13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 18 Aralık 1973 4 A Aralık Perşembe günü tıtızlıkle haztrlan| J j mış bır habsrv orum yer alm:ştı gazete• " rruzde Bu haberyorumda fıvatlann 1971' de ' uzde 24, 1972'de yüzde 15 ve 1973 fıyat artış h:zmın ıse en azından >uzde 25 olacağı hesaplan mıştı. Bu ne demektır? Bunun anlamı şudur1970 de 100 olan fiyatlar 1971'de 124, 1972 ue 142.60 ve 1973'de 178 25 olmuş demektır. As'.ında bu artişlar toptan eşva fıyat endeks lerine gore hesaplanmışnr. Çarsı pazarda fıyatlar bunun da uzennde artmıştır. Memurların ?eçımlermde en azından yuzde 80 oramnda bir zor laşma oimustur 1970 ten bu vana memurlar > ıllarla beKledıklerı b:r zammı Personel Kanunu ıle a'.ırken sevındıler. ama sevınçlerı kursaklarında kajruş olmuyor mu ? Piyat artıslanndan memurları korunak ıçın Devlet Memurlan Kanunu bır mekani7mayı ongormuştur. Bu mekamzmaya gore fiyatlar arttık ça, naaşa esas olan rakamlann çarpıldığı goster ge arttırıhr 1970te kanun yururluğe gırerken gos'erse 7 ıiı. Eğer fıyatlara göre ücretler ayarlanacak ıse bu gosterge yukardaki rakamlara gore 7x1.80 = 12 6 olmaiıydı. Oysa venı butçe kanıınunda gosterge sadece 8'e çıkarılmi'tır. Bır devletın memur ve burokrası mekanızmasraı altust etmek ıçın bundan daha e*kı!ı bır yol bulunamaz dı Dı^arda fıyatlar 3 vıldır artarken, göstergeyi hıç değıştırmeyın, 3 yıl sonunda fıvatlar yuzde 80 oranmda artmışken sız gostergeyi 1/7 yanı sadece yuzde 14 oranında değiştirın ve o memur îiimresmden hizmet beklevın. Bu olacak şey defldır Kaldı kı yamlan zam yuzde 14 de değıldır. Çunkü, bılındığı gıbı maaşlar arttıkça vergıler de artmaktadır, bu artış hızlanan bır oranla olmak tadır. Yanı uç yılda fr. atlar durmadan artarken memurlara bır kuruş dahı ucret zammı \ apılma mıştır, uç yü sonunda da fiyatlar vuzde 80 artar ken v apılan ucret zammı yuzde 14 un bıle altında kalmıştır. Gerçekleri açıkça yorumlavalım ve gerçekle rin us'jne gitmekten korkmayalım. Gerçeklerın en amaisızı da ihtıyaçtır. Ihtivaç dışındaki gerçe<:er ınsan yaşamında, bu gerçeğe yenilmeye maıikumdur Memurıaı durumu 1970'tekine gore kotuleşmışse ve yaşam olanağı bu derece guçleş Olaylar ve görüşlcr Fiyatlar ve Memurlar Arslan Başer KAFAOGLU mlşse, bu memur bunu telâfı etmeye çalısacaktır. En masumu dı»arda ış bulup, mesaı saatleri dışmda çalışacak ve devlet hızmetlerinı bır angarya'dan ıbaret saj madan başlayacaktır. Bu telâfının çeşıtlı şekıller de vardır. Manevıyata değer verdığını ifade eden sağcılar. «amâk bozu'du efendım» dıyenler buna ne derler bılmeyiz ama b z devlet hi7met!ılerının ahlâk ve çalışma sevgı sını bu kadar bozacak etkenler varken ayakta kaian bazı fazıleth uygulamalara cıdden hayran kalıvoruz, sasıyoruz. Bız ışın sosval \orunu bu kadarla bırakıp ekonomı polmkasına donelım. kalmıştır, herse.ın Ustünde de yetersiz kalmıştır. Yapılacak şey kat sayıvı 12 değılse bıle en az 10"a çıkarmaktır. Bu butçe *asansı gosterge 10'a getınlmek yoiuvle duzeltümelıdır. Bd onenmıze hemen «çofc bılmış» ekononıstler \e burokratlar şu fenatla karşı çıkacaklardır: «Aman efendim enflasyon olur » Bu çok \ anlış ve geçrr.ışte çok acisı çekılen bır savunmadır. Enflas\on zaten olmuştur ve memur maaslarında onemli bır artıs olmadan enflasyon gelmıştir. Şımdı yapılacak şev bu enflasyonun zarar gdrenlerımrı ^clırlerinı arttırıp, geçmişın veba'.ını temiz lemektır. Tabıatıvle. devlet memurlanna zam yapmanın da enflasyonıst bir etkıs; olacaktır. Olaoaktır ama, fıyat artışlari ucret artışlannm altında kaldığı ıçın nisbı b:r denge kurulacaktır. SoUe denır bu durumlarda: «Memurlara yapılan zam dyle bir hayat puhalılığı yaratır ki. zammı alıp goturduğu g:bi, eskı durumlannı da aratır. » Bu saçma bır düşüncedır. Doğruluğu matematik olarak sıfır oîan bır yargıdır. Savılarla açıklayınca anlayacaksmız' Dıvelım toplumda gehrler toplamı 250 mılyar lıra olsun, bunun 50 mılyan yatınmlara 200 mılıan da tüketim mallanna gitsın. Bu 200 mılyar içinde memurların payı da 40 mılyar olsun. Şımdi bu durumda hıç karşılığı olmadan ienı vergilerle dbür gelir gruplannın gelırlerınden kapatılma olanağı olmadan, memurlara 10 mılyar lira zan yapılmış olîun. Bu durumda hayat pahalıu fı 10100 veya yüzde 5 oranında artabllir ama, me mur gehrleri yuzde 25 arttığı ıçın fıyat yukselışı yıne memurların lehıne olur. Asluıda yaşamda olayîar bu kadar kesin bir matematık içinde geç mez. Memurların bir kısmı paralanm tasarrufa gotürar, yatırım artısı Olur, ya da parantn dolaşım hızı bıraz daha artar bu nedenle hayat pahalılığı \ uzde 5'ın biraz üstunde bir artış gösterebılır Ama her halde yapılan zamdan, fivat yük sehşının artışı dolayısivle. ilk parayı alan zarar gormez. Aşırı istUtrarcılar ki aslında asın enf'.asyonculardır memur ve işçılerden gelen talepîeri önlemek icin dıllerıne b:r yanlısı pelesenk etmış lerdır. Enilasvon ve hayat pabalılığmı gelır zümrelerı ve ılk aelıri artan zumre acısuıdan ıncelemeyı hâlâ ofrenemeyışın sonucudur, böyle >argılar... İKTİDAR BOŞLUĞÜ iyasi iktıdarı eünde tutan sınıflar, devleti yönetmek yeteneğını yıtırırlerse. toplumda bır iklidar boşluğıı doğar. Yukselen yenı sınıflar iktidan kuracak güce erişemedıkçe, bu iktıdar boşluğu suregehr. Turkıye'de durum budur. Nasıl gelinmıştır bu noktaya? ' . "• . Ikmci Dünya Savaşından sonra sermaye'smıflan, halk kitlelpımı peşlennden suıükleyecek bır guçle ve olanca ağulıklarıyla ıktidara oturdular. Dış düriyânın.. koşulları elverijliydi. Amerika Turkiye ye kesenin ağzını açıyor; Ti\rkiye Burçlanı>or, ekıme elverışh toprakJarm şmırları traktörlerle genişletılıyordu.' Ne var ki yokâul ülkelerde kapitalist yöntemlerle kalkınma yolunun çıkmazı, D«mdkrat Partiyi açmaza göturdu. Kolay değ ldi • nüfusiı hızla ajtan bir ülkede çok partili fajizmi surdurmek. Yapıfan yatırımlarra toplum dinamiğı yoğunlaşmıştı İlk buj'ük patlama 27 Mayıs 1960'ta oldu. 1%1 Anavasası, sola açılısm yasal düzenini knrdu; sosyal adalet ilkesini benimsedı. sendika, grev, tpplu sozleşme. haklaruu sağlayarak sol gelışımin uretım guçlerîne ödMn verdi. Ama butun bu olayların nedenlerini ne rahmeffi Menderes anlayabildi, ne de Bayar bunca yıl yasamasına Tağmen anlayabılmıştır. 1934IK0 arasında tam on yıl Cumhurbaşkanlığı yapmı? kisi, bu mekamzmala.n âlgılayabilse, Demokratik Partı'nın ağır topu ısleynı yuklenir mıydı? 19611971 arasınâakı ikinci oo yılda seımaye sınıfı sola tanıdıgı odunlerle ıktidannı yasatmak olanaklarmı bnldu. Çürtkü 1960'ların ikinci yansmda iktıdara geçe» AP'nin imdadına işçi göçü yetişnıiştir. Avrupa kaprtalizmi, Türkiye'deki sermaye smıflannı ayakta tutacak bir genişleme ve yükselme çağını yaşıyordu. Dısarıva yolladığımız isçjler, hem işsızlık sorununu hafıfletiyor liem doviz ihtiyacını karşöıvor, hem de Anadolu'daki ailolerı beslivordu. Yerli sermayeci,.ikmci on • yılda, ithalâttan montaj sanayüne, dağınık şirketlerden hol» dinglere. bankalar aracılfğından sermaye piyasası kurmav» yoneldi Ne var kı gerçek bir kalkınmayı gerçekleştirecek güçleri yoktu. Gerekh' yatınmlarla yeterlı iş alanları açılamıyordu Her alanda jıretjni yetersızdi. Toprak köylünun ayağı altından kayıyor, gecekondular kent varoşlanna yığılıyor, ijçi .^ sınıfı gelisıyordu. X ( bin memur, 1,5 mılyon sanayi işçisi daOJ ha ıyı geçım koşulları ıstiyordu Anadolu pazannı sağarak kurulacak bır sanayılesme yontemi, halkta hoşnutsuzluğu artırmıştı. Üretimin ypierince artmaması, bunalımlara yol açıyor• du * 1971 Mart'ındaki patlamanm nedeni budur. Ve toplum üç yıldan beri durulmamıştır. Sermayeci smıf, ne Turkiye solunu kökündsn kazıyıp apaçık faşist yönetim kuracak cesareti gostermiş.tir, ne de ıküdarı solla paylasmayı , hazmedebilmiştır. Yerli kapitalistin hem ıktıdarlnı tek basma surdurecek giıcu ^•ok.tur, hem yukselen yeni sınıflara siyasi yetki tanıvacak hoşgortisü . Halk yığınlarmı seçım meydanla'.rında sürukleyerek gümbür gumbur ıktidara oturmak olanağını sermay^ poHtıkacı^ı yıtirmiş gorünüyor. Yıllardan beri olağapustü rejim kılıfı içind* süregelea çekişme. bugün devam etmektedır. Dış koşulların Sermaye ikti" danndan yana gelıştiğı jöylenemez. Batı'daki ekonomik bunalım, uzun sureli bır djtıraganhgın serpin^lılerıni Turkıye'ye getırirse, olacak'clanlan ş.^n'dîden duşünmek gerekir. Zaten çıkar kavgası yüzünden sağ kanat çatlamıs, sermaye paruleri bırbirlerme düsmuslerdır 'Sımdı ıktıdar b«şluğunu doldurmak için yeni seçim kararına ^oneliş vardır. Bakalım yeni seçimler sermaye «ınıflarınm umutlanna mı cevap verır, enıeğe dönuk guçlere mı?.. S Tek Yanlı «İstikrarcılar» Tıirkiye'de 1957'den bu yana istikrar lâft edllir Ama olanlar mevdanda: 1957'den bu yana fiyatlar ıki bucı;k mıslınden fazla artmıştır. Memur ve ışçiden gelen zam istemlerı heD bu «ı«tikrar» bahanesi duvan ıle karşılaşmıştır. Hayat pahaJılığı artar5 \ani »elır dsgılımı bozulur, bunun duzeltilme ) için ışçi memur zam ısteyince «istikrarcılar» ışe kanşır. Hayat pahalılığı artarken, yanı gelır dsSıhmı durmadan bozulurken neredevdlnız'. O zaman seslerı çıkmaz. sanırsınız '.:! hayat pahalılıg: bir gecede artmıştır. kendi davranış ve polıtıkalarının bunda hıç hata payı yoktur. Şımdi bnemlı bır noktaya daha geçıvoruz. Aslmda Turkıj'e'nin en onemli sorunlan kentscl nüfusun kendı arasında gelır dağılım polıtikası çekışmesı değil, kırsal ve kentsel nufus arasındaki gelır dagılımı uçurumudur. Bunun da \olu kentsel nufusun gıderlerınde onemli kısıtlamalardır, aTüfcetim hastalığ'nı» kamçılamaktır. Fakat tü ketım hastalığı şahlanmışsa ve bu sahlanıslar sonucu en basit ihtnaçlarını karsılayamaz duruma getırilmış bir bürokratık mekanızma varsa, kalkmma bakımından en onemli, a^ılması giıç bu handıkaptır bu. Bovie bir bürokratik mekaniz • mayla kalkınma so\le dursun, hukumetin ftormal işleyışi bıle tehlıkeje duşer. Ekonomi Politikası Her zamar behrttığimiz gıbı hayat pahalılığı aslında bır gelır dagılımı bozulmasıdır. Yukarıda verılen rakamlar bunu açıkça göstenyor. Fı yatlar artarken ucretler yerinde sayıyorsa, bır kısım yurttaşın gelırı azalıyor ve bır kısım yurt ta^ınkı de olçusüz artıyor demektır. Gerçekte, yaşam a} rıntı olarak bıraz farklı. Telâfı yollarını bulanlann gelır artışlan yanmda, devlet memurlan kanunlannın çeşitli u\ gulamalanna getirilen bazı esneklııler, yan ödemelerde 1971'e göre vapılan daha esnek yorumlar ve bıriken maas farkları dolayısiyle en ;. asal "oldan da bu yua de 80 fiyat düzeyi yükselişinın az da olsa bir kısmı kamlanmıstır. Fakat bu karşılanış adaletsız olmu?tur, bujuk kısmıyle objektıflıkten uzak GİZLt DİNLEME... ENİS COŞKUN Genel Başkanı Bulent Ecevit'm Meclisteki Başkanlık telefonunun MİT'e aıt olduğunun ortaya çıkması ıle bırlıkte gızlı dınleme sorunu da jeniden onem kazanmıj bulunmaktadır. Ecevıt olayı bu konuda nc ilk ve ne de sondur. Her halde sorumlu hukumet başkanının emriye olacak, uzun zamandan beri MIT'm bu tür yasa dışı yollara başvurmakta olduğu bılinmektedır. Özellıkle 1971 yılı sonrasında Sıkıyonetım Mahkemelerinde açılmış bırçok davada M1T tarafından gızlice dinlenılmek suretiyle tesbit edılmış telefon ve toplantı konuşmaları delil olarak ileri sürulmiıştür. Bu dava dosyalarını dolduran drnekler, MtT'in haberleşme ve ozel hayatm dokunulmazhğına ıhşkın Anayasa hükumlerinı süreklı çiğneyerek kışılerin telefonlarını, evlerini ve iş yerlerini dinlemekte olduğunu bclgelemektedir. Yalnız ülkmizde değıl, başka bazı ülkelerde de benzer olaylar gorulmektedir. Öyle ki. bugun insan hak ve özgürlükleri beyannamesmin 25. yıhnda dunya, gclışen teknolojinin sağlsdsğı olanakları saygısızca ve sorumsuzca kullanan bir takım merkezlerin sebep olduğu bir bunalım hattâ buhranla kar?ı karşıya gelmişUr. Ve sayın Ecevıt'in deyimı ile dünya artık bir «Bantlı Dunya» oldu. Milletlerarası ve mukayeseli hukukta gizli dinlemeye karsı giderek yaygınlaşan bır tepkinın varlığını bılmekteyız. Nitekım M& toplaiulf» tvJrkıyc AdMM » * a n » ' n ı r J t * KM.Hn^l olbir ijbirliğıne gıdılmesi ve onleyicı yasama çalışmaları yapılması karar eltma alınmıştır. Yine Bruksel'de toplanan «Avrupa tnsan Hakları Sözleşmesı HakJunda Üçuncü Milletlerarası Toplanü.ya da bu konuda birçok rapor verilmijtir. Gizli dinlemeye karşı gelişen tepkilerin lokomotifı yargı organları ve yargıçlar olrnaktadır. Gerçekten çeşitli ülkelerde ilk önce mahkemeler dırenmişler ve ondan sonra yasama çalışmaları sözkonusu olmuştur. Örneğın Amerıka Birleşik Devletlerinde gizli dinlemeye ilk karçı çıkan Yuksek Mahkeme Yargıçlarından Brandeis'dir. 1928 yıhnda Yuksek Mahkemeye ıntıkal eden bır gızlı dınleme olayında Yargıç Louıs Brsndeis Anayasanm 4. maddesıne dayanarak «orel hayat uygar insanların en değerlı haklarıdır» diyerek gizli dinlemeye karşı çıkmıştır. \merıka'da 1972 haziran ayına kadar, Hükümet iç ve dıj politik; sanıklar hakkında Başkan'ın «Anayasayı korumak ve savunmak gorevı» yeminıne dayanarak gizli dinlemeye başvurmakUydı. Ancak o tarıhte Yuksek Mahkeme (0) ov'a karşı (8) oy ile iç politika sanıklanna karşı boylesıne dinlemeye başvurulamıyacağına karar vermıştır. 19T3 yılında verilen bir karar ile bu konuda bir adım daha atümıştır. Phıladelphia İstınaf Mahkemesi: Igor Ivanov adlı bır Sovyet jurttaşının, Anenkan «Internatıonal Electronıc Co.» ?irketı tarafından gelıştinlmiş bır elektronık sistemin esaslannı Sovyctler Bırlığine vermiş olmak suçundan, mahkumiyet kararmı, telefonları yasadışı dinlenılmiş olduğu gerekçesi ıle bozmuştur. Gizli dinlemeye karşı duran mahkemeler arasında Alman Mah kemelerının ve yarg;çlarmın övgüye değer ozel bir yerleri vardır. Alman yargıçları ınsan haklan ve ozgurlukleri, özellıkle insan haysı\eti ve m«?nm kışilığıni geliştırme hakkı açılanndan çok sağlam, doğru ve hakh gerekçeler koymuşlardır. Alman Hukukunda bu konu yalnız yargıçlar değıl. Alman Hukukçuları tarafından da âdeta oya gıbi ışlenmıştır. Bu konudaki Alman literaturu Turkiye ıçın buyuk onem ve değer taşımaktadır. Çunkü Anayasamız. geniş ölçüde Bonn Anayasasına dayalıdır. Ikinci rlarek da CML'K mıız Alman Ceza Usulunden çevrilmedır. Özellıkle bu ikıncı sebep bızı, Alman yargıçlan ıle hukukçulannın sozleııne kulak vermeğe zorlamaktadır. Alman Federal Temyiz Mahkemesi bir kararmda: «.. Bu durum fertlerın duşüncelerini hür bır biçımde açıklamalarını kısıtlar, doğal konuşma tarzını engeller, uzun sureye bağlı insanın doğal gehşmesıni dumııra uğratır ve sonuçta insanların birbirlerıyle olan üışkılerinı zehırler. Her kontrolsüz veya heyecanla soylenen sozun kajdedileceğinı, saklanacağım ve gereğinde kename karşı ozîi, ıfade bıçımi, yankısı değıştirilerek kullanılabileceği duşüncesi içinde yasampk oianağı yoktur. İnsan haysiyetı hukuk düzenının temel değeri olarak Anayasamızca tanınrnışhr. Bırey ya da kamu gücü olarak herkes şahsiyet hakkını tanımak zorundadır...» demektedir. Yine Federal Mahkeme: .Mahkememiz de ses bantlarını dinleırekten kaçınmış'ır. Hukuka a>kırı bir biçimde banda almmış sozlerm bu sozleri soyleyenin sanık olduğu bir davada sanığa karşı delıl olarak kullanılması Mahkememizce hukuka aykın goru'.muştur Sanık kendi aleyhine tanıklığa zorlanamıyacağına gore bir hu\uk devlotinde gizlice kaydedıîmiş konuşmaları da rız??ı olmaksızın delıl olarak değerlen^ıri€mez...« diyerek ışık tutnıaktadır. Ülkemizde gizli dınleme ve ses bantları konusunda henüz Alman mahkcmclerındeki açıkhk ve genislikte içtihat çıkmamıştır. Elde bır ıkı karar varsa da soruna bu açıdan bakılmış değüdir. Yalnız Askerî Yargıtay'ın bu yıl içmde çıkmış bir içtihadında ver alan bazı ıfadeler bır urout ışığı değeri taşımaktadır. Bu İçtıhatta Askerî Yargıtay: «Ceza Usul Hukukunda vicdani delil sıstemı esası benımscnmiştir. Bu sistemde HJVI.U.K.'da olduğu gibı delıller tek tek kanun koyucu tarafından sayılmamış, aksine hâkım delılleıin takdirinde serbest bırakılmıştır. Ancak kanuna, ahlâka ve genel adaba aykırı surette toplanan delilleri hâkim telâkki etmekten kaçmmak zorundadır» demiştir. (As. Yrg. 2. D. 97335100 sayıh ve 26 41973 T.) Bu görüş geliştinlerek bizde de Alman h'tkukundaki sonuca \anlması olanağı var bulunmaktadır, ve bu eğılımın ızlen de gorulmektedir. Nitekim bir ceza davasında bılırkışı olarak mutalâa veren Doç. Nevzat Toroslu da gizli dınleme yolu ile elde edılmi? ses bantlarının delil niteliğlnde kabulune hukuk duzenimızın olanak tanımadığını ifade ermistir. Sağlıklı bir toplunı ısteniliyorsa, gizli dınlemeyi önleyici bir çabayı gostermek gerektır. İnsan haysıyetı, temel hak ve özgürlukler, ozel hayatın dokunulmazlığı. haberleşme gizlıliği gıbi ilkeler bizlere gizli dınlpme ile savaşmak gorevini yuklemektedir. O ilkeler kı insanlığın asırlar boyu süren uğraşının sonucunda elde edıLmiş kutsal cmanetlerdır. Partilerin Anlayışsız Ttıtumu luslann bilinçlı blr ara>iş ve | jenılenme tutkusu ıçersmde bulunduğu çağımızaa, Turk ulusu da bu gelışıme vabancı kal mayarak 14 Ekım 1973 seçımlerı ıle tercıhını demokrası yonunde kullanarak yenı bır soluk kazanmıştır. Ancak, 12 Marttan bu yana toplumun her kesıtmın, han gı sıyasal eğilım ıçersmde olursa olsun her kişinın ve orgutun kendı ozelestırisinı bağımsız ve nesnel olarak yapmak zorunda olduğu günumuzde; siyasi partilerın kendıleri ıle hesaplaşmakta geç kaldıkları goriıntiısunü vermelen. eski alışkanuklardan olan demokrasinın bıçimsel yonunun şimdılerde yeniden ışlerlık kazanması, yeni bır soluk, yeni bir devıngenlık kazandığım gorduğumüz demoltrasımız uzenne üst düzeyde golge düşürmektedır. Bu olumsuz goruntü sağlıklı demokratik gelışmeyı engellemek le kalmamakta, ıvedı çozümler bekleyen toplumsal ve ekonom'k sorunlan da bır kısır dongu ıçer sınde bırakarak gecıktırmekte, U HÜKÜMETİ BİR TÜRLÜ KURAMAYAN PARTİLERİN, HİÇ OLMAZSA MECLİS BAŞKANLIĞINDA ANLAŞMALARI VE MECLİS'E İŞLERLİK GETİRMELERİ GEREKİR. Ahmet COŞAR çinlen bunca deneylerden sonra bugun bıle «ben hâlâ yaşıyorum» demesı genç Ttırk demokrasıs! ıçın üzüntü ve umutsuzıuk dogu ran bır gorunümdür Halktaki demokratik bılınç kokleştikçe, halk tarafından sıyasî partıler ve yonetıcılerı üze nnde etkılı bir denetım sağlandıkça bu tür drgüt ve sıyasılerın b:r gun gelıp sadece ısım olarak kalıp, anımsanmaktan ote ye gıdemejeceklerınde kuşku yok tur AP ıktidarınin çözülmeslne, buna karşıt olarak CHP kişıliğmd" butıinleşen halk çogunlugunun sıyasal ıktıdara ağirlığını koyarak, yenı b ı r umudun doğmasına yol açmıştır. Bellı bır sosyal kategorınin savunuculuğunu yapan AP ıktıdarının yenılgısı bır anlamda doğal karşılanmalı, ızledığı tutarsız polıtıkamn halk duzeymde doğurdugu bır yılgınlığm sıyasal görunuşu olarak var sayılmalıdır AP'nın şıden seçımlerde hangı 5ü35al, orgjjllere ^fİılıgf oyîsnn <İe.et~lg.ı anlaır.ı bır ye olan umutsuzlugun, s?çırnciuzeyınde yansıması olarak değerlendırmek gerekır. AP den kopup onu kendı halıne bırakan her oy özunde değışık, toplumsal, pohhk ve ekonomık nedenler ıçermekle birlıkte; verılen yenı sıyasi partı katında aranan bir umudun sımgesıdır. Bu nedenle AP'den kopan oylarm toplandığı, umutlann baglandığı yenı siyasi kuruluşların bu tercıhı gozden ırak tutmamaları, kendılerıne genış halk yığmlarının ıstedıği aılamda yenı degerler katmaları gerekır. CHP'sırun 1973 genel seçımleri ıle kazandığı başanyı her ne kadar fazlası ıle abartmamak gerekırse de; yapısmda koklü değışıkhkler yapan, kendını bır ölçude yenileyıp aşBn, kazandığı yenı kımlığı ıle eğemen çevrelerce yıpratılmaya çalışılan, uzerınde kurulan tüm baskılara kar şı bılmçlı olarak baş kaldıran CHP nın bugun ulaştığı çızgıyı de kuçumsememehdır. Bu sonuç demokrası deneyıne gınşıldığınden bu yana CHP'sının donmuş oy çerçevesım a? da olsa aşarak halk duzeyıne mdıgın). kgtnı^aması yonunden anlamlı ve onem iıdır. Geni' halk yığınlanrm yararlarını gozeten bır ekonomık anla^şuıın egemen olduğu gunuınuz CHP'sinin, azmlıkta kalan bir top lumsal kategoriye bağımlı olmaksızın üstlendıği ve tüm demoicratık güçlenn desteğınl kazandığı yenı kışilığıni toplumsal gelışmelerın doğal sonucu olarak dcğerlendirmek gerekır. Toplumun geiışme yasalarına uyumlu oıarak az da olsa, halk yığmlarının CHP katıdan sıyasal yaşamım.za ağirlığını koyusu toplumumuz ve demokrasımiz adına mutlu bır gehşnıedır. CHP'sının kendı tarıhsel evrerru ıçersmde karşılaştığı engelleri zorlayarak aşması, yeni kazandığı kişilığmde tutarlı ve kararh bır gorunum taşıması, bundan da ote toplumsal ve ekonomık gereksinmeleri goğusıe yebüecek olumlu gelışmelere açık yapısı siyasal partıler düzeyinde onu daha da anlamlaştırmaktadır. Bu aşamada halk, temeide kendi toplumsal ve demokratık sozcülüğünü yapan ve özünde kendi yarannı amaçlayan, ancak; büyük kurucusunun ölümünden sonra uzunca bir süre ken1 dısınden kopmu ! olmasından oturiı uzaklaştığı CHP'nin, yeni Msıliği ile amacma uygun biçimde kendısiyle butünleştiğinl görup ona yaklaşmıstır. Bu biıtünleşme ve yaklasma isteginin giderek yay gınlasması ise, yöneticilerin partinin kuruluş ılkelerine ve amaçlarına içtenhkle inanıp bağlı kalmalan ile olanaklıdır. CHP'ye Yöneliş Tur.JKalkınma süreci içersine g ^ ^ * iafc ~melcp~kalkınman n stratejık ae U e u n . s e ^ M İ şl^ıçlarl halreklerını oncelıkle yerıne getır 1un demokrası uzerınde kararlımek zorunda olan toplumumu lığını ve ıçtenlığını vurgulamakzun, sıyasî partılerce demokra la kalmamış, veterınoe yıpranan sinın bıçimsel kurallan ile oyalanması, bizı varmayı amaçladığımız guzel yenn uzağınb duşurmekte ve «onucu gecıktırip, golgelemektedir. Her ne kadar nısbi seçım sıs temınin uygulandığı demokrasılerde sistemin yapısı gereğı, tek bır partınm hukumet kurma ola işbirliğiyle gerçekleştirilen eser nağını sağlayamadığı ve hükürr.et kurma gırışımlerımrj bir sure suruncemede kaldığı alışılage len olaylardan ıse de: ulkemızde, hükumetı oluşturmak ıç.n sıyasl partılerce yapılan gınşımlerın olumlu bır sonuca bağlanamama sının nedenı, butunu ııe sistemin yapısından ve seçım sonuçlarından doğmamdktadır Bugu. ne değm yapılan gırisımıerm sonuca ulaşmaması partıler arasmdaki düşunsel uyumsuzlaktan ote, sıyasıler arasmdakj kı>ısel ve âuygusal nedenlere dayannıaktadır. Esasen bu yon, bızım siyasilenmızde yenı gorülen ve yayımcılar: kendi kadrolanyle yenı kazanılmış olan oır alışkanlık olmayıp, geriae kaıan gunlerde gbrülenlerm günumüze dek gelen hoş olmayan bır uzantısıdır Bugüne dek demokrasıvi biçımsel yönlerı ıle ele alan ve salt yuzeydeki gereklerinı yerine getırmekle yetinen, bundan bte çaba göstermeyen bır anlayışın ge gıderöc bır çıkmaza sokrgaJcta^^Yjjfcgpjg 43 10 Donem ÜÇS. yedek Sb. Arkadaşlan 21 Arelık 1973 saat 19 00 da Taksım, DBğcıhk Kulüpte toplanacaklar. Gelecek Sayın Komutanlanmızm ve arkadaşlanmızın rezervasyon için 19 Aralık 1973 Çarşamba gtınune kadar mektup veya telefonla Metin Kefkep. Şark Sıgorta Karaköy, Tel: 49 04 10 a .ijildjrBaftlerinı rıca edenm. " •' • >' • . x.T ,DÖNEM ARRAOAŞLARI Cumhuriyet 10476 BU8ICOM DAVET * HÜRRİYET ve KAYNAK KİTAPLAR A\SİIİI.OPII)İSİ Pilli cep modellerinden... ban'dlı, 2 hafızal» kare kok tertiba.t!ı modeüne kadar HAKKI DEVRİM ve NEZİHE ARAZ BUSICOM ELEKTRONİK HESAP MAKİNELERİ Cumhuriyet 10472 li | | YILLARIN HEYECANI YILLARIN GELENEGI | | | ( Yılbaşı Piyangosu | DEV | I 61 Milyon Lira | H Duyulmamış Büyük Rekor Yılbaşında 1 | Biletler Kapışıhyor Acele Ediniz | (Basın: 27350) 10470 Yenl hukumetin kurulması yolunda yepyeni bir girişimde bulunuldugu günümüzde, parlamen to aritmetiğınin çoğunluğunu oluş turan sağ partilerin kendi aralannda demokratik ölçülerl aşan kişlsel ve duygusal davranışlarla uyutn sağlıyamamalan ve glden seçimlerde en çok mllletvefali çıkarmıs olan CHP'nin de yolunu tıkama çabasında görünmelert, çö züm bekleyen Ulke sorunlannı askıda bırakmaktan öte demokrasilerde zorunlu bulunan içtenlık kavramına da gölge düşürmekiedir. Güçlerin, toplum içersinde yer alan tüm güçlerin, dengell bir biçimde Işblrliğine dayanan parlamenter yönetimin gerçek anlamda işlerlik kazanması; ancak, siyasî partilerin kendi aralaruıda bir dayınısma kurmalan ile olanaklıdır. Bu anlamda Meclis Baskanının bile daha henUz seçilememiş olduğu düşünülürse, içersinde yasadıfımız gün'rin boş bir oyalama İle geçtigl var sayılabllir. Hukumetin kurulmasım imkânsız kılıp, saym Devlet Başkanını yenı bir çözüm yoluna zorunlu bırakan partilerin, hiç olmazsa Meclis Başkanhğında anlaşmalan ve parlamentoya işlerlik getirmelerı çerekirdı. Bu konuda ycrleşik kurallara blle uyulmuyor olması demokTssiyi salt bıçimsel boyutlar içersinde gftren bir anlayışın bu yfinde de aynı biçimde yansımasıdır. Dilegimiz, gelecek günlerin blzi yanıltması ve ülkp varanna her alanda en uygun çözüm yolunun saptanmasında sag duyuntm egemen olmasıdır. Sonuç r TEKNOSANAS Karaköy. Voyvoda Cad. 52 Istanbul Tel 4.91766 ,, (Üâncılık: .4540) 10477 Deniz Kuvvetleri Romütanlı Seyir Hidrografı ve üşınografı Dkıru B^şKftrtle büdırilmiştir. . • ' • . . DENİZCİLERE VE HAVACILARA 163 SAYILI BİLOİRİ 24 İle 27 Aralık 1973 tanhi arasmd» >aa', üa.OUdan 17.00'ye kadar asağıdakı noktalann pırlestığ. «sh» tunae sevretme, demırleme. avlânma ve DU sal'ıanm '.ÜUı tneu reye kadar olan yuksekliğı can ve maı etrmıvet bHkituitıdan tehlikelidır KARAUKNlZ ISTAA'BUL BOĞA^l (ÎIKIM 1 incı nokta : Knlemı 41 derece 13 daxiKa Kuze^ Boylamı 2!» derece ( dakıka doiu t 49:8 W No iu Anadoıu fsnen 2 nci nokta : hnleml 41 derece 2 dakıka suzey V Bovlamt, 29 derece 15 aaıti'îf ajgu 3üncü nokta Kr.iemı 41 derece 22 dakıka KITZ«V Boylamı 29 aerece 29 aamK» a.ğa i üncü nokta tnlemı 41 derece 11 dakiKa Kurev Bovlamı 29 derece 29 dakıka aoâu. DENİZCÎLERK VK HAVACILARA ÖNfcMUS DUYURULUK (Basın 2734710461) Ist. Dz. Tek. Al. Kom. Başkanlığından 1 Kapah zarf usulü gereğınce < metre taftnk kayışı 0 satmalınacaktır. Tamamının muhammen Deriefı H2UOO00 lira olup geçıcı teminatı 6850 00 llrauır. SJartnamesı Komisyonumuzda. ANBARA ve İZMÎR Levazım Amırlıklerinde görülebflir. 2 Ihalesi 4.1.1974 günü saat 11.45'de KaMmpaşa'dakl Komisyonumuzda vapılacagından ısteklılenn 2490 sayılı kanuntm 31 lncı maddesi jjeregınce haarlavacaklan teklif mektuplannı en geç ihale zünü saat 10 45'e kadar Komisyonumuza vermelennı (Basın 2763410467)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle