25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 20 Mart 1973 Teknik Öğretim M V e m e l Eğitim Kanunu» Tasann, gazeteleI I I re, ajanslara yansıyan kadarıyle, çok • önemli iki sorunu çözümleyebilecek durumda (anlayışla uygulanırsa) görülüyor: 1 Kalkınmaımz için çok zorunlu olan çejitli mesleki teknik öğretimi geliştirecek, 2 Lise çıkışlıların üniversite ve yüksek okul kapılarından gerl dönmelerinl önleyebilecektir. Olaylar ve görüşler ÖCRETİM ve KALKINMA Enver Naci GÖKŞEN bir okuldan hâlâ yoksunuz. îlkel avlanmalar yüzünden kimi balık türü tükenmiştir sulanmızda. Bilimin, tekniğin el uzatmasıyle dofal varlıklarımızın nasıl güç kazanıp zenginleştiğini şu küçücük açıklama güzelce belirler: Vaktiyle Eğridir Gölü'nün balık üretimi 5'ilda 80120 ton iken Hidrobiyoloji Enstitüsünün bilimsel ıslah çahşmalarından sonra etl de lezzetli dururoa getirilen tatlı su levregi (sudak) ve sazan balıklannın üretimi 1200 tona yükselmiştir. Bu gölde lstakoz da yetiştirilerek vabanci ülkelere ihraç edilmeye baslanmıstir Gfilün yılhk kirası da 15 bin liradan 15 milyon liraya vükselmiştir. Yani devletin kazancı İS milvonu buimuştur. Bu örneksemeyi torjrak ilrünlerimizin her biri için de düsünebiliriz. Geçen'errie eazetelerde okuduğumuza göre Ziraat Mühendisleri Koneresinde bir konusm» yapan Saym Başbakan: «tleri ülkelere ulasabilmek Jçin olrfukça uzun mesafeleri katetmek zorunluSu hâlâ vardır» demistir. Tarım sektörüniin gavrisafî millî hasıla içindeki pavınin yÜ7de 35.7'den yuzde 25'e düstügür>ü belirten Ba^bakan Melen, «Buna ra2men tanm sektörü üretken sektörler icinde en büvük paya sahiütir» demis. Jhracat geiismelerimizin yüzde 70'inin tanmdan «agiandıSını blldirerek şunları eklemistir: «Tanm sektörü, kalkinma planiannda 6ngörLİen vüzde 4 rfolavlarındaki hedpfe ulasamarr.ıstır. Bunun bashra nedpni de bu «ektörün hava sartlanndan büyük filçüde etkilenmesivle teknoloiik gelişmenin henüz veter ölçude gelismemesidir.» Savın Basbakanın sözlerinden de anlaşıldıgı gibi. artık tanm sektörünü si'tematik bir yolda gelistirmek, sanayi ile beraber eötürmek kalV'irramızın 7or«nlu bir versitelere. yüksek okullara ögrenci göndermekten baska bir ise yaramamaktadırlar. Sınırlı v e kısıtlı olan yüksek ö^renlm knruluşlarına giremeyen birçok genç, haklı olarak, sızlanmaktadır. Özel dershane furyası da bu cdelik • yama» çelişkisinden doğuyor. Ortaokuldan sonra gldecek baska öğrenim kurulusu bulamayan gençler, liselere yazılmak zorunda kalıyorlar. Liselerimizin sayısı günden güne çogalmıştır. Birtakım politik düsüncelerle. yeterli yetersiz boyuna lise açtık. Bugiln 93 tanesi normal öğretim yapan 430 lisemiz var. Bunların 337'si ikfli 6Sretim yapmaktadlr. Hesapsız ve plansız olarak açtığımız liseleri bitirenlerin çoğu, kadrolan kısıtlı olan yüksek ögrenim kuruluslarına girmek istemektedirler. 1972'de 110 bin öğrenci, üniversiteye girmek için sıra bekliyordu. Ralbuki ortaokuldan sonra meslekî teknik kuruluslarına, tanm okullanna... girebilme olanakları bulunsaydı bu gençlerin pek çogu orta dereceli me«lek ögrenimlerind'en sonra ya iş hayatına atılmış olacaklar, va da kendi branşlan dogrultusunda yüksek öğrenim görmek isteyecekler ve Ivi birer meslek adamı olarak yetişmiş olacaklardl. Sa\nn Prof. özcan Köknel, meslekî teknik ö?retim konusunda şunlan sövlüvor: «Yüksek ögrenim vapmıs bir eencin kendi yeteneklerl altında bir işte çahsmak zorunda kalması, kendinden beklenilen verimi gösterememesi. yüksek Sgrenimden diplomalı arra gerekli içi göremeven mutsuz bir avdm sınıfının ıfogmasi. bunlann yetismesi icin harcanan milyarlann degerlendilmemesi, nihayet meslek eruplarında rautlak gerekli olan yardımcı teknik eiemanlann yetismemesi hep bu oranın yüksekligine baglıdır. Ancak bu sorunu yüksek öSretime baslamadan çörGmlemeli ve orta ögretimin belirli d5nemlerinde teknik ögretlme kaydırroalar yapmah. yök'ek ögretime öğrenci hazırlavan orta ve lis« fizretimlni nnırlamalı, bnralara aynla Bugüne değin meslekî teknik öğretim alarında fazla bir girişimde bulunmuş değilizriir. Klasik, bürokratik ve olö*ukça soyut bir yol izleypgeldik. Ağırhgımn orta öeretim basamagında bulumnası gereken meslekî teknik öSretim adına kurabildiğimiz okullar genellikle sanat enstitüleri ve sayılan ancak 20*yi bulan orta dereceli tarım okullandır. Oysa tarıma elverisü, fakat henüz işlenip değerlendirilmemis büvük toDraklanmız var. Yakın zamanlara dek tanmcılığı. ciftçiügi ön plana almışken simdi sanavi memîeketi olma çabası içindeviz. Kalkınmamız icin yalnızca sanayileşmeye yönelmek eksik bir davranıştır: sanayi kadar tanma ve ürüncülüğe de önera vermemiz gerekir. Kalkınmamızm temeli. hiç kuskusuz, ktiltür ve teknoloii olacaktır. örnegin orta ve yüksek derpceli hölge tarıra okullan hem kalkınmamıza katkıtfa hulunacak, hem de üniversite ve vüksek okullara akmı r,Idnkça önleyecektir Keden pamuk. zevtin. incir üzüm. tütün, fındik... vetistiren bölgelerimizde bu ürünler urerine oSretim yapan orta ve yüksek dereceli okullanmız bulunmasır?.. Büyük zevtinlikleri bulunan bir dostum, oîlunu iyi, biigili bir zeytin uzmanı olarak vetistirmek istedi. Bir zevtincilik enstitümüz (kolejimiz ya da lisemiz) bulunmadıSı icin flnce bir lisede okuttu. Delikanlı, liseyi bi+iHikten sonrs Ziraat Fakültesine cirmek istedi. Fakat aldıŞı ru=nla sanat tarihine girebilecekti. Bu sonuea iizülen baba, oğluru Ispanya'nın bir kıvı ka*aba«ında bulunan bir zeytineilik enstitüsüne gönrfer^i. Böyie bir olanak bizde nicin buiunmasın''.. Bolli bir ürün ya da rnadde üzerinde öerPnim pörmüs. bilimsel yoilarla vetismls eencler. ürür>.lerimizi, dor»al variıklanmızı deŞeılendirmpde ve !"ttırmada az mı ysrarll. verimli olurlar*.. Başka bir ömek: Yurdumuzun üç yanı d > <rizle epvrtlidir. îc sulanmızi ria katarsak dfirt yanı diyebiliriz. Ama su ürüp'erlmfzfTen veterince vararlanabflivor mujruz? Önemli bir besin olan balıüı bol bol, ueuz tıcuz vivebilivor muyuz"1 Elbette «hayır!» Yıllardan beri sulanmızı ve su ürünlenmizi fneeleyen ve kendi smırlı nlanaklan idnde vaıiık göstermeye çaiısan Hidro • Bivoloii Enstitüsünden baska blr kuruluşumuı var mıdır? Ne yazık ki, teknik balikçı yetiştiren cak olanlarda aranacak şartlari belirlemelldir. Böylece yüksek öğrenimln yükü hafiflemiş, kalitesi yükselmiş olacak, aynca aynı şartlar altında yetişmiş olan gençlerden sadtece ekonomik imkânları elverişli olanların yüksek öğrenime devam edebilme şansı olabilecek izlenimi orta dan kalkacaktır.» (1) Millî Eğitim Bakanı Sabahattin özbek de mesleki teknik öğretimin gerekliliğine inanmış gözükerek diyor ki: «Her lise mezunu üniversiteye girroek istiyor. Buna lüzum yoktur. Dünyanın hiç bir yerinde de buna lüzum görülmemi?tir. Biz, öğrerıcivi hayatını lisede kazanabilpoek duruma getirmeye çalışıvoruz. Bu amaçla liselerin şeküni degistirdik Meslek okullanna önem verdik. Millî EŞitimde iyi bir plan yapılmazsa mesele daha çok karışır.» Ne var ki, memleketln muhtaç olduŞu meslek oknllannın kurulmastna bir an önce geçilmelidir. (Aslında egitim sistemi kökten bir değisiklik beklemektedir). Bu dilekler, kâgıt üzerinde kalmamalıdır. Bueüne dek bu yolda hayll ilerlemis olmaltvdık. ama zararın neresinden o*önülse vine kârdır. Yeni meslekî • teknik okullar kuruluncaya dek. en dogal davranıs mevcut kuruluslardan yararlanma voluna gitmektir. Nitekim M. ESitim Bakam, tlk aHımtn nasıl atılacagını mıiidPİemis bulunuvor" «M E Bakanı Prof. S. özbek, teknisven okulianvle bünvelprinde teknisven okullan bulunan «anat en=ti»Glerinin «teknik lise» haüne getirilmesj Için çalısmalara basianHıgmı bildirmistir. Teknik liselerde acılacak elektrikçi. elektrorik. maklne res. samlıgı meta! isleri ve modelcilik böiümlerinde gelişmekte bulunan sanaviimizin ihtivacı olan elemanlar veti=tiri'ecekt!T ' Bu arada. tanm sektörüvle ilsili ön çalışmalarm da ele ahnmış olmasının gerekliliğine işaret etmeliyiz. TEKERLtiMtLER Tekerleme, kelimelertn benzerllğinden yararlanarak söylenen yarı anlamlı tuhaf sözlerdir. Masalların başmda veya sonunda birer tekerleme söylemek âcîet olmuştur: «Evvel zaman içinde, kalbnr saman içinde, deve tellil iken. pire pehlivan iken.j» Bazen tekerleme söylerken kelimelertn ahenginden zevk duyduğu da olur insanın: «Eveleme, develeroe. devekusu kovalama, misk ü amber, reng ü çember..» Dilimız tekerleme bakımmdan çok zengindir. Anadolu1 da halk ağzında ilginç tekerlemeler dolaşır: Bugün çünlerden salı Gel Ankara'nın balı Tiyeyim içevim Mnradıma eeçevim Güzel değil mi? Bir de şuna bakint Tahta tabta tamasa Hos geldin Kıvram Pasa Kıvram Pasanın atları Kiril kirii kisniyor Nev devin kisniyor? Dizein devin kişnivor Dizçini nerden atmalı? Satıcıdan almalı Binek ata vermeli Binek atın üstünde Devam edelim: tğne iğne iğne Bir ncnnda döfme Kimselere detne Basin yere eğme Bir tekerleme daha! Benim bir esefcim vardı Nuh zamanında vası vardı Kabir kadar disi vardı Kubbe kadar başı vardı Bilmpzdi hiç amanı • Günde verdi bir vük samanı Demezdi Zemherinin K<sı vardı Üstüne va*an kardı Dagdaki çam a£acı Tanında koz aîacı Tatlı değil. pek aeı Geliyor çifte hacı İki bülbül oynuyor Birini vurdnm düsürdüm Bana kanlısı diyorlar Getir kanın icevim Adana'va kaçavım Mahpnsbane kilid] DaSı tası bürüdü Köske eelen kim idr? Emmin ofln Musacık Eller kollar kısacık Ben Sen Ben Sen bineyim kır ata binesin kör ite gektire sektire ektire ektire Sonuç Ülkemizin d'ogal ve sosval vapısma uygun okullann açılması ve buralarrior. vetiseceklerin is hav'atına atılabilmpleri kı«» ıHrteli olmavacaktır elbette Orta ö?rctim dÜ7Pvfnde niaplarım bu yıl kurmaya baslasak en azından üç yıl sonra mezun vereceklerdir. Yeni kurulacak olan okullara vakın ortamda buhınanlannı ele alıp ıslah etmek. işe buradan hemen baslamak çok pratik ve havlrlı olaçaktır Bir an önce kalkınabilmpmiz icin her türlü dogal varlıgımızı bilimsel ve teknik bir biçimde degerlendirmemiz, refah ve mutluluk içinde vasavabilmemiı lcin daha çok verim ve ürün eldte etmemiz sarttır (1) CuTUharivet Gazetesl. 15/2/1973 Üniversitelere Akını Önleme LJselerimiz bugünkü durumuyle ancak ür.l Atatürkçülük Devrimciliktir M. İskender Özturanlı İzmir Barosu Başkanı ir ulusu ulus yapan, o ulusu meydana getiren insanlann düşünce yapısı, kafa yapısıdır. Bir insan, boynuna kıravat takmakla, basına melon bir şapka geçirmekle nasıl uygar İnsan olamazsa, onun gibi özgür düşüncenin egemen olmadığı bir toplum da «uygar toplum» niteliğini kazanamaz. Uygarlık, kafaların tfışı ile değil. içi ile ilgilidir çünkü. Üzerine ne örterseniz örtün içini değiştiremez, özgür düşünceyi yaratamazsanız, uygar insandan, uygar toplumdan söz edemezsiniz. Hoşgörür insanı, özgür insanı yaşatamazsanız, uygar toplumu da yaşatamazsmız. Uygarlık, bir toplumun mutlu olma çabasından doğmuştur. İnsan için olduğu gibi, toplum için de amaç mutluluktur. Uygarlık bir araçtır yalnız. Tüm kuruluşlar, tüm örgütler insanın mutluluğu içindir hep. Bir toplumda yaşayan insanlarin düsCnce blçlmi, o toplumun aynasıdır. Bir ülkede bulunan yasalann değeri ise o ülkedeki insanlann değeridir. Yasalar, insan yaşamının, insanlar arasındaki ilişkilerin ürünüdür. însan ne İse, yasası da odur. Toplum nasılsa, yasası da öyledir. Bu gerçeği bildiği içindir ki Büyük Atatürk, Türk insanını Doğu düşünce biçiminden kurtarıp, Batı düşünce biçimine kavuşturmak istemiş, Türk toplumunu Batı uygarlığına yöneltmeğe çalısmıştır. Bunun adına da hiç çekinoıeden «Devrim» demistir, «Devrimcilik» demistir. Ama ne acıdır ki biz, devrim sözcüğünden korkuyor gibiyiı son zamanlarda. Sanki 3. Selira devrinde, 2. Mahmut çağında yaşıyoruz. Ağızlanmızda reform sözcüğü, kulaklarımızda reform çığlığı... Reform sözcüğüne bile katlanamayıp «Islahat»tan dem vuranlar var içimizde. Sanki Atatürk devrimci değilmiş ve devrimlerini Türk gençliğine emanet etmemiş gibi... Sanki Atatürk devrimleri ve Atatürk devrimciliği 1961 Anayasası ile Türk ulusunun uyanık bekçiliğine» bırakılmamış gibi.» Atatürk'ün doğrulrusunda mıyız, değil mlyiz? Önce bunu saptayalım ve devrim sözcüğünü Atatürk gibi anlamağa çalısahm. 1925 yıhnda ^Türk inkılâbı nedir?» diye soruyor ve şunlan söylüyordu Atatürk: «Bu inkılâp, kelimenin ilk anda işaret ettiği ihtilâl mânâsmdan baska. ondan daha geniş bir değişikliği ifade etmektedir.. Büyük milletimizin hayatımn seyrinde vücuda getirdiği bu değişiklikler herhangi bir ihtilâlden çok fazla, çok yüksek olan en muazzam inkılâplardandır. Çok milletlerin kurtuluş ve yükselme mücadelesinde köpürdükleri görülınüştür. Fakat bu köpürme Türk milletinin şuurlu köpürmesine benzemez.» Atatürk devrimciliği bilinçli bir d^vrtmciliktir bu nedenle. Daha doğmsu «Ttirk devrim hareiteti» bilinçü bir harekettir. Akılcı, banşçı, insancı. sosyal a*.1aı°tç! ve 'fegürlükçü bir devrimciUktir Atatürk devrimciliği. Bilinçsiz bir köpürme ile bans ve üis?nlıktan uzaklasanlarla, McCarthy edasıyla her türTü özgür. leri ve yerri düşüncevp Sarsı cıfcanlar. istedikleri kaciar «Atatürk'ün ışıklı yolunda» olduklarını söylesinler, hiçbir zaman Atatürkçü değüdirler Atatürk devrimcisi değildirıer Ataı'irr*U ışıklı yolunda, Atatürk'ün izinde ve yönünde clarâar, aevrim sözcügünü oaşke rurlü değil. O'nun gibi anlayanlardır. Şiradi soralım kendi kendimize: Atatürk'ten sonra biz, O'nun dinamik atıllmcıhğınl bir yana bırakıp, Doğu dünyasının «idarei maslahatçı» düsüncesine saplanmadık mı? «1darei maslahatçılar esaslı inkılâp yapamaz» diyen Atatürk'ün doğrultusundan ayrılmadık mı? «Taviz kapısını bir kere araladınız mı ardına kadar açıhverir» diyen Atatürk'ün yarattıgı devrimlerden ödün üstüne ödün vermedik. devrimcilik anlayışından vazgeçmedik mi? Reformculuğun. «Toplumda daha büyük bir sosyal adaletin, ihtilâle baş vurmadan, reformlarla sağlanabileceğini ileri süren bir sistem» olduğunu unutarak, sosyal adaletten büsbütün uzaklaşmıyor muyuz? «Ciddi, tutarlı, etkin bir reformculuğun» devrimcilikten başka bir şey olmadığım unutarak, başladığımız reformlann sonunu getiremeden onlan yozlaştırmıvor muyuz? öyleyse devrimcilik sözcüğünden korkmayalım. Başladıgımız reformlan ancak Atatürk devrimciliğini, Atatürk'ün devrim anlayışım benimsemek suretiyle bitirebileceğimizi unutmayalım. Ücretlerdeki Aldatıcı Görünüş ürklye'de son zamanlarda sözü çok edilen konulardan biri de ücretler olmuştur. Ücretlerin genel gidişine bakmadan önce diğer gelir çeşitleriyle ilişkisine bakmak ve genel gidişini bu çerçeve içlnde ele almak gerekir. T B Bir piyasa ekonomisinde üretilen mallar ve hizmetler, toplumun üyeleri arasında onlanrt üretimdeM yerlerine göre ücret (maas dfahil), kfir, rant ve faiz olarak bölüşülür. Bunlardan birisinin millt gelir içindeki payının azalması öbürlerinin paylannın çoğalmasına yol açar. tşte, bu gelir çeşitlerfnden şu arfda dikkati çeken, üstünde durulan yalnız öcretlerdir. ... Ücretlerin üstCnde duran, feryat edenlerin ele aldığı konu da ücret «rtışlannın yüksekliğidir! Ücret artışlan hakkında yargıya varmarfan 6nce şu üç sorunun cevaplandınlması gerekir: a) ücretler ne kadar artmaktadırî b) Fiyat artışlan öcret artışlannın ne kadannı götürmektedir? c) Ücret artışlannın millt gelir artısına göre durumu nedirT Artış Gerçek mi? Ücretlere bakıldıgında ilk anda yüksek bir artış görülür. (Slgortalı işçilerin ortalama yillık kazançlan 1363'te «S37 TL... 1965'te 7.887: 1967'de 9.427: 1969' da 11.727 ve 1971'de 14.351 TL.) (11. Sigortalı iççilerin ortalama vıllık k?7anclan l<W3'te 8^37 TL. iken, 1971'de 14.351 TL. olmu«tur. Bu. sekiz vıl içinde 8 oll!) bir artıs demektir. Ama, gönilen gercek bir artış mıdır? Yani i v i 1971'de eline secen Daravla 1963te satın alabildifiinden «İ119 daha fazla ma! ve hizmet satın a'abilmekte midir? Diger bir ifadeyle söz konusu dönem içinde fivatlar hiç artmamis mıdır? Ri1pliesİ7 ki artmıstır. Hern de «464 (2>. Durum börle olunca üereflerde ilk bakısta sörünen «'»lio artısın gercek bir artıs olmadığı ortava cıkmaktadır. Arhsın vansmdan fazlası fivat artıslanvle eötürülmüs. eeriye »SS'Uk bir artıs kalmıştır. gerlendirebilmek için blr adıra daha atıp, toplam nüfus içindeki işçi . memur yüzdestne düşen milli geür yüzdesme bak rr.ak gerekir. îşçi memur yüz desi basına milli gelirden düşen pay 1963'te 1.48 birimken 1965 dışında sürekli düşerek 1971'de 1.31 birizn olmuştur. Yani artmak bir yana, esfcı seviyesini bile koruyamayıp, düşırüştür. Tabloda da görüldUğO gibi ücret ve maaşlar 19631971 döneminde milli gelir içindeki paylannı koruyamamışür. Hemen belirtilmelidir Id bu durum yalJIW1963lâîl dönemine Szgü îktisatçı . Sendikact birsl|r 4*~ değlldit. Verilerin m v g h t ^ t e g u başka bir dönem oTarri95A1960 ta da aynı dururn görülmektedir. Ramu kesimindeksi 1971'de 12U olmuj (3), y». gellrden giderek artan blr pay de çalışan aylıklı ve Ucretlilerin ni %64 artmıstır. Rİmasından değil, Ucret ve ma gelirleri söz konusu sürede yalMİI11 gelir «< 6 artarken Ccret as alanlann sayısının artması nız % 9 artarken, milli gelir / >4 V» 38.6 artmış, dolayısiyle de kamu kesiminde çalışan aylıklı ve ucretlilerin tnilll getirden alMÎLLÎ GELİR tÇİNDEKt ÜCRET VE MAAŞLARLA İKTt. dıkJan pay % 22 oranında azalmıştır. Aynı azalma sigortalh SADEN FAAL TiCVVS lÇtNDEKt stGORTAU ibÇt VE lar İçin de V» 10'un Ustündedlr MEMÜRLAR (4) (5). Tıllık toplam Memnr re îşçi ve me îşçı ve meÜlkemizde tüm ücretliler heücret ve masigortalı mur yuzdesi mur yüzdesi nüz sigortalı değildir. Dolayısıybasına millî •slann mılişçilerin basına millî le de sigortalılara ait rakamlar gelir lî gelire iktisaden fagelirlerdeki tüm ücretlileri kapsamamaktaonuu ai nüfusa arti» dır. Sigortaca kapsananlar da genellikle daha iyi koşullarda ça•'t 1/S hşanlardır. Bu yüzden tüm üc1 2 3 4 retlileri kapsayan Ücretler orta1963 1S 11.7 1.48 2.7 laması ve milli gelirdeö toplam 1965 »6 1.52 14.8 53 ticretlerin payı yukarıdaki ra1967 15.7 10.9 1.44 5.6 kamlardan çok daha dUşüktür. 1969 1^6 17.0 12 S 3.7 1971 1.31 18.2 13 8 ÜCRET VE MAAŞLARIN, MİLLÎ GELİR İÇİNDEKİ PAYI DÜŞMEKTE, ÖBÜR GELİRLERİN (KÂR, RANT, FAİZ..) PAYI ARTMAKTA BÖYLECE GELİR DAĞILIMINDA DENGE BOZULMAKTADIR. AliEşrefTURAN Yukandaki örneklerde görüldüğü gibi tekerlemeler yarı • arJamlı «özlerdir Ne var ki, şu günlerde hiç kimse tam anlamlı sözler kullanmadığına ve herkes yarı ar.lamlı sözlerden yorumlar çıkarmaya çalıştığına g5re tekerlemenin tam zamanıdır. ö y l e ganıyomm ki, şu aşagıdaki tekerlemeyi hepini? beğeneeeksiniz. «Satır • aralannı» okuduğunuz zaman, mübarek tekerleme degil. âdeta başyazı: Zaman zaman içinde Kalbnr saman içinde Cinler cirit oynarken EskJ hamam içinde Nerde var nerde voksa Bir sinek vızıldadı havaya v Tağını sflzdük üç altmıs bes tavaya Dfrisinl sattık TÜI binlerce liraya Kemiklerinden bir köprii knrdnk Ankara'ya Ne dün ne demin ne bngüne bagün iki adam geçti Biri sisman, iki sisman Biri dost biri düşman Geçen de pisman eeçmeyen de pişman Sırat köprüsSnfl mS desem Ecel köprüsünS mü despm Talan mı desem ne desem O yalan bo yalan Bu da mı yalan Anan yalandan gitti Baban yalandan gitti Sen de yalan o da yalan Seni gidi yaglı keçi , < Çıkanna bağlı keçi Yalan yuvası olmuş Ağzının içi. Okuyucu Mektupları Kadıköy, Kazıköy oldu ğundald Dir Kazı sanasında çalışan amele sayısı l()'u bulmuyor. Bunun da birkaçı sonbet tıalinde. gerçekte çalışan 35 Kışl E bfiyle ış öiter mi? Şu Bağdst caddesuıdela hafrtyat dolayısiyle sabah ve akşamlan trafik fena halde sıkışıyor. Sinemalann bulundugu General Asım Gündüz Caddesinin iki yanı tretuarlaT. hallaç pamugu gibi atıjdıgından biz yayalar jrtadan yürüyüp tıer an araba altında kalm'ak tehlikest ile vüzvüze kalıvonjz Mev stm kış. kazılan etıkurlar su ile doluyoT ve etraftan çöp tenekeleri bosaltıldıŞından pek lptidai ve gayrtmedenî bir manzaramn mevdana gelmestne sebebiyet veriliyor Halbuki. yeteri sayıda amele çalıştınlmış olsa bu işlerin birkaç haftada lkmâl Pdilemempsi tçin hic bir sebpp yok .. Kontrol ve mürâkabedeki gevşeklık. Batı UlkeİPrtnda bfrkaç gtinde ikmâl edilebtlecek Işlerin, bizde kaplumbağa sürattyle aylarca sün'înfpmede kalmasına setoebiyet veriyor. Yasadığımız uzay çagında, ortaça» çabşmastvlp is vürütmeye imkSn var rmdır? Bfr insaat firmastnda çaiıHaldnn ÇAI.lKOfiLO^ $ıvordum. Btı flrmanm iki orBostann tst. tagı vardı. Işcilertnin en ço6«• ntı vabancı işçiler orostumvorda bu flrmamn. Gflnden sr»1ne eelişrl sermave. bavlık. zeneinhkl Derken hic bekipnmed'k bîr şerler oldtr Gül gfbi ealısıp girtiglmiz fîrma ortadan kayboldtı. Açıkeası Iflfts ? > 1 miş.. Komısmalar sürflo pidtyor, her agızdan Wr laf çılnMâlum olduğu veehfle. yor. «Satate iflfts» divorlar. Kavereisıne tâbi mükelipfler. 072 yılma ait versilerini. 973 «PHPSİ nlanntn flstüne ppc1rml«lpr Mart avının sonuna kadar f)demallanni mülklerird. IfiSs Mah mpk mfir^ırivetindedirler. kemesi işe el Btmıs, eldeld o^ra eden şevieri sstm savro alaMalive Bakanl'Şı • taraf'"(1ari caklılara daŞıtacakmıs. ama vaDilan rmthtplif uvarmaİTİa fliaenklılnnn hakkı oinn mpb verei mfltcfineflprinin. avın sontrmı bpklpmpdpn versi daire1S» fle. ffl9«cılarm mallan dprk rfeŞfl. Demefc lsttvonım M Wi lerine vereilerini vatırmaisn ve son pünlerde vukuu hulan izrün alacakhlara yetmiyor e!dedibamı önlemeleıi bildirilmek!d nara. tedir. rjzun sSztln kısasi. ne oiduvNe câre ki: BevoŞTu vprsi dasa benim atm teHme. b*>rıim pmeŞirrtP oldu. Tam 1400. iresi. bu mfikeilpf kpndisi yara^makts Mark naram kanatlandı tıcru Mart ayı hasırıda,nbpri'verei eitH FPebfr sey alamıvarafımı dairpsine •mürar3atta bulunan sonro soviadıklsnm. VP bevnnnSme tn'«>hinffe rnıİMı^amı» elimf»», rtsn rn«1rp?1«»f!prp: Sprvrt hcvan «Ifc erırbetin yoluna' nampcinin hPniiT qelmediiri cebplkim AtTUPfl kıtflBindn haVVshi vp^îlmpktp^îr. İRr aa verrtr. AssîaV'ar hpr vprBııMin flfi Mart 1<>T?> mflde bizi buluvor. Sovnını^ı'ar +a bnlımonlara vinp; <=pr ve d« ntrpınoiılar w> dp tnsanlık nPdir, erdpm nedir ve 19 • Mart 1975 Pazartesin•«r sader* TUrkJvod rton sonm geleceği cevab» veHir tarsfta var. Dünvanm h°r bfr tarafına tohum saçılır gibi îlpiülerin, eelpopk yıi icta sactlmışlar. simdiden hazırlıkİT bi^ınmalaMelrtubum bftiyor, sflmürtl nnm temini rlca oTumrr. değfl. Ahmpt rKVÎKKOL t. Ctnn»rı Sfnttrnrt Crhanfrfr Bir arkeolojik Razı sahası haline gelen Kadıköy caddeıerinin şu günfcü manzarasıru görenler hiç şüphe yok Si, Kadıköy adının (Kazıköy) den gelme olduğuna dair fikir bırliğine vanrlar. Gerçekten, Kadıköy kazıcılardan yakasını kurtaramıyan Dir ilçe olmuştur. Efendim. Kadıköyün caddelerini kimler kazmaz ki? Kanalizasyoncusu lcazar, elektrikçi si kazar, havagazcısıfeazar,terkoscusu fcazar, Belediyecisi kazar. velhasılı, eline kazmayı alan feazar. Hiç süphe yoktur kl, her kan bir maksada müstenit olarak yapılır Amma batayorsunuz ki, yüzlerce metre uzunlu• v> Sonuç Ücretler ve Millî Gelir Bu artısın meyö"ana geldi§i sürede ekonominin durumu nedir? Millî gelir artmış mıdır, voksa nldusŞu verde mi saymıstır? Tabiî ki millî gelir de artmıstır. 1PR8 vılı 100 olmak üzere 1%3'te 73 9 olan firpti'i fîvatlan ile «Gavri Safî Milli Hasıla» enEğitim iyi ve doğrn ?ören bir çift gözdür. Eğitmede hep anu^ tnğuımız sakatı. bo kez unutmavalım. (Sakatlann Eğitim Yurdn Vapım Kampanyamraa Bağışlannızla Sizde Katılın.) Türkiye Sakatiar Derneği Gene) Merkezi Çapa • Ist. Tel: 21 49 12 İSİM DEAİŞtKLtCt Satılmış olan ismim, îstanbul 20. Asliye Hukuk Hakımliğirun 7.3.1973 tarih ve 973/470 sayüı kararı ile Metin olarak değijtirıJmiştir. Salılmış ÜNAL Cumhuriycl H81 Verilerin mevcut olduğu bütün dönemlerde ücretlerin ve sonucu ücret ve ff^ıas hanesinin maaşlann milli gelir lçindekl kabarraasındandır Bu yüzden payının düştüğu görülmektedir. nıiDi gelir içinde ücret ve ma Milü gelir içinde ücret ve maaşaşların artışını ele alırken. ık lann payı düştüğüne göre öbür tısaden toai nüfus içindeki üc gelir çeşitlerinin yani fcâr, rant retli ve maaşlıların oramru da ve faizin payı artnıaktadır. Bu Konuya başka oır açıdan yakgözönüne almak gerekir. Bu o durumun pratikteki anlamı ise laşıluıca, örneğin toplam Ucret ran ise sürekli artmıştır. 196J gelir dafüımının gittikçe işçiler (Sigortalı işçılerirj Ucretlerinin te «,'<, 7.9 iken. 1971de % 13.8'e ve memurlar aleyhine ve geliritoplamı) ve maasıann millî gehx içindeki payına oatoldıgında çıkarak. seluz yüda % 74 artış ni kâr, rant, faiz olarak elde an sonuç, tabiî yıne aynıdır. göstermiştir ki bu artış toplam edenler lehine bozulması demekücret ve maaşlarm milli gelir tir. Milli gelirin ücret ve maaslara içindeki oranında aynı dönemda giden kısmı yıllar itibariyle argörülen ° o 551ik artıştan faz (1) «Kalkmma Plsnj Üçüncfi Bes / tış göstermektedin 19«3'te '/, ladır. Bir yandan milli gelirin Yıl», T.C. Resmî Gazete. 2? 11.7 iken, 1971'de % 18 2'ye çıkKasım 1972, Sayn 14 374. s : mıştır. Ancak görülen bu ar içindeki ücret ve maaşıaruı oranı artnus. ama öbür yandan 214. tışın ücreUi ve maaşlıların letoplam nüfus içindeki ücTerli ve bıne bir artış ttade edebılmesı (3) Aynı kaynak. K Z16. maaşlılann oram daha da faziçin toplam nüfus içinde üc(?t DtE. Türkiye Mİ1B GeBrl la artmıstır. Dolayısiyle »İrinci retli (sigortalılar) ve maaşlılaKaynak ve YSntemleri 1962sındeki artışın gsrçek bir artış rın oranının artmamış olması 1971. Ar.kara, 1972 s : 89. gerekir. Aksine nüfus yapısında clmayıp, ikincisıııin yarattıgı (1) «Kalkmma Planı Üçfincfi böylesine Dir değişıklik rarsa. bır görünüm olduğu ortaya cıkBeş Yıl.» s : 316. milli gelir içinde Uc.et ve rr,amaktadır. Artış oranlannı da (5) DPT. Kalhınma Plâru Birinci aşlann artması ounlanrı mill' hs da anîamlı bir sejdlde deBeş Yıl. Ankara, 1963. s: 49 ler ancak *'o55 artabilmiş, dolayısiyle de ücret artışı milli gelir artışının gerisinde kalmıştır. Yanı ücretler artan milli gelirden payını alamamıştır. A Imanyofdaki Türk işçisinin başına gelenler Beroğhı Vergi Dairesinin . ihmâli Havalandırma Tesisatı Yaptırılacaktır 1 OrtakJığımızın îstanbul Merkezi Rezervasyon katında havalandırma tesisatı yaptınlacaktır. 2 Havalandırma tesisatının keşif bedeli 65.400.00 TL'dır. 3 Teklifler 5 Nisan 1973 Perşembe günU saat 15.00'e kadar Ortaklığımız Inşaat Başmühendisliğine verilecektir. 4 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 5 Bu işe ait projeler ve keşifler mesal saatleri dahilinde. Gümüşsuyu Dersan Han No: 90'da THY înşaat Basmühendisliğinde görülebilir. 6 Ortaklığımız 2490 sayılı Arttırma ve Ekslltme Kanununa tâbi değildir. lhaleyı dilediğine vermekte ser>>estür. VEFAT ve TEŞEKKÜR Bizleri derin kederlere garkederek, ebediyete mtikal eden eşsiz ve yardım seven insan, büyük işadamı, Akder.iz A. Ş., Meh^ met Nurı Sabuncu, Suni ve Sentetik Elyaf A. Ş. kurucu, Piramit A. Ş. ve Mensucat Ticaret A. 5. sahiplerinden, Hacı Mehmet Nuri Sabuncu'nun gerek rahatsızlıgı, gerek ve/atı sırasında yakın ılgilerini esirgemeyen, cenaze törenine bızzat Katılmak, çeler.k göndernıek, mektup, telefon ve telgrafla taziyette bulunmak lütfunu esirgemeyen, başta Bayındırlık Bakanı Mukadrler öztekin. Adana Valısl Nezih Okuş, 6. Kolordu ve Adana Hatay Sıkıyönetım Komutam Korgeneral Vedhl Akın Belediye Başkanı Erdogan özlüşen, C. Savcısı Hüsrev Dülser. Emniyet Mıidürü Nihat Brtürk olmak üzere. bütün kadirşınas dost ve vakınlanmıza ayrı ayn teşekküre derin kederımiz mani bulunduğundan, minnet ve şükıan duygularımuı saygılanmızla a n edenz. A İ L E S İ TÜRK HAVA YOLLARI A.O. Cumhurlyet 1784 KENDİ UÇAGINI m KENDİN YAP (Cumhuriyet . 1780)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle