14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 28 Şubat 1973 80. Yaş Günü uhsin Ertuğrul üzerine yazılacak her yazı az çok eksik kalmaya mahkümdur. Onun bir insan ömrü içine sığdırabildiğl sayısız Isleri bir solukta kapsamak kolay değildir. Altmışıncı sanat jnldöntimünde bütün Türk tiyatrocularının işbirliği ile koca bir kitap çıkarmıstık da yine ne eksikler kalmıştı. Muhsin Ertuğrul 1909'da başladıgı tiyatro serüveni içinde, neler yaptnış, nelerle boğusmuş, seviyesiz bir başıboşluk içinde buldugu Türk tlyatrosunu neröen ahp nerelere getirmiş, insan düsündükçe çaşası gelir. Düşünün bir kere, varhklı görgülü bir aileEin «el bebek gül bebek» yetişttrilmiş çocugusunuz. Babanız hariciyeci. Seçme devlet büyüklerinin çocuklarmı okuttufu en gözde okullarda okumuşsunuz. Ortanın üstü, hatta ortanın altı bir zeka ile, o zamanki ucuz ortamda, hiç bir şey yapmasamz bile, sırf arkadan itilmekle istediğiniz yerlere varmanız işten değil. Nazırlık, müsteşarhk, büyükelçilik, müderrislik, devlet adamlığı, doktorluk, mimarlık. Bütün bu nimetIer üç adım Otenizde dururken siz kalkın, o devırde en olmayacak mesleği seçin: Tiyatroeuluk. yahut o devrin devimivle ovunculuk. Ovunculuk ki, o devirde torjlumdısı bir parya isi sayılmaktadır. Oyunculuk ki, o dönemde vüzsüzlük, dinsizlik, zındıklık anlamına gelmektedir. Ovunculuk M. o zaman mahkemelerde tanıklığı bile hukuki deger taşımamaktadır. Ve nihayet ovunculuk ki. o dönemde en katı anlamıyle sefatetin ta kendisidir. On altı yasında rahat baba evinin kapısından çıkarken arkasındaki bütün köprüleri yakan gözü pek cocugun tiyatroculuk serüveni iste ilkin bu büyük «tabu»vu RöÇüslemekle baslamıştir. Anlavın ondaki tutkunun derecesini! Anlaym diye söz eelişi söylüvorum. anlamanıza pek olanak da voktur hani. Bueünün, coihı onun savesinde erisilmis rahat koşullan içinden o çünün korkunc fcerçeSini canlandırabilmek hic de kolay detiîdir. «Sürüneeeksin» diye baSırmıstır Hivttkleri srkasından. «Bir daha bu eve dönemezsin» dıve bagırmışîardır. Sürünmüsrür gerçekten de, ama volundan vaz eecmemistir. Ve dünyada herseyden üstün tuttugu onuru yüzünden bir dahn eve de dönmemiştir. On altı vaşmda tutknsu uğruna ailesine ve dünvaya kafa tutan bu İnsan, ömrU boru vine avni tutkusu ugruna kim» boyun ejer? «Kuru ekmek de mi bulamam» düşüncesi bir lokma bir hırka ermişHgindeid tu ülkücüyü çıkar ugruna. rahat uğruna ödün vermpkten hep alıkoymuştur. tTiyatro adamı olmasamz ne olurdunuz?» dive Wr soru soracak oldumn"u bir eün kendisine. Bir çocuk içtenliği ile «Hiç düşünmedim ki» N Olayîâ* ve göiüşler MUHSİN ERTUĞRUL Haldun TANER diye cevap verdi. OndaH büyük aşkı, inancı ve direnci hiç bir şey bu altı heceden daha güçlU yansıtamaz sanırım. Evden, aileden, ortamalı düşunce ortamından, çevrenin dar çemberli kalıplanndan koptuktan sonra kendini yetistirmeye koyulmuştur. Makyaj odasındaki masa arkadaşı Vahram Papazyan ona, «Tiyatronun kâbesi Paristira ml demiştir, Muhsin Ertuğrul ne yapmış yapmış, Paris'in yolunu tutmuştur. Altı ay boyu kuru ekmekle yaşayarak! Kestane alabildiği günler kendine ziyafet çekmiş gibi sevinerek!. Günün birinde Viyana'da ve Berlin'de Max Reinhardt adında yeni bir tiyatro sihirbazı mı zuhur etmiştir, Ertuğrul bu sefer de kapagı. perdeci olmak, sahne teknisyeni olmak. fişrfirasyon oynamak icin onun vanına atmıştır. Rusva'da bu meslegin kralı Stanislavskv midir, onun da bilgisinden, eünden geldiğince yararlanmak. bir çeyîer kapmak için orava koşmustur Büvük achkla öjrenme ateşi içinde faydalandıeı re.iisörler yalnız bunlar değil: Lugne Poe. Jacaues Copeau, Nemiroviç Dançenko. Meverhold, Vahtanov. Jürgen Fehling, Heinz Hilpert ve daha niceleri... hatta hatta, kendinden çok gençlerl bu doymaz öğrencinin basvurduğu ustalar olmuştur. onun yarattığı bu hava, «koyrna aJal kapıya kadar giden» meselince kendinden sonra tavsamıç, yine alaturkahk, kolaya kaçıs, halkın ucuz gustosuna göre vodvile yöneliş. laubaliliği agır basmaya başlamıştır. Ertuğrul'un geliş ve gidişi ile acaip zikza!5 lar çizen tiyatro ancak onun sürekli Istanbul'da kalısı ile süreklî bir düzey ve gelişmeye ulaşnustır. Yakın tiyatro tarlhimize bakınca bu alandakl bütün uygar çabalaruı altında Ertuğrul'un imzasını eörürüz. Ttyatro alfabesinin ilk harfinin disiplin olduğunu i'.k öğreten odur. Tiyatro da bas oiuncu ve çevresi sistemini rafa kaldınp ekip ovununu ilk getiren odur. Tiyatronun sade oyundan ibaret olmadığını: ısık, dekor, kostüm, müzik, aksesuvardan oluştuğunu ilk kez belirten, sejnrciyl tivatroya karsı alaturka laubaliliğinden kurtanp ilk saygıya cafıran odur. Türk sahnesine Türk kızlannı çıkartan odur, Mınakyan uslubunun dakalamasyonundan ve Pathosundan kurtulup sahnede ölcülü, büinçli, ince avnntılan değerlendiren ilk büvük komDrv zisyonlan vapan ve örnek olan aktör odur. Çocuk temMİlerf ile geleceğin kuşaklannı. halk mattneleri lle seçır.e aydmlar dı$ında kalan vatandas kitle!erini tiyatrova H çeken, billnçH k proçram dereilerl ile haikı oyuna hanrla\an va ona tiyatro kültürü vermejfe çalışan, Sehir Tiyatrolannda Avrupa'daki benzerleri eibi tutarlı ve seviyeli bir repertuvar kuran. klasik ovunlan ilk olarak tanıtan, büvük Batı yazarlannı öz kendisl çevirip sahneye koyan, biraz yetenek gördügü Türk yazarlanna elini uzatan, yanlışını sahneden (töre göre öğrenir dive hoşgörü ile her oyunlannı oynayıp yüreklendlrmeye çalışan, odur. Oyunculara oynadıklan oyunun ruhuna ırfrebilmeleri için bilgiH vorumlar yapan, onlann ifade basamaklannı daha güçlendirmek için onlara mesleğin bütün bildigi sırlannı açıklayan, Devlet Konservatuan'nın ve Tiyatrosu' nun kurulmasmda birinci derecede amfl olan, burada da haltan ucuz zevki peşinde gidecek yerde nalkı oldugu yerden biraz daha yükseltmek için çok daha yukan nışan almış düzevde bir repertuvan uygulayan. ilk açık hava temsillerini düsünüp uygulayan. Shakespaere'i Türk tiyatrosuna ayn bir önemle tanıtan. Hamleti bir denektaşı haîine getirip, bir yandan sevircinin zihinsel düzeyine. bir vandan oyunculann oyun kabilifetini oldurtan bir araç olarak vıllar boyu îsrarla tekrar eden odur. Daha nice ctodur» lar sayılabilir. Bu «Odur» redifli cümleteri sütunlar boyu çoğaltabiliriz. Ee, bu kadar işin altında imzası olan. altmıs su kadar yılım tivatroya adavan. yakın tarihteki tivatro havatımızın tek otoritcsi sayılan birinsamn, büvük hayranlıklara o'.duğu pibi sert tenkitlere de hedef olması yadırganmarnalıdır. Ama surasını da insafla kabul etmek lâzımdıı' ki, bunca bofuşma, buncja çekisme ile. adeta her seyin alfabesinden baslanarak veniden kuruldugu bir ateMi hareket döneminde, bir insanm hic fire vprmemesini. her çeyi dört Vjsı mamur bir sekildp cözümletnesinl, her acıgı kanamasmı. ve herkesi ta*m1n etrnesini istemek de inlanüstü bir şey istemek olurdu. Doğru Olsan.. TöbDer (Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma DerneğDnde «Kıyım Dosyalarını Açıklıyoruz» başlığı altında okuduğum olayı olduğu gibi köşeme alıyorum: .«Olayın geçtiği yer: Elâzığ ili. Kıyılan öğretmen: Elâzığ Lisesi Öğretmenl Selâmi Kıymaç Öğretmen Selâmi Kıymaç, 197172 öğretim yılı başırfda P nlık Müfettisince yürutülen bir soruşturma geçirmiştir. Bı soruşturmada kendisine sbrujan sorular ve bu Sorulara veıdiği cevaplar şöyledir: . ' • Soru: Türkiye'de eğitimin bozulc olduğunu, fırsat eşitliJSlolmadı?ını. öğrenodlere havata aktarılamıyan kalıplaşmış eski bilgilerin verildrğini.' çocukların her türlü ilerici düşünceye ve ilerici akım'.ara açjc ri!ilundurulm.ası gereküğini fcurul toplantısmda 'avunmuşsunuz? Cev*>: ÖsTcncilere serbest dihünme ve özgürce tartışm» nlıskanliffinin kazandırılmasının. donmus bilgi yerine havata aktanlaıı yeni hilri'er öğretilmesinin kaçuıılmaz bir tonmluk olduğunu sövlfdim. Soru: Atatürk ilkelerini zayıfiatmaya çalıştıguıız.^ Atatürfcü asasiHdığm\z. sol kitaplan öğrencilere dağıttığımz iddîa ediliyor? , ' Cevap:' Ata«irk llkelcrinp s>kı «ıkıya baçlı olmakla rnnır duvarım. ÖsTencnere kifap daffittı5ım doihtıdur. Da&rtt'Sım kitanlar: Atflfiirk Ynlu. Atatiirkciilük Nedir. Atariirk tikpleri. Kurtultıs Savasımıy ve Sövlev'dir. Dn|rttığım kitanlarHan da Atariirk llkelcrine haŞlıliSım ortadadır. Kaldı ki bu Mtaplar sol yavın olarak nitelendirilmiş|ir. . Soru: Solcu oldugu bilinen Tahsin Saraç'ı sınıfta öğrencilere anlattığmız. onlara riirler okudupunuz, böylelikle sol pro^eand?*? vantıeıiız i^'iia ediiivor? Cevarı: Smr'ın HBTİ FSîtîm Fnc+î»ü<:ü'nde oğretroonım oldn^inn. ba«arılı ralt«malannrlan ötıiffi Fransız Hükümeri taraf"nrl>'< livnV^t ırıafloivjıcıvlîi o^v'andiTilrt'eini. aynı za1 mar''ıı Tü" * TMIi'nfle sii'ierfnîn çıVtıJtnı anlnttım. Soru: ÖgretTnenier ~1a«ında srkadaslannızla yaptıgınız t l H sık rık .Türk'vo halkları.. dıVenin bo7iıkhı5ıı ve • doSi^tirilmesi. sosyslist öl\el<>r. Ru'sryâ. Mao'd=)n söz ede•• 1 V İ C ve yıkıcı faalivetlerde buİundu5unuz iddia'edi•p . Ü Ü k Ö liyo ' • • Cevan: ÖŞTetmenlpr rle dieer aydınlar çibi sinıf dı<nnda her konada fartısahilir. Bııntın şuc olmama«!T eerekir. Kaldı ki. öfrretmenlcr oda^ında halklar sonınu. Rusya, sosyalizrn üzer'ne tartısnıava pirmedim. • ,. Bu sorusturmarıan sonra Millt Egitim Bakanhgı Müdürler Komisvonu 13.R1972 tarihli ve 405.' 1163 sayılı ve sonradan Bakarılıkca ta'dik '•dilpn sı knran almıştır: •OHan5rr>«m O"el Muı1S'i»5iiniltı Se'StnJ' Itıymaç ttakVmdakl W5.1«I7? tarihH ve 1fl?i' sayılı tekllf yazısı fle Uisldi tliHk dosyadnki Hİ'T» ve bclMcre RÖre Elânğ Lisesi Fransızra Öeretmeni Spiâmi Kıymac'm SŞretmen olarak yapmakla miikcllef bnlundneu kama hizmetiqde kalmasının sakıncalı olduğu ve ba haHerivle kamn lıizfrıetini selâmetle ve tam yapamıvacaŞi anlasıldıeindan C r5 savılı kanuna göre Bakanlık *î emrine almmalan ve «fereiH yaoı'mak iiıeTe dosya ile birlikte isbn karanmız kooyalormtn Ortaö&retim Genel Müdürlüğüne tevdijne oy birliğlyle karar yerildi.» Yarattığı Saygı Muhsin Ertuğrul peri kalmıs Türldve'yi Tcalkındırma volunda tiyatronun bir okul kadar. hatta bir okuldan da etkili araç oldi'Şıı inancmdadır. ömrü bovuncâ kimi 7<ınıan akmhdan vararlanıp, kim! zaman akmtı^a karsı cıkıo türlü pneelipr ar?sında voi' acarak hic sasma'ian «ar'ece bu rotava vöneimistir Tiva^rovıı Wr kiiltür kunımu olarak bf'ttln vurda vavmak. verlestirmek Istemi'îtir. ,Bu arnd8 Iftiralar. hakaret'er vpfa«;T7İ'klarla karsıla^nıshr Omıruna 'on flerece düskiin bir insan olmasma kar^ın kimi rtunvm sırf tivatronun hafm fcin bunlara bileece tahammfl' ptmis arra tivatrofizsiirliifiSbalka'k'ldıgı zaman. iste o 7<man hiç. 7 «nnkasını almis. J<sHfa ptmistir. Biivük Tivatrocıı şimdi olpunluk vıllannı da vhw> «Dlr askına» dünvaflald venJ tivatro hareketierinl Memeve zenein ti^atro «;erü''Pninin flnılanm kaieme almpva. üluslararasi Tivat'o Enstitüsü Türkive Komisvonu'nu vönetmeŞe. kısacası yine hep tivatrova. hep tiyatroya, hep tiyatTm"> sdnnrK bnlunmaktadır. Bugün Türkive'de tivatrova karsı ivl kötfl bir saveı duyuluvorsa bu saveınm bfıvük bir kısmı Muhsin ErtnŞrul"un sahsm'a karsı duvulan haklı saveıd^n 1leri BPİmektedir Bu mutlu vıldönümünde filkücii tivatro adamına dprin sükran ve saveilanmızı en candan esenlik dileklerimizle birllkte ulastınnz. Her Gelişinde Yenilik Arada Istanbul'a gelmiş, öğrendiklerin! arka daşlanna anlatmış, tiyatronun Batı dünyasındaH saygıdeğer yerini ve önemini onlara da aşılamaya çalışmış, burada hor görülen, bir meslek eri olarak boynu bükük ve utançlı dolaşan bu ilk tiyatro Oncülerimizi vüreklendirmiş, yüce bir ödevin taşıyıcılan olduğuna onlan inandırmıştır. Her gelişinde başıbozuk topluluk derlenip toparlanmış, yeni ilkeler, yeni esinler. yeni disiplinler ve yepyeni bir hava ile kendini aşmış, seviyeli bir hale gelmiş, ama her gidişinde de, ATATÜRK'SÜZ ÜNİVERSİTE.. OKTAY AK8AL Evet Hayır Düzen Değişikliği ve Amacımız üzen değişikliği» 12 Mart öncesinde, en çok tartışılan sorunlanmızdan biriydi. Sonralan bundan söz edilmez oldu. Gerçekte düzen değişikliği bugün dünden daha fazla önem kazanmıştır. îçinde bulunduğumuz bozuk düzenden nasıl çıkabileceğimiz sorusu, düşünen her Türkün zihninde bir çözüm aramaktadır. Çünkü, vatandaş hergün bozuk düzenle kar şılaşmakta ve bundan uğradığı zaran ve çektiği sıkıntıyı anlatacak ya da bunlan düzeltebilecek bir sorumlu bulamamaktan yakınmaktadır. Biz bu nedenlerle konu üzerinde durmayı uygun bulduk. Düzen değişilcliğinden, herkes kendi inançlanna göre değişik anlamlar çıkarabilir ve ayn bir düzen isteyebilirler. Bu nedenle biz düzen değişikliğiyle neyi kastettiğimizi açiklıyalım: 27 Mayıs Devrtm Anayasası'na göre; Türkiye Cumhuriyeti, insan haklanna dayalı, millî, demokratik, lâyik ve sosyal bir hukuk devletine dönüştürülecek, devlet, kisinin temel hak ve özgürlüklerini, fert huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasî, iktisadi ve sosyal bütün engelleri kaldıracak, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartlan hazırlamak suretiyle mevcut bozuk düzen değiştirilecektir. Anayasamız, düzen değişikliği için, reformlann yapılmasmı da şart koşmustur. Biz, düzen değişikliğinden bunlsn anlıyoruz. Burada, sayuı Melen gibi düşünmüyoruz elbette, Anayasada getirilmiş olan temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasmı, mahkeme lerin yürUtmenin emrine verilmesini, memleketi alt Ust edeceği korkusu içinde, reîorm yerine, âdet yerini bulsun diye reform görüriUsunde ve uygulanacaklan da şüpheli olan birkaç kanun tasansının da AP'nin oyla riyle tümden çıkarcıların yararlanna uygun bir hale getirilmelerini, düzen değişikliği olarak anlamıyoruz. Bu olsa olsa statükoyu koruma ve bir ölçüde geriye götürme anlamına gelir. İ «Oi nümde iki mektup var. İkisinin de altında «Tarih BölUmü Baskanı» yazısı, bir de imza. Ama ayrı ayn adlar yazılı imza yerinde. Nasıl olur? Bir Üniversitenin bir teit tarıh bölümü vardır, bunun da bir tek başkanı bulunur. Üysa Erzurum'daki, o Atatürk'ten çok uzağa düşmüi Atatürk Ümversitesl tarih bölümünün iki başkanı var. Birmi tanıyorsunuz. Bana mektup yazap. «Komünistlik»le suçiayan, Türkive Cumhuriyetini Osmanlı tmparatorluğunun bir uzantısı siyan kişi. Gerçek başkan ise başka bir doçent .. Erzurum Üniversitesi izin verin de Atatürk'ün adını kullanmayalım artık tarih doçentlerinden Bay Gökalp'ın derslerde söylediği ban sözler, sonra da bana yoUadığı mektup üzerine yazdığım yazı çok geniş ilgi uyandırdı. Bir haftadır yurdun dört köşesinden, özellikie Erzurum yöresinden mektup yağıyor. Hepsini burda yayımlamak, o doçentın de bımları okuyarak bira? aklmı başına toplamasını iSterdim. Ama olanağı yok bunun. Birkaç parça sunmakia yettneceğim. önce emekli bir profesörün yazdıkları: «Hiç bilgiü bir insan bugünkü Turkiyemize ne idüğü beliısiz bir mil'etler kargaşalığımn devamı diyebilir mi? Osmanlı lmparato»uSu zamanında devlet tam vergı almak yetkisine büe malik değildi. Düyunu Umumıye İdaresi namı altmaa ecr.ebi devlet. ler toplardı vergiyı. Bu ucube ünparatorluk zamanmda pjsta servisi yalnız devletin değildi. ecnebi devletlerin de postaneleri vardı. Daha da fecii devletin tam kaza hakkı da vr»«tu. Ecnebi devletlerin konsolosluklan kaza haskını Osmanlı <1evletı ile paylaşmıştı. Tam mânâsıyle müstakil biı Cumhur.yet, yan sömürge bir devletin devamı sayılabiıir mi? Bunu arlamayan bir ilkokul çocuğuna pek cahil diye diploma verilmez. Ama ne yazık kı, bu doçent efendi bunüın bümıyor.» Bu da bir öğrencl genç kızın yazdıklan: «Atatürkçü öğretmenleri yersız ve gerçek dışı ihbarlarla Güründürenleı bu sayııı doçentin konuşmalan ve iddialan karşırınaa ne ycpmış? Kocaman bir hiç. Atatürkçü öfretün üyeıeruu temizlemek mi Atatürkçülük? Atatürk düşmanı kislleri perva.ızca kovuşturmak mı AtatürKçülük? Yoksa bunlar da mı birer reform? Dikkatımı çeken bir başka nokta da sayın doçentm size mektup yazan öğrenciyi tahmin etmiş olması. Onunla konusacskmış! Ne konusacak? O arkadaşı ne ile Korkutao^kî Onu Atatürkçü ve devrimci oldugu için mı tehdıl edecek? Kanımızm son damlasma değin Atatürk'ün emanetı olan devrimlerin vs Cumhuriyetin savunucusuyuz Tüm dünya öunu böyle bile . Bu da yalnızca ükokul öğrerumi görmüç bık alt) yaşında bir köylünün sözleri: «Türkiye'nin büyük sayılan bir şehrinde Atatürk aleyhtart bir doçent varsa, hem de bir tarih doçenti, Türkiye'nin en ücra köşelerinde de bizler van».. Ülkücü Atatürkçüler Erzurum kalesi, Ankara kalesi gibi sağlam ve görkemlidir. Atatürk Cumhuriyetinin 50. yüında Osmanlızade doçent beylerle savasacak kadar güçlü ve bilgiliyi?. Osmanlızade bay doçentle kendisiyle bulunduğu üniversitenin ar.fisinde tartısmaya harmm Atatürk konusunda. Cesareti varsa evet desin.> Daha yıgın yığın mektup' Hepsi bu konuda üzüntüsünü, acısını belirtiyor. Cumhuriyetin ellinci yılında Osmanlılık günlerinde vasadığını sanan bu bay doçente acımak gerek, kızmak değil Biraz da kendimize elbet! Gençlerimizi böyle d'oçentlerin eline bırak, sonra da çag dışı kafalar yaygınlaşıyor diye üzül!.. Bu konuvu uzatmakta varar yok. Çiinkü bu gibiler bir degil. iki deŞil Erzurum Üniversitesinde sayılan pek çok böylelerinin Bin de tsletme Fakültesindevmış!.. Şöyle demiş bir derste bu doktor bey de: «Bu memleket ne Atatürk ilkeleri, ne 1961 Anayasası ve ne de buna benzer kriterlerle kalkmır. Ancak lslâmi tesettürün ışığı altmaa kalkınir.» Adı da var benie bu işletme doktorunun Kimi işletiyor, kendini mi, bizi mi? tsi gücü bırakıp her »ün yazsak bitmez tükenmez Erzurum üniversitesi konusu Rektöründen doçentine dek... Yazımın basında bu üniversıte Tarih Bölümü Başkanmdar, ama gerçek baskanından bir mektup aldıgımı yazmıstım. Doç. Dr. M Kema! Özergin 5u açıklamayı yapmamı istiyor: • Bir bucuk yıldan ben Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fak01te<;i Tarih Bölümü Başkanıvım Yazınızda adı anılmadan soz konusu olan ve birçok özelliklen açıklanan öğretiro Cvesi ben değilim Yine vazınızda üzerınde durduğunuî meselede, Bölümde vermekte oldugum iki dersin Tarih Araştlrmalannda U?ul ve Türk Medenivet Tarihi* konusu içirde bulunmadıgından ögrencilerle tartısılmamıştır Birkaç kişinin tutumuna bakarak bu mahrumivet bölgesınde hizmet görmeve çslisan koca bir kurumu toptan suçlamanm ne derece yerinde olcfugunu da takdirinize bırakırım » Savın özergin'e bu açıklamasından dolayı teşekkür ederim. öteki doçentin baskanlığının da tarihçiligî bilçifılıği gi^ı yakıstırma olduğunu mevdana çıkardığı için... Sonra bir ypnlısı da düzelfmek isterim Erzurum Atatürk Üniversitesinde inandıgımız, güvendigimi? cerçek bilginler. gerçek Atatiirk devrimcileri de vardır Bütün sorun üniversitede egemenlik kurmus olan karsıdevrimcilerin içyüzünü ortaya çıkarmaktır Bu is içfn de özel hir çaba harcamak gereksiz, yazilan, «özİTi. davranışlarıyle belli ediyorlar kendilerini! tyi de yapıyorlar! O Ayn Amaçlarla Mevcut bozuk düzenı sürdürmek ısteyenler yanında, düzen defişikliğinden kasıtlan bizden farklı olanlar da vardır. Bunlan şöyle •sıralamak mümkündür: 1 Anayasayı kaldınp, yerine Kur'an ve şeriatı getirerek bir halitenin buyruğu altında ümmetçi bir islâm devleti kurmak. 2 Anayasayı degiştirip Hitler Almanyasında olduğu gibi, tek partıli ırkçı bir devlet düzeri getirmek. 3 Anayasayı değiştirip Komünist bir devlet düzeni kurmak. 12 Mart öncesinde bunlan, yayın organlan, derneklen, ocaklan. sancaklan ve komandolanyle herkes göıdü ve tanıdı. Hatta TRT bunlann Uderlerini radyo ve televizyonaa konuşturmak suretiyle niyet ve maksatlannı halka ve c Rtine kadar bunlan bilmezlikten gelen Hükümete de duyurmuş oldu. ya yer vermiyecek biçimde ortaya konuyordu. Her vatansever ve Atatürkçü bu muhtıraya icRİLMEK İSTENEN ATATÜRKÇÜ DÜtenlikle katıldı.' Reform hükümeti kurulup bir süre sonra da ZEN DEĞİŞİKLİĞİ, ANAYASADA YAsıkıyönetim ilân edilince, reform hükümeti başkanının, muhtıraPILMIŞ VE YAPILACAK DEĞİŞİKLİKyı unutup tıpkı kendisinden önceki Başbakan gibi Anayasayı LERLE KAĞIT ÜZERİNDE KALMAĞAsuçlayarak Demireli aklaması ve ondan da ileri giderek AnaMAHKUM EDİLMİŞTİR yasayı Türk ulusu için lüks sayması, muhtıradan saplldığınm bellrgin örneklert oldu. Anayasa değişikliklerini görüsmek Czere Ankara'ya Başbakan taraHaydar TUNÇKANAT fından çağnlan öğretim ü'yelerinden bir kısmımn tutuklanaTak, evlerinin aranması ise, 12Mart Muhtırası'nın nasıl bir görüşle değerlendirildigini gösternn Atatürkcü bir görüşle ele tehlikede hissedenlerin birleşip almmasını isteyenlerle aralaruı örgüUenmesi kadar dogal bir meye yetnliştl. Anayasanın uygu lanmasım ve devrbnlerin Atada düzen bakımujdan Eörüş ben şey olamaz Eonrası belli t Ditürkçü bir görüsle ele almarak zerliği bulunmayan komünist dtl namit, bomba, tabanca ve öbür uygulanmasını isteyen devrimdzen taraftarlarım da ayırmaksı. süâhlarla donatUrruş yurt içi ler, bos yere umutlandıklannı zın karşısına alarak gençlerl so kamplannda ve Filistin gerüla anlamakta gecikmediler. Bozuk kaklarda birbiriyıe vuruşturmak örgütlerinde eğitilmiş komündodüzenin sürdürülmesini Isteyensuretiyle anarşıyi körükleyip larta so kaklarda, yurtlarda, yülc suç işjemeye zorluyordu. Eek okuUarda, akademt ve üni ler yine üstün gelmlslerdl. versitelerde çalKtıkıan ve birÜlkü Ocaklan. mücadele san birlerini öldürüp yaraladıklanna Işlemde Eşitsizlik caklan, komünizmle mücadele tanık olduk. Bir süre sonra bu oerneklerınin kamplarda eğitil anarşik hareketlerin hükümet Gerçekte, düzen değişikliği i* miş komandolan yurdun bemen kontrolunun dışıns taşarak kolher yanında komünist avına çık luk kuvvetlerinın de etkisiz ha teyenler, sıkıyönetim «avCılannca turuklananlartfan da ibaret tıJar. Masum insanlar dövülU le geldiğı görüldü Bu dunımOa değildir. Irkçı, ve fasist bir dflyor, öldürülüyor. dükkânlar. ya Hükümetin neden sıtayönebm zen isteyenlerle din devleti turzıhaneler, eczaneler ve lokaller 11 an etmediğini anlamak zor. m'ak isteyenler de, cinayetler !»baskınlarla tahrip ediliyordu. îstemeğe cesaret mi edemedi, lemis, baskınlar ve işgaller yaKimlerin komünist olduğu hakyoksa istedi de kabul mü edılparak, 12 Mart Muhtırası'nm vekındaki kararlan, Anayasaya gö medi bilinmez. rilmesinden ve sikıvönetimin fla re; bir hukuk devleti olması ge nından. Demirel hükümeti kareken Türkiye'de bağımsız mah Fakat bir süre sonra 12 Mart dar olmasa bile, en az komükemeler yerıne bu dernek oMuhtırasıyle hükümetin düşürCl nlst düzen değişikliği isteyenler cak ve sancaklara mensup komüş olması, her iki ihtimalin de ölçüsünde suçlu olduklan halde, mandolar verip uyguluyorlardı. geçerll olabileceğini gösteriyor. neden bunlar cfa sıkıyönetim llflTabil bütün bunlar hükümetin 12 Mart Muhtırası da bizim nma sebep olmak t an. Anayasavı bilgisi altında ve koUuk kuvgörüşümüze uygun bir düzen tağyir ve tebdilden dosvalan tavetlerinin gözleri önünde ceredeğisikliğinden yanaydı. Anayamamlamp mahkeme önüne çıkayan ediyordu. Devlet otoritesi sanın uygulanmasl ve reîormlanlmıyorlar? Anayasa Mahkemedenen birşey kalmamıştı. Böyle nn yapılması isteniyor ve du. since iki partl kapablmıstı. tsci bir ortam içerisüıde, kendisini rumdan sorumlu olanlar kuşkuPartisl mensuplan sıkiySnetim mahkemesinde yarcilandıklan halde. MilU Nızam Partlsl msnÇAĞDAŞ TÜRK BESTECÎLERÎ SERİSÎ I »uplan neden yareılanmıyor? Bu tek yanlı uypulamayı nam! yorumlamalı? Bunlar da btr din devletı kurarak. Anayasavı kfil«DUYUŞLAR» dırrp yerine Kur'an ve Seriatı eetirmek istemlvorlar «117*1? OYUN KÜÇÜK ÇOBAN DERE KAĞNI OYUN Bu sorular^n cevabmı inandıneı bir blcim<îe hangi Borumlu vereARIN KARAMÜRSEL (Piyano) bilecektlr? Sayın Melen'e cöre: «İMPROVİSATÎON» bunun nedenl, onlann 12 Marttan sonra eyleme eeçmemlş ol«ZEYBEK TÜRKÜSÜ» malandır. 12 Mart Muhtır«.n1 nm suclavarak devlrdiSl hüküSAİM AKÇIL (Keman) meti. 1970'ten 5nee devirmevi planladtklan frerekçesîvle, sıVıARIN KARAMÜRSEL (Piyano) vönetim mahlremelerlnde vareiDİSKO PLÂKLARINDA lananlar olduSnnu bilenler îçin bu cevabın da gerçegi yansıtma(Cumhuriyet 1256) dı?ı açıktır. 1961 DEVRİM ANAYASASI İLE GETİ Ö§retmen kıyırmnın şürüp gittiğine değgin haberler. gene TöbDer dergisinin sayfalarını dolciurmaktadır. 'Bu ne bitmez tükenmez kıyımrmş ki kıya kıva bitmiyon ne dik kafalı öğretmenmi» ki bir türlü eğiimek bilmiyor. Son gunlerde okuduğum bir dergideki şu dizeler bana. kıyılan öğreünenleri hatırlattı: •' . Doğru olsan ok gibi Elden atarlar senf Eğri olsan yay gibı .' Hde tutarlar seni • ' Menzil alır doğru ok Elde kalır eğri yay. ' • * . • ı ** Okuyucu Mektuplan Yeşilköy'de ağaç katliamı devam ediyor Yeşilk5y diye bir »ayfiyeroiz vardı. Gölgeli yollan iki tarafı akasya ağaçlanyle baharda mis gibi kokardı. Günün birinde Belediyenin bir kamyonlyle elleri baltalı adamlar geldi. en güzel göige yapan ağaçlan çatır çatır kestiler. Ne imiş? Bahçeler Müdürlüğünün dedem seneden kalma odunla çalışjr bir kaloriferi varmıs, ona yakıt yetistlrmek lâzımmıs. Bir taraftan radyolarda, gazetelerde sozlet soylenlr, yazılar yazılırken a*iğer tarafiaıı o zlhnıyetle hiç bağdaşmayan emlrler verılır, guzelım ağaçlar kesılir Kesilen ağaçlann yerine bir dal bile dıkıldığını buguue Kadar görmedım. yeşılkoy u Uuzeüeştlrme Uerneğı'ne glttım, ilgrlennl çekmek ıçln. Başkan bey Avrupa'ya gıtmış, nerhal de Yeşılltöy'un nasıl guzclieştırılpcegînı tetklk ıçln olacak, şımdıük de Uernekte cevap veraceK llgill Klmse yokmuv İste bızlm halımıı... Bunu saygıdeğer gazetemze blldırlrken, biraz da elraiâ duyurmuş olayım dedım. Bir Hastane yeniden ihaleye çikarıldı ' Saym pa?eteTiİ7İn tarih ve 17383 sayılı nüshasının 5. sahifesinde vavımlanan «300 vataklı hastane fnssatı parasızlık vüzünden vanm kaldı» başlıklı yazınız incelenmiştir. Diyarbakır'GHSüs Ha^taliVian Hastanesi 1967 vılı proaramırıa 8.420.000, lira proie maliyetivle firmis v? fhnlesi vapılmıstır. tşin % 93'ü bitiril dikten sonra % 20 flâve ile d» bitmiyoregi aniasıldıfından m"ı teahhidine R 321 922. hra ödp nerek tasfive edilmistir. Mütebaki ıslere aıt düzen lenen 1.902.000 ltralık ke?!t bedelli maliyet artısınm kabu lü ile 1973 vılına sirnvet vetkı sinfn verilmesl hu;u<;u 31 R vr> srtin ve B416 sayılı vazımızla Devlet Planlama Te^îlâtı 'M1t« teşarlı&ına yazılmış. ahnar 4.10.1972 pün ve 7190 sayılı ce vabî yazıda. konunun uvsır s;öru=!İe Yüksek Planlama Ku ruluna sevk edildiği bildînlmış tir. Bu defa mezkur işe dair Ba kanlar KUrulu Karan geldigm den tl.1.1973 tarihlnde Yapı tş leri 10 Bnlgp MtldUrlü?üne 1 ha'e tallmntı verilmistir. Bilgl edlnilmesinı rica ederim. Mehmet Möstesar Vardımcısı Bayındırlık Bakanı a. VLVİ CFMAL ERKİN STÜDYO* KülSSERt JSE OLDU Geçenlerde Dtı gece Stüdyo Konsen ne yetıçıneB ıgın KOsa suşa eve artnaun geçUK ekranın sarşısma ve ıncu ç«Kir> oeğınj aoıaurmayB çaıışan KOOuşmacuan ızıerueye oa^vjifc. Yeısovan «KieDm UzerU)O«;iı ya DU ya IM aela tteçtı «oz.erımi2 sapar.m dcııaı yine «span cü arnB aayanaıR MutiaK» dınlemeK ıstıyurauB o =;e(;eıu soustı Ve oıraen. oıre nep oeraDeı ayağa cınaruk: üikihnaa gOnaere uav:aH vKKinyw;oı. ve Istiklâı Marşı ^aıınıyurau Vıne oerzamanK] «azaya uiramıştı stüayc K.unserı ı^rjbşuıuya aoya»uji.nıa:uı ışgaH aıtına gırmışn BAri'aa, üân edııen teıevızyun programıarı nıç aKsamaz; çunKu bA IJ aa ner^eyaeu önce ii.s.n8 aeger venrıer aınıeyıcıye saygı ouyariaı BAU uemeR pıan prograra demeRtır. ouım uım sanat. ceKniK denıeKtıı Atatürtt nirkıye'yı 8A11LJ yaprnaya çaıışmışti; myaietıyıe satasıyte, saiDiyte BAl'lLl O'ns zıt düşuyuruz aa tarKinaa r u der ğılla. voksa şu (rtlnıerde fpklsizlifın rananna Kaptırdık da Kendimızı nıç oiı şeyı umur> samıyor muyuz? BU (irup MOziksevet TÜRK HAVA YOLLARI A.O.'dan Ortaklığımız ihtiyacı olarak 20.000 Kg. Drops şekeri ile 10.000 Kg. Nane şekeri satın alınacaktır. Mnhammen bedel 450.000,00 TL.'dır. Geçici teminat 22.500,00 TK'dır. Kapalı zarfla teklif mektuplan 8.3.1973 Perşembe günü saat 15.00'e kadar Ortaklığımız Gümüşsuyu Caddesi Dersan Han No: 90'dakl Malzeme Müdürlüğüne verilecektir. Şartnameler aynı adrest«n temin olvınur. Ortaklığımız 2490 sayılı kanuna tâbi değüdir. 1961 devrim Anavasaslvle jreHrilmek istenen düzen deŞişlkHği, Anayasa'da vapılmıs ve yatıılacak deMsfkliklerle kftert « • zerinde ValmaŞa mahkum edilmistir. Bunun özellikie 12 Mart' tan sonra kurulan hOMlmetler tarafından. tutucu. Iruvvptler avnlıŞını bozueu, Bzsürltiklerl kisıtlayıcı v8nde eerive dofnı vapılmış olması. 27 Msvıs DPVTImi'ni Berçeklestiren Silâhll Kuvketlerln eeleneklerine de aykın düstügil inancmdayız. Önleyecek Yerde Teşvik Fakat, Hükümet bunlan önleyici tedbirler yerine teşvik tedbirleri uygulama\a devam etti. Yalnız burada bir incelik vardı Bozuk düzenin sürdürülmesinden yana olanlar düzen değışıkliğl isteyenlerin hepsini karsılanna almayiD bazı noktalarda birleştikleri ırkçı ümmetçi ve mukaddesatçı düzen de{rtşiklı»i isteyenleri yanlanna. Anavasanın uygulanmasını ve reîormla TÜRK DONANMA VAKFINA yapılacak hertürlü bağış ŞANLI DONANMAMIZI GÜÇLENDİRECEKTİR Biz, 27 Mavıs'çılar olarak, basta da belirttiSimiz eibi Anavasamızın 2. ve 10. maddelfirinde taramlanan ve ilkeleri saptanmıs olan düzen deSsiküglntn gerceklesmesl. kfikltl ve trerçek reformlarla bu deSsikliSin pekle«tiriimesi icin. simdive kadar oldugu gibi bundar» «onra da vıl' madan ve ümlMzHSe kapılmadan vatamnı seven tüm avdın ve devrimeflerle, vr>1ımda vürtlmeğe dev9m edecegiz. Bozuk dü7en elbet bir efln rtp?1secek ve Türk tTlusu. Atattlrk' Un eö<:tprfli»1 cagdaş uluslarr"veaflık diİ7Pvine ulasacaktır R'indan kimsenin kuşkusu olma Cumhuriyet 1250 sın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle