17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 9 Ekim 1973 Toz Duman İçinde TAÜP APAYDIN 18 Ha su Deli Hamdi'nin Oğlu... Ben de onu soracaktım sire. Nasıl şey o? Geçen gün kırda bizim çobanlara çatmış. «Buralara gelirseniz kemiginizi laranm filân demiş. Delı midir nedir? Bizim çobanlara öyle şey söylenir mi yavu? Ben bile söyliyemem. Hele bir Kürt Hüsük var içlerinde... Memlekette üç adam öldürmü» de öyle gelmiş buraya. Ona öyle lâf mı soylenir? Bir sopa vursa adamı cansız yere yıkar lyi ki o gün kızmamış da gülüvermiş. Sflyleyin o Mamıda, bir şikâyeti varsa b&na gelsin. Çobanlarıma çatmasın. Sonra kanşmam ha... Benim çobanlanm belâlı adamlardır. EUerinden bir kaza neyl çıkar. öyle Hacı efendi, doğru. lkl bin davar olur olmaz adama teslim edilir mi? Ha işte. Ben onu dee... Adana toprağından bulup getirdim. Hem bir ziyanlık yaptıklan da yok. £ıkı sıkı tenbih ettim. Ekin kalkmadan tarlalara girmeyin, Tacımlıların toprağına girmeyin, dedim. Aklı başında a. dam, ziyanlık yapar mı hiç? Yapmaz canım, imkânı mı var? Bu bizim Molla Mamıdın yanazlığı muhakkak. Çatacak adam arıyor zati. Gelip burada bize çatıyor, gklip orada senin çobanlara çatıyor. Hem ayıp değil mi yavu, senin gibi bir adamın çobanına laf söylenir mi? Tövbe yarabbi... Neyse... O oğlanın gidişl iyi bir gidi? değil. Akiını başına alsın da otursun oturduğu yerde. Başmı belâya sokacak sonra. Biz de onu diyoruz Hacı efendi. Valla. hi şu köyde onun gibi ters adam yok. Ne büyük biliyor, ne küçük. Çanakkale'de yaralandım diye kendini bir şey sanıyor. Ne olurmuş yaralanmakla? Yalnız o muymuş yaralanan? E İşte, ne diyeceksin... Ziver hoca saatine baktı: Uu, dedi. Namaz vakti gelmiş. Ben ezanı okuyayım. Çabuk çabuk gittl. Apdesti olmayanlar apdest almak içln çes meye yanaştılar. Atı Bağdereslne aşağı sürdü. Biraz sonra köy yoluna girdi. Ilerdeki derenin içmde köyün bağlan başliyordu. Küçük sebzelikler, meyve ağaçları, üzüm bağları... kanşık bır yeşillik dereye aşagı uzanıyordu. Bağlar bakımsızdı. Babadan görme, rasgele dikilmiş. cılız yeşilliklerdı. Toprak yolda hayvan izleri, yalın ayak çocuk izleri vardı. Bir ıssızdı buralar. Köylü şiradi çoğuniukla harmanlarda çalışıyordu. Yol bağ çitlerinin dibinden geçiyordu Çitin arkasmda yaşlı bir ahlat ağacı vardı. Dallannı ökse otlan sarmıştı. Gelirken, geçerken hep bakardı. Her seferinde ağacı biraz daha kurumuş bulurdu ve Seyit hocanın sörünü ansırdı: ökse otlan sarmış memleketln UstünU. Kanını emip bitiriyorlar! Atı durdurup baktı. Yaşlı ahlat agacı nerdeyse kurumak üzereydi. Ökse otlan her yanını sarmıştı. Başını salladı: Bizim köy de böyle işte, dedi. Tıpkı... Arsız ökse otlan sarmış, emip bitiriyorlar. Söküp atacaksın bu hırsızlan. Değilse kurtuluş yok. Atı topukladı. «Ah Seyit hocam, gel de şu köyün halini bir gör. îmam Ziver efendiyi karşına al da bir konuş. Kökezli Hacı Nuri'yi, Köse Kadir Ağayı tanı. O zaman söyle, kim haidı? Sen haksızsın de bana. Dilimi yutanm, bir daha konuşmam. Birden kızdı: Ulen dürzüler! dedi. Bulmuşsunuz cahil köyü, binmişsiniz dalma. Yalanla doıanla çeviriyorsunuz dolapları. Kandıra kandıra işinizi yürütüyorsunuz. Emme dur, duur... Sırası gelecek elbet, dur. Başını salladı: «Orasını karıştırma, dedi kendine. Gülümsedi. Seyit hocanın bir sözü de buydu: «Orasını kanştırma, siyasiyeye gırer.» Istanbul'da bazı hocalar birleşmişler, padişaha bir name yazmışlar. Demişler ki, «Devletli padişahım, bu çağda ilimsız millet olmaz. Biz ilme arkamızı döndük. Onun ıçin geri kaldık. îlimle din atbaşı gitmeli...» Padişah huzura çağırtmış bu hocaları. Önce bahşiş vermiş, ikram etmiş. «Doğru söylersiniz hocalar, demiş. Yalnız küçük bir hata yaptınız siyasiyeye girdirüz.» Ellerini çırpmış, cellâtları çağırmış. Hepsini orada, gözünün önünde bogdurmuş. Vay kalleş herif vay! Padişah da kalleş olur mu? Oluyor demek. İlimsız!. «Sus. 1 derdi Seyit hoca. Orasını kanştırma.» Geı de* gör bizim Ziver hocanın ilmini. Yalanla dolanla yağlayıp nasıl yutturuyor halka, Kimse gık demiyor. Ulen Mahmut, sen de yut gitsin. Hiç sesini çıkarma. Başını salla. Herkesin gözü körse, sen de bir gözünü yum O zaman bak nasıl rahat edersin. Makbul kişi olursun. Allahın evinde ikide bir azarlanmazsm. Püff.. yapamam arkideş. Mayam öyle karılmamış. (Devamı var) GÜNEY AMERİKA'DA BİR GEZİ Yazan: Samih TİRYAKİOĞLU Kutba Ehıator*ılaıı kadar parçası üzerinde egemenlik iddia etmektedir ve 1904 yılından berl burada silâhlı kuvvetler Usler kurmuşlardır. Buradaki askerlerle bilginler bilimsel değerl çok büyük çalışmalar yapmakta, bunu yâparken de uluslararası iy birliğine önem vermektedirler. Arjantin Hükümeti ordunun. turizm ve denizyolları idarelerinin işbirliği ile 196819ra'dan beri Güney Kutbunu da turistik bir bölge haline getirmiştir. nzanan bir nlke: /Irjanliıı Arjantin, £kvator yakınlarından Güney Kutbuna kadar uzanan bir turistik bölgedir. Fotoğrafta, bir transatlantikle Kutba giderek karaya çıkan kadınlı erkekli bir turist kafilesi görülüyor... arası balıkavı yanşmalan da dilzenlenir. Kara avcılığı da çok (çellsmiştir. Özellikle Avrupa'dan getirtilip üretilen geyik türleri avlanır. Fakat milll parklarda avlanmak için hükümetten, özel mülltiyetteHfcçiftlikîerde avlanmak için sahip'.erinden izin almak gerekir. ğe değer yerler arasındadır. Şe181e 210 küçük çağlayan halinde kayalar arasından ilerledikten sonra genişliği 3000 metreyi bulur ve suları 70 metre yükseilikten Parana nehrine dökülür. Suların köpükleri, yükseklikleri 30 metreyi bulan gökkuşakları mey dana getirir. Parana nehrinin suları ktızeyden güneye 4500 km. yol aldıktan sonra Rio de le Plata'nın sulanna karışır. İki nehrin birleştiği 270.000 hektarlık geniş alanda birçok kanallar, dereler, adalar vardır ve bunlar Parana deltasını meydana getirirler. Lüks villaların yer aldığı Tigre de bu deltada ve Buenos Aires'ten 29 km. uzaktadır. Hafta sonları çok sayıda yerli ve yabar.cı turist buraya gelerek dinlenir. eğlenir. Başkent Buenos Aires Uçak Buenos Aires'in üzerins gelince. uçsuz bucaksız bir dama tahtasını seyrediyormuş sanırsınız kendinizi. Birbirleriyls geometrik bir intizamda kesişen geniş caddeler alabildiğine uzanır gider. Şehrin ortasında dar ve yüksek olan binalar, şehrin kıyılarma doğru alçalır, çiçeklerle ağaçlar arasında bahçeli, şirin, birer ikişer katlı köşkler haline gelir. 8 milyon nüfusuyla Buenos Aires, Güney yarıküresinin îspanyolca konuşulan en büyük şehridir. Şehri boydan boya kateden caddenin adı da Rivadavia'dır, uzunluğu 20 km. dir. Rivadavia caddesinin meydana getirdiği çizginin kuzeyinde şehir halkuun seçkinleri, kibarları cturur. Bunu binalann yapı tarzından, dükkân vitrinlerinden, halkı n giyiminden ve konuşmasın dan da anlayabilirsiniz. GUneyde ise işçiler oturur ve buranın nüfusu her gün daha yoğunlaşmaktadır. Rio de la PlaU'nm Atlar.tik Okyanusuna döküldüğü, dünyanın en büyük halici Üzerinde kurulu olan Buenos Aires, herşeyden önce bir limandır. Onun için de halkma îspanyolcada «Porteno = Limanlı, limanda oturan» denir. Halk genelllkle koyu renk elbiseler giyinir. Fakat hareketlerin canlılığı, konuşmaların çabukluğu. halkın giyimindeki ağırbaslıhkla çelişki halindedir. Kadınlar da kılıklanna özen gösterirler, moda akımlannı yakmdan izlerler. MALKOCOĞLU yazan veçizenıAyhan BAŞOĞLU ŞÜPHELt ZAFER Güney Amerika'da federal bir hkavı, yelken ve deniz sporlan cumhuriyet olan Arjaatia, And çok revaçtadır. dağlannm Dogu yamaçlarından başlıyarak Atlantik Okyanusuna Bahk ve kara avcıhğı Cuyo bölgesindeki iller genis kadar uzanan bolgede yer almış San Luis ovalanndan San Juan bir ülke. Yüzölçumü 3 milyon km2 kadar, nüfusu 25 mil ve Mtndoı» ya kadar olan bolgeyon. Halkı İspanyolca kornışu de yer almakta, And dağlarımn karlı yamaçlanna kadar gelip dayor. Ülkeyi Batıda, bir baştan öbür başa kateden And dağlirı yanmaktadır. Buradaki üzüm bay nın Kuzey bölgesinde şeker ka ramı dünyaca ün yapraıştır ve mışı, oıta bölgesind» meyve ye çok sayıda turjstin gelmesine yoj tişiyor. Güneyde yer «lan • ve bi açar. Birçok kapUcalar vardır, ze Kafdagınm ardı gfM grJrUnen dağlarda kış sporlerı yaoriır. Kuzey böigesindeki Tucuman, Patagonya bölgesinde hay\an jetiştiriciügi çok gelişmiş. Kuzey ülkenin bagımsızlığımn oraoa ilân edilmesi dolayısiyle tarihsel deki Chaco bölgesinde sık onnan lar, Afrika'daki gibi çahlıklar bir öneme sahiptir. Fakat aynı zamanda meyve bahçeleri. şeker var. Burada bol miktarda sığır kamışı plântasyonlan, ormanian yetişiyor. Yine Güneydeki, sık bir çayırhk olan Punpa'da ise ve korulariyle, şeker fabrikalariyle ucsuz bucaksız bir bahçeyi mısır ve buğday ekimine önem andırır. verilmekte. Yine Kuzeydeki SalU'da yükArjantln'in tanmsal kaynakJarı çok Önemli. Fakat ülkede şim sekliği 6.000 metreyi bulan dağdi dokuma, kimya maddeleri v.b. lar, korkunç uçurumlar, sâkin ve üretimine ve başta petrol ol bereketli ovalar vardır. Jujuya gidenler, burayı yeryüzünün cen mak üzere dogal zenginliklerın neti diye anlatırlar. Her iki bolişletilmesine önem verilmekte, gede karnaval şenlikleri çok can endüstri hızla gelişmektedir. lı, hareketli geçer. Parana nehri havzasıyîa PataArjantin'in tarihi gonya'da deniz balıkçılığmdan Arjantin'e ilk ulaşan Ispanyol ayn olarak • balıkavı yapılır ve denizcisi, Solis olmuş ve 1516da çok iri alabalıklar, sazanlar, keRio de la Plata (Rio, nehir an fallar, levrekler yakalanır. Bunlamındadtr.ı halicine girmiştir. lar arasında agırlığı 2530 kiloyu, Pcdro de Mendoıa"nın irurduğu uzunluğu 3050 santimetreyi buSanta Maria del Buen Air kenti lanlar vardır. Buralarda uluslarni 1536'da Kızılderililer yakıp yık mışlar, şehir 1580'de Juan de Garay tarafından ikinci kez kurulmuştur. DİŞİ BOND Ülke uzun süre îspanyol egemenliğinde kaldıktan sonra 1810* da İspanyol kral vekili sınırdışı MAUDE'UN edilmiş; general Jose de San LEBfLECESİNII C?AEIMI Martin, Tucuıran'da toplanan Kongre'nin aldığı karar geregince. Arjantin'le birlikte Şili ve Peru'nun bagımsızlığinı ilân etmıştir. Yani Güney Amerika'nın Kuzey bölgesi için Bolivar ne ise, Arjantin, Şili ve Peru ıçin de Jose de San Martin odur. 1853'e kadar süren iç çckişmeîerden sonra general Urqniza Arjan tin için federal ve liberal bir Anayasa hazırlamış. Boenos Aires 1880"de başkent olmuştur. Kıyı bölgesinde Kıyı bölgesindeki şehirlerde büyük bir ticari faaliyettn yanısıra yüzme, yelkencilik gibi deniz sporları da büyük yer tutar. Corrier.tes. ülkenin kurtancısı general Jose de San Martinin doğdugu yerdir. Burada Ispanyolcanın yanısıra, Kızılderililerin âhenkli dili olan Gu*r»nice de konuşulur. Cordoba güzel manzaralı, sağlam havalı bir ej'alettir. Geniş bir tarım bölgesidir. Endüstri de gelişme halindedir. Dört yüz yıl kadar önce kurulan Cordoba şehrinde tarihsel kaluıtılar görmek mümkündür. Başını dinlemek isteyen turistler buraya gelirler. Balta girmemiş ormanlar içinriekı Iguazu şelâlesi de görülme Florida ve La Boca Florida adlı sokak şehrin alıjveriş merkezidir. Bankalann, kitapçıların, sanat galerilerinin yanısıra birçok mağazalar, dükkinlar vardır. Bu bölge trafiğe kapa lı olduğu için yayalar herhangi bir tehlikcyle karşılaşmaksızın sokağın iki yanındaki vitrinleri ko layca i«sıet,ebilirler. aj.jverişlerini ranat?a yapabilirler. Oğle sa aüerinde burası bir kannca yuva (Devamı 7. sayfada) Güney kutbu gezisi Arjantin'in toprakİ2n Güney Kutbu'nda son bulur. demiştik. Amerika kıtasınm en gilrıey ucuyla Güney Kutbu arasında 1200 kilometrelik bir mesale vardır. Arjantin Hükümeti, kutup noktasına kadar ulaşan 4 milyon kilometrekarelik bir toprak Peron'un olayı 1852 1914 arasında Arjantin sosyal ve ekonomik alanda değişiklikler geçirmiş, 1943'e kadar bunahmlar birbirini kovalarruş, 1946'da başkanhğa seçilen Peron 1949'da ülkeye yeni bir Anayasa getirmiş, sosyal reformlara girişmiş, fakat 1955'te devrilmı^îir. Uzun süre cuntalann yönettiği Arjantin'e. Jnan Peron, bu yıl başanlı bir dönüş yaparak seçimleri kazanmış ve başkanlık koltuguna 2. kez oturmuştur. TİFFANY JONES MAtlE.&ü A SENİNJ ICfN ÇOK lYI \ OtABlLİEOKİÜNJCA JlA^ANIN İLGİLEMSEKİ N/A OLMAZP» Bir turizm cenneti Turizm bakımından Arjantin, çok imtiyazh bir duruma sahiptir: Kuzeyde ekvatora çok yakındır ve o bölgenin tropikai bir iklimi vardır. Güneyde ise Arjantin topraklan AnUrktikada son bulmaktadır. Batıda And dağlanndan başlıyan Arjantin top rakları, Doğuda Atlantik kıyılarına ulaşmaktadır. Türkiye'ninkınden üç buçuk defa daha büyük olan topraklan dağlar, ovalar, göller, nehirler, buzlarla kaplı olduğundan, turistik olanaklar da çok çeşitli ve değişiktir. Bunlara çabucak bir gös atalım: Mar de! Plata, Atlantik kıyısmda bir plâj şehridir. Güzel otelleri, büjük bir kumarhanesl vardır. 400.000 olan nüfusu, turizm mevsiminde 3 milyonu aşar. 1874' te kurulmuş olan bu şehirde her yıl 7.000 konut yapılmaktadır. Turistler de her mevsimde S0i)U) sığır, 10 milyon tavuk, 12 milyon litre şarap tüketmektedirler. Ba DİLEVETCPf W[^ r ZAB.UZ EPl J YO8SUU B vSfMpfGEBe /
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle