27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 1 Kasım 197i umhuriyetle birlikte Türk toplumu büyük ve köklü değişmelere girmiştir. Cumhuriyete kadar belli bir kültür formasyona Türk toplumunun seçkin tabakasında yer almış, halk ve halk eğilimleri yeterince dikkate al'.nrr.amıştır. Yönetenlerle yönetilenler, köydekıierle kenttekiler, üreticilerle tüketicüer arasında külîürel, sosyal ve ekonomik yönöTe büyük farklar belirginleşmiştir. Atatürk Türkiyesinde temel hedef ve dayanaklan saptanmış olan Milli Eğitim, her şeyd'en önce bu «heterojen» yapıyı «homojen> leştirmeyi, farklan azaltmayı ve milli bir görüş birliği yaratmayı sağlıyacak bir temel hedefs yöneltümiştir. Baslangıçta temel hedefleri uygun ve yer terli bir şekilde saptanırr.ş olan Milli Eğitimimiz, karakterini yitirici bazı atılış ve uygulamalarla rayından çıkarılmış. toplumun bünyesıne uygun tiüşmeyen sonuçlar vermeye başlamıştır. Günümüzde Türk toplumu. üretim seviyesi yüksek, fert başına düşen milli geliri yüksek, ileri tanm düzeyinden sanayileşmeye geçen, vatandaşları bilinçlenmiş. özgür ve mutlu kılınmış bağımsız bir ülke hedefine yönelmiştir. Halkın sosyal, ekonomik, siyasal bilinçlenmesi, haîk eğilim ve amaçlannın saptanması bu yönde yapılacak değişim yöntemlerinin bulunması geçerli. bilimsel bir milli eğitim seferberliği iie olacaktır. Mülî egıtimimizin ideolojik görevi bu açıdan incelenmeli ve günümüz şartlarına, gerçeklerine, olanaklarına uygun aşamalara yönelinmelidir. Memleketimizde u"ıusal güçleri birleştirici, böîünmeleri ve dü«manhkları yok ederek iç barışı sağlayıcı Cumhuriyet ve kalkınma isteklerine uygun bir eğitim düzenine geçişim hızlandınlmahdır. Bütün kurum ve öğeleriyle bir bütün olan milii eğitimimizin şu ya da bu yönden yeniden düzenlenmesi yeterli sonuçlar vermiyecektir. Toplumumuzun yöneliş karakterine uygun şekild'e bir bütün olarak ele alınıp «Milli Eğjtim Düzenlenmesine» gidilrrelidir. Ancak bu bütünsel düzenleme ile günümüz ihtiyaçlarını karşılayıcı sonuçlar alınabilineceği, bilimin ortaya koyduğu gerçeklerdendir. Bu bakımdan milli eğitimimizin yeniden düzenlenmesi düşüncesinin bir «Milli Eğitim Düzenlenmesi>ne gidilmesine dönüsmesi gerçekleştirilmelidir. Düzenleme müessesede köklü değişimler yaratacak, ileri atılışlara drayanaklar getirecek karakter ve kapasitede ortaya konulmalıdır. Bu bir öğretmen kurulusu, bir eğitim şurası ya da bir bakamn başarabilecegi is değildir. Devlet işidir eğitim düzenlemesi. ön hazırlıklar için bir C Olaylar ve görüşler Üniversitelerimiz Açılırken Doç. Dr. Baha Galip TUNALIGİL A.ü. Ziraat Fak. Öğr. Üyesi «Crtlversite Reformu»n» dönük kanun tasarılan üniversitelerce hazırlanmahdır. Mali özerk liği olmayan üniversitelerimizin kalkınma kfı şuüanmıza uygun «iyi yetişmiş aydın, mesle ğinin eri» vatandaşlar yetiştiricı güç ve karak terde eşitlik prensibine uygun tsleyişlere kavuşması daha da geciktirilmemelitfir. Memleketimizin tersine çevrilmiş egitirr. felsefesinin etkilediği üniversite eğitimi de günümüzde pratik cteğeri olmayan bilgi yığınlarını, öğrenciye çalışma imkânı vermeyen ağır bir ders yükünü, çağımız koşullan dışındaki yönetmelik ve icraatları kapsamaktadır. Öz. teferruattan arınmış. halkına, devletine, bilimine faydah pratik bir eğitimi gerçekleştirmek ve öğrenim şansı eşitliği prensibine uygun, kişileri yetikliklerine göre eğitmek kaçınılmaz bir zorunluluk göstermektedir. üniversite 'çi ve dışı sorunların çözümlenmesind'e gerek üniversitelere, gerekse hükümetlere düşen görevler iyi ve sağlam bir organizasvon ile yapıhr, uygulamaya aktarılırsa güçlü, kaliteli üniversiteler yönünde beklenilen adımlar atılmış olunacaktır. Böylesine üniversitelerde öjrenim sar.sını eşitliğe götürmek, üniversitelerimizin görevi olacaktır. Araştırma ve eğitim şartları, üniversitelerin beşeri yapılarırı güçlendirici, mali özerkliği de sağlayıcı olanaklar üniversiteye dönük kılınmalıdır. PENCERE Uçünden Biıi C «Milli Eğitim Araştırma ve Koordinasyon Kıırumu» kurulmalıdır. Bu kuruluş çeşitü örgüt ve şura çahşmalarını değerlendirici bir milli eğitim felsefesinin dayanaklarına esas olucu unsurları saptamalıdır. Ülke İhtiyaçlarına Göre Milli eğitimimizin düzenlenmesinden anlaşılması gereken, Türk eğitiminin temel gereği ve aroacı halkımızın ekonomik, siyasal bilinçlenmesini sağlamak. ülke ihtiyaçlarını karşılayıcı «iyi yetişmiş insan» iiretmek olacaktır. Toplumsal cTüzenimizin temel değerlerini yeni kuşaklara aktarma görevini bu eğitim düzeni yüklenecektir. Kültür. milli değerler ve temel hedefler fırsat eşitliği prensibine dayarvarak sağlanacak ve toplumumuzu kalkınma düzeyine ulaştırıcı. nitelik ve nicelikte bir insan gücüne kavuşturacaktır. «İyi yetişmiş» vatandsşlar topluluğunu yaratmak milli eğitim düzenlemesinin sonucu kılınmalıdır. Gerçekleştirmek zorunda olduğumuz ana hedefleri saptamak, yöneticileri bu yönde görevlerini yapmaya zorİamak, halkımızın çıkarlannı, tercihlerini yansıtmak. kitlelerin aydınlanmasım gerçekleştirmek eğitim düzenlemesinin ilkelerindendlr. Günümüz eğitim çıkmazı karsısında eğitim düzenlemesi, siyasal ve ekonomik bir zorunluluktur. Bu zorunluluk tabarvdan itibaren üst yapıya doğru temel unsurları yeniden düzenleyici karakterdedir. O halde milli eğitimimizin yeniden düzenlenmesinde yurdumuzun değişen ve gelişen sosyal, ekonomik kosullarına uygun, bilimseİ esaslara dayanılarak eleştirmelerden elde olunacak değerler çerçevesinde bir çahşmayla gerçekleştirümelidir. Bugün memleketimizin içinde bulunduğu sorunlar herhangi bir sektörde girişilecek salt bir düzenlemeyle çözümlenebilecek karakterde tfeğildir. Sorunların birbirleriyle ilişkili oluşu, kalkınmamızın temel çözümlemelere dayandınlmasını gerektirmektedir. Fert başına düşen milli gelir, ihraeat miktarı ve memlekctimizin bilimsel gücü ülkemizi gelişmeye dönük bir düzeyde göstermektedir. Bu bakımdan hükümetlerin sorunları teker teker ele almaları yerine, birbirlerini tamamlayacak biçimde köklü reformlara yönelmesini zorur.lu kılmaktadır. Yapılacak her aşama atılışı önce sağlam bir mali platforma oturtulmalıdır. Ülkemiz mali kaynaklarmı geliştirmedikçe sağlam aşamalara yönelemeyiz. Bu bakımdan öncelikle gelir gücümüzün arttınlması, yani ilkel tar.m düzeyinden ileri tarım düzeyine ve paralelinde endüstri düzeyine geçişim olanaklarını yaratmak temel hedeftir. Bu temel hedefi gerçekleştirici düzenlemelere el atmak hükümetlerin ön ödevlerinden olmalıdır. îhracat arttırılmadıkça, öz kaynaklar prodüktit kullanılarak gelir seviyesi yükseltilmerfikçe üretim fazlasını dejerlendirerek ekonomiyi genişletmek mümkün olamayacaktır. Bu aşama, kalkınma hamlelerinin bütün sektörlere dönük kılmması. tabana eşit bir gelir dağıhmınırt gerçekleştirilmesi ve ülkenin i? potansiyelinin aktif kılınmasiyle yapılabilir. Bunlar da ancak iyi yetışmis kişilerle ortaya konulacak sonuçlardır. Bu yönde güven verici açamalara yönelmek, Türkiye'nin politika çıkmazlarından sıyrılmıs güçlü, gerçekçi ve bilimsel bir eğitim düzenlemesiyle sağlanabilir. Işte bu nedenle «Milli Eğitim Düzenlemesi» gerçeklestirilmeli, bu temel felsefeye uygun Yasadışı Baskılar Kalkmalı Fakültelerde şahıs hegemonyaları. klikler, kanun dışı baskılar kalkmalı, çalışan Ue çalışmayanı, yetikli ile yeteneksizi ayıran, başarıyı özel duygu ve düşüncelerine göre değerlendirmeyen bir düzen kurulmalıdır. Dünya ile birlikte köklü değişmelerden, teknolojik aşamalardan etkilenen memleketimiz, bu ilerlemenin toplum üzerindeki etkisini yaşamaktadır. Bu bakımdan toplumumuzun daimi değişimine, kalkınmasına uygun aşamalara yönelmek, yeniden düzenlemelere girişmek, bilimsel planlamalar uygulamak doğal bir sonuçtur. Artık üniversite açış nutuklarınd'a böylesine gerçeklerin yer alacağın» inananlardanız. Hükümetlere, yüzlerce eksiğe rağmen problemleri çözümlenmiş üniversite takdimiyle şirin görünme nutuklarıyle öğrenim yılı açan rektörlerin geride kaldığı ortadadır. Ünivemtemizin açıldığı şu günde oğrenci kanadı için daha güçlü, olumlu. yapıcı bir öğrenim yılı, öğretici kanadı için kaliteli eğitimin olanaklarına yatkın, halkına, devletine ve bilimine daha faydalı bir eğitim yıh dileriz. "GÖZLERtM SENİN OLSUN OKTAY AKBAL Evet Hayır Devlet Güvenlik Mahkemeleri Yasası osyal bılimlerüı verileri, insanın hak ve özgürlük mücadelesinin sınıfH toplurnlarla birlikte başladığıru göstermek tedir. Bu mücadele tarih boyunca ve gerçekte bir sınıf mücadelesi olarak ülkeden ülkeye değişik biçimlerde süregelmiştir. Bu toplumlarda adı ne oiursa ol:. sun siyasal ıktidarlar, belli sımflar adına ve bu sınıflann çıkarlan doğrultusunda yasama, yürütme ve yargı güçlerini ellerine geçirmişier ve kuUanmıslardır. Bu güç ve yetkilerin tek , elde toplanması rulmün, istibda' dın ve keyfiligin kaynagı olmuş tuT. Bu nedenledlf kr l«. ve 19. yüzyıilarda5 bu güçterin • aynttrm» sı (kuvvetier ayrılıgı), devlet yönetiminde ayn ayn organlara verilmesi, bu organlar tarafından kullanılması ve bu yol'.a da yönetimde keyfiligin önlenmesi önerilmiştir. Örellikie Montesquieu tarafından oluşturulan bu öneriye göre yasama, yürütme ve yargı yet kileri ayn organlar tarafından kullanılacak, bu organlar birbirlerinin görevlerine karışmayacak ve bu güçler arasmda bir denge sağianacaktır. Güçler aynlığı denilen bu ilke uygulandığ. takdirde istibdat ve keyfilik önlenmiş olacaktır. 1789 Pransiz burjuva demokratik devrimini izleyer. günlerde Ulusal Meclis tarafından yayımlanan «İnsan ve Yurttaş Hak îarı Bildirisivnin 6. maddesinde yer alan: «Vatandaş haklannm güven altına alınmadığı ve kuvvetier ayrılığının sağlanmadıgı bir toplumda Anayasa yok demek tir» sözlerj bu gelişme ve düşüncelerin bir ürünü olmuştur. Güçler ayrıhğı düsüncesi gıderek uygar toplumlarca benimsenmiş, özellikle yargı'nın bağım sızlığı konusunda önem kazanmış ve daha sonra da Anayasalarda yer almıştır. Saym Münei Kapanı «Kamu Hürriyetleri» adh eserinde güçler ayrılığı üîerine şöyle demek tedir: «Ancak, bu prensibin, dün olduğu kadar bugün de önem ve değerinden hiçbir şey kaybetmeyen bir yönü vardır ki, o da yar gı organının diger organlar karşısında bagımsızlığıdtr. Gerçekten, yargı organının yani mah keme'.erin siyasî organlann her türlü etkisinden uzak bulıın ması ve onlara karşı tam bir bağımsızlığa sahip olması, demokratik rejimin temel şartianndan birmi teşkil eder. Montesquieu'nün bu konuda söylediklers, bugün hiç şüphe yok ki aynı tazelikle tekrarlanabilir. Mahkemelerin, yasama ve yürütme organlarmdan ayrılmadığı ve hakim teminatmın gerçekleştirilmediği yerierde, hürriyetlerin güvenlik altmda olduğundan söz etmek de imkânsızdir. Devlet kudretinin sınırlandınlması ve kamu hürriyetlerinin etkili olarak korunmasını sağlamak için mahkeraelerin özellikle yürütme organı karşısmda bağımsızhgırun saglanması Rerekir. Kuvvetier ayrıîığı prensibinin bugün için bütün önem ve ağırlığı bu noktada toülanmaktadır.» Kamu hukukunda aüçler aynlığı ilkesı özelHkle yargı erki bakımmdan önemini sürdürmektedir. Nîtekim Anayasamız da 5. 6 ve 7 maddelerinde güçler ayrılıgı ilkesini esas almış ve yasama yetkisini Büyük Millet Meclisine. vuriltme eBrevîni Cuır Hemen belirtmelij'im ki kendi Eözlerinin siıin gözleriniz olmasını isteyecek çok insan vardır Türkiye'de. örneğin, onlardan biri de henim. Gozlerinize bir şey olr.rsa benimkini vermej'e haıınm.» Niğde'den V.D. böyle y»zmi5 tutuklarevindeki Çetin AUan'a. «Çağm en büyük bir yazannın cezaevinin dört duvan arasında gözünü kaybetmekt* olduğu gerçegi karşısında bu duruma isyan etmemek elde değil» diyor. Bu bir teki... Daha niceleri var. Yalnız son günlerde yurdun orasından burasından bana gbnderilen mektuplar önemli bir sayı tutuyor. Yurt dışından. Almanya'dan gelen ler de var. îçte biri. Honberg'den H. Akşen'in yazdıkları: «Hangi bankaya hangi numaraya p&ra yatırmam gerekiyor lutfen bildirin. İlk yardımı beş yiiz lira ile okuyucu görevirxıi yerine gatirecagiı»»*. » .. . • • »S. «Üç beşlik 6ir onluk» başhklı yazım okurlar arasında geniş ilgi uyandırdı^ Çetin Altan i«n bir ya^ım kamgfnyası açtığım saruldl. <5>;s«''yoktu böyle "Tffr şey. 'V'ar olsunlar, beş yüz lira, dokuz yüî lira aylıklı, kazançlı memur, işçi, aydın okurlarım postayla para göndermeye başladılar. Ummadığım bir durum oldu bu. Kimi yirmi, kimi elli, kimî yirmi beş lira gönderiyor, hatta bu parayı her ay sürekli olarak yollayacaklarını da bildiriyorlardı. «Dileğimiz Çetin Altan'ın bir an önce cezaevinden çıkmasıdır. Şayet b a a sebeplerden ötürü af gecikirse bu gönderdiğim emanetle ötekileri birleştirerek bir armağanı Çetin Altan'a iletmenizi rica edeceğim. Ben 15. derecenin birinci kademesinden bir memur olup, adaylık devremin dördüncü ayındayım.» «Biz ne güne duruyoruz. Geç kaldık bile. Halk ozanımız' Âşık Veysel'e yapıldığı gibi Çetin ağabeyin gözli için aynı ilgi gösterilir kanısmdayım. Bundan sonra her ay maaşimdan 25 lira gönderecettm», «Büyük Türk ve halk yazan, fakir dostu sayın Çetin Altan'ın yazılannı okumadıgım giin içimde bir boşluk duyanm.» Daha başka mektuplar, bepsinden parçalar almaya kalksarn sütunlar dolar. Bütün bu dost okurlara teşekkür borçluyum, her bakımdan... Gönderdikleri paralarla bir anı armağan alıp. okurları adına Çetin'e sunacağım. Okurlarından böyle bir armağan almak her yazara nasip olmaz, yurdun dört bir yanında cn binlerce dost okurtı bulunan Çetin Altan'a ne mutlu... Bayramdan önce Sağmalcılar Cezaevinde Çetin Altan'la konuçtum. Bu mektupları okudum kendisine. Bütün okurlanna teşekkür etti. Sonra da şu bilgiyi verdi, sağ gözündeki rahatsızlığın Türkiye'de tedavi olanağı pek yokmuş. «Makula dejenerasansı» adı verüen bu hastalığın necfeni bilinmiyor. Belkl Batı kentlerinde, büyuk uzmanlar bu hastalığın nedenini bulabilirler. Sağ gözün görme gücü üçte bir oranında azalmış. Bir saat kadar konuştuk. Af sorunu kişisel açıdan pek ilgiler.dırmiyordu onu. Bir adli hatanın düzeltilmesiydi onua bütün istediği. Ünlü hukukçular razdılar, okuduk, Çetin boş yere yatmış son ayları. Burada açıklamak uzun sürer, ama hukuk açısından bir yanlışlıkmış bu rnahkumluğu. Bugüne dek çoktan düzeltilmesi gereken bir yanlışhk.. Şunu açıkça belirtmek gerekir, Çetin Altan'ın iyileşmesi yurt dışındaki büyük uzmanların bakmasına bağlıdır. Günden güne ilerleyen hastalığın önü bir an önce ahnmalıdır. Her geçen dakika durumu zorlaştırıyor. Aydın kamuoyu ünlü bir yazarın hem de haksız yere hapiste yatan bir halkçı yazarındurumunu ele almalıdır. Bir kampanya açsak okurları ona geniş olanaklar sağlayacak. Ama buna gerek yok şimdilik. Yazımdan duygulanarak olanaklan oranında Altan'a yardımd'a bulunan okurlarıma teşekkür ederim. Söylediğim gibi o parayla uygun bir armağan alınacaktır. Bütün bu acı anıların içinde, güç veren, umut veren dost okurlannıa levgisim yaşatacak bir armağan... Bir yazarın en büyük mutluluğu böylesine candan, böylesine yakın, böylesine sevgi dolu okurlara sahip olmaktır. O zaman boşa gitmiş değildir bunca yazı, bunca yapıt, bunca çaba, bunca çile, bunca acı... Çetin Altan'ı yakında özgürlüğüne kavuşmuş, tutuklarevinden çıkmış, sağlık içinde, yeniden yazılarmı yazmaya başlamış göreceğiz. «Kendi gözlerinin sizi:ı gözleriniz olmasım isteyen çok insan vardır Türkiye'de» diyen, diyebilen okurları o günü umutla, güvenle bekliyorlar... H S DEVLET GÜVENLİK MAHKEMELERİNE YARGIÇ ATAMA BİÇİMİ «MAHKEMELERİN VE HÂKİMLERİN BAĞIMSIZLIĞI» İLKESİNE AYKIRIDIR Av. Halit ÇELENK hurbaskaru il« Bakanlar Kuru lardır. Bu yasalardan birisi de İuna ve yargı yetkisini de ba «Devlet Güvenlik Mahkemelerinın Kurulus ve Yargılama UsuV ğımsız mahkemelere vermiştir. Yarguun bağımsızlığı Anaya leri Haklunda Kanun»dur. 1773 sayılı bu yasa Kesmi Gaze samızın «Genel Esaslar»' bölümünde yer almıştır. Böylece bu tede vayımlanarak yüriirlüğe gir terriel' yasa trmhkemelerin toağım miş ve uygulamayâ başlanmışsızlıgına özel bir önem vermiş tır. tir. «Hiçbir organ, makam, merci veya kişı yargı yetkisinin kul Atamada lanıimasmda mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tav Anayasaya siye ve telkinde bulunamaz.» (Anayasa Mad. 132/2) Görülüyor Aykırılık ki mahkemelerin bağımsızlığı Yasa'run Devlet Güvenlik Mah. için, onun siyasal iktidann, yü rütme organının dogrudan dog kemeleri hakimlerinin atanma biçimini gösteren 6. maddesı şöy r uya ya da dolaylı her tür'ü bas kısından ve etkisinden uzak ol ledır: «Devlet Güvenlik Mahkernesi ması zorunludur. Anayasamız yargı organlannm Başkanlıgı, üyeliği, yedek üyebağımsızlıgım korumak, mahke liği, C. Savcılıgı ve Ç. Savcı yar meleri dış etkilerden. özellikle dımcılığı atamalannda, Bakanlar yürütme organının etkisinden Kurulunca her boş yer için bır tamamen uzak tutabilmek için misü aday gösterilir. Bu adayhakimlerm atama, yer değiştir lar arasından Devlet Güvenlik. me ve öteki öziük işlerinin gö Mahkemesi hakimlerinin atanrülmesini sadece hakimlerden ması Yüksek Hakimler Kurulun oluşan Yüksek Hakimler Kuru ca Ç. Savcısı ve Yarduncılarının luna vermiştir. Yapilan son A atanınaları Yüksek Savcılar Kunayasa degişikliklerinde de mah rulunca, Askeri Hakimlerden ükemelerin bağırnsızlığı ilkesi ko ye, yedek üye ve savcı yardımrunmuştur. Hal böyle ıken 12 cüannın atanması ise, özel kaMarfı izieyen dönemde siyasal nuniannda gösterilen usule göiktidarlar Anayasamuın bu ve re yapılır.» öteki hüküm ve ilkelerine ters Bu hüküm, yürütme organının düşen yasalan birbiri ardısıra yani hükümetin yargı organına, ve anlaşılmaz bir ivedilikle çı yani mahkemelere müdahalesmi karmışlar, böylece 27 Mayıs A gösteren açık bir hükümdür. nayasasını temelinden yaralamış Maddeye göre Bakanlar Kurulu atama yapılacak bir hakimlik için iki aday gösterecek ve Yüksek Hakimler Kurulu da bu aöaylar arasından atama yapacak • tır. Yüksek Hakimler Kurulu bu iki aday dışında herhangi bir atama yapamıyacağına göre bu iki adaydan birisini seçmek zorunda buiunmaktadır. Burada Yüksek Hakimler Kurulunun gö revi biçimsel olmaktan öteye gidememekte ve bir görüntüden ibaret kalmaktadır. Atama, gerçekte Bakanlar Kurulu yani Yilrütme Organı tarafından yapılmakUdır. Oysa Anayasamızın Kurucu Meclis tarafmdan hazırlanan %*• rekçesinde söyle denilmiştir. «134. maddede işaret edfleh v« hakimlik mesleginin ve hakimlerir> «riükişlerini dü*enl©y»ceic olan kanundaki bütün Itonular £iıımııınıi!tiiııi!iıııınıii!iııımııııııııiıımtııııııııııııııııııiMiııııııııııııııtıııııııııııııııııınııuiıiHiııııuıını^ da karar vermek yetkisi yalnı» ve yalnız Yüksek Hakımler Ku | Ruhi Su, Ahmet Arif, Ayla Algan | ruluna verilmıştir (Md. 146). Bu suretle yürütme organının, have Dostlar Tiyatrosu | kimlerin atanması, meslekte yük | seltilmeleri, görev yerlerinin degiştirilmesi veya görevlerine ka | (Azizname Oyunu ile) | nunda belli edilen hallerde son verilmesi konularında veya hakimin meslek hayatı ile ilgili »air konuiarda herhangi bir tasarnıf2 Kasım 1973 Tepebaşı Gazinosu. saat 20.00 = ta bulunabilme yolu kapatılmış = Dftvetlyeler StNEMATEK, ÖNCÜ Kitabevi ve H tır.» (Anayasa 133. Madde gerek = | BASINtŞ Sendikasından sağlanabilir. = çesi). Görülüyor ki yasa koyucu ^llllllllllllllMIIIIIIHMHIIIIIIIIIIIIIMIIılıHllllllllllllllllllllIIMillllllllllllimiilllllllllllMllllllllllHimilllllllll?? nun amacı, hakimlerin atanma jMiııııııımııııımıııııııııııııııııııııımııııımıııııııııııııııııııııııınmıçlarında yürütme organının tasarruflarına ve müdahalelerine son vermektir. İnceleme konusu yasadaki atamaya ilişkin hük mün bu amaca ve mahkemelerin 26 ekim 1973 cuma günü ansızın sonsuzluğa göçerek bizi ^ bagımsıziıgı esasına aykın düş ~ ^ derin kedere salan eşsiz insan, = tüğü asıkârdır. = EM. KUR. ALB. = umhurıyetin 50 yuı buruk bir sevinçle kutlandı. Resmi törenler vardı ama, bayram navası youtu Nasıl olsun ki! Diyelim geceleyüı kentin ışıl ışıl cadaelerine çıktımz. Her yani ampullerle dcnatılmış yapılara ve taklara bakarken Bakan beyin öğüdü aklınıza gelmeoı mı: Vatandaş, her üç ampuldcn birini söndür! Meydanlarda kalabalık arasma daldınız. 3nmadınız mı cezaevlerindekı .onbinlen, ve dışarda onlan beKİeyen çoluk. çocuk, ana, baba yüzbinlerı. Süleyman bey inat e u mese, şimdi hepsı dışarda olacaktı Mahpushanelcri düşündükçe içiniz sıılamadı mı? Ellinci yılda Cumhuriyetin erdemlerinden söz açan nutukları dinledikçe: Ama halkımızın yarısı okuma yazma Dilmıyor... diye üzüîmediniz miV Demokrasi söylevlerini işittikçe: Henüz fikır özgürlüğü yok... demediniz mi? Kalkınma konusuna değinildiği zaman ekonomi içindeki endüstri payının >üzde 20 dolaylarında bulunduğunu bildiğinizden bıyık altmoan gülüp: Bayram günüdür, susayım. . diye düşünmedinız mi?. Kötünıserlik değildir bu Çoğu zaman iyimserle kötümser hikâyesi anlatılır ınsanlara lyimser yarısı dolu şarap kadehine bakıp sevinen adammış: Ne iyi yarını bardak şarabım var. Kötümser aynı bardağı seyrederken hayıflanırrrus: Yarısı boşaldı . diye. Böyle hikâyeler çoğunlukla insanı aldatır. Sözgelişi bendeniz, bir cezaevlerine bir da dışanya bakarak: Aman ne iyi insanların çoğu dışarda.. diye sevinemem. Kaldı ki, bir ülkede insanların yarısı okuma yazma biliyor diye aydınlann sevinmesi çagı aşılmıştır artıK. Bugün, okuma yazma seferberligi kısa sürede çözümlenecek bir sorundur. liinci Dünya Savaşından DU yana çeyrek yüzyü geçti. Kalkınma ç^ıoır bu çeyrek yüzyıl... Ama Türkıye kalkmamamıştır. Cumhuriyet'in 50 ynlma vardık; kitap düşmanlığı yok edilemedi daha . Aydmların evleri aranıp tarandıktan sor.ra devlet radyosunda: Sol kitaplar bulunmuştur.. diye ilân edilmesi dönemini aştık mı? Gazetemizin diinkü kitaplar ekine övünçle bir göz attım. Cumhuriyetin basınımızdaki yeri budur işte! Babıâli'de 50. yıl için okka okka yayın yapıldı ama. kitabı hatır.atan bir tek Cumhuriyet gazetesi Bizim gazeteye çalgılı gazinolar, barlar, gece kulüpleri reklâm vermezler. Yayınevleridir Cumhuriyefe ilân verenler. Bu da bir gazetemn niteliğini belirleyen önemli ölçülerdendir. Aydınlann evlerinden çuiTü çuval kitap toplanıp. bodrumlara dehlizlere tıkıldıjh bir dönemde Cumhuriyet kitap eki veriyor. tste bu çelişkidir 50. y:lda kişiyi umutlandıran... Uygarlık diye birşey vardır yeryüzünde... Cumhuriyet'in 50. yılında kaç arpa boyu yol gittiğimizi bu ölçüye vurarak saptayabiliriz. tTlkemizde övünecegimiz seyler de var e!bet... Yarım yüzyıldan beri bans içinde vaşayabilmemiz bir övünç nedenidir.. Yaruılanmızı aydınlatacak ileri güçlerimizin varlıgı bir umut nedenidir . Halkımızm demokratik uyanışı bugüne güvenimizin nedenidir .. En çetin sınavlardan gözünü kırpmadan geçebilen genç kuşaklanmız selecege güvenimizin nedenidir. Gelecek yıllarda Cumhuriyet'in uygarlık bavrağını uluslararası yarışta ön saflara ulaştırarak insanlık borcumuzu ödeyeceğimize inanıyoruz. Ama şuna da inanıyoruz ki her üç ampulden Dirini söndürmekle enerji politikası. her üç aydından birini mahpushaneye tıkmakla kültür nolit.kası vüriimez. Cumhuriyet'in 50. bayramında. enerjı yoksunluguna rağmen her üç ampulden üçünü vakmayı göze aldık da. kültür yoksunluguna rağmen her üç aydından birini hapishaneden çıkarmayı göze alamadık. Ayıp değil mi bize? | Gjevci Basın Işçileri Gecesinde | | TEŞEKKÜR | Asker Hakimler MALİYE BAKANLIĞI TEFTİ$ KURULU BAŞKANLIĞ1NDAN Maliye Müîetiis Muovinliği Giris Sınavı Maliye Bakanhğı Teftiş Kurulunca, 17 Aralık 19Î3 Pazartesi günü saat 9'da, Ankara ve Istanbul'da Maliye Müfettis Muavinliği Giriş Sınavı açılacaktır. Giriş Sınavına kalılabilmek için: a) Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde yazüı niteîiklere sahip olmak; b) 1O..1973 tarihinde (30) yaşını doldurmamış bulunmak; c) Siyasal Bilgiler. İküsat, Hukuk, Ortadoğu Teknik Üniversitesi tdari tlimler Fakültelerinden. lktisadi ve Ticarl tlimler AkademUerinden (veya eşitleri yabancı fakülte ve okullardan) birini bitirmiş olmak.. gerekir. îsteklilerin. sınav için gerekli formalite ve belgeleri gösteren ve sınav konuları hakkında gerekli bilgileri veren Broşürü, adları geçeo Fakülte ve Akademilerle, Ankara'da Maliye Bakanhğı Teftiş Kurnlu'ndan, lstanbul ve tzmir DefterdarlıkJanndan, bizzat başvurmalsn \'eya mektupla sağlamslan ve 3.12.1973 pazartesi günü saat 17'ye kadar bütün işlemlerini tamamlamalan gereği ilâr. olunur. (Bas.n: 24512/8920) ÎLAN 1 300 ton süıülmü? u?ak kaoleni aluıu caktır. 3 Teklif mektuplan 15.11.1973 tarihi saat 17.00'ye kadar kabul edilecektir. 3 Teklif mektuplan ile beraber enaz 10 kilo nümune verilmesi şarttır. 4 Bu işe ait ^rtnarne her an Müessesemizde görülebilir. SÜMERBANK Yıldu Porselen. P. K. 89 Tel: 46 21 08 BEŞtKTAŞ / tSTAVBtX (Basın 25211/8929) ZAYt 25.10.1971 tarih 20627! savjlı ithalâtçı belaemi zayi et tim Yenisini alacaeımdan eski sinin hükmü voktur. FARUK ."kZREN KITSAN AMBAI.AJ SANAYtl Cumhurivet: R93' KAYIP Sungurlu Nüfııs Memurluğundan aldığım hüviyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Hüseyin ORFA (Cumhuriyet: 8946) Yukanya alınan yasa maddesi «Askeri hakimlerden, üye, yedek üye ve savcı yardımcılannın a = tanması ise, özel kanunlannda gösterilen usule göre yapılır» de = mektedir. Burada sözü edilen E özel yasa 357 sayılı Askeri Ha E kimler ve Savcılar Yasasıdır. ~ Yani Devlet Güvenlik Mahkeme E lerinde görevlendirilecek asker hakimlerin atanmalan bu yasaya göre yapılacaktır. AnıIan yasanın 16. maddesi: «Askeri hakimlerin atanmalan... Milli Savunma Bakanı ile Başbakanın müşterek kararnamesi ile Cumhurbaşkanınm onayına sunulur» demektedır. Demek ki askeri hakimler bir bakanla başbıkan tarafından ortaklaşa atan maktadır. Yani atamayı doğnıdan dogruya yürütme organı yapmaktadır. Hükümet tarafından yapilan bu atama işlemlerini Anayasamızın temel bir ilke olarak kabul ettiği «yargıran bağımsızlığı» ile bağdaştırmak mümkün değildir. Öte yandan Anayasa Mahkemesi birçok kararlannda açıklanan yöndeki işlemlerin Anayasaya aykırılığı görüşunü ortaya koymuştuT. Nitekim memur durumunda olan savcilann bile bu yolla atanmalannı Anayasaya aykın bularak 45 sayılı Yüksek Hakimler Kurulu Yasasmın 77. maddesinin birinci fıkrasmı iptal etmiştir. (Anayasa M. 18 • 12 • 1967 gün ve 1966/31 esas ve 1967/45 sayıh K.> Gerek Anayasa hükümleri v» gerekse Anayasa Mahkemesi örnek kararları karşısmda asker hakirnlerin Devlet Güvenlik Mah kemelerine atama yöntemini hakimlerin bagımsızlıgı ilkesi ile bağdaştırmak mümkün değtfdiı. Sonuo olarak diyebiliriz ki 1773 sayılı Devlet Guvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri hakkmdaki yasanın. hakimıerle asker hairimlerin atanmalanna iüskin 6. maddesi Anayasamızın «Bağımsız vann»7i dü zenleyen hükümlerine, duraksamaya yer vermevecek biçimde. aykın düsmektedir. | HASAN NİŞLİ'nin I (»3» 16) E cenaze törenine uzak, yakın her yerden katılan, çelenk fiön ^ deren, telefon ve telgrafla ve bizzat evircize gelerek acımızı ^ paylaşan dost ve akrabalarımıza minnet ve ?ükranlarımızı sunarız. E E»i: Hanımşah ve Oğulları: Zafer, Serdar, Sertaç E (Has: 4148) 8944 TEŞEKKÜR Geçirdiğim ciddi rahatsızlık süresinde gösterdiği yakın ilgi ve insanca davranışını unutamıyacağım Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastahklar Kliniğinden SAYIN PROF. DR. AKİF BERKt Ue başasistan Dr. Güneş Akgün, ilgilerini esirgemiyen diğer doktor ve görevlilere, arayan dostlarıma şükranlanmı sunarun. Cumhuriyet 8943 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden SEBZE ve.MEYVA SATJN ALINACAKTIR 1 Ürüversiterniz Kafeterya ve Kantin işletrnelerinın yıllık ihtiyacı olan muhtelif sebze ve meyva Kaoaiı z&rfıa teklif alma suretiyle satm alınacaktır. 2 Mufıamrnen bedel 503.012. TL. OIUD geçjo teminatı 23*70,48 TL.'dır 3 Ihale 12 11.1973 günü saat 15.Uü'teaiı 4 ijartnamesi Satmalma Müdürlüğüncte «öraiebiliT 5 Usulüne göre hazırlanmış teklif sanian en geç ihale gün ve saatine kadar Komisyon BaskanlıJıns verılmelidir. Postadaki gecikmeler nazara aimmaz 8 Ünlversite ihaleyi yapıp yapmamaisıa kısmen veya tamamen yapmakta serbesttir. (Basın 25189) 892f T ARIN : Devlet Güvenlik Mahkemelerinin niteliği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle