18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 4 Nisan 1973 f , TEBDİL OLJ>UĞÜHU U KONAK KA?ıSlNPAN i^fPi (rfepL. 5HÂMİI& öç (riJZEL KAW$l TATJJ rAfil YIĞÎTLİK DESTANLARI ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU • 1 toplayıp önce kannlarını doyurmuş, ardmdan da hepsini cayır cayır yaktırmıştı. Kazıklı Voyvoda i?t« böyle korkunç biriydi. Turkler Eflik'ı ele geçlrince bu adamı oraya Bey yapmışlardı. Türkler Eflâk'ın iç işlerine kanşmıyorlardı, bu adam yönetiyordu ora halkını. Amı, ondan vergi alıyorlardı. Yılda, diyelim ki, şu kadar altın. Kazıklı Voy voda, ilk yıllar verdi bu vergıyl devletimize. Verdi ya, bir yandan da ord\jsunu güçlendinne ye bakıyordu. Ordusunu güçlü bir duruma ge tirince, devlete vermeyi üstlendiğl yıllık vergiyi vermek istemedi. Bununla da yetinmedi. Bir yandan da, o zamanlar Türk ülkesi içinde olan Bulgaristan'a saldırdı, Türk kentlerini yakıp yıkmaya başladı. O zamanlarda Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'ti. O, Kazıklı Voyvoda'nın bu yaptıklanna dayanamadı. 1462 yılının ilk yazında, ordusunun başına feçip, Kazıklı Voyvoda'nın üstune yürudü. Fatih, ordusunun başında Tuna kıyılanna gelince, Kazıklı Voyvoda'ya ulaçtı bu haber. O âa, ordusunu yalçın Karpat dağlanna çekti. Fatih, Eflâk'a girdi ki, Kazıklı Voyvoda'j'i ara ki, bulasın. Iş boyle olur.ca, Fatih, koskoca ordunun Kazıklı Voyvoda'yı kovalayarak zaman yitirmesini doğru bulmadı Buyuk bir ordunun Karpatların sarp yaylalannda duşman kovalaraası ne demek? O ordunun zaman yitirmesi demek. Zaman yitirmesi dte bir yana, bakalım yalçın dağlarda savaşılsa sonuç ne ola? Bu da bilınmez. Fatih, gelir mi boyle bilinmeze? €Peki, ne yapmış öyleyse Fatih?» derseniz . Fatih, bütiin beyleri paşaları otağına çağınp onlarla göruştü. Otağ, padisah çadırı yani, buyuk ve suslü çadır. Padişahlar, savaşa gittiklerinde oyle çadırlarda otururlardl çoğunça. Fatih de, ojrdusunun başında KazıklıJVoyvod&.'oın ÜStıtoıe yuıurken, konakladığl y»rde Fatih'in, durumu göruşmek üzere otağına çağırdığı beyler içinde Turhanoğlu Ahmet, Evranosoğlu, Mihaloğlu Ali, Malkoçoğlu Bali gibi ünlu yiğitler vardı. Onlar otağa gelince, Fatih: «Yiğitlerim» dedi, «Durumu biliyorsunuz. Sizleri, bunu göruşmeye çağırdım.» Beylerden Turhanoğlu: «Guven gösterdıniz .. Güvenlnize yarasır kisiler olmaya çahşacağız, yuce padişahımız» deyince, Fatih: (Devamı var) BİR KONFERANS... BlR ÜLKE... Turhanoğlu Ahmet Bey Bin atlı akınlarda eocoklar giM sendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik. Böyle demiş ozan Yahya Kemal. O, doludizgın bosanan Türk akıncılannın atlarının nal seslerini duyar gıbı yazmı» siirini. Tuna boylannda, Sava ve Drava ırmaklan kıyıların da bugun bile duyulur gibidir o sesler. O su lardan bin atlı ıle geçip koskoca ordularla çarpışan Turk akıncılannın, o uç yığitlerinın destanları yazmakla bitmez, söylemekle tukenmez .. Yıl 1363. Beş bin kişilık akıncı üe, ilerde ne var ne yok bır baksm diye gonderlldiği yerde altmıs bin kişilık düştnan ordusunu çil yavrusu gibi dağıtan Sırp Sındığı yiğidi Hacı İ\ Bey, destanlara sığar mı? Ya, ordunun savaşla alamadığı Iskodra'yı, 1478'de, akıncılarla teslim alan Mihaloğlu tskender Bey? Bes bin atlı ıle, bugun Polonya dedığimiz Lehistan'ı alt ust eden Malkoçoğlu Bali Bey? Bin atlı ile Mora'ya yüklenen, kasıp kavuran Evranosoğlu? Bu yiğitler, at üstunde doğup at üstunde olen bu akmcılar siirlere, destanlara, öykulere sığar mı? Sığmaz elbette, sığmaz ya, varalım anlatalım yine de . On beşinci yuzyıhn ortalannda, yani dîyelirn 1450 sıralarında, bugun Bomanya'mn gO neyinde bir bolge olan Eflâk'ta, o bolgeyi yoneten bır Bey vardı. Avrupalılar ona Drakola Vlad derlerdı. Bu adam bizim tarihımize «Kazıklı Voyvoda» adıyle geçmıştir. tşte bu Kazıklı Voyvoda, yaman bir adamdw Yiğit olmasına yığitti ya, kan dokücunun ^Bfe. üî£v. riydi. Tarihlerin yazdığına gore, Eflâklılar yani kendi ulusunun kısüeri de içinde olmak üzere, kazığa vurduğu insanlann sayısını bilen yok. Öyle kıyıcı, öyle kan ddkücüydü ki, dille anlatılmaz .. Suçlu mu suçsuz mu bak maz, canı istedi mi, kim olursa olsun, ölünceye değin dbvdurür, sıvri kazıklara oturtur, dferisini bile yüzdururdu... Bununla da kalsa iyi, kalmazdı. Derısi yuzulmuş insanları güneşte bırakır ya da yaralarını tuzlatarak o tuzu keçılere yalatırdı. Bır kez de, yoksullan Konferans kulisınden ilgi çekici görüntüler dam Ülkeleri Di|i»Ieri Bakanlan Konferansı, izlenmesi gazetecilık açısından oldukça kolay bir toplantı. Öylesine kolay ki, gizliligine rağmen, konuşma. lar, tartışmalar ve de kararlar ayağınıza geliyor. Bunun başlıca nedeni, birbirine ters diişen siya sal sistemlere, gorüşlere, çıkarla ra sahip bazı ülkelenn, bu toplan tılarda aynı masa çevresinde top lanmaları. Islâralık gibı oldukça genif kapsamlı bir duygu inanç birlıği, soz konusu toplantılarda, tarafların birbırlerine taş atma, çelme takma çabalarmı önlemeye yetmiyor. Hal böyle olunca, bu tarz konferanslann en ilgi çekici haberleri olan, çatifmalar, sürtü; meler, atışmalar, karşıt taraflarca. el altından basına sızdırıhyor.. Işın pazan da elbette Konferansın kulısleri oluyor. " ; . Yönetüni kulislerden yapılan tslam Konferansı toplantj halinde. Libya bundan çok memnun görunüyor. Durumu yerinde ıncelemek üzere, Manüla'y» bir islâm heyetı gondenimesı de karar altına •lınıyOT. Ancak, Kon feranaın liberal görüslU kanadını teşkıl eden ülkelenn, Papa'nm da bu konuda bır çagnda bulunmasını sağlamak üzere Va tıkana bır iyi niyet elçısi gönderme önerısi, Suudı Arabistan' m başını çektiği tutucular taratından red edibyor. Pılipinler sorunu öylesine tez gâhlanmı; ki, Ortadoğu sorunu bile ikinci planda kalıyor.. yorsunuz. Çünkü Fılipinler'deki eziyet ve baskı, yalnızca müslüman halka yönelmış değildir. Bu ülkede egemen bır azınliğm Ulkenin tüm halkına uyguladıgı politık bır tutum söz konusudur. Bu baskıyı da Diktatör Marcos yönetmektedir. Sorun bu açıdan ele alınırsa, belkı etkıli sonuçlara ulasüabilir. Yoksa bağlı oldugu dıne inananlara bile eziyet etmekten çekinmeyen bir yönetimden, müslümanlara ayn bir yöntem uygulamasını nasıl istersiniı.j Libyalı gazetecı arkadasım, boyle bir yorumu ilk kes duyarcasına dikkatle dinledi. Fakat nedense üstunde hıç durmadan geçıştirdı. temel görüşleri ve Birlesmiş Milletler'de savunduğumuz fikirlerin el verdığı ölçüde katılacağrmızı büdırıyordu. özet le bu, kararların hemen hıç birme katümıyacağımız anlarmrfl taşıyor ve bunu herkes biliyordu^ İ duğu konu, «Fılipinler'de yaşayan müslümanlara yapılan eziyetlerle» ilgıli ıddıalar. Kaddafi yönetiml, bu konuda belgeler toplayıp, yol paralannı vererek tanıklar getirtmiş. Bu ezıyetlerın son bulması içın ıslâm dünyasının elinden gelenı yapmasmı ıstıyor. Ancak kulıs'te Konferan sm bir başka üyesi, Endonezya'nın aksi yonde çabalan var. Endonezya, cKonu Fılipınler'ın iç işidm dıye, gündeme alınma masını ıstıyor. Bu goruşe taraf ta r toplamaya çalışıyor. Ama ne varki Libya'nın kulıstekı ağırlığını yenemiyor, alelacele Kahıre'den getırttiği Filipinler Büyükelçısının de konferansta din lenmesi tavizıni kopartmakla ye tınıyor. Telgraf konusu Türk heyetı içın aksafclık s*yılacak bir tatsızlık da. Gıne delegesınm başının altından. çıktı. Gine'yi konferansta temsil eden ve Suudi Arabistan*in mad di manevî desteğı ıle beslediğı,% kulislerde açık açık söylenen Gine'run Cidde Büyükelcisi. Türkiye ıle Senagal'ın tsfaılis olan Uişkilerınl tonamak ıçin, iki devletin Cumhurbaşkanlan na birer telgraf çekmeyi öneriyordu. Gerçekte Ulkesıyle arası pek iyi durumda olraayan Senagal'i ^ıedef alıyordu bu öns ri. Ancak ne olursa olsun, Türk heyetınd de kuçümsenmeyecelc bir hakaret sayilırdl. Diplomatlarimız btr, kez daha kollan sıvayıp, Türkiye'nin böyle küçük oyunlara getınlmek ıstenreesini hoş göremeyeceklennl, kesin bir dille, ilgıli kulıs çevrelerine bildirdiler.. tşın komık bir tarafı da, Sunay'a çekilecek böyle bir telgrafin açıkta kalacağıydı pek tabıi. Neyse bu iş de, Türkiye"nin sert sayılacak . bu çıkısıyle kulıste yok oluver« Bir soru, bir cevap Bir Libyalı gazetecı, Türk kamuoyunun Fılipınler'dekı durum konusundaki tepkısini soruyor bana.. Açıklıkla cevaplıyorum sorusunu.. «Boyle bır konu gerçekten var sa, bızı de elbette üzer Ancak sız olaya yaniış bır açıdan egıli Vatikan'a hayır Filipinler sorunu, toplantınm en çok tartıştığı konu oluyor. Campari keyfi Bu arada kulislerde çene çal maktan yorulan delegeler, sunulan çeşıtli sulan yudumlayarak dınleniyorlar.. îçkı aralarında ılgi^ekjcColaj'lai Jto ol> muyor değil.. Bır ara Suudi Ara bistan'h iki delegenin yanına vaklaşmıstın), garsonun saydıgı alkolsüz içkileri can sıkıntılı bir baş sallayışryle gen çeviriyorlardı.. Sonunda garson, tBitter soda istemez misiniz, bpki Campari gıbıdir» dedi. î>;iwn|p de yüzü gülmüştü. Az «onra, kır mızı renkli sodalannı, campari (Alkollü bir îtalyan içkısi) içercesine keyifle yudumluyorlardı.. Türkiye'de,sırası gelince Konfe fansta beklenen konusmasml yaptı. Hemen bütün konulan, yumusak ve iyimser bir Uslupla ele alan Türkiye, Konferansın alacagı kararlara da, Anayasamızm laikhk ükesi, Dış politi İlginç kıyafetler Cezire Kasrının yemek, kahve, bekieme salonlan, bırer kulıs o lup çıkmışlar. Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Oman ve Yemenli delegeler başlannda bölgelerine özgü bir şapka olan «ageloleriyle ilgi topluyorlar, Konferansın Airikalı kanadı da, rengârenk entari gibi giysileriyle kulise şirin bir hava veriyorlar. Konferansta konuşulacak konu lar, önce kulislerde tartışılıyor. Ancak belirli görüş birliği sağlan dıktan sonra toplantıya getiriliyor. Bizim heyetten Büyükelçiler Günver ve Yiğit'e de kulist* hayli iş düşüyor... MALKOÇOĞLU yazan ,ve çizen: Ayhan BAŞOGLU KILIÇ Türkiye önlüyor îslâtn Dünyasının başını çekmek cmelinde olan Libya, «Bulgaristan'da yaşayan müslümanla ra yapılan baskılar» başhklı bir konuyu, Konferans gündemine aldırma çabasında.. Türk heyeü ise bunu ağırîığmı koyarak önlüyor. Bizim dış politika ilkelerimize gore, Bulgaristan'daki müs lümanlar her şeyden önce Türktürler ve Türkiye bunlarla Ugili bütün sorunları, Bulgaristanna olan ikili iîışkileri çerçevesinde ele ahp çözümler. Sonra sözü edılen baskının, din inançlarıyla pek ilişkisi de yok, bilindiği kadarıy. la Bulgaristan. sınırlan içinde ya şıyan Türklerin din inançlarını engellemiyor. Ancak Türkiye'de de oldugu gibi, fes, sarık giyme gibi konularda bazı kayıtlar koyuyor. Sonunda bizimkilerin çabaları olumlu sonuç veriyor, Lib ya bu konudaki isranndan vaz geçiyor» Başlannda «Agelt sırtlannda entari 2 Suudl Arabistan delegesi toplantınm yapıldığı otelin önünde kimbilir hangi konuda laf kaynaüyorlar. a.. Konferans devam ediyor, delegeler, Pans'e Roma'ja Atina'ya uçacaklan günü sabırsı»Ukla bekhyorlardı.. Î A R I N : îlgi çekici bir lider Muammer Kaddafi.. DİŞİ BOND LERİKlDE , VVİLUE VE AC CULCE Filipinler konusu Lıbya'nın konferans gündemine aldınp en çok üstunde dur TİFFANY JONES TUH ALLAK T Î P R I İLÂN 12. ASLİYE HÜKUK HÂKtMLİGtNDEN 972/352 Davacı Necdet Kararnızrak tarafından davalılar Hidayet Karaduman ve Güney Tunaboylu aleyhlerine açılan 6270 TL. lık hasar bedeh talebi olan alacak davasının yapılan duruşmasında: Davalılardan Gtiney Tuna, boylu'nun, tzmir, Hatay Caddesi No: 330/16 da oturmakta iken bu adresinden aynlmış olup adresi meçhul olduğundan adı geçen Güney Tunaboylu'ya ilân yolu ile tebliğat yapılmasına karar verildiginden adı geçen davalının duruşma günü olan 17.4.1973 Salı günU saat 10^5'te tstanbul 12. Aslıye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda bizzat hazır bulunması veya bir vekille kendisini terasil ettirrnesi davetiye yerine kaim olmak üzere U&nen tebUğ olunur. (Basın: 23612031) GARTH USCIMPA DA CGSuCS BOB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle