15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 CUMHURÎYET 17 Şubat 1973 50. Yıldönümünde lli yıl önce bugün «Türkiye tktisat Kongresi» Izmir'de toplanmıştı. Sonraiarı adı «Birinci Iktisat Kongresi» olarak anılmaya başlayacaktır. Kongre, altı yüz yıl süren Osmanlı Hanedanının düşürülmesintfen (1 Kasım 1922) ve Lozan'da banş masasına genç devletın oturmasından (20 Kasım 1922) sonra henüz uç ey kadar bir süre geçtiği bir zamanda Izmir'de toplanmıştır. Bu bakımdan gerçekte anlamı büyük bir kongredir. Avrupanın doğu smırlarında, Asyanın ise batısında kendı çizdiğl «Misakı Milli» sınırlan Içind'e doğan ve dünyanın dığer «rnazlnm mi]letleri»ne de örnek teşkil etmek durumunda olan genç bir devletin ızleyeceği «iktisat siyaseti»nin esaslannı araştırmak gayesiyle toplanmaktadır bu kongre Bu bakımdan da toplantı büyük bir önenı taşımaktadır. Savaşın yorgunluğu tüm ulusun üzerındedir. lç ve dış guçler, devrımcı Mustafa Kemal Hükümetini kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek ümid"iyle seferber olmuşlardır. 10 milyon civanndaki nüfusun çoğunluğunu kadınlar, çocuklar ve yaşlüar teşkil etmektedir. Sanayi grubu içinde anılan imalathaneler ilkel bir görüntüdedir. Tarım her yonü ıle gelışmemış durumdadır. Altyapı tesisleri yok denecek kadar azdır. Düyunu umumiye (Genel Dış Borçlar) yürürlüktedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu o günkü koşullarda kongreyi ilgilendiren, onun ele aldığı konular nelerdir? Kongrenin aldığı kararlar neler olmuştur? Türkiye'nin ekonomik gelişme yönü bakımından ekonomı tarihimizde önemli bir yeri olması gereken bu kongrenin ellinci yıldönümünde yanm yüz yıl geriye bakmak, yanm yüz yıl sonraki Türkiye doğrultusunda bazı değerlendirmeler yapmatnıza olanak verebilir mi? Bu yazıda bu sorulara cevap aramaya çahşaeağım (1). Kongre gündeminin aşağıdaki gibl olduğu o tarihteki Ankara gazeteleri tarafmdan bildlrılmiştir: 1 Nafıa meselesl (Bayındırhk «orunu), 2 Bankalar, 3 Şirketler, 4 Amele vaziyeti (işçinin durumu), S Gümrük sistemi, 6 Avrupada tahsiL Bu gündemin kapsadığı başlıca «orunlar şunlar olmuştur: • Şoşeler, demlryollan ve limanlarla ilgili ihtiyaçlar nelerdir? • Ulaşım araçlan nasıl çoğaltılabilirî • Yabancı sermaye, cfevlet sermayesi bu lşlerde nasıl kullanılabilir? • Bu konularda çalışan özel sektöre ne glbi muafiyetler tanınmalıdır? 0 Bankaların faiz politikalan nasıl dülenlenmelidir? • Borsalar nasıl düzenlenmell, borsa kanunları nasıl çıkartılmalıdır? • Hep sahs! firmalar kurulduğu halde firket biçimindeki işletmeler neden basarılı olamıyor? • Kooperatif şirketleri neden çcğalmıyor? • tş hukukumuz çok sınırlıdır. Nasıl ye» niden düzenlenmelidir? • tşçi sendikalan ve ljçl cemiyetleri nalıl teşekkül etmelidir? • Halen yürürlükte olan tatili eşgal (grev) kanunu değiştirilmeye muhtaç mıdır? 0 Yeni bir içtima (toplantı) kanununa ihtiyaç var mıdır? 0 Gümrük sistemi nasıl yeniden düzenlenmelidir? Hangi maddeler için himaye, han E Ölaylar ve görüşler Türkiye îktisat Kongresi Dr. Melih TÜMER gilerl lçin serbestlik tanınmalıdır? 0 Îktisat tahsill nasıl düzenlenmelidlr? 0 Tarım okulları yeniden düzenlenmek ihtiyacında mıdır? 0 Sanayi okulları özel idarelere mi bırakılmalıdır? 0 Okullarda eğıtim yalnız amell (uyfulamalı) mı olmalıdır? 0 Ticaret okulları nerelerde açılmahdır? 0 Bir maden okulu kurulmasma ihtiyaç var mıdır? 0 Darülfünunda (Onlversitede) tktisat Fakültesi, Hulcuk Fakültesinden ayrılmab m> dır? 0 Ali tahsil (yüksek ögrenim) tetnln eylemek üzere Avrupa'ya ne miktar genç gön» derilmelıdir? Açık olarak görülüyor ki Atatürk, gerçekte, bu kongre ile yeni Türk Devleüne ve genç devrim hükümetine kazanılmış büyük askerî zaferlerden sonra bir «ekonomik zafer» yolu bulmaya çalışıyordu. Altı yuz yıllık Osmanlı Imparatorluğunun uyguladığı hatalı ekonomi politıkasını keskin bir meharetle analiz ediyor, yeni bir ulusal ekonomi politikasının uygulanmasında İse toplumdaki sınıfların çıkarlarındaki aynlıklan kabul etmekle birlikte bunlar arasında bir «nzlaşma» zemini kurmaya çalışıyordu. Kongrenin «TJygalanacak yeni nlnsal ekonomi politikasu bakımından asıl eğilimini açıklayan o dönemin Îktisat Vekili Mahmut Esat (Bozkurt) olmuştur. Îktisat Vekili yaptığı konuşmada şöyle diyordu: «Yeni Türkiye iktisadiyatı mevcut iktisat sistem ve siyasetlerinin hiç birinin aynı olamaz . Biz iktisat mesleklerl tarihinde mevcut mekteplerden hiç birine mensop değiliz. Ne (bırakınız feçsinler, bırakınu yapsınlar) mektebine, ne de sosvalist, komünist, etatist veya himaye mekteplerinden degiliz. Bizim de, yeni Türkiye'nin yeni iktisadl manasına j8re yeni bir iktisat mektebimia vardır Bnna ben (Teni Türkiye İktisat Mektebi) diyorum. . Teni Türkiye mnhtelit (kar> ma) bir iktisat sistemi takip etmelidirj» Daha sonra Mart ayında gazetelerde yayımlanan bir röportajda Mahmut Esat Bey bu fbrüşün nedenlerini biraz daha açıklamaktadır: < .. Tanzimattan beri devam eden simdiki hflkümet nsnlümfls memlekeümiıin, halkımızın ve tarihimizln rnhiyat ve ihtiyacını hiç bir zaman ifade edememis ve edememekte bulnnmostnr. Çünkü Türkiye Devletinin bir is devleti olması lazım gelirdi. Halbaki bir jandarma devleti olmaktan ileri (ndemedi. . îhtiyar Uberal iktisat sistrmi Tanzimat ve Meşratiyet de dahil olmak üzere Türkive Millî Iktisadiyati için Bldürmeci felaket oldn .. Bn sistemle teçhiz edilen iktisadİTatımız Tanıimattan sonra nefes aUmayarak yıkıldıj» Ağırlık Özel Teşebbüste Görülüyor ki kongrede tartışılması düşünfllen soruniar bir yandan altyapı tesislerinin tamamlanması, öte yandan mesleksel eğitimin arttırılması gibi yine yapısal bir nltelik gösterırken uygulanacak ekonomi poütikası ile ilgili konular ise sermaye birikimlni hızlandırmak maksadiyle tanınacak muafiyetlere, sermaye ve para piyasalarının yeniden düzenlenmelerlne inhisar etmektedir. Ağırlık «teşeb> büsü sahsî» ye verildiğı için iş hukukunu yeniden düzenleme sorunu da gündemde önem kazanan konular arasında bulunmaktadır. Kongrede uygulanacak ekonomi politikası lle ilgili resmî görüş zamanın Îktisat Vekili tarafından Atatürk'ün nutkundan sonra açıklanmıştır. Bunu belirtmeden önce Gazi Mustafa Kemal Paşanın analitik bir nitelik taşıyan nutkunu hatırlamakta yarar vardır. Gazi, özetle, soyle demiştir: «Tarihimizi doldnrmn nferler yahut ismflllâllerin (çöküntülerin) kâffesi (taepsl) shval1 iktisadiyatımızla münasebettar ve alakadardır» «Zamanımız bir iktisat devrinden baska bir «ey degildir» «... Osmsnlı hanedsm Mİolan bir noktayı nnnttnUr ... zaptettiklerl mahallerdekl anasın (nnsnrlan) oldugn gibi mnhafaza mecburiyetinde kaldıktan baska onlar» istisnalar. imttyazlar bahşettiler» «Atiyyei şabane (lutuf olarak) ecnebilere bahşedilmis olan ve memleket dahillndeki gayri müslimlere verilen her şey, hnknkn müktesebe (müktesep bak) telikki olnndn. Fakat eonebiler bnnnnla iktifa etmediler, hergün btran tevsi için çareler aradılar ve buldnlar» «tstiklâM tam için şn düstnr vardır: Hâkimiyeti milliye. hâkimlyeti lktisadiye ile Urtin edilmelidir» «Efendiler... Zftnnolanmann ki eenebt termayesine hasımız... Kananlanmıta riayet asrt ile ecnebi sennayelerine lazungelen teminatı vermeye taer saman hazın*» hn haztnesl *zerlnı*e oturıîu|una vakınır. 0 Hırsızlık, yalancılık, riya ve tembellik en büyük düşmanımız; taassuptan uzak dindarane bir selabet herseyde esasımızdır. 0 Türkler irfan ve marilet Bsıkıdir. 0 Türk, mikroptan, pis havadan, salgmdan ve pisllkten çekinir. 0 Türk... ecnebi sermayesine aleyhtar değildir Ancak kendi yurdunda .kendi lisanına ve kanununa uymayan müesseselerle münasebatta bulunmaz. 0 Türk açık alm ile serbestee çalışmayı sever, islerde inhisar istemez. 0 Türkler hangi sınıf ve meslekt» olurlarsa olsunlar candan sevişirler. 0 Türk kadını ve hocası çocuklan Iktisadî Misaka göre yetiştirir. Görülüyor ki Misakı îktisadl ne Gazi M ı » tafa Kemal'in kongreyi açış konusmasında ortava koyduğu geçmiş ekonomi politikası ile ilgili analizlerden esinlenmemls görünmekte ne de tktisat Vekili Mahmut Esatin Bakan sıfatlyle yaptığı resmî açıklamalardan beklenen bir biçimde «Yeni Türkiye İktisat Mekteb)»nin tammlamasmı yaprrîamaktacTır. Daha çok kisisel ve toplumsal ahlâk anlavışı, çağın gelişmiş bilimsel analizlerinden uzak olarak, «soyut» bir biçimde «kendi kendine telkin yolnyla terbiye» çerçevesi içinde bırakmaktadır. Ana tema «Türklerin Türklerle ts B8rmesi»dir. Ulusal üretimin hanei ekonomik yöntemle arttırılmasının gerektiğine riair hiç bir «imS». bir «kelime» yoktur. «Plan» sözüne hiç ilişilmemektedir. Oysa askerl zaferlerden yeni çıkılmıs ve «statejik planlama»nın savaş alanlanndaki mahir uygulamasından büvük tecrübeler kazanılmıştır. Yurdumuz bueün, İ7mir İktisat KçngTeslnin temel çizgilerini, o günün kosullan ve *u kosullan yaratan iç ve dı» güçlerin etki Mçimlert degismis olarak yeni d8TiemleTe doSnı uzatmaya çalışmaktadır. Fakat herhalde bugün ulaştığımız noktada, 1923 tktisat Kongresinden alınması gereken derslerin bulunmadıFını kim«e iddia edemiyecektir. Amerikayı Keşietmek Hukuk Fakültelerinde Roma hukuku okunur. Neden okunur? Binlerce yıl öncelerl Türkiye'den uzak ülkelerde geçerli kural ve yasalarla ne ügimiz var? '.•' : Şu ügimiz var: ' ' "^ Dünyanın her yanına ya^gm hukuk ilkelerinin temelleri geçmişte atılnuştır Yazı icat edilmemişken vardı bukuk. Hamurabi yasası dörtbin yıl öncesinin ürünüdür. Bugpn uygarhk dünyasmdak! hukukun temel ilkeleri Roma toplumunda biçimlenmiştir. Bunun içindir ki insanlığın ortak mirası fakültelerde paylasılır; gençler hukuk kavrsmlarmı tarihsel çizgisi içinde ögrenlrler. ÇesitU devletlerde geçerli yasalaT hîrbirinin benzeridir Hırsızlık her yerde hırsızlıktrr; Yazılı belge her verde sözden güçlüdür: Saldıreanlık' her yerde ceza görür; Suç her jıerde inandıncı kanıtlarla ispatlanır. Eski çağ Ispartasmda hırsızlıgm bazı koşullarda suç sayümadığmı da kitaplarda okumuşuzdur. Ne var ki Yirmind Yüzyılda hiç bir toplum hırsızlıSı benimseyemez Konut güvenliği her yerde devlet eliyle korünmuştur. Bugün herhanai bir devletin Parlamentostl, eski Isparta'ya özenerek hırsizlığı meşnılastırsa. ys(*da konut süvenligini kaldırsa. yaalı belüelerin mahkemelerde bir, değer taşımadığmı ilân etse, sonuç ne olur? Sövliyeceğimizî daha îvi anlaJabilmek îçîn sivri Smekler •unduk; Amacımız s u basit gerçesi tekrar etmcktirt ^ Bir toplumd^ yasama organı ne dfnli güclü olursa olsun, ondan da güçlü olan ilkeler vardır İnsanlığın ortak hukuk ilkeleri. uvgarlıjm VoTullan gibi devletlerce paylaşılrmçtır. Bu ortak ilkelerin belki de en güçlülerinden biri mahkemelerin temmatlı v« bacımsız yarpçlarla kurulmasıdır. .Bir ku» rula mahkeme dpmekle mahkeme olmaz. bir kurula mahkeme demek için flle de yargıçlardan meydana gelmesi eerekir. ve ille de bu yarpclann terr.inatlı ve basŞimsız olma«s gerekir. Bu ilke «nnırlar ötesi bü deŞer ^aşır. Fransa'da. ttaly«'da. tngiltfT^'dp. Amerika'<îa. îsvicre'de. tsveç'te. Hîndlsi tanda v# daha Stelerde. nerede oiursa olsun gecerîl ojması gerçkm ükelerden en önemlisidir. Hırsızlık nasıl dünvanm her yerinde yassksa, ve yazılı bei^enin tersi ispatlanmcaya kadar dofnı sayılması naml her Oikede benlms<*nıniss*. konut jrüvenligi na"îil her devletçe korunmussa. bir lrurulun mahkeme savılması irin bağımsız ve teminatlı hafcmlerden meydana Belmesi «arttır. Terrinl düsünmek mümlrün müdür? Acaba eğitfrn görmemiş, Tıp Fakültesi bitlrmemls blr vad Sen doktorsun! demekle o vatandaf doktor olur mut Acaba Teknflt Ünlversiteyl bitirmemlf, muhendislik diplornası «lmamı« blr kimseye: Sen mühendissin! demekle o vatandas mühenclia olur BTU? Sonuç lzmlr tktisat Konifresinden almabileeek en Bnemli derslerden birlsi bize «dnrnm mnbakemesi» yapmak olanaftlnı vermis olmasıdir. Kongrenin bugünkii kusaklara verecegi ikind ders sudur: «Tfirkivenin vapısa! çerçeklerUnl genel olarak, ya hiç anlamamakta ya yanlış yorumlamakta ya da çıkarlara «y«un yorumların etkisinde kalmakta ^sterdiBimiz «eba^ tır. Nihayet kongrenin bize öSretmesi gereken üçüncü blr ders daha vardır: Dünyada mevcut «sistemler» kendl kurailanna gSre tsledikleri İçin «sistem» olmuslardır. Bu sistemlerde «etkitepki. fli$kisi kadar «nedensonuç» iliskiri de mantığı ve fonksiyonu saSlam bir yapı içindedir Bu sistemlerdeki «kritik» ve «degişken» faktBrlerl farklı degeriendfrmek Medfîimiz takdirde «çeliskilere» düşmek kaçınılmaz bir sonuç olacağı gibi «gaveve ulaşamamak» riaikiail da ulusal emek ve servetln i«rafına vol açscaktır. Bu nedenle «Atatürk thtilâli» kitabınm büyük yazan Sayın Bozkurfu burada büyük sayplarİa anarken 50 vıl önce sBzCnfl ettiBi «Yeni Türkiye lktisat Mektebi> vorumunu savunmak olanağmı bugünkü kusaklann hiç bulamayacağını belirtmek istiyoruz. (1) Konrre beleeleri için kaynak: ökçfln. G. A. «Türkiye tktisat Konrres) • 1923 tzmin, 83JP. yavmlan No. !62. Ankara. 1968 Kabullenilen Program Kongre 3 Mart 1923 günü kapandığına göre 15 gün kadar sürmüstür. Konırre conunda bir «Misakı Iktisadi» (Ekonomik Birlüc) programı hazırlanmıs ve kabul edilmiştlr. Mlsakı tküsadl özetle şöyle diyordu: 0 Türkiye halkı millt hâkimiyetini. kam ve canı pahasına elde ettlginden, hiç bir şeye feda etmez ve milll hlkitniyetine müstenit olan Meclis ve Hükümetine dalma zahlrdir (dettektir). 0 Türkiye halkı tahribat yapmaz, imar eder 0 Türkiye halkı, larfettigi esyayı mümkün mertebe kendl yetiştirir. 0 Türkiye halkı, servet İUbariyle bir al Aeaba Hukuk Fakültesini bitirmemis, hukuk bilimini 8Jrenmemis bir kişiye: Sen rannçsın! demekle o klsl yargıç olur mnT Sfar.dl Parlamentoda Anayssa değis'klikleri yapılırken dayandan mnntık «Bte millt iradeyiz, her jeyi yapanz» iddiasıdır. Acaba «Biz milll iradeyiz» diyerek hukukun temel ilkelerine sırt çr»1rmek mümkün müdür? Acaba böjle bir olanak geçerli Myıiırra hukıık devlerl kavramını bir yana bırakmış olmaz mıyız? Acaba bu mantıkla yürürsek hukuk devletini koruyahm .derken hukuk devletini yıkıms ohnaz nuyız?. Bütün bu sorularnv eevaplan uygar dünyada ve hukuk kitanlarmda çoktan verflmiştir. Bizler de o eevaplan yeniden keşfetmek torundayıx. SUÇ VE CEZA OKTAY AKBAL Evet Hayır Moliere'in 300. Ölüm Yıldönümü «Insanlık Komedyası» oUere'den yergi oklan yiyenler arasıcda, çagın bekimleri başta gelir. Hem görduklerinde, hem çekttklerinde aramniı bunun nedenini. Daha ilk oyunlannda, hekim. lerle ugraşır. Hekim Uçtu'da, uydurma nekım Sganarelle şöyle der: «Aman efeudım, sız hiç üzülmeyin, şehırdekı bekimlerden herhangi biri kadar adam öldünnesıni bilirim.» (ii) Sonra Sevda Hekim'de: «Kızınız tek başına da ölür, merak etmeyin, bu baylara (hekimlere) lüzum yok.» (II. i) ZoraCı Hekım'de şu na söylen «Bu mtfslegın (hekımi:ğin) bir iyülğl, 'ilülsrin dünyanın en ketum uısanıan Mmasıdır. Kendisını öidüıen hekımüen şikâyet edenı hiç görülmemıştir.» (III ı) Cımn'ae ae esırgemez tasını: «Alas mı ediyorsunuz? Doktor baataiıktan ne anlar?» (1, v) Aslında MoMre, «bekımlerla değü, hekimlıtın gülünç taraflanyle alay ediyor.» (Zorald Hekım, III, iiı) ü gösterisçıllltlerl, o ın in sözlen yok mu: «Bir şey bümıyorlar diyemem bllirler ağabey. Eksenyetle ÇOK ıyı edebiyat bilirler. LAtincenın kibaıcasıru konuşurlar Dütün bastaiıklann Yunanca ısımlennı büirler. tariflerını. tasnıflennı bılırler; ama tedaviye geiınce ışte cnu zerre <cadaı oıimezıer.» (III uı) Hastalık Hastas:'nda, bem böyle hekımlerie nem de «herkes gibı yürüyor. uvuyor yıyor, ıçıyor, ama yıne son derec* has ta» (II. U) dıye tanımladıgı bırıyle eğlenıyor Oysa konu nıç de gülünç degil: Lisanın ya$amını karartan ölüm korkusunu, Moliere'in denası zenırınden arındınyor. Ama hekünler de 0c alacaklar Mohere'deu Ua»taıık hastası Argon, şöyle demeınis mıydı: •Hay Allan ceza&ını versın o mendebur herıfin' Efer ben bekimlerın yerinde oısaydım, alımallah bu edepsızlıklen onun yanına bırakmazdım: Hasta oıunca semtıne bile ugramazdım, kendi halıne bırakır gebertır. aırn.» (111, ıii) Urjrçekten de, 1 7 t>ubat 1B73 Cuma gecesı, DU oyunun sonunda ağır nastalanıp evine götürüldügü vakıt, «semtine ugrayacak» hekim bulunmayacak. «kendı naLne» talıp, ölecek. ğlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllUIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIHi: 1 AÇIK TESEKKÜR üzun samandır îzdırabını çektiğim romatizmal hastalifimı ' teşhls ve yerlnde müdahaîesiyle" iyileştiren ^ FtZİK TEDAVİ VE RUMATtZMAL HASTALIKLAR ( MÜTEHASSISI SAYIN İ E 5 = tPiHr suçu» nedir? Bir yazıda, bir kitapta «suç» sayılan bazı fikirler ileri sürmek... Ünlü bir politikacımız hem de eski bir Bakan «Fikir yazıya dönüşünce suç olur» gibilerden gülünç bir söz söylemişti ya, onun gibi... Yasalanmızda, ünlü 142. maddeye göre beş yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülür fikir suçlanna. En azı beş yıl, en çoğu on yıl... Nlye? Bir yazıda, bir konuşmada fikir suçu işlediğiniz için, daha doğrusu o sözler, o yazılar o günün havası içinde «suçlu» sayıldığı için... Bir de adl suçlar var... örnegin paralarda ve değerli kftgıtlarda sahtekârlık yaparsanız cezanız üç yıldan on yıla kadar hapis olur. Hırsızlığın cezası altı aydan Uç yıla kadar hapıstir. Dolandıncılığın cezası bir ile beş yıla kadardır. Emniyeti kötüye kullanmak en çok iki yıl hapisle cezalandınlır. Gorevinı kötüye kuUanan devlet memurunun cezası ise üç aydan üç yıla kadar hapistir. Ortaya çıkan ne? Şu: adl suçlann en Ust çizgisi ile fikir «uçlannın en alt çizgisi eş. Bir yazı yazan, bir kitap çeviren, bir konuşma yapan «fikir suçu* işlemiş sayılırsa, hırsızdan, dolandıncıdan, sahtekârdan daha ağır bir cezaya çarptırıhyor. Oysa adi suçlar elle tutulur gözle görülür kanıtlara, tanıklara, belgelere dayanır. Sahtekârlık yapanın sahtekârlık yaptığı ispat edilir. Hırsızın, dolandıncının suçu apaçık bir şeydir. Oysa fikir suçu havada ktüan bir «suçtur». Bir bilirkişi okur bir yazıyı «Bunda bir şey yok» der, başka bir bilirkişi ise «bunda suç var» sonucuna varır. Bu, o bilirkişilerin anlayışına, kültürüne, politik epimine, olgunluğuna bağlıdır. Yani görece bir şeydir. Kişiden kişiye değışir. Biri «Bunda faşizm ya da komünizm propagandası var» yargısma vanrken, başka biri «Böyle eleştiriler özgürlükçü demokrasilerde kaçınılmaz görülür, suç sayılmaz» der çikar. Hele bazı krizli günler geçtikten sonra politik suçlann, yani fikjrlerden doğan suçlann kesinlikle suç olmadıği, hatta bir yerde yurtseverliğin doğal sonuçlan olduğu bile anlasılır. Tek partüi bir düzende o partinin görüslerine karsı çıkmak vatan hainliğidir. Faşıst tspanya'da, komünist Macanstan'da, ya da onlara benzer tek partiü, tek siyasal görüşün egemen olduğu ülkelerde «fikir suçu» o iktidarlann düşüncelerine uymayan görüşler ileri sürmektir. En ağır cezalara çarptınhr bu gibi düşünceleri yazıyle, sözle savunanlar. Sonra günler geçer, rejimler üımll bir havaya bürünür, sertlıkler yıtip gider, bir de bakarsınız o suçlu görülen fikirler herkesın malı olmus, bu kez de o düşünceye karşı çıkanlar ayıplanır duruma düşmüş! Giderek bir fikir egemen olur, suçlu sayümaktan çıkar, karşı fikirleri suçlamaya başlar. Hitler rejimi yıkılana kadar Naziiiğe karşı gelmek en agır cezalara carptırılan bir suçtu. Nazilik yıkıldıktan sonra da Nazilikle uzaktan yakından ilgili olanlar en ağır cezalarla hapislere tıkıldılar. Değerli hukuk adamlanmızdan birinden, üğur Mumcu' dan bir mektup aldım. Ankara'da bir tutuklar evinden göndermiş bu mektubu. Adi suçlarla fikir suçlan arasındaki eşıtsizliği belirtmiş. Fikir suçlanna verilen cezaların adi suçlara verilen cezalardan çok daha ağır olmasınrfaki garipüği gösteren örnekler vermis. Şöyle diyor bir yerde: «Demek ki yasanm sistemıne göre, adı suçlann cezalan, siyasi suçlara oranla çok düşuk. Bır baska deyişle, düşünceyi açıklama suçlan, çok daha ağır yaptmmlara bağlanıyor. Bir de ister misinız ilginç bir örnek daha vereyım: Ceza Yasamızın 163. maddesine göre devletin temellerirıı din kurallarına uytfurmak amacıyle propaganda yapan kimse, bir yıldan bes yıla kadar hapis cezası ıle cezalandırılıyor Yani, aşın sağ düşunceyı yasaklayan yasa maddesinin üst sınırı, aşın sol düşünceyi yasaklayan maddedeki alt sınır oluyor Birinin cezası ancak beş yıl, ötekinln ki ise beş yıldan başlıyor > Yasa yapıcının çehşmeleri... Asırı sağ, Türk toplumu lçin aşın soldan daha mı tehlikesizdir? Sanmam. Aşırı sağ her zaman ağırhğını duyuracak, hatta egemenlıği ele geçırecek güçtedir Türkiye'de Demek çok daha tehlikelü. Oysa aşın solun böyle bir durumu gerçekleştirmek ıhtimali hiç denecek kadar az. Bir kez Türkiye'de sol bir azınlığın, blr aydm azınlığının tekelinde, yıŞınlara yayılmamış, benımsenmemış, korkulu bir umacı halinde.. Üstelık o solcu azınlık da ılımlı, daha az ılımlı. biraz daha aşln olarak parça parça... Kısacası aşın solun Türkiye'de iktidan ele geçirmesine ne lmkân, ne de ihtimal var. öyleyse nlye aşın sağ akımlan savunanlara, şeriatı, padişahı, dîn devletlni apaçık savunanlara verilen ceza aşın solculara uygulanan cezanın yarısı kadar?.. Mumcu'nun mektuhu düşündürücC... Türkiye'de gerçek bir demokrasi ancak aşın sağ ve sol akımlara eşıtlik tanıdığımız, eşit tehlike saydığımız, ya da eşitlik içinde btrbinyle savaşma olanağı sagladığımız zaman kurulacak Btrıni okşa, cezalandırdığm zaman en hafifini teç cezalann. ötekinin en hafifine, en ılımlısına bile en sert, en ağır cezalan ver. Bu. demokrası anlayı^ına uvmaz gibi gelir bana. N FRANSIZ AKADEMÎSt'NE ALINMAYAN MOLİERE, YÜZYILLARDIR, HEPİMİZİ HEPİMİZE GÜLDÜREREK, HER ULUSTAN MİLYONLARCA KİŞÎNİN GÖNLÜNDE TAHT KURMADI MI? Seha L. MERAY tası'na, hasta hasta çıkmakta direniyor: «Nasıl olur, nasü yapa E rım? Yalnız tıyatroaan alacalt E lan gündelıkle geçınen yoksul = elli işçi var; oynamazsak ne yaparlar? Elımden gelırkea. onla = ra bir gün bile ekmek veremt»sem, bağışlamam kendiml.» Eğlendirmek içua olsun dOşündürmek için olsun, yazdığı otuzüç oyun yanında büyük ya. pıtlanndan biri de kişisel vaşamı Molıere'nın Ellıbır yasında ölünceye kaaar onbeş yıl taşra kentlerinde. Fransa,'nın o bozuk Ne İster yollannda hırpalanıyor; yülar boyu, kıskanç rakıpterıyle, göİnsanlardan? zü donmüş düşmanianyle, lnsat Oyunlan hep ölçülü olmaya, bilmez aiacaklılanyle para kar. sa*duyuya. hoşgfirüve, önyargı şılığı tutulmuş serselerin ruhasızlığa çagn Moııere'm Kişilamalarına. sahneye attıklan taa lerle ugraşmak, oelul] bir kim lara göğüş gererek uğraşıyor. Ya Ötekiler seyi kırmatc yere vurmak ya Bütün bunlarla ezümıyor büralamak aklından geçrnıyor Ver tün bunlardaa yılmıyor; saldıMoliere, ınsanı. het yönüyle iailles Tuluatı'nds agıkça söybüyütecınin altına koyuyor Güranian. Prof. Tuncel'in' dedigı lüyor: Maksadı «kimseye sataş gibı, «âdeta enselerlnden vakaneş Kral'ın sarayınds çok rastmadan. türlti aaetlen anlatladığı anlaşılan soyluıardan esin lamış, onlan tekrar sahneye sümak», «tnsanlardakı. Dilhassa as rükleyerek, sağduyusu daima lenerek yazdığı Don Juan'da kanmız tnsanlanndaki kusurlan dın delisı Tann tanımaz, ıld kuvvetli olan halkın gözlert önüyüzlü büyük oeylerle alay eder. ortaya koymaK olduguna göre ne çınlçıplak» serivor. U çağın yüksek ısbakasının a dünyanın hıçbır tarafmda rastlanmayacak Insanı Mo'lere neçıklannı tnsan Kaçkını (Adamözel yaşamı da mutsuzluklarreden bulsun da çıkhism? Dün la dolu: tki oğlunun, oyunculuk çıl) ile gösrenr: ınş Darlaklığın yada bu kusurlan rasıyan bir yanında yavanjıgı ıkiyUzJUİUçu serüvenine birlikte atıldıklan ilk serer gözler önüne; c Ince aav sürü jnsan var.» (iv> Kadınlaı kansımn öiümü; ıkincl kansıOkulu'nun Eleştlnsı'nde söyle ranışlar. duygu voKsunluguno nın oynaklıklan. Gene de pasden «Tiyatro, bütto ınsanlıgın kurumus vürekien Dek örtlanmaz bir kafa, iltm blr rürefc aynasıdır. tçinde ılle de kendirnez. Alceste bütün bunlar a taşıyor Moliere. Oyunlan hep karşı, gUlUnçlüge varan en ası mi bulacafım dıye ugraşn.amn r.eşe, umut dolu; ders verse de mânası var mı? ürtava atılan n tepkidir: «Kiniro nepsine ben ders verir gibi değil; Asık surat bir kusura kızmak, onun ken çatık fcas. eftzdagı veren o Isalnsanlarm nepsine düsmanım: bır kısmına kötü olduklan lçin: dinde oldugunu kaba etmeıs de ret parmafı yok. ölllmUr» gömektirjı (1, vi) ötekilertne de tenalara karşı türen son oyununa. Hastalık Has müsamaha gösterdikleri lçin!» (1, i) Herkesi kötü sayınca. Al. ceste, kımsenin görüşüne Katılamaz olur: «Çok defa kendısının haJüki düşünceierınl başkasının agzında görür görmez der t^ü onlara bücum eder.» (III, tv) Ya Cimn'deki o unutulmaz Harpagon? Aileyı yıkan çocuklan mutsuz kılan vaşı geçmiş bır adamı bir genç Kiza sevgisınde güiünçleştırtn o para tutkusu? Parasırun ı,aluıdığını 6ğrenınce, «Herkesttn şüphe edıyorum; onun ıçın bütün şehır ahalisiyle kenar manalleler hal. kinın derhal tevkıflnı talep ederim» (V, i) haykırışıY Her çagda, her ulusta her yerde görmüyor muyuz az çok Harpagan' ısrı? Moliere, yaşadığı ortamda. sonradan görmelerin yeni «eng?nlenn özentuenni, «soyiulaşma» yolunda boşuna çabalarını. soylulann da erıyen keselerini ooldurabilmek için aşagılasmalanru nasıl görmezlikten Relebılırdi? Kıbarlık Buoalası ile bu, gün de her yerde yaşayan o ünlü M. Jourdaın böyle çıkıyor ortaya: «Demek Kirk yıldao ben bümeden. farkında olmadan nesır söylüyorum; bana bunu ö§ rettığinız ıçın çok mınnettanm» (II, vı) dıyen; uşaklanna, «Dikkat ediniz, hemen arkamdan gelın kı, benim uşagım oldugunuzu anlasınlar» (111. O buyruğunu veren; soylulara benzemeit ıçın büründüğü o maskara giysılerle hızmetçı laz Nicole'ü gül mekten katıltan (111. ı) feılıÇ dersleri. dans aerslen müz!k, felsefe, gramer dersıeri almağa kalkısan M. Jourdainl Peki, kime anlatabilecek derdini, aalktan başka Gerçekten. oyunlannda hep nalka baglı kalacak, onu sevecek, esirgeyecek, sagduyuyu onda görecek, onda dile getirecek, halkın sanatı de. ğerlendirme yargısına güvenecelc Yine bu son oyunda. «Ne idı o, mevkılerdekı (parterdekıı halkın durmadan kah kah gülmelen? Piyesın beş para etmedıgine bundan tyi delil olur mu?» diyen Marki'mn agzını söy ıe kapatacak: «Demek sen de, Marki. mevkilerdek) halka doğru düşünmek hakkını tanımayan Idbarlardansm. Kizler en güzel esere bile halkla beraber cülmeye razı olamazsınız.. benın gibl dü. şünenler de, sen de şunu bilin kı, tıyatroda aoğru düşUnmes için hususi bir mevki yoktur. Yanm altınla onbes mangır a. lasındakı fark insanı zevk sahıbi etmez; kötü nüKürn ayakta a& verilebilir, Koltukta da. Ş u . nu da söylıyeyım kı ben parterin zevkıne daha fazia güvenirım. Çünkü oradakııer arasında bır piyese gerçekten arüayarak. bilerek değer verenJer çoktur, geri kalan halk da nüküm vermenin en lyi şeklıyie nüküm verır: Yani esere açık gönülle bakar; ne körü körüne tnat eder; ne yalancıktan beğenir. ne de gülünç bir titizlik gösterir.» (I, v) Yaşadığı çagda. oyunlanndan «gocunanlant dışınöa, binlerce kişinin göniunü Kazanmış Mo. tesekkür eder, sevgi ve saygılanmı sunanm. ~ liere'e resmi rnakamiıirın davra E nışı da ıbret vericı. MoUere. E ' , Tercflmen gmıetesi yazarlanndan ^ sağhğında. Fransız Akademisi'' • ' REFİK SÖNMEZSOT 5 ne üye seçilmemiştir Van Loon' Ş un yargısıyle, «o sıkıa Fransız nıııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııFromanlarının yazarıan» olan Cumhuriyet 1013 Fransıa Akademısı'nin «sayın fosilleri», Moliere'ı aıalanna almak istememekle kendilerinl bü yütmüşler mıdırî ölümütıden DUYURU sonra, Akademi, toplantı saloBeyoğlu 8 lnd Noterliğlntn 11.7.1969 tarih ve 13009 yevmiya nuna, Moliere'in Dır büstUnU şu yazıyta birlikte koymak değer numarası ile umuml vekıl tavin ettiğhn Ercan tstanbulluogbilırliğinı göstermiştır: «Unun lu"nu gördüğüm lüzum üzerine bu vekftletten azlettlm. şanında şerefinde eksik yoktu: Duyururum. Neşe Can UUnbnllnofhı onsus. bizım yammı» şerefimiz Cumhuriyet 1010 eksik kalmaktaydı.» öte yandan, Kral'ın bir buyruğu lle 1680 de kurulan Comldle Françaıse, çok geçmeden «Moliere'in Eri» diyo Fransıs Akademlsine alınmayan Moliere, yüzyıliardır beplmizi hepimize güldürerek, heı ulustan milyonlarca Idsınln gönlünde taht kurmadı mı? Asıl önemli olan da bu değil mi? Yalnız Fransa'nın değü, bütün insanlığın övüncü bugün. Bu övün cü biz de paylaşırKen. Moiiere'l toplumumuza sevdiren, benimseten, «bizden» yapan, büyük öncü Ahmet Veflk Paşa'yı nasü unutabUiriz? YUrekten saygüar anılanna. I Dr. NEJAT ÜRAS'a \ Fransızca veya İngüizce Bilir Bayan Eleman Alınacaktır. BasmudürlUgümüz MHletlerarası Servlslnde boş 35 adet ve boşalacak memur flisan btlir) kadrolannın doldurulma«ını teminen münferiden yapılacak sınavla yetert kadar eleman alınacakfar. Asagıdalp sartlara halz oianlann sınava glrebllmeleri içfh nüfus cüzdanı, diploma ve 1 adet fotoğrafla birlikte Gayrettepe Yıldız Posta Caddeslndekl Personel 8ervtsine çahsen müracaatlan ilftn olırmır tST. TELEFON BAŞMtDÜRLOCO ŞARTLAR : 1 En az Ortaokul mezunu olmak. 2 35 yaşından büyük olmamak. 3 Verilecek aylık. Brüt olarak • Ortaokul mezunlanna ( 700+400) Use mezunlanna (1050+400) Yüksek Okul mezunlanna (1175+4001 (Basın: 111661006) BİTTİ Dr. Kâmran ŞENEL Osmanbey, Halaskfirgazi Cad. No: 192/3 Cumhuriyet 1011 Bir Başka Yapıt VEFAT 19C1196S UEMİZ KUVVETLERİ KOMUTAM ve VATtKAN BOlÜKELÇİSİ ORAMİRAL 14 Sjubat 1973 günü Roma'da ebediyete lntikali bütün Deniz Kuyvetleri KomutanlıJb camiası lçin büyük bir teessür sebebl olmuştur. ' Denız Kuvvetlerimiz için ömrünün uzun senelerini veren ve emekliliğlnden sonra da aşkla bağh olduğu mesleğe daima yakın olan Oramirallmız, 18 Şubat 1973 Pazar gunfl Sişll Camlinde kılınacak öğle namazını takiben Zincirlikuyu'dak) ebedi istirahatgâhına detnedilecekür Kendlsl için Tann rahmeti dller, ailesıne ve bütüo Denlz Kuvvetleri KomutanlıS' mensuplanna bassağlıgi temenni ederiz. NECDET URAN'ın Deniz Kuvvetleri Komutankgı MensuDİan (Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle