27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 6 Nîsan 1973 D flbilgini Ahmet Cev«t Emre, öğretid şilrler de yaunıstı; onlardan biriride söyle der: Vatan bizlm Bnsmndır Anamızı belleyelim Giritll olan rahmetli, yaşam öyküsünü anlattığı o güzel kitabmda, Türkçeyi dokuz on yaşlarında iken öğrenmeğe başladığmı anlatır; bu yüzden olacak, «bellemek» sözcüğünün ancak, «akılda tutmak» anlamını bellemiş, o sö'zcükle yapılan argo bir deyiml hesaba katmamış o şiiri yazarken. Özleştirme akımına sevgi ile katılan kimi genç yazarlar da, deyim niteliği kazanmış birtakım yabancı sözcükleri Türkçeleştirirken anlamı elden kaçırıyorlar. Söz gelişi, «hayatım» sözcüğü, «yaşamım» anlamına geldiği gibi, «sevgilim» anlamına da kullanıhr; dahası bu ikl sözcük blr Braya getirilerek söylenir çoğu zaman: «Canım, hayatım, sevgilim..» gibl. Burada «hayatım»ı Türkçeleştirerek «Canım, yaşamım, sevgiHm..» dersek, «hayatım» sözcüğünün deylm niteliği almış olan yanı yiter gider. Çünkü o yanı İle sözcük, «Canımı uğruna seve seve verecek oîduğum sevgilim» ya da «Bu can bana ne denli gerekli ise, sen de Öyle gereklisin» anlamınadır, «ömrüm» anlamına değil. Ayrıca «yaşam» İle «yaşantı»nm boyuna kanştmldığım görüyoruz. lkisini bir anlamda sanıp değiştire değiştire kullananlar da var. Gerçi eskilerin «hayat» ve «ömür» sözcüklerl de, çoğu zaman, birbM yerine kııllanılırdı; sma bir aynm vardl aralannda. «ömür» yasanan yıllar, «hayat» ise «insanın şu dünyada görüp geçirdiğl, deneviml» «nlamına idi. «Hayat acıdır» yerlne, «ömür acıdır» denemezdi. Bu ayrımı gözönünde tutarak biz 6 e «yaşam»ı * yukardaki «Smür» (bu anlamda hayat), «yaşantı»yı ise «yaşam deneyimi» snlamında kullanmalıyız. Sözcüğü, bu anlam için ortaya •tan, yanılmıyorsam, Prof. Macit Gökberk'tir. Yeni sözcüklere eski sözcüklerin görevlerini yüklerken çeviricilikten uzak durulması gerçi çok yazıldı, ama nedense her zaman uygulanmıyor; eski tümceler ıırıtıyor yeni kurulmuş tümcelerin ar&sında. Yukardaki ornekte oldugu gibl, hem istenen elde edilmiyor, hem de Türkçe r«rar görüyor. Söz gelişi, Olaylar ve g||üş|er TANRI KORUSUN Melih Cevdet ANDAY «Bir olay alana geldi» tümcesini görtfüğümde ben bunun ardındaki «Bir hâdise meydana geldi» tümcesini okuyorum, ama eskisinde iş yoktu ki, yenisi bir işe yarasın! «Bir hâdise meydana geldi» karşılığı olarak, «Bir olay alana geldi» dersek, hem o eski tümcedeki «roeydan» sözcüğünil' sanki zorunlu imişiz gibi Çevirmiş oluyor, hem de «alan» sözcüğüne bu anlamd'a içermediği bir görev yüklüyoruz. Alan sözcüğünün şimdilik, «çahşma alanı», «hava alanı» tamlamalarındakinden başka kullanılışı yok. Şimdilik deyişirn. belki ilerde bu sözcükle de birtakım deyimler yapılabileceğini düşündüğümdendir. şu «bir yerde» sözüdür. tzledim, okud\ığum yazılardaki kullanılış biçimlerini bir yere yazdım, konuşurken dillerinden düşürmeyenlere bunu ne anlamda kullandıklannı sordum, hep başka başka açıklamalarla karşılaştım; sonra da bunları karşüaştırdım, hiç biri ötekini tutmuyordu. lşte ııze yazılardan ve konuşmalardan derlediğim birkaç örnek: «Bir yerde haksızsın», «Bir yerde susmak zorunda kaldım.», «Bunu bir yerde yapamazsm.», «Doğru bir yerde.», «Bir yerde güzel kadın.». Önce şunu söyliyeyim, bu tümcelerin hiç birinde «bir yerde» sözü, «mekân» anlamına kullamlmıs değildir. Soruşturdum, «bir yerde»ye verilmek istenen anlamlar şunlarmış: «Bir anlamda», «bir bakıma», «Bir parçası». «En sonunda», «O d\ırumda». önce rica ederim, yukardaki örnekleri teker teker bu anlamlarla karşılastırın, hangisinin hangisine uygun düştüğünü bulun. Eğer bir örneğe birkaç anlam uygun düşüyorsa, o tümcenin anlamı belli değil demektir. Sonra da, en önemlisi, «Bir anlamda», «Bir bakıma». «o durumda» sözleri dururken niçin, hangi gereksemeye karşılık olarak ortaya çıkard.k o «bir yerde»yi? «Geçtiğimiz hafta» gibi, «bir yerde.nin de Türkçemizde hiç bir zaman yeri olmamıştır. Bir de şu «yeşil ışık yakmak» sözu CzerincTe duralırn. Bu söz önce Fransız gazetelerinde ortaya atıldı santyorum, çok geçmeden de bizim gazetelerimizi sardı. Traök lşaretlerinden yazıya getirilen bir anlatım biçimi. Neyi çıkartıyoruz bundan? önce trafiktekl «geç» ya da «geçcbllirsin» anlamını; bundan da «Olur», «Evet», «Onaylanm» anlamı. SSzgelişl, söyle bir tümce alalım: «Başbakan Melen IOIculara yeşil ısık yakıyor.» (Olmadı diyeceksiniz, lözgelişi canım) demek, «Başbakan Melen solculara yolu açık tutuyor», daha seçiği, «Başbakan Melen solculan destekliyor» o e *mektir. E şimdi, dilimlz böyle bir durtımu anlatmakta yetersiz miydi ki, Fransızlann biraz da şaka yollu ortaya çıkârdıklan bu sözü, Türkçeye çevirerek ha babam kullanmağa başladık? Anlamıyor değilim, «destekliyor» yerine «yeşil ışık yakıyor» sözü, bilgisiz halkımız anlayamayacağı İçin (çünkü köylerimizde. kasabalarımızda trafik ışıkları yok), daha kibar, daha bilgince oluyor. Ama bugün süsten püsten kaçmak ozamn bile başlıca kaygusu iken, nasıl olur da düz yazı söz oyunlanna, benzetmelere, anıştırmalara kalkar! Hadi diyelim ki, bu da bir yazı keyfidir, ama o deyişin, bütün eski karsılıkları silip süpürecek denli baş tacı edilmesi, aşırı bir moda düşkünlüğü degil midir? Sonra necfen «kırmızı ışık yaktı» sözü İle de böyle bir devim kurmağa yeltenmiyoruz? Bunalımm Bungunları Türkiye'de bugün 3 milyona yakm issia varmıs. Nüfusa oranla yüzde 18 işsizlik. Tüm Avrupa'da işsiz sayısı 4 milyonmue. Amerika'üa 5 milyon. Türkiye'deki işsiz sayısı önümüzdeki nllar ttlm Avnu . padaki işsiz sayısını geçecekmiş. Üçür.cü Bes Yıllık Kalkınma Planı hazırlanırken «G*lir Dağılımı» bölümünde ilginç rakamlar varmı^. KaDtneden bazı Bakanlar: Bu bölümü çıkaralım, demişler. Neymiş o rakamlar? Ülke nüfusunun yüzde 10 gîbi çok küç3k bir azmlıgı Ulusal gelirin jrüzde 45"ini alırken, nüfusun vUzde 90"ı ulusal gelirin yüzde 55'ini paylaşmak durumundaymıs. Iç Anadolu bölgesinde nüfusun yüzde 13.3*U toplam bölge gelirinin yüzde 49.3'ünü almakta iken nüfusun 8Ç30"u gelirin yüzde 50.7'sini paylaşmaktaynuş. Karadenız bölgesinde nüfusun vüsde 85 81 yıllık bölge gelirinin yüzde 47.2'sini alırken gen kalan yüzde 14.2'si gelirin yüzde 52.8'ini paylaşmaktaymış. Ege bölgesinde nüfusun yüzde 86'sı geurin yüzde 59.8" sını alırken geri kalan yüzde 14 gelirin yüzde 40.4'ünü paylaşmaktaymış. Akdenizde nüfusun yüzde 85.5'sı bölge gelirinîn vüzde 51.9'unu almaktayken nüfusun yüzde 14.4"U (relirin yüzde 48.1'ini paylaşmaktaymış. Doğu Anadolu'da nüfusun yüzde 87.9*u böıee gelırindn yüzde 44.5'inJ paylaşırken, yüzde 12.1'i de yüzde '55.5'i al . maktaymış. Bu rakamlar Planlama Kltabına konamamıa, çünkü bazı Bakanlar diretmişler: Girmesin.. diye. îyi olmuş. Eğer bu rakamlar Planlama Kitabma giıseydi. «yn> olacaktı. Anayasa'da sosyal devlet olduğumu» vazıu, PUnlama Kitabmda bunlar yazılı... Olur mu? Devlet ve Hükümet adamlan böylesine celişkih durumları ortadan kaldırmalı; hiç olmazsa kâğıt üstünde. Türkiye işsizlik bakımından masallah. gelir dağılırm bakımından aman allah, kalkmma bakımmdan elharadülillâh, özgürlük bakımmdan neuzibillâh. bir ülkedir. Bir de ' bunlann üstüne partilerüstü ya da partilerdışı hükümeti ve seçilemiyen Cumhurbaşkaru var. Sonra siyasî partileri var. Bu siyasî partilerden AP'nin yöneticlleri: Cumhurbaşkamnı halk seçsin, diyor. Aferin AP yöneticiierine.» Çünkü «Cumhurbaşkanını halk seçsin» demek «Anayasayı yeniden değiştirelim» demektir. Anayasamızdaki sorurasuz Cumhurbaşkanı bundan böyle sorumlu Cumhurbaşkanı olacak demektir. Anayasanın nice maddesi ve seçim yasalan değiştirilecek demektir. Kısacası yepyeni bir sistem demektir. Nasıl yapüır bu? Gelsin partilerarası yuvarlak masa toplantılan, kuruV sun komisyonlar, üstkomisyonlar, altkomisyonlar tartısmalar, danışmalar, dalaşmalar. sataşmalar. tld yılda albâştan Anayasayı bilmem kaçıncı kere ele, ve değişttr babam. değiştir. . Olur mu? Niçin olmasın ki! Bir ülkede siyasl bunalımlar durup dururken çıkmaz. Bugün partilerimiz kördüğüm haline gelmişlerse, ÜHcenin lktisadl durumundaki bunalımın siyasete vurması yüztindendir. Siz.bakmaym «eserlere eserler, Türkiye'y'e de bir Türkiye kattık» diyenlere... Eğer bu ülkede gerçete bir kalkınma olsa bu memleketin Anayasası iki yılda İki kere değiştirilip, üstüne iki kere de değişürmek için yanda kalnuı girişimlere geçilmezdi. Diyeceğimiz şu ki, siyasl bungunlann bunalımlan, iktisadl bungunlann bunalımından doğuyor. Bir ülkede İşsiz sayısı 3 milyon ve nüfusun yüzde 18*1 İse, o Ülkede Cumhurbaşkanı da seçmek zordur, çogurüuk partisinin iktidar olması da zordur. . . Ne diyelim. cüırüe bungunlara Tann selamet versin. Deli Edebilir... Sırası gelmişken ben de bir bilgiçlik edeyim: Yapısalcı antropolog Levi Strauss, trafik lşaretlerini incelerken çok ilginç buluşlar atar ortaya: ona göre, renk dizgesi (sistemi) ile doğa insan beyninde yansımaktadır, gür.eş ışığımn spektrumda sıralanışına bakarsak, bir uçta kırmızı'nın, tam karşıt uçta da yeşil'in yer aldığını görürüz, kırmızı ise kanın rengidir ve bu niteliğl ile korku verlr, ilkel toplumlarda da, uygar toplumlarda da kırmızı «tehlike» anlamını kapsar. Bundan yola çıkarak, karşıtlık ilkesi gereğince, öbür uçtaki yesil, «tehlikesizlik» kavramına yol açmıştır. Spektrumda ortaya düşen sarı ise, ikisi ortası durumdur, dikkatle beklemeyi simgeler. Böylece renk dizeesine uygun bir kavramlar dizgefi ortaya çıkar. Trafikte kullanılan dizgenin yapısı budur. Demek şimdi biz buna bir de tümce dizgesini eklemek istlyoruz. Sözgelişi, «Geçtiğimiz hafta alana gelen ve rfe gelmekte olan tüm olaylar bir yerde yaşantımıza yeşil ışık yakıyor.» gibi bir tümce benl deli edebilir, Tann korusun. Yanlışa Özenti Şu ünlü «ve de» İse bende hep sakalajllıyor izlenimi bıraktı. Ama sonra sonra baktım, «ve de»nin katıitfığı tümcelerde ne konu alaya aiınıyor. ne de o konu ile llgili kişller. «Geçim zorlaştı ve de işsizlik arttı» tümcesinde «ve de»nin Işi ne? Eskiden şeriat uslubu, kadı ağzı olarak «ve dahi» vardı. Musahipzade'nin oyunlarmda geçer, alaylı alavh. O olmasa gerek. Karşılaştığım bütün kullanıhşlan tizerinde titizlikle duruyorum, ama bugüne değin anlatamamış olduğumuz hangi anlamın «ve cfe» İle verilmek istendiğinl bulup çıkaramıyorum. Bunun için de yazılarımda kullanmıyorum onu. Buna benzer, ylne kendi yazılanmda kullanmaktan sakındığım bir söz de, son yıllarda, Szellikle yeni kuşaklann dilinden düsmeyen Partilerin tutumu Nuri EROĞAN lstanbul MUletveklU ok partill demokrasilerde siyasl partilerin bazı hususlarda üyelerini bağlayan kararlar alması tabiidir. Böyle topluca hareketlerledir kl partiler, isfedikleri sonuca varabilirler, programlarını gerçekleştirebili'ler. Parti yönetlcileri Meclislere gelen bir meseleyi, partice gerçekleştirmesini amaç edindikleri ilkelerle ilgili gördüklerinde bunu yetkül organlarına götürürler. Konu burada tartuüdıktan sonra oya başvurulur, çoğunluğun görüsü parti görüşü olur ve mesele MecIise ulaştınldığınö*a aksi kanıyı taşıyanlar bu görüşe uymak zorundadırlar. Artık bu bir parti disiplini konusu olmuştur. Cumhurbaşkanı leçiminde de partiler böyle bağlayıcı bir karar alabilirler mi? Sorumuzu biraz açıklayalım; Cumhurbaşkanı seçiminde siyas! parti yetkili organları bir aday saptayıp Parlamentodaki üyelerini bu adaya oy vermeye ya da ortaya çıkmış bir adaya oy vermemeye zorlayabilirler mi? Kanımızca soruya doğru cevap verebilmek İçin meseleyi: A Anayasa hükümleri, B Parti Tüzük ve programı, olmak üzere iki açıdan ele almak uygun olur. A Anayasa hükümleri karsısında tfurum: Anayasamız, üç halde partilerin grup kararı alamıyacağını kesin bir ifadeye bağlamışür. Bunlar Anayasanm tertiblndeki sıraya göre: 1. Yasama dokvmulmazlığınm kaldınlmasında. Dokunulmazlıgın ne gibi hallerde ve nasıl kaldınlacafı hakkındaki 79. maddenin son fıkrası (Mecüslerdeki siyast parti gruplannca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar ahnamaz). 2. Meclislerin Baskanlık Divanlanmn kurulu? biçiml ve çalışmalannı belirleyen 84. madö>nin 2. fıkrasımn son cümlesi (Meclls Başkanlıklan için Meclisteki siyasl parti grupları aday gösteremezler). 3. Nihayet bir denetim yolu olan Meclis soruşturmasını düzenleyen 90. maddenin son fıkrası meseleyi (Meclisteki siyasî parti gruplannda, Meclis soruşturması ile ilgili gorüsme yapılamaz ve karar ahnamaz) şeklinde hükme baglamıştır. Acaba bu yasaklamalar tahdidl mldir, yoksa bunlar dışında grup karan alınmalannda sakınca bulunan ve binaenaleyh bağlayıcı grup karan alınamıyacak başka haller var mıdır? Kanaatimizce vardır re Cumhurbaşkanı seçlml Tjunlardan birldir. . . „ Anayasamızın Cumhurbaşkanı seçilebilme şartlannı tesbit ve seçim şeklini düzenleyen 95. maddesi seçimin (Gizll oyla) yapılmasıru amirdir. Bilindiği üzere gizli oy kimsenin göremiyece*i bu suretle sahibinin hiçbir etkiye kapılmadan vicdanı İle başbaşa kalarak iradesini izhar edebileceği bir oylama şeklıdir Bir grup karan almması halinde ise bu glzHligin ortadan kalkacağı açıkça ortadadır. Nitekim son seçimlerde venlen o y lann büyük çofunlugunun geldiği yer belli olmuştur. Elbetteki kanun koyucu geride kalan çok az oyun gizlUıği için bu hükmü koymamıştır. Gerçek olan şudur ki alınmıs grup kararlan yüzünden Anayasa'nın bu maddesindeki gizUlik ilkesi ihlâl SOSYAL GÜVENLİK ÇIKMAZI... > « £ l e güne muhtaç olmak» ••••Insanımızın gelecejnen •••korktuğunu belirten bir deyim olarak diümize girmiştir. Gerçekten de «elden avaktan düşmeme» dönemini insan torkuyla anar. Yaşlılık, hastalık, kaza gibi nedenlerle artık çahşma gücünün kalmadıgı, her şeyin başkalarmdan beklendiği yaşam çağı insanlan her zaman ürkütmüş, tedircinliğe gbtürmüştür. Sosyal güvenlik, işte bu korkunun cevabıdır. Heı toplumun bu konudaki koşullan. tarihl akımı öbürunden farklıdır. Tiirjc tcpUımunda erkek eviât öVJemınin temelinde bu vardır, çalışılan dönemde çok para kazanmak isteği böyle başlamıştır, bazı evliliklere kadınlanmızı iten nedenlercien biri budur. Onun içindir ki. sosyal güvenlığe, milli güvenliğin temel taşIanndan birisi olarak bakma'î yanlış değildir. tr.sanı topluraia bagdaştıran; onu huzursuzluklardan, mutsuzluklardan kurtaran temel dayanaklardan başücası olan sosyal güvenlik, yurdumuzda nasıl gelişmektedir ve geleceği ne olaı^aktır, kısaca gözden geçirmekte yarar var. C ÜÇ BÜYÜK SOSYAL GÜVENLÎK KURUMUMUZDA EMEKLİLİK HAKKININ YAŞ VE PRİM KOŞULLARI DEĞİŞİKTİR. OYSA BU KONUDA YURTTAŞLAR ARASINDA AYRIM OLMAMALL. Dr. Erdal sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 86. maddesi bu kanuna göre sigortalı durumda bulunmayanlann da çeşitli sigorta dallanna işverenlerle ya da demek, birlik, sendika ve başka teşekküllerle sözleşmeler yaparak yararlanabileceğini belirtmektedir. Türkiye Barolar Birliği, bu hükme dayanarak Kurumla «Topluluk Sigortası» anlaşması yapmıştır. 1971 yılında Kurum iştirakçi sayısı 1 milyon 404 bindir. Oçüncü önemli sosyal güvenIik krrrnluşu da esnaf, sanatkâr ve öbür bağımsıa çalışanlan kapsayacak olan BağKur'dur (1971). Aslmda, Sosyal Sigortalar Kanunu'nun «Topluluk Sigortası» maddesi bu durumda çalışanlar için konduğu halde, yeni bir kuruluş olan BağKur da böy lece kurulmuş ohnaktadır. îştirakçilerini benüz kayıtla meşgul durumda bulunan BağKur'un bir milyon üyeye yaklaştığı, yetkililerinin beyanlanndan anlaşümaktadır. talının lşten aynlması, kadın ise 55, erkek ise 60 yaşını doldurmuş bulunması ve en az 15 tam yıl sigorta primi ödemiş olması şartiyle emeklilik hakkı tanuv maktadır. Sosyal Güvenlik Kurumları. Cumhuriyet döneminde, dağınıklık içinde bulunan emeklilik Eistemîerini birleştirerek Emekli Sancüğı kurulmuştur (1950). Emekli Sandığının 1971 yıünda iştirakçi sayısı 800.000'i bulmuştur. SUrekli kadrolarda derece esası üzerinden aylık ve ücret sianlann dahil bulunduğu Emekli Sandığı böylece ilk önem li Sosyal Güvenlik Kurumu olmuştur. Ikinoi önemlı kuruluş, bir hizmet sözleşmesine aayanarak çalışanlaıın sosyal güvenliğinl sağlamak amacıyle ku rulan lşçi Sigortalan Kunımu' dur (1946). Tarih bakımından Emekli Sandığı «onradan kurul rcuş olmasma rağmen, Sandığın yüklendiğl görevlerta Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren görülmekte olması bu kuruluşa öncelik vermektedir 1965 yılınd& yeni bir kurulu? sayılacak kadar önemli degişiklikle tşçi Sigortalan cSonyal Sıgortalar Kurumu» olmuştur. lşçi Sigortalanndan Sosyal Sigortalara geçiş, Kurumun kapaamını genişletmek ve artık bu kuruluşun toplumun öbür kesimlerini kapsamasını sağlamak amaciylo olmuştur. Nitekim 506 î LA N İST. ASLÎYE 3 tiNCÜ HUKüK HAKtMLİĞtNDEN: 972/1306 Sevim Yıldız tarafından dâvâlı Cumali Yıldız aleyhine açüan boşanma dâvâsmda: Fatih, Hasan Halife Mahallesi, Okumuş Adam Sokak, Toprak Apartıman zemin kat, daire 1 de mukim dâvâlı Cumali Yıldız'a gönderilen dâveüyenin tebUğ edilemedigi ve adresinin polisçe de bulunamadığmdan tebligatm gazete ile ilânen yapümasına karar verilmiştir. Bu kerre duruşmanın bırakıldığı 8/5/973 gün ve saat 10.30 da mahkemeye gelmeniz veya sizi temsilen bir vekil göndermeniz lüzumu teblig yerine kaim olmak üzere ilân olunur. (Basın: 2423) • 2307 Denebilir ki, ayn ajTi olsa da sosyal güvenliği sağlamak amaciyle atılan bu adımlar elbette yararlı olmuştur, aksaklıklar zamanla giderilebüir. Eğer, sosyal güvenlik politikası saptanmıs olsaydı ve kurulan Kurumlar bu politikanm geregi olsaydı, bu görüş doğru sayılabUirdi. Oysa, durum böyle değildir ve kurulan Kurumlar büyük bir dağımklığm içinde kalmıştır. Haklar ve Y'ikümlülükler Görülüyor M, üç büyük Sosyal Güvenlik Kurumumuz'da emeklilik hakkımn yaş ve prim koşul lan degişiktir. GüvenUk altına alınan dallarda da farklılıklar bulunmaktadır. Oysa, sosyal güATABEK venlik haklan bakımından vatan daşlar arasında aynm gözetilme melidir. Eğer, farklıhk olacaksa, bu farkhhk, değişik Kurumlann örneğin, yaşlıhk sigortasanm mensubu olmaktan değil, yapüan her Kurumdaki durumuna baişin niteliginden ileri gelmelidlr. kalım. Emekli Sandığı, 1969 yı Farklılık, yapılan işin yıpratıcılıhndanberi emekli keseneği ola ğma, devam süresinin insan sagrak iştirakçiden •• 8, iştirakçinin / hğı üzertndeki etkisine bağh oKurumundan % 14 olarak toplursa haklı olabüir. lam °'o 22 prim almaktadır. Yoksa. sadece başka bir KuSosyal Sigortalar Kurumu, maruma bağlı oluş nedeniyle farklulluk, yaşlılık ve ölüm sigortası h haklar ve yükümlülükler buiçin sigortalıdan °'o 5, işverenden lunması yanlıj bir tutum ol'/'o 6 olarak toplam ','» 11 prim almaktadır. BağKur ise, ayni .si maktadır. gorta dalı için iştirakçilerinden Sonuç hepsini kendlnin ödediği • . 13 / Sosyal gBvenlik konusu bugun prim almaktadır. bir çıkmazdadır. Genişleyen kap. Başka bir farklılıgı emeklilik samla. bu çıkmaz çelişmekteyaşında da görmekteyiz. Emekli dir. Öncelikle yapüması gereSandığı üyeleri 25 fiilî hizmet yıken, haklar ve yükümlülüklerlı sonunda veya 60 yaşını doldur de eşitliğin ve Sdil bir dengenin duğu zaman isteğiyle, 65 yaşun sağlanmasıdır. Aksi halde, Sosdoldurduğu zaman ise isteğe bağ yal Güvenlik Kurumlan arasm!ı olmacian en.ekliye sevuedilir. da kaymalar, çekişmeler, mall Fülî hizmet süresi de, bu Ka denge tartışmalan sürüp gidecek fiunla tanınan haklardan faydatir. Alınacak tedbirler, bütün kuruluslann katılacafı blr «Sos lanmaya başladığı tarihten itibayal Güvenlik Kurulu»mı kurren tam kesenek vermek suretiy mak ve sosyal güvenliğin polile geçirdiği müddet olarak tanım başlamalılanmıştır. Sosyal Sigortalar Ku tikasmı saptamakla dır. tkinci tedbir asamasında rumu üyelerine emeklilik haklo «Sosyal Güvenlik Bakanlığı»nm şu koşullarda tarıinmaktadır: 1 Kadın ise 50, erkek ise 55 kurulması ve bütün sosyal güyaşını doldunnak ve en az 5000 venlik, sosyal hizmet kuruluşgün prim ödemiş olmak, 2 Bu lannm bu Bakanlığa bağlanma sı sağlanraalıdır. Üçüncü aşama yaş sınmnı doldurmamakla bedaki radikal tedbir ise, tek bir raber en az 25 yüdanberi sigortalı olmak ve bu sürede en az Sosyal Güvenlik Kurumu kura 5000 gün prim ödemiş ölmak, rak, sosyal güvenliği bu kurutoplamak olacaktır. Bu 3 Kadın ise 50, erkek ise 55 luşta yaşını dolduran, sigortalılık sü tedbirleri almadan kapsam geniş kuruluşlar resi en az 15 yü olan ve her yıl letmek ya da yeni kurmak. çıkmazm duvarlarına icin ortalama en az 120 gün prim daha çabuk varrr.ayla sonuçlana ödemiş olmak şartlannı yerine caktır. getirmek. BağKur'da ise sigor 9 muraf dersanesf 8 Nisan 1973 Pazar günU 1417 arası öğrencilerimizin durumunu görüşmek için öğretmenveli toplantısı yapılacaktır. Sayın velilerimize duyururuz. (Motif: 264) 2320 Biricik babası Yüksek Hâkımler Kurulu Üyesi ÖĞRENCİ VELİLERİNE Gizliliğin grup karan almmasına engel olacak nitellkte bulunduğunu anlatmak için geçmiş bir uygulamadan örnek verePek çok turlar dönmesine kaüanarak parlamentonun Anayasa Mahkemesinin üye seçimini düzenleyen 145. maddedekl (şizli oy) Ilkesine riayet olunmuş ve partüerce hernangi bir aday için grup kararı alınmamıştır. İlâve etmek gerekir ki (gizli olma, İki turda üye tam sayısmın üçte iki çoğunluğu, bu mümkün olamadığı takdlrde salt çoğunlukla yetinme) gibi seçim nizamında Cumhurbaşkanı ile beraberlik gösteren Millet Meclisi ve Senato Başkanlan için sivasi parti gruplanmn aday göstermelerini yasaklayan kanun koyucunun devletin başı olan, bu sıfatla Türkiye Cumhunyetini ve'milletin birligini temsil eden bir zatın seçiminde grup karan alınmasmı tecviz edeceği elbetteki düşünülemez. Başka bir husus «tarafsızhk» konusudur. Cumhurbaşkam seçimini düzenleyen 95. maddenin başlıgı «Seçimi ve tarafsızlıfc» oîduğu gibi" maddenin son fıkrası da «Cumhurbaşkanı seçİ'enir. partisiyle ilişiği kesilir» hükmünü «rttanekte. aynca Türkive Büyük Millet Meclisi tiyelerinin andından farkü olarak 96. maddede «Tarafsızlıktan ayrılmama» esası « • J « H « ı » b » > lunmaktadır. Cumhurbaşkanmm da bir msan oldugu düşünülerek alınan bir kararla kendisine oy vermemiş gruba Karşı, a l d V n S e hareket edebilecegi düşünülerek bu gizlil k şarhmn konduğuna şüphe edilemez. Gizli oylama, indel«rtol M u J Cahit RONÂY'ın 4 Nisan 1973 günü anl vefaü dolayısiyle V EF A T Yargıtay ve Yüksek Hakimler Kurulu Üyesi Bülent RONAY'a bassaglığı, merhuma Tanndan rahmet dileriz. Güntekin İnşaat A.Ş. Mesai Arkadaşlan (Heriş Reklâm: 5642331) »•••••••««••••••••«••••«••••••••••n: CAHİT RONAY 4. Nisan 1973 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 6 Nisan 1973 tarihine rastlayan Cuma günü (bugün) Hacıbayram Camiinden öğle namazını müteakip ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. A İ LES t (Heıis: 5812330) TEŞEKKÜR 27 Mart 1973 Salı gecesi vefatı ile bizlerf sonsuz aeılar içinde bırakarak aramızdan ebediyen ayrılan kıymetli eşim, babamız Recep TEZEL'in Cenaze törenine katılan, teiefon v l telgraflarla acımın paylaşan dost ahbap ve akrabalanmıza, çelenk göndermek lutfunda bulunan Cumhuriyet Gazete^ine, Akbank TJL.Ş. Umum Müdürlügüne, Akbank Hukuk Müşavirligine, Türk Turing Otomobfl Kurumuna, Ak Apartman sakinlerine, Dr. Fevzi Akkan ve Gökkaya ailelerine, Kara Kuv^tleri Tayin Dairesi yedek Subay Şubesi Müdür ve arkadaşlarına, Polis Koleji Müriürü ve • öğretmenlerine mlnnet ve teşekkürlerimlzi bilriiViriz. X E Z E L AİLESİ «••>••••••*«•••••' mek durumunda olan kimselerin tek esasına dayanır. Kişilerin dayanısması demek olan gru de harekette ise kişi oylarımn gizliliği mümlnın olmaz. B Yukanda ifade ettiğimiz gibi parüler iktidara geldiklerind= ne gibi hizmetler getireceklerini programları ile ortaya koyarlar. Seçimlere girerken de yayımladıklan seçim beyannamesi ile bunlar. doğrular v e daha geniş bir şekilde halka açüdarlar. M°lise geldiklerinde de hadiseleri bu çerçeve ıçmde degerlendırirler Topluca hareket zanıret olunca da grup kararı alırlar. Tarafsız olan ve buna ant içen. başlıca görevi TurkıyeCumhuriyetini ve milli birliiini temsil etmek olan Cumhurbaşkanmm seçimi (Eğer bir ard niyet yoksal, parti programı ve seçim beyanneroesi ile, bir kelima ile hiç bir partinin hedefi üe bır üısİcisi olamaz. Ve tabii böyle olunca da seçiminde partilerin, üyelerini bağhyan bir grup karan almalan tasvip görmez. Oylarm fazla dağılmaması. sonuca kolay varabılmek İçin belki bir eğilim yoklaması düşünülebilir. Ama bağlayıcı bir karar almak asla söz konusu olamaz. Aksi, Anayasa Ue ters düsmek olur. Şüphe yok ki bugüne kadar bir Cumhurbaşkanı seçilmemiş olması memleket için bir üzüntü. Parlamento için ayn bir bunalım kavnağı olmuştur. Parlamento içinde çokluğa sahip sıyasi psrtilerin çok önce yapmaları gereken temaslan bugünlere bırakmış olmaları esef vericidir, ve parti çıkarlannı memleket p karları üstünde tutan küçük hesaplann bir sonucudur. Gerek oturuma katılmamak, gerek kaülıp oy kullanmamak Türhiye Büyük Millet Meclisi toplantılarmı engellemek, süreşi içinde bir Anayasal görevin yaoılmasına engel olmaktır. Bir Siyasi Parti Grubunun böyle bir karar almaya yetklsi yoktur. Y8neticiler lütfen bu baskılardan vazgeçiniz, inanmız ki Atatürk'ün kıırmus o'duğu bu Meclis kısa zamanda kendi içinden oraya layık olan bir kişiyi seçecektir. J^J™™ Şirketimis ortaklanndaa (Cumhurtyet 2315) KO N GR E Erznıcan Hıç kazası özlü köyü Yardımlaşma Derneğinin normâl kongresi Şişli, Şilâhşör Caddesi No: 36 dakl Kırastanededir. 22.4.1973 tarihine raslayan Pazar günü saat 12 den 17" ye kadar yapılacaktır. Üyelere duyurulur. Yönetim Kurulu adına tlyas ERTDBUL GÜNDEM: 1 Açılış, 2 Divan seçimi S Saygı duruşu, 4 Hesap raporlannın okunması, 5 Ten klt ve temenniler, 8 îbra, T Seçimler, 8 Kaparuş. Cumhuriyet: 2314 BÜLENT RONAY'IN kıymetli babası Yüksek Hakimler Kurulu üyesi Gelibolu: Gümrük İdare Memurluğundan 1 GUmrüğumUz sundurmasında bulunan aşagıda model ve evsafı yazılı bir adet 1972 model hasarh' V.W. PORCHE marka otomobil 16 Nisan 1973 Pazartesl günü saat 15.00 de açık arttırma suıetile satılacaktır. 3 Şartnamesi her gün mesaj saatleri içinde gümrüğümüzde görülebilir. 3 Tallplerin temlnatlarmı satış gününe kadar idaremiz veznesine yatırmalan lâzımdır. 4 Sataştan mfltevellit her türlü masraf ahcıya aittir. tlta olunur. Aded! Onst Modell Markasr Teminatı Evsaf) Hasarlı CÂHİT RONAY Güntekin înşaat A.Ş. Yönetim Kurulu (Heriş: 6582329) 4 Nisan 1973 günü vefat etmiştir. Cenazesi 6 Nisan 1973 Cuma günü Hacıbayram Camiinden öğle namazını müteakip ebedi istirahatgâhına tevdi , edilecektir. MUteveffaya rahmet, birtcik oğluna. muhterem eşine, kııana, yakuüanna ve kendisini sevenlere başsağlıgı dileriz, Binek spor oto 1972 mobil ikl kapüı Lira Krş. V. W.Porche 45000=00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle