23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
rUMHURÎVET 2b Mayıs 1973 izim kuşak yetişirken, Mustafa Kefnal'i yerenler başlıea şu kümelerde toplanıycrdu: Osmanlı hanedanına bağlı olanlar (Osmanlı Devletinin devrilmesini, Cumhuriyet kurulmasını istemeyenler ı. Lâyik devlet yasasma karsı olanlar (Halifeliğin, dinsel yasaların kaldırılmas'm !?temevenıer), OJUT zaıprden sonra yönefimi Ittihatçılara bırakmamasına kızanlar (lttihatçıların kalıntılan). Her köklü değişiklikte, çıkan ya da duygudüşünce yap> sı sarsılanlann bir karşı cephe kurmalan, tarihin her toplum için doğal saydığı bir olaydır. Fakat yukarda sıraladığım kümelerde bulıınanların hiç biri Mustafa Kemal'in Millî Misak sınırları içinde yurriu kurtard'ığı s»erçpğini yatsımamışlsrdı. Hepsi için Mustafa Kemal bir kahramandı. Elestiri, yurdun kurtuimaMndan sonra Osmanlı vonetiminin ve Halifeliğin nicin sürdürülmediği, niçin tkinci Meşrutiyet liderlerinin is basma getirilmediâi roktalarında toplanıyordu. Hic unutmam, coeukluğumda söylenen söz şu idi: «Yurchj kurtardı, amenna, çekilsin bir köşeye!» B Olaylar ve göyuşler DÖRT YUZ EVLİYA Melih Cevdet ANDAY cak İşleri vardı. Bu alanda girjftikleri deremelerı biliyoruz, etkileri güçlenerek sürmektedir. Bunlaıın yanı sıra, yukarriakilerleyin güçlü olmayan, bir de solcu elestiri vardı. Mustafa Kemal, böylesine büyük bir zafere dayandığı halde neden sosyalist bir vönetim kurmamıştı? Sosyalist dünya görüşünde buluşanlar, bu soruyu kendı aralannda tartışırlardı. Konu, sosyalist bir yönetimin ancak işçi sınıfınm gelişip güçlenmesi koşuluna bağlı olduğu düşüncesi ve inancı ile. burjuva döneminin zorunlu olmayıp atlanabileceği düşüncesi ve inancı arasında çekişmeli idi. Bu arada, Mustafa Kemal'in sosyalizm değiî. ulus kurmak ereğine dönük olduğu gerçeğini benimseyenler vardı; her şey önce ulus olmamıza bağlı icîi. Sonra da biitün özlemlerimizin gerçekleşmesini onrfan beklemek. kendimize hiç bir tarihsel görev biçmemek eğiliminin örtüsü olmaz mıydı? Beiki bu inanıştan ötürü, solcu düşünee, •Mustafa Kemal'i tarihsel yerine koyarak, ker<cisi, içinde bulunduğu koşulların göstereceği yo!u araştır»i;ayı yeğledi. Atatü>k vurdu kurtarmış ve ilerleme yoUarım açmıştı. Bunlan niçin yazıyorum? Halkevlerî Atatürk Enstitüsü. «Ataiürk ve Devnrc» adlı. Atatürkçü düşünce üzerine denemeler konulu bir kitap yayımladı. Bu kitaptan söz eden bir yazı yazmayı düşündüğüm sıratfa, Oktay Akbal'ın Cumhuriyet'te çıkan «Abdülhamit konusu» baslıkh yazısını okudum. Abdülhamid'in artık yalnızca sağcılar defil, solcularca da övülaüğünü anlatan Akbal. «Gerçi artık böylelerine solcu demek yanlış. sağla bütünlesmiş sol demek daha doğru.» diyordu. Düşündüm, Abdülhamit dururken. acaba «Atatürk ve Devrim» adlı kitaptan söz açarak, Mustafa Kemal'i övmeğe kalkmak ayıp olmasın diye. Neden dersemz, bır tanıdıâım, geçende oenim için, «P^lâ Abdrin&mit e karşı mı o?» demiş. Aklı başına gelmetfi mi? demek istiyor. Bir başkası da alay etmiş benim 6tede beride Mustafa Kemal'i savunmamla: bilisiziiğime, gerçekleri bir türlü göremediğime getinniş KÖZU. Bunlan da anımsayınca canım «ıkıldı. Korktum mu gene alaya alınacağımdan? Hayır, anlatayım. Son günlerde, sık sık, Mustafa Kemal'i savunmak zorunda kaldım. Çünkü gencinden, yaşlısın. dan bir dolu tanıdığım, yerdiler onu bana. Ne bakımdan? Mustafa Kemal, daha Samsun'a giderken İngilizlerle anlaşmış, yoksa Yunanlılarla savaşır. ken Istanbul'da bulunan tngilizler, Fransızlar boş dururlar mı imiş hiç? Seyreteıekle kalırlar mı imiş? Istiklâl Savaşı Snemli bir savaş değilmiş gerçekte, çünkü ölü sayısı çok azmış. tstiklâl Savaşına yardım için dışardan yollanan paraları Mustafa Kemal cebine atmış. Onun adamları, bir gazinoda genç bir çift görürlerse, erkeği içeri attırıp kızt koşke göturürlermiş. Iffinin elinden grev hakkını almış. Bir öğretmenin dediğine göre de, şapka demiş giymişiz. Lâtin harfleri demiç almışız, e sonra? Ortada başka bir şey yokmuş, onlarla aldatmış bizi. Tanıdığım bir bankacı hanım Fakat Mustafa Kemal bir köşeye çekilmedi. zaferin ssğladığı güce dayanarak Fransız Büyük Devrimi'nden esinlendigini söyledigi bir sıra yeniliklere girişti. 1922'de. bir Avrupalı gazeteciye. «Yeni Türkiye'nin. eski Türkiye ile hiç bir a'.âkası yoktur. Osmanlı hükümeti tarihe karışmıştır. Şimdi yeni bir Türkiye doğmuştur» diyer. Bu yeni Türkiye'nin Cumhııriyet'le baslayarak ne gibi niteliklere büründüğünü burada sıralamağa kalkmıyaeaSım, konum gereği. Yalnızca Ankara Hukuk Mektebi'nin açılışı dblayısiyle (5 Kasım 1925'» Mustafa Kemal'in konusmasından şu parçayı alayım: «Bugünkü devletimizin şekll, asır'.ardan beri gelen eski sekilleri bertaraf eden en mütekâmil tarz olmuştur.» Cumhuriyet kurulup yürümeve ve eski yönetim özlemcileri umutsuzluğa düşmeye başladıktan sor.ra. Mustafa Kemal'e karşı Istanbul ve Anadolu zenginlerince yeni bir takıra eleştiriler at.ldı ortaya. Bunlar ticaretin ve top rak zenginiiginin özgürlükçü bnderleriydiler: parasal ve maddesel güçlerl, onlan, yönetimin buyrukçuluğuna bas kaldırtıyordu. Evet, Muytafa Kemal kahramandı ama. onların da yapa da, «Bankalar filân açmış, bize ne!. dedi bana: insan çıkıp Taksim'de Mustafa Kemal'in aleyhinde bulunsbilmeli imiş, bunu da yapamadıktan sonra yaşamak mı denirmiş buna? Genç kuşak yakın ta rihımiz konusunda maksath bilgilerle yanıltılmış, kendi tarihi ile yabancılaştırılmış. Yetsinmiş artık Abdülhemid'i. Vahdettin'i küçültmek. aşağılamak? Bu gibi eleştirilerle kısa bir süre içinde arkası arkasıya karşılaşmış olmam, bende, Mustafa Kemal'e karşı yeni bir elestiri dalgasının moda halinde yayıldığı kanısını uyandırdı Modanın gücü. düşüniilmeden benimsenmesinden gelir; bu bakım dan da onunla ussal bir ilişki kurmak olanaksızla. şır. Bana. «Put mu bu efendim?» dije sorana diyeyim ki, Hayır. hiç bir insan put değildir. put ol mamalîdır. Herkes eleşiirilebilir. çünkü yanlışı olmayan hiç bir insan yoktur. Elrştirelim Mustafa Kemal'i de: ancak dedikodu gibi kalmasın bu elestiri, yazılsın. tartışılsın da gerçek ortaya çıksın. Onun îngiliz adamı olduğo kulağa söylenir de yazılmazsa. işte asıl o zaman genç kuşaklar aldatıl mış olur. Eleştirdiğimiz bir yanından ötürü onu yoksp.mağa kalkmak. as.il bu putlaştırır onu.» Osmanlı hanedanı mensuplan, Halifeye bagk olanlar. îttihatçılar, onunla belli bir yere değin yu rü>üp sonra ayrılanlar, onun uzaklaştırdıkları, hep si içinde, kimse şimdiye değin böylesine suçlama mıştı Mustafa Kemal'i. Bir bu, bir de bu suçlama dalgasmın birden patlaması (üzüyor beni, diyeceğim sandınız. değil mi? Hayır.^ inandnıcılıktan yok sun kılıvor bu eleştirileri. Cünkü para yedisine katılıp. îngiliz adamı olduğuna katılmayanla. kız ları köşke kaldırdığma katılmayıp. Vahdettin'in, hakkını yediğine katılanın bir araya geldiği. böyle karmaşık bir cephe ile nasıl tartışıp bir sonuca varılacağı kolay kestirilemez. Birkaç yıl önce, Üsküdar'da biri, «Siı Istanbul'u düşmandan Mustafa Kemal'in mi kurtardığını sanıyorsunuz? diye sormuştu. «Sanmıyorum, öyle,» demiştim. «Yanıhyorsunuz.» demişti, «lstanbulu düşmandan dört yüz evliya kurtardı.» Bu sav, olgulara dayanmadığı için tanıtlanamaz, başka bir deyişle, ne doğrudur, ne yanlıs. Bir inançtır o. Ama bilimsel, yöntemli düsünmeği yeğliyenler, buna benzer duygusal sözlerden vaz geçip, olgularla tanıtlanabilen savlar atmalıdırlar. ortaya. Bakarsınız. yanlışları yanmda, olur a, iyilikleri de bulunur adamın. îşçi ve Politikacı lkemizde 1,5 nıilyon emekçi, Sosyal Sigortalar Kurumuna üyedir. Bu konudaki yasaya göıe işçinin aylık ücretinden het ay kesilecek bir paraya patron da bir miktar katar. bu prim Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK> kasasına yatınlır. 1.5 mılyon emekçi hesabma biriken paraların mil yarları aşması doğaldır. İşçinin sosyal güvenliği için kullanılacaktır bu milyarlar... SSK.'nun 1971'deki özvarlığı 12,5 milyar liravdı. Aynı yı! Kurumun gelir" 4 milyar lirayı aşmıştı. Bunca büyük parayı yönetmek öncmli bir sorundur. 13 mUyon işçi, aileleriyle birlikte 7.5 milyon kisi eder. Bu insanların hayatını. sağlığını, hastalığını, ihtiyarlığım kapsayan kararlar alınır Kurum'da.. Bu kararları kim alır? îşçi, işveren, siyasî iktidar temsilcileri elindedir karar veıme yetkileri... Ulkemizde hızlı fiyat artışları sürekli olarak pompalanmaktadır. Başbakan Naim Talu, fiyat artışlarının kalkmmayı teşvik ettiğini söylemiştir. Elbette fiyat artışları bir yerde sermaye birikimini de, «irişimleri de pompalamaktadır. Diyelim ki bir yatırım yapacaksınız Devlet de sizi teşvik e d e cek. Projenizi gerekli yerlere sunar, devlet bankasından kredinizi alır, y?bancı ülkelerden dövizle makinelerınizi getirir, fabrikanızı kurarsmız. Hızlı fiyat artışları sürdükçe iki yandan kâr edersiniz: Bir yandan ürettiğiniz malın fiyatı arttığından kânnız yükselir, bir yandan sahibi bulunduğunuz ma kinelerin durduk yerde değeri arttığmdan üçbeş yılda yatırdığınızdan çok fn^lası sağlanmış olur. Siyasî iktidarın kalkınma reçetesi budur. Uzun yıllardan beri bu reçete uygulanmakta... Ama bir de madalyanm öteki yüzüne bakalım.. SSK.'nun kasasında biriken milyarlar hızlı fiyat artışları «ürdükçe değerini yitirmektedir. SSK. kasasında biriken paraların 7 milyar üraya yakın bölümünü bazı bankalann tahvillerine yabrmış. Bu tahvillerin küçük bir bölümü yüzde 9 faiz getiriyor. 55 milyar liralık tahvil ise düşük faizlidir. Sadece 1971 yılında düşük faizli tahvillerden Kurumun kaybı 160 mllyon liradır. Düşük faizli tahvillerin itfa süresinde kaybolan faiz geliri ise 3 milyar lirayı bulmaktadır. Şimdiye kadar bu konuda şikâvetler olmuş. resmen yazılmış, çizilmiştir. Bir çare bulunmus mudu p ? bilmıyorum. Kanuna göre SSK'da biriken paralarla Devlet Yatırım Bankasından tahviller almmaktadır Bu tahvil.ierin faizi yüzde 9'a yükseltilse de işçilerin para'.arı hızlı fiyat artışları karşısmda gene eriyip gidccektir. Yuz bin liralık bir apartıman katı iki yıl sonra iki yüz bin lirsya satılırsa, bankada uslu uslu vataduran para, faizi ne denli yüksek olursa olsun, değerini yıtirir giaer. Demek kı hızlı fiyat artışları işçilerin işine hiç gelmiyor. U SÖYLENTlLER UZAT1LMADAN... Hasan Basri Akgiray Istanbul C. Savcı Yardımcısı emokratik ülkelerin yetenekli yöneticileri, yasalan koymadan önce, kamuoyundaki etki ve tepkiyi ölçmek amacı ile yasanın ilke v* ereklerini ortaya atarlar. Toplumun türlü kesimlerinin eğilimine göre yasalan koyma yoluna giderler. SEÇİM SİSTEMİ VE BİR ÖNERİ emokratik düzenin temel öğesi olan seçim müessesesi, ötekı ülkelerde olduğu gibi bizde de zaman içinde değişime ve gelişime tabi tutulmaktadır. 1973 genel seçimlerinden önce seçim konusunda bazı değişıkliklere gidilerek seçim müessesesini ülkemiz koşuilanna şöre faydacılık ve adalet ükelerine daha uygun biçimde işlerliği sağlanmağa çahşılmaktadır. Bu amaçla siyasî partilerarası bir karma komisyon Seçim Kanununda yapılması perekll olacak değişikliklerle ilgiü çalışmalar j'apmaktadır. Bütün bu çalışmalar sırasınria utrasılann ağırlığı iki ana noktada toplanmıştır: Seçim sistemi ön seçim. D D SEÇİM KANUNUNDÂ UĞRAŞMALARIN AĞIRLIĞI İKİ ANA NOKTADA TOPLANMIŞTIR: SEÇİM SİSTEMİ VE ÖNSEÇİM Mustafa ÜSTÜNDAĞ CHP Partl Meclisi Üyesl bu seçim sistemini aynen kabul etme yoluna giderek ülkemizm içinde bulunduğu koşuilara göre doğruyu yaptılar. Bu sistemde görülen iki büyük aksaklığa önemle dikkat edil mesi gerekir: 1 Tercih oylarının TBMM üyesinin seçiminde etkili olması için konulan baraj nisbetlerinin ülkemiz koşullan içinde islemezliği diğer bir deyişle genellikle birkaç seçim çevresi hariç b '.ki de 67 seçim çevresinin 64'ünde hiçbir üyenin aldığı tercih oylan bara] olarak konulan oranlan asamıyacaktır. 2 Kamuoyunun önseçimde görülen bazı aksaklıklara kafası takılıyor, onlan işlemeyeock barajlı b'.r tercih sistemiyle aldarffBürm T5îTşefîiae"gs;rştf^ rebiliriz noktasmdan hareket edilmemiî gerçekten getirilen bu barajlı sistemin samiml olarak ülkemiz koşullan içinde isleyebileceği sayıltısından hareket edilmişse o zaman da önseçim tamamen etkisiz duruma getirilerek, çağımızdaki partiler demokrasi anlayışı tahrip edilmekte, parti örgütleri dinamiğl ve etkinliği ortadan kaldınlmış olmaktadır. Önseçimi ve tercih sistemini birarada bir örnekle açıklamak konuyu daha açık ortaya koyacaktır. ÖRNEK: Beş milletvekili çıkaran bir seçim bölgesinde (%) partisinin 40.000 muteber oy almış olduğunu öbür partilerle olan oy oranına göre iki milletvekili çıkarabileceğini ve 2500 de önsecim delegesi olduğunu farzedelim. Usteye glren adaylardan A adlı aday, önseçimde 2400. B adlı aday 1010. C adlı aday 1000, Ç 100 ve D adlı aday da 50 oy almış olsun. Bu adaylara seçimde şu miktarda tercihli oy verümis olsun: A'va 10.500, B'ye 10.100, C'ye 10J00. Cye 10502 ve Dve 10.503. Yukandaki duruma pöre tüm adaylar 1/4'lük barajj aşmış olduklanndan C ve D adaylan iki ve üç fazla tercih oyn ile milletvekili veya senatör olacaklardır. ABC adaylan «nspçimlerde sivasî partinin vetişmiş örgutündpn Ç ve D adavlanna kıyasla 2300 veya 1000'nin üsründe farklı ov almalanna ragmen mületvekili ve senatör olamıyacaklardır ki bu önseçimin tamamen etkisiz duruma getirildigini göstermeğe yeter kanısmdavım. Gerçekten, böyle bir davranış, sorumluluğun da toplum katlannca paylasılması yönünden olumlu bir tutumdur. Ne var ki. aynı tutum, bir bölüm yasalar için sakıncalı sonuçlar doğurur. Af yasalan da bunlardan, belki de en başta gelenlerden biridir. Bizde. 1921 Anayasası af konusunda yetkili bir Kunıluş tanımamış, 1924 Anayasası ise, Büyük Millet Meclisini affa yetkiü kılmıştır. 1961 Anayasası bu konuda hiç bir sınırlama koymadan yasama organma af yetkisini tanımıştır. Bilindiği gibi CumhuriyetimiziD 50. yılı onuruna bir genel af çıkarılacagı aylar önce, yetkili kişilerce ortaya atılmış, giderek, siyasî partilerin af tasanları hazırladıklan topluma iletilmiş, hükümlüler arasında bu umutlu bekleyisin sabırsızlıftı, cezaevlerinde havanm gerginleşmesine yüz tutar olmuştur. Ne var ki, affm gerçeklesmesinde büyük katkısı olabilecek bir siyasî partımizin yetkili organlarmm, böyle bir yasanm ancak seçimden sonra diişünülebileceğini öne sürmesi ve yürütmenin af yasası ile en yakın ilgisi bulunan Bakan'ın, af için bir hazırlık bulunmadıjfmı bildirmiş olması (x) af söylentilerinin bir süre daha kesin sonuca bağîanamryacağı kanısını uyandırmıştır. Oysa, böyle bir bekleyişin toplum düzenini olumsuz yönde etkileyeceği kesindir. Şundan ki: 1 • Af söylentileri suç isliyenlerin giderek artmasma neden olmaktadır. Gerçekten, suç işleme eğiliminde olan, ancak reza alacağı korkusu ile mütereddit bulunan bir kişi. af soylentilerinin yaygmlasması ile, cezasının bir böiümünün ya da tümünün af edileceğini umarak o suça itilmiş olmaktadır. 2 Kaçak bulunan hükümlü ve sanıklar, tüm olanaklannı rorlayarak, af çıkmasına değin kaçak durumlarını sürdürmek için çaba harcamaktadırlar. Böylece. belki de, dolmuşta yanımızda oturan kişinin suçlu bir kaçak olduğu, vapurda karşımızda bUunanın, türlü suçlardan aranan bir kimse olabileceğl kuşkusu, topiumun huzurunu kaçırabilecektir. l 647 sayıh yasaya göre, izin verilen hükümlüler, kalan eez*lannın af edileceği umudu ile. tekrar demir parmaklıklar arasına dönmekten kaçınmakta ve bu olaşılığı hesaplayan bir bölüm savcılar, hükümlulere yasa ile tanınmıs olan bu İzin hakkını vermekte tereddüt etmektedirler. 4 Cezalann affı olaşılığı, mahkemelerin düzenli çalısmasına olumsuz yönde etki yapmaktadır. Gerçekten, sonuçlandırılması zorlu çaba harcamayı gerektiren davalar, sudan nedenlerle uzak günlere bırakılmakta, davayı sonuçlandmp hüküm vermek yerine. af yasari ile o davanın ortadan kaldınlması daha kolay bir tutum olarak benimsenmektedir. j Son olarak. ulus için en büyük bayram olan Cumhuriyetin 50. yıünda özgürlüklerine kavuşmak, bu mutlu günlerini sıcak yuvalarmda geçirmek umut ve coşkusu, af söylentüertün kesin bir sonuca bağlanmadığı sürece, kuşku ile karışarak cezaevlerindeki tansiyonu arttırmakta, yönetici ve hükümlü ailelerini huzursuz bırakmaktadır. Görüldüğü gibi, toplumun bir çok kesimini yakından ilgilendiren af konusu üzerinde uzun süre daha tartışma yapılması sakıncalıdır. Gerçi af kurumunun, bir ülkede sık sık söz konusu edilmesi ve hele türlü olaylar neden gösterilerek cezalann affı yoluna başvurulmasmın da, ceza adaleünl olumsuz yönden etkilemiş olduğu kuşkusuzdur. Bizim savımız. af söylentilerinin uzun süre sürdürülmemesidir. Bu bagışlamamn ya hemen kullanılnıası, ya da. yöneticilerin af çıkanlmayacağı anlamında kesin bild:ide bulunmalan zonınludur. Ama ne var ki, toplum yaşantısmda önemli bir aşama noktası olan ve tüm uius için yaşamsal değeri bulunan belll günlerde özellikle Cumhuriyetimizin 50. yıl dönümünde, af yoluna gidilmesi gerçek lnsancıl bir görevdir. Bu görevüı gereği gibi yerine getirilmesi, geniş kapsamh bir af yasasının yürürlüğe konması ile olanaklıdır. Kapsamın ne kerte geniş tutulacağı kişisel ve politik tutkulann etkisinde kalmadan, uygar tophımlann uygulamalan da gözönüiie alınarak hemen saptanmalıdır. Atatürk'ün insan üstü çabalarla kurduğu. ulusumuzun üzerinde titreyerek 50 yaşına eriştirdiği Cumhuriyetimiz onuruna bu davranış fazla bağışlama olmasa gerektir. (x) 11^1973 günlü Cumhuriyet'te Adalet Bakanının «At yasası hüknmet prograraında yoktur...» şeklindeki demeci. Adaletsizlik Halen yürürlükte olan yasaya göre nisbî temsil ilkesina dayanan fd'hontt sistemi yerine Sayın Feyzioğlu «eşikli düz ayna sistemi» ni istedi. Bunu çeşitll fırsatlarla savunduiar ve savundurdu'ar. Saym Melen'in Başbakanhğı sırasmda Feyzioğlu'nun önensigeniş çapta taraflı olarak işin asıl yönü gizlenerek TV. ve radyo aracılığıyle kamuoruna benimsetilmeğe çalışıldı. Feyzioğlu'nun teklif ettiği bu secim sisteminde normal listelerin dışında bir de milll liste olarak ve mi'lî havuzda toplanan ortak oylara göre milH Hsteden de milletvekilleri çıkabilecekti. Altında bir hesap oyununun jattığı bu konuTi daha açıklığa kavuşturabilmek için 1969 milletvekili seçim sonuçl'rını Feyzioğlu'nun önerisindeki "i 5 barajlı millî liste usulüne göre bir hesaplamaya tabi tutarsak seçimler asagıdakl şekilde sonuçlanmış olacaknr. 1969 genel Ön seçim Parlamenterleri ve kamuoyunu en çok ilgilendiren önseçimdir. Yürürlükteki yasaya göre siyasî partiler TBMM Uyelikleri için >apılacak seçimlerde gösterecekleri adaylan parti tüzük ve yönetmeliklerine göre tespit edecekleri üyelerin katılması ile seçim kurullanmn denetiminde bir ön seçimle yaparlar. 1965'ten berr^ PIVeHrtzJe ' tı.vgulana felmekte olan önseçinaüı çağımız partiler demokrasi anlayışına olan yararlan yanmda aksaklıklan da görülmektedir. Bunun sonucu olarak partilerarası seçim karma komisyonu önseçime ilaveten seçmen tercihlerinin de TBMM üyelerinin seçiminde kullanılmasını uygun bulmuşrur. miğini muhafaza ederek gelişip etkinleşebilmesi İçin önseçime dokunulmamalı; ikind bir smav niteliğinde olan tercih sistemi getirilmelidir. Adaylann önseçim ve tercihte aldıkları ovlar '« 50'şer ağırlık verilerek grup :çi değerlendirmeler yapılmalıdır. Önseçim ve tercih imtihanlan sonunda aldıklan puanlann toplamıyle seçilme sırası ortaya çıkmalıdır. Tercih oylanna kcyulacak baraj, İşlerliği olan, her seçim bölgesindeki Bnseçim delege sayısı oranı olmalıdu, veya hiç. baraj konulmamalıdır. Grup içi değerlendirmelerde bir seçim çevresinde gerek önseçimde gerekse tercihte en yüksek oy alan adaylara 50'şer puan verilmeli, öbür adaylann aldıklan puanlar orantı formülü ile hesaplanmalıdır. ömek olarak yine ayni seçim bölgesinl ve (x) partisini alırsak en yüksek oyu f24O0) ü alana 50 puan verilerelc 2400'e 50 olursa 100 oy alan (Ç) adayınm puanı kaç olmahdır, diye yapacağımız bir orantı hesabı ile 100x50/2400=2,08 puanı bulunur. ;•. Tercih oylan içinde 10509 ajr alan (D) adayma 50 puan verilerek 10503 alan 50 alırsa 10500 alan f A) adayı kaç puan alır oran tısiyle adaylann aldıklan puanlar saptanır. 10500x50/10503= 49,985. Böylece görüldüğü gibi alman oylann adaletti olarak: puana intikali sağlandıgmdan (A) ve (C) adaylan 99^85 ve 70,785 puanlarla önde gittiklerinden milletvekili olacaklardır. Önerllen bu sistemde. önseçiminde. tercihinde etklnliği sayıltısından hareketle, önseçimin yararlan korunarak aksaklıklan tercih oylaması ile giderilmeğe çalışılmıştır. Genç Türk demokrasisini üaha güçlü kılabilmek için Türk halkına güvenmaliyiz ve inanmalıyız. Bir kere ücretler fiyatlar gibi hızü artmadıpı için geçim sıkıntısı yoğunlaşıyor. Sonra işçinin sosyal güvenliğini sağlayacak olan paralar değerini yitiriyor. Bu iki vaniı sömürüdür. Çağımızda sömürü yoıunâa *nce ınce asuller bulunmuştur. Bu ince usullerden en uıce bıri oe enflas. yon politikasıdır. Peki bu ince sömürüye karşı bir ince ve demokratik tedbir almamaz mı? Bu soruya gene SSK'nundan öiTieiı göstererek cevaD verslim: Kurumun kasasında toplanan milyarlaıın oasıl Kitllsnılacağını kanunlar gösteriyor. Bu Kanun'arı y<pan shasî iktidan elinde tutan siyasi partidır. SSK'nun yönetimini işçi işveren iktidar üçltisüne bağlavan yasayı vapan da siyasi iktidarda bulunan siyasi partidir tşçıler bunun içindir ki kendi Kurumlanndaki milyarlara hükmedemezler, bu paraları istedikleri gibi Kullanamazlar SSKdaU işçi temsilcileri de Türklş'in ileri gelenleridir Bunlar partiler üstü politikayı benimsemişlerdir. Yani işçi sendikaları herhangi bır siyasi partiyi desteklemiyecek, işçi politikadan uzak duracaktır. Ama yukarıdaki ömelüe gördük ki, tşçinin mllyarlannı yöneten ve kullanan politikacıdır. Politikacı işçinin işine karışırkec, işçi politikacının işine kanşmasın mı? Sorunun cevabmı ışçiler versinler. •••»»••»••»••• X \ KİM? NEREDE? NE KADAR? • • Tercih sistemi Seçim Karma Komisyonu her seçim bölgesinin çıkaracağı milletvekili sayısma göre seçmenin işaretleyeceği tercih sayısını şu şekilde saptamıştır: REKLÂM YAPT1 BASIN REKLÂMLARI ETÜDÜ Nisan 1973 • »eçürlcrinin • 5 barajl: millî liste usulüne göre • ' hesaplanması: ırekill 3 4) mill mll Acı Kaybımız Kıymetli varhğımtz oğlumuz, Kara Harp Okulu 2 nci sınıf öğrencisi RADYO REKLÂMLARI ETÜDÜ Mart 1973 Sayüarı çıktı Gazetelerde Sayfalara ve Boyutlara göre Reklâm Analizi Istanbul ve Anlfara Radyolanndaki Reklâm Dökümü Ödemeli Gönderilir Basın 250 TL. Radyo 300 TL. M 2 > 1 £ Parti çıkaı yısı *% 1 239 154 56,7 1 1 1 463 27,4 6,6 S I 53,4 34,2 12,7 1 II 15 25 92 ORHAN ERKAN'ı ömrünün bahannda yakalandığı elim hastahktan kurtaramıyarak ebediyen kaybetrik. Cenazesi 25 Mayıs 1973 Cuma günü Sisli Camiinde kıhnacak öâle namazım müteakip ZincirlîVuyiı merarlığmda tonrağa vprilecektir. Babası: P. Yb. Murat Erkan. Annesi: Perihan Erkan, Kardesi: Oya Erkan. Cumhuriyet 3906 • • AP CHP GP 177 94 3 1 1 62 60 54 1 1 Tabloda görüleceği gibi Feyzioğlu'nun önerdlği seçim sistemind seçimde adalet ilkesi kökten tahrip edilmekte ama halktan çok az oy alan partisinin faydasma dönük olarak 1969 seçimlerinde getlrdiklert 14 milletvekflini 57*ye çı karma lşinl sağlamaktadır. Siyasî partiler karma komisyonu CGP'nin ısrarlı uğraslanna rağmen bu oyuna gelmediler. Yürürlükteki yasada Bir ilin çıkaracağı milletvekili sayısı 2 ise seçmenin tercih ederek işaret koyabileceğl 1 kiçi olacaktır. Milletvekili aday sayısı 3 ise 2 kişiyl, 4 ise yine 2, 5 ise 3, 6 ise yine 3. 7 10 ise 4, 11 15 ise 5, 16 20 ise 6, 2125 ise 7, 26 ve fazlası için ise 8 kişiye tercih isareti konabilir. Bunun yanmda tercih oylannın TBMM üyelerintn seçiminde rol oynayabilmesi için siyasî partilerin seçim bölgelerinde aldıklan muteber oy savısına göre barajlar getirilmiştir. PEVA İstiklâl Caddesi, İmam Sokak No: \ .% Kt VEFAT VE TEŞEKKÜR Ohrili merhum ZÜUikâr Tunca'nın eşi, Kızılay Personel Şefi Emekli Yarbay Nurettin Tunca ile merhum Dr. Alâettin Tunca'nın sevgili anneleri, Müfettat ve Emel'in kaymvalideleri, Nejat, Neclâ, Nejdet, Aslı, AH, Arda'nın babaanneleri, Öneri Demokrasinin vazgeçîlmez unsuru olan siyasî partilerin dinaSiyasî partilerin aldıklan oy sayısma göre tercih oylannm isleme fconulabümesi için en azmdan almması gerekli oy oranlan 1/2 1/4 1/5 1/8 1/10 BEYOĞLU, ISTANBUL Tel: 45 66 47 >••••••••••••••••< ••»•••••••»•»»••»•••••• Cumhuriyet 3901 İTHAL MALI MACJSİT XII Ark Ocaklan taban tamir ve döğme mabemesi 50 Kgiık oriiinal torbalarda hemen teslim Avusturya Veitscher menşeli «•«•!•••••••• Seçim çevresi mflletvekJU sayısi 24 510 1115 1620 21+ FİLİBELİ NEVZER TUNCA 22 Mayıs 1973 Salı güntl vefat etmiş, Çarşamba günü Karşıyaka Kabristanhğmda toprağa verilmiştir. Merhumenin hastalığında alâkalannı esirgemeyen, ceneze törenlne bizzat teşrif eden, telgraf, telefon ve metc tupla bassağlığında bulunan akraba, dost ve artcadaş larımıza teşekkürlerimizi su nanz, A t L E S İ Cumhuriyet; 3909 Deniz Kuvvetlerî Komutanlığı Seyir, Hidrografi ve Oşinografl bildirilmiştir. Dairesi Başkanlığından ÖLÜM Ö Ü Eski Genel Müdürlerimizden müstesna insan DENİZCİLERE VE HAVACILARA 61 SAYILI BİLDİRİ 29 fle 30 Mayıs 1973 tarihleri arasında. saat 08.00"den VrSKfy fcadar. aşağıdaki noktalann birlestiği saha İçinde seyretme, demirleme. avlanma ve bu sahanın 150 metreye kadar olan yüksekligi can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir. MARMARA DENÎZt ERDEK KÖRFEZİ lnci nokta: E4881 numaralı Karabiga Penerlnden 052 derece ve 4,5 mil mesafede. Enlemi 40 derece 27 daldka kuzey. Boylamı 27 derece 24 riafdka dogu 2ncî nokta: EnlemJ 40 derece 27 daldka kuzer Boylanu 27 derece 36 dakiks dogtı 3ncü nokta: Enlemi 40 derece 26 dakika Iruzev Boylamı 27 derece 44 daldke dogu 4ncünokta: Enleml 40 derece 20 daldka kuzev Bovlamı 27 derece 48 datcika dogu 5neJ nokta: Enlemi 40 derece 20 dakika feuzey Boylamı 27 derece 24 dakika doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULtTR. (Basm: 16033 3895) İTHAL MALI Ömer Refik YALTKAYA tedavi edilmekte olduğu Zürih'te Hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Cenazesı 26 Mayıs Cumartesi günü öğle namazını müteakip Şişli Camiinden kaldırılarak Zincirlikuyu aile mezarhğma defnedilecektir. TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATEŞ ÇİME1STOSU Super A12O3 = •» 69 / Normal Â12O3 = « 4fl 54 A 5J Kgiık oriiinal torbalarda hemen teslim Telefon : 49 «3 04 49 81 57 45 67 15 (Reklâmcılık: 1170/3874) V EF AT Kıymetli eşim ve babamız Ümraniye Eczanesi Eski Eczacısı: H. SAMİ YtJCElŞIK (Em. Ecz. Yb.) 24.5.1973 Perşembe günü saat 10.3i)'da Giimi'ıssuyiı AS Hast.de vefat etmiştir. Cenazesi 21.İJ973 Cumartesi günü ŞişliCamiinden ikindi namazım müteakip kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarhğma defnedilecektir. Esı ve ı»vlâtları '. Cumhunyet: 3910) OİŞ rABlBf Orhan TÜZÜN Saat 13^0 19JÎ0 Samatya Cad Na 4(i TKL: ZI 75 O (Cumhuriyet • 3902) Cumhuriyrl 3900
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle