15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUHIYET 22 Şubat 1973 umhurbaskanlıfı leçlmine bir aydan az blr zaman kaldı. Bugüne kadar, ileri sürülen bazı tahmin ve yakıstırmalardan başka, siyasi partılerimizce hiçbir aday adı, kamuoyuna sunulmadı. Bu yüzden vatandaşlar karanlıklar içinde kalmakta ve haklı olarak endişe duymaktadırlar. Demokratik devletlerde, politlk partllerin aday adaylan bir yıldan; kesin adaylart ise seçimden en az altı ay önce kamuoyuna duyurulmaktadır. Ayrıca basın, radyo ve televizyon gibi kütle haber verme organlan dfc, Cumhurbaşkanı adaylarmın kimliklerini, basarı veya eksikliklerini kamuoyuna lletmekte, onîarla konuşmalar, tartısmalar düzenleyerek kamuyu aydınlatmaktadırlar. Türkiyemlzde nedense bu yöntem uygulanmamaktadır. Her iş, son dakikaya bırakılarak, aday bir olup • bitti ile ortaya çıkanlmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimi, şekil ve usulil, bütün aynntılanyle Anayasada açıklandığma göre, onu sisler ve bulutlar arasında gizlemenin sebebi ciddî bir sorun olarak zihinlerde yerle«mekte ve bu hal kamuoyunu huzursuz kılmaktadır. C Olaylar ve görüşler Cumhurbaşkanlığı Seçimi Refik TULGA «Kim?» değil, «Nasıl?», «Ne nitelikte?» bir insan olması lâzım geldıği hususundaki tereddütlerden ileri gelmektedır. Zıra çok partıli demokratik sisteme yoneldığimız günden beri bu keyfiyet, yaai Cumhurbaşkanının rolü ve vasfı, devlet hayatımızda köklü tesirler lcra etmistir. Yakın politıka tarihimiz buna ait örneklerle doludur. Bir zamanlar; bir elinde parti kudreti, öbür elinde icranın bütün ımkânlarınl toplayan blr Basbakan, Devlet Baskanırın manevî şahsiyetinin ilerisine geçerek, hıçbır tren kabul etmeden, devlet ve mıllet idaresinde ürCcü olayların doğmasına, devlet otoritesinde bunaltmların meydana gelmesıne sebep olmuştur. Parti güvenini kaybettiği va da tcrada zorluklarla karsılastığı zaman, aynı Başbakan, Cumhurbaskanını bir siper gibi kullanmıs ve onun golgesine sığınmıştır. Koşullar ve olavlar bazen de Cumhurbaskanını, yetkilerinin ötesine iterek hükümet başkanlannı, hatta Meclirierl inisystifsiz bırakmıstır. Batıh demokratik âlemde «olağan dışı» sayılan bu olavlar. bizim Rİbı demokratik geleneği olmayan ve daimJ bir değişiklik süreci içinde bulunan meraleketlerde lster istemez meydana gelmektedir. Eu alanda çektiğimlz sıkıntılar, bünyemid etkisi altında bulunduran, doğal sartlara uymazlığımızdan ileri gelmektedır. Zira bağımsızhk, ulusa] hüviyet, sosyal ve ekonomık sıstem bir tophıma zorakı kabul ettirılemez. Onlar d'oğal şartlara göre meydana gelirler. Bu doğal sartlar gözönüne alınmadan sadece donmus doktrinler uzerine hareket edilecek olursa, yurdun gerçeklerine uymayan, zorla lsleyen birtakım suni sistemler meydana geür ki, bu da o toplumda zaman zaman patlamaların, sarsıntıların doğmasına sebep olur. Memleketimizde 1839'dan beri süregelen, demokratik hareketlerin, yurt cfuzeyinde herkesi tatmın edecek tarzda olgunlasamamasının sebebi, b5yle kötü bir tak'itçılikten tleri gelmektedir. Politik slstemlerin en lylsi. teoriler ve doktrlnlerin kalıp halınde uygulsnmasiyle elde edilemez. Siyasî sistemlerln en ıyisi, insan hakları ve demokratik özgürlükler içinde milletl refaha, lleriye götüren, onu yaşadığı milletler topluluğunda onurlu ve her hususta bağımsız ve uygar bir hale getirendır Halkın ve mılletin öz çıkarlannı koruyandır. Sözcükler değil, özlerdir. Teoriler, tfoktrinler genel yönleri verirler. Milleti yönetmede esas. gerçekçilik. algılar ve deneylerdir Yüzelli vıla vaklaşan blr dönemde, geçirdiğimlz acı ve tatlı deneyimler, hele son yirmibeş yılınkiler «rtık bize gerçekçl yönümü «tt Terebllmelidlr. 27 Mayıı hareketi ve 12 Mart Muhtırası'nî hazırlayan olaylann sebep ve sonuçlannı billmsel yönden araştırarak, yasama ve yürütme or> ganlannın birbirlyle olan ilişkilerinl yenlden düzenlemek ve Cumhurbaşkanıcın durumunu bir kere daha saptamak yertnde olur. Zira 1961 Anayasasmcfaki «And»; •Cumhurbaskanını ağır sorumluluklara yoneltmektedir. Fakat bu so.rumluluk, kendısme .verilen yetki ve kuyvetle orantıh değildir. ' , Devlet Güvenllk Mahkemelerl kurulması gibl bağımsız kazayı zedeleyen, üniversite özerkliğini kısıtlayan, Anayasa Mahkemesinin kudfetini gölgeleyen ferj ve müeîsese özgürlüğüne dokunan maddeler»üzerinde değisiklik vapmakla bu «And»ın icaplan yerine getirilemez. Bu alanda Anayasa profesBrlerimizle, Anayasa uzmanlanmıza genis bir inceleme konusu ve milletl aydınlatmada bflyük görevler düsmektedir. Kendilerini teker teker tanımakla, milietimizin iftihar ve şeref duvdugu bu biiginlerimiz, parti çıkarlarıyle ilgili olmariıklanndan ve memleketlerinin gerçeklerini de vakından bildikl.erinden bünyemize en uygun bir «Anayasayı işletme sistemi» hulmakt» »orluk çekmiyeceklerdir.». Hayvanat bahçesi ayvanların değişmez nitelikleri vardır. Tazı hiîlı koşar, tavşan korkaktır, av "köpeği iyf koku alır, deve kıntutar, kedı nankördür, maymun taklitçidır, tılki kurnazdır. katıf insftçıdır, yılan soğuktur, akrep zehirlidir, sircap sevimhdir koyun aptaldır, kamplu*ınbağa yavastır, at zekidir, köpek sadıktır, papağan konuşur, serçe^ ürkektır, leopar yırtıcıdır, sırtlan Ieş peşınde koşar, boğa ofke.Hdir,' yarasa ısıktan'kaçar... , • tnsanlan tamtmak için Hayvanların nıtelıklerınden yararlanmak âdet olmuştur: Katır gibi inatçı.. Koyun gibi bakar.* • Av köpeği gibi kerata^ . . Tazı çibı kos^r.. . .'Sîrtlan gibi kadın, ' Herbır insan. kisili'ine ve davranısına göre bir hayvana behzetilır. Demek tii ınsanlar, hayvanlan nıteleyrn Jıu'ylarin Jıepsinden uasiplerıni almıslardtr. Türlü turlü insan vardır yervuzü°de .. Kımi güçlü, kiml güçsüz, kımi korkak, kimi^esur. kimi nankör. kimi sadık. kimi sevımli, kimi aplal, kimi zeki .. Kaz gibi adam, dendiği zaman sözü edilen kişinin a'ptal oldugunu anları? Çevresinde olan bitenlen anlamaktan voksun, ya da is işten geçtikten sonra anlayabılen kişiye aptal' denir. Yarâsa gibi ısıktan korkar. dedlğımiz zaman, gerçeklerden kaçan, karanlıklardan hoşlanan bağnazlardan söz açmış oluruz; yobazlarl nitelemek için bundan iyi ber> zetışyapılamaz ' Av köpeği gibi koku alır, dediğimız zaman, piyasayı,' borsâyı çok iyi izleven bır fırsatçıyı kastetmis olabili.'riz: spekula^yon ortam.larında bu gibi kişiler büyük vurgunlar vurabilirl^r ' tnsanlar, hayvanlara karsı tutumlanru başlangıçtar saptayabildiklerf halde. kendi cinsinden olanlara karç> davranışlannf* ilk adım^a avarlayamazlar. Kertmin nan korlüSünü ve ilk fıryatta tırmalavacagını biliriz: buna en • e tedbirli oluruz. Köpegin saclakati ve ihanet etmiyece.eı V binlerce yıll\k deneraelerle beHırlenmiştir. Devenin kır ' tuttuSunu lnsan,lar acı olaylarla ögrenmişlerdir. Deveye kötülük etmeye relmez, u*un süre eeçse de bunu unutmaz fırsatını bulduŞunda ıntıkamını slır. Ama hangi insanın cesur, hangislnin korkak, nangısinin narkör, hangisinin kindar. hangisinin eüçlü. hangisinın sadık olduğu doğuştan bilinemez tnsanoShında her soy niteUk bulunduğu için neye çektiği zamanla anlaşılır Kişının karakten \aşadığınca ortava çıkar olaylarla belirlenir. Üstelik insanoğlu. hayvanlann tekdüze nitelıklerinden uzak, karmaşık b)r yapıya sahip olduŞundar. beklenmedik • soDuçlaçla karşılaşabiürsiniz. Son yıllarda olayların çeşltlisiyle Karşılaşmak nasıbimiz oldu. Herkes cevresine şöyle bir baksa basmdan geçenleri düşünse kaç kitaplık hikâyeyi kısa «ürede vayadıgını anlayacaktır. Ben de aym nikâveleri vas«dıın Olaylar ve msanlar gözlerimin önünden bevaz Deraencki renkll • filmler gibi geçti. Çevremdekı lnsanlarur eeç'rdikleri sınavlan laledim Kendiml Ölçtüm tarttım tnsarJaı n»\van olmadıklan için. dostlar ve dusmanlar arasınoan beKlenmedik sonuçlar ortaya çıktı. Kimin akrep. kimm tarsan, kirrJn maymun, ktaiin kedı kimin papafcan kimin tilki. kimin yarasa, kimin deve olduğu bir ivt anıasudı Stvrisicek gibi vızıldayan, "tahtakurusu pbı Bjzn eızH kan ıcmeye çalışan. »küz gibi böğtiren örümcek srbl ag öroıeye çabalayan, sırtlaa gibi Ieş yemeğe yönelen... Bır' hajn*nart bahçesi ki, tammı gtiç. . Sfeler gibi ben de hepsinı izledim. Ve niç şaşırmadım. şasanadmı Çünkü lnsanoglunun her tür davranışı lnsancadır Kor. ku da ^nsanoğlu tçin. yüfek, de.. vefa da insanoğlu için. nankörlük de. kin de insanoğlu icin, kumaziık da. etlçlülük de insanoğlu için, eüçsüzlük de.. kaçmaJt da ınsanoglu için, olavın Usttine gitmek de.. Ve selâm olsun insanoğlunun her türünel Yaşadıkça hepsiyle karşılaşacajhz: H Bazı siyasal çevreler, Gumhurbaskanı adavının vaktinden önco kamuya bildirilmeslnde birtakım sakmcalar olduğunu ileri sürüyorlar. Bunlardan birisi adayın yıpratılma korkusudur. Gerçekte bu hal, sonuca etkisi ikinci derecede oîan bir redendir. Cumhurbaşkanı atfayları, her demokratik memlekette karşı zümreler tarafından az ya da çok yıpratılmağa mahkumdurlar. Fıkır özgürlüğünün doğal sonucu olan tartışma, özellikle kisiler üzerinde yapılanları, onurlar ve özvarlığa saldınlmadığı takdirde. daima «Doğru yere, doğru adam» bulma olanağını sağlar. Halk Seçmeli Ortada inkâr edilemiyecek bir gerçek vardır ki, o da 1961 Anayasası temel özgürlükler ve temel prensipler bakımından noksafısız olmakla beraber, yasama ve yürCtme organlan bakımından bazı esaslı diizeltpıelere ihtiyaç göstermektedir. Bu rorunluk birbirinl kovalayan olaylarla kendisini hissettirmektedir. • • • Meclislerde bellrli çoğunluğa sahtp siyasi partilerin aadaylanmn halka arzı «uretlyle, halk tarafıntfan seçilecek; vürütmede de etkıli, tarafsız fakat sorumlu bir Devlet Başkanı. bugün. Cumhurbaskanının «Kim?» olmasından daha ziyade önemlidlr. «Ne Nitelikte?» Cumhurbaşkanlığı atfayınm kimliğinin bugüne kadar belirtilmemesinin nedenj, onun "6İLİY0RUM YENECEĞİMÎ. OKTAY AKBAL Evet Havır Enerji Sorunu Çözüme Ulaşmalı •ürkiye'de fert başına biBÖYLE HAFİF BİR PLANLAMA AN• rincil enerji tüketiml, petJJVYIŞI İÇİNDE KALINIRSA ELEK• rol eş değeri olarak 1962 yılında 453 kalonden 1972 yılınTRİK, ŞEHİR VE ENDÜSTRİ SUYU Gİda 620 kaloriye ulaşmıştır. Yurt Bİ TEMEL İHTİYAÇLARIN BÜYÜK içi üretim olanaklarının geiişmemiş olması, sanayi ve ulaştırSIKINTISI ÇEKİLİR ma sektörleri dışındaki enerji talebi baskı altında kalmıstır. Teshın amacıyle linyit kullanıArslan Başer KAFAOĞLU mı planlarda öngörülen ölçüde arttınlamadığından gayri ticari enerji kaynaklarınm toplam birincil enerji içindeki payının isdeğildir. Bunu anlamak için ulve bu nedenle ltbalatta gitgide tenilen derecede azaltılması sağkemizin genel ekonomik eğilimfazla döviz harcanmasıdır. Bunu lanamamıştır. (Tablo 429, 430 ve UçUncU bes yıllık plan belgesinlerine bir göz atmak yetişir. 431). Ham petrol üretiminde Bi den alınan yukandaki satırlar Elektrik, köyleri aydınlatmakta rind Plan dönemindeki önemli da kullanılmakla beraber, büyük artışa rağmen, İkinci Plân dö da ortaya koymaktadır. kısmiyle şehirlerin aydmlatılmanemindeki duraklama nedeniyle BuBİan yazış nedenimlz, busında kullanılraaktadır. Bunun an talebin karşılanmasmda dıs e gün ortaya çıkan enerjı ve eleklamı kentleşme arttıkça elektrik nerji kaynaklanna bağlılık arttrik bunalımmda ikinci plan döiçin dujrulan lsteğin de artmasımıştır.» neminin en büyük sorumlusu odır. Üçüncü Plan döneminde şe lan bir partinin Enerji Bakanıbir nüfusu tahminlere göre 14J YukandaM »atırlar dübllglsl nın bütün sorumluluklan yenl milyondan 19.6 milyona yükseleyanlışlan ile birlikte, 3. Bes Yıl hükümetlere, 12 Mart sonrası hü cektir. Iık Plan'dan alınmıştır; paragkümetlerlne yüklemesidir. Oysa raf »ayısı 1109'dur. Çetrefil *a çoğunlukta bulundukları yasama (Plan Tablo 35). Demek oluyor tırlar arasındaki anlamı açıkla organından geçen plan belgesi ki. herkesin kullandığı elektnk yalım: «Ne kadar uğraştıysak. enerjisi miktan artmasa bile, kendi iktidarlannı eleştirmekteenerji alanında ferahlayamadık. sırf kentlerdeki nüfusun aydındir. Isterseniz aynl belgeden şu Taşıma ve sanayi dısmda talep satırlan da birlikte okuyalım: lanması ve öbür ihtiyaçlar leri karşılayamadık. Yani elektiçin elektrik Üretiminin en az c... İkinci plan döneminde pa yüzde 36'Iık nüfusun artışını kar rik isteyen halka ısınmak ya da aydınlanmak için gerekli ener rasal dtizende sağlanan gerçek şılaması gerekir. Bu miktara sa leşmeler, fizikt düzende sağlanajiyi sağlayamadık. Onlar yine nayılesme hızının gerektirdiği mamıştır. lletim ve dagıtım te elektrik kullanımı artışını eklegayri ticari yakıtlara yani odun sislermdekl fizik! hedeflerin gerve tezeğe muhtaç kaldılar. Sonmek gerekir. III Beş Yülık Plân' çekleşmiş olmasma karsılık, ürera 1. Bes Yıllık Plan döneminde ıa 98. tablosuna göre 1972'den tim teslsleri zamanında blHrileyani 19621967 yıllan arasında 1977'ye kadar endüstriyel üretim petrol üreüml arttı. Ama 1967 memiş ve bu durum plan döneyüzde 85 artmış olacaktır. Bu ıki 1972 döneminde bu durdu. O za ml başında dikkate alınmayan artışa karsılık elektrik enerjisi pahalı, dışa bağlı üretim kaynak man «gelsin Hhal malı petrol» artışının yılda ortalama artış hızı denilmek zorunda kabndı. «Bu lartnı, nispeten kısa ömürlü ba438. tabloya göre yüzde 13,1 civan yeni tesislerin ele alınmasmı nu en iyi anlatan 431 sayılı plan nnda kalacaktrr. Yani eıektrlk tablosunu da buraya aynen ala gerektirmistlr.» Gercekten de enerjısi artışı sanayi Uretim arlım. petrol konusunda milU bir savas tışının bile gerisinde kalacak, şehirlesmenin gerektirdigi arüş TABLO 431. Büincil Enerji Tüketim Oranıiın hızını karşılayamıyacaktır. Dene1962 1972 (yüzdei bilir ki. şehirleşmenin gerektirlMt 1M7 Ana mallar 1972 takvinj diği artış hızı elektrik enerjisi 15^ Taşkömüru l*Jt 13.9 artış hızının altında kalacagma 8.7 8^ Linyit 7^ göre aradaki fark sanayie akta42J Petrol ürünleri 18.» 30.9 nlacak ve bu yolla da sanayiin 3.7 3.5 Hidrolik enerji 24 kullanacagı elektrik sağlanacak689 Toplam ticari enerji 46.8 88,9 tır. Pakat bu mümkün değüdir. 165 225 Odun 31.1 Çünkü nüfus artışında yüzde 36' 14* Tezek 22,1 18.6 Iık bir artış aslında hiç elektrik Toplam G. Ticari Enerji 53.2 41,1 3U kullanmayan nüfusun bugünkü 100 100 100 Genel toplam ortalamaya gelmesl demekür ve yüzde 36nın çok ustünde bir evermiş kadronun yerlerinden altBu tablo enerji konusundakl nerji talebi artışını geçecektir. nışı ile kumpanyalara gün doğ Kaldı ki, başta televizyon olmak iyileşme eğilimlerinin, birinci plan döneminde yetersiz de olsa muştur. üzere elektrik kullanan apareyikinci plan dönemine göre daMeşrutiyet döneminin bir nük lerın artışı ile tüketıa elektrik ha belirli olduğunu ortaya koy tecisinın şu sözünü ansıdık: cMut kullanımının ortalama enerji ümaktadır. Çünkü tezsk ve odunlakiyeti gördük, meşrutıyeti gor retimı artışı oranı olan yüzde dan elde olunan enerii 53^'den 13.2'nin çok ustünde bjr yükduk ama ciddiyeti ne zaman gö 41.1'e düşmüştür Düşüş 12.1 selış kaydedeceğı muhakkaktır. recegiz?» AP'nin enerji polıüka puvandır. tkinci dönemde İse sını Bvsnleri bir de Sayın Başdüşüş sadece 10 puvandır. tkinbskana elektrik konusuna çare ci plan dönemL leki olumsuz bulunacağını beyan ettiklerini oGelecekte Sıkıntı bir eelişme de petrole dayanan kuyunca yukandaki sözleri bir enerji kullanımı artarken, petrol daha ansıdık. Elektrik konusu öy Sorunlar bu kadar çetrefil ve üretiminin aynl tuzla artmayışı le kolay çözüm bulacak bir sorun temelden çıkmazdayken, iyimser « Açtım, Zola'nın Dreyfus davasındaki savunmasını okuyorum. «Her şey bana karşı» diyor. «tki Meclis, sivil iktidar, askeri ıktidar, yüksek tirajh gazeteler ve onlann zehirlediği kamuoyu... Ben yalnız adalete ve gerçeğe inanıyorum. Bu yuzden çok huzurluyum, biliyorum yeneceğımi.» öyle olaylar vardır kl eskimek bilmez. öyle kişiler vartfır ki zamanm gerisinde kalmaz. Hep günceldir, hep çağının İçinde, hatta önündedir. Emile Zola öyle biri işte.. Romancı olarak da yaşıyor, dünyanın her yanında en çok satılan kitaplar arasında yer alıyor hâlâ onun romanlan. Gerçekçiliği bir çizgıden almıs baska bir çizgiye götürmüş. Birçok ülkelerin edebiyatını etkilemiş, her yanda bölgesel Zola'lann yetişmesine neden olmuş. Dünya edebiyat tarihinde yeri büyiikBu kadarla kalmıyor İşte.. Bir yazar, büyük bir yazar çağının sessiz tanığı rfefildlr. Seslni yükseltmesi gerektiği ar> lar da olur. «Hayır, bu yanlıştır» diye bağırır kalemiyle. Toplulukları şaşırtır, kızdırır, diişman eder kendine bir süre için. Aldatmak, yanıltmak kolavdır halk yığınlarını. Bir süre için heyecanla, duygulu sözlerle. kışkırtıcı çığlıklarla ters, yanlıs yönlere itilir kalabalıklar. Hatta kendi çıkarlarına ters düşen yollara bfle sapar coşkuyla, lstekle! ö z çıkarlarını bile görmez gözü. Yanlış yoldasın, kendi çıkarlarını ayaklarının altında çiğniyorsun dîyenleri düşman bilir, ezer... Dreyfus olayı eskimez, unutulmaz bir örnektir. Fransa'da yüzyıl başında geçmis bu olayı bilirsiniz: Bir yüzbaşı Almanya'nın casusu olmakla suçlandınlır, oysa tamamen suçsuzdur. Asıl suçlu Genelkurmayda önemli görevde bulunan baîka bir subaydır. Ama o yüzbasıyı suçlandırmak kolaydır, çünkü Yahudi soyundan gelmedir Dreyfus. Kısa zamanda Savaş Divanına çıkanlır, hemencecik mahkum ettirilir, Şeytan Adasma yollanır, konu kapatılıp bltirümek lstenir. Suçsuz bir subay rütbeleri sökülüp mahkum edilmiştir, gerçek suçlu İse görev başında, serefiyle yasamakta, tabii casusluk görevini de sürdürmektedir. Bunu yüksek makamdakl kişiler de anlamışlardır, ama yanlıs bir i? yaptıklarım açıklayamazlar. Fransız ordusunun onuru, itiban soz konusu diye blr suçsuz varsın yıllar yılı acı çeksin, umurlannda değildir, önce kendi çıkarlanö*ır önemli olan... İşte. Zola çıkar o anda ortaya. Alır kaletni eline, «Suçlandınyonım» adlı makalesini yazar, Clemenceau'nun çıkardığı az satışlı «Aurore» gazetesinde yayımlar. Bir anda bütün Fransa karşısındadır. Yerleşmiş, kabul ettirilmiş kanıya göre Dreyfus vatan hainidir, Zola da o vatan haini Yahudiyi savunmaktadır! Yazar aleyhine yapılmadık iş kalmaz: Mitingler, gösteriler, mahkemeler. mahkumiyetler, sürgünler... Yıllar yılı süren bir kavga, bir savaş... önceleri yalnızdır Zola, sonra gerçektcn, adaletten yana olanlar bir araya gelirler, güçlenirler. Fransa'nın onurunu gerçekten, adaletten vana olanlar kurtaracaklardır. Yoksa bir yanlışı, bir yalam, bir hatâvı örtbas edenler, suçlulan koruyup suçsuzlan mahkum edenler değil... Emile Zola hapse mahkum edildiği duruşmasmda şöyle der: nHükümetler edebiyattan korkarlar. çünkü edebiyat önleyemeyecekleri bir güçtür.» Bu sözle Solzenitzin'in tBüyük bir yazar ikinci bir ürtidardır» sözü nerdeyse akraba Her çesit baskıya, haksızhğa başkaldınna önce yazardan, sanatçıdan, edebiyatçıdan geliyorsa bunun bir nedeni vardır. Sanatçı, yazar herşeyden önce insancıl bir kişidir. Insanoğlunun mutluluğunu özler. Bütün yapıtlan bu amaca yönelmiştir. Mutluluk ise gerçekçi olmaya dayamr. Bir de adaletli davranmaya... İnsan sevgisine açıktır büyük yazarlar, sanatçılar. Tek tek ve bütün olarak insanbğtn mutluluğunu yaratmak görevinl kendiliklerinden omuzlar, benimserler. Zola gibi, daha başkalan gibi... Nereden nereye!.. Arada bir açıp okurum Zola'nın bu eşl benzeri az bulunan savunmasını. Tek başma gerçekçilik, adalet savaşı vermenin en büyük örneğidır de ondan... Hepimizin bu tarih olayından nice nice ders alması gereklyor da ondan.. «Biliyorum ben yeneceğim» demiş o savunmasında... Yendi de. Koskoca Fransa devleti. askeri, sivil iktidarlar, büyük politikacılar, yüksek tirajlı basın, kamuoyu, her sey, herkes yenildi bir tek yazann önünde .. Yanılgısını kabul etmek de bir büyüklüktCr Fransız demokrasisi bu büyüklüğü gösterebildi Dreyfus hapisten kurtuldu yeniden gcireve döndu Bir sözü daha var Zola'nın o durusmada söylediBi: «Gerçek, mutluluk getlrır. Gerçekle mutluluk yaratılır, buna inanıyorum » Yalanla, yanlışla, yanılgıyla. aldatmayla, uyutmayla kandırmayla, göz boyamavla korkutmayla, sindirmeyle ancak mutsuzluk gelir bir topluma. Gerçekçi olmak gerekir mutluluğa kavuşmak İçin... Gerçeklerl savunmak en başta, Zola gibi gerçeğe Inanmak, her seyi göze alarak savunmak bu inancı... Mustafa Kemal'in dediği gibi: «Gerçekleri söylemekten korkmamak». plan rakamlan bile gerçeklesmes ken iyimser beyanlan ciddiyetle karşılamak olanagı yoktur. Şirndi bir de bazı ülkelere göre elekt rik tüketimini gösteren tabloya göz atalım: Nüfus Başına Ülke Tüketim tspanya: 1370 KUowat/Saat Bulgaristan: 2.043 • « ttalya: 2.M3 . • Yugoslavya: 1.149 • • Türkiye: 219 » Bizim iddiamız odur kl, gelecek yıllarda böyle hafif bır planlama anlayışı içinde kalırsak elektrik, sehir ve endüstri suyu gibi temel alt yatınmlarda büyük sıkıntılar çekeceğız. Bunu şimdiden çekmeye başladık bile. Bildiğimiz kadarıyle değil fabrikalar büyük şirketler bile kamu tesislerine güvenemediklerinden, akım kesilmesinden zarar görmemek için jeneratörler almaktadır. Eyüp ve civanndaki fabrikalann çoğunda üç vardiva çalışma artık hayal olmuştur. Keban, Oymapınar gibi srntralların inşaatında, hem de kasalarımız döviz doluvken. eec kaunmasının sorumunu, termlk santralleri planlamada geç kalmanın vebâlini iyimser demeçlerle kapatma olanağı bulunamaz. • ' Acik Tesehkür Yıllardanbert beni Ozen hastalığımı zadanında teshis ve amoliyatımı tam basarı fle yapan sayın Opr. Urolog Dr. SÜREYYA ATAMAL'a dc|erll yardım ve yakın Ilglleruıi gorduğüm sayın doktorlarımız. Prof. Dr. Talia AYKAN Dr. Ayten VARDAB Dr. Valsamidis Bs. Hek. Dr. Kibar Dr. Hahamyan'a SUrp Agop Hkstanesi yardımcı personeline zivaretime gelen akraba ve dostlanma lcten (Wlen enderin tesekkürleriml ıunarım. AKDi Cumhuriyet 1108 g Okuyugu Mektüpları Menfur cinayet . ' takbıh edılıyor Şaşkmlık içindeylm. înanamıyorum. Tarihten hâlâ der» almamış sözde yazat bir manyağın ışledlğı cınayete lnanmek Istemiyorum. Tek kelim* Ue, acım büyüktür, > ; Bu ıfademin gamimıyet de, recesinı, 27 seneye yakın sıyasi hayat arkadaşlarım, 24 seneye yakın mensubu bulunduğum Utanbul Barosunun üyeleri. Istanbul Adliye»ıntn güzide hakımleri ve mensuplan, Bele"dtyemizin rahmetli Haşim tşcan dönemindekl mec Ankara'da Konur Sokak 32/5 lis üyeliğım sıfatı üe. tstanbul <}e oturuyorum. tki ayı aşkın Belcdiyesi camiası ve bütün bır zamandfin beri oturdugubeni şahsen ve yakınen tanımuz apartmanın bütün dalreleyanlar takdir b'uyururlar. rtntn suyu akmamaktadır Ben tnsanlık adına mettfur clikinci katta oturduğum balde, nayetten utanç duyuyorum'. bazen sabahlan ve geceleri însanlık adma caniyi lânetlidamla damla akan suyla ancaS yorum. elımi yüzümü yıkayabılmekteVatanım ve mensubu bulun yim. Gündüzleri ise biç su atctfuğum Türk Milletinin ikl de mamaktadır. Ikl aydır blr keğerli evlâdının sehit edilmesi recik olsun sofbeni yakabilmifl sonucu, aile etradı ve yakındegilim. Bu durumda yıkanlannın ve Türk Milletl olamak, çamaşır veya buiaşık yırak duyulan elîm aciya bötün kamafe bu süre. içinde biı Sea varlığımla iştirak ediyorum. bile mümkün olmadı. Bu samimî .hislerime Türklye Ermenilertnin tstisnasız Onceleri Su Anzaya, sonralan Başkontrolluğs oer gün teleİştirak ettiüine ve onlann da fonla dururau. bildirdim ve hislerine tercüman oldufiumhepslnde «Baktıraiım* cevab^ dan emin ojarak şehitlerıminı aidım Sonra görev lcabı zin ailelerlne en lçten taziyetbır seyahate çıktun. Dönaüğüm lerimi arz ediyor ve menfur de suyumuz hâlâ akmıyordu. cinayeti dünya kamuoyunda 59 Aralık 1972 tarihlen arasınsiddetle tel'in ediyorum. da ber gün Başkontrolluga teAvnkat lefonla durumu Uettlro ve bep. . Acop Binyat sinde de aynı «Baktıralım» cevatuni aidım. Son olarak 9 Aralıkta Sular tdaresı Genel MUdürüne teleton ettim; ondan da «Baktıralıms cevabım aidım. Tekraı bir seyahate çıktım; döndüğUmde öermutad suyumuz akmıyordu 30 AraUk 1972 tarihinde Sular Idare. sine gittim ve Öenei Müdürle Her mület kendi diUnde iba görusmek istedlm ÖzeJ Kalem det eder ve Aüah her ailden Müdürü Genel MüdürÜD meşanlar. Büyük Atamız. b!zlere gul olduğuno ıiade ederelı göana dilimizle tuadet edibnesırüştünnedl Ozun münakaşani göstermişü. Kzan güzeı lardaD sonra btrkaç yere telebir Türkçeye k e n d i öz fon eta ve Genel Müdürle gödilimizle Allaiıın huzuruna rtlşmeme lUzum olmadığını. suçağınlıyorduk. Rey k&;gusu yumuzun akıblması için gerekile siyasilerimiz sonra bunu li yerlere emir vertlgini lfade değiştirip tekrar Arapça eza. etti. Bcna rağmeD suyumuz yim koymakla bence büyük bır ne akmadJ ve hattâ tamamen bata işlemişlerdir. kestldi 2, 3 4 Ocak 1913 tarihHükümetimiz ve aydın rikir. lerinde her gün Genel Müdürli Diyanet tşleri Başkammu tiğe telefon ettim; Ozei Katarafından, Cumhuriyetin 50. lem MÛdüru niçblrtnde beni yıldönümünden itibaren tek. . Genel Müdürle görtlstunnedl rar kendi öz dilimizle ibadet ve hepslnde de heceliyerefc «Anedilmesi tçin eereken Kanunj za yazdınlmıs" bakılmamıs» dldeğişiklik vapılırsa b e n ye nöt aldı Ben ?imd) yine Btiyük Atamızın ruhu şad. seyahattayım Dönüşte yine su olur. hem bizleı de Allahır bulamavaragıtr muhakkak huzurunda kendi OlUmlzle ne Başfta oir şikâyet ve yardım istedigimizi anlamış oluruz mercli bularriheljm öazetenizde Çeçitü vesilelerle sadece Anıt yazılırsa belkl blı ügilenen < • Kabre Ritmekle bağlılıgımızı lur diye dUşfmüyorum» gösteremeyia. O*nun kov'duS'J Saygılanrnla yolda olalım. AbdSrrabman Çiftçı Akad ÇUKUROVâ " i aydır su akmıyor VEFAT Sabriye Güler eşi, Naciye Alican. Pakize Tuğen ve Mehmet Hamdi Güler'in babaları, Ekrem Alican, Nihat Tuğen ve Sema Güler'in kayınpederleri, Nilüfer Erkan, Namık ve Nazan Tuğen, Canan ve Yusııf Alican'm dedeleri, Dr. Yavuz Erkan'm büyük kayınpederi, Şirin'in büyük dedesi, Güner aüesinin enişteleri Adapazarı Tüccarlanndan Müderriszade Acı bir ölüm ve teşekkür Amansız bir hastahlrtan kurtulamıyarak genç yasında. biz leri sonsuz acılara Earkederek hakkın rahmetlne kavusan ve 20 2 1973 ijürrti asri mezarlıkta toprağa verilen esim ve kızım Urfa avukaUarından Krkük eşrafından merhum Kolagası Ahmet ve Cemüe'nın oğullan, Hacer Tangil'in kiymetlı eşı, Nur sel, T a n Ju ve Teoman'ın sevgılı babalan. Güngör Karaoguz ve Ayhan Tangil'in kayınpederleri, Refik Tangü'in agabeyi, Hale, Ece, Seda'nın bıricik dedeleri, Yunus, Reşat ve Kerim Sümer'in enıştelert, İstiklâl Savaşı gazilerinden Emekli Yarba» ÇOK ACI KAYBIMIZ Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir, Hidrografl ve Oşinografl Dairesl bildirümiştir. Başkanlığından BİLDİRt DENİZCtLERE VE HAVACILARA 20 SAYIL1 5 ve 6 Mart 1973 tarihlerinde 09.00 Ue 17.00 saatleri arasında, aşağıdaki noktalann birleştiğ) saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 1.000 metreye kadar olan yüksekliği, can ve mal emnlyetl bakımından tehlikelidir. MARMARA DENİZt GEMLİK KÖRFEZf M 28 SAHA8I 1 inci Nokta : Enlemi 40 derece 29 dakıka Kuzey Boylamı 28 derece 47 dakika Doğu 2 ncl Nokta : Enlemi 40 derece 27 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 02 dakika Doğu 3 fincfi Nokta : Enlemi 40 derece 23 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 02 dakika Doğu 4 flncfi Nokta : Enlemi 40 derece 25 dakika Kuzey Boylamı 28 derece 47 dakika Doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DDYURDLÜR. (Basın: 116721103) Uıılıiiiılir 1,1 III! vefat etmiştir. 22 Şubat 1973 Perşembe günü (bugün) öğle namazından sonra Adapazarı Yenicamide eda edilecek cenaze namazmı müteakip merhum, Erealer'deki (ERENLER) aile kabristanına defnedilecektir. Mevlâ Rahmet eyleye. AtLESt (Moran: 421) 1110 HACI Ayten RASTGEDİ (Geçer)'in gerek cenaze tSrenine katılan, ;eJenk gönderen ve gerek telefonla ve bizzat taziyette bulunan akraba, es dost ve fcomsulara tesekkürlerimlzi nınarız. EŞİ: Urfa Avnkatlanndan Adil RastıreJdJ ve Rastgeldi a ileri BABASI: Emckll Emnlyet Amlri Mnstafa Gecer va Geçer ailesi OSMAN NURİ TANGtL 336 • 168 ' 20 Şubat 1973 günü Ist. Dz. Hastanesinde Hakkm rahmetine kavuşmustUT. Aziz nftsi 22 Şubat Perşembe günü öğle namazmı müteakip Sişli Camıslnden ahnarak Zıncirlikuyu'dakı aile kabnstanına defnedilecektir. Tann rahmet eylesin. AİLESİ NOT: Çelenk gönderilmeme' si rica olunur. Cumhuriyet 1109 İbadet • öz dilimizle olmalı Cumhuriyet 1112 • ••» » » • »• • • • • • • • • • • • • • • » »••• •» • • • • • • • • • • • • • i WHAT IS APB II? J lf you know this you may b« the man we are looking for. You will possess a university accountancy degree, experience with Aroerican aecounting and financial reportfng procedures and a first class knowledge of the Engllsh language. We represent an intemational company who are seeking a replacement for a long serving executive who is retiring. The job is an extremely responsible one and requires considerable lnitiaüve and selfreliance. Please apply in writing (with a recent photograph) to Accountant PK. 657 Beyoglu TEŞEKKÜR Yapmış olduğu başanlı Katarak ameliyatı ile tekrar görmemı sağlayan tstanbul Üniversifesi Çapa Göz Kliniği Doktorlarmdan İle yardımcı doktor, hemşire, hastabakıcılanna, benlm İçin emeği geçen bütün akraba ve dostlanma göstermiş Olduklan yakın ilgiden dolayı tesekkürU bir borç bilirim. İBRAHİM KORUTÜRK Cumhuriyet 1105 Ooç. Dr. ÜNAl BEN6İSU • # «> • ••••••••••••••••••••••»»•••»••••»•»»»•t Badar Beklam: 1471099
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle