27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r m THUnîVET 29 ^Taziran 1073 izde ya?ıh tarih, genellikle bir «Padlsahlar tanhi» olmuştur; bilemedinız vezirlere, paşalara dek uzanır, ama halk İsyanlanna şoylece dokunup geçer. toplumsai. ekonomık nedenler üzennde hiç durmaz. Çünkü ekonomik nedenin önemini kavramannştır Osmanlı tarihçisi. Giderek Fatih'ten rince, onun adı «müverrih. de değilml?, nessap derlermıs. Nesepçi, padişaha soy sop bulan. Baştakine soy sop bulma isi, kökleri çok gerilere giden bir eğilimden doğmaktadır. llk çağ kırallanna, kahramanlanna, ta tannlara değın varan bir sayağacı bulma çabası o zaman çok yavgındı. Çunkü bövlece, kıralın insanüstü niteligi ortaya konmııs, gücünün büyüklüğü saptanmıs, ınsanlara ise ancak onun buyruklarına ujma rorunluğu yüklenmiş olurdu. Tarihimize daha geniş açıdan bakmak, h«le tarihsel olayların nedenleri arasında ekcromik nedenlere cğilmek yöntemi, denebilır ki, bizde Cumhuriyet'ten sonra değer ve guç kazanmıstır. Ömer Lütfü Barkan. Mustafa Aköaf, Enver Ziya Karal gibi değerli arastırıcılann belgelere davanan ozgun çahşmaları ortaya çıktıktan sonra, artık tarihsel olaylan, eskiden olduğu gibi, sadeee şu ya da bu kişinin üstün gücü ya da eksik gücü ile açıklama eğilimleri değerden düşmüştür. Başka bir deyişle, olayların nedeni olarak sadece kişüeri görtne anlayışı, yerinl, o kişilerin olusumunu da açıklayacak olan genel toplumsal nedenlere bırakmıstır. Demek biz, bu konutfa, kişilere bağlı rastlantılar »nlayışından, eskl tutumun hâlâ yaşayan bir takım kahntılan bir >ana bırakılacak olursa, toplumsal yasalar anlayışına geçmi$ bulunuyoruz. Ancak, sadece bizim durumumuz açısından degil, bütün dünyada, kişi ile toplumsal yasa arasındakl ilişküer konusu, tazeliğini hiç de yitirmlş değildir. Bunun nedeni, insan denilen akıllı yaratığın toplumsal, tarihsel oluşlar ve onlann yasalan içindeki durutnunun, cfoğa yasalan karşısında maddenin dururnuna hiç benzememesidir. Gerçi insan bu yasalardan bağımsız değildir, onun düşünce ve eylemlerinin kaynaklannı elbette toplumun geçmlsinde arsyacağız: ama insana tarih karşısında bir sorum İuiuk düştüğü Jnanısı da gösteriyor ki, onun söyle ya rfa b5yle dCşünmesi, şöyle ya da bövle davranması, tarihsel olayların gidişini etkilemektedir. Yoksa tarih, insandan bağırası» olarak işinl tıkır tıkır yflrütürdü ye kimsenin kimîeyi bu yüzden suçlamajına düıum kalmazdı. Benl, «tnsanlar mı tarihi yapar, yoksa tarih mt insanları?» biçiminde tartısıla gelen bu B Olaylar ve gorüşler INSANLAR VE YASALAR Melih Cevdet ANDAY konuyu, yukardaki gibi, özetlemeye götüren redeni anlatayım. Değerli tarihçimiz Mustafa Akdağ'ın vakjtsız ölıimü dolayısiyle gazetelerimızde çıkan yazıların bir takımı, hem de çok değer verdiğim kalemlerden çıkmıs olanları, çok zamandır aklımda kimi Soruların yerleşip kalmasına yol açtı. Bunlardan ikisi üzerinde, bütün yazdıklannı dikkatle ve beğeni ile okuduğum Ismail Cem ile Ali Gevgilili'nin yazdıkları üzennde duracağım. Insanların tarihsel olaylarda rol alabilmeleri için, o tarihsel olaylann pişmesi, olgunlaşması gerekiyor, bunu «nlıyorum, ama insan kişüiğini de böyleslne kesenkes bir tarihsel yasa anlayışı fle açıklamak, bagışlasınlar, beni düşündürüyor. Nitekim Sayın lsmail Cem de, Fransa örneğini verirken bir rastlantıdan s5z ediyor; rastlantı olan. bir zorunluğun başkasında değil, Napolyon'da iomutlasması. Acaba bu önemsiz rastlantı, olaylann gidişini bir süre olsun etkilememif midîr? Fransa nasıl olsa o zaman birini diktatör yapacaktı basına, bu diktatör ha Napolyon olmus, ha baskası dive düşünmek, insansız blr tarihsel olaylar zincirine inanmaktan başka nedir? Ama. tarihi yapan ekonomidir, ekonomiyi saptayan üretim iliskileri, onu da... diye sürdürecek olursak, tarih eninde sonunda bilinçsiz çabalann ürünü durumuna düsmeı wi? Fransa"nın, o günkü tarihsel kosullan bir askeri cfiktatSrlügü hazırlıyordu divelim, (Doğrusunu lsterseniz, buna da pek inanamıyorum, neden derseniz, biz, tarihsel yasalar dediğimiz seyi, doga yasalan gibi deneyleyemedigimize göre, onlara ancak sonuçlanna bakarak inanmak zorunda bırakılıyoruz. «Madem Napolyon diktaör olcTu, demek ki olacaktı». Buraya değin gelince. tarihsel yasalar yerine neden Tannyı koymayalımî «Rom* tmparatorluğu çöktü, çünkü Tann örle istedi.») fakat bu diktatör Napolyon değil de başkası olsaydt, durum hiç ml değismezdi? Gene tarihten aldıklan güçlerle insanlar yaomıyorlar mı tarihi? Yoksa onlar tarihsel yasaların kulclaları mıdırlar? Eğer Syle ise, n» gerek var insanlarm çaba harcamalanna? Yasalar bildiğini okusun, ha o, ha baskası, ne değisirT Bu gorular belirdi kafamda ve gonra sunları düsündüm: Osman beyin zek&sından, Kanunl Süleyman'ın aklından »öz edildigini ben okumamişım. Evet Abdülhamid'In usta bir politikacı olduğu sımrtılerde çok soylemp yazılıyor... Ama hangı devletin tarıhlnde akıllı v'â neticılerden ve ak'lsız yöretıcilerden söz edıl mez? Alalım Mustafa Kemal Atatürk'ü... lsmail Cem'in vontemi uvannca diveceğiz kı 1918 Türkıye'sı İçin bir kurtuluş savaşı zorunluktu, son tahlilde ekonomlk bir zorunluk îste bundan ötürü nasıl olsa. bir asker. Kurtulus Savaşı'nın baştna eeçecekti ve savas nası! olsa kesenkes kazanılacaktı. Basa geçen askerin Mustafa Kemal olması bir rastlantıdır. Burun tersini düşünmek. resmi tarih tezi Oİur ve genç kusaklan vanıltır. Divecegım e=kıden s^dece büvük denilen kijilere inanılırmış. sımdı ı«e sadece vasalara mı inanacağız' Fizik yasalara bile olasıhk tanınan bir çagda? PENCERE Los... rzurum Atatürk Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Kemal Bıyıkoğlu, oğrencılerıni jurnal etmiş Tıp Bayramında öğrencilerınin yayımladığı «Homongolos 73» isimli dergide komünizm propagardası yapıldığını ileri sürerek Savcılıga basvuran Bıvıkoelu'nun delilleri: 1 Derginin adının son hece«1 los'tur. Los terslne okunduğunda sol kelimPsi ortava çıkar 2 Dersi. Lenin'ın doŞum vıldonümüne rastlajan 22/4 '1973 tarihınde vayımlanmıstır 3 Dergide adaba muhalif vayın vardır. 4 Dergi pohs tarafınrfan topİatılmıstır. tste bu delilleri Savcılığa sunan. hem rektör, hejn profesör, hem doktor Kemal Bıvıkoalu. on öğr^nciMni ıhbar etmiş. Yayın voluvla komönizm propacandası vapan on bes vıla kadar hap=edilir Savcılık ne vapsın' Bir üniversite rektfirü muhbir oldu mu. is cıddiyet kazanır. Konu hemen bilirkisilere havale edilmi« ve anla=ılmıs ki: 1 Derçinin admın son hecesı her ne kadar los ise de. bunu tersınden okumak eerekmez. Okunsa da bir vön gösteren sol kelimesinden aşın akım propaîanda=ı çıkmaz. 2 Dersırte. Lenin'in doğum jfününü belirten bir tarihe rastlanamamıstır. 3 Adaba muhalif bir yayın voktur. 4 Dergi poli^re toplatılmamıştır. Savcılığın takipsizlik karan divor ki! «Tıbbî bir lokalizasTnnn ifade eden homonsolos kelimesindeki son hecenin (los hecesinin) sondan okunmasıyla sol kclimesinin ifade ettiSi vön (taraf) ve heceden asın akım propagandasından mücerret endise dnvmak indî ve kavlî olnp. zannı süpheden ileri eitmeven. dofra okunan los hecesinin mntlaka tercinden okunması ile sol hecesinden ille de solcu ve «uç i<;nadı cörmenin kanuna arkınlıiı mercnt olmavıp ve sncun maddî ve manevî nnsurnna ihtiva etmeyeceîi cihetlc ..» Arialet tarihimize eeçecek blr karardır bu. Bazı olaylar varcTır. bir devri niteler. Hem rektBr, hem profesör. hem doktor. hem mnhbir Bıyıkoglu'nun ıhbarı, delilleri ve Savcılığın buna karsı vermek zorunda kaldıgı karar, yasadığımız dönemı sımaelevecek çok önemli belgelerdir. Olayın boyutlan övlesine derin ve eeniştır ki. artık bu konuda bir sev yazılamaz. Kalem vetersiz kalır. Biz salt, bu köşeye olayı geçirmek İçin konuya değindik. Yoksa güldürüsü de. traeedvası da olayın yapısında var. Ancak bundan sonra nerede blr los görsek, Atatürk Üniversitesi Rektörü Bıyıkoğlu'nu hatırlayacağiî: Los Paraguayos.. Papadopulos.. Los Angeles.. Venizelos.. • Sayın sayabildığiniz kadar» Erzurum Atatürk Universitesinin nasıl kurulduğu kurulduktan sonra nasıl oluştuğu, Üni'ers'te ReKtöninün kentte hangi güçlere dayanarak ne gibi tutum va öavraruşlara kaydığı vaktiyle bu köşede cok anıatnaı. Slmdı biltün bunlan eşelemek gereksiz. Ama bır noks var ki üzerinde durmadan geçemiyecsgiz: Bir Universite Profesöru öğrencilerinı inbar eder mlT Denebilir ki: Her vatandas bir suça tanık olcu£u zarnin yetkılılere bildirmekle görevlidir. Burada durum öyle değildir. Bır derjf! çı&*rılıyor Giali b:r is yapılmıyor. Nasıl olsa Savcılık o deıgıyı görecek. inceliyecek, bir SUQ varsa gereğini düşünecek. Bu lconuaa Rektöre düşen bir zorunluk vok. Hem rek'nrstin. hem profesörsün, hocasın kısacası! Bır hoca öğrencilerınin muhbm nasıl olur? Kasıl lumal eder cocuklanr Hangi ahlâka. hangi vıcdana sığıyor bu? Üstelik ihbarın asılsız olduğu Savcüık Kararıyle de ortaya çıkmıştır. Gerçek dışı lurnailarla ınsaniwn ksrBİamak ve aile ocaklannı söndürmek gırışımme. anlâk örf ve âdetlerimız bakımından lyi gözle bakılmaz Bövle tnsanlar toplum içinde ıtibarlannı vıtirirler, Konu komşunun yüzüne bakamazlar Hele öğrencısıni turnallıyan hoca, kimsenin yüzüne bakamaz Los Bıyıkoğlu. acaba bu olaydan sonra Atetürk Üniversitesi Rektörlügunden istifayı düşünmüyoı mu7 Eğer o ıstUayı düsünmüvorsa, oan Onivrsnenın adındaki Atatürk kelımesini silelim. Ters'nden ds omınsa düzunden de okunsa, Atatürk adı bu reKtörüit basında bulunduğu kuruma k E Değişmeler Yine Mustafa Akdağ'ın ölümü dolayısiyle yazdığı ilginç bir yazıda Sayın Alı Gevgilih, Osmanlı Devlet'nin çbkuşü konusunu, aynı yöntemle, fakat başka bir yanmdan ele alıyor. «Profesör Akdag"ın Celali tsyanlan üstüne arastırmaları. çöküşün. dışıç dir.amiklerdeki değisimlerle ili«kılı bir çok yanını gün ışıİtına çıkanyor Dpgerlı bilsin ömer Lütfü Barkan'ın Yeni Çag'ı ve çagın dinamik sosval gücu burjuvazinin dünva ticaret yoUarını degistirmesinin Osmanh'nın uluslarara^ı durumuna yaptığı olumsuz etkileri avdınlatmasmdan bu yana Törkive'vi az^elismtslik kategorisine koymak zaten mumkün rieğildi » Işte yine bir ekonomfk neden: Avrupa burjuvazisi dünya ticaret vollarını deSiştirivor... ve sonucu, Osmanlı Imparatorluğu çöküyor. Fakat bundan söyle bir yargıya varılmaktatfır: Azgelişmiş değiliz biz. dünva ticaret volları degisti de ondan çöktük. Eeer ic ve dıs dinamikler denilen şeylerin değismesi, insan ögesinin dışında düşünülen çevlerse. »arihsel ve ekonomik yasaların buvrugu geresı çökmüstür Osmanh. Ama Sayın Ali Gevgilili, bütün yazılarında, hakh ve yerinde olarak, bızim dıkkatimizi hep o dinamikler dediği seylerin dünvadaki degismelerine çekmiyor muT Böyle yapmakla bizi uyarmak istemiyor mu? Keske Avrupa burjuvazisi dflnya ticaret vollarını degiçtirirken Osmanlı'nın, Ali Gevgilili gibi dikkatli bir gözlemcisi olsaydı .. Belki de Osmanlı bir takım önlemler (tedbirler) düsünürdül BUgim yetmez bunları tartısmaya, sadece anlamaya çalışıvorum. Belki benim durumumda olanlar rardır tfiye vazdım. Yasaya mı? Kişiye mi? Vazısına, «Toplum ve İnsan sorunlannın tarih içinrfe araştırılması, sadece bir geçmişin araştırılması amacını gütmez. Amaç, tarihin doğrultusunu ve özelliklerini kavrayarak gunü ve geleceği anlamaktır.» diye çok güzel bir girişle başlayan Sayın tsmail Cem, daha *onra. Türkiye'nin kendi tarihine yabancılastmldığını söyliyerek söyle sürdürüyordu düşüncesini: «Resmi tarih tezleri rastlantılara ve insanüstü insanlara dayatılan bir toplumda, 5. zellikle genç kuşaklar kafalanna doldurulan yanlıs hattâ maksatlı bilgilerle yanıltılmışlardır... Resmi tarihimizde Osman Bevin zekâsı, Kanuni Süleyman'ın aklı. II. Abdülhamitin kişiliğidir topluma yön veren. Rastlantılann bu insanları tarih sahnesine çıkarması, olumlu yahut olumsuz görevlerine fırsat vermesidir. Oysa hiç bir sey rastlantı değildir tarihte. Rastlantı diye görünen, bir zorunluğun. hem d« son tahlilde ekonomik olan bir zorunluğun ifadesidir sacfece.» Örnek de veriyor Sayın lsmail Cem, «Fransız Cumhuriyetinin ekonomlk ve ciyasal zorunlugunu duyduğu bir askeri dlktatörün bir başkasında degil de, Korsika'dan gelme Napolvon'd» «omutlasmasıdır rastlantı olan.» Ona gore. Napolyon olmasa bir başkası yükleaecekti bu işl. VAR MI BİR BEŞ BİNİNİZ? OKTAY AKBAL Evet Hayır Pahalılık ve Tüketicinin Korunması ir türlü durmayan fiyat artıslan ve onunla birlikte gelen hayat panaUlığı karşısında «Tüketicinin korunması» ya da başka bir deyimle «Tiiketıci taraftarlıgı Consumerizm» konusunu ele almak zorunlugunu duyduk. Çünkü yükselen fıyatlar yanında endüstri ve ticaret ışletmelerinin tutum ve davranışlannda tüketici lehına önemü değişiklikler de olmamıştır. Bugün tüketicilerin piyasada fıyat artışlanmn yanında pek çok önemli sorunlan da vardır. Bu sorunlar, tamamlayıa malların ayn ayrı yerlerde satılması ^ks.k gramajlı satıslar, sağlığ» ayk m mamuller, kötü dağıtım ve teslim sistemleri, aynı mallar için ayıu yerde aynı ramanda farklı fiyat uygıüamaları, müşteriye göre farklı servis, kötü ambalaj, ambaiajsız satışlar, garanti verilmemesi ya da kötü garanti şartlan, etiketsiz mal sergilenmesi, fatura veya satlş makbııztı verilmemesi, mallar hakkında eksik, yanlış bilgi vsrilmesi, özellıkle besm maddeleri üzerinde yapım tarihinin bulunmaması, standardlardan yoksun kötü kalite mallar. kusurlu mallann geri verilme güçlüğü, hattâ imkânsızlıgı, sun! mal kıtlığı yaratılması vb gibi sorunlardır. Fiyat artışlan bu sorunlar içinde birinci sırayı Işgal ettıji için diğer tüketici sorunlan maalesef dikkate alınmamaktadır. B H er sey bes bin liraya sahip oltnaya bağlı. Birçoklan için hiç de önemli bir para değil bu. Bilemediniz üçbeş giysi parasıdır, i$e yarar bir yazlığın bir aylık kirasıdır, bir Batı kentine uçakla gidis gelis ücretidir. Yazarlar bir çek, olur biter; giderler backaya çekerler, sorun kalrnaz! Ama beş bin lirayı bir araya getirmekte bin bir güçlük çeken kifiler de var. Onlar nasıl bulacak bu kadar parayı? Ondan buntfan borç alarak, ya da yıllardır biriktirerek, boğazmdan keserek, çoluk çocuğunun geçiminden esirgeyerek... TÜKETİCİNİN KORUNMASI SORUNU; GENEL EKONOMİK, POLİTİK VE SOSYAL SİSTEMLER DIŞINDA BAĞIMSIZ OLARAK ELE ALINDIĞI SÜRECE NE FİYAT ARTIŞLARI ÖNLENEBİLİR NE DE TÜKETİCİ KORUNABİLİR ömer Baybars TEK Ege Üniversıtesi İTBF Pazarlanıa Asistanı durumda tüketicmin, Sayın Orhan Çevık'ın belirttiği gıbı, hakIŞlnı araması için Beledayelere baş*TOrın«sı "imkârrin^V <!Ğnkü vatandas hiç olmazsa Beledıyelere basvurunca basına neler geleceğini acı tecrübelerle ögrenmiştir. Aynca Belediyeler, yasal görevlerini yerine getirmiyorlarsa, bunun hesabıru halktan baska soracak bir makam yok mudur? Tüketicinin haklannı savunabilmesi açısından, olsa olsa isçi sendikalan, kooperatifler gibi kuruluşlann etken olabileceğı düşünülebilirse de onlann da bu konuda gereken duyarhğı göstermedıkleri bilinmektedir. MEYAK bu konuda etlnn bir rol oynayabihrdi ama bilmdiği gibi MEYAK tasansı Parlamentodan geçmedi. Böylece bugtin Türkıye'de tüketici, işadamlanna ve fıyat artışlarma karşı yapayalnızdır. Niçin gerekll bu beş bin llra? diye soruyorsunuz demek... Niye mi gerekli, seçimlerde aday adayı olmak için. Beş binl önceden partinin kasasına yatarıp bir makbuz kestiremezsen aday yoklamasına giremezsin! Girmekle her is bltmiyor elbet. O bes bin, i^in baslangıcı! Listcve girmeden önceki «duhuliye» ücretl! Girdikten sonra başlıyor asıl terlerae. Listeve Riren terler, hele ön yerlere oturanlar daba çok terler. Beş binin sözü mü olur! Mademki bir bes blnin bile yoî, ne'ne gereît aday adayı olmak? Otur oturıîuğun yerde, bu yurt, bu ulus için parlak düşüncelerini kendine sakla. Cebinde para yok, ne demeye çıkarsın ortaya, milletvekiü olmak hevesine kapılırsın? Bu paralılarjn, hiç değilse bir anda bes binl ileri sürebilenlerin İsi? Sen bir memursun, bir aydmsın, bir emekçisiîi. bir köylü<;un. bir emeklisin, bir yazarsın, bir düşünürsün, dürüst bir serbest meslek sahiblsin, bes binl bemencecik bulabilir misin? Ayda kazr.ndığın i e ki? Baremin Cst yerlerinde de bulunsan yine de eüne geçmez bu kadar para? öyleyse, öyleys» ne dtemeye?.. Geçen akşam radyoda duydum; parttler, önseçime kahlma koîullanm saptamışlar. Hemen hepsi aday adayı olanlardan en az bes bin lira alıyor önceden. Oysa bütün partiler halk için, halkm yanında, halkla beraber olduklannı söyler dururlar. Halka dayanıyoruz, gücümüzü halktan alıyoruz derler. Ama gerçek şudur, onlar halkı valnız bir oy deposu sayarlar. Belirli bir yasam ve geçim tfüzeyinin üstündekiler seçilecektir, onlan da «halk» »eçecektlr. Halktan adaylar çıkamaz mı? ÇıkabUir. Demokrasi var, özgurlük var, eşitlik var, girsin leçime seçilsin! Ama. nasıl, hangl guçle, hangi olanakla? Bakıyorum hiç blr parti, halktan adaylara bir kontenjan ayırmıyor. 5u su su koşullara «ahip adaylardan ön ödenti i v tenmez, ya da az istenir diyenler hiç çıkmıyor. Yalnız T.B.P. ögretmenlere kolaylık sağlıyor öteküer böyle bir seyi düîünmemişler bile. Zaten çoğu öğretmenin kişilik sahibi olanlarını ssmtine uğratmaz, her fırsatta bilim ilkelerine, devrım girüşlerine baglı olanları verden yere vurur, nerde kaldı adaylığa kabul etsin! Ama parası varsa, sırtını paralılara dayamıssa herkes gelir. ödentiyi basar, aday adayı olur. Hiç değilse bir kez talihini dener, boyunun öîçüsünü alır. Bu milletvekilleri gidecek de yerine ne gelecek sanıyorsunuz? Daha çok halka davanan, halkm gerçek temsilcileriyle dolu bir topluluk mu? Hiç aldatmayın kendinizi. Bu seçim yasalan, koşullan, bu değişmeyen ortam, anlayış, kafa. bu belirli düzeıii sCrdürmek, belirli çevrelerin adamlarını korumak. yalnız para sahiplerine aday adayı olabilmek fırsatı tan:mak yöntemi varken boş olur her umut... Bövle gelmiş bSyle gider! demiş ataianmız, sevinerek, hoşlanarak sövlememisler bunu elbet Nice boş umuttan sonra. nice vıkılıstan sonra. nıce yenilgiden sonra bir çesit yazgı spymışlar bunu. kaçınılmaz bir yazgı. Yazgılar da degişiyor, daha başka, daha ustaca. daha kurnazca yerıi yenı yazgılar yaratılıyor toplumlara, bireyîere! Çok inceldi bu işler Amaçlan, hedefleri, dostları, düşmanlan şaşırtıyorlar size... Bu konu uzar gider .. Derine ındikçe in, indikçe in. dipsiz kile boş ambar!.. Demek bir bes bin liranız yok şu günlerie aday adayı olabilmenizi sağlayacak? Yoksa eğlenceli olurdu beş binlık bir «duhuliye» ödeyerek partilerin önseçim dedikleri o eğlenceye katılmak... Acı, buruk, katı, tatsız bir eglence... Mademki yok. bir sihirbaz değnegiyle de bir iki günde beş bini bulup ortaya çıkaramayacağın'za. çıkaramayacaEimıza göre yasak bizlere, sizlere böyle eğlenceli isler... lyiki de yasak!.. de işadamlarının bu konuda hükümetle ve tuketıcılerle işbirlığı yaprr.asuıda herkes için büyük yararlar vardır. Nıtekim endüstıi ve ticaret adamları bu konuda üstlerine düçenleri varjmadıkları içm Ticaret Bakanlığı Eylül 1971" de «Tukefıcınin Korunması ıçm Ticaret Konusu Mal ve Hizmetlerle İlgılı Faalıvetlerm Duzenlenmesi İçin Kanun» tasansını TBMM'ne sevketmişti. öte yandan Hazıran 1973'te hükümet, Ticaret Bakanlığı bunyesı içinde «Fıyat Istikran Koordinasyon Komitesi»ni kurmuştur. özellikle son Uç yılda «uni fiyat artışlan dayanılmaz düzeylere erısmiş ve buna karsı ber zaman olduğu gibi sorumlular aranmış, tedbirler düşünülmiiş fakat bu tedbırlerın hiçbiri gerçekleştirilememiştir. Pivat artıslannın sorumhılan aranırken. îç Ticaret Genel Müdürü Sayın Orhan Çevık, beledıyelere bu konuda çok açık ve kesm yetkiler, görev ve sorumluluklar verilmiş olduğunu .beledıyelerin kanunî görevlerıni yenne getirmediklerini ve pahalılık tan şıkâyet eden halkm önce kendi seçtigi belediye başka nlarına baş vurmalan gerektiğini söylemistir. Piyat artışlan ve tüketicinin korunması sonınunda hükümetlerin ve özellikle, Ticaret Bakanlığının tutumlan başlı başına ıncelenmeye değer haldedir. Öyle ki l97Here kadar bükümetler genellikle gerçekleri inkar etme yolunu tercih ederlerdi. It71'lerden sonra ise hükümetler ve Ticaret Bakanlan. fıyat artışlarına ünalatcı firmalarca kurulan paravan şirketlenn sebep olduşunu, 2 O liraya satılan ayak0 kabının maliyetinin aslında 100 lira olduğunu itıraf edebilecek düriistlüğe ulaşmışlardır! Ne var kı, buna rağmen, söylenenler ile gerçekleştırilenler hiçbır zaman bırbırini tutmamıs ve tüketıciler yanı halk suni fiyat artışları basta olmak uzere firmaların çeşitli tutum ve davranışlan altmda ezilmeye devam etmişlerdır. HUkümet ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri fiyat artışlan gerçeğini açıkca kabul lenerek bunların önlenememesinde beledıyeler ve odalan sorumlu tutar bir anlayıs içındedirler. Hükümet ve Beledîyeler dıstnda. fivat artıs'anndan etkilendığı halde ses çıkarmayan ya da çıkaramavan çaresiz kıtle tüketıcilerdır Ancak. üretim ve sununun (ar7in) az, ıstegin çok oldugu. tüketicılerin bilinçsiz, komünikasyon araçlannın yetersiz, aksak rekabet kosullarının Dar«inistik bir sekilde hüktim sürdüğü Türkiye gibi b:r «Satıcılar pazpnunda tüketicinin gittikçe şrüçlenen isadamlarına tcarşı kullanabilereği gerçek bir veto ye'kisi yoktur. Ortalama vatandas her bakımdan gticsüz ve yeterı kadar bilgiden voksundur. Bu KAYIP Bahkesir Manyas. Çamlı köyünden aldığım ükoku) diplomamı kaybettim. HUkümsUzdur. ADNAN ESEN Curahunyet: 5168 İşadamlarının İlgisizliği Fiyat artışlan ve tüketicinin korunması konusunda doğrudan doğruya mıüıatap oldukları halde konuya bu açıdan hiç ilgi göstermeyen en önemli grup da işadamlandır. İşadamlanmız bu konuda «Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok» bir tutum içındedirler. Oysa serbest rekabete yer veren bir düzende. tüketicinin korunması konusundakj «o Xe varki, bunlardan Tuketiciyı Koruma Ta^arısı TBMM'de 1 yıl kadar bekledikten sonra gerı alınmı» ve o tarihten bu nımluluk doğrudan doğnrya enyana tüketicir.in korunması kav düstri ve isadamlarına aıt olmaramı kavıplara karısmıstır. Her lıdır. Tüketicinin korunması da . ne k,ad,a.r ŞB?Ü geçen tasan if^t : vaSniHa devTefia' oye^fâCagı r o r mtlerin tekeld yöntemîerırntf ile endustrinm oynaması geredüzenlenmesi ve tüketicilerin ken roller kritık bir aşamayı oluş yukarıda değinilen sorunlanna turur. Endüstrinın ve ticaret akesin çözüm yollan Retirmiyor damlannın bu konuda geleneksel duvsa da konunun kamuya mal olumsuz veya kendim beğenmış edilmesi açısından büyük önem tutumlan değismedıği takdırde, taşımaktaydı. tüketici ve devlet güçlerinin eAnlasılan, Ticaret Bakanlığı ninde sonunda endüstrıye karşı tüketiciyi koruma kanun tasanbir koalısyon meydana getirmesi sından tamamen vazgeçmi? ve kaçınılmaz hale gelebilir. Bu onun yerine «Kontrol Komitesi» koalısyon endüstri için bir tanl tercih etmiştir. Bu komite, kım yasal ilke kurallann (normhanei mallann nereden ithal edi lann) tesis edılmesuıe yol açaleceğıni. azami satış fiyatlannı caktır. Endüstrınin bundan çıkaambalajlar üstüne yazılmasını surılacak anlamı anlayıp tüketıcıni fıyat artışlan devam ederse ma nin korunması konusunun ciddiliyet ve satış fiyatlarınm kamulığini kabullenmesi ve uzun vaya açıklavacak, kalite kontrolü dede ne kendi ve ne de toplumun raptiTTD halka açıklayacak. zam çıkarlarıyle bağdsşmayabilecek yapmak i'teyenlere sebebini FO kanunlar çerçevesınde yaşamak racaktır. Ama, hangi güçle, han zorunda kalmaktansa bugunden pti yetkivle! Bu komite tasıyaolumlu tedbirler alması zorunlumıyacağı kadar ağır ve gerçekdur. AkSj halde endüstri ye karşı çi olmavan yükleri üzerine aldavalar açılması ve tüketicinin mıştır. Bu bakımdan bu komite korunması ile ilgili diğer masnin tüketicinin korunması açıraflar şirket hayatmm olağan sından yapabileceği fazla bir unsurlan halir» gehrse. bu takseyler yoktur. dirde yönetıcilerin bu masraflaSayın Ticaret Bakanı, tüketin satılan mallann fiyatlan üze* cinin korunraası bakımından, nne bındirme zorunluğu da oryukanda da degindiğimiz gibi, taya çıkacaktır. Dolayısiyle daha son bir tedbir olarak tüketic>i sıkı kanunî ve kalite kontrol yöhükumetle isbirtigine davet <«de netmeliklerinin ortaya çıkması ceklerini açıklamıstır. Bu davefiyatların daha da artmasına yol tin kapssmınt vakmda açıklaya açacaktır, Bu dunımdan kanucakları için slmdiden üzerinde nun kontrolünden uzak kaptıkaçtı fazla bir sey sövlenemez. Anısletmeler yararlanabilir. Şu halcak bu davet tükerlcîden siklyet bekîemek seklinde olacak?a hiç yapılma<nn daha iyi. TEŞEKKÜR Basarıh bir ameliyatla oğlurauz METİN YENER'i sağlığına kavuşturan S S K. Istanbul Hastanesi K. B. B. Mütehaısısı Sayın 0p. Dr. ŞÜLE PEKİN Anestezi Mütehasain Dr. HATİCE ATEŞ Ameliyat hemşıreleri HATİCE OZGÜRÜEN ve GÜLSEN ATASEVEN ile, içten yardımlarını gbrdüğümüz Yaşar GÖKSU ve Hüseyin BIYlK'a; gerek ameliyattan önce, gerekse ameliyat sırasında her zaman minnettar olduğumuı candan tlgilerinl esirgemeven aziz dostlanmız Cildlye Müt. Dr. Tarık KIRBAKAN. Dahilive Mütehassısı Dr. MASUME ÇÖL, Ortopedi ve Travmatolo.ii Mut. Dr. AZİZ ÇftL, Cocuk Rasf Müt Dr. AKDEMİR Ç^DIRCIOĞLG. Çocuk Hast. Müt. Dr, ZEKİ ALTTMŞIK ve Jinekolog Op. Dr HULKİTE TÜRGAY*a minnet ve sükranlanmızı arzederiz. I | 1 = g Ş = ş = = ş = NOGAN'm Teşekkürü Sevgili esim MC.VtKE NOGAıV'ın ani ölümü dolayısiyle cenazesine gelmek, çelenk gönd'ermek, telefon, telgraf ve yazı ile başsağlığı dilemek lutfunda bulunan arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve yakınlarımıza, basta Sayın lsmail Hakkı Güngör olmak üzere Beden Terbiyesi Teskilâtma. Mobil Oil Türk A. Ş.'ne, APA ailesine, Basına, spor kulüplerine ve merhumenin son yolculuğunun gerektirdiği bütün formaliteleri büyük bir içtenlikle benim yerime tamamlayan yakın arkadaşlarıma aonsuz minnet ve Eukranlarımı arzederim. = Gerekli Tedbirler ş ş = § = S = = = = ş = Kanımızca, tüketidnln korunması sorunu genel ekonomik, , politik ve sosyal sistemler dışın da bağımsız olarak ele alındıkça ne flvat artışlan önlenebilir ne de tüketici korunabilir. Zira bugün Türkiyedeki genel ekonomik, politik, sosyal şartlar satıcılar pazannın ekmegine yağ surmekte ve «tüketici kraldır» ilkesi yerine h&lâ «ister al lster almı» felsefesi devam etmektedlr. Bu analizin ışıgı altmda alınması gerekli tedbirleri kabaca özetlersek: (1) Fiyatlar ve tüketicinin kornnman somnnnn palyatif tedbirlerle çözmeve çaîısmaktanss ilıfll bütün pasarlama konnlannı kapsayan entegre bir temel kanun hazirlanmalı. bu kannnnn hazırlanmasinda Oniversiteler, tendikaiar ve i$ adamlannın gSrfisleri alınmalıAr. (2) Mevevt kooperatif, sendlka ve dernekler içinde «tüketieinin kornnmasi» ile ilrili daireler »çılmalı ve bunlar feniş yetldlerle donatılmalıdır. (3) ts adamlan da kend! işietmeleri ieinde. tfikftiei davalan Içln blr böiüm knrmalı. hiiell kabnl edilen dav ramslannı de)H«tinnel!. dafıtım kanalmdaki fivelrri. bfit3n daüıtım sistemi bomnca tflketlciler İçin caba rBstermeleri Idn •iiketicl taraftarTı»! lerinfn watîyp«'»rîn! 1«leinc bötrMfrine ithal etme>*ri gerekîr. NACİ YENER FERİDE YENER s^â^ggggasiag^ssgas^gsts^^ İLÂVELİ BÜTÜN Y I L I N İKİNCİ BASKI TÜKENEN KITAPÇILARDA K İ T A B I 1. BASKISI BİR AYDA | EFDAL NOGAN (Rektaş: 5123/5153) 1 ^lllllllllİHİIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIItimilllUllllllllllllllllllllllllllllllllllllilllllllllllltlllllllllllllllllllllllllllllllllll^ âııııııııııııııııııiNUHiıııııııııııiHMiıııııııııiMinııııııııımmiHmıııımııııııııınıtıııııııımııııııııııuıınııııııl I = H Ş H TEŞEKKÜR Eskl Afyon Belediye Reisi ve Milletvekillerinden ölümü dolayısiyle acımızı paylasan akraba, dost ve yakınlarımıza teşekkürlerimizi sayın gazeteniz aracılığı ile duyurmak isteriz. AtLESİ | 1 E = = M. Savaş Gürmeriç'e MEVLİT Genç yaşta eîim bîr trafik ka/asında aramızdan aynlan kıymetli varlığımız 12 Mart ve Nihat Erim Olayı YAZAN : KURTUL ALTUĞ Kursunmoğlu, ' \ • ^ llhan Selçuk, Hasan Pulur M. Kemaı Hilmi Yavuz'un tanıtma yazılan üe.. GENEL DAftlTIM: BATEs Cumrıuriyet 5163 > 1 Hüseyin Haşim Tiryakioğhı'mın 1 jrıiiiiiiuıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııiıınıınmnınıniH'tiHiııi'ii'iıııntııııiüİF ftlâncıhk: 2786^ 5166 Istanbul Ticaret Odasından Oda Meclislmizin 8.6 1972 tanh 47 sayılı toplantısmda kabu! edilen Tenzilâtlı Sati'ları tanzlm eden Meslekt Karar gereğince tenzilâtiı satıslar 3973 Agustos basından 15 Eylül tarıhine kadar, bu tarihler arasında ikı hafta süre ile yapılacaktır. tlgililerin Odamız Iç Ticaret Fıyat Servisine müracaatlan rica olunur. (Basuı 1Î971> 5122 ACI BIR KAY1P M. Savaş Gürmeriç'in vefatının 40. gününe rastlayan l/Temmuz/1973 Pazar günü ikindı namazını müteakıp Şisli Camünde aziz ruhuna ithafen okunacak Mevlidı Şerife, kendısini teven dost ve akrabalannın tesrıflerini rica ederiz. GÜRMERİÇ AİLESt (Cumhuriyet • 5161) îstanbul tüccarlarından, büvüir insan eşim. Kimon KOZMETTO'yu Zürih'te kaybettim. 2.7 1973 de. ATİNA'da Birinci Mezarlıkta toprağa vereceğimizi akraba ve dostlarımıza duyururum. Eşi: MERt KUZMETTU (Cumhurivet 5162) I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle