindan oldu. Aeıstm btr ömür boyu yüreklerimizde tasıyacagırm» R. DİLEK ERZtrRtTM rasındaki taksım dâvâsına konu, Eyüp FE.THIÇELEBİ CADDEStNDEKI 14 pafta, 112 ada, 19 parse.1 sayılı BAHÇELt EVİN açık arttırma tle satılaras 3UYUUN İZALEStNE 25'5'97H EÜnü 1973/193 sayı Ue FtKİDE ASLANOĞLD'NÜN «ıyahırtda temyizi kabil olmak üsere karar verildiği ilân o'unur. (Basın «TÎ4) zı FERİDE ASLANCH^LTJ a ! TEŞEKKÜR a Mayıs 1973 günO Zürih'te araıruzdan ebediyen «ynlan rnüstesn» insan, aziz varlığıma, VEDATIMIZIIV cenazesi bugtin Bğle namazından sonra Şişli Camiinden kaldınlarak Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilecektir, ülu Tann rahmetini oglumuzdan eksik etmesln. ÜlttT TAŞAR OGüZCAN VE AtlESt (Yeni Ajans: 1937) 4356 Ömer Refik Yaltkaya'mn vefatı dolayısiyle cenaze törenine blzzat iştirak eden, evimize gelen, çelenk, telefon, telgraf ve mektup gön(Jermek mıretiyle büyük acitnıa ' paylasan başta Sayın Celâl Bayar, Fethi Celikbas, R«cai Dıblan olmak üzere bütün Tekel Camiasına, AMP mensuplanna, Tilrk Hava Yollanna, akraba, dost ve arkadaşlanrmza ayn ayn teşekkür etmeye büyük teessürUmtlz mâni olduğundan gavasıtasiyle jükranlafunanz. Aüetri CTani Ajna; 1M1 4358) »+••••••••••••••••••»• ••»••••••••»•••••••••O TEŞEKKÜR Güzel GÜLFEM'imizin doğumunu titizlikle yapan üstün insan, büyük dost Sayın Dr. İSMAIL TÜRSAN'a candan minnet ve şükranımızı sunarız. FUAT ve MERAL UYCAN (Cuniıarıyet: 4352) | • BİR MİLYON LİRANIN; YA DA YÜZBİNLERİN SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ | • UNUTMAYINIZ: YARIN ÇEKİÜYOR ••••••••••••»•»••••••»•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»< (BUUU 1631»4S48) Tarihl T» turistik Bir sehir olan Akşehir'de türbesl bulu Genel Kurmav nan büyüS TUrk filosofu Nasreddin Hoca"nm (1208 1283) Başkanı'na yalnız Türkiye'de degi) bütün dünyada ün saldıği bilinir. sesleniyor: 1973 Nasreddtn Hocanın < W J münün 690. yıldBnümÜdür. Yıl Cumhurivetlrı " ^ î O dönümil nedeniyle AKşenir'de lama dolayısı ile Sayı ber yıl temnniz ayında (5 • 10 kurmay Baskam ' temmuz) geleneksel Nasreddin Semlh Sancar'cfan rl Hoca Şenlikleri vapıimafctadir. Ebediven vasayaca Posta îdaresi geçmiş yıHarriyettmizln 50 yılım da bazı TUrk meşhurlan ve İçin heT bakanlık v« turistik serilere ait posta pul feannca Sarannca I lan tedavüle çıkamuştar. Vapacaklanm halkı yurdular. Tedavüle çıkanlan pullar arasmda Nasreddin Hoca ve Kahraman ordumı Akşehir*e ait pullar bulumnamuztın kalkınma«ın<i maktathT. man Bneu olmustur 1973 yıü Pul Emisyon Prog»ettrnirin 80. nlı lçi ramına almmasını tstediSimiz; nesillere de hstıra ol: Nasrettin Hoca portre 'tanınvurrlumuzun muhte mış portre ressamlan taraiınrlnde ordu ormanla dan yapı!an muateliJ portre). rilmeşini cSnülrien Nasreddin Hoca tek renk sürek mekteyim. İi pul, Nasreddin Hoca çok renk Bakanlıklar v e 1 1 1ı 11. Nasreddin Hoca Bloku K a caklan Cumhuriyet bartma pulu (çift cerçeve: Nas kalkınmasından kat reddin Hoca ve türbesi) Tür11 olacaSı kanısmda besinin içten, dıştan gfirünuşü, nu gınıf arkarlasını: Akşehir'in turistik tarihl eserdolayi5i İle cesaret a leri. sım ve bCtün Türk Celâl Günes içten lsteklerl olffuS Çaytrlar Yolo, Plevne ve sayeılanmla ar/< Sok. No: « Bmekn Topc Maltepe / Kartal Bektr T\ Sınıf arkadaşı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle