23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 30 Ocak 1973 tatürk, yurdutnuzun Misakı Milü andlaşması ile belirlenen bugünkü sınırlarının gerçeklejmesinden sonra, .Suriye'yi bırakacak mıyız?» diye, soranlara karşılık verırken, «Uluslann da tıpkı bireyler gibi doğal sayılması gereken bir gövde yapılan olduğunu» söyler. Bu benzetmeyi açıklarlcen, nasü, şi$manlık ya da zayıflık, insan için doğal olmayan bir durumsa, hattâ bir çeşit hastalıksa, uluslarm da birliklerini yaratan öğeleri çiğneyerek sınırlanm genişletraelerinin bu tür bir hastalık olduğunu öne sürer. A Olaylar ve görüşler TOY DEMOKRASİ Necati CUMALI sünüz. Başbakaru, Anayasayı çiğniyor diye, eleştiren bir yazarm, üyesi bulunduğu jüride tüzüğü çiğnediğine tanıklık edersiniz. Baska bir örnek isterseniz alaturka musikimizin ne olduğunu anlamaya çalışukça futbolumuzun da ne olduğunu ortaya çıkarırsınız diyebilirim. venleri oğlunun da çıkmasını yasakhyordu. Böyle bir babanın gözü önünde «dur, yapma, otur, koşma, düsersin» azarlamalan ile, eli kolu bağlı büyümeye başladı demokrasimiz. Basın özgürlüğü, üniversite bağunsızlığı, gençlik örgütleri, ekonomik özgürlük, toplum suufjarı arasında eşiüik sağlama çabalan hep yasaklanmıştı. Feodal bir alt yapı üstüne oturtulnraya çalışıhyordu. Çocuk 1950'de, sert bir yatılı okula verilir, manastıra kapatılır gibi, yeni iktidara teslim edildi. D P . bu feodal yapının temsilcilerinden güç alıyordu. Bunun içindir ki iktidara gelir gel mez Ceza Kanunumuzun çoğu hükümlerini değiştirerek, kanunu sertleştirmek, cezalan arttırmak yolunu tuttu. Böylelikle toplum üzerinde baskı' düzeni kurmak, vatandaşları yıldırmak istedi. Ceza Kanunlarında çoğu suçlann bir başkaldırma niteliği tajıdığı, hattâ ilk bakışta basit gibi görünen, sövme, hakaret gibi suçlarut yaralama ile sonuçlanan kavgalann, bıçak taşımanın, kız kaçırmaların bile bireyin toplum kuralları ile çatışan öfkelerinden, isteklerinden doğ duğu göz önünde tutulursa, o iktidarın yargılanırken Ceza Kanununu agırlaştırmaktald maksadının ne olduğunun hesabını vermesi gerekirdi Çünkü gerçekte o iktidan Yassıada'y» göturen salt bu maksadı oldu. 1960'ta, yeni Anayasamızın getirdiği haklarla, yatılı okuldan, sokağa, yasama döndüğü zaman Bireylerden yola çıkarak toplumları anlamaya çahîmak, toplumlar üstüne açık yargalara varmak doğru bir yöntem olsa gerek. Çünkü her toplumda duygular, düşünceler, bu duygulara ve düşüncelere bağh davranışlar, her dönemde öylesine yaygın lajıp, bir örnek giysiler gibi herkesin üstüne uymuş oturmuş olarak, oylesine adıra başına görulmeye başlıyor ki, eninde sonunda, kişi, binlerce kişiden biri olup çıkıyor. Dolaylı olarak da toplumlar, bu bir örnek binlerce kişiden oluşmus bir kimse gibi ortak huylar, görüşler, davranışlar ediniyor. Bu bakımdan Dosteievsld, örneğin Avrupa'nın bir kaphca kentinde, kozmopolit bir çevre içinde geçen Kumarbaz'ında kimi Fransız, "kimi îngiliz, kimi Alman, kimi de Rus olan kişilerinden söz ederken Fransızlar, İngüizler, Almanlar, Ruslar üstüne genellemeye varan yargılara varınca yamlmamış oluyor. William Faulkner de, ünlü Nobel konuşmasında, yazdıklarında ülkesindeki acıma nedir bilmeyen şiddet ruhunu yansıtmak istediğini söylerken bu gerçeğe değiniyor. Güney Amerika vatandaşının yaradılışındaki ortak bir öğeye parmak basıyor. Bizim, Cumhuriyetin 10. yüını kutlarken her sokak başına astığımız «Biz bize benzeriz> sloganiyle de yaklaştığıımz bu gerçek olsa gerek. Bir toplumda ortak karakter yapısı, oylesine güçlü bir etken olmalı ki, ilk bakışta görüşleri birbirine çok karşı görünen, en aşırı sağcısından en aşın soleusuna kadar bütün bireylerine diş geçirebiliyor; sonunda bütün bireylerini birbirine benzer kılabiliyor. Örnek isti yorsanız, çok! Son yılların siyasal kuruluşlanna bir bakın. Sağcı partilerin kongrelerinde gördüğünüz sandalyalı, tekmeli tokatlı kavgaların, duygusal davranışların eşini solcu partflerde de görür Şaşmamak Gerekir Niye sayıyorum bu örnekleri? Kendi yaşam deneylerimden yararlanarak toplumumuzu, genç demokrasimizi anlamaya çalıştıkça bireylerimizle toplumumuz arasındaki bu uyuşma gittikce düşüncemde somutlaşıyor. Demokrasimiz giderek gözümde bir canlı olup çıkıyor. Çok partili döneme girdiğimiz yıl dünyaya gelmiş yirmi altı yaşmda bir genç gibi geliyor bana demokrasimiz. Doğduğu güne dönüp, günümüze geleae kadar olan yaşamını gözden geçirdikçe, günahları sevaplan ile birlikte, ne kadar talihsiz, ne kadar anlajılmamış bir çocuk olduğunu da kavradığun kanısına varıyonım. 1945'lerde yılların, atılganlığını, Inançlannı, törpüleye törpüleye yuvarlaklaştırdığı yaşlı bir babanm cocuğu gibi dünyaya geldi bizim demokrasimiz. Öyle bir baba ki kendi dili, dişi, bumu için acı, katı, sert bulduğu her yemişi oğluna da yedirmek istemiyordu. Ya da kendi ağırlasan bacakları, daralan soluğu ile çıkamıyacağı merdi onbes yaşında toy bir çocuktu demokrasimiz. Bir an için baba evinin kurallarından, yatüıokulun baskısından kurtulduğunuz yıllan ansıyın. Diye lim ki taşra liselerinden ortaokullarından birinde öğrenciydiniz, kalktınız, Istanbul'a, Ankaraya, hattâ Paris'e ya da Londra'ya geldiniz. Eski düzenini sürdürebilir misiniz yaşamanızın? Çevrenizde «ne var? ne oluyor?. görmek, anlamak istemez misiniz? O ışıklar, kalabalıklar, özgürlükler, eğlenceler arasında kendinizi unutmaz mısınız bir süre? Ama nedir ki bu yeni ortam içinde de, o sürenin sonunda yaşayışmızı, amacımza uy gun bir düzene sokacağınız günler er geç gelir Buydu bizim demokrasimizin başma gelen. 1960larda birden yalnız ve özgür buldu kendini. Yüzyılımıza yön veren düşünceler, kitaplarla ilk kez karşı karşıya geldi. İlk kez kendi okuyacağı kitaplan kendi seçmeye başladı. Ne beklenirdi? Hiç yarîUş yapmadan, hiç' ybl yitirraedea, düşüp kalkmadan yürüyüp yerini bulacağı mı? Toplum içinde yerleşmjş ternel yorumlardan yoksunken, kendisi için yepyeni kitaplan okuyup hemen sindirmesi mi? Bağıra çağira k'onuştuğunu anlamasına sıra lcalmadan sesini ayarlaması mı? Coşkulannı gemlemesini bilmesl mi? Olacak iş mu bu? Düşünelim, bir dö' nemi, bir gençüği suçlamadan, çuvaldızı onlara yöncltmeden once, iğnenin ucuyle kendimizî yok layalım: Acaba hatasız mı, hep olumlu yolda mı kullandık ilk gençliğimizin özgürlüklerini? Okuyucu Mektupları Kamu îktisadi kuruluşu personelinin intibakları... Kamu iktisadî kuruluşlannda çalışmakta olan ücretli personelin kanun hükmündeki kararnameden önce bir aralık ilgili 1327 sayılı kanununek geçici madde 5'in son fıkrasına uyularak kurumlannca intibak ettirildikleri derecelerin son kademelere m iibakları yapılarak birkaç ay ücreüerini de almışlardı. Sonradan bu sek*ü intıbaklann yanlış ya. • pıldığı bu personelle Ugili bu. ^ lunmadığı nedenleriyle kaldırü dığt yapılan ödemelerden dolayı QJ?CJAf da borçlanılmışlardır. tjilı\^ıM.lfM. Karrun kuvveündeki kararnai*TTTvrn»m A desinin B fıkrası .Bulunduklan kadro karsıiık gösterilraek suretiyle istihdaro edilenler kaza nümış haklannın tekabül ettiği derecelere intibak etürilirler» hükmünü koymaktadır: İlgili kararnamenin ek geçici 45. maddesinde de bir yönetme likle intibaklar yapılır ve bu yönetmelikde kararnameden sonra blr ay içinde çıkartüır denilmektedir, Kamu iktisadî kuruluşlarında çalışan •ücretli personel kadrolan karşıhgı istihdam edilerek kadroları derecelerinde ücret almakta idiler. Personel Kanünundan önceki mer'i kanunlar içinde emeklilik aylığmın kadro sunun elverdiği kadar 123 derece üstünden ücret alırlarken, sonradan emeklilik dereçelerine iMtibaklan bazı personelin ki ekseriyeti teşkil etmektedir tah silleri durumu itibariyle genç yaslannda yükselmeme ünkân sızlıklan içinde nasıL verimli olabilecek ve emeklilıkleri de gelmemisse urun sflre aynı ayhk derecede' bekletilmeleri gü. nün yükselen hayatı karşısında nasıl ayak uydurup beklemeleri zorlaşmıyacak mıdır? Emekliligi hak eden personelin kazamlmış hakkı emeklüik ayhk derecesi olabüirse de, çalı^nakta olan bir personelin de geçimini temin edçn ve eline geçmekte olan âldıjı ücreti kanunlar çerçevesinde kazanılmış hakkı sayılmaz mı? menin izahlı ek geçici 2. mad JCANU?* UNDA DEĞÎŞtKLİK YAP1L1RKEN Toyluk Aşırılığı Bu soruya Lçtenlikle karşılık verirsek, şu geçtiğimiz yjllarda olup bitenlerin tümü, bir demokrasinin toyluk çağının aşırılıklarmdan başka bir şey olarak görünmez bize. Çocukluğunu gereği gibi yaşamamış, bundan dolayı da büyükleri ortada dururken kendisi sorumlu tutulamıyacak bir genci, bu yajtan sonra ejini kolunu baglayıp, yatılı okullara, manastırlara göndermeye kalkmalsla hiç bir sorun çözümlenmiş olmaz. Çünkü yeniden sokağa döneceği gün. kendisini bekleyen yeni hatalar. yeni başdönmeleridir o çocuğun. Bu Gzünrüle ri geride btrakmak. bir daha yaşamamak istiyorsak. toyluk çağını kendi deneyleriyle aşarak, olgunlaşacağı bir ortam sağlamamız gerekir ona: Her canlı gibi, her insan gibi... BİR CÎNAYET. OKTAY AKBAL Evet Hayır Alman Seçimleri ve Sendikaların Rolü anayıleşen ülkelerde işçi zümresinin durumunun gittikçe düzelerek 19. yüzyılda bir «Proleter Ziimre» olarak gözüken, çalısan ve özellikle sanay i işçisi olarak çalışan, toplamlan sürekli artış gösteren işçi zümresinin, gelışmiş ülkelerde tam anlarruyle cOrta tabaka»yı teskil ettikleri bir gerçektir. Birinci Dünya Savaşı'ndan son ra Amerika'da o sırada «otomo bil kralı» olarak tarumlanan Ford'un kurdugu fabrikasmda işçilerin bir grubunun kendilerine ait otomobüleri ile işlerine gıttıklerini duyar ve buna inanmak istemezdik. Zira, o sıralarda, örneğin memleketimizde özel otomobil ancak, Bakanlar» tllerde ise Valilerde ve zenginliği bütün memlekette ün salmış sayüan iki rakam içinde ıfadesini bulan ÇOK belli kişilerde bulunduğundan, bunu aşm bir mtibalağa diye kabul ederdik. îki dünya savaşı arasında, gittikçe, otomobil gibi, o zamanlar tam anlamıyle bir lüks aracı ola rak kabul edilen ve büyük zenginlik sembolü olarak görünen bu nesneye, ustabaşı ve teknisyenlerin bile sahip olmaya baş ladıklan, ileri sanayi memleketlerinde gözle görülür bir artış kaydediyordu. S P aris metrosundayAm. Bir arkadaşla konuşuyorduk ayakta. Yanımızdaki koltukta oturan esmer kadın, başını kaldırdı birden: «Türk müsünüz?» dedi. cEvet» dedik bir sevlnçle, «Siz de mi?». Bir garip ışıltı yanıp söndü gözlerinde. «Hayır. dedi. cBen Ermeniyim, ama Türkçe bilirim». «Geziye mi çıktınız?» d'edık. «On yaşında geldim Fransa'ya» dedi. Ailesi Doğu Anadolu'nun bir kasabasında yaşarmış eskiden. Konuşmaya basladık. Yüzü hiç gülmüyordu. Kendi kendine konuşuyordu. Birden «Bir sabah uyandık, babamın kafası kapınm eşiğindeydi, kan içinde» dedi. Sustuk, o da sustu, bir daha bakmadı bize. Birinci Dünya Savaşında olmuş bu. Neden, niçin, nasıl, kim bilirdi, bilebilirdi? Doğu Anadolu'dan llkin Istanbul'a gelmiş, sonra Fransa'ya Ne desek boştu. Zaten dinlemiyordu Bir durakta indi, yitırdik onu. . Los Angeles'te iki Türk diplomatının bir Ermeni tarafından «bilerek, isteyerek» öldürulmesini duyunca bu olayı hatırladım. Bir çağnşım . Bir an parlayan bir bakış, bir sözcük anlatır her şeyi. Belki o kadın da fırsat bulsa bize yapardı aynı i?i! Kin sönmez ilkel kafalarda. Nasıl kan davaları kuşaktan kuşağa geçerse bu da öyle... Birinci Dünya Savaşı yıllarında Doğu Anadolu'da kanlı olaylar geçmiş. Önce kım başlamış, sonra kim bıtirmiş? Tarihin karanlık yapraklarında kalmış bunlar. Uluslar savasırlar sık sık birbirleriyle. Sonra barış olur her şey biter. Bir Alman bir Fransızın yolunu kesip «Seninkiler savaşta benim amcamı vurmuşlardı. ben de senl g«bertirim» derse o bir hastadır, bır dengesiz kişidir. Amerikan iç savaşında iklye bölündü Amerikan ulusu, kardeş kardeşi vurdu, öldürdü, sonra bittl her şey. Büyük Amerika bu savaşın ardmdan girişilen atılımlarla yaratıldı. Etnik topluluklar zaman zaman baskılara uğrarlar orda burda. Kendileri de kanlı işlere kalkışırlar ona buna güvenerek. Birtakım Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslara kapıldılar, çjrkin işler yaptılar. Türkler de avnı şiddette yanıtladı bu kanlı girisimleri. Çirkindi. üzücuydü, acıydı hepsi. Ama »avaş vardı dünyada, Türk ulusu düşmana karşı kendini koruyordu. tç düşmanlar da başkaldırınca bu çeşit kanlı olaylar doğal bir sonuçtu. Yetmiş yedi yaşındaki Mıgırdıç, iki genç diplomatı öldürerek ailesinin öcünü mü almış sayıyor kendini? Birinci Dünya Savaşında o iki Türk doğmamışlardı bile! Kimin hesabını kimden alıyorsun, soruyorsun? Böyle pusu kurarak ancak cirıayet işlenir. Tarihin yapraklarında yitıp gitmek üzere olan eski kinler, düşmanlıklar tazelenir ancak. Yeni yeni cinayetlere zemin hazırlanır. Mıgırdıç bu ikilı cinayetı işlemekle her şeyden önce kendi ırkdaşlannın düşmanlığını toplayacaktır. Türkiye, eski hesapları kapatmı;, kini. düşmanlığı unutmuş bir ulusun ülkesidir. «Yurtta barış, dünyada barış» jlkesini uyguluyoruz elli yıldır. Kimseye düşman değiliz, dost gözlerle bakıyoruz bize dostluk gösterenlere. Özellikle yurt içındeki azmlıklar yasaların güvenliği altmdadır. Bunu bütün uygar dünya bilir. Şimdi, manyak bir ihtiyarın tabancasından çıkan kurşunlar mı bozacak bizim bu inançlı tutumumuzu? Hayır. Bu, bir hastanın. dengesi bozuk bir ihtiyarın sapıkhğıdır diyeceğiz. Eski kinleıe, düşmanlıklara inanmayacağız. Altmış yıl önceki olaylann öcünü otuz kırk yaşındaki suçsuz diplomatlardan almak gibi bir aşağılık davranışı lânetîe anacağız. Ama kendimizi böyle çılgınlıklara kaptırmayacağız. Katiller, sapıklar, bizi aynı ruh haline çekemez. Acınz böylelerine. Böyle şiddet eylemlerine inananlara, bir şey umanlara. . Katiller ister yetmiş yedi yaşında, ister yirmi yedi yaşında olsunlar, adam öldurmekle, pusu kurmakla hiç bir dava düzelmez, hiç bir sorun ortadan kalkmaz. Eski kirıleri, düşmanhklan daha çok besler, kapanmış yaraları büsbütün açar bövle davranıslar. Bir yurtta, bir toplumda yanyana. ıç içe, dostlukla, kardeşlikle yaşayan etnik toplulukları birbirine karşı kışkırtmak her türlü insanca duygulann ötesinde bir harekettir. Bu tür cinayetler dünya kamuoyunda tiksinti yaratır. En büyük tiksintiyi, en büyük acıyı da Ermeni yurttaşlarımız duyacaklardır. Belki hepimizden daha çok .. F. ALMANYA'DA, KOALÎSYONLA İKTİDARA GELEN SOSYAL DEMOKRAT PARTİNİN 230 MİLLETVEKİLİNDEN 218'İ SENDİKACIDIR. Dr. Ekmel ZADİL ÎKTİSAT PAK. ÖĞRETTM ÜYESt dika Uyesidir. Bunlar: 1 Basbakan WÎLLY BRANDT «KAĞIT ve BASIN SENDÎKASI». t 2 îktisadi îşbirliğl Bakam EPPLER, Saglık Bakam ve Tek Kadın Bakan K. FOCKE, cEĞt TTM ve BÎLİM SENDÎKASI» 3 Adalet Bakam JAHN. Maliye Bakam SCHMÎDT, Devlet Bakam BAAR, Egitim Bakam DOHNANYİ, Bilim ve Araşörma Bakanı Prof. EHMKE. Dlaş rin, sendikacıhk yönünden önemini, şu rakamlar gayet açık bir şekilde iıade etmektedir. 518 mil letvekilinin tam 244'ü sendika üye lerindendir ki, bunlann tümü D.GJB. (Alman Sendikalan Konfederasyonu) Uyesidir. Bu 244 sendikacı, Alman parlamentosu oluşturan 3 partiye mensupturlar. Bunlardan: 218'İ SPJ>. (Sosyal Demokrat Parti), 23'ü CD.Ü. C.S.U. (Hıristiyan Demokratlar), 3U FX>J«. (Hür Demokrat Parti Liberal) mensubudurlar. Bugün hükümeti oluşturan S P . D. ve FJ3.P. koalisyonu böyleco 221 sendikacı Uyesini sinesinde banndırmaktadır. Bir de bu sendikacılan, ait olduklan sendikalar yönünden inceleyelim: Federal Almanya, bugün diinyanın en güçlü sendikaalıgına sahiptir. Tüm memlekette sadece ve sadece 16 sendika ve 7 milyon sendika Uyesi mevcut olup, bunlar merkezi DUsseldof'ta bulunan kısaca D.G.B. diye tanımlanan bir Konfederasyon içinde örgUUenmiş bulunmaktadırlar. En büyük sendika 2.2 milyon İ1: «1CETAL • İŞ SENDÎKASI» olup aynı zamanda dünyanın en kuvvetli sendikasıdır. Bunu 1 1 . milyon üye ile «GKNKL • tŞ SEN DÖCASI» izlemektedir M, bütün Beledi hizmetler, Belediyelere baglı müesseselerin örgütlenmiş olduğu bu sendikaya 60tan fazla Belediye Baskanı üye bulunmaktadır. Sendikalı sayısı bakımından biraz geride bulunmasına rağmen, bizim öğretmenler Sendikası diye vasıîlandıracagımız «EĞÎTÎM BÎLÎM SENDtKA SI» kalite bakımından ve özeUik le siyasi yönden büyük bir değer taşımaktadır. Büyük Aşama VEFAT Niğde Aksaray esrafından Hacı Tahir ve Mevhibe Gursoy'un oğlu, Faika Gürsoyun eşi Nedret, Siret Gürsoy, Ayfer Kadıoğlu'nun sevgilı babaları, Yavuz Kadıoğlu, Sanay ve Türkân Gürsoy'un kayınbabaları, merhum Arapgirli Nazım ve Fatma Türksoy'un damatları, merhum Rıfat ve Mahmut Gürsoy'un, Aliye Perek'in kardeşleri, Mithat, Kemal, Asım ve Sıtkı Gürsoy'un, Hayriye Aytekin, Naıle 1leri, Rasime Berköz ve Sabiha Özgel'in ağabeyi, Hacı Hakkı Gürsoy Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 30 Ocak 1973 Sah günü, ikindi namazını müteakip Aksaray Valıde Camiinden kaldırılacaktır. Mevlâ rahmet eyleye. A İ L E S t fc* önemli n s t : Çelenk gönd'erilmemesi rica olunur. Bu büyük aşarnanın sebebini iki noktada toplayabiliriz: 1 Işçilerin örgütlenerek güç lü sendikalar içinde ağırlık kazanmalan: Bunun sonucunda da toplu sözleşmelerde gayet güçlü olarak işverenler karşısmda hayat standartlannı yükseltecek olanaklar sağlamalan. Tabiatıyle, sendikalar yalnız adet ve oran itibariyle güçlenmekle kalmıyor, aynı ramanda bilinçli örgütler olarak, ifverenlere ve top luma zarar vermeden, onlara da yararlar sağlayacak şekilde çıkarlar elde etmektedirler. 2 Sendikacılığın gelişmesi ve işçiliğin itibarlı bir meslek haı. a gelmesi sonucunda, toplum h^."îifTida yeni bir sihnivet değişikliğtnin belirmesi: tşveren, Pt ili sendikalann toplu sözleşmelerdeki pazarhk güçlerinin art ması sonunda eskiden alıştıklan büyük kârlanrdan, kendi yönlerinden büyük bir kısmını çalısanlara aktanrken, ileri görüşlü işverenler bundan kendilerinin de kârlı çıktıklannı kabul etmektedirler; zira aldıklan yükSendikalı milletvekillerini, tem sek Ücretler sayesinde satınalma sil ettikleri sendika yönünden in 18 kişiden oluşan Alman Bagüriori ırüfcspien ve bazı toolumceleyelim: 244 sendikalı milletvekanlar Kurulunda 13 kişisi senlarda çalışanlann °'o 7075'ini te>;kıl eden işçı ve müstahdem züm resinın, yani ücret ve maaş kar şılığı çalısanlann satınalma güçlerı çok arttığından üretim, ve, sonuçta sürümlen artmakta; böy lece az üretimle çok kazanç yerini, çok üretimle daha az kazanç almakla ve bu da toplum kalkınmasını geniş ölçüde saglar ken işverenin durumunu daha da sağlamlaştırmaktadır. Tabıatıyle bahsettiğimız bu husus bılinçlı sendikacıhk sayesinde ola^CBİRİNCİ G E Z İ : bilmektedir. Sendikalar; bugün topladıklan aidatlardan gelen Hareket: 2 2 6 9 7 3 , Dönüj:57973 Fstonbu!Venedik (Gondol Gezi$i,kufTBiırlerinin önemli bir oranmı morhone ) Tiryaste(Açıkpazor) Sibenik (Yugoslav limonı ) Toranto Nic« «Egitim» faaliyetlerine ayırarak (Monrtkarlo) Napoli Pire (Akropol Atina) İstanbul üyelerinin bilinçlenmelerini, liİk İKİNCİ GEZİ: derlerinin mübalâğalı ve karşılan Hareket: 5 7 9 7 3 , Dönüj: 187973 Istonbul Pire fAHnaAkropol) N i c * mayacak taleplerle işverenlerin faaliyetlerini yavaşlatmamaya ça( Açıkpazar, Montekarlo Connes ) Barselona Palermo' C a t a a j a ( S i o i I j ^ ba sarfetmelerinden ileri gelmek Rodos (Taverna) Bodrum istanbul tedir Yani bilinçli sendikacıhk, ^ÜÇONCÜGEZİ: bindiği ağacı kesmek yerine onu Hareket: 1 8 7 9 7 3 , Dönüj: 317973 İstanbul Bodrum Rodbs (Taverna) budayarak daha gür bir hale gel Civitaveccia ( otobüsle Roma ) Canova (A^ezarlık MUzesi ) Nice ( Açıkpazarmesini sağlamaktadır. Cannes ve Montekarlo gezileri ) Marsilya Borselono C n g i t » T > İstanbul Temsil Yönünden kilinin İOS'I kısa adıyle O.T.V. diye adlandırılan GENEL HİZMETLER ve TASIT SENTJtKASI» Uyesidir. 105'inin 96'sı Sosyal Demokrat Parti, Tsi Hıristiyan Demokrat, 2'si Liberal Par ti adayı olarak seçimleri kazanmışlardır. tklnci sırada 34'er mil letrekiU ile «METAL t Ş SENDÎKASI» ve EĞÎTÎM VE BÎLÎM SENDÎKASI»nı görmekteyiz. «METAL • İŞ SENDÎKASI»nın 34 milletvekilinin 27'si Sosyal, 7'si Hıristiyan Demokrat Partisi ne mensuptur. tEĞÎTÎM ve BlLÎM SENDtKASI.nın 34 milletvekili de Sosyal Demokratlar adaylanndan seçilmiştir. Bunlan 14 mllletvekili ile «MADEN ve ENERJÎ SENDİKASI» 2 Hıristiyan ve Demokrata karşı 12 Sosyal Demokrat Parti Mensubu ve 13 milletvekili ile «BANKA ve SÎGORTA ÎŞLERÎ SENDÎKASI» 10'u Sosyal, 3'ü Hıristiyan Demokrat Parti mensubu ve bundan sonra da «DEMÎRYOLU SENDÎKASI» ile «KAÖIT ve BASIN SENDİKASI» U'er milletvekili temsilcisi ile yeralmaktadır ki, iki sendikada da 10 Sosyal 1 Hıristiyan Demokrat Parti adayından olmaktadır. Öbür sendikalar ise 1 5 temsilci çıkarmıştır. örneğin, 650 bin üyeli «KÎMY* • ÎŞ SENDÎKASI» 3, ve 400 bin üyeli «TEKSTÎL ve GİYtM SENDÎKASI» sadece 1 milletvekili çıkarabilmiştir. Yine en büyük sendikalardan biri olan «POS TA İŞÇİLERİ SENDÎKASI» yalnız 2 milletvekili parlamentoya yollamışur. Bu 244 sendikacı mil letvekilinin yanya yakını, sendika örgütlerinin ileri basamaklarında görevli kişHer olmasına karşılık, öbür kısmınm sendikacılık faaliyeti, sendikacıhk üyaliğinden ileri gitmemektedir. Bakanlardan 13'ü tırma Bakam LADEtTZEN ve îmar Bakam COGEL «GENEL ÎP SENDÎKASI». , * 4 Milll Savunma Bakam LEBER, «YAPI İŞ SENDİKASI» 5 Çaüsma Bakam ARENDT, «MADEN ENEJİ SENDİKASI» 6 Devlet Bakam FRANKE ise «AĞAÇ İŞ SENDÎKASI» üyeleridir. Bunlar arasmda özellikle sendikacıhk alanında büyük ün yapmış olanlar Prol. EHMKE ile, Çalışma Bakam ARENDT ve Savunma Bakam LEBER bakan seçilmeden önce sendikalannın Genel Başkanlığmı yapmış Almanya'nın en tanınrmş sendikacılandır. Son seçimlerde 230 milletvekilliği kazanmış olan ve böylece koalisyon kurarak iktidara gelen S.PD. (Sosyal Demokrat Parti) 230 milletvekilinin 218'inl sendika üyeleri arasından çıkarmıştır. Bundan da anlaşılıyor ki: Sosyal Demokrat Parti, büyük zaferini doğrudan doğruya sendikalann desteginden elde etmiştir. Gerçekten de seçimler sırasında sendikalar Sosyal Demokratlann en büyük destekçileri olmuslardır. Bu konuyu kaparken, bir noktaya değinmek isterim: îktidara işçilerin ve örgütleri sendikalann destefi ile • geldikten sonra. hiçbir vakit körü körüne sendikalara âlet olmamakta. aşın isteklere, gerek parti ve gerekse hükümet olarak set çekmesini bilmektedirler. Nitekim seçimler den hemen sonra «METAL İŞ SENDİKASI» yeni toplu sözleşmeye otururken % 10 zam istep'nin Içverenler tarafından kabul edilmemesi ve bir ara grev tehlikesinin bas göstermesi sırasında bazı bilinçsiz sendika idarecüerinin, hükümetta pasü davrandığım ileri sürerek «sırtımızdan seçim kazamp bizi yan yolda bırakırsınız» şeklindeki eleştirilere sert eevaplar vermisler, aşm Istekler Bnlenerek anlaşmalan sağlamışlardır. Seçimlerin yaklaşmakta olduğu, kamu hlzmetlilerin vatan daşa tam manâsıyle hizmet edebilmesi ve zamanında vatandaşlarımızın işlerinin görülebilmesi için, mutlak bir surette seçim kanunundaki yapılacak olan değişikliklerde da şehir muhtar adaylannda araoması lüzumlu olan müs'takil bir bürosunun bulunması v9 en az ilkokul mezunu olması çartının getirilmesiyle, ancak; bu gün© kadar olan çeşitli sızlanmalann önü bu syretle alınacagına inanmaktavız. Sayın Partilerarası Seçim Komlsyonu.pun, vatandaşa ' hizmet etmele maksadiyle ve sosyal adaleti eetirecek olari bu yenilikjerin, behemâl ele almmasında fayda mülchaza ediyoruz. Bu yapı)madığı takdiıde, ileride ve eskiden olduğu gibi, vatandaslanmızın ani olarak ve âcil işleri dolayısıvle muhtarhk işlerinde, aradığı gün ve saatler içinde muhtarlar ve bu muhtarlann çoğunun sabit bir büro sunun bulunmamas: sebebiyle halkımız sıkıntı çekmektedir. Bu sorunlara müsbet bir yolda gerekli tedbirlerin alınmasıyle birlikte, seçimlerde aday olacak muhtarlann kendilerinden Bu personelin yukanda açıken az ilkokul mezunu olması ve lanan fıkra ve hazırlanacak yö netmeliğe de bir madde ekle sabit bir bürosunun da aranma sı kanunî mevzuat haline geti, nilerek Personel Kanünundan rilmesini istiyoruz. Vatandaşa önce almakta oldtiklan kadro hizmetin ancak bu şekilde tekarşüığı ücTetleri dereçelerine min edilecegini ummaktavız. intibakları yapılır. emeklilik de Saym Partilerarası Seçim Koreceleri. aynı dereceye gelincemisyonunun bu sonına eğilmeye kadar intibak ettirildikleri derece aylığmın birinci kademe sini hasseten istirham eder, si ödenir şeklinde karar daha saygılar sunanm adilâne olmıyacak mıdır? Frthi GÜVEN TÎRE Personel Kanünundan önce al makta olduklan senelik ikrami ye ve, diğer yan ödemelerinin kaldınlması vş intibaklannın emeklilik dereçelerine yapılması kar^ısmda ayhklannda genel ve katma bütçe personelinin ay lık farklan kadar eşit para el lerine geçmemiştir. Ana caddelere anteni çevrili Genel ve katma bütceli daire TV .alıcılannda otomobil jçeçerlerin personellerme bir kararken görüntü bozuhnaktadır. name ile AŞustos. 1972 ayınrJan Sebebt otomobfllerin distribübu yana yan ödemeleri (iş riski, tör süzgeç k.ondansatorlerinin iş güçlüğü, temininde eleman bulunmayışı veya sağlam olgüçlüğü zamlari» verildiği halde, mavışıdır. kamu iktisadî •kuruluşlarında Trafik bütün otolan transisçslıştınlan personelin bu yan ö törlü el radvolan ile kontrol demeleri alabilmesi için kararna .ederse, parazit olup olmadıpım«" halen çıkanlmamıştır. nı dinlemevle anlar. Kusuru tlgililerden * ilgili bu personel varsa ıriderilmesini söyler. için gerek intibaklannın. gerek Yasalan dinlemeyeni cezalanse yan ödemelerinin verilmesidınr. TV'larda rahatça izlene başlatılmasına dair kararlanir. nn tatbikleri beklenümektedir. Dr. M. Mesut ATASAGÜN Ad) saklı Beylerbeyi istanbul T.R.T. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE T.C. DZ.K.K. Taşkızak Tersanesi Döner Sermaye Genel Müdürlüğü Hasköy/İstanbu! . • Dosya No: 832 Taşkızak Tersanesi Döner Sermaye Genel Müdürlüğünce, aşağıda cins ve miktarı yazıh (2) kalem malzemeyi, teknık ve idarî şartnamesine göre kapalı zarf usulü ile satm alınacaktır. Miktan Malıemenin cinsi (Metre) Çelik çekme boru 273/257 273 ' Çelik çekme boru 168/158 Tahminî Geçici Kesif Bedeli Teminat ) ) 172.000,00 TL. 9.850,00 TL. 1 0) 3 1 Teklifler idarl sartnamede yazüı olduğu şekilde verilecek.2 Yukandaki malzemeye ait idari ve teknik şartnâmeler bu isle lstigal ettigine dair bir belge getiren firmalara verilecektir. 3 Posta ile sartname gönderilmez ve postada vakl gecikmeler kabul edllmez. 4 Taşkızak Tersanesi Döner Sermaye Genel Müdürlügü 2430 sayıh Kanuna tabı değildır • 5 Genel Müdürlügüp herhangi bir teklifi seçmesi ve üzerinde muameleye geçmesi Genel Müdürlük ile satıcı arasında bağlantı garantisi yüklemez. 6 Ihaleye istirak eden firmalar •tekliilerinı su şekilde vereceklerdir: • < önce geçici teminat veznemize 'yatınlacak veya «Vadesız Banka teminat mektubu» verilerek alınacak makbuz, teklif zarfının içine konup, satınalma ofisine kaydettirilecek ve sonra Döner Sermaye Satınalma Komisyonu Başkanma verilecektir. 7 SON TEKLlF VERME GÜNÜ: 7/2/1973 tarih ve saat 11.00'dir S Teklifler 7/2/1973 günü saat 14.00'te Satınalma Komisyonu Bajkanlığınca açılacaktır. (Basın: 108145701 AVRUPA LIMANLARINA Cumhuriyetin Ellinci Yıldönümii ti». SERGİ GEZİSİ Siyasî Ağırlıkları TÜRK DONANMA VAKFINA YAPILACAK HER TÜRLÜ BAĞIŞ ŞANLI DONANMAMIZI GÜÇLENDİRECEKTİR. Sendikalar güçlü örgütleri sayesinde pazarhk olanaklarını da arttmrken, siyasi yönden de büyük güç kazanmakta ve gelişmis ülkelerde ya iktidar ya da iktidan denetleyen söz sahibi muhalefeti meydana getirmektedirler. 1972 yıh sonunda AmerikaAvusturalya Yeni Zelenda Kanada Japonya ve son olarak Al manya'da yapılan seçimler, bunlara en iyi örneği teşkil eder. Biz bu yazımızda, son Alman seçimle rinde sendikalann oynadığı rolü değerlendireceğiz. Alman parlamentosu 496 mflletvekilinden oluşmaktadır. Buna 22 Berlin temsilcisini de eklerseniz, 518 klşilik bir parlamento ortaya çıkmaktadır. 19 Kasım 1972 tarihinde Federal Aimanya'da yapılan seçimle H«CUMHURİYETveRAMAZAN BAYRAMİ GEZİSİ: Hareket: 1810973 , Dönüj: 3010973 İstanbul Syracuse ( Sicüya Adasmâa ) Palmo {Gece kulUpleri , Mavi Moğora , Chopen'in evi) Nice (Monfekarlo , Açıkpazar ve Canrras gezileri ) Civitaveccia (Otobüsle Roma) N a p o li (Capri Adası) Pire (Akropol , Arino ) İstanbul İzmir Belediye Baskanlığından 1 Şehrin muhtelif yerlerinde yaptınlacak Kanalizasyonlarda kullamlmak üzere tont baca kapağı yaptıniacaktır. Keşif bedeU 96.612. lira ve fjeçici temlnata 6080.60 liradır 2 Üçkuyular 116 plan 6184 ada imar yolu fle 68 sokakta yeniden kanalizasyon insaatı yaptmlacaktır KeşiJ bedeli 86.740. lira ve geçici teminatı 5587. Uradır. Yukanda gösterilen işlerln ihalelen 9^.1973 Cuma eünü saat 15.30 da kapalı zarflı eksiltme suretiyle Encümen salonunda ayn ayn yapılacaktır îhaleye işttrak edecek olanlann her iki is için ihale tarihinden Uç gün önce (Tatiller dahin Pen tsleri Müdürlüğüne müracaaüa ihaleye tstirak belgesı almalan sarttır. Keşif ve şartnameleri mesal günlen saat 9.0012.00 arasında Encümen kaleminde eörülebiltr tsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlayacaklan teklif mektirplannı ihale günü en geç saat 14.30'a kadar En î cümen Başkanlığına vermeleri il&n olurur (Basın: t. 173107055691 ^YILBAŞIveKURBAN BAYRAMİ GEZİSİ: Hareket:29I2 973 , DönUj:9l 974 İstanbul Gatanya (Ema Yanordaği) Nice(YlLBAŞI GECESİ BALOSU , Cot« O'Azur Gezisi) Borselona Marsilya § e bir turu, gec«=kumarhane) Napoli (Capri Adası) Pire (Atina,Akropol) İjfan1 bul . ^CFIYATLAR: (Her gezi için ikinci mevkî 3.000.lîra 4 . 0 0 0 . (herIcBfta tek kijilik îçlca mara ) Birinci nvsvki 5.000.Lira (ikî kijilik di} kamaroda bir yarak), 6.000.Lira (Tek kijilik dıj kamara), 6.000. Lira (iki kijilik lüks kamaroda bir yatak) 1.500. Lîra (Çocuklara ilâve yatak.) MOraCaat: Gazeteciler Cemlyeü binast Cagatoğla tsUnbol Telefoo: 22 54 08 Cumhuriyet 578
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle