13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CLUHURlYET 11 Aralık 1973 Sstihdam sorununun önemi, Almanya'daki !şI çilerimizin geri dönme tehlikesiyle bir kere •daha su üstiine çıktı. Gerçekten çahşabilir nüfusumurun yaklaşık olarak yüzde 15'ine iş bulamadıgımız anlaşıhyor. 1.5 tnilyon içerde işsiz, I milyon da gurbete gitmiş. Bu 2,5 milyonu bıralan, her yıl çalışabilenlere eklenen 300 bin gence de iş bulamıyoruz. Bu üzücü ve düşündürücü hal Türkiye'ye özgü değil, hemen hemen tiim geri kalmışlarm ya da kalkınmakta olanlartn görüntüsüdür. Zer.gin tilkeler büyük istihdam yaratıyor ama insanları ,fazla doğurgan olmuyor, tersine kalkınma çabasında olanîarda geniş iş olanaklan açılmadığı halde insanlar doğurmada hamarat oluyorlar. Bu çelUki kaçınılrnazdır diye harekeısiz kalamayız. Çünkü öyle bir ülkeyiz ki, topraklanmız, denizlerimiz, su ve ormanlanmız, yeralu kaynaklanıruz artan nüfusumuzu beslemeye yeterlidir. Çalışkan insanlarımız ve yöneticüerimiz vardır. Tiirkiye'yi yönetenlere düşen görev, niifus artışını makul bir dereceye indırecek eğitim tedbirIerini almanın yanında bugünkü işsizlerle her gün artmakta olan yeni ls güctine istihdam Olanaklan yaratmaktır. Çok hatalar yaptık, hâiâ da yapıyoruz. Türkiye'yi kalkındırmak için mucize reçeteler düşleyer: ideolojik hayaller ve baskılar, sık sık değişen hüktimetlerin plan ve programlanmızı altüst etmeleri, iç politika çekişmeleri ülkemizin son 10 yıllık yaşantısında derin izler bıraktı. Flanı hükümetlerin âleti ve hükümetler emrinde bir organ olmaktan çıkarıp bağımsız ve disiplinli bir kuruluş haline koyamadık. îstihdam politikamızda hızh sanayilesmeye fazla bel bağladık, hem hızh sanayileşemedik, hem de yanlış sanayileşme yoluna girdik. Olaylar ve görüşler İSTİHDAM BASKISI Ertuğrul SOYSAL yardııncı maddeleriyle sevişmez, dışanya bağlanır.ıcız. Tekaolojiyi satan ülke, ham vo yardımcı madcîe var.ında, ;.edek parça ve işletme malzemesini ds ahcıya zorun!u oîarak satmaya devam eder. Teknoloji satan firmalar denemeler ve işletme kontrolü için gönderdikleri adamlarla astronomik ücretler ödetir. KnowHow anlaşmaları genellikle alıcıya ihraca: yasağı koyar. Kalkınmakia olan ülkelerde ekonomi dlsiplinsizce, alınan teknoloji öncelikle azınlığın tüketjm mallanm üretmeye yönelir. Milletlerarası teknolojinin bir bölümtinü transfer eden ülke. çok ülkeli büyük şirketlerin nüfus ve politikalanna bağlı kalır. Grev hakkı tanınan kalkınnıa yolundaki ülkelerde girişimci çok defa fazla istihdamdan kaçar, sernıaye yogun teknolojileri ve makineleri almak ister. Kalkmmış ülkelerin ekonomistlerinin vardıkları yukerıdaki sonuçları Türkiye'nin sanayileşmcsinde bizim yaptığımız hataların dışında görm?ye olanak var mıdır? Onlar da geri kalmışların haüni iyi görmüyor ve yeni yöntemler araştırıyorlar. nayie gelenler de dışarda aldıklan ücretten reel olarak 2 • 3 kat düşük olan ücreti begenmiyorlar. Herkes sorurr.lu arıyor, Merkez Bankasında biriken ve enflasyonu körükıeyen dövizleri neden yatırımlara yöneltmedik diye. Güttüğümüz ekonomi ve yatırım pclitikasıyla yöneltemezsiniz de ondan. Ne yapmalı? Sorunun çözümü kolay görünır.üyorsa da bazı önerüerde bulunmayı önieyecek kadar olanaksız değildir. Teknoloji seçiminde Türkiye'nın hammadde, yan koşullar. eğitim ve teknik sevıyesine en uygun olan tercih edilmelidir. İç piyasa ve yaygın halk kitleıennin tüketimi hedefse: «emek yoğun», «sermsye az» ve ucuz teknolojiler aluımalı ve bu teknolojileri üretmekten çekinilmemelidir. Yine dış rekabetı olmayan (çoğunlugu ile injaat malzemesi. gıda basım gibi • sanayilerde veya teknolcjisi çok hızlı degişmeyen ıgemi inşaatı gibi) endüstritie •emtk yoğun» türler aranmahdır. Ihracat amaciyle kurulacak sanayilerdf yük sek ve en modern teknoloji almaktiın korkulnıamalıdır. Bu amaç için yabancı sermaye ortakhfı en veriroli yoldur Yabancı sermayenin «emek yoğun» sanayi türlerini Türkiye'de kurması da «eşv.k edilebilir. (Almanların son önerisi gibi) ama iç piyasa hedefi çıkarlı yol degildir. Türkiye'de üretim için cazip teklifierle gelen yabancı sermayenin bazan pollusion ihraç ettiğini de unutmamalıyız. Yatırımlann yavaş gitmesinde döv:z sıkıntılarınm tek etken olmadıgı anlasılnııştır, ama elimizde 2 milyar dolarlık döviz vurken ve fiyat artışlarmı kamçılarken ell lcohı bağlı, hiçbir şey yapmamak da ayıptır. Şu tedbirler akla gelmefctedir: Mevcut şirketleri halka ve çaJışanlara açmada gecjkmemeliyiz. Eunun için halka açık şirketlerde kurum vergisi ve temettüden alınan Gelir Vergisinde farklaçmalar geliştirmeliyiz. Sermaye piyasası kanunu gözden geçirilip mutlaka çıkarılmahdır. Halka satılan hisse senetleriyle büyük j'atırım gücü toplanacağı muhakkaktır. Yeni girişimlerde halka açık olanı, uygıın teknoloji getireni emek yoğun sanayii, gerice yoreyi teşviklerden faydalandırmalıyız. Aydede Bile Sırıîıyor aragöz'de Tuzsuz Bekir'i tamr mısımz, peroeye nara atarak girer: Heeeeeeyt: Anamı kesen Den, babamı öniüren beı.. bacanağımı madara eden ben. metresimin oığerın; söküp içkı masasma meze yapan gene ben, kızkardeşırain sozlüsünden haraç alıp Camialtmdaki kumarda yiyen ben var mı bana yan bakan! Karagöz: Maşallah. maşîdlah! Dünya bir Karagö? perdesi. Gazete, radyo, derpı, televizyon sayesinds devletlerı yönetenlerle öyle içlidışn olduk ki sormay.n. Brejnev'i, Pompidou'yu, .\'ixcn'u Golda Meır'i, Kissinger'i günü gününe izliyoruz Ntrevt gitti, ne dedi, ne yedi, ne içti. Yalnız kendileri aeğal. eşUri, çocukları. sevgilileri âşinamız. Kimisi Tuzsuz Bejtır, kimisi Kanlı Xi.aâr, kimisi Beoeruhi, kimisi Hacivat; oyurı üstüne oyun seyrediyoruz Nixon'un Water?£te rszaleti, bu oyunların iç'nde en hoşuma gidenidir Son yıllarda Amerikan Mafıt'sı dillere düştü, kitaplara geçti. Ama Mafia'nın namusunu teslim etmex gerek. Yasa dışı yolların kurallannı *şin bâşında benimsemış Mafia: Ben kanun tanımam.. diyor. Bir de yasalan uygulamakla görevli oıanlar var Dünyaya erdem dersi veren, banştan, insanlıktan söz açanların haline ne demeli? Sıradan insanın gunah işlemes; bir şey değildir. Peygamber günaha girerse, din iınan adına ne denir şu şaşılası yeryüzünde? Amerikan yöneticilerine artık Karagöz perdesindekl deve derisinden oyuncular gibi bakıyorum. Aaamıar pek yaman doğrusu! Herbıri ötekinden bıtjrim. Koskoca Nixon"un yaptıklanna dosyalar yetmiyor. Rakıp uartimn merkezini dinletmiş, vergi kaçırmış, karısık youardan para kazanmış, bin türlü dalavereye kanşmış. kendismı desteklemeleri için büyük şirketlerle kunıpaslara sirmiş Söz gelişi bunlardan birine: Een beni secjmlerde parasal yönden destekle. ben Başkan olunca senin mallannın fiyatlarını artırmm. demiş. üayrimeşru kazanç saflamış. Üylesine de gözükara ki. bu kanunsuzlukları kovuşrurmakla görevli savcıyı gözünü kırpmadan görevinden atıyor Sonra da ıeleviz\ona çıkıp üzgün bir ses ve acındırıcı bir yüzle konuşuyor: Ben dolandırıcı degilim. Nixon'un eski yardımcısı Ispiro bir başka âlern rtüsvet almış, vergi kaçırmış, nüfuz ticareti yapmış nelâline. haramına bakmamış. îspiro'yla Nixon'un çevresinde de bir sürü bıçkın dolu. Mafia'yı anladık biliyo;uz yasa dışı bir örgüt, ama bir de vasa içi örgüt var Eski Cumhurbaşkanlanndan Kennedy neden vurulmuştu? Kennedy davasında yirmi bir tanık birbiri adından öteki dünyayı nasıl boyladı? Kenneay'nin zengmlıği nereden geldıği belli olmayan babası. oğlunun Cumhurbaşkanı olması için 25 milyon dolar bastırmıştı. Bu intiyar milyarderin öteki oğlu Robert de Cumhurbaskanlığı yolundayken karşı çete tarafından öldürtüıdü üçüncü oglan Ted Kennedy'nin kuşkulu bir ölüm olayına Kanst) adî Unlü gelin Jaequeline para uğruna Onassis'e vöneldi Şimdi seks ve skandal dergilerine konu. DUnya merakla izliyor bu garip toplumun zjresındeki yöneticilerin başdör.dürücü vaşEyışlanm. Bü ülke t ı , bir bombada dünyayı tarümar edebüir, bir ülKe Ki oir sıçrayışta Ay'a çıkıp Venüs'e soluğunu duyurur; DU üllrenin başındaki adamın sağ elinin işaret parmagı vervüzünde insan neslini tüketecek botnbamn düğmesindadir ve DU adam televizyon ekranında aglayarak hıçkınyor Ben dolandırıcı dsğilim! Ve gökte Aydede sıntıyor sırtında Amerikan bandı. rasiyle. K Gerçeklere İnmeli îşçilerin kendi kurdukları hemşehrt şirketlerinin durumu ortadadır. Girişimci grubu ve menecmeni (iş vürütücüsü) olmayan yıırtsever davranişların sanayi kurmaya yetmediğı onlara anlatılmalıdır. tsçi tasarnıflann'. yahr.ma yöneltmcde ve rurda dönenlere iş sağlamada çıkar yol. devle* earantisi altında yatırımcı banka'.an ve r.TrhtijHnde ticarl bankaları görevli talmaktır. Tanraa bağlı basit sanay: türleri kooperatifler aracıhğı ile geliştirüebilir. Türkiye'ye dönen:eri ve yurtiçi işsizleri yurdun dört köşesinHe ürttici kollarda istihdam edemezsek, şimdiden bunalmış ve kokuşmuş olan büyük şehirlerde yaşama. olanak dısma çıkacaktır. İstihdam sorununu çözmede, vol, kanal. barajlar inşası gibi devletin altyapı yatınmlannı yxjfturila«tırmanın da hem zonınlu hem de büyük işgücü isteyen yarınm türleri olduğunu hatırlatmalıyım. Biriken dövizler karşısında herkes yol bulnnma=ını istemektedir. Fakst kimse açık seçik yöntemler önermemektedir. Bu çıkarsızlık karşısında istihdam sorununu çözmede daha fazla gecücmenin büvük dert'.er getireceğine inandığım için. duşüncelerimi açıkça ortava koydum. Gö rüşlerim kuşkusuz tartışılabilir fakat. Türkiye'nin yannım düşünenler için yuvarlak ve politik lftfları bırakıp gerçeklere inme günüdür. (1) Patent ve lisans olarak royaltv adı altında ndenebilir. satıştan S 3 • 5 dolayında hak istrr veya KnowHow denen bir kerede ödenen bilgi tranaferi olabilir. Royalty ilâc ve knzmetikte % 10u bulur. KnowHow pazarlığa baftadır. Teknoloji Seçimi Kalkjnma çabasında bulunan birim gibi ülkelerin durumlannı inceîeyen milletlerarası kuruluş ve bilim adamlan dikkat çekici sonuçları ortaya koyuyorlar. Bakınız bunlan sıralayayım: Teknoloji Transferi: Kalkmmakta olanîann büyük bedellerle transfer ettikleri teknoloji, çok defa ü!kenin yapısma, yan koşullara, çalışanlarm teknik seviyesine uymaz. Alınan teknoloji (1), alan ülkenin ham ve Önerilerimiz Şimdi köttl kötü düşünüyoruz. Avnspadaki Işçilcrimiz dönünoe ne olacak? Belki bazı sanayiciler gerçekten bunaldıklan kalifiye işçiyi bul:nada rahatlayaeaklar, ama dönen işçiler bakımından durum parlak değil. Bir kere gelenlerin çoğu zannedildiği gibi Türk sanaytinde iş aramıyor. küçük ve özgtir isleri tercih ediyorlar. Sa "KUÇUK IKTİDAR SAHİBl JALE CANDAN damı soyuyorlar, buz gibi bir hücreye atıyorlar, ellerinde kelepçe. ayaklarında zincir. Adamı günlerce, aç, susuz bıraktıktan sonra ellerini ayaklarını çözmeden, yere bir Ubak yemek bırakıyorlar. yiyecekleri, köpck gibi yaüp yalamasını salık vererek.. Adam dışarı çıkma ihtiyacını saatlerce tutma zorunda, tabil tutabilirse.. Adamm gözleri günlerce bağlı. Adamın gözleri korkunç derecede kuvveüi elektnğe tutuluj'or birden. Çivili yataklarda yatınhyor. Farelerin, çiyanlarm, türlü böceklerin yuva yaptığı çukurlara atılıyor. Nihayet bir insanca sevgi.. Sıcak yemek, oturacak sandalye ve tatlı sözler! Seviniyor adam. Kendı kendine suçsuzluğumu anladılar diyor. Oh1. her şeyi unutmaya, vatan için susmaya, affetmeye hazırhyor kendi kendisini. Fakat işkencelerden de daha korkmıç bir olaylakarşılanyor birdea, Önüne kalemi kâğıdı koyuyorlar Işlenıediği suçVrı. başkalarını da. katarak, eo yakuj dosUarını, suçluyarak kabullenmesini, akıl almaz senaryolar yazarak, eliyle, imzalamasım istiyorlar. Hayır, diyor, adam. Adama vuruyorlar. daha çok daha çok vuruyorlar, ekip doktoru durun deyinceyedek. Adam ölse kurtulacak ama ölmüyor.. Ölmüyor ve bugün insanlığı insanlığından utandıracak 300 sayfahk belgesel biı kitapla çıkıyor karşımıza ARTUR LONDON, göğsünde şeref madalyaları.. Artur London'un suçu 1951'lerde Çekoslovakya Dışişleri Müsteşarlığı yaparken, katı ve zalim komünistlere karşı daha insancıl, güler yüzlü bir komünizmin taraftarı görünmek. Ama kitapta önemli olan ortada bir suçun bulunup bulunmaması değil kendileıine sorgu için, kanun dışı bazı yetkiler verilen kinıselerin zulüm ve işkenceyi ve özellikle suçlama ve itiraf ettırme metodlarını nerelere kadar götürebildiklerinin, delillerle, gözler önüne serilmesidir. Hitler, bunların daha da korkuncunu yapmıştı. Geçen yaz Kopenhag'da gezdiği:n Danimarka Mukavemet Müzesi, işkence aletleri ve metodlarının en âlâlarını sergiliyordu. Münih yakınlarında, ünlü Dachau ölürr kampındaki 200 bin tutukludan kurtulabilen bir avuç insanın bugün a>Tiı yerde açtıkları sürekli zulüm sergisiteebu yaz yüzbinlerce turisün günlerce uykusuz kalmalarına yetmişti. Ama ne Stalin'in uygarlık tarihine sürdüğü kara leke. ne Hitler'in ülkesıni de uçuruma sürükleyen deli tedhişçiliği çağımızın yöneticüerinin yeteri kadar gözlerini açabilmiştir. 1972 sonbaharında Güney Vietnamda intihar eden genç Amerikalı subay, sanıyorum. bunu en güzel biçımde açıklıyabılmiş kişidir. <Siyasi suçlardan yakalanan gençlerin bazı metodlarla, sorgulannı yapmaya atanıncaya dek kendimi namuslu. dürüst bir insan bilirdim. Fakat giderek bu tatsız görevin beni hay\'anlaştırdığını, sorgu saati yakİEştıkça tatlı bir iirpertiye kapıldığımı gördüm. Kendi kendinıs duyduğum saygıyı kaybettim» diyordu arkadan kalan mektup. Görev titizliği ile sadizmin insan ruhunda nasıl pekiştiğini anlatıyor bu sözler. İnsan ruhu kapalı bir kutudur. Kapalı kapılar arkasmda neler yapacağını kendisi de bilemez. Bunun içindir ki, hukuk devletinde sorgu ve yargılama usulleri, keyfiliğe meydan vermeyecek biçimde saptanmıştır. Bü kural bozuldu mu, olmaz olmaz. Geçen ekim ayında Ankara'daki Alman kütüphanesinde ünlü Alman heykeitraşı Wolf Spemann'ın aynı konuyu >Tutsaklık» «Kaçış». Tehdit altındaki banş> «Küçük iktidar sahibi» adlı plastik heykelciklenne yansıttığına tanık olmuştuk. Spemann'ın «Küçük iktidar sahibi*ni canlandıran plâstik heykeli Ortaçağdan bu yana, vücudunda «akladığı dikenli teli, ilk fırsatta, kurbanına batırmaya hazır bekleyen hayvanı göstermektedir, insanda, ibretle.. Ama asıl sorun küçük iktidar sahiplerinden, onlara bu yetkiyi veren büyüklere doğru tırrnanabilmek, onları teşhir etmektir Halkçı gazetesinde cıkan işkence iddiaları gerçekten hepimizi insanlığunudan utandırdı tşkence var mıydı. yok muydu gibi iddialara gelince: Bence her şeyden önce, adalete teslirn olmuş yurttaşlarımızı. gözlei bağlı isetnti meçhulei götüren hukuk dışı örgütler var mıydı, yok muydu. buiun eevabmı vermek gerekir. Kimden veya kimlerdsn yciki almıslardı? Bunun resmen açıklanması yeter de artar da.. Çünkü bu sanıyorum her şeyden önce bağlı bulunduğumuz hukuk düzenini yansıtan Anayasamıza aykırıdır. HAYAT PAHAL1LIĞI I ayat pahalılığı hep yazdığımu I gibi, aslında bir gelir dağıhmı bozuluşudur. Fiyatlar kadar ücretler (veya başka deyünle gelirler) artsa hayat pahalılığı olmaz. Bu nedenle fiyatların yükselmesi bir şeyse, hayat pahalılığı başka şeydir. Kaynağı, nedenleri ne olursa olsun hayat pahalılığı tüccarın, elinde stok olsun obna sın sanayicinin, tarımsal ürün üze rinde satış yapan tüccarın, servet sahibinin lehine ve ücretlinin (yani işçinin), memurun aleyhinedir. Bu nedenle sosyo ekono mik açıdan ele alınmadıkça hayat pahalılığı sadece ftyat göstergele ri ile değerlendirildikçe gözlemler, varılan sonuçlar yanhştır, eksık tir. Enflasyon nedeni ne olursa ol sun iş âleminin «arnan istikrar is tiyoruz teraneleri gösteriştir» lehine bir sosyoekonomik olaydır. • İstikrar istiyorur» teraneleri '.fiVatlar artmasın» demek" Jeğiiair, onlarıii gönlünde. nysriar a«tıçı durdu muydu, yani gelir dağıhmı bozuluşu durdu muydu, onlar «durgunluk var> diye feryat kopa rırlar. Onların • istikrar isterizt derken muratları «aman gelir dağıhmı dış ticareti tehlikeye atacak kadar bozuhnasın», «Aman kitleleri ve uyanık kişileri bazı tutumlara götürmesin anlamınadır. « H YANLIŞ GÖRÜŞ ŞUDUR: FİYATLAR YÜKSEK, ARTTIRIM DAHA BİR DE MEMURLARA YAPARSAK FİYATLAR DA YÜKSELİR. Arslan Başer KAFAOĞLU lehine düzeltmek ve bu sısretle bütçe politikasıyle aracı elinde iç pazarı geliştirmek istemiştir. toplanınca, ekonomiye de yaraGelir dağılımında ekonomik ola mayan halk kitlelerini yiyip tUrak zayıflara ek gelir sağlarken, keten bir enflasyon geldi. sağlam bir kamu gelir ve gider1965te Adalet Partisinin iktilerine oturtulmayan bu politika, darıyle başlayan enflasyon tailk üç yılda köylüye ve mevsim mamiyle özel kesimı palazlandırlik işçiye yarar sağlamıştır ama, m%k,.amaçiyle alınan, kredi, .verbu ilifüç ^Tİdan sonrt defişmez gi ve para kararlah sonucu ol v gelirlilerin yaşama düzeyini boz muştur. En önemli nokta, DP'nin muştür, harabetmiştir. Bu su bazı noktalarda devamı olduğuretle durum baştan ekonomide nu belirten AP'nin onun tarımzayıf olanların lehine iken, son sal fiyat polltikasııu uygulamaradan aleyhine dönmüştür. Bu yışıdır. rada da para basılması enflasyonun nedeni değildir. Daha doğrusu ilk neden değildir. Adnan Son Enflasyon Menderes hükümetleri, gelir daNihayet enflasyonların içinde ğılımını düzeltme gösterir gibi bir tane enflasyona yani 1970 • scnuç veren ekonomi politikası1973 dönemine gelelim. Bu döna belki de bu maksatla değil, nemde döviz var, gelişme huı iş âleminin iç pazarı genişletme (resml rakamlara bakılırsa) nor.baskıları altında gidildi. Ama şu mal, ortada savaş yok, fakat firası kesindir ki fiyatlar arttığı yatlar artıyor. Fiyatlar artarken halde gelir dağılımının düzeldiği de gelirlerde on uygun ayarîatek dönem 1950 1953 dönemidir. malar yapılmıyor. 1970 • 1973 Köylüye ve mevsimlik işçilere döneminin ekonomik politikas;verilen bu fazladan satmalma nı ikiye ayırmakta yarar var. güçleri sonradan. dış ticaret tı Birincisi 10 Ağustos devalüasyokanmaları ve yanlış bir vergi ve nunu izleyen dönem. Bu dönem Enflasyon ve Yanlış Tedbirler V EFAT Merhum Miralay Mustafa Vacit beyin ve merhume Zeliha hanımın oglu, Münire Ünlü'nün sevgilı eışı, Güitem Alpay'ın kardeşi, Sevim Yener. Tomris Yarküiay i)ce Özbayrak, Erol Alpay'ın dayılan, Em. Ecz. Alb ijelâhattin Ongan'm bacanağı, Ayşe Ongan, Engin ve Cüne\ Devres'in enişteleri, T. C. Ziraat Bankası Bahçekapı Şubesi Müdüriüğünden emekli MÎTHAT ÜNLÜ Ani bir rahatsızlık sonur.da Hakkın rahnıeııne lcavuş muştur. Cenazesi, 11 aralık 1973 salı günü 'buj;ün> ^ğle namazından sonra Şişli Camünden almarak Zincırrî>uvu mezarlığına defnedilecektir. E."?! MSnirr P Demek oluy?; ki, ülkemızfle liyat artHıarı c:,.: endüstrimızi ı, işçiyi ve kaviüyü knrışık £vat endeksleri .nekinİ7ir.2İ8rı srkasında sömürerek, yaşama olanağı bulmasu:1.^ yoludur, etkin yo ludur. Fiyat encleksleri de r^'ha lıhğın ne Kadar arttığı yauı gelir dağıltmının r e derroe bozuîdtğu nu asla U:n o^rak yan;ıüni.z. Fiyat endeksleri sadece gelir dağıhmı bozuluşuıum bir olçüsüdür, daha doğrusu JJ ıretidir. Türkiyemiz jibi hem kapitalizrain yarış macı döneminde ve hem de tekcl ci dönemindeki kurumları, hattâ ikî yüz yıl önc?si Avn'pası ora nında bir esnaf kesimini barsndıran, Almanya'daki ışçisi, köy ve kentteki işsiz ve yarım ijsizi ile çok değişik bir riuruın gösieren bir ülkede. fiyat art'ş'ıarmı bir fızik olayuıın göstergelerde izienişi gibi izlenmesi çok yanhştır. Enflasyon genel olarak bizde böyle izieniyor. Tabiatiyle <;areler de yanlış olarak öneriliyor. Kimi, geçmişte para hacmi çok arttinldı da ondan. diyor; kimi, yatınmlar çok arttı da ondan, diyor. Aslmda neden (sebep) diye söylenenler neden de&il sonuçtur. Her zaman söyledifimiz ve yazdığımız gibi, aslında hiçbir hükümet para basmak istemez, ama kendi yatJrım ve ekonomik hedefleri onu buna mecbur eder. Sonra ekonomi bilginlerimiz ve eerekse siyaset adamlanmız şunu bilmek ıstemiyorlar: Tıpta her ateş yükselişi bir ortak nedene nasıl baflanamazsa. ekonomide de birbirinin aynı olan iki enflasyon yoktur. Bu yazımızda ıçenel olarak bu konuyu ele alacağız. Yurdumuz değişik döcemlerde degisik hız ve oranlarda fiyat yükselişleri geçirmiştir. Enflasyonun edeblyatımıza ilk girdi|i II. DUnya Savaşı döneminde, hükümet orduyu ve büyük kentleri besleyebilmek amacıyle para basmıştır, bir de dışardan gelen mallann fiyatlan artmıştır. Enflasyonun iki nedeni vardır: 1 Esnek bir gelir (vergi) politikası olmayışt, 2 Zamanında bütçeler ve dıs öde meler dengesı hajli elverişllyken asgarl stok çabasının bile gösterilmeyişı. Ama o zaman bize okutulurken. «para basıldı, enflasyon oldu» denirdi. Oysa para basılması neden değil sonuçtu. Asıl nedenler savas ekonomisi Re reklerine dunya savaşı patlamadan Türkiye'yi hazırlamamıs olmaktı Gerelc tnönO ve eerekse Refik Saydam'ın vaşamlarınm en bUvük ekonomik hatalan buradadır. Demokraf Parti enflasynnunun ıse ba<ka bır kavnaiı vardır. Par tmin lideri Adnan Menderes gslir dağilunmı bir parça köylü Y1LLARIN BÜYÜK GELENEGİ Yılbaşı Piyangosuna L TEK TEK BÜTÜN' VATANDAŞLAR; 3 GRUP GRUP BÜTÜN TEŞEKKÜLLER, TÜPLULUKLAR, BİRLÎKLER İŞTİRAK EDIYOR. BU BÜYÜK HEYECANA LAKA KATILINIZ. MUT Millî Piyango I IL B A Ş IN DA EN BCVÜK REKOHL'NU KIRITOR. İ K H A M İ Y I P L A K I : Milyon (Basın: 27350/10249) 1974 YILINA SERVETLE GİRMENİZİ DİLİVORUZ. Hiiranuıı.et de devslüasyonla beraber lşçi, turist ve ihracat gelirlerinde saglanan artışlar doğru yolda kullanılmayınca, yani gerek ithalat ve gerekse üretim artışı yoluyla piyasadaki mal arttınlmayınca fiyatlar yükseldi ve gelir dağıhmı bozuldu. Bu bozuluş sırasında hiçbir olumlu tedbir ahnmadı. Döviz artışına yanlış teşhis kondu. Avrupa, Amerika ve Japonya'da bir enflasyon olasılığı belirmişken. mal almacagına, yatırım yapılacağtna ve ham madde bağlantısı yapilacağına, dövizler Uzerine kuluçkaya yatılırcasına bir dıs ticaret politikası izlendi. Oysa gelen dövizler karşıhğı Türk paraları geliri nis beten düsük kişilere Rittiğinden paranın gerek hacmj ve gerekse dolaşım hızı arttıkça artıyordu. . Buna karşı yapılacak şey dövi* stokunîı üçe ayırıp, ham maddeler, yatınmlar ve tüketrm mallart ithal etmekti. O zamanlar sadece 100 milyon sterlinlik tops ithal edilip stok yapılsaydı (örneğin Sümerbankça) bundan elde olunacak kâr, yarım milyar DÖBT doları veya 7 milyar lirayı bulurdu. Aynı şey kimyasa! ham KURUCU ÖÖRETMENİN maddeler, soyti, tereyağ gîbi üB A» ARI lUB YÜRÜTTÜÛÜ rünler hakkında da söylenebilir. O zamanın hükümetleri bunu hiç düşünmediler. Para bolluğıınu mal bolluğu İI9 karşılamak. devlet kuruluşlan zararlarının bu yolla önlenip, zamlara hiç gitmeHAZIRLAMA FEN KURSLARI mek veya asıl zam gereken 1973 UİUOİLU UTHm İITIHUL yılına kadar bunlan erteleme olanağı vardı. Bunlan o zamanlar yazıp, ilgilileri uyardık. Ama din Cumhuriyct 10252 leyen olmadı. Şimdi milletvekili olan bir maliyeci ve bir büyük » • • • • • • • • • • • • • • • • • • • * * • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• bankacı, «Aman efendim, bu stok dofru dürüst bir bunalımda gi• DEVLET ORMAN İŞLETMESİ | der, dövizi elde tutmalı» veya «Çoğu dövizle yapılmış mevduat, ANKARA MÜDÜRLÜGÜNDEN • uçar gider» diyorlardı. Zaman • onları haklı çıkarmadı. • 1 tşletmemiz ihtiyacı için 1 adet Ofset matbaa ma• kinesi teklif almak suretiyle satın «lınacaktır • 2 Muhtmmen bedelı 500000,01) lira olup. Keçici te• Uçan Fırsatlar minatı 23 750,00 lira teklif verme saatinden önce Isletme • 1970 1973 ara hükümetler dö • veznesine yatınlmıs bulunması. nemim'n ikinci döneminde ise bu • 3 Ahnacak Of?et matbaa makinesine ait teknik ve fırsat da (ucuz itnalât firsatı) idari şartname Istanbul. tzmir ve Anfcara Urman Işietme uçup gitmişti. Hani bir sarkı Müdürlüklerinde mesai saatleri içinde görülebilir. vardır: «Kime derdim söylesem, 4 Isteklilerce kapalı teklif mektuplan en geç 20/12/ o benden dertli daha», kimden 1973 tarihinde saat 12.00'ye kadar Ankara ürman tsletme • mal almak isteseniz fiyatlar biz • Mudürlüğü Satmalma Komlsyonuna ^erekli belgelerle den daha yüksek çıkıyordu. Hübirlikte 3'er nüsha vermiş olacaklardır (Karanfil Sokak kümetler işte bu zamanda bol • No: 32 Yenişehir • Ankara Tel: 18 4194/20 21) ithalât politikasma girdiler. Bir 5 Müessesemtz, Arttırma ve Eksiltme Kanununa yandan da imalâtçı fiyatlarını • tabi degildir. tutmak istediler. Bir yandan !ç • para hacmi ve dı? fiyatlar artar • • • • • • • • • • • • • • » • • • • • » • • • • • • • • • • • • • • •• • ^ • • •» ^ ken imalât fiyatlarını tutmak (Basın: 27451) 10244 yanlıştır. aracıyı sevindirir, fiyat artışlarmı ve gelir dağıhmı bozuluşunu durdurmaz. Hükümet fiyat 8rtışlarını durduramaz, çünkü bu fiyat artışları öbür fiyat artışları gibi değil. Yapılacak şey mal arzim artırmaktır EREĞLİ KÖMÜRLERİ İŞLETMESİNDEN bir, ve ücret gelirlerini buna göre ayarlamaktır, iki. Hükümet Müessesemiz Merkez Atelyeleri Müciürlügiinde Başmübunun ikisini de yapmıyor. Denhendis olarak çalıştırılmak üzere bir Makina Yüksek MUgeli bir «yatınra maiı ham hendisi veya Mühendisı ahnacaktır. madde tüketim malı» ithalât Alınacak elemanda aranılacak vasıflar kompozisyonuna gitmiyor. Öte 1 Enaz 5 yıllık Makina ımelât tşierinde mesleki tecyandan mal arzinı kısıcı fiyat ve rübesi bulunmak ve Ounu Delsalemek. kredi uygulamalanna giriyor. Bü2 Askerllk hlzmetinı ifa etmi» oimak. yük fabrika grevlerinde kesin çö3 40 yasından vukan buiunmamaK züm aramıyor. îşe alınacak olana 657 Sayılı Deviet Personel Kanunu mall hükümlerine göre maaş. (180 savılı Kanun» tftbı müFakat en çok eleştirilecek nokesseselerde 10 seneyi aşkm hizmetleri olan!»ra ü derece ta bizce hükümetin i$çi ve mekadro). yakımlık kömür ve van ödeme olarak da Drtit murlara karşı uyguladığı yanlış 1800 TL. verilecektir. politikadır. 1971 yılmda uyjfulanTaliplerin Zonguldak'daki MUessesemiz MUdUrlüfÜne maya başlayan 7. göstergesi memüracaatlan ilân olunur. murlarda sadece 8'e çıkarılıyor. 1971 1974 yıh arasmdaki fiyat artışışı en az «/n60 iken, katsayı(Basın 27377ı 10246 yı 7'den 8'e çıkarmak yanj sadece */<tli arttırma hayat pahalılığı açısmdan savunulacak şey defildir. Şn söz yanlıştır: Fiyatlar yüksek, bir de memurlara arttınm yaparsak daha da vükselir. Dofrusu şu: Madem memurların maaşı yerinde sayarken fiyatlar ytlkseldi, demek ki Jandarma birlikleri ihtiyacı için 150UOC kilo kesme.yükbu yurttaşlar büvük gadre uğrasük makarna kapalızarf usıilüyle satın alınacaktır dılar. Önce bu dtteeltilir. ÇUnkü, Tahmini bedeli (709.500ı lira olup geçici teminatı <32.130> sosyal olarak yanliş olan. fîyatliradır. lann yükselmesi deftil. «te'ir daEksiltmesi 27 aralık 1973 perşembe günü saat U.Oirde Sirgıhmmın bozulmasıdır. Hayat pa keci Demirkapıdaki komisyond» yapılacaktır. halıhğının KetirdiSi acıları eelir Evsaf ve şartnamesî l^tanbııl Ankara J Sat. Al. Kom Bşk. politikası ile a^altma volu nelıklariyle. tzmir Ege .1. Pz Bölşe K lığında aörülebilir dense bugün hiç bir ekonnmut politikacı tarafmdan düsilntilIsteklilerin teklif mekhmlprını ««ksiltme saatından bir saat müvor. Havat pahalılığı. sosval önce Komtsyona vermeleri şarttır Her nevi gecikmeler kabul s.nıf ve tabakalsr ve hıı?1lnkü edilmez. ÇTkmaz üzerinrlp gelecek yazı da yine duracagız. (Basın: 27431 > 10?<!7 DORTLER DERSANESİ ÜNİVERSİTE Başmühendis Ahnacaktır Istanbul Jandarma Satmalma Komisyon Başkanhğından
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle