15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 24 ŞuEat 1973 zur.ca bir süretfenberi dünya piyasalarında değer kaybeden Dolar, nihayet devalüe edildi. Dolann değerinin o/ol0 oranında resmen duşürülmesi karşısında dünya ülkelerinin tepkileri değişik olmuştur. Ortakpazar üyeleri Ve özellikle Batı Almanya yeni bir değerleme yapmıyacaklanm belirtmişler, bazı Avrupa ülkeleri ise *b 10 ile '/» 3 arasında olraak üzere devalüasyona gitmişlercRr. Dolar değerinin değişmesi İle yakından ilglll bulunan Japonya, herhangi bir resmî kur tayini yoluna gitmemiş ve Yen'in değerini piyasa koşullanna uytnak üzere dalgalanmaya terketmiştir. Böyle bir durumda Türkiye'nin ne yapacağı süphesiz ki en büyük merak konusuydu. Çok gecikmeden karar verildi ve açıklandı: Türk Lirası Dolar paritesi degişmeyecek, yani Doların devalüe edîlmesinden öncekl durum korunacaktı. Öte yanda, Türk Lirası ile B. Alman Markı arasındaki değer nispeti de değiştirilmiş ve T.L. Mark'a göre °b 11.2 oranda devalüe edilmiştir. Belçika Frankma göre T.L. devalüasyon oranı daha büyüktür. Sterlin ve Fransız Frankma göre resmi kurlar henüz belirlenmemistir, Ü Olaylar vc görüşler Devalüasyonun üstünde olo*uğunda Dolann 14 TX.. olarak korunması ihracatı canlı tutmak için yeterli midir?» sorusu ortaya çıkabilir. Bu sebeple, Dolan 15 olarak tayin etmemiz salık verilmişti. Dolar devalüasyonu sonunda ihracatımız azalmasa bile, sonunda dünya piyasalannda daha küçük satmalma gücüne sahip Dolartn elimize geçeceği şüphesizdir. Bunun sonucu, ithalât gücümüz fizikî ölçülerle biraz azalacaktır. Ayrıca Merkez Bankası'ndaki Dolar rezervlerinin dünya piyasalanndaki satmalma gücü, Dolar devalüasyonu oramnda düsmü? bulunmaktatfır. Böylece «Dolar» kaleminde bir yanda Dolar stoklarının deger kaybetmesi, öte yanda Dolar kazanan faaliyetlerin dünya piyasalarına göre daha az satmalma gücüne sahip olması ile Türkiye «zararlı» bir durumdadır. Sonuçları Prof. Dr. Ahmet KILICBAY larının T.L. İfade edilen değerf biraz yükselecektir. Mark stoklanmmn Dolara ve Dolarla birlikte devalüe edilen paralara göre bir satınalma gücü artabilecektir. Öte yanda, Marka göre «çık blr devalüasyon sayılan bu halin Mark ve Ortakpazar bölgesine ihracatı teşvik etraesi, işçi dövizini arttınp, turist çekmesi beklenebilir. Ancak, Türkiye'deki fiyat artısı geçmiş bir yılda çok hızlı olmuştur. Bu artışın durması için yeterli tedbir henüz ahnmadığına göre, artışın ayni tempo İle devam etmesi lhtimal dışı değildir. A.E.T. böigesi ve B. Almanya'dan yapacagımız ithalatın bedellerlnde *,'i 11.2'nin üstüns çıkan artıslar olacaktır. tthalatımızm büyük bir bölümü ara malları fle yatınm mallarmdan meydana geldiğinden sınaî üretimin maliyeti zincirleme etkilerlp birçok alanlarda ",'a 25'e yaklaşan artıslar gösterebüecektir. A.E.T. bölgesinden yapılan tüketbn malı ithalatının da fiyatları artacaktır. Sonuç olarak lunu belirtelim: Dünya piyasalannda fiilî degeri devamlı olarak düşen Dolar resmen "olO oranında devalüe edilmiştir. Bu olay. dünyanm önemii paraları arasındaki resmî kurların önceklne göre değişmesi demektir. Dolar devalüasyonunun, tfünya ticaretini ve ülkelerarası harcam» akımını nasıl etkileyeceği yaklasık olarak ana hatlan İle tayin edilse bile. aynntılı blr tahmln yapmak güç olacaktır. Türkiye'nin durumuna gelluee, Dolar ve onunla ilgili olarak T.L. devalüasyonu su sonuçları doğurmuştur ve şu sonuçlarm da doğması muhtemeldir: # Döviz stoklanmız içinde yer alan Doların, dünya piyasalarının çoğunda resmî satın alma gücü düsmüştür. Bu bizlm lçin, bir stok değeri kaybıdır. • Mark stoklanmızın Dolar ve on* bağlı olarak ö*evalüe edilen paralara göre resmt »atınalma gücü artmıştır. Dolar ve Mark stoklanmmn birleşik değerinin ne olduğu ve bunun net sonucu stoklardaki nispetlere göre hesap lanabilir. • Dolar ve T.L. devalüasyonunun asıl 5nemli olan yönü, Türkiye'nin dıs ekonomik iliskilerine vereceği yöndür. Güvenlik ve Uretim Saoırım îsmet P»«azan anılannda vardır. Inonü, devalüasyon veya enflasyon gibi terimlerle Başbakan olduktan sonra karşılaştığmı ve bu kavramlan aonradan Sğrendiğini ltiraf eder. . • Hiç kuşkusuz böyle itiraf insanı küçültmez, yücelür. Içlmizden hiç kimse: Paşa amma cahilmiş, diyemez. ' . ^ tnönü çağmm kültürlü kişilerinden biriydi kuşkusuzNe var ki gerl kalmış toplumda,» akıl. hüim ve kültürün de geri kalması olağandır. Çünkü akıl da toplumsaldır, büim de... Tek kişi ne bilebüir ki! Gelişmemi» toplumlann fistüne cöken karanhğın dağılması, ne tek kişinin aklıyla mümkündür. ne de beşon kişinin... ' .' • Aradan yıllar geçmiş. Türkiye'de ekonomisiz politikanın. veya politikasız ekonominin bir değerif olmadıgı anlasılmıştır. Şimdi devalüasyon. revalüasyon, enflasyon gibi terimlerle konusan. yazan. tartısanlar çoğalmıştır Dolann değerinin duşürülmesi olayını ülkemiz açısmdan değerlendirenlerin sayısı hiç de az değildir Artık herkes para ayarlamalarının içvüzünü biliyor Dolarm Mark ve Yen karşısında devalüe edilmesi. yani değerinin düsürülmesi. Alman ve Japon mallannı Amerika'da sarma zorluklan doğurmak ve Amerikan mallarınm dış pazarjara üıracatında bir kolaylık olanagı yaratmak icindir. Söyle basit bir anlahmla çerçevelediğimiz mekanlzmanra eskiden Türkiye Başbakamnca bilinmemesi. Atatürk Türkiye'sinin yaşadiffl zçrlukları gös<erir. Savasla siyasî iktidara yönelen askerler ekonomi bilemezlerdi. 1930lara kadar ülkemizin maden mühendisinden yoknınluğu, zorluklarm ne denli voğun oldugunu bir daha kanıtlar. 197xyılmdan Beriye'dbŞru bakarak insanlan suçlamak kolayd'r. Oysa suclanacafc olan onlar değil bizleriz. îkinci Dünya Savaşmdan sonra Türkive. tarihinin en büyük kalkmma fırsatını çarçur etmiştir, dsha da etmektedir. Simdi olağan. üstü durum adı altında topluma» yeni biçim vermeye çalışılıyor. Gördüeümüz kadanyle Türkiye'de sol açılışa engeller koymak çabasından ötede birsey yarıılmıyor: temel sorunlann çözumlenmesi lcin gerpkli tedbirler alınamıyor* reform kanıınlan yozlaşhrılıyor. Bunun acısı ilerde duyulacaktın. Tiirkiye'ye bir kalkmma yönelisi vermek isteyen sanayicl gnıplan var eerci... Ama yetersiz kal\yor bu çabalar. Gelecek yıllarda kalkmma hızıvla. nüfus artış» ve killelerin uyanısı arasında bir uyum sa§lanamazsa bunalımdan çıkılamaz. Türkivenin sanavilesmesi bu deneeyi sağlayacak yeterlikte midir? Kimse bu soruva «eveU tliyemez. Batı'ya 1 milyona yakın iscl gönderdigimiz halde işsiriik süregelmekte, 1 milyona yaktn iscinin yolladıSı dövizle dış ticaret açığı kapatılmakta. ama buna ragmen îcerde artan İstekler, toplumun w > rumlulannı düş\lndürmekte. Zaten yeterli bir kalkınmayı sağlayabüseydik. ne bunalımdan bunalıma düşerdik. ne Demirel devrilirdi, ne 12 Mart olurdu. Toplumdaki yogunlsşan istemlere cevap verilemediği ieindir ki olaSanüstü durumlara gelinmistir. 12 Marttan sonra «lüks» olduğu ilân edilen Anavasayı deSiştirmek ve özgürlükleri kısıtlamak yolundaki etkinlik bir ilâç değildir. Asıl sorun, iiretimi artınnsk. sanayîlesmeyi hızlandırmak. kalkınma oranını vükseltmektedir. Yoksa yüzeydeki politika çatışmalannı kimsenin umursadığı yoktur. Çünkü Türkiye'de siyasl çatışmalann bir görüntü olduSunu asıl sorunun ekonomi olduğunu büenler çoğalmaktadır. t'aktiyle Türkiye'nin Başbakanı enflasyonu devalüasyonu bümeyebilirdi, bilmeıdi... ' • Simdi bilmek zorundadır. Cünkü üniversite öğrencisi biliyor Sendikacı biliyor» öğretmen biliyor... Ve toplumu yönetmek gittikçe zorlasıyor. Kalkmma yolunda atılan her adım, halk kesimindeki istekleri artıracsk, uyanışı hızlandıracaktır. Bu uyanışa cevap vermek zorunda olanlar. toplumun yönetim sorumunu taşıyanlardır. Bir ülkede güvenlik elbette gereklidir, ancak güvenliği sağlamak içfn hangi rejimle olursa olsun topluma yetecek üretim ve kalkınmaya da gerek vardır. Ne biri olmadan öteki, ne öteki olmedan beriki varolabilir. Fiyat Artışları Önlenmeli Dolarla birlikte, aynl oranda devalüasyona gittiğimizden, Dolar alanından alış verişlerimizin ithalatın btrim maliyeti ve ibracatın birim kazancı değismeyecektir. Ancak T.L'nm tç piyasadaki deSer kaybı hızı (iç piyasada fiyat artışı hızı) Dolanr Amerika'da değer kaybından büyük olursa ihracat yavaşlayabilir. A.E.T. ile ekonomik ilişkilerimizde ihracat, isçi dövizi, turist gelirinde bir artış olabilir. Zira, Batı Almanya ve bazı A.E.T. ülkeleri paralanna göre ° « 11.2 civarında devalüasyona / gitmis bulunuyoruz. Bütün rfevalüasyonlarda olduğu gibi bu, döviz kazancını arttırma ihtimalini taşımakla beraber, ithalatı c'o 11.2'nin çok üstünde pahahlaştıracak ve lşçilerin eline, sattıklan her Mark'a karsılık daha çok T.L. geçecektir. B«nun sonunda. iç piyasada kısmen maliyet artısı (ithalat maliyeü) kısmen talep artışı (ö>ellikle işci ve ailelerlnin harcamaları) sonucu olarak fiyatlar yükselecektir. Türk ekonomisinde fiyatlar gerek maliyet ve gerek talep artı^ına karşı aşırı derecede duyarlı (hassas) olduğundan ve esasen açık bir enflasyon baskısı altında bulunduSumuzdan. devalüasyon kendi kendiri yitiren fasit bir çembere girebilecektir. Çok nazik ve hassas bir yapıya sahip bulunan Türk ekononüsinin, ilişkilerinde her çeşit dıs ve iç etklye karsı tepkisi daima slddetl) olmaktadır. Türk ekonomi politikasının yapımı ve uygulanması gün geçtikçe güçleşmektedir. Yeni durum karşisında alınacak yenl tedbirler üzerinde en az iki defa düşünerek karar verme zorunluğu vardır. Lira Dolar llişkisi Dünya para piyasasındaki son gelişmeler «onucunda, Türk Lirası için ortalama °o 10 d/ varında bir devalüasyon yapümış oldu. Ancak devalüasyon bütün yabancı ülkelerin paraiarına göre aynl oranda olmamıştır. Zira T.L. Dolar oranı hemen hemen sabit kalmıştır. Bu T.L., Dolara göre devalüe edilmediğini, fakat onunla beraber ayni oranda deger kaybettiğini ifade eder. Bundan sonra, Türkiye'nln kazandığı Doların B. Amerika dışînda satmalma güeü ortalama «o 10 civartnda dii=müş olacaktır. Bu düşüş, tabii ki ülkenin durumuna ve son kararına göre değisecektir. Dolarla beraber °i 10 nlspetinde devalüasyona giden ülkede. Dolann o ülkenin parasını satmalma gücü değişmeyecek, Dolar'a oranl» daha düşük ölçüde devalüasyona giden ülkede Doların o ülkenin parasını satmalma gücü düsecek: fakat bu. Dolar devalüasyonu oranında olmayaeaktır. Lira Dolar oranı değişmediğine göre, Turkiye'nin Amerika'ya ihracat olanagı döviz kuru dolayısiyle degişmeyecektir. Ancak, «Türkiye'deki fiyat yükselişi Amerika'dakinin Lira Mark İlişkisi Türk Lirasının B. Almanya Markına göre değeri °'o 11.2 oranında düşürülmüştür. B. Almanya herhangi bir para işlemine karar vermed'en, T.L. Mart paritesinin degiştirilmesi kesin bir zorunluk değildi. Zira, TJJ. Dolara bağlı bir para degildir ve bütün paralara göre değerinin Dolar devalüasyonu oranında düşürülmesi de «parasal uygulama>lara göre gerekli değildir. Bu. kısmen Dolar ve öteki paralar arasındaki dolayh iliski ve kısmen olayın bir vesile kabul edilerek Mark kazancını teşvik için alınan blr tedblr olmuştur. Bundan ne gibi sonuçlar doğar sorusu şöyle cevaplandırılabilir: Markın değerinin yükseltilmest döviz stoklanmızın Markdan meydana gelen bSlümün «nominal» değerini arttıracak: yanl, döviz stok §tMDl NE OLACAK? OKTAY AKBAL Evct Hayır DİNSEL GlYÎM ÜZERİNE Arada sırada basında çıkan yazılanmla, radyoda din ve ahlâk saatinde yayımlanan konusmalanmı izleyen yurttaşlardan mektuplar almaktayım. Bunlarda ço gunlukJa karsılık bekleyen sorular vardır. Bu kez, Cumhuriyet'te (27 Aralık 1972) «Hftlâ Hev kel Düşmanlığı» başlıkh yazımı okuyan Tokatlı bir aydm mümin, dört aydın arkadaşı adına benden asağıdaki sorusuna bu sütunlarda karsılık vermemi diliyor. Hiç kuşkusuz sonısunun karçılığını kendistnin de rahat* lıkla verebileceği açık olan yurttaşımızın amacı, dinsel konular da, gelişigüzel seçilmiş ögütçülelerin (vâizlerta) ya da imamlann aracılığı ile topluluklara din adına aşılanan yanlış fikirleri silmek ve gerçek olazu yansıtmak lstemektedir. Şimdi ne olacak? Ne çok sorduk bu soruyu kendimlze: Simdi ne olacak? Tülardır güncelliğini yitirmeyen bir soru bu. Bir türlü yanrtı verilmeyen!. Bir olumlu yön tutturup yürüyemiyoruz. Uğraşıp didinip bir Anayasa: • hazırlıyoruz, fakat onu gereği gibi uygulayacak, hattâ o Anayasayı yürekten benimseyecek khnselerl iş başına getiremediğimiz için sonunda suçu, kusuru o Anayasa'da buluyoruz! Bu kez, orasmı değiştir, burasını kaldır! Bir de bakıyoruz gene olmamış. Gene uygulanamıyor. Gene Işler yürümüyor. Gemi bir batağa saplanmış, çıkar gücün yeterseU Peki, şimdi ne olacak? 12 Mart Muhtırası tertemiz, el sürülmemiş duruyor orta yerde. tki yıl geçti aradan. O muhtıradaki istekler, özlemler hep havada. boşlukta. Komutanlar Anayasa'ya uyulmasını istemişlerdi. Ne oldu? O Anayasa tanınmaz hale geldi! Biz Anayasa'ya uy«cağımıza, yakışacağımıza, Anayasayı kendimize benzettik. Muhtıra tarihsel bir belge olarak kaldı gazete koleksiyonlannda! Bir parti vardı, bir takım beceriksiz politikacılar vardı, bu Anayasa varken devlet yönetilmez, verin üçte ikiyl Anayasayı değiştirelim, diyorlardı. 12 Mart bu beceriksiz poltikacılara kar(i bir. davranıştı. Tam tersi oldu; ö beceriksiz politikacılar öyle becerikli çıktılar ki Anayasaya uyamadıklan, onu uygulayama dıklan için 12 Mart uyanslyle karşılaşan sanki kendileri değilmiş gibi, bütün suçu başkalarmın sırtına yükleyiverdiler. Seçim yoluyla bir türlü değiştiremeyecekleri o güzelim Anayasa'yı, özlediklerinden de çok bozdular. İktidara döndüklerinde rahat rahat kullanacakları bütün baskı olanaklarını, bütün kaü yöneüm koşullarını, hazırladüar. Yok; çok becerikliymis.ler, yanılmışız!. Ama Komutanlar 12 Mart Muhtırasını hatırlatıverdiler gene. Baktılar ki politikacılar gene kişisel çıkarlar, çıkmazlar ardında. Sanki herkes kör sağır ve aptalmış gibi! Kendinize gelin diyorlar... Millî Birlik Grubu, yani 27 Mayıs Devrimini yapanlar, yani bugün tanınmaz hale getirilen Anayasa'yı Türk ulusuna armağan edenler bir bildirl yayımladılar, «Normal döneme geçiş ancak Anayasamızm ruh ve ilkelerine uygun olan reformlann yapılmasıyle sağlanabilir. diyorlar. Hepimiz bunu söylüyoruz yazıyoruz. tki yıldır... 12 Marün öncesinde de yazıyorduk. sonrasında da yazdık. Bugün de. Olmuyor bir türlü, o çok beceriksiz sanılan çirkin politikacı ne yapıp ediyor iylniyetleri ortadan kaldınp gidişi bambaşka bir yöne çevirtiyor. Anayasadan yana güçleri biribirine düşürüyor. Sonunda kendi isteklerini gerçekleştiriyor! 12 Mart 1971 'deki Atatürkçü reform özlemleri bugün hangi noktadır, nerededir, o refonnlar kimlerin elinde kalmıştır? Bunu görmek yeter. Evet, simdi ne olacak? Ya bırakacağız gene alanı. çirkin politikacılara, aralarında boğuşsunlar, kısır oyunlarla vakit geçirsinler. Sndıktan cıkmasını bilenleri, becerenleri millî irade'nin temsilcileri sayalım, bizi nasıl yönetirlerse yönetslnler! Ya da gözümüzü açıp Anayasa'ya sahip çıkalım. Halkıyla, köylüsüyle, işçisiyle, aydınıyla. Önce Anayasa'yı eski çizgisine, esld temeline oturtmalı derim ben. Herşeyin başı o. Atatürk Türkiye'sinde yaşadığımızı bilelim daha sonra. Üç beş çirkin politikacınm uyutan sözleri, davranışlan yanıltmasın bizi. Demokrasi. bir ikı bin kişilik bir politikacı topluluğunun kendi aralarında, para dolaplan çevirerek oynadıkları «sen seçildin, ben seçilmedim» oyunu değildir. Gerçek demokTaside her düşünüî, her görüş, her eğilim temsil edilir. Yalnız eşraf çocuklan, ağa yakmlan, bir de üç kâğıtcılar değildir ulusun temsilcileri™ Evet yeniden başlamalı gerçek bir demokrasiyi kurmak işine. Ulusça benimseyerek yapmalı bu işi. Üç beş parücinin, bej on profesyonel politikacının eline bırakmadan... Hep o soru karşımızda, önümüzde: Peki şimdi ne olacak? Belki hiç bir şey Belki herşey. Ama muhakkak. bir şeyler olacak, bir şeyler değişecek... Mart içeri bezginlikler, urautsuzluklar dışarı.» ŞAPKA GİYENLERİN KARŞISINDA OLAN TAKKELİLER, BİR ZİHNİYETİ TEMSİL ETMEKTEDİR. GELECEKTE BÜTÜN DEVRİMLERİ YIKMA İSTEK VE ZİHNİYETİNİ basamaklai farzettikleri için de önemli bulm&ktadırlar. Şapkayı atıp sarık ve takke ile dolasanların gün geçtikçe artan sayılan ile birlikte, bunlann cesareti de artmakta ve devrimlerimize karşı olan tutum ve davranışlan her gün biraı daha yaygınlaşmaktadır. Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK (KONTENJAN SENATÖRÜ) Zorunlu Değil islSm'da dtn adamı olmadıgı irn, büyük îslâm bilgini Ahmet «• ed t Paşa'mn deyimiyle 'Her " •v e hangi bir müslümanın tek basıemekli valinln mektubundan blr tekkeliler, ancak bir zihniyetl nx yarimayacagı hiçbir dinsel kag cümlecik: temsil etmektedirler, dinsel bir tören olmadıgmdan» degil camlgereği yerine getirmiş olmakla lerde namaz kılmaya giden bütün «Camide baş açık namaz kılın masmı mekrüh sayan lmam, ca hiçbir illşkllerl yoktur. Onlar ki mtîslümanlann sank veya takke mlye baş açık gelen blr sahsı dı çi'Tİ, dinde mevcut olmayan bir givmelert, hatta o gün lmamet şarıya çıkarmıştır. Glt kendine takım yanlış kalıplara sokmak jjörevini üzerine almıs kisinin bir takke bul da namaz kılmaya çabasındpdırlar. Yurttaşlanmız bile namaz kılan cemaattan farkMektupta, Tokat'ın All Paşa öyle gel, dediği ve şahsın dışarı bL'melidirler kl, îslâm dininde lı bir giyinlşte olması dinsel bacamisinden öteki camilere de çıkanldı^ı müşahede oiunmuş ne. ibsdet sırasmda. ne de gün kımdan conınlu değildir. .. nakledüen bir ögütte (vaazda), tı. Sevgili Peygamber'imlzin te 1U> yaşayışta özel bir giysi taNitekün. Suudl Arftblstan'da öğütcünun şöyle dedigl yamlmak vazu ve tezellUl maksadıyle baş şımak gereği yoktur. Kaldı ki, camide • namaz kıldıranlarla. taarık namaz kılınır, Allah'ın in sarık bir Hind niodasıdır, köketadır: lanlar arasında bir jrlysi farkı «Ey müminler! Yaşantımızda dinde de makbul ve muteberdir ni eski Yunan'a dayanan fes ise görülnıemektedir. Başka bir dedediği dogru değü midlr?.» XIX. Yüzyıl başlannda n . Mahki davranışlannız sünneti seniyimle, bu gibi vaazlarda bulunan Bir de Emırum'dan gelen şikâ mut tarafından önce memurlara lardan su soruya karsılık verme yeye aynen uymalıdır. Yftnl sünz>rla giydlrilmiş olan bir başlıknet1 seniyyeyi aynen trygulama yet seslerini dinleyelimr leri istenmelldir: tru başka bir şey değildir. Dün^st ve aydın bir din görev ya ve yerine getirmege mecbu«01' lük ve modern Riylmle, 11si, bir meslekdaşmın tutumunu ruz. Peygamber'in ashabı olmak Tarih boyunca ve bftlft, bir yan' sırtında ctlbbesi ve başmda (!" İçin onun gibi yapmamıs lâ söyle yansıbjOr; «Onun çeşitli Hristiyan Arap ile Müslüman baalan söyledir. Arap'ın, hatta mesçitte namaz kıl fesi sanğı olmayan blr imamın zımdır. Meselâ giyiinlerlmlzl ele fotvalanndan kıldırdığı namaz fftsld, mekruh alalım. Bugünkü giyimleriınizl. Diş taktıran cünup, kasket gi dıran Arap'ın giyimi arasında o zamanki giyim kusama uydur yn kâfir. para faizsiz dahi ban hiçbir fark olmamıştır. tslftn di v»va gayrleai^ midir?» Gerçekten de 3 Aralık 1934 tamamız, ashab gibi entari 0yme taya konulsa harandır» gibi. ninin beşiği olan Hicaz bölgesl miz, cübbe giymemi» şarttır. PaBiraz eskimis tarihli. şeriat Arap'larının glysileri, bugUn bi rih ve 259B sayıb kanuna davanıtih Sultan Mehmenertn, Yavuzia duzenini savucmasıyle ün yap le ikllmin zorunlu kılması nede larak cıkartılan 3 Subat 1935 tarihli tüzliğün birincl maddes! nn, Kanunl SUleymanlar'ın ve ri:« bir eazetedeki «Dognı söz niyle agel, kefye ve meşlahtan şöyledir: Abdülhamlt Han'ın glyinişlerine ler» başhğını taşıyan yazıda su ibarettir. (!) dikkat edin! O zaman nasıl «Her hanei din ve meıhepte satırlann yer aldığı Rörülilr: «Ca Şapka giymenin dine aykın giyinmek gerektiğinl anlarsınız. olurlar":a olsunlar, mensup olmüerdeki şapka askılarının hepBi de bujrlinkti giyimlerimize duklan d!n ve mezheplerin usul sis söküp atmanız rica ve tavsi olduğunu iddia edenlere verilecek bakın, Yukanda anlatılanlara ys olunur. Camile vestiver de e uygun karsılık, teokratik bir ve teamf'Jlerine jtöre m&bed ve îslâm devleti olan Suudl Arabis avinlerd ruhftnl Msve tR«iT"oVia uyuyor mu? Pötör şapka giymek gi'dir. Sapkalüar, şapkalarmı dinimize aykındır. Ama sank mükellef olanlar mahall! huktl ayakkabılanyle ayni yere koy U^ı'da bile, sivillerir bazılannın ve subaylann tümUnUn şapka sarmak mübahtır....» n.etlerince alâkadar olanlardan sunlar.» giymekte olduklandır. Bu ger alınacak llste mucibince ancak Almanya'da yayımlanan avnı Yine bu Oğütçü bir başka koçek 11 Ocak 1973 tarihli Hayat mâbed ve avinlerde ruhftn! Msve nitelikteki ve nek yeni tarihli nuşmasında: «Be$ vakit namazı dergisinde Kral Paysal'm Hacer1 tasımaSa mezun addolunurlar.» bir baska gezetede ise, fötr şap eda etmeyen, Cuma namazım da, Esved'i öperken çekilen fotograMemleketimlzde her ne kadar bayram namazını da eda etme ka yerin dibine Reçiriliyor. fisinde de açıkça görülmektedir. camide namaz kıldıranlann cübAtatürk'ün garçekleştirdiği dev sin» gibi bir telkin bulunmuştiır. Yftnl Hac sırasmda gerek <âbe'rimlertn ilki olan şapka devrimiyi tavaf edenler, gerek Hacerl b<j. fes ve sank eiymelerl tearalll ni, karşı bir tutumla eleştirmek, Erved'i öpenler arasında şapka is<! de, bu (dbi kimselertn dinen 1 bPvle bir mükellefivetlerl olmafesin, a . ıgın, takkenin dinsel lılar bulunmaktadır. dıihna tröre, onlar bu martdentn v ulusal birer başlık olduguna kapsamına eirmiyorlar demekInandarmak istemek, (telecekte Kutsal dinlnl. kendi 6z dllinde tir. Cumhuriyet döneıtf deTrlm ka bütün devrimlerimize yönelecek, okuvup anlamaktan yoksun yurt yüacı, yaygın bir çabanın baş taşlann vicdanlarına hükmetmek nunlannın ilki olan şapka kanuZa.ten ayni tuzügUn ikind mad laneıc noktasıdır. öncelerl kiml nuna karsı yönelen bu sözler ve yetkisinj elde etmiş bir takım desinde de «Her dln ve mezheardmlanmıan önem vermedlği bu yersiz dinsel baskılar, Türkikişiler, çağın gidişl, Ülkelerin de bin ruhanilermi ayırt ettirmek ye'nin sadece Tokat illndeki bu bu geriye doğru yöneliş, kusku ftişik iâlimleri ve ekonomik z o iç)" kabul edllen her türlfl klsve si"! çok iyi hesaplanmış bir sa nmluluklardan doğan giysi bl alâmet ve lşâret ruhftn! keyafet ögütçüye mahsus bir saplantı vas TJlanıtı ilk hedefleıi ulbidir çimleri üzerinde baskı yapmayı olsay*'!, belki bu konu üzerinde addolunur» denilmektedir. tslâdurmak gerekmezdi. Ama ger ve bu onlar İçin blr «Clhatntır. sâdece blr dinsel görev olsun miyette ise blr ruhanl sınıf veya Yukanda da işare* etügim gibi, çekler ne yazık ki, öyle değil. Hve d e p , bunu hayal ettlkleri ruhanner yoktur ki. bunlara 8zşapka giyenlerin karsısında olan şeriat düzenine giden yolun ilk Işte Kırklareli'nc<e oturan bir gü giysiler de olsun. Okuyucu Mektupları 50. yılda her il veilçede bir halkevı açılmalıdır Cumhuriyetimizin 50. yıldönümünde her vilâyet, kaza hattâ nahiyeler okul hâriç hex türlü hazırlıktan evvel birer halkevi ajmayı veya temelini atmayı benimsemelidirler. Hemen, hemen bugünün 1dayor. ölümsüz Atatürkümüzün en recileri dünün halkevlerlnde ye büyük eserlerinden biri olan tlşen devrenin çocuklandır, 1937. Halkevlerini mutlaka yeniden ih 193$ yıllannda ortaokul blrinci ya ederek gençliğin iyi ve sport sınıf talebesi iken Manlsada bu men yetişmesini saglamaliyız. lunuyorduk. Buranın en büyük Her Vilâyet kaza ve nahiye, ve modern blnalanndan birisi hattâ köyler yardım kampanyade Halkevi idl. Bilâhare Kadılan açarak Cumhuriyetimizin köy/lst yerlejtlk. Kadıköy'ün her bakımdan en modern en bü 50. yıldönümünde Halkevi acma yı veya temelini atmayı program yük binalanndan biri gene Halk lanna almalannı temenni ediyo evi fdi. Burada boks yapar. vorum. leybol, basketbol oynar. h « çoAtamıza en büyük armağanışit »porla metırul olurduk Mümız zannediyorum okuldan sonkemmel kütüphanesinde dersleri mize çalişırdık. okuma. yazma bil ra Halkevleri olacaVtır F. TOLGAY meyenlere ve talebelere dersleriy le UfriU kurslar açıhr. eğitilirler di, tiyatro saîonunda temsiller oynanır. fılimler gasterillr, konferanslar feriHrdi. Butfünün be. men. hemen büyük tiyatro sanatkârlan buralardan yetismis. kişilerdir Dünün meşhur spor C&ZtlSUll eulan «ene, buralardan yetişrnsl lerdL O devMerln deirkanlılan kahvelere pek rasbet etmez, halk ef l u r evferinin müdavimleri ldi. Halk V * .T evleri mütemadi bir gelisme DenizH KSrlncelebi. tikokıılu içersindeydi. Hedef de bütün ka beşinci sınıf eğrencilenndenim. zalarda hatta nahiye ve kSyler Devlet vttılı ortaokullan re de birer halkevi ıçabiimektl. 7 seneli'k öfrermen Okullan 1950 senesinden sonra bu halkev imMhan'snna eirmekiçin mülerinden ne ictenildi anlıyamı racaat e'ttim. Ücüncfl sinîftan yorum. Biz bunlann siyasî etld dfirtinnru sınıfa 1 » ıferece ile v lerinl hiç hlssetmemlstTk. vardl eect?iHm nedsni 11e dilegim kaİse bu tarafı Vesîlîr atıhr. Dev bul oimadı. letin btrer mQesse«esl hallne ge 1968 1989 ders yıünda bitirfleblHr. hızlı gelişmesme da rinci sınıfa kavdedüd'm Ders ha hız Vatrlması lâzımdı. vılı boyunca tam dokuz BŞretmen de&isfirtik. Yanlış vazmaHalkevleri bugüne kadar geti dım tam 9 vekil B$retmen. Sırilseydi btnrünun TBrk gençlifi, nıfça okuma vazma öSrpnmesportmerjiiei. mmım) kuirar ve âpn ikinci smıfa eecirildik. görgfisüyle imrendiguniz Avrupa Flimd*e olmavan nedenlerrten genciîâi seviyesine daha yakm tlcüncü «iinınan dBTdünrU sınıolurdu. fa ivi derece ile eectim. BuSimffl elhnlze buyfflt Mr fır nun sorumhısa h«»n mivîm? sat geçrl. Her vilâyet 50 yıldö Yoksa iİPiüler midir1» Daha nümünd» bl»«<»v1pr vapmak isti sonra belli bir sınıf öSretmenine irsvusttık Dftrdünrt) mnıftan besinci sınıfa oekivi derpce fle ppctrm Sn nnrta »W'»ını trsr nemdekî not toplamı da pekiyi derecedir. Gazetenizin 30.12.1972 tarthH Daha benim Pibi biTcok ksrnüshasmda yayımlanan tSusuz deşimin en do*al hakkı olan luktan banyo yapmayı unut bir îmtihana 'tfitilms olans»ı tuk. başhklı yazı. OgHOer tars nicin • tamnmıvor? • Bu tutum fından înoelenmistir. daha Aralık avinda kiıtladı»ı«Kalamıs Ahmet Mlthatefendi mıs tNSAN F*KLARrna aykıSokağındald binaya su veren ı defil midir? Sube yolundaki tıkanıkiıktan Yetkililerin bu hakkımızı tactolayı su ahnamadığı tesbit e nıva^aSın» inanarak benim gîbl dilmiştir. binlerce kardefimi ilgilendirpn Bu yere gereki! onarun yspı bu dilegîmın gazeteniz vasıtası larak esklsi (dbi su aluunası sağ ile ileililere ve Türk Milletine lanmıstır> duvnnılmasını dilerim. Saygı4 Bilgilerinlzi ve gazetenlzde lartmla. yayımlanmsBina müsaadeleriniSerdar YTLDTRITIİ ri rîca edeTÎm. KStîo CeieH tt Devrimfere Saldırılar Eğitimdeki •••••••••••••••«••••••••«•'tf TEŞEKKUR Başanlı bir ameliyatla muzdarip olduğum apandisitten beni kurtaran ve sağlığa kavuşturan îstinye Hastahanesinin değerli Başhekimi sayın ile ameliyabma yardım eden narkozltör KEMAL ÜS'a, Başhemşire NÎHAL ŞENTÜRK'e ve müşfik davranışlanyle beni mutlu eden hemşire NERHAN ÖZEŞ'e ve hemşire ZERRİN DANISMAN'a, hastanede yattığım sürece bana yakın ilgi gösteren hastane personeline candan teşekkür ederim. NÜZHET ALPAR Cumhuriyet 1156 ııııımım TEŞEKKUR Daha Önce dört defa ameliyat olmama rağmen, ikibuçuk senedir geçmek bilmeyen ve hayatımı tehdit eden rahatsızlığımı başarıh bir ameliyatla geçirerek benl hayata ve sağlığlma kavuşturan Sayın Operatör Dr. SAHİR DAĞLIOĞLU INŞAAT ve TADÎLAT YAPTIRILACAKTIR 1 Yeşüköy charter terminali llâvesl ve tadilat lşleri yaptınlacaktır. îşin 1. keşif bedeU l£35JMQJ09 TL. muvakkat teminatj ise 76.297.00 TL. dır. 2 Bu işe ait keşil şartname ve projeler Ortaklık tnşaat Başmühendisliği Gümüşsuyu Dersan Han, 90 da tnesal saaUerinde görülebilir. 3 Teklifler 8^.1973 Perşembe günO saat 15.00*e Ortaklık înşaat Başmühendisliğine verilecektir. 4 Postada v&ki gecikmeler kabul ediunez. 5 Ortaklık 2490 sayılı kanuna tfibi dlledigine vennekte serbesttir. değildir. thaleyl kadar Op. Dr. Adnan Kürkçüoğlu ile Asistan Dr. ALİ YILMAZ'a, servislnde yattığım sürece büyük yardımlannı ve yakın ilgilerini esirgemeyen değerli Dahiliye Mütehassısı, Sayın Dr. MASÜME ÇÖL ile SSK Istanbul Hastanesi'nin II. Hariciye ve III. Dahiliye Servisleri hemşire, hastabakıcı ve personeline sonsuz minnet ve şükranlanmı arz ederim. FATMA TURGUT !••••••••••»•! Asistan Dr. ADNAN AKKURT (Cumhuriyet 1157) MEVLUT Kıymetli eşim ve çok sevgil] babamız, aziz ruhuna ithaf edilmek üzere 25 Şubat 1973 Pazar günü, öğle namazım müteakip Soğanağa Camiinde (Evimlzirı karşısındadır.) Mevlid1 Şerif Kur'anı Kerim kıraat olunacaktır. Arzu eden, akraba, dost ve dindaçlanmızın teşriflert rica olunur. AtLESİ TEREKE SAYI: 1371/17 LülebUTgaz ilçesinln Ozerler maballesinde nüfusa kayrtlı olup Bandırroa Paşabayır mahallest 4 üncü sokak ve No: 10 da ik&met ettiği sırada vefat eden Munahiddin kızı Fatm» Hikmet Korkmac'ın terekesine hftkimligimizce el konmuş olmakla; Yapılan arastırmada adı geçen mUtevefanrn mirascısının bulunup bulunmadığı tahakkuk etmediğinden bu Uânıın nesri tarihindeo itibaren 3 ay içersinde sıfatlannı belU etmek üzere alâkalılann Tereke Hâkimliğimizin 1971/17 aayüı dosyasına muracaatlan aksi halde terekenin haztneye devredüoceğl M.K. nun 534 üncü maddesi gereğince ilân olunur. (Basın: 117671152) ILAN T.C. BANDIRMA ŞULH HUKUK MAHKEMESİNDEN Tıkanıklık giderilmis Türk Hava Yolları AiO. Cumhuriyet 1154 DR. HÜSEYİN ALİ TOPUZ'UN GÖKLERDE SAVAŞI KAZANMAK İÇİN, KENDİ UÇAĞINI KENDÎN YAP. TÜRK HAVA KUVVETLERİNİ GÜÇLENOİRME VAKFI ••* •••••••>> B Cumhuriyet 1155 Istanhni B<>ledlresf Smıf 5 ncnt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle