17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 23 Mayıs 1973 ugüne değin değerli okurlanmıza, Sosyal Siaortalar ve Sosyal Güvenlik konularında pratik bilgiler vermeye, yardımlara hak kazanma koşulları i]e, uygulama yöntcmlerini açıklamava gücümüz yettiğince çaba harcadık;. Yazılanmızı izlemek zahmetine katlanmış hulunan kimseler şu sonuca varmışlardır kı, Türk Anayasasınd'a ve Sosyal Sigorta mevzuatında, sosyal güvenükle ilgili hükümler. ekonomisı gelişmiş uygar ülkelerde dahi hayret, merak ve imreniıe uyandıraeak bir gelişim kaydetmiştir. Yürürlükteki mevzuatın bir yönü ile düşündürücü, öbür yönü i!e de kıvanç verici cömert hükümleri, Yasa metinlerinde durduşu sürece değil, bu hüküm'erin, ivedilikle ve titizlikle uvgulamaya konuhıp, si»orta prımi ödeyenlerin yüzünü güldürdüğü ölçüde aneak başarıya ulaşmış sayılabilecektir. Kanun yapıcı bir yasayı r.e denli dikka'li, irısancıl, hesaplı, iyi niyetli inoe düşünceler ic,;nde yaparsa yapsın, o vasa, uygulamaria başarı şansına kavusturulamamış ise. bütün çabalar boşa gitmiş demektir. Buşün dünyanın her yerinrte sosyal güvenlik, özellikle. Sosya! Sigortalarla ilşili mevzuatın uygulama?!. beşerî duveularla bezenmiş uzmar.ca bir çalışmayı gerektiren, bu ülkiiye y?tk;n istikrarlı bir persorel kadrosunun yetiştirilmesini ve muhafazasını zorunlu kılmaktadır. B Ölaylar ve göHişIer şünfl, parlamentomuz, 931 ve 1475 sayılı Iş Kanunlarının görüşülmesi sırasında da kabul etmi' ve hizmet akdini benımsemfş bulunmaktadır Idare, kaza veya çeşitli itlraz mercüerinriodalar dolusu dosyanın bağlanmış veya baelanacak kararlarınm konusu. hep bu çalısma havatında 40 yıldır halledilemeven isci memur tanımınrian ortaya çıkmamıs mıdir? Başka bir yazı serimizde inreleyecefiimiz Iççı • Memur Serbest meslek erlıahı sosyal güvenük norm farklıhkları ve bu yüzrien son günlerde sektörler arasmda meydana gelen kaymalar sorunu şimdılik bir kenara bırakılır ise, kalkmma çabasında bulunan Clkemize öncelik ve ivecfılikle. noksanlığını duyduju. her yönü ile tatmin edilmiş dört başı mamur bir Sosyal Sigorta katîrosunun kazandirılmasi üzerinde ısrarla durulmalıdır. Hanci rer.k gö^lükle bakılırs?. bakılsın bu gerçek bütün çîzgileriyle meydandadır. PENCERE İŞÇİ MEMUR AY1R1MI Selâhattin TURLA SSK. Genel Müdürlük Müşaviri ma yerine, töra r>Tar»fc eTe alınması, Sosyal Güvenlik şuuru ve ideaü verilmek suretiyle, Cumhuriyetimizin 50. yıldönümünde, yüce Türk ulusuna, imanlı, ehliyetli, huzurlu bir sosyal güvenlik kadrosuna özgü «personel yasasının» herfıye edilmefi en önemli treform» lardan birisi o!acaktır. Aksı halde giderek idarenin ve hizmetin kalite bo?uk!uğundan kimsenin yakınmaya hakkı kalmayacaktır. Tiirkiyemizin sanayileşme ve kalktnma çabalarının en sağlanı temel taş'.anndan biri, so.=yal güvenlikten nasibini almış Türk insanının huzurlu, güvenü ve başarılı çalışmasıdır. Sigorta];nın, mali bünyesini, kendi üeretlerinden kuruş kuruş prim ödeyerek meyrfana çetirdiği bu sosyal müessesenin ha?tane kapıeısmd'an, dispanser hemsiresine, taşra şubesi evrak memurundan Merkez Şube'i Müdürüne kadar bütün Sosyal Sigorta personelinden güler yüz, vasıflı hizmet ve sevgl görmek ve beklemek en doğal hakkıdır. Bilgiü ve güleryüzlü pprsOnelin, genelge'.er düzenlemek suretiyle elde edilemiyeceğine. ekonomik gerçeklerin ve geçim kaygısımn çalışma saatlerinde dahi hafızadan uzaklaştınlmasınm mümkün oiarnayacağına göre, soruna, ister istemez, ileri ülkelerin baktığı açıdan bakmak gerekmektedir. Günümüran yöneticisi, bazr «Personel politikası», «Modern sevkidare», «Işletmede beşerî munasebetler» v.s. gibı persnrıel yönetımı hakkınria komprime bilşıler veren kürsü ve kıtaplarda tavsiye edilen moral yönteraleri ne derece ustalıkla denerse denesln. sorunu, günümüzün anlav.s olçiüeri içinrie «cara»'dan gayrı çözecek bir anahtsr bulamayacaktır. Çetin Altan ı Görâüm Geçen haf'.a Cetin Altan'ı gördüm. Bir dava nedeniyle adliyeye getirilmişti. Jandarmaların ara?ında yürüyordu. Ssnık ?ırasına oturttular. Yargıl?ndı Duruşma bittikten sonra gene jandarmalar arasında cezaevine gönderildi Cetin Altan bazı yazıiarından yargılanıfken, kesinle?miş cezalarını çekmek için Sağmalcılar'da yatıyor. Bu serüvenin nerede biteceği belli değil. Sanık spndalyesınde oturan Cetin Altan'a baktım, saçlarında beyazlarm egemenliğv başlamış. Onbeş onaltı vıl önce?ini düşündüm. Simsiyah gözlü. simsiyah saçb bir Ce'in geldi gözlerimin önüne.. gcce gündüz demeden yaşayan bir Cetin.. tükenmez kalem gibi yazan bir Cptin.. Eğer giiçlü kalemini. emeğin değil. sermayenîn emrine vrrsevdi, Cetin şimrîi eezaevinde olmıyacaktı. Dünya âlemin bildiği gerçek bu... Serrr'ave çe\Telerine göz kırptın mı, ihya olıırsım: emeiin yazan oMun mıı. iflâh olmn^sın. Kimi yazar. eazefe köşesinden devlet prpahklprına yönetim kurulu üyesi diye transfer eder. kimisi Ö7r] sirketlerin beslemesi rütbesine erişir: kimi de ağır ceza koridorlarıyla mahpushane arasında tnekik dokur. Çetin bu sonunculardan. Ve şimdi eezaevinde. Ama Çetin'in fikirleri dışarda. Çünkü fikirler hapsedilemez. derr.ir parmaklıkîar ardma kor.amaz. Bunu denemeve kalkan her yönetim iflâs etmistir. Batı demokrp.silerini yhnetenler bunu bildiklerinden fikir ?uçu di'e b:r«ey tanımazlar. Fikirleri züıcire vurmaya kalkanlar. Batı demokrasileriyle ilişki?; olmayan rejimlerdir Yıüardan beri söylene söylene agızlaria, elifba nite'.iSi kazanan bu gerçeğin Türkiye'deki taraftarlan çogalmaya başladı. Hem Avrupa Konseyine ve Ortakpazar'a yönelmek istivorsur., hem de fikirlerinden ötürü insarüan hapishaneye sokuvorsun. Olur mu? Çetin Altan'ın fikirleri bugün Türkjye'de yayılmış. ya^ ginlaşmıştır; ilkeleşmiş, prosramlaşmıştır. 1960"tan bu ya» na en aşagı 2.000 sol kitap Türkçeye çevrildi. Toplatsan toplatsan bunlardan yüzlprcesini toplatabilirsin. binlercesini değil. Batı ile ilişkin sürdükçe, gazeteden, dergiden, sinemadan, tiyatrodan sol fikir gelecek. Türkiye'de vabancı dil bilenler gittikçe çoğalıror. çoğalacak. «Baü'nın sağcısıyle ilişki kuralım. solcusuyla kı.rmayalım» diye ,bir ambargo imkansız. Çünkü Batı'daki siyasî iktidarlar da giderek sollaşıyor. ve sollaşaeak. Batı'nm dünldi ileri fikirü aydını, bugün parlamento Uyesi, Hükümet Baskanı. Ve Türkiye'de Cumhuriyetin mayasmı atan Cumhuriyet Halk Partisi artık sola açık bir rejimin iikelerini benimsemiş. Bundan on yıl önce böyle miydi işler? Çetin Altan": eezaevinde tutmak neye j'arayacakT Hiç!.. Fikirleri dışarda, Çetin Altan içerde. Bir de dünya âleme karsı mahcup oluyoruz. YazürUrıni oizer'eriru eezaevinde yatıran ülke olarak her .vanca ıdini2 gecıyoı. Uluslararası kuruluşlann protestolan (islünıüze yağıyor. Ban dönemîerde yazar, yazmazken vazamazKen ae tin kazanır. Şimdi Çetin Altan'ın adı dünyanın ayrlın çevrelerinde ve kuruluşlarında gittikçe yayıuyoT Yspactsgıni raten yapmış Çetin. Geçtniş yıllarm tarihi yazıldığı zaman yeri belli. Fikir yayılmış. akun gelişmiş. toD'uma mal olmu? artık... Çetin'i eezaevinde tutmakls bu akım engelleair miî Tersine, biriMm yaratır. Eğer bu işleri yönetenlerde bir parça alaı varsa Çetin Aitan'ı eezaevinde tutm3kla hiçbir yaraı siSlayaınav*caklarım bilmeliler. Binlerce, yüzbinlerce kisiye mal olmus fikirleri, yaısnnı içeriye atarak durdoramavız; üstelik dünya âlem karşısında sorumlu görülürüz. S on uç O halde, yürüriükte bulunan Sosyal Siçorta mevzuatinın gerek onar:!ması, »erek geüstirilmesi, şerekse sevimli bir ortam içinde uvgulanması için. yıllar boyu bayatîamış bu derde; 3008, 657. 1327, 3KS6 3659, 274. 275, 1475 sayılı Yasalaria çeşitli Yüksek Hakem Kurulları Kararlarınd'an derrnan aramak yerine. kişıliğine ÖZEÜ bir personel mevzuatmın hazırlanarak bir an evvel yasalaştırılnssında. bu kutsal kamu görevinin selâmeti yönünden pek çok vararlar bulunmaktadır. llkokul aritmetik derslerinde okuduğumuz eski bir matemaîik kuralını hatırlayalım: «Aynı cjnsten obnavan seyler toplanaınaz » Genel (yeknesak eşit • paralel) bir personel politlkası ııygıılama çabaı içinrie, aynı cinsten olmayan şeylerin toplanmasındakı ısrarın acısını, yıllardan beri pek çok vatandaşımız çekmis ve çekmektedir. Bu konuyu en kısa yoldan, en etkili bicimde hailetfenlerin adı, çalışma mevzuatı tarihinde bir huzur bayragı olarak .daİRalanacaktır. İşçi Memur Konuyu, eskimis bir perspektiften değerlendirmenin yarar süğlamadığı ortadadir Sosyal güvenlik kuruluşlannda çalsşan persor.eld'en kimlerin bedenî çahşraalannın fikrî çahşmalanna üstün geldiği ölçütiinden (kriterinden) hareket etme yerine. T.C. Merkez Bankası kuruluşunda olduğu gibi, nadide yetisen ve pek çok vasıflara. meziyetlere sahip kılınması gereken sosyal güvenlik personelinin (nev'i çahs'.na münhasır) kişiligine özel bir personel statüsü haz'.rlamanın ve artık bu s»atü üzerinrie gelişme kojullarını deSerlendirmenin lamamnın çoktan geldiği kanısmdavız. Çünkü. çalışmanın, fikrî ve beö*eni ağırlığl eczare terazisiyle dahi tartılsa, müzakere, tartışma ve mukayese huzıırsuzluğıınu sona erdirecek bir çfizüm yolu bulunamayacaktır. 1936 yıllarının 3008 sayılı îs Karıununda benimsenen devrini tamamiaraıj bu kısır tariün, modern Türkiye koşullarına derman olamayacagl görü Merkez Bankası Sigortalar Sosyal ömeğin, para politikasım yöneten T. C. Merk?z Bankası ve personeli ne denli ozel bir ihtiır.amı. güzellemeyi (methüsenayıl gerektlriyor ise, ülkede huzuru sağlayan sosyal politikanm melekleri olan Sosyal Sigortalar personelinin cte o denli korunmaya ihtiyacı vardır. Yine kanımıza göre, Sosyal Sigorta kadrosurıu; doktor, avukat, teknisyen, memur, mühendis, sağlık personeli, müstahdem. işçi, e.lektrikci. veznedar, müfettiş, v.s... unvanlarla böliimlere ayınp, Personel ve Iş mevzuatının çeşitli hükümlerinden ayrıcah bir şekilde yararlandır MEYDAN ONLARA KALDI OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma AF, YARARLAR SAGLAYACAK Oy Verme Yaşı ve Af C.H.P., İKİ KONUDA CESARETLİ VE ÖNCÜ DAVRANIŞ GÖSTERDt.. Cumhuriyet Halk Partisi iki teklifle bir kere daha Türk milletinin güveneceği, ümit bağladığı bir parti olduğunu ispatlamıştır. Bu iki önergeden biri af, öteki oy verme ya;ınm lS'e indirilmesi. CHP'nin af teklifmde anarşistitr ve süâhlı eyleme karışmışlar hariç olmak üzere geniş kapsamda, özellikle tüm fikir işçilerinın, yazarlann, aydınların affım istemektedir. Sağ koalisyona dahil bütün partilcr ise sadece hırsızların, vurguncuların, ırz düşmanlarının, devlet hazinesini «oyanlarm affım öngörmekte, fakat fikirlerinden, ya2i^ırından,1j;eyij rilerinden ötürü hapiste olan aydınların, vurdum duymaz idarecilerin ihmalleri yüzünden aldatümıf gençlerin affedılmelerine karşı çıkmaktadırlar. Yani mükerrer hırsızlar, profesyonel katiller, yankesici, hazine soyguncuları affedilecekler; buna karşılık Batı memleketlerinde herkesin rahatlıkla okuyup, faydalandıği, • harcı â!em> olmuş eserleri dilimize çevirenler, fikir sahipleri, kitap çıkaranlar, düşünürler hapiîhanelerde inleyeceklerdir. Din simsarları, Atatürk düşmanlan, şeyhler, der\işler, gerici yobazlar, ana amaçları memleketi parçalamak olan Nurcularla, Süleymancılar ellerini kollarını sallıyarak dolaşacaklar. Cumhuriyetin 50. yılmda Büyük Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin ne çanına, ne sosyal adaletine, ne de insanlık duygularına uymayan bu konuyu CHP, cesaretle önermekle tarihi goevini bir kere daha yerine getirmistir. Seçimde 18 yaşmdan yukan oJanların oy vermesine de, şu andaki koalisyon ortakları, tutucu ve yor.laşmış zümrelerin sözcüleri karşı çıkmışiardır. Buna karşı çıkış nedenleri de şöylece sıralanabilir: Gençler: idealisttirler. Dürüsttürler, maddi çıkarları önünde eğümezler. Satılmazlar Seçim ahşverişinde bir alet, bir maşa clarak kullanılamazlar Memleket ve millet davalanna bilinçli oîarak eğilmişler, dertleri tam kavramışlardır. Gençler, kimsenin ve hiçbir çıksrcı zümrenin âleti olamazlar. Deınokrasıye, sosyal adaletin kunılması lüzumuna gerçekten inan raışlardır. Atatürk'ün ideal olarak kurmaya çalıştığı sosyal devlet düzeninin ortan.n solundaki CHP'nin eliyle kurulacağına inan besleyeyebüir. Gençler, oy verme hakkmı kazanacak olurlarsa. hiçbir zaman anarşik hareketlere rağbet ve ıştirak etmeyeceklerdir. Yarının büyükleri olan gençler, ysrının dünyası için söz sahibi olabilmelidirler. Geleceğin tarihçileri Halk Partisinin bu çabasmı ve önerisini elbette olumlu bulacak; bunun karşısında olanlara kimbilır r.eler diyeceklerdir. smplar kıırdular dağ ba?lannda, göl kıyılarmda. Apaçık savaş eğitimi yaptılar. Bir partinın lideri övdü o saldırı birliklerini. Yakın bir arkadaşı o gençlerin yetiştirilmesinde görev aldı. Herkesin gözü önünde oldu bunlar. Gazetelertfe resimleri bile çıktı. övünçlü sözler yazıldı, söylendi hiç çekinmeden. Toplu baskınlar oldu, meydanlarda saldırılara geçildi, adamlar öldü, yaralandı. Bir bir daha, bir bir daha. Kim vurdu, kim öldürdü, anlaşıbnacTı. Bu kez öteki yan savunma tedbirleri aldı. Sopaya karsı sopa, silâha karşı silâh. Açık açık gençlik örgütleri silâhlan bırakmak mı bırakmamak mı gerek, diye görüşmeler yaptılar. Sağcılar bir yanda solcular bir yanda. tpler gerildi geıildi iyice gerginleşti. O günlerin iktidarı sözde yansızdı, demokrasinin gereklerine sözoTe uyuyordu. Ama gizliden gizliye kışkırtıyordu iki yanı. Ajanlar sokuyordu, ne demek yumruk, ne demek sopa! Silâh kullanmalı, bu işler kan dökmeden olmaz diyordu o kışkırtıcılar. Sağcı birlikler her türlü desteğı gördüler, solcular ise kışkırtıldılar yanlış davranıslara. Sonra olan oldu!... Şimdi solcu gençlik örgütleri yok. Bir teki bile. Hatta en ılımhsı bile... Bütün suç onlarda sayıldı. Yasalar, toplumun bütün güçleri onlara karşı çıktı. Ama ötekiler, o dağlarda bayırlarda silâh, kavga, saldırı eğitimi yapan «komando»lar? Ne oldu onlara? Bir süre sustular, sindiler, karşı yan ezildikçe, silindikçe çekildiler daha da kenara. Ne zaman seçimler sözu edünıeye bajlandı. napsal düzen* ge^s Jj^«rîeri duyuldu, ne raman parti liderleri «eçiauler onceig^kohjşma. lara başladılar. o yetiştirümiş b'İrlikler, M?iler ^eS«ierini duyurmaya başadjlar. Madem ki solcu gençhk örgütleri yok, onların güvenecekleri bir durum yok, sağcı gençUk örgütleri kendilerini gösterebilir, «milliyetçilik» arfı altında Kemalist devrimciligin son kalmtılarını yok etmeye girisebilir!... Bakm Anadolunun şurasından burasından gelen haberlere... Sağcılar bilmem hangi okulda olay yaratıyor. Meydan okuyorlar açıkça. Sanki demokrasi düzeninin bekçileri onlarl Kendılerini ne sanıyorlar? Bir yanlış tutumun. bir ters hoşgöriinün tepkileri: bugün aşırı sağcı görüşler yurdun dört bir yanında almış yürümüştür. İlk scçimlerde bunların oy gücünü de göreeeğiz? Aş.ırı sağın dizginleri elimizde diyen çıkarcı takunı bir gün şaşıp kalacak aşırı sağın ne denli güçlü, ne denli tehlikeli olduğunu görünce. Kendı elleriyle yetiştirdikleri dev, onlan da yiyecek ergeç. Bu neye benziyor bilir misiniz? Almanya'da Nazi Partisini KomünisUere karşı destekleyen orta sınıf çtkarcılarının sonunda Nazilerin tecrit kamplarında can vermelerine.. Besîerlikleri. destekledikleri o karanlık güçler, eninde sonunda kendinden olmayanları da ortadan kaldırır her yerde. Eeevit'in son gezisinde yolunu kesenler kimdir? Ne isterler, ne özlerler? Nasıl bir düzenden yanadırlar? AP Genel Başkanmra dilinden düşürmediği «hukuk devleti>ni terr.elinden yıkmak değil midir bütün özlemleri? Bir fırsat geçmesm ellerine... Atatürk'ü bile aşırı sağcı bir politikacı gibi gösterrr.eye kalkışıyorlar daha şimdiden! Ne mutlu Türküm diyen». demiş ya, Türk ırkmın üstünliiğüne inanmakrmş bu? Oysa Atatürk .Türküm diyene ne mutlu» demek istiyor. Bu, gerçekte kendini Türk sayan. Türklük ülküsünü benimseyen, bu ulus bu yurt için çalışan herkes Türktür, anlamına gelmez mi? Abdülhamiften Vahdettin'e dek padişahların övgücüleri bunlr.r, Egemen oldukları okullarda, üniversitelerde «Atatürk yeni bir devlet kurmadı» dijenler bunlar. Karşılanna çıkanı kızıl lekelerle boyamaya çalışanlar hep btmlar. Daha olmazsa sopayla yolunuzu kesenler, kaba güce başvuranlar bunlar... K FİKİR SUÇLARINI BAĞIŞLAMAK, ATATÜRK TÜRKİYESİNE YAKIŞIR BİR HAREKETTİR İNSAFLI BİR AF MUTLAKA ÇIKARILMALI EĞİTİMLE AFFIN İLİŞKİSİ UNUTULAMAZ başta CHP'nin sayın Genel Başkanı olmak üzere türa mületvekili ve örgütler, genel affın sebeplerini sosyoekonomik sebepler olarak göstermektedir. Ciddi fikir gazetelerinin de iddia ettigi gibi b u g ü n cezaevlerini dolduran yüztıinden fazla mahkumda suç yaiıuz kendilerinde değildir. Şuna, bir mahkum olarak kesinlikle inanıyoruz ki, suç işleyen cezasını çekmelidir. Zaten toplumun. i'aşamasını istiyorsak, îop'.umun. nızamı bozMia ceza vermesi de Jpla^andtır. Buna her sağduyu sahibi böyle ınanır. Ama, şurası da yalan kabul etmez bir gerçektir ki, yalniz ceza vermekle nizam saglanamaz. Yani suç fiillerine mani olunamaz. Artık ilim ilerlemekte ve bugiinkü ilim adamlan da bir memlekette suç fiillerinin meydana gelmesine tesir eden sebepler üzerinde durmakta ve suç lann azaltılması için sosyoekonomik. küHürel sebepler üzerinde durmaktadırlar. Bugün genel af hususunda yapılan tahliller, ileri süriilen fikirler şu gerçekte birleşmektedir: Kişi . çerre, kişi • aile, kişi devlet arasmdaki vabancılaşmaktan ileri gelmektedir. Bu da cezaevlerini dolduran onbinlerce kader kurbanınm kültür yönünden zay.f. ıktisadî yönden periçan ve tabiri caizse sosyal yönden felâket olduğunun bir deîilıdir. Bir taraftan yoksulluk canına tak dediği için çalan köylü, evleneceği kıza başlıksız sahip olmak için kaçıran ve hadıse yapan genç, smır aşmalarmdan dolayı birbirleriyle kavga eden, vuran ve neticede kan davası halini alan ailelerin dramı. Geçimini sağlayamayan, bulunduğu şehirde bugünkü şartlar altında ac kaian memurun suç işlemesı bu ortamda zannederiz ki olağandîr. Nerde kaldı ki bu bozuk düzende kurnaz olduğundan milyonlan yiyen kişilerin de dışanda gayet serbestçe gezdiği yalan kabul etmez bir hakikattır. O halde. bugünkü cezaevlerıni dolduranlar çes'tii etkenler aîtmda suç işlediği ve her yönden zavallı olduğu %'e bu zavallı kişilerin bu düzende suç fiillerini işledikleri gayet kolayca göze batmaktadır. Anayasamızın 2. maddesi der ki: <>Türkiye Cumhuriyetî insan haklanna ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan millî. demokratik, lâyik. sosyal bir nu kuk devletidir.» Gerekçede de «sosyal devlet fertlere klasik hür riyeti sağlamakla yetinmeyip aynı zamanda onların insan gibi yasamal&rı için zaruri olan maddi ihtiyaçlarını karşılamalannı da kendisine vazife edinen devlettir. Türkiye'deki biz mahkum toplulugu kısaca diyebiliriz ki, devlet in ve devleti yöneten hükümetlerin siyasî iktidarlann ve topyekun Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayın üyelerinm Anayasamızın şu ikinci maddesini yerine getirmeme veya gatirememeleri içindir ki bizler buralarda jsni yeTyüzil ceBennenıi diyebileceğiıniz Cfşzaevlerin4güst üste yatmaktayiz. Öte yandan Türkiyetle verilen cezalann suçluyu iyileştirmek, topluma yeniden kazandırmaktaki ölçüsü nedir? Cezaevlerimiı bugünkü durumlan ile kendilerin den bekleneni gerçekleştirebilmekte midirler?. O halde her koşul a'.trnda dahi genel affm zarureti bir gerçektir. Sonuç olarak: Biz mahkumlar olarak akıl, mantık, sağduyu ve ahlâkî kaidelerden hareket etmek suretiyle memleketimizin menfaatini ön plana alarak konu basında ve Mecîisie ryice tartışılmalı ve genel af ç'.krrah. Mustafa Cengiz BASTIRMA Kapalı Cezaevi RİZE Af la Birlikte Eğitim AFFIN DA LGtTİCÎ PÎP. YANI OLDUG'J, BİRCOK DENEYİMLERLB ORTADADIR.. Cumhuriyrt gS7,*te«an!n «Arada Bir> sütununda ; 11.5.1973) Sayın özturanlı'nın «Af ve Politi ka» konuJu v3'.ıs;nı Kivançla okudum. Bu vazıyı kçşKe sayın parlamenıer.erımi? de okumu? oısalar. Af ^ür/Jmüzün en ilginç konusudur bence Cumhuriyetimiz:n S0. yıldönümünü roşkurîukla kutlavaca*ız. DünyBd&kj tüm dostlanmu bizim naklı sevmcimizi pay!aş3caklar. du nüytik rjavraniin sevrrncinden tes Türk'ÜD yoksun kalmasına gönlümüz razı oia. rr.az. Hele calirıin cilvesi ile derrJr parTiıaklıkJv içıne düîmüş iardeşleriıibzin Oüyiik Cumhuriyet Bavrananda boyunlannıiî büyük kaımasma T1\rk kamuovu nza PösTfcrernoa. 27 Mayıs 1960 devnminln aîtsn öncesi günie.nncie idi: Edirne Bölge C^zaevinn müşarrieresme eğitimci o^ra» katıldım Mahpusar.e ozanıanmn, bestecllerinin, attörleriT.ın dile getirdkleri «PişrrıaıUık ve Af» sahr.eleri karşısınaa duygulanma•yan, göz vası dökmeven tek sejirci yoktu. Bayramıar fırsrit efrıtımı yar» tırlar. Bunu ec ıyi degerlendiıtn uluslar mutlu ourîar Atamızın feutsol DUTTtıgu: »TürK IJIUSU çağdaşlık diizevine vükselfcektir.. Bu yükseıış yoıu Milll Egitımin ana faktÖTİeri af ve cezaciır. Af. fcıss sürsii ve ueiürdur. Ceza ise uzun süreli ve pahalıdır. Affın psikolojik etkisl üstündür. Cfcza gibi fiziksel ve rulısal zindeliği sarsmaz Eğitimde af sürekJi olarak ee?anın ön safındaüır. Büyük devlet adamlan eezadan cok atlı benim semişlerdir. Bunun en güzel ör neğini Atatürk'ün tutumunda göıüyoruz. 1968, dünya eğitim tartainin bunalım yılidır. Üniversiteterde • »yfeııte taaşladı. îdeOlef» ^ m ııklar yüzüı.deu ögrenciler birbırlerine gırdiier Profesörler, dekanlar, rektöıleı tartaklandı. Her devlet DU eğıtim bunalımını önleme tedbirlen aramaya ve almaya oaşladı Eğitim buna iimını ö'nce önleyen Fransa oldu. Bunu Yugosıavya izledi Her devlet kendi Koşullarına göre tedbir almakta gecikmeat. Türkiye'de 1968'de patlafc ve:en eğitim bunalımı çığnndaa (ıktı. Bu bunaium ömemeK içüı sonunda 12 Mart Muhtırası verildi. Çıkarılacak MilU Eğittın Temel Kajıur.u Türk eğitiminı güçlcndirecektir Ulus yararma ^ıkanlacak genel af k&nıuıu l ü r k egitımini dana eüçlö kılacak. Giiçıü agninue bunalımın kesinkes önleneceglne inanıyorui Okuyucu Mektupları Büyük mağazaları biz kuracağız Büyük Mağazalar Kanun Tasansı ile ortadan kaldırümak istenen Küçük Esnaf ve Sanatkârlar, bugüne kadar olan büyük sermayenin somürüsüne de son vermek için, aramızda anlaşarak kurduğumuz Küçük Sanat. Kooperatifi ile Esnaf ve Sanatkârlarımızın somürülmesine engel olacağız. Çorlu Küçük Sanatkârlar Der neği olarak üyeleriraizin kullan dığı ve büyük sermaye tarafm dan sömürülerek küosunda 150200 krs. fazla ödeyerek aldı gı demir, saç ve diğer hammad de ihtiyaçlarını temin ederek üyelerimizin fazla para Sdemesi nin önüne geçeceğiz. Kooperati' fimiz güçlendikçe imal ettiğimiz malzeme ve avadanlıklann pazar lamaya geçerek değerlendirilme sini sağlıyacağız. Bu suretle Küçük Esnaf ve Sanatkârlarımızın «Büyük kapi tal» tarafından sömurülmesini önleyeceğiz. Üyelerimizin yalniz başma ya pamadıklan işleri yapacak, örne ğin kırank taşlama, büyük pires leme, imalat sanayii kurma pro jelerimizi de Küçük Sanatkârla rın ortaklasa kuracağı Küçük Sanat Kooperatifi aracılığı ile gerçekleştirmek karanndayız, Ancak, bu suretle buyük kapital sahiplerince krurulacak «Bü yük Mağazalar» kırşısında esnaf ve sanatkârlanmız korunmuş olacakür. Bu kooperatifler kanalıyla tek nolojik efitim görmemiş sanatkârlar, çağın koşullarına göre eğitüecek, hızlı sanayileşme sürecine ayak uyduracaktır. Büyük kapital tarafından kurulacak Buyük Mağazalar, Es naf ve sanatkân bugünkünden daha da güçsüz hale gelecek, bir. çok sanatkârlanmız piyasadan silinip gidecektir. Bunun için «Esnaf ve Sanatkârlar» olarak birleşerek Kfiçük Sanat Kooperatifini kurduk. Birlik ve dayanışma içerisinde hiç bir kapitalin bizimle boy ölçüşemiyeceği duruma geleceğimiz inancındayız, Sanayii teşvik tedbirlerinde ön indirimlerinden g ö r ü ı e n y a t ı r ı m vergi muafiyetinden «Küçük Sanat TeşebbüslerUnin yararlan masını, esnaf ve sanatklr'a ayrı lan kredilerden tüccarlann değil, küçük sanatkârlann gerekli ölçüde yararlanmasını beklemek teyiz. Tnran Sanlar Çorlu Kfiçük Sanatkârla) Derneğl Ahmet KORKUT Capa Îstanbul Şeriat ve Kadın «HER MESLEĞİN KENDÎNE HAS BAZI ÇEKLİ İCAPLARI OLDUĞU GİBİ, B»R MİLLETİN DİNİ VE MİLLİ KIYAFETI DE VARDIR.» Sayın Prof. llhan Arsen'in 8 Mayıs 1973 tarihli Cumhuriyet' te çıkan «Şeriat ve Kadıc» baş* lıkh yazısındaki, düşüncelerine katılmıyorum. Yazar, yazısımn basında «Her mesiefcin kendine has bazı sekli icapiarı vardır» derken avukatların cüppe giymekten başka resmî Kiyafeti olraadığını unutuyor. Ayrıca, bunu İddia ederken her m:!leün, milll ve dinî kıyafetlerinin de varoluşuyle çelljkiye düşüyor. Ssy;a Arsel, yazısımn üçüncü paragrafın^a, «Geri geîraesıni istediği Şerıat'ın, kaclını ne mevkiye indirdı^ıni, kadını nasıl bir mal (Erkeğin kulu ve kölesi) halin* getirdiğini öğrenmesi yerinde olacaktjr» diyor. Bu iddia yanhştır. Bir bakıma îslâra diniı;i bilmemek sayılır. Şöyle k i : Islâmiyetten önca dtnyada, kacfın insan sayılmıyordu, bu kadar hakir görülüyordu. Buda dininden Arapların cahiliye devrine kadar, bu böyle sayılmıştır. Ama, Islâmlık, kadmın imdadına yetişmiş, kadın • erkek bütün insar.lsrın yaratılışta eşit olduğtınu şöyle haykırmıştır: «Ey insanlar, biz sizl bir erkekle, bir dişiden yarattık... Şüphesiı ki, Allah nezdinde en şerefl olanır.ız, hakça en ileri olanınızdır.» (EnnisaI). Kölsliği kökünden söküp atan, AUahtan başkasına taprcsyı kesinlikle yasaklayan lslâm dininde, kadın, erkeğe kul • köle edlliyor denemez. Sayın Profesörün bu arada birçok satırlarına da karşıyım. Vazının 6. paragrafında Ebu Huvcyre yolu ile nakledilen «Kadın, maymun ve köpek geçerse önünüzden namazınu bozulmuş olur» hadisi de öyle samyoruz ki yanlıştır. Seçimîer yaklaşıyor. Anayasa. seçimlerde iş başında olan hükümette üç Bakanı tarafsızlardan seçUecek demiş. Ama tarafsız mı bu Bakanlar siyasal eğilimler. görüşler karşLsmda? Hayır. Şu anda partisiz olmak tarafsızlık değildir! Ksmalist devrimcilerin kıyımına ses çıkarmavarı bir ki?i}i tarafçi7 saysbilir misiniz? Demek ki çok kötü şeyler olacak. olabilecek ekim seçimlerinden önceki giinlerde.^ Sağa açılan partilen meydRnda alabildiğine at O3Tiatacak, ama solu değil. ortanın solunu, daha doğrusu sağcı olraayan görüşleri. aerçek Atatürkç'"ilüfün en ılınılı iikelerini «avunanlar bCyük sücîjkler icinde bocn'ayacak. Bu yetişmiş birlikler, en aşın sağcı topluluklar kendiierine komando adını verenler orda burda ileri düşünceli adayların karşısına peçip zorbalıklara girişecek.... Gidiş oraya doğrudur. Önceden bunu görmek zor değiL Benden hatırlatması. Yeni çıkır.azlara, bataklara girmemek, uçurumlara düşmemek için... VEFAT Mebrure Can'ın eşi, Filiz ve Deniz'in babası, Uysal Can'ın kaympederi, Esra Can'ın riedesı, Ismet Güvenir, Salih Karabacak'ın kardeşi, Mahbure Kıralp, Mesude Oskay, Cevdet Saygun'un erifteleri, Cezmi Kıralp, Sıtkı Oskay'ın bacanakları, Şişli Mareşal Fevzi Çakmak llkokulu kurucusu ve eski Müdürü, Yeşilyurt özel Koleji öğretmeni, ŞÜKRÜ CAN 22.5.1973 Salı sabahı kalp krizi neticesir.de vefat etmiştir. Cenazesi 23.5.1973 Çarşamba günü (bugün) Şişli Camiinde ikindi namazından soııra Ziıi'irlikuyu Asri Mezarlıjına defnedilecektir. A I L ES I Cumhuriyct 3837 îstanbul Teknik Ünîversitesi Rektörliiğünden üniversitemiz Merkez örgü'ünde sşağıda sınıf ve ıınvar.îan yazılı açık kadroiara, 6Î7 sayılı KamTun 48 maddesinde belirtilen şartları tajıyan, PiUfrligiııı r:v*ıış vo hiçbir okulla ilişkisı bulunmavan tlemanlar alınacaktır. Günü ayrıcfi oild:ıilecek olan sınavlaıda başan Rösterenlerin memurluja alınıp alınmamalan hususunda Rektö'iüğumüiün takriir hakkı »aklidır tstekülerin kısa hal tercümelerinı bildirir bir dilekçe iie 30 Mayıs 1973 akşamına kadar Zatişleri Müdürlüğüne başvurmaları rfuyurulur. S ın ıfı Genel ldare Hizmetleri Teknik Hizmetler Memnriyet nnvanı Meraur. Oaktilo (Yökssk, Li*« ve ürtaokul mezunu) Yük. Miihendis. Müherîdis, Yük. Mimsr MimaT ve Maktna; Elektrlk Möhndin, Elektrik Tekniker; ve înşaat Teknlkerı Dahiliye ve cilt hastalıklan mütehaisisı Bekçi. Hademe (likokul mezunu) : 15303 3818) Cumhuriyet Yazıişleri Md.'ne Seçim faaliyetinin hızlanmaya başladığı fu günlerde, Halk Partisinden aynlmak suretiyle Güven Partisine iltihak etaıij bulunan bazı milletvekilleri, kendilerfnin Ismet Paşa tarafın dan Güven Partisine gönderüdik lerini beyan etmek suretiyle halk arasında propaganda yapmaktadırlar. Bu durunran doğnıluk derecesi hususunda tereddüdlü bulunmaktayız. tsmet Paşa gibi bir politlkacının bu tavsiyede bulunacağını zannetmiyoruz. Ancak, durumun açıkhğa kavusması yönünden bu halin bir defa da ts rafmızdan kamuoyuna aksettiril mesini saygı ile a n ve talep ey lerim. Saygılanmla. Boğazlıyan'dan (Isml Saklı) Faruk GÜVENTÜRK Emekli Korgeneral Genel Af Çıkmalı ANAYASANIN SOSYAL DEVLET OLMA BUYRUGü YERİNE GETÎRİLSE, SUÇ İŞLEME AZALIR. Bir süreden berı genel at hakkında gerek basında, gerek radyoda, gerek yetkili, gerek sayın hukukçular ve gerekse siyasi partılerin yetkılı kışılen tarafmdaı. demeçler venlmekt« ve fikirler ileri süriilmektedır CHP Genel Başkanının genel al hakkında basına yaptığı açıklamaya göre CHP'nin genel affın sümulleri çizilmekte ve nedenleri açıklanmaktadır. Bu duruma göre AKÇİMENTO TİGARET A. Ş. SAY11S ORTAKLARINA 1372 yılı kâr payları 31 Mayıs 1973 tarihinden itibaren dağıtılacaktır Ellerinde Şirketimiz hfsse senedi bulunan Sayın Ürtaklarımızdan özel kişilerin Akback Merkez Şubelerine veya Şirket Muhasebe Müdüfi Şüne müracaatla 3 No.lu kuponiar mukabilinde hisselerine cüşen net % 16 kâr paylannı almalarını, Tüzel kişilerin ise aynı işlem için Şirketimiz Muhasebe MüdürlüŞüne müracaatlan saygı ile rica olunur. Bad'ar Reklâm: 526 3813 Günlerden beri gerek .rad* ,yodan, gerekse televizyondan TRT'ye sınavla spiker ahnacağı ilân edüiyordu. Ben de, aramlan bütün şartlara haiz olduğumu düşunerek, Salkıp îstanbul Radyoevi Müdürlügü' ne gittim. Danışmadaki zat elime bir kâgıt verdi Kâgıtta herhalde açıklayıcı bilgiler var dı. Olumsuz bir cevap alacağımı tahmln etmedigim halde, belki de daha birçok yerlerde aynı acı neticelerle karşılaşmıj olmamın verdiği tesirden kurtulamayısımın sonucuyla • olacak; «Gayri Müslim olmamın» bir engel teşkil edip etmeyeceğinl sordum. Adam, gayet heyecanlı bir sekilde: •Olmaz feardeşim. olmaz. Türk vatandası olmak çart» dedi. lyl mi7 Buz gibi oldum. Hiç bir şey söylemeden kâğıdı bı» rakıp dısan çıktım. Biz Türfc vatandası def il mlviz? Eğer değilsek hiç olmazsa ne vatandası oldujjumuzu öğrenelim. Şuna eminim H, resmt kuruluşlarda çalışmağa merakh beş • altı gayri Müslim vatandaş çıkmaz Türkiye' de. Çünkö digerleri yaglı birer post kapmış durumdadır. Blzim de vasamami7 tcin mntlaka bir post mu kspmış nlmamız lâzımdı? Bi' akıl veren olursa mİnnpttBf kalarsSım. M IMURADTAN Bağlarbaşı Cad. No: 143 Oskfldar. • Istanbul Biz ne * vatandaşıyız? Sağtik hizmetleri Yardımcı hizmetler Mazhar BİLGİN Adıyaman Merkez Valzi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle